Ayrıcalıklı Ortaklığın Ötesinde Alman Hristiyan Demokratlar ve Liberaller in Türkiye ye Karşı Yeni Yaklaşım Arayışları



Benzer belgeler
AB Kulisi. Ajanda Türkiye nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları...

SGK ve TİKA İşbirliğiyle Sosyal Güvenlik Tecrübeleri Yurtdışına Aktarılacak

Cumhuriyet Halk Partisi

2 Ekim 2013, Rönesans Otel

Türkiye nin AB Sürecindeki Geliflmeler ve Güncel Görünüm

Günlük Bülten. Günlük Bülten. Gedik Forex Günlük Bülten. 25 Eylül 2017 Pazartesi. Piyasa Gündemi

HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı

DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Özel Bankacılık Araştırma İngiltere, Haziran 2017 Seçim Sunumu

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

Ekonomik ve Sosyal Komite - Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü AB Politikaları AB Konseyi AB Bakanlar Kurulu Schengen Alanı

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Üyeliğe Hazırlık. Avusturya Deneyimi. Stefan Pistauer Ankara, 22./23. Şubat

2000 li Yıllar / 6 Türkiye de Dış Politika İbrahim KALIN Arter Reklam Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

Avrupa da Yerelleşen İslam

The Portuguese Experience (Portekiz Deneyimi)

GÜNLÜK BÜLTEN EUR / USD

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği. Haftalık Türkiye - AB Gündemi 40. Hafta (4-10 Ekim 2010)

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Sayın Mehmet CEYLAN BakanYardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

Ekonomik Gündem. Türkiye nin gündeminde, Şubat ayı Tüketici Fiyatları Endeksi, TÜFE, ve Yurt içi Üretici Fiyat Endeksi rakamları takip edilecek.

Türk-Japon Ekonomi Forumunda konuştu

Türkiye küçük Millet Meclisleri Nisan 2011 Raporu Libya ya Uluslararası Müdahale ve Türkiye

Ekonomik Veriler Almanya

Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T

İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ

AVRUPA BİRLİĞİ İLE KATILIM MÜZAKERELERİ

Moody s Fransa nın kredi notunu düşürdü. Standart and Poor s ise Portekiz in kredi notunu yükseltti, Macaristan ın kredi notunu teyit etti.

Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi tarafından düzenlenen Filistin Ulusal Projesi Görüşler ve Perspektifler Sempozyumu Filistin in çeşitli kesimlerinden

Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi. EMCDDA Türkiye Temas Noktası

(11UY0011-3)- AHŞAP KALIPÇISI SINAV ŞARTNAMESİ

DİKMEN BÖLGESİ STRETEJİK GELİŞİM PLANI

Türkiye ve Avrupa Birliği

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK

FOMC son toplantısından çıkan ifadeler FED in Eylül ayını pas geçebileceği beklentilerini artırıyor.

Türkiye de Sivil Toplumu Geliştirme ve Sivil Toplum-Kamu Sektörü Diyaloğunu Güçlendirme Projesi

Türkiye nin Yeni AB Stratejisi ve Ulusal Eylem Planları

BAŞKANLI PARLAMENTER SİSTEM

İNTERNET DÜNYANIN GİDİŞİNİ NASIL DEĞİŞTİRDİ?

R A P O R. Doç. Dr. Fatih YARDIMCIOĞLU Arş. Gör. Furkan BEŞEL. Mayıs 2015

Siyasi Tercihler ve Oy Değişimleri

BIST-100 Teknik Analiz

HABER BÜLTENİ xx Sayı 28 KONYA HİZMETLER SEKTÖRÜNÜN, ÇALIŞAN SAYISI BEKLENTİSİ ARTTI

KURUMSAL YÖNETĐM KOMĐTESĐ ÇALIŞMA ESASLARI

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği. Haftalık Türkiye - AB Gündemi 13. Hafta (29 Mart 4 Nisan 2010)

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/023 Ref: 4/023. Konu: BAĞIMSIZ DENETİME TABİ OLACAK ŞİRKETLERİN KAPSAMI GENİŞLETİLMİŞTİR

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ

20 Kasım Açıklanan nihai bütçe taslağında, Yunanistan ın bütçe açığını, 2010 yılında GSYH nin yüzde 8,7 si oranına indirmeyi hedeflediği açıklandı.

Hackerlar ortaya çıkardı: Birleşik Arap Emirlikleri İsrail yanlısı kurumları fonluyor!

HABER BÜLTENİ Sayı 10

COP21 Paris Güncesi. Yeni HaOa Yeni Süprizler: Türkiye COP26 yı Düzenlemeye Talip Oldu. 21. Taraflar Konferansı (COP21) Güncesi Sayı 6 8 Aralık 2015

BURSA ESKİŞEHİR BİLECİK KALKINMA AJANSI. Bursa-Hessen Ekonomi Günü

TÜRK ÖZEL SEKTÖRÜ AVRUPA YA İŞ ZİYARETLERİNDE BULUNDU

İşte Marpoll'ün Son Anketi

ERZİNCAN ÜNİVERSİTESİ. Erasmus Öğrenci Staj Hareketliliği Başvuruları

Sık Sorulan Sorular. TANDEM KÜLTÜR YÖNETİCİLERİ DEĞİŞİMİ Türkiye Avrupa Birliği (AB) Soru listesi:

PricewaterhouseCoopers CEO Araştõrmasõ

Türkiye de Kutuplaşmanın Boyutları Araştırması. 1 Şubat 2016

SIRA SAYISI: 677 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

GELİR POLİTİKALARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Gayrıresmi AB Dışişleri Bakanları toplantısı Polonya da gerçekleştirildi.

Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi. Şubat 2015

Bridge building and integration in diverse societies

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hedefimiz, Afrika'nın Tamamında Müstakil Büyükelçiliklerimizin Olmasıdır

VOLKAN BOZKIR. Eylül 2013 AYLIK FAALİYET BÜLTENİ. Haziran 2013 DIŞİŞLERİ KOMİSYONUNUN FAALİYETLERİ


"AVUSTURYA'DAKİ BOSNALI VE TÜRK GÖÇMENLER" 1

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

Başbakan Erdoğan'ın adaylığı dünya basınında

DIŞ TİCARET BEKLENTİ ANKETİ ÇEYREĞİNE İLİŞKİN BEKLENTİLER

HABER BÜLTENİ Sayı 3

27,000 25,000 23,000 21,000 19, Hazine nin 182-günlük bono ve 609 hünlük tahvil ihaleleri

Teknik Bülten 07 Haziran 2017 Çarşamba

TD-IHK nın Frankfurt resepsiyonu Yazan Sevim Ercan

Yurtiçinde 4. Çeyrek Bina İnşaat Maliyet Endeksi, TÜİK- TCMB Tüketici Güven Endeksi ve Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişi rakamları izlenecek.

Seçim süreci hakkında sorular ve cevaplar

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

ÖZGEÇMİŞ. 02/2014 devam etmekte: Yrd.Doç.Dr.; Avrasya Üniversitesi, Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Günlük FX & Emtia Strateji Notu

Günlük FX & Emtia Strateji Notu

Ekonomik Veriler: Almanya

DOĞAN GRUBU İNSAN KAYNAKLARI POLİTİKASI

4. İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT ) Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu

Günlük Bülten

HABER BÜLTENİ xx Sayı 6

HABER BÜLTENİ xx Sayı 8

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİM YORUMLARI VE SONRASINDA BİZİ BEKLEYENLER

GÜNLÜK BÜLTEN. Ekonomik Gündem

Basın Sohbet Toplantısı. 14 Temmuz 2009, İstanbul

ACR Group. NEDEN? neden?

HABER BÜLTENİ xx Sayı 5

AVRUPA BİRLİĞİ BÜTÇESİ

HABER BÜLTENİ Sayı 4

45. Yılında Türkiye-AB İlişkileri Konulu Seminer de TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu nun açılış konuşması

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

Kamuda Denetim Komiteleri Menteş Albayrak / Anadolu Grubu Denetim Koordinatörü, TİDE Başkan Yrd.

İçindekiler. Hakkımızda Misyon Vizyon TKYD Üyelik Ayrıcalıkları Faaliyetler

Transkript:

Sevgili Arkadaşlar, İstanbul Bilgi Üniversitesi Avrupa Birliği Enstitüsü nün yeni çalışması olan Almanya Notları nın ikinci sayısını paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyorum. İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü ve Avrupa Birliği Enstitüsü öğretim üyesi olan Dr. Peter Widmann, Alman toplumunda tartışılan güncel konular hakkında bizleri bilgilendirmeye devam ediyor. Bu notlar e-mail listemize İngilizce ve Türkçe olarak gönderilecek ve ayrıca web sitemizden de (http://eu.bilgi.edu.tr) erişilebilir olacak. Almanya Notları nın ikinci sayısında Dr. Widmann, Almanya da öne çıkan tartışma konularından biri olan ve CDU tarafından Türkiye-AB İlişkileri bağlamında önerilen Ayrıcalıklı Ortaklık konusuna ışık tutuyor. AB de yaşanan euro krizinin tetiklediği siyasal ve toplumsal sorunlar bağlamında CDU nun Ayrıcalıklı Ortaklık tezinin sürdürülemezliğine dikkat çeken Widmann, bu tezin bugüne değin CDU tarafından iç siyasette kullanılan bir malzeme olduğuna dikkat çekmektedir. Prof. Dr. Ayhan Kaya Avrupa Birliği Enstitü Direktörü Istanbul Bilgi Üniversitesi http://eu.bilgi.edu.tr Ayrıcalıklı Ortaklığın Ötesinde Alman Hristiyan Demokratlar ve Liberaller in Türkiye ye Karşı Yeni Yaklaşım Arayışları Dr. Peter Widmann İstanbul Bilgi Üniversitesi Avrupa Birliği Enstitüsü Almanya Çalışmaları Sorumlusu, DAAD Fachlektor Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle nin birkaç hafta önce, İstanbul da ki Bertelsmann Vakfı nın Kronberg Söyleşileri nde yaptığı konuşma gazetelerin önsayfalarında yer almasa da, bazı Alman gözlemciler içerikteki yeni bir tonu farkettiler. Die Zeit in İstanbul muhabiri Michael Thumann, Westerwelle nin konuşmasını duygusal ve kavramsal olarak güçlü bulurken, Financial Times Alman edisyonu, bakan ın yaklaşımını başlığa Westerwelle nin Türk Baharı olarak taşıdı. Gerçekten de, Alman Liberal Parti sin (FDP) önemli bir figürü ve konservatif-liberal koalisyonun yönetiminde etkili bir temsilci olan bakan, Fransa başkanlık seçimlerinde başarılı olan François Hollande in başarısını Guido Westerwelle, Almanya Dışişleri Bakanı 1

selamlarken diğer yandan konservatifleri Türkiye ye karşı sıkı bir yerel ajanda takip etmelerinden dolayı suçladı. Westerwelle şöyle dedi : Açıktır ki, Avrupa Birliği, Türkiye nin klübe katılıp katılamayacağını tahmin edemez. Fakat Türk dostlarımız haklı olarak sürecin, Ankara nın yapacaklarına bağlı olmasını, başka yerel düşüncelerine bağlı olmamasını bekliyorlar. Ben, Avrupa daki son seçimlerin bu ilkeyi güçlendireceğine inanıyorum. Bu açmazdan kurtulacağı konusunda umutluyum. Yine de Westerwelle nin durumu hemen hemen yeni. Ocak 2010 daki Ankara ya ilk resmi ziyaretinde, Berlin in katılım müzakerelerine sadık kalacağını belirtmişti. Koalisyon partnerleri CSU, Alman Hristiyan Demokratları nın Bavyera kolu, müzakereleri iptal etme talebinde bulunduğunda şöyle demişti: Bunun sorumlu dış politikayla ilgisi yoktur. Yine de, Westerwelle nin son demeçleri, koalisyon partneri Hristiyan Demokratların Türkiye için önerdikleri Ayrıcalıklı Ortaklık fikrinden uzak olduğunu gösteriyor. Bunun yanısıra, Westerwelle, tekrar dinamize edilebilecek katılım müzakereleri için Dışişleri Bakanları tarafından yürütülecek Stratejik Dialog ve Fransa ile Polonya gibi komşularla geliştirilmiş Türk-Alman Gençlik Köprüsü gibi insiyatiflerin Alman-Türk ilişkilerini kuvvetlendireceği konusunda ısrarcıdır. Alman Liberal Parti sin (FDP) önemli bir figürü ve konservatif-liberal koalisyonun yönetiminde etkili bir temsilci olan bakan, Fransa başkanlık seçimlerinde başarılı olan François Hollande in başarısını selamlarken diğer yandan konservatifleri Türkiye ye karşı sıkı bir yerel ajanda takip etmelerinden dolayı suçladı. Merkez Sağdan Gelen Fısıltılar Westerwelle nin söylediklerini daha büyük bir resmin parçası olarak görmek gerekir. Daha yakın bir bakışla, Alman merkez sağ politik elitlerinin daha güçlü ve politik olarak daha önemli bir Türkiye görme konusunda belli belirsiz bir yaklaşım değişikliğiini ortaya koymaktadır. Hem piyasa eğilimli Liberallerde, hem de Hristiyan Demokratlarda şu anki yaklaşımlarla ilgili huzursuzluk çok açıktır. Şansölye Angela Merkel in Türk mevkidaşı ile 2010 Mart ında Ankara da verdiği basın toplantısında şu söylediği önemli bir işaret olabilir: Şu an anlıyorum ki, Ayrıcalıklı Ortaklık çok cazip bir yaklaşım değil. Yine de, Hristiyan Demokrat dış politika çevrelerinden gelen sinyaller bu izlenimi teyid etmektedir. Hristiyan Demokrat Parti nin Alman Parlementosu nda dış ilişkiler sözcüsü olan Philipp Missfelder, 2011 Eylül ünde 2

verdiği bir mülakatta, Birçok Türk politikacı kişisel olarak bana ayrıcalıklı ortaklık fikrini kabul etmedikleri belirtmiştir. Bana göre bir düşünme sürecine ihtiyacımız var. Bu süreçte, Türkiye ye ayrıcalıklı ortaklıktan öte ne önerebiliriz bunu tartışmalıyız. Bu Türkiye yi ortak bir ülke olarak kaybetmemek adına önemlidir demiştir. Elmar Brok, Parlamento Dış İlişkiler Komitesi Üyesi İki ay sonra, 2011 Kasım ında, CDU politikacısı, Avrupa Halkları Partisi nin Avrupa Parlementosu ndaki üyesi ve Parlemento nun dış ilişkiler komitesi üyesi, Elmar Brok, düşünme sürecinin muhtemel yönüne dikkat çekti. Euractiv örgütü nün Almanca web sayfasında yayınlanan AB- Türkiye ilişkileri ile ilgili detaylı makalesinde Brok, Ayrıcalıklı Ortaklık kavramını, tam üyeliğe alternatiflerle ilgili pasajlarda dahi, tamamiyle gözardı ediyor. Onun tahminine göre, ne AB ne de Türkiye kısa bir gelecekte katılım koşullarını karşılayabilecekler ve orta vadeli amaçlar ın gereği olan müzakereleri Brok önerisini Türkiye de son zamanlardaki gelişmelerin eleştirel bir değerlendirmesinin ışığında yapmaktadır. Ankara ya Neo-Osmanlı Eğilimleri nden dolayı şüphe ile bakmakta ve uyarmakta: Son izlenim, Türkiye nin AB siz bir bölge gücü olduğu yönündedir. gerçekleştirebilecekler. Brok a göre, bu müzakereler, şu an 27 AB ülkesini İzlanda, Liechtenstein ve Norveç ile birleştiren ve iç pazarı kapsayan Avrupa Ekonomik Bölgesi (AEB) ne Türkiye nin üyeliği üzerine yoğunlaşmalıdır. Brok şunu yazıyor: Bu, örneğin, acquis communautaire in yüzde 60-70 oranında adaptasyonu, ortak pazara ve Schengen sistemine tam üyelik olabilir. Belli bir sürede bu Norveç Sistemi ne ulaşılırsa, çok kazançlı oluruz. Bu ayrımcılık değildir ve ortak pazardan, güvenlik politikalarına kadar bir kapsama sahip olabilir. Böylece, sakince ve hayal kırıklığına yol açmadan gelecek gelişmeler izlenebilir. Bu tip adımlar vatandaşlar için hızlı olumlu etkilere yol açar ve onlara Avrupa perspektifinin faydalarını gösterir. Bu gerçekçi strateji ile eğer her iki tarafta olumlu anlamda yol alırsa son adımda, tıpkı İsveç, Finlandiya ve Avusturya ile olduğu gibi, başarıyla atılabilir. 3

Brok önerisini Türkiye de son zamanlardaki gelişmelerin eleştirel bir değerlendirmesinin ışığında yapmaktadır. Ankara ya Neo- Osmanlı Eğilimleri nden dolayı şüphe ile bakmakta ve uyarmakta: Son izlenim, Türkiye nin AB siz bir bölge gücü olduğu yönündedir. Gördüğü kanıtlar reformların yavaşlığı, yargı bağımsızlığının azalması ve yerel ve bölgesel yönetimlerin yetersiz kapasiteleri olarak sıralanabilir. Aynı zamanda, Brok, dini, kültürü Türkiye nin AB ye girmesine bir karşı argüman olarak koyan parti arkadaşlarının tersine, AB ye girmekte bir engel olarak görmemektedir. Düşük Düzeyli Ama Önemli İlk bakışta, Brok un makalesindeki fikirsel yön değiştirme, Türkiye yi AB karar verme mekanizmasının dışında tutan Ayrıcalık Ortaklığı anımsatıyor olabilir. Yine de, konunun Hristiyan Demokratlar tarafından ele alınış biçiminden farklılığı, AB-Türkiye ilişkilerinin hatta Türkiye nin AB üyeliği olasılığının devam etmesindedir. Hristiyan Demokrat Parti nin Alman Parlementosu nda dış ilişkiler sözcüsü olan Philipp Missfelder, 2011 Eylül ünde verdiği bir mülakatta Birçok Türk politikacı kişisel olarak bana ayrıcalıklı ortaklık fikrini kabul etmedikleri belirtmiştir. Bana göre bir düşünme sürecine ihtiyacımız var. Bu süreçte, Türkiye ye ayrıcalıklı ortaklıktan öte ne önerebiliriz bunu tartışmalıyız. Bu Türkiye yi ortak bir ülke olarak kaybetmemek adına önemlidir demiştir. Politikacıların demeçlerindeki analizlerin fazlasıyla abartıldığı söylenerek, bunlara itiraz edilebilir. Aslında, Türkiye konusunda farklı düşünen Alman Hristiyan Demokratlar hep olmuştur. Şu an bunlardan en önemlisi, Alman Parlementosu ndaki dış ilişkiler komitesi başkanı olan ve Her iki taraf için daha iyisi- Türkiye AB ye aittir kitabının da yazarı olan Ruprecht Polenz dir. Polenz, düşüncesinin partide azınlık kaldığını ama yalnız olmadığını belirtiyor ve diğer önemli Hristiyan Demokrat olan eski Savunma Bakanı Volker Rühe, eski Alman Parlementosu Başkanı Rita Süssmuth veya eski Saksonya bakan-başkanı Kurt Biedenkopf a referans veriyor. Yine de tüm politikacıların ortak bir özellikleri var: Kariyerlerin tepe noktaları geride kaldı ve şu an partilerinin strateji merkezlerinden çok uzaktalar. Polenz, 2013 deki genel seçimlerinde aday olmayacağını şimdiden açıkladı. Bunun zıttı olarak, Elmar Brok partisinin dış politika uzmanlarından birisi olmasının yanısıra, Hristiyan Demokratların Dış Politika, Avrupa ve Güvenlik Politikaları üzerine çalışan Federal Uzman Komitesi nin Başkanı olarak bu politik alanlarda partisinin 4

amaçlarını şekillendirmekle de görevlidir. Partisinin Avrupa sesi olarak medyada sıklıkla yer bulmaktadır. Ayrıcalıklı Ortaklık ve İç Politikalar Angela Merkel Şubat 2004 de muhalefet lideri olarak Ankara ya geldiğinde, Türkiye Başbakanı Recep Tayyib Erdoğan ayrıcalıklı ortaklık fikrini, ülkesinin adaylıktan üçüncü devlet statüsüne düşüreceğini düşündüğü için red ettiğini açıkladı. Hakim düşünce yapısına karşı bir diğer karşı çıkış şu şekilde ortaya atılabilir: Hristiyan Demokratların Ayrıcalıklı Ortaklık kavramı herzaman parti içi ve iç politika baskılarına karşı kullanılan bir alet olmuştur. Bu baskılar devam etmektedir. Aslında, bu kavramın tarihi hatırlandığında, iç politikadaki amacı açıktır. Kavram, ilk kez 2004 de, resmi AB-Türkiye müzakereleri ortaya çıktığında, Sosyal Demokrat Şansölye Gerhard Schröder in Türkiye nin AB üyeliğini desteklemesine alternatif olsun diye muhalefetteki Hristiyan Demokratlar tarafından ortaya atıldı. Kavramın ilk çerçevesini, önce eski Alman Parlementosu AB ilişkileri Komitesi Başkanı Matthias Wissmann ve eski Dış İlişkiler Komitesi üyesi, sonra Almanya Ekonomi Bakanı ve ardından da Savunma Bakanı olan Karl-Theodor zu Guttenberg şekillendirdi. Bu çervevenin içinde Türkiye yi ortak pazara güçlü bir şekilde varolan engelleri kaldırarak entegre etmek ve AB Ortak Dış ve Güvenlik Politikası nın içine Türkiye yi de sokarak sıkı ve kurumsal bir koordinasyonu sağlamak vardı. Alman Hristiyan Demokratlar, Türkiye ye olan yaklaşımlarının kendilerini bir yere taşıyamayacağını hızlı bir şekilde tecrübe ettiler. Angela Merkel Şubat 2004 de muhalefet lideri olarak Ankara ya geldiğinde, Türkiye Başbakanı Recep Tayyib Erdoğan ayrıcalıklı ortaklık fikrini, ülkesinin adaylıktan üçüncü devlet statüsüne düşüreceğini düşündüğü için red ettiğini açıkladı. Hristiyan Demokrat Parti ile bağlantılı Konrad Adenauer Vakfı nın 2006 yılı başında yayınladığı bir çalışma belgesinde, Ulusal ve AB seviyesindeki siyasal elitin, Türkiye için kullanılan Ayrıcalıklı Ortaklık terimini, bu ülkeyi sert bir şekilde red ettiği için kullanmaması gerektiği öneriliyordu. Angela Merkel, Almanya Başbakanı Avrupa nın muhafazakârları arasında dahi bu yaklaşımın başarısı çok sınırlı kaldı. Ağustos 2005 te- kendisini Şansölyelik koltuğuna oturtacak seçimlerden birkaç hafta önce- Angela Merkel, CSU lideri Edmund Stoiber ile birlikte kavramın desteğini almak 5

için Avrupa daki konservatif devlet başkanlarına bir mektup yazdı. Sonuç olarak, ikisi de Avrupa merkez sağ politikacıların arasında ortak bir pozisyonu oluşturamadılar. Fransa örneğinde, kavram başarılı bir ihraç ürün olma başarısını gösterdi: 2005 Ocak ayında, CDU ve Galluist UMP ortak bir deklarasyon imzalayarak, Türkiye nin üye olması durumunda AB nin Avrupalılık kapasitesini kaybedeceğini belirtip, uyardılar. Ayrıcalıklı Ortaklık, Viyana da merkez sağ parti olan Avusturya Halk Partisi (ÖVP) tarafından da benimsendi. Ayrıcalıklı Ortaklık ve Parti İçi Farklılıklar Ayrıcalık Ortaklık AB-Türkiye ilişkileri seviyesinde bir ölü doğum olduğunu hızlıca kanıtlasa da, Hristiyan Demokratlar ilerleyen yıllarda bu fikri gündemde tuttular. Terim, Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) ve Bavyeralı kardeş partisi, Hristiyan Sosyal Birliğin (CSU) parti AB Parlamentosu programlarında yer buldu. 2007 temel parti programında, CDU şunu belirtti: Her durumda, AB ne tam üyelik tek cevap olamaz. Katılım kriterinin yerine getirilmesi yeni üyelerin kabulü için gereksede, AB nin hazmetme kapasiteside önemlidir. İnancımız odur ki, AB ve Türkiye nin ayrıcalıklı ortaklığı en iyi çözümdür. CSU nun 2007 deki temel programında, Türkiye nin AB üyeliğine karşı çıkış, kültürel perspektiften ele alınmıştır: Hristiyan Sosyal Birlik, açık AB sınırlarını savunur. Bunun yanısıra, bizim için Avrupa nın sınırları ortak tarih ve kültürel zeminin olmadığı yerde biter. Her iki parti de, 2009 Avrupa Parlementosu seçimleri için hazırladıkları manifestolarda Ayrıcalıklı Ortaklık kavramını kullandılar. Kasım 2011 de, Leipzig deki son genel CDU parti toplantısında bu kavramın önemi tekrar vurgulandı ve partinin AB politikaları ile ilgili kararlarından biri olarak ilan edildi. 6

Ayrıcalık Ortaklık AB- Türkiye ilişkileri seviyesinde bir ölü doğum olduğunu hızlıca kanıtlasa da, Hristiyan Demokratlar ilerleyen yıllarda bu fikri gündemde tuttular. Terim, Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) ve Bavyeralı kardeş partisi, Hristiyan Sosyal Birliğin (CSU) parti programlarında yer buldu. Uluslararası zeminde verimsiz, hatta zarar verici olmasına rağmen, kavram iç siyasetde fayda getirdi. Hristiyan Demokrat Parti içindeki farklılıklar ve zıtlıklar arasında köprü vazifesi görmesi için kavram bir entegrasyon formülü olarak kullanıldı. Alman Hristiyan Demokratlar, kavramı, merkez ve merkezin sağından olan Katolik ve Protestanları, kilise bağlantılı çiftçi ve işçileri, piyasa liberallerini, muhafazakârları ve hatta milliyetçileri II. Dünya Savaşı sonrasında tekrar biraraya getirerek, kapsayıcı bir şekilde kullandılar. Avrupa daki diğer merkez ve merkez sağ oluşumlarıyla kıyaslandığında, Alman Hristiyan Demokratlar, merkezden aşırı sağa uzanan geniş bir seçmen ve aktivist gruba sahip olduklarını gösterdiler. Ulusal anlamda, Hristiyan Demokratlar ın politik güç hakları kendisini kanıtlayamadı. Fransa da Ulusal Cephe, Avusturya da Jörg Haider in Avusturya Özgür Partisi ya da Hollanda da Geerd Wilders in Özgürlük Partisi nin başarısı gibi bir başarı Alman populist sağcılarında, bölgesel seviye haricinde, gerçekleşmedi. Entegrasyon kapasitesinin ön koşulu, küresellşeme fırsatlarına açık olan piyasa liberalleri ile göç ile şekillenecek sosyal ve kültürel çeşitliliğe karşı şüpheci olan ve ulus-devleti ve geleneksel milli kimliği küreselleşmenin tehditlerine karşı kalkan olarak görenlerin ihtiyaçlarını uzlaştırmaktır. Bununla birlikte, ortadan kalkması gereken bir diğer parti içi farklılıksa, AB nin yumuşak gücünü komşu devletlerle olan ilişkilerde kullanarak Avrupa nın enerji kaynaklarını garanti altına alarak, İç Asya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika gibi önemli bölgelerde bu gücü etkili ve güvenilir bir şekilde kullanmak isteyen politik elitlerle, konservatif Hristiyan geçmişinden gelen ve İslam ı sınırlı bir çerçeveden ülkelerinin Hristiyan karakterine bir tehdit olarak görenler arasındadır. Ayrıcalıklı Ortaklık, parti içi çatışmaları en azından sakinleştirmek için ortaya atılan bir formüldü. Kavram, parti nin seçmenleri ve alt seviyedekileri arasındaki daha milliyetçi ve Hristiyan gelenekçiler içinde bir sinyaldi. Aynı zamanda, kavram, partinin politik elitlerinin AB ye yakınlaşan Türkiye ye yönelik bağlayıcı uluslararası politikaların olması gerektiğine olan inançlarının duyulmasını sağladı. Ayrıcalıklı 7

Ortaklık, seçimlerde parti içi uyumu ve mobilizasyonu güvence altına almak için kullanılan sembolik politika olmuştur. Parti içi söylem uzlaşması, Alman koalisyon hükümetlerinde zaman içinde test edilecek görev dağılımı sürecinde ayakta kalabilir. Hristiyan Demokratlar sürekli bir şekilde daha büyük parti olmalarından beri, Şansölye Ofisi ne hükmetmektedirler. Öte yandan, daha küçük parti olan Liberaller ve büyük koalisyon zamanlarında Sosyal Demokratlar Dışişleri Bakanlığını aldılar. Bu durum, Ayrıcalıklı Ortaklığın sadece Hristiyan Demokratlar ın parti pozisyonunda kalıp, Federal Hükümet seviyesine taşınmamasını ve Angela Merkel in kavramı AB seviyesinde dayatamamasını getirmiştir. Entegrasyon kapasitesinin ön koşulu, küresellşeme fırsatlarına açık olan piyasa liberalleri ile göç ile şekillenecek sosyal ve kültürel çeşitliliğe karşı şüpheci olan ve ulusdevleti ve geleneksel milli kimliği küreselleşmenin tehditlerine karşı kalkan olarak görenlerin ihtiyaçlarını uzlaştırmaktır. Bu nedenle, 2009 daki koalisyon anlaşmalarında, CDU, CSU ve liberal FDP uzlaşmacı bir formül kullanarak, AB-Türkiye müzakerelerinin devam edeceğini vurgulamışlardır: 2005 de başlayan katılım müzakereleri ucu açık bir süreçtir, doğası gereği otomatik değildir ve önceden bir sonuç garanti edilemez. Eğer AB yeni bir Yakında, Hristiyan Demokratlar, süregelen yaklaşımlarına devam edip etmeyeceklerine karar vermek isteyeceklerdir. Almanya nın gelecek seçimleri 2013 sonbaharında olacak ve ekonomik kriz, Avrupa ajandasını domine edecek olsa bile, Hristiyan Demokratlar AB-Türkiye meselesini göz ardı edemeyeceklerdir. İşler böyle gitmeye devam ettikçe, aynı formül geçmişte olduğu gibi işe yaramayacaktır. üyeyi hazmedecek kapasitede olmazsa ya da Türkiye üyelik şartlarını karşılayamaz ise, Türkiye, ileride AB ile ayrıcalıklı ilişkisini geliştirebilecek bir pozisyonda, Avrupa kurumlarına yakın halde tutulmalıdır. Bir Kavramın Sayılı Günleri Hristiyan Demokratların, çok konservatif olan seçmen ve aktivistlerinin başarılı entegrasyonu için ödemek zorunda oldukları bedel açıktır: Ayrıcalıklı Ortaklık bir savunma taktiği idi. Kendilerine Avrupa nın Alman Partisi diyen Hristiyan Demokratlar, temel parti programlarında kendilerini, Türk partnerlerine herhangi bir pozitif vizyon sunmadan ve onlarla görüşmeden, politik önemi artan bir alanda, marjinalize etme riskine girmiş oldular. Görünen o ki, Hristiyan Demokrat dış politika elitleri bu sonuca 8

varmışlar. Sorulması gereken soru, yerel güç kavgalarında, kendileri gibi düşünmeyenleri nasıl ikna edecekleridir. Yakında, Hristiyan Demokratlar, süregelen yaklaşımlarına devam edip etmeyeceklerine karar vermek isteyeceklerdir. Almanya nın gelecek seçimleri 2013 sonbaharında olacak ve ekonomik kriz, Avrupa ajandasını domine edecek olsa bile, Hristiyan Demokratlar AB-Türkiye meselesini gözardı edemeyeceklerdir. İşler böyle gitmeye devam ettikçe, aynı formül geçmişte olduğu gibi işe yarayamayacaktır. Tercüme: Baran Hanağası 9