KURBAN BAYRAMI ÖZEL VAAZİ Hazırlayan: Bilgin EKŞİ Kurban, ibadet niyetiyle belirli vakitte, belirli nitelikleri taşıyan hayvanları kesmek demektir. Kurban mali ibadetlerdendir ve Yüce Rabbimizin bizlere vermiş olduğu nimetlere şükrün ifadesidir. Nitekim Yüce Rabbimiz faydalanabileceğimiz sayısız nimetleri bizlerin emrine vermiştir. İnsanlık tarihiyle beraber sürüp gelen kurban kesme uygulaması, kesiliş amacı ve şekli farklı olmakla beraber bütün dinlerde mevcuttur. Kur an-ı Kerim de bu hususu şöyle dile getirilmektedir. و ل ك ل ا م ة ج ع ل ن ا م ن س ك ا ل ي ذ ك ر وا اس م الله ع لى م ا ر ز ق ه م م ن ب هيم ة ال ا ن ع ام ف ا له ك م ا له و اح د ف ل ه ا س ل م وا و ب ش ر ال م خ ب تي ن Her ümmet için, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık. İşte sizin ilâhınız bir tek ilâhtır. Şu hâlde yalnız O'na teslim olun. Alçak gönüllüleri müjdele! Bugün bizlerin kesmiş olduğu Kurban ibadetinin şekli Hz. İbrahim ve Hz. İsmail (a.s.) ın hayatında vuku bulan tarihi bir olaya dayanmaktadır. Bu husus Yüce Kitabımızda Saffât Suresinin 100 ile 111. Ayetlerinde şu şekilde anlatılmaktadır. ف ب ش ر ن اه ب غ ل ام ح لي م ر ب ه ب لى م ن الص ال حي ن "Ey Rabbim! Bana salihlerden olacak bir çocuk bağışla." Biz de ona uysal bir oğul müjdeledik.
ی الس ع م ع ه ف ل م ا ب ل غ Çocuk kendisiyle birlikte koşup yürüyecek yaşa gelince ق ال ي ا ب ن ی ا نى ا رى ف ى ال م ن ام ا نى ا ذ ب ح ك ف ان ظ ر م اذ ا ت رى İbrahim ona, "Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?" dedi. ق ال ي ا ا ب ت اف ع ل م ا ت ؤ م ر س ت ج د نى ا ن ش اء الله م ن الص اب ري ن O da, "Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın" dedi. ف ل م ا ا س ل م ا و ت ل ه ل ل ج بي ن و ن اد ي ن اه ا ن ي ا ا ب رهي م Nihayet her ikisi de (Allah'ın emrine) boyun eğip, İbrahim de onu (boğazlamak için) yüz üstü yere yatırınca ona, şöyle seslendik: "Ey İbrahim!" ق د ص د ق ت الر ء ي ا ا ن ا ك ذل ك ن ج ز ى ال م ح س ني ن "Gördüğün rüyanın hükmünü yerine getirdin. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız." ا ن هذ ا ل ه و ال ب ل ٶا ال م بي ن "Şüphesiz bu apaçık bir imtihandır." و ف د ي ن اه ب ذ ب ح ع ظي م Biz, (İbrahim'e) büyük bir kurbanlık vererek onu (İsmail'i) kurtardık. و ت ر ك ن ا ع ل ي ه ف ى ال اخ ري ن Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık. س ل ام ع لى ا ب رهي م İbrahim'e selâm olsun.
ا ن ه م ن ع ب اد ن ا ال م ؤ م ني ن ك ذ ل ك ن ج ز ى ال م ح س ني ن İyilik yapanları işte böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o mü'min kullarımızdandı. Böylesi büyük bir teslimiyetin hatırlatıcısı olan Kurban bayramında geliniz nefsimize şu soruları soralım; BİZE NE OLDU DA YARATILIŞ GAYEMİZİ UNUTUR OLDUK: ا ل ذى خ ل ق ال م و ت و ال ح يوة ل ي ب ل و ك م ا ي ك م ا ح س ن ع م ل ا و ه و ال ع زيز ال غ ف و ر O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır BİZE NE OLDU DA KÖTÜLÜĞÜ EMREDEN, İYİLİKLERDEN KAÇAN OLDUK: ي ؤ م ن ون ب الل ه Onlar, Allah a inanırlar و ال ي و م ال ا خ ر Ve ahiret gününe inanırlar و ي ا م ر ون ب ال م ع ر وف İyiliği emrederler و ي ن ه و ن ع ن ال م ن ك ر Kötülükten men ederler و ي س ار ع ون ف ى ال خ ي ر ا ت Hayır, işlerinde birbirleriyle yarışırlar. و ا ول ئ ك م ن الص ال حي ن İşte onlar salihlerdendir.
BİZE NE OLDU DA, KİBİR BATAKLIĞINDA ÇIRPINIR OLDUK: و ل ا ت ص ع ر خ د ك ل لن اس و ل ا ت م ش ف ى ال ا ر ض م ر ح ا Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! ا ن الل ه ل ا ي ح ب ك ل م خ ت ال ف خ ور Çünkü Allah hiçbir kibirleneni övüngeni sevmez." BİZE NE OLDU DA, AKRABA, YETİM, YOKSUL VE KOMŞULARIMIZDAN UZAKLAŞIR OLDUK: و اع ب د وا الل ه و ل ا ت ش ر ك وا ب ه ش ي پ ا Allah'a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. و ب ال و ال د ي ن ا ح س ان ا و ب ذ ى ال ق ر بى و ال ي ت امى و ال م س اكين و ال ج ار ذ ى ال ق ر بى و ال ج ار ال ج ن ب و الص اح ب ب ال ج ن ب و اب ن الس بيل و م ا م ل ك ت ا ي م ان ك م Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. ا ن الله ل ا ي ح ب م ن ك ان م خ ت ال ا ف خ ور ا Şüphesiz Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.
BİZE NE OLDU DA, KUL HAKKI YEMEKTEN KORKMAYAN BİR TOPLULUK OLDUK: و ل ا ت ب خ س وا الن اس ا ش ي اء ه م و ي ا ق و م Ey kavmim! ا و ف وا ال م ك ي ال و ال ميز ان ب ال ق س ط Ölçüyü ve tartıyı adaletle tam yapın İnsanların eşyalarını (mallarını ve haklarını) eksiltmeyin. و ل ا ت ع ث و ا ف ى ال ا ر ض م ف س دين Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın BİZE NE OLDU DA, VERDİĞİ SÖZLERİ UNUTAN BİR TOPLUM OLDUK: ي وف ون ب الن ذ ر و ي خ اف ون ي و م ا ك ان ش ر ه م س ت طير ا O kullar, şiddeti her yere yayılmış olan bir günden korkarak verdikleri sözü yerine getirirler BİZE NE OLDU DA, MALIMIZI İNFAK ETMEKTEN KORKAR OLDUK: ف ات ق وا الل ه م ا اس ت ط ع ت م O hâlde, gücünüz yettiği kadar Allah a karşı gelmekten sakının و اس م ع وا Dinleyin و ا طيع وا İtaat edin و ا ن ف ق وا خ ي ر ا ل ا ن ف س ك م Kendi iyiliğiniz için harcayın و م ن ي وق ش ح ن ف س ه Kim nefsinin cimriliğinden korunursa ف ا ول ئ ك ه م ال م ف ل ح ون İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir
BİZE NE OLDU DA, AHİRETİ UNUTUP DÜNYAYI AHİRETE TERCİH EDER OLDUK: ب ل ت ؤ ث ر ون ال ح يوة الد ن ي ا Fakat sizler dünya hayatını tercih ediyorsunuz و ال ا خ ر ة خ ي ر و ا ب قى Oysa âhiret daha hayırlı ve süreklidir BİZE NE OLDU DA, MÜSLÜMAN KARDEŞLERİMİZLE KARDEŞLİK BAĞLARIMIZI KOPARIP BİRBİRİMİZE DÜŞMANLAR OLDUK: و اع ت ص م وا ب ح ب ل الله ج ميع ا و ل ا ت ف ر ق وا Hep birlikte Allah ın ipine (Kur an a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. و اذ ك ر وا ن ع م ت الل ه ع ل ي ك م Allah ın size olan nimetini hatırlayın. ا ذ ك ن ت م ا ع د اء ف ا ل ف ب ي ن ق ل وب ك م Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. ف ا ص ب ح ت م ب ن ع م ت ه ا خ و ان ا İşte O nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. و ك ن ت م ع ل ى ش ف ا ح ف ر ة م ن الن ار ف ا ن ق ذ ك م م ن ه ا Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. الل ه ل ك م ا ي ات ه ي ب ي ن ك ذ ل ك ل ع ل ك م ت ه ت د و ن İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.
BİZE NE OLDU DA, NAMAZI TERKEDEN BİR TOPLULUK OLDUK: فى س ق ر م ا س ل ك ك م فى ج ن ات ي ت س اء ل ون Onlar cennetlerdedirler. ع ن ال م ج ر مين Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar Ve dönüp onlara şöyle derler: "Sizi Sekar'a (cehenneme) ne soktu?" ق ال وا ل م ن ك م ن ال م ص لين Onlar şöyle derler: "Biz namaz kılanlardan değildik." VAAZIMI MEHMET AKİF ERSOY UN BİR ŞİİRİ İLE BİTİRMEK İSTİYORUM: Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile... Âdem aldatmaksa maksad, aldanan yok, nafile! Kaç hakiki müslüman gördümse, hep makberdedir; Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir. (Mehmet Akif ERSOY) ÇEVİRİSİ: Müslümanlık nerde! Bilmem ama bir tefrika girmiş sinelere... Kapanmış müslümanın kalbi müslümana, dostluklar kurulmuş Yahudi ve müşriklerle, Nice Müslümanım diyen adam gördümse, gördüm ki günah içindedir; Müslümanlık, bilmem amma, sadece kelime-i tevhid'de dir. (Bilgin EKŞİ)