Türk İslâm edebiyatı ana bilim dalına hizmet etmiş ve bekâ semtine göçmüş hocalarımızı Fevziye Abdullah Tansel, Nihat Sami Banarlı, Prof. Dr. Kaya Bilgegil, Prof. Dr. Âmil Çelebioğlu, Prof. Dr. M. Esad Coşan, Prof. Dr. Halil İbrahim Şener ve Doç. Dr. Necla Pekolcay ı rahmet ve minnetle anıyorum. İlmî gelenek bu hatırlayışlarla devam edecektir.
Bilâl KEMİKLİ Sivas ta doğdu. Lisans eğitimini Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi nde tamamladı; 1998ʹde doktor, 2002 de doçent ve 2008 de profesörlüğe yükseltildi. Ankara, Yüzüncü Yıl ve Süleyman Demirel Üniversitelerinde öğretim üyesi olarak görev yaptı. Dekan olarak DPÜ İlahiyat Fakültesi nin kurulmasına öncülük etti. TÜBİTAK BİDEB Yürütme Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Hâlen Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi nde görevli olan Prof. Dr. Kemikli nin eserlerinden bazıları şunlardır: Sun ullah ı Gaybî Dîvânı, Şair Şeyhülislam Ârif Hikmet Beyefendi, Oğlanlar Şeyhi Müfid ü Muhtasar, Dost İlinden Gelen Ses, Mevlânâ nın Kalbine Açılan Kapı: Mesnevî Mektupları, Şiir ve İrfan, Şiir ve Hikmet, Şehir Hayat ve Dervîş, İnsan Deniz ve Hayat, Ramazan Güzellemeleri, Oğul Sen Sen Ol ve Sen Sen Ol, Sevgili Kızım, Süleyman Çelebi ve Mevlid, Erzurumlu Bilge İmam Muhammed Lutfi Efendi, Memleket Yazıları: Çiğdem Der ki Ben Âlâyım, Pîr Sultân.
Bilâl Kemikli TÜRK İSLÂM EDEBİYATI GİRİŞ
Bursa Akademi TÜRK İSLÂM EDEBİYATI GİRİŞ Bilâl Kemikli 9. Baskı: Bursa 2018 Tasarım Emin Özdamar Baskı: Stüdyo Star Ajans Matbaacılık Ltd. Şti Nilüfer Ticaret Merkezi Bursa Sertifika No: 15366 BURSA AKADEMİ (Emin Yayınları Kuruluşudur) Fethiye Mah., Kırlangıç Sok. No: 11/B 16140 Nilüfer / BURSA Tel: (0224) 242 28 97, Fax: (0224) 242 28 98 www.eminyayinlari.com.tr Bütün yayın hakları Emin Yayınlarına aittir. Kitap, yayıncının ve yazarın izni olmaksızın hiçbir surette (baskı, fotokopi, elektronik, manyetik, mekanik ve sesli ortamlarda ya da başka bir şekilde) kısmen veya tamamen çoğaltılamaz. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. KÜTÜPHANE BİLGİ KARTI Cataloging-in-Publication Data (CIP) TÜRK İSLÂM EDEBİYATI GİRİŞ Bilâl Kemikli 1. Türk Dili ve Edebiyatı 2. Edebiyat ISBN: 978-9944-404-85-3 Sertifika No: 41426
YENİ BASKI İÇİN Süleyman Çelebi ye kulak verip söze besmele ile başlayalım: Allâh adın zikr edelim evvelâ Vâcip oldur cümle işde her kula Allâh adın her kim ol evvel ana Her işi âsân eder Allâh ana Allâh adı olsa her işin önü Hergiz ebter olmaya anın sonu Her nefesde Allâh adın de müdâm Allâh adıyla olur her iş tamâm Türk İslam Edebiyatı Giriş adlı bu kitap, bundan sekiz yıl önce, ders kitabı yazmak yerine öğrencilerini farklı kaynaklara yönlendirmeye gayret eden bir ilim adamının gördüğü ihtiyaca binaen derlenen ders notları olarak neşredilmişti. O vakit bu kitapla iki şey amaçlanmıştı: İlkin ilahiyat eğitimi alan öğrencilerimizin dînî muhtevalı edebî birikimimizi tanımalarına katkı sağlamak İkinci olarak da bu mirası tevarüs etmek isteyen okuyucular için muhtasar bir kılavuz sunmak. Bu maksada ne kadar
6 Türk İslâm Edebiyatı Giriş hizmet etti? Bunu tam olarak bilemiyoruz ama farklı seviyeden okuyucunun ihtiyacını karşıladığı aşikârdır. Nitekim ilk hâliyle sekiz baskı yaparak bir hizmet ifa etti. Her yeni neşir sürecinde, önceden haberim olması hâlinde bazı ilaveler yaparak kitabı güncellemek istedim. Lakin yürüttüğüm projeler ve idari görevlerim bu emelimi tehir etmeme sebep oldu. Sadece ikinci baskısında gözden kaçan bazı eksiklikeri gidermeye gayret ettim. Oysa akademik dünyada yeni neşirler, ilmî çalışmalar ve araştırmalar yapılmaktaydı. Bu yenilikleri bir şekilde kitaba yansıtmak icap ediyordu. Maalesef bunu zamanında gerçekleştirme imkânına sahip olamadım. Bu yaz döneminde, ertelediğimiz bu güncelleme talebinin zamanının geldiğini görmüş olduk. Bunda öğrencilerimizin soruları, danışman, editör ve hakem olarak katkıda bulunduğumuz çalışmalar da etkili oldu. Bazı maddeler ve makaleler ilave ederken kimi makaleleri çıkarma ve kimi önerileri de yenileme gereği ortaya çıktı. Böylece kitap başından sonuna kadar yeniden gözden geçirilerek öneriler ve metinler yenilendi. Özellikle türleri ve konuları ihtiva eden bölüm, yöneltilen sorular çerçevesinde yeniden ele alındı. Makaleler, son dönemde gündeme getirdiğimiz konular çerçevesinde değiştirilerek temel bazı problemlere okuyucunun dikkati çekilmeye çalışıldı. Okuyucunun okuduğu metinleri anlayıp oradan bir çıkarıma ulaşmalarını temin edecek bir bölüm ilave edildi. Şekerlik başlığı, Şiir ve Hikmet kitabının ihsas ettiği mânâ çerçevesinde hikmet olarak değişti. Netice olarak kitap, aslî hüviyetini koruyarak yenilenmiş oldu. Türk İslam Edebiyatı Giriş in bu yenilenme sürecinde, derslerine girdiğim öğrencilerim ile kitabı okutan meslektaşları
Önsöz 7 mın soru ve önerileri etkili olmuştur. Bu bakımdan, onlara müteşekkirim. Keza diğer çalışmalarımda olduğu gibi, bu yenilenme sürecinde de çalışmaya katkı veren yardımcılarım oldu; öğrencilerim Arş. Gör. Olcay Kocatürk ve Ömer Faruk Yiğiterol ile oğlum Ahmet Edip Onlara da müteşekkirim. Âdeta bir yolcu gibi duran bu çalışmanın eğer talep olur ve yapılırsa bundan sonraki neşirlerinde de yenileneceği aşikârdır. Bu hâliyle okuyuculara ve öğrencilerimize faydalı olmasını dilerim. Nilüfer, Eylül 2018
ÖN SÖZ Bir ders kitabı yazmaktan hep kaçındım. Kaçındım; zira ders kitapları, bir düşünceyi telkin eden, bir değerler dizisini öğreten eserlerdir. Bunun ilk ve orta öğretimde yapılması anlamlıdır. Ancak üniversiteler, ele alınan konuya farklı zaviyelerden bakmayı öğreten kurumlardır. Dolayısıyla buradaki eğitim, tek bir görüşe bağlı kalmak, sadece ders kitabını okuma yahut ders notlarına çalışma kolaycılığı ve konforunu esas almaz. Üniversite öğrencisi, tıpkı arı gibi, farklı çiçeklerden beslenmeye, farklı kaynaklara gitmeye ve meseleye disiplinlerarası bakmaya çalışmalıdır. Bu kanaatim değişmedi ama doğrudan doğruya bir ders kitabı olmasa da alanımla ilgili bir giriş kitabı yazmaya karar verdim. Neden böyle bir karar verdim? Bu neden in arkasında bir uzun hikâye var. Bu hikâyeyi anlatacak değilim ancak bir iki hususa işaret etmek isterim. Evvela yıllardır değişik üniversitelerde ve değişik fakültelerde görev yaptım; hemen her dersime çekinmeden, yorulmadan anlattığım konuyla alakalı kaynak kitapları, yeni yayınları ve dergileri götürdüm. İstedim ki anlattıklarımla öğrencim yetinmesin; araştırsın, okusun ve öğrensin. Ne yalan söyleyeyim; bunu pek başardığımı söyleyemem. Bunun sebeplerini araştırdığımızda şu iki hususla karşılaştık: Evvela derslerimizde, takriben onbir asırlık bir dönemin özetini çıkarmak durumunda kalıyorduk. Türklerin İslâm ı kabul etmeleriyle başlayan ve hâlâ devam eden bir edebî hayatı sadece bir dönem içerisinde anlatmak zorundaydık. Üstelik dil, âhenk ve zevk itibarıyla köhne olarak nitelendirilen, fikrî temeli yok edilen ve tasavvur etiği dünyayı kaybeden bir edebî mirası anlatmak durumundaydık. İsimler, eser adları, türler, teknik terimler,
10 Türk İslâm Edebiyatı Giriş edebî sanatlar Edebiyat fakültelerinde dört yıl anlatılan süreci, bir yıla sıkıştırmak ve öğrenciden bu alanla ilgili temel kaynaklara ilgi duymasını beklemek! Nihayetinde öğrenci, diğer önemli dersleriyle birlikte bu yükü nasıl kaldıracaktı? Son yıllarda onlara hak vermeye başladım İkinci olarak bu öğrenciler, edebiyat eğitimi almıyorlar; onların aslî görevi temel İslâmî ilimlerde uzmanlaşmaktı. Türk İslâm Edebiyatı dersi, uzmanlaşacakları alana daha iyi vâkıf olmaları için, tarihî süreç içerisinde yazılmış olan dinî edebî eserleri tanımalarını ve edebî estetik zevki tatmalarını sağlamalıydı. Üstelik edebiyatı ve sanatı gereksiz uğraşı olarak gören ve bunu açıkça itiraf eden öğrencilerim de hemen her dönemde oluyordu. Sadece öğrencilerim mi? Ne yazık ki edebiyatı laf ı güzaf olarak gören meslektaşlarıma da rastladım. Ne diyelim? Esas itibarıyla modern ulema, hayata ilişkin bütün meseleleri teolojik açıdan değerlendirmekten yanaydı. Hem zaten mevcut eğitim sistemi, hele hele ilköğretime kadar inen test sistemi, zevk için okumayı, sanatla ve edebiyatla uğraşmayı bu milletin çocuklarına unutturdu. Özellikle son on yıl içinde alanında uzman fakat sanat ve edebiyata mesafeli insanlar yetiştirdiğimizi söylesem, herhâlde abartmış olmam. Velhasıl, öğrenci üniversiteyi kazanmaya ve bir an önce sınıfını geçerek mezun olmaya kodlanmıştır; bu yüzden onu kaynaklarla, farklı bakış açılarıyla ve tarihle buluşturmak kolay bir iş değildir. Peki, ne yapmalıydım? Evvelemirde öğrencime alanın belli başlı konusuna aşina olması için bir ders kitabı önermeliydim. Önerdim ama zamanla dikkatli öğrencilerimin soruları arttı, önerilen kitaplardaki fazla malumatlar veya eksik kalan noktalar belirginleşmeye başladı. Bu mesele ana bilim dalımızın yıllık toplantılarında dile getirildi; bir ortak müfredat çalışması yapmaya karar verildi. Netice olarak geçtiğimiz yıl fakültemizin ev sahipliğinde Mudanya da ders müfredatıyla alakalı bir çalıştay yapıldı. Verimli de oldu Ancak çok istememe rağmen, bir ortak el kitabı yazamadık. Sonuçta, bazı dostlarımın da teşvikiyle, ortak
Önsöz 11 el kitabı hayali baki kalmak üzere bir giriş kitabı yazmaya karar verdim. Kitabı yazarken başlangıçtaki niyetim, öğrenciyi tarihî bilgiyle boğmadan edebî bir zevk kazandırmaktı Lakin yine de öğrencilerimi düşündüm, onları kültür tarihiyle ve gelenekle bir nebze de olsa buluşturmanın yollarını aradım. Bunu yaparken edebiyat tarihçilerinin asırlara göre değerlendirme anlayışlarını tekrar etmek istemedim. Bütün bir edebiyat tarihimizi yaşanan siyasi ve sosyal değişmelere paralel yeniden okuyarak kendi içerisinde bütünlük arz edecek şekilde yeniden tasnif ettim. Bu tasnif, yenidir ancak tartışmaya açıktır. Nitekim Türk İslâm edebiyatının tanımı, kapsamı ve hedefine ilişkin teorik temel de yenidir. Dördüncü bölüm, öğrenciyi konuyla ilgili farklı okumalara hazırlama niyetiyle hazırlanmıştır. Burada, daha evvel yayımlanan bazı yazılarımız ve yaptığımız konuşmaların metinlerine yer verilmiştir. Her ne kadar diğer bölümlerde de yeri geldikçe alıntı yahut öneri notuyla bazı metinlere yer verilse ve ilgili kaynaklara işaret edilse de burada okuyucunun doğrudan doğruya araştırma ve inceleme yazılarıyla ve konuşma metinleriyle buluşması amaçlanmıştır. Bendeniz derse girdiğimde, hangi konuyu anlatırsam anlatayım, öncelikle o gün için dilime pelesenk ettiğim yahut dikkatimi çeken bir beyti tahtaya yazarım. Bu beyti, çikolata olarak tabir ederim. Öyle ya, hikmetli ve güzel söz özü itibarıyla çikolata değil midir? Çoğu kere, daha fazla çikolata almak isteyenler olur. Bazıları, bu beyitleri birarada bulabilecekleri kitap isimleri ister. Onlara Zînetü l Mecâlis gibi kitapları, antolojileri ve benzeri kitapları öneririm. Alırlar mı? Okurlar mı? Bilemem ama kitabı tasnif ederken bir koca şekerlik dolusu çikolata ikram edeyim dedim. İşte kitabın son bölümü olan şekerlik bu kaygıyla ortaya çıktı; bilmem ki iyi mi oldu? Alanın bütün konularına işaret etmek, bu kitabın amacı dâhilinde değildir. Fakat yine de alana dair temel konulara işaret
12 Türk İslâm Edebiyatı Giriş edildi. Belki biraz aceleye geldi ve bu yüzden de kitabın pek çok eksiği ve kusuru var. Ne diyelim? Süleyman Çelebi üstadımıza eşlik edip şöyle seslenelim: Eksugüme kıldum uş ben itirâf Herkim ehl i lutf ola kıla muâf Eskiler, mükemmellik tekâmüle mânidir derler. Elinizdeki bu kitabın da eksikleri ve kusurları vardır; bunların olumlu eleştiri ve katkılardan da yararlanılarak daha sonraki basımlarda düzeltilmesi mümkündür. Esas olan bir bütünlük içinde edebî mirasımızı tanıtmaktır; bu mütevazı çalışma bu niyetle hayat bulmuştur. Tabii burada teşekkür etmem gereken isimler var: Öncelikle, Arş. Gör. Ali İhsan Akçay, Arş. Gör. Kenan Özçelik ve yüksek lisans öğrencisi Nehri Aydinçe; bana her zaman sağlıklı çalışma ortamı hazırlayan eşim ve çocuklarım Şunu açıkça söylemek isterim ki onlar olmasaydı bu kitabı hazarlamakta zorlanırdım. Velhasıl kitabın öğrencilerime olduğu kadar, edebiyat, kültür ve tarihe meraklı okuyuculara da yararlı olmasını dilerim. Bilâl Kemikli Bursa, Ağustos, 2010
İÇİNDEKİLER YENİ BASKI İÇİN... 5 ÖN SÖZ... 9 İÇİNDEKİLER... 13 BİRİNCİ BÖLÜM TÜRK İSLÂM EDEBİYATI: KONU VE KAYNAKLAR... 17 TÜRK İSLÂM EDEBİYATI... 19 DİN VE EDEBİYAT... 24 TASAVVUF VE EDEBİYAT... 29 TÜRK İSLÂM EDEBİYATININ KAYNAKLARI... 34 Muhteva Kaynakları... 34 Tarihsel Kaynaklar... 35 Biyografik Kaynaklar... 36 Bibliyografik Kaynaklar... 38 İKİNCİ BÖLÜM TÜRK İSLÂM EDEBİYATI: TARİHÎ SÜREÇ... 41 TÜRK İSLÂM EDEBİYATI TARİHİ... 43 İLK DÖNEM: ÖNCÜ ESERLER VE ŞAHISLAR... 45 Kutadgu Bilig... 45 Atebetü l-hakâyık... 49 Dîvânu Lugâti t-türk... 51
14 Türk İslâm Edebiyatı Giriş Dîvân-ı Hikmet... 53 ORTA DÖNEM: ANADOLU YU YURT EDİNMEK... 59 ANADOLU SELÇUKLULARI VE EDEBÎ HAYAT... 61 Hacı Bektâş-ı Velî... 62 Mevlânâ... 65 Yûnus Emre... 68 Dönemin Diğer Şairleri... 71 OSMANLI KURULUŞ DÖNEMİ EDEBİYATI... 73 CİHAN DEVLETİ VE KLASİK TÜRK EDEBİYATI... 82 MAHALLİLEŞME: DURAKLAMA VE İÇE DÖNÜŞ... 94 TANZİMAT: YENİ BİR YOL ARAYIŞI... 103 YENİ DÖNEM: MEŞRUTİYET TEN CUMHURİYET E... 106 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TÜRLER VE METİNLER... 111 TÜRK İSLÂM EDEBİYATINDA TÜRLER... 113 CENAB-I ALLAH I KONU EDİNEN EDEBÎ TÜRLER... 115 Tevhîd... 116 Münâcât... 118 Esmâ-i Hüsnâ... 122 HZ. PEYGAMBER İ KONU EDİNEN EDEBÎ TÜRLER... 126 Na t... 127 Siyer... 133 Mevlid... 138 Hilye... 146 Mi râciye... 154 Gazavâtnâme... 161 Kırk Hadis... 165
İçindekiler 15 DİĞER KONULAR ve TÜRLER... 169 Kur an Tercümeleri ve Mesneviler... 169 Akâid ve Fıkha Dair Eserler... 171 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM MAKALELER... 175 DİN VE SANAT... 177 DİN EĞİTİMİNDE DİL VE EDEBİYAT... 191 EDEBİYAT VE İLİM... 202 MEVLEVÎLİK VE TÜRK EDEBİYATI... 211 YÛNUS EMRE: SEVGİ VE VAROLUŞ... 216 POPÜLER DİNÎ KÜLTÜRDE HZ. PEYGAMBER -VESÎLETÜ N-NECÂT ÖRNEĞİ-... 227 BİR PEYGAMBER ŞAİRİ: ABDULLAH SALÂHADDÎN-İ UŞŞÂKÎ... 240 ÖĞÜT ALMAK: NASİHAT-NÂME GELENEĞİNE DAİR... 249 HİKMETLER... 257 KAYNAKÇA... 277
BİRİNCİ BÖLÜM TÜRK İSLÂM EDEBİYATI: KONU VE KAYNAKLAR
TÜRK İSLÂM EDEBİYATI Toplum olarak yaşanan büyük hadiseler sanatı etkiler. İslâmlaşma, Türk toplumunun yaşadığı en önemli değişimlerden birisidir. İslâmlaşma, sosyal ve kültürel yapıyı değiştirerek dönüştürmüş, dili ve estetik anlayışı yenilemiştir. Böylece yeni bir edebiyat hayat bulmuştur. Daha sonraki dönemlerde Tanzimat la birlikte, Batı kültürü ekseninde yeni bir değişim projesi uygulamaya konulmuş; buna bağlı olarak da sanat ve edebiyatın seyri de değişmiştir. Dolayısıyla Türk edebiyatı, tarihî sosyal değişme süreçleri esas alınarak üç dönem hâlinde incelenmiştir. Edebiyat tarihçilerinin genel kabulüne göre Türk edebiyatının dönemleri şöyledir: 1. İslâm öncesi Türk edebiyatı 2. İslâm kültürü etkisinde gelişen Türk edebiyatı 3. Batı kültürü etkisinde gelişen Türk edebiyatı İslâm öncesi Türk edebiyatı, başlangıçtan İslâm ın kabul edildiği zamana kadar sürer. Yazılı metinleri itibarıyla miladî VIII. yüzyılda başlayan bu edebiyat, sözlü kültür içerisinde daha eskilere dayanır. Söz konusu dönem, dil, ifade, duyuş ve zevk itibarıyla millî edebiyat dönemi olarak nitelendirilir. Bu dönem, yazılı ve sözlü olarak gelişmiştir. Yazılı edebiyatın iki önemli kolu vardır: Köktürk (Göktürk) dönemi ve Uygur dönemi. Köktürkler, yazılı edebiyatı bulunan ilk devlettir. Bu dönemden geriye kalan en önemli eser, VIII. yüzyılın ilk yarısında dikilen Orhon Abideleri (Orhon Kitabeleri, Orhon Yazıtları) dir. Miladi VIII. yüzyılda Kül Tigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk adına dikilmiş olan bu abideler, dil, tarih ve edebiyat değeri bakımından önemlidir.
20 Türk İslâm Edebiyatı Giriş İslâm öncesi Türk edebiyatının ikinci kolu, Uygur dönemidir. Elimizde bu döneme ait zengin malzeme vardır. Uygurlar, Mani ve Buda dinlerine girmiş ve bu kültürlerin etkisiyle eser vermişlerdir. Daha çok Budizm in etkisiyle dinî, ahlâkî ve hamâsî eserler yazılmıştır. Çince, Sanskritçe, Toharca, Sogdca ve Tibetçe den çevrilen dinî metinlere bu dönemde rastlanmaktadır. Türklerin kabul ettikleri en eski din, Şamanizm dir. Şamanizm, doğaya tapma, doğaüstü güçlere inanma temeline dayanan bir inanç sistemidir. Şaman yahut kam, bu dinin rehberidir. Aynı zamanda şair de olan şaman yahut kamın söylediği şiirler, İslâm öncesi Türk edebiyatının ilk sözlü edebî ürünleridir. Bunlar, destanlar, sagular, koşuklar ve savlardır. Destanların çoğu bu dönemde ortaya çıkmıştır. Türk destanlarından bazıları şunlardır: Yaratılış, Alp Er Tunga, Oğuz Kağan, Bozkurt, Ergenekon, Türeyiş ve Göç destanları İslâm öncesi sözlü edebiyat, daha sonraki dönemde âşık edebiyatı veya halk edebiyatının oluşmasına kaynaklık etmiştir. Şaman şairin söylediği sagu, ağıt ve mersiyelere ilham teşkil eder. Koşuklar ise, koşma, türkü ve şarkı gibi edebî eserlerin öncüleri olarak kabul edilebilir. Manzum olarak söylenen atasözleri ve hikmetli söz anlamına gelen savlar ise hikmetli söyleyişi, mesel ve irsâl i mesel sanatını etkilemiştir. Türk edebiyatı ve dili, İslâmiyet le birlikte gelişmiştir. Zira Türkler, İslâmlaşmayla birlikte estetik formları oluşmuş ve klasik eserleri yazılmış bir edebî havzaya dâhil olmuşlardır. Bu edebî havzanın adı İslâm edebiyatıdır. İslâm edebiyatı, eski Arap ve İran (Pehlevî) edebiyatlarının estetik formlarından yararlanarak gelişmiştir. Bilhassa Cahiliye Dönemi olarak nitelendirilen İslâm öncesi Arap toplumu, şiire büyük değer vermiştir. Arap yarımadasının çeşitli yörelerinde kurulan Ukaz gibi panayırlarda, şiir yarışmaları