Kimler aptal olarak kabul edilir? Sanki bunu herkes biliyormuþ gibi ama bundan ne



Benzer belgeler
Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama Haftanýn Testi...25

Ferit Edgü YARALI ZAMAN BÝR DOÐU YOLCULUÐUNDAN NOTLAR

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý.

Yýldýz Tilbe 1 ADAM OLSAYDIN. Söz-Müzik: Yýldýz Tilbe. Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar. Kendini arattý, beni bulmadý yar

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

Sezen Aksu 2. Çok Ayýp. Söz - Müzik: Sezen Aksu. Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun aleyhimde. Çok ayýp, çok ayýp.

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

Fatih Baþtürk DÖNEMEM SANA. sevdim yürekten anlamadýn sen. dur gitme dedim dinlemedin sen. yalvara yalvara geriye dönsen

Bettina Knab Tel: / Þu anda çocuðunuzla tedavi için hastanede bulunuyorsunuz. Bu elbette sizin ve aileniz için kolay bir durum deðil.

============================================================================

Kraliçe Lob'un maiyetiyle birlikte yaptýðý geçit törenini izlemek için çýkýn dýþarýya!

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

23 Nisan Şiirleri. 23 Nisan. Sanki her tarafta var bir düğün. Çünkü, en şerefli en mutlu gün. Bugün yirmi üç nisan, Hep neşeyle doluyor insan.

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

Yücel Terkanlýoðlu. HTML clipboard. Yaþamadýklarýndýr Dünyan! Uykuyla geçirdiðim her an, Benim için yitik bir zaman. Rüyayla devirdiðim kazan,

Sami Paþazade Sezai Kedi Öykülerinin En Güzelini Yazdý

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ


A t t i l â Þ e n k o n

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

ŞAHISLAR: Anne:Zişan, Baba:Orhan, Abla:Fehiman, Abla:Güzin, Abi:Osman, Küçük Kardeş:Fikret

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

LYS MATEMATÝK II Soru Çözüm Dersi Kitapçýðý 5 (MF-TM)

ali hikmet ÞEYTAN UÇURTMASI

Kavruk Kýna. Gündüzleri, aþaðýda herkes benim için ayný; hepsi de anadan doðma elimin altýndan geçip

135 yýlý geride býrakan köklü bir mizah dergisi geleneðine sahibiz, ama mizah dergilerimiz

1-Zihinsel kazanýmlar 2-Duyuþsal kazanýmlar 3-Bedensel kazanýmlar

A y þ e S a r ý s a y ý n Kuþlarla Giden

Her þeyin azý karar çoðu zarar derler. Ahmet Arif'in dizelerindeki gibi "Zemheri de uzadýkça uzadý"

Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer

============================================================================

Yaz l Bas n n Gelece i


ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Ali Çolak. Bir Bahçe Düþü

ÝÇÝNDEKÝLER ANLAM BÝLGÝSÝ...13 YAZIM BÝLGÝSÝ...23 DÝL BÝLGÝSÝ...25 ANLAM BÝLGÝSÝ...27 YAZIM BÝLGÝSÝ...37 DÝL BÝLGÝSÝ...39 ANLAM BÝLGÝSÝ...

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

PazaR. Sorular cevaplar ve geçmeyen dudak izleri... Aziz Nesin lik. kanun taksimi hicaz oldu n Aziz Þah. Eski bir okul. n Aydýn Adamoðlu.

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Makbule Haným Atatürk'ü Anlatýyor

Ýmece Evi. Ziyaret-2016

Öykü ile ilgili bitişik eğik yazı ile 5N1K soruları üretip çözünüz. nasıl : ne zaman:

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.


ISBN :

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

İntikam. Ölüm Allah ın Emri

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Goscinny / Sempé. Öykü PITIRCIK KÜÇÜK PITIRCIK. Çeviren: Vivet Kanetti. 29. basım

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

Einstufungstest / Seviye tespit sınavı

Bu kitabın sahibi:...

MÝMARLIK EÐÝTÝMÝNÝN DÖNÜÞÜMÜ

Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni. «Okula Uyum»

ANKARA ÜNİVERSİTESİ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI ÖZEL LİSESİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM 11-A SINIFI MF GRUBU DİL VE ANLATIM DERSİ I

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap

CILIZ ÞAMPÝYON ÇOCUK ROMANI. Ahmet YOZGAT






ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ

Öncelikle mübarek KURBAN BAYRAMINIZ kutlu olsun.


- Kurslara, seminerler katılın, farklı mekanlar keşfedin. Kendiniz için bir şeyler yapın. Böylelikle eşinize anlatacağınız farklı şeyler olacaktır.

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

Kap y açt m. Karfl daireye tafl nan güleç yüzlü Selma Teyze yi gördüm.

Motivated SİZE İLHAM VERECEK BİR DERGİ

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΕΛΙΚΕ ΕΝΙΑΙΕ ΓΡΑΠΣΕ ΕΞΕΣΑΕΙ ΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ:

Ruhumdaki. Müzigin Ezgileri. Stj. Av. İrem TÜFEKCİ. 2013/2 Hukuk Gündemi 101

YARIŞÇI Senaryo - Kemal ÇİPE

KASIM BÜLTENİ. 5-6 YAŞ 2. Kur. Chess Kids Academy

BİR ÖMRÜN HİKÂYESİ. Erkek Öğrenci. Yıl 1881 Ilık rüzgarlar esiyordu Selanik ovalarında ; Dağ başka, sokaklar başka başka ;

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Kalbin Mutluluk Rehberi. Mutlu Olmanýn Yollarý

Ilgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

Sevda Üzerine Mektup

GELENEKSEL Mİ? ENDÜSTRİYEL Mİ?

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

Puslu Manzaralar. Yazar Volkan DURMAZ Cuma, 16 Ağustos :35 - Son Güncelleme Cuma, 16 Ağustos :44 1 / 9

============================================================================

Hazırlayan: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen

Transkript:

N i k o l a y S e m y o n o v i ç L e s k o v Aptalcýk1 Çeviren: Birsen Karaca Kimler aptal olarak kabul edilir? Sanki bunu herkes biliyormuþ gibi ama bundan ne anladýklarýný kontrol edersek, hiçbirinin aptal konusunda ayný þeyi anlamadýðý ortaya çýkar. Her bir sözcüðün anlamýnýn açýklandýðý akademik sözlükte þöyle tarif ediliyor: aptal, kýt akýllý insan, alýk, akýldan yoksun, akýlsýz, soytarý... Bu açýklamayý güçlendirmek için konuþma dilinden bir de örnek veriliyor: Aptaldý ve de aptal olarak kalacak. Aptalcýk, aptal sözcüðünün yumuþatýlmýþ þeklidir. Bundan daha bilimsel bir açýklama aramak gereksiz. Diðer yandan, yaþamda da kendilerine bu lakabýn verildiði böyle aptallarla veya aptalcýklarla karþýlaþýlýyor ama bunlarýn akýlsýzlýkla, alýklýkla ve de soytarýlýkla hiçbir þekilde iliþkileri yok... Bu tür insanlar ilginçtir, ben de burada böyle birisini anlatacaðým. Bizim köyde Panka 2 adýnda kimi kimsesi olmayan köle bir erkek çocuk vardý. Beyin evinde büyüdü, ne verirlerse onu giyer, yemeðini de sýðýrtmaç kadýnla ve onun çocuklarýyla birlikte ortak sofrada yerdi. Görevi herkese yardým etmek ti. Bu, çiftlikte görevli olan herkesin Panka'ya her türlü iþini yaptýrma hakýna sahip olduðu anlamýna geliyordu, onun da hiç durmaksýzýn çalýþtýðý. Onu þimdi hatýrladýðým kadarýyla: kýþ günlerinde -bizim oralarda kýþ çok þiddetli olur- yerlerimizden kalkýp koþarak pencerelere yaklaþtýðýmýzda Panka, sýðýrlar ve kümes hayvanlarý için hazýrlanmýþ kuru ot ve saman demetleriyle, tahýl ve diðer taneli yemlerle dolu kýzaklarý çekiyor olurdu. Biz henüz kalkarken o çalýþmaktan yorgun düþmüþtür artýk. Onu ender olarak sýðýr damýnda oturmuþ küçük bir ekmek parçasýný yerken, sonra da üzerine aðaç kepçeye doldurduðu suyu içerken görürdün. Ne o, Panya yalnýzca yavan ekmek mi geviyorsun? diye sorarsan. O da þakayla: Niye y avan' 3? Baksana, temiz suyla katýlmýþ, cevabýný verir. Baþka þeyler de isteseydin ya: lahana, hýyar veya patates! Panya baþýný sallar: Daha ne olsun!... Týka basa doydum, þükürler olsun sana Tanrým! der. Kýzaðýn kayýþýný kuþanýr ve malzemelerin kâh birini, kâh diðerini taþýmak için yeniden avluya gider. Ýþi hiç bitmezdi; çünkü herkes ÝMGE ÖYKÜLER YIL 1, SAYI 2, NÝSAN-MAYIS 2005 121

NÝKOLAY SEMYONOVÝÇ LESKOV ondan kendisine yardým etmesini isterdi. Kâh at damýný, kâh ahýrý temizlerdi, kâh sýðýra yem verirdi, kâh koyunlarý suya götürürdü, akþamlarý ise kendisi ve baþkalarý için patik örerdi, herkesten sonra yatardý, aydýnlýk sökmeden herkesten önce de kalkardý, hep çok kötü ve cimrilere özgü giyinirdi. Ona kimse acýmazdý, herkes: Aman ona bir þey olmaz, aptalcýk, derdi. Aptalýðý nerden belli? Her þeyinden... Örneðin? Örneðe ne gerek var! Bak, sýðýrtmaç kadýn tüm hýyar ve patatesleri kendi çocuklarýna veriyor, ona da bir parça bile... Ama o da onlardan istemiyor, onlardan þikâyet de etmiyor, aptal! Biz, çocuklar bunu pek anlayamýyorduk; Panka'dan aptalca tek bir sözcük duymuyorduk, hatta ondan þefkat görüyorduk; çünkü bize oyuncak deðirmenler ve akaðaç kabuðundan kutular yapardý. Ama biz de, evdeki herkes gibi, Panka aptalcýk derdik, hiç kimse de buna karþý çýkmazdý; kýsa süre sonra bu öyle yerleþti ki, artýk tartýþýlamaz oldu. Bizim çiftlik için çok katý bir kâhya tutmuþlardý. Kâhya her türlü suçundan dolayý insanlarý cezalandýrmayý seviyordu. Atlarýn koþu pistindeyken bile her tarafý kolaçan ederek giderdi: Bir yerlerde aksaklýk var mý? diye. Düzensizliði fark edince de hemen durur, suçluyu çaðýrýr ve cezalandýrýr: Yazýhaneye git ve benim adýma temsilciye söyle, sana yirmi beþ deðnek vursunlar; kurnazlýk edersen, akþam huzurumda bu cezanýn iki katýný vermelerini emrederim. Affetmesini dilemeye cesaret bile edemezlerdi, çünkü buna katlanamazdý ve cezayý artýrýrdý. Bir keresinde þöyle bir olay oldu. Bu kâhya atla giderken taze ekinlerin içerisinde taylarýn gezindiðini ve yeþil buðdaya yalnýzca yayýlmadýklarýný, tepelediklerini ve toynaklarýyla da kökünden söktüklerini görüyor... Kâhya baðýrýp çaðýrýyor. Bu sene taylarý beklemekle Petruþa görevlendirilmiþti. Bu çocuk, patatesi Panka'ya vermeye kýyamayýp da hepsini kendi çocuklarýna ayýran bizzat o Arina'nýn/sýðýrtmaç kadýnýn oðluydu. Bu Petruþa, o sýralarda on iki yaþlarýndaydý ve beden olarak Panka'dan çok daha ufak ve narindi. Bu yüzden de ona peynirli çörek diye sataþýrlardý. Kýsacasý, annesi tarafýndan þýmartýlan bir çocuktu ve iþ için zayýf, fiziksel cezalar için ise dayanýksýzdý. Taylarý sabah erken, çiyler oluþurken dýþarý çýkarmýþ ve soðuktan üþüyüp titremeye baþlamýþ. O da oturmuþ, büzülerek örtünmüþ. Isýnýnca da uyku bastýrmýþ: O da uyumuþ, taylar da bu sýrada ekine girmiþler. Kâhya bunu görünce Petya'ya kamçýyla vuruyor: Panka hem senin iþine hem de kendi iþine göz kulak olsun, sen de hemen þimdi yazýhaneye git ve seçilmiþ olan kiþiye sana yirmi deðnek vurmasýný söyle. Bunu ben eve dönünceye kadar yapmamýþsan, huzurumda sana bunun iki katý ceza verdiririm, diyor. Bunlarý söyleyip uzaklaþýyor. Petruþa gözyaþlarýna boðulmuþ. Tüm bedeni titriyormuþ; çünkü ona henüz hiç deðnek cezasý vermediler. Pankaya: Sevgili kardeþim, Panyuþka, çok korkuyorum... söyle, ne yapmalýyým? Panka onun baþýný okþuyor ve: Ben de çok korkmuþtum... Ne yaparsýn... Ýsa'yý dövdüler... diyor. Ama Petruþa daha da acýklý aðlýyor: Gitmek de korkutuyor, gitmemek de korkutuyor... En iyisi kendimi suya atayým, diyor. Panka onu ikna etmek için konuþuyor, konuþuyor, sonra da: Tamam, bekle: Sen burada kal, hem 122 ÝMGE ÖYKÜLER YIL 1, SAYI 2, NÝSAN-MAYIS 2005

APTALCIK benim iþime hem kendi iþine göz kulak ol, ben hemen koþarak gidiyorum, senin yerine dayaðý ben yiyeceðim. Belki, Tanrý sana acýr. Haline bak da gör, ne kadar korkaksýn, diyor. Petruþa: Nasýl, Panyuþka, dayak mý yiyeceksin? diye soruyor. Evet, aklýma çare olarak bu geldi, dayak yiyeceðim! diyor ve tarladan geçip kestirmeden çitliðe doðru koþmaya baþlýyor, bir saat sonra geri geliyor ve gülümsüyor: Korkma, Petka, her þey halloldu, hiçbir yere gitme, cezadan kurtuldun, diyor. Petka: Yapacak bir þey yok, ona inanmak zorundayým, diye düþünüyor ve gitmiyor. Kâhya akþamleyin yazýhaneye gidiyor ve görevliye soruyor: Küçük çoban sabahleyin dayak yemek için geldi mi? Nasýl gelmez, geldi, efendim, diyor görevli. Islattýnýz mý? Evet, ýslattýk. Esaslý mýydý? Ýyice dövdük. Mesele kapanýyor. Ama sonra öðreniyorlar ki, cezalandýrýlan çoban Pyotr'ý deðil, Panka'yý dövmüþler. Bu haber tüm çiftlikte ve köyde duyuldu. Herkes Panka'yla alay etti ama Petya'yý da dövmeye kalkýþmadýlar. Ne yapalým, madem aptal onu kurtarmýþ, bir kiþinin suçu için kýzýlcýk sopasýyla iki kiþi cezalandýrýlmaz, dediler. Gördünüz ya, bizim Panka gerçekten de aptal deðil miymiþ? O hep böyle oldu ve böyle de yaþadý. Birkaç yýl sonra Kýrým'da savaþ çýktý ve rekrut 4 toplamaya baþladýlar. Köyde bir aðýttýr baþladý: Hiç kimse savaþta acý çekmek istemiyordu. Özellikle anneler oðullarý için çýrpýnýyorlardý, herkes kendi oðluna yanýyordu. O günlerde Panka da erginlik yýllarýný tamamlamýþtý; çat kapý sahibi olan pomeþçike gidiyor ve rica ediyor: Söyleyin, beni þehre götürüp askere versinler. Bu heves de nerden? Öylesine, birdenbire içime büyük bir heves geldi, diyor. Niye? Ýyice bir düþün. Hayýr, düþünecek zaman yok, diyor. Neden düþünecek zaman yok? Etrafta herkesin aðladýðýný duymuyor musunuz; ama ben tanrýnýn sevgili kuluyum, benim için aðlayacak kimsem yok, ayrýca ben de gitmek istiyorum. Vazgeçirmek için uðraþýyorlar: Haline bir bak, ne kadar biçimsizsin! Herhalde savaþ alanýndaki herkes sana gülmekten çatlar. Ama o: Daha iyi ya! Kahkaha atmak dövüþmekten daha eðlencelidir. Herkes neþelenirse, o zaman birbirleriyle de barýþýrlar, diye cevap veriyor. Ona bir kez daha: En iyisi sen avun ve evde otur! diyorlar. Ama o kendi düþüncesinde diretiyor: Hayýr, ben gidersem avunacaðým, diyor. Onu avuttular: þehre götürdüler ve rekrutlara teslim ettiler. Teslim etmeye gidenler dönünce herkes merakla sormaya baþladý: Ee, bizim aptal nasýldý? Teslim ettikten sonra onu görmediniz mi? Elbette gördük, diyorlar. Herhalde, ne kadar hantal, deðil mi? diye onunla alay ediyorlardýr. Evet, ilk zamanlarda gülüyorlardý ama ona harçlýk diye verdiðimiz iki rubleye pazardan herkes için koca bir tepsi dolusu nohutlu ve pirinçli börek satýn almýþ ve herkese teker teker daðýtmýþ ama kendini unutmuþ... Herkes kafasýný sallamaya baþlamýþ ve elindekinin yarýsýný bölmeye koyulmuþ. Ama o utanýp: Olur mu hiç, kardeþlerim, ben bunu kurnazlýk olsun diye yapmadým! Yiyiniz, demiþ. Acemi birliðindeki herkes ona dostça övgüler yaðdýrmaya baþlamýþ: Sen ne kadar iyi yürekliymiþsin! diye. Kýþlada sabahlarý herkesten önce kalkýyormuþ, her þeyi toparlýyormuþ ve kýdemli askerlerin çizmelerini ÝMGE ÖYKÜLER YIL 1, SAYI 2, NÝSAN-MAYIS 2005 123

NÝKOLAY SEMYONOVÝÇ LESKOV temizliyormuþ. Onu övüyorlar, ihtiyarlar da bize: O sizin oralarda aptal, öyle mi? diye sordular. Onu götürenler de: Aptal deðil ama... Doðuþtan azýcýk öyle, diyorlar. Böylece Panka tüm aptallýðýyla askerlik yapmaya gitti ve bütün savaþý profoslarda 5 geçirdi -herkesin arkasýndan geride çukurlar kazarak ve pislikleri gömerek. Tezkereyi aldýktan sonra da çoban olduðu için bozkýr Tatarlarýnýn yanýnda at yýlkýlarýný gütmek üzere iþe girdi. Penza'dan Tatarlarýn yanýna gitti ve uzun yýllar geri dönmedi. Atlarý güderken memleket memleket gezdi durdu -uzaklarda bir yerlerde, o zamanlar bölgenin büyük zengini Cangar Han'ýn konakladýðý susuz Narýn Çölleri'nde. Cangar Han, Sura'ya at satmaya geldiði zamanlarda hemen kendisine halim salim birisiymiþ süsü verirdi, oysa bozkýrda, kendi yurdunda canýnýn istediðini yapardý: istediðini cezalandýrýr, istediðini affederdi. Vahþi bozkýrýn derinliklerinde onu kontrol etmek olanaksýzdý. O da nasýl isterse, öyle davranýyordu. Ama bu þekilde baþýna buyruk hareket eden tek o deðildi: böyle baþkalarý da vardý, bunlarýn arasýndan adý Habibulla olan yaman bir hýrsýz peydah olmuþ. Bu, Cangar Han'ýn en iyi atlarýný çalmaya dadanmýþ, uzun süre onu yakalayamamýþlar. Derken, bir grup Tatarla diðer grup Tatar arasýnda arbede çýkmýþ, Habibulla'yý hem yaralamýþlar hem de ele geçirmiþler. Ama zaman öyle bir zamandýr ki, Cangar Han Penza'ya gitmek için acele etmektedir: Kalýp Habibulla'yý yargýlamasý ve diðer hýrsýzlarýn yüreðine korku salmak için ona müthiþ bir ceza vermesi olanaksýzdýr. Cangar Han, Penza'daki pazara geç kalmamak ve Rus yöneticilerinin bulunduðu yerlerde yanýnda Habibulla ile görünmemek için, bir atla Panka'yý ve at zinciriyle baðlanmýþ yaralý Habibulla'yý küçük ve suyu çekilmekte olan bir kaynaðýn baþýnda býrakmaya karar vermiþ. Darý ve bir kýrba su býrakýp Panka'yý da sýký sýký tembihlemiþ: Bu adama kendi ruhun gibi sahip ol! Anladýn mý? Panka: Anlamayacak ne var! Hepsini anladým, dediðini harfi harfine yapacaðým, diyor. Cangar Han ordusunun tamamýný alýp gitmiþ, Panka da Habibulla ile konuþmaya baþlamýþ Yaptýðýn hýrsýzlýk baþýna ne iþler açtý görüyorsun ya! Sen ne büyük bir yiðitmiþsin ama iyiliðine deðil kötülüðe yiðitsin. Düzelebilsen ne iyi olur. Habibulla: Eðer þimdiye kadar düzelememiþsem, bundan sonra hiç düzelmem, diye cevap veriyor. Ne demek Hiç'! Bir insanýn düzelmesi için yalnýzca istemesi yeterli, gerisi kendiliðinden gelecektir... Senin ruhun da tüm diðer insanlarýnki gibi: Sen kötülüðü býrak, Tanrý daha iyisini yapman için hemen sana yardým edecektir, bir de bakmýþsýn her þey daha iyiye gidiyor. Habibulla dinliyor ve içini çekiyor: Hayýr, artýk bunu düþünmek bile yersiz, diyor. Neden yersizmiþ? Çünkü zincirliyim ve ölümü bekliyorum. Ama ben seni çözeceðim ve serbest býrakacaðým. Habibulla kulaklarýna inanamýyor, Panka ise ona tatlý tatlý gülümsüyor: Sana þaka yapmýyorum, doðruyu söylüyorum. Han bana seni kendi ruhum gibi korumamý söyledi, sen bilir misin ruh nasýl korunmalýdýr? Ona acýmak deðil, onu baþkasý için feda etmek gerekir. Ýþte þimdi ben de bunu yapmalýyým, çünkü baþkalarý acý çekerken ben tahammül edemiyorum. Þimdi seni çözeceðim ve atýn üzerine oturtacaðým, 124 ÝMGE ÖYKÜLER YIL 1, SAYI 2, NÝSAN-MAYIS 2005

APTALCIK çek git, kendini kurtar, kurtuluþunun nerede olduðunu düþünüyorsan. Ama eðer yeniden kötü iþler yapmaya baþlarsan, beni aldatamazsýn, Tanrý'yý da. Bunlarý söyledikten sonra eðilmiþ ve Habibulla'nýn zincirlerini kýrmýþ, sonra da onu atýn üzerine oturtmuþ: Nereye istersen git! demiþ. Kendisi de burada Cangar Han'ýn dönüþünü beklemeye baþlamýþ. Çok uzun süre beklemiþ, kaynak kuruyuncaya ve neredeyse kýrbadaki su bitinceye kadar. Tam o sýrada Cangar Han maiyetindekilerle birlikte gelmiþ. Han etrafa iyice bakýnýp soruyor: Habibulla nerede? Onu serbest býraktým. Nasýl serbest býraktýn? Neler söylüyorsun sen? Senin emrinle ve kendi isteðimle yaptýðým þeyi söylüyorum. Sen bana onu ruhun gibi koru diye emir verdin, ben ruhumu böyle koruyorum, ruhumun yakýnýmdakiler için acý çekmesini istiyorum... Sen Habibulla'ya iþkence yapmak istiyordun deðil mi ama ben baþkalarýnýn acý çekmesine katlanamýyorum. Al, onun yerine bana iþkence etmelerini emret. Benim ruhum da mutlu olsun ve tüm korkulardan arýnsýn, çünkü ben ne senden ne de bir baþkasýndan bir damlacýk olsun korkuyorum. O zaman Cangar Han gözlerini etrafta gezdirmeye baþlamýþ, baþýndaki takkeyi düzeltmiþ: Hele hepiniz yaklaþýn bakayým bana, size ne diyeceðim, bana öyle geliyor ki, diyor. Çevredeki Tatarlar Cangar Han'dan çekinmiþler. Han ise onlara sessizce: Bu durumda Panka'yý cezalandýrmanýn da olanaksýz olduðunu kabul etmek gerek, çünkü belki de, onun kalbinde bir melek vardý... diyor. Tatarlar da hep bir aðýzdan sessizce: Evet, ona kötülük yapamayýz. Bunca yýldýr onu anlayamadýk ama þimdi bir anda hepimiz için anlaþýlýr oldu. Belki, o bir ermiþtir, diye cevap vermiþler. 1. Rusçada özel adlarýn küçültülmüþ þekli farklý amaçlar için kullanýlýr. 1) Adýn sahibi yaþ olarak çok küçüktür. 2) Eðer adýn sahibi anlatýcýdan yaþça küçük ya da yaþýtýysa, anlatýcýnýn hitap ettiði kiþiye karþý samimiyetini, sevgisini ve sempatisini dile getirme yoludur. 3) Çocukluk çaðýný çoktan tamamlamýþ kiþilerin adlarýnýn küçültülmüþ biçimiyle kullanýldýðý durumlarda, adýn sahibinin zihinsel yetersizliði vurgulanýr. 2. Rusça metinlerde özel adlarýn kullaným þekli anlatýcýnýn eser kiþilerine karþý tutumunu, eðer verilmemiþse kiþilerin yaþýný ve sosyal statüsünü belirlemede de önemlidir. 3. Burada yazar kelime oyunu yapýyor. Bunun için, bu cümlede yavan anlamýnda kullanýlan suhoy sözcüðünün ilk sesi olan s yi sözcükten ayýrýyor. Böylece s tanýmlýk olarak iþlev görürken uhoy ise, uha sözcüðünün adýn araçlý (ile) halinde çekim almýþ durumunu gösteriyor. Adýn s uhoy þeklinde çekimli haliyle kullanýlmasý sonucunda Rus mutfaðýnda taze balýkla yapýlan ve çok sevilen çorbanýn adý olan uha sözcüðü netleþiyor ve uha ile anlamý ortaya çýkýyor. Dolayýsýyla, Panya'nýn Baksana temiz suyla katýlmýþ diye devam eden cevabýnda çorbaya konulan suyun niteliði kastedilmektedir. 4. Yazar burada aslý Fransýzca recruter olan sözcüðün Almanca rekrut þeklini kullanýyor. Sözcüðün metindeki anlamý: askerlik hizmetine yeni baþlayan, yeni seçilen, acemi er, acemi nefer. 5. Yazar burada aslý Latince propositus olan sözcüðün Almanca profos þeklini kullanýyor. Sözcük metinde Almancadakinden çok uzak bir anlamda laðýmlarda yerine kullanýlýyor. ÝMGE ÖYKÜLER YIL 1, SAYI 2, NÝSAN-MAYIS 2005 125

NÝKOLAY SEMYONOVÝÇ LESKOV (1831-1895) Bazý eserlerinde Stebnitski adýný kullanmýþtýr. Baba tarafýndan ailesi ruhban sýnýfa aittir. Ýlk eðitimini anne tarafýndan akrabalarýnýn yanýnda kaldýðý dönemde onlarýn çocuklarýyla birlikte evde özel öðretmenlerden almýþtýr. Leskov edebiyat dünyasýna otuz yaþlarýndayken, bir baþka deðiþle dünya görüþünün biçimlenme aþamasý belirli ölçüde tamamlandýktan sonra girmiþtir. Çarlýk sistemine alternatif öneren ilerici demokratlarýn devrim kuramlarý Leskov'a temelsiz görünmektedir. Diðer yandan, kölelik sistemenin kaldýrýlmasýnýn ardýndan yaþanan bulanýmlar da Leskov'u Rusya'nýn geleceðini tarihin derinliklerinde aramaya yönlendirmiþtir. Buna paralel olarak, Nekuda/ Gidecek Hiçbir Yer Yok ve Na najah/býçak Sýrtýnda adlý romanlarýyla nihilistleri eleþtirmektedir. Yazar hem yönetimdeki hem de yönetime karþý olan gruplarýn edebiyat alanýndaki temsilcileriyle -ne halkçýlarla ne slavyanofillerle, ne Batýlýlaþma taraftarlarýyla ne liberallerle ne de tutucularla- uyuþamaz. Sonuç olarak, yazar bu tutumu için çok aðýr bir bedel ödemiþtir. Bugün Rus edebiyat çevreleri tarafýndan sanat deðeri öykü alanýnda Çehov'la kýyaslanan ve Rus edebiyatýndaki yeri Ostrovski, Turgenev, Dostoyevski ve Tolstoy'un yanýnda gösterilen Leskov'un eserlerini dönemin eleþtirmenleri dikkate almazlar, alanlar ise onu ya eleþtirilerinden dolayý ölçüsüzlükle suçlarlar ya da kötülüðün yeteneði olarak adlandýrýrlar. Hatta aralarýnda ikinci sýnýf yazar olarak nitenledirenler de var. Leskov, edebiyat dünyasýnda öykü yazarý kimliðiyle ön plana çýkýyor. Eserlerinde eski Rus edebiyatýna, halk edebiyatýna, kilise edebiyatýna, efsanelere ait motifler, karakterler ve dil Leskov'a özgü kullaným biçimiyle varlýðýný hissettirir. Buna ilave olarak, dil araçlarýný kullanmaktaki ustalýðý Leskov'un en dikkat çeken özelliði olarak gösterilmektedir. Yarattýðý eser kiþileri arasýnda ermiþler vardýr. Eserleri genellikle Shakespeare'e özgü trajik bir sonla biter. Eserleri: Nekuda: Roman (1864), Ledi Makbet Mtsenskogo uyezda: Uzun öykü (1865), Oboydnenie: Roman (1865), Na najah: Roman (1872), Zapeçatlyonnýy angel: Kýsa öykü (1873), Oçarovannýy strannik: Uzun öykü (1873), Çelovek na çasah: Küçük öykü (1887), Kadetskiy manastýr: Küçük öykü (1880), Lyovþa: Küçük öykü (1881), Puteþestviye s nigilistom: Küçük öykü (1882), Zver: Küçük öykü (1883), Ýnjenerý-bessrebrenniki: Küçük öykü (1887) vd. 126 ÝMGE ÖYKÜLER YIL 1, SAYI 2, NÝSAN-MAYIS 2005