JAPON REKABET DÜZENĐ VE ÇIKARTILACAK DERSLER



Benzer belgeler
2002/2 SAYILI DİKEY ANLAŞMALARA İLİŞKİN GRUP MUAFİYETİ TEBLİĞİ

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

YÖNETMELİK. MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununa dayanılarak hazırlanmıştır.

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

REKABET HUKUKU ve KOBİLER. Neşe Nur Onuklu

GİRİŞ. A. İç Kontrolün Tanımı, Özellikleri ve Genel Esasları:

Rekabet Kurumu Rekabet Kanunu. Doç. Dr. A. Barış BARAZ

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

SİGORTACILIK EĞİTİM MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Kısaltmalar

REKABET KURUMU REKABET RAPORU ÖZETİ Ahmet ÇELİK

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır.

d) Hakem Heyeti: Türkiye Bankalar Birliği Müşteri Şikayetleri Hakem Heyetini, e) Kanun: 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununu,

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK DANIŞMA MECLİSİ TOPLANTISI İLE ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI YÖNETMELİĞİ

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu nun tarih ve 2010/DK-07/87 sayılı Kararı ile;

PİYASA BOZUCU EYLEMLER TEBLİĞİ (VI-104.1)

5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu

SU ŞEBEKE VE ARITMA TESİSLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI GÖREV YETKİ VE SORUMLULUK YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Teşkilat

TİCARET ŞİRKETLERİNİN GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞINCA DENETLENMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK

YÖNETMELİK. Türkiye Atom Enerjisi Kurumundan: RADYASYON GÜVENLİĞİ DENETİMLERİ VE YAPTIRIMLARI YÖNETMELİĞİ

alt işveren işçilerinin ücret ve sosyal haklarında, toplu iş sözleşmesine bağlı olarak meydana gelecek artış sebebiyle her bir işçiye alt işveren

RADYASYON GÜVENLİĞİ DENETİMLERİ VE YAPTIRIMLARI YÖNETMELİĞİ

T.B.M.M. CUMHURİYET HALK PARTİSİ Grup Başkanlığı Tarih :.../..«. 8

KAMU İHALE YASASI. (20/2016 Sayılı Yasa) Madde 86 Altında Yapılan Tüzük

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ DANIŞMA VE İZLEME KONSEYİ NİN OLUŞUMU, TOPLANMASI VE ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI TÜZÜĞÜ

TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu

Sirküler Rapor /197-1 RAPOR DEĞERLENDİRME KOMİSYONLARININ TEŞEKKÜLÜ İLE ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILDI

İŞLETMELERİN EKONOMİDEKİ ÖNEMİ IMPORTANCE OF ENTERPRISES IN THE ECONOMY

MEVLANA ÜNİVERSİTESİ AKRAN DANIŞMANLIĞI YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Danıştayın yürütmesini durduğu konular: 1. Mesai dışı çalışma,

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır

Haklara Tecavüz Halinde Hukuki Ve Cezai Prosedür

DEVLET OPERA ve BALESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Ön Mali Kontrol İşlemleri Yönergesi. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

TEBLİĞ PİYASA BOZUCU EYLEMLER TEBLİĞİ (VI-104.1)

Doğal Gaz Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 26453

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı HATA BİLDİRİM FORMU (Usulsüzlük, Yolsuzluk, Etik Kural İhlali)

Karşılıksız Çek için Para ve Hapis Cezası Var

SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK MESLEKLERİNE İLİŞKİN HAKSIZ REKABET VE REKLAM YASAĞI YÖNETMELİĞİ

Borsa işlemlerinin açık, düzenli ve dürüst şekilde gerçekleşmesine aykırı mahiyetteki fiiller yüzde 50'si yüzde 25 yüzde 25 1/5

REKABET KURULU. 2003/3 ve 2007/2 sayılı Rekabet Kurulu Tebliğleri ile Değişik, Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği 1 Tebliğ No : 2002/2

DOĞAN BURDA DERGİ YAYINCILIK VE PAZARLAMA A.Ş. KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI

Rekabet Kurumu Başkanlığından :

Yayın Tarihi : Doküman No: Revizyon Tarihi : Revizyon No:

Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu, Yasası sayılı, numaralı, nolu kanun, yasa DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLAR KANUNU. Kanun Numarası : 4875

SİGORTA ARACILARI HUKUKU I

Bireysel Emeklilik Aracılığı Faaliyetinde Bulunacak Kişiler Hakkında Tebliğ (Tebliğ No: 2003/2)

Yükseköğretim Kurumlarında Akademik Değerlendirme ve Kalite Geliştirme Yönetmeliği 1

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARINDA AKADEMİK DEĞERLENDİRME VE KALİTE GELİŞTİRME YÖNETMELİĞİ

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ DÖNER SERMAYE İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET İÇİ EĞİTİM SUNUMU 02 MAYIS 2014

İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER...V KISALTMALAR... XIII GİRİŞ... 1

Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

DOĞAN ŞİRKETLER GRUBU HOLDİNG A.Ş. KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ GÖREV ve ÇALIŞMA ESASLARI

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2016/59. Doğum İzni veya Askerlik Hizmeti Nedeniyle Ayrılan Kişi için Geçici İş İlişkisi Kurulabilecektir.

Dr. Hediye BAHAR SAYIN. Pay Sahibi Haklarının Korunması Kapsamında Anonim Şirket Yönetim Kurulu Kararlarının Butlanı

5. Merkez Bankası kendisine verilen görevleri teşkilatında yer alan aşağıdaki birimler ile şube vasıtası ile yerine getirir;

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/8

YÖNETMELİK. MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, taksitle satış sözleşmelerine ilişkin uygulama usul ve esaslarını düzenlemektir.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

SATIN ALMA DAİRE BAŞKANLIĞI GÖREV YETKİ VE SORUMLULUKLARI HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam Dayanak ve Tanımlar

BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, HUKUKİ DAYANAK, TANIMLAR

İŞVERENLERİN İŞÇİ İSTEMLERİNİ ÇALIŞMA DAİRESİ NE BİLDİRMELERİ TÜZÜĞÜ

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

İSTATİSTİK KONSEYİ YÖNETMELİĞİ

ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU MÜRACAAT SÜRECİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR:

Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen: Tüketici Dernekleri Federasyonu. : 1- Başbakanlık - ANKARA. 2- Maliye Bakanlığı - ANKARA

İTHALATTA HAKSIZ REKABETİN ÖNLENMESİNE İLİŞKİN TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2016/51) ( T R.G.)

Makina Ve Kimya Endüstrisi Kurumu Yurtiçi Satış Yönetmeliği BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar, İlkeler ve Esaslar

FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI KORUMA DERNEĞİ ÇALIŞMA GRUPLARI VE KOMİTELER YÖNETMELİĞİ

T.C. TUŞBA BELEDİYESİ

BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Bazı makalelerde, bu iptal kararı ile kanuni temsilcilerin geçmişe yönelik sorumluluklarının kalktığına dair yorumlar okuyoruz.

BİRİNCİ BÖLÜM : Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

REKABET HUKUKUNDA TAZMİNAT TALEPLERİ

FİNANSAL HİZMETLERE İLİŞKİN MESAFELİ SÖZLEŞMELER YÖNETMELİĞİ YAYIMLANDI

Dayanak MADDE 3- (1) Bu Yönetmelik, 03/06/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 23 üncü ve 32 nci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

T.C. GÜNEY MARMARA KALKINMA AJANSI İÇ KONTROL İZLEME VE YÖNLENDİRME KOMİTESİNİN GÖREV VE SORUMLULUKLARI HK YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM

MESLEK DALI ANA KOMİSYONLARI KURULUŞ ve ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

SENDİKA ÜYELİĞİNİN KAZANILMASI VE SONA ERMESİ İLE ÜYELİK AİDATININ TAHSİLİ HAKKINDA YÖNETMELİK. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

MALKARA BELEDİYE BAŞKANLIĞI BASIN YAYIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

Bir ticaret unvanına "Türk", "Türkiye", "Cumhuriyet" ve "Milli" kelimeleri yalın, sade ve eksiz olarak; Bakanlar Kurulu kararıyla konulabilir.

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43

YAP-İŞLET MODELİ İLE ELEKTRİK ENERJİSİ ÜRETİM TESİSLERİNİN KURULMASI VE İŞLETİLMESİ İLE ENERJİ SATIŞININ DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN

Ekler: Nakit Kredi Taahhütnamesi Sözleşme Öncesi Bilgi Formu (4 sayfa) Nakit Kredi Uygulama Esasları Hakkında Prosedür

YÖNETMELİK YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ÖZÜRLÜLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

Ba ve Bs Formlarına İlişkin Tebliğ Hakkında SİRKÜLER NO:2006/24

Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Etik Kurallar

(28/01/ 2003 tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır.) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan :

T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin Korunması Ve Piyasa Gözetim Genel Müdürlüğüne

İCRA DAİRELERİNİN ÖZERKLEŞTİRİLMESİ: FRANSIZ İCRA GÖREVLİLİĞİ MODELİ

FAKTORİNG SEKTÖRÜ ETİK İLKELERİ

T.C. ÇANAKKALE BELEDİYESİ. BASIN, YAYIN ve HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır.

TÜKETİCİ SÖZLEŞMELERİNDEKİ HAKSIZŞARTLAR HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumundan:

BİRİNCİ KISIM Genel Kurallar. İKİNCİ KISIM Komisyona Başvuru Usul ve Kuralları ile Mülkiyet Hakkının Devri. Başvurunun İncelenmesi Ve İzin Belgesi

YÜKSEKÖĞRETİM KALİTE KURULUNUN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Kısaltmalar

Ayıplı aracın varlığı halinde tüketicinin 6502 sayılı yasaya göre seçimlik hakları

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. /8

Transkript:

JAPON REKABET DÜZENĐ VE ÇIKARTILACAK DERSLER Hasan DURSUN Planlama Uzmanı * Bir ülkenin ticari veya iş yaşamı ile o ülkenin rekabet düzeneği arasında kaçınılmaz bir ilişki bulunmaktadır. Bir başka deyişle bir ülke; rekabeti koruyucu veya haksız rekabeti önleyici kurallar oluştururken, kendi ülkesinin ticari veya iş yaşamının gereklerini de dikkate almakta, ticari veya iş yaşamındaki değişikliklere koşut olarak rekabetle ilgili düzenlemelerinde de yenilikler yapmaktadır. Gerçi, Japonya, ticari veya iş yaşamının koşulları sonucu değil, Amerikanın baskısı sonucu 1947 yılında Antitekel Kanununu ve yine aynı yılda Ticarette Hakkaniyeti Sağlama Komisyonunu kurmuştur. Antitekel Kanunu oluşturulurken ve Ticarette Hakkaniyeti Sağlama Komisyonu kurulurken, Japon ticari veya iş yaşamının koşulları yok denecek ölçüde dikkate alınsa da, daha sonraki yıllarda, ticaret ve iş yaşamının temel ilkelerine ve devingenliğine paralel olarak rekabet düzenlemelerinde de bir takım değişiklikler yapılmış ve yenilikler öngörülmüştür. Bu açıdan, Japon rekabet düzeneğini açıklamadan önce, Japon iş veya ticari yaşamından kısaca bahsetmek yerinde olacaktır. Tipik batılı bir iş adamı; iş ile eğlence arasında açık bir ayrım yapma eğiliminde bulunmasına karşın, Japon bir iş adamı için böylesine bir ayrım oldukça anlamsızdır. Japon iş dünyasında açık bir şekilde dile getirilmese de, eğlence ile sosyalleşmenin sağlanıldığına inanılmaktadır. Japonya da sosyalleşme, ticari ilişkinin ayrılmaz bir parçasını oluşturmaktadır. Sosyalleşme vasıtasıyla taraflar arasında kişisel güven oluşturulmaktadır. Japon iş dünyası için kişisel güven, sözleşmeyle kurulan ilişkilerden daha fazla öneme sahiptir. Batı tipi bir iş adamı için karşı tarafa güven, sözleşmenin müzakeresi ve yerine getirilmesi esnasında oluşturulmasına rağmen, Japon bir iş adamı için sözleşme, ikincil bir önceliğe sahiptir (Japan As It Is, s. 235). * Bu makalede ileri sürülen görüşler DPT nin fikrini yansıtmaz. Yazarın kişisel görüşleridir. 77

Japonya da ticari veya iş ilişkilerinde önem taşıyan husus; ilişkinin taraflarının insanların huzurlu ve birbirlerine güven duygusuna sahip olup olmadıklarıdır. Nitekim, Japon şirketleriyle ilişki kuran yabancılar, Japonlarla yüz yüze görüşmenin en etkili yol olduğunu fark etmişlerdir. Japon iş adamları ile yapılan iş toplantılarında, yalnızca iş ilişkisinin şartları üzerinde durulmamakta, Japon iş adamı, karşı tarafın nasıl bir insan olduğunu da tartmaktadır (Japan As It Is, s. 235). Đş ilişkilerinde en önemli husus, güven tesis etmek olduğu için Japon iş ve ticari yaşamında sözleşmenin müzakeresi ile imzalanması arasında oldukça uzun zaman geçmektedir. Sözleşme imzalanması için uzun zaman geçmesinin başka nedenleri bulunsa da, bir başka önemli nedenini, sözleşmenin uygulanmasında görev alan herkesin, sözleşmenin imzalanmasına rızalarının bulunması koşulunun aranmasıdır. Japon iş ve ticari yaşamında alınan kararların temel dayanağını samimiyet ve güven oluşturduğundan, Japon kişilere, hızlı bir karar verilmesi yönünde yapılan baskılar, ters etki doğurmaktadır. Japonya da bir iş ilişkisi kurmak için sadece sözleşmenin şartlarını oluşturma yönünde çaba yeterli olmamakta, karşılıklı güveni sağlama ve uzun dönemli ilişki kurma yönünde çabayı da gerektirmektedir. Bu hususun bir gecede elde edilemeyeceği açıktır (Japan As It Is, s. 235). Herhangi bir iş ilişkisinde sözleşmenin gereğinin yerine getirilmesine büyük değer verilir. Bununla birlikte, Japonya da yapılan sözleşmeler, her olasılığı değerlendirerek ona göre hüküm koyucu nitelikte ayrıntılı olmayıp, iş ilişkisinin çerçevesini gösteren genel düzenlemeler niteliğindedir. Çünkü iş ilişkileri, karşılıklı güven anlayışına bağlı olarak kurulduğundan, bir bakıma aile bağlarına benzemektedir. Đş ilişkisinde ideal olan durum, beraberce çalışma konusunda derin ve temel bir anlaşmanın sağlanmış olmasıdır. Sözleşmenin uygulanması esnasında sorun doğarsa, taraflar karşılıklı görüşerek sorunu çözme doğrultusunda çalışma yapmakta, eğer ilişkinin bir tarafı çeşitli güçlüklerle karşılaşırsa, diğer taraf ona yardım elini uzatmaktadır. Japonya da başlayan bir iş ilişkisi, yıllarca sürmektedir. Diğer taraftan, Japon iş dünyasında kurulan iş ilişkilerinin uzun sürmesi olgusu, Japon veya yabancı olsun yeni firmaların Japon piyasasının içerisine girmesini oldukça zorlaştırmaktadır (Japan As It Is, s. 235). Bu açıklamalardan sonra, Japon rekabet düzeneği üzerinde durulacaktır. Japon rekabet düzeneği incelenirken önce kurumsal yapı üzerinde durulacaktır. I. KURUMSAL YAPI Japonya da rekabet işlerinden sorumlu olan idari organ, Ticarette Hakkaniyeti Sağlama Komisyonudur. Ticarette Hakkaniyeti Sağlama Komisyonu; Antitekel Kanunu ve bu kanunu tamamlayıcı nitelikteki, Eşantiyon ve Reklamlar Kanunu ile Taşeronluk Kanunu olan Kanunları uygulamakla görevlidir. Ticarette Hakkaniyeti Sağlama Komisyonunu, Komisyon olarak bir başkan ve dört üye oluşturur. 78

Komisyon başkan ve üyeleri, Japon Meclisinin her iki organı olan Senato ve Temsilciler Meclisinin onayı alınmak suretiyle Başbakan tarafından atanır. Ticarette Hakkaniyeti Sağlama Komisyonu, 2001 yılında Kamu Yönetimi, Đç Sorunlar, Posta ve Telekomünikasyon Bakanlığının ilgili kuruluşu şeklinde düzenlenmiş (What is the Structure...s.1) Nisan 2003 tarihinde ise Bakanlar Kurulu Ofisi altında örgütlendirilmiştir. Ticarette Hakkaniyeti Sağlama Komisyonu bünyesinde, Komisyonun değişik fonksiyonlarını yerine getirmek üzere Genel Sekreterlik Kurulmuştur. Genel Sekreterliği; Sekreterya, Ekonomik ve Ticari Đşler Bürosu ile Soruşturma Bürosu oluşturur. Ayrıca, Komisyonunun taşra örgütü bulunmaktadır ki (Bkz. Organization of The Government of Japan, s.46) sayısı 2003 sonu itibariyle 6 dır. Ticarette Hakkaniyeti Sağlama Komisyonunun organizasyonunu daha somut olarak gösterebilmek için aşağıdaki şeklin çizilmesi yerinde olacaktır. Şekil 1: Ticarette Hakkaniyeti Sağlama Komisyonu Organizasyonu Ticarette Hakkaniyeti Sağlama Komisyonu Genel Sekreterlik (1.1.2003 tarihi itibariyle 607 personeli bulunmaktadır) Sekreterya - Genel Đşler Şubesi (Şb) - Personel Şb - Uluslararası Đlişkiler Şb Şubesi Ekonomik ve Ticari Đşler Bürosu -Genel Đşler Şb -Eşgüdüm Şb -Ekonomik Araştırma Şb -Birleşme ve Devir Şb Ticari Uygulamalar Dairesi Soruşturma Bürosu Özel Soruşturma Dairesi Taşra Örgütü (6 Yerde) -Ticari Uygulamalar Şb -Yüklenici arası Đşler Şb -Tüketici Đşleri Şb -Đdari ve Planlama Şb - I. Soruşturma Şb - II. Soruşturma Şb -III. Soruşturma Şb - I. Özel Soruşturma Şb - II. Özel Soruşturma Şb -III. Özel Soruşturma Şb -Hokkaido Şb -Thoku Şb -Chubu Şb -Kinki Şb -Kyushu Şb -Okinawa Genel Bürosu Kaynak: Organization of The Government...s. 9 ve http://www2.jftc.go.jp/e-page/about/roles/ organ1. jpg, 24.9.2004. 79

Ticarette Hakkaniyeti Sağlama Komisyonunun organizasyonel yapısını kısaca inceledikten sonra, Genel Sekreterliğe bağlı birimlerin görev ve yetkilerinin incelenmesi yerinde olacaktır. a) Sekreterya Ticarette Hakkaniyet Komisyonunun Sekreteryasını; Genel Đşler, Personel ve Uluslararası Đlişkiler Şubeleri oluşturmaktadır. Sekreteryanın temel görevleri şunlardır: i) Dokümantasyon işleri, ii) Bilgi edinme işleri, iii) Genel Sekreterliğinin genel eşgüdüm işleri, iv) Parlamento ile ilişkiler işleri, v) Halkla ilişkiler işleri, vi) Bütçe, muhasebe ve malların yönetimi işleri, vii) Personel işleri, viii) Örgüt yapısı ve Komisyonda çalışacak personelin sayısını belirleme işleri, ix) Politikaları değerlendirme işleri, x) Yasa taslağı hazırlama işleri, xi) Personelin gönenci işleri, xii) Duruşma sorguçlarının yaptığı işler dışındaki duruşma süreciyle ilgili işler, xiii) Kararların infazı ve ek para cezası (sürşarj) toplama işleri, xiv) Dış ilişkiler işleri, xv) Başka büroların görev alanına girmeyen işleri yürütmektir (Organization of The Government of Japan 2003, s. 46). 80

b) Ekonomik ve Ticari Đşler Bürosu Ekonomik ve Ticari Đşler Bürosu; Genel Đşler, Eşgüdüm, Ekonomik Araştırma ve Birleşme ve Devir Şubeleri ile Ticari Uygulamalar Dairesinden oluşur. Ticari Uygulamalar Dairesi de; Ticari Uygulamalar, Yüklenici arası Đşler ve Tüketici Đşleri Şubelerinden oluşur. Ekonomik ve Ticari Đşler Bürosunun temel görevleri şunlardır; i) Antitekel politikaları alanındaki temel konularda planlama işleri, ii) Đş ve ticari faaliyetler ile cari ekonomik koşullar alanındaki araştırma faaliyetleri, iii) Đzin, rıza, danışma, düzenleme yapma talepleri, bildirim formları alındısı, rapor ve bilgi verme ile ilgili işler, iv) Ekonomiyle ilgili kanunlar ve diğer düzenleyici işlemler konusunda eşgüdüm işleri, v) Haksız (unfair) ticari uygulamaları belirleme işleri, vi) Malın tekrar satışı halinde fiyatının saptanabileceği ürünlerle ilgili işler, vii) Taşeronluk hak edişlerinin taşeronlara ödenmesinde görülen gecikme durumunda Taşeronluk Kanununun uygulanması işleri, viii) Aldatıcı reklam ve makul olmayan prim verilmesi durumlarında Prim ve Reklamlar Kanununun uygulanması işlerini yürütmektir (Organization of The Government of Japan 2003, s. 47). Büro bünyesinde kurulmuş bulunan Ticari Uygulamalar Dairesi de, sayılan bu görevlerden tekelci durumlar dışında diğer iş ve ticari faaliyetler alanında araştırma faaliyetleri yürütmekte, Holding şirketler, birleşme ve hisse ele geçirme dışındaki diğer bildirim formlarını almakta ve münhasır yetkiye sahip olarak, Büronun görevleri arasında gösterilen (v) ila (viii) arasındaki işleri yürütmektedir (Organization of The Government of Japan 2003, s. 47). c) Soruşturma Bürosu Soruşturma Bürosu; Đdari ve Planlama Şubesi, 3 adet Soruşturma Şubesi ile Özel Soruşturma Dairesinden oluşmaktadır. Özel Soruşturma Dairesi de; 3 adet Özel Soruşturma Şubesinden oluşmaktadır. Soruşturma Bürosunun temel görevleri şunlardır; 81

i) Đhlal iddialarını soruşturma işleri, ii) Şikayet ve tavsiye işleri, iii) Ek ödeme emri işleri, iv) Đddianame ve acil tedbir kararı için mahkemeye başvuru işleri, v) Verilen kararlara uyulup uyulmadığını gözetleme işlerini yürütmektir (Organization of The Government of Japan 2003, s. 47). Büro bünyesinde kurulmuş bulunan Özel Soruşturma Dairesi de sayılan görevlerden; büyük şirketler tarafından ileri sürülen veya Soruşturma Bürosunun Genel Müdürü tarafından emredilen, ulusal ekonomi veya halkın yaşamı üzerinde büyük etkisi olabilecek nitelikteki ulusal boyutlu ihlal iddialarıyla ilgili şikayetleri inceleme, soruşturma yapma ve çeşitli tavsiyelerde bulunmakla görevlidir (Organization of The Government of Japan 2003, s. 47). Ticarette Hakkaniyeti Sağlama Komisyonunun organizasyonel yapısını ve görevlerini genel bir şekilde inceledikten sonra, Japon rekabet düzeneğini oluşturan kanunlar ve söz konusu kanunların amaçları üzerinde durulması yerinde olacaktır. II- REKABET DÜZENEĞĐNĐ OLUŞTURAN KANUNLAR VE AMAÇLARI Japon rekabet düzeneğinin temelini, Amerikanın diktesi sonucu kabul edilen 1947 tarihli Antitekel Kanunu oluşturmaktadır. Bu kanun; Japon ekonomisinin etkin bir şekilde işlemesinin, ancak, piyasa düzeneğini makul bir şekilde işletecek olan serbest ve adil rekabet yoluyla elde edilebileceğinin bilincindedir. Japonya da serbest piyasa sistemi geçerli bulunmaktadır. Bu sistemde, ekonomik faaliyetler normal olarak firma ve tüketicilerin kararlarıyla yürütülür. Firmalar, kural olarak, üretecekleri mal ve sunacakları hizmetin miktarını, devletin talimatı veya belirlemesiyle değil, kendi başlarına olarak belirler. Bu sistemde, tüketiciler de istedikleri mal ve hizmeti satın alırlar. Piyasa, firma ve tüketicileri bir araya getirmekte ve fiyatlar ise firma ve tüketicilerin kararlarını etkileyen arz ve talebe göre oluşmaktadır. Serbest piyasa sisteminin en belirgin olan bu süreciyle ekonomik düzen sürdürülür (What is the Purpose...s.1). Piyasa düzeneği çerçevesinde firmalar, piyasaya kendi takdir haklarıyla girer ve kâr elde ettiği sürece piyasada faaliyette bulunur. Firmaların, kâr elde edebilmesi için rekabet yapmaları zorunludur. Rekabet sonucunda bazı firmalar, kâr elde ettiği için ayakta kalmakta, bazıları ise zarar ettiğinden dolayı piyasayı terk etmek durumunda kalmaktadır. Bu durum, piyasa düzeneği çerçevesinde firmaların kendi sorumluluğu ilkesine uyarlık taşımaktadır (What is the Purpose...s.1). 82

Piyasa düzeneği; firmaların maliyetlerini düşürerek ve kaynaklarını etkin kullandırarak, onların yüksek kalitede ve ucuz mal ve hizmet sunmalarını kolaylaştırır. Bir başka deyişle, piyasa düzeneği; firmaların birbirleriyle rekabet etmesini ve tüketicilerin mal ve hizmet seçimi yoluyla ekonominin işlemesine katılımını sağlamakta ve sonuç olarak tüm ekonominin etkin bir şekilde yönetilmesini sağlamaktadır (What is the Purpose...s.1). Bununla birlikte, bazı firmalar piyasa düzeneğinin iyi işlemesini engellemektedir. Bu firmalar, piyasaya hile ve desise karıştırarak yoğun rekabetten kaçınmaya çalışmaktadır. Hatta bazıları haksız rekabet araçlarını kullanmaktadır. Đşte bu durumlarda devlet, piyasa düzeneğinin düzgün işlemesini sağlamak için piyasadaki rekabet engellerini kaldırmak için müdahale edebilir. Söz konusu müdahaleler; antitekel veya rekabet politikalarının esasını oluşturur. Bu politikaları uygulamaya geçirebilmek için Japonya da 1947 yılında kısa ismi Antitekel Kanunu olan temel bir kanun kabul edilmiştir. Kanunun resmi adı, Özel Tekelciliğin Yasaklanması ve Adil Ticareti Sürdürme Kanunudur (What is the Purpose...ss.1, 2). Aldatıcı reklam ve aşırı prim önerisiyle müşteri elde edilmesi Antitekel Kanunu tarafından haksız ticari uygulama olarak kabul edilmiş ve yasaklanmıştır. Bununla birlikte reklam faaliyetleri ve prim önerileri kısa bir zaman dilimi içerisinde ve yaygın bir şekilde uygulandığından, bu duruma karşı seri önlemlerin alınması gerekmiştir. Bu gereksinime yanıt verebilmek amacıyla 1962 yılında Antitekel Kanununu tamamlamak üzere, kısa ismi, Armağan ve Reklamlar Kanunu olan Kanun (Resmi adı, Haksız Eşantiyon ve Aldatıcı Reklamlarla Mücadele Kanunu) yürürlüğe konulmuştur. Bu kanunla, aldatıcı reklam ve aşırı ödüllere karşı etkin mücadele verebilmek amacıyla yalın ve çabuk nitelikte süreçler öngörülmüştür (What Laws...s.1). Japonya da ana yükleniciler, sık sık işlerini, kendileriyle ilişkili olan çok sayıda taşeron firmayla beraber yürütür. Bu sistem, temel olarak makine sanayiinde yoğun bir şekilde uygulanmaktadır. Çoğu durumlarda, taşeron firmalar, üretim faaliyetlerini az sayıdaki ana yüklenici firmalara bağlı olarak yürütmekte ve bağlı oldukları ana yüklenicilere kıyasla zayıf bir konumda bulunmaktadır. Böyle bir konumda, ana yüklenicilerin baskın pazarlık gücünü kötüye kullanarak taşeron firmaları sömürme yoluna gittikleri görülebilmektedir. Taşeronluk işlemlerinin niteliği göz önüne alınarak ve Antitekel Kanununu tamamlayıcı nitelikte olmak üzere 1956 yılında Taşeronluk Kanunu (Resmi adı, Taşeronlara Hak Edişlerinin Ödenmesindeki Gecikmelerin Önlenmesi Kanunu) kabul edilmiştir. Kanunun amacı; adil taşeronluk işlemlerini sağlamak ve ana firmaların baskın pazarlık güçlerini kötüye kullanmalarını önlemek için hızlı ve etkin süreçler öngörerek taşeronların menfaatlerini korumaktır (What Laws...s. 2). Rekabet düzenini oluşturan bu kanunların 83

kapsamına giren faaliyetleri incelemeye geçmeden önce adil ve dürüst rekabetten ne gibi faydaların doğduğunu incelemek yerinde olacaktır. III. REKABETTEN DOĞAN FAYDALAR Bir ülkede, adil ve düzgün bir şekilde rekabetin işlemesinden yalnızca tüketiciler değil firmalar da önemli yararlar sağlamaktadır. Tüketici ve firma açısından doğan yararların sırasıyla incelenmesi yerinde olacaktır. a) Tüketici Açısından Doğan Faydalar Rekabetin adil ve düzgün bir şekilde işlemesinin tüketiciyi koruma açısından büyük önemi bulunmaktadır. Bir seçimde oy verme faaliyetinde olduğu gibi tüketici faaliyeti de temel olarak, sunulan mal ve hizmetler arasından bir seçim yapılması esasına dayanır. Sunulan mal ve hizmetler arasından bir seçim yapılması esasının bulunması, ekonomik bakış açısından, tüketicilerin ürün hakkında firmalara talimat verme yetkisinin bulunması anlamını taşır. Bu yetki bir ekonomide tüketici hakimiyeti olarak tanımlanmaktadır (What is the Purpose...s. 2). Bununla birlikte piyasada firmalar arasında rekabetin kaybolduğu ve firmaların haksız rekabet araçlarına başvurdukları durumda, tüketiciler sunulan mal ve hizmet arasından akılcı (rasyonel) seçim yapamayacaklar ve böylelikle tüketici hakimiyeti kaybolacaktır. Adil ve dürüst rekabeti koruyucu ve sağlayıcı kanunların temel hedefi; böyle durumları önlemek ve düzeltici çarelere yer vermektir (What is the Purpose...s. 2). Adil ve dürüst rekabeti koruyucu ve sağlayıcı kanunlar, tüketicilerin akılcı seçimine olanak sağlar. Bir başka deyişle, söz konusu kanunlar, erdemli bir döngü oluşturarak; tüketici hakimiyetini sağlamakta, bu durum ise firmalar arasında rekabeti teşvik etmektedir. Böylelikle tüketicilerin çıkarları sağlanarak, ulusal ekonominin top yekun ve demokratik bir şekilde kalkınması sağlanmaktadır (What is the Purpose...s. 3). b) Firmalar Açısından Doğan Faydalar Toplumda; adil ve dürüst rekabeti koruyucu ve sağlayıcı kanunların sadece tüketici lehine fayda oluşturduğu, buna karşın firmalar aleyhine bir durum oluşturduğu yönünde yanlış bir kanı bulunmaktadır. Adil ve dürüst rekabeti koruyucu ve sağlayıcı kanunların gerçek amacı; piyasanın tekelleşmesini ve iş ile 84

ticari faaliyetlerdeki makul olmayan engelleri ortadan kaldırarak, firmaları, serbest ekonomi düzeninde işlerini özgürce yürütmesini olanaklı kılmaktır. Bundan da öte, adil ve dürüst rekabeti sağlayıcı ve koruyucu kanunlar; firmaların, iş yaşamında rekabet yapmayarak, rekabet dışı uygulamalardan kâr elde etmelerini durdurmaktadır. Böylelikle söz konusu kanunlar, firmaların ihtiyatsız yönetim göstermelerini ve ilerleme için beliren fırsatları kaybetmelerini önler. Daha somut bir deyişle; adil ve dürüst rekabeti koruyucu ve sağlayıcı kanunlar, firmaların yaratıcı nitelikteki teşebbüs faaliyetini uyarmakta, onların ticari ve iş faaliyetlerini teşvik etmektedir. Bu durumun ise, bütün olarak çökmesini engellemeye yol açacağı ortadadır (What is the Purpose...s. 3). Adil ve dürüst rekabeti koruyucu ve sağlayıcı kanunlar söz konusu olumsuz eğilimleri önleyerek güzel bir döngüye yol açmakta; daha somut bir deyişle adil ve dürüst rekabet sonucu; istihdam ve gelir seviyesi artmakta, firmalar ise tüketicilerin alım gücü yükseldiği için bu durumdan fayda sağlamaktadır. Bu konuda son olarak şu hususun belirtilmesi yerinde olacaktır. Kurallar ancak uyulduğu müddetçe devamlı kılınabilir. Bu çerçevede, dürüst ve adil rekabeti sağlayıcı ve koruyucu kanunlar, ancak firmalar tarafından sürdürülebilir (What is the Purpose...s. 3). IV. REKABETĐ KORUYUCU VE SAĞLAYICI KANUNLARIN KAPSAMINA GĐREN FAALĐYETLER Yukarıda çeşitli defalar belirtildiği üzere Japonya da rekabeti koruyucu ve sağlayıcı temel kanun, Antitekel Kanunudur. Armağan ve Reklamlar Kanunu ile Taşeronluk Kanunu; Antitekel Kanununun ayrılmaz bir parçasını oluşturmakta ve Antitekel Kanununun genel ilkelerini belirttiği hususlar (aldatıcı reklam ve taşeronluk vb) hakkında ayrıntılı düzenlemeler öngörmektedir. Antitekel Kanunu ile diğer iki kanunun kapsamına giren faaliyetleri; kartel, tekel ve oligopol, haksız ticari faaliyetler, birleşme ve devir, yoğunlaşma ve taşeronluk olarak incelemek yerinde olacaktır. Aşağıda, sırasıyla bu faaliyetler incelenecektir. a) Kartel Antitekel Kanununun 3 üncü maddesine göre hiç bir firma ticareti makul olmayacak tarzda kısıtlayıcı faaliyet gösteremez. Ticaretin makul olmayan tarzda kısıtlanması, firmalar arasında kartel oluşturulması demektir. Kartel; fiyatı belirlemek, ürün ve satış miktarını sınırlandırmak ve ticari müşterileri belirlemek 85

üzere firmalar arasında açık veya gizli bir şekilde anlaşma, söz birliği veya uyumlu eylem olarak tanımlanabilir. Kısıtlamanın konusuna göre karteller; fiyat; miktar, piyasa tahsis ve hileli ihale kartelleri gibi çeşitli adlar alabilir (What Practices...s. 1). Kartele katılanlar tarafından rekabetten kaçınma yönünde bir anlaşma sağlandığı için, kartel; fiyatların artması, etkin olmayan firmaların ayakta kalması ve ekonominin makro olarak durgunlaşması gibi bir takım olumsuz etkenler doğurmaktadır. Bu yüzden rekabeti koruyucu ve sağlayıcı kanunlara sahip tüm ülkelerde, kartel, sıkı bir şekilde yasaklanmaktadır (What Practices...s. 1). Kanunun 6 ncı maddesinde uluslararası kartel konusu düzenlenmektedir. Bu maddeye göre, hiç bir firma, ticaretin makul olmayan kısıtlanması veya adil olmayan ticari faaliyet niteliğinde uluslararası bir anlaşma veya sözleşme yapamaz. Görüldüğü üzere Japon Antitekel Kanunu, yalnızca iç piyasadaki ticareti düzenlemekle yetinmemekte, Japon piyasalarındaki rekabeti kısıtladığı takdirde Japonya ile diğer ülkeler arasındaki ticareti de düzenlemektedir. Örneğin geçmişte Japon firmaları ile Avrupalı firmalar uluslararası bir kartel oluşturmuşlar ve kartel anlaşması gereği Japon firmaları Avrupa ya, Avrupa firmaları da Japonya ya mal satmamayı kararlaştırmışlardır. Bu durum, Antitekel Kanununun ihlali olarak sayılmıştır (What Practices...s.1). Antitekel Kanunun III. Kısmı, ticari birlikler, daha somut bir deyişle ticari birlikler tarafından yapılan kartel uygulamaları konusunda hüküm içermektedir. Kanunun 8 nci maddesinde, ticari birlikler tarafından yapılan kartel faaliyetleri yasaklanmaktadır. Antitekel Kanunu; kartelin, yalnızca firmalar tarafından yapılan anlaşma veya uyumlu eylemlerle değil, ticari birliklerin faaliyetleriyle de oluşturulabileceğini öngörmüş ve ticari birliklerin faaliyetlerini sıkı bir şekilde düzenlemiştir. Örneğin bir ticari birlik tarafından fiyatların yükseltilmesi yönünde bir karar alınır ve birliği oluşturan firmalar tarafından alınan karar doğrultusunda fiyatlar yükseltilirse bu durum, ticari birlik tarafından oluşturulan bir kartel olarak adlandırılmaktadır (What Practices...ss. 1, 2). Bundan da öte, Kanunun 8 inci maddesi; ticari birliklerin, belirli bir ticari veya iş alanında firma sayısını sınırlamasını, kendisini oluşturan firmaların faaliyetlerini veya fonksiyonlarını adil olmayan tarzda kısıtlamasını ve onları haksız ticari faaliyetlerle uğraştırmasını da açık bir şekilde yasaklamaktadır (What Practices...s. 2). b) Tekel ve Oligopol Antitekel Kanununun 3 üncü maddesi; firmalar tarafından oluşturulan özel tekelciliği yasaklamaktadır. Özel tekelcilik; bir firma tarafından diğer bir firmanın 86

yapay bir şekilde o iş alanı dışında tutulması veya bir firmanın tek başına veya diğer firmalarla birlikte veya onlarla bir tertip içerisine girerek diğer firmaların iş faaliyetlerini kontrol etmesi ve böylelikle piyasa hakimiyetini oluşturması veya mevcut piyasa hakimiyetini sürdürmesidir. Buna karşın, bir firma, yüksek kaliteli ve ucuz mal üretir ve piyasadaki rekabet sonucunda diğer firmaların piyasadan ayrılmasına neden olup piyasada tekel konumunda bulunursa, bu durum, Antitekel Kanununun ihlali olarak değerlendirilmemektedir (What Practices...s. 2). Diğer firmaların o iş alanı dışında tutulması; birleşme veya iktisap sonucu diğer firmaların tüzel kişiliğinin sona ermesi veya piyasaya yeni firmaların sokulmaması anlamını taşır. Diğer firmaların faaliyetlerini kontrol ise; örneğin, hisse senetlerini elde ederek, baskın pazarlık gücünü kullanarak diğer firmalar üzerinde sınırlamalar koymak anlamına gelir (What Practices...s. 2). Antitekel Kanunu; piyasadaki oligopolistik durumlar için de bir takım hükümler koymuş bulunmaktadır. Oligopolistik piyasa yapısının bulunduğu hallerde firmalar arasında etkin bir rekabet beklenemez, çünkü piyasadaki firmaların sayısı az olduğu için firmalar kendi aralarında bir iç bağımlılık ilişkisi kurmakta ve birbirlerinin davranışlarını kolaylıkla kestirebilmektedir. Antitekel Kanunu, piyasada etkin bir rekabetin olmaması ve bir veya iki firmanın piyasada oldukça fazla pay sahibi olmasının (örneğin %50 nin üzeri olması) olumsuz etki doğurmasını tekelci bir durum olarak değerlendirmektedir. Kanun böyle durumlarda rekabeti sağlamak için firmalara karşı bir takım önlemler öngörmektedir. Bu önlemlerden birisi, firmanın bir kısım işlerini kendi bünyesinden ayırmasıdır (What Practices...ss. 2, 3). Oligopolistik endüstri dallarında iş faaliyetlerini yürüten firmaların olumsuz etki doğurmayacak şekilde iş faaliyetlerini sürdürebilmelerini sağlamak ümidiyle tekelci durumların düzenlemesi yapılır. Tekelci bir durum doğsa bile bir firmanın bünyesinden bir kısım işlerin ayrılmasını öngörmek en son başvurulacak çaredir. Eğer diğer önlemlerle rekabet sağlanabilirse, onlara öncelik verilir (What Practices...s. 3). Antitekel Kanununun 2 nci maddesinin 7 nci fıkrasında; bir piyasada tekelci durumun doğabilmesi için aşağıdaki karakteristik özelliklerden herhangi birisinin bulunması yeterli görülmektedir. - Japonya içerisinde bir önceki yıl arz edilen mal ve hizmetlerin toplam değerinin 100 milyar Yeni aşması - Zirvedeki firmanın piyasa payının %50 yi veya zirvedeki iki firmanın toplam piyasa payının %75 i aşması, 87

- Bir piyasaya yeni firmaların girişini oldukça zorlaştıracak koşulların bulunması, - Talepte veya maliyette düşme görülmesine rağmen mal veya hizmetin fiyatında makul bir zaman dilimi içerisinde ancak küçük bir düşme yaşanması, - Reklam masrafları dahil giderlerde veya kârlarda aşırılıklar görülmesi (What Practices...s. 3). Oligopolistik bir endüstride sık sık, bir firmanın fiyat yükselttiği durumda, diğer firma ve/veya firmaların da kısa bir zaman dilimi içerisinde fiyatlarını hemen hemen aynı oranda yükselttikleri gözlemlenmektedir. Söz konusu endüstride faaliyet gösteren firma, rakip firma ve/veya firmalarla görüşme yapmaksızın onların ne şekilde davranacağını kestirebilmektedir. Ekonomik bir bakış açısından bu şekildeki paralel fiyat artışlarının, kartelden herhangi bir farkı bulunmamaktadır (What Practices...s. 3). Bu şekildeki paralel fiyat atışlarıyla mücadele etmek üzere, Antitekel Kanununun 18 inci maddesinin 2 nci fıkrası gereği, Japon Ticarette Hakkaniyeti Sağlama Komisyonu; oligopolistik endüstri bünyesindeki ana teşebbüslerden fiyat artışının nedenlerini kendisine bir raporla bildirmesini talep eder. Raporun içeriği belirli bir formla Japon Parlamentosuna (Diet) sunulur. Böyle bir sistemin altında yatan düşünce; oligopolistik endüstri bünyesinde fiyatların kolay bir şekilde oluşturulmasının önüne geçmektir (What Practices...s. 3). Aşağıdaki koşulların eş anlı olarak bulunması halinde, fiyat artışının nedenlerinin Japon Ticarette Hakkaniyeti Sağlama Komisyonuna bildirilmesi gerekir: - Bir önceki yıl piyasaya sunulan mal ve hizmetin toplam değerinin 60 milyar Yeni aşması, - Endüstri bünyesindeki lider üç firmanın toplam piyasa payının %70 i geçmesi, -Endüstri bünyesindeki ana firmaların üç ay içerisinde fiyat yükseltmesi, -Fiyat artışının miktar veya oran olarak benzer veya aynı olması (What Practices...s. 4). Eğer söz konusu paralel fiyat artışlarının arkasında kartel olduğu anlaşılırsa bu durum da kartel olarak değerlendirilir (What Practices...s. 4). 88

c) Haksız Ticari Faaliyetler Rekabetin etkin bir şekilde yürüyebilmesi için, mal ve hizmet sunumunda yüksek kalite ve düşük fiyatı sağlayacak adil rekabetin yaşama geçirilmesi gerekir. Bu gereksinimlerin ışığı altında, Antitekel Kanunu, adil rekabet ortamını baltalama eğiliminde olan durumları haksız ticari faaliyetler olarak değerlendirmekte ve yasaklamaktadır. Antitekel Kanunu haksız ticari uygulamalar konusunda çeşitli hükümler içermektedir. Kanunun 19 uncu maddesi, firmaların haksız ticari uygulamalarını, 8 inci maddesi, ticari birliklerin, bünyelerindeki firmaları haksız ticari uygulama benzeri iş yapmaya sevk etmelerini, 6 ncı maddesi, içeriğinde haksız ticari uygulamaları barındıran uluslararası sözleşmeler hakkında hüküm koymaktadır (What Practices...s. 4). Antitekel Kanunu; Ticarette Hakkaniyeti Sağlama Komisyonuna, haksız ticari faaliyetler olarak değerlendirilebilecek somut uygulamaları belirleme yetkisi vermektedir. Haksız ticari faaliyetler en geniş haliyle 3 gruba ayrılmaktadır. Birinci grup, serbest rekabeti sınırlandıran hallerdir. Serbest rekabeti sınırlandıran hallere; alış verişten kaçınma, ayrımcı fiyatlandırma, haksız olarak düşük fiyatla satış ve tekrar satış fiyatının sınırlandırılması halleri örnek olarak gösterilebilir. Đkinci grubu ise, bizzat kendisi adil olarak değerlendirilmeyecek rekabet durumları oluşturur. Bizzat kendisi adil olmayan rekabet hallerine; aldatıcı yöntem veya haksız eşantiyonlarla müşteri çekilmesi ve bağlayıcı satış örnek olarak gösterilebilir. Son grup haksız ticari uygulamaları ise, büyük firmaların, baskın pazarlık gücünü kullanarak, ticaret yaptığı kişilerden makul olmayan taleplerde bulunması hali oluşturur. Bir malın tekrar satış fiyatının kısıtlanması gibi durumların haksız ticari uygulama olduğu açık ve kolay bir şekilde anlaşılırken, diğer bazı fiil ve eylemlerin haksız ticari uygulama olduğu kolay ve açık bir şekilde anlaşılamamaktadır. Bu fiil ve eylemler, ancak adil rekabeti engellediği takdirde haksız olarak değerlendirilir (What Practices...s. 4, 5). Aşağıda, üç geniş grup içerisinde değerlendirilen haksız ticari uygulamalara ayrıntılı bir şekilde temas edilecektir. Haksız ticari uygulamalardan birisi; alış veriş yapmayı reddetmektir. Belli firmalarla alışverişe girmemek veya alış verişe izin vermemek fiili alış veriş yapmayı reddetmek anlamını taşır. Böyle bir fiil eşgüdümle, grup boykotu şeklinde işlenebileceği gibi tek başına, ferdi şekilde de işlenebilir. Grup boykotunun amacı; aynı endüstri içerisinde bulunan firmaların eşgüdümlü bir çaba ile belirli firmaları piyasadan çıkarmak ve onların müşterilerini elde etmektir. Bu yüzden grup boykotu yasaklanmış ve piyasadaki rekabeti esaslı bir şekilde kısıtladığı durumlar, haksız ticari uygulama olarak değerlendirilmiştir. Alış veriş yapılması reddedilerek diğer firmaların piyasadan çıkartılarak onların iş faaliyetlerini yürütmelerinin güçleşmesinin amaçlandığı veya Antitekel Kanununa aykırı olarak haksız bir amaca 89

ulaşabilmek için alış veriş yapmanın reddedildiği durumlar, kişisel boykot olarak değerlendirilmekte ve yasa dışı olarak kabul edilmektedir (What Practices...s. 5). Bir başka haksız ticari uygulama; ayrımcı fiyatlandırma, ayrımcı muameledir. Firmaların aynı mal veya hizmet için satış bölgesi ve müşterisine göre haksız (unjust) olarak farklı fiyat veya ticari işlem koşulu saptaması yasa dışı olarak kabul edilmektedir. Haksız kavramı; firmaların; ayrımcı fiyatlandırma ile rakiplerini piyasadan çıkarması veya ticari iş yaptığı belirli müşterilerini olumsuz bir konuma sokması anlamını taşır. Yine, ticari birlikler tarafından yapılan ayrımcı tutum ve davranış nedeniyle olumsuz ayrımcılığa maruz kalan firma, ticari faaliyetlerini yürütmekte zorlanırsa bu durumun da yasa dışı olarak belirtildiğini ifade etmek gerekir (What Practices...ss. 5, 6). Haksız şekilde düşük fiyatla satış, haksız olarak yüksek fiyatla alım bir başka haksız ticari uygulamadır. Rakiplerinin ticari faaliyetlerini yürütmesini zorlaştıracak derecede mal veya hizmetlerin oldukça düşük bir şekilde fiyatlandırılması, yasa dışı olarak kabul edilmektedir. Bir firma tarafından maliyetlerin düşürülerek malın veya hizmetin rakiplerinden daha düşük bir şekilde fiyatlandırılması, normal bir rekabet hali olarak değerlendirilir. Bununla birlikte, mal veya hizmetin, bir firma tarafından, rakiplerinin iş hayatını bitirmek amacıyla maliyet fiyatının altında satışa sunulması adil bir rekabet olarak değerlendirilemez. Bununla birlikte; bozulabilen veya mevsimlik malların maliyet fiyatının altında satılması durumu, haksız şekilde düşük fiyatla satış olarak kabul edilmemektedir. Çünkü bu durumda arz ile talep arasında bir ilişki kurularak fiyatlandırma yapılmaktadır (What Practices...s. 6). Ticari yaşamda malların fiyatının oldukça yüksek saptanmasına ayrıksı durumlarda rastlanılır. Bununla birlikte, eğer endüstri içerisindeki lider firmalar, rakiplerini piyasadan atmak için hammadde fiyatlarını haksız olarak çok yüksek bir şekilde belirlerse bu durum haksız şekilde yüksek fiyatla alım olarak değerlendirilir. Böyle bir durumda, küçük ölçekli rakip firmaların hammadde alımı yapmaları olanaksız hale gelecek ve söz konusu firmalar iş yaşamından çekilmek zorunda kalacaklardır. Bu şekildeki yüksek fiyatlarla mal alımı yasaklanmıştır (What Practices...s. 6). Bir başka haksız ticari uygulama; aldatıcı reklamlarla müşteri çekilmesi, haksız eşantiyonla müşterinin ayartılmasıdır. Firmalar, müşteri çekebilmek için çeşitli rekabet yöntemlerine başvurmakta serbesttirler. Bununla birlikte aldatıcı veya yanıltıcı reklamlarla müşterilerin kandırılması ve bir malı satmak için o mala aşırı sayılacak nitelikte eşantiyon (hediye) eklenerek, müşterinin tutkusunun vurgun amaçlı sömürülmesi, müşterilerin malları doğru bir şekilde seçmesini engeller. Bu yüzden bu şekildeki fiil ve eylemler yasa dışı olarak kabul edilmiştir. 90

Aldatıcı reklam ve haksız eşantiyon konusu, daha önce de belirtildiği üzere, Antitekel Kanununu tamamlayıcı nitelikteki Armağan ve Reklamlar Kanununda ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir (What Practices...s. 6). Armağanlara firmalar tarafından satış artırma aracı olarak bakılmakta ve firmalar değişik türde eşantiyonları kural olarak serbestçe önerebilmektedir. Bununla birlikte; eğer bir mal, firma tarafından o mala ek olarak aşırı denilebilecek nitelikte ödül veya hediye verilmesi nedeniyle satılıyorsa, piyasadaki diğer firmalar da o aşırı ödülü hatta daha fazlasını vermeye çalışacaktır. Böyle bir durumda firmalar, kaliteyi iyileştirme ve fiyatları düşürme yönünde rekabet yapma yerine ödül verme yönünde rekabet yapma yoluna gidecektir. Sonuç olarak, tüketicin aleyhine bir durumla karşılaşılacaktır (What Laws...s. 1). Ticarette Hakkaniyeti Sağlama Komisyonu; müşterilerin haksız yere aldatılmasının önlenmesine karar verdiği durumlarda, Armağan ve Reklamlar Kanunundaki esas ve usuller çerçevesinde aşırı eşantiyonun miktarını, türünü ve yöntemini yapacağı bir duyuruyla kısıtlar. Armağanlardan kast edilen husus; mala veya hizmete müşteri çekebilmek için mal veya hizmeti satın alanlara verilen mal, para veya Ticarette Hakkaniyeti Sağlama Komisyonu tarafından belirlenen diğer ekonomik çıkarlardır. Bununla birlikte; indirim, bir tutardan belirli bir bölümünü indirme (rebate), satış sonrası hizmetler ile mal veya hizmetin aksesuarları, haksız eşantiyon olarak kabul edilmemekte ve Eşantiyon ve Reklamlar Kanununun kapsamından ayrık tutulmaktadır (What Laws...s. 1). Günümüz insanı çeşitli reklamlarla (televizyon tanıtımları, broşür, ürün paketi üzerine konulmuş şekil ve yazılar gibi) kuşatılmış bir konumdadır. Firmalar, mal veya hizmetlerine müşteri çekebilmek için çok değişik yenilikçi anlatım yollarına başvurmaktadır. Bununla birlikte eğer yapılan reklam; malın içeriğini veya mal veya hizmetin satış koşullarını şişirir ve yine aldatıcı, yanıltıcı reklamlar başı boş bırakılırsa tüketiciler, beklentilerinden farklı bir mal veya hizmet satın almış olacaklar ve mal veya hizmeti düzgün bir şekilde seçememiş olacakları için bir kayıpla karşı karşıya kalacaklardır. Eşantiyon ve Reklamlar Kanunu; aldatıcı, yanıltıcı reklamlarla müşterilerin kandırılmasını adil rekabete aykırı olarak değerlendirilmekte ve yasaklamaktadır (What Laws...s. 1). Başka bir haksız ticari uygulama bağlayıcı satıştır. Bir firmanın, ticari müşterisine, bir mal veya hizmetin alınması için diğer mal veya hizmetin alınması şartını öne sürmesi, yasa dışı olarak kabul edilmektedir. Çünkü bu şekildeki bağlayıcı satışlar; diğer malı da almak zorunda kalacağı için ticari müşterinin aleyhine bir durum oluşturmakta veya firmanın rakiplerinin piyasadan çekilmesine yol açmaktadır (What Practices...s. 6). Đnhisarı satış sözleşmeleri de haksız bir ticari uygulama niteliğindedir. Bir firmanın ticari müşterisine yalnızca kendi mal veya hizmetlerini sunacağını dikte 91

etmesi yasa dışı olarak kabul edilmektedir. Çünkü böyle bir durumda, rakiplerin ticaret yapma olanağı ortadan kalkmakta ve piyasaya yeni girişler engellenmektedir (What Practices...s. 7). Bir başka haksız ticari uygulama; tekrar satışta fiyat kısıtlamasıdır. Böyle bir durumda, rekabetin en önemli aracı olan fiyat, tekrar satışta kısıtlandığı için satıcılar arasındaki rekabet engellenmektedir. Tekrar satışta fiyat kısıtlaması ilke olarak yasa dışı kabul edilmektedir. Bununla birlikte, Antitekel Kanununun 23 üncü maddesinde, telif haklarına konu olan çalışmalarda, tekrar satışta fiyat kısıtlamasına izin verilebileceği ifade edilmektedir (Karş. What Practices...s. 7). Başka bir haksız ticari uygulama; sınırlandırıcı koşullardır. Sınırlandırılan iş faaliyetinin türü ve sınırlandıran tarafın piyasadaki ticari pozisyonuna bağlı olarak ticari müşterinin iş faaliyetini sınırlandırıcı nitelikte ticari koşulların öne sürülmesi yasa dışı olarak kabul edilmektedir. Geçmiş uygulamalarda; fiyat kısıtlamalarına ilave olarak, müşteri kısıtlamaları ve satış bölgesi (coğrafi) kısıtlamaları da yasa dışı olarak kabul edilmiştir (What Practices...s. 7). Haksız ticari uygulamalardan bir başkasını; baskın pazarlık gücünün kötüye kullanılması oluşturur. Büyük firmaların, sahip oldukları baskın pazarlık gücünü kötüye kullanarak, yaptıkları ticari işlemlerde karşı taraftan makul olmayan isteklerde bulunmaları yasa dışı olarak kabul edilmiştir. Bu duruma; süper marketlerin, kendisinden mal aldıkları tacirleri satışlarıyla orantılı olarak kendilerinden mal almaya zorlamaları, mağazanın satış yerinin yeniden düzenlenmesi masraflarının tümünü veya bir kısmını kendisine mal satanlardan istemesi, bankaların müşterileri firmaların üst düzey yöneticilerinin seçimi işine karışmaları halleri örnek olarak gösterilebilir (What Practices...s. 7). Son bir haksız ticari uygulama ise, rakibin işlerine, rakip firmanın iç işlerine karışmaktır. Rakip firmanın ticari müşterisiyle yapacağı sözleşmenin bağıtlanmasını engellemek ve sözleşmesinin gereğini yerine getirememesini sağlayacak tarzda haksız olarak rakibini engellemek ve onun işlerine karışmak yasa dışı olarak kabul edilmiştir. Firmaların malın fiyatını belli bir seviyede tutabilmek için indirim yapan satıcıların işlerine karışması veya onların indirimi yapmasını önlemesi, yine firmaların karteli sürdürmek ve piyasaya yeni girişleri önleyebilmek için diğer firmaların işlerine karışması ve işlerini engellemesi durumları; rakibin işlerine, rakip firmanın iç işlerine karışmanın somut görünümleridir (What Practices...ss. 7, 8). d) Birleşme ve Devralma Antitekel Kanununun 4 üncü Kısmı; rekabet karşıtı piyasa yapısının oluşumunu engellemek için birleşme, devralma ve birim konusunda çeşitli hükümler içermektedir (What Practices...s. 8). Aşağıda bu konulara kısaca temas edilecektir. 92

Belirli bir ticari alanda esaslı bir şekilde rekabetin kısıtlanmasına neden olan birleşmeler yasaklanmıştır. Belirli bir ticari alandan kast edilen husus piyasadır. Birleşmenin rekabeti etkileyip etkilemediği bir takım özgün faktörler dikkate alınarak belirlenir. Daha somut bir deyişle, birleştirilmiş şirket vasıtasıyla ne tür mal ve hizmet sunumu işiyle uğraşılacağı, sunulacak mal ve hizmetin hangi coğrafi boyutta ticaretinin yapılacağı, ticari faaliyetin hangi evrede (üretim, toptan, perakende vb.) yapılacağı gibi unsurlara bakılarak yapılan birleşmenin rekabeti etkileyip etkilemediğine bakılır. Birleşme sonucu piyasa yapısı değişir ve birleştirilmiş şirketler; belirli ölçüde fiyatı, kaliteyi, miktarı ve diğer şartları etkileyerek piyasayı kontrol ederlerse birleşme dolayısıyla rekabetin esaslı bir şekilde sınırlandırıldığı sonucuna varılır. Belirli bir birleşmenin yasa dışı olup olmadığı çok değişik rekabet koşulları kapsamlı bir şekilde dikkate alınarak Ticarette Hakkaniyeti Sağlama Komisyonu tarafından belirlenir (What Practices...s. 8). Ortak birim kurma daha somut bir deyişle, bir şirketin; bir işi gerçekleştirmek için diğer bir şirketle birleşerek birim oluşturması veya bir işi elde etmek üzere şirketler arasında geçici birliktelik yapılması olguları birleşme gibi etkiler doğuracağından, Antitekel Kanunu tarafından birleşme ile ilgili hükümlere tabi tutulmuştur (What Practices...s. 8). Devralma işlemi de, birleşme ile aynı etkiyi doğuracağından, Antitekel Kanunu tarafından, birleşmelerle ilgili hükümlere tabi tutulmuştur (What Practices...s. 9). Şirketlerin hisse senedine sahip olma bakımından da bir takım kısıtlamalar görülmektedir. Japonya da hiç bir şirket; belli bir ticaret alanında rekabet kısıtlaması doğuracak şekilde diğer bir şirketin hisse senedine sahip olamaz veya elinde tutamaz (What Practices...s. 9). Son olarak, Japonya da belli bir ticari alanda rekabeti sınırlandıracak ölçüde yöneticilerin birbirleriyle bir zincir oluşturarak uyumlu davranışta bulunmalarının yasaklanmış olduğunu belirtmek gerekir (What Practices...s. 9). e) Yoğunlaşma Antitekel Kanununun 4 üncü kısmı, ekonomik gücün belli bir yerde aşırı olarak toplanmasının önüne geçebilmek için çeşitli kısıtlamalar öngörmektedir. Bu kısıtlamalardan birisi, holdinglerin kurulması alanındadır. Antitekel Kanunu, üst bir şirket olarak holding şirketini şu şekilde tanımlamaktadır: Ana ve yan kuruluşlarının malvarlığı değeri toplamının %50 sini aşacak ölçüde onların hissesine sahip olan üst kuruluştur. Antitekel Kanunu; ekonomik gücün aşırı bir şekilde yoğunlaş- 93

masına neden olacak şekilde bir holding şirketinin kurulmasını veya mevcut şirketin holdinge dönüştürülmesini yasaklamaktadır (What Practices...s. 9). Bir holding şirketinin ekonomik gücün aşırı yoğunlaşmasına yol açtığının söylenebilmesi için; holding şirketi ve onun yan kuruluşlarının uğraştığı iş alanının değişik önemli iş alanlarını kapsayacak şekilde oldukça büyük olması, finansal işlemler nedeniyle diğer firmalar üzerinde çok büyük etkisi olması veya karşılıklı bağımlılık ilişkisi bulunan çok sayıda iş alanında etkileyici bir konum işgal etmesi, ulusal ekonomiye büyük etkisinin olması ve adil ve serbest rekabete zarar vermesi gerekir (What Practices...ss. 9, 10). Antitekel Kanunu; finans şirketlerinin toplam olarak ellerinde bulundurulabilecekleri hisse senedi miktarında da çeşitli kısıtlamalar öngörmek-tedir. Finans şirketleri (bankalar, sigorta şirketleri, menkul kıymet aracıları) fon ödünç verici olarak ödünç alıcılar üzerinde güçlü etkileri bulunduğundan, Japon şirketlerinin hisselerinin %5 inden fazlasına (sigorta şirketleri açısından %10 undan fazla) sahip olmaları yasaklanmıştır. Bununla birlikte; finans şirketleri, Ticarette Hakkaniyeti Sağlama Komisyonunun izin verdiği hallerde, % 5 den fazla hisse senedine sahip olabilmektedir. Örneğin; yan kuruluşun iş alanının, ana kuruluşun iş alanından farklı olduğu durumlarda yan kuruluşun %5 inden fazla hissesine sahip olabilmek mümkündür (What Practices...s. 10). Japonya da; Antitekel Kanununun kapsamına girdiği halde, Kanunun çeşitli hükümlerinin uygulanmasından muaf tutulan kartel muafiyetlikleri ve diğer muafiyetlikler düzeneği bulunmaktadır. Daha öncede belirtildiği üzere; Antitekel Kanunu, ulusal ekonomiyi, serbest ve adil rekabet yoluyla sağlıklı ve demokratik bir şekilde geliştirmeyi hedeflemiş ve bu amaçla; özel tekelciliği, ticaretin makul olmayacak tarzda kısıtlanmasını ve haksız ticari uygulamaları yasaklamıştır. Bununla birlikte; Japon ekonomisi, 1950 li yıllarda zayıf bir konumda olduğundan; istikrarı sağlamak, endüstriyi geliştirmek ve güçlendirmek, uluslararası rekabet gücünü güçlendirmek hedefi doğrultusunda şirketlerin yönetimini rasyonel kılmak için, yasalarla, Antitekel Kanunundan muafiyet öngören çeşitli ayrıksı durumlar kabul edilmiştir. Bu ayrıksı durumlar ile, belli bir takım eylem ve fiiller ile ticaret birlikleri, Antitekel Kanununun yasaklayıcı hükümlerinden bağışık tutulmuştur (What Practices...ss. 10, 11). Bununla birlikte; uluslararası açık bir ekonomik toplum hedefinin, ancak şirketlerin kendi sorumluluğu (self-responsibility) ilkesine dayanılarak Japon ekonomisinde yapılacak köklü yapısal düzenlemelerle gerçekleştirileceği, piyasa düzeneğine güven duyulması gerektiği ve Antitekel Kanununun ekonomik faaliyetlerin temeli olduğu ilkelerine dayanılarak; son yıllarda, kuralsızlaştırma (deregülasyon) 94

esasının yaşama geçirilmesi konusuna ağırlık verilmiş ve öngörülen kartel muafiyetlikleri ve diğer muafiyetlerin sayısında büyük bir indirime gidilmiştir. Örne-ğin, Antitekel Kanunundan muafiyet öngören 4 yasa çerçevesinde, 1966 yılında izin verilen kartel muafiyetliği sayısı 1079 iken, 1999 yılında izin verilen kartel muafiyetliği sayısı 15 e düşmüştür. Muafiyetlikler alanında 2000 yılında ilginç bir gelişme yaşanmıştır. Daha somut bir deyişle; Haziran 2000 tarihinde yürürlüğe giren bir yasa ile Antitekel Kanununun 21 inci kısmı iptal edilerek; elektrik, gaz ve demiryolu sektörleri ile doğal tekel sayılabilecek diğer sektörlere tanınan çeşitli muafiyetlikler iptal edilmiştir (What Practices...s. 12). f) Taşeronluk Japonya da, yüklenici ile taşeron (alt yüklenici) arasında yapılan tüm taşeronluk sözleşmeleri, Taşeronluk Kanununun, dolayısıyla Ticarette Hakkaniyeti Sağlama Komisyonunun görev alanı içerisinde değerlendirilmemektedir. Sadece bir kısım taşeronluk sözleşmelerinin söz konusu kanun kapsamında değerlendirilmesinin nedeni, kanımca, Japon Ticarette Hakkaniyeti Sağlama Komisyonunu ağır bir iş yükü altında bırakmamaktır. Taşeronluk Kanununun kapsamına giren işler şunlardır; - Sermayesi 300 milyon Yenden fazla olan bir şirketin, sermayesi 300 milyon ve aşağı Yen olan bir şirketi veya gerçek kişiyi yapım ve onarım işlerinde görevlendirdiği işler, - Sermayesi 10 milyon Yenden fazla ancak 300 milyon Yenden aşağı olan bir şirketin, sermayesi 10 milyon ve aşağı Yen olan bir şirketi veya gerçek kişiyi yapım ve onarım işlerinde görevlendirdiği işler (What Laws...s. 3). Yüklenicilerin yapım ve onarım işlerinin yapılmasını taşerona devrettiği durumlarda, adil taşeronluk işlemlerinin gerçekleştirilmesi ve taşeronları korumak için Taşeronluk Kanunu bir takım koşullar ileri sürmektedir. Bunlar; 1- yazılı bir sözleşmenin yapılması 2- taşeronluk hak edişlerinin ödeme gününün belirlenmesi 3- belgelerin hazırlanması ve korunması 4- hak edişlerin ödenmesindeki gecikmeler için faiz ödenmesinin kararlaştırılması şartlarıdır. Bunlara ilave olarak, Taşeronluk Kanunu; yüklenici firmalar tarafından 1- işlerin teslim alınmasının reddi 2- taşeronluk hak edişlerinin ödenmesinin geciktirilmesi 3- taşeronluk hak edişlerinin miktarının azaltılmasını 4- işin kabul edilmeyeceği halleri 5- oldukça düşük miktardaki hak edişlerin belirlenmesini, 6- malların alımına zorlamayı 7- indirimin zor olduğu durumlarda hesap pusulasının teslimi esaslarını da düzenlemiştir (What Laws...s. 3). Rekabeti sağlayıcı ve koruyucu kanunların 95

kapsamına giren hususları bu şekilde belirttikten sonra, son bir konu olarak, söz konusu kanunların uygulanış tarzı üzerinde durulması olacaktır. V. REKABETĐ KORUYUCU VE SAĞLAYICI KANUNLARIN UYGULANIŞ TARZI Rekabeti sağlayıcı ve koruyucu kanunların ihlali halinde uygulanacak süreçleri ayrıntılı bir şekilde incelemeden önce konu hakkında genel bir fikir sahibi olabilmek için aşağıdaki şeklin çizilmesi yerinde olacaktır. Şekil 2: Antitekel Olgusunun Đhlaliyle Mücadele Süreci Ticarette Hakkaniyeti Sağlama Komisyonu Tarafından Kendiliğinden Belirleme Kuruma, Halktan yapılan Đhbarlar Genel Savcıdan Yapılan Bildirim Soruşturma Suçlama Tavsiye Uyarı, Đhtar veya Takipsizlik Kararı Verme Genel Savcıya Bildirim Ret Oturum Yapılmasına Karar Verme Kabul Đhlalin Durdurulması Kararı Đlgili Lehine Karar Verme Đlgili Aleyhine Karar Verme Tavsiye Kararı Đddianame Dava Kararın Đptali Đçin Başvuru Tokyo Đstinaf Mahkemesi Yargıtay Kaynak: http://www2.jftc.go.jp/e-page/aboutjftc/role/q-5.htm, 12.1.2005. 96