Tarih Öğretisi 6. Anadolu Devrimi. Biyografiler ve Fotoğraflar. "Yeryüzünde hiçbir devrim, Kemalist Türk Devrimi kadar Dünyada şaşkınlık yaratmadı.



Benzer belgeler
Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: MUSTAFA KEMAL İN HAYATI

Sosyal bilgiler öğretmeninin verdiği bu bilgiye dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

ATATÜRK ÜN DOĞDUĞU YILLAR VE ÖĞRENİM HAYATI

8. SINIF T C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ

1896 Askeri Rüştüye'de Mustafa adlı ğretmeninin kendisine Kemal adını verdiği Mustafa Kemal, Manastır Askeri İdadisi (Lisesi)'ne geçti.

Zeki DOĞAN-Sosyal Bilgiler Öğretmeni

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

ATATÜRK. Mustafa Kemal Atatürk, 1881 yılında Selanik'te doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN ASKERLİK HAYATI

Mustafa Kemal Atatürk ün Hayatı

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

YAZILIYA HAZIRLIK SETİ. 8. Sınıf İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK

En İyisi İçin. Cevap 1: "II. Meşrutiyet Dönemi"

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

TEOG Tutarlılık. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

A) Siyasi birliklerini geç sağlamaları. B) Sömürge alanlarını ele geçirmek istemeleri. C) Sanayi devrimini tamamlayamamaları

Haftalık ders sayısı 2, yıllık toplam 74 ders saati Kategoriler Alt kategoriler Ders içerikleri Kazanımlar Dersler arası ilişki IV.

İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ BENZER SORULAR

SAYFA BELGELER NUMARASI

ORTAÖĞRETİM. Öğretmenin. Ders Notları. Çözümlü / Cevaplı Sorular ve Etkinlikler

Osmanlı dan Cumhuriyet e Adım Adım!

Tuba ÖZDİNÇ. Örgün Eğitim

Skyros adasında Robert Brooke nin mezar taşındaki yazı

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI NARLIDERE YATILI BÖLGE ORTAOKULU TC İNKILAP TARİHİ DERSİ AÇIK UÇLU DENEME SINAVI 1

I.DÜNYA SAVAŞI ve BALKANLAR

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Selanik Akıllı Test 1

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

1895: Selanik Askeri Rüştiyesi ni bitirdi, Manastır Askeri İdadisi ne girdi.

Atatürk ün Hayatı

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler

Askerî Görevleri. Modern dünya tarihinin kaydettiği karizmatik liderlerin başında kuşkusuz Mustafa Kemal ATATÜRK gelmektedir.

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ATATÜRK Ü ETKİLEYEN OLAYLAR VE FİKİRLER

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

TESALYA (YUNANİSTAN) SAVAŞI PULLARI ( )

BÖLÜM - 1. Mustafa Kemal'in Öğrenim Hayatı 1881 DEN 1919 A MUSTAFA KEMAL 1. ÜNİTE: 1881'DEN 1919'A MUSTAFA KEMAL

T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK TESTİ

MUSTAFA KEMAL ĐN ASKERLĐK HAYATINDA ÇANAKKALE SAVAŞLARI NIN YERĐ ÖZET ABSTRACT

KURTULUŞ SAVAŞI ( ) Gülsema Lüyer

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

MİLLÎ SAVUNMA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜK MÜZESİ

T.C. ĠNKILAP TARĠHĠ VE ATATÜRKÇÜLÜK 1.ÜNĠTE BĠR KAHRAMAN DOĞUYOR

C D E C B A C B B D C A A E B D D B E B A A C B E E B A D B

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi S. 56, Bahar 2015, s KİTAP TANITIMI

Edirne Tarihi - Edirne nin Yaşadığı İşgaller. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

Yayın no: 133 ÇANAKKALE SAVAŞI. Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi editörü: Özkan Öze Dizi editörü: Prof. Dr. Salim Aydüz

İÇİNDEKİLER... SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp BELGELER

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ü Ölümünün 78. Yılında Saygı ve Minnetle Anıyoruz

T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK

OSMANLI İMPARATORLUĞUNU SARSAN SON SAVAŞLAR HANGİLERİDİR?

Atatürk ün İstifaları

1881: Selanik te doğdu.

100. Yılında Çanakkale ye Develi den güzel bir ziyaret gerçekleştirildi. Fethinin 562. Yılı olması münasebetiyle gezinin ilk yarısı İstanbul a

1881 Gümrük kolcusu Ali Rıza Bey ile Zübeyde Hanım'ın oğlu olarak Selânik'te Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu.

Gazi Ahmet Muhtar Paşa

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

KURTULUŞ SAVAŞI KARTPOSTALLARI MEHMED İN HİKAYESİ *

ATATÜRK ün Balmumu Heykelleri

TARİH TÜRKİYE CUMHURİYETİ ATATÜRK ÜN HAYATI

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

L 1 S E ... TURKIYE CUMHURiYETi INKILAP TARiHi VE ATATURKÇULUK KEMAL KARA ÖNDE YAYINCILIK

Lozan Barış Antlaşması

LGS İnkilap Tarihi ve Atatürkçülük Deneme Sınavı

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

KARMA TESTLER 03. A) Yalnız l B) Yalnız II. C) Yalnızlll D) I ve II E) I, II ve III. 2. Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na girmesine,

T.C.İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK Çağdaş Türkiye Yolunda Adımlar Sonuna Kadar

8. SINIF KAZANIM TESTLERİ 1.SAYI. Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİZGİ & TASARIM İBRAHİM CANBEK MEHMET BOZKURT

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9

Çanakkale Zaferi nin kahramanları!

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ MUSTAFA KEMAL İN SAMSUN A ÇIKIŞI GENELGELER KONGRELER

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

İNKILAP TARİHİ VİZE BÖLÜMÜ ALTIN SORULAR. 1- Osmanlı da ilk kez yabancı ülkeye seyahat eden padişah kimdir? CEVAP: Abdülaziz.

1.KİTAP ATATÜRK ANLATIYOR, ÇOCUKLUĞUM

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 29 KASIM 2013 Saat: 10.30

29 EKİM TÖRENLERİ. Cumhuriyet Bayramı Republic Day OFFICIAL HOLIDAY. Cumhuriyetin ilanı ve Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi

T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK 1.ÜNİTE BİR KAHRAMAN DOĞUYOR

ÇANAKKALE SAVAŞLARI NDA MUSTAFA KEMAL İN ROLÜ. Bayram Akça *

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir?

Prof. Dr. İlhan F. AKIN SİYASÎ TARİH Beta

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

KURTULUŞ SAVAŞI CEPHELER

HOCAİLYAS ORTAOKULU. ÜNİTE 1: Bir Kahraman Doğuyor T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK-8

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi


Yrd. Doç. Dr. Ercan KARAKOÇ Yıldız Teknik Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bölümü

Transkript:

0

Tarih Öğretisi 6 Anadolu Devrimi Biyografiler ve Fotoğraflar "Yeryüzünde hiçbir devrim, Kemalist Türk Devrimi kadar Dünyada şaşkınlık yaratmadı." İngiliz Tarihçi Arnold Joseph Toynbee Nermin Özsel İstanbul-2014 1

Tarih Öğretisi 6 Anadolu Devrimi Biyografiler ve Fotoğraflar İçindekiler: Önsöz Biyografiler 1. Mustafa Kemal Atatürk (1881-1938) 2. Yunus Nadi Abalıoğlu (1880-1945) 3. Halife Abdülmecit (1868-1944) 4. Doktor Abdülhak Adnan Adıvar (1881-1955) 5. Halide Edip Adıvar (1882-1964) 6. Yusuf Akçura (1879-1935) 7. Eyüp Sabri Akgöl (1876-1950) 8. Halit Akmansü (1884-1953) 9. Ali Şükrü (1884-1923) 10. Fahrettin Altay (1880-1974) 11. Doktor Tevfik Rüştü Aras (1883-1972) 12. Falih Rıfkı Atay (1893-1971) 13. Aşir Atlı (1881-1957) 14. Mehmet Arif Ayıcı (1882-1926) 15. Mahmut Celaleddin Bayar (1883-1986) 16. İsmail Hakkı Behiç Bayiç (1886-1943) 17. Refet Bele (1881-1963) 18. Ömer Halis Bıyıktay (1883-1939) 19. Salih Bozok (1881-1941) 20. Mehmet Rıfat Börekçi (1861-1941) 21. Ahmet Fuat Bulca (1881-1962) 22. İsmail Hakkı Canbulat (1880-1926) 23. Mehmet Cavit (1875-1926) 24. Ali Fuat Cebesoy (1882-1968) 25. Ahmet Cemal (1872-1922) 26. Mehmet Nuri Conker (1881-1937) 27. Mustafa Fevzi Çakmak (1826-1950) 28. İzzettin Çalışlar (1882-1951) 29. Ethem Çerkez (1886-1948) 2

30. Ali Çetinkaya (1878-1949) 31. Reşat Çiğiltepe (1879-1922) 32. İsmail Cevat Çobanlı (1870-1938) 33. Damat Ferit (1853-1923) 34. Mehmet Efe Demirci (1885-1959) 35. Kazım Dirik (1880-1941) 36. Cafer Tayyar Eğilmez (1877-1954) 37. Ahmet Naci Eldeniz (1875-1948) 38. İsmail Enver (1881-1921) 39. Hüseyin Hüsnü Emir Erkilet (1883-1958) 40. Behiç Erkin (1876-1961) 41. Mehmet Akif Ersoy (1873-1936) 42. Hüsrev Gerede (1886-1962) 43. Mehmet Ziya Gökalp (1875-1924) 44. Şükrü Naili Gökberg (1876-1936) 45. Sabiha Gökçen (1913-2001) 46. Abdurrahman Nafiz Gürman (1882-1966) 47. Asım Gündüz (1880-1970) 48. Bekir Sami Günsav (1879-1934) 49. Mehmet Cevat Abbas Gürer (1887-1943) 50. Hasan Tahsin Recep Osman Nevres (1888-1919) 51. Afet Uzmay İnan (1908-1985) 52. Kazım İnanç (1881-1938) 53. Mustafa İsmet İnönü (1884-1973) 54. Ahmet Mazhar Müfit Kansu (1874-1948) 55. Kemal Kara (1868-1926) 56. Mustafa Vasıf Kara (1872-1931) 57. Kazım Karabekir (1882-1948) 58. Halit Karsıalan Deli Halit Paşa (1883-1925) 59. Şükrü Kaya (1883-1959) 60. Kemalettin Sami Gökçen (1884-1934) 61. Kılıç Ali Süleyman Asaf Emrullah (1889-1971) 62. Nurettin İbrahim Konyar (1873-1932) 63. Mustafa Fehmi Kubilay (1906-1930) 64. Bekir Sami Kunduh (1895-1933) 65. Eşref Sencer Kuşçubaşı (1873-1964) 66. Ali Adnan Menderes (1899-1961) 67. Mehmet Cemal Mersinli (1875-1941) 68. Mustafa Suphi (1883-1921) 69. Doktor Nazım (1870-1926) 3

70. Ali Fethi Okyar (1880-1943) 71. Salih Omurtak (1889-1954) 72. Mehmet Kazım Orbay (1886-1964) 73. Hüseyin Rauf Orbay (1881-1964) 74. Ömer Naci (1878-1916) 75. Kazım Fikri Özalp (1882-1968) 76. Lütfi Müfit Özdeş (1874-1940) 77. Recep Peker (1889-1950) 78. Sultan 5. Mehmet Reşat (1844-1918) 79. Doktor Reşit Galip (1897-1934) 80. Doktor Rıza Nur (1879-1942) 81. Ali İhsan Sabis (1882-1957) 82. Doktor Refik Saydam (1881-1942) 83. Hasan Rıza Soyak (1888-1970) 84. Yakup Şevki Subaşı (1876-1939) 85. Şahin Bey Mehmet Sait (1877-1920) 86. Mehmet Talat (1874-1921) 87. Hamdullah Suphi Tanrıöver (1886-1966) 88. Yusuf Kemal Tengirşenk (1878-1969) 89. İsmail Hakkı Tonguç (1893-1960) 90. Topal Osman (1883-1923) 91. Cemil Cahit Toydemir (1883-1958) 92. Mustafa Necati Uğural (1894-1929) 93. Latife Uşşaki (1889-1975) 94. Ruşen Eşref Ünaydın (1892-1959) 95. 6. Mehmet Vahdettin (1861-1926) 96. Yakup Cemil (1883-1916) 97. Yenibahçeli Nail Keçili (-- 1926) 98. Yenibahçeli Şükrü Ahmet Şükrü Oğuz (1881-1953) 99. Yörük Ali Efe (1895-1951) 100. Hasan Ali Yücel (1897-1961) 101. Ziya Hurşit (1892-1926) Fotoğraflar 4

Önsöz; Tarihin Yaşam İçin Yararı 6 Bir Mustafa Kemal çıkıyor Türk halkı dünya tarihinde ilk olarak sömürücü emperyalistleri yurdundan kovup bağımsızlığına kavuşuyor. Kuruculuk ve yapıcılık başlıyor. Benim çocukluğum bu dönemde geçmiştir. Yoksulduk, ama gelecekten umutluyduk. Benim askeri lisede hocalarım, Kurtuluş Savaşımızın kahramanlarıydı. Giysilerinde hala savaşın barut kokuları duyulurdu. Çoğu savaşın yara izlerini taşıyordu İşte bu hocalar, benim kuşağıma ülkücülük aşıladılar, bize milli birliğin coşkusunu verdiler. On üç on dört yaşlarımızda bizi en çok coşkulandıran şey, neydi bilir misiniz? Gazetelerde okuduğumuz Duyun-u Umumiye den yavaş yavaş kurtuluşumuzun haberleriydi. Bir şey daha vardı bizi sevindiren; yurdumuzu sömüren yabancı şirketlerin millileştirilmesi Aziz Nesin Anadolu Devrimi; Biyografiler ve Fotoğraflar adıyla hazırladığım çalışma, Mustafa Kemal Atatürk ün biyografisi ile başlıyor ve yüz yaşam öyküsünden oluşuyor. Batı nın Rönesans hareketlerinin yaklaşık yüz kişilik bilim ve sanat insanının omuzlarında yükseldiği gibi yüz yaşam; her bir yaşam tarihi olayları, öyküleri, söylenceleri ve serüvenleri barındırıyor kendi içinde. Bu demektir ki yüz tarihi film, bir o kadar aksiyon ve aşk filmi, dostluk, fedakarlık, vatan sevgisi ve ülke toprakları için girişilen kıyasıya mücadeleyi anlatan yüzlerce tarihi inceleme, anı kitabı, destan, ağıt, türkü, roman, tiyatro oyunu, müzikal ve hatta opera On yıl süren savaşlardan kalan sayısız belge ve bilgi müthiş bir kaynak oluşturmaktadır. Bunları araştırmak, incelemek, yeniden ve yeniden yazmak, ülkenin geçmişten gelen her şeyini yeni kuşaklara zenginleştirerek aktarmak, eskinin ulusal ruhunu yeniden canlandırmak, aydınların görevidir. İngilizler olmayan mitolojilerini J.R.R. Tolkien in yapıtları üzerine çevrilen filmlerle yeniden kurmaya çalışırken, Dante Alighieri veya Johann Wofgang von Goethe nin yapıtları üzerine yüzlerce bilimsel çalışma yapılırken, biz neler yapıyoruz? O kadar kısır ki üretkenliğimiz! Altı yüz yıllık kocaman bir imparatorluğun mirası ile doksan yaşına gelen Cumhuriyetimiz için günlük söylemlerin dışına çıkıp, yapmamız gerekenleri ciddi şekilde düşünmenin zamanı çoktan geldi de geçiyor. Yeniden doğuş hareketini, yüz bilim ve sanat insanının omuzlarında başlatan Batı dünyası, gelişmesini ancak bir yüz yılda tamamlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu nun dağılışına tanık olan; imparatorluktan cumhuriyete uzanan uzun ve zorlu süreçte, Anadolu Devrimi ni yaratan yüz kadar kahraman insan, Mustafa Kemal Atatürk ün 5

liderliğinde Batı nın Rönesans ına eş, bütün gelişmeleri on yıla sığdırdılar. Büyük Savaş ın ardından yaşanan Kurtuluş Savaşı nın yara izlerini ruhlarında ve bedenlerinde barut kokularıyla birlikte barındıran bu insanlar, müthiş bir güç sergilemişlerdir. Sömürgenleri yurttan sürüp atar ve Yakın Türk Tarihi ni yeniden yazarken bu ilkeli ve idealist insanlar, sonunda başarının doruğuna ulaştılar. Mustafa Kemal Atatürk o günleri birkaç basit sözcükle bakın nasıl betimliyor: Uçurumun kenarında yıkık bir ülke türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar yıllarca süren savaş ondan sonra, içerde ve dışarıda saygı ile tanınan yeni vatan, yeni toplum, yeni devlet ve bunları başarmak için arasız inkılaplar İşte Türk genel inkılabının bir kısa ifadesi Anadolu Devrimi ni yazan kahramanların çoğu asker kökenlidir. İstanbul Harp Okulu ile Harp Akademisi nde eğitim görmüş kurmay subaylardır. Makedonya nın Selanik ve Manastır kentlerinde staj yapmışlar. İlk gençlik yıllarını II. Abdülhamit in İstibdat devrinde yaşamış olan bu nesil mücadeleci, özgürlükçü, idealist ve sınırsız hayal ufuklarına sahipti. Hepsinin yolları bir şekilde İttihat Terakki Fırkası ile kesişmiştir. Makedonya da Bulgar, Sırp, Rum ve Arnavut çeteleriyle çarpışa, vuruşa bağımsızlık ve özgürlük havasını soluyarak yetişmişlerdir. Osmanlının Balkanlar, Ortadoğu, Afrika ve Asya daki topraklarında her kademede görev almışlar ve komutanlık yapmışlardı. Yollarına çıkan güçlükleri ustalıklı manevralarla etkisiz kılan bu özgürlük savaşçıları içinde tetikçiler, komitacılar, efeler, yazarlar, düşünürler, doktorlar, hatipler ve politikacılar vardır. Bu insanların mücadele gücüne ve vatan görevindeki gözü kara atılganlıklarının sınırı yoktu. Rumeli de çete savaşlarıyla başlayan çarpışmaları, 1911-1922 yıllarında, birbiri ardına yaşanan uzun, korkunç, yıpratıcı ve can yakıcı savaşlar izler. Bir avuç idealist Türk subayı Trablusgarp, Balkan ve Birinci Dünya Savaşı nda cepheden cepheye koşarlar. Baba mesleğini seçmişlerdir genellikle; bazıları paşa çocuğu, bazılarıysa şehit oğulları ve yetimdir. Araştırmacılar, dünya tarihinin en şansız insanları olarak Birinci ve İkinci Dünya savaşlarını yaşayan neslin olduğu konusunda görüş birliği içindedir. Ancak Türk tarihi söz konusu olunca, Dünya Savaşı sonrası yaşanan Kurtuluş Savaşı nı da eklemek gerekir. İkinci Dünya Savaşı nın yokluk ve sefaleti ise Kurtuluş Savaşı nın ardından gelecektir. Parçalanan imparatorluğun üzerine genç bir cumhuriyeti inşa edenler, Mustafa Kemal in etrafında kenetlendiler. Korkusuzca dünyaya meydan okuyan yüz kadar seçkin insan arasında kimi, inandıkları dava uğruna kaleme aldıkları yazılarıyla, kimi düşünce ve ilkeleriyle, aklıyla, kimi ise beden gücüyle, kanıyla, canıyla ve kesinlikle Cumhuriyet in temelini kendi yaşam öyküleri ile örmüşlerdir. Çöken imparatorluğun yükü çok ağır ve karmaşıktır. Ülke toprakları yanmış, yakılmış, halk ise yoksul ve umutsuzdur. Türkiye Cumhuriyeti, kan, ateş, yokluk, sefalet ve hiyanetler içinden 6

geçilerek yoktan var edilmiştir. Bu nedenle çok değerlidir. Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyetin sonsuza dek yaşayacağı umuduyla şöyle der: Milli azim ve bilincin kıymetli eseri olan değerli Cumhuriyet in bugünkü ve yarınki neslin demir ellerinde her an yükselip sağlamlaşacağına güvenim tamdır Türkiye Cumhuriyeti; her anlamda, büyük Türk milletinin öz ve değerli malıdır. Kıymetli evlatlarının elinde daima yükselecek, sonsuzluğa kadar yaşayacaktır. Tarih güçlü kişiliklerin ellerinde şekillenir ve yeniden yazılırken, zayıf kişilikler bazı değerleri bozmaya çalışsalar da arada ezilip yok olurlar. Anadolu Devrimi ni yaşamlarıyla kaleme alan seçkin insanların arasında, kendi çıkarlarını öne koyan, ölüm kalım savaşının uzamasına neden olan, kurtuluşu zora sokan Vahdettin, Damat Ferit ve Çerkez Ethem gibi bazı vatan hainleri sıkışıp kalırlar. Bunlar okyanus suyuna karışan kirli ırmaklar gibidirler ve okyanus içinde karışıp yok olurlar. Türk Tarihinde üç erkek birliğinin üyeleri olan Enver, Talat, Cemal paşaların yaşam öyküleri, ani yükseliş ve sert inişler içerirken, Rauf Orbay ın kişiliğinde başarı ile başarısızlığın, dostluk ve ihanetin birbirini izlediğine tanık olursunuz. Rauf Bey, Bekir Sami ile birlikte, Sultan-Halife düzenine yatkın, feodal nitelikli Çerkez beyleridir. Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy ve Refet Bele gibi tutucu eğilimdedirler. Ancak Mustafa Kemal Atatürk akılcıdır, ulu önder şöyle der: Biz ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. Bizim yolumuzu çizen, içinde yaşadığımız yurt bağrından çıktığımız Türk ulusu ve bir de uluslar tarihinin bin bir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız sonuçlardır Kurtuluş Savaşı nın içinde veya karşısında yer alan, siyasi gelişmelere olumlu ya da olumsuz yönde katkı sağlayan kişilerin yanında Halide Edip, Mustafa Kemal in eşi Latife Hanım ile O nun manevi kızları Afet İnan ve Sabiha Gökçen in de yaşam öyküleri var. Tarihi erkeklerin yazdığı, tarihte kadının adının yok sayıldığı savını yıkarcasına biyografileri ile bu çalışmada yerlerini aldılar. Biyografileri incelediğinizde ilginç yaşam öykülerine tanık olacaksınız; Başkomutan Mustafa Kemal e söz verdiği tepeyi alamadığı için yaşamına son veren Albay Reşat Çiğiltepe, Mustafa Kemal Atatürk ün ölümü üzerine, Başkomutan yaversiz gidemez diyerek kalbine kurşun sıkan Salih Bozok un yaşam öyküleri gibi. Deli Halit Paşa ile Ali Çetinkaya arasında Trablusgarp ta başlayan çekişmenin Ankara da Meclis çatısı altında Halit Paşa nın ölümle sonuçlanması gibi. 1926 da İzmir Suikast girişimi sonunda sona eren yaşamlar gibi. Asıl adlarının önüne kod adlarını koyan Kılıç Ali ve Şahin Bey gibi. Topal Osman ın mezarından çıkarılarak ayağından Meclis kapısında asılması gibi 7

Geleceği kuran kişinin geçmişi yargılamaya hakkı vardır yargısını doğrulayan Mustafa Kemal Atatürk, Büyük Zafer den sonra, eski kurumları kaldırıp yenilerini kurma çalışmalarını başlatır. Toplumu çağdaş kılma çabaları sırasında yaşam öyküleri incelenmeye değer üç Milli Eğitim Bakanı var ki, yaşamları incelemeye değer. Çalışkan, idealist ve yaratıcı üç örnek insan; Mustafa Necati, Reşit Galip ve Hasan Ali Yücel Mustafa Kemal ile birlikte Samsun a çıkan ve savaş sonrası sağlık alanında devrim niteliğinde çalışmalar yapan bilim insanı Doktor Refik Saydam; Anayurdu dört baştan demir ağlarla ören ve Onuncu Yıl Marşı na adını yazdıran, Demiryollarının Babası Behiç Erkin, yeni kuşaklarca tanınmalı ve örnek alınmalıdır. Ben umutlarımı geleceğe bırakıyorum. Sözlerimi ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ün bilim ve aklın aydınlık yolunda ilerlememizi öğütleyen sözleriyle noktalıyorum: Ben manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında, belki gayelere tamamen eremediğimizi, fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir. Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkar etmek olur. Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar. Nermin Özsel 8

Anadolu Devrimi nin Komutanları, Siyaset ve Devlet Adamları Mustafa Kemal Atatürk 9

Ailesi ve Yetiştiği Çevre: Mustafa Kemal Atatürk ün Yaşamı (1881-1938) Mustafa Kemal Atatürk, 1919 da başlayan Türk Kurtuluş Savaşı nın Başkomutanı ve Mareşali, Türkiye Cumhuriyeti nin kurucusu, ilk Cumhurbaşkanı ve bu görevi en uzun süre yürüten, devrim ve ilkeleriyle kurduğu devlete yön veren devlet adamıdır. Mustafa Kemal akıl, mantık ve bilimin ışığında gerçekleri arayan bir idealisttir. O'nun çok yönlü yaratıcı dehası askerlik, siyaset ve yenileşme alanlarında kendini gösterir. Derin tarih bilgisine, kuvvetli seziş gücüne sahip olan Mustafa Kemal, isabetli kararlar veren ve ileriyi gören liderdir. Mustafa Kemal'in yaşamını incelerken O nun bir lider olarak kişiliğinin gelişmesini etkileyen faktörleri değerlendirebilmek gerekir. O nun aile yapısını, öğrenim gördüğü kurumları, çocukluk ve ilk gençlik yıllarının geçtiği dönemin siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik durumunu her açıdan incelemek doğru olur. Siyasi koşullar oluştuğunda mı liderler ortaya çıkar, yoksa lider olarak doğan bireyler zamanı gelince tarih sahnesine kendiliğinden mi çıkarlar. Bir liderin kişilik oluşumunda hangisi daha önemlidir? Aile mi, eğitim kurumları mı, yaşadığı çağın siyasi ve sosyal koşulları mı, arkadaşları mı, yoksa bütün bu saydıklarımızın hepsi mi? Mustafa Kemal'in babası Ali Rıza Bey, 1839 doğumlu. Ailesi Selanik'in yerlilerindendi; uzak dedeleri Vidin'den ayrılarak Serez'de yerleşmişler, oradan da Selanik'e gelmişlerdi. Baba tarafının Arnavut veya Anadolu dan göç eden Yörüklerden olduğu sanılır. Kırmızı Hafız diye anılan öğretmen Ahmet Efendi nin oğlu olan Ali Rıza Bey, otuz iki yaşlarında iken 1871 yılında Zübeyde Hanım'la evlendi. Selanik Evkaf katipliğinde ve Gümrük memurluğunda uzun süre görev yapan Ali Rıza Bey, daha sonra memurluktan ayrılarak kereste ticareti ile meşgul oldu. 93 Harbi nde yerel birliklere komuta eden Ali Rıza Bey, 1888 yılında kırk dokuz yaşlarında öldü. Mustafa Kemal'in annesi Zübeyde Hanım 1857 yılında doğumlu. Ailesi, soy olarak Anadolu'dan Rumeli'ye geçmiş Yörüklerden ve Teselya fatihlerinden olan Sofu zade Feyzullah Efendi'nin kızı idi. Ailesi Varyemez oğulları olarak da tanınıyordu. Zübeyde Hanım, on dört yaşlarında iken 1871 yılında Ali Rıza Efendi ile 10

evlendi. Zübeyde Hanım, onurlu ve dindar kişiliğiyle öne çıkarken Ali Rıza Bey, ileri görüşlü, Makedonya'da batıdan sızan yeni fikirlere açık ve saygı duyulan bir kişidir. Mustafa, Selanik te Kasımiye mahallesi, Islahane caddesinde bugün müze olan evde doğdu. Babası Ali Rıza Bey o sırada Gümrük kolcusu idi. Ailenin ekonomik durumu, Ali Rıza Bey in memuriyetten ayrılıp kereste işiyle uğraştığı sırada, kereste deposunun Rum çeteleri tarafından yakılmasıyla sıkıntıya girdi. Ali Rıza Bey'in erken ölümü ile de ailenin ekonomik durumunun iyice sarsılması üzerine Zübeyde Hanım bir ara iki çocuğunu; Mustafa ile Makbule yi alarak kardeşi Hüseyin Ağa'nın Langaza'daki çiftliğine gitti. Makedonya nın oldukça çeşitlilik gösteren sosyal ve siyasal çevresi genç Mustafa Kemal'in yetişmesinde mutlaka etkili olmuştur. O'nu çevreleyen ortam Makedonya'dır; Selanik de, Makedonya'nın en önemli limanı ve en büyük şehridir. Selanik, çeşitli insanların, dillerin, dinlerin ve düşünce akımlarının kaynaştığı bir ortamdır. Selanik büyük bir kültür merkezidir. Şehirde bir tane medreseye karşın çok sayıda Rum, Yahudi, Fransız, Alman, İtalyan, İngiliz, Amerikan, Sırp, Ulah, Ermeni ve Türk okulları bulunuyordu. Askeri Rüştiye, İdadi, Sanat Okulu, Ziraat Okulu ve Fevziye Okulu vardı. Şehirde çeşitli dergi ve gazete çıkarılıyordu. Mustafa Kemal'in doğduğu, rüştiye ve idadi öğrenimin gördüğü Selanik ve Manastır çeşitli etnik gruplar arasında Fransız Devriminin etkisiyle milliyetçilik çatışmalarının yaşandığı özgür bir bölgedir. Ceyhun Atuf Kansu, yoğun duygularla kaleme aldığı Atatürkçü Olmak adlı yapıtının Mustafa Kemal ve Langaza Düdüğü bölümünde genç Mustafa nın tutkularını belirlemeye çalışır ve şöyle sorgular: 1886-1887 yıllarında Makedonya'nın eteklerine kurulmuş bir küçük çiftliktir Langaza. Daha çocuk yaşta Mustafa nın tutkuları bu çiftlikte mi oluşmaya başlamıştır? O, Osmanlı İmparatorluğu'nun Rumeli toprağında bir halk çocuğuydu; babasız ve yalnız, kendi kendine yeten. Bir dönem küçük bir çobanın yaşantısını yaşar şüphesiz. Ama dünyaya başka gözlerle, delici araştırıcı baş kaldırıcı gözlerle bakar. Çağlar öncesi bu topraklardan, Olympos dağı eteklerinden doğan Büyük İskender gibi bir dünya lideri olabilir mi, kaderini düşlerinde yeniden yazabilir miydi? 11

Eğitim ve Öğrenimi: Küçük Mustafa, önce 1886 yılında annesinin isteği üzerine Fatma Mollakadın mahalle mektebine törenle başladı ve kısa süre devam etti. Babasının isteği ile mahalle mektebinden ayrılarak modern eğitim veren Şemsi Efendi Okulu nda ilköğrenimini tamamladı. Mustafa Kemal bu okulda okurken 1888 de babası öldü. Ali Rıza Bey in ölümü üzerine Zübeyde Hanım, iki çocuğu ile kardeşi Hüseyin Efendi nin yanına yerleşti. Mustafa Kemal, Langaza daki çiftlikte bir süre okula gidemedi. Bunun üzerine Selanik'te Anneanne ve halasının yanına gelerek bıraktığı yerden öğrenimini sürdürdü. Eğitim ve öğrenim süreci içinde O'nun kişiliğinin oluşumunda ve ileriki yaşamının şekillendirmesinde pek çok kişi etkili oldu. Bu kişiler genç Mustafa yı olumlu veya olumsuz yönde etkilediler. Bu kişilerden biri Kaymak Hafız dı. 1894'te Mülkiye Rüştiyesi nde Kaymak Hafız adlı öğretmenin genç Mustafa'yı haksız yere dövmesi O nun okuldan ayrılmasına neden oldu. Mustafa nın hayali, üniformasını beğeni ile izlediği askeri okuldu. Komşuları Binbaşı Kadri Bey'in yardımıyla giriş sınavını kazanarak Selanik Askeri Rüştiyesi'ne girdi. Yine Ceyhun Atuf Kansu nun sesinden dinleyelim: Genç Mustafa nın düşleri, Askeri Rüştiye ye girmesi ile gerçek oldu. O, artık Langaza çiftliğinin küçük köylüsü değil, bir askeri okul öğrencisi ve Mustafa Kemal di. Gözlerinde, yüreğinde ve damarlarında devrimcilik dolanmaya başladı. Manastır Askeri Okulu nda, Langaza da karanlık sürülerin ardından güneşe taşlar attığı gibi bu kez, yurdundaki karanlığın ardına düşecekti. Selanik Askeri Rüştiyesi: Genç Mustafa, Selanik Askeri Rüştiyesi'nde derslerinde çok başarılı oldu ve öğretmenlerinin dikkatini çekti. Matematik öğretmeni Binbaşı Mustafa Sabri Bey, O'na dersinde gösterdiği başarıdan dolayı eksiksiz, mükemmel ve olgun anlamına gelen "Kemal" adını verdi. Fransızca öğretmeni Yüzbaşı Nakiyüddin Bey den aldığı özgürlük düşüncesiyle donandığı bu okuldan, Mustafa Kemal olarak 1895 yılında mezun oldu. On dört yaşındaydı. Manastır Askeri İdadisi: Mustafa Kemal, 1896-1899 yıllarını Manastır Askeri İdadisi nde geçirdi. Burada Ömer Naci ile arkadaş oldu. İleride ünlü bir hatip olan Ömer Naci nin 12

etkisiyle Mustafa Kemal edebiyat, şiir ve hitabetle ilgilenmeye başladı. Okulun Tarih öğretmeni Kolağası Mehmet Tevfik Bey ise genç Mustafa Kemal'in tarihe ve özellikle Türk Tarihi ne ilgi duymasında etkili oldu. 1897 yılında çıkan Osmanlı-Yunan Savaşı, henüz on altı yaşında olan genç Mustafa Kemal i savaşa gönüllü olacak kadar çok etkilemişti. Diğer arkadaşı Ali Fethi ise onu siyasetle tanıştırdı. Burada bir yandan Fransız devrim yazarları Rousseau, Voltaire, Montesquieu ile Auquste Comte, Desmoulins gibi düşünürlerin yapıtlarını okuyup siyasi düşüncelerini anlamaya çalışıyor diğer yandan Fransızcasını ilerletmek için çaba harcıyordu. Mustafa Kemal yaz tatillerinde Collage des Freresde Salle in açtığı Fransızca derslerine katıldı. Manastır Askeri İdadisi ni 1898 de bitirdi. İstanbul Harp Okulu: Mustafa Kemal, 1899 yılında İstanbul'a Harp Okulu na piyade olarak girdi. Başkent in renkli yaşamı genç Mustafa Kemal i çok etkiledi. Burada Ali Fuat ile arkadaş oldu. Bu arkadaşlık ona İstanbul da bir paşa ailesiyle dostluk kapılarını açtı. Bu dönemde vatan şairi Namık Kemal in yapıtlarını elinden düşürmedi. 1902'de teğmen rütbesiyle okulunu bitirdi. Harp Akademisi: 1902 de Harp Okulu nu bitiren Mustafa Kemal, kurmay sınıfına ayrıldı. Mustafa Kemal, Harp Okulu nda ve Harp Akademisi nde zekası, yetenekleri ve üstün kişiliği ile kendisini, arkadaşlarına ve öğretmenlerine tanıtmış, onların sevgi ve saygılarını kazanmıştı. Askerlik derslerine büyük ilgisi yanında, matematiğe, edebiyata ve güzel söz söylemeye de yeteneği vardı. Millet ve memleket sorunları ile ilgilenmesi, düşüncelerini cesaretle ifade etmesi nedeniyle aydın ve devrimci bir subay olarak tanınmıştı. Bu dönede Napoleon hakkında bir çok kitap okudu. John Stuart Mill i anlamaya çalıştı. Okuyup öğrendiklerini arkadaşlarıyla paylaştı. Harp Okulu öğrencilerini aydınlatmak amacıyla Mustafa Kemal ve arkadaşları Ali Fuat (Cebesoy), Lütfi Müfit (Özdeş) ile birlikte özgürlük fikrini ve vatan sevgisini dile getiren gizli bir gazete çıkardılar. Elle yazılarak çoğaltılan bu gazete daha sonra Okul Komutanı Ali Rıza Paşa tarafından yasaklandı ve olay kapatıldı. Bu dönemde Mustafa Kemal, gerilla savaşı ile strateji ve taktik sorunların çözümü ile ilgili bazı incelemeler yaptı. Devir, Sultan II. Abdülhamit in İstibdat dönemi idi. Okuldaki faaliyetleri arkadaşları tarafından desteklenmesine karşın istibdat ve padişahlık aleyhine düşünceleri, resmi makamlarca 13

pek hoş karşılanmadı. Mustafa Kemal, 1905 yılında Harp Akademisi nden Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu. Okuldan mezun olunca Beyazıt ta tuttukları evde yasak kitaplar okuyor, siyasi faaliyetlerini sürdürüyorlardı. Arkadaşlarından birinin jurnal etmesiyle Mustafa Kemal ile Ali Fuat tutuklandılar. Harbiye Nezareti nde Bekir Ağa Bölüğü nde iki ay kadar sorgulandılar. Okul Komutanı nın araya girmesiyle, İstanbul dan sürülmek koşuluyla affedildiler. Genç Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kemal, ordudan ihraç edilmeyi beklerken, Kolaylıkla memleketlerine gidemeyecekleri bir yere gönderilmeleri emriyle sürgüne gönderildiler. 1905 yılında merkezi Şam'da bulunan 5. Orduya bağlı 30. Süvari alayına staj yapmak üzere yola çıkan Mustafa Kemal in arkadaşları Ali Fuat ve Lütfi Müfit de onunla birlikteydi. Yüzbaşı olarak görevi, kendisinin modern askeri okullarda görmüş olduğu askeri eğitimi, görmemiş olan subaylara aktarmak ve bölgedeki Dürzileri kontrol görevine katılmaktı. Bu sürgünle ülkesinin başka bir yüzünü keşfe çıkan Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kemal in duygularını Ceyhun Atuf Kansu bakın nasıl dile getiriyor: Dıştan bakılınca bir Osmanlı çocuğu idi. Kavgası içten içe idi. Osmanlılıktan kurtulmak istiyordu. Bağımsız bir ulusun, bağımsız bir Türklüğün çocuğu olmak! Langaza çiftliğinden beri, o açık güneşi tattığından beri, güneşe taşlar attığından beri bu ateşi içinde taşıyordu. Halktan geliyor, halka varmak istiyordu. Yepyeni düşüncelerle ülkesini padişahların kara baskısından, zulmünden, gökteki zararlılardan ve yerdeki sömürgenlerden kurtarmak istiyor, özgürlük istiyordu. Erken Dönem Askerlik Yaşamı: Yıl 1906: Mustafa Kemal, 1905 yılında staj göreviyle geldiği Şam da 5. Ordu ya bağlı 30. Süvari alayında bulunduğu sırada Suriye'nin her tarafını dolaştı. Dürzilerin sindirilmesi harekatına katıldı. Gerilla savaşı üzerine deneyim kazandı. Yönetim bozukluklarını ve yolsuzlukları gördü. Bu sırada Ali Fuat başka bir görevle Beyrut a gönderildi. Mustafa Kemal, ülkenin keyfi yönetimine son vermek amacıyla en güvendiği yakın arkadaşları, Binbaşı Lütfi Müfit (Özdeş), Askeri Doktor Mustafa (Cantekin) ve Süleyman beylerle birlikte Şam da "Vatan ve Hürriyet Cemiyeti"ni kurdu. Hayfa, Yafa, Kudüs ve gizlice gittiği Selanik'te arkadaşı Ömer Naci nin katılımı ile derneğin 14

şubelerini açtı. Bu cemiyet daha sonra ordu hizmetinde bulunan subaylar tarafından kurulacak olan ihtilal cemiyetlerinin öncüsü oldu. Yıl 1907: Kolağası Kıdemli Yüzbaşı rütbesine yükselen Mustafa Kemal 1907 yılında Makedonya'da Selanik 3.Ordu Kurmay heyetine atandı. Bu sırada Selanik'te Doktor Nazım ın aracılığıyla Vatan ve Hürriyet Cemiyeti ile Osmanlı Hürriyet Cemiyeti, İttihat ve Terakki Cemiyeti nin çatısı altında birleşmişti. Özel bir törenle İttihat ve Terakki Cemiyeti ne üye olan Mustafa Kemal bundan sonra siyasi faaliyetlerini bu cemiyet içinde sürdürmeye başladı. Erkan-ı Harbiye bürosunda çalışken, Selanik-Üsküp demiryolu müfettişliği görevini de sürdürüyordu. Demiryolu boyundaki kent ve garnizonlarda İttihat ve Terakki Cemiyeti nin örgütlenmesi için çalıştı. Ancak İttihat ve Terakki yöneticilerinin başına buyruk, cüretkar ve birazda kibirli buldukları Mustafa Kemal ile araları pek ısınmadı. Yıl 1908: İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından Mustafa Kemal, 1908 de Trablusgarp a gönderildi. Bölgenin Jön Türk hareketine kazandırılması hedefleniyordu. Mustafa Kemal bu uzak eyalette başarılı çalışmalar yaptı. Bu arada Cemiyet, Rumeli de yaptığı çalışmalarla II. Abdülhamit i, 1876 Anayasası nı yeniden yürürlüğe koymaya ve kapatılan Mebuslar Meclisi ni toplantıya çağırmaya zorluyordu. Bu girişimler sonuç verdi. İlk defa Manastır da ve ardından diğer Rumeli şehirlerinde ortaya çıkan askeri ayaklanmalar üzerine II. Abdülhamit 23 Temmuz 1908 de Meşrutiyet i resmen ilan etmek zorunda kaldı. Mustafa Kemal, meşrutiyetin ilanıyla birlikte ülkede büyük ve köklü bir reformun gereğine inanıyordu. Ancak O'nun düşünceleri İttihat ve Terakki ileri gelenlerinin görüşleriyle pek örtüşmüyordu. Bu nedenle Mustafa Kemal, ordunun siyasetle uğraşmasını tehlikeli bularak cemiyetle ilgisini kesti ve tüm çalışmalarını askerlik mesleğine yöneltti. Yıl 1909: Trablusgarp ta Meşrutiyet aleyhine olan gelişmeleri görüşmeler yoluyla çözümleyen Mustafa Kemal 1909 yılı başında 3. Ordu ya bağlı Selanik Redif Taburu nun Kurmay Başkanı olarak geri 15

döndü. Bu sırada İmparatorluğun başkenti karıştı. Galata Köprüsü üzerinde bir gazetecinin öldürülmesi bahane edilerek şeriat istekleriyle İslam dini adına bir ayaklanma başlatıldı. Meşrutiyet in korunması amacıyla Selanik ten İstanbul a gönderilen 2. ve 4. Avcı Taburları, bazı gericiler tarafında kandırılarak 13 Nisan 19o9 da ayaklanmaya katıldılar. Meşrutiyet karşıtı bu ayaklanma diğer birliklerin de katılımıyla genişledi. Tarihe 31 Mart Olayı adıyla geçen irticai nitelikli bu ayaklanmayı bastırmak üzere, Hüseyin Hüsnü Paşa komutasında, birlikler Selanik ten ve Edirne den Hareket Ordusu adıyla yola çıktı. Mustafa Kemal, bu ordunun Kurmay Subayı idi. Hareket Ordusu nun halka okunacak olan bildirgesi de Mustafa Kemal tarafından yazıldı: Millet yıllardan beri zulüm yapan istibdat kuvvetlerini parçalayarak meşrutiyet hükümetini kurdu. Bu kansız, mutlu inkılaptan zarar gören aşağılık kimseler, kanunsuz bir şekilde çıkarlarının teminine hizmet eden eski durumun geri gelmesi için bin türlü hile ve alçaklığa başvurarak yasal meşrutiyet hükümetini yıkmak istedi ve bütün insanlık aleminin kınadığı İstanbul faciasının oluşmasına sebep vererek masum kanlar döktü. İstanbul a girişte ordunun komuta kademesinde değişiklik oldu. Mahmut Şevket Paşa komutayı alırken, Kurmay Başkanlığı na Binbaşı Enver Bey getirildi. Mustafa Kemal, Berlin ataşeliğinden dönen Enver Bey in orduya katılımı üzerine Kurmay Başkanlığı görevini ona devretti. 31 Mart Ayaklanması nın bastırılması üzerine İttihat ve Terakki ileri gelenleri II. Abdülhamit i tahtan indirerek sürgüne gönderdiler. Osmanlı tahtına Sultan olarak V. Mehmet Reşat geçirildi. Ayaklanma bastırılması üzerine Mustafa Kemal, Makedonya'ya döndü, Cumalı Karargahı ndaki askeri manevralara katıldı. 3. Ordu Kurmaylığı, Subay Talimgah Komutanlığı, 5. Ordu Kurmaylığı ile 38. Piyade Alayı Komutanlığı gibi görevlerde bulundu. Mustafa Kemal, 1909 yılı sonlarında toplanan, İttihat ve Terakki nin büyük kongresine Trablusgarp delegesi olarak katıldı. Yaptığı konuşmada, Meşrutiyet in askeri bir partiye değil, güçlü bir orduya ve kuvvetli bir partiye gereksinimi olduğunu belirtti. Ordunun kesinlikle siyasetten arındırılmasını istedi. Bu konuşma İttihatçı liderlerin kendisini tehlikeli bir muhalif olarak görmelerine neden oldu. Mustafa Kemal de 16

siyasete ara vererek, dikkatini askerlik mesleğine verdi. Almancadan bazı askeri çeviriler yaptı. Yıl 1910: Mustafa Kemal, Arnavutluk ta çıkan isyanları bastırmak üzere düzenlenen harekatta, Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa nın yanında yer aldı. Arnavutluk isyanları bastırıldı ve Arnavut halkın elindeki silahlar toplandı. Aynı yıl içinde Mustafa Kemal, Fransız ordusunun Picardie de düzenlediği askeri manevralarda hazır bulunacak Türk heyetine seçildi. Mustafa Kemal, Fethi Bey in de içinde bulunduğu Türk heyetiyle 1910 yılı sonbaharında Fransa ya gönderildi. Manevralar sırasında ileri sürdüğü, farklı fakat gerçekçi planı ile dikkatleri üzerine topladı. Mustafa Kemal Trablusgarp Savaşı nda (1911-1912) 1911 yılında, Harbiye Nezareti tarafından Trablusgarp Tümeni Kurmay Başkanlığı na atanan Mustafa Kemal, ardından İstanbul a çağrılarak Genelkurmay 1. Şube de görevlendirildi. Bu sırada Avrupa nın sömürgeci güçleri Avrupa kıtasını paylaşıyorlardı. Fas Fransa ya, Kongo nun bir bölümü de Almanya ya verilince, İtalya da kendine bir pay almak istedi. 29 Eylül de Osmanlı Devleti ne savaş açan İtalyanlar Trablusgarp kıyılarına çıkarma yaptılar. Artarda Tobruk, Trablus, Derne, Homs ve Bingazi şehirlerini işgal ettiler. Osmanlı İmparatorluğu, ihmal edilmiş ve geri kalmış Trablusgarp eyaletinin savunmasını yerli birliklere ve bölgeye kaçak giden gönüllü bazı subaylara bıraktı. Mustafa Kemal, Trablusgarp a gönüllü gidenler arasındaydı. Arkadaşları Ömer Naci, Sapancalı Hakkı, Yakup Cemil ile birlikte İskenderiye ye hareket ettiler. İskenderiye de bir süre hastalanan Mustafa Kemal, gazeteci Şerif Bey kimliğiyle, Nuri Conker ve Fuat Bulca ile birlikte sekiz gün süren yolculuktan sonra Mısır sınırını geçerek Bingazi ye ulaştılar. Fethi Bey, Enver Bey ve bazı İttihatçı subaylar da savaşa gönüllü katıldılar. Mustafa Kemal, Tobruk Bölgesi Komutanlığı na getirildi. Yerli halkı örgütleyerek Tobruk ve Derne Savaşlarında İtalyanlara karşı başarılar elde etti. Ayn el-mansur da Mustafa Kemal in emrinde sekiz subayın dışında yüz elli kadar asker ve sekiz bin kadar Arap çeteci vardı. Bu kuvvetler aylar boyunca, iyi silahlandırılmış on beş bin kişilik İtalyan askerine karşı savaştılar ve onların iç bölgelere girmelerini engellediler. Gönüllü giden subaylar ödüllendirildi; 17

Mustafa Kemal in rütbesi Binbaşılığa terfi etti. Mustafa Kemal, Derne de Ayn el-mansur Karargahı ndan, Selanik te Salih (Bozok) Bey e yazdığı mektubunda şöyle diyordu: Biz vatana borçlu olduğumuz fedakarlık derecelerini düşündükçe bugüne kadar yapılan hizmeti pek değersiz buluyoruz. Vicdanımızdan gelen bir ses, bize vatanın bu sıcak ve samimi ufuklarını tamamen temizlemedikçe, gemilerimizin Tobruk, Derne, Bingazi ve Trablusgarp limanlarında tekrar demir atmış olduğunu görmedikçe vazifemizi bitirmiş sayılamayacağımızı ihtar ediyor!...vatan mutlaka selamet bulacak, millet mutlaka mesut olacaktır. Çünkü kendi saadetini memleketin ve milletin selamet ve saadeti için feda edebilen vatan evlatları çoktur. Karadağ da çıkan çatışmaların Sırbistan, Bulgaristan ve Yunanistan ın da katılımıyla Balkan Savaşı na dönüşmesi üzerine Osmanlı Devleti, Trablusgarp eyaletini gözden çıkardı. İtalyanlarla, imparatorluğun Kuzey Afrika ile bağlantısını yok eden Ouchy Antlaşması nı imzaladı. Bu antlaşma ile Trablusgarp ve Bingazi eyaletlerini, geçici olarak da On iki adayı, İtalyanlara bırakıyor, bölgedeki subay ve erlerini de geri çekiyordu. Mustafa Kemal, yüzlerce subayla birlikte İstanbul a döndü. Mısır, Trieste, Romanya üzerinden İstanbul a vardığında, Selanik düşmüş, Bulgarlar Çatalca hattına dayanmışlardı. Mustafa Kemal Balkan Savaşları nda (1912-1913) Mustafa kemal, " Bu ulus utanmak için yaratılmış bir ulus değildir, övünmek için yaratılmış, tarihini övünçlerle doldurmuş bir ulustur" diyordu ama Balkan savaşı Osmanlı imparatorluğu için bir dizi yenilgi ve müthiş bir bozgun anlamına geliyordu. Utanılacak bir sonuçtu. Bulgar birlikleri sınırı geçip kısa sürede Doğu Trakya yı istila ettiler. Makedonya ile İstanbul u bağlantısını kesip Çatalca ya kadar geldiler. Sırplar, Kosova halkını yok ederken Yunanlılar, Bulgarlardan önce Selanik e girdiler. 1912 yılında İstanbul'a ulaşan Mustafa Kemal, Gelibolu'da bulunan "Akdeniz Boğazı Mürettep Kuvvetleri Harekat Şube Reisliği görevine atandı. Bolayır a ilerleyen Bulgarlara karşı, Boğaz kuvvetlerinin baskın şeklindeki taarruzu etkili olamamış, Bolayır ağır kayıplar vermişti. Mustafa Kemal ve Fethi Bey in birlikte imzalayarak Ahmet İzzet Paşa ya sundukları Trakya ve Edirne nin kurtarılması 18

hakkındaki harekat planı, kabul edilmemiş ve Edirne düşmüştü. Mustafa Kemal, Fethi Bey ile birlikte, Gelibolu ya nakledilen Hurşit Paşa ile çalışmak istemediklerini ve gerekçelerini içeren bir raporu, istifaları ile birlikte Başkomutan Vekili Ahmet İzzet Paşa ya sundular. Bunun üzerine komuta zincirindeki anlaşmazlık, görüşmeler yoluyla giderilmeye çalışıldı. Bu görev Mustafa Kemal e Boğaz ın askeri yönden nasıl savunulacağını ayrıntılı olarak inceleme olanağı verdi. İlerde çok değil iki yıl sonra burada edindiği bilgiler çok işine yarayacaktı. Osmanlı Devleti nin, Balkan Devletleri ile Londra Barış Antlaşması nı imzalaması üzerine Edirne Bulgaristan a bırakıldı ve Türk kuvvetleri Midye-Enez hattına çekildi. 1913 yılında Balkanlı bağlaşıklar arasında, İkinci Balkan Savaşı başladı. Bulgarlar, bir Bulgar eyaleti olarak gördükleri Makedonya yı almak üzere Sırplara saldırdı. Yunanistan da Bulgarlara karşı savaşa girdi. Bunun üzerine Osmanlı kuvvetleri de ileri harekete geçtiler. Bolayır Kolordusu Kurmay Başkanı olan Mustafa Kemal in emriyle Meriç in batısına geçen süvari birlikleri Dimetoka ya girdi ve Edirne Bulgarlardan geri alındı. Edirne ye ilk giren Mustafa Kemal in süvari birlikleriydi ama Enver Bey, Edirne Fatihi olarak büyük ün kazandı. Osmanlı Devleti, Balkan Savaşı sonunda Bulgaristan ile İstanbul, Yunanistan ile Atina Antlaşmalarını imzaladı. Balkan sonrası yenilginin sorumluluğu yaşlı paşalara yüklenerek, orduda gençleştirme çalışmaları başlatıldı. Enver Bey, paşa rütbesiyle Genel Kurmay Başkanı olurken, Cemal paşa olarak Bahriye Nazırı, Talat da Dahiliye Nazırı oldu. İmparatorluk Enver-Talat- Cemal üçlüsünün eline geçerken, Mustafa Kemal in kurmay başkanlığını yaptığı Bolayır Kolordusu nun Akdeniz Boğazı Mürettep Kuvvetleri Komutanlığı kaldırıldı. Bunun üzerine Mustafa Kemal, Edirne'den İstanbul a geldi. 1913 yılı solarında Fethi Bey Sofya elçiliğine, Mustafa Kemal ise Sofya Askeri ataşeliğine atandı. Bu sürgün gibi bir görevdi. Osmanlı ordusu, eğitim amacıyla Liman von Sanders komutasındaki kırk kadar Alman subayının ellerine bırakılırken Mustafa Kemal, İttihat Terakki tarafından yurt dışında Sofya Askeri Ataşelik göreviyle başkentten uzaklaştırıp yurt dışına gönderilmişti. Mustafa Kemal, bir yıldan fazla süren bu görevi, olumlu değerlendirmesini bildi. Bu görev O na yoksul Bulgaristan ın sosyal, ekonomik ve kültürel yaşamını inceleme olanağı verdi. Genç Bulgar Devleti nin akıllı ve gerçekçi 19

kalkınma hamlelerini yakından izledi. Bulgar parlamentosu toplantılarını dinleyen Mustafa Kemal, çok partili parlamenter sistemin inceliklerini öğrendi. Bulgaristan daki Türklerle bağlantı kurdu. Burada 1914 yılı başlarında rütbesi Yarbaylığa yükseldi. Mustafa Kemal Birinci Dünya Savaşı'nda (1914-1918) 28 Haziran 1914 de Avusturya Veliahdı Arşidük Franz Ferdinand ın Saraybosna da öldürülmesinden bir ay sonra Avusturya-Sırbistan arasında savaş başlamıştı. Bu Birinci Dünya Savaşı nın başlaması demekti. Mustafa Kemal, Osmanlı İmparatorluğu nun Almanya yanında savaşa girmesine kesinlikle karşıydı. Almanya savaşı kazanırsa Osmanlıyı sömürgesi durumuna getirecekti. Bu nedenle Osmanlı tarafsız kalıp beklemeli, elinden geldiğince kuvvetlenmeli, savaşın seyrine göre hareket etmeliydi. Mustafa Kemal, Sofya dan arkadaşı Salih (Bozok) Bey e yazdığı mektupta düşüncelerini şöyle dile getiriyordu: Genel durum hakkındaki görüşümü soruyorsun. Ben Almanların harpte muzaffer olacaklarına kesinlikle emin değilim. Bir vazifeye atanmam için Harbiye Nazırı na yazdım. Ataşemiliterlikte kalmak istemediğimi, millet ve memleketin büyük bir savaşa hazırlandığı bir sırada benim de herhangi bir kıtanın başında bulunmak istediğimi bildirdim. Henüz cevap alamadım. Bu sırada İstanbul da rütbe atlatılarak Yarbaylıktan Paşalığa yükseltilen ve Harbiye Nazırı yapılarak İmparatorluk ordusu emrine verilen Enver Paşa ise Mustafa Kemal in tam tersini düşünüyordu. Kısa süreceğinden emin olduğu savaştan karlı çıkmak isteniyorsa, Almanların yanında derhal harbe girmek gerekti. Öyle de oldu. Bir olup-bittiye getirilerek İmparatorluk Dünya Savaşı na sokuldu. Savaş başlayınca Mustafa Kemal, Enver Paşa ya mektup yazıp cephede etkin görev istedi: Vatanın müdafaasına ait faal vazifelerden daha mühim ve yüce bir vazife olamaz. Arkadaşlarım muharebe cephelerinde, ateş hatlarında bulunurken ben, Sofya da ataşemiliterlik yapamam! Eğer birinci sınıf subay olmak liyakatinden mahrumsam, kanaatiniz bu ise, lütfen açık söyleyiniz. Enver Paşa, 19. Tümen komutanlığına getirilmeden önce Mustafa Kemal e, İran üzerinden Hindistan a gidecek üç alaylık 20

bir kuvvetin komutanlığını teklif etti. Görevi Hint Müslümanlarını İngiltere ye karşı ayaklandırmaktı. Aslında üç alaylık kuvvet yerine, topladığı gönüllülerle bu işi tek başına başarabilirdi ama işin özü Mustafa Kemal in düşüncesine tersti. Bu nedenle bu ütopik teklifi Ben bu kadar kahraman değilim diyerek reddetti. Çanakkale Cephesi'nde: Dünya Savaşı başlayınca cephede aktif görev isteyen Mustafa Kemal, Çanakkale Boğazı nı savunmakla görevli 19. Tümen Komutanlığı na atandı. Kaçıncı ordunun 19. Tümen komutanlığı olduğu bile belli değildi. Sonunda 19. Tümen Maydos Eceabad ihtiyat kuvvetlerine alındı. Bu görev Mustafa Kemal in yaşamında önemli bir dönüm noktası oldu. Aynı yıl Enver Paşa Sarıkamış tan büyük bir yenilgiyle dönerken Mustafa Kemal in yıldızı parlamaya başladı. Seddülbahir ve Arıburnu çıkarmalarıyla Çanakkale Kara Savaşları başlamış oldu. Düşmanın çıkartma bölgelerini doğru saptadı ve üstlerinden emir almadan anında saldırı emri vererek Arıburnu na yapılan Anzak çıkartmasını önledi. İngilizlerin Suvla körfezine yaptığı çıkartmaları püskürttü. Sarıbayır, Kocaçimen, Kireçtepe, Conkbayırı ve Anafartalar da yaptığı savaşlar, O nun askeri yeteneğini kanıtladığı çarpışmalar oldu. Bu çarpışmalar tarihin en büyük savaşlarıydı. Çanakkale Savaşları sürerken 1 Haziran 1915'te rütbesi Albaylığa yükseltildi, geniş halk kitleleri tarafından artık "Anafartalar Kahramanı" olarak tanınıyordu. Anafartalar çarpışmalarında emrine 135.000 kişilik kuvvet verilen Mustafa Kemal, kuvvetleri yerinde ve zamanında en iyi şekilde sevk ve idare etmişti. Çanakkale'de en tehlikeli yerde ve buhranlı zamanda, ordunun başında bulunması savaşın seyrini ve kaderini değiştirmişti. Bir kumandan olarak, en ileri hatlarda bulunmuş, kişisel cesareti ile askerine örnek olmuştu. O, Osmanlı Devleti'nin yıkılış dönemi savaşlarında zaferler kazanan bir kumandan olmuştu. Mustafa Kemal'in Arıburnu Savaşları sırasında verdiği emirler, savaşın ne kadar ağır koşullarda geçtiğini anlatması bakımından çok önemlidir: "Size ben taarruz emretmiyorum, ölmeği emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimizi başka kuvvetler ve kumandanlar alabilir." " Benimle beraber burada muhabere eden bütün askerler 21

katiyen bilmelidir ki, bize verilen namus vazifesini tamamen yapmak için bir adım geri gitmek yoktur. Uyku, dinlenme aramanın, bu dinlenmeden yalnız bizim değil, bütün milletimizin sonsuza kadar yoksun kalacağını hepinize hatırlatırım." " Askerler! Karşımızdaki düşmanı mağlup edeceğimize hiç şüphe yoktur. Fakat siz acele etmeyin. Evvela ben ileri gideyim. Siz, ben kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birden atılırsınız." Anafartalar Grup Komutanı Mustafa Kemal Atatürk, "Anafartalar Hatıraları" adını taşıyan tarihçesini, savaş sırasında kendi el yazısıyla bir okul defterine günlükler şeklinde yazdı. Çarpışmaların tüm aşamalarını bu günlüklerden öğrenmekteyiz. Mustafa Kemal 22 Mayıs 1915 tarihinde Çanakkale Cesarettepesi'inden arkadaşlarına büyük bir tevazu ile şöyle yazmıştır: "Burada bugüne kadar komuta ettiğim kuvvetlerle yaptığım görevlere karşı Kolordu, Ordu ve Başkomutanlık tarafından gösterilen yüksek takdir cidden beni mahcup etmiştir. Savaşı yönettiğim yere "Kemalyeri", tümenimin düşmandan geri aldığı ve bu dakikada bulunduğum yere "Cesarettepesi" isimlerini verdikleri gibi gümüş savaş madalyasından sonra altın liyakat savaş madalyası da verdiler..." Mustafa Kemal çok değil, dört yıl sonra 28 Ekim 1919'da Tokat- Sivas yolunda otomobildeki arkadaşlarına şöyle diyecektir: "...İstanbul dakiler, rütbelerimi nişanlarımı geri alacaklarmış! Hakları yok! Çünkü ben onların her birini bir harp meydanında, bir hizmet karşılığı kazanmıştım. Salonlarda, saraylarda değil! Kordonumu alsınlar; o sarayındı. Zaten ben, o kimselerden önce davranarak istifamı verdim. Varsın alsınlar! Ancak -göğsündeki altın harp imtiyaz madalyasını göstererek- bunu vermem! Bunu benden kimse alamaz! Bunu, Anafartalar'da harp meydanında, ateşin karşısında benim göğsüme taktılar!" Conkbayırı nda 8. Tümen alayları tarafından başlangıçta top ve tüfek ateşi olmaksızın sadece süngü hücumuyla baskın şeklinde geliştirilen bu taarruz ve süngü muharebeleri sonucu, düşman dört saat içinde Conkbayırı ndan tamamen atılmış, ayrıca 22

Şahinsırt'ın en yüksek tepesi de ele geçirilmiştir. 8. Tümenin savaşçılık ruhu ve Mustafa Kemal'in güçlü iradesi başarıyı getirmiş, düşman asker ve araç bakımından büyük kayıplar vermiştir. 10 Ağustos 1915 tarihindeki bu muharebe esnasında Mustafa Kemal, kalbini hedef alan bir şarapnel parçasının, göğüs cebindeki saati parçalayarak geri dönmesi sonucu mutlak bir ölümden kurtulmuştur. Ayni tarihlerde İngiliz Generali Hamilton, Londra'ya gönderdiği raporda şöyle diyordu: " Üzülerek söylemeliyim ki Türkler bizim bazı yeni birliklerimiz üzerinde manevi üstünlük sağlamışlardır. Dolayısıyla eğer Çanakkale seferi çabuk ve başarılı bir sonuca ulaştırılacaksa bana büyük çapta yardımcı kuvvetler gönderilmelidir.... İyi komuta edilen ve cesaretle savaşan bir Türk ordusunun karşısındayız." Mustafa Kemal genel bir saldırı ile düşman güçlerini denize dökmeyi düşünüyordu. Ancak bu önerisi kabul görmeyince hava değişimi alarak İstanbul a gitti. İngilizler de 1915 yılının son günlerinde Gelibolu yarımadasını sessiz sedasız boşaltıp çekilip gittiler. Kafkas Cephesi'nde: Çanakkale Zaferinden sonra Mustafa Kemal, önce Edirne'ye ardından Diyarbakır'a 16. Kolordu Komutanlığına atandı. 1916 yılında rütbesi generalliğe yükseldi. Ruslara karşı savunma amacıyla kurulan Doğu Cephesi, Van gölünün güneyinden Çapakçur Boğazı na kadar seksen kilometrelik bir hat boyunca uzanıyordu. Aynı cephede Kazım Karabekir Paşa da çarpışıyordu. Mustafa Kemal Ruslara karşı büyük bir zafer kazandı; Çapakçur harekatı denilen bir çevirme hareketiyle Rus ilerleyişini durdurarak Muş ve Bitlis'i geri almayı başardı. En güç şartlardan en olumlu sonuçlar çıkarabilen Mustafa Kemal Paşa, Muş zaferini bir çekilme hareketinden sonra kazanmıştı. Bu başarısından sonra Güney de İngilizlere karşı gönderildi. Mustafa Kemal 21 Mayıs 1916'da Madam Corinne'e Fransızca yazdığı mektupta bulunduğu Malabadi köyünü bakın nasıl anlatmaktadır: " Tabi ki şu anda bulunduğum yeri bilmiyorsunuz. Burasını size tanıtamam da; çünkü yerini gösterecek bir harita bile yok. Kısaca, gürül gürül akan sayısız dereler ile sulanan, fevkalade güzel, yeşil meşe örtülü bir dağ silsilesi tasavvur 23

edebilirsiniz. Ormanlarımızda binlerce bülbül var ve dağlarımızın bir kısmı hala tertemiz beyaz örtüsünü koruyor. Hava tertemiz, sular da öyle. Ruslar pek uzakta değiller ama Çanakkale'deki gibi yakın değil." Suriye Cephesi'nde: Mustafa Kemal, 1917 yılında Hicaz'ı kurtarmak amacıyla kurulan "Hicaz Kuvve-i Seferiye Komutanlığı"na getirildi. Durumu inceleyerek Başkumandan vekiline Hicaz'ın boşaltılmasını ve kuvvetlerin Suriye cephesinde toplanmasını teklif etti. Enver Paşa, teklifi kabul etmedi. Ancak bu cephede uğranılan felaket, Mustafa Kemal'in ne kadar realist ve ileri görüşlü olduğunu kanıtladı. Bozgunu, sonradan oluşturulan Yıldırım Ordular Grubu da durduramadı. Mustafa Kemal bu cephede 2. Ordu nun ardından Alman Generali Falkenhayn komutasındaki Yıldırım Orduları Grubuna bağlı 7. Ordu'ya atandı. Verdiği hatalı ve çıkarcı kararları nedeniyle Alman Generali nin buyruklarına karşı çıkan Mustafa Kemal detaylı, tarihsel bir rapor hazırlayarak Başkumandanlığa gönderdi. Ardından görevinden ayrılıp İstanbul a döndü. Mustafa Kemal Paşa, Aralık 1917 de Alman İmparatoru Keiser II. Wilhelm in resmi konuğu olarak Almanya ya giden Veliaht Vahdettin'in Almanya gezisine refakatçi olarak katıldı. Alman karargahını ve Elsass bölgesini ziyaret etti. Avrupa daki Batı Cephesi nin durumunu gören Mustafa Kemal Paşa, Almanların savaşı kaybetmek üzere olduğu şeklindeki görüşlerini, gerçekçi bir şekilde belirtti. Almanya gezisinden hasta dönen Mustafa Kemal 1918 de tedavi için Viyana ve Karlsbad'a gitti. Sultan Reşad ın ölümü ve VI. Mehmet Vahdettin in tahta geçmesi üzerine yurda döndü. Enver Paşa nın oyunuyla yeniden 7. Ordu Komutanı olarak Filistin Cephesi ne gönderildi. Bu arada Mustafa Kemal e padişahın onursal yaveri, Hazreti Şehriyari unvanı verildi. Aslında bu görev taltifle karışık bir sürgündü. Mustafa Kemal Paşa, 7. Ordu komutanı olarak Filistin de Nablus a geldiğinde Yıldırım Orduları savaş gücünü çoktan tüketmişti. Cevat Çobanlı nın emrindeki 8. Ordu, Cemal Mersinli nin komutasındaki 4. Ordu ile Mustafa kendi komutasındaki 7. Ordu eriyip gitmişti. İstanbul a ateşkes istenmesini ve yeni kurulacak hükümette kendisinin Harbiye Nazırlığına getirilmesini iletti. Bu sırada İngiliz kuvvetlerinin komutanı General Edmund Allenby Yıldırım Ordu Grubu nu yenilgiye uğratmış, Şam ve Halep düşmüştü. Mustafa Kemal, 7. 24

Ordu birliklerini Halep-Katma hattına çekerek İngiliz, Arap saldırılarına karşı bir savunma hattı oluşturmayı başardı. Bu sınır çizgisine çekilerek bu günkü Türkiye-Suriye sınırını çizmiş oluyordu. 30 Ekim 1918 de imzalanan Mondros Ateşkesi gereği Alman komutanı Otto Liman von Sanders ülkesine dönünce Mustafa Kemal, Yıldırım Orduları Grup Komutanı oldu. Ancak bu görevi kısa sürdü. Yine Mondros Ateşkesi gereği, Yıldırım Orduları Grubu dağıtıldı ve Mustafa Kemal İstanbul'a çağırıldı. Mustafa Kemal e göre Osmanlı İmparatorluğu, mütareke ile kendini düşmana kayıtsız şartsız teslim etmekle kalmamış, ülkenin istilası için düşmanlara yardım da vaat etmişti. Mütarekenin sakıncaları konusunda sadrazamı uyardı. Mondros Ateşkesi Mustafa Kemal için bir son değil yeni bir başlangıçtı. Daha Mondros Ateşkes Antlaşması nın mürekkebi kurumadan İngilizler Musul u işgal ediyor, General Allenby kuvvetleri de İskenderun a giriyordu. Aynı tarihlerde İngiliz istihbaratı Mustafa Kemal in kişiliği üzerine şu notları düşüyordu: Mustafa Kemal in devrimci görüşleri, hırslı, rekabet edici ve kendine fazla güvenici mizacı nedeniyle sınıf arkadaşları arasında olağanüstü kişiliğe sahipti. Üstün zeka gerektiren güç sınavlarda başarı sağlayarak Genel Kurmay Kolejine girdi. 1907 de Selanik teki Genel Kurmay a atanmış ve oradaki İttihat ve Terakki Cemiyeti ne üye olmuştur. Dünya Savaşı nın başladığı tarihe kadar yetenekli bir yurtsever ve saygın bir kurmay subayı olmuştur. Gelibolu da Liman von Sanders in buyruklarına kasten itaat etmemiştir. Bunun sonucu olarak Enver Paşa ile arası açılmış ve görevinden istifa etmiştir. Prens Vahdettin, Avusturya-Macarsitan İmparatoru Karl ın taç giyme törenine katılmak üzere Viyana ya seyahat ederken Mustafa Kemal i yaver olarak yanına almıştır. Mustafa Kemal, İttihatçı önderler arasında hiçbir zaman kendi adına para geçirmemiş tek kişidir. Akıcı bir konuşma üslubuna sahip becerikli bir politikacıdır. Avrupa ya meydan okuyarak kendi ülkesinin ümitsiz yazgısının önderliğini yapabilecek yetenektedir. Mustafa Kemal İstanbul'da: Bilgili ve cesur bir subay. Çanakkale kahramanlarından biri; Enver in kişisel hasmı. Son beş yıl boyunca, İttihatçı hareketin siyasetteki önde gelen isimlerinden -iyi ya da kötü- 25

çok kararlı bir şekilde tamamen uzak durdu. Fevkalade nüfuzlu. Açıklamaları ılımlı, yurtsever ve bütün partilerin entelektüelleri üzerinde iyi etki yapıyor. Halide Edip in hakkında yukarıdaki notu düştüğü sırada Mustafa Kemal Paşa, emrindeki 2. ve 7. Ordu birliklerini savunma amaçlı yeniden düzenledikten, elindeki silah, cephane ve malzemeyi güvenli bölgelere gönderdikten sonra, Adana üzerinden 13 Kasım 1918'de yaveri Cevat Abbas ile birlikte İstanbul'a geldi. Haydarpaşa'dan Kartal İstimbotu ile karşıya geçerken İtilaf donanması da İstanbul'a giriş yapıyordu. Düşman gemilerinin arasında Yunanlıların meşhur Averof Kruvazörü de vardı. Mustafa Kemal sinirlenerek yaverine, "Geldikleri gibi giderler" dedi. İstanbul'a gelmekle hata ettiğini, Anadolu'ya geçmesi gerektiğini düşünmeye başladı. Mustafa Kemal İstanbul'da kaldığı altı aylık süre içinde henüz birlikleri terhis edilmemiş olan Ali Fuat, Kazım Karabekir ve İsmet paşalarla Şişli'deki evinde görüşerek yapacakları mücadelenin esaslarını saptadı. Fethi Bey ile birlikte Minber Gazetesi ni çıkartarak, Sadrazam Ahmet İzzet Paşa yanlısı siyasi tavrını ortaya koydu. Sofya da Askeri Ataşe iken yazdığı Zabit ve Kumandan ile Hasbıhal adlı kitabını yayımladı. Bu sırada 24 Mayıs 1918 tarihinde Gazeteci, yazar Ruşen Eşref (Ünaydın) Atatürk ile üç gün süren bir söyleşi yaptı. Bu yazı Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal ile Mülakat başlığı ile Yeni Mecmua da yayımlandı. Atatürk, bu görüşmeler sırasında Ruşen Eşref e bir fotoğrafını armağan etti. Fotoğrafa yazdıkları, ağır koşullara rağmen gelecekten umutlu olduğunu gösteriyordu: Her şeye rağmen muhakkak bir nura doğru yürümekteyiz. Bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleketim ve milletim hakkındaki sınırsız muhabbetim değil, bugünün karanlıkları içinde sırf vatan ve hakikat aşkı ile ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik gördüğümdendir Bu sırada İstanbul da bulunan İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe ile Fransız Yüksek Komiseri Amiral Amet, Vilayet-i Sitte deki Hıristiyan ahalinin güvenliği ile ilgili endişelerinin giderilmesi gerekiyordu. İstanbul Hükümeti bu iş için Mustafa Kemal i düşündü. O nu her zaman olduğu gibi başkentten uzaklaştırmanın doğru olacağını düşünmüş olmalıydılar. Hıristiyan ahaliyi korumak, Samsun ve çevresinde işgal 26