İKTİSAT TARİHİ I DERS NOTU



Benzer belgeler
İktisat Tarihi I

2- Anadolu Selçuklu Devleti nin kurulmasından önce Anadolu nun sosyo ekonomik yapısı hakkında bilgi veriniz.

İktisat Tarihi I Ekim

Anadolu'da kurulan ilk Türk beylikleri

sonra Türkiye deki şehirli nüfus, toplam nüfusun yarısını geçmiştir. TÜİK in 2017 verilerine göre şehirli nüfus oranı %92,5 dir.

Beylikler ve Anadolu Selçuklu Dönemi Mimari Eserleri. Konya Sahip Ata Cami Erzurum Ulu cami Saltuklar

BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017

Türkiye Tarihi Ders Notları

SELÇUKLULARDA TARIM Dr. Osman Orkan Özer

Anadolu ya ilk Türk akınları ve ilk beylikler

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

Türkiye'nin en yaşanabilir illeri listesi

Bacıyân-ı Rum. (Dünyanın İlk Kadın Teşkilatı: Anadolu Bacıları)

2012 YILI HAZİRAN-AĞUSTOS DÖNEM ATAMALARI İÇİN KURULUŞ VE UNVAN BAZINDA İLAN EDİLEN BOŞ MÜHENDİS KADROLARI

İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ

1 KAFKASYA TARİHİNE GİRİŞ...

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016

ARTUKLU DÖNEMİ ESERLERİ Anadolu da ilk köprüleri yaptılar.

Anadolu Selçuklu Devleti Kültür ve Medeniyeti

-TÜRKİYE DE KİŞİ BAŞINA TÜKETİCİ BORCU 4 BİN TL YE YAKLAŞTI

5. ÜNİTE: EKONOMİ VE SOSYAL HAYAT

2012-ÖMSS Sınav Sonucu İle Yapılan Yerleştirme Sonuçlarına İlişkin Sayısal Bilgiler (Lisans)

SURİYE ARAP CUMHURİYETİNE YAPILAN İHRACAT ANALİZİ

TARİH BOYUNCA ANADOLU

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ TEST

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI MERKEZE BAĞLI TAŞRA TEŞKİLATI BİRİMLERİNİN İDARİ BAĞLILIKLARININ DÜZENLENMESİ HAKKINDA YÖNERGE

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Toprak Yapısı Üretim ve Ticaret Flash Anlatım

Neden Malatya ya yatırım yapmalı

FRANCHISE KİMİN BULUŞU NASIL BAŞLADI? NASIL GELİŞTİ?

T.C. B A Ş B A K A N L I K STEMİ YATIRIMLARDA DEVLET YARDIMLARI

Elektrik Piyasası Sektör Raporu Ocak/2016

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE)

KURUM ADI KADRO ADI KONT.

İktisat Tarihi I

İktisat Tarihi II. IV. Hafta

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

ek: eğitim izleme göstergeleri

İktisat Tarihi I. 15/16 Aralık 2016

2015BAŞARISIRALARIDEĞİŞİMİTAHMİNLERİ

Okul Öncesi Öğretmenliği (İngilizce) Okul Öncesi Öğretmenliği (TamBurslu) Okul Öncesi Öğretmenliği (İngilizce)

İktisat Tarihi II

İktisat Tarihi I. 3-4 Kasım 2016

istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından sebepleri istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından gelişmesi istanbul'un fethinin türk

T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI BİLİM VE TEKNOLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Karşılıksız İşlemi Yapılan Çek Sayılarının İllere ve Bölgelere Göre Dağılımı (1) ( 2017 )

İSLÂM ÖNCESİ İRAN DA DEVLET VE EKONOMİ -SÂSÂNÎ DÖNEMİ- (M.S )

2. Gün 30/10/2016 Tebriz Sabah kahvaltımızın ardından tam günlük turumuza başlıyoruz ve 1958 tarihinde kurulmuş ve üç büyük salon, bahçe, ofis

YGS 5 PUAN TÜRÜYLE YERLEŞEBİLECEK BÖLÜMLER 2015 BAŞARI SIRASI 2015 TABAN PUANI ÖZEL DURUM DEVLET- VAKIF. Puan Türü

Kamyonet Duraklarımız. Fabrika Taşımacılığı

BÖLÜMLERİ: - 1. Adana Bölümü - 2. Antalya Bölümü YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ: AKDENİZ BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: Akdeniz Bölgesi

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

İstatistik ve Sicil İzleme Dairesi Başkanlığı

EKONOMİK GÖRÜNÜM RAPORU

İktisat Tarihi II

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

Ticaret ve Devlet. 21 Kasım 2017

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI


Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla EKONOMİK DURUM

OSMANLI DEVLETI NDE TAŞRA VE EYALET YÖNETIMI

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

Toplumun Kamu Yönetimine ve Kamu Hizmetlerine Bakışı

2009 Yılı İklim Verilerinin Değerlendirmesi

TABLO 27: Türkiye'deki İllerin 2006 Yılındaki Tahmini Nüfusu, Eczane Sayısı ve Eczane Başına Düşen Nüfus (2S34>

Türkiye'nin En İyi 10 Üniversitesi

ETKİNLİKLER/KONFERSANS

KANTARA TURİZM İSPANYA VİZE İŞLEMLERİ. Uyarılar :

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği. Yeni Teşvik Sistemi. 4. Bölge Teşvikleri

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

MEVCUT TEŞVİK SİSTEMİ

ARAŞTIRMA ÖZET SONUÇLARI 27 Şubat 2 Mart 2014 KONYA TOHUM 2014 KONYA HAYVANCILIK 2014

Yatırım Teşvik Uygulamalarında Bölgeler

KONYA SANAYĐSĐNĐN DÜNÜ, BUGÜNÜ VE GELECEĞĐ

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

AVRUPA DA MEYDANA GELEN TEKNİK GELİŞMELER : 1)BARUTUN ATEŞLİ SİLAHLARDA KULLANILMASI: Çinliler tarafından icat edilen barut, Çinlilerden Türklere,

2012 ÖSYS TAVAN VE TABAN PUANLARI

KARABÜK ÜNİVERSİTESİ PERSONEL DAİRE BAŞKANLIĞI

İktisat Tarihi I Ekim 2016

2012-ÖMSS Sınav Sonucu İle Yapılan Yerleştirme Sonuçlarına İlişkin Sayısal Bilgiler (Ortaöğretim)

Balkanlarda Arnavutlar ve Arnavut Milliyetçiliği

KAY 361 Türk İdare Tarihi. Ders 5: 6 Kasım 2006 Konu: Selçuklu Devleti Okuma: Ortaylı, 2000:

Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca Yürütülen Ar-Ge Destek Programları. MURAT YILDIZ Kurumsal Ar-Ge Destekleri Şube Müdürü

R.G.Tarih: R.G.Sayı: 25811

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI MERKEZE BAĞLI TAŞRA TEŞKİLATI BİRİMLERİNİN İDARİ BAĞLILIKLARININ DÜZENLENMESİ HAKKINDA YÖNERGE Amaç MADDE 1- (1)

ALANYA NIN BAZI EKONOMİK VE SOSYAL VERİLERİNİN MEVCUT İLLER İLE KARŞILAŞTIRMALI ANALİZİ

DIS TICARET ARASTIRMA SERVISI

(1. Görsel materyalleri ve verileri kullanarak dünyada nüfus ve ekonomik faaliyetlerin dağılışının nedenleri hakkında çıkarımlarda bulunur.

KONU : YENİ TEŞVİK SİSTEMİ

Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devleti) Orta Asya da bilinen ilk teşkilatlı Türk devleti Hunlar tarafından kurulmuştur. Hunların ilk oturdukları yer

C)Mevlana Celaleddin Rumi D)Yunus Emre

TIP FAKÜLTESİ - Tıp Lisans Programı Sıra No Üniversite Program Puan T. Kont. Taban Tavan 1 İstanbul Üniversitesi Tıp (İngilizce) Cerrahpaşa MF-3 77

AKDENİZ İHRACATÇI BİRLİKLERİ TEKSTİL VE HAMMADDELERİ SEKTÖRÜ İHRACAT RAKAMLARI DEĞERLENDİRMESİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

Transkript:

1 İKTİSAT TARİHİ I (TÜRKİYE İKTİSAT TARİHİ) DERS NOTU Prof. Dr. İSMAİL MAZGİT DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ İKTİSAT BÖLÜMÜ

BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ NDE EKONOMİ 2 Büyük Selçuklu Devleti, 1038 1194 arasında hüküm sürmüş ve en parlak döneminde Harezm, Horasan, İran, Irak ve Suriye ye egemen olmuştur. Adını Oğuzların Kınık boyundan Dokak ın (Dukak) oğlu Selçuk tan alan Selçukluların tarihi, Yakın ve Ortadoğu daki Türklerin tarihinin ilk bölümünü oluşturur. Dukak Yenikent yabgusunun hizmetinde subaşı olarak görev yapmakta idi. Dukak ın ölümü üzerine yerine oğlu Selçuk subaşı oldu. Adı kaynaklarda Salcuk, Salçuk, Selcük, Selçuk, Sarçuk gibi farklı şekillerde yazılmıştır. Selçuk Bey in torunlarının kurduğu devlet devrin kaynaklarında, onun adına izafeten Selçukiyyan, Selaçıka, Al-i Selçuk (Selçuklu Ailesi) olarak kaydedilmiştir.

Selçuklular, Büyük Selçuklu Devleti ile başlayan 300 yıllık bir hükümranlık dönemi yaşamıştır. 3 Önceleri yabgu, Müslümanlığın kabulünden sonra sultan unvanları ile anılan hükümdar, devletin mutlak egemeniydi. Ülke toprakları hanedanın ortak malı sayılıyordu. Ülke topraklarının yönetimi eyaletlere bölünüp, her bir eyaletin başına melik olarak adlandırılan hanedanın erkek üyelerinden birinin getirilmesi şeklinde yürütülmekteydi. Bu yapı, Büyük Selçuklu Devleti henüz yıkılmamışken Kirman Selçukluları (1048 1186), Anadolu Selçukluları (=Türkiye Selçukluları) (1075 1318), Suriye Selçukluları (1078 1117), Irak Selçukluları (1119 1194) şeklinde farklı devletlere bölünmeye neden olmuştur.

Aslında bu devletler şube hanedanlıklar şeklinde örgütlenmişlerdir. Bunlardan Kirman, Suriye ve Irak melikleri Büyük Selçuklu sultanları tarafından o bölgelere tayin edilmek suretiyle; Anadolu Selçukluları ise Büyük Selçuklularla rekabet halinde, onlara rağmen kurulmuşlardır. Anadolu Selçukluları dışındakiler, Büyük Selçuklu Devleti yıkılıncaya kadar ona tabi olmaya devam etmişlerdir. 4 Büyük Selçuklu Devleti nde altın, gümüş ve bakır sikkeler kullanılmıştır. Bunlar sırasıyla dinar, dirhem ve fels adlarıyla anılmışlardır. Selçukluların ilk sikkesi 1025 yılında basılmış olan gümüş dirhem dir. Bu ilk sikke Dandanakan zaferinden yani devletin kuruluşundan 15 yıl önce basılmıştır. Büyük Selçuklularda devlet işleri Divan-ı A lâ tarafından yürütülüyordu. Vezâret olarak da adlandırılan Divan-ı A la, vezirin

5 başkanlık ettiği ve dört divan reisinin katıldığı büyük divandır. Büyük divana bağlı bu dört divan tuğra/inşa, istifa, arz ve işraf divanlarıdır. Bütün alt divanların her biri belli işleri yürüten yapılar şeklinde organize olmuştur. Devletin mali işlerini yürüten divan, Divan-ı İstifa idi ve başkanı Müstevfi (=sahib-i divan-ı istifa) unvanını taşıyordu. Divan-ı istifa hazinenin gelir ve giderlerini düzenler, yıllık bütçeyi hazırlardı. Vergi toplar, gelirleri artırmak için çaba gösterir; devlet memurlarına, askerlere, din adamlarına ve seyyidlere maaşlarını verirdi. Bu divanın kadrosu tecrübeli kâtipler ve muhasiplerden meydana gelmekteydi. Eyalet ve vilayetlerdeki maliye şubelerini denetlemek için naiplerini ve memurlarını gönderirdi. Büyük Selçuklularda ekonomik ve siyasi düzen açısından önem taşıyan bir uygulama, kendisinden önceki Ortadoğu İslam devletlerinde de

6 uygulanmış olan ikta sistemidir. İkta hem idari, hem ekonomik ve hem de askeri amaçlara uygun olarak kullanılmış bir toprak mülkiyeti şeklidir. Büyük Selçuklularda iktalar idari ve mali özerkliğe sahipti. İktalarda özel mülkiyet olmadığından hibe, vakıf ve satış da söz konusu değildi. Toprağı işleyen köylüler toprağın kullanım hakkına sahiptiler. Rakabe denen soyut mülkiyet ise devlete aitti. Bu esnek mülkiyet anlayışı içinde ikta sahipleri olan askerler ise hizmetlerinin devamı ve toprağa nezaret etmek karşılığında geçimlerini sağlayan, maaşlarını bu toprakların kanunlarla belirlenmiş olan vergi gelirlerinden elde eden memurlar durumundaydılar. Büyük Selçuklu iktalarında toprak babadan oğla geçmekteydi. Üretimin artması oranında gelirlerin de artması, ikta sahiplerini

teşvik etmekteydi. Bunlar devlet memuru olduklarından, devletin belirlediği vergilerden başka bir talepte bulunamazlardı. 7 İktaların en temel fonksiyonlarından biri toprak büyüklüğüne göre belirlenmiş sayıda askerin ikta sahibi tarafından geçiminin sağlanmasıdır. İkta sahibi, savaş zamanında bu askerlerle birlikte orduya katılmak zorundaydı. Bu şekilde merkezi yönetim ayrıca bir harcama yapmaksızın büyük bir orduya sahip oluyordu. Büyük Selçukluların en güçlü oldukları dönemde, bu şekilde oluşturulan ordu 400.000 askere ulaşıyordu. Büyük Selçuklu Devleti nde büyük iktalara izin verilmiştir. Böylece kendilerine geniş vilayetler verilen ve çoğu köle asıllı olan emirler iktaları içinde çok defa bin süvariyi geçen kuvvetleriyle küçük bir

hükümdar gibiydiler. Anadolu Selçuklu Devleti nde böylesine büyük iktalara izin verilmemiştir. Ticaret, Büyük Selçukluların hâkim olduğu bölgelerde daha önceki dönemlerden örgütlü bir yapıdadır. 9. yüzyıldan itibaren fütüvvet teşekkülleri içinde esnaf birlikleri oluşmuştur. Bu örgütlülük nüfus artışı ve şehirleşmeye paralel gelişmiş bir olgudur. 8 Büyük Selçukluların büyük şehirleri genellikle üç kısımdan oluşuyordu: kale, asıl şehir ve varoşlar. Bazen ulucami ile hükümet işlerinin yönetildiği kale, iç şehrin ortasında bulunurdu. Surlarla çevrili bu iç kısım dışarıya büyük kapılarla açılırdı. Surlar dışında geniş bir dış şehir bulunurdu. Bunun da etrafında bahçeler, daha ötesinde bağlar ve tarlalar sıralanıyordu. Şehirlerin hemen hepsi surların dışına

taşarak sanayi ve ticaret merkezleri haline gelmiştir. Her meslek ve sanat erbabı kendilerine özgü çarşı ve mahallelerde yerleşmişti. ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ NDE EKONOMİ 9 1071 Malazgirt Savaşı sonrasında Türklerin Anadolu ya geçişi hızlandı. Selçuklu kumandanı Süleyman Şah Anadolu daki fetihlerini batıya yaydı ve 1075 de İznik i ele geçirerek, burayı başkent yaptı ve bağımsızlığını ilan etti. Anadolu Selçuklu Devleti, Büyük Selçuklu Devleti nin bir parçası olarak ve fakat ona rağmen kurulmuştur.

10 SİYASİ VE SOSYAL YAPI Türkiye Selçuklu Devleti olarak da anılan Anadolu Selçuklu Devleti, II. Süleyman Şah tan itibaren eski Türk aşiret zihniyetini yıkarak merkezi ve üniter bir devlet haline gelmiştir. Bu kapsamda eski Türk devletlerinde görülen ülkenin şehzadeler arasında paylaştırılması geleneğine, köle asıllı kumandan uygulamasının da yardımıyla son verilmiştir. Fakat daha sonra devletin çöküş döneminde göçebe Türkmenlere dayanarak oluşan beyliklerde bu gelenek yeniden ortaya çıkmıştır. Anadolu nun Türkmenler tarafından yurt edinilmesi sürecinde en etkili unsurların başında nüfus yoğunluğu, hayvan çokluğu ve otlakların yetersizliği gelmektedir. Göktürk Devleti nin yıkılışından itibaren, bu etkenlerin sonucu olarak Türk kavimleri birbirini sıkıştırarak sürekli

Batı ya kaymışlardır. Büyük göç hareketi 10. yüzyıldan itibaren Anadolu ya yönelmiş olup, silahlı güçlerin desteğinde ve yerleşme niyetiyle gerçekleşmiştir. 11 Anadolu Selçuklu Devleti bu ilk nüfus hareketinin sonucunda kurulmuştur. 12. yüzyılın sonunda Anadolu da önemli bir Türkmen kitlesi oluşmuştur. Sultan I. Mesut zamanında Anadolu Türkmenler için emniyetli bir vatan haline gelmiş ve Batı kaynaklarında ilk defa Anadolu dan Turkia olarak bahsedilmeye başlanmıştır. Fransa kralı Saint Louis in katıldığı İkinci Haçlı Seferinin tarihini yazan Fransız papaz Odon de Deuil (1110 1162), Anadolu da Türk hâkimiyetindeki yerlerden Turchia/ Turquie (Türkiye) diye söz etmektedir. Fransız keşiş Simon de Saint-Quentin de daha sistematik bir şekil alan Türkiye adı, sonra da Batılı kaynaklarda kullanılmaya devam edilmiştir.

12 Bu dönemde Türklerin çoğu henüz göçebe olduklarından, üretimi sürdürmek için yerli halka gereksinim duyuluyordu. Bu nedenle Selçuklu hükümdarları yerli halkı himaye etmelerinin yanında, bunları kendi sınırları içinde yerleştirerek, üretimi artırmaya çalışıyorlardı. Gerektiğinde bu nüfusa köyler, evler, tarım araçları, tohumluk dağıtılmış, birkaç yıllık süreler için vergi muafiyetleri tanınmıştır. Selçuklular ve Beylikler döneminde en önemli sosyal tabakalaşma göçebe yerleşik ayrımı ve kent kır ayrımı şeklindedir. Göçebeler yaz ve kış aylarında farklı yerlerde yaşayan topluluklardı ve temel uğraş alanları hayvancılıktı. Bununla birlikte kendi gereksinimlerini karşılayacak ölçüde bitkisel tarım faaliyetiyle de ilgileniyorlardı. Hayvancılıkla uğraşıyor olmaları nedeniyle, hayvanlarla gerçekleştirilen taşımacılık işi de yapıyorlar ve hayvansal ürünlerinin

ticaretiyle de ilgiliydiler. Bu topluluklar, her yıl, hayvan sürülerinin büyüklüğüne bağlı olarak otlak vergisi verirlerdi. Köylerde yaşayan yerleşik topluluklar, Anadolu nüfusunun büyük bir bölümünü oluşturuyordu. Göçebe Türkmenlerin yerleşik hayata geçmeleri teşvik ediliyordu. Ticaret yolları ile büyük şehir ve kasabaların etrafında, maden ocaklarının civarında köy hayatı da gelişmişti. Batı, Güney ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde göçebe unsurlar çoğunluktayken, Orta Anadolu nüfusu ağırlıklı olarak yerleşik köy toplumunu oluşturuyordu. 13 İkta düzenlemesi ile miri toprak düzeni Anadolu Selçuklu Devleti tarafından da benimsenmişti. Dolayısıyla devlet mülkiyeti altındaki toprakları işleyen köylüler de, devletin kiracısı gibi kabul ediliyordu.

14 Bu konumdaki köylülere raiyyet adı veriliyordu ve raiyyetin üretimi tarımsal üretimin temeliydi. Köylüler devlete ve ikta sahibine vergi ödüyorlardı. Bu nedenlerle devlet, savaş vb. sıkıntılı durumlarda köylüleri himaye ediyor, gerekli görüldüğü zamanlarda vergi kolaylıkları sağlanması, tohumluk dağıtımı gibi önlemler alınıyordu. Köyler başlangıçta, genellikle dinsel ve etnik bir bütünlüğe sahipti. Belirli aşiretlerin mensuplarından oluşan köylerde zaman içinde aşiret bağları zayıfladı ve yerini köy topluluğu bağları aldı. Her köyün bir kethüda sı vardı. Köy gençleri bu kethüdaya bağlı bir gençlik ocağı oluşturuyordu. Kethüda bu gençlerden birini yiğitbaşı olarak seçiyordu. Bu şekilde bir köy düzeni oluşturuyorlardı.

Bir vilayetin köy kethüdaları ilbaşı yönetiminde bütünleşmişlerdi. İlbaşları hükümet-halk ilişkilerini düzenliyorlar, vergilerin tarhında söz sahibi oluyorlardı. 15 12. yüzyılın sonlarında Akdeniz ve Karadeniz e çıkan Anadolu Selçuklu Devleti, Alaiyye den Tarsus a kadar Akdeniz kıyılarının; Sinop ve Suğdak ın fethiyle Karadeniz ticaretinin de kontrol altına alınmasıyla zirveye ulaştı. Ülke içerisinde inşa edilen kervansaray ağıyla emniyeti sağlanan ticaret faaliyetleri, devlet sigortası gibi yeni uygulamalarla, çağının ilerisinde bir anlayışla Kıbrıs Haçlıları ve Venediklilerle yapılan anlaşmalarla uluslararası boyut kazandı. Gerek iç ticaretin, gerekse de dış ticaretin gelişmesi şehir hayatının önemini artırmıştır. Bizanslılardan ele geçirilen şehirlere de Türkler yerleştirilmiştir. Bu kapsamda farklı etnik unsurlarla Müslüman

Türkler bir arada yaşamışlardır. Farklı mesleklere mensup bu kesimlerin yaşadığı şehirler sanayi ve ticaret merkezleri haline gelmişlerdir. 16 Anadolu Selçuklularının deniz ticareti üzerindeki etkinlikleri sınırlı olmakla birlikte, kara yoluyla yapılan ticareti geliştirmek için yapılan faaliyetler etkili olmuş ve Konya, Sivas, Kayseri gibi büyük merkezler çok genişleyerek surlarını aşmıştır. Antalya, Sinop, Erzurum, Erzincan, Harput, Amasya, Tokat, Niğde, Niksar, Aksaray, Ankara, Malatya, Akşehir, Beyşehir, Kırşehir, Gülşehir, Gümüş ile Karahisar ve Ilgın adlarını taşıyan pek çok şehir Türkler tarafından kurulmuş veya yeniden düzenlenmiştir. 13. yüzyıldaki ekonomik gelişme ortamında Anadolu Selçuklu Devleti sınırları içinde 100 şehrin varlığı bilinmektedir. Bunlardan 24 ünün

vali, kadı, cami, bayındırlık eserleri ve tacirlerle tam teşkilatlı oldukları belirtilmektedir. 17 Anadolu Selçuklu şehirlerinde halkın en yoğun kitlesini özellikle sınaî üreticiler teşkil eder. Şehirde bu unsurların toplanmasını sağlayan en önemli unsur ise ticaret sermayesidir. Nüfusları fazla olmayan bu tacirler sınaî faaliyetlerin düzenleyicisi durumundadırlar. Bu girişimci zümre iç ve dış ticarete katılan kervanları donatırlar, şehrin gereksinim duyduğu emtiayı iç ve dış pazarlardan sağlarlardı. Şehir ve civarı da bu tacirlere gereksinim duydukları hammadde, işgücü ve tekniği sağlıyorlardı. Şehir nüfusunu oluşturanlardan esnaf ve sanatkârlar fütüvvet ilkeleri uyarınca örgütlenmişlerdi. Bunlar bir tarikat disiplini ile yaşıyorlardı. Ahi zümrelerin çoğunu bunlar oluşturuyordu. Ahiler ekonomik olduğu

kadar siyasi bakımdan da etkiliydiler. Siyasi huzursuzluklarda hep denge unsuru olarak kendilerini kabul ettirmişlerdi. Hıristiyan ahali içinde de sanatkârlar vardı ve onlar da esnaflık kurallarına uygun çalışıyorlardı. Fakat din farkından dolayı onların fütüvvet ve ahilik disiplini içine girmeleri beklenmiyordu. MALİ YAPI 18 Selçuklular bütçe geleneğinin olduğu, vilayetin gelir ve giderlerinin tespit edilmesinin bir kural olarak benimsendiği bir bölgede hüküm sürmüşlerdir. Hamdullah Kazvini ye göre Moğol istilasından önce devletin gelirleri toplamı 27 milyon dinardı. Moğol istilasından sonraki 1336 yılında ise 5 milyon 537 bin dinara düşmüştür. Moğol istilası Selçukluların devlet gelirlerini yaklaşık beşte birine düşürmüştür.

19 İkta sisteminin uygulaması olarak zirai vergiler hazineye girmeden sipahilerin maaşlarını oluşturuyordu. Devlet zekâtın onda biri oranında ürün vergisi toplardı. Şehirlerde toplanan en önemli vergi şehre giren ve çıkan metalardan alınan vergidir. Bundan başka pazarlardan bac denen resimler toplanırdı. Selçuklularda mali işlerle ilgilenen divan, divan-ı istifa dır. Divan-ı istifanın başkanı da müstevfî idi. Perakende ticareti denetleyen ve vergileri toplayanlar devletin maaşlı olarak veya iltizam usulüyle tayin ettiği şahne adı verilen görevlilerdir. Vergiye esas olan toprak birimine çift-i avâmil deniyordu. Bir çift hayvanla sürülebilecek bir büyüklüğe sahip olan çift-i avâmillerin yıllık vergisi bir dinardı ve nakden, yani para olarak toplanıyordu.

Gayrimüslimlerden cizye olarak adlandırılan vergi alınıyordu. Bu vergi genel devlet gelirleri arasında önemli bir yere sahiptir. 20 Yol, köprü vb. kamusal kullanıma ait tesislerin yapım ve bakımıyla veya sosyal bir hizmetle meşgul olan köyler bazı vergilerden muaf tutuluyorlardı. İKTA SİSTEMİ Anadolu Selçuklu Devleti nde de toprak mülkiyet düzeni olarak miri düzen kabul edilmiştir. Miri toprak düzeninde toprakların mülkiyeti esas olarak devlete aittir ve devlet bu toprakları kullanılmak üzere köylülere kiraya verir. Köylüler tarafından ekilip biçilen bu topraklar belli büyüklüklerde gruplandırılır ve ikta adıyla anılan bir idari birim oluşturulurdu. Bu iktaların yönetimi ve bu topraklardan vergi toplama hakkı ve yetkisi ikta sahibine verilirdi. Başlangıçta boş toprakları

21 işletmeye açmak amacıyla yapılan iktalar, giderek kamu görevlilerine ve askerlere maaşları karşılığında bırakılan iktalar halini aldı. Anadolu Selçuklularında iktalar idari ve mali özerkliğe sahiptiler. Büyük divandan tamamen ayrılmışlardı. Merkez tahsildar göndermiyor, vergiler ikta sahipleri tarafından maaşlarına karşılık toplanıyordu. Maaşlarından fazla olan gelirler ise senelik maktu bir vergi olarak devlete aktarılıyordu. İktalarda özel mülkiyet söz konusu olmadığından hibe, vakıf ve satışa müsaade edilmezdi. Özellikle küçük iktalarda, ikta sahibinin ölümü ile oğlu iktayı alırdı. Büyük iktalarda ise ikta sahibi hayatı boyunca bile iktalarını ellerinde tutamıyorlardı. Devletin feodal kuvvetlerin ortaya çıkmasını güç kullanarak önleme eğiliminde olması, sıklıkla ikta sahibi değişikliğine neden oluyordu. Bunun yanında iktasını iyi yönetemeyen,

22 zulme ve haksızlığa yönelen veya devlet nezdinde güven yitiren küçük ikta sahipleri de iktalarını kaybediyorlardı. Büyük Selçuklu Devleti büyük iktalara izin verirken, Anadolu Selçuklu Devleti daha çok küçük iktalar oluşturma yoluna gitmiştir. Bunun en temel gerekçesinin, merkezi yönetime alternatif olabilecek yerel feodal güçlerin ortaya çıkmasının önlenmesi olduğu ifade edilebilir. İktaları yöneten ve sipahi denen askerler, kumandanından erine kadar, vergisi kendilerine bağlanan köylerde otururlar ve devletin çağrısı halinde gösterilen hizmeti görürlerdi. Sipahilerden oluşan eyaletler ordusu Alaeddîn Keykubad zamanında 100 bin kişiye ulaşmıştı.

23 ÜRETİM YAPISI İkta sistemi içinde Anadolu Selçuklularında bol miktarda buğday, pirinç, yulaf ve pamuk tarımı yapılıyordu. Göçebe kitleler de tarımla uğraşmakla birlikte, onların asıl uğraşıları hayvancılıktı. Meralara sahip olan köylüler de hayvancılıkla uğraşıyorlardı. Sığır ve at yetiştirilmekte, koyun ve keçi önem taşımaktadır. Uzun tüylü keçi üretilmekte ve komşu Müslüman ülkelere ihraç edilmekteydi. Hayvan ürünleri Bizans, Trabzon Rum İmparatorluğu ve özellikle Arap ülkelerine ihraç ediliyordu. Şehir ve kasabaların etrafında meyvecilik ve bağcılık önemliydi. Kurutulmuş meyve üretimi de ihraç edilecek kadar çoktur. Meyve cinslerinin ıslah edilmesinde, yeni çeşitler üretilmesinde Anadolu nun yurt edinilmesinde büyük payları olan dervişlerin katkıları olmuştur.

Selçukluların oluşturdukları gelişmiş sanayi bir yandan zirai ve hayvancılık ürünlerini değerlendirir ve madenleri işlerken, diğer yandan da ticari faaliyetleri beslemiştir. Tarım ve hayvancılıktaki gelişme deri eşya ve dokuma sanayini de geliştirmiştir. Bunlar da Anadolu nun en önemli ticari metalarını oluşturmuştur. Anadolu da çeşitli madenler çıkarılıyordu. Demir, bakır, gümüş bunların belli başlılarıdır. 24 Selçuklu sanayi sistemi, ahiler tarafından teşkilatlandırılmıştı. Şehir ahilerinin temelini deri işleyicileri oluşturuyordu. Bunun yanında göçebeler, halıcılık ve kilimcilik gibi sanayi dallarında çok ileriydiler. Pamuklu, yünlü, ipekli dokumalar birçok çeşitleriyle önemli ölçüde dış ticarete de konu oluyordu.

25 TİCARİ YAPI Selçukluların sağlamış oldukları siyasi birlik ve emniyet ortamında iç gümrüklerin kaldırılması ticari faaliyetleri genişletmişti. Büyük tüccar kervanları Türkistan, Hârezm, İran, Azerbaycan, Irak, Suriye ve Anadolu istikametinde emniyetle sefer yapıyorlardı. Selçuklu Türkiye sindeki gelişmiş şehir hayatı, gelişmiş bir iç ticaretin varlığını göstermektedir. Şehirlerdeki ticari faaliyetler hanlarda, meydan pazarlarında ve çarşılarda cereyan ediyordu. Kapalıçarşılar Selçuklu ticaretinde de önem taşıyordu. Özellikle toptan ticaret için hanlar önemlidir. Her cins mal için ayrı hanlar vardı: pirinççiler hanı, pamuk hanı, meyve hanı vb. Şehir surlarının dışında kalan hanlar ise transit yolcuların ve

tacirlerin konaklamaları amacıyla kullanılıyordu. Bunlar kervansaray özelliklerini taşıyordu. Pazarlar ve panayırlar devletin himaye ve denetimi altındadır. Aynî veya nakdî mübadeleler yan yana cereyan eder. Devlet bu işlerden belli bir vergi alır, pazar güvenliği için zabıta kuvveti bulundururdu. Selçuklu iç ticareti ve iç pazara yönelik küçük sanayi ahiler tarafından örgütlenmiştir. 26 11. yüzyıldan itibaren Anadolu ile Suriye de haçlılarla mücadelenin kızıştığı anlarda bile Müslüman ve Hıristiyan kervanların katıldığı bir ticari faaliyet vardı. Bunlar sadece sınırlarda gümrük vergilerini ödeyerek serbest ticareti sürdürüyorlardı. Avrupalılar Selçuk sultanlarıyla yaptıkları anlaşmalarla Anadolu da ticari serbestlik kazanmışlar, büyük şehirlerde koloni ve konsolosluklar kurmuşlardı.

27 Selçuklu fetihlerinden sonra Anadolu dünya ticaret yollarına açılmıştır. Bizans ve haçlılarla yapılan savaşlara rağmen 12. yüzyılda İstanbul ve Tebriz arasında Konya üzerinden işleyen bir ticaret yolu vardı. Devlet ticaret yollarında sürekli işleyen kervanların güvenliklerini sağlamak amacıyla bir kervansaray ağı oluşturmuştur.