Life Shop Cumhuriyet Bayramı. Kültür Sanat Astroloji. Röportajlar. Tarihte Ekim Ayı. Gaziantep. Teknolojik Yenilikler.



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Life Shop Cumhuriyet Bayramı. Kültür Sanat Astroloji. Röportajlar. Tarihte Ekim Ayı. Gaziantep. Teknolojik Yenilikler.

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

TED AİLESİ, ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLAMASI VE PLAKET TÖRENİ İÇİN DÜZENLENEN YEMEKTE BİR ARAYA GELDİ

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

"Nereden başlasam, nasıl anlatsam..."

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

Beykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber

Jamie Foxx J

UFACIK TEFECİK KURBAĞACIK

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

SEDA ÜREN KURUMSAL

10/02/2011. Kulübümüzün Toplantısına Hoşgeldiniz. Ankara Bahçelievler Rotary Kulübü

R E H B E R L Đ K B Ü L T E N Đ - 3

/elaresort /elaresort

2016'nın ilk 5 ayını geride bırakıyoruz. Grup Göktürkler için bu dönem nasıl geçti?

Türkiye nin köklü şirketlerinden PET HOLDİNG 40 yaşında

Bir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$

İş hayatında dengeleri değiştirecek

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu


TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU

ikonu bir yeşilçam (ev dekorasyon)

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

Aktivitem Catering ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi ve ISO 22000:2005 Gıda Güvenliği Sistemi standartlarına sahiptir.

BAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ

Sonsuz Mutluluğa Gerçek Bir Dokunuş...

SEVGİ. Doğduğumuz gün içgüdüsel olarak annemize babamıza sarılır onların yanında olmak

Yasamaya, deger yatırıma deger...

Çocukların Medya Tüketimleri ve Yaşam Tarzları. Nobody s Unpredictable

MAMMA MIA. Lise İngilizce Drama Kulübü nden bir ilk daha

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri

KASIM AYI VELİ BÜLTENİ


Vanlı futbolcu kızlar Bodrum da kamp yapıyor

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar nerelerde görev aldınız?

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

Kahraman Kit Misafirlikte

Sevgili dostum, Can dostum,


A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi. 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi

Stillistanbul. Sabiha gökçen Hava Limanı. Neomarin AVM. Pendik Marina. Divan Otel. Modern istanbul un Kalbindeyiz

Sevgili Rotary Ailem merhaba,

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. ( ) M. Mehtap Türk

Asuman Beksarı. Türkiye nin İlk ve Tek Kadın Karides Yetiştiricisi. Yaşamdan Kesitler Sema Erdoğan. J. Keth Moorhead

ÜRÜN KATEGORİSİYLE İLGİLİ:

Her birini özenle seçtiğimiz çiçeklere ek olarak mağazamızda İtalya'dan getirdiğimiz kullanışlı ve dekoratif hediyelik eşyaları da bulacaksınız.

HASAN KOLCUOĞLU ADANA

Benimle Evlenir misin?


OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

V İ L L A L A R V E S U İ T L E R

Pheri Yatçılık Turizm Ltd. Şti.

Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı

YAŞAM. yeniden. `de TANIMLANIYOR

Fotoğraf Sevdalısı Bir Doktor:

Berk Yaman. Demodur. Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

ISBN :

Hayatın Doğası Değişiyor!

PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ

Bodrum a gönül veren ünlüler Trafo da buluştu

Göl, gökyüzü ve deniz... Eşsiz bir huzur içindesiniz...

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ

Lobi ve Resepsiyon / Lobby & Reception

4 MEVSİM TATİLDE YAŞAMAK...

BİLECİKTE YATIRIMIN DOĞRU ADRESİ KAYI PLAZA.

HAFTALIK VELİ BÜLTENİ 16 HAZİRAN Tüm öğrencilerimize ve öğretmenlerimize sağlıkla geçirecekleri mutlu bir tatil diliyoruz.

ilk yar'larımızın sevgili dostları

GENEL BİLGİLER AİLEMLE İYİLİK PEŞİNDEYİM YARIŞMA YÖNERGESİ

Bin Yıllık Musiki Kültürümüze Katkı Sunuyoruz. 14 Ocak 2014 Kürdilihicazkâr Faslı Beraber ve Solo Şarkılar Konseri

Haftalı NİSAN Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu Olsun!

Halk arasında "Ufak atta civcivler yesin" diye bir deyim var. İşte bu söz aşağıdaki röportaja cuk oturmuş.

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU 2 YAŞ MİNİK ARILAR SINIFI AYLIK EĞİTİM VE BRANŞ DERSLERİ PROGRAMI

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI İLKOKUL BÜLTENİ

PİNOKYO EĞİTİM KURUMLARI MART AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI 1. HAFTA

Adım Adım Düğün Organizasyonu Hazırlıkları

İKONCAN TV PROGRAMI İKONCAN PROGRAMI. Potansiyel Hedef Kitle. 14 yaş ve üstü A,B,C,D,E özellikle kadın-erkek genel TV. izleyicisi

Kalbinize İyi Bakmak. Kalp Damar Hastalıklarından Korunmada Etkili Yöntemler Fikret Mert Acar SMMMO Bodrum

AD DRONE. Tüm görüş ve önerileriniz için

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU 3 YAŞ ŞİRİNLER SINIFI AYLIK EĞİTİM VE BRANŞ DERSLERİ PROGRAMI

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Pankreas, midenin arkasında karın içine yerleşmiş bir organdır. Gıdaların sindirim ve kullanımında büyük rol alır. Vücut için önemli hormonlar

TEMA: OKULUMUZU TANIYALIM KONU: OKULUMUZ TARİH: 01 EYLÜL / 30 EYLÜL YAŞAYAN DEĞERLER: SEVGİ

MATBAACILIK OYUNCAĞI

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Transkript:

Röportajlar Ersen Dadaşlar Uğur Gündoğan Cenk Erdem Çılgın Tasarım Fırtınası dı: a t s Ü n i Türküler taş r E t e ş Ne Gelişen şehir: Gaziantep B El ve Ayak ülleri m r o F m ı ak Kültür Sanat Astroloji Tarihte Ekim Ayı Tiyatro Ve Sanat İAD G Ü T le İ i t e v a D Leziz Life Shop Cumhuriyet Bayramı ISSN 1309-9221 1309 9220 Kız çocuklarının Erken Seksüalizasyonu Teknolojik Yenilikler

www.senolabilirsin.com

0.312 491 93 11

Meyhanemiz... Tıpkı adı gibi herşeyiyle bize ait bir mekan.üstelik ayrıcalık insan olmaktır der gibi zekice hazırlanmış bir logosu var ki adeta ders verir nitelikte. Yeni Rakı ambleminin sigara kısmını çıkartıp beylerin karşısına bir de hanımefendi ekleyerek alkışlanmayı hak ediyor. Mimarisi öyle nüanslarla hazırlanmış ki hem yormuyor hem alıp götürüyor insanı Ege nin sonsuz maviliklerine... MEYHANEMİZ Güvenler mahallesi. Güneş sokak 4/8, Ankara Tel: 0533 727 8383

Önce sıcak bir karşılamayla yerlerinize buyur ediliyorsunuz. Tüm mekanın etrafında yer alan binbir çeşit çiçeğin kokusuyla harmanlanıyor ruhunuz. Duvarlara anlam katan eskinin eskimeyen yıldızlarının fotoğraflarına bakmaktan alamıyorsunuz gözlerinizi. İçeri doğru baktıkça onlarca antika objenin itina ile sergilendiğini farkediyorsunuz. Ardından tam anlamıyla bir lezzet şöleni başlıyor masanızda. Sahanda kekikli ahtapot ve yaprak ciğer kelimelerle ifade edilemeyecek kadar enfes. Yerken nefes bile almıyor insan. Daha bu tatların şokunu atlatamamışken Girit mezesi beliriveriyor karşınızda. Daha başka ne olabilir ki dediğiniz o an kırmızı toz biberle ve kırmızı soğanla bezenmiş fava size Meyhanemiz in en büyük ayrıcalığının bitmeyen tatlar rüyası olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Evinizin bahçesinde bir ağırlanma istiyorsanız yahut ağırlamak doğru yerdesiniz demektir. Çünkü burada evinizdesiniz... Meyhanemizdesiniz...

doğada ve heryerde.. İSTANBUL-ADALAR-MÜZELER-SHAMAN DANS TİYATRO GÖSTERİSİ YARIM PANSİYON 06-07 EKİM 1 GECE 2 GÜN GEZİ ÜCRETİ: 280,00 TL 05 Ekim 2012 CUMA Akşamı Saat 23:30 da Sıhhiye Sezenler Sokak Atatürk AMASYA-BORABAY GÖLÜ-TOKAT GEZİSİ YARIM PANSİYON 06-07 EKİM 1 GECE 2 GÜN GEZİ ÜCRETİ : 225,00TL 06 Ekim 2012 Cumartesi sabah saat 07.00 da Sıhhiye sezenler sokak Atatürk Lisesi Önünden Hareket AMASRA GEZİSİ GÜNÜBİRLİK - 07 EKİM PAZAR GEZİ ÜCRETİ: 85,00TL 07 Ekim 2012 Pazar sabah saat 07.00 da Sıhhiye Sezenler sokak Atatürk Lisesi Önünden Hareket KALECİK GEZİSİ GÜNÜBİRLİK 07 EKİM PAZAR GEZİ ÜCRETİ: 70,00TL 07 Ekim 2012 Pazar sabah saat 08.00 da Sıhhiye Sezenler sokak Atatürk Lisesi Önünden Hareket KAPADOKYA GEZİSİ YARIM PANSİYON 13-14 EKİM 1 GECE 2 GÜN GEZİ ÜCRETİ: 210,00TL 13 Ekim 2012 Cumartesi sabah saat 07.00 da Sıhhiye Sezenler sokak Atatürk Lisesi Önünden Hareket POLANEZKÖY-ŞİLE-AĞVA-KERPE GEZİSİ YARIM PANSİYON 13 14 EKİM 1 GECE 2 GÜN GEZİ ÜCRETİ: 225,00TL 13 Ekim 2012 Cumartesi sabah saat 07.00 da Sıhhiye Sezenler sokak Atatürk Lisesi Önünden Hareket ERFELEK ŞELALELERİ-SİNOP GEZİSİ YARIM PANSİYON 13 14 EKİM 1 GECE 2 GÜN GEZİ ÜCRETİ: 225,00TL 12 Ekim 2012 Cuma Akşamı saat 23.30 da Sıhhiye Sezenler sokak Atatürk Lisesi Önünden Hareket DÜZCE, KONURALP-SAMANDARE-GÜZELDERE ŞE- LALESİ-EFTENİ GÖLÜ GEZİSİ GÜNÜBİRLİK 14 EKİM PAZAR GEZİ ÜCRETİ: 85,00TL 14 Ekim 2012 Pazar sabah saat 07.00 da Sıhhiye Sezenler sokak Atatürk Lisesi Önünden Hareket YEDİGÖLLER GEZİSİ GÜNÜBİRLİK 21 EKİM PAZAR GEZİ ÜCRETİ: 80,00TL 21 Ekim 2012 Pazar sabah saat 07.00 da Sıhhiye Sezenler sokak Atatürk Lisesi Önünden Hareket YEDİGÖLLER GEZİSİ GÜNÜBİRLİK 14 EKİM PAZAR GEZİ ÜCRETİ: 80,00TL 14 Ekim 2012 Pazar sabah saat 07.00 da Sıhhiye Sezenler sokak Atatürk Lisesi Önünden Hareket ESKİŞEHİR GEZİSİ GÜNÜBİRLİK 21 EKİM PAZAR GEZİ ÜCRETİ: 90,00TL 21 Ekim 2012 Pazar sabah saat 07.00 da Sıhhiye Sezenler sokak Atatürk Lisesi Önünden Hareket Kayıt No: 6521

15 yıllık tecrübemizle hayallerinizi gerçekleştiriyoruz...

Üretici firma olarak hafif çelik villa üretimlermizi 180.000 m² / yıl kapasiteye ile 5 kıtaya ihraç ediyoruz. Ayrıca okullar, hastaneler, kooperatif ve toplu projeler ile de kaliteli hizmetler sunuyoruz. Ceyhun Atuf Kansu Caddesi Beycanoğlu İş Merkezi A-2 Blok 104/28 Kat:7 Öveçler/Ankara Telefon: +90 0312 473 71 23 Fax: +90 0312 473 71 25 E-mail: sarpvilla@sarpvilla.com.tr Fabrika Modern Keresteciler Sanayi Sitesi Adnan Menderes Bulvarı No:8 Saray/Ankara www.sarpvilla.com.tr

Çayyolu Life Ailesine Hoşgeldiniz... ÇAYYOLU LİFE YIL:3 SAYI:26 EKİM-2012 YAYINCI ÇAYYOLU LİFE MEDYA PAZARLAMA SAHİBİ VE SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ N.GÜVEN GÜNGÖR HUKUK DANIŞMANI ERTAN SÜTÇÜ 0505 440 77 08 SANAT DANIŞMANI M.OKAN KILAN GRAFİK TASARIM VE MİZANPAJ ÖZÜM BEGÜM ERCAN obegumercan@cayyolulife.com.tr EMİNCAN BİLGE emincanbilge@cayyolulife.com.tr TANITIM VE HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRÜ GAYE ÖZUĞUR (Editör) 0312 446 26 21 0541 634 94 04 REKLAM SORUMLULARI HANDE SAY EZGİ BAKAN 0312 446 26 21 ADVENTURER Ş.GÜROL GÜNGÖR DENİZ AUDRICK editörden... Gaye ÖZUĞUR gayeozugur@cayyolulife.com.tr editor@cayyolulife.com.tr Dopdolu bir Ekim sayısıyla yine karşınızdayız. Bu ay yine birbirinden özel konukları ağırladık. Kapak güzelimiz manken ve oyuncu Sahra Çisil Erdemir. Ekim sayımızın kapak çekimlerini, Türkiye'nin 3. büyük Cast Ajansı olan Maydonoz Ajansın değerli katkılarıyla Ankara'nın en nezih alışveriş merkezi olan Panora Avm'de siz değerli Çayyolu Life okurları için gerçekleştirdik. Kendi tarzını yaratmak isteyen kadınlara tavsiyem Nuyell Boutique'yi görmeden bu sonbahar kesinlikle alışverişe çıkmamaları.yaklaşan Kurban Bayramını güzel bir tatile dönüştürmek isteyenler için de sizleri Frekans Turizmin hem konforlu hem ekonomik turlarına katılmaya davet ediyorum. Ve şimdi sizleri başta moda, saç dizaynları, makyajın püf noktaları, leziz yemek tarifleri ve çok daha fazlası için Çayyolu Life'ın büyülü dünyasıyla başbaşa bırakıyorum. GÖRSEL EDİTÖRLER İLYAS KARATEKİN - İREM TAŞTAN KATKIDA BULUNANLAR GÜHER KILLIOĞLU (Moda Editörü) GÖRKEM AKBULUT - GÜLER KARAKURUMER AYŞE PARLAR - ERDOĞAN MUNGAN YASEMİN YELKEN - NEŞE ERAT BERİL KÜÇÜKOVA - BURCU SALTOĞLU CANAN NERGİZOĞLU - ALEWNDRA GODINA YAYIN MERKEZİ REŞİT GALİP CAD. HAZAN SOKAK. 7/1 G.O.P.-ANKARA - 0312 446 26 21 İSTANBUL İRTİBAT BÜROSU HAKAN TANKA BEŞYOL MAH. E5 YAN YOL CAMİ SOK. NO:24/1 SEFAKÖY-FLORYA-İSTANBUL 0212 424 13 84-85 EGE İRTİBAT BÜROSU MUSTAFA HOROZ MİTHATPAŞA CAD. AYDINLAR SİTESİ C BLOK 350/20 - NARLIDERE-İZMİR 0232 239 83 03 FAKS: 0232 239 39 95 KANADA İRTİBAT BÜROSU BEDİRHAN ÖZDEMİR - ÇAĞATAY ÖZDEMİR 129 CHALFIELD LANE MISISSAUGA ONTORIO L4Z1K8 CANADA (1647) 864 70 60 (1416) 419 09 09 BASKI-CİLT PELİN OFSET TİPO MATB. SAN VE TİC. LTD. ŞTİ. Tel: 0312 395 25 80 www.pelinofset.com.tr DAĞITIM TRANSNET - EUROPOST 0312 418 86 85-0312 474 00 06 ELEKTRONİK POSTA info@cayyolulife.com.tr - cayyolulife@gmail.com AYLIK, YEREL SÜRELİ YAYIN Ücretsiz ISSN: 1309-9221 Dergi içerisinde yayımlanan yazıların doğruluğu ve sorumluluğu yazarlara aittir www.cayyolulife.com.tr Baskı Tarihi: Ekim 2012 BEN SENİ HERŞEYİNLE VE HİÇBİR ŞEYİNLE SEVDİM Bir şarkı çalıyor radyoda. Kıraç tan Sevgilim.. Farkına varıyorum ki şarkının içerisinde bir yerde geziniyorum seninle.. Ağlayan kemanın sardığı hasretle süzülüyor göz yaşlarım.. Kalbimde bir sızı beliriyor inceden.. Sözlerine kulak veriyorum.. Ve nakaratı bir anda titretiyor içimi.. Sevgilim kanma gözyaşlarıma Bakma sen şarkılarıma Sakın inanma Git artık buradan, buradan uzaklaş Bir daha bana uğrama, yaklaşma hakkın yok buna Tanrım! Diyorum. Bu nasıl bir gidiş.. Nasıl bir terk ediş Nasıl yazılır böyle bir şarkı.. Üstelik adı Sevgilim.. Sonra seni hatırlıyorum yeniden.. Ve anlamaya başlıyorum.. Severek gitmek bu diyorum işte.. Hak etmediğini bilmek ve utançla gitmek bu işte.. Devam ediyorum dinlemeye şarkıyı tekrar ve tekrar.. Bir öfke beliriyor içimde ansızın.. Bu nasıl sevmek diye söyleniyorum. Bahanelerin ardına düşen bir şey nasıl sevgi olur diye hiddetleniyorum.. O an başımda korkunç bir ağrı beliriyor. Ve gözlerimde sağanak bir yağmur tam da sonbaharda.. İçimde ki kışa kulak kabartıyorum.. İçimde düşen yaprakların sesini dinliyorum usulca.. Hep böyle olur zaten diyorum.. Ya anlamazlar ya hak etmezler.. Elini uzatırsın tüm sıcaklığınla, kolunu iade eder sana paramparça.. Gözünün o ışıl ışıl feriyle bakarsın kocaman bir aşkla, kornealarını zedelercesine ağlatıverir seni Sesini sessizliğine kurban eder.. Öyle berbat hissedersin ki insan olmayı başaramamışların içinde insanca yaşamaya çalıştığına da insan olmayı başardığına da lanet edersin.. Hasrete, aşka lanet edersin.. Uykularında terk eder seni.. Sanki suçun varmış gibi.. Aynada karşılaştığın insanı tanımaz olursun bir süre sonra.. Ses tonunda ki tınıyı yadırgamaya başlarsın.. Kulakların duymak istemez kendi sesini.. En lazım olduğu zamanda çalışsın istediğin beynin sana inat durmaz olur.. Düşünceler sarar dört bir yanını Hani oluşsun diye asırlar harcadığın o güven duygusu var ya.. Temeli çürük bir inşaat gibi çöker tepene.. Hem de sen içindeyken.. Örtünürsün ısınamazsın.. İçin titrer.. Nefes almak istersin pencereler yetmez.. Boğazında kocaman bir yumruyla çırpınır durursun çaresizce.. Ruhunu geride bırakıp uzaklaşmak istersin bilinmezliklere.. Faydasızca aldığın nefes, yaşamak oluverir bir anda.. Tüm bu çırpınışlarda bile haddini bilmez yüreğin.. Aldırmaz çığlıklarına.. Umursamaz gülümseme masken altında ki göz yaşlarına.. Çünkü yüreğin yaşamın gailesine harcatmaz içinde barındırdığı sevgiyi.. Son atışlarına dek savunur asilce.. Haykırır içten içe sana.. Her ne olursa olsun sen beni bozmayacaksın der.. Ve ekler.. Hayatı bu kadar derin yaşama.. Bırak kırsınlar beni.. Ben her şeye herkese inat atmıyor muyum sonuçta.. Yarını garanti olmayan bir hayatta pişmanlıklar sarmasın sırça köşkünü diyerek devam eder seninle konuşmaya.. Kime kırıldınsa affet, kimi özledinse git bul.. Sımsıkı sarıl.. Ve gece yine karanlığa inat fısılda bana.. Ben hakkını vere vere sevdim yüreğim.. Bırakmadım hoyratça yarınlara.. Ve gitme vakti geldiğinde sadece seni aldım yanıma.. Çünkü sen benim batan gemilerimle sevdiğim okyanusumsun.. Ve sen yüreğim.. Sen benim en büyük zenginliğimsin Sonunda tüm acının arasında hafif bir gülümsemeyle huzurun esintisi çarpıverir yüzüne.. Şimdi fonda bu şarkıyla yüreğinizin hikayesine kulak verin.. Ve zamanı, sizi bekleyen bir araç gibi görmekten vazgeçip kendi hikayenizin kahramanına gülümseyin.. Her şeyiyle ve Hiçbir şeyiyle sevdiğimiz kahramanlara

içindekiler 24 22 44 18 32 26 28 36

18 22 24 26 28 32 36 44 54 66 70 76 84 90 94 101 108 111 116 Sahra Çisil Erdemir Röportajı Türkiye yi Uyandıran Adam Evlendi! Aşk Masalında Mutlu Son... Mutlu Sona Bir Kala... Çocuklar Yeni Döneme Mutlu Yaşam ile Başladı. Ersen Dadaşlar Röportajı Leziz TÜGİAD Daveti Uğur Gündoğan Röportajı Cenk Erdem Röportajı Sen Allah ın bir lütfusun Ebru Gündeş! Türkülerin Üstadına Veda: Neşet Ertaş El ve Ayak Bakım Formülleri Life Shop Saç Modası 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun! Kız Çocuklarının Erken Seksüalizasyonu Teknolojik Yenilikler Gelişen Şehrimiz Gaziantep Tiyatro Ve Sanat 70 54 66 94 111 84 108 76 90 100 116

"Küçük Şeyler" Üçüncü Hata: Karşımızdaki Kişiye Göre Değerlere Uymak Prof. Dr. Üstün Dökmen Bazı değerlere uyup uymama konusunda ölçütümüz, karşımızdaki kişidir. Örneğin fiziksel açıdan ve statü açısından bizden güçlü kişilere saygılı davranırız. Güçlü bulmadığımız kişiler karşısında ise saygılı davranmayız, davranışlarımızı kontrol etme ihtiyacı duymayız. Oysa, renkleri, cinsiyetleri, yaşları, statüleri ne olursa olsun, tüm insanların onurlan eşittir. Bu yüzden ayırım gözetmeden hepsine saygılı davranmalıyız. İnsanların Onurları Eşittir İnsanoğlu bilmiyor, bilmediğini de bilmiyor. İşte bu beni üzüyor. Sokakta herhangi birilerini durdurup İnsanlara saygılı mısınız? diye sorarsanız, hemen hepsi Evet der. Ama bu evetçilerin birisi amirdir, hata yapan elemanını azarlar; birisi öğretmendir, ödevini yapmayan öğrenciye bağırır; diğeri hekimdir, köylüye sen der,şehirliye siz ; bir diğeri polistir, hırsıza hakaret eder. Her ne kadar insana saygılı olduklarını iddia etseler de, bu amir, bu öğretmen, bu hekim, bu polis insana saygılı değildir. Çünkü: Kişiyi ve hatalı davranışını ayırmak zorundasınız. Hatalı davranışını eleştirebilirsiniz, hatta hatalı davranışından ötürü bir yaptırım (müeyyide) uygulayabilirsiniz; fakat kişiyi topyekûn eleştirmeye hakkınız yoktur. Kişiyi topyekûn eleştirmek insana saygısızlıktır, insan onurunu umursamazlıktır. Bir profesörün onuru bir çöpçünün onuruna eşittir; bir kapıcının onuru, bir genel müdürün onuruna, hekimin onuru hastanın, hastabakıcının onuruna eşittir ve bir müfettişin onuru, bir hırsızın onuruna eşittir. İster bir varsayım deyin, ister bir dogma, tüm insanların onurları eşittir bu dünyada.insanların bilgileri, yetkileri statüleri, güçleri farklı farklı olabilir; ancak onurları eşittir. Hiçbir insan, renginden, cinsiyetinden, inançlarından veya hatalı bir davranışından ötürü aşağılanmamalıdır. Bir hırsızın, diyelim ki on davranışı var. Dokuzu iyi, ama onuncu davranışı kötü, hırsızlık yapıyor. Bu onuncu davranış için onu tutuklayabilir, yaptırım uygulayabilirsiniz. Ama onu topyekûn suçlamaya, içinizden geldiği gibi aşağılamaya hakkınız yoktur. Tutukluların, mahkumların hakları vardır; haklarını çiğnerseniz siz de suç işlemiş olursunuz. Bir ülkenin yasalarına göre bir kişiyi idam edeceksiniz diyelim. Bu mahkumu idamdan önce aç bırakmaya veya ona küfür etmeye hakkınız yoktur. O mahkumun onuru, hapishane müdürünün onuruna eşittir; benim onuruma da eşittir. Benim onurum, bir çöpçünün onuruna eşittir. İkimizin bilgisi, yetkisi, statüsü farklıdır. O çöpçü, benim fakülteme gelip ders anlatma yetkisine sahip değildir; ben de sokaktaki çöp bidonunun yerini değiştirme yetkisine sahip değilim. O çöpçü evinin kralıdır. Köyüne gitse, kuyruk olup elini öperler. Ben kendimi ondan üstün göremem. Benim onurum, tuvalet temizleyen bir hanımın onuruna eşittir. O hanım, evine geç gitse, kızı kapıya çıkıp Anne geç kaldın diye yanaklarından öpüyor. Benim kızımın, eşimin yanağını öpmesi, o kızın annesinin yanağını öpmesi veya hırsızlıktan hüküm giymiş bir kadının kızının onun iki yanağından öpmesi aynışeydir; aralarında hiçbir farklılık yoktur. Tüm insanların onurları eşittir. Kızılderili nin ifadesiyle Mitaku Oyasın (Hepimiz hayvanlar ve bitkiler dahil kardeşiz). Bir müfettiş, başlangıçta işini iyi yapabilmek amacıyla ciddi davranıp giderek üstatlarının abartısına kapılarak kendini Olimpos tan inmiş Zeus gibi hissetmeye ve teftiş heyeti başkanından başka dünyada kimseye saygı duymamaya da başlayabilir; ya da ilişkiyi ve işi ayırt edip tüm insanlara saygılı ama işinde objektif olabilir. Kendilerini herkesten üstün görenler, kendi onurlarına onulmaz biçimde hayran olanlar, insan ilişkileri konusunda kendilerini eğitimle geliştirebileceklerine inanmayanlar, bana Küçük Ağaç taki hindiyi hatırlatıyorlar. İlginç bir roman olan Küçük Ağacın Eğitimi *nde Kızılderili dede ve nine ile Küçük Ağaç adlı çocuk arasındaki ilişki anlatılmaktadır. Küçük Ağacın dedesi, giderek derinleşen, üstü dallara örtülü, hindinin boynundan alçak bir tünel kazar, tüneli derin bir çukura bağlar. Toprağın yüzeyinden tünelin içine doğru mısır taneleri serpiştirir. Yaban hindisi başını eğip taneleri yiye yiye tüneli geçer, çukura girer. Başını kaldırır, çukurun üstü açıktır ama çukur derindir. Tek bir çıkış yolu vardır, başını eğip tünelden gerisin geriye gitmek. Ancak hindi başını eğmeyi akıl edemediği için çukurdan çıkamamaktadır. Küçük Ağaç dedesine, Dede, hindi niçin kafasını eğip tünelden dışarı çıkmıyor? diye sorar. Dedesi Yavrum, hindi kendini herkesten üstün gördüğü için, öğrenebileceği yeni birşeyler bulunduğuna inanmadığı için, alçak gönüllülük gösterip başını eğemediği için girdiği çukurdan çıkamıyor der. Çukurlar içinde kalakalma tehlikesi hepimiz için vardır. Ama eğer tüm insanların onurlarının eşit olduğuna inanırsak bu tehlike bizden uzaklaşır. Daha onurlu bir insan olmaya çalışmak yerine, daha bilgili, daha etkili, daha iyimser, daha sevecen olmaya çalışmak, daha akıllıca olsa gerek. Anadolu da Boş başak dik durur derler. * Küçük Ağacın Eğitimi, Forrest Carter, Say Yayınları, 2003 Dolu ve alçakgönüllü bir başak olduğumuzda, yaşam kalitemiz artacaktır. Boş başak dik durur. 16

Manken ve oyuncu Sahra Çisil ERDEMİR Çayyolu Life okuyucularına ses getirecek çok iddialı açıklamalar yaptı Sahra Çisil Erdemir 18 Röportaj: Gaye Özuğur

Kusursuz fiziği ve güzelliği ile dikkatleri üzerine çeken Sahra Çisil ERDEMİR e Türkiye nin en iyi ajanslarından biri olan Maydonoz Ajans la sözleşme yaptığı günden 1 hafta sonra iş teklifleri gelmeye başladı, özel bir tekstil firmasının marka yüzü olan Çisil mankenlik ve oyunculuk mesleklerine hızla giriş yapanlardan. Genellikle mankenlik ve oyunculuk meslekleri için, insanlar güzellik yarışmalarında derece elde ederek hızla giriş yaparlar ama sizde tam tersi olmuş, birazda sizden dinleyelim bu kadar hızla gelişen popülerliğinizi? Modellik mesleğinde arkadaşlarımın ve çevremin yoğun baskısı üzerine girdim gibi klasik bir cümle kurmayacağım :) tamamen kendi isteğim ve kendi aldığım kararla adım attım. Evet güzellik yarışmaları aklımı çelmedi değil ancak en son izlediğim Miss Turkey tam bir hüsran olunca, güzellik yarışmalarına katılmama kararı aldım. Benim için en önemli basamak Maydonoz Ajans la tanışmam ve çalışmaya başlamam oldu. Güzellik yarışmalarına karışı mısınız? Hayır, sadece yeterli bulmuyorum. Seçilen jürilerin gerçekten güzellik derecesinden anlamadığı son yıllarda belli oluyor. Çünkü seçtiğimiz arkadaşlarımız yurt dışında herhangi bir dereceye girmeden geri geldiler. Ve bu büyük bir hayal kırıklığı, ben kişisel olarak değil Türkiye olarak yaklaşıyorum olaya. Güzelliğinizi ve formunuzu nasıl koruyorsunuz? Meyve ve sebze çeşitlerini çok tüketiyorum. Otçulum diyebilirim kendim için. Ve devamlı hareket halindeyim, her gün 2 saatimi spor yaparak geçiriyorum, fırsat bulduğum zaman yüzüyorum ve dans ediyorum. Kalorilerim kalmıyor. Ve iyi dinlendiğimi düşünüyorum. 19

Oyunculukla ilgili gelen teklifler var mı peki? Gelen bir iki teklif var, onların üstünde yoğunlaşıyoruz ajansımla birlikte, inşallah sonuç güzel olur bizlerde sizlerle paylaşırız projemizi de. Ama oyunculuk eğitimlerime hala devam etmekteyim. Peki ya özel hayatınız? Oda gayet güzel gidiyor. Bence ben çok şanslıyım o yüzden çok şükrederim Allah a iyi bir sevgilim var, iyi bir ailem, iyi bir ajansım, iyi ve kariyerli işlere giden bir ben var benden öte :) Hem öğrencilik hayatı hem iş hayatı zor olmuyor mu? Bence işin en güzel tarafı bu iş hayatınızda başarıyı yakaladığınızda, öğrenim hayatınız da ona endeksli olarak başarılı olmak zorunda. Bence hepsine eşit düzeyde vakit ayırdığınızda hiçbir sıkıntı çıkmaz. Tembel olmayalım yeter ki 20

Makyaj gereklimdir? Bu kadar güzel, sempatik ve pozitif olmayı neye borçlusunuz? Bence yaşadığımız hayat çok kısa, hatalarımız ve pişmanlıklarımız olacaktır illaki, önemli olan biz insanların bunu en aza indirgemesidir bence. Çok güzel birini gördüğünüz zaman tepkiniz ne olur? Hatun güzelmiş. Allah sahibine bağışlasın derim. Çekemediğiniz biri oldu mu hiç? Çekememezlik biraz art niyete giriyor, o yüzden olmadı ama imrendiğim olmuştur. Günümüzde evet. Makyaj da tıpkı biz kadınlara benzer, doğru yaparsanız makyajınızı vezir yapamazsanız rezil olursunuz. O yüzden buradan bütün hemcinslerime bildirmek istiyorum herkes bence makyaj eğitimi almalı ve cildinize doğru makyajı uygulamalısınız. 3 Gerçekleşecek dilek hakkınız olsaydı ne dilerdiniz? Bütün insanlar dürüst, merhametli ve vicdanlı olsunlar. Sinemamı yoksa dizi mi sizi daha çok mutlu eder ya da heyecanlandırır? Oynayacağım karakter çok önemli. Yoksa dizi yada sinema fark etmez benim için. Doğru proje, doğru yapımcı ve doğru yönetmenle çalışmak her şeyden daha çok heyecanlandırır beni. Mankenlik mi yoksa oyunculuk mu? Tabi ki oyuncu olmak istiyorum. Çünkü mankenlik mesleği Türkiye de yurtdışındaki gibi kaliteli bir seviye de değil. Aynı zamanda oyunculuk benim en büyük hayalim. İçtenliğiniz ve samimiyetiniz için Çayyolu life ekibi ve okuyucuları adına teşekkür ederiz. Ben teşekkür ederim Photo & Retouch: İrem Taştan Styling: Güher Kıllıoğlu Mua: Mustafa Cebeci Model: Çisil/ Maydonoz Ajans Backstage: Ilayda Suveren Special thanks to; Asrın Kürk-Deri, Berna Altınok, Panora AVM 21

Türkiye yi Uyandıran Adam Evlendi...! Geçtiğimiz Mart ayında, Ankara Rixos Otel de gerçekleşen, Radyo Televizyon Gazetecileri, Medya Oscarları ödül töreninde yılın Radyo Dj i ödülüne layık görülen Özgür Aksuna, 21 Eylül Cuma günü gerçekleşen nikah töreniyle büyük aşkı Suna Karadeli ile hayatını birleştirdi. 22

Ankara Bahçelievler Belpa buz pistinde gerçekleşen nikahta Nikah şekeri yerine Pino Kozmetik tarafından hazırlanan rengarenk ojeler dağıtıldı. Nikahın ardından gerçekleşen kokteylde tebrikleri kabul eden çiftin mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Gelinliği davetliler tarafından oldukça beğenilen Suna Karadeli Aksuna güzelliği ve zarafeti ile herkesi büyüledi. 23

Kim Demiş Aşk Masallarda Olur Diye Bir masalsı aşk daha mutlu sonla noktalandı. Özcanlar Lastik firmasının Binek Lastikleri Satış Müdürü Oğuzhan Başkan ile geçtiğimiz dönem Demokrat Parti Ankara 2.bölge milletvekili adayı Çiğdem Küçükyılmaz görkemli bir törenle dünya evine girdi. Eryaman Göksu park Ada nikah salonunda gerçekleşen düğün töreninde konuklar adeta şıklık yarışındaydı. Güzelliği ve zarafetiyle göz dolduran gelin hanımın makyajı ünlü makeup artist Carlos Cavalcanti nin, saç dizaynı ise kendine has tarzıyla sıkça ismini duymaya başladığımız Zeki Özben in imzasını taşıyordu. Çiğdem hanımın eski çağların kraliyet mensuplarını anımsatan gelinlik seçimi ve Oğuzhan beyin damatlık konusunda aynı konsepti benimsemesi çiftin birbirleriyle uyumunun en güzel göstergelerinden biriydi. 24

Hayatlarından oluşan özel slayt sunumunun ardından, muhteşem bir müzik ve koreografi eşliğinde salona giren çiftin mutluluğu gözlerinden okunuyordu. İlerleyen saatlerde damadın kardeşlerinden Mesut Başkan ın Harmandalı eşliğinde Efe olarak sahnede sergilediği şov ve Cenk Bahadır Başkan ın yaptığı duygusal konuşma misafirlerden büyük alkış aldı. Eğlenceler sabahın ilk ışıklarına kadar coşkuyla devam etti. 25

Evlilik Yolunda Atılan İlk Adım Ankara nın tanınmış simalarından işadamı Caner Doğaneli ve esi Nesrin Doğaneli nin kızı Selin Doğanelı ile Avukat Yüksel Özyüksel ve esi Serpil Özyüksel in oğlu Arda Özyüksel, 15.09.2012 Cumartesi gecesi Ankara da düzenlenen bir bahçe partisinde nişanlandılar. 26

Geçtiğimiz sene ortak arkadaşları sayesinde tanışan Selin Doğaneli ve Arda Özyüksel i, hayatlarını birleştirmek üzere atılan bu ilk adımda aileleri ve yakın arkadaşları yalnız bırakmadı. Genç çift evlilik ve balayı için Ekim ayında Amerika ya gidecek. 27

Okul Zili Çaldı, Dersler Başladı... 17 Eylül 2012 tarihinde Mutlu Yaşam Kolejinde okul açılış törenindeydik. Açılış töreni eski yeni tüm velilerin, konukların, yönetim kurulunun, eğitimcilerin ve öğrencilerin katılımlarıyla okul bahçesinde gerçekleştirildi. Kiminle konuşsak, kime mikrofon uzatsak heyecan doruktaydı. Oryantasyon çalışmalarında şarkılar öğrenen mini mini 1.sınıfların, müzik eşliğinde korodan söylediği şarkılar izleyenlerden tam not aldı. Güne özgü öğretmen, okul aile birliği başkanı ve genel müdür konuşmalarında dikkatimizi çeken herkesin güler yüzlü, mutlu olması ve bunları ifade etmekten duyduğu mutluluktu ve gerçekten görülmeye değerdi. 28

2.sınıf korosu şiirler derken komedi dans üçlüsünün gösterisi büyük alkış ve beğeni aldı. Hele hele geçen yıl 1.sınıfta okuyan ve bu yıl 2.sınıfa geçen Gökay Borga ÖZER adlı öğrencinin okula yeni başlayan ve 1.sınıfta okuyacak olan kardeşlerine başarı dilemesi yüzlerdeki tebessümü kat kat artırdı. Güne damgasını; Genel Müdür Güler KARAKURUMER in amaçlarının, ailelerine bağlı özgüveni tam, vatanını milletini bayrağını seven ve sahip çıkan mutlu, başarılı, çağdaş, modern, ATATÜRK cü nesiller yetiştirmektir cümleleri vurdu. Animatörlerle müzik eşliğinde eğlenerek sırasıyla sınıflarına giden öğrencilere ve tüm okula başlayan çocuklarımıza ve ailelerine sağlıklı mutlu ve başarılı yılar diliyoruz. İlköğretim Haftamız Kutlu Olsun 29

Gidene Neden Ağlanır? Geçenler aklıma bir soru takıldı. Daha doğrusu yıllardır doğru bildiğimiz bir genelgeçer olgunun doğruluğunu sorgulama ihtiyacı hissettim. Doğruysa da neden ve nasıl doğru. Öyle ki aslında irdeledikçe de içinde bulunduğumuz genel algının bizi geriye götürdüğüne, kendi içimizde özgüven eksikliğine neden olduğu ve sosyal olabilme durumlarını riske attığı kanaatine vardım. Neydi bu genelgeçer görüş. Ah evet, aynen öyle diyeceksiniz. Kaçanın değerli olması, geride kalanın gideni bir türlü unutamaması ya da öyle olduğunu sanması Gidenin ise hayatına kaldığı yerden devam edebilmesi Elbette bu kalmalar, gitmeler farklı şekillerde gerçekleşebiliyor hayatımızda. Mesela hayatındaki insanın kendisinden uzaklaşmasına dahası ayrılıp gitmesine sebep olmak da aslında bir ayrılmadır. Her neyse bu istisnalara hiç girmeden sıradan bir şekilde sıkılmışlıktan ya da yeni insanlar tanıma ihtiyacının verdiği yürek çarpıntısından ansızın ayrılıp gidenler ve geride kalanlar olsun merceğimizdekiler. Bir defa böyle bir durumda kalanın kendini değersiz, ezik bir mahlukat gibi görmesi, öyle hissetmesi gayet normal. Tüm o intikam almaya çalışmalar, giden sevgilinin bir gün ayaklarına kapanacağına ya da işi düşeceğine dayalı çılgın hayaller kurmacalar, kendini hatırlatmaya çalışmalar, başkalarıyla boy göstermeye çalışmalar, daha buna benzer sayabileceğimiz bir dolu çırpınma belirtisi hissedilen bu eziklik duygusundan kaynaklanıyor. Gidene bir lafım yok. Çünkü anlıyorum. İtiraz edecek bir şey de bulamıyorum. Belki de aynı durumda kaldığım içindir bu anlayabilme durumum. Zaten hakikaten söyleyecek bir şey yok. İnsanlar gayet normal olarak başka başka insanlar tanımak, kalbindeki heyecan seviyesini tekrar yükseltmek isteyebilir. Mekan değişikliği bile iyi gelirken bizlere tamamen farklı biriyle girilecek olan maceralı bilinmeyen yol nasıl cazip gelmesin? Tarzımızın, düşünce yapımızın, gezdiğimiz gördüğümüz takıldığımız mekanların bile hayatımızda var olan özel insanla paralel değişip zenginleştiği gerçeğini kabul edersek gayet de çekici olduğu görülebilir. O nedenle( bu bence herkes için geçerli) bir ayağın kapıda olması (elbette ki evlilikler için konuşmuyorum) bir ayağın kapıya yakın durması kötü bir şey değil. Daha doğrusu insan doğası gereği tahmin edilebilir olan bu zaten. Ayrılma olayı da o kapıdan öteki ayağını da çıkarıvermek oluyor işte hepsi bu. Buraya kadar bana kalırsa her şey normal ve insan doğasıyla paralel. Yalnız benim aklıma takılan geride kalan kişinin içine sürüklendiği melankolik durumu. Anlayamadığım için belki de irdeleme gereği duydum. Ve kendimi tatmin emek için cevaplar bulup rahatlamak adına düşündüm. Bir defa ben insanların kendilerine olan sevgisinin hiçbir sevgi tarafından geçilemeyeceği inancındayım. Yani karşındaki senden vazgeçmişse ya bıkmıştır ya da sevmediğine karar vermiştir. Önemli ya da cana acıtıcı olaylar ya da zorunluluklar elbette sözüm dışarı. Peki ben burada kendine aşık, çok seven insanoğluna soruyorum: Senin ta derinlerde kendini her konuda savunan, beğenen, aşık olan bir alt benliğin varken, kendini bu kadar severken nasıl olur da senden sıkılan ya da sevmediğine kadar veren birinin gidişine üzülebilirsin. İşte yanılsamanın ilk belirtileri burada ortaya çıkıyor. Çekilen acının kandırmacadan ibaret olduğu ve saçmalığı kendini mantıksızlığıyla açığa vuruyor. En fazla yaşanılan anlara, anılara, paylaşılan hatıralara üzülünür. O da zaten iki tarafın da anısı ve hayatın gerçeği, tadı, tuzu, yaşanılası olduğu için nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın yaşanıldığına sevinmek gerek diye düşünüyorum. Ayrıca kişinin kendisini de hala sevip özlemekte devam eden kalanlar var. İşte bu noktada en başta belirttiğim eziklik duygusunun verdiği yansımalar devreye giriyor. Yaşanılan eziklik ve aşağılanma duygusu o kadar yoğun ki insanın kendine olan güçlü sevgisiyle içerlerde bir yerlerde çarpışıyor. Bu çarpışma bazen o kadar kuvvetli oluyor ki gidenin değer kazanması çarpışmanın verdiği duygu yoğunluğundan ileri geliyor. Unutulmayan kişinin kendisi değil anlayacağınız çarpışmanın verdiği duygu ağırlığı. Kişinin kendine olan inancı ne kadar kuvvetliyse aslında içindeki kavgası o kadar güçlü oluyor. Nasıl olur, neden soruları yıllar geçse bile hala soruluyor. Yani aslında kişi kendisine üzülüyor, kendisine ağlıyor. Halbuki ayrılma anına geri dönsek belki de o sıkılma ya da sevginin azalması ya da ne bileyim ufak tefek de olsa birkaç konuda aynı noktada durmayı başaramama durumları her iki kişinin de farkındalığındadır. Bir dönem beklenseydi belki de mercek altına aldığımız taraf giden taraf olacaktı. O durumda işler tam tersine dönecek iç savaş başlatacak kişiyle hayatına devam eden kişi yer değiştirmiş olacaktı. Anlık bir rol değişimi kişinin kendisini üzmesine düşüncelere gark etmesine değer mi? Geçmişe takılan, yarını hesaplayan bugünü yaşayamaz. Hayatımızdan insanların gelip geçmesine izin vermeliyiz elbette. Vermeliyiz ki yaşadığımız anın, hayatın bir anlamı, tadı olsun. Fakat onların herhangi bir şekilde hayatımızın amacı olmalarına izin vermemeliyiz. Giden olursa da içimizde ki ezikliğe kulak vermek yerine giden kişi gibi düşünüp başka insanlar tanıyıp hayatımıza yeni tatlar vermeye odaklanmalıyız. Unutmayalım ki bir insanın sizden vazgeçmesi esrarengiz bir olay değil. O kişiyi daha değerli biri yapacak bir şey hiç değil. Çok zorlanırsanız dünya genelinde milyonlarca insanın aynı anda aynı duyguları yaşadığını düşünüp kendinizi rahatlatabilirsiniz. Velhasıl kaçan kovalanır her daim. Fakat bunun nedeni biraz düşünülürse ya da değişkenliği fark edilirse kaçanı kovalamanın da gidene üzülmenin de anlamsızlığı ortaya çıkacak gün gibi. 30

1950 yılında İstanbul Fatih te dünyaya gelen Ersen Dadaşlar; ilk olarak müzik çalışmalarına amatörce bir müzik öğretmeninden mandolin dersleri alarak başladı. Daha sonra, gitarın yavaş yavaş ülkemize girmesi ile birlikte Fatih Fener de Rum asıllı hocası Koçamedanis ten klasik gitar dersleri almaya başladı. 5-6 sene de klasik keman dersleri aldı.ersen, bir yandan da amatörce şan dersleri alıyor ve sürekli kendini geliştirmeye çalışıyordu. 1970 yılına gelene kadar birçok ünlü orkestrada çaldı. Bunlar arasında, Milli Orkestra ve Şerif Yüzbaşıoğlu nun Orkestrası da vardı. Önceleri, dans orkestralarında çalan Ersen Dadaşlar, İzmir de bir gece kulübünde Cem Karaca ve Moğollar la tanıştı; diyorum ve sözü kendisine bırakıyorum. Röportaj: Güher Kıllıoğlu 32