Türkiye ve Almanya da Dini Az nl klar - Türkiye deki Musevi Cemaati örne inde



Benzer belgeler
frekans araştırma

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)


BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

KİRA GARANTİLİ 1nci Sınıf Tatil Köyündeki Mülkünüz

Cumhuriyet Halk Partisi

Sosyal Güvenlik Alanındaki Hukuki İhtilafların Azaltılması Çalıştayı

Çarşamba İzmir Gündemi

TÜRKİYE Önemli Bulgular Arka Plan

Kemal Akyer: 18 Ocak 2011 Çarşamba

Kiliseler ile yap lan Resmi Sözleflmeler ve her iki ülkede ibadet yerlerininin yap m

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart!

İKV DTSO BİLGİLENDİRME TOPLANTISI İKV Başkanı Ömer Cihad Vardan Açış Konuşması Diyarbakır,

T.C. ADALET BAKANLIĞI Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü TOPLANTI RAPORU

Siyasi iradenin son yıllarda iyi niyetli çabaları vardır, ancak sorunlar çözümlenmemektedir.

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

Çanakkale Savaşı'ndaki Osmanlı Yahudileri

İZMİR BÖLGESİ ENERJİ FORUMU 31 Ekim 01 KASIM 2014

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.


ARAŞTIRMANIN KAPSAMI. Saha Tarihi: 9-10 Nisan ilçe. 35 il. 200 mahalle/ köy görüşme

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

ŞİKAYET NO : /317 KARAR TARİHİ : 21/01/2014 RET KARARI ŞİKAYETÇİ :

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNİN DIŞ İLİŞKİLERİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN

Galatasaraylılar Yurdu Değerlendirme Raporu 2012 Haziran

Cumhuriyet Halk Partisi

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri,

2006 Nüfus ve Konut Sayımı Kesin Sonuçları

Şirketin Son Durumunu Gösterir Ticaret Sicil Gazetesinin Verilmemesi Eksiklik Midir?

İSTANBUL VAKIFLAR 2. BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ KAMU HIZMET STANDARTLARI

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

"AVUSTURYA'DAKİ BOSNALI VE TÜRK GÖÇMENLER" 1

DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ

Türkiye Cezasızlık Araştırması. Mart 2015

Göçmenler için hangi Danca dil kurslarının 1 mevcut olduğunu inceleyin

Integration e.v. Fragebogen Untersuchung über die Rechte und Pflichten der in Deutschland lebenden Migranten

YENİ VAKIFLAR KANUNUNA VE VAKIFLAR YÖNETMELİĞİNE SİVİL DEĞERLENDİRME

3647 SAYILI ve 2008 (3647/2008) TARİHLİ YUNANİSTAN VAKIFLAR YASASI VE UYGULAMALARI

Türkiye de Kutuplaşmanın Boyutları Araştırması. 1 Şubat 2016

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Bilim ve Kültür Teşkilatı'nın (UNESCO) 38. Genel Konferansı'na katılmak için gittiği Paris te, UNESCO Genel Direktör

Batmış Yunanistan, İstanbul Rumları na Maaş Vermeyi Aksatmıyor

kimdir? Nazif Kerem GÖZENER ÖZGEÇMİŞ

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK)

Bir Megali İdea Operasyonu: Sıra Şimdi Rum Okullarının Binalarında

UYGULAMALI GİRİŞİMCİLİK EĞİTİMİ SERTİFİKA TÖRENİ TEKNİK BİLİMLER MESLEK YÜKSEKOKULUNDA YAPILDI

İSTANBUL ANADOLU CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI NA. : Şüpheli hakkında suç duyurusu dilekçemizin sunumudur.

T.C. MUĞLA VALİLİĞİ İl Dernekler Müdürlüğü

Türkiye Cezasızlık Araştırması. Mart 2015

SİGORTA TAHKİM TÜZÜĞÜ

Sayı: 16 MAYIS (21 Mayıs 2013 Salı) İspanyol Ar-Ge Firması Odamızı Ziyaret Etti

Türkiye de azınlık olmak Anket Çalışması

Yüz Nakli Doktorları Birbirine Düşürdü

Değerli misafirler, Kıymetli iş insanları... Basınımızın değerli temsilcileri... Hanımefendiler... Beyefendiler...

TÜRK PARASI KIYMETİNİ YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

KİRA GARANTİLİ 1nci Sınıf Tatil Köyündeki Mülkünüz

KİRA GARANTİLİ 1nci Sınıf Tatil Köyündeki Mülkünüz

Cumhurbaşkanı Konuşması

MERSİS üzerinden şirket kuruluşu yapmanız gerektiğinden tıklayarak kayıt olunuz ve şirket kuruluşunuzu yapınız.

HABER BÜLTENİ /EKİM 2015

KOPENHAG ZİRVESİ IŞIĞINDA TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ

Akçakale Sınırından Türkiye ye Sığınmacı Geçişi Gözlem Raporu. (16 Haziran 2015)

HİSAR OKULLARI ÜCRETSİZ OKUMA, MALİ YARDIM, BURS VE ÖDÜL YÖNETMELİĞİ

Temiz üretimin altı çizilmeli ve algılanması sağlanmalıdır

Ne kadar 2/B arazisi var?

MAHÇİÇEK TEN 2015 MÜJDELERİ

HAKAN ÇAVUŞOĞLU: YUNANİSTAN İÇİN ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAYA HER ZAMAN HAZIRIZ" Cumartesi, 04 Kasım :31

YOLSUZLUK ALGI ARAŞTIRMASI

Özel Yetkili Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi ne sunulmak üzere,

KARİKATÜRİST VE RESSAMLAR, ARTIK AYA NİKOLA KİLİSESİNDE

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00



İ Ö İ


NİSAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

AVUSTURYA DA DĐN EĞĐTĐMĐ

Bağdat Cad. No:108/B D:26 Fenerbahçe Kadıköy İSTANBUL. : Bilirkişi 2. Ek Rapor ve Ayrık 2. Ek Rapora Karşı Beyanlarımızdan İbarettir.

İRAN İSLAM CUMHURİYETİ BIE DELEGESİNİN ODAMIZI ZİYARETİ

KOTAN A Personelinden Uğurlama

ïlk kongre kapanîrken : Avrupalî Türk gözü ile Avrupalî Türkler Altay Manço, IRFAM, Belçika

2 Ekim 2013, Rönesans Otel

TBD Antalya Şube Başkanı Akyelli: Özellikle yazılımcıların yatırımlarını Antalya da yapmamaları için hiçbir neden yok

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

Alipour ve Hosseinzadgan / Türkiye. (6909/08, 12792/08 ve 28960/08) AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI

AKSARAY TİCARET VE SANAYİ ODASI

Araştırma Notu 15/176

E-demokrasi Projesi Anket Sonuçları

Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız ve Değerli Konuklar,

ALMANYA DA 2012 MAYIS AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası

HAK ARAMA SÜRECÝNDE YASAL UYGULAMALAR HAKKINDA TUTUMLARI ARAÞTIRMASI. Giriþ. Örneklem ve Yöntem

İsterlerse Hristiyan öğrencilerimize de din kültürü sorusu sorabiliriz

4- SERMAYENİN SERBEST DOLAŞIMI

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri

BRÜKSEL, NİSAN 2016 Burs Programı

YAPI KREDİ FİNANSAL KİRALAMA ANONİM ORTAKLIĞI YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI'NDAN OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL TOPLANTISINA DAVET

Transkript:

Türkiye ve Almanya da Dini Az nl klar - Türkiye deki Musevi Cemaati örne inde Silvyo Ovadya Hepinize iyi günler. İlk başka Konrad Adenauer Vakfı na bu faaliyeti düzenlediği için teşekkür etmek istiyorum. İsim etiketlerine b a k ı y o rum, büyük çoğunluğu bilim adamı; üniversitelerde göre v alıyorlar diye tahmin ediyorum, bu konuda da konuşma şansını elde ettiğim için ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Önce kısaca ben kendimi tanıtayım, bu adam nereden çıktı, Türkiye için ne yapar, tanıyalım. 52 yaşındayım, İstanbul da doğdum ve doğduğumdan beri Türkiye de yaşadım. İlkokulu özel okulda, ortaokulu yabancı dil tedrisat veren bir okulda, üniversiteyi de İstanbul Teknik Üniversitesi nde 1973-78 yılları 173

Türkiye ve Almanya da Dini Az nl klar Türkiye deki - Musevi Cemaati örne inde arasında tamamladım. Askerliğimi Kıbrıs ta yedek subay olarak yaptım. Anadilim Türkçe. Türkçe düşünürüm. Sanayiciyim. 35 yılı aşkın bir süredir Türk Musevi Cemaati kurumları içinde görev aldım. 15 yıl İstanbul da, Türkçe yayın yapan Şalom Gazetesi nde Yayın Koordinatörü olarak görev aldım. Bu dönemde ve sonrasında, sayısız yabancı gazeteci ve sivil toplum kuruluşu yöneticisiyle görüşme olanağına sahip oldum. Türkiye de azınlık çoğunluk ilişkileri çerçevesinde Türk Yahudilerinin tarihini, konunun ikinci planına atarak, dini azınlık olarak yaşamlarını, son dönemlerde Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde yaşanan gelişmeleri ve uygulamadaki pratik yansımalarını dile getirmeye çalışacağım. Bunları birebir yaşamış olarak da diyebilirim. Yahudilerin yaşamı çoğu kitapta belirtildiği gibi, 1492 de başlamaz. İspanya dan kovulan Sefarad Yahudilerinin Sultan II. Beyazıt tarafından kabulünden önce de Bizans ta, Anadolu da, Osmanlı da bu topraklarda Yahudiler yaşamaktaydı. Sardis harabelerinde yer alan sinagog kalıntıları, Bizans döneminde İstanbul da yaşayan Yahudilerin Romaniyot diye adlandırılmaları, Sultan Orhan ın 1300 lü yıllarda Bursa yı işgalinden sonra bölgeye Yahudilerin yerleşmesine teşvik etmesi. Bütün bunlar daha önce yaşamın olduğunun bazı belirtileridir. Osmanlı Döneminde himaye edilerek, bu topraklara yerleşen Ya h u d i l e r, bu dönemlerde Müslümanlardan farklı renk giysiler giymişler, evlerini Müslüman komşuları kadar yüksek yapamamışlar, ata binme hakkına sahip olamamışlardır. Ancak dini ibadet özgürlüğü açısından, hiçbir zaman kısıtlamalarla karşı karşıya kalmamışlardır. Her zaman özgürce dini gereklerini yerine getirmişlerdir. 174

Silvyo Ovadya Osmanlı İmparatorluğu döneminde Yahudiler, daima dini özgürlüklerini yaşadılar, sosyal açıdan da özgürce yaşadılar. Eşit vatandaşlıkla ilgili alınan kararlar -1839 Gülhane Hatt-ı Humayunu, 1856 Islahat Fermanı, 1876 Kanuni Esasi nin ortaya koyulmasıyla- Müslüman olmayan azınlıkların eşit vatandaşlık hakkını elde etmesiyle ilgili bazı öngörüler yapılmıştır. Bunların bazıları uygulanabilmiş, bazıları uygulanamamıştır. Ben dini azınlık kelimesini kullandım. Azınlık kelimesini kullanmıyorum, çünkü kendimi azınlık olarak görmüyorum. Sadece din olarak çoğunluğun dininden olmayan biri olarak kendimi tanımlıyorum. Türkiye de günümüzde dini azınlık olarak yaşamanın kurumsal ve kişisel olarak nasıl olduğunu ve nelerle karşılaşıldığını sizlere aktarmak istiyorum. Birincisi kurumsal olarak bu konuyu ele alalım: Dini azınlık vakıflarının yaşamış olduğu sorunlar ve Avrupa Birliği uyum yasaları sonrasında yapılan bazı değişiklikler: bugün Türkiye de 108 civarında dini azınlık vakfı vardır ve bunlar tüm malvarlıklarını 1936 yılında devletin istediği bir beyanname ile belirlenmiştir. Daha evvel bu malvarlıklarının kendilerine ait olduğu veya kime ait oldukları çok önemli değildir. Söz konusu beyannamede beyan edilmemiş gayrimenkullerde bu cemaatlerin uhdesinde bulunmamaktadır. Ayrıca bu vakıflar belirli dönemlerde genellikle 4 yılda bir seçimlerini yapmak zorundadır. Bunu da o bölgede yaşayanlar kişilerle yapmak zorunda idiler. Ancak bu kanunlar değişti, şöyle örnek verelim: İstanbul da Hasköy cemaatinin seçimlerine sadece Hasköy de oturanlar katılabilir, eğer Hasköy de oturan cemaat yok ise orda da bu seçimler yapılamaz. O zaman ne olacaktır, belirli bir süre geçtikten sonra Vakıflar Genel 175

Türkiye ve Almanya da Dini Az nl klar Türkiye deki - Musevi Cemaati örne inde Müdürlüğü seçimler yapılamadığı için bu vakfı mazbutaya alacak ve tüm malvarlığı Vakıflar Genel Müdürlüğüne geçecektir. Yıllardan beri dini azınlık cemaatlerinin sorunları dile geldiğinde Türk Musevi Cemaati ön planda olmuştur, sürekli olarak devletle, hükümetlerle ve vakıflarla temasları olmuştur. Bunların sonucunda tabii ki, Avrupa Birliği uyum yasalarının buna itici güç teşkil etmesiyle bazı değişiklikler olmuştur. Bugün bu değişmiştir. Ve de artık belirli bir yörede değil, tüm şehirde yapılmaktadır bu sinagog vakfının seçimleri. Eğer orda da o dine mensup kişiler yeterli değil ise komşu vilayet diye bir sistem gelmektedir. Bunun, son yıllarda yaşadığımız birkaç örneğini vermek istiyorum. Çanakkale de, İskenderun da, Kırklareli nde, Ankara da yapılan seçimlerde, başka vilayetlerle beraber yapılmıştır. Böylece 8 Yahudi nin yaşadığı bir yerdeki seçimler İstanbul ile birlikte yapıldığı zaman, seçimin uygun şekilde yapılması sağlanmış ve bu vakfın gayrimenkullerinin onun uhdesinde kalması sağlanmıştır. Bugün belki de Avrupa nın en muhteşem sinagoglarından birinin olduğu Edirne Vakfı, Gaziantep te yine yıkılmakta olan olağanüstü bir sinagog var, Urfa da, Bergama da Yahudi Cemaati nin sahibi olduğu sinagoglar, okullar var... Bütün bunlar zamanla orada Yahudi yerleşimi olmadığı için, vakıflara geçmiştir. Belki Edirne sinagogu restorasyonu için uğraşılmaktadır, fakat diğer bütün vakıfların gayrimenkulleri harabe şeklindedir. Ya da başka amaçlarla kullanılmaktadır. Çok uzun bir süre bu dini azınlık vakıflarının gayrimenkul sahibi olmaları engellenmeye çalışılmıştır. Ancak bu son dönemde değişmiştir ve bu kanun değişir değişmez, biz Türk Musevi Cemaati olarak olan vakıflarımızla, bunun ilk uygulayıcıları biz olduk, Balat ta Or-Ahayim Hastanesi çok 176

Silvyo Ovadya daha büyük bir inşaat yaptı; Bakanlar Kurulu kararıyla. Onun dışında da bu son dönem zarfında birçok gayrimenkul satın alındı. Daha önceleri poliste bir azınlık masası vardı ve dini azınlıkların tüm konuları oraya giderdi, yine bu son 3-4 sene zarfında bunlar da değişmiştir. Bir gün, İstanbul Vali Yardımcılarından biri, bundan sonra bizim polisle hiçbir ilgimiz olmadığını ve idari olarak herhangi bir sorunumuz olduğu takdirde, burada vilayet nezdinde olan bir üniteden faydalanabileceğimizi belirtmiştir. O günden sonra da, bakanlık müsteşarlarından oluşan heyetler, her yıl bildiğim kadarıyla en azından Türk Musevi Cemaati ni ziyaret ederek, her türlü sorunun çözümü için çalışmada bulunmaktadır. Bununla ilgili iki örnek verelim: Bugün Yahudiler dışında diğer din azınlıklarının Heybeliada konusu dışında okul açmak için çok çabaları olduğunu zannetmiyorum. Türk Musevi Cemaati nin bünyesinde tek bir okul vard ı r, o da İstanbul da Av rupa yakasındadır, A n a d o l u yakasında da bir yuva açılması istendi ama çok zor olduğu için özel bir yuva şeklinde açıldı. Sonra, gelen Milli Eğitim Bakanı Müsteşarı na konuyu aktardık, 6 aylık bir çalışmadan sonra herhalde Cumhuriyet tarihinde de bir ilktir, bu yuvanın Ulus Musevi Okullarına bağlı olarak, bir şube olarak kabul edilmesi sağlandı. Bu toplantıdan önce de Almanya daki Türk Federasyonu Türkiye Temsilcisi Alişan Bey e a k t a r ı y o rdum, Türkiye de bir kilise bile kurmanın ne kadar zor olduğunu ancak tabii ki yeni kanunlarla bunun daha kolay hale geldiğini ve bunun belirli şartlarını yerine getirmek gere k t i ğ i n i aktardım. Nitekim, Türk Musevi Cemaati yeni yerleşim birimlerinden birinde geçen sene yeni bir sinagogun açılmasını sağlamıştır. Bunu yaparken iznin alınması o bölgenin kaymakamının 177

Türkiye ve Almanya da Dini Az nl klar Türkiye deki - Musevi Cemaati örne inde sorumluluğundadır. Vali Yardımcısı nın haberi dahilindedir. Ve birkaç saatte bu izin bize verilmiştir. Bütün bunlarda bir sürü gelişme vardır. Bu son 3-5 senede yapılan çalışmalarla çözülen işlerdir. Ancak burada özellikle dini azınlık vakıflarının kendi malı olan mezarlıkların onların sahipliğinden belediyenin mülkiyetine geçmesi veyahut mazbutaya alınmış vakıfların mallarının geri verilmemesi halen ciddi bir sorun olarak devam etmektedir. Bu konu kişisel olarak çok daha önemli. Kurumsal olarak bu işe bir yere kadar bağlı olabilirsiniz. Türkiye deki Yahudilerin çok dindar olduklarını söyleyemeyiz. Yani onlar için gidip ibadet etmek, tüm yaşamı mıdır, hayır değildir. Belki %5 i daha dindardır, daha fazla sinagoga gitmektedir ve dinin gereklerini yerine getirmektedirler. Şimdi, Türkiye de siz birinin dini azınlık olduğu nerden algılarsınız? İlk başta adından algılarsınız, Silvyo Ovadya dendiği zaman burada bile karşınızdaki size ilk başta yabancı dille konuşmaya başlar, çünkü Silvyo Ovadya nın Türkçe konuşan, Türkçe düşünen biri olduğunu herkes kolay kabul etmemektedir ve kanaatimce Türkiye de dini azınlıkların yaşadığı en önemli sorun, bizden olarak algılanmama sorunudur. Yani Müslüman Türk ile Müslüman olmayan Türk ün eşdeğer görülmemesidir. Bu kişi vatandaşlık hakkını tamamen yerine getirir, askerliğini yapar, vergisini öder, tüm görevlerini yapar, hatta birçok Müslüman Türk ten daha fazla ülkesine hizmet edebilir, fakat dini Müslüman olmadığı için, eşit görülmez. Dönem dönem bazı bakanların hatta kanunlarda veya yönetmeliklerde dini azınlıkların yabancı Türkler, potansiyel sabotörler gibi sıfatlarla adlandırıldıklarını bilmekteyiz. 178

Silvyo Ovadya Tabii ki bu hareket tarzı da; Türkiye de yaşayan dini azınlıkların topluma tamamen entegre olmalarını engellemektedir. Birkaç sene önce olan bir olayda şöyle gelişmişti: büyük servetler elde etmiş bir gayrimüslim tüccar, alacağından dolayı öldürülüyor sonra bazı yetkililer Türkiye de bir gayrimüslimin bu kadar da varlıklı olmaya hakkı yoktur gibi tepkiler gösteriyor. Bu da tabii ki, çok rahatsız edici bir yargı olduğunun kanaatindeyim. Cumhuriyet in ilk yıllarında devletin bir Türkleştirme çabaları vardı; bunu bazı sebeplerden dolayı belki haklı gösterebiliriz. Nedir bunlar? O dönemlerde gayrimüslimler nüfusun önemli bir kısmını teşkil etmekte ve ülkenin ticaretini çok ileri derecede ellerinde tutmaktalar. Bu da Müslüman Türkleri rahatsız etmekte. Günümüzde Türkiye nin nüfusu 70 milyonu aştı veya nüfusu tam belirleyemiyoruz. Bu dev sayı içinde 23 bin Yahudi var, Türk vatandaşı veya değil kanaatimce 100-150 bin kadar Hıristiyan var, bu da ülke nüfusunun binde ikisini teşkil ediyor. Bunlar ne yaparlarsa yapsınlar, Türkiye ye bir zarar veremeyeceklerine inanıyorum. Ve bunların iyi şartlarda eşit vatandaş olarak ve her arzu ettikleri mesleği icra ederek yaşamaları sadece bu ülkenin yaşam tarzını ve demokrasisini yüceltecektir, kanaatindeyim. Türkiye de yaşayan Yahudilerin diğer önemli bir sorunu da antisemitizmdir. Antisemitizm tarih boyunca Türkiye de her zaman, aşırı gazetelerde, aşırı sağ veya aşırı sol gazetelerde yer aldığı görülmektedir. Bu zaman zaman şekil değiştirmektedir. Diğer yaşadığımız bir sorun da bu halkın genelinde -hatta ülke yöneticileri için de geçerlidir-, bir Türk Yahudisini, bir İsrailliden, ABD deki bir Yahudi lobi mensubunu Güney Afrikalı bir Yahudiden ayırt etmek mümkün değildir. Hepsi bir blok olarak görülüyor ve sanki bütün 179

Türkiye ve Almanya da Dini Az nl klar Türkiye deki - Musevi Cemaati örne inde Yahudilerin homojen olarak düşündükleri sanılıyor. Bunlar farklı farklı insanlar, farklı görüşleri var. Bunları tek bir antite olarak görmenin bir anlamı yok. Ortadoğu da yıllardan beri sürmekte olan İsrail ve çevresindekilerle olan savaşta, sürekli olarak biraz din kardeşliği Yahudilere karşı bu antisemitizmi körüklemektedir. İnşallah bölgede barış olduğu takdirde bu ortadan kalkacak. Ümit ederim bu öyle olacaktır. Burada onun dışında bu Yahudi karşıtlığı için dönem dönem bazı teoriler oluşturu l m a k t a d ı r. Bariz örneklerinden biri Güney A n a d o l u Projesinde sürekli olarak bazı gazetelerin -bu yalnız aşırı sağ gazeteler değil-, yazmış oldukları yazılarda Güney Anadolu arsalarının çoğunu İsraillilerin almaya başladığı belirtilmektedir. Tapu Kadastro Genel Müdürü açıklama yaptı, bu şekilde üç tane arsa var diye. Ondan sonra bir partinin Başkan Vekili Sayın Rahşan Ecevit dahil olmak üzere, bunun üstüne gitti daha sonrasında da, orada Türk Yahudilerin bunu aldığı iddia edildi. O dönemde benim bir açıklamam oldu televizyonda ve basın açıklaması da yaptım. Bu konuda üç tane isim verilmesini istedim. Karalamayı yapmaya çalışan kişiler bir tek örnek bile veremediler. Bunda bile bir antisemitizm olduğu görebiliyorsunuz. Yine bizim yapmış olduğumuz bir yanlışı dile getiriyoru m. Biliyorsunuz Hitler in Mein Kampf kitabı Almanya da yayınlanamamaktadır. Dünyanın çoğu ülkesinde de yayını yasaktır, nihayet Türkiye de de yasaklanmıştır. Bildiğim kadarıyla Bavyera eyaletinin kararıyla yasaklandı. Bundan 3 sene önce bu kitap Türkiye de yayınlandı ve biz de her telefon açan gazeteciye cevap verme gafletinde bulunduk. Ve böylece 21 yayın evinin aynı kitabı basmasına ve satış rekorları kırmasını körüklemiş olduk. Bir taraftan demokrasi için cevap vermek gerektiğini düşünüyorum, diğer taraftan ne yazık 180

Silvyo Ovadya ki, bağnaz düşüncenin bırak cevap verme mantelitesinin daha doğru olduğunu görmek mümkün. Yaşanan bu antisemitizmle ilgili sorunlardan biri de, hukukun istendiği gibi işlenmemesi, savcıların resmen harekete geçmemesi veyahut aynı şekilde okuduğumuz yazıyı benim çok farklı şekilde algılamam, -belki alınganlıktan da olabilir- savcının bambaşka şekilde algılaması. Biz Türk Musevi Cemaati olarak savcıları, özellikle basın savcılarını dönem dönem ziyaret ediyoruz, bu yazıları dosya halinde sunuyoruz, neler gördüğümüzü, neler izlediğimizi söylüyoruz, bu konuda açılmış bir sürü davamız var. Bir de tabii ki Türkiye deki önemli sorunlardan, Türkiye nin uluslararası platformlarda imza atmış olmasına rağmen, antisemitizmle ilgili Türk Ceza Kanunu nda herhangi bir maddenin olmamasıdır. Halbuki Türkiye bu konuda imza atmıştır. Bir de yargının hatta A d a l e t Bakanı nın söylediği bir şey var, size direkt tehlike gelmediği zaman, siz bu konuda dava bile açamazsınız. Avrupa da öyle olduğu söyleniyor, ama Avrupa da kesinlikle öyle değildir. Bana tehlike geldikten sonra benim şikayet edeceğim bir şey yoktur. Eğer yazılarıyla biri bunu hedef gösteriyor ise, benim savunmam lazım, dava açmam lazım ve kendimi korumam lazım. Dini azınlık mensubu bir Türk vatandaşı olarak, herhangi bir ayrımcılığı negatif veya pozitif olarak arzulamıyorum. Hatta bazen Yahudi olunduğu için siz böyle yapamazsınız, gibi pozitif ayırımcılık da var. Pozitif olsa da, o da ayırımcılık. Biz ne pozitif, ne negatifini istiyoruz, hiçbirini arzu etmiyoruz. Hiçbir ayırıma maruz kalmadan, ülkenin tüm haklarından faydalanmak ve tüm vatandaşlar gibi yapmam gereken ödevleri de yerine getirmek istiyorum. Ülkemizde arzulanan ve genellikle dış platformlarda getirilen mozaik ancak bu şartlar altında uyumlu bir görüntü arz edeceğini de belirtmek istiyorum. 181