İstanbul bu anı hiç unutmayacak İstanbul, Avrupa Yakası ndan sonra Anadolu Yakası da metrosuna kavuştu. 7 de en hızlı sizin haberiniz olsun Partimize üye olan ve Partimizle iletişim kurmak isteyen herkesle daha hızlı iletişime geçiyoruz T.C KİMLİK NUMARANIZI 3412 YE GÖNDERDİNİZ Mİ? Suriye ye NOTA Şam'daki Türkiye'nin elçilik binasının basılmasıyla ilgili Suriye'nin Ankara maslahatgüzarı, Dışişleri Bakanlığı'na çağrılarak, nota verildi. 2 de AKT E YIL: 2011 SAYI :110 15-22 KASIM 2011 BÜLTEN İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI Ş K İ L A T İ Ç İ H A F T A L I K B Ü L T E N İ AZİZ BABUŞCU AK PARTİ İL BAŞKANI TERÖRÜ DE BİTECEK, DEPREMLERİN YOL AÇTIĞI HASARLAR DA Türkiye AK Parti iktidarlarıyla birlikte, 9 yıl içinde milletimizin özgürlük, refah ve mutluluğunun sağlanması adına çok sarsıcı değişimler yaşadı. 3 te 15 yıl önce verdiği sözü tuttu Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın bir uçakta karşılaştığı Rizeli esnaf Enver Aslan'a 15 yıl önce verdiği söz üzerine, iş yerine giderek Aslan'ı ziyaret etti 8 de Bayramlaşma coşkusu Kurban Bayramı nedeniyle düzenlenen bayramlaşma töreni İstanbul İl Başkanlığımızda yapıldı. 6 da BAŞBAKAN SÖZ VERDİ Başbakanımız Erdoğan, hedeflerinin ağustos sonuna kadar kalıcı konutları büyük ölçüde bitirmek olduğunu söyledi. Büyükşehir ekipleri 5 kişiyi kurtardı 4 te Erciş Meydanı'nda halka hitap eden 'Burada bugün 10 civarında bakanım var. Hep beraber geldik. Siz diğerlerinin söylediklerini bırakın. Bunların yapacağı hiçbir şey yok, sadece istismar yapıyorlar. Biraz şu kış şartlarında zorda kalacağız, ama biz bütün imkanları seferber ederek, çadırla, konteynerle, yemekti, aştı, yiyecekti, ilaçtı her şeyiyle seferber olacağız. İnşallah bunları da Allah'ın izniyle atlatacağız. Başbakanımız 'Bu arada başka bir adımı atıyoruz. Ben size palavra atamam. Palavracı genel başkanlardan değilim. Palavracı başbakanlardan da değilim. 5 te
AK BÜLTEN GÜNCEL 02 Suriye'ye nota Şam'daki Türkiye'nin elçilik binasının basılmasıyla ilgili Suriye'nin Ankara maslahatgüzarı, Dışişleri Bakanlığı'na çağrılarak, nota verildi.. Türkiye, 12 Kasım gecesi Suriye de rejim yanlısı göstericiler tarafından Türkiye nin Şam Büyükelçiliği, Halep Başkonsolosluğu ve Lazkiye Fahri Konsolosluğu na karşı düzenlenen saldırıları şiddetle kınadı. Dışişleri Bakanlığı, Ankara daki Suriye Maslahatgüzarına nota verirken Suriye deki Türk temsilciliklerinde görevli personelin ailelerinin tahliyesine başlandı. Dışişleri Bakanlığı ndan yapılan açıklamada Türkiye nin Suriye deki temsilcilere yönelik saldırıların Arap Ligi nin 12 Kasım da Suriye ye ilişkin aldığı bir karar sonrasında gerçekleşmesi ve en güçlü ve yoğun biçimde Türk misyonlarını hedef almasının manidar olduğu belirtierek şöyle devam edildi: "Gerek Türkiye nin, gerek diğer ülkelerin Suriye deki diplomatik ve konsüler temsilciliklerinin güvenliğinin sağlanması için her türlü önlemin alınması, Diplomatik ve Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmeleri uyarınca öncelikle Suriye Devleti nin yükümlülüğü altındadır. Ayrıca, uluslararası ilişkilerdeki yerleşik teamül de bunu gerektirmektedir. Dolayısıyla yabancı temsilciliklerin ve mensuplarının korunması, kabul eden devlet bakımından temel bir sorumluluk ve onur meselesidir. Bu hususu bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyoruz. Suriye Yönetimi nin, vakit kaybetmeksizin sözkonusu saldırıların sorumlularını tespit etmeye ve bu kişiler hakkında gerekli adli süreci başlatmaya davet edildiği açıklamada şöyle devam edildi: Türkiye, bu olayın yinelenmemesini teminen Suriye Yönetiminin gerekli her türlü tedbiri biran önce almasını, Suriye deki diplomatik ve konsüler temsilciliklerimiz ve bağlı kuruluşlara yönelik güvenlik önlemlerinin artırmasını ve temsilciliklerimiz ile bağlı kuruluşlarının güvenliğinin sağlandığı hususunda tarafımıza güvence vermesini beklemektedir. Türkiye, önümüzdeki günlerde tüm bu hususların takipçisi olmaya ve gelişmelere göre gerekli gördüğü önlemleri almaya kararlıdır. Dışişleri, Türkiye nin, sözkonusu saldırılar sonucunda Suriye deki diplomatik ve konsüler temsilciliklerinde meydana gelen maddi zarara ilişkin olarak uluslararası hukuktan kaynaklanan yasal haklarını da mahfuz tuttuğunu vurguladığı açıklamada Bugün Ankara daki Suriye Maslahatgüzarı Bakanlığımıza davet edilerek kendisine bu hususlar güçlü ifadelerle aktarılmış ve bir de Nota tevdi edilmiştir denildi. Sözkonusu saldırılar üzerine, Suriye deki diplomatik ve konsüler temsilciliklerde görevli personelin aile fertlerinin Türkiye'ye tahliyesine bugün başlandı. Diplomatik ve konsüler temsilciliklerde görevli personel görevlerine devam ediyor. Dışişleri Bakanlığı, Türk vatandaşlarının zorunlu sebepler dışında Suriye'ye seyahat etmekten kaçınmaları uyarısında bulundu. Bakanlıktan yapılan duyuruda, "Suriye'de güvenliği olumsuz etkileyen son gelişmeler çerçevesinde kamu düzeninin sağlanmasında yaşanan sıkıntılar nedeniyle, vatandaşlarımızın mücbir sebepler dışında Suriye'ye seyahat etmekten kaçınmaları uygun olacaktır" denildi. Suriye'de yaşayan Türk vatandaşlarının ise gelişmeleri izleyerek tedbirli ve müteyakkız olmaları, bu bağlamda başta Humus, İdlip ve Halep olmak üzere, olayların yoğunluk kazandığı şehirlere seyahat etmekten imtina etmeleri, Türkiye'nin Şam Büyükelçiliği ve Halep Başkonsolosluğu ile irtibat içinde kalmaları da tavsiye edildi. Türkiye'nin son 10 yıldaki başarısı Arap dünyasını etkiledi FT'nin Türkiye muhabiri Daniel Dombey'in, Cumhurbaşkanımız Gül'le yaptığı mülakata "Ankara, bölgesel konumunun keyfini sürüyor" başlığıyla gazetenin dünya haberleri bölümünde yer verildi. Dombey, Gül'ün demecinde "Türkiye'nin dünya sahnesinde artan rolünü vurguladığını, Suriye'yi PKK'yı Türkiye'ye karşı kullanmaması için uyardığını, ABD ile ilişkilerin hiç olmadığı kadar sağlıklı olduğunu söylediğini" yazdı. FT muhabiri Dombey Cumhurbaşkanı Gül'le yaptığı mülakatı, Türkiye'nin Ortadoğu ve daha ötesindeki diplomatik etkinliğini ve Washington ile Ankara arasındaki yeni yakınlığı anlatan bir "ufuk turu" olarak nitelendirdi. Dombey, ABD ile Türkiye arasında geride kalan anlaşmazlığın "Arap Baharına" ilişkin farklı tepkilerden kaynaklandığını kaydetti. Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın yaklaşım farklılıkları olduğunu yazan Dombey, ancak her ikisinin de Türkiye'nin bölgesinde büyüyen rolüne dikkat çektiğini bildirdi. Röportajda Gül'ün "Türkiye'nin özellikle geçen 10 yıldaki başarısı Arap dünyasını etkiledi" dediğini kaydeden Dombey, Gül'ün Türkiye'nin laik, demokratik, serbest piyasaya sahip, Müslüman çoğunluğun yaşadığı bir ülke olduğunu söylediğini bildirdi. Gül'ün bu nedenle Arap dünyasının Türkiye'yi yakından izlediğini ve Türkiye'nin Arap dünyasına dolaylı bir etkisi olduğunu söylediği kaydedildi. Dombey, Suriye'nin geçmişte olduğu gibi PKK'ya destek vermek gibi tehlikeli bir oyuna girişeceğini zannetmediğini kaydeden Gül'ün, yine de gelişmeleri yakından izlediklerinin altını çizdiğini belirtti. FT Gül'ün konuya ilişkin, "Böyle bir tehlikeli oyuna girişmeyeceklerini umuyorum ve girişmemelerini şiddetle tavsiye ediyorum. Böyle yapacaklarını düşünmüyorum ancak konuyu yine de yakından izliyoruz" sözlerini aktardı. Gül'ün, Ankara'nın AB üyeliği için çalışmalarını, birliğin bazı üyelerinin olumsuz tavrına karşın sürdüreceğini söylediğini kaydeden FT, Gül'ün ülkenin düşük bütçe açığı ve kamu borçlarını kastederek, "Şu anda Maastricht kriterleri açısından birçok AB ülkesinden daha iyi durumdayız" dediğini bildirdi. Daniel Dombey Gül'ün Washington ile ilgili sözlerinin Brüksel'le ilgili sözlerinden daha sıcak olduğunu yazarak, Abdullah Gül'ün "ABD ile ilişkilerin hiç olmadığı kadar sağlıklı olduğunu" ifade ettiğini kaydetti.
AK BÜLTEN AKTÜEL 03 AK PARTİ İL BAŞKANI AZİZ BABUŞCU TERÖRÜ DE BİTECEK, DEPREMLERİN YOL AÇTIĞI HASARLAR DA Türkiye AK Parti iktidarlarıyla birlikte, 9 yıl içinde milletimizin özgürlük, refah ve mutluluğunun sağlanması adına çok sarsıcı değişimler yaşadı. 9 yıl önce, şu an içinde bulunduğumuz mevcut durumu bir vaat olarak söyleseydiniz, birçok insan belki de gülüp geçerdi. Hem ekonomide, hem demokratikleşmede, hem de dış politika alanında gerçekten çok büyük işler başarıldı. Özellikle demokratikleşme sürecimizin temel dinamiklerini iyi anlamazsak, son dönemlerdeki terör faaliyetlerini de hakkıyla analiz etmemiz mümkün olmaz. AK Parti iktidarlarıyla birlikte Türkiye, terörün kendine gerekçe olarak göstermeye çalıştığı ve sömürdüğü hususları cesur hamlelerle birer birer ortadan kaldırdı. Tabu görülen her konu konuşuldu, saçma sapan yasaklar kaldırıldı, bunun sonucunda da Kürt kardeşlerimizin görece olarak daha yoğun yaşadığı yerlerde AK Parti hep birinci parti oldu. Eksiklikler yok mu? Elbette var. Ve biz tüm eksiklikleri demokrasi içinde ortadan kaldırmaya kararlıyız. Yeni anayasa süreci de bu anlamda ülkemiz için yeni bir aydınlık, yeni bir milat olacaktır. Bazıları ne kadar tahrik etmeye çalışırsa çalışsın; Başbakanımızın da altını ısrarla çizdiği üzere, biz sorunlarımızı demokrasi içinde çözme yolundan asla vazgeçmeyeceğiz. Bunu yaparken şiddete de asla hoşgörü göstermeyeceğiz. Şiddet hiçbir zaman hak aramanın mazereti olamaz. Çünkü insan canı her şeyin üstündedir. Demokratikleşme sürecimizin temel dinamiklerini iyi anlamazsak, son dönemlerdeki terör faaliyetlerini de hakkıyla analiz etmemiz mümkün olmaz. AK Parti iktidarlarıyla birlikte Türkiye, terörün kendine gerekçe olarak göstermeye çalıştığı ve sömürdüğü hususları cesur hamlelerle birer birer ortadan kaldırdı. Bunun sonucunda da Kürt kardeşlerimizin görece olarak daha yoğun yaşadığı yerlerde AK Parti hep birinci parti oldu. Hayatta her şeyin telafisi vardır da masum yere kıyılan bir canın asla! Biz istiyoruz ki, muhalefet de bulunan tüm partiler, günü birlik siyasi çıkar hesaplarını bir kenara bırakıp ülkemizin sorunlarını çözme noktasında hep beraber çalışma irademize destek olsunlar. Elbette eleştirsinler, yanlış gördükleri hususlarda iktidarı uyarsınlar. Ama bunu yaparken ölçüsüz bir populizme düşmesinler. Muhalefetlerini, Milletin ve ülkenin ali çıkarlarını parti çıkarlarının üstünde görmek olgunluğu içinde yapsınlar. Sağlıklı bir muhalefet bir ülkenin en az iktidar kadar ihtiyacıdır ve biz bunun bilincindeyiz. Ne yazık ki muhalefet, bu konularda sağlıklı CHP terör gibi depremi de hep bir siyasi istismar vesilesi yapmaya çalıştı. Biliyorsunuz, İstanbul Büyükşehir Belediyemiz, deprem riskini gözeterek kentsel dönüşüm programları çerçevesinde bazı semtleri taşıyorlar... Üstelik evlerinden çıkartılan vatandaşlara, terk ettikleri binaları yeniden yaparken daha fazla imar vererek ilave avantajlar sağlıyorlar. Biz bunu yaparken CHP ne yaptı? Bu bölgelerde öyle bir kara propaganda yaptı ki, insanlara kendilerini evlerinden atıp ortada bırakacağımızı söyleyip durdular. en hızlı sizin haberiniz olsun Partimize üye olan ve Partimizle iletişim kurmak isteyen herkesle daha hızlı iletişime geçiyoruz bir görüntü çizmenin uzağındadır. Özellikle CHP AK Parti ne derse onun tersi anlayışını muhalefet sanma hastalığından bir türlü kurtulamıyor. Terör meselesinde de, halen yaralarını sarmak için milletçe seferber olduğumuz deprem konusunda da nasıl eder de AK Partiyi yıpratırız dışında bir yaklaşımları veya öngörüleri yok. Bir bakıyorsunuz; şehitlerimizin acıları bile politik ranta dönüştürülmeye çalışılıyor, bir bakıyorsunuz; yaşanan deprem faciasıyla ilgili olarak, biz, yaraları en hızlı nasıl sararız diye hummalı bir çalışma içindeyken, CHP, nasıl eder de halkı tahrik edip bu işi oya tahvil ederiz arayışına saplanıp kalmış. Halkçı olmakla halk dalkavukluğu siyaset biliminde birbirinden çok ayrı kavramlar. CHP nin deprem konusunu nasıl da siyasi bir istismar vesilesi yapmaya çalıştığına dair çok şey söyleriz gerekirse. Sadece bir örnek verelim: Biliyorsunuz, İstanbul Büyükşehir Belediyemiz, özellikle deprem riskini gözeterek kentsel dönüşüm programları çerçevesinde bazı projeler uyguluyor. Bu anlamda bazı semtleri taşıyorlar... Üstelik bunu yaparken de evlerinden çıkartılan vatandaşlara, terk ettikleri binaları yeniden yaparken daha fazla imar vererek ilave avantajlar da sağlıyorlar. Yani, vatandaşlarımız açısından bakıldığında bir yandan deprem riski azalıyor, bir yandan da binanın değeri artıyor. Biz bunu yaparken CHP ne yaptı? Kentsel dönüşüm projesi ilan ettiğimiz bölgelerde öyle bir kara propaganda yaptı ki, ortada sayısız aksine örnek olmasına rağmen insanlara kendilerini evlerinden atıp ortada bırakacağımızı söyleyip durdular. Başbakanımızın Bize oy kaybettirse de, depremlerin büyük hasarlara yol açmasını engellemek için gereken her tedbiri alacağız demesi, bu anlamda çok manidardır. Bizim için milletimizin dertlerini çözmek, oydan da, mevkilerden de önemlidir. Siyaseti öncelikle ahlaka, ilkeye ve erdeme dayandırmak, bizim olmazsa olmazımızdır. Biz bu anlayışla bugünlere getirdik ülkemizi. Daha güzel günlere de yine bu anlayışla taşıyacağız. T.C KİMLİK NUMARANIZI 3412 YE GÖNDERDİNİZ Mİ?
BÜLTEN AK HABERLER 04 Protestolar provakasyon Van'daki depremi yerinde takip eden Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, "Yağma yok, protestocular ise provakasyon yaptı" dedi. Çelik, yapılan yardımları da değerlendirdi. Türkiye soğuk bir hava dalgasına girdi. Böyle bir kış ortamında Van'daki ikinci deprem meydana geldi. Nedir son durum? Kızılay'ın göndermeye başladığı çadırlar önümüzdeki günlerde yerlerine ulaşacak. Onun dışında önceden verilen çadırlar var. Evet burada hava iyice soğudu, soğuk dalga başladı, kış şiddetini gösteriyor ve böyle bir ortamda Vanlılar sokaktalar, evlerinde hasar olmayanlar bile psikolojik olarak evlerine girmiyorlar, arabalarında kalmayı tercih ediyorlar. Kimi de şehri terk ediyor. Barınma ne durumda? Bir de çadır dışında başka sorun var mı? Mevlana evleri kuruldu, çadırlar var ve konteynırlar getiriliyor buraya. Onun dışında kamu kuruluşlarının misafirhaneleri kullanılması gündemde. Kızılay'ın stoğunda 50 bin çadır var, 35 bini buraya gönderiliyor. Allah korusun başka bir yerde başka bir felaket olsa Kızılay gönderecek çadır bulamayacak. Yiyecek içecek problemi yok, ilaç problemi yok, ulaşımda sorun yok, sıcak yemekte, yemek dağıtımında, iletişimde sorun yok, buradaki tek sorun çadır yani barınma sorunu, o da kış mevsiminden dolayı yaşanan bir problem. İlk depremin ardından kampanyalar yapıldı, bunların sonuçları verimli oldu mu? Evim evindir kampanyası yapıldı ama maalesef insanlar gitmek istemiyorlar, böyle bir durum var, onun dışında televizyonlardaki yardım kampanyalarında nakit yardımları yapıldı. Mesela ben şu an depremzede olsam, o yardım parasıyla çadır almaya kalksam alamam, piyasada çadır yok. Burada da en çok ihtiyaç duyulan şey çadır. Yağmacılar çok konuşulmuştu. Yağma var mı yine? Van'ın nüfusu 1 milyon 50 bin. Bu yağmacılar ise en fazla 500 kişidir. Şimdi buradan yola çıkıp, 1 milyon 45 bin kişiyi yağmacı olarak suçlamak yanlış olur, yağmacılar azınlığın azınlığıdır. Sabah bir protesto oldu, enkaz başında. Bu protestocular da o azınlığın içerisinde mi? Bazı insanlar bulanık suda avlanmayı severler, puslu havalı severler, Bakanlarımız enkaz başındayken bir protesto yaşandı. Başkasının felaketinden kendi adına saadet çıkarma alışkanlığında olan, böyle ortamlarda ideolojik ve siyasi olarak nemalanmaya çalışan insanlar var. Şimdi vatandaş haklı bir sebebe Erciş'te bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi arama-kurtarma ekipleri, Van'a meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki depremin ardından bölgeye gönderildi. İstanbul arama kurtarma ekibinin koordineli çalışmayla 5 vatandaşı enkaz altından canlı çıkarıldı. 23 Ekim'de Van'da meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki depremin ardından bölgede çalışmalarını sürdüren Büyükşehir ekipleri; Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Entitüsü nün merkez üssünü Edremit olarak belirttiği, richter ölçeğine göre 5.6 büyüklüğündeki deprem ve ardından gelen artçılarla birlikte yıkılan binalarda arama kurtarma çalışmalarına katılmak üzere bölgeye sevk edildi. Depremin olduğu ilk günden beri mobil fırın, mobil mutfak ve çok amaçlı kurtarma araçlarıyla bölgede çalışmalarını sürdüren ekiplerimiz, dört araç ve 10 kişilik arama-kurtarma timi ile çalışmalara katılıyor. Erciş te deprem yaralarını sarmak ve enkaz kaldırma çalışmalarına destek vermek için bölgeden ayrılmayan İstanbul İtfaiyesi arama kurtarma birliği, dün akşam 22.45 de Van da kurtarma çalışmalarına katıldı. Bayram Oteli nde enkaz dayanarak, demokratik hakkını kullanarak, bir organizasyonsuzluğu protesto edebilir. Ama burada en ufak çıt sesinin çıkmaması gereken enkaz başında böyle bir protesto yapılması tamamen provakasyondur. Orada enkaz kaldırma çalışması varken, ses çıkmaması gerekir, enkaz altındaki insanların iniltileri dinleniyor, o sırada iş makinaları bile çalışmıyor, böyle bir durumda protesto yaptılar, sonra polis devreye girdi, tüm çalışmalar durdu, yani buradaki durum provakasyon değildir de nedir. Siz de Vanlısınız. Akrabalarınızdan can kaybı var mı? İlk depremde de yoktu şimdi de yok ama ben Vanlıyım, buradaki herkes benim hemşerim. Akrabam olmasa da hayatlarını kaybeden herkes benim yakınım. Büyükşehir ekipleri 5 kişiyi kurtardı kaldırma çalışmaları başlatan ekibimiz, ilk olarak iki vatandaşı kurtararak sağlık ekiplerine teslim etti. Arama çalışmaları sırasında termal kamera ile tespit edilen iki vatandaş da 5 saat süren zorlu bir çalışma sonucu enkaz altından canlı olarak çıkarıldı. Diğer arama kurtarma birlikleri ile koordineli çalışan İstanbul İtfaiyesi kurtarma ekibi, bir vatandaşa daha ulaştı. 7 saat süren çalışmalar sonucu, vatandaşımız kurtarılarak sağlık ekiplerine teslim edildi.
BÜLTEN AK GÜNDEM 05 DEPREMZEDEYE MÜJDE Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, Van'daki ikinci depremin ardından ziyaret ettiği depremzedelere hitap etti. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, Erciş'te kurulan çadırkentte depremzedeleri ziyaret ederek sorunlarını dinledi. Başbakanımız Erdoğan Erciş Meydanı'nda halka hitap etti., Van'da meydana gelen birinci ve ikinci depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileyerek sözlerine başladı. Deprem günü Erciş'i dolaşarak arkadaşlarıyla gerekli planlamaları yaptıklarını belirten Başbakanımız Erdoğan, o günden bugüne bakanlar, milletvekilleri, vali ve ilgili kurumların hepsinin devreye girdiğini, Türk Kızılayı, Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet teşkilatı ve Toplu Konut İdaresinin de yoğun bir şekilde çalışmaya başladığını ifade etti. ''Bugün sizinle özel bir muhabbete geldim'' diyen Başbakanımız Erdoğan, şöyle devam etti: Size bazı gerçekleri söyleyeceğim. Ben sizin hizmetkarınızım, arkadaşlarım da aynı şekilde. Biz bu millete efendi olmaya gelmedik, biz hizmetkar olmaya geldik. 9 yıl önce neredeydik, bugün Türkiyemizi nereye getirdik; bu bir değerlendirme. Türkiyemizi çok daha iyi bir noktaya getireceğiz. Fakat bütün bu süreç içerisinde tabii birçok hatalarımız var, millet olarak yanlışlarımız var. Zemin etütleri yapılmadan inşaatlarımızı yaparken, kamu inşaatları da buna dahil vatandaşların inşaatları da buna dahil, maalesef burada ciddi yanlışlarımız var. Artık 'Bir musibet bin nasihatten evladır' diyerek buradan ders çıkarmamız lazım. Bu dersi çıkarırken de adımlarımızı ona göre atmamız lazım. Peşinen bir şey söyleyeceğim. Bir kış mevsimindeyiz. Bu kış mevsiminde şu anda kardeşlerimizi aç, açık tutmamak için hızla çadırlarımızı, konteynerlerimizi yaptık ve sizlere ciddi bir çadır yardımı gerçekleştirdik.'' Şu ana kadar Van, Erciş ve köyler dahil toplam 67 bin çadır dağıtıldığını anlatan Erdoğan, kış şartları nedeniyle şiddetle ihtiyaç duyulan konteynerlerin de bölgeye gelmeye başladığını ve bunları süratle bölgeye yetiştirmenin gayreti içinde olduklarını söyledi. Başbakanımız Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bu arada başka bir adımı atıyoruz. Ben size palavra atamam. Palavracı genel başkanlardan değilim. Palavracı başbakanlardan da değilim. 'Erciş il olsun' diyenler; Hakkari'yi il yaptıkları zaman Hakkari ne oldu? Hakkari şu an Erciş'ten daha mı iyi? 'Van büyükşehir olsun' dedik, belediye seçimlerine Van büyükşehir olarak giriyor. Van büyükşehir olduğu zaman, Erciş Van'ın bir ilçesi olacak. İstanbul'un bir ilçesi nasıl modern oluyorsa Van'ın da bir ilçesi, aynı İstanbul'un ilçesi Kadıköy'ü, Pendik'i, Kartal'ı bir Çekmece'si gibi gayet güzel ilçesi haline gelecek. İmkanlar o zaman daha da artacak. Buralardaki üniversite öğretim üyeleri, devlet dairelerinde memurları, kimse bizden Van'ı 'terk etme' gibi bir şey istemesin. Eğer üniversite öğretim üyeliğini bırakacaksa onu bilemem. Ama 'Van Yüzüncüyıl'ı bırakayım da bir başka devlet üniversitesine gideyim' diye böyle bir şey bekliyorsa kusura bakmasın bizden böyle bir şey beklemesin, bunlara müsaade etmeyiz'' Bütün vergilerin bir yıl ertelendiğini dile getiren Başbakanımız Erdoğan, şimdiye kadar açıklanan destek ve kredilere işaret ederek, ''Depremden zarar gören KOBİ'lerimizle esnaf ve sanatkarlarımıza 100 bin lira üst limit olmak üzere acil destek kredisi sağlıyoruz. Bu kredilerin ilk 6 ayı ödemesiz, iki yıl geri ödemeli olacak ve faizsiz. Müracaatlarınızı ona göre yapacaksınız ve bu ödemeler sizlere yapılmış olacak'' dedi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının, deprem nedeniyle oluşan hayvan kayıplarının telafi edilmesi ve zirai kredi borçlarının faizsiz olarak ertelenmesi ve çiftçilere faizsiz kredi sağlanması için çalışmaları başlattığını anlatan Erdoğan, Ziraat Bankasının tarımsal kredi borçlarını, Halk Bankasının da esnaf kredi borçlarını bir yıl süreyle erteleyeceğini vurguladı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının deprem bölgesindeki çalışmalarını tamamladığını söyleyen Başbakanımız Erdoğan, ''Hiçbir sosyal bakım evlerinde kaybımız yok. Çocuk evlerinde, bakım merkezlerinde, kadın konuk evlerinde kalan vatandaşlarımız güvenli yerlere taşındılar ve kendilerine de psikolojik tedavi sağlanıyor'' şeklinde konuştu.
AK BÜLTEN HABERLER 06 Bayramlaşma COŞKUSU Kurban Bayramı nedeniyle düzenlenen bayramlaşma töreni İstanbul İl Başkanlığımızda yapıldı. İl Başkanımız Aziz Babuşcu nun ev sahipliğinde gerçekleşen programa, Genel Merkez Teşkilatlanma Başkanımız Ekrem Erdem, Genel Merkez SKM Başkanımız Mustafa Ataş, Milli Eğitim Bakanımız Ömer Dinçer, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakerecimiz Egemen Bağış, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanımız Burhan Kuzu, İstanbul milletvekillerimiz, İl Yürütme ve Yönetim Kurulu üyelerimiz, İBB Başkanımız Kadir Topbaş, İlçe Başkanlarımız, İlçe Belediye Başkanlarımız, İl Gençlik ve Kadın Kollarımızla birlikte, her kademeden teşkilat mensuplarımız ve çok sayıda vatandaşımız katıldı. Törende bir konuşma yapan İl Başkanımız Aziz Babuşcu, böyle kutlu bir günde, böyle güzel bir mekanda AK Parti ailesiyle birlikte olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu söyledi. İl Başkanımız, bu bayramı şehitlerimizin acısı ve Van Depremi nedeniyle biraz buruk geçirdiklerini ancak kardeşliğin, dayanışmanın ve paylaşmanın bu burukluğu giderdiğini belirterek, Bu millet, bu teşkilat, şehitlerimizle ilgili olarak doruk noktada bir hassasiyet gösterip, acıyı paylaştı. Deprem dolayısıyla sarsıldı ama daha fazla bir duyarlılıkla kardeşliği ve paylaşmayı bize hatırlattı, yaşattı. AK Parti İstanbul İl Teşkilatı olarak başta İBB Başkanımız Kadir Topbaş ve ekibi olmak üzere, teşkilatlarımız ve İlçe Belediye Başkanlarımızla birlikte büyük bir yardım kampanyasının koordinasyonunu sağlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Çünkü biz felaket ve yardım söz konusu olduğunda refleks olarak harekete geçen bir teşkilata sahibiz. Bu teşkilat birisinden talimat almadan, bir yönlendirme olmadan her zaman ihtiyacı olanın yardımına koşar. dedi. İl Başkanlığı olarak sadece bu yardımı koordine etmeye çalıştıklarını ifade eden İl Başkanımız, Sayın Başbakanımız depremin hemen ardından Van a giderek olaya anında müdahil oldu. Yapılması gerekenleri takip etti ve bize yol gösterdi. Biz de sayın Başbakanımızın çizdiği çerçeve içinde bölge insanının yaralarına merhem olmaya çalıştık. İl Başkan Yardımcısı, İl Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarım hemen olaydan sonra bölgeye gittiler. Orada bir lojistik üs oluşturdular. 6 İlçe Belediye Başkanımız belediye başkanlarımızı temsilen bölgeye gitti. Hedefimiz Erciş ve köylerini AK Parti İstanbul belediyeleri olarak himayemize alıp, belediyelerimize zimmetleyip, bir gönül köprüsü oluşturmaktı. Önceden giden arkadaşlarımızın köy köy dolaşarak elde ettiği bilgiler doğrultusunda buradan 50 tırlık bir konvoyu yola çıkardık. Şuna inandık ki, o tırlarla giden yardım malzemelerinin bir derde deva olmasından ziyade, gönüllere temas etmek daha önemliydi. Onun içindir ki Erciş in 84 köyünü belediye başkanlarımıza zimmetledik. Ben buradan başta İBB Başkanımız olmak üzere, İlçe Belediye Başkanlarımıza ve teşkilatımıza teşekkür ediyorum. Bu derdi öyle bir samimiyetle sahiplendiler ki, bayramın 1. günü bölgede olup, kendi kurbanlarını orada kesip, sorumlu oldukları köylerle paylaştılar. Biz o köyleri sadece Erciş le sınırlı tutmadık, Van ın merkez köylerini de himayemize alarak yapılması gereken ne varsa yaptık, hayat normalleşinceye kadar da yapmaya devam edeceğiz. Dilerim önümüzdeki sene böyle acılar yaşamadığımız, terör belasından kurtulduğumuz bir bayramı hep birlikte kutlarız. şeklinde konuştu. Genel Merkez Teşkilatlanma Başkanımız Ekrem Erdem, Milli Eğitim Bakanımız Ömer Dinçer, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakerecimiz Egemen Bağış,ve İBB Başkanımız Kadir Topbaş ın birer konuşma yaptığı program partililerin bayramlaşmasıyla sona erdi.
AK BÜLTEN GÜNDEM 07 ANAYASA MİLLETİN ANAYASASI OLACAK" AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu, "Ben Hukuk Fakültesi mezunuyum, yıllardır devletin çeşitli kademelerinde görev almış birisiyim ama ben de mevcut anayasamızı birkaç kez okumadan anlamakta güçlük çekiyorum. Yeni dönemde hazırlayacağımız anayasa milletin anayasası olacak" dedi. Eğitim, sağlık, güvenlik, adalet, ulaşım, konut, sosyal yardımlar konusunda detaylı bilgiler veren Aksu, "Biz bugüne kadar ne vaat ettiysek hepsini yerine getirdik. Yeni dönemle ilgili en önemli vaadimiz, yeni bir anayasa olacak. Ben Hukuk Fakültesi mezunuyum, yıllardır devletin çeşitli kademelerinde görev almış birisiyim ama ben de mevcut anayasamızı birkaç kez tekrar okumadan anlamakta güçlük çekiyorum. Ülkemizde yaşanan sorunların çözümü, vesayetten kurtulmamızı sağlayan, tam demokratik, halka değer sivil bir anayasa hazırlayacağız. Bu anayasa milletin anayasası olacak. Milletimizin arzu ettiği anayasa değişikliğini yapabilmek için çok güçlü desteğinizi bekliyoruz" diye konuştu. İstanbul bu anı hiç unutmayacak İstanbul, Avrupa Yakası ndan sonra Anadolu Yakası nda da metrosuna kavuştu. Test sürüşünü yapan Başkan Topbaş, "Bu çalışmalar yer altında olması sebebiyle görünmeyen işler. Ancak yer altında hummalı bir çalışma yürütülüyor. Gece gündüz demeden, yerin 40 metre altında binlerce insanın bu çalışmaları yürütüyor" dedi. 9 şiddetindeki depreme dayanıklı olarak tasarlanan ve günde 1.5 milyon yolcu taşıma kapasitesine sahip Kartal-Kadıköy metro hattında test sürüşü yapan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, test sürüşüne başlamadan önce Kartal İstasyonu nda görme engelli vatandaşlar için özel olarak tasarlanan yoldan yürüyerek metroya bindi. Kartal dan Kadıköy e kadar süren test sürüşünün ardından Kadıköy İstasyonu nda açıklama yapan Başkan kadir Topbaş, sistemin 9 şiddetindeki bir depreme dayanıklı olarak tasarlandığını, bu hattın günde 1.5 milyon yolcu taşıyabileceğini söyledi. Özellikle Anadolu yakası için bu hattın çok önemli olduğunu vurgulayan Başkan Topbaş, hattın 29 dakika gibi kısa bir sürede tamamlanacağını belirtti. Başkan Topbaş şöyle devam etti: Kartal'dan, Ayrılıkçeşme İstasyonu'na gelen vatandaşlarımız Marmaray ile Avrupa yakasındaki diğer istasyonlara geçebilecek. Kadıköy'den deniz ulaşımıyla da İstanbul'un istenilen noktasına ulaşılabilecek' dedi. Bu yıl sonunda İstanbul'da yaptıkları yatırımların toplamının 44 milyar TL olduğu, bu rakamın yarısının ise ulaşıma harcandığını ifade eden Başkan Topbaş, bu çalışmaların yer altında olması sebebiyle görünmeyen işler olduğunu ancak yer altında hummalı bir çalışma yürütüldüğünü dile getirdi. Gece gündüz demeden, yerin 40 metre altında binlerce insanın bu çalışmaları yürüttüğünü belirten Başkan Topbaş, Yakın bir tarihte İstanbullular bu çalışmaları çok daha iyi hissedecek ve görecek. İstanbul'da mevcut 44.1 kilometrelik raylı sistemi, 82 kilometreye çıkardık ve 2014'te bu rakam 230 kilometreyi bulacak. 2014'te günde raylı sistemlerimizden 4 milyon 950 bin insan kullanıyor olacak dedi. Toplam uzunluğu 22 kilometre olan Kadıköy-Kartal metro hattının maliyetinin 1.6 milyar dolar olduğunu belirten Başkan Topbaş, bu hattı 4.5 kilometre daha Pendik-Kaynarca'ya kadar uzatacaklarını, bu hattın da devreye girmesiyle yapılan toplam harcamanın 3 katrilyon 225 milyar liraya ulaşacağını söyledi. Üsküdar-Ümraniye Tepe Üstü-Çekmeköy istikametindeki metro ihalesini yaptıklarını, 38 aylık bir sürede bu hattın tamamlanmasının planlandığını belirten Başkan Topbaş, bu hat da devreye girdiğinde bu istikametteki ciddi trafik yoğunluğunun azaltılacağını ifade etti. İDO satığından elde edilen gelirler 2013 yılı sonu itibariyle İstanbul'daki bütün otobüsleri konforlu hale getireceklerini dile getiren Başkan Topbaş, 3 bin civarında yeni otobüsü kentin hizmetine sunacaklarını söyledi. Metroları sistem olarak geliştirmek istediklerini, bu sistemle birlikte vatandaşın artık kendi araçlarından ziyade metroları tercih edeceğini belirten Başkan Topbaş, Bu hattımızın test sürüşlerinin bir kaç ay daha devam etmesi gerekiyor. 2012 Şubat ayında bu hat yolcu taşımaya başlayacak. Bu hattaki vagonlar makinist olmadan da kullanılabilecek bir sisteme sahip. Bir kişi, ekrandan bakarak vagonları garaja yerleştirebilecek dedi.
Terörle mücadelede büyük adım Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, terörle mücadele kapsamında kullanılan Predatorların, 22 Kasım'dan sonra İncirlik konuşlu olarak devreye gireceğini, güzergahın ise tamamen Türkiye tarafından belirlendiğini söyledi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Sırbistan'a hareketi öncesinde Esenboğa Havalimanında düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı. ABD tarafından terörle mücadele kapsamında Türkiye'ye kullandırılan insansız hava aracı Predatorlara ilişkin soru üzerine Davutoğlu, Türkiye'nin terörle mücadele kapsamında Predatorların kullanılmasının 2007 yılına kadar uzandığını hatırlattı. Terörle mücadelede çok ciddi katkılar sağlayan Predatorların daha önce Irak'ta konuşlu olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Bugün yeni olan unsur, ABD'nin Irak'tan çekilmesi bağlamında Predatorların kullanımının devamının sağlanması yönündeki bizim talebimizdir" dedi. Davutoğlu, bu talebin daha önce Türk ve ABD'li yetkililer arasında ele alındığını belirterek, ABD tarafının bu konuda herhangi bir boşluk doğmayacağı hususunda gerekli garantileri verdiğini kaydetti. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, şöyle konuştu: "Bu çekilme planı çerçevesinde Irak'tan hareket eden Predatorların son kullanım tarihi 22 Kasım'dır. Yani 22 Kasım'da son uçuşlarını yapacaklar. Bu çerçeve, 22 Kasım'dan önce ABD'nin taahhütleri çerçevesinde, 4 Predator İncirlik'e konuşlandırılmıştır. İncirlik'e gelmişlerdir. İkisinin montesi tamamlanmıştır ve 22 Kasım'da Irak'tan hareket edilerek yapılan uçuşlarda herhangi bir boşluk doğmaksızın sayısı da artırılarak 4 Predator İncirlik konuşlu olarak devreye girecektir. Predatorların, terörle mücadele bağlamında bir an önce devreye sokulmasının öncelikli bir konu olduğunu ve bunun yerine getirilmiş olmasının memnuniyet verici olduğu kaydeden Davutoğlu, her türlü görüntünün dorudan Türk subayının olduğu birime iletilmekte olduğunu ve her türlü işlemin herhangi bir kesintiye sebebiyet vermeden yürütüldüğünü söyledi. Davutoğlu, "Güzergah konusu ise tamamıyla bizim belirlediğimiz güzergahtır. Herhangi bir şekilde Predatorların başka bir amaçla kullanılması söz konusu değildir" dedi. AK İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI T E Ş K İ L A T İ Ç İ H A F T A L I K B Ü L T E N İ BÜLTEN Başbakanımız 15 yıl önce verdiği sözü tuttu Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın bir uçakta karşılaştığı Rizeli esnaf Enver Aslan'a 15 yıl önce verdiği söz üzerine, iş yerine giderek Aslan'ı ziyaret etti Başbakanımız Erdoğan, Kurban Bayramı dolayısıyla geldiği Rize'de, Cumhuriyet Caddesi'nde yer alan ve elektronik eşya ile müzik aletleri satışı yapılan dükkana gelerek, iş yeri sahibi Enver Aslan'ı ziyaret edip bir süre görüştü. Enver Aslan (78), Başbakanımız Erdoğan'ın kendisini ziyaretine ilişkin yaptığı açıklamada, yaklaşık 15 yıl önce bir iş dolayısıyla gittiği İstanbul'dan uçakla dönerken, söz konusu dönemde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Başbakanımız Erdoğan'ın aynı uçakla Trabzon'a geldiğini söyledi. Uçakta yolcular ile tokalaşan Erdoğan'ın, Trabzon'da bir öğle yemeğine katıldıktan sonra Rize'ye geleceğini söylediğini ifade eden Aslan, bu sırada kendisine Rize Belediyesi yanında iş yeri olduğunu ve kahve içmeye davet ettiğini, bunun üzerine de Erdoğan'ın fırsat bulursa gelebileceğini söylediğini anlattı. ''Aradan 15 sene geçti, Başbakanımız Erdoğan'ın dükkanıma gelerek kahve içme fırsatı olmadı. Kurban bayramı dolayısıyla Rize'ye geldi, çadırda bayramlaşırken kendisine, 'bir kahvenin 40 yıl hatırı vardır, 40 yıl daha bekleyemem, yaşım müsait değil' dedim. 'Müsaitsen kahvemi gel iç, vazifeni yap' dedim. O da 'memnuniyetle, dükkanın yerinde mi' dedi ve dükkanıma geldi, bir saat kadar burada sohbet ettik. Kendisine dükkanı ziyaretinden dolayı kemençe ve maket gemi armağan ettim'' diye konuştu.