KAMU ĐŞLETMELERĐ ĐŞVERENLERĐ SENDĐKASI YENĐ DÜZENLEMELER ÇERÇEVESĐNDE SOSYAL GÜVENLĐK MEVZUATI SEMĐNERĐ



Benzer belgeler
ESNAF, ÇİFTÇİ, SANAYİCİ, TÜCCAR VE ŞİRKET ORTAĞI GİBİ BAĞIMSIZ ÇALIŞANLARIN SGK DAN RAPOR PARASI ALMA HAKLARININ AÇIKLANMASI

1) SSGSS Kanununda öngörülen kadın ve erkekler için emeklilik yaşının 2036 yılından başlayarak 65 yaşa yükseltilmesi düzenlemesi aynen korunmuştur.

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

Gelir Testi Yaptırmayanlar Dikkat!

Sosyal Güvenlik Hukuku 1. Ders

ŞEHİRİÇİ TİCARİ TAKSİLERDE ÇALIŞANLARIN SOSYAL GÜVENCESİ

Nüfus Yaşlanması ve Yaşlılığın Finansmanı

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

10SORUDA AİLE SİGORTASI

Türkiye-Yunanistan İş Forumu. İzmir, 8 Mart Ömer Cihad Vardan DEİK Başkanı

İşverenlere Torba Kanun İle Sigorta Prim Teşviki Getirilmiş, Bir İşçi İçin Prim İndirim Tavanı TL ye Kadar Çıkarılmıştır

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Avrupa Bölgesel Sosyal Güvenlik Forumu -1ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK:

/3-1 ÖZET :

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

Yeni Sosyal Güvenlik Sistemi Üzerine Notlar

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

ALMANYA DA SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ SEÇKİN KESGİN

Türkiye de Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Gelişimi. Sağlık Nedir?

Türkiye de Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Gelişimi

SGK Başkanı Fatih Acar CNBC-E nin Canlı Yayın Konuğu Oldu

Başkan Acar SGK Müfettişlerinin Eğitim Seminerine Katıldı

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü GENELGE

Adres : Mithatpaşa Cad. No : 7 Sıhhiye/ANKARA Ayrıntılı Bilgi : A.ARAS Dai. Bşk. V.

İSTANBUL SOSYAL GÜVENLİK İL MÜDÜRLÜĞÜ

YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUSTAFA GÜÇLÜ NÜN KONUŞMASI

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü

VERGĐDEN ĐSTĐSNA KIDEM TAZMĐNATI, ÇOCUK VE AĐLE YARDIMI ĐLE ÖZEL SĐGORTALILARA YAPILAN ÖDEMELERDE ĐSTĐSNA SINIRI

V E R G İ A K T Ü E L

5510 sayılı SSGSS Kanunuyla getirilen sistem bağlanacak emekli aylıklarını düşürecek.

DESTEK DOKÜMANI İŞSİZLİK SİGORTASI KANUNU İLE SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü

Dr. Mustafa KURUCA Isparta da Sosyal Güvenlik Reformunun Yansımaları ve Sosyal Güvenlikte Teşvik Uygulamaları konulu konferans verdi

SAĞLIK HİZMETLERİNİN FİNANSMANI

ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) tarihli ve /12154 sayılı yazınız

SİRKÜLER RAPOR SGK PRİMİNE ESAS KAZANÇLARIN ALT VE ÜST SINIRLARI

81 İl Müdürü Ankara da (1)

EMEKLİLERİN TEKRAR ÇALIŞMASI HALİNDE ALMAKTA OLDUKLARI AYLIKLARI KESİLİR Mİ?

VERGİDEN İSTİSNA KIDEM TAZMİNATI, ÇOCUK YARDIMI VE AİLE YARDIMI İÇİN YAPILAN ÖDEMELERDE İSTİSNA SINIRI

BÖLGESEL TİCARET TOPLANTISI İZMİR

5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Fihristi

Muhasebe, Personel Müdürlükleri ne

İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR!

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş./74

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

6111 SAYILI YASA İLE HİZMET ÇAKIŞMALARINDA GEÇERLİ OLAN SİGORTALILIK STATÜSÜ SİGORTALILAR LEHİNE DÜZENLENDİ

OTOMATİK KATILIMLI BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ İLE İLGİLİ MERAK EDİLENLER

-412- (Resmi Gazete ile yayımı: Sayı: 23777)

SORULARLA MALULLÜK AYLIĞI

SOSYAL GÜVENLİK REFORMU VE ZORUNLU ÖZEL EMEKLİLİK SİGORTASI MODELİ ÖNERİSİ

İŞ HUKUKU ve SOSYAL GÜVENLİK UYGULAMALARI

Sirküler Rapor Mevzuat /130-2 VERGİDEN İSTİSNA KIDEM TAZMİNATI, ÇOCUK YARDIMI VE AİLE YARDIMI İÇİN YAPILAN ÖDEMELERDE İSTİSNA SINIRI

26 milyar YTL'den işsize düşen 1.2 milyar YTL

SOSYAL GÜVENLİK MEVZUATI AÇISINDAN KAYIT DIŞI İSTİHDAMIN İŞVERENLERE MALİYETİ

6728 SAYILI KANUN İLE MUHTASAR VE PRİM HİZMET BEYANNAMESİ UYGULAMAYA KONULMUŞTUR.

SON DÜZENLEMELERLE UYGULAMALI İŞ HUKUKU VE SOSYAL SİGORTALAR MEVZUATI İLE ÜCRET HESAP PUSULASI (BORDRO) BİLGİLENDİRMESİ

İlgili olduğu maddeler : Gelir Vergisi Kanunu Madde 22, 40, 63, 75, 86, 89, Sayılı Kanun Geçici Madde 1. Verilmesini Gerektiren Gelirler

MEVCUT YASALARIMIZ KARŞISINDA DİŞHEKİMLERİNİN EMEKLİLİK SEÇENEĞİ. Hazırlayan: TDB Mali Müşaviri Baset DEMİRBUĞA Mart 2018

SİRKÜLER. Sayı: Mayıs

SGK 4. Olağan Genel Kurulu ÇSG Bakanı Süleyman Soylu nun Başkanlığında Gerçekleştirildi

EV HİZMETLERİNDE ÇALIŞANLARIN SİGORTALILIĞI - SORU CEVAPLAR

Sağlık Reformunun Mali Sürdürülebilirlik Açısından Değerlendirilmesi. A. Tuncay Teksöz Pfizer,Türkiye Sağlık Politikası Koordinatörü

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri,

EVDE ÇOCUK BAKIM PROJESİNİN TANITIMI İZMİR DE GERÇELEŞTİRİLDİ.

Anayasa Mahkemesi, Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 9 bin gün prim ödeme ve yaşında emeklilik gibi birçok maddesini, memurlar yönünden iptal etti

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

Kanun No Kabul Tarihi :

Türkiye Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Analizi Dönemi

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2010/13 TARİH:

T.C. İSTANBUL KALKINMA AJANSI

MÜSİAD İNGİLTERE ŞUBESİ AÇILIŞI , LONDRA. İş ve Siyaset Dünyasının, STK larının Başkan ve Temsilcileri,

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ 1 / 7

AKOFiS SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU Halkla İlişkiler Başkanlığı

167 SAYILI İNŞAAT İŞLERİNDE GÜVENLİK VE SAĞLIK HAKKINDA ILO SÖZLEŞMESİ NİN İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN VERİMLİLİĞİ ÜZERİNE ETKİSİ

HAK-İŞ KONFEDERASYONU

T.B.M.M. CUMHURİYET HALK PARTİSİ Grup Başkanlığı Tarih :.../..«. 8

Kimler Genel Sağlık Sigortası primi ödeyecek?

DESTEK DOKÜMANI SAYILI KANUNUN GETĐRDĐĞĐ DEĞĐŞĐKLĐKLER ve ĐK(ĐK/Tiger2Bordro/GoBordro/Bordro/TigerBordro) ÜRÜNLERĐNE ETKĐLERĐ

SGK Başkanı Fatih Acar, İnsani Değerler Derneği ve Demokraside Birlik Vakfı Tarafından Düzenlenen Konferansta Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı

Özürlülerin. Sosyal Güvenlik. Özürlülerin Emeklilik

GENEL SAĞLIK SİGORTASI UYGULAMASI VE GELİR TESTİ

MESLEKİ EĞİTİM VE İSTİHDAM KONUSUNDA 6111 SAYILI KANUNDA YAPILAN DÜZENLEMELER

ALMANYA DA 2012 ARALIK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER

GÖRÜŞ BİLDİRME FORMU

1. ÜCRETLĐ VEYA ĐŞVEREN TARAFINDAN BĐREYSEL EMEKLĐLĐK SĐSTEMĐNE ÖDENECEK KATKI PAYLARI VE SĐGORTA ŞĐRKETLERĐNE ÖDENEN ŞAHIS SĐGORTA PRĐMLERĐ

Uygulama ile ilgili örnekler de içeren ve yeterince açık olan ve ek açıklama gerektirmeyen sözkonusu tebliğ sirküler ekinde gönderilmiştir.

SİRKÜLER RAPOR GENELGE 2008/4. Sirküler Tarihi: Sirküler No: 2008/14

Mesleki Deneyim. Eğitim Bilgileri. Prof. Dr. Nurşen CANİKLİOĞLU. Profesör Marmara Üniversitesi Doçent Marmara Üniversitesi

Değerli misafirler, Kıymetli iş insanları... Basınımızın değerli temsilcileri... Hanımefendiler... Beyefendiler...

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2017/48

KAYIT DIŞI İSTİHDAM VE SOSYAL GÜVENLİK

VERGİDEN İSTİSNA KIDEM TAZMİNATI, ÇOCUK YARDIMI VE AİLE YARDIMI İÇİN YAPILAN ÖDEMELERDEN İSTİSNA SINIRI

MUHASEBE MESLEĞİNİN GELECEĞİ VE TÜRMOB BAĞIMSIZ DENETİM MERKEZİ

BASAMAK SATIN ALAN BAĞ-KUR LULARIN

GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNUNUN KURUMSAL UYGULAMALARIMIZA GETİRDİĞİ DEĞİŞİKLİKLER

Herkes Oy Kullanıyor! Emekliliğiniz ve sağlığınız için kırmızı oy zarfı.

Transkript:

KAMU-ĐŞ KAMU ĐŞLETMELERĐ ĐŞVERENLERĐ SENDĐKASI YENĐ DÜZENLEMELER ÇERÇEVESĐNDE SOSYAL GÜVENLĐK MEVZUATI SEMĐNERĐ Ankara, 2007

KAMU-ĐŞ KAMU ĐŞLETMELERĐ ĐŞVERENLERĐ SENDĐKASI YENĐ DÜZENLEMELER ÇERÇEVESĐNDE SOSYAL GÜVENLĐK MEVZUATI SEMĐNERĐ 29-30 Kasım 2006 Ankara, 2007

TAKDĐM Sosyal Güvenliğin sağlanması, modern devletlerin temel görevlerindendir. Çünkü hayatları boyunca birtakım risklerle karşılaşması muhtemel olan insanların, sağlıklarını ya da çalışma güçlerini kaybettiklerinde veya yaşlılıklarında, hayatlarını insan onuruna yakışır bir şekilde sürdürebilmek için başta asgari bir gelire sahip olmanın yanında, diğer sosyal güvenlik desteklerine ihtiyaç duymaları kaçınılmazdır. Bu durumda olan insanların, piyasanın acımasız kurallarına terk edilmesi ise devlet olma sorumluluğu ile bağdaşmaz. Đşte bu nedenle modern devlet, diğer kurum ve kurallarının yanında vatandaşlarının sosyal güvencesini sağlayan devlettir. Modern Türkiye Cumhuriyeti devleti, kurulduğu günden bu yana adım adım geliştirdiği sosyal güvenlik hizmetlerini, bu defa yeni bir düzenleme ile tek çatı ve tek mevzuat içerisinde toplamak amacıyla, 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu nu yürürlüğe sokmuş bulunmaktadır. Her ne kadar, mevcut mevzuata istinaden devletimizin ve tarafların ciddi teorik ve pratik tecrübeleri varsa da yeni mevzuat, kabul etmek gerekir ki yeni sorunları da doğuracaktır. Đşte bu nedenle, Kamu Đşletmeleri Đşverenleri Sendikası olarak, 5510 sayılı Yasanın, uygulamaya başlanmadan önce tartışılması ve değerlendirilmesinin gerekli olduğu düşüncesiyle, her kesimden geniş katılımlı bir seminer düzenledik. Bu eser, 29-30 Kasım 2006 da Ankara Başkent Öğretmenevi nde düzenlenen bu seminerde sunulan tebliğlerin, sorulan soruların ve katkıların kitaplaştırılmış halidir. Kamuoyuna yararlı olmasını diliyor, saygılarımızı sunuyoruz. KAMU-ĐŞ Kamu Đşletmeleri Đşverenleri Sendikası

ĐÇĐNDEKĐLER Açılış Konuşmaları... Prof.Dr.Kadir ARICI Tebliğ : Sosyal Güvenlik Kurumunun Yeni Yapısı ve Đşleyiş Esasları. Genel Görüşme... Doç.Dr.Nurşen CANĐKLĐOĞLU Tebliğ : Kısa Vadeli Sigorta Kolları Açısından Yeni Mevzuatın Getirdiği Değişiklikler... Genel Görüşme... Prof.Dr. Ali Nazım SÖZER Tebliğ : Genel Sağlık Sigortası... Genel Görüşme... Yrd.Doç.Dr. Levent AKIN Tebliğ : Uzun Vadeli Sigorta Kolları Açısından Yeni Mevzuatın Getirdiği Değişiklikler... Prof.Dr.Müjdat ŞAKAR Kazanılmış Haklar Bakımından Yeni Mevzuatımız... Genel Görüşme... Prof.Dr.Yusuf ALPER Tebliğ : Sosyal Güvenliğin Finansmanı/Primler... Genel Görüşme... Genel Değerlendirmeler...

AÇILIŞ KONUŞMALARI Erhan POLAT (KAMU-ĐŞ Genel Sekreteri) : Sayın Başbakan Yardımcım, Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanım, sayın milletvekillerim, sayın hocalarım, Yargıtayımızın ve mahkemelerimizin sayın hâkimleri, TĐSK in sayın Başkan Vekili ve Genel Sekreteri, TÜRK-ĐŞ ve HAK-ĐŞ imizin sayın genel başkanları ve yönetim kurulu üyeleri, işçi ve işveren sendikalarımızın değerli başkan ve yöneticileri, üye kuruluşlarımızın saygıdeğer temsilcileri, muhterem davetliler ve basınımızın kıymetli mensupları; Kamu Đşletmeleri Đşverenleri Sendikasının düzenlemiş olduğu bu seminere hoş geldiniz diyor, bu seminere iştirak ederek bizleri onurlandırdığınız için hepinize şükranlarımı arz ediyorum. Bugün ve yarın, iki gün burada, 31.5.2006 tarihinde kabul edilerek 16 Haziran 2006 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan ve 1.1.2007 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek olan (*) 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun amacı, işleyişi ve bizlere getirdiği hak ve yükümlülükleri değerlendireceğiz. Takdir edersiniz ki, böyle kapsamlı bir kanunu iki gün gibi kısa bir sürede değerlendirmek veya yorumlamak mümkün değildir; ama, en azından genel prensiplerini ve ana hatlarıyla hepimizin ilgisini çeken bazı bölümlerini burada ele alacağız. Sayın bakanlarım, değerli katılımcılar; bu kanunla, ülkemizde yıllarca dile getirilen, fakat bir türlü gerçekleştirilemeyen, üç sosyal güvenlik kuruluşunun tek çatı altında birleştirilmesi hayata geçirilmiş oluyor. Buna ister reform diyelim, ister devrim diyelim, ismini ne verirsek verelim hiç fark etmiyor. Bu kanun, yılların özlemine cevap verecek ve bundan sonraki yıllarda, Türk toplumunun sosyal güvenliğini ve geleceğini düzenleyen bir kanun niteliğindedir. (*) Yasa nın yürürlüğü, 2007 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu nun 30/4 üncü maddesiyle 01.07.2007 ye ertelenmiş olup, bu eser baskıya hazırlandığı sırada yürürlüğün bu defa 2008 yılı başına erteleneceği Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından kamuoyuna açıklanmış bulunmaktaydı.

Bu mevzuatın asıl önemli bölümü ise; Anayasamızın 56 ncı maddesinde yer alan, devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak ve insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler, devlet bu görevini, kamu ve özel kesimdeki sağlık ve sosyal kurumlardan yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir, sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurabilir hükmü ve gene Anayasamızın 60 ıncı maddesinde yer alan, herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir düzenlemesinin gereği olarak, mevcut sosyal güvenlik kurumlarının kapsamında olan sigortalıların yanında, bugüne kadar herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna üye olmayan veya mevcut Sosyal Güvenlik Kurumu kanunlarının üye olabilme şartlarını yerine getirememesi nedeniyle, herhangi bir sosyal güvenlik kurumunun şemsiyesi altına girememiş olanların; yani tüm vatandaşların sosyal güvenlik kapsamına dahil edilerek genel sağlık sigortası kapsamında yer almasını sağlayan ve buna imkân veren bir kanundur. Bu kanunla, devletimiz, vatandaşına karşı sosyal devlet olmanın gereğini yerine getirme adımları atılmıştır. Kamu Đşletmeleri Đşverenleri Sendikası da bu semineri organize ederek, kamuoyuna karşı sosyal sorumluluğunun gereğini, üyelerine karşı ise yerine getirmesi gereken görevlerinden birisini ifade etmenin mutluluğunu yaşamaktadır. Kamuoyumuz, kendilerini ilgilendiren ve ülkemiz insanına, bugüne kadar sahip olmadığı birçok hak ve imkân getiren bu kanun hakkında maalesef yeteri kadar bilgiye sahip değildir. Bu seminer, sosyal güvenlik alanında ülkemizdeki en seçkin bilim adamlarımızın engin bilgilerini bizimle paylaşmalarına ve eksik bilgilerimizin tamamlanmasına vesile olacaktır. Sayın bakanlarım, değerli katılımcılar; bu seminerde yapılacak konuşmalar ve sunulacak tebliğler bir kitap hâline getirilerek sizlere ulaştırılacaktır. Sizlere ulaştırılmakla beraber, bu konuya ilgi duyan herkesin istifadesine sunulacaktır. Kamu Đşletmeleri Đşverenleri Sendikası, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yapacağı yayınlar ve gerek kendi üyelerine yönelik gerekse tüm kamuoyunu ilgilendiren seminerlerle çalışmalarını sürdürmeye devam edecektir. Bu seminerimizin ve bundan sonra yapacağımız çalışmaların amacına ulaşması dileğiyle hepinize tekrar hoş geldiniz diyor, saygılarımı sunuyorum.

Saygıdeğer davetlilerimiz, Sayın Başbakan Yardımcımız Mehmet Ali Şahin Bey ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Sayın Murat Başesgioğlu Bey seminerimizi şereflendirmişlerdir. Başbakan Yardımcımız Sayın Mehmet Ali ŞAHĐN Beyin Başbakanımız adına yapması gereken kabulleri olduğu için programımızda bir değişiklik yapmak durumunda kaldık; Bu nedenle Sayın Başbakan Yardımcımızı bizlere hitap etmek için kürsüye arz ediyorum. Buyurun efendim. Mehmet Ali ŞAHĐN (Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı) : Saygıdeğer Bakan arkadaşım, sevgili konfederasyon başkanı arkadaşlarım, yargı mensuplarımız, sevgili hocalarım, milletvekili arkadaşlarım, hanımefendiler, beyefendiler, değerli basın mensupları; hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Kısa adı KAMU-ĐŞ olan, Kamu Đşletmeleri Đşverenleri Sendikasınca düzenlenen, bana göre çok önemli bir seminer çalışmasında birlikteyiz. Bugün burada, yeni sosyal güvenlik mevzuatı nı tartışmak, getirdiği yenilik ve değişiklikleri ortaya koymak ve ülkemize kazandıracağı olumlu ya da olumsuz unsurları görüşmek ve bir kez daha, medyamız ve uzmanlarımız aracılığıyla kamuoyunun gündemine taşımak amacıyla bir araya geldik. Biraz önce Erhan Polat Beyin de ifade ettiği gibi, ülkemizde yaşayan herkesi ilgilendiren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, önümüzdeki yılın hemen başında, yani 2007 yılının ilk günü itibarıyla yürürlüğe girecek. Bu kanunla, sosyal güvenlik alanında çok kapsamlı bir anlayış, zihniyet değişikliği hayata geçirilmekte. Kişinin doğumundan ölümüne kadar karşılaşacağı her türlü sosyal risklere karşı, Anayasamızda ifadesini bulan sosyal devlet anlayışına dayalı, daha adaletli ve etkili bir sistem, uygulama imkânı bulacak. Reformun yapılmasındaki temel amaç: Nüfusun tamamını içine alan, tek bir emeklilik ve tek bir sağlık sistemini oluşturarak sosyal

güvenlik kurumlarını tek bir çatı altında birleştirebilmektir. Adaletli, kolay erişilebilir, etkin ve mali açıdan sürdürülebilir olması, bu reformun temel ayaklarını oluşturmaktadır. Şu soru sorulabilir: Peki, ama bu nasıl gerçekleşecek, hayata nasıl yansıyacak? Bu reform hayatımıza ne tür yenilikler ve ilkler getirecek? Bugün sıkıntısını çektiğimiz hangi olumsuzluk ve yanlışları düzeltecek? Öncelikle bu sorulara yanıt vermenin gerekli olduğunu düşünüyorum. Sevgili dostlar, bildiğiniz gibi, sosyal güvenlik sistemimiz iki ana sütun üzerinde durmaktadır: Bunlardan birincisi, genel sağlık hizmetleri ; diğeri ise, kişilerin hak ettikleri ölçüde insanca yaşamalarını sağlayacak bir emeklilik güvencisi ne kavuşabilmeleridir. Genel sağlık sigortası ile ilk defa bu ülkede yaşayan herkes, hiçbir istisna, hiçbir ayırım yapılmadan, hiçbir toplum kesimi dışlanmadan kamu sağlık güvencesine kavuşmuş olacaktır. Artık hiç kimse, parası yok yahut güvencesi yok diye hastane kapılarından geri döndürülmeyecektir. Bunun anlamı: Herhangi bir sağlık sistemine dahil olmayan, olamayan yaklaşık 20 milyon vatandaşımızın sağlık şemsiyesinin altına alınmasıdır. Örneğin, bundan önce, SSK ve Emekli Sandığı kapsamındaki hastalar ancak mahkeme kararıyla tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olabilme şansı bulabiliyorlarken yahut yeşil kart sahipleri bu imkândan hiç yararlanamazlarken, artık tüm vatandaşlarımıza bu imkân sağlanmış olmaktadır. Yahut yurt içinde tedavi imkânı olmayan hastalar ve tüm vatandaşlarımız, hiçbir ayırıma tâbi tutulmaksızın yurt dışından da sağlık hizmeti alabileceklerdir. Değerli katılımcılar, kısaca, ödeme gücü olmayanın, yoksulun, yetimin, işsizin sağlık primlerini bundan böyle devlet ödeyecektir. Daha da önemlisi, 18 yaşın altındaki çocuk ve gençlerimizin tamamı, sağlık hizmetlerinden hiçbir şart aranmaksızın yararlanabilecektir. Hepinizin çok iyi bildiği gibi, bugüne kadarki uygulamada, SSK ya da yeşil kart kapsamında olan kişilerin çocukları, ebeveynleri tarafından tescil edilmedikleri ve primleri ödenmediği takdirde bu güvenceden mahrum kalıyordu. Đşte, getirilen bu yeni düzenlemeyle, 18 yaş altında yer alan genç nüfusumuz için başka prim ödeme zorunluluğu duymadan bütün bürokratik işlemleri ortadan kaldırarak bir devrimi gerçekleştirmiş oluyoruz. Bu değişiklik, sosyal güvenlik reformunun belki de en önemli ayağını oluşturmaktadır. Bu yasayla getirilen bir başka ilke ise, kişisel koruyucu sağlık hizmetlerinin de sosyal güvenlik kapsamına alınmış olmasıdır. Böylece, öncelikle, koruyucu sağlık hizmetlerine kaynak aktarılmakta ve bireylerin

sağlıklı kalması için yapılan her türlü uygulamalar da kapsam içine alınmaktadır. Sevgili dostlar, sağlık sisteminde getirilen bir başka önemli değişiklikse, hastaya, hastanesini ve doktorunu seçme özgürlüğünün tanınmış olmasıdır. Yeni sistemin uygulamaya girmesiyle birlikte; hastane kapılarında beklemek, hastane odalarında yer bulabilmek yahut eczane önlerinde ilaç alabilmek için oluşturulan kuyruklar artık ortadan kalkmış olacaktır. Kısaca şunu vurgulayabiliriz ki; dünün hantal, eşitsizlik yaratan, etkinliği sınırlı ve en önemlisi, aktarılan çok büyük kamu kaynaklarına rağmen hiç kimseyi memnun etmeyen sağlık sistemi, yerini, çağdaş, insana değer veren ve mali açıdan daha etkin bir yapıya bırakacak olmasıdır. Artık sağlık alanında, SSK lı, BAĞ-KUR lu, Emekli Sandığı üyesi ayırımı ortadan kalkıyor; artık, yeşil kart sahibi, sistemin üvey evladı olmaktan kurtuluyor. Şunu hep birlikte kabul etmeliyiz ki; sağlık herkes içindir ve herkes bu sağlık sisteminden, ihtiyacı ne ise, en iyi biçimde yararlanabilmelidir. Sevgili arkadaşlarım, sistemin ikinci ana sütunu, biraz önce de ifade ettiğim gibi, emekliliktir. Ne yazık ki, bu alanda ülkemiz aktif-pasif dengesini kaybetmiş durumdadır. Aslında, mali açıdan bu sistem sürdürülebilir olma niteliğini kaybettiği için reform gerekliliği daha çok bu açıdan ortaya çıkmıştır. Uzmanları çok daha iyi bilirler ki, Avrupa Birliği ülkelerinde her bir emekli aylığı için toplam 4 çalışan prim ödemektedir. Peki, ülkemizde durum nedir? Elimdeki verilere göre, -ki Sayın Bakanımız, ilgili arkadaşlar çok daha yakinen bilirler- örneğin 2004 yılında çalışan sigortalı sayısı 6 milyon 952 bin 848; pasif, yani çalışmayıp aylık kalan kişi sayısı 4 milyon 120 bin 866. Peki, 2004 yılında SSK dan aylık alan 100 sigortalıya ne kadar çalışan düşüyor? 169. Şimdi nedir? Şu anda 2006 yılındayız. Elimdeki verilen Haziran ayını gösteriyor. Haziran 2006 tarihi itibarıyla aktif sigortalı sayısı 8 milyon 186 bin 114; yine Haziran 2006 itibarıyla pasif sigortalı sayısı 4 milyon 403 bin 284. Oran: 1.86. Demek ki, bu yasa yürürlüğe girmeden, önceden beri, özellikle Hükümetimiz döneminde, bir emekliye karşılık çalışan kişi sayısında, 1.69 dan 1.86 ya olmak üzere nispi bir artış görülmektedir. Tabii ki, bunu yeterli saymamız mümkün değildir. Biraz

önce özellikle Avrupa Birliği ülkelerinden örnek verdim; 1 e 4 olduğu ifade edildi. Peki, Türkiye, sosyal güvenlik açıklarını kapatmak için ne yapmalıdır? Bunu en az ikiye katlamalıdır, yani 360 ı, 400 ü bulmalıyız. 100 emekliye karşılık 360 çalışan, 400 çalışanı yakaladığımız an, Murat Bey, herhâlde bu sorunu büyük ölçüde çözmüş olacağız. Zaten, çıkartmış olduğumuz bu yasanın da temel amacı budur. Peki, bu hemen gerçekleşir mi? Şüphesiz ki gerçekleşmez. Bu konuda orta ve uzun vadeli çalışmalarımızı hedefine ulaştırmak zorundayız. Zaten bu yasa, hemen netice versin, bu sorunları hemen çözsün mantığıyla hazırlanmadı. Mutlaka, bunun yapılması gerekiyordu, bir an önce yapılması gerekiyordu. Bu adım atıldı ve inanıyorum ki, orta ve uzun vadede, demin söylediğim rakamlara Türkiye kavuşacaktır. Kavuşmalıdır; aksi hâlde sorun giderek büyüyecektir. Değerli arkadaşlarım, biraz önce de ifade ettiğim gibi, bu kanunla, Emekli Sandığı, SSK ve BAĞ-KUR gibi birbirinden çok farklı uygulamalara sahip emeklilik kurumları tek bir çatı altında bir araya getirilerek, yerlerini Sosyal Güvenlik Kurumu na bırakıyorlar. Bugüne kadar birbirinden farklı emeklilik kurumları içinde yer alan vatandaşlarımız, aynı miktarda prim ödemelerine rağmen birbirlerinden çok farklı, hatta büyük bir çoğunluğu mağdur eden emekli aylıkları almaktalar. Hatta o kadar ki, eski sistemde, yüksek prim ödeyen düşük miktarda emekli aylığı alabilirken, daha düşük prim ödeyenlerse daha yüksek miktarda emekli aylığı alabilmekteydiler. Bu reform, sistemdeki bu adaletsizlik ve çarpık uygulamayı da ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Emeklilik uygulamaları bir bütün olarak değerlendirilmiş ve aynı ölçütlere bağlı hâle getirilmiştir. Dolayısıyla, yeniliğin esası: Aynı miktarda emeklilik primi ödeyen herkesin, ödediği prim miktarı ve çalışma süresiyle orantılı olarak aynı miktarda ve oranda emekli aylığı alabilmesidir. Böylece, yalnızca sağlık sisteminde değil, emeklilikte de adaletli bir uygulamaya gidilmiş olacaktır. Şurası unutulmamalıdır: Altını çizerek ifade etmek durumundayım, mevcut çalışanlarımızın kazanılmış haklarına dokunulmamaktadır. Sevgili dostlar, Hükümetimizce hayata geçirilecek olan Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun mükemmel olduğunu, hiçbir eksiklik içermediğini söyleyemem. Mutlaka, her şeyde olduğu gibi, bu kanunda da eksiklikler mevcut olabilir. Ben, bu kanunun yürürlüğe girmesine çok az bir zaman kala düşünülen bu seminerin bile böyle bir amacı taşıdığını düşünüyorum. Burada taraflar; işveren, işçi kesimi, uzmanlarımız, hocalarımız tartışacaklar. Biz, Hükümet olarak bu konuda

son derece iyi niyetliyiz ve halis bir düşünceye sahibiz. Hiçbir zaman hiçbir konuda peşin hükümlü olmadık. Bu yasa tasarısı hazırlanırken, - Murat Bey buradadır- defalarca sosyal kesimlerle bir araya gelmiş, hatta Türkiye Büyük Millet Meclisinde Komisyonda yasa tasarısı görüşülürken dahi yeni önerileri değerlendirebileceği şeklinde bir tavır takınmıştır. O bakımdan, yasalaşan ve yılbaşında yürürlüğe girecek bu kanunun eksikleri olabileceğini düşünüyoruz. Mutlaka tartışılacaktır. Eğer bu eksiklikleri görürsek, zamanı geldiğinde Hükümet olarak bu eksikleri gidermek için adımlar da atarız. Bu açıdan, bizlere baştan beri yardımcı olan, emek harcayan, tartışan siz değerli sendikacı arkadaşlarıma, sivil toplum örgütlerine ve yöneticilerine, uzmanlara ve özellikle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Sayın Başesgioğlu na ve değerli mesai arkadaşlarına Hükümetim adına bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu reformun, bu kanunun milletimize hayırlı olmasını diliyorum; bu seminerin de verimli geçeceğine, çok önemli fikirlerin, düşüncelerin ve önerilerin ortaya çıkacağına inanıyorum. KAMU-ĐŞ in değerli Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Haşim KEKLĐK e, Genel Sekreteri Sayın Erhan POLAT a ve sendika mensuplarına da bu seminer nedeniyle teşekkürlerimi ve takdirlerimi sunuyorum. Hepinizi sevgiyle, saygıyla, muhabbetle selamlıyorum efendim. Salih KILIÇ (TÜRK-ĐŞ Başkanı) : Sayın Bakanım, işçi ve işveren kuruluşlarının değerli başkan, yöneticileri, kamu kurum ve kuruluşlarının değerli genel müdür ve genel müdür yardımcıları, yargı mensupları, basınımızın değerli çalışanları, değerli konuklar; Sizleri şahsım ve TÜRK-ĐŞ Yönetim Kurulu adına saygıyla selamlıyorum. Ülkemizin en temel sorunlarından biri olan sosyal güvenlik konusundaki bu toplantıyı düzenleyen KAMU-ĐŞ yönetimini kutluyorum. Değerli konuklar, günümüzde yalnız ülkemizde değil, tüm dünyada sosyal güvenlik sisteminde sorunlar vardır; ancak her ülke, sorunlarına, kendilerine özgü şartlar içerisinde ele alarak çözüm yollarını aramışlardır. Sosyal güvenlik sistemine ilişkin arayışları başlıklar hâlinde topladığımız zaman; birincisi, mevcut sisteme bağlı kalarak çözüm

üretmek en akılcı, rasyonel çözüm yollarıdır, diğeri ise, yeni model oluşturmaktır. Avrupa Birliği ülkeleri, (büyük çoğunluğu) yürürlükteki sistemleri değerlendirerek ele almışlardır. Yeni yürümekte olan modelin esasına bağlı kalınarak çözüm üretilmeye çalışılmıştır. Nitekim Fransa ve Almanya, yeni model oluşturma arayışları içerisindeyken, tepkiler nedeniyle geri çekilmiştir. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde ise, mevcut sosyal güvenlik sistemleri tasfiye edilerek yeni model üretilmiştir. Ülkemizde mevcut sisteme bağlı kalınarak daha ucuz maliyetle sorunların çözüme kavuşturulması yerine, mevcut sistem tasfiye edilerek ve yeni bir modelin ortaya konduğunu hep beraber yaşamaktayız. Ne yazık ki, oluşturulan bu yeni modelde, ülkemizin ve çalışma hayatımızın kendine özgü şartlarının dikkate alınması konusunda hassasiyetin istenen seviyede gösterilemediğini gördük. Tepkileri, her ne kadar Çalışma Bakanımızın, diyalog yoluyla çözüm yolları arama girişimleri konusundaki gayret ve çabaları olduysa da bunları aşan gelişmeleri hep beraber yaşadık. Değerli konuklar, sosyal güvenlik sisteminin çözüme kavuşturulmasının şartları bellidir. Đşsizlik sorunu ciddi manada gelişirken, kayıt dışı istihdam ın yüzde 55 leri bulduğu ve bu ölçüler içerisinde geliştiği bir ortamda, sistemin içinde ve şartlarında özerk yapının da istenen seviyede gelişmediğini gördüğümüz zaman, aktüeryal dengelerin de bu şartlar içerisinde, demin Sayın Başbakan Yardımcımızın da dediği gibi, yakalanma imkânının uzun perspektifte biraz zor olacağını görmek gerektiği kanaatindeyim. Sosyal güvenlik sistemimizin kalıcı olarak sorunlarını çözmek belli şartlarda mümkün olabilecektir. Sosyal güvenlik sisteminin en önemli ayaklarından biri olan sağlık sistemi nde yaşanılan sorunların bir kısmını görüyoruz, izliyoruz; Bu sorunları burada bulunan emekliden aktif çalışanlara kadar herkes de yaşamaktadır. Bu konudaki belirli uyarılarımıza rağmen, belirli şartların gelişmesini ve genel anlamda hastanelerin ortak kullanımı, ilacın serbest bırakılması, eczanelerden alınması, emekliye ve çalışana hem hekim özgürlüğü, hem de hastane özgürlüğünü getiren bir düzenlemenin olumlu olduğunu görüyoruz ve izliyoruz; bunun yansımalarından da yararlanıyoruz. Ancak, hizmetlerin ucuzlayacağı iddiası inandırıcı olmadı. Onun yanı sıra, külfetin devamlı suretle çalışanların üzerinde olduğuna, işçi, emekli ve kamu çalışanları, yani memurların da çok zor durumda kaldığına bir tane örnek vermekte yarar görüyorum. Bu toplantının seviyesi itibarıyla örnek değil, ama

yaşananı görmekte yarar vardır. Bir emekli; sendikacılıktan emekli olmuş bir arkadaşımız kalp pili taktırıyor. Kalp pilinin fiyatı 2.5 milyon YTL. Sosyal Sigortalar Kurumu 180 dolar veriyor. Bunun karşılığında bu pili takan emekli, geri kalan parayı nereden vereceğim diye düşünüyor. Diğer bir örnek ise, özel hastanede karşı karşıya kalınan bir hadise üzerine olacak. Bir emekli aniden hastalanıyor; acilen en yakın hastaneye götürülüyor. Yoğun bakım masrafı 40 milyar tutuyor. Bunun 9 milyarı laboratuar, 8 milyarı yoğun bakım, 6.5 milyarı tetkik, 5 milyarı da ilaç. Bunun 5 milyarını Sigorta ödüyor. Geri kalan 35 milyarın kim tarafından ödeneceği tartışma konusu. Ya burada özel hastane külfeti veyahut da yükü abartılmış rakamdır veyahut da Sigortanın verdiği para yeterli değildir. Arada kalan, çalışanla emekli olanın ıstırabıdır. Maliyetler arttıkça faturanın çalışanlara kesildiğini gördüğümüzü söylemeliyiz. Ama bunun seslendirilmesi konusunda ise, zaten Maliye Bakanlığının 8 sayılı tebliği de bu maliyetleri göstermektedir. Genel sağlık sigortası uygulamasının da bu mantıkla düzenlenmesinden dolayı yeni kurulan emeklilik sisteminde de benzer sorunlar yaşanacaktır. Sosyal güvenlik sistemlerinin merkezinde insan vardır. Sistemler insan için oluşturulur; bunların yararları doğrultusunda geliştirilir. Ülkemiz çalışma hayatının şartları göz ardı edilerek, emeklilik yaşıyla prim gün sayısının emeklilik hakkını ortadan kaldırabilecek düzeylerde ağırlaştırılmış olduğu kanaatini vurgulamakta, buna karşılık, nispi olarak emekli aylıklarının düşürülmesinin, gelecekte amaçlanan sosyal hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmayan bir davranış biçimi ve düzenlemesi olduğunu görmekte yarar vardır. Alt sınır uygulaması kaldırıldığından, 1.1.2007 günü itibarıyla sürekli iş göremezlik gelirlerinin 375 YTL den, 130 TL ye kadar düşeceğini görebilmeliyiz. Yetişkin kız çocuklarına ödenen çeyiz parası, 24 aylık tutardan 12 aylık tutara inecektir. Çalışan emeklilerin ödedikleri sosyal güvenlik destek primi yüzde 33.5 seviyesine yükselecektir. Tavandan prim ödeyen bir kişiye 1.164 YTL prim ücreti külfeti yeni olarak gelecektir; aynı şekilde, askerlik borçlanması da yüzde 32 lere yükselecek bir seviyeye gelecektir.

18 yaşını doldurmuş, 45 yaşından gün almış tüm sigortalılar diş protezinden yararlanacaktır. Yararlananlar ise, yüzde 50 oranında katkı payı ödeyeceklerdir. Aynı şekilde, tüm sağlık kuruluşları tarafından, devlet hastaneleri dahil, yatakta tedavi görecek hastaların, otelcilik adı altında, protokolle belirlenen yatak ücretlerinin iki katı tutarında fark ödeyebilecektir. Sigortalılık süresi düzenlendiğinden itibaren hizmetten yararlanan sigortalıların, 1.1.2007 tarihinden sonraki sigortalılık süreleri yaştan düşmeyecektir. Yükümlülüklerde norm ve standart birliğinin sağlanmasına karşın, haklarda norm ve standart birliğinin sağlanmasında eksikliklerin olduğunu ve dolayısıyla, kanundaki teknik eksiklikler yüzünden halen uygulanan, daha doğrusu uygulama esaslarını belirleyen yönetmeliklerin de çıkamaması gibi şartların olumsuzluklarıyla karşı karşıya kalacağımızı görmek gerekir. Değerli konuklar, ülke şartlarıyla bağdaşmayan bu düzenlemeler, kaldı ki bütün bu düzenlemelerde de sistemin temel sorunlarını da çözme konusunda kısa zaman içerisinde yeni değişikliklerin yapılması zarureti olacağı kanaatini paylaşmaktayız. Aksine, gelecekten umudunu kesen emekli ve çalışanların da kayıt dışına kayabileceği endişesini de taşımaktayız. Bunun sonucu olarak getirilen düzenlemelerin sistemin finansman açığını gelecekte büyütebileceği endişesini de taşımaktayız. Çok önemsediğimiz diğer önemli eksiklik ise, nüfusun asgari yüzde 20 sini oluşturan yoksul kesimin sosyal koruma programını içeren Sosyal Yardım ve Primsiz Ödemeler Kanununun halen Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçmemesi, bu sosyal güvenlik sisteminin tek çatı altında bütünleşmesi açısından sistemin eksik kaldığını ifade etmekte yarar görüyorum. Hak sahipliğinin somut olarak tanımlandığı, hak sahibi durumundaki herkesin kolayca erişebileceği çağdaş sosyal yardım ve ödeme sistemi sunan Sosyal Yardım ve Ödeme Kurumu oluşturulmadıkça çağdaş sosyal hukuk devletinin ilkelerine uygun sosyal güvenlik sisteminin kurulmasının bir ayağının eksik olarak devam ettiğini göreceğiz. Değerli konuklar, sosyal güvenlik sisteminin yeniden yapılandırılması düzenlemelerinin, Anayasanın 60 ıncı maddesinin belirlediği herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğuna dair

düzenlemesi ve Anayasanın eşitlik ilkeleri açısından bazı düzenlemelerin devletin, sağlık hakkını koruma ve eşitlik ilkeleriyle bağdaşmayacak noktaya gelebileceğini de düşünmekte yarar vardır. Adil ve ölçülü olmadığı gerekçesiyle Cumhurbaşkanımız tarafından iptal isteğiyle Anayasa Mahkemesine başvurulan bu hususlarda bu başvurunun yeni bir fırsat olarak görülmesi ve gereken bazı düzenlemelerin, Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçeleri de dikkate alınarak tekrar düzenlenmesi; bu konuda geniş mutabakatların sağlanarak, öncelikle bu konudaki hizmet sunan tüm kamu kurum ve kuruluşları, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu dahil, kamu kaynaklarının tek çatı altında bütünleşmiş, daha geniş, kapsamlı bir yapıya kavuşturulmasında yarar vardır. Yoksul kesimi koruma programına alan, hak sahibinin kolayca ulaşacağı, çağdaş hizmet sunan Sosyal Yardım ve Ödeme Kurumunun oluşturulmasının zaruret olduğu, bundan da kaçınılmaması gerektiği, aksi hâlde bu Sosyal Güvenlik Kuruluşunun eksik devam edeceği ve istenen seviyelerde hizmetin sunulamayacağı düşüncesini paylaşmaktayız. Ülke şartlarına uygun şekilde kalıcı olarak sorunların çözülmesi veya sorunları çözebilecek, toplumsal destek alınmış sosyal güvenlik sistemini kurmak hepimizin genel arzu ve isteğidir. Sosyal güvenlik sistemindeki söylem ve yapılan düzenlemelerden çok, yaşananlar ve yaşanacaklar önemlidir. Önemli olan da bunu görebilmektir, buna göre tedbirleri alabilmektir. Bu içten duygu ve düşüncelerimle, bu programın, hem sosyal güvenlik sisteminin daha ayrıntılı tartışılabilme ve eksiklerinin görülebilmesi açısından geleceğe perspektif yaratılması ve dolayısıyla da, buradaki katılımcı olan hocalarımızla daha da zenginlik kazanmasını düşünüyor, bu duygu ve düşüncelerle, sosyal güvenlik sistemi daha çok, uzun yıllar tartışabileceğimizi düşünüyor, bundan yararların çıkması doğrultusunda kimsenin alınganlık göstermeden bunun daha akılcı, ülke gerçeklerine, emekliye, çalışana, memura daha yararlı hizmet verebilecek bir düzenlemeye kavuşması genel temennimiz diyor, hepinize saygılar sunuyorum. Salim USLU (HAK-ĐŞ Genel Başkanı) : Sayın Bakanım, işçiişveren konfederasyonların sayın başkanları, değerli yargı mensupları, çok değerli katılımcılar; hepinizi şahsım ve Hak-Đş topluluğu adına saygıyla selamlıyorum.

Bu konuşmamın hemen başında Kamu-Đş in değerli Yönetim Kurulu Başkanı ve üyelerine, Sayın Genel Sekreterine teşekkür ediyorum. Gerçekten önemli bir konuda yeni düzenlemeler çerçevesinde sosyal güvenlik mevzuatımızı tartışacağız. Ben bunu özellikle yeni sosyal güvenlik mevzuatımızın bir bölümünün yürürlüğe girdiği, geçen hafta Sosyal Güvenlik Kurulunun Genel Kurulunu yaptığımız ve 1 Ocak itibariyle Genel Sağlık Sigortasının yürürlüğe gireceği bu dönem açısından son derece önemli görmekteyim. Çok sayıda değerli uzman, konuya ilişkin görüşlerini paylaşacaklar ve bundan hepimiz istifade etme imkânı bulacağız diye düşünüyorum. Sosyal güvenlik kavramı önemli. Bizim kültürümüze bu tek bir cümleyle izah edilmiştir. Namerde muhtaç olmamak. Bunun tek karşılığı budur. Namerde muhtaç olmamak anlayışını modern yönetim tekniği içerisindeki karşılığı da sosyal güvenlik sisteminin ve buna uygun mekanizmaların oluşturulmasıdır. Yani, sosyal güvenlik sistemi öyle düşünüldüğü gibi büyük fonlar oluşturmak, düşünüldüğü gibi aktüeryal dengeleri kurmak, düşünüldüğü gibi sadece uluslararası referanslara uymuş olmak ve Anayasada aksesuar gibi duran sosyal devlet ilkesinin gereğini yerine getirmiş olmak için kurulmuş bir müessese değildir. Bunun arkasında bir insani duyarlılık yatmaktadır. Yani, sosyal güvenlik sisteminin arkasında bir düşünsel arka plan, insan odaklı bir duyarlılık mutlaka bulunmalıdır. Đnsanlara namerde muhtaç olmadan, insan onuruna yaraşacak bir biçimde yaşama imkânı sağlayacak bir düzenlemenin adı, Sosyal güvenlik Bunun uluslararası referansları var. Đnsan Hakları Evrensel Beyannamesinden başlayarak, çeşitli Uluslararası Çalışma Örgütünün sözleşmelerine kadar. Bu ayrıntılar hep bilinen şeyler olduğu için üzerinde durmayacağım. Ama şu cümleyi mutlaka sizlerle paylaşmam gerekiyor. Özellikle, üyesi olmak üzere içinde bulunduğumuz Avrupa Birliği Lizbon Zirvesi ve Lizbon Strateji Belgesi açıkça bütün üye ülkelere, aday ülkelere sosyal kurum sistemlerinin güçlendirilmesini emretmektedir. Bu anlamda sosyal kurum ve sistemlerimizi mutlaka güçlendirmek durumundayız. Sosyal koruma sistemlerini güçlendirmeyi de, sadece sosyal güvenlik sistemi içerisindeki finansal değerleri ve dengeleri gözetmekten ibaret de saymamalıyız. Tam tersine, sosyal güvenlik şemsiyesi altındaki nüfusun sayısı olabildiğince artırıyor olmamız gerekiyor. Elbette, Sosyal Sigortalar Kurumu, Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve diğer Yeşil Kartları falan da sayarsanız, diğer sosyal sigorta programları

içerisinde kapsamda yer alan nüfus yüzde 90 lara yaklaşmıştır. Sağlık hizmetlerinden yararlanan nüfus aşağı yukarı oralardadır, ama hâlâ sistemi yaygın ve etkin hale getirmek gibi bir mecburiyetimiz bulunmaktadır. Sosyal devlet anlayışı, sosyal güvenlik sisteminin gerisindeki felsefe olarak kabul edilmeyince, sosyal güvenlik fonlarında biriken paralar adeta bütçe ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılmış olduğu içindir ki, bugün sosyal güvenlik sistemini yeniden yeniden tartışma durumunda kalıyoruz. Öncelikle bu gerçeği hep beraber tespit etmek durumundayız. Sosyal güvenlik sistemine yönelik eleştirilerden bir başkası da gerçekten sosyal güvenlik kurumlarımızın bir kısım dış müdahalelere açık tutulması bir başka eksiğimiz ve yanlışımız olmuştur. Sosyal güvenlik sistemin dış müdahalelere açık olması, kurum imkânlarının yanlış amaçlar için kullanılması gibi bir sonucu doğurmuştur. Bu nedenle, her ne kadar kurumun özerk bir yapıya sahip olması kulaklara hoş gelen bir sloganla sürekli gündemde kalmışsa da, bu özerklik bir türlü sağlanamadığı içindir ki, öyle dönemler gelmiş ve bu kurumun faaliyetleri ve bu kuruma yönelik siyasi müdahaleler yüzünden, kimileri Yüce Divanlarda yargılanmak durumunda kalmışlardır. Bunu ben şikâyet olarak değil, yaşanmış bir tecrübe olarak bir yerde tutmak lazım diye söylüyorum. Ne işe yarıyor olduğunu da bu süreçte mutlaka ihtiyaç hissedildiğinde, hatırlamakta yarar olabilir diye düşünüyorum. Bu hakikaten tek çatı fikri iyi bir fikir, doğru bir fikir ve Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planından başlayarak, günümüze kadar sürekli gündemde kalmış, ancak, hiçbir siyasi güç, kabul etmek lazım ki, ihtilal dönemler de dahil olmak üzere buna cesaret edememişlerdir. Gerçekten, bugünkü hükümet 59. Cumhuriyet Hükümeti bunu büyük bir cesaretle gerçekleştirmiştir. Bundan önce faaliyetler vardır. Anayasa Mahkemesinde biliyorsunuz Kanun Hükmünde Kararnameyle gerçekleştirilmeye çalışılan düzenlemeler Anayasa Mahkemesinden Yetki Kanunu iptal edilmesiyle geri gelmiştir, ama şu anda yapılan düzenleme fevkalade cesur bir adımdır. Anayasa Mahkemesinden tekrar gelir mi, gelmez mi, onu bilmiyorum, ama Türk sosyal güvenlik sisteminin artık yaz-boz tahtası olmaktan kurtarıyor olmamız gerekiyor. Türk sosyal güvenlik sisteminin deneme-yanılma metoduyla bir araç laboratuarı olmaktan çıkartıyor ve

gerçekten sağlıklı, kalıcı, gerçekçi hizmetler sunuyor hale getiriyor olmamız lazım. Eğer, bu konuda bir birikimimiz, bilgimiz, becerimiz, yeteneğimiz varsa, bunu cömertce Sosyal Sigortalara, Sosyal Güvenlik Kurumu na veriyor ve özellikle hem Sosyal Güvenlik Kurumu nun, hem de siyasi iktidarın bizim bu konudaki düşüncelerimizi, birikimlerimizi dikkatle değerlendiriyor olması gerekiyor. Bir diğer husus. Sosyal güvenlik kuruluşlarına yapılan transferler daima tartışılmaktadır. Ben bu tartışmayı da aslında çok gereksiz görmekteyim. 2000 yılında yüzde 2,6 tutarında Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya oranı bir transfer gerçekleşmişken, bu oran 2005 yılında yüzde 4,8 e yükselmiştir. Bu olaya nereden baktığımız son derece önemlidir. Eğer, sosyal güvenliğe yapılan kaynak transferlerini şayet bütçeye yük olarak gören bir anlayışa sahipsek, buradaki değerlendirme farklı olacaktır ya da sosyal devletin sorumluluklarını yerine getirmesi olarak göreceksek, o zaman da bundan şikayetçi olmamak durumundayız. Yani, Gayri Safi Milli Hasıladan orantılı olarak baktığınız zaman, devlet diğer faaliyetlere ne kadar kaynak transfer etmiştir ve kaç kişi bunlardan yararlanmıştır; sosyal güvenlik hizmetlerinden kaç kişi yararlanmıştır ve ne kadar kaynak transfer edilmiştir? Bir oranlama yaptığınız zaman, pekala bunun bir sosyal devletin etkinliği ve sorumluluğu olduğunu görmek mümkündür. 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu 20 Mayıs 2006 tarihi itibariyle yürürlüğe girdi. Kurumsal yapıya yönelik geçen hafta yaptığımız değerlendirmeleri kısaca tekrar etmekte yarar görmekteyim. Tek çatı son derece önemli demiştim. Ancak, bu bazı kadro ve üniteler bakımından bu tek çatı olayı henüz tamamlanabilmiş bir süreçtir diyebilmek zor, yukarıda bazı çalışmaların bir an önce tamamlanması gerekiyor. Yine geçen hafta yapılan Sosyal Güvenlik Kurulu nun kamu ağırlıklı olduğunu bir kez daha burada ifade etmekte yarar görmekteyim ki, altmış yıllık işleyişte bunun ne kadar yanlış olduğunu daha önce de arz etmiştim. Genel Kurul delege yapısına baktığımız zaman, delege kompozisyonunda esas hizmet alanları Sosyal Güvenlik Kurumu ndan hizmet alanlara sayısal olarak baktığımız zaman, çok büyük bir kitle olduğunu, buna karşılık bu kadar çok hizmet alan kitleye mütenasip bir delege dağılımı, bir temsil oranının olmadığını görmekteyiz. Ayrıca kesimler arasında delege dağılımında da farklı kriterler oluşmuştur. Sosyal Güvenlik Kurumu nun, Genel Kurulunun ibra yetkisinin olmamasını da ayrı bir eksiklik olarak değerlendiriyoruz. Çağdaş yönetim anlayışında, çağdaş yönetim tekniklerinde performans değerlendirmesi

son derece önemlidir. Referanslarla adam almak, referanslarla iş vermek devri artık geride kalmıştır. Performansa bakarak, değerlendirme yapmak gibi bir çağdaş kriteri Sosyal Güvenlik Kurumu Genel Kurulundan esirgememeliydik. Genel Kurul delegelerinden esirgememeliydik. Orada bir performans değerlendirilmesi Genel Kurul Delegasyonu yapabilme hakkına sahip olmalıydı. Bu da yetmez ayrıca yine Sosyal Güvenlik Kurumu nda mutlaka erken uyarı sistemi yapabilecek bir denetleme kurulu bulunmalıdır ve bu denetleme kurulu gördükleri eksiklikleri, arızaları zamanında uyarmalıdır. Beş ayrı kesimi, yani işçi, memur, esnaf, tarım, çiftçi gibi beş ayrı kesime ait, beş ayrı yasayı bir araya topladık. Yasaları bir araya toplamak; yasaların toplamı bir reform değil, getirdiği yeni anlayışlar bakımından reform niteliği taşıyor olması gerektiğini düşünüyorum ve bu anlamda aile yardımı sigortası ki biliyorsunuz aile yardımı sigortası, sigortacılığı, sigorta sistemlerinin olmazsa olmazlarından birisidir.- mutlaka bizim sigorta dallarımız içerisinde yer almalıdır. Bir başka husus da, burada haklar hiçbir şekilde zayi olmamalıdır. Bu yeni mevzuata göre esnek çalışma, belirli sürede çalışmalar, mevsimlik işlerde çalışanlar, sözleşmeli olarak çalışanlar çalıştıkları sürece prim ödemelerine karşı emeklilik hakkını elde etmek konusunda oldukça zorlanacaklardır, bunun da bu süreçte dikkate alınıyor olması gerekiyor. Kapsam dışı kalan kesimler var. Bir başka önemli husus da, yine sosyal devlet olmanın gereği olarak özellikle Avrupa Sosyal Şartı nın 30. maddesinde yer alan asgari gelir desteği uygulamasının mutlaka ülkemizde gerçekleşmesi gerekiyor. Nitekim, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı desteğiyle hazırlanan, 22 Kasım 2006 tarihli Raporu ciddi şekilde incelediğimizde, aslında böyle bir raporun yedeğinin yerine getirilmesinin Türkiye'deki hem sosyal barışa, hem de refaha, hem toplumsal barışa olumlu katkılar ve sonuçlar yaratacağını pekala görebiliriz. Genel Sağlık Sigortası uygulaması 1 Ocak itibariyle başlayacak, burada hepimiz biliyoruz. Devletin katkı payı yüzde 3, bu önemli bir gelişmedir. Đlk kez devlet primli katkıda bulunuyor, bunu son derece önemli görmekteyiz. Ancak, burada prim ödeyemeyeceklerin sayısı, işsizler, kayıtdışı, ekonominin büyüklüğü ve kayıtdışı istihdamın yaygınlığı nedeniyle, herkesi kapsayacak bir Genel Sağlık Sigortası için yeterli kaynak ve tedbirlerin de mutlaka tartışılması gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Bir diğer husus da, burada sağlık hizmetleri üretilmesi doğrusu sosyal devletin asli görevlerindendir. Anayasa bu konuda devleti ve devletin kurumlarını başta hükümet olmak üzere sorumlu saymaktadır. Fakat, son altı aylık yani 1 Ocak 2006 ve 1 Temmuz 2006 tarihleri arasındaki süreye ait Sağlık Bakanlığı bilançolarını değerlendirdiğimizde, sağlık hizmetlerinde biraz kâr amacı güdüldüğü ya da bugünkü adıyla Sosyal Sigortalar Kurumuna fazla yüklenildiği gibi bir kaygı taşımaktayız. Nitekim, şu rakamları sizlerle paylaştığımda, eminin sizlerle neler oluyor? sorusunu mutlaka soracaksınız. Şu elimdeki tabloya baktığımız zaman, Ocak-Haziran tarihleri itibariyle Sağlık Bakanlığına bağlı Döner Sermaye Đşletmeleri Gelir-Gider Tablosu. Burada şunu görmekteyiz: Sağlık Bakanlığı bütün bu hafta içerisindeki satış maliyetleri: 744 384 442 YTL. Satış Gelirleri: 3 150 599 708 YTL. Geçen hafta da söyledim, bu para nereye gitmiş, yani bu kârlar ne olacak, sisteme dönüşecek mi, dönüşecekse nasıl dönüşecek? Bunu merak ediyoruz, bunu bilmek istiyoruz, ama doğrusu siz 1 134 757 880 YTL yle döner sermaye aracılığıyla personele dağıtacaksınız, 1 271 857 576 YTL yi faaliyet kârı sayacaksınız ve altı ayda bu kadar kâr yapacaksanız, hele hele de bunu öncelikle Sosyal Sigortalar üzerinden yapacaksanız, ortada izaha muhtaç bir durum var. Oysa, sistemde tekleşmeye gidilmesinin amacı herhalde bu olmamalıydı ya da sistemin kendi içerisinde yapılacak transferlerle biz bir şeyleri düzelttiğimizi söylememeliyiz; söyleyememeliyiz diye düşünüyorum. Bunu son derece önemli bulduğum için sizlerle paylaşmak istedim. Sağlıkta Dönüşüm Programı tüm ülkeye, aile hekimliği tüm ülkeye yaygınlaştırılmadığı için sanıyorum ciddi bir sevk zinciri oluşturulamadı; orada bazı sıkıntılar ve sorunlar olacak ve bu kısa zaman içerisinde bunların da giderilmesi gerektiğini ümit etmek istiyorum. Genel Sağlık Sigortasının idari sistemi, esasları, sözleşmeleri, aile hekimliği, sevkiyle ilgili altyapısı ona yönelik bazı tartışmalar hâlâ vardır ve inanıyorum ki, Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanımız bu tartışmaları dikkatle dinleyerek, değerlendirerek, bu yapıcı öneri ve eleştirilerden yararlanarak, sistemin gerçekten Cumhuriyete, sosyal devlete ve insanımıza yaraşır biçimde dönüştürülmesine katkı sağlayacağına