Editörden... 1 Fok Haber... 2 Duyuru... 5 Güncel... 9 Çevre Eğitimi... 13 Makale... 14 Yeni Yayınlar... 16 Okuyucu Köşesi... 17



Benzer belgeler
SORUMLU AMATÖR BALIKÇILIĞA GEÇİŞ

Denizlerimizi ve Kıyılarımızı Koruyalım

Hedef 1: KAPASİTE GELİŞTİRME

SUALTI ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ UNDERWATER RESEARCH SOCIETY

İSTANBUL VALİLİĞİ İL BALIKÇILIK VE SU ÜRÜNLERİ KOMİSYON KARARI

Ýmece Evi. Ziyaret-2016

Türk Deniz Araştırmaları Vakfı TÜDAV

Sağlıklı nesiller için, sağlıklı balıklar büyütmek gerek

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü. Sayı: B.18.0.ÇYG /06/2011 Konu: Yetki Devri Genelgesi

İSOV ANADOLU TEKNİK LİSESİ SİZİN FİKRİNİZ SİZİN PROJENİZ HER YAYA BİR KIRMIZI IŞIKTIR!...

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ MAĞARA ARAŞTIRMA TOPLULUĞU (HÜMAK) KASIM ANTALYA KEKOVA ÇEVRELİ KÖYÜ ve ISPARTA ÇALTEPE KÖYÜ ARAŞTIRMA FAALIYETI

Çevre Alanında Kapasite Geliştirme Projesi Düzenleyici Etki Analizi Ön Çalışma

AB CUSTOMS AGENCY ACADEMY

Amasya da Kadın İstihdamının Artırılmasına Destek Projesi. Ülker Şener 1 Temmuz 2011, Amasya

Sunum Konuları. Özel Dedektiflik Nedir? Dünyada ve Türkiye de Özel Dedektiflik. Özel Dedektiflik Hizmet Alanları. Kimler Özel Dedektif Olabilir?

Doğayla Uyumlu Yaşamın Adresi:

Hasankeyf ve Dicle Vadisi Sempozyumu Sonuç Bildirgesi

T.C. MUĞLA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ Deniz ve Kıyı Tesisleri Şube Müdürlüğü

MEHMET İHSAN MERMERCİ OTELCİLİK VE TURİZM MESLEK LİSESİ COMENIUS PROJESİ A TRIP ACROSS EUROPE FAALİYET RAPORU

KAYHAM STRATEJİK PLANINA GÖRE 2013 YILINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN FAALİYETLER

MUĞLA BÜYÜKŞEHİR, FETHİYE DE KATI ATIK TESİSİ YAPIYOR

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI YAVRU VATAN ANAOKULU OKULLARDA ORMAN PROGRAMI YILLIK EYLEM PLANI

YEŞİL DENİZ KAPLUMBAĞASININ KORUNMASI İÇİN İŞBİRLİĞİ YAPIYORUZ BROŞÜR TR 2017 AKYATAN2016 NIN YOLCULUĞU

Kimya Kongresi. 28. Ulusal Ağustos 2016 MERSİN. Mersin Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü. (Uluslararası Katılımlı)

Göltürkbükü Balıkçı Barınağı nda da deniz dibi temizliği yapıldı

YÜKSEK DENETİM DÜNYASINDAN HABERLER SAHTECİLİK VE YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE SAYIŞTAYLARIN ROLÜ: ASOSAI 2012 FİLİPİNLER ÇALIŞTAYI

Etkinlik Raporu: STÖ STÖ Buluşmaları

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Sayı :B.18.0.ÇYG MAYIS 2009 Konu :Yetki Devri Genelgesi

Marmara Kıyıları Hassas Alan Yönetimi

TÜRÇEV 20 YAŞINDA! ÜÇ AYLIK TÜRÇEV E-BÜLTENİ 30 Eylül Çevrenin Genç Sözcüleri

AVCILIK. İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen ve bir faaliyettir.

Tatil ve Yöre Rehberi

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

ÖĞRENCİLER AB'Yİ ÖĞRENİYOR PROJESİ 14 Nisan 2015 Kocaeli Tanıtım Konferansı BASIN DUYURUSU

HAMSİ AVCILIĞI ve BAKANLIK UYGULAMALARI. Vahdettin KÜRÜM

SSS. 1- Erasmus Programı Neler Kazandırır? Üniversitelere Kazandırdıkları. Uluslararası tecrübe ve itibar. Çok kültürlü ve milletli ortamda eğitim

Gönüllü İtfaiyecilerin Görevleri MADDE 6

T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Temsilcileri, T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı Temsilcileri, T.C. Sağlık Bakanlığı Temsilcileri, T.C.

«MAVİ DENİZ TEMİZ KIYILAR»

Bodrum Deniz Dibi Temizlik

DÜNYA NIN EN BÜYÜK SUALTI HAZİNESİ..!

BuNLarI BiLiYOr muyuz?

TEMA 1-FİZİKİ YAPILANMA

Sevgili Rotary Ailem merhaba,

Tur Programı. Darwin'in Galapagos'u ve Dünya'nın "0" noktasına bir yolculuk

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Kuş Gözlemciliği. Süleyman Ekşioğlu Kuş Araştırmaları Derneği

TEGEP te Neler Oluyor?

KAYHAM STRATEJİK PLANINA GÖRE 2015 YILI FAALİYET RAPORU

Türkiye nin İlk Usta Kulübü

BAŞLAMA TARİHİ Gün çalışmasının duyurulması HASTANE

Proje Faaliyetleri ve Beklenen Çıktılar

Sığır yetiştiriciliğinde Sıcaklık Stresi ve Alınabilecek Önlemler. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Paydaş Grubu Proje ile İlgisi Yorumlar İletişim Yöntemi

TÜRKİYE BÜLTENİ MART, 2013 KAMPANYA

KAŞ-KEKOVA DENİZ YÖNETİM PLANI İÇİN İŞBİRLİĞİ YAPIYORUZ. Fotoğraf: Burak Karacık/WWF-Türkiye KAŞ-KEKOVA DENİZ KORUMA ALANI PROJE RAPORU

Yeni dönemin parolası: ÇOKLU STRATEJİ

TBD Antalya Şube Başkanı Akyelli: Özellikle yazılımcıların yatırımlarını Antalya da yapmamaları için hiçbir neden yok

Fransa ya Yelken Açtı

Hürriyet yazarı Gila Benmayor,bugünkü yazısını TURMEPA nın bir araştırmasından yola çıkarak kaleme almış.

SU ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLİK SEKTÖRÜMÜZDE KOORDİNELİ VE KALICI ACİL EYLEM PLANI İHTİYACI SUYMERBİR ÇALIŞTAYI ŞUBAT 2015 ANTALYA M.

Sayı X, KASIM ayı 2008

Sales For Success. Satış, sadece satış ekiplerinin değil bütün şirketin ana misyonu olmalıdır.

Trans Grup Terapisi Devam Ediyor. SPoD LGBTİ, Stajyer Avukat ve Hukuk Öğrencilerine Yönelik Bir Eğitim Düzenledi

T.C. BURSA NİLÜFER BELEDİYE BAŞKANLIĞI Belediye Tiyatro Müdürlüğü ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

A1 : Alanya da yaşayan her bireyin daha sağlıklı ve daha huzurlu yaşaması.

Turkuazoo Kapıları Açıyor!..

Kelaynakların Hazin Öyküsü

Balıkçılıkta Ekosistem Yaklaşımı Konferansı

Örnek Proje Hamitler Doğal Yaşam Parkı

PROJENİN HEDEFİ İstanbul da faaliyet gösteren, eğitilebilir öğretilebilir düzeyde zihin engeline sahip çocuk ve gençlerin öğrenim gördüğü 2 İş Okulu

NE OLDU? NE OLACAK? Kasım 2011-Ocak Ocak Oturum ve Sunum Kayıtları, İnfeksiyon Dünyası, Online TV ve Sunu Merkezi nde

YENİDEN YAŞAMA KATKI KAMPANYASI PROJE TEKLİFİ

SUALTI ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ (SAD) BİLİM KAMPLARI

Kıyı Günü '07: Türkiye de Bütünleşik Kıyı Alanı Yönetimi Bilinçlendirme Çalışmaları

Türk Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireleri Derneği Bülteni

KOYLARIMIZ, MAVİ YOLCULUK VE DENİZ TURİZMİ NİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ

Sahil Güvenlik Komutanlığı TASNİF DIŞI 1/18

Sizin varlığınız ve katkılarınızla bu alanda önemli çalışmalar yapacağımıza inancımız sonsuz. Mehmet Onarcan Prof. Dr. Ayfer Karadakovan Aynur Dik

SUALTI ARAŞTIRMA ve UYGULAMA MERKEZİ

ÜÇ AYLIK TÜRÇEV E-BÜLTENİ 31 MART 2009 MAVİ BAYRAK EKO-OKULLAR ÇEVRENİN GENÇ SÖZCÜLERİ OKULLARDA ORMAN İÇİNDEKİLER

Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi

Sık Sorulan Sorular. TANDEM KÜLTÜR YÖNETİCİLERİ DEĞİŞİMİ Türkiye Avrupa Birliği (AB) Soru listesi:

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ

İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ İTÜ SAVUNMA TEKNOLOJİLERİ KULÜBÜ

"medya benim ayağımın altına muz kabuğunu biraz zor koyar" vari açıklamalarda bulunuyordu ki Olanlar oldu

Sayı: 2005/06 FAALİYET TEKNİK RAPORU

NEJAT İŞLER İSTANBUL'A SEVK EDİLDİ

Satınalma Yönetiminde 14 adımlık Tasarruf Listesi

Öğrenci Dekanlığı Toplumsal Duyarlılık Projeleri Ofisi AKADEMİK YILI TOPLUMSAL DUYARLILIK PROJELERİ

ENDAZE. TMMOB Gemi Mühendisleri Odası. GEMİ İNŞAA&TASARIM SEKTÖRÜNDE DEVLET DESTEĞİ SEMİNERİ GERÇEKLEŞTİRDİK

Mağaraların ve Mağara Doğasının Korunması İçin İşbirliğinin Geliştirilmesi Projesi EGE MAĞARA ARAŞTIRMA VE KORUMA DERNEĞİ

TED AİLESİ, ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLAMASI VE PLAKET TÖRENİ İÇİN DÜZENLENEN YEMEKTE BİR ARAYA GELDİ

Yeryüzündeki Cennet Maldivler

Üniversite Öğrencilerinin Sosyal Ağ Bilgi Güvenlik Farkındalıkları

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ UYGULAMA ÖRNEĞİ (YETKİLENDİRİLMİŞ TSM İSG BİRİMİ) HOŞ GELDİNİZ. Dr. Ali Koray KENZİMAN. Mersin İl Sağlık Müdürlüğü

ALS TANILI HASTALAR İÇİN ERİŞİLEBİLİR; SÜRDÜRÜLEBİLİR VE UYGUN MALİYETLİ BAKIM MODELİ GELİŞTİRME ÇALIŞTAYI 5 6 MAYIS 2016 ANKARA

KANUNA HIZLI BAKIŞ. - İş yerleri, yapılan işin niteliğine göre tehlike sınıflarına ayrılıyor.

SSP900 SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ DERS SUNUMU

1. KONUM BELİRLEME VE UYDU NAVİGASYONU ZİRVESİ Gerçek Zamanlı Yerel Sabit GNSS (CORS) Ağları ve Belediyecilik Uygulamalarındaki Önemi

Transkript:

Editörden... 1 Fok Haber... 2 Duyuru... 5 Güncel... 9 Çevre Eğitimi... 13 Makale... 14 Yeni Yayınlar... 16 Okuyucu Köşesi... 17

Editörden Merhaba, Uzun zamandır Akdeniz Gezgini ile karşınızda değildik, öncelikle gecikme için tüm üyelerimizden ve doğaseverlerden özür dileriz. Yeni bültenimizle 2006 yılının üç sayısını birlikte çıkarmış bulunuyoruz. 26-27-28. sayıları içine alan bu yayında henüz geçtiğimiz 2006 senesinde tamamlanan proje sonuçları, habitat koruma ve mevzuat çalışmalarımız ile kıyılarımızdaki Akdeniz fokları hakkında ilginç haberler ve gelişmeler bulacaksınız. İçinde bulunduğumuz dönemde, SAD-AFAG tüm projelerini bitirdi ve düzenli proje geliri olmamakla birlikte, kıyı habitatları, deniz alanları ve Akdeniz fokunun Türkiye de korunması yönünde çalışmalarına aynı hızla devam etmekte. Önceki dönemlerden farkımız ise 2006 yılı baharında projelerimizin sona ermesi ile sadece bir profesyonel arkadaşımızın AFAG da çalışıyor olması. Daha önce bünyemizde profesyonel ama amatör ruhla çalışan Yalçın Savaş, Harun Güçlüsoy, N. Ozan Veryeri, Yeşim Çağlayan, Uğur Yolak, Yeşim Aslan, Ahmet Bolat ve Ayhan Tonguç şu anda da SAD-AFAG a dışarıdan desteklerini devam ettiriyor. Bunun yanı sıra, Datça dan Sezer Çete, Karaburun dan N. Ozan Veryeri, Kalkan dan Fatih Tunalı, Kemer den Turgay Işıklar, Kaş tan Gökhan Türe ve Murat Draman, Aydıncık tan Mehmet Sarı, Mersin den Ahmet Bolat ile Adana dan Vedat Kolcuoğlu temsilci olarak her zaman olduğu gibi bölgelerinden güncel fok gözlemleri ve habitata yönelik yasadışı veya yanlış kullanımlar hakkında dernek merkezine bilgi aktarmakta ve desteklerini sürdürmektedirler. Aramıza yeni katılan Münevver Çakır ise bahsettiğim gibi tek profesyonel personelimiz ve halkla ilişkiler ve basından sorumlu. Sizlerin de takdir edeceği gibi tam zamanlı personel yokluğunda çalışmalarımız ancak belli bir hızda devam edebiliyor. Bundan dolayı üyelerimiz ve fok evlat edinenler ile olması gerekenden daha yakın ve süratli ilişkide olamayabiliyoruz. Bu anlamda sizlerin anlayış ve desteğinizi beklediğimizi belirtmek isterim. AFAG, 2007 senesi sonbaharında 20. yıl dönümünü kutlayacak. Kurulduğu 1987 senesinden bu yana artan azim ve istekle çalışmalarını sürdüren grup amatör ruhla profesyonel çalışmalar yapmaya ve etkide bulunacak sonuçlar almaya devam ediyor. 5 Aralık 2006 da Didim kıyılarında bulunan ve bakımı halen devam eden yavru fok Badem sağlıklı bir şekilde büyümeye devam ediyor. Önemli bir toplumsal sorumluluk göstererek Badem in bakımına ilişkin sponsorlukda bulunan iş adamı Sayın Mustafa Koç a SAD adına teşekkürlerimizi iletmek isterim. Bu rehabilitasyon bizler ve Türkiye için ayrı bir önem taşıyor, çünkü bu bakıma muhtaç ve annesinden ayrı kalmış bir Akdeniz foku yavrusunun ülkemizdeki ilk bakımı olacak. Sağlıklı büyümesi durumunda ise yine doğal ortamına ilk salınan fok olacak. Bu bakımdan konunun önemini anlayan ve destekleyen tüm kişi ve kurumlara; süratle maddi destek sağlayan iş adamı Mustafa Koç, Foça Rehabilitasyon Merkezi ni kuran Foça Belediyesi, Başkan Gökhan Demirağ ve merkezin inşasından sorumlu mühendis Muzaffer Ağluç, yavru fok Badem i Foça da geçici olarak ağırlayan, yer ve diğer olanakları sağlayan Sunsail Club Phokaia, fokun Foça ya intikalinden kısa süre sonra Hollanda dan uzman ve ekipman desteği sağlayan SRRC ve Direktörü Lenie t Hart ile SRRC den Fok Bakım Uzmanı Richard Dijkema, Foça Belediyesi Veterineri Doktor Avni Gök ve yavru fok hakkında istihbaratı süratle SAD-AFAG a ileten Sahil Güvenlik Komutanlığı na teşekkürü borç biliriz. Badem in rehabilitasyonuna başladıktan kısa süre sonra ise ODTÜ - Erdemli DBE nde görevli bir akademisyen tarafından anlamsız bir eleştiriye maruz kaldık. Elbette sessiz kalmadık ve buna ilişkin cevabımız kendisine ve ilgili camiaya iletildi. Bu konuyla ilgili açıklamaları bültenimizin 10. sayfasında bulacaksınız. SAD-AFAG Akdeniz fokunun korunmasına ilişkin önemli bir uluslararası etkinliğin organize edilmesinde görev aldı. 17 19 Eylül 2006 tarihlerinde Antalya Kemer de yapılan UNEP Mavi Hafta etkinliğinde Uluslararası Akdeniz Foku Konferansı düzenleyicileri arasında yer aldığı gibi bir sunuş yaparak son 10 yıldır atılan adımları ve somut sonuçları aktardı ve çalışma gruplarına aktif olarak katılım sağladı. Konuyla ilgili haberi yine bültenimizde bulacaksınız. Temiz ve yaşanabilir bir Akdeniz dileklerimizle, hoşçakalın Cem Orkun KIRAÇ Koordinatör 2

Fok haber Çevre denetim teknesini yenileme çalışmaları Foça Deniz Koruma Alanı 1992 yılından beri yönetilmekte ve izlenmektedir. 1992 yılında Çevre Bakanlığı tarafından yapılan ilk girişimlerden biri, Özel Çevre Koruma Alanı ve çevresinde devriye gezen sürat teknesinin bölgede konuşlandırılması olmuştur. Sürekli faaliyette olan bir deniz denetleme teknesinin önemi, Çevre Bakanlığı, Su Ürünleri Kooperatifi, Foça Belediyesi ve elbette SAD-AFAG ı da içeren tüm paydaşlar tarafından bilinmektedir. DKA daki yasadışı balıkçılık faaliyetleri önemli ölçüde kontrol altına alınmış ve ihlaller dikkate değer ölçüde azalmıştır. Çevre, 2004 yılına değin kullanım ömrü süresince etkin bir şekilde kullanıldı ancak iki yıldır ömrünü doldurduğu için gerektiği gibi kullanılamamaktadır. Foça kıyılarında devriye gezen Çevre Denetleme Teknesi SAD-AFAG / Cem Orkun Kıraç Denetlemelere başlamanın gerekliliğini ve önemini göz önünde bulunduran SAD-AFAG yakın geçmişte, gerekçeli bir başvuru hazırlamış ve eski deniz denetleme teknesinin değiştirilmesi için Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı na, Çevre ve Orman Bakanlığı na göndermiştir. Başvuru, Foça Pilot Projesi nin hem 2002 yılındaki Johannesburg Çevre Zirvesi, hem de 2006 yılında Türkiye de Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından uygulanan GEF II Projeleri nde Türkiye deki en başarılı çevre koruma projelerinden biri olduğu gerçeğini de vurgulamaktadır. Yoğun lobi ve destek faaliyetleri sayesinde bu başvuru, gelecek yılın bütçesine denetleme teknesi yatırımını eklemek için ÖÇKKB tarafından olumlu olarak değerlendirilmiştir. Başvuruda, deniz koruma alanının ve Akdeniz foklarının korunmasının önemi; endüstriyel ölçekte balıkçılık yapanlar, yerel balıkçılar ve deniz ekosistemi arasındaki ilişki; deniz denetleme sisteminden bu güne kadar elde edilen yararlar ve sürdürülebilir doğal kaynak yönetimi için zaruri olan ihtiyaçlar üzerinde durulmuştur. Foça ve çevresindeki, sürdürülebilir çevre yönetimine destek olacağı kesin olan bu yatırımın, yıl sonunda ilgili bütçe çalışmaları kapsamında onaylanmasını umuyoruz. Cem O. Kıraç ve Harun Güçlüsoy / SAD-AFAG. AFAG ın denetleme teknesi DK01 Kilikya sahillerinde Avrupa Birliği nin fon sağladığı SMAP-I Projesi kapsamında satın alınan SAD-AFAG ın deniz denetleme teknesi Deniz Koruma DK01, 2002 yılında Mersin, Aydıncık da görevine başlamıştır. Aydıncık Kaymakamlığı ve SAD-AFAG arasında yapılan bir protokole göre; çalışma masraflarından Aydıncık su ürünleri kooperatifi, işletme ve bakım masraflarından da Kaymakamlık sorumludur. Kaymakamlık ve SAD-AFAG ın ortak kararı ile, bölgedeki doğa korumacı balıkçı arkadaşımız Mehmet Sarı tekneyi kullanma görevine getirilmiştir. 2006 yılı boyunca, Aydıncık ve civarındaki diğer vukuatları durdurmanın yanı sıra özellikle yasadışı faaliyetleri engelleyerek faaliyetlerine devam etmiştir. Birden fazla olayda; yasadışı trolcüler, gırgır tekneleri ve dinamit ile balık avlayanlar gözetlenmiş ve Sahil Güvenlik ve Tarım Bakanlığı İlçe Müdürlüğü ne rapor edilmiştir. Temel bazı bakım ve tamir çalışmaları 2006 nın ortalarına doğru tamamlanmış, balıkçı Mehmet Sarı gece ve gündüz rastgele zamanlarda gözlem çalışmalarına devam etmiştir. DK01 denetleme teknesinin çalışmaları bölgeyi ziyaret eden ve bazen denetleme sistemine yardım amacı ile bağış olarak gemiye yakıt satın alan yerli ve yabancı turistlerin de beğenisini kazanmıştır. Denetleme teknesi, Aydıncık ve çevresindeki denetleme boşluğunu kısmen kapatmaktadır, ancak SAD-AFAG Mersin batısındaki kapsam alanını daha da genişleterek bölgedeki Akdeniz foklarını ve deniz ekosistemini bir bütün olarak korumayı amaçlamaktadır. 3

Fok haber kıyısında cesedi buldu. Fokun; dişi ve 5 yaşından küçük olduğu, muhtemelen 10 gün veya daha öncesinde öldüğü tespit edilmiştir. Cesedin bir yanında sadece bir delik vardır, ancak diğer tarafında delik bulunamamıştır. Vurulma ihtimali göz önünde bulundurularak hayvanın vücudunun içinde yapılan titiz bir inceleme sonucunda kurşuna rastlanmadı. Bu yüzden, ateşli silah ile kasten öldürülmediğini tespit edildi. SAD-AFAG / Yeşim Aslan AFAG denetleme botu DK01 Kilikya sahillerinde Bunu gerçekleştirebilmek için, yıllık işletme bütçesindeki bir artışı karşılayabilecek ek fonları oluşturma adına, potansiyel yardım kurumlarını veya uluslararası sivil toplum kuruluşlarını bu önemli girişimi desteklemeleri için sponsorluğa davet etmektedir. Cem O. Kıraç ve Harun Güçlüsoy / SAD-AFAG. Kaş- Kekova da ölü bulunan fok SAD-AFAG / Gökhan Türe 2006 güzünde Akdeniz foku ölümleri SAD-AFAG ın Kaş temsilcisi Gökhan Türe, 15 Ekim 2006 da SAD-AFAG ın merkez bürosuna ölü bir yavru fok ihbarı verilmiştir. Türe, Kaş yakınlarındaki Kekova bölgesinde arkadaşları ile birlikte kano yaparken, denizin kayalık sahile yakın bölümünde ölü foku fark etmiştir. Gövdesi hala bütün olmasına karşın ileri derecede çürümüş halde bulunmuştur. Bu da ölümün 4 ya da 5 gün önce gerçekleştiğini göstermektedir. Fokun öldürüldüğüne dair ise hiçbir belirti bulunamamıştır. Kesin bir kanıt olmamasına karşın, AFAG tarafından fokun balıkçı ağlarına dolanarak boğulmuş olabileceği tahmin edilmektedir. Saha tanımlamasına bakılarak, yavrunun bir yaşından daha küçük olduğuna karar verilmiştir. SAD-AFAG a, 22 Kasım 2006 tarihinde İzmir Çeşme den bir başka ölü Akdeniz foku haberi geldi. Ertesi gün süratle hazırlanıp Çeşme ye gitmek için yola çıkan Harun Güçlüsoy, Ilıca bölgesi Daha fazla inceleme yapmak üzere çürümüş gövdeden bazı örnekler alınmıştır. Hemen ardından, basında Akdeniz foku canice öldürülmüştür şeklinde çıkan yanlış haberler yer almıştır. SAD- AFAG, 23 Kasım 2006 tarihinde fokun kesinlikle vurulmadığını ve detaylı nekropsi çalışmaları yapılmadan, doğruluğu kesinleşmemiş haberler ile kamuoyunun yanlış yönlendirilmemesi gerektiğini bildiren bir basın duyurusu yapmıştır. Cem O. Kıraç ve Harun Güçlüsoy / SAD-AFAG. Panda Photo / F. di Domingo 4

Duyuru SAD-AFAG Basın Duyurusu 23 Kasım 2006, Ankara AKDENİZ FOKU ÖLÜM HABERLERİ HAKKINDA KAMUOYUNU BİLGİLENDİRME Son günlerde Çeşme Ilıca'da kıyıda ölü bulunan Akdeniz foku hakkında basında birçok haber yer aldı. Gerek basında gerekse ardından yapılan e-posta haberleşmelerinde fokun kesinleşmediği halde kasıtlı olarak öldürüldüğü şeklinde bilgiler alındı. Bu konuda, SAD-AFAG olarak yerinde yapılan inceleme ve nekropsi çalışması sonucundaki bulgularımızı kamuoyu ile paylaşmak gereği duyduk. SAD-AFAG'dan deniz biyoloğu Dr. Harun Güçlüsoy bugün (23 Kasım 2006) Çeşme Ilıca'da olay yerine intikal ederek saat 13.30'da ölü foku yerinde incelemiş ve nekropsi çalışmasını gerçekleştirmiştir. Yapılan raporlamaya istinaden bulgular şöyledir; Fok yaklaşık 2 m. boyunda ve genç bir dişi (5 yaşından küçük). Fokun yaklaşık 10 gün veya bunun birkaç gün öncesinde ölmüş olduğu düşünülmektedir. Kokuşmış vaziyette bulunan fokun tüyleri dökülmüş ve beyazlaşmış deri görünmektedir. Fokun tüfekle veya başka bir ateşli silahla öldürüldüğüne dair hiç bir delil bulunamamıştır. Fokun bir tarafında bir delik tespit edilmiş ve dikkatle incelenmiştir. Ateşli silahla vurulmuş olması durumunda saçma veya kurşunun diğer taraftan çıkması ya da içerde kalması gerektiğinden başka delikler aranmış ancak uzun incelemelere rağmen hiçbir ikinci delik bulunamamıştır. Bunun üzerine hayvanın içi açılmış ve detaylı olarak saçma veya kurşun aranmıştır. Yine kurşun bulunamadığından fokun ateşli silahla öldürüldüğüne dair bir bulgu elde edilememiştir. Foktan gerekli numuneler alınmış olup, başta Çevre ve Orman Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı olmak üzere ilgili kurumlara nekropsi raporu ve fotoğraflar kısa süre içinde iletilecektir. Ölüm nedeni hakkında yeni bulgular olması durumunda, bu kamuoyu ve resmi kurumlarla paylaşılacaktır. Basında çıkan haberlerde fokun vurulduğuna ilişkin haberlerin erken bir yargı olduğu ve bu defa olduğu üzere detaylı nekropsi çalışmaları yapılmadan basında bu şekilde haberlerin yer almaması gerektiği düşünülmektedir. Uzun yıllardır araştırma ve koruma projeleri yapan SAD-AFAG 19 yıllık veriler sonucunda kıyılarımızda yaklaşık 100 Akdeniz fokunun yaşadığını tespit etmiş ve bunu bilimsel yayınlarla duyurmuştur. Her sene çok yüksek sayılarda olmamak üzere ölümler ve yine aynı şekilde doğumlar da olmaktadır. Foklar kendilerini yenilemektedir. Özellikle kasıtlı ölümler ise eskiye göre daha az rastlanmaktadır ancak bunların da olmaması yönünde elimizden geldiğince gayret gösterilmektedir. Akdeniz fokunun yok olmasına asıl en önemli etken yaşam alanları olan bakir kıyıların yapılaşma sonucunda yok edilmesidir. Bu geri dönüşümü olmayan ve kalıcı hasar bırakan bir etkidir. Çünkü kıyılarda yok olan arazi kendisini yenilememektedir. Kalan son bakir kıyılarımıza stabilize veya asfalt açılan yeni yollar, yazlık siteler ve diğer betonlaşmalar fokların habitatlarını bozmaktadır. Bakir kalan son kıyıların yapılaşmadan uzak tutulması sadece Akdeniz foku için değil nesli azalan diğer deniz ve kıyı canlıları bakımından da son derece önemlidir. Akdeniz foku elimizde güzel bir semboldür ve nesli azalan canlıları göz bebeğimiz gibi korumalıyız. Ancak esas amacın deniz ve kıyı ekosistemlerini bir bütün olarak korumak ve gelecek kuşaklara aktarmak birinci derecede görevimiz olmalıdır. SAD-AFAG tüm ülke kıyılarımızda ve denizlerimizde, başta ekosistem ve kıyı alanlarının bütün olarak korunması olmak üzere Akdeniz foku araştırma ve koruma çalışmalarına devam edecektir. Saygılarımızla, SAD-AFAG 5

Fok haber Eğitim ve bilinç aşılama çalışmaları hızlandırıldı SAD-AFAG / Arşiv ve İzmir de SEV Lisesi (500 öğrenci ve öğretmenleri) ziyaret edildi. Sunumlar ve Akdeniz fokları ve deniz çevresini koruma ile ilgili basılan materyaller aracılığı ile binden fazla öğrenciye ve öğretmenlerine ulaştık. Bunların yanında SAD-AFAG, tüm Türkiye de 27,000 den fazla üyesi olan Foto Kritik (www.fotokritik.com) isimli internet sitesine, hem Akdeniz foku resimleri hem de Akdeniz foku türü, fokların yaşam alanları ve onları bekleyen tehlikelerle ilgili temel bilgi vererek katkıda bulunmuştur. Birçok üye ve okuyucu etkileşim içinde bulunmuş ve olumlu tepkiler vermiş, Türkiye ve dünyada Akdeniz fokunun korunması için destek çağrısında bulunmuştur. http://www.fotokritik.com/167167 Münevver Çakır / SAD-AFAG. SEV İlköğretim Okulu, İzmir Kamuoyunda çevre bilincinin oluşturulması ve yaygınlaştırılması amacı ile uluslararası veya bölgesel düzeyde çevre değerlerinin korunması, doğal kaynakların rasyonel kullanımı ve yenilenmesini sağlamak için işbirliği yapmak tüm organların temel görevidir ve biz SAD-AFAG olarak üzerimize düşen görevi Akdeniz foku aracılığı ile Akdeniz i korumak şeklinde bir bilinç oluşturmak için çaba harcayarak yerine getirmeye çalışıyoruz. AFAG kamu bilinci oluşturma ve çevresel eğitim çalışmalarına 2006 yılında Ankara ve İzmir de devam etti. Ankara da Bilkent İlköğretim Okulu (300 den fazla öğrenci ve öğretmenleri), Necdet Seçkinöz İlköğretim Okulu (120 öğrenci ve öğretmenleri), Doku Kültür Anaokulu (50 öğrenci ve öğretmenleri), Bilkent Üniversitesi (30 öğrenci ve öğretmenleri), ODTÜ Sualtı Topluluğu (50 Üye), Bilkent İlköğretim Okulu, Ankara SAD-AFAG / Arşiv Antalya da Uluslararası Akdeniz Foku Konferansı UNEP in Mavi Hafta etkinliği bünyesinde 17-19 Eylül 2006 tarihlerinde uluslararası bir konferans düzenlendi. Konferans; Bern Konvansiyonu, Bonn Konvansiyonu, IFAW, RAC / INFO, Türkiye den Çevre Bakanlığı ve SAD-AFAG ın işbirliği ile UNEP-MAP ve RAC/SPA tarafından Antalya Kemer de düzenlendi. SAD-AFAG; Koordinatörü Cem O. Kıraç ve Harun Güçlüsoy ve AFAG ın Kemer temsilcisi Turgay Işıklar tarafından temsil edildi. Kıraç ve Güçlüsoy araştırma ve koruma çalışmaları sonucu elde edilen başarılara ve somut sonuçlara ve SAD-AFAG tarafından uygulanan (mevzuat çalışmlarını da içeren) koruma ve kamu bilinci oluşturma/çevre eğitimi faaliyetlerine ışık tutan Türkiye de Akdeniz Fokunun Korunması Konusundaki Deneyim ve Perspektifler başlıklı bir sunum yaptılar. Benzer şekilde, diğer Akdeniz ve Atlantik ülkeleri ile RAC/SPA, RAC/INFO ve IFAW ve Bonn & Barselona Konvansiyonları gibi uluslararası kurumlardan gelen konuşmacılar tecrübelerini, Akdeniz foku araştırma ve koruma konularındaki somut başarılarını ve türün korunması ile ilgili yasal gereklilikleri sundular. Tüm bu faaliyetler katılımcılara, güncel araştır- 6

Fok haber Akdeniz Foku konferansından görüntüler malar, koruma çalışmaları ve türün dağılımı durumu ile ilgili konulardan haberdar olma fırsatını vermiştir. Münevver Çakır / SAD-AFAG. The Monachus Guardian Editör e Mektup: Konferansta çelişkiler 17 19 Eylül 2006 da Antalya da düzenlenen Akdeniz Foku Konferansı daha önceki Akdeniz foku toplantılarından farklı idi, çünkü bu konferansta Yönlendirme Komitesi ve türün korunmasına özel bir fon oluşturma mekanizmaları kurulması gibi önemli gündem maddeleri tartışıldı. Bildiğim kadarıyla bu gündem maddeleri bu kadar geniş çaplı uluslararası bir toplantıda ilk kez ele alındı. Tüm katılımcıların konuyu değişik yönlerinden ele aldıkları ve farklı sonuçlara vardıkları bu iki temel konuda ne yazık ki tam bir mutabakata varılamadı. Warner Strateji den Bart Romijn ı dinledikten sonra ise, soyu tükenme tehlikesi altında olan en nadir hayvanlardan biri olmasına rağmen Akdeniz fokunun dünyada az ilgi çeken ve en az mali destek alan türler arasında olduğunu fark ettim. Bu sunumlar sonunda fark ettiğim bir diğer konu da dünyadaki tüm sivil toplum kuruluşlarının ortak bir sorunu. Tüm araştırma ve koruma organları zaman ve enerjilerini fon sağlamaya yönelik çalışmalar için harcıyorlar ve bu nedenle de esas görevleri olan koruma çalışmalarına yeterli zamanı ayıramıyorlar. Bu konu, yemek zamanlarında ve aralarda da diğer katılımcılar arasında detaylı şekilde tartışıldı ve katılımcılar da benimle aynı sonuca vardı. Bu yüzden, SAD-AFAG olarak biz, oturumun ikinci günü B Çalışma Grubunun Başkanı B. Romijn tarafından dile getirilen Akdeniz fokunu koruma çalışmaları için fonlara ihtiyacımız var mı? sorusuna mantıksal olarak olumlu yaklaşımlar bekliyorduk. Ancak, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi delegesinin Hayır! cevabı hepimizi şaşırttı, GKRY delegesi uluslararası birçok fonun hali hazırda mevcut olduğunu ve bunların [dernekler, korumacılar vs. bakımından] koruma çalışmalarına yeterli(!) olduğunu; bunun yerine hükümetlerin mevzuat çalışmalarına yoğunlaşmaları gerektiğini iddia etti. Bu görüş konferans boyunca çok fazla kabul görmese de, GKRY delegesinin bu bariz muhalif tavrı konferansın sonuna dek devam etti. Garip olan bir şey de Türk bilim adamlarını da içeren bazı katılımcıların bu soruya sessizliği ve bu konu üzerine tek bir yorumda dahi bulunmamaları oldu. Şimdi bu soruyu açık ve dürüstçe soralım : Araştırmacı ve korumacıların gerçekten fona ihtiyaçları yok mu?. Elbette var. Ancak onların suskunluğu, bana bu konu üzerinde bazı tereddüt ve kafalarında belirsizlikler olduğunu düşündürdü. Ancak bu tereddütler sessiz katılımcılar tarafından dile getirilmedi. Bu tarz sorunların ve şüphelerin konferansta gündeme getirilmesi ve tartışılması taraftarıyım. Akdeniz fokunun korunmasının önündeki bu engelleri nasıl kaldıracağımızı eğer uluslararası konferanslarda tartışmayacaksak, daha başka nerede tartışabiliriz? MSN in sohbet odalarında mı, elektronik posta yolu ile mi, yoksa kapalı kapılar ardında mı? SAD-AFAG bu konferansın ve gündemlerinin iyi bir fırsat olduğunu ve daha başından bloke etmek ya da konferanslarda sessiz kalmak yerine, böyle bir fon mekanizmasını, yönlendirme komitesinin inisiyatifinde açık kurallar ve şeffaf prosedürler dâhilinde olmak koşulu ile desteklemektedir. Akdeniz fokunu ve soyu tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan türleri tehdit eden bir diğer faktör daha var: korumacılar, bilim adamları ve bürokratlar arasındaki anlamsız mücadele Bu toplantı sonuçlarının buna benzer engellerin ortadan kaldırılması için bir dönüm noktası olacağını umuyoruz. Cem Orkun Kıraç Koordinator SAD-AFAG Orijinal metin: http://www.monachus-guardian.org/mguard18/1841letter.htm 7

Fok haber Üyelikler REC Destekli Foça Bilgi Merkezi Tamamlandı Foça Belediyesi tarafından yürütülen REC destekli Foça Denizel Ekosistemin Araştırılması projesine SAD-AFAG destekçi olarak katılım sağladı. Proje kapsamında yer alan Bilgi Merkezi, Ekim 2006'da tamamlanarak Foca İlçe Halk Kütüphanesinde kuruldu ve ziyarete açıldı. Bilgi merkezine yer ve diğer imkanları sağlayan Foça Belediyesi SAD-AFAG ile birlikte bilgi panolarını tasarladı ve bastırdı. Bilgi Merkezinde Foça Denizel ve Kıyı Biyolojik Çeşitliliğini anlatan birçok bilgi ve fotoğraf yer alıyor. Bilgi Merkezindeki ana bölümler deniz erişteleri, sualtı biyolojik çeşitliliği, kuşlar, Akdeniz foku ve Foça kasabası hakkında belgeler yer alıyor. Foça daki Bilgi Merkezi SAD-AFAG / Cem O. Kıraç Aynı anda 50 kişinin sunuş ve filmleri izleyeceği bir salonda kurulu olan merkez bu konuda önemli bir açığı kapatacak. Projenin araştırma bölümünde ise deniz ve kıyı ekosistemi araştırma çalışmaları yapıldı, Foça adalari ve kıyılarında yaşayan kuş türleri araştırması güncellendi ve Akdeniz in önemli türlerinden biri olan deniz eriştesi Posidonia Oceanica nın da proje alanında oldukça detaylı dağılımı çıkarıldı. Foça ve doğasını yakından tanımak isteyenler Foça İlçe Halk Kütüphanesi nde, Bilgi Merkezini ziyaret edebilirler. 2006 Yılı Üyeleri ve Evlat Edinenler Amacı daha geniş kitlelerin Akdeniz foku ve kıyı alanlarının korunması onusunda bilinçlenmeleri ve doğa korumacılığına daha aktif katılımlarının sağlamak olan Akdeniz foku Gönüllü Üyeliği programı dahilinde kazandığımız yeni üyelerimiz: Sarp Demiral Üye Yasemin Kırmızıtoprak Üye Gürdoğar Sarıgül Üye Zeynep Aydemir Koyun Üye Çiğdem Çoygun Üye Göker Göksel Üye Yeşim Erke Üye Yıldız Arar Üye Çiğdem Durakbaşa Üye Atila Yanpar Üye Leyla Arsan Üye Orge Kızıltepe Üye Can Gölcük Özgün Üye Küçük destekler vererek büyük sonuçlara ulaşabilmek için1998 yılında başlatılan bir Akdeniz foku evlat edinin projesinin amacı, Akdeniz fokunun ve yaşam alanlarının Türkiye de korunması konusunda genel bilinci yükseltmek ve kamuoyu oluşturmaktır. Şebnem Arasıl Evlat edinme Binyamin Yeniyurt Evlat edinme Kadri Selçuk Kolay Evlat edinme Mehmet Ziya Huz Evlat edinme Tülin Pekeşen Evlat edinme Ahmet Talat Us Evlat edinme Güven Özbayrak Evlat edinme Bodrum OASIS Alışveriş Merkezi aracılığı ile Fok kardeş edinenler: Burhan Gümüş Eray Yapıcı Leon Empire Özden Tezel Mehtap Güçlü Canan Yontar Meral Çetintaş Ayla Balıklaya Melike Emlek Kazım Argun 8

Güncel Yavru Fok Badem Rehabilitasyon Altında SAD-AFAG / Arşiv SAD-AFAG dan Dr. Güçlüsoy ve SRRC den Richard Dijkema mama hazırlıyor 05 Aralık 2006 tarihinde, AFBİKA haber alma ağına dahil olan Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından SAD-AFAG a, bakıma muhtaç bir yavru Akdeniz foku bulunduğu haberi geldi. Yalçın Savaş ın aldığı ilk bilgilere göre; fok birkaç kez suya bırakıldığı halde karaya geri dönmüş ve belli bir süre beklenmesine karşın annesi de gelmemişti. Bu arada, acil müdahale ekibimiz hemen hazırlanarak foka ulaşmak üzere yola çıktı. Ekip; Dr. Harun Güçlüsoy (SAD-AFAG ve DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü), Veteriner-hekim Avni Gök (Foça Belediyesi) ile Ayhan Tonguç (SAD-AFAG) dan oluşuyordu. Güçlüsoy ve Gök'ün yavru fok üzerinde yaptıkları ön incelemede; yavrunun yaklaşık 1,5 aylık ve olması gerekenden ortalama 10 kg daha zayıf olduğu, ileri derecede dehidrasyon (su kaybı) belirtileri gösterdiği, 5-7 gündür beslenmediği hükmüne varıldı ve başlangıç olarak yavruya yaşam desteği sağlandı. Bu yaştaki bir yavru Akdeniz fokunun anne sütünden başka bir yolla beslenmesinin mümkün olmadığı bilindiğinden, yavrunun uzunca bir süredir beslenmemiş olduğu gerçeği de dikkate alınarak, bu süre boyunca annesinden ayrı kalmış olduğu kabul edildi. Çevrede yapılan araştırma ve gözlemler neticesinde bilinen en yakın üreme alanının Yunanistan a ait adalar olduğu tespit edildi. Hollanda daki, dünyaca ünlü SRRC (Fok Rehabilitasyon ve Araştırma Merkezi) ile yapılan telefon görüşmeleri sonucu yavrunun rehabilitasyona alınmasına karar verildi. BADEM, Foça da Club Phokai tarafından sağlanan ve dezenfekte edilen bir mekana nakledildikten sonra, aşırı sıvı kaybı dolayısıyla mineralli sıvı desteği verildi. Hollanda dan SRRC Direktörü Lenie t Hart ile kurulan bağlantılar neticesinde, 2005 tarihli çerçeve protokol gereğince Hollanda dan rehabilitasyon konusunda bir uzmanının Türkiye ye gelmesine karar verildi. Akşam saatlerinde beklenen uzman Richard Dijkema Foça ya ulaştı ve Badem i muayene etti. Uzmanlarımız çok uzun süredir beslenmemiş olan bu yavruya ilk öğün olarak, İstanbul dan özel olarak getirilen balıkların derisini ve kılçıklarını ayıklayıp, küçük parçalar haline getirdikten sonra vitamin ile antibiyotik takviyesi yaptıkları özel bir besin hazırlamışlar ve bir hortum ile beslemişlerdir. İlk aylarda sindirim sistemleri çok hassas olan yavrular için besinlerinin bu şekilde hazırlanması büyük önem taşımakta. Yavru Akdeniz fokunun Foça ya transferinden hemen sonra, uzun süredir yapılması düşünülen ve Türkiye de bir ilk olacak olan sabit bir rehabilitasyon merkezi fikrinin hayata geçirilmesi yönünde olumlu gelişmeler kaydedildi. Foça Belediyesi ve SAD-AFAG ın ortak çalışmaları ile yapımına başlanan rehabilitasyon merkezinin kısa sürede tamamlanması bekleniyor. Foça Belediyesi nin başlattığı yapım çalışmalarına SAD-AFAG, buzdolabı, çamaşır makinesi, derin dondurucu, mama-yem hazırlama cihazları ve bilgisayar gibi ofis içi donanımını temin ederek katkıda bulundu. Ve merkez tamamlandıktan sonra Badem in bakımına burada devam edildi. Balıkların kılçıkları ve derisi ayıklanarak püre yapılıyor SAD-AFAG / Arşiv 9

Güncel SAD-AFAG / Arşiv SAD-AFAG / Arşiv Beslenme vakti yavrumuz biraz inatçı Mamasını yedikten sonra Badem Badem in yaşama dönüşü için yardımda bulunan Sn Mustafa Koç'a, Foça Belediye Başkanı Sn. Gökhan Demirağ'a, SRRC başkanı Sn Lenie't Hart'a ve Club Phokai yöneticilerine ve çalışanlarına, SAD-AFAG dan Dr. Harun Güçlüsoy, Yalçın Savaş, Zafer Kızılkaya ve Ayhan Tonguç a, Foça Belediyesi veterineri Dr. Avni Gök ve SRRC den uzman Richard Dijkema ya teşekkür ediyoruz. ÖKSÜZ YAVRU FOK BADEM E İLİŞKİN KAMUOYUNA DUYURU Bitkin ve yardıma muhtaç halde bulunan Akdeniz foku yavrusunun Dr. Harun Güçlüsoy (SAD-AFAG ve DEÜ- DBTE), Veteriner Hekim Avni Gök (Foça Belediyesi), Ayhan Tonguç (SAD-AFAG) ve SRRC den oluşan ortak çalışma grubu ile rehabilitasyona alınması hakkında, 9 Aralık cuma günü Dr. Ali Cemal Gücü (ODTÜ-DBE) tarafından gruba gönderilmiş olan ve kurtarma çalışmalarını sorgulayan mesajda yer alan eleştiriler gerçeği yansıtmadığından ve Dr. Gücü nün örnek çalışma olarak açıkladığı kendi tecrübeleri de vahim hatalar içerdiğinden, aşağıdaki açıklamanın kamuoyunu aydınlatmak açısından bilgilendirme ihtiyacı duyulmuştur. 1. 05 Aralık 2007 tarihinde sabah erken saatlerde Didim Mavişehir Mahallesi, Huzur Aile Sitesi sakinlerinden Ahmet Çelik sahilde bir fokun yüzdüğünü görmüş; bir saat kadar sonra plaja çıkan fokun, bir kaç kez denize sokulmasına rağmen ısrarla karaya dönmesi üzerine Sahil Güvenlik Komutanlığı'nı arayarak yardım istemiştir. 2. SAD-AFAG ile DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü (DEÜ-DBTE) tarafından yürütülmekte olan AFBİKA (Akdeniz Foku Bilgi ve Kurtarma Ağı) üyesi olan Sahil Güvenlik Komutanlığı (SGK) bu bilgiyi aynı gün saat 12.00 sularında Didim Belediyesi'ne ve daha sonra da AFBİKA telefonu üzerinden SAD' a bildirmiştir. 3. SAD-AFAG, SGK tarafından bilgilendirildikten hemen sonra Didim Belediye Veterineri ile telefon bağlantısı kurarak; veterinerin fokun başında bulunduğunu, hayvanın bir kaç kez suya bırakıldığı halde her seferinde karaya geri döndüğünü ve yavru olduğunu öğrenmiş; yavruya dokunulmaması, uzak durulması ve çevrenin, acil müdahale ekibi ulaşana kadar, yetişkin bir fokun varlığı açısından gözlem altında tutulmasını rica ederek, fokun başında bulunan kişileri anne fokun civarda olabileceği ve yavrusunu almak üzere gelebileceği konusunda uyarmıştır. 4. Olası en kötü duruma göre hazırlıklarını tamamlayan ve Dr. Harun Güçlüsoy (DEÜ-DBTE ve SAD- AFAG), Veteriner Hekim Avni Gök (Foça Belediyesi), Ayhan Tonguç (SAD-AFAG)'dan oluşan AFBİKA ekibi saat 17:30 sularında foka ve verilen talimat uyarınca onu ve çevreyi izlemekte olanlara ulaşmıştır. 10

Güncel 5. Her iki uzmanımız da, gerek Hollanda'da bulunan ve konusunda Avrupa daki en yetkin kuruluş olan SRRC' de ve gerekse Yunanistan'da 2004'de yürütülen rehabilitasyon çalışmasında sorunlu foklar ve bakımları konusunda deneyim kazanmış Dr. Harun Güçlüsoy ve Veteriner Hekim Avni Gök tarafından yavru fok üzerinde yapılan ön incelemede; yavrunun olması gerekenden 10 kg kadar daha zayıf olduğu, ileri derecede dehidrasyon (su kaybı) belirtileri gösterdiği, yaklaşık 1,5 aylık olduğu belirlenmiş,5 7 gündür beslenmediği hükmüne varılarak, ilk yaşam desteği sağlanmıştır. 6. Bu yaştaki bir yavru Akdeniz fokunun anne sütünden başka bir yolla doğada beslenmesinin mümkün olmadığı bilindiğinden, yavrunun 5-7 gündür beslenmemiş olması dikkate alınarak, bu süre boyunca annesinden ayrı kalmış olduğu kabul edilmiştir. 7. Yaklaşık 12 saat boyunca yörede yetişkin bir fokun gözlenmediği, yörenin birincil derecede bir Akdeniz foku yaşam alanı olmadığı ve bilinen bir üreme mağarası içermediği, bilinen en yakın üreme alanının Yunanistan a ait adalar olduğu, bu yaştaki bir yavru fokun doğum mağarasından 2 3 milden fazla ayrılmadığı bilgileri dikkate alınarak, fokun zayıflık derecesi de göz önünde bulundurularak; yavru fokun doğada % 0 olarak değerlendirilen yaşam şansını artırmak için, yaşaması halinde geri salınmak üzere, rehabilitasyona alınmasına karar verilmiştir. 8. Durumun SRRC ile kurulan telefon irtibatı ile Hollanda'daki uzmanlarla tartışılması ve alınan kararda görüş birliğine varılması üzerine; lojistik ve tedarik kolaylıkları nedeniyle ve önceden belirlenmiş senaryolar uyarınca, fokun Foça'ya nakledilmesine karar verilmiştir. Bundan sonraki çalışmalarımızın özeti ise şöyledir; 9. Yavru fok aynı gece, Foça'da Club Phokaia tarafından sağlanan ve dezenfekte edilerek hazır edilen bir mekana nakledilmiş ve ilk bulunduğu yerde Veteriner Hekim Avni Gök ve Dr. Harun Güçlüsoy tarafından başlatılan ilk yaşam desteğine devam edilmiştir. 10. 6 Aralık akşamı rehabilitasyon ekibine SRRC'nin Akdeniz foku yavruları konusunda en deneyimli elemanı Richard Dijkema'nın da katılması ile, belirlenen bakım programı 3 uzman ve 3 destek elemanından oluşan 6 kişilik bir ekiple sürdürülmeye başlanmıştır. 11. Yapılan müdahaleler neticesinde 3. günün sonunda, başlangıçta ileri derecede gözlenen su kaybı belirtileri tamamen ortadan kalkmış ve normal görünüm ortaya çıkmıştır. Su kaybının giderilmesi ve beslemenin başlaması ile yavru fokun durumunda ve davranışlarında hızlı bir düzelme kaydedilmiştir. 12. Yavrunun nispeten ileri bir yaşta (en az 1,5 aylık) annesinden ayrı kalmış olması ve bakım altında gösterdiği hızlı iyileşme, yaşam sansının yüksekliği açısında olumlu olarak değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, yavru fokların ve özellikle Akdeniz foku gibi yavaş büyüyen türlerin yavrularının rehabilitasyonu riskli bir operasyondur ve son ana kadar yavrunun kaybedilme olasılığı mevcuttur. Bununla birlikte, kamuoyu tarafından bilinmelidir ki, rehabilitasyon, yavru ve yetişkin fokların rehabilitasyonunda dünyadaki en yetkin ve tecrübeli kurumlardan birisi olan ve Avrupa nın en büyük fok bakım tesisine sahip, yılda yaklaşık 200 fokun bakımını gerçekleştiren SRRC' nin bilgi birikimi ve tecrübeleri ışığında yürütülmektedir. Rehabilitasyon ekibi aynı zamanda, Yunanistan'daki bakım tecrübelerine sahip MOm'un uzman kadrosu ile de irtibat halindedir. 13. Dr. Gücü'nün mesajında belirtilmiş olan ve son yıllarda rehabilitasyon altına alınan tüm yavru Akdeniz foklarının kaybedildiği ve/veya serbest bırakıldıklarındaki akıbetlerinin meçhul olduğu konusundaki görüşleri gerçeği yansıtmaktan uzaktır. 14. Günümüze kadar rehabilitasyon altına alınmış olan öksüz Akdeniz foku yavrusu sayısı 24'dür (7 Moritanya, 17 Yunanistan). Bunların yaşatılarak doğaya geri döndürülme oranı % 54,2 dir. (6 Moritanya - % 85,7, 7 Yunanistan - % 41). Bu yavrulardan biri Hollanda'daki SRRC tesislerinde, geri kalanları bulundukları ülkelerde ve ancak bulunma noktalarından uzakta olan rehabilitasyon tesislerinde bakılmışlardır. Bu vakaların tamamı ya SRRC tarafından idare edilmiştir ya da SRRC desteği ile yürütülmüştür. 15. Rehabilitasyon sonrası doğaya geri bırakılan genç fokların hemen tamamı değişik usullerle markalanmış, salıverilme sonrasında değişen sürelerle izlenmiş (1 hafta - 5,5 ay) ve en geç 2 hafta içinde doğal ortama uyum sağladıkları görülmüştür. Serbest bırakılan rehabilite edilmiş foklardan hiç biri şu ana kadar ölü olarak bulunmamıştır. Bunlardan bir kısmının yıllar sonra hala izlenebildikleri bilinmektedir. 11

Güncel Serbest bırakılmış genç foklardan 3 tanesine uydu vericileri takılarak izlenmiştir (ikisi Moritanya'da, biri Yunanistan'da). Yaklaşık 5 aylık olduklarında doğaya salınan bu üç fok, uydu vericilerinin ilk yıl değiştirme zamanına kadar olan ömürleri süresince takip edilmiştir. Bu vericiler sayesinde, hayvanların gerek yaşam alanlarının büyüklüğü, gerek günlük kat edebildikleri mesafeler ve gerekse dalış derinlikleri ve süreleri konusunda önemli bilgilere ulaşılması mümkün olmuştur. 16. Tüm bu veriler ışığında, rehabilitasyon sonrası doğaya geri bırakılan Akdeniz foku yavrularının, her hangi bir uzun süreli uyumsuzluk sorunu yaşadığı düşünülmemektedir. Temel risk rehabilitasyon süresi boyunca var olmakta ve genellikle sindirimle ilgili sorunlardan kaynaklanmaktadır. Özetlemek gerekirse; Didim'de bulunan fok yavrusu, diğer ülkelerden uzmanların da katkıda bulunduğu titiz bir karar sürecinin ardından, doğada imkânsız olarak değerlendirilen yaşam şansını artırmak amacıyla, rehabilitasyon altına alınmıştır. Sn. Gücü tarafından örnek olarak verilmiş kendi deneyimine gelince: 1. Hiç bir kurtarma protokolü, annesinden uzak olarak bulunmuş bir yavru fokun 5 gün boyunca doğal ortamında bekletilerek, bu safhada verilmesi gereken titiz bakımdan uzak tutulmasını uygun görmemektedir. Bu tür yavrular için denenmiş ve kabul edilmiş en fazla bekleme süresi 24 saattir. Keza, Didim'de bulunan yavrunun en azından bir hafta kadar bir süredir annesinden ayrı olduğu değerlendirilmiş ve buna rağmen yaklaşık 12 saat boyunca çevre izlenmiştir. 2. Bu şartlar altındaki bir yavru fok anne sütünün koruyuculuğundan uzak olduğundan ve sindirim sistemi diğer süt türleri ile yapılacak bir beslemeyi kaldırmadığından, gerekli vitamin ve ilaç desteği altında ve mümkün olduğunca temiz bir ortamda, diğer hayvanların etkisinden uzakta ve 20C derece civarında bir sıcaklıkta bakılması gereklidir. 3. Böyle bir fok yavrusunun sağlık durumunun izlenmesi, verilecek olan ilaçlar, vitaminler ve besleme programı uzman bir veterinerin gözetimi altında yürütülmelidir. Uzaktan doktorluk hizmeti verilemeyeceği gibi, u- zaktan veterinerlik de mümkün değildir. Türkiye'de foklar ile çalışmış sadece 2 veteriner vardır ve bunlar Foça ve Yalıkavak'ta bulunmaktadır. Dr. Gücü her ikisi ile de irtibat kurmamıştır. Diğer memelilerde sorun yaratmayan bazı ilaçların fokların metabolizmalarını bozmakta olduğu bilinmektedir. Örneğin, uygun olmayan etken maddeli antibiyotikler kalıcı böbrek sorunlarına yol açabilmektedir. 4. Bundan daha da vahimi; hiç bir kurtarma protokolü, köpekler tarafından yaralandığı bilinen ya da şüphe edilen bir fokun (yavru ya da yetişkin) karantinaya alınmadan ve gerekli virolojik analizler yapılarak, temiz olduğu anlaşılmadan, doğal ortamına geri salınmasını uygun bulmamaktadır. Dr. Gücü, yazısında detaylı olarak belirtmemiş olmakla birlikte, umarız bu konuda gerekenleri yapmıştır. Zira, 1980'lerde Kuzey Avrupa kıyılarındaki fok popülasyonlarında toplu ölümlere yol açan Phocid Distemper Virus'un köpeklerde görülen Canine Distemper Virus ile çok yakın akraba olması nedeniyle, muhtemelen tam da böyle bir olay nedeniyle foklara geçmiş olduğundan şüphelenilmektedir. Dr. Gücü'nün, bakımını yürütmekte olduğumuz fok yavrusu ile ilgili temennilerine ve dualarına teşekkür ederiz. Geçerliliği uzun yıllarda kanıtlanmış protokoller doğrultusunda ve daha tecrübeli kuruluşlarla da iş birliği içerisinde, bu talihsiz fok yavrusunun yaşam şansını artırmak için yapmamız gerekeni yapıyoruz ve devam edeceğiz. Sn. Gücü'nün rehabilitasyon grubumuzu hayretlere düşüren açıklamaları yavru fok için ettiğimiz dualarımıza tüm Doğu Akdeniz'deki fokları da katmak zorunda olduğumuz gerçeğini ortaya koymuştur. Ne yazık ki bu tedirginliğimiz, diğer ülkelerdeki Akdeniz foku uzmanları tarafından da paylaşılmaktadır. Saygılarımızla, SAD Sualtı Araştırmaları Derneği adına, D. Haluk Camuşcuoğlu Başkan 12

Çevre Eğitimi Doğa korumada çevre eğitiminin önemi Genç kuşaklarımıza çevrenin sadece etraflarındaki ev, bahçe, oyun parklarından ibaret olmadığı, aslında tüm dünyanın bizim yaşam alanımız olduğu öğretilmelidir. Bir sabah uyandığınızda çoraklaşmış topraklar, kirletilmiş ve tüm canlılarını kaybetmiş denizler bulmak ister miydiniz? Eğer sizin de cevabınız HAYIR ise, siz de içinde yaşadığımız çevrenin öneminin farkında iseniz, çevre bilincinin gelecek nesillere aktarılmasının bizler için kaçınılmaz bir sorumluluk olduğunun farkındasınız demektir. Ülkemiz hızla gelişirken, şehirleşme oranı artarken ve sanayileşme her geçen gün büyürken çevremiz de aynı hızla kirletilmektedir. Bununla birlikte doğanın insanlara yüzyıllardır cömertçe sunduğu nimetler zaman içinde azalmaktadır. Tüm bu SAD-AFAG/ Arşiv olumsuzlukların önüne geçmek için temel ilkemiz eğitim olmalıdır. Eğitim bireyler üzerinde davranış değişikliği oluşturmak amacı ile her yaşta verilebilir. Bu eğitim bünyesinde çevre eğitiminin de çok önemli bir yeri vardır. Bireye verilmesi gereken bu çevre eğitiminin amacı; toplumdaki bireyleri çevre ve çevreyi korumanın gerekliliği hakkında bilgilendirmek ve bilinçlendirmek olmalıdır. Yeni bir insan tipi, ahlak anlayışı ve tüketim bilincini topluma kazandırmak, ihtiyacı kadar tüketen, gelecek nesillere karşı sorumluluk hisseden, çevre sorunlarına karşı duyarlı ve bilinçli bir insan modeli yetiştirmek temel gerekliliktir. Çevreye karşı gösterilecek hassasiyet aynı zamanda insanların hayatlarına karşı, insan haklarına gösterilecek bir duyarlılıktır. Bu çerçevede; öncelikli olarak geleceğimiz olan çocuklarımıza, daha sonra da bireylere verilen eğitimler olumlu ve kalıcı etkiler bırakırsa, bulunduğumuz çevreyi ve geleceğimizi bir nebze olsun koruma altına almış olacağız. Doğamızı korumak için özen göstermenin temelinde, daha sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşam sürme isteğimiz yatmaktadır ve bu büyük sorumluluğu üstlenmesi gereken de insanın kendisidir. Okullarda veya diğer devlet kurumlarında verilen eğitimler ile bir tek çocuğa bile doğanın aslında ne anlama geldiğini, bizim için neden bu kadar önemli olduğunu, dahası kendileri için neden bu kadar önemli olduğunu anlatabilme-miz demek amacımıza bir adım daha yaklaşmış olmak demektir. Bu şekilde öğretmenler ve öğrenciler aracılığıyla tüm topluma ulaşabilir ve çocuklarımızı bilinçli bireyler olarak yetişmesini sağlayabiliriz. Toplumumuzun büyük bir kısmında çevre bilincinin yeterince oluşmaması nedeniyledir ki çevre, ilgilenmeye değmeyen bir konu olarak algılanmaktadır. Eğer çevre bilincine sahip olmayan, yaşadığı dünyayı kendinden sonra başkalarının da kullanacağını idrak edemeyen ya da bunu gerçekten düşünmeyen insanlar yetişmesini istemiyorsak, çevre bilincini aşılamaya çocuklarımızdan başlamalıyız ki doğanın geleceğe bırakılması gereken bir emanet olduğu bilincine erken yaşlardan itibaren ulaşılsın. Çevrenin sadece etraflarındaki ev, bahçe, oyun parklarından ibaret olmadığı, aslında tüm dünyanın bizim yaşam alanımız olduğu öğretilmelidir. Dünyadaki tüm canlıların ekolojik bir denge içinde yaşadığı ve kırılan bir dalın, yakılan bir ağacın, herkesten uzak bir yere dökülen zehirli atıkların veya koruma altına alınması gereken sahillere yapılan binaların bu dengeyi bozarak gelecek nesiller için yarattığı tehditler anlatılmalıdır. Biz SAD-AFAG olarak; okullardan başlayarak göz bebeğimiz çocuklarımıza ve gençlerimize, soyu tükenme tehlikesi altında olan Akdeniz foku vasıtasıyla doğanın ve denizlerimizin ekolojik dengesinin korunmasının gerekliliğini anlatmaya çalışıyoruz. Bu amaçla okullarda vermiş olduğumuz çevre eğitimlerinin yaygınlaştırılması yönündeki çabalarımız devam edecektir. Münevver ÇAKIR / SAD-AFAG 13

Makale Zıpkınla Balık Avcılığı Almak Sınırında Biten Denizler Geçimini yasadışı dalış yaparak sağlayan insanlar tanıyorum. Bu insanları çocuk yaşlardayken hayranlıkla izlerdim, dinlerdim. Fotoğraflarını çektikleri onlarca kilo balığa bakarak hayranlık duyardım. Bugün bu insanlar, onların yetiştirdiği gençler hala dalıyorlar, hatıra olsun diye fotoğraflar çekiyorlar. Aradan yaklaşık 25 yıl geçmiş. Ne bereketli denizlerimiz varmış, hala bitmedi ve hala bitmedi. Yasadışı dalan bu kişiler hiçbir zaman bu işten zengin olamadılar. Hiçbir zaman düzenli bir aile yaşamları olmadı. Onlar hep Çanakkale, Saros, Ayvalık, Alaçatı, Çeşme, Datça, Marmaris yolcularıdır. Seyyahtırlar. Gündüzleri uyur veya yolculuk yapar geceleri de aynı foklar gibi suda saatlerce avlanırlar. Dalış elbisesi içerisinde sırtlarında kilolarca yük kayalara tırmanır, makilikler arasında yürür, ve hatta tepeleri aşarlar. Profesyonel bir dalgıç bir tek avda (gece ve nefesli) yaklaşık 6 km kadar yüzebilir. 10 saat kadar suda kalabilir. Tüplü dalışta ise ardı ardına 2-3 kez 50 metre civarına dalış yapabilir. Nadir de olsa dalışlar 70 metrelere kadar çekebiliyor avcıyı. Bu insanlar içinden her nasılsa kazandıkları paranın bereketini yaşayanına da rastlamadım. Mesleksiz ve kimliksiz olmanın ezikliğini için için hissederler ve uzun süre kaldıkları kasabalarda balıkçılar ve yerel halk tarafından tepki ile karşılandıklarından bir süre sonra yalnız kalırlar. Yeni geldikleri kasabalara kahve köşelerinde pusu kurarak onları bereketli dalış noktalarına götürecek genç ve para kazanma hırsı olan veya bir şişe şarapla kandırabilecekleri yoksul ve genellikle yaşlı balıkçıları gözlerine kestirirler.türkiye çapında istihbarat ağına sahip olanları vardır. Doğru zamanda doğru yerde olmak için kat edilen yüzlerce kilometre yol onlar için şehir içinde atılan bir tur gibi alışılageldik bir yolculuktur. Dalışa giderken kullanılan tekne ile dönerken kullanılan farklı, denizde malzemeler bir tekneden diğerine balıklar bir başka tekneye, dalgıçlar bir bakir sahile, tekne çıktığı limandan bir başka limana transfer ediliyorsa... Bu hırsızlık senaryosuna ne diyebiliriz ki? 3 tane kumarhanenin soyulmasını konu alan Oceans 11 filmine benziyor senaryo... Balıkçının gözünün içine baka baka denize çıkacak kadar umursamaz ve utanmaz olanlarını tanıyoruz... Teknesine üzerinde bir şort bir tişört ile binen, ve tertemiz bir tekne ile denize açılan bir insandan kim şüphelenebilir ki? Sualtında çatlak ve kovukların içine scuba dalış malzemeleri, zıpkın ve gerekli benzeri teçhizatını çok önceden yerleştirenleri tanıyoruz... Biz balıkçılar ve korumacılar da en az onlar kadar akıllıyız. İşin en kötüsü kendi kasabasını, denizlerini bu tür insanlara satanları tanıyoruz. Toplumu kandırdığını sanan ama kendini kandırmanın ötesine geçemeyen bu bireylere lütfen destek olmayalım ve balıklarını satın almayalım. Kötülükler, mutasyona uğrayan hücreler gibidir, tedbirler karşısında devamlı hal değiştirir, yüz değiştirirler. Onları beslemeyelim. Bugün İzmir balık hallerine her gün zıpkınla avlanmış yüzlerce kilo balık gelmektedir. İzmir Karaburun Yarımadası nda 2000-2004 yılları arasında yapmış olduğumuz koruma faaliyetleri ne-ticesinde yasadışı dalış faaliyetlerinin önüne geçilmesi konusunda yerel kolluk güçleri ve Sahil Güvenlik ve balıkçılarla iş birliğiyle çok olumlu neticeler alınmıştır. Fakat bizler bunu 14

Makale Zıpkınla Balık Avcılığı bir başarı olarak görmüyoruz. Başarımız henüz kalıcı değildir, yerel halk ve balıkçılar bu konuda gerekli hassasiyeti göstermek konusunda kendilerini geliştirse de iç ve dış baskı yoğundur. Alan bir süreliğine de olsa korunmuştur, orfoz geri dönmüştür, lahoz geri dönmüştür, sargozlar, sinavritler rahat bir nefes almıştır derken şimdi azalan denetim çalışmaları neticesinde biriken balık, yasadışı avcıların kolay avı haline dönüşmüştür. 2006 yılı itibariyle bu sürecin hızla geriye dönüş halinde olduğu görülmektedir. Türkiye de son on yılda zıpkınla balık avcılığı sektöründe bilinçsiz ve yasadışı avcı sayısı hızla artmıştır. Ulusal magazinler, yurt dışından gelen görsel yayınlarla zıpkınla balık avcılığı yetersiz ve yanlış tanıtılmaktadır. Avı özendirilen türlerden orfoz, lahoz ve kaya levreği zıpkınla avcığı Türkiye de yasaktır. Bizler zıpkınla balık avcılığına kanunlar kapsamında yapıldığı sürece karşı değiliz. Tarihin 2006 yılındayız ve bir yanda insanoğlu uzayın derinliklerine elini uzatırken Türkiye de hala kendi denizlerine elini uzatmakta zorlanan bir toplumun çocukları olarak şaşkın olduğumuzu itiraf edebilirim. Meslek hayatım boyunca binlerce insan bana denizi çok sevdiğini söyledi. Artık gerçeği gördükçe... ben de şöyle diyorum bir çoğuna: Siz denizi değil kendinizi çok seviyorsunuz, hepsi bu? Çevrenizdeki birçok insan denizi denizden aldıkları sınırına kadar seviyor. Ve bu da sorunların temelini oluşturan büyük bir yanılsamadır. Çözüm noktasında, polis, jandarma ve sahil güvenlik güçlerinden faydalanmak şarttır. Lütfen yasadışı (gece zıpkınla, gece veya gündüz tüplü zıpkınla) dalış yapanları ısrarla takip ve ihbar ediniz. İhbar ve istihbarat ağı kurunuz. Karaburun yarımadası özelinde kolluk güçlerinin olası yakıt desteği, gece çalışma için fener veya pil, eksik malzeme ihtiyaçlarının karşılanması noktasında balıkçı kooperatiflerinin kolluk kuvvetleriyle maddi destek ve işbirliğine girmesi gerekmektedir. Şüphelenilen şahısların suçüstü yapılabilmesi için gerekli prosedürlerin etkin biçimde uygulanabilmesi, örneğin arama emri çıkartılması konularında balıkçı kooperatiflerinin savcılık makamı yetkilileri ile bilgi paylaşımında bulunmaları önem arz etmektedir. Kooperatiflerin işletme hakkını aldıkları balıkçı barınakları veya limanlar üzerinden düzenli gelirleri vardır. İzmir-Foça Su Ürünleri Kooperatifinin deniz korumada çok başarılı katkı ve mücadeleleri Türkiye çapında örnek gösterilebilir. Aralık ayı geliyor ve kıyılarımıza levrekler akın ediyor, 10 kıyı balıkçısı ve çocuklarının hakkı olabilecek bir levrek sürüsünü bir hırsıza kaptırmak istemeyen balıkçılarımız deniz koruma ve kooperatif işletmeciliğinde örnek başarılar adına tedbirlerini almalı, çalışmalıdır. Profesyonel sorunlar, profesyonel çözümler gerektirir. N. Ozan Veryeri Karaburun-İzmir SAD / Murat Draman 15

Yeni Yayınlar SAD-AFAG 2006 Yayınları Güçlüsoy, H. 2006. (Abstract) Has the link between monk seal populations of the Aegean Sea and the Black Sea broken? 20th Annual Conference of the European Cetacean Society, 2-7 April 2005, Gdynia, Poland: 135-136. Savaş, Y., Kıraç, C.O., Güçlüsoy, H. 2006. (Özet). AFBİKA: Akdeniz foku Bilgi ve Kurtarma Ağı. 18.Ulusal Biyoloji Kongresi. 26-30 Haziran 2006, Kuşadası: 303-304. Johnson, W.M., Karamanlidis, A.A., Dendrinos, P., Larrinoa, P.F., Gazo, M., González, L.M., Güçlüsoy, H., Pires, R. and Schnellmann, M. 2006. Monk Seal Fact Files. Biology, Behaviour, Status and Conservation of the Mediterranean monk seal, Monachus monachus. The Monachus Guardian, www.monachus-guardian.org. Güçlüsoy, H. and Kıraç, C.O. 2006. (Abstract). Monk seal conservation in the Mediterranean: Experience and perspectives in Turkey. Report of the International Conference on Monk Seal Conservation. 17-19 September, 2006, Antalya, Turkey: 43-44. Güçlüsoy, H., Kıraç, C.O. and Savaş, Y. 2006. (Abstract). Many seals followed after the founders in Ancient Phocea. Integrated Coastal Zone Management and Biodiversity and Marine Environment. 19-22 October 2006, Foça, Turkey: 26-27. Güçlüsoy, H., Savaş, Y., Kaboğlu, G., Akçalı, B., Döndüren, Ö., Bizsel, K.C., Eronat, A.H., Agluc, M. 2006. (Abstract). Proposals for the management plan of the Foça Marine Protected Area. Integrated Coastal Zone Management and Biodiversity and Marine Environment. 19-22 October 2006, Foça, Turkey: 28-29. Savaş, Y., Kıraç, C.O., Kaboğlu, G., Bizsel, K.C., Eronat, A.H., Güçlüsoy, H. 2006. Akdeniz Foku Bilgi ve Kurtarma Ağı: Mayıs 2005-Nisan 2006 Sonuçları. Türkiye nin Deniz ve Kıyı Alanları VI. Ulusal Konferansı, Türkiye Kıyıları 06 Konferansı Bildiriler Kitabı. 7-11 Kasım 2006, Muğla: 213-222. Derleyen: Harun Güçlüsoy Kıyılarımızda Fok Gözlemleri - Özer Yığın (Mağaza Yöneticisi) 10 Ekim 2006 tarihinde Finike yat limanının hemen dışında denizde 1 fok görmüştür. Sakince dalıp çıkan foku bir süre gözleyen Özer Bey tekneden foku izledikten sonra telefonla bu önemli kaydı SAD-AFAG' a iletmiştir. - Hakan Temizsoy (Su Ürünleri Mühendisi) 25 Nisan 2006 tarihinde Antalya Kemer Tekirova sahillerinde 2 foku birlikte görmüştür. Alınan bilgilere göre suda dalıp çıkarak dolaşan foklar bir süre sonra bölgeden uzaklaştılar. - Serpil Kılıç, 11 Mart 2006 tarihinde Antalya Çıralı kıyılarında 1 fok görmüştür. Fok 2-3 kez suya dalıp çıktıktan sonra gözden kaybolmuştur. - Oktay Günay, 25 Mart 2006 tarihinde İskenderun kıyılarında balık avlarken 1 fok görmüştür. - Burak Demirağ, 26 Eylül 2006 tarhinde Bodrum Karaada mevkiinde yaptığı dalış sırasında 1 fokla karşılaşmıştır. - Engin Beytorun, 6 Aralık 2006 tarihinde Foça Siren kıyılarında yüzen üç fok bağırırken görmüştür. (Badem e saygı merasimi) Gerek önceden, gerekse 2005 senesinde başlayan AFBİKA sistemi bünyesinde toplanan veya tarafımıza ulaşan tüm gözlemler, AFAG' ın FokData adlı veri tabanına aktarılmaktadır. Bu veriler değerlendirilerek SAD-AFAG tarafından bilimsel yayınlara dönüştürülmekte ve bilim camiası ile kamuoyuna duyurulmaktadır. Ayrıca FokData, verileri koruma önceliklerinin tespitinde ve kıyı alanları yönetimi kararlarında da etkin olarak kullanılmaktadır. Zamanlarını ayırarak SAD-AFAG' a kayıtlarını ileten tüm doğaseverlere teşekkür ediyoruz. AFBİKA Telefon Hattı: 0533 488 5858 Derleyen: C.O. Kıraç ve Harun Güçlüsoy 16

Okuyucu Köşesi Sayın Yalçın Savaş Bey, Yaptığınız tüm çalışmalar ve harcadığınız emek için sizi yürekten kutluyorum. Muhteşem varlığın hayatta kalmasına vesile olduğunuz için minnettarım. Fotoğraf görüntüleriniz çekilen zahmetlere ve emeğinize değdiğini ortaya koyuyor. Tüm ekibinizin ellerine, yüreklerine sağlık... Sevgi ve saygılarımla, Berrin OSMANAĞAOĞLU 8 Aralık 2006 Hayli tesadüfi bir biçimde biraz önce internet sitenize ulaştım ve yaptığınız başarılı çalışmaları inceleme imkanı buldum. Bu kadar itinalı ve profesyonel yaklaşımınız ve insanımızın ısrarla tahrip etmeye devam ettiği doğamızı kurtarma çabalarınızı naçizane takdir ettim ve bir o kadar mutlu oldum. Kurumunuzun başarıları dilerim katlanarak devam eder ve maddi açıdan hiçbir probleminiz kalmaz. Özellikle Badem'in günlüğünü okuyup yapılanları görünce yardımların sadece iyi niyet ile değil maddiyat ile de orantılı olduğunu gördüm. Demiş olduğum gibi, dilerim çalışmalarınız ve muvaffakiyetleriniz katlanarak devam eder. Sevgilerimle, Bahar Aygül 20 Aralık 2006 Yorum: Sayın yetkili ağabey ve ablalar, Ben ilkokul 4.sınıfa giden ve hayvanları çok seven bir öğrenciyim. Okulumun çevre kolu için Akdeniz foklarını anlatan bir araştırma yaptım. İnternet sitenizden okullarda Akdeniz fokunu tanıtıcı faaliyetlerde bulunduğunuzu öğrendim. Bizim okulumuzda da böyle bir seminer verebilirseniz çok sevinirim. Hazırladığım proje ödevine öğretmenim pek sıcak bakmadı ama ben arkadaşlarımın ülkemiz denizlerinde yaşayan bu canlıyı tanımalarını ve korumalarını istiyorum. Benim annem ve babam hem dalgıç hem de eğitmen balıkadamlar. Onlar eğitimlerinde hep doğada yaşayan canlılara saygılı olmamızı ve çevremize zarar vermemizi öğütlüyorlar. Ben de okulda arkadaşlarıma bunu anlatmaya ve sizin çalışmalarınızı tanıtmaya çalışıyorum. Bayram harçlıklarımdan biriktirdiğim parayla bir Akdeniz foku kardeşi olmak için annemden yardım istedim. Eğer arkadaşlarımı ve çevremizdeki insanlara bu canlıların yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını anlatabilirsek onlarında yardımcı olacaklarına inanıyorum. Sizleri okulumda görmeyi ve sizlerle birlikte çalışabilmeyi çok istiyorum. Büyüyünce veteriner olmak en büyük hayalim. Fokları korumaya çalıştığınız için sizleri çok seviyorum. Özüm Emrem Sezgün Org. Kamil ve Saadet Güzey İlköğretim Okulu Beşiktaş - İstanbul Merhabalar, Duyarlılığınızı işleve dökerek kendi bayramlarını kendileri yaratan; çalışmalarınızı kutluyor, başarılarınızın sürmesini diliyorum. Remziye Günay Eryılmaz SAD-AFAG / Zafer Kızılkaya 17

AFAG üyesi olmak isti yo rum Bir Akde niz foku evlat edin mek isti yo rum Yıllık aidatımız öğrenciler 25 YTL, yetişkinler 50 YTL dir. 18 yaşından küçükler ancak ebeveynleri aracılığı ile üye olabilirler. AFAG üyeliği banka hesap no: Akdeniz foku anne babası olmak istiyorum (bağış miktarı en az 100 YTL) Akdeniz foku kardeşi olmak istiyorum (bağış miktarı en az 50 YTL) Evlat edinme banka hesap no: Deniz Bank - Yıldız Şubesi Şube no: 2110 2336685-352 Deniz Bank - Yıldız Şubesi Şube no: 2110 2336685-352 İLETİŞİM BİLGİLERİ İsim :... Soyad :... Adres :......... Telefon :... GSM :... Faks :... E-Posta :... Doğum Tarihi:... K : E : Yatırdığım miktar:... Tarih:... İmza:... (Lütfen bu formla birlikte 2 adet vesikalık fotoğrafınızı, nüfus cüzdanı fotokopinizi ve banka dekontunuzu aşağıdaki adresimize gönderiniz.) Akdeniz fokları sağlıklı bir deniz ve kıyı ekosisteminin göstergesi olan bir sembol türdür. AFAG 1987 den bu yana gerçekleştirdiği araştırma, koruma ve eğitim çalışmları ile hem nesli tehlike altında olan Akdeniz foklarını hem de Akdeniz kıyı ve deniz ekosistemini korumayı ve sürdürülebilir bir bakış açısı ile gelecek nesillere aktarımını hedeflemektedir. Gelin bu çabaya siz de katılın!... www.afag.org afag_ankara@yahoo.com sualti.arastirmalari@gmail.com Sualtı Araştırmaları Derneği Akdeniz Foku Araştırma Grubu Tiflis Caddesi 54/2 Yıldız Ankara Tel: +90.312.440 3520 Faks: +90.312.443 0581 SAD Adına Sahibi: D. Haluk Camuşcuoğlu Kapak Fotoğrafı: Cem O. Kıraç Yazı İşleri: Cem O. Kıraç Yayına Hazırlayan: Münevver Çakır Tasarım: Yeşim Aslan Yeşim Çağlayan Bu sayıya katkıda bulunanlar: Cem Orkun Kıraç Harun Güçlüsoy N. Ozan Veryeri Mustafa Sarı Ömer Faruk Arat Münevver Çakır Tel: +90 533 488 5858 Akdeniz Gezgini Bültenindeki yazı ve fotoğraflar atıfta bulunmak kaydı ile izin alınmadan kullanılabilir. Akdeniz Gezgini bültenindeki tüm yazı ve haberlerin sorumluluğu yazarına ait olup, içeriği itibari ile hiçbir şekilde dernek sorumlu tutulamaz.