Marksist Teori. 8 Kasım/Aralık [2012]



Benzer belgeler
UIT-CI bildirisi: Kobane de Kürt halkının direnişiyle dayanışmaya!

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık

İkrime Sabri: Mescidi Aksa nın. Bir Karışından Bile Taviz Vermeyiz

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

TKP-1920 nin 1 Mayıs 2015 Mitinglerine ve 7 Haziran Seçimlerine Çağrısı

Kuzey Irak Kürt halkı kendi kaderini tayin edebilmelidir

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

KÜRDİSTAN STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ NAVENDA LȆKOLȊNȆN STRATEJȊK A KURDISTANȆ

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim

Teröre karşı mücadele cephesi!

Sınıf mücadelesi karşısında ilan edilmemiş ittifak: Esad- Merkel-Chavez Cephesi

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

Türkiye küçük Millet Meclisleri Nisan 2011 Raporu Libya ya Uluslararası Müdahale ve Türkiye

DÜNYA DA BARIŞ İSTİYORUZ!

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA!

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

Devrim Öncesinde Yemen

GENEL BAŞKANIN MESAJI

Sonucu ekonomik kriz değil, politik kaygılar şekillendirdi

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ VE STRATEJİK İLETİŞİM PLANLAMASI

Trump ve Arap-Sünni Beyaz Ordu : Ne bir insan, ne de bir kuruş!

İdris KARDAŞ Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü

MISIR IN SİYASAL HARİTASI

Türkiye Siyasi Gündem Araştırması

ACR Group. NEDEN? neden?

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

Koç Üniversitesi nde neler oluyor?

2000 li Yıllar / 6 Türkiye de Dış Politika İbrahim KALIN Arter Reklam Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!

Perinçek'in KDHC'deki tarihi konuşması

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

SUNUŞ. Birleşik Metal İşçileri Sendikası Genel Yönetim Kurulu

2010 YILINA DAMGASINI VURAN OLAYLAR. Avrupa Birliği ve Avrupa Birliği ne giriş süreci. Terör olayları. Türkiye-İsrail krizi

İsviçreli siyasetçi ve örgütler: Diktatörlüğe karşı Kürtlerle dayanışma büyütmeli

Kerkük, Telafer, Kerkük...

İNTİHAR EYLEMLERİ Kasım 2003 İstanbul Saldırıları HALİM ALTINIŞIK STRATEJİ-GÜVENLİK-YÜZ OKUMA UZMANI

PYD, PKK nin Suriye kolu olarak da biliniyor.

Sayın Mehmet CEYLAN BakanYardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

Asker-İhvan-Devrim üçgeninde Filistin ve Türkiye dayanışma hareketi

Hackerlar ortaya çıkardı: Birleşik Arap Emirlikleri İsrail yanlısı kurumları fonluyor!

5. Sınırlarını bir kale gibi kapatarak aralarında Suriye den kaçan ve hayatlarını Akdeniz de riske atmaktan başka çareleri

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız!

İşsizlik İstikrarlı Biçimde Yükseliyor! Son 10 Yılın En Yüksek İşsiz Sayısı

NATO'yu nasıl bir gelecek bekliyor?

ITUC KONGRESİ KARAR TASLAĞI NDA HAK-İŞ İN ÖNERİLERİ KABUL GÖRDÜ

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor!

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME İÇİN

Katar krizinin anlattıkları

İŞÇİLERİN 3 ACİL TALEBİ VAR!

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

İşyerini işgal eden ERT işçileriyle röportaj

İŞ GÜVENCEMİZE VE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ!

İlerici Kadınlar Kimdir?

Suriye de çok sayıda ülkenin dolaylı olarak katıldığı büyük bir savaş söz konusudur.

Cumhuriyet Halk Partisi

Parlamentoda açılım tartışmaları

2013 ABD Hükümeti Bütçe Krizi

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

BİRLEŞİK METAL İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI ADNAN SERDAROĞLU NUN 2011 MESS GREVLERİ İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Uluslararası İlişkiler Tarihi II PSIR

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

Eslen: Stratejik İnisiyatif Ayrılıkçılarda

Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLE İLİŞKİLERİ

Mahir Çayan Son Gençlik Hareketleri Üzerine SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*)

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ. Ömer Faruk GÖRÇÜN

ULUSLARARASI İŞÇİ DAYANIŞMASI DERNEĞİ. Meslek Liseliler Ne Yaşıyor? Ne İstiyor? Boyun Eğme. Mücadele Et!

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

Avrupalı liderler baskıcı, Türk liderler ise dostane

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

UIT-CI/UBK Koordinasyon Komitesi deklarasyonu: Yaşasın Brezilya halkının mücadelesi!

GÜNLÜK BÜLTEN 23 Mayıs 2014

İ Ç İ N D E K İ L E R

Afganistan'da Afyon Üretimi Dosyası (İnfografik)

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

KANLI PAZAR'DAN MECLİS BAŞKANLIĞI'NA

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK

MEDYANIN EYLÜL AYI GÜNDEMİ - DÖRDÜNCÜ KUVVET MEDYA - Özgür Gazeteciler Platformu Salı, 04 Ekim :31

Transkript:

Marksist Teori 8 Kasım/Aralık [2012]

Marksist Teori - Yaygın Süreli Yayın Varyos Yay. San ve Tic. Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi: Alper Kaba Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Alper Kaba Yönetim Yeri: Çakırağa Mah. Çakırağa Cami Sokak Birlik Apt. No: 8/10 Aksaray/İstanbul Tel: (0212) 529 15 94 Faks: (0212)529 06 75 e-posta: marksistteori@gmail.com Web sitesi: www.marksistteori.com Baskı: Ceylan Matbaacılık Tel: (0212) 613 10 79 Abonelik: Yıllık 40 TL (Posta çekini yatırdıktan sonra bilgilerinizi e-posta veya faksla iletiniz.) Posta Çeki: Songül Akbay 1600206

İçindekiler [4] MARKSİST TEORİ DEN [6] [14] [22] [33] [46] [54] [63] [69] [72] [75] [79] [83] [86] [89] [100] [110] ÇÖZÜMSÜZLÜĞE VE ZOR DURUMA DÜŞEN AKP AKP İMHAYI UMARKEN DEVRİMCİ HALK SAVAŞINI BULDU Yücel Yıldırım HDK: AŞAĞIDAN BİRLİĞİ GELİŞTİRMEK İÇİN İRADİ MÜDAHALE Ziya Ulusoy SEÇMELİ DEĞİL ANADİLİNDE EĞİTİM Bayram Namaz ULUSAL UCUZ, GÜVENCESİZ VE ESNEK İSTİHDAM STRATEJİSİ Dr.İbrahim Okçuoğlu ERKEKLİĞİ DİLE DOLAMAK Mesut Çeki SÖZ VERİYORUZ, FAŞİZMİ VE SÖMÜRGECİLİĞİ YENECEĞİZ Seyfi Polat BÜYÜK BİR DİRENİŞ İÇİNDEYİZ İsa Haso TUNUS TA SOL GÜÇLER HALK DESTEĞİNİ ARTIRIYOR Hamma Hammami YENİ BİR AYAKLANMANIN KOŞULU VAR Lhoussain Lahnnaoui BÖLGENİN VE İRAN IN KURTULUŞU SOSYALİZMDE Massoud Djalili BU DEVRİM İŞÇİLERİN ÇOCUĞU Bahıga Hussein LÜBNAN DA KENDİ HATTIMIZDA İLERLİYORUZ Ali Selman CERN DENEYLERI VE TANRI PARÇACIĞI Ali Haydar Saygılı PROTON SAVAŞLARINDAN HIGGS PARÇACIĞINA Hasan Çoşar EKİM DEVRİMİNE GİDEN YOLDA SOVYETLER Aydın Akyüz

MARKSİST TEORİ DEN Merhaba, Marksist Teori nin 8. sayısında yine sizlerle buluştuk. Düzenli olarak çıkaracağımızı duyurduğumuz Marksist Teorinin 8. sayısını Eylül-Ekim aylarında çıkarmamız gerekiyordu. Ancak 8. sayıyı gecikmeyle Kasım-Aralık sayısı olarak çıkardık bundan dolayı öncelikle okurlarımızdan özür dileriz. Bu sayımızda ilk yazımız Çözümsüzlüğe ve zor duruma düşen AKP Türkiye ve Kuzey Kürdistan da son aylar içinde gelişen olayları ele alan bir siyasi durum değerlendirmesi. AKP iktidarı Kürt halkına yönelik olarak KCK siyasi kırımıyla başlattığı ve hayata geçirdiği kirli savaş konseptinde PKK yi imha etmeyi hedefliyordu. Ancak PKK uygulamaya koyduğu 4. dönem halk savaşı stratejisiyle AKP yi siyasi çözümsüzlüğe ordusunu da zafersizliğe iterek, alan hakimiyetini sağladı. AKP imhayı umarken halk savaşını buldu yazısı bu durumu irdeleyen bir yazı. Üçüncü yazımızın konusuysa, Halkın Demokratik Kongresine kuruluş aşamasında gelen eleştiriler. Bu eleştirileri geç de olsa görmek ve bunun üzerinden beraber

mücadeleyi örgütlemek için bu sayımızda eleştirilere yanıt verdik. Yazımızın adı, HDK: Aşağıdan birliği geliştirmek için iradi müdahale 12 Eylül de Türkiye ve Kuzey Kürdistan hapishanelerinde süresiz dönüşümsüz açlık grevine başlayan PKK ve PAJK tutsaklarının 3 talebinden biri de anadilde eğitimdi. Bizde Seçmeli değil anadilinde eğitim yazısıyla anadilde eğitim konusunu ele almak istedik. AKP iktidarı tarafından Türk ekonomisini 2023 yılında ilk 10 ekonomi arasına sokma amacıyla hazırlandığı belirtilen ulusal istihdam stratejisi bu yılın sonunda resmileşecek. İbrahim Okçuoğlu Ulusal ucuz, güvencesiz ve esnek istihdam stratejisi yazısıyla 4+4+4 yasası ve toplu iş kanunu gibi saldırılara kaynaklık eden bu taslağı inceliyor. Kadın devriminin başladığı günden bu yana kendi erkliği ve erkekliğini tartışan Mesut Çeki, Erkekliği dile dolamak yazısıyla bu tartışmayı sayfalarımıza da taşıdı. MLKP Dava Tutsağı Seyfi Polat 6 Eylül de 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davasında, 6-7 Eylül olaylarını ve nedenlerini anlatıp, ırkçı ve faşist saldırıların bugün Kürtlere yönelik olarak yaşandığını belirtiyor. Kürt halkının sömürgeci Türk devletine karşı yürüttüğü mücadeleye de değinen Seyfi Polat, aynı zamanda MLKP nin 10 Eylül de 18 yılına giren kuruluşunu da kutluyor. Halkın Demokratik Kongresi, 20-21 Ekim tarihinde İstanbul da Ortadoğu Konferansı düzenledi. Çeşitli ülkelerden bu konferansa gelen davetlilerin bazılarıyla Marksist Teori olarak söyleşiler gerçekleştirdik. Batı Kürdistan dan Kürt Ulusal Konseyi nde diplomatik alanda görevli İsa Haso, Tunus Emekçileri Partisinden Hamma Hammami, Lübnan Komünist Partisi Politbüro üyesi Ali Selman, Mısır Komünist Partisi Merkez Yönetim Kurulu üyesi Bahıga Hussein, Fas Demokratik Yol Partisi temsilcisi Lhoussain Lahnnaoui, İran Emek Partisi nden Massoud Djalili ile Arap baharı ve sonrası hakkında yapılan söyleşileri de dergimizde okuyabilirsiniz. Cern ve tanrı parçacığı hakkında iki yazımız var bu sayıda. Cern deneyleri ve tanrı parçacığı ve Proton savaşlarından Higgs parçacığına farklı açılardan Cern deneyleri ve sonuçlarını inceleyen iki yazı Ekim devriminin yıl dönümü olan ve Batı Kürdistan da gelişen demokratik yanı gelişkin ulusal devrim ve iktidar örgütlenmesinin yaşandığı bu günlerde Sovyet örgütlenmesinin doğuşu ve gelişimi hakkında bir yazı da dergimizde yer alıyor. Gelecek sayımızda görüşmek üzere hoşçakalın. [ 5 ]

ÇÖZÜMSÜZLÜĞE VE ZOR DURUMA DÜŞEN AKP Siyasi gelişmeler içinde öne çıkanlar Suriye yle savaş ile Bölgede savaşın şiddetlenmesi oldu. Yanı sıra AKP iktidarı, oldukça kapsamlı ekonomik ve siyasal saldırı silahını hazırlayarak uygulamaya geçirdi, geçiriyor. Milyonlarca işçi ve emekçinin ekonomik yoksulluk ve demokratik hak yoksunluğu içindeki yaşamını doğrudan hedef alan bu saldırılardan başlıcaları; zaten dibe vurmuş durumda olan sendikal örgütlenmeyi tamamen kontrol altına alma yasası zamlar ve vergi soygunu; kentsel yıkımın yasalaştırılıp uygulanmaya başlanmasıdır. Bu arada kıdem tazminatının sermaye için yük olmaktan çıkarılması hazırlığı, bölgesel asgari ücret gibi saldırılar var olan tepkiler dikkate alınarak yeniden gündemleştirilinceye kadar hazır halde tutuluyor. Ayrıca çoğunluğu metal sektöründe olmak üzere sermaye ile sendikalı işçiler arasında sürmekte olan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden doğacak direnişler de sürece eklenecek. Suriye ye Savaş İki Ucu Tehlikeli Durum AKP iktidarı Suriye deki gerici iç savaşı doğrudan himayesine alıp örgütlediği gibi, başlangıçtan itibaren [ 6 ]

tampon, güvenli askeri bölge kurma, isteği ve önerisiyle işgale de niyetlendi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu mülteciler 100 bini geçerse askeri müdahale yaparız tehditleriyle ve sonra da Erdoğan la birlikte yaptıkları NATO müdahale kararı alarak NATO üyesi Türkiye yi desteklesin, BM ortak müdahale kararı çıkarsın çağrılarıyla Ankara nın Suriye ye savaş planına elverişli emperyalist işgal ortamı yaratmaya çalıştılar. ABD emperyalizminin dış savaş bakanı Clinton başlangıçta Suriye bunalımında Türkiye nin öncü güç olmasını destekliyoruz diyerek Ankara nın savaş planına yeşil ışık yakmıştı. Arap gerici devletleri Katar, Suudi ve Ürdün despotik diktatörlükleri- Hür Suriye Ordusu(HSO) na askeri eğitim ve silah-para desteği yanı sıra, Ankara nın savaş planına da destek verdiler, teşvik ettiler. Arap Birliği ve BM nezdinde Libya benzeri bir savaş kararı çıkarmaya çalıştılar. AKP iktidarı, savaş için engellerle karşılaştıkça plan doğrultusunda provokasyonlara da girişti. Suriye de düşürülen uçak olayı, Antep te sivil halkın canını alan bomba bunun örnekleriydi. Ayrıca ana karargâhı Türkiye de olan HSO nun sınır karakollarında çatışma çıkararak savaşa sebebiyet verecek provokasyonları da -Akçakale ye düşen top mermisiyle sivil halkın ölmesi, karşılık olarak Ankara nın Suriye askeri alanlarını hedef alan saldırısı ve Genelkurmay Marksist Teori 8 [ 7 ] Başkanı nın sınırda savaş şovu yapması, Suriye ye giden yolcu uçağının Esenboğa ya indirilip aranması- savaşa doğru tırmanmayı hedefliyordu. Ankara savaş doğrultusunda planlamasını sınıra silah ve asker yığınağı yaparak da sürdürdü. Yanı sıra Suriye de yaşayan Kürt halkının özerklik ilanını, öncü güç olarak PYD yi göstererek savaş nedeni sayacağını ilan etti. Esasen Suriye yle savaş nedenin ilk sırasında Kürtlerin olası statü elde etmesini ezmekti. Önleyici savaş politikasını uygulamayı hesaplarken Kürt halkının özerkliğini karşısında buldu. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Ankara bütün çabasına rağmen savaş planını değişik nedenlerin toplam sonucu olarak uygulama imkânını şimdilik bulamadı. Suriye Baas rejiminin Libya Kaddafi rejiminden farklı olarak daha güçlü ordusu ve silahlanma kapasitesi bulunması, Rusya ve Çin in BM de savaş kararını engellemeleri, gerici silahlı muhalefet cephesinin kitle desteğinin giderek azalması ve Rojava Kürt halkının bağımsız çizgide gerici muhalefet cephesiyle arasına sınır çekmesi, Ankara nın erken savaş ve kolay askeri galibiyet hesabını bozdu. Elbette aynı nedenlerle ABD ve Avrupa emperyalistlerinin erken savaş planını değiştirerek yıpratıcı gerici içsavaşı örgütlemeye yönelmeleri, onlardan daha savaş heveslisi Ankara nın planını uygulamasını gemledi. Hatta öyle ki, Ankara HSO nun ana karargâhını Türkiye den çıkarmak zorunda kaldı.

Şimdi Erdoğan, Suriye de gerici içsavaşı tırmandırmaya hamilik yapmayı sürdürürken, işgal/savaş planını bir başka zamana bırakmak zorunda kalmış görünüyor. Yıpratıcı iç savaşla Esad rejimini güçten düşürdükten sonra ABD ve Avrupalı emperyalistler ve gerici Arap devletleriyle birlikte ortak savaş ilan etmeyi bekliyor. Ancak gerici içsavaşı tırmandırmanın kendisi mayınlı alan gibidir. Planlanandan farklı biçimde erken savaşa yol açabilir. Vurgulamak gerekir ki, Erdoğan nın Suriye yle savaş politikası, içte beklediğinin tersine, iktidarı, halklarımız nezdinde yıpratan rol oynamaya devam ediyor. Halk kitleleri savaşa pek taraftar olmadığı gibi, Erdoğan ın savaş ortamı ve gündemiyle büyük devlet şovenizmi zehrini halka içirme politikası diğer bakımdan da boşa çıktı. Erken savaşkolay zafer afra tafrası boşa düştükçe AKP nin güçsüzlüğü ortaya çıkıyor, Kürt devrimi, devrimci olandan, antifaşist olandan, demokrat olandan tek bir şey istiyor ve soruyor; karar ver... Birlikte direnip savaşacak mıyız, savaşmayacak mıyız? Marksist Teori 8 [ 8 ] olası savaşı Kürt hareketini ve politik özgürlükler ve demokratik hak talepleri etrafında gelişen politik kitle mücadelelerini daha katı faşist yasaklarla tahkim edilmiş bir rejimin aracı yapma politikası bozulmuş oluyor. Erdoğan ın, bir yandan Suriye de gerici yıpratıcı savaşı tırmandırırken diğer yandan da Filistin halkının celladı Lübnan falanjistleriyle yaptığı işbirliği ve İsrail Siyonizmiyle Esad rejimini düşürmek uğruna geliştirdiği kirli politik birliği, iktidarın teşhir olmasına yol açıyor. İçte ve bölgede toplumsal desteğini yitirmesini hızlandırıyor. Başta HDK dekiler olmak üzere antifaşist, antiemperyalist güçlerin savaşa karşı mücadelesi AKP iktidarının bu zayıf noktasını değerlendirerek, onun toplumsal desteğini zayıflatıyor. AKP doğrudan savaşa başvurursa bu zayıflık içinde savaş karşıtı kitle mücadelesinin tırmanmasına yol açacak, antifaşist hareket daha yoğun biçimde güç toplayacaktır. Ki iktidar için bu, savaşla ve buradan yaratılacak büyük devlet şovenizmiyle başta Kürt ulusal demokratik hareketi olmak üzere toplumsal muhalefeti ezecek bir gerici faşizan hamlesi olarak öngörülmüştü. Eğer doğrudan savaşa girerse, bu plan, Erdoğan için bumeranga dönüşecektir. Savaşa doğrudan başvurmazsa, iki yönden kitle desteğini zayıflatacaktır. İddialı olarak savaş ajitasyonu yapmış ve bunun için tezkere çıkarmış bir iktidarın savaşı göze alamadığı görüldükçe ve savaş karşıtı ajitasyon

kitleler içinde geliştikçe güçsüzlüğü açığa çıkacak, zayıflayacaktır. İkincisi, desteklediği gerici cephenin niteliğinin burjuva siyasal İslamcı, emperyalist-siyonist işbirlikçisi olduğu halklarımız tarafından kavrandıkça, AKP iktidarının kitle desteği ciddi erozyona uğrayacaktır. Bu süreç boyunca savaş karşıtı devrimci ajitasyon sürdürülmeli, savaşa doğru tırmanma gerçekleştikçe kitle eylemleri yükseltilmelidir. Yenmeyi Umdu Halk Savaşını Karşısında Buldu Erdoğan, KUDH ne karşı kirli savaşı yoğunlaştırarak ağır darbeler indirme, kitlesel tutuklama kırımıyla Kürt halkımız içindeki örgütlülüğünü yok etme yoluyla umut kırma ve en az hakla teslim alma stratejisi yürütüyordu. Kısmi Srilanka çözümü de denebilecek bu saldırı stratejisi, arkasına ABD den bölge gerici devletlerine uzanan yelpazede geniş çaplı uluslararası ve bölgesel karşıdevrimin desteğini de alarak yürütülen bu stratejiyle, KUDH ni yenmeyi umuyordu. Ancak KUDH nin çetin askeri direnişi karşıdevrimin umudunu yenilgiye uğrattı. KUDH, dağdaki direnişi yükseltmenin öncülüğünde devrimci halk savaşı (DHS) stratejisini yükselterek, Erdoğan liderliğindeki saldırı stratejisine cevap verdi. Dağdaki çetin askeri direnişini alan tutmayla, kent ve kırda yaygınlaştırılmış gerilla mücadeleleri ve serhildanlarla birleştirilmiş Marksist Teori 8 [ 9 ] topyekûn mücadele biçimindeki DHS stratejisi, politik amaç bakımından demokratik özerklik statüsünü sömürgeci diktatörlüğe dayatıyor, ayrıca fiili olarak demokratik özerkliği inşaya çalışıyor. KUDH, sömürgeciliğin saldırısını yenilgiye uğratırken, onun önemli bazı silahlarını da işlemez hale getiriyor, işlevsiz kılıyor. Bir bölümünü de kendi avantajına dönüştürerek ilerliyor. Erdoğan ın Suriye yi işgal ve önleyici savaşıyla Rojava Kürt hareketini ezerek KUDH nin moralini ve önemli bir güç kaynağını yok etme planını, KUDH Rojava ulusal devrimini başlatıp zafere ulaştırarak bozguna uğratmış oldu. Süreç şimdi KUDH bakımından daha başka avantajlar elde edilmesi yönünde gelişiyor esas olarak. Örneğin, karşıdevrimci destek güçlerinden Suriye ve İran rejimleri, sömürgeciliğin emperyalizm işbirlikçisi ve yayılmacı hareketi nedeniyle destekten vazgeçerek KUDH lehine belirli bir durum yaratıyorlar. Bu avantajları yanına alarak DHS nı yürütmeye devam eden KUDH, kentlerdeki kitlesel tutuklama kırımına, polis terörüne, doğacak olan boşluğu cemaat güçleri, ilişkileri ve sadaka dağıtma kampanyaları, imam ordusu seferberliğiyle doldurma saldırısına karşı da, direnişlerle yanıt veriyor. 14 Temmuz direnişi ve süresiz dönüşümsüz açlık grevleriyle Kürt halkımızın kitlesel hareketini yükselme mücadelesi, mahkemeleri haklı taleplerin kürsüsü ve direniş

mevzisine dönüştürme çabası, bu direnişin başarılı adımlarıdır. AG lerin, DHS stratejisinin şimdiki koşullar altında mücadeleyi sonuç alıcı bir savaşım düzeyine taşımanın taktik hamlesi olarak örgütlendiğini söyleyebiliriz. Bu taktiğin kritik öneminin -görüldüğü üzere de- Kürt halk yığınlarının düzenden kopuşunun hem en derin ideolojik/siyasal gücünü örgütleme yeteneğini taşıyor oluşu ve hem de bunun AKP ye şu yada bu nedenle yedeklenmiş Kürt halk yığınlarının konumlarını da sarsan, sorgulatan ve AKP den uzaklaştıran güçlü bir ulusal-manevi etki yaratıyor ve yaratacak oluşudur. Başka bir deyişle Kürt kitleleri arasında iç politik saflaşma KUDH lehine daha da derinleşecek ve AKP nin Kürdistan daki toplumsal dayanakları hızlı biçimde erozyona uğrayacaktır... Sömürgeciliğin ve AKP nin KUDH karşısındaki yenilgi süreci AG direnişi ve geliştirilen serhildan dalgasıyla yeni bir boyut daha kazanmış, AKP iktidarının siyasi geleceğinin kaderi üzerinde kaçınılmaz ağır etkilerde bulunacak ve sonuçlar doğuracak bir dönemi açmıştır. Ayrıca AG ve serhildan süreci, politik saflaşma bakımından genel siyasi savaşım düzeyinde de esaslı etkiler yapacaktır ve yapmaktadır. Türk ve Kürt halklarının kader birliği denilen politik perspektifin ya da inancın, eğer her hangi bir devrimci ya da ilerici yapı bakımından somut, gerçek ve tarihsel bir anlamı varsa, bu uğurda elinden gelenin fazlasını şimdi/bu süreçte yapmayan için yarın Marksist Teori 8 [ 10 ] diye somut bir gelecek de yoktur ve olmayacaktır. Politik yaşamda ve savaşımda saf dışı kalıp kalmama bakımından kader an ları diyebileceğimiz yeni ve yeniden bir takvimsel zamanlardan geçtiğimiz açıktır. Kürt devrimi, devrimci olandan, antifaşist olandan, demokrat olandan tek bir şey istiyor ve soruyor; karar ver... Birlikte direnip savaşacak mıyız, savaşmayacak mıyız? Halkların birliği, kardeşliğinde saflaşma nın başka bir gerçek karşılığı var mı bugün? KUDH, bölgesel planda Kürt ulusal özgürlük mücadelesinin birliğe gidişini güçlendirerek, göreceli daha zayıf olduğu parça olan Güney de halk kitleleri üzerinde etkisini yaygınlaştırmaya başlayarak gelişme gösteriyor. Bu yolla da sömürgeciliğin ve emperyalizmin planlarına çomak sokuyor, beklentilerini boşa çıkarıyor. Erdoğan, kirli savaş stratejisindeki yenilgiden sonra, İmralı yla görüşülebilir şeklindeki oyalayıcı manevrasıyla durumu kurtarmaya, beklentiyle mücadele seviyesini düşürmeye, ama askeri saldırıları sürdürerek durumu yeniden lehine dönüştürmeye çalışıyor. Erdoğan, Suriye de yıpratıcı savaş stratejisinin bir süre sonra işgal savaşına dönüştürüleceğini umar ve beklerken, gerçekleşirse bunu Rojava Kürt devrimini ezmenin aracı yapmaya çalışıyor. Eğer bu adımı atarsa bu kez de savaşa karşı Türk halkının ve demokratik kesimlerin tepkisini karşısında bulacak, birleşik kitle hareketinin büyümesini kışkırtmış olacak.

İşçi ve Ezilenlerin gelişen Mücadelesi İşçilerin sendikalaşma çabasına karşı kapitalist patronların işçi kıyımına başvurması tekil işyeri direnişlerini yaygınlaştırıyor. Son olarak Rose ve Teksim tekstil, Antep teki tekstil fabrikalarında ve Bedaş ta yaşanan direnişlerle ilişkilenmek, dayanışmayı büyütmek, günün görevlerindendir. Yine AKP nin THY işçilerinin direnişini öncü işçilerin kıyımıyla karşı işçi direnişi ve dayanışmasını güçlendirmek sınıfın hareketini geliştirmek açısından önemlidir. Bursa Bosch işçilerinin burjuvazinin saldırgan ajanı Türk-Metal den kopma çabası, işçi hareketinin mücadele isteğinin göstergelerinden bir diğeridir. İşçi hareketinin tekil direnişlerini yaygınlaştırmak, küçük başarılarla sınıf hareketinin özgüven kazanmasını sağlamak, direnişlerde öncü işçi kıyımını engellemek bu yolla işsizlik korkusunu yenilgiye uğratmak, hareketin gelişmesi ve devrimci özelliklerinin artmasına katkıda bulunduğu gibi, ekonomik krizin derinleşmesi koşullarında sıçramalı büyümesine hazırlık açısından da önemlidir. Daha önemlisi de, işçi hareketini yükseltilmesi, burjuva sendikacılığın sermayenin ajanlığı ve işbirlikçiliği eliyle ördüğü çürütücü-engelleyici barikatının yenilgiye uğratılması, sermaye ve hükümetinin amansız saldırıları karşısında ayağa kaldırılması için perspektifler geliştirip çalışmayı yönlendirmek ve pratik gelişmesini hızlandırmak mücadeleye güç ve kararlılık kazandıracaktır. Elbette bu direnişler, sermaye ve AKP hükümetinin, Toplu İş İlişkileri Yasası yla örgütsüzleştirme saldırısı döneminde yaşanıyor. DİSK ve SGB nin zayıf kalan eylemleri dışında, sendikaların ve devrimci parti ve güçlerin bu saldırıya karşı mücadele örgütlemeye girişmemeleri ciddi bir zaaf ve zayıflıktır. Daha geniş işçi kitlelerinin duyarlılık içinde olacağı kıdem tazminatını tasfiye girişimine karşı mücadele gündemde duruyor. Demokratik Alevi Hareketi Ekim ayında Ankara mitingiyle yeniden mücadele canlılığı gösterdi. AKP hükümetinin alevi inancına karşı dayattığı çözümsüzlüğe ve asimilasyona, dindar gençlik yetiştirme saldırganlığına karşı önümüzdeki süreçte bu hareketin daha da gelişeceğini beklemek gerekiyor. Ancak alevi hareketini bekleyen bir tehlike olarak daima göz önünde bulundurulması gereken şeylerden biri de, AKP muhalifliği üzerinden sahte ilerici siyasi pozisyon alan gerici-şovenist Ergenekoncu kliğin alevi kitleleri kuyruğuna takmak için çok özel bir gayret içinde olduğu ve olacağıdır. Devrimci siyaset, bu oyunun boşa çıkarılması ve alevi hareketinin emekçi-demokratik temel karakterinin bağımsızca geliştirilmesi için çabasını yoğunlaştırmalıdır AKP iktidarı ve sermayenin 4+4+4 yasasıyla ucuz işçi-çocuk gelin-dindar gençlik yetiştirme saldı- [ 11 ]

rısına karşı, zayıf kalsa da mücadele yaşandı. Zayıflık, AKP ve sermayeyi cesaretlendirse de, belirtiler bu alanda değerlendirilmesi gereken mücadele potansiyelinin varlığını gösteriyor. Yaşam Alanlarını Yağmaya Karşı Mücadele Son yıllarda yaygınlaşan bu mücadelenin tekil direnişleri devam ederken, hareketin koordinasyon ve dayanışmayı örmüş olması da geleceğe doğru bu hareketin gelişeceğinin dayanağı olmaktadır. Ayrıca sermayenin doğayı - yaşam alanlarını - araçlarını yağmasına karşı gelişen bu mücadele aynı zamanda antifaşist hareketin kitlesel zeminini güçlendiriyor. AKP iktidarı ve sermaye yeni artı değer alanları yaratma amacıyla afet yasası adıyla hukuki çerçevesini oluşturarak hazırladığı kentsel yıkım saldırısı önümüzdeki dönemde hızlanacak. AKP bu saldırısında, kentlerde bazı alanlara küçük mülk sahiplerini ikna edeceği yararlanma imkanı verse de, bunu saldırısını örtmenin aracı yapacak. Küçük mülk sahipleri ve kent yoksullarının çoğunluğunu ağır mağduriyete sürükleyerek ellerindeki mülkleri kent rantının aracı yaparak sermayeye peşkeş çekecek. Başlangıçta hemen yansımayacak ama semtler halkı tarafından saldırının somut sonuçları kavrandığı oranda, bu saldırının en yıkıcı - talancı özelliğinin yansıyacağı yerleşim yerlerinde halk direnişleri yükselecektir. Ayrıca bu saldırıda, AKP iktidarının diğer bir amacı da, antifaşist mücadele deneyimi bulunan semt/mahalle halklarının devrimci potansiyelini dağıtmaktır. Gerek bu mücadele potansiyelini değerlendirmek, gerekse AKP iktidarının antifaşist mücadele geleneğine ve birikimine sahip semtlerin/mahallelerin devrimci potansiyelini dağıtmak amacıyla gerçekleştirmek istediği bu saldırıya karşı semt yoksulları ve küçük mülk sahiplerinin direnişini geliştirmek güncel mücadele görevidir. Sonuç olarak; AKP iktidarı, işçi sınıfını örgütsüzleştirme ve işçi kıyımını serbestleştirme, asgari ücreti düşük tutma, emekçi memurları sözleşmeli statüsüne düşürme; zam-vergi yağdırma; sağlığı paralı hale getirme, paralı orta öğretimi baskın hale getirme; kentleri sermayeye yağmalatma saldırısıyla yerli sermaye ve uluslararası tekellere dikensiz gül bahçesi yaratmak istemektedir. Buna karşı işçi sınıfını ve yoksulları aldatma aracı olarak sunabildiği, sınırlı ve birçok yolla engellenen işsizlik sigortası -işsizlik fonunu da, sermayeye işçi primi yatırmaya katkı yoluyla yağmalatmakta-, bakıma muhtaç yoksullara ve eşlerini kaybetmiş kadınlara maaş ve sadaka yardımıdır. Sermayeye sunulan denizin yanında işçi sınıfına ve yoksullara sunulan bir damladır. Bu damlanın işçi sınıfının mücadelesini gevşetmesine izin verilmemelidir. [ 12 ]

Mücadele bu saldırılara karşı başlatılsa da, işçi sınıfının daha ileri politik ve ekonomik hak talepleri doğrultusunda geliştirilmelidir. AKP iktidarı, Kürtlere karşı kirli savaşı yoğunlaştırarak, Suriye yle savaş tamtamlarını çalarak generallerden yönetimini devraldığı faşizmi sürdürmeye çalıştı, çalışıyor. Yanı sıra politik İslami gençlik ve milliyetçiliği geliştirerek, iktidarının kitle dayanağını güçlendirmek istiyor. Sermayenin işçi sınıfı ve emekçilere karşı saldırılarını gözü dönükçe sürdürüyor. Bütün bunları ekonomik krize doğru gidilirken yapıyor. Ancak, AKP iktidarı, Kürt halkımıza saldırısında umduğunun tersine muazzam bir direniş bulduysa, aynı düzeyde olmasa da işçi sınıfından ve emekçilerimizden beklemediği direniş ve mücadeleleri karşısında bulmalıdır, bulacaktır. Öncünün görevi, bu direnişleri örmek, İspanya dan Yunanistan a, Kuzey Afrika dan Rojava ya uzanan fırtınaya, Kuzey Kürdistan da yükselmeye devam eden rüzgâra, emekçi halkımızın mücadelesini eklemektir. [ 13 ]

AKP İMHAYI UMARKEN DEVRİMCİ HALK SAVAŞINI BULDU Yücel Yıldırım AKP, İmralı ve Oslo görüşmelerini PKK yi tasfiye etme, oyalama ve kitle desteğini zayıflatma stratejisinin aracı yaptı. Özellikle 2011 seçimleri sırasında bu durumu daha net olarak anladıktan sonra, PKK, devrimci halk savaşıyla hedeflerine varma stratejisini geliştiriyor. Bilindiği gibi Öcalan la hükümet temsilcilerinin görüşmesi döneminde de, daha önce de defalarca PKK tek taraflı ateşkes ilan etmiş, ama karşılık bulamamış, hatta Oslo ve İmralı görüşmeleri sırasında bile kirli savaş saldırılarını yoğun olarak sürdürmüştü. Seçim sonrasında ve özellikle kış aylarında AKP iktidarı kimyasal silah kullanarak gerillaları toplu olarak katletmiş, Güney deki tüm PKK kamplarına yoğun hava saldırıları düzenlemiş, tonlarca bomba yağdırmıştı. Bu saldırılarda yüzleri bulan gerillanın yanı sıra Rüstem Cudi ve Yücel Halis gibi önemli üst düzey yöneticiler yaşamını yitirmişti. Kara savaşıyla Güney e inmeyi planlayan Erdoğan, bundan Güney itirazı ya da ABD nin izin vermemesi [ 14 ]

[ 15 ] nedeniyle değil, kara savaşının 2008 kışında hüsrana uğramış olması nedeniyle vazgeçmişti, şimdi de yine aynı nedenle göze alamıyor. AKP yönetimindeki sömürgeci diktatörlük, Kürt ulusal demokratik hareketini (KUDH) tasfiye etme amacıyla diğer başlıca saldırı biçimi olarak 2009 dan bu yana 10 bine yaklaşan BDP li kadro ve sempatizanı F tipleri zindanına attı, atmaya devam ediyor. Bu siyasi kırımla, KUDH nin kitle çalışmasını bitirmeyi veya marjinal duruma düşürmeyi, boşluğu politik İslamcı örgütlenmelerle, devletin imam ordusunu seferber ettiği çalışmalarla, açlığa mahkum edip sadaka yardımlarının etkisiyle doldurarak KUDH ni en az hakla teslim almayı amaçlıyor. Kentlerde polis terörünü kullanarak KUDH nin kitle eylemlerini en aza indirerek zayıf bırakmayı hedefliyor. Ulusal özgürlük mücadelesine kitlesel desteğini artırdığı Hakkari ve Şırnak gibi yerlerde, Roboski katliamıyla Kürt halkımızı dehşetle korkutmaya, sindirerek teslim almaya çalışıyor. Bu saldırılarla amacına varmak için bazı taktikleri de kullanıyor. Başlangıçta PKK içinde güvercinler/şahinler bölünmesi yaratmaya çalıştı. Bu taktik, Peru, Kolombiya ve en son Sri Lanka karşıdevriminin deneylerinden edinilmiş ve özellikle Sri Lanka diktatörlüğünün Tamilleri yenilgiye uğratmasında etkili olmuştu. KUDH ve destekleyen kitle hareketini bölmek için Güney Kürt liderlerinin, etki potansiyelini hesapladığı politik şahsiyetlerin uzlaşma arayışını kullanıyor. Barzani yi ABD yle bu amaçla buluşturuyor ve Ankara ya davet ederek görüşme yapıyor. Burkay ve Leyla Zana yla bu hedefle görüşüyor. Kürdistan STK larının KUDH - den bağımsız hareketini yine bu taktiğin başarısı için teşvik ediyor. Yine aynı amaçla Kürdistan burjuvalarını rüşvetle yanına çekiyor. KUDH ni ezmek için ABD den askeri ve politik, AB li emperyalistlerden politik destek sağlıyor. Hatta öyle ki KUDH ne karşı NATO ya savaşa katılması çağrısı bile yapıyor Ayrıca geçen yıl gerici iç savaşı örgütlemeye karar verinceye kadar on yıl oğul Esad la, füze kalkanını Türkiye ye yerleştirinceye kadar İran molla rejimiyle, KUDH ne karşı askeri ve politik işbirliği yaptı. Öyle ki 2011 güzünde ateşkesle sona erinceye kadar sürdürülen İran ın top-tankuçak ve füzelerle PJAK ve Kandil e düzenlediği büyük çaplı savaşını Ankara ve Tahran birlikte planladılar. AKP sömürgeci diktatörlüğünün bu stratejisi Sri Lanka diktatörlüğünün Tamillere uyguladığı stratejinin bir benzeri, kısmi Sri Lanka stratejisiydi. Sri Lanka diktatörlüğünün soykırımcı zaferini ilk önce Ankara başarı mesajıyla kutladı. Sri Lanka yönetimi, soykırım öncesi son görüşmesini Ankara yla yapmıştı. AKP diktatörlüğünün kalemleri bu kanlı zaferi kutlarlarken Sri Lanka gibi yapalım önerisi yaptılar, tehdit ettiler.

Erdoğan, emperyalistlerden daha çok heveslenerek, Suriye gerici iç savaşını örgütlüyor. Suriye deki olayların başlangıcında Kürt bölgesinde tampon işgal alanı yaratarak, diğer bir ifadeyle önleyici savaş la, Kürtlerin özerklik kurmasını engellemeye ve savaş koşullarında kirli savaşı daha yüksek düzeye çıkarmayı hesaplayarak KUDH ni ezmeyi planlamıştı. Ayrıca Arap baharını gerici parlamentarizmle restorasyona uğratmaya öncülük ederek kazandığı politik nüfuzu, içte büyük devlet şovenizmine dönüştürerek büyüteceği kitle desteğini KUDH ne karşı kirli savaşta kullanmayı da hedeflemişti. Hatta öyle ki Erdoğan da büyük devletin diktatörü tavrı KUDH ne karşı yansıdı. Ortadoğu çapında nüfuz kazanan lider KUDH yle uzlaşma yapar mı tavrına girdi. AKP liderliğinde sömürgeciliğin bütün bu planlarının politik hedefi Kürtçe seçmeli dersi azami sınırıyla KUDH ni silahsızlanmaya razı etmek ve umut kırarak boyun eğdirmektir. Sömürgeciliğin Erdoğan liderliğindeki bu hedefler doğrultusundaki stratejisini KUDH nin lider kadrosu daha net kavradı. Seçimler sonrasında yaptığı açıklamalarda devrimci halk savaşını yükselteceğini daha sık vurgulamaya başladı. 2011 sonundaki Çele deki(çukurca) eylemiyle başladığı bu yükseltmeyi bugün Şemzinan- Çukurca bölgesinde aylardır süren alan hakimiyetiyle ve yaygın gerilla eylemleriyle sürdürüyor. Marksist Teori 8 [ 16 ] Devrimci Halk Savaşı. KUDH nin liderleri AKP hükümetleri döneminde samimi olarak sorunu masada çözmek için hareket ettiklerini ama AKP diktatörlüğünün tasfiyeci saldırısı ve hileleri nedeniyle siyasi çözüme varılmadığını belirtip, bunun 3. dönemdeki mücadelelerini kararsızlığa düşürdüğünü tespit ediyorlar. Geçen dönemin derslerinden yararlanarak 4. dönem olarak adlandırdıkları bu dönemde devrimci halk savaşı(dhs) stratejisini oluşturduklarını, kararlılıkla uygulayacaklarını vurguluyorlar. Büyük çaplı askeri eylemlerden, Şemzinan-Çukurca hattının aylarca hakimiyet altına alınmasına, yoğun ve yaygın kır ve kent gerilla eylemliğine varan yükseliş bu stratejiyi uygulama kararlılığının pratiğidir. DHS stratejisiyle, KUDH, demokratik özerklik statüsünü AKP liderliğindeki sömürgeci diktatörlüğe dayatmayı amaçlıyor. Bununla Kürt ulusal özgürlük mücadelesinin kitlesel gücünü koruma ve büyütmeyi hedefliyor. Böylece sömürgeci diktatörlüğü yenilgiye uğratmayı öngörüyor. DHS stratejisi, kırda gerilla savaşını yükselterek ve yayarak, sömürgeci imha savaşına karşı direnişi koruma ve büyütmeyi, kentlerdeki kitlesel tutuklama kırımıyla tasfiye saldırısına karşı KUDH kitlesinin moral zayıflamasını önleyip gelişmesine etki yapmayı, böylece sömürgeci diktatörlüğün umut kırma hesabını bozguna uğratmayı öngörüyor. Bu yaz boyun-

KUDH nin ancak mevcut programatik talepleri üzerine anlaşmaya yanaşacağı DHS stratejisi kararlılığından anlaşılıyor. Bu durumda AKP iktidarı ya bu talepler üzerine bir anlaşmaya yönelerek demokratik bir gelişmenin kapağını açmak zorunda kalarak zayıflayacak ya da aleyhindeki etkenlerin büyüyerek ilerleyeceği bir savaş ortamını sürdürerek birleşik mücadeleyi kışkırtan ve sonunu yaklaştıran bir rol oynayacaktır. ca yaşanan pratik bu işlevi oynamakta olduğunu gösteriyor. Özellikle başta ABD olmak üzere emperyalist güçleri ve İsrail siyonizmi dahil bölge gerici devletlerinin askeri-politik desteğini alarak yoğunlaştırdığı kirli tasfiye savaşına karşı KUDH nin DHS stratejisiyle gücünü koruyabilmesi, yenilgiye uğratılamaması AKP liderliğinde karşıdevrimin şovenist kibri doruğa çıkaracak politik istikrar kazanmasını engelleyen tayin edici bir başarıdır. KUDH nin kitlesine, Kürt halkımıza, moral ve mücadele gücü kazandırdığı gibi, Türkiye devimci ve antifaşist hareketini, karşıdevrimin şovenist kibiriyle zehirlenmiş olası zaferinin gericilik dönemine girilmesinden kurtarıyor. DHS stratejisi tek yanlı kır gerilla savaşını kent-kır dengesine doğru geliştirmeyi öngörüyor, kentte serhildanlarla birleştirmeyi hedefliyor. Kentte kitle eylemlerini sürdürme ve serhildanlara vardırma bu stratejinin diğer temel bileşenidir. DHS stratejisi, AKP iktidarının tasfiyeci kirli savaşını yenilgiye uğratarak demokratik özerklik statüsünü kazanmayı hedeflediği gibi, demokratik özerkliğin kitlesel seferberliğini kapsıyor ve örgütlenmesini fiilen kurmaya çalışıyor. DHS nın Bölgesel İşlevi Bu strateji gücünü yalnızca Kuzey halkından almadığı gibi mücadelesinin hedefleri Kuzey de AKP iktidarını yenilgiye uğratmakla sınırlı değil. Rojava da devrimi başarmaya ve sürdürmeye destek olduğu ve olacağı gibi, Rojava daki ulusal devrimi ezmeye yönelecek önceden işgali planlayan- Ankara nın işgalini Kuzey den de bozguna uğratma işlevini görüyor. Kuzey ve Güneybatı ulusal özgürlük mücadelesinin birliğini yeni ve üst düzeydeki mücadelenin ateşi içinde gerçekleştiriyor. [ 17 ]

Bu durum yankısını Doğu da ve ABD taraftarlığının son 20 yıldır etkili olduğu Güney de de bulacaktır. Güney de Araplarla komşu bir kentte merkezi iktidarın saldırılarına karşı peşmergelerin kendilerini korumamaları üzerine kent yönetiminin PKK ye talepte bulunması bu etkinin bir biçimidir. Kandil köylerinin savaş uçaklarıyla bombalanmasına karşı Güney kentlerinde yaygın gösterilerin yapılması diğer bir kanıtıdır. Daha özgül olarak en son olarak açlık grevlerini destekleyen onbinlerin Xaneqin de başlayıp diğer kentlerde süreceği anlaşılan kitle eylemleri bu etkinin Güney de de büyümeye başladığını gösteriyor. Bu etkiler Kürdistan halkının mücadelesinin birliğini geliştiriyor. Fakat asla bununla sınırlı kalmıyor. Bölgede KUDH nin haklılığının etkisini diğer halklar arasında da yayıyor. Ona desteği artırıyor. Geçen yıl Amed de gerçekleştirilen Mezopotamya Sosyal Forumu nda özellikle Arap halklarının devrimci ve ilerici örgütlerinin geniş çaplı olarak yer alması, Arap aydınları arasında Güney in olumsuz etkisine karşılık- Kürtlerin ulusal haklarının kabulüne ilişkin düşüncenin yaygınlaşması, Kuzey in yenilmeyen uzun süreli mücadelesinin DHS kararlığı döneminde büyüyen etkisidir. Suriye deki gerici içsavaşta bağımsız duruşunu koruyan PYD nin Suriye halklarının devrimci demokratik güçleri üzerinde sempati, dayanışma ve destek yaratması bu etkinin Marksist Teori 8 [ 18 ] yükselerek devam edeceğine işaret ediyor. İran molla diktatörlüğüne karşı zaman zaman gençlik kitle hareketleriyle kendini gösteren mücadele liberal etkileri de önemli ölçüde taşırken, PJAK ın mücadelesi kesintisiz sürebilmekte. Yanı sıra Beluci ulusal mücadelesi İslami idelojik egemenlik altında ve bölge gericiliği-emperyalizmin yedeğine düşerken PJAK bu ve benzeri gerici etkiden bağımsızlığını koruyarak olası halklar devriminin başlıca güçlerinden biri olarak hazırlanmaktadır. KUDH Kürdistan çapında mücadelenin birliğini geliştirirken birlikte yaşadığı halklarla ortak mücadele stratejisiyle de -ezen ulus halklarındaki şovenizme rağmen- demokratik, devrimci parti ve güçlerle birleşik mücadeleyi örgütlemekte, birleşik devrimlerin hazırlanmasına doğrudan katkıda bulunmaktadır. Bu durum ezen -sömürgeci ulus halkları üzerinde demokratik devrimci etkinin sürmesinin önemli bir aracıdır, hızlanacak devrimci halk ve emekçi hareketleri koşullarında birleşik devrimlerin gelişmesinin başlıca etkenlerinden biri olacaktır. KUDH nin devrimci halk savaşı stratejisini bu koşullarda uygulamaya koyuyor. Kuzey Kürdistan ulusal özgürlük mücadelesinin düzeyini koruyup geliştirmeye, Kürdistan ulusal mücadele birliğini inşa etmeye çalışırken Kürt halkımızda devrimci özellikler üretiyor ve bölge halklarını etkiliyor. Arap halk ayaklanmalarında

siyasal İslamcı-emperyalizm ekseninin, gerici restorasyonu şimdilik hakim kılmasına karşılık, devrimi bu eksene karşı yeni koşullarda sürdürmeye çalışan devrimci güçlerin yanı sıra, Filistin de FHKC nin direngen mücadelesi El Fetih önderliğinin çürümüşlüğüne ve Hamas ın baskıcı rejimine alternatif olarak ortaya çıkmakta, KUDH nin egemen olduğu 3 parçadaki mücadele bağımsızlığını ve gücünü sürekli koruyabilmekte, böylece bölge devrimci hareketinin gelişmesine dayanak olan güçleri oluşturmaktadırlar. Olasılıklar KUDH, DHS stratejisiyle şimdiden kanıtları ortaya çıkmaya başladığı gibi tasfiye saldırısını yenilgiye uğratan bir gelişme gösterdi. Bu gelişmenin öncülüğünü dağ ağırlıklı askeri mücadelesi çekiyor. Askeri bakımdan KUDH son 1 yıl içindeki, özellikle yaz ayları boyunca atılımı ve hücumuyla sömürgeci diktatörlüğün askeri imhayla umut kırarak en az hak çizgisine boyun eğdirme ve bu yolla galip gelme saldırısını yenilgiye uğrattı. Şimdi askeri açıdan sıkışan sömürgeci diktatörlüktür. Bu nedenle Erdoğan yeniden İmralı yla görüşmeyi dillendiriyor. Fakat KUDH nin taleplerini kabul etmeyeceğini önşart olarak belirtiyor ve Kürt halkımızı KUDH ne karşı kışkırtarak yapıyor. Erdoğan kirli savaşın askeri imha saldırısındaki yenilgi durumunu beklentiyle oyalama manevrasına dönüştürmeye çalışıyor. Bu taktiğe zorunlu Marksist Teori 8 [ 19 ] kaldığı için başvuruyor ve kış mevsiminde askeri darbeler vurma ve görüşme/beklentiyle umut kırma/halk kitlelerini yorma taktiği izleyecek. Uzayan ulusal kurtuluş mücadelesinde zaferi etkileyen etkenler güç ilişkisinin yönünü tayin edecektir. Birincisi KUDH nin doğrudan yedeği olan ve birleşik devrimin temel güçlerinden Türk halkımızın sınıf mücadelesinin geriliğine ve şovenimin hegemonyası altında olmasına sömürgeci diktatörlük güvenmekte, uzayan savaşta bu destek sayesinde zafer kazanacağını ummaktadır. Fakat hesap etmediği şey, işçi ve emekçi hareketinin mücadelesinin yeni etkenlerle ivmeleneceği olasılığıdır. Bugün bu hız henüz yavaşsa da birçok belirti hızlanacağını gösteriyor. Kapitalist saldırganlığa karşı tekil işçi direnişlerinin artması, kentsel toplu yıkıma karşı semt halkının direnişlerinin artma olasılığı, yaşam alanlarını sermayenin yağmasına karşı koruma mücadelesinin geçen süreçte gelişmesi ve bunun önümüzdeki süreçte gelişmeye devam edeceği gerçeği, demokratik alevi hareketinin yeniden canlanması ve AKP den beklentisinin ya da Ergenekoncuların kuyruğuna takılma olasılığının en geri noktaya inerek yığınsal demokratik kitle hareketi olarak gelişme imkanı, bütün bunların olası ekonomik sert krizle birleşme ihtimali Erdoğan ın hesaplarını bozacaktır. İkincisi, bu durumu göz önüne alan Erdoğan, Suriye ye erken bir askeri saldırı ve erken zaferle kabartıl-

mış şovenizm ve işgal altına alınmış Güney Batı Kürdistan (Suriye Kürdistanı bölgesi/rojava) durumuyla kitle desteğini korumaya, Kürt hareketinin umudunu kırmaya çalıştı. Ancak KUDH ve koşullar bu planı bozduğu gibi, Kürtler Güney Batı Kürdistan ın ağırlıklı bölümünde özerklik ilan ederek ve olası bir işgale karşı güç hazırlamaya başladı. Böylece sömürgeciliği güçlendirecek bir etken KUDH ni güçlendirdi. AKP nin işgal planını provakatif olaylar ve NATO ya işgal kararı çağrısı çıkarmayla yeniden uygulama yoluna sokmaya çalışması yakın vadede tutmayacak gibi görünüyor. Üçüncüsü, KUDH ni kentlerdeki kitlesel mücadelelerini tutuklama kırımıyla çökertme ve etkisizlik sınırlarına hapsetme saldırısıdır. Tutuklu binlerce BDP kadrosu mahkemeleri ulusal talepler için mücadele mevzisine dönüştürerek moral bozma planını tersine çevirdi. Roboski katliamı da kitle desteğini kırma ve halkı cezalandırma amacını taşıyordu. Roboski katiamı bumerang etkisine dönüştü. Fakat kabul etmek gerekir ki, kitlesel tutuklama kırımı hergünkü kitle çalışmasında boşluk yaratmaktadır. Bu boşluğu, AKP, cemaatlersiyasal İslamcı hareket çalışmaları ve sadakayla değerlendirmeye çalışmaktadır. Buna karşı KUDH nin yeni kadrolarla hergünkü kitle çalışmasını yeniden yeniden geliştirmeye önem vermesi elbette gerekir. Ama Erdoğan siyasi kırımla umduğunun tersine yüzlerle başlayıp onbinleri Marksist Teori 8 [ 20 ] bulan tutsağın açlık grevleri, bunun yol açtığı serhildanları kışkırtmış oldu. Açlık grevleri serhildalarını yükselten kaldıraç rolü oynamakta. Dördüncüsü, başta ABD olmak üzere emperyalistlerin ve bölge gericilerinin desteğini aktif biçimde harekete geçirme olanağı yakalayan AKP nin, mevcut koşullar altında bu desteği etkili tarzda elde edip edemeyeceği meselesidir. AKP geçen 10 yıllık sürede bu desteği etkili tarzda sürdürebilmişti. Doğrudan yedek güç olarak rol oynayan ABD nin askeri-politik desteğinin aktifçe süreceği açık. Yine doğrudan yedek güç olarak Suriye rejiminin desteği Erdoğan ın Esad rejimine karşı savaş politikası nedeniyle ortadan kalktı. Yine yaklaşık on yıldır KUDH nin kadrolarını idam ederek, PJAK a ve Kandil e savaş açarak AKP hükümetlerini askeri-siyasi bakımdan aktif olarak destekleyen molla rejiminin bu desteğini geri çekmesine neden olan yine AKP nin Suriye ye yönelik savaş politikası ve İran a yönelik ABD füze-radar üssünü küreck e kurma kararı oldu. AKP nin bölgede artan desteği daha çok birçok Arap ülkesinde İhvan nın iktidar ortaklığına gelmesidir. Doğrudan yedek güç konumundaki bu desteği İhvan hükümetlerine karşı gelişecek halk hareketleri zayıflatacaktır. Arap halklarında Erdoğan nın anti-siyonist ajitasyonun yarattığı etki de, AKP nin Suriye ye işgal politika-