ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru No. 4062/07) KARAR STRASBOURG. 28 Ağustos 2012



Benzer belgeler
AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE GÜNGİL TÜRKİYE. (Başvuru no /03 ) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG. 10 Mart 2009

ĐKĐNCĐ DAĐRE. GÜDENOĞLU VE DĐĞERLERĐ v. TÜRKĐYE

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru No /07) KARAR STRAZBURG. 24 Eylül 2013

ĐKĐNCĐ DAĐRE. MEHMET MANSUR DEMĐR v. TÜRKĐYE. (Başvuru No /07) KARAR STRASBOURG. 24 Temmuz 2012

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ĐKĐNCĐ DAĐRE FETHULLAH AKPULAT - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 22077/03) KARAR STRAZBURG. 15 Şubat 2011

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ZEYTİNLİ/TÜRKİYE (Başvuru no /04) KARAR STRAZBURG. 26 Ocak 2010

CON S EI L D E KONSEYĐ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ĐKĐNCĐ DAĐRE EYÜP KAYA TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 17582/04) STRAZBURG. 23 Eylül 2008

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru no. 7971/07) KARAR STRAZBURG. 28 Mayıs 2013

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

A V R U P A K O N S E Y Đ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. YER VE GÜNGÖR/TÜRKİYE (Başvuru no /06 ve 48581/07) KARAR STRAZBURG.

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE MEHMET ZÜLFĐ TAN - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 31385/02)

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

COU N CI L OF KONSEYĐ

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Đclal KARAKOCA ve Hüseyin KARAKOCA v. TÜRKĐYE (Başvuru no /11)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE MEHMET SELÇUK - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 13090/04 ) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE ŞENOL ULUSLARARASI NAKLİYAT, İHRACAT VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:75834/01)

ĐKĐNCĐ BÖLÜM. (Başvuru No /03) KARAR. (Adil tazmin) STRAZBURG. 24 Eylül 2013

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE ÇATAK TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 26718/05) KARAR STRAZBURG.

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Đclal KARAKOCA ve Hüseyin KARAKOCA v. TÜRKĐYE (Başvuru no /11)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. GEÇGEL ve ÇELİK/TÜRKİYE (Başvuru no. 8747/02 ve 34509/03) KARAR STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE NİN SARAR / TÜRKİYE KARARI * ** (Başvuru no. 1947/09, Karar Tarihi: 27 Mart 2012)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ZÖHRE AKYOL/TÜRKİYE (Başvuru no /03) KARAR STRAZBURG. 4 Kasım 2008

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ KONUK - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 49523/99) KARAR STRAZBURG.

YILDIRIM v. TÜRKĐYE KARARIN KISA ÖZETĐ

CON S EI L D E KONSEYĐ

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE EDĐP USLU -TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:43/02) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. MEHMET YILDIZ vd.-türkiye DAVASI (Basvuru no:14155/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ

ĐKĐNCĐ DAĐRE. MUSTAFA TAŞTAN v. TÜRKĐYE (Başvuru No /05) KARAR. STRASBOURG 26 Haziran 2012

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ERHUN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru numaraları: 4818/03 ve 53842/07) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru no: 28485/03) STRAZBURG. 23 Eylül 2008

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE BEK -TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:23522/05) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ

İKİNCİ DAİRE BİL BELGİN İNŞAAT ŞTİ / TÜRKİYE. (Başvuru no /03) KARAR STRAZBURG. 1 Ekim 2013

İKİNCİ DAİRE BAYAR / TÜRKİYE (NO.5) KARAR STRAZBURG. 25 Mart 2014

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ KANĐOĞLU VE DĐĞERLERĐ - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:44766/98, 44771/98 VE 44772/98)

CON S EI L D E KONSEYĐ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE SEBAHATTİN EVCİMEN TÜRKİYE. (Başvuru no /06) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

A V R U P A K O N S Đ E Y

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru no: 3869/04) STRAZBURG. 27 Ekim 2009

COUNCIL AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ÜÇÜNCÜ DAĐRE MUSLUOĞLU 1 VE DĐĞERLERĐ TÜRKĐYE. (Başvuru no /99) STRAZBURG.

AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ MEHMET ÖZEL ve diğerleri - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no: 50913/99) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRASBOURG.

ĐKĐNCĐ DAĐRE. Başvuru no: 32697/10 Mehmet EZER v. TÜRKĐYE

(Başvuru no: 42422/04, 2102/05, 18194/05, 18772/05, 33222/05, 36990/05 ve 37050/05) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ERTÜRK/TÜRKİYE (Başvuru no /02) KARAR STRAZBURG. 12 Nisan 2005

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Başvuru no /11. Mansour Edin KESHMIRI. v. Türkiye

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Başvuru no: 10987/10. 3 Temmuz 2012

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAKAYA - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 11424/03) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE ADNAN ÖZDEMĐR -TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:4574/06)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

A V R U P A K O N S E Y Đ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru no /11) KARAR STRAZBURG 12 HAZĐRAN 2013

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARAMAN VE BEYAZIT - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 73739/01) KARAR STRAZBURG

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ. MEHMET MÜBAREK KÜÇÜK - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no:7035/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRASBOURG.

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE KÜRÜM -TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:56493/07) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ

A V R U P A K O N S E Y Đ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. YILDIZ YILMAZ/TÜRKİYE (Başvuru no /01) KARAR STRAZBURG. 11 Ekim 2005

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE S.S. BALIKLIÇEŞME BELDESİ TARIM KALKINMA KOOPERATİFİ VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI

COUNCIL AV R U P A KONSEYİ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE. MEHMET VE SUNA YĐĞĐT TÜRKĐYE (Başvuru no /99) STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

A V R U P A K O N S E Y Đ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/53,57

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21,25

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

ĐKĐNCĐ DAĐRE. ATHARY v. TÜRKĐYE. (Başvuru No /09) KARAR STRASBOURG. 11 Aralık 2012

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

CON S EI L D E KONSEYĐ

ĐKĐNCĐ DAĐRE. MEHMET ŞERĐF ÖNER/TÜRKĐYE (Başvuru no /08) KARAR STRAZBURG. 13 Eylül 2011

CON S EI L D E KONSEYĐ

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Başvuru n o 43627/09 Misak HAÇĐKOĞLU/TÜRKĐYE STRAZBURG

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE CANPOLAT TÜRKİYE. (Başvuru no /00) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

KESİN SÜRE VERİLİRKEN GİDERLERİN KALEM KALEM AÇIKLANMASI GEREKTİĞİ

6. 29 Şubat 2000 tarihli bir kararla Mahkeme, başvuru ile ilgili olarak kısmi kabuledilebilirlik kararı vermiştir.

İKİNCİ BÖLÜM. Mübeyen POLAT / TÜRKĠYE DAVASI. (Başvuru no. 3143/12) KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM MELDA AKPINAR VE DĠĞERLERĠ / TÜRKĠYE DAVASI. (Başvuru No /06) KARAR STRAZBURG.

A V R U P A K O N S E Y Đ OF EUROPE AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ DÖRDÜNCÜ DAĐRE. (Başvuru no /99) KARAR STRAZBURG.

CON S EI L D E KONSEYĐ

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ KADRĐYE YILDIZ VE DĐĞERLERĐ- TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 73016/01)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE. TACİROĞLU - TÜRKİYE (Başvuru no /02) KARAR STRAZBURG. 2 Şubat 2006

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ABDURRAHİM DEMİR - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 41213/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ÜÇÜNCÜ DAĐRE. FATMA TUNÇ/TÜRKĐYE (Başvuru no /02) KARAR STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE GÜNSİLİ VE YAYIK - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:20872/02 ) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE. KEMAL KAHRAMAN/TÜRKĐYE (Başvuru no /03) KARAR STRAZBURG

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE ERSOY -TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:43279/04) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ

AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

Transkript:

ĐKĐNCĐ DAĐRE FAZLI DĐRĐ v. TÜRKĐYE (Başvuru No. 4062/07) KARAR STRASBOURG 28 Ağustos 2012 Đşbu karar AĐHS nin 44 2. maddesinde belirtilen koşullar çerçevesinde kesinleşecektir. Şekli düzeltmelere tabi olabilir.

Fazlı Diri v. Türkiye davasında, 10 Temmuz 2012 tarihinde, Başkan Françoise Tulkens, Yargıçlar Danuté Jociené, Dragoljub Popoviç, Isabelle Berro-Lefévre, Andras Sajo, Işıl Karakaş, Guido Raimondi, ve Daire Yazı Đşleri Müdür Yardımcısı Françoise Elens-Passos un katılımıyla oluşturulan Avrupa Đnsan Hakları Mahkemesi (Đkinci Dairesi), yapılan gizli müzakereler sonrasında aşağıdaki kararı vermiştir: USUL 1. Türkiye Cumhuriyeti aleyhine açılan (4062/07 no lu) dava, Türk vatandaşı Fazlı Diri nin ( başvuran ) Avrupa Đnsan Hakları Mahkemesi ne ( AĐHM ) 9 Ocak 2007 tarihinde, Avrupa Đnsan Hakları Sözleşmesi nin ( Sözleşme ) 34. maddesi uyarınca yapmış olduğu başvurudan ibarettir. 2. Başvuran, Trabzon da görev yapan avukat Nedim Şenol Çelik tarafından temsil edilmektedir. Türk Hükümeti ( Hükümet ) ise kendi görevlisi tarafından temsil edilmektedir. 3. Başvuran, özellikle aleyhine yürütülen ceza yargılamasının ertelenmesine rağmen, yerel bir mahkeme tarafından daha sonra kendisine yönelik olarak kullanılan bir ifadenin, Sözleşme nin 6. maddesinin 2. paragrafı anlamında masumiyet karinesi hakkını ihlal ettiği yönünde şikayette bulunmuştur. 4. Başvuru, 26 Eylül 2011 tarihinde Hükümet e tebliğ edilmiştir. Ayrıca, başvurunun kabul edilebilirliği ve esasına ilişkin hüküm verilmesi kararlaştırılmıştır (29. maddenin 1. paragrafı).

OLAY VE OLGULAR I. DAVANIN KOŞULLARI 5. Başvuran, 1960 doğumlu olup, Trabzon da ikamet etmektedir. Türkiye de özel bir banka olan Akbank ın para nakil aracında güvenlik görevlisi olarak çalışmıştır. 6. 16 Temmuz 1998 tarihinde, banka şubelerinin birinden dönüşleri sırasında, başvuran ve aynı araçta görev yapan iki meslektaşı, bir miktar paranın (yaklaşık 10.000 Avro) eksik olduğunu fark etmiştir. A. Başvuran aleyhine yürütülen ceza yargılaması 7. 23 Temmuz 1998 tarihinde başvuran polis tarafından sorgulanmış ve 3 Eylül 1998 tarihinde Trabzon savcısı tarafından, başvuran ve iki meslektaşı hakkında emniyeti suistimal suçundan iddianame düzenlenmiştir. 8. 22 Aralık 2000 tarihinde, başvuran ve meslektaşları aleyhine ceza yargılaması devam ederken, 4616 sayılı Kanun yürürlüğe girmiştir. 4616 sayılı Kanun, 23 Nisan 1999 tarihinden önce işlenen bazı suçlara ilişkin ceza davalarının ertelenmesini düzenlemektedir. 9. 22 Aralık 2003 tarihinde Đstanbul Ağır Ceza Mahkemesi aşağıda yer alan görüşü bildirmiştir:.. [başvuran] emniyeti suiistimal suçunu işlemiştir. Ancak suç, 23 Nisan 1999 tarihinden önce işlenmiş olup, 4616 sayılı Kanun kapsamına girmektedir. Dolayısıyla [başvuran] hakkında hüküm verilmemesi ancak 4616 sayılı Kanun uyarınca, yargılamasının ertelenmesine karar verilmiştir. 10. 13 Şubat 2004 tarihinde başvuran, Ağır Ceza Mahkemesinin bu kararı için temyize gitmiş ve yargılamanın ertelenmemiş olması halinde suçsuzluğunun kanıtlanmış olacağını iddia etmiştir. 11. 8 Haziran 2006 tarihinde Yargıtay, Đstanbul Ağır Ceza Mahkemesinin kararının temyize götürülemeyeceğini, çünkü kesinleşmiş karar olmadığını belirtmiştir. Ancak, başvuranın temyiz başvurusunun itiraz olarak incelenebileceği görüşünü bildirerek, dosyayı gerekli tedbirlerin alınması için Yargıtay savcılığına devretmiştir.

12. 25 Ağustos 2006 tarihinde Đstanbul Ağır Ceza Mahkemesi itirazı incelemiş ve reddetmiştir. B. Banka tarafından başvurana karşı açılan hukuk yargılaması 13. 30 Ağustos 1998 tarihinde Akbank ı temsil eden avukatlar, başvuran ve paranın kaybolduğu gün birlikte çalıştığı iki meslektaşının parayı iade etmeleri için Trabzon Đş Mahkemesine dava açmıştır. 14. 17 Haziran 2004 tarihinde Trabzon Đş Mahkemesi, başvuran ve iki meslektaşının, kaybolan parayı uygulanabilir en yüksek faizi ile birlikte bankaya geri ödemelerine karar vermiştir. Bu kararına dayanak olarak, Đstanbul Ağır Ceza Mahkemesinin 22 Aralık 2003 tarihli, başvuran ve meslektaşlarının bahsi geçen suçu işledikleri ve parayı zimmetlerine geçirdikleri yönündeki kararını göstermiştir. Başvuran ise kararı temyiz etmiş ve Yargıtay ın dikkatini Đstanbul Ağır Ceza Mahkemesinin hakkında herhangi bir hüküm vermemiş olduğu ve hatta mahkemenin yargılamayı erteleme kararı vermiş olduğu hususuna çekmiştir. 15. Yargıtay, karar uygulanabilir faiz oranı ile ilgili olduğundan, bu kararı bozmuştur. 19 Temmuz 2005 tarihinde Trabzon Đş Mahkemesi, Yargıtay kararına uygun olarak, daha düşük bir faiz oranının uygulanması gerektiğine karar vermiştir. Bu karar başvuran tarafından temyiz edilmiş ancak Yargıtay bu talebi 26 Eylül 2005 tarihinde reddetmiştir. C. Başvuran tarafından bankaya karşı açılan ceza yargılaması 16. 30 Ekim 1998 tarihinde, başvuranın iş akdi, işvereni tarafından feshedilmiştir. Başvuran ve iki meslektaşı, işten çıkarılmaları nedeniyle, tazminat talep ederek Trabzon Đş Mahkemesinde banka aleyhine dava açmıştır. 17. 21 Eylül 2004 tarihinde Trabzon Đş Mahkemesi, başvuranın işten çıkarılması nedeniyle tazminat talebini reddetmiştir. Mahkemenin kararı aşağıdaki gibidir: Dava, davalı banka için çalışmış olan ve banka şubelerinin birinden kendi şubelerine getirmeleri gereken [...] tutarındaki parayı zimmetlerine geçiren davacıların, işten çıkarılma nedeniyle tazminat talep etmeleri ile ilgilidir. Đstanbul Ağır Ceza Mahkemesinin 22 Aralık 2003 tarihli kararına göre, davacılar emniyeti suiistimal suçunu işlemiş ve yargılamaları, 4616 sayılı Kanun uyarınca ertelenmiştir... 18. Başvuran kararı temyiz etmiş ve hakkındaki ceza yargılamasının Đstanbul Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ertelendiğini ileri sürmüştür. Ayrıca Đş Mahkemesinin yapması

gerekenin, kendi delillerini toplamak, tanıkları dinlemek ve bu deliller esasında sonuca varmak olduğunu ileri sürmüştür. 19. 26 Mayıs 2005 tarihinde Yargıtay, Đş Mahkemesinin 21 Eylül 2004 tarihli kararını bozmuştur. Đstanbul Ağır Ceza Mahkemesinin, yargılamayı erteleme kararı aldığı ve başvuran hakkında bir hüküm vermediğine karar vermiştir. Đş Mahkemesi, başvuran tarafından önerilen tanıkları dinlemeden veya bilirkişi raporu almadan ve hatta Đstanbul Ağır Ceza Mahkemesinin dava dosyasını incelemeden, başvuranın talebini reddettiği için hatalı davranmıştır. 20. 13 Ekim 2005 tarihinde Trabzon Đş Mahkemesi, 21 Eylül 2004 tarihli kararını yinelemiştir. Đş Mahkemesi kararında, başvuranın parayı zimmetine geçirerek, bankayı mali kayba uğrattığını ve iş akdinin bu nedenle feshedildiğinin farkında olduğunu belirtmiştir. Dolayısıyla, başvuranın işten çıkarılma nedeniyle tazminat alma beklentisinin yargıya duyulan güvene zarar vereceği ve bu sebeple Đş Mahkemesinin, Yargıtay ın 26 Mayıs 2005 tarihli kararına katılmadığı belirtilmiştir. 21. Başvuranın Đş Mahkemesinin kararına yönelik temyiz başvurusu, 24 Mayıs 2006 tarihinde Yargıtay tarafından, Đş Mahkemesinin verdiği karar 26 Mayıs 2005 tarihli kararına uygun olduğu için reddedilmiştir. Karar 1 Ağustos 2006 tarihinde başvurana tebliğ edilmiştir. II. ĐLGĐLĐ ĐÇ HUKUK 22. 4616 sayılı Kanunun ilgili hükümler aşağıdakileri öngörmektedir: 4. 23 Nisan 1999 tarihine kadar işlenmiş olan ve üst sınırı on yılı geçmeyen suçlarla ilgili olarak: - henüz takibata geçilmemiş veya hazırlık soruşturmasına girişilmiş olmakla beraber dava açılmamış olduğu hallerde, kovuşturma ertelenir; - Cezai takibatın son aşamasına geçilmiş olmakla beraber, henüz hüküm verilmemiş veya verilen hüküm kesinleşmemiş ise davanın kesin hükme bağlanması ertelenir. Kişinin tutukluluk hali varsa, tutukluluk hali kaldırılır. Bu suçlarla ilgili dosya ve deliller, her bir suçun dava zamanaşımı süresinin sonuna kadar muhafaza edilir. Erteleme konusu suçun dava zamanaşımı süresi içinde bu suç ile aynı cins veya daha ağır şahsî hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlendiğinde, erteleme konusu suçtan dolayı da dava açılır veya daha önce açılmış bulunan davaya devam edilerek hüküm verilir. Bu süre, erteleme konusu suç ile aynı cins veya daha ağır şahsî hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlenmeksizin geçirildiğinde, ertelemeden yararlanan hakkında kamu davası açılmaz; açılmış olan davanın ortadan kaldırılmasına karar verilir.

... HUKUKĐ DEĞERLENDĐRME I. SÖZLEŞMENĐN 6. MADDESĐNĐN ĐHLAL EDĐLDĐĞĐ ĐDDĐASI HAKKINDA 23. Başvuran, Sözleşme nin 6. maddesine dayanarak, ceza yargılamasının ertelenmesine rağmen, Đstanbul Ağır Ceza Mahkemesinin kararında kendisinin suçlu olduğunu belirtmesinden şikayetçi olmuştur. Ayrıca, başvuranın Trabzon Đş Mahkemesi önündeki yargılama sırasında sunmuş olduğu delil, bu mahkeme tarafından dikkate alınmamış ve tanıkları dinlenmemiştir. Başvuran aynı madde uyarınca Trabzon Đş Mahkemesi nin, ceza yargılamasını erteleyen kararı, kendisi hakkında hüküm verilmiş bir karar gibi dayanak gösterdiği için de şikayette bulunmuştur. 24. AĐHM, söz konusu şikayetleri yalnızca Sözleşme nin 6. maddesinin 2. paragrafı bakımından incelemeyi uygun bulmuştur. Sözleşme nin 6. maddesinin 2. Paragrafı şunu öngörmektedir:... 2. Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır.... 25. Hükümete bu iddiaya itiraz etmiştir. A. Kabul edilebilirlik hakkında 26. AĐHM başvurunun, Sözleşme nin 35. maddesinin 3(a) paragrafı anlamında dayanaktan yoksun olmadığını açıkça kaydetmektedir. AĐHM ayrıca hiçbir kabul edilemezlik gerekçesi bulunmadığını tespit etmektedir. Dolayısıyla şikayet kabul edilebilir olarak beyan edilmelidir. B. Esas hakkında 27. Başvuran, Đstanbul Ağır Ceza Mahkemesi ve Trabzon Đş Mahkemesinin iki kararında geçen ifadenin, masumiyet karinesi hakkının ihlali anlamına geldiğini ileri sürmüştür. 28. Hükümet, 4616 sayılı Kanunda, ulusal mahkemeleri bir davayı ertelerken, davanın esası hakkında görüşlerini bildirmekten alıkoyan herhangi bir hüküm bulunmadığını ileri sürmüştür. Hükümet e göre ulusal mahkemelerin bu türden görüşleri, kesinleşmiş hüküm anlamına gelmemektedir. Mevcut davada, Đstanbul Ağır Ceza Mahkemesi başvuranın

kendisine isnat edilen suçu işlemiş olduğu görüşünde olmakla birlikte, kendisini yalnızca 4616 sayılı Kanunla sınırlandırmış ve yargılamayı ertelemiştir. Hükümete göre, bir ulusal mahkemenin delili veya delilin ispat gücünü değerlendirmesi ve davanın esasına ilişkin görüş bildirmesi, Sözleşme nin 6. maddesinin 2. paragrafı anlamında masumiyet karinesinin ihlali anlamına gelemez ve gelmemelidir. 29. Hükümet, masumiyet karinesine ilişkin hususların yalnızca henüz karara bağlanmamış olan ceza davalarında söz konusu olduğu görüşündedir. Mevcut başvuruya konu davada olduğu gibi, ilgili ceza yargılaması sonuçlandığında ulusal mahkeme, sanığın suçlu ya da suçsuz olduğu yönünde görüş bildirebilir. Nitekim bir davalıya isnat edilen suça ilişkin olarak bir karineden bahsedilemez, çünkü suçluluğunun gerçeklere dayanarak kanıtlanmış olması gerekir. 30. Trabzon Đş Mahkemesi, bir suçun işlendiğine dair bir mahkeme tarafından yapılan tespitin, daha sonraki her türlü hukuk mahkemesi önünde yürütülecek yargılamalarda, güçlü bir delil teşkil edeceği ilkesine dayanmıştır. 31. AĐHM başlangıç olarak, para kaybolduğu zaman başvuran ile birlikte görev yapan, aynı zamanda ceza yargılamasındaki davalılardan biri olan (bkz., yukarıdaki 7. paragraf) ve Trabzon Đş Mahkemesi önündeki iki hukuk davasına (bkz., yukarıdaki 13. ve 16. paragraflar) katılmış olan para nakil aracı sürücüsünün, AĐHM ye ayrıca başvurmuş olduğu ve masumiyet karinesi hakkının ihlal edildiği yönünde şikayette bulunmuş olduğunu kaydeder. AĐHM, 19 Nisan 2011 tarihli kararında, Trabzon Đş Mahkemesinin kullandığı dilin Sözleşme nin 6. maddesinin 2. paragrafı anlamında bir ihlal teşkil ettiğine karar vermiştir (bkz., Erkol v. Türkiye, no. 50172/06, 41-42, 19 Nisan 2011). 32. Erkol kararında AĐHM, davalı Hükümet in yargılamalara ilişkin görüşlerini özetlemek ve bu olay ve olgular ışığında Hükümet e göre, başvuranın şikayetleri reddedilmelidir yönünde bir görüş bildirmenin ötesinde, Erkol un şikayetleri hakkında ayrıntılı bir değerlendirme yapmamış olduğunu belirtmiştir (aynı karar 32). 33. Ancak mevcut davada Hükümet yukarıda yer alan görüşlerini bildirmiş ve bu görüşler AĐHM tarafından incelenmiştir. AĐHM, Hükümet tarafından ortaya konan hususları hâlihazırda Erkol kararında incelemiş olduğunu belirterek, AĐHM yi Erkol kararındaki tespitlerden farklı bir tespite götürecek başka bir savın Hükümet tarafından ileri sürülemediği görüşündedir. Bu bağlamda AĐHM, Đstanbul Ağır Ceza Mahkemesinin kararının, başvuranı

suçlayan bir karar olmadığı yönünde, Erkol kararında yapmış olduğu tespite özellikle atıfta bulunur (aynı karar 35). 34. AĐHM, açık bir biçimde düzenlenmiş olan 4616 sayılı Kanun uyarınca ulusal mahkemelerin, henüz hüküm verilmemiş veya verilen hükmün kesinleşmemiş olduğu davaların, kesin hükme bağlanmasını ertelemekle yükümlü olduklarını kaydeder (bkz., yukarıdaki 22. paragraf). Aslında bu ibareye göre yerel mahkemeler aynı zamanda ceza yargılamalarını, ertelenmiş olarak da kabul etmektedir (bkz., yukarıdaki 17. ve 19 paragraflar). Dolayısıyla AĐHM, Hükümet in başvuranın davası kapsamında yürütülen ceza yargılamasının sonuçlandığı (bkz., yukarıdaki 29. paragraf) ve dolayısıyla yerel mahkemenin başvuranı, kendisine isnat edilmiş olan suçtan suçlu bulabileceği yönündeki ifadesini kabul edemez. AĐHM her koşulda, ceza mahkemesinin kararı ile yargılamanın sonuçlandığı varsayılsa bile, bu karar ile başvurana herhangi bir suçtan hüküm verilmemiş olduğunu kaydeder. 35. Erkol kararında da belirtilmiş olduğu gibi, başvuran tarafından banka aleyhine açılan dava incelendiğinde, Trabzon Đş Mahkemesi yalnızca başvuranın, kendisine isnat edilmiş olan suçu işlediğini belirtmemekte (bkz., yukarıdaki 17. paragraf) aynı zamanda başvurana hiç bir zaman isnat edilmemiş olan, parayı zimmetine geçirme suçunun (bkz., yukarıdaki 20. paragraf) da işlendiği yönünde karar vermiştir. 36. AĐHM, kullanmış olduğu dil itibariyle Trabzon Đş Mahkemesinin bir hukuk davası sınırlarının dışına çıktığı ve önündeki davayı inceleme görevinin ötesinde hareket ettiği görüşündedir. Đş Mahkemesi tarafından kullanılan ifade ve mahkeme tarafından olay ve olgular hakkında yeni bir değerlendirme yapılmamış olduğu dikkate alındığında AĐHM, mahkemenin yalnızca kendisine isnat edilen suç anlamında başvuranın masumiyetini şüphe altında bırakmadığını, aynı zamanda aslında başvurana hiç bir zaman isnat edilmemiş bir suçtan, başvuranı suçlu bulduğunu tespit eder. 37. Yukarıda belirtilen hususlar, AĐHM nin başvuranın masumiyet karinesi hakkının ihlal edilmiş olduğu kararına varması için yeterlidir. Dolayısıyla, Sözleşme nin 6. maddesinin 2. paragrafı ihlal edilmiştir. II. SÖZLEŞME NĐN DĐĞER MADDELERĐNĐN ĐHLAL EDĐLDĐĞĐ ĐDDĐASI HAKKINDA

38. Başvuran, son olarak, hangi unsurları açısından olduğu hususuna açıklık getirmeden, Sözleşme nin 5. ve 13. maddelerinin ve 7. Protokol ün 2. maddesinin ihlal edildiği yönünde şikayette bulunmuştur. 39. Kendisine ibraz edilmiş olan tüm belgeler ışığında AĐHM, başvuranın bu yöndeki şikayetine göre, Sözleşme veya Protokollerinde belirtilen hak ve özgürlüklerin ihlal edilmemiş olduğunu tespit eder. Dolayısıyla, bu şikayetler açıkça dayanaktan yoksun oldukları için, Sözleşme nin 35. maddesi 3. ve 4. paragrafları uyarınca kabul edilemez beyan edilmelidir. III. SÖZLEŞME NĐN 41. MADDESĐNĐN UYGULANMASI HAKKINDA 40. Sözleşme nin 41. maddesi şunu öngörmektedir: Mahkeme işbu Sözleşme ve Protokollerinin ihlal edildiğine karar verirse ve ilgili Yüksek Sözleşmeci tarafın iç hukuku bu ihlali ancak kısmen telafi edebiliyorsa, Mahkeme, gerektiği taktirde, hakkaniyet uygun surette, zarar gören tarafın adil tazminine hükmeder. A. Tazminat 41. Başvuran, manevi tazminat olarak 50.000 Avro (EUR) talep etmiştir. 42. Hükümet bu tutarın çok yüksek ve mesnetsiz olduğu görüşündedir. 43. AĐHM başvuranın, Trabzon Đş Mahkemesinin tespiti sonucunda sıkıntı çekmiş olduğu görüşü ile, başvurana manevi tazminat olarak 3.000 Avro (EUR) ödenmesine karar verir (bkz., Erkol, yukarıda atıfta bulunulan 51). B. Masraf ve giderler 44. Başvuran ayrıca AĐHM önünde yaptığı masraf ve giderler için 2.000 AvroAvro (EUR) talep etmiştir. Đddiasına mesnet olarak, avukatı ile yaptığı 1.500 EUR tutarındaki avukatlık ücreti sözleşmesini AĐHM ye ibraz etmiştir. Kalan 500 EUR tutarının ise, karşılığında herhangi bir belge ibraz edemediği, posta giderleri ve çeviri ücretleri ile ilgili olduğunu iddia etmiştir. 45. Hükümet, bu talebin herhangi bir belge ile desteklenmediği görüşündedir.

46. AĐHM içtihatlarına göre, başvuranın masraf ve giderleri geri almaya hak kazanabilmesi için, söz konusu masraf ve giderlerin fiilen gerçekleşmiş, gerekli olduğu için yapılmış ve miktar olarak makul olması gerekmektedir. Mevcut davada AĐHM, elinde bulunan belgeler ve yukarıda belirtilen ölçütler çerçevesinde başvurana tüm başlıklar altındaki masraflarını karşılamak üzere, 1.500 EUR ödenmesinin makul olduğuna karar verir. C. Gecikme faizi 47. AĐHM, gecikme faizi oranı olarak Avrupa Merkez Bankası tarafından marjinal kredilere uygulanan faiz oranına üç puan eklemek suretiyle elde edilecek oranın uygun olduğuna karar vermiştir. BU GEREKÇELERLE MAHKEME OY BĐRLĐĞĐYLE 1. Sözleşme nin 6. maddesinin 2. paragrafı uyarınca başvuranın masumiyet karinesi hakkına ilişkin olarak yapılan başvurunun kabul edilebilir ve başvurunun kalan kısmının kabul edilemez olduğunu oybirliği ile beyan eder; 2. 6 oya karşı 1 oyla, Sözleşme nin 6. maddesinin 2. paragrafının ihlal edildiğine karar verir; 3. 6 oya karşı 1 oyla, (a) Davalı Hükümet in başvurana, Sözleşmenin 44. maddesinin 2. paragrafı uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içinde, ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden Davalı Hükümet in ulusal para birimine çevrilmek üzere, (i) manevi tazminat olarak 3.000 EUR (üç bin Avro) ve vergi olarak ödenmesi gereken her türlü tutarın ödemesine, (ii) masraf ve giderler olarak, 1.500 EUR (bin beş yüz Avro) ve vergi olarak ödenmesi gereken her türlü tutarın ödenmesine ve (b) yukarıda bahsi geçen üç aylık sürenin bittiği tarihten itibaren, ödeme gününe kadar gecikme süresi boyunca, yukarıda belirtilen miktara Avrupa Merkez Bankası tarafından marjinal kredilere uygulanan faiz oranına üç puan eklemek suretiyle elde edilecek oranda basit faiz işletileceğine karar verir. 4. Başvuranın adil tazmine ilişkin diğer taleplerini oybirliği ile reddeder.

Đşbu karar Đngilizce dilinde tanzim edilmiş ve AĐHM Đçtüzüğünün 77. maddesinin 2. ve 3. paragrafları uyarınca 28 Ağustos 2012 tarihinde yazılı olarak tebliğ edilmiştir. Françoise Elens-Passos Yazı Đşleri Müdür Yardımcısı Françoise Tulkens Başkan Sözleşme nin 45. maddesinin 2. paragrafı ve AĐHM Đçtüzüğünün 74. maddesinin 2. paragrafı uyarınca, Yargıç A. Sajo nun muhalefet şerhi işbu karar ekine iliştirilmiştir. F.T. F.E.P. YARGIÇ SAJO NUN MUHALEFET ŞERHĐ Erkol v. Türkiye, no. 50172/06, 19 Nisan 2011, davasında açıklanan gerekçelerle çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım.