ARPALIK, Osmanlı imparatorluğu teşkilâtında, devlet tarafından, muhtelif zamanlarda muhtelif tatbik şekillerine göre, belli başlı idare ve saray



Benzer belgeler
MÜTEFERRİKA. MUTAFARRİKA, Osmanlı d e v l e t i t e ş k i l â t ı n d a ve sar a y ı n d a bir türlü h i z m e t s ı n ı f ı t i a ( müteferrika

B.M.M. Yüksek Reisliğine

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

OSMANLI DEVLETI NDE TAŞRA VE EYALET YÖNETIMI

İ4Ğ Karadeniz Boğazı Tahlisiye İdaresinin 1928 senesi İnıiee kaıiünüüa ıniizeyyel kanun

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

842 İstanbul Yüksek mühendis okulu ile Teknik okulunun Maarif vekilliğine devri hakkında kanun

MEDRESELER VE OSMANLI MERKEZÎ YÖNETİMİ

- 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun

1116 numaralı mektep pansiyonları kanunu lâyihası ve Ma arif ve Bütçe Encümenleri mazbataları

BAŞMAK, bir nevî ayak kabı; evvelce deriden yapılmış üstü açık ayak kabı ( sandal) cinsini ifade ettiği hâlde, sonraları umumiyetle pabuca

OSMANLI ARAŞTIRMALARI X

İstanbul Teknik Üniversitesi hakkında kanun : Kanun No: 4619 Kabul tarihi: 12/7/1944

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

Eğitim. Resul KESENCELİ EĞİTİMDE

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

Barut ve mevaddı infilâkiye, fişek ve av mühimmatı ve av saçması inhisarlarının 1934 malî yılı hesabı katği kanunu

Halk arasında haciz işlemleriyle ilgili merak edilen başlıca konulardan biridir.

BAKIŞ MEVZUAT. KONU: Limited Şirket Pay Devirlerinde Damga Vergisi Ve Harç Uygulaması Değişikliği

OSMANLI MEDRESELERİ. Tapu ve evkaf kayıtlarına göre orta ve yüksek öğretim yapan medrese sayısı binden fazlaydı.

: 1490/ / [ 998] 1590

Esibabı mucibe lâyihası

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

ECNEBİ MEMLEKETLERE GÖNDERİLECEK TALEBE HAKKINDA KANUN

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

96 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARI HAKKINDA SÖZLEŞME (1949 TADİLİ) ILO Kabul Tarihi: 8 Haziran 1949

Özelge: Vergi mükelle 䎘晐 olmayan kişilerden mal ve hizmet alınması halinde yapılacak ödemelerden hangi oranda tevkifat yapılacağı ve belge düzeni hk.

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 8

BURSA SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 1.NCİ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ KURULUŞ-GÖREV VE YETKİ YÖNETMELİĞİ

' 783 Vakıflar Umum Müdürlüğünün 1952 Bütçe yılı Hesabı Katî Kanunu

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BÖLÜM 1 OSMANLI SARAYLARI. 1. Dersin Amacı ve Önemi Kaynaklar-Tetkikler... 2

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

ASKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ KURULUŞ GÖREV VE YETKİ YÖNETMELİĞİ

OSMANLI ARAŞTIRMALARI

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2012/182 Ref: 4/182

MÜHENDİSLİK VE MİMARLIK HAKKINDA KANUN (1)

NÂHÎYE. NAHİYA, Osmanlı İmparatorluğunda coğrafî ve idarî mânada küçük veya büyük bir çevreyi ve bölgeyi bâzan da, çok geniş bir mıntakayı ifâde

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)

MADEN TETKĠK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KANUNU

TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

26 Ağustos 2003 Tarihli Resmi Gazete. Sayı: Harcırah Kanunu Genel Tebliği. (Seri No:37)

GELİRLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NÜN TARİHİ GELİŞİMİ

MOLLA GÜRANİ ( ) (Ahmed bin İsmail bin Osman el Kuranî)

256 Petrol Dairesi Reisliği 1959 yılı Bütçe Kanunu. (Resmî Gazete ile ilânı : 4. III Sayı: 10150)

AKTAY TURİZM YATIRIMLARI VE İŞLETMELERİ A.Ş. ANASÖZLEŞME TADİL TASARISI

YANYA MÜSLÜMAN MEZARLIKLARI NASIL YOK EDİLDİ? BAKİ SARISAKAL

KÖY İÇME SULARI HAKKINDA KANUN

Yok edilecek evrak hakkında kanun lâyihası ve Dahiliye Encümeni mazbatası (1/288)

MehMet Kaan Çalen, tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı yılında Trakya

626 Türkiye Cumhuriyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti arasında imzalanan Kültür Anlaşmasının tasdiki hakkında Kanun

GÖRÜŞ BİLDİRME FORMU

ÎBRÂHİM HAN. İBRAHİM HAN ( = Ağa, Bey, Paşa ; ?), Selim II. 'in kızı E s m â h a n S u l t a n (ölrh. 1585) ile ve-zîr-i âzam S o k u l l u

İktisat Tarihi I. 15/16 Aralık 2016

OSMANLI TEŞKİLÂTINDA HASSA MİMARLARI

RE SEN TAAHÜTNAME VE KEFALETNAME

İZOCAM TİCARET VE SANAYİ A.Ş. / IZOCM [] :55:33 Özel Durum Açıklaması (Güncelleme) Telefon ve Faks No. :

İçindekiler GENEL PRENSİPLER. Birinci B ö l ü m : HUKUK NİZAMI :

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016

KOCAELİ TARİHİ AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR KAYNAK: DERDEST DEFTERLERİ

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü. Sayı :

Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır.

Tasarruf bonoları ihracına dair kanun lâyihası ve Maliye ve Bütçe encümenleri mazbataları (1/593)

BELEDİYELER YASASI (51/1995, 33/2001 ve 2/2003 Sayılı Yasa) 92. ve 133 üncü Madde Altında Tüzük

BÖLÜM 1 DURUM ANALİZİ 1.1. TARİHÇE * ORTA ASYA DÖNEMİ TÜRK ADALET SİSTEMİ

( TRT VAKFI ) TÜRKİYE RADYO TELEVİZYON KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MENSUPLARI SOSYAL DAYANIŞMA, TEDAVİ, EĞİTİM YARDIMLAŞMASI VE EMEKLİLİK VAKFI

Devre : X. îçtima: 3 S. SAYISI :

OSMANLI KÜLLİYELERİNDE YÖNETİM (BURSA İVAZ PAŞA KÜLLİYESİ ÖRNEĞİ)

Sirküler 2013/16 Sahte Ve Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Düzenleyenler, Kullananlar Ve Bunlara İştirak

DÜZOVA KÖYÜ KANLIDERE İSKAİYE SULAMA BÖLGESİ TÜZÜĞÜ

MUṢṬAFĀ NŪRĪ (d. 1824; ö. 1890)

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ BÖLÜM SİCİLE KAYITLI OLMAYAN GEMİLERİN REHNİ İKİNCİ BÖLÜM SİCİLE KAYITLI OLAN GEMİLERİN REHNİ BİRİNCİ KISIM

Hüsn-i Hat yazı çeşitleri - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Dönem : 4 Topiant, : 3 MİLLET MECLİSİ S. Sayısı : 194'e 2 nci Ek

Yer Esnaf/Dükkan İsim Nefer Aded Arşiv İsmi

Yrd. Doç. Dr. Sezai SEVİM YAYIN LİSTESİ

TASARRUF SANDIKLARI NİZAMNAMESİ

Saray Mutfağının Halka Açılan Kapısı Doç. Dr. Zeynep Tarım Ertuğ 12 Mart 2008

ŞURA-YI DEVLET Belgeler, Biyografik Bilgiler ve Örnek Kararlarıyla

MARDİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ KURULUŞ GÖREV VE YETKİ YÖNETMELİĞİ

SULAR HAKKINDA KANUN (1)

İktisat Tarihi I

tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayınlanan 478 sıra no lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ni kapsamaktadır.

Osmanlı Devlet teşkilatında, gerek yönetim alanında,gerekse askeri alanda bazı değişiklikler olmuştur. Bu değişikliklerin bir kısmı merkez

S. SAYISI : 109. Devre :XI İçtima: 3

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

Hüseyin Odabaş. (2007). "İstanbul Kütüphanelerindeki Kitapların Sayımı ve Toplu Kataloğunun Hazırlanmasına Dair". Osmanlıca Metinler: Matbaacılık,

MİLLİ PİYANGO İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ AVANS YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Genel Esaslar

Mahmûd Paşa Kütüphanesinin Yeniden Açılışı *

2) Osmanlı Eyaletinden Üçüncü Bulgar Çarlığına, Kitabevi Yayınları, İstanbul 1996

Kriminalistik. Av. Seyfettin ARIKAN*

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

8. BÖLÜM TÜRK MÜZECİLİĞİ 3. DÖNEM EĞİTİM AMAÇLI KULLANIM İÇİNDİR İBRAHİM TUNÇ SİPAHİ

AKÇAABAD VAKFIKEBĠR NÜFUS KÜTÜĞÜ - ( )

BĠLECĠK ÜNĠVERSĠTESĠ AKADEMĠK ÖZGEÇMĠġ FORMU

hakkındaki 4991 sayılı Kanuna bir fıkra eklenmesi hakkında Kanun tasarısı ve Dışişleri ve Bütçe Komisyonları raporları (1/726, 1/756)

TÜRKİYE HÜKÜMETİ İLE MİLLETLER ARASI ÇALIŞMA TEŞKİLATI

OSMANLI KÜLTÜR - MEDENİYETİ A. OSMANLILARDA DEVLET ANLAYIŞI

SıraNe 236 HAVA YOLLARI DEVLET İŞLETME İDARESİ BÜTÇESİ

(Resmî Gazete ile ilâm : Say t : 9248)

Transkript:

ARPALIK, Osmanlı imparatorluğu teşkilâtında, devlet tarafından, muhtelif zamanlarda muhtelif tatbik şekillerine göre, belli başlı idare ve saray adamlarına ve bir kısım yüksek rütbeli ilmiye ricaline, vazifelerinde iken maaşlarına ilâveten, vazifelerinden ayrıldıktan sonra ise, tekaüt veya mâzûliyet maaşı kabilinden olarak, verilen tahsisat mânasında bir tâbirdir. Bu tahsisat, önceleri,... akçe yazar arpalık zeameti" ile»muayyen bir zeamet mıkdarı arpalık" (krş. Alî, Kunh al-ahbür, basılmamış kısımlar, Üniversite kutup., T.Y., nr. 2290/32, var. 91, 86) '1, sonraları, bervech-i arpalık tevcih olunan" bir veya müteaddit sancak veya kazanın varidatından bir kısmını ( krş. İ. M. Kemal, Arpalık, TTEM, 16. sene, nr. 17 (94), s. 276) veya hükûmet-i şer'iye" si hâsılatını (krş. Mustafa Nuri Paşa, Natâ'ic al-vukü'öt, İstanbul, 1294, III, 87 ) ihtiva ederdi. Arpalığın azamî mıkdarı, ilmiye ricaline tahsis edilenlerde, senede 70.000 akçe, yeniçeri ağası için, 58.000 akçe (krş. Âlî, ayn. esr., var. 86, 91) ve saray erkânına mahsus olanlarda ise, zeamet derecesine yükselmiş olmamak için (I. M. Kemal, göst. yer.), 19.999 akçe olarak tesbit edilmişti (krş. Koçi Bey, Risale, İstanbul, 1303, s. 17 ). Arpalığın ne zaman ve ne maksatla ihdas ve iptida kimlere tevcih edildiği hakkında, şimdiye kadar, ne sarih ve etraflı bir kayda tesadüf edilebilmiş ve ne de bu hususta esaslı bir tetkik yapılmıştır. İmparatorluğun kuruluş devrinden bahsedip de, XVI. aşıra kadarki siyasî, askerî ve bâzan da malî ve iktisadî vekayii bildiren tarih kaynaklarında arpalık ve bunun tevcih sureti hemen hiç mevzuubahs edilmemekte, ve o aşıra âit olanlarda ise, nisbeten az ve nakıs malûmat verilmektedir.

Arpalığın, isminden de anlaşıldığı vecihle, evvelâ atlı kuvvetler ile harplere iştirak edenlere, veya hiç değilse, her hangi bir sebeple at beslemek mecburiyetinde bulunanlara, hayvanlarına yem bedeli olmak üzere, verildiği hatıra gelmektedir. Buna göre askerî ve idarî sahada ve aslen ulemadan olup da, kadılık ve kazaskerlik gibi idarî ve adlî hizmetlerde bulunan her devlet memurunun arpalık alması icap eder. Hâlbuki ilk kayıtlar arpalık tâyin ve tevcihinin daha mahdut bir çerçeve dahilinde kaldığını göstermekte ve başlıca iki sahada tatbik edildiğini bildirmektedir: biri yeniçeri ağası, rikâb-ı hümayun ağaları, bölük ağaları v.s. gibi ordu ve saray erkânı, diğeri de muallim-i padişahî, şeyhülislâm ve kazaskerler gibi, yüksek ilmiye ricalidir. Bidayette, ihtimâl ki, birinciler için \h-das ve bilâhare ikincilere de tevcih olunan ve bilhassa bu vadide geniş mikyasta tatbik sahası bulan arpalığın, has ve zeamet almış buluârpaük. m nan vüzera ve ümeraya teşmili, daha ziyade XVII. asırda görülmektedir. Filhakika bu huhusta en eski ve en itimada şâyân bir kaynak addedilebilecek olan 'Ali, yeniçeri ağasının ulufesine 58.000 akçe mıkdarı arpalık munzam" olduğunu, rikâb-ı hümayun ve bölük ağalarının da, ulufelerine ilâveten,»muayyen bir zeamet mıkdarı arpalıkları" bulunduğunu (krş. Âlî, agn. esr., var. 91) bildirdiği gibi, ulema hakkında malûmat verirken de hususâ 70.000 akçe yazar arpalık zeameti ile iltifat ve rağbetler zümre-i ulemada.n ancak hâce-i büzürgvar ve şeyhülislâm ve kazasker na-mmdaki ulema-i â'lâma mahsus rağbet-i mes'ule-dir" demektedir

(krş. Alî, agn. esr., var. 86). Diğer muasır menbâlarda da yine buna benzer kayıtlar bulunmaktadır. Msl. Feridun Bey, bu hususta hiç bir izahat vermemek, bundan sonra da başka bir münasebetle temas etmemek ve bu mahiyetiyle mevziî, müphem ve kifayetsiz kalmakla beraber,»arpa eminine arpalık sadaka" olunduğunu kaydediyor ( 921 = 1515 i krş. Munsa'ât al-mlâtin, 1274, I, 472 ) ; müverrih Sa'd al-din ise, daha etraflı ve arpalığın mâhiyetini kısmen aydınlatıcı malûmat veriyor; buna göre, padişah ( Kanunî Süleyman ) tarafından kendisine, senede 50.000 akçe değerinde, bir arpalığın tâyin buyurulduğunu haber veren sadrâzam ibrahim Paşa 'ya sabık Amasya müf-tisi, vaktin değerli ulemasından, Seyyid ibrahim Efendi riyazet-keş değilim ki, arpa ekmeği yi-yem ve mescidden gayrı yere varmam ki, merkep besliyem, arpa bize lâzım olmaz" demiş; ibrahim Paşa da cevaben: arpahk nâmı mücerret bir tâbirdir ve illâ murad, huddam ve dervi,şlerinüz masarifine sarf için meblâğ tâyinidir" diyerek, mukabelede bulunmuştur (krş. Sa'd al-din, Tâc al-tavârih, İstanbul, 1274, II, 564). Arpalığın ulemadan, Âlî 'nin inhisar ettirdiği kimselerden, başkalarına da tevcih edildiğini gösteren bu kayıtta, ibrahim Paşa nın tevcih için gösterdiği sebebi, yâni ibrahim Efendi ye mensup olanların masrafı karşılığı olması keyfiyetini, Âlî 'nin, arpalığın, saray ağaları arasında, zavât-i zu "Ihadam" 'e ve mahsus neferleri mukarrer olan" kimselere verildiğini bildirmesi (krş. Âlî, ayn. esr., var. 91 v.d.) de te'yit etmektedir. D 'Ohsson ( Tableaa general de l 'Empire Ottoman, Paris, 1791, IV. 62 ), arpalığı, aslında münhasıran,

büyük devlet memurlarına, hayvanlarının iaşesi için, verilen arpa parası olarak, izah etmektedir ki, Sa'd al- Din 'in kayınından mülhem olduğu anlaşılıyor. Diğer taraftan, öteden beri, müderris ve kazasker gibi, ilmiye ricaline, vazifelerinden ayrıldıktan sonra, kendi mensuplarının iaşe ve illim Ansiklopedisi ihtiyaçları endişesinden kurtularak vakitlerini ilim ve ibadete hasredebilmeleri için, takaüt tariki" ile, bir mikdar ulufe tâyin edilmekte idi (misâl için bk. Âlî, Kunk al-ahbâr, V ve basılmamış kısımlar,üniversite kütüp.,t.y.,2290/32). Bu tâyinatm bu kaynaklarda ulufe olarak zikredilmesi, bizce, bunun arpalığın mukabili veya, hiç değilse, arpalık ile bir münasebeti olmadığı mânasını tazammun etmez. Çünkü arpalık, senelik muayyen bir zeamet mikdarı toptan bir para yekûnu olarak zikredildiği gibi, yevmî şu kadar akçalık arpalık" suretinde de ifade dilmektedir ki (krş. Salâniki, Târih, İstanbul, 1281, s. 78), bu tekaüt tariki ile bir mikdar ulufe" tâbirini hatırlatmaktadır. Yine müverrih Cevrî Çelebi ( Târih, II, 69) 'nin, ulemadan Rukn al-din Muhammed al-şahir bi-zeyrekzâde ( ölm. 939 = 1532/33 ) 'den bahsederken,»rumeli kazaskeri olduktan sonra, Edrine 'de tekaüt ve Muradiye vakfından vazife-i Kırkkilise arpalık tâyin edildi" şeklindeki ifadesi, Şakâ'ik tercümesinin (s. 323) Badr al-din Malımüd b. Şayh Muhammed hakkındaki,,911 senesi Anadolu vilâyetine kazasker olmuşken, mâzûl olup, yüz akçe ulufe tayin..." kaydı ile sıkı sıkıya alâkadar ve, az bir tarih farkı ile, iki kazaskerden birine tekaütlüğünde tâyin edilen arpalık, mâzûliyeti esnasında diğerine verilen ulufe ile münasebetdar görünmektedir. Ahmed Vefik Paşa 'nın arpalığı tüyûl

ve has zeamet maişet mukabili verilen aynî ya nakdî ulufe" diye tarif etmesi de bu kanaatimizi te'yit edecek mâhiyette kabul edilebilir. Keza bu kabil zevata her hangi bir kazanın, sonraları olduğu gibi, ber-vechi arpalık" tevcih edildiği söylenmeksizin, fakat her hâlde bu maksatla, verildiği de olurdu: Şakâ'ik tercümesinde ( s. 215 ) müderrislik ve kadılıklarda bulunan Mavlânâ Muhammed Çelebi lbn Sinan Paşa hakkında,,915 senesinin recebinde 40 akçe ile tekaüt eyledi, merhum Sultan Selim Han Gazi tahta cülus eyledikte 20 akçe ile Silivri kazasını zamîme eyledi" denmektedir. Buna mukabil, XV1. asrın ikinci yarısına kadar, vezir, beylerbeyi, sancakbeyi, nişancı ve defterdar gibi, devlet erkânına vazifede ve tekaütlükleri esnasında arpalık tevcih edildiğine dâir, hiç bir menbâda bir malûmata rastlanmamaktadır. Bilâkis ya azil olunan bir vezire bir sancağın iktâ suretiyle, ümeradan birine bir sancağın ocaklık tarikile tevcih edildiği veya mütekait bir nişancıya nişancılık haslarının bervechi tekaüt verildiği görülmektedir (krş. Peçevî, Târih, İstanbul, 1283,1, 28, 43 ve 48 ). Hattâ bu asrın son yarısında bile tekaüt dirliği isteyen ve 300.000 akçe ile tekaüt edilen bir paşanın bu parayı gümrükten nakten ve mutasarrıf olduğu haslarından ne suretle alacağı tasrih olunmakta, fakat 594 ARPALIK. arpalığa hiç temas edilmemektedir (krş. Salanı-ki, ayn. esr., s. 84 ). 1526 'da Rumeli 'de, serhad-lerde kale fethi mukabilinde mükafaten, bilâhare XVII. asırda yararlığı gürülen kumandanlara tevcih edildiği gibi (krş. 1. M. Kemal, ayn. esr.), arpalık verilmeyerek muayyen bir mik-dar nakt ile hü'at ihsan edilmesi de, arpalığın sonradan vüzera ve ümeraya

teşmil edildiğini gösterse gerektir. Bu asrın ikinci yarısına âit diğer şâyân-ı dikkat bir kayıt, Selânikli müverrih Mustafa'nın, kaptan paşa, Anadolu beylerbeyi ve defterdar gibi zevata tevcihler ve ihsanlar yapılırken, sâdece a'lam al-'ulamâ' al-mutabahhirin" diye tavsif ettiği Mevlânâ Ataullah Efendi 'ye yevmî 250 akçe vazife ve 70 akçelik arpalık" tâyin olunduğunu bildirmesi de bu kanaati te'yit eder (krş. Salâ-niki, ayn. esr., s. 77 v.d.). Hulâsa, daha önceleri de başka şekiller ve namlar altında mevcut olan arpalığın, elimizdeki vesikalara göre, evvelâ, XVI. asırdan itibaren, ordu ve saray erkânına, hayvanlarına yem ve hizmetkârlarına iaşe bedeli suretinde, fakat munzam tahsisat gibi, aynı zamanda ve bilhassa ilmiye ricaline tahsis ve bilâhare de diğerlerine teşmil edildiğini kabul etmek icabediyor. Ulemaya tevcihinde âmil olan bu sebebin bir asır sonra bile mevcut olduğu görülmektedir. Mütekait kazaskerler, kendilerine tevcih edilen arpalık için, talebesinden dört mülâzım tâyin etmekte ve dört nefer tâlib-i ilim teşrif-i mülâzemete kabul" eylemektedirler (İstanbul mahkeme-i şer'iye sicilleri arşivi, Rumeli tezkere hanesi defterleri, sene 1023, 1024, 1032, 1035, 1037). Bu vesile ile şu ciheti tasrih etmek icap eder ki, arpalığın, gerek istabl-ı âmireye ve ordu hayvanatına lüzumu olan ve arpa emininin nezaret ve mes'uliyeti altında arpa için verilip de arpa-baha"' tesmiye olunan para ile ve gerek XVII. asır ortalarında vezir Husrev Paşa 'nın reayaya arpabaha" namı ile tarheylediği vergi (krş. M. Belin, Türkiye iktisat tarihi hakkında tetkikler, İstanbul, 1931, türk. trc. Ziya, s. 126) ile hiç bir alâka ve münasebeti yoktur.

Bir veya müteaddit sancakları ihtiva eden arpalıklar, XVI. asrın ikinci yarısından itibaren (krş. Salâniki, ayn. esr., s. 133 ; Çevri Çelebi, ayn. esr., II, 37 ) ve bilhassa XVII. asır deva-mınca, vüzera ve ümeraya da türlü şekil ve muhtelif vesileler ile, azl veya tekaüt edildikleri, harpte veya asayişi teminde yararlık gösterdikleri, bir mahallin muhafazasına veya bir kalenin tamirine memur oldukları zamanlarda (krş. i. M. Kemal, ayn. esr., s. 277) tevcih edilmektedir. Bir beylerbeyinin kendisi ve oğlu için birer sancağın, arpalık olarak, tevcihini rica ettiği (krş. Başvekâlet arşivi, AH Emirî tasnifi, Ahmed I. devri, nr. 856) ve arpalık suretiyle bir sancağa mutasarrıf olan bir vezire haslarının refolunmasına ( vefat eden bir vezirin arpalıklarının havass-ı hümayuna ilhakı da yapılmıştır; krş. Başvekâlet arşivi, nr. 332 ) karşılık ilâveten diğer bir sancak da verildiği gibi, birer sancağa bervech-i arpalık" sahip olan iki sancak beyinin de becayiş edildiği olurdu (krş. İ. M. Kemal, ayn. esr., s. 278). Bâzan da, ber-vech-i arpalık has olmak üzere, bir mahallin nezareti mukataasına mutasarrıf olan kimseden diğer bir şahıs o nezareti iltizam ederdi (krş. I. M. Kemal, ayn. esr., s. 278 ). Yine bu asırda Kırım hanlarına, harplerde gösterdikleri yararlığa karşılık, cep harçlığı namı altında, mühim bir para verildikten başka, ekseriya Rumeli 'de olmak üzere, berveeh-i arpalık" birer sancak tevcih edilirdi (krş. Halim Giray, Gülbün-l hânân, İstanbul, 1287, s. 31). Bununla beraber arpalık suretiyle vüzera ve ümeraya, ordu ve saray erkânına yapılan tevcihler bir takım yolsuz hareketlere meydan vermiş, meselâ mahlûl olan timar ve zeametler, ancak hakkı olana verilecek yerde,

arpalık olarak da, nizam ve teamüle aykırı şekilde gelişi güzel dağıtılmış i bundan, binnetice, memleketin askerî, içtimaî ve iktisadî bünyesi zarar görmüştür ( krş. Koçi Bey, Risale, s. 47 v.d.). Bu sebeple XVIII. asırda merkezde ve taşrada bulunan devlet memurlarına maaş tâyin ve mâzûl ve mütekaitlere de yine bir türlü geçim yolu tesbit edilerek, arpalık usûlü bu sahada ortadan kaldırılmıştır (krş. I. M. Kemal, ayn. esr., s. 279; Ahmed Refik, İznik çinileri, Edeb. fakült. mecm., 1932, s. 49: arpalığa sahip bir sancak beyine hitaben yazılan ve 1131 tarihli bir vesika). Arpalık bundan sonra münhasıran ilmiye sınıfına tevcih edildi. Şu kadar var ki, bu sınıfın tedris ile iştigâl edenleri m a i ş e t [ b. bk.], şeyhülislâm, kazasker (sudur), büyük mollalar (uzamâ-i mevâlî, kibar-i mevâlî) ve adedleri altı olan kazasker müşavirleri gibi, yüksek derecedeki hakk-i kaza sahipleri de, para kıymetinin azalması, büyük memurların lüks ve ihtişama bir az fazla temayül göstermesi ve binaenaleyh geçimin güçleşmesi gibi sebepler ile de, a r p a l ı k namı altında, bu tevcihe nail olmuşlardır (bk. D'Ohsson, ayn. esr., s. 491). Ancak müderrislikten bir sene için kadılıkla ayrılanlara da, bu müddetin geçmesinden sonra, bir nevi mâzûliyet maaşı olarak, arpalık tahsis edilirdi. Bu zevata tekaüt, mâzûliyet maaşı veya, ayrıca şeyhülislâmların ilmî mansıblar tevcihinde, boğça-baha" namı ile, bir tâyinat akmaları ve Sultan Bayezid medresesi müderrisliği ve evkafı idaresinden de bir varidata mâlik AR?ALIK - ARRACÂN. 595 bulunmaları, kazaskerlerin de kendilerine mahsus bir hükûmet-i şer'iye" harçları olması sebebi ile, munzam bir tahsisat gibi, arpalık olarak verilen

kazaların şer'î hasılatı, o mahallere, kendi namlarına gönderdikleri nâibler tarafından idare ve tahsil edilir; bunun bir kısmı bu nâiblere, geri kalan kısmı da, arpalık sahiplerine âit bulunurdu (krş. Mustafa Nuri Paşa, agn. esr., I, 279; III, 87 ; Cevdet, Tarifi, İstanbul, 1302, I, 9a). Arpalık tevcihi, zamanla bunlardan başka kimselere de teşmil edilmiş ve ezcümle kazaskerler ve büyük mollalar, oğulları ve kendi mensuplarına da birer kaza tevcih ettirmişlerdir ki, kaza ehli olmayan bu kabil kimseler de, mansıb-ları olan kazaları, diğerleri gibi, birer nâib ile idare etmişler ve bu suretle hemen bütün kazalarda niyabet usûlü carî olmuştur. Filhakika D'Ohsson, kendi zamanında yâni XVIII. asır nihayetinde, 60 kazanın arpalık olduğunu kaydeder. Böylece bir taraftan bu nevi suiistimaller ile, diğer taraftan, bilâd-i erbaa (istanbul, Haremeyn-! Muhteremeyn, Edirne, Bursa) ile birlikte, mâzûl ve munfasılları arpalığa müstahak bulunup da, Kudüs, Halep, tzmir, Selanik, Ye-nişehir-Fener ve Galata kazalarına münhasır olan mahreç mollalıklarına, bilâhare Üsküdar ve Eyyüb kazalarının da ilâve ve ayrıca Uzun-caâbâd-Hasköy kazasının Eyyüb 'e, Pazarköy kazasının da Üsküdar 'a ilhak edilerek, binnetice, mevâlî ve mâzûlinin çoğalmasını mucip ve aynı zamanda meşihatten gayri dairelerde çalışan ilmiye ricalinin de arpalıklardan istifadeleri hususunda, muhtelif tarihlerde irade-i seniyeler sâdir olmakla, arpalık ihtiyacı artmış ve şeyhülislâmlar, artık istihkak erbabına vaziyetleri ile mütenasip tevcihler yapmaya muktedir ola-mayarak, gelişi güzel yerler vermişlerdir (krş. Tatarcık Abdullah Efendi, Sultan Selim-i Sâ-lis devrinde nizam-ı devlet hakkında

mutalâât, TOEM, 7. sene, 41, s. 273 v.d.; Cevdet, Târih, I, 92 ). D'Ohsson (s. 612 ), kendi zamanında en küçük bir arpalığın sahibine ayda ıjo akçe temin ettiğini kayd, en ehemmiyetlilerin de ayda 2.500 akçeye kadar bir varidat getirdiğini ilâve etmektedir. Arpalık sahipleri ise, mansıblarma, ahkâm-ı şer'iyeyi icraya kadir âlim ve ehil nâibler gönderecekleri yerde, ağır masraflarını karşılamak üzere, tedariki ucuz ve kolay hademe ve esnaf gibi avamdan kimseler seçmiş ve bunları, arpalığın Anadolu veya Rumeli 'de bulunmasına göre, mensup oldukları kazaskerlere tasdik ettirerek, istihdam etmişlerdir. Bunlar nâiblere, arpalığı ya varidatın dörtte veya beşte birini terketmek suretiyle, emanet olarak, veya ayda muayyen bir meblâğ mukabilinde, iltizam şeklinde bırakmışlardır (krş. Hammer, Des osm. Rciches Staatsverfassung a. Staatsvermaltang, Wien, 1815, II, 387 v.d.). Bilâhare, tanzimatı müteakip, arpalık adı ilga ve buna mukabil, tarik maaşı ihdas olunduğu gibi, ayrıca bir ilmiye tekaüt sandığı teşkil ve tekaütler ile muavenete muhtaç me-murin-i ilmiyeye, öldükleri vakit ailelerine ( eytam ve erâmil) birer mikdar maaş tahsisi temin edildi (krş. 1. M. Kemal, agn. esr., s. 282). Meşrutiyetin ilânından sonra ise, arpalığa tekabül eden, tarik maaşı da lâğv, fakat memuriyet maaşları lâyık bir hadde iblâğ ve ilmiye mâzûllerine de, diğer mülkî memurlar gibi, mâzûliyet maaşı tahsis olunmuştur. B i b l i y o g r a f g a : Metinde gösteril miştir. (M. TAYYİB GöKBİLGİN.)