Dedikodu (Gıybet)
Gıybet Dedikodu (gıybet), birisinin yüzüne söylenmesinden hoşlanmadığı şeyleri arkasından söylemektir. O kimse söylenen şeyi gerçekten yapmış ise bu gıybet, yapmamış ise iftira olur (Hadis, Tirmizi, Birr 23).
Dedikodu Yasaktır Ey Müminler! Zandan (sanıdan), insanlar hakkında dayanaksız bilgilere dayalı hüküm verip tahmini değerlendirmeler yapmaktan çokça sakının. Çünkü zannın bir kısmı, insanlar hakkında yanlış kanaatlere yol açanı günahtır. İnsanların gizli hallerini araştırmayın, özel meselelerine kulak kabartmayın. Birbirinizin gıybetini, dedikodusunu yapmayın. Sizden biri ölmüş kardeşinin etini yemek ister mi?! Bundan iğrendiniz değil mi?! Öyleyse Allah ın bütün bu emirleri hususunda duyarlı olun (Kur an, Hucurat [49]12).
İnsanları arkasından çekiştirip duran, kaş göz işaretiyle alay ederek onların şeref ve haysiyetleriyle oynayan, sırf ayıp kusur arayan her bir alçağın vay haline! (Kur an, Hümeze [104] 1).
Yüce Allah, gıybet etmenin çirkinliğini belirtmek için onu ölü eti yemeye benzetmiştir. Ölen kişi, etinin yendiğinin farkında olmaz. Gıybet edilen de o anda, gıybet edenin söylediklerini bilmez. Ayrıca bu benzetmede insanın şeref ve namusunun, eti gibi haram olduğuna işaret de vardır (Prof.Dr. Süleyman Ateş, Vatan Gzt., 21 Haziran 2004).
Dedikodunun Genel Sebepleri Kızgınlık ve kin beslemek, intikam duygularını tatmin etmek, hoşça vakit geçirip eğlenmek, rakiplerini gözden düşürmek, kendi kusurlarını örtebilmek için başkalarının kusurlarını öne sürmek, başkalarının eksiklerini açığa çıkararak kendi üstünlüğünü göstermek, insanları küçük görmek, kıskançlık duymak. Gıybetin sebepleri arasında sayılan eğilimleri iki başlık altında toplayabiliriz: Üstün gelmek ve saldırganlık eğilimini tatmin etmek (Abdurrahman Kasapoğlu, Kur an da Gıybet Olgusu, 56, 57).
Gıybet, sözlü veya yazılı dil sembolleri kullanılarak, bazen açık ifadelerle bazen de kinaye yoluyla yapılır. Çeşitli davranışlar, işaretler, imâlar gıybeti gerçekleştirmek için kullanılır. Özellikle kişilerin davranışlarını taklit etmek suretiyle onlarla eğlenmek, gıybetin en ağır olanıdır. İnsanların konuşmalarını, yürümelerini ve buna benzer durumlarını taklit etmek bu tutuma örnek gösterilebilir. Bir kişinin durumunu tasvir etmek için topal yürümek, gözü şaşı yapmak suretiyle gıybet gerçekleştirilebilir (Ebu Muhammed İbn Muhammed el- Gazali, Kimya-yı Saadet, çev. A. Faruk Meyan, Bedir Yay., İstanbul 1970, s. 449; el-gazali, İhyau Ulumi d-din, III, 324; A. Hamdi Akseki, İslam Dini, Nur Yay., Ankara bty., s. 240-241; Hayati Aydın, Kur an da İnsan Psikolojisi, Timaş Yay., İstanbul 1999, s. 298 den naklen: Yrd.Doç.Dr. Abdurrahman Kasapoğlu, Kur an da Gıybet Olgusu, 60).
Şüpheli Durumlara Fırsat Vermeyin Peygamberimizin eşi Safiyye anlatıyor Rasulullah mescitte i tikaftaydı (Ramazanda camiye kapanarak ibadet etmek). Ben bir gece onu ziyarete gittim. Bir süre konuştuk, sonra evime dönmek üzere kalktım. Rasulullah da beni eve götürmek üzere kalktı. Derken yanımızdan iki kişi geçti. Peygamberimizi görünce, oradan uzaklaşmak için hızlandılar.
Bunun üzerine Rasulullah, Ağır olun! Bu kadın Safiyye bintü Huyey dir. buyurdu. Adamlar, Sübhanallah, ya Rasulallah! Bizim, sizin hakkınızda kötü düşünmemiz hiç mümkün mü? dediler. Peygamberimiz, Şüphesiz şeytan, insanın içinde kan gibi dolaşır. Ben, şeytanın sizin temiz gönüllerinize kötü bir şüphe (şerr) atmasından haklı olarak endişe ettim. buyurdular. (Hadis, Müslim, Selam 24 [2175]).
Ya Hayır Söyle Ya da Sus! Allah a ve âhiret gününe iman eden kişi, ya hayır söylesin ya da sussun! Hz. Muhammed (Müslim, İman 74, 75, Lukata 14; Buhârî, Edeb 31, 85).
Kusurları Örtenin Kusurları Örtülür! Dünyada bir mü minin ayıbını örtenin Allah da kıyamet günü ayıplarını örter. (Hadis, Müslim, Zikir 38; Tirmizî, Hudud 3; Ebu Davud, Edeb 60; İbn Mace, Mukaddime 17).
Sosyal Medyaya Dikkat! Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof.Dr. Hamza Aktan, sosyal paylaşım sitelerinde söylenilen yalanların, edilen gıybetin çok daha geniş bir çevrede paylaşıldığı için daha yıkıcı ve daha büyük bir günah olduğunu söyledi (Zeynep Kaçmaz, Zaman Gzt., 03 Ağustos 2012).
Olgun İnsan Çare Üretir! Dedikodu, birisinin yüzüne karşı söyleyemediğimiz şeyleri, onun arkasından konuşarak nefsimizi tatmin etme durumudur. Halbuki olgun bir insan, ayıpladığı o kişiye hatasını bir şekilde söylemeli, söyleyemiyorsa da bunu başka birisine söyletmeli ki o kişi de, yanlışlarından kurtulma fırsatına kavuşsun. Dedikoduyla o kişiden bu imkân esirgenmiş olur.
Dedikodunun Serbest Olduğu Durumlar 1-) Zulme uğrayan bir kimsenin (mazlûmun) hakkını zalimden almak için yetkili şahıslara şikayette bulunması. 2-) İslâmî ölçülere uymayan bir işi, bir durumu (münkeri) değiştirmek, ortadan kaldırmak için veya âsî bir kimseyi doğru yola sokmak gayesi ile başkasından yardım istemek için. 3-) Fetva isterken mecburiyetten dolayı. 4-) Müslümanı şerden ve zarardan sakındırmak için (evlilik, kefillik, ortaklık ). 5-) Bir insan bir kusuru ile şöhret bulur da, o kusur lâkabı ve lâkapla tanınırsa. 6-) Fâsık-ı Mütecahirlerin (açıktan günah işleyip bununla övünenlerin) dedikodusu yapılabilir (ibret almak veya başkalarını sakındırmak için) (İmam-ı Gazzâlî, Gıybet, 82, 85, 89, 94, 102, 103).
Bursa da faaliyet gösteren ve orada en büyük şirketler arasına ismini yazdıran Dost Hırdavat şirketi, dolandırıcılık yaptıkları iddia edilen şirketler arasında olduğu dedikodusu yayılınca, çok kısa bir süre içinde iflasın eşiğine gelmiş. Bunun üzerine sahipleri, bu tabelayı asmış (haber7.com, 18 Ocak 2012).
Kaynakça Gazzali, Gıybet, çev. Yahya Alkın, Bahar Yay., İstanbul 1985. Kasapoğlu, Abdurrahman, Kur an da Gıybet Olgusu, Fırat Üniv. İlahiyat Fak. Derg., c. 11, sayı: 2 (2006), s. 51-70. Küçük, Ubeydullah, Gıybet İlleti, Bedir Yay., İstanbul 1987. Şentürk, Sevim, Gıybet Etmemek Mümkün, Yeni Bahar Derg., sayı: 96, 02 Ocak 2013. Ocak 2015