KERBELA YI DOĞRU OKUMAK Hasan ONAT



Benzer belgeler
Hz. Ali nin şehit edilmesinin ardından Hz. Hasan halife olur. Ancak babası zamanından kalma ihtilaf yüzünden Muaviye ile iç savaş başlamak üzereyken

11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI 8. SINIF DĠN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BĠLGĠSĠ DERSĠ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIġMA TAKVĠMĠNE GÖRE DAĞILIM ÇĠZELGESĠ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

Size iki şey bırakıyorum; onlara sımsıkı sarılırsanız kurtuluşa erersiniz: Biri Allah ın kitabı Kur an, diğeri de Ehl-i beytimdir.

İÇİNDEKİLER. Sayfa.

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı:

DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI

TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR. İlknur M. Gönenç

KUPA TEKNĠK BĠLĠMLER MESLEK YÜKSEKOKULUNUN

DEVRİM MUHAFIZLARI VE İRAN ELÇİLİKLERİ

TC SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

DeğiĢen DavranıĢlar Murad ġahin

TEMEL ĠSLAM BĠLĠMLERĠ BÖLÜMÜ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Doç. Dr. MUSTAFA KĠBAROĞLU

9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

9. SINIF COĞRAFYA DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

T.C. BĠNGÖL ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜ Strateji GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı. ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN)

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir?

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

6. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül :14

KAMU DİPLOMASİSİ ARACI OLARAK ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARI VE TÜRKİYE UYGULAMALARI. M. Musa BUDAK 11 Mayıs 2014

Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği Yayınları Araştırma Eserleri Serisi Nu: 7. Emeviler den Arap Baharı na HALEP TÜRKMENLERİ

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

Dinlerin Buluşma Noktası. Antakya

Gençlik Eğitim Programları 7. SINIF SİYER-İ NEBİ


BU PAZAR SEÇĠM OLSA! Faruk Acar ANDY-AR BĢk.

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

Mezhepler, bir dinin mensupları için alt kimlik ifadeleridir. Mezhepler beşeri nitelikli oluşumlardır; din ile özdeştirilemezler.

12.SINIF A VE B GRUBU DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KURS KONULARI VE TESTLERİ

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

KALĠTE BĠLGĠLENDĠRME TOPLANTISI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ. 18 Temmuz Harran Üniversitesi. Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi

: ARİF ÖZUTKU PSİKOLOJİK DANIŞMAN

ÖĞRENCİ DESTEK PROGRAMI ÖZELLİKLE KIZ ÇOCUKLARININ OKULLULAŞMA ORANININ ARTIRILMASI PROJESİ

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

15 Ekim 2014 Genel Merkez

penceremi ışığa açıyorum PARMAKLIKLAR ARKASINDAKİ YÜREKLERİ IŞIKLA BULUŞTURUYORUZ

SINIFTA ÖĞRETĠM LĠDERLĠĞĠ

Yahudiliğin peygamberi Hz. Musa dır. Bu nedenle Yahudiliğe Musevilik de denir. Yahudi ismi, Yakup un on iki oğlundan biri olan Yuda veya Yahuda ya

BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

TOPLANTI YER: TARĠH/GÜN : SAAT: KONU: KONUġMAC I: KONUKLAR. RTN. EġĠ DOĞUM GÜNÜ. MAJOR DONOR Kaan Sandıkçı

Erhan tarafından yazıldı. Çarşamba, 31 Ekim :03

TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

EDİRNE İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 MERKEZ 4. DÖNEM VAAZ (EKİM, KASIM, ARALIK) VE İRŞAT PROGRAMI

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi

e-imza Prof. Dr. Şükrü ŞENTÜRK Rektör a. Rektör Yardımcısı

HATAY BOZGUNCULUĞA VE AYRIMCILIĞA İZİN VEREMEZ!!!

Şİİ JEOPOLİTİĞİ: İRAN İÇİN FIRSATLAR VE ENGELLER

BEP Plan Hazırla T.C Osmangazi Kaymakamlığı HAMİTLER TOKİ MTAL Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

TOKİ İLKOKULU/ORTAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ YILLIK ÇALIŞMA PLANI

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur.

Örgütler bu karmaģada artık daha esnek bir hiyerarģiye sahiptir.

TÜRKĠYE SOSYAL, EKONOMĠK VE POLĠTĠK ANALĠZ II

03-05 Ekim / October Yrd. Doç. Dr. Mehmet YAZICI

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat EKONOMĠ ĠZMĠR FĠNANS ALTYAPISI VE TÜRKĠYE FĠNANS SĠSTEMĠ ĠÇĠNDEKĠ YERĠ

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

ANKARA YILDIRIM BEYAZİT ÜNİVERSİTESİ SOSYALBİLİMLER ENSTİTÜSÜ Şarkiyat Araştırmaları Anabilim Dalı

CEVAP ANAHTARI. Meleklerin Özellikleri ve Görevleri - Meleklere İman, Davranışların Güzelleşmesine Katkıda Bulunur

SADETTİN ÖKTEN İÇİMDE AVM VAR!

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

HER YAKAYA BİR ROZET HER ARACA BİR ÇIKARTMA

ĠġLETMELERDE ĠNSAN KAYNAĞININ ETKĠLĠ YÖNETĠMĠNDE KURUM ĠÇĠ HALKLA ĠLĠġKĠLER VE MOTĠVASYON

TÜM SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARI VE MAKALELER

İstanbul İmam Hatip Liseliler Derneği

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

Renkler hakkında bazı gerçekler.

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

Özgörkey Otomotiv Yetkili Satıcı ve Yetkili Servisi

Kanatları Kırılan Çocuklar Cuma, 02 Ekim :21

Müşteri Memnuniyetinde Etkinlik. 24 Mayıs 2011 İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi (Şişli)

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ. MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HZ.MUHAMMEDİN HAYATI DKB

TÜRKİYE DE KOBİ UYGULAMALARI YMM. NAİL SANLI TÜRMOB GENEL BAŞKANI IFAC SMP (KOBİ UYGULAMARI) FORUMU İSTANBUL

Anlamı. Temel Bilgiler 1

1979 Kabe Baskını'nın yeni görüntüleri ortaya çıktı

SAĞLIKTA DÖNÜġÜMÜN TIP EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

KİTABIN TANITIM YAZISI Cuma, 12 Ekim :57

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

ENERJĠ ġube MÜDÜRLÜĞÜ ENERJİ TASARRUFU UYGULAMALARI

Transkript:

KERBELA YI DOĞRU OKUMAK Hasan ONAT Tarihte yaşanmış olan örselenmelerin ve dertlerin seçilmiş örselenmeler olarak kuşaktan kuşağa nasıl aktarıldığını anlamadan, bugünkü çatışmaların çoğu tam olarak anlaşılamaz. Bu psikolojik genler birçok grupta bulunmaktadır ve sonraki kuşaktan liderler tarafından grubu seferber etmek için manipülasyon amacıyla kullanılabilir. Seçilmiş bir örselenmenin yeniden canlandırılması akıl dışı kararların verilmesine ve insanlık dışı davranışlara yol açabilir. V. Volkan, Körü Körüne Ġnanç, 71. Özet Kerbela, insanlık tarihinin şahit olduğu en acı olaylardan birisidir. Müslümanların bilinçaltına seçilmiş ve transfer edilmiş bir travma olarak kazınmıştır. Kerbela ya ağlamak ve yeni olmuşçasına dövünmek yerine, onu doğru okuyup, yeni Kerbela ların önüne geçmek gerekmektedir. Bunun yolu da, doğru, sağlam ve güvenilebilir bilgiyle, kendi geleceğimizi inşa etmek için harekete geçmektir. Mazide yaşayanların asla gelecekleri olmaz. Müslümanlar Kerbela yı doğru okumayı başaramazlarsa, İslam dünyasının her yeri Kerbela haline gelebilir. Anahtar Kelimeler: Kerbela, Şiilik, Sünnilik, İslam, Seçilmiş/Transfer Edilmiş Travma THE TRUE UNDERSTANDING OF KARBALA Abstract Karbala is one of the most painful incidents that human has faced. It is carved into the subconscious of the Muslims as a selected and transferred incident. It is necessary to read Karbela rightly and prevent new Karbelas to happen rather than crying for Karbela as if it happened newly. The road for this is to act immediately by right solid and reliable information and build our future on this. Those who live in the past cannot have a future. If Muslims cannot understand Karbelarightly, every place in the muslim world can be a Karbela. Key Words: Karbala, Shiism, Sunnits, Islam, Selected/Transferred Trauma. Prof. Dr., Ankara Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Akademik ORTA DOĞU, Cilt 2, Sayı 1, 2007

Seçilmiş/Transfer Edilmiş Travma ve Din Ġnsanın varlık yapısı, birey ve toplum planında geçmiģ in hem özel bir anlam kazanmasına, hem de geleceğin belirlenmesinde ciddi bir Ģekilde etkin olmasına yol açmaktadır. Belki de kader in bazı çizgilerini bireylerin ve toplumların geçmiģinde aramak gerekir. Geleceğe, geçmiģte yapılan yolları, haritaları kullanarak yürümekteyiz. Bizden öncekilerin baģarılarıyla, hakkımız olup olmadığını düģünmeden gurur duymaktayız. Aynı Ģekilde, bizden öncekilerin yaģadıkları bazı acıları da miras olarak üstlenmekteyiz. Toplumsal bellekte iz bırakan bazı acıların, seçilmiģ travma haline dönüģerek asırlar sonra bile, katlanarak insanların canını yakmaya devam etmesi, geçmiģin geleceğin belirlenmesi üzerinde ne kadar etkin olduğunu anlama konusunda bize ıģık tutabilir. Acıların sonraki nesillere aktarılması, zaferlerin aktarılmasından daha kolay olmaktadır. Çünkü baģarılar her zaman daha büyük baģarılarla gölgelenebilir; fakat acılar daha sonraki acılarla beslenerek sürekli büyüme ve kalıcı olma imkânı bulur. Bu sebepten, seçilmiģ travmalar toplumların geçmiģini anlayabilmek için gerekli olan önemli Ģifreleri beraberinde taģırlar. Hemen her toplumun belleğine kazınmıģ olan acıları vardır. Bunların, çekilen acıların sembolü haline getirilerek, yeni acıların yaģanmaması konusunda uyarıcı nitelik taģıması için, bir tür toplumsal korunma/hayatta kalabilme içgüdüsü ile gelecek nesillere abartılarak/mitleģtirilerek aktarılmıģ olması mümkündür. Ġnsanoğlu, her zaman yaģadığı acıları paylaģma eğilimindedir. Belki de bu yüzden insanlık tarihinde acıların izleri kalıcı hale gelmiģtir. Belki de, intikam duygusu, gelecek nesillere aktarılarak da olsa, bir Ģekilde tatmin edilme bekleyecek kadar güçlüdür. Ġntikam söz konusu olunca, abartı ister istemez varlığını hissettirmektedir. Acaba, yaģadıklarımızı anlatırken, ya da yazarken ne kadar gerçeği yansıtabiliyoruz? Acaba, neler yaģadığımızın ne kadar bilincindeyiz? Etrafımızda olup bitenin ne kadar farkındayız? Her insanın güzellikleri, hoģuna giden Ģeyleri biraz daha güzelleģtirerek anlatma eğilimi vardır. Olumsuzluklar konusunda ise, birbirinden farklı tutum ve tavırlar dikkat çekmektedir. Bazı acıları bırakın anlatmayı, hatırlamak bile insana acı verebilir. Burada, acıyı hafifletmenin yolu olarak, sembolik bir dil kullanmak düģünülebilir. Belki de örselenme denilebilecek olanlar bu türden olmalı. Bazı acıların etkisi de, anlatılarak ve paylaģılarak hafifletilebilir. Bazıları da, abartılı bir Ģekilde intikam duyguları ile beslenerek büyütülür. Acıların seçilmiģ travmaya dönüģtürülmesi, onların intikamının alınmasını garantilemek anlamına gelebilir. Çünkü daha sonraki kuģakların belleklerine kazınan acının, bir Ģekilde intikam duygularını diri tutması mümkündür. Bu yüzden seçilmiģ örselenmelerin etkileri oldukça karmaģıktır. 2

Birey ve toplumların sevinç ve acılarını daha sonraki nesillere aktarmak istemesi, doğrudan insanın sosyal ve tarihsel bir varlık olmasıyla ilgilidir. Ġnsan, ne içinde yaģadığı toplumdan, ne de kendisinin ve kendisinden öncekilerin geçmiģinden bütünüyle bağımsız olabilir. Bu sebepten seçilmiģ travmaların daha sonraki kuģaklara biraz abartılarak da olsa taģınması, hatta gittikçe büyümesi bir tür varoluģsal refleks olarak yorumlanabilir. Çünkü kalıcı iz bırakan her travma, birey ve toplum açısından varlık-yokluk çizgisinde yaģanan acı bir tecrübedir. Yokluk sınırına kadar gelen insanın veya toplumun kendisi olabilir, özgürlüğü, onuru, onsuz yapılamayacak olan değerleri olabilir. Bunların aktarılması, bir anlamda yeni nesillerin böylesi ölümcül acılara maruz kalmamaları için bir uyarı, böylesi olumsuz durumla karģılaģılınca da ne yapılması gerektiği konusunda bir tecrübe birikimi anlamına gelebilir. Dolayısıyla, toplumların kendi geçmiģlerindeki bir acı olayı seçilmiģ travma haline getirmeleri, onu sürekli diri tutarak beslemeleri, büyütmeleri kolaylıkla anlaģılabilir bir durumdur. Hemen her toplumun, hatta her kabilenin, her oymağın kendine özgü bir seçilmiģ travması vardır. Ġnsanların duygu, düģünce ve eylemlerinde etkin olan, kendi geçmiģlerinden gelen, atalarının nesilden nesile aktardığı seçilmiģ travmaların yanında, bir de seçilmiģ ve transfer edilmiģ travmalar vardır. Bu tür travmalar, anakronizme olduğu kadar, toplumların tarih bilincinin tahrip edilmesine de yol açmaktadır. SeçilmiĢ, transfer edilmiģ travmayla adeta özdeģleģen toplumlar, farkında olmadan mağdurların yanında yer alıp, onların çektikleri acıyı paylaģırken, o olayda etkin olan zalimleri de ebedi bir düģman olarak görmekte, kendi tarihlerini, mazlumların tarihine eklemlemektedir. Türk tarihinde Yezid ve Muaviye adlarına hemen hiç rastlanılmaması, Kerbela nın bütün Türkler için seçilmiģ, transfer edilmiģ travma niteliği taģıdığının bir kanıtı olarak gösterilebilir. Alevi, tarihteki adıyla KızılbaĢ Türkler in bir kısmının, Türklükleriyle övünmelerine rağmen, kendilerinin Seyyid olduğunu, Hz. Peygamber in soyundan geldiklerini iddia etmeleri, çok daha çarpıcı bir örnektir. Kerbela olayı, bütün Türkler için seçilmiģ ve transfer edilmiģ travma/örselenme niteliği taģımaktadır. Bu millet yaklaģık 1200 senedir Kerbela ya ağlamaktadır. SeçilmiĢ travma/örselenme olarak Çaldıran, Kerbela nın kar topu misali gittikçe büyümüģ ve bütünüyle mitolojik hüviyete bürünmüģ olan zemininde filizlenme imkanı bulmuģtur. Osmanlı nın KızılbaĢlara yönelik politikaları sayesinde KızılbaĢ Türkler, seçilmiģ örselenme Çaldıran ı büyülterek günümüze kadar taģımıģlardır. Bu arada 1826 da Yeniçeri Ocağı nın kapatılmasını müteakip bazı BektaĢi Tekkeleri nin kapatılması ve bazı BektaĢi babalarının idamı veya sürgün edilmesi, var olan travmanın üstüne bindirmiģ ve sorunu daha da karmaģık hale getirmiģtir. 3

Belki de bu yüzden, hiç kimse Kerbela olayı gerçekleģtiği zaman Türkler in Müslüman olup olmadıklarını düģünmek ihtiyacı bile hissetmemektedir. Daha da ötesi, Kerbela olayı olduğunda Türkler henüz Müslüman olmamıģtı denildiği zaman, bazı kimseler bu ifadeyi Hz. Hüseyin düģmanlığı, Ehl-i Beyt düģmanlığı olarak yorumlayabilmektedirler. Bize öyle geliyor ki, seçilmiģ, transfer edilmiģ travmanın oluģturduğu acı, zaman zaman, gerçeklerin acısını örtbas etmek için ilaç yerine geçmektedir. SeçilmiĢ, transfer edilmiģ travma olarak Kerbela nın dikkat çekici yönü, yeniden inģa edilirken, çekirdek olayın gerçekleģtiği zeminin neredeyse bütünüyle dini bir zemine indirgenmiģ olmasıdır. Bu durum, olayın tarihsel gerçekliğinin doğru anlaģılmasını engellediği gibi, olayın taraflarının, daha sonra olay hakkında taraf olma durumunda kalanların/bırakılanların dini terimler kullanılarak, olumlu ya da olumsuz dini değer ifade eden bir yere yerleģtirilmelerine de yol açmaktadır. Erken dönem kaynaklarda bile, Yezid in adının geçtiği yerlere laanehullah (Allah ona lanet etsin) gibi eklemelerin yapıldığı gözden kaçmamaktadır. Ġnsanlar, kendileriyle özdeģleģtirmeye çalıģtıkları Hz. Hüseyin in gölgesine sığınarak cennete gidebileceklerini düģledikleri gibi, düģmanlarını da Yezid le özdeģleģtirerek cehenneme göndermek istemektedirler. Din zemininde yeniden inģa edilen seçilmiģ-transfer edilmiģ travmaların yasını tutmak, asla mümkün değildir. Bu tür travmalarla yüzleģebilmek için, onların dinle olan bağlarının doğru tespit edilmesi; sorunun din ile değil, dinin anlaģılma biçimleri ile, insanın din ile kurduğu iliģki ile ilgilili olduğunun anlaģılması, açıklanması ve anlatılması gerekmektedir. Aksi taktirde, uygun ortamlar oluģtuğunda ortaya çıkacak irrasyonel kararların ve tutumların ne önceden kestirilebilmesi, ne onların olumsuzluklarının farkına varılması mümkün olabilir. Kerbela nın Seçilmiş ve Transfer Edilmiş Travma Olarak Günümüzdeki Bazı Yansımaları 1979 Ġran Devrimi nin en gözde sloganlarından birisi Her yer Kerbela, her gün AĢura idi. Humeyni, yandaģlarını ġah ın askerlerine karģı cesaretlendirirken, Evlatlarım, açın bağırlarınızı! Size isabet edecek her kurģun, sizin Hz. Hüseyin e daha çabuk kavuģmanızı sağlayacaktır diye sesleniyordu. Kerbela, Hz. Hüseyin in Ģehadetinden ondört asır sonra, bir sembol olarak 20. asrın en önemli halk hareketlerinden birisi sayılan Ġran Devrimi nde, kitleleri tek baģına motive etmeye yetecek kadar önem kazanabiliyor; hareketin Humeyni nin istediği doğrultuda sonuçlanmasında etkin olabiliyordu. 4

ABD, terör bataklıklarını kurutmak ve demokrasi getirmek iddiasıyla, 2003 te Irak ı iģgal etti. Kerbela, ortalığın kan gölüne döndüğü, her gün onlarca masum insanın öldüğü; demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları gibi yüksek insani değerlerin tüm insanlığın gözü önünde tahrip edildiği bir ortamda, kaosu derinleģtirmek, ġii-sünni gerilimini artırarak mezhep çatıģmasını kalıcı hale getirmek için kullanıldı; Hz. Hüseyin in mezarını ziyaret etmek için yollara düģen insanlar hunharca katledildi. Kerbela, her yerin Kerbelaya dönüģmesi için, insanların birbirlerini ġii, ya da Sünni oldukları için öldürmelerine meģruiyet kazandırabilmek için seçilmiģ ti. Kerbela, sanki ġii-sünni mezhep çatıģmasının domino tesiri yle Müslümanların yaģadıkları bütün bölgeleri etkisi altına alması için kullanılabilecek en uygun sembol olarak düģünülüyordu. Saddam Hüseyin, alel acele 30 Aralık 2006 da Kurban Bayramı nın birinci gününde, Irak ġiilerinin acılarını depreģtirecek bir mekanda idam edildi. Ġnsanın aklına ister istemez niçin Kurban Bayramı nın birinci günü?, Niçin ġiilerin yoğun olarak yaģadıkları bir bölge?, Niçin ġiilerin acımasızca sorgulandıkları ve öldürüldükdükleri bir mekan? diye sormak gerekiyor. Ġnsanların bilinçaltına yapılan göndermelerin, güdümlü mermi gibi hedefine ulaģmaması pek mümkün değildir. Hele bu göndermeler bilinçaltını inģa eden sembollere bindiriliyorsa, kitleleri istenildiği istikamette yönlendirmek pek zor olmaz. Her yıl Muharrem ayı gelince, Hz. Hüseyin in Ģehadetinin yıl dönümünde, özellikle ġii dünyada, insanların Hz. Hüseyin in çektiği acıyı tatmak istercesine zincirlerle kanlarını akıtıncaya kadar kendilerini dövdükleri, dövündükleri törenler bütün dünyada ilgi odağı haline gelmektedir. ġii dü- Ģüncenin yapısal özelliklerinden birisi olan ızdırap çekme motifi, Hz. Hüseyin in Kerbela da Ģehit ediliģi ile irtibatlandırılmaktadır. ĠĢin ilginç yanı, Ġmamiyye nin Oniki imamından onbirinin bir Ģekilde Ģehit edildiği kanaati yaygındır. ġia ya göre Onikinci Ġmam da, ölüm korkusundan gizlenmiģtir; halen sağdır; zamanı gelince insanların arasına dönecek ve yeryüzünü adaletle dolduracaktır. ġiiler, Onikinci imanın adı geçtiği zaman accelallahu fereceh (Allah onun dönüģünü çabuklaģtırsın) diye dua ederler. Kerbela, ilk bakıģta sadece ġiilikte ve ġii dünyada diri tutulan seçilmiģ bir travma gibi görünebilir. Oysa, Kerbela, ondört asırdır bütün Müslümanları derinden etkileyen, sadece seçilmiģ değil, aynı zamanda transfer edilmiģ bir travma dır. Bu travma, Yezid i zulmün ve zalimlerin, Hüseyin i de, mazlumların ve ezilmiģlerin sembolü haline getirmiģtir. Müslümanların tarihi boyunca zulme baģkaldıranlar, adeta Hüseyin den güç alabilmek için Kerbela yı diri tutmayı baģarmıģlardır. Özellikle Arap olmayan Müslümanların Kerbela ya ve Hz. Hüseyin e tutunarak ayakta kalmaya çalıģmaları, hem 5

Araplardaki asabiyeti ve Mevali denilen, Arap olmayan Müslümanlara bakıģ açılarını, hem de Arap olmayanlardaki ezilmiģlik psikolojisinin boyutlarını anlamak bakımından özel bir önem taģımaktadır. Kerbela konusunda oluģan devasa literatür, Arap olmayan Müslümanların Kerbela yı niçin seçilmiģ travma olarak seçtiklerini ve niçin transfer ettiklerini anlama imkanı sağlamaktadır. Sorunun daha çok kimlikle ve geniģ grup kimliği ile ilgili olduğunu anlamak pek zor değildir. GeniĢ grup kimliğinin ve onun kaynaģmıģlığının devam ettirilmesinde seçilmiģ örselenmenin (bir geniģ grubun Ģiddetli bir ortak kayıpla ve umarsızlık duygusuyla yüzleģmesine, bir baģka grubun kurban olmasına ya da paylaģılmıģ alçalma ve incinme duygularına yol açan bir olayın zihinsel tasarımı) rolü, seçilmiģ zaferden daha karmaģıktır. 1 Bu tespitlerimiz, seçilmiģ travmalar ın bazı toplumsal davranıģları anlamak ve doğru yorumlayabilmek için özel bir önem taģıdığını ortaya koymaktadır. Bir olay seçilmiģ travma haline getirilince, adeta canlı organizma gibi süreklilik kazanma imkanı bulmakta, toplumsal bilinçaltında kalıcı bir yer edinmektedir. Daha da ötesi, sürekli istihaleler geçirerek, anlamını ve sembolik değerini sürekli güncelleģtirerek etkin olmaktadır. Kerbela ile ilgili törenleri izleyenler, eğer tarih bilgileri yoksa, Hz. Hüseyin in yeni ölmüģ bir kimse olduğunu, ya da onun ölüm haberinin oralara yeni ulaģtığını düģünebilirler. Acıların sürekliliği, anokranizmi doğal ve kalıcı hale getirmektedir. Bunun en çarpıcı örneğinin, Kerbela olayı olduğunda Türklerin henüz Müslüman olup olmadıklarının pek akla gelmemesidir. 2 Kerbela nın Gölgelediği Bazı Gerçekler *Kerbela olayı, her ne kadar Hz. Hüseyin in dini hassasiyetlerinin derin izlerini taģısa da, esas itibariyle siyasi bir olaydır. Hz. Hüseyin, 1 Vamık Volkan, Körü Körüne İnanç, Okuyan Us Yayın, Ġstanbul, 2005, 67-8. 2 2000 yılında Çorum da, Gazi Üniversitesi Çorum Ġlahiyat Fakültesi Dekanı sıfatıyla, bir AĢure gününde, yeni inģa edilmekte olan Cemevi nin önünde, Kerbela olayını anlattığım Alevilere yönelik bir konferansımı müteakip bana, Hocam, Hz. Hüseyin Ģehit olduğu zaman Türklerin henüz Müslüman olduklarını nasıl keģfettin? diye soran, adını bile hatırlamadığım Çorumlu delikanlıya bir teģekkür borçluyum. Bu soru, bana tarih bilincinin anlam ve önemi konusunda yoğunlaģma imkanı sağladı. Gördüm ki, duygusallık söz konusu olduğunda, hele iģin içinde seçilmiģ travma varsa, anokranizm insan bilincini bir anlamda etkisiz hale getirmekte; geçmiģ, gelecek ve içinde yaģanılan an birbirinin içine girmektedir. Hz. Muhammed in vefatından çok sonraları ortaya çıkan mezheplerin, tarihi geriye doğru iģleterek kendilerini bir Ģekilde Hz. Peygamber in yaģadığı zaman dilimi ile irtibatlandırma yoluna gitmeleri de, bir baģka anakronizm örneğidir. Hemen her mezhep, kendini özgü bir tarih inģa etme yoluna gitmiģtir. 6

Yezid e bey atı reddettiği için, Emevi iktidarı tarafından bir rakip olarak gördüğü, tehdit olarak algılandığı için Ģehit etmiģtir. *Hz. Ali nin Ģehit edilmesini müteakip oğlu Hasan ın etrafında toplanan Kufeliler, karģılaģtıkları il çatıģmada Hasan ı yalnız bırakmıģlardır. Olayların akıģını iyi okuyan Hasan, o ortamda hayatı tercih etmiģ, Muaviye nin cazip önerilerini de reddetmeyerek siyasetten uzak bir hayat sürmüģtür. Hasan ın vefatından sonra gözler Hüseyin e çevrilmiģtir. Ancak, Muaviye nin vefatına kadar Hüseyin in de herhangi bir siyasi faaliyette bulunmadığı bilinmektedir. Kerbela travması, Hz. Hüseyin le ilgili Kerbela öncesi durumu perdelemektedir. Oysa bir olayın öncesini, oluģum sürecini bilmeksizin, o olayı ve daha sonraki geliģmeleri anlamak pek mümkün olmaz. *Yezid e bey at etmeyi reddeden Hz. Hüseyin, gizlice Mekke ye geçer. Onun bu durumunu haber alan Kufeliler in çuvallar dolusu davet mektupları gönderdikleri kaynaklarda yer almaktadır. Mekke de her ne kadar kendi kabilesinin koruması altında olsa da, gittikçe çemberin daraldığını farkeden Hüseyin Kufeden gelen ısrarlı davetler üzerine amcasının oğlu Muslim b. Akil i Kufe ye, olup bitenlerin ne kadar gerçek olduğunu, davet mektupların ne kadar gerçeği yansıttığı tahkik etmesi için gönderir. Muslim b. Akil, bir süre sonra Hüseyin e vaziyetin iyi olduğunu bildiren bir mektup yollar. Ancak, daha sonra Ubeydullah b. Ziyad ın göreve gelmesiyle birlikte Hüseyin e destek vereceğini söyleyen Kufelilerin önemli bir kısmı bu desteklerini çekerler. Hüseyin in bu son geliģmelerden haberi olmaz. BaĢta üvey kardeģi olan Muhammed b. El-Hanefiyye olmak üzere pek çok kiģinin Kufelilere güvenilemeyeceği doğrultusundaki uyarılarına rağmen, olum haber üzerine Hüseyin çoğunluğunu çoluk çocuğun ve yakınlarının oluģturduğu yaklaģık yetmiģ kiģilik bir kafile ile Kufe ye doğru yola koyulur. O yolda iken Muslim b. Akil Kufe de öldürülür. *Kerbela olayında Hüseyin in acımasızca Ģehit edilmesine seyirci kalan Kufelilerin durumunu iyi tahlil etmek gerekmektedir. Daha önce destek vadeden Kufelilerin bir kısmı para karģılığında, bir kısmı korkudan, bir kısmı da muhtelif hesaplar sebebiyle desteğini çekmiģtir. Buradan çıkarabileceğimiz en önemli sonuç; Hüseyin i Kufeye çağıran Kufelilerin ġiilikle alakalarının olmadığıdır. Ġlk ġii fikirler, belki Kerbela nın da katkılarıyla, özellikle Mevali (Arap asıllı olmayan Müslümanlar) arasında, birinci hicri sonlarına doğru oluģmaya baģlamıģtır. 3 3 Hasan Onat, Emeviler Devri Şii Hareketleri ve Günümüz ġiiliği, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara 1993. 7

*Kerbela olayı olduğunda ġiilik olmadığı gibi, henüz Sünnilik de yoktur. Muaviye ve Yezid Sünni değildir. Hz. Hüseyin i Ģehit edenler de Sünniler değildir. *Kerbela olayı olduğunda Türkler henüz Müslüman olmamıģlardır. Bu olaydan 50-60 sene sonra Türkler Müslüman olmaya baģlamıģlardır. Türklerin Ġslam ı benimsemeleri dört asra yayılan bir süreçler topluluğu sonucunda gerçekleģmiģtir. *Tarih boyunca pek çok Ģahıs veya grup, kendi kiģisel menfaatları için Kerbela olayını kullanmaktan hiç çekinmemiģlerndir. Bunun en erken örnekleri hicri 64 yılındaki Tevvabun Hareketi ve hicri 67 yılındaki Muhtas es-sakafi hareketleridir. Çıkarılabilecek Bazı Dersler Kerbela yı doğru okumak, yeni Kerbelaların meydana gelmemesi için gereken önlemleri almak demektir. Kerbela da Hz. Hüseyin i öldürenler, kendi egemenliklerinin önünde engel tanımadıkları için onu öldürmüģlerdir. Öyleyse, despotların çanına ot tıkamak için, sorumluluk bilinci ile desteklenen özgürlüklere ve sağlıklı demokrasiye ihtiyaç vardır. Sağlıklı demokrasi, hukukun üstünlüğü bilincinin toplumun tüm kesimlerince benimsenmesi ve etkin kılınması; adaletin etkin olması ve insan haklarına riayet yeni Kerbelaların oluģmasını engelleyebilir. Tarih bilgisi ve bilinci, geçmiģi doğru anlamaya imkan sağlar. Türkiye nin sorunlarının önemli bir kısmı, tarih bilgi ve bilincindeki eksiklikten kaynaklanmaktadır. Türkiye de özellikle son iki asırda ortaya çıkan zihin yarılması, ya geçmiģin kutsallaģtırılmasına, ya da yok farzedilmesine sebep olmuģtur. KutsallaĢtırmakla, yok farzetmek arasında fazla bir fark yoktur. Her iki durum da, geçmiģin doğru anlaģılmasını güçleģtirir. GeçmiĢi doğru anlayamayanlar, onun ağırlığı altında ezilmeye mahkum olurlar. Kerbelayı doğru anlayabilirsek, ondan gerekli dersleri çıkartma imkanına kavuģabiliriz. Kerbela olayı, ġiilik ve Sünnilik farklılaģması için, birtakım çıkar odakları tarafından malzeme olarak kullanılmaktadır. Oysa, Kerbela olayı, ġii-sünni ayrımı yapmadan bütün Müslümanları ağlatan bir olaydır. Kerbela yı, Müslümanları birleģtiren bir öge haline getirmek mümkündür. Bunun yolu da öncelikle Kerbela yı iyi okumaktan geçer. Mezhepler, din değil; dinin anlaģılma biçimleridir. Hz. Muhammed in sağlığında herhangi bir mezhep ya da tarikat yoktur. Mezhepler, din anlayıģındaki farklılaģmaların kurumlaģması sonucu ortaya çıkan beģeri olu- Ģumlardır. Adı ne olursa olsun, herhangi bir mezhebin Ġslam la özdeģleģtirilmesi mümkün değildir. Bir insanın Müslüman olabilmesi için, Kur an da belirtilen temel iman esaslarına, yani Allah a, ahiret gününe ve Hz. Muhammed in peygam- 8

berliğine inanması yeterlidir. Bu temel esaslara inanan her insan, kim olursa olsun, hangi tarikata, ya da mezhebe mensup bulunursa bulunsun, Müslümandır ve Ġslam dairesi içindedir. Türkiye ölçeğinde düģünecek olursak, Allah, Ahiret ve Nübüvvet inancı, ġii, Alevi Sünni bütün Müslümanların temel ortak paydasını teģkil eder. Türkiye, zaman geçirmeden bağıģıklık sistemini güçlendirmek zorundadır. Bunun için de, din ve değerler alanında kaybolmaya yüz tutan temel ortak paydanın yeniden inģa edilmesi gerekmektedir. Türklerin geçmiģlerinde transfer edilmiģ travmaları vardır; bu sebepten kendi travmalarına ağlamak yerine baģkalarının travmalarının yasını tutmayı daha çok severler. Oysa bu milletin yaģadığı son büyük travma, mağlup medeniyet travması dır. Bunun yası, ancak yeni bir medeniyet inģa etmekle mümkün olabilir. Ġnsanlığın yeni bir medeniyeti ihptacı olduğunu hatırlamakta fayda vardır. 9