Politika Notu 10 05. Şubat 2010. İşsizliğe Karşı Politika Seçenekleri: Türkiye için Öneriler. Sumru Öz



Benzer belgeler
KRİZ VE İŞSİZLİK: BAŞARI ÖRNEKLERİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI Ekonomik ve Mali Politikalar Başkanlığı

Sayı: Mayıs PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 18 Mayıs 2010

TÜSİAD-Koç University Economic Research Forum working paper series, No. 1024

Sosyal Politikayı Yeniden Düşünmek! NEDEN?

Politika Notu Şubat Yapısal İşsizliği Düşürmek Mümkün: Polonya Deneyimi. Sumru Öz

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

Bölgesel Ekonomik Görünüm: AVRUPA Ekonomideki Düzelmenin Desteklenmesi Ekim Yönetici Özeti

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2013, No: 58

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Mart Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015

Araştırma Notu 13/159

T.C. KALKINMA BAKANLIĞI İŞGÜCÜ PİYASASINDAKİ GELİŞMELERİN MAKRO ANALİZİ

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2010 YILI 9 AYLIK FAALİYET RAPORU

Politika Notu Temmuz Dünya Ekonomisinde Ayrışma Var Mı? Sumru Öz

Çalışma Hayatının İki Büyük Korkusu: İşsizlik ve İş Güvencesizliği Two Big Fear of Working Life: Unemployment and Job Insecurity

DÜNYADA İSTİHDAM VE SOSYAL DURUM - EĞİLİMLER (WESO) 2016

Politika Notu Nisan ve 2008 Krizlerinin Karşılaştırması. Müge Adalet Sumru Altuğ

İŞSİZLİK BÜYÜK ÖLÇÜDE ERKEKLERDE YAŞANAN İŞGÜCÜ ARTIŞI İLE İSTİHDAM KAYIPLARINDAN KAYNAKLANIYOR

Rakamlarla 2011'de Türkiye Ekonomisi

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 4 Ekim 2016

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Mayıs Toplantı Tarihi: 24 Mayıs 2016

5. İşçi fazlasını, işveren fazlasını ve iş fazlasını şekil yardımıyla gösteriniz.

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

tepav Nisan2011 N DEĞERLENDİRMENOTU 2008 Krizinin Kadın ve Erkek İşgücüne Etkileri Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

TOPLUMSAL RAPORLAR YATIRIM TEŞVİKLERİ VE İSTİHDAM ( ) Yatırımlar büyürken istihdam küçülüyor

İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KURUM/KURULUŞ. Maliye Bakanlığı Hazine Müsteşarlığı ASPB SGK KOSGEB. Maliye Bakanlığı SGK KOSGEB

Türkiye: Verimlilik ve Büyüme Atılımının Gerçekleştirilmesi

PARA POLİTİKASI KURULU DEĞERLENDİRMELERİ ÖZETİ

BÖLÜM İŞSİZLİK

ARALIK 2018-BÜLTEN 11 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

TİSK İŞGÜCÜ PİYASASI BÜLTENİ NİSAN 2013 (SAYI: 23) I. SON BİR YILDA İŞGÜCÜ PİYASASINDAKİ GELİŞMELER (OCAK 2013 İTİBARİYLE) a. İŞGÜCÜ KOMPOZİSYONU:

Türkiye de işsizler artık daha yaşlı

Global Ekonomi ve Yurtdışı Piyasalar. Temmuz 2011

NUROLBANK 2011 YILI ÜÇÜNCÜ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Lojistik. Lojistik Sektörü

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

tepav OECD Beceri Stratejisi ve UMEM Projesi Aralık2011 N POLİTİKANOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

DÜNYA EKONOMİSİ. FED in faiz artırımı sürecine yönelik zamanlamayı fiyatlandırmakla güçlük çeken küresel piyasalar,

2010 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE TASARISI

Yaşa göre İstihdam Oranı, tüm Türkiye Yapay kuşaklar,

AYLIK EMTİA BÜLTENİ İKTİSADİ ARAŞTIRMALAR BÖLÜMÜ

SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN

Ders Notları Dr. Murat ASLAN. Bu notlar; Prof. Dr. ABUZER PINAR ın MALĠYE POLĠTĠKASI ders kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır.

Türkiye nin dış ticaret ve yatırım bağlantıları: Güçlü yönler

Tekstil-Hazır Giyim Gülay Dincel TSKB Ekonomik Araştırmalar Kasım 2014

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

BASIN DUYURUSU 30 Nisan 2015

MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA)

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Mart 2013, No: 53

AVRO BÖLGESİ NDE YENİ KORKU: DEFLASYON Mehmet ÖZÇELİK

Politika Notu Temmuz İstihdamsız Büyüme (Mi?) Sumru Öz

İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 86

K R Ü E R SEL L K R K İ R Z SON O R N A R S A I TÜR Ü K R İ K YE E KO K N O O N M O İSİND N E D İKT K İSAT A P OL O İTİKA K L A AR A I

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

109 MİLYAR DOLARLIK YABANCI PORTFÖYÜ VAR

2010 OCAK EKİM DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

FAİZLER ARTTI. ŞİMDİ NE OLACAK?

Nitekim işsizlik, ülkemizin çözümlenemeyen sorunları arasında baş sırada yer alıyor.

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI. Dr. Süleyman BOLAT

1960 ile 2012 arasında ortalama yıllık büyüme oranı yüzde 4,5 olarak gerçekleşmiştir.

Mali Analiz Teknikleri

REEL İŞÇİLİK MALİYETİ ARTIŞI 2012'DEN BERİ HIZLANARAK SÜRÜYOR

TÜRK İŞGÜCÜ PİYASASI MESLEKİ EĞİTİM İSTİHDAM İLİŞKİSİ VE ORTAKLIK YAKLAŞIMI

Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali. Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010

7. Orta Vadeli Öngörüler

FİNANSAL TREND RAPORU MART - NİSAN 2017

HAFTALIK BÜLTEN 02 MAYIS 06 MAYIS 2016

TÜRKİYE İŞSİZLİKTE EN KÖTÜ DÖRT ÜLKE ARASINDA

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2015 II. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Ekonomi Bülteni. 8 Ağustos 2016, Sayı: 31. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Araştırma Notu 16/195

Ekonominin Metalaştırılması veya Farklılaştırması Gelir ve Verimliliğin İktisat ve Aritmetiği. Prof. Dr. Murat Yülek

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ

Yatırım Ortamı Değerlendirme Raporu: Türkiye nin ikinci nesil reform gündeminin tasarımı

Araştırma Notu 16/192

Aralık Tekstil ve Hammaddeleri Sektörü 2014 Ocak-Kasım Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği

GERÇEK İŞSİZ SAYISI 6 MİLYON 2,6 MİLYON GENÇ BOŞTA GEZİYOR

KRİZ İŞSİZ BIRAKIYOR

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir.

Para Politikaları ve Finansal İstikrar

Kadınların Ġstihdama Katılımı ve YaĢanan Sorunlar

YENİ HÜKÜMET PROGRAMI EKONOMİ VE HAZIR GİYİM SEKTÖRÜ İÇİN DEĞERLENDİRME EKONOMİ VE STRATEJİ DANIŞMANLIK HİZMETLERİ 30 KASIM 2015

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- EYLÜL 2018 İŞSİZLİK TIRMANIYOR. Gerçek İşsiz Sayısı 6 Milyon. İşsiz Sayısı Bir Yılda 192 Bin Arttı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa 1

EURO BÖLGESİ NDE İŞSİZLİK

MİLLİ PRODÜKTİVİTE MERKEZİ Denizli Verimliliği Artırma Projesi

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Çıkış Stratejisi Genel Çerçevesi

BAKANLAR KURULU SUNUMU

TOPLAM TALEP TOPLAM ARZ AD-AS MODELİ

Transkript:

İşsizliğe Karşı Politika Seçenekleri: Türkiye için Öneriler Sumru Öz Türkiye de 2001 krizinden sonra %10 un üzerine çıkan işsizlik oranı, 2002 2007 dönemindeki hızlı ekonomik büyümeye rağmen neredeyse hiç azalmadı. Son küresel krizin başlamasının ardından ise %16 ya kadar yükseldi. İlk şokun atlatılması ve hükümetin toplam talebi artıran politikaları sayesinde Ekim 2009 da %13 e kadar düşmekle beraber, işsizliğin bir önceki krizden sonra olduğu gibi bu kez de daha yüksek bir düzeyde dengeye oturması olasılığı var. Şekil 1. Başlıca Avrupa Ülkeleri, ABD ve Türkiye de İşsizlik Oranları (%) 14 12 10 8 6 4 2 0 Türkiye Almanya İtalya İngiltere ABD Kaynak: OECD Politika Notu 10 05 Şubat 2010 Dr., Koç Üniversitesi ve EAF, soz@ku.edu.tr Şekil 1, benzer bir durumun 1970 lerdeki ekonomik krizlerden sonra, gelişmiş Avrupa ekonomilerinde de yaşandığını gösteriyor. ABD de ve bir ölçüde İngiltere de işsizlik oranları, iktisadi dalgalanmalara paralel bir şekilde denge ya da doğal işsizlik oranı olarak tanımlanan göreli sabit bir değer etrafında salınarak makroekonomi ders kitaplarındaki tanıma uygun hareket ediyor. Oysa aynı dönemde Kıta Avrupası ülkelerinde işsizlik oranları, Türkiye de 2001 krizinden sonra görüldüğü gibi kriz öncesine kıyasla daha yüksek bir düzeyde dengeleniyor. Örneğin Almanya da 1973 74 krizinden sonra 3 puan yükselen işsizlik oranı, 1980 lerde 4 puan daha artarak %8 civarında ikinci bir denge buluyor. İtalya da da 1984 te %10 u aşan işsizlik oranı 2000 lere gelinceye kadar bu düzeyin altına inmiyor. 1970 lerden itibaren birçok gelişmiş ülkede görülen, özellikle Kıta Avrupası ülkelerinde uzun yıllar iktisadi genişleme dönemlerinde bile çözülmeyen yüksek işsizlik sorunu konusunda sayısı hızla artan akademik çalışmalar, Türkiye nin bugün en önemli sorunlarından birisi olduğu kabul edilen yüksek işsizliğe çözüm bulmak için yol gösterici olabilir. Piyasanın kendiliğinden işsizlik sorununu çözeceğini savunan yaklaşım bir yana bırakılırsa, bu soruna karşı uygulanabilecek dört farklı politika seçeneği var. Farklı ekonomik teorilere dayanan çalışmalarda işsizliğe karşı önerilen politika seçeneklerinin ilki bırakınız yapsınlar şeklinde özetlenebilecek, hükümetlerin işsizliğe karşı neredeyse hiçbir önlem almaması gerektiğini, piyasanın kendiliğinden bu sorunu çözeceğini savunan yaklaşım (1).

İkinci politika seçeneği, Keynesyen ve Yeni Keynesyen teorilere olduğu kadar emek ve ürün piyasaları arasındaki geçiş mekanizması üzerine son zamanlarda yapılan çalışmalara dayanan talep yönlü politikalardır. Bunlar, hükümetlerin kamu sektöründe doğrudan istihdam yaratarak işsizliği azalttığı kamu istihdam politikaları ile toplam talebi artırarak işsizliği azalttığı genişlemeci maliye ve para politikaları olmak üzere ikiye ayrılır (2). Ücret ve fiyatların talepteki dalgalanmalardan çok etkilenmediği kısa vadede, her iki politikanın da ardında Keynesyen teori vardır. Buna göre durgunluk, emek ve ürün talebindeki eksiklikten kaynaklanır ve birbirini besler. Çalışanlar işsizdir, çünkü şirketler ürettikleri mal ve hizmetlere yeterli talep olmadığı için kapasitelerinin altında üretim yapmaktadırlar, bu mal ve hizmetlere yeterli talebin olmamasının nedeni ise insanların işsiz olmasıdır. Ürün ve emek piyasaları arasındaki bu etkileşim, talep yönlü politikaların işlevsel olmasını sağlar. Örneğin kamu istihdamındaki artış, insanların satın alma gücünü artırarak toplam mal ve hizmet talebini, bu da şirketlerin emek talebini artırır. Benzer şekilde, vergi indirimleri gibi ürün talebini artıran teşvikler istihdamı, istihdam da satın alma gücünü artırarak mal ve hizmet talebinin daha da yükselmesi ile sonuçlanır. Bu mekanizma, dolayısıyla talep yönlü politikalar ancak ürün ve emek piyasalarının birlikte hareket etmesi durumda işe yarar. Kıta Avrupasında 1970 lerdeki talep şoklarının etkisiyle işsizlik artıyor, ancak krizin istihdam üzerindeki olumsuz etkisi, toplam üretim artmaya başladıktan sonra da devam ediyordu. Bir başka deyişle ürün ve emek piyasaları birlikte hareket etmiyordu. Bu durumda, talep yönlü politikalarla işsizlik sorununu ortadan kaldırmak mümkün olmadı. Talep şoklarının etkisi yadsınmasa da Avrupa ülkelerinde işsizlikteki artışın asıl nedeni olarak arz tarafındaki sorunlar bulundu (3). OECD de, Avrupa daki üyelerine yüksek işsizliğe karşı daha çok arz yönlü ve kurumsal politikalar önerirken talep yönlü politika olarak sadece büyümeyi teşvik edecek ancak bunun sürdürülebilir olmasını, yani enflasyonist olmamasını sağlayacak bir makroekonomik politika yürütmelerini tavsiye ediyordu (4). Arz yönlü politikalar, altyapı yatırımları ile beşeri sermaye oluşumunu artırma, iş olanakları konusunda bilgi yayılımını geliştirme ve çalışanların hareket kabiliyetini artırmaya yönelik önlemleri kapsıyor. Emek verimliliğini artırmayı hedefleyen arz yönlü politikalardan ilki altyapı yatırımları ile kapasite kullanım oranını artırmaya, yeni iş kurmayı kolaylaştırmaya ve sermaye maliyetlerini düşürmeye yönelik politikalar yoluyla sabit sermaye oluşumunu hızlandırmaya dayanır. Üretim sürecinde emek ve sermayenin tamamlayıcı olduğu göz önüne alınınca sermaye birikimini artıran bu uygulamalar sonuçta emek verimliliğini de artırır. İkinci tür arz yönlü politika, doğrudan beşeri sermaye oluşumunu artırmayı hedefleyen önlemleri kapsar. Hükümetler tarafından uygulanabilecek bir diğer arz yönlü politika da özellikle uzun-süreli işsizlere eğitim ve iş olanakları, şirketlere de işçi bulma konusunda bilgi ve destek veren bilgi yayılımını geliştirme 2

faaliyetleridir. Son olarak, daha çok Avrupa ülkelerinde görülen ve işsizlerin belli bir yerden taşınmalarını engelleyen barınma desteği yerine doğrudan gelir desteği gibi çalışanların hareket kabiliyetini artırmaya yönelik önlemler de arz yönlü politikalar arasında yer alıyor. Avrupa da 1970 ve 1980 lerde görülen işsizlik oranı artışının nedenleri üzerine yapılan çalışmalar, bunun tek başına ne iktisadi dalgalanmalarla ne de arz tarafındaki sorunlarla açıklanabildiğini gösterdi. İkinciye ilişkin olarak bu çalışmalarda ticaret hadlerinde iki petrol fiyatı şokuna bağlı bozulmalar, vergi oranlarındaki değişimler, verimlilik artış hızında yavaşlama, yüksek asgari ücret, faiz oranındaki artış, demografik bozulma gibi etkenler de ele alındı. Ancak bu sorunlardan bazılarının, işsizlik artışından bir ölçüde sorumlu bulunmakla beraber tek başına ya da grup olarak sürekli hale gelen yüksek işsizlik oranını bütünüyle açıklayamamaları üzerine Avrupa ülkelerinde görülen yüksek işsizliğe karşı kurumsal politikalar gündeme geldi. Bu politikaları önerenler, işsizliğin en temel nedenlerinden birisinin istihdam politikalarının kendisi olduğu fikrinden hareketle, emek piyasasındaki kurumlarda yapılacak reformlarla işsizliğin azaltılabileceğini savunuyor. İşçi sendikalarının gücünü azaltmak, ücret belirleme mekanizmalarında ve işsizlik sigortası sisteminde reform bu başlık altında ele alınıyor. Avrupa da 2000 lere kadar düşürülemeyen yüksek işsizlik oranlarının nedenleri üzerine yapılan çalışmalarda ortaya çıkan son politika seçeneği sözleşmelere yönelik politikalar başlığı altında toplanabilir (2). Bu politikalar, iş paylaşımı ve erken emeklilik, işe giriş ve işten çıkış maliyetlerinin azaltılması, kar paylaşımı, istihdam vergilerinin azaltılması ve düşük ücret desteği, işe alım desteği ve uzun süreli işsizler için sosyal yardım ödemeleri gibi önlemleri kapsıyor. Yukarıda kısaca açıklanan işsizliğe karşı bu beş farklı politika seçeneğinden Türkiye de hangilerinin uygulanması gerektiğine baktığımızda piyasanın kendiliğinden bu sorunu çözeceğini savunan yaklaşımın, özellikle son küresel krizden sonra bir politika seçeneği olmaktan çıktığını belirtmek gerek. Hükümetlerin işsizlik sorununa karşı aktif bir şekilde önlem alması gerektiğini savunan diğer politika seçeneklerinden ilki olan talep yönlü politikaların %10 un üzerinde seyreden ve iktisadi dalgalanmalara paralel hareket etmeyen işsizlik oranını düşürücü etkisinin sınırlı olduğu ve genişlemeci makroekonomik politikalarla istihdamın artırılamayacağını kabul etmek gerek. Ancak son küresel krizde olduğu gibi toplam talepte büyük bir daralma olması durumunda Keynesyen teorilere dayalı makroekonomik politikalar uygulamanın etkili olduğu yönünde bulgular var. Ayrıca, yeni istihdam yaratmakta yetersiz kalsalar da özellikle direnç mekanizmaları harekete geçmeden hızla uygulamaya koyulması durumunda talep yönlü genişlemeci politikalar, ani talep daralmasını engelleyerek mevcut istihdamı korumada etkili olabilirler. Çünkü işe alma ve işten çıkarma maliyetinin yüksek olması, uzun süreli işsizliğin neden olduğu vasıf kaybı ve şoklar karşısında hızla düşen sermaye stokunun aynı hızla toparlanamaması gibi nedenlerle ortaya çıkan 3

direnç mekanizmaları, histeri hipotezine uyumlu bir şekilde, ekonomik krizlerin istihdam üzerindeki etkilerinin uzun sürmesine, hatta kalıcı hale gelmesine yol açıyor. Makroekonomik politikalara yeni alan açan bir başka çalışma da ekonomilerde var olan katılıklar göz önüne alındığında emek piyasasında alınan önlemlerin genişlemeci makroekonomik politikalarla birlikte uygulanması durumunda başarı şansının artacağını savunuyor. Bu çalışma, yapısal önlemlerle gerçekleşecek arz yönlü iyileştirmelere talep tarafının ücret ve fiyat ayarlamalarıyla kendiliğinden uyum göstermesini beklemek gibi klasik bir yaklaşımın arz tarafında başlangıçta acı verici olabilen reformların yararları ortaya çıkmadan seçmen baskısıyla geri alınma riskini artırdığı görüşüne dayanıyor. Buna göre yapısal reformlara enflasyonu bir miktar artırmasına göz yumulacak gevşek bir makroekonomik politikanın -tercihan para politikasının- eşlik etmesi durumunda işsizlikte daha hızlı bir düşüş sağlanabilir. Çalışmada, genişlemeci maliye politikalarının kamu borcunu, dolayısıyla faiz oranlarını artırarak toplam talebi düşürme riski taşıması nedeniyle tercih edilmemesi gerektiği de savunuluyor. İşe alma ve işten çıkarma maliyetinin yüksek olması yanında uzun süreli işsizliğin neden olduğu vasıf kaybı gibi direnç mekanizmaları, ekonomik krizlerin istihdam üzerindeki etkilerinin kalıcı hale gelmesine yol açıyor. Türkiye açısından baktığımızda, makroekonomik politikaların tek başına istihdam artışı sağlamakta etkili olmamakla beraber yukarıda sıralanan Hipotezin Türkiye için geçerli olduğu bulunuyor (6). direnç mekanizmalarının Türkiye de de geçerli olması nedeniyle bu politikalardan istihdamı korumak için yararlanılabileceğini savunabiliriz. Ayrıca sürdürülebilir, yani enflasyonist olmayan bir büyümeyi sağlamak ve yapısal reformların etkisini artırmak için makroekonomik politikalardan destek alınabilir. OECD nin 1994 yılında özellikle Avrupa ülkelerinde istihdamın artırılmasına yönelik yaptığı 59 politika önerisinden sadece üçü makroekonomi alanındaydı (5). İşsizlik oranını kabul edilebilir düzeylere indirmek için gerekli diğer politikalar emek piyasasının daha iyi çalışmasını sağlayacak yapısal önlemleri içeriyordu. Bunlar arasında altyapı yatırımları ile beşeri sermaye oluşumunu artırma, iş olanakları konusunda bilgi yayılımını geliştirme ve çalışanların hareket kabiliyetini artırmaya yönelik önlemlerden oluşan arz yönlü politikaların özellikle ilk ikisi Türkiye de işsizliği azaltmakta etkin olabilir. İlkine ilişkin olarak liman ve demiryolları başta olmak üzere Türkiye nin altyapısının Avrupa ülkelerinin çok gerisinde olması, bu alanlara yönelik yatırımların işsizliği azaltmada çok daha etkili olabileceğini gösteriyor. İkinciye ilişkin olarak, beşeri sermaye oluşumunu artırmayı hedefleyen önlemlerin, 1980 lerde zaten beşeri sermayenin yüksek olduğu Avrupa nın gelişmiş ülkelerinde görülen yüksek işsizliğe çare olmadığı konusunda çalışmalar var. Oysa özellikle lise mezunlarına yönelik meslek edindirme kursları, kişi ve şirketlere istihdam ve meslek içi eğitim desteği, genel olarak eğitimin kapsamı ve kalitesini artırmaya yönelik bu politikalar Türkiye gibi gelişmekte olan ve beşeri sermaye düzeyi zayıf ülkelerde etkili olabilir (7). 4

Türkiye de işsizlik oranını düşürmek için işçi sendikalarının gücünü azaltmak, ücret belirleme mekanizmalarında ve işsizlik sigortası sisteminde reform gibi kurumsal politikaların işe yaraması pek mümkün gözükmüyor. Başta İngiltere olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinde üye işçi sayısındaki düşüşle işçi sendikalarının gücü azalmakla birlikte işsizliğin azalmaması yanında benzer bir sürecin Türkiye de de yaşanmasıyla günümüzde işçi sendikalarının zaten güçlü olmaması, bunu Türkiye de işsizliğin düşürülmesi için bir politika seçeneği olmaktan çıkarıyor. Benzer şekilde, zaten işçi sendikalarının pek söz sahibi olmadığı ücret belirleme mekanizmalarında ve dar kapsamlı işsizlik sigortası sisteminde reformun işsizliğe çözüm olamayacağını savunabiliriz. İş paylaşımı ve erken emeklilik, işe giriş ve işten çıkış maliyetlerinin azaltılması, kar paylaşımı, istihdam vergilerinin azaltılması ve düşük ücret desteği, işe alım desteği ve uzun süreli işsizler için sosyal yardım ödemeleri gibi önlemleri kapsayan sözleşmelere yönelik politikalar ise Türkiye de gerekli görünüyor. Küresel krizle birlikte uygulanmaya başlanan işe alım desteği ve uzun süreli işsizler için sosyal yardım ödemeleri bir yana bırakılırsa, bunlar arasından Türkiye de işsizliği azaltmak için en etkili olacak politika istihdam vergilerinin azaltılmasıdır. Sonuç olarak, işsizliğin her krizden sonra daha yüksek bir düzeyde dengeye oturması Türkiye de de ekonomik krizlerin etkilerinin uzun sürmesine hatta kalıcı hale gelmesine yol açan direnç mekanizmalarının geçerli olduğunu ortaya koyuyor. Bu mekanizmalar arasında yer alan işten çıkarma maliyetinin yüksekliği, işsizlik sigortasının kapsamının genişletilmesiyle dengelenen ve hak edilmiş olana dokunmamakla beraber bundan sonraki çalışmalar için daha az maliyetli bir kıdem tazminatı getirilmesiyle aşılabilir. İşe alım maliyetlerini düşürmenin en etkin yolu ise istihdam vergilerinin azaltılması gibi görünüyor. Bir diğer direnç mekanizması olan uzun süreli işsizliğin neden olduğu beceri kaybı yanında genel olarak gelişmiş ülkelere göre çok düşük olan beşeri sermaye düzeyini yükseltecek tüm politikalar, Türkiye de işsizliğe karşı alınabilecek etkili önlem olarak nitelenebilir. Bir ülkede işsizliğe karşı hangi politikaların uygulanması gerektiğinin o ülkede, o zaman diliminde işsizliğin nelerden kaynaklandığına bağlı olduğu göz önüne alındığında, gelişmekte olan bir ülke olan Türkiye de, ekonomik büyümeyle yükselen teknoloji düzeyinin, daha eğitimli işgücüne olan talebi artırdığı, dolayısıyla işgücünün ülkedeki teknolojik gelişmeye paralel bir şekilde eğitilmesi gerektiği açıktır. Kaynaklar (1) Dehesa, G., 1997, Introduction: Unemployment Policy: Government Options for the Labour Market, CEPR, Cambridge (2) Snower, D. J., 1997, The Role of Demand Management in Reducing Unemployment, Unemployment Policy: Government Options for the Labour Market, CEPR, Cambridge (3) Bean, C. R., 1997, Evaluating Unemployment Policies: What Do the Underlying Theories Tell Us?, Unemployment Policy: Government Options for the Labour Market, CEPR, Cambridge (4) OECD, 1997, Implementing the Jobs Strategy; Member Countries Experience, Paris (5) OECD, 1994, The OECD Jobs Study Facts, Analysis, Strategies, Paris (6) Yılancı, V., 2009 Yapısal Kırılmalar Altında Türkiye İçin İşsizlik Histerisinin Sınanması, Doğuş Üniversitesi Dergisi (7) Öz, S., 2010, Yapısal İşsizliği Düşürmek Mümkün: Polonya Deneyimi, EAF Politika Notu 10 02 5