Cumhuriyetin 84. yýlý kutlandý



Benzer belgeler
Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)


Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

haber TMMOB ESKÝÞEHÝR KENT SEMPOZYUMU GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði Eskiþehir Ýl

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama Haftanýn Testi...25

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Bir Kadın 3 Sanat Sergisi açıldı

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

ÖDP : Maraþ'ý unutmayacak unutulmasýna izin vermeyeceðiz

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

*** TOSYA KENT REHBERİ ***

OSMANİYE KAHRAMANMARAŞLILAR YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİNE GÖRKEMLİ AÇILIŞ.

============================================================================

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar,

1-Zihinsel kazanýmlar 2-Duyuþsal kazanýmlar 3-Bedensel kazanýmlar

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

135 yýlý geride býrakan köklü bir mizah dergisi geleneðine sahibiz, ama mizah dergilerimiz

Olmak ya da Olmamak. Cumhuriyetin temel niteliklerine

35 YKR. ABD li turistler Ýlicek Köyünde. Muhtar Özdoðan (Saðda) Turistlerle

Editörler: Prof. Dr. Müberra Babaoðul Araþ. Gör. Uzm. E. Betül Sürgit

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

Emekli Assubaylar-ArsivSite1. Kayýt Tarihi: Mar 2004Nerede: istanbul, kadiköy, Türkiye.Ýletiler: 6.220

SOSYAL BÝLÝMLER 1 TESTÝ (Sos 1)

Örgüt Kültürü. da öðrenmek isteyecektir.

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam


Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý.


Bettina Knab Tel: / Þu anda çocuðunuzla tedavi için hastanede bulunuyorsunuz. Bu elbette sizin ve aileniz için kolay bir durum deðil.

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.


Başkan Kocadon Muğla basınını Bodrum da ağırladı

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ

23 Nisan Şiirleri. 23 Nisan. Sanki her tarafta var bir düğün. Çünkü, en şerefli en mutlu gün. Bugün yirmi üç nisan, Hep neşeyle doluyor insan.

Türk Kütüphaneciliði 21,1(2007), 75-87

============================================================================

AKP nin Türbanlý Anayasasý tamamlandý

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ

Zorunlu din derslerine ilk dava açan Hacýbektaþlý bir Alevi

EKONOMÝDE GELÝÞMELER


35 YKR. Cumhuriyet Savcýsý ndan. ders gibi karar!

ÝNTES ÝN AYLIK GELENEKSEL TOPLANTISI 01 HAZÝRAN 2001 TARÝHÝNDE ÝSTANBUL DA YAPILDI


Cumhurbaþkaný Gül'e Davet

A t t i l â Þ e n k o n

DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ

Sezen Aksu 2. Çok Ayýp. Söz - Müzik: Sezen Aksu. Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun aleyhimde. Çok ayýp, çok ayýp.

Mutfak Etkinliği. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Şarkı. Kek yapıyoruz.

ve AHLAK BÝLGÝSÝ TESTÝ

Afsiad açýlýþ 1 Perþembe, 28 Mayýs 2009

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Çetin Öner. Roman GÜLİBİK. Çeviren: Aslı Özer. 26. basım. Resimleyen: Orhan Peker

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ

Halil Kurt'tan Esnafı Sevindirecek Talep

ISBN :

Kimler aptal olarak kabul edilir? Sanki bunu herkes biliyormuþ gibi ama bundan ne

ÜLKEMİZDE HUZURU BOZMAK İSTİYORLAR

EMO-Genç Yaz Eðitim Kampý Tamamlandý

Konumuz sol içi cinayetler, özel olarak da Acilciler bünyesindeki cinayetler


T.C. GAZİEMİR KAYMAKAMLIĞI

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

Baþbakan Erdoðan, Güven bunalýmý doðdu. Avrupa dan gelecek PKK li grubun geliþi ertelendi dedi. Pakistan yolunda

mmo bülteni þubat 2005/sayý 81 doðalgaz temin ve tüketim politikalarý raporu da basýn mensuplarýna daðýtýlmýþtýr.

BİR ÖMRÜN HİKÂYESİ. Erkek Öğrenci. Yıl 1881 Ilık rüzgarlar esiyordu Selanik ovalarında ; Dağ başka, sokaklar başka başka ;

Alevilik en tehlikeli dönemini yaþýyor

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Osmanlı dan Cumhuriyet e Adım Adım!

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI

Haberler / News. Dizin / Index. Hayýrsever iþ adamýndan

Ferit Edgü YARALI ZAMAN BÝR DOÐU YOLCULUÐUNDAN NOTLAR

============================================================================

Ýmece Evi. Ziyaret-2016

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME

5 DE. faturasýný ödemeyeceðiz pankart ve dövizleriyle Eðitim Sen þubeleri oluþturdu. Emek Partisi (EMEP) de Güvenli gelecek için herkese iþ, parasýz

KÜRŞAT ATILGAN ÖMER ÇELĐK AKP

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

Yücel Terkanlýoðlu. HTML clipboard. Yaþamadýklarýndýr Dünyan! Uykuyla geçirdiðim her an, Benim için yitik bir zaman. Rüyayla devirdiðim kazan,

Yaz l Bas n n Gelece i

A y þ e S a r ý s a y ý n Kuþlarla Giden

3. Eðitim - Öðrenim ve Saðlýk Kýrsal yörelerde (köylerde) eðitim ve saðlýk


Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

III. BÖLÜM PROTOKOL TÜRLERİ VE PROTOKOL LİSTELERİ

4 DE 2 DE 7 DE 3 DE Devamý 2 DE 8 DE 3 DE 7 DE 7 DE 5 DE 6 DA

Zigana'da çýð felaketi

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB)

T.C. ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SENATO KARARI KARAR TARİHİ TOPLANTI SAYISI KARAR SAYISI /

Mehter Marþýyla Açýlýþ!

Kaplumbaða h1zý ile ilerleyen toplama aþama sonunda 56'ya bu parçalarýn lazým olduðu anlaþýldý. :( :(

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Cumhuriyet Halk Partisi

frekans araştırma

Şehit yakınları ve gaziler için iş kurası

Transkript:

Meral Salman meralsalman@hotmail.com Toplumsal hafýza kaybý Geçen hafta, darbelerin ve sonuçlarýnýn gelecek nesillerin gençliðini ellerinden aldýðýný yazmýþtým; 12 Eylül darbesinin getirdiklerinden biri ise, toplumsal hafýza kaybý. Bilinen bir þeydir, muhtelif vesilelerle, bu ülkede insanlarýn hafýzasýnýn güçlü olmadýðýndan bahsedilir. Ama toplumsal hafýzanýn inþa edilebildiði ve keza yok edilebildiði fazla mevzubahis edilmez. Ahmet Tulgar >2 DE Savaþ gazeteleri Hemen hepsini tanýyorum. Birinin genel yayýn yönetmeni (þimdi artýk deðil) yazý iþleri toplantýsý sýrasýnda füme camlarýn ardýndan TEM otoyolunun karþý kýyýsýndaki Baðcý-lar'ýn o sývasýz konutlarýna bakar, hayýflanýrdý. "Ýþe bak ya" derdi, "böyle modern bir binada, böyle ileri bir teknolojiyle þu karþýdakiler için gazete yapýyoruz." Þakir Þenol Çocuklarýmýz >8 DE Geçtiðimiz günlerde mail grubumda yer alan bir dostum Erdal Atabek in bir saptamasýný göndermiþ. Birkaç satýrda ben karalayýp sizinle paylaþmak istiyorum. Aslýnda zorluklar insaný þekillendiriyor. Kendi kuþaðýmýzý göz önüne getiriyorum da ne güçlükler çektiðimizi daha iyi anlýyorum. Yamalýksýz ya da taban geçirilmemiþ çorabý bayramlarda giyerdik ancak. Çorap görmeyen arkadaþlarýmýz da vardý. Beslenmemiz bu günkü gibi çeþitli deðildi. Höþmerim ve yaðlý yumurta erkek doðurmuþ loðusalara piþirilirdi. >7 DE Alevi Bektaþi Federasyonu 3. Olaðan Genel Kurulu'nu yaptý Gittikçe yükseltilen milliyetçi deðerlerin öne alýndýðý; dün laik-anti laik çatýþmasýyla kamplaþtýrýldýðý, bugün de Kürt-Türk çatýþmasýnýn kamplaþtýrýlmaya çalýþýldýðý bir dönemde, gerçekten aklýselim olan Alevi ve Sünni herkesi ciddi görev bekliyor." >7 DA Vali Hacýmustafaoðlu, Cumhuriyet Bayramýný kutladý NEVÞEHÝR Valisi Mehmet Asým Hacýmustafaoðlu, Türk Milleti nin ve Nevþehir halkýnýn cumhuriyet bayramýný kutladý. 20. Yüzyýlda kýsa bir süre içinde çok sayýda devrimi ve atýlýmý gerçekleþtiren cumhuriyetin, yüce Türk Milleti nin binlerce yýllýk tarihinde ulaþtýðý en parlak, en muhteþem zirvesi olduðunu belirten Vali Hacýmustafaoðlu, terör olaylarý karþýsýnda halký soðukkanlý olmaya davet etti. Vali Hacýmustafaoðlu Cumhuriyet Bayramý Kutlama mesajýnda þu görüþlere yer verdi: Recai Aksu recaiaksu@aol.com Esat Korkmaz kimdir? >3 DE Alevilik ateizm deðildir 1946 da Manisa/ Demirci de doðdu. Orman Fakültesi Fikir Kulübü Yönetim Kurulu ve son dönem Devrimci Gençlik Federasyonu (DEV- GENÇ) Genel Yönetim Kurulu üyeliklerinde bulundu. 12 Mart sonrasý Türkiye Halk Kurtuluþ Partisi-Cephesi (THKPC) ve DEV-GENÇ davalarýndan yargýlandý. Devrimci Ýþçi Birliði ve Kazdaðý Orman Ýþçileri Sendikasý nda yöneticilik yaptý.1974 siyasal affýyla cezaevinden çýktý. 1976 da Orman Fakültesi ni bitirerek Orman Yüksek Mühendisi oldu; 1980 e deðin Orman Bakanlýðý nýn Yurt Ansiklopedisi, Büyük Larousse vb. yayýn çalýþmalarýnda, yazarlýk ve redaktörlük yaptý. 90 larýn baþýnda 68 Kuþaðý nýn güncesi sayýlabilecek Kafa Tutan Günler-I ile Alevilik-Bektaþilik Terimleri Sözlüðü nün ilk baskýsý yayýmlandý. Ýzleyen yýllarda Enel Hak (1995), Dört Kapý Kýrk Makam (1995), Alevi Felsefesi (1997), Ýnsan Tanrý (1997), Alevilik ve Aydýnlanma (1997), Alevilere Saldýrýlar (1997), Alevilik Eðitimi Ders Notlarý(Fransa-1999), Anadolu Aleviliði >4 DE Müze Müdürlüðü nden plaket töreni Geçtiðimiz Cuma günü Hacýbektaþ Müze Müdürlüðü nün düzenlemiþ olduðu plaket töreni bir dizi etkinliklerle gerçekleþti. Hacý Bektaþ Veli Kültür Merkezi nde Hacýbektaþ Müze Müdürlüðü nün gerçekleþtirmiþ olduðu plaket töreni Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaþlarý ile þehitler için 1 dakikalýk saygý duruþu ve ardýndan Ýstiklal marþýnýn okumasý ile baþladý. Hacýbektaþ Köþektaþ Köyün den Cemil Gören in okuduðu þiirin ardýndan Müze Müdürü Yusuf Akbulut günün anlamýný ve önemini belirten konuþmasýný yaptý. Akbulut un konuþmasýný takiben ise sýrasý ile Hacýbektaþ Belediye Baþkaný Ali Rýza Selmanpakoðlu, Hacýbektaþ Kaymakamý Mustafa Edivan, 16 Aðustos 1964 tarihinde Hacýbektaþ Veli Müzesi ni ziyarete açan Dönemin Turizm Tanýtma Bakaný Ali Ýhsan Göðüþ, Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacýbektaþ Veli Araþtýrma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Filiz Kýlýç, Kýrþehir Valisi Mehmet Lütfullah Bilgin, Nevþehir Valisi Mehmet Asým Hacýmustafaoðlu nun davetiye listesinde isimlerinin yer aldýðý ise ayrýca görüldü. >6 DA Savaþlarýn, acýlarýn ve felaketlerin olmadýðý bir dünya özlemi ile Cumhuriyet in 84. yýlý kutlu olsun. Cumhuriyetin 84. yýlý kutlandý Saatler 1 saat geri alýndý HACIBEKTAÞ ECZANESÝ Ecz. Tel: 441 35 62 Ev Tel: 441 31 75 >8 DE 6 Mart 2006 Pazar günü baþlayan yaz saati uygulamasý, 27 Ekim 2007 Cumartasi günü saatlerin 02.00'de 1 saat geri alýnmasýyla sona erdi. >8 DE ÝLAN Karayalcýn Parký Ýçinde bulunan Bektaþ Sofrasý satýlýktýr. Tel: 441 25 26 >7 DE

2 30 Ekim 2007 Salý Meral Salman meralsalman@hotmail.com Toplumsal hafýza kaybý toplumsal hafýza kaybýna ihtiyaç duyar. Yine, ölen ve öldüren yoksul gençlere ve bu çatýþmalarýn maddi ve manevi maliyetini üstlenmek zorunda býrakýlan yoksul halka raðmen, bu öneriyle halký galeyana getirebilmek de toplumsal hafýza kaybýna ihtiyaç duyar. Maraþ Olaylarý Geçen hafta, darbelerin ve sonuçlarýnýn gelecek nesillerin gençliðini ellerinden aldýðýný yazmýþtým; 12 Eylül darbesinin getirdiklerinden biri ise, toplumsal hafýza kaybý. Bilinen bir þeydir, muhtelif vesilelerle, bu ülkede insanlarýn hafýzasýnýn güçlü olmadýðýndan bahsedilir. Ama toplumsal hafýzanýn inþa edilebildiði ve keza yok edilebildiði fazla mevzubahis edilmez. Oysa toplumsal hafýza kendinden menkul, ideolojiden, politikadan, toplumsal yapýlardan azade deðildir, inþa edilir ve kolaylýkla da yok edilir. Þöyle ki, evveliyatý bir yana, 20 yýlý aþkýn süredir, ölerek ve öldürerek çözülemeyen bir mesele için hâlâ çözüm olarak ölmeyi ve öldürmeyi önermek Ýçi boþ, olaylarýn belli bir sýralamaya göre dizilerek doldurulduðu, düz bir zaman algýsý, toplumsal hafýzanýn kaybý için elveriþlidir, geçmiþ unutulabilir, þimdi zaten kayýptýr, gelecekse daha gelmemiþtir Bu bakýmdan, gelecek ve geçmiþin eþzamanlý olarak anlýk þimdide olduðu zaman algýlayýþýna sahip Alevi-Bektaþilerin, toplumsal hafýza kaybýna kolayca teslim olmayacaðýna dair umudum henüz tükenmedi. Örnek vermek gerekirse, dini inancý olsun ya da olmasýn, Kerbela dan, Hasan ýn Hüseyin in katlinden bahsedilince bundan etkilenmeyecek Alevi-Bektaþi neredeyse yoktur. Bahsi geçen sadece yüzyýllar öncesinde olup bitmiþ bir olay deðildir, tam tersine sanki bugün olmuþ gibidir, bütün katliamlarý, haksýzlýklarý, zulmü kendine katmýþ, geçmiþ ve geleceði kendinde birleþtirmiþ bir þimdide olmuþtur. Peki, Alevi-Bektaþilerin, Kerbela için acý duyan ama bugünlerde sanki baþka türlüsü suçmuþ gibi arsýzca dayatýlan saldýrgan milliyetçilikten bir nebze de olsa rahatsýzlýk duymayanlarý, yüzyýllarýn Kerbala zulmünü daha yeni, þimdi olmuþ gibi içlerinde yaþarken bunlarýn arasýna Maraþ, Çorum, Sivas katliamlarýný katmýyorlar mý acaba? Peki ya, katledilmiþ insanlarý, Bahçelievler katliamýný mesela, öldürülen kardeþlerini, çocuklarýný, arkadaþlarýný? Bugün huþu içinde, yakýp yýkmaya, öldürmeye, kan istemeye, azgýn bir milliyetçiliðe teslim olanlar, kimlerin yanýnda durduklarýnýn, kimlerle ayný dili konuþtuklarýnýn farkýndalar mý? Zulmü unutmayan ve sadece unutmayarak bile zulüm karþýsýnda dimdik duran o kadim hafýzalarýna ihanet edenler, sýranýn kendilerine de geleceðini, kol kola yürüdüklerinin zaten kendi katilleri olduðunu çoktan unutmuþlar Madem, bu ülkede yaþanmýþ katliamlar, saldýrýlar, cinayetler hafýzalarý canlandýrmaya yetmiyor, madem ki, tahammülsüzlük, saldýrgan milliyetçilik ve farklý olana yaþam hakký ve alaný tanýmamak olaðan ve sýradan olmaya baþladý, baþka bir ülkeye, Roger Bourderon tarafýndan yazýlmýþ Faþizm Ýdeoloji ve Uygulamalar (Onur yay. 1989, sf.146-147) adlý kitaptan alýntýyla, 1920 lerin Ýtalya sýna gidip faþist baskýnlarýna bakalým: Kamyonlara binmiþ [ ] Kara Gömlekliler baskýnlarýnýn hedefi olan yere doðru ilerlerler. Varýr varmaz da, sokaklarda rastladýklarý, flamalar geçerken þapkasýný çýkarmayan ya da kýrmýzý bir kravat, kýrmýzý bir atký, kýrmýzý bir bluz taþýyan herkesi sopalamaya baþlarlar. Eðer biri kafa tutar, eðer bir savunma hareketi olur, eðer bir faþist yaralanýr ya da biraz hýrpalanýrsa, cezalandýrma geniþler. Emek Borsasý, Sendika, Kooperatif, Halkevi merkezlerine saldýrýlýr, kapýlar zorlanýr, eþyalar, kitaplar, mallar sokaða atýlýr, ve benzin tenekeleri boca edilir; birkaç dakika sonra da alev alev tutuþur her þey. Basýlan yerlerde bulunanlar vahþice dövülür ya da öldürülür. Bayraklar yakýlýr ya da ganimet olarak götürülür. Çoðu kez belli bir erekle, basýlan yeri temizleme ereðiyle yapýlýr baskýn. O zaman kamyonlar hemen kýzýl örgütlerin merkezleri önünde durur ve yerle bir edilir bu merkezler. Faþist gruplar, belediye baþkaný ve belediye meclisi üyesi, dernek sekreteri, kooperatif baþkaný gibi þef lerin ardýna düþer, onlarý istifaya zorlar, öldürme ya da evlerini yýkma tehdidiyle, yaþadýklarý yerlerden dönmemek üzere sürerler onlarý. Eðer açýp kurtarýrlarsa bunlar kendilerini, öçleri ailelerinden alýnýr (A. Rossi, La Naissance du fascisme, Paris, Gallimard, 1938, sf.84). Toplumsal hafýza kaybýyla iyice meþrulaþtýrýlan, önüne geçilmeyen azgýn milliyetçilik hep düþmanlar, hainler, yok edilmesi gerekenler bulacaktýr. Hafýzasýný kaybedenler kendilerine bu saldýrganlýkta güvenli bir yer bulabileceklerini umuyorlarsa, yanýlýyorlar. Zamanýn ilerlediðini sananlar, bu topraklarda yaþananlarý geçmiþte býraktýklarýný sananlar, unutanlar yanýlýyor. Býrakýn Türkiye yi, öyleyse bakýn Ýtalya da olanlara ve sanmayýn ki Ýtalya uzak bir ülke, Ýtalya nýn 1920 leri ise, eðer gidiþata dur denilmezse, bu ülkenin atacaðý bir sonraki adým olacak sadece GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam 441 30 09 Kaymakamlýk Yazý Ýþ. 441 34 10 Sos. Yar. ve Day. 441 39 77 Özel Ýdare 441 31 01 Nüfus 441 31 02 Belediye Baþkanlýðý 441 37 44 Milli Eðitim Müd. 441 30 16 Halk Eðitim Müd. 441 30 48 Askerlik Þubesi 441 30 10 Kapalý Spor Salonu 441 35 20 Devlet Hastanesi 441 30 15 Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. 441 36 32 Tapu Sicil 441 32 49 C.Savcýlýðý 441 30 18 Adliye 441 35 38 Adliye 441 30 18 Kütüphane 441 30 19 H.B.V Kültür Merkezi 441 33 94 Müze 441 30 22 Turizm Danýþma 441 36 87 Emniyet Amirliði 441 26 97 Karakol Amirliði 441 36 66 Jandarma 441 30 52 Ýlçe Tarým 441 30 20 Lise 441 37 74 Kýz Meslek Lisesi 441 31 08 Mal Müdürlüðü 441 30 56 Kadastro 441 35 37 Karaburna Belediye 453 51 30 Kýzýlaðýl Belediye 455 61 29 PTT. 441 35 55 T.M.O. 441 30 11 Ziraat Bankasý 441 33 26 Þoförler Cemiyeti 441 30 74 Esnaf Odasý 441 37 42 Tarým Kredi Koop. 441 32 76 TEDAÞ 441 31 42 Çiftci M.K.Baþkanlýðý 441 36 80 Sulucakarahöyük Gzts 441 39 47 Taþýyýcýlar koop 441 20 06 Nevþehir Seyahat 441 30 43 Þanal Seyahat 441 33 59 Mermerler Seyehat 441 21 73 Dergah Taksi Duraðý 441 25 25

Vali Hacýmustafaoðlu, Cumhuriyet Bayramýný kutladý Vali Hacýmustafaoðlu Cumhuriyet Bayramý Kutlama mesajýnda þu görüþlere yer verdi: 20. Yüzyýlda kýsa bir süre içinde çok sayýda devrimi ve atýlýmý gerçekleþtiren cumhuriyet, yüce Türk Milleti nin binlerce yýllýk tarihinde ulaþtýðý en parlak, en muhteþem zirvedir. Bu devrimlerin öncüsü, cumhuriyeti korumanýn azim ve kararlýlýðý mimarý ve uygulayýcýsý olan Mustafa Kemal Atatürk, yalnýz kendi ulusunun ve Türk Milleti nin deðil, bütün toplumlarýn kalýcý sevgi ve saygýsýný kazanmýþ, Türkiye yi içindedir. Cumhuriyeti korumak ve gelecek nesillere taþýmak ayný zamanda hepimizin namus ve þeref borcudur. örnek alýnan bir ülke düzeyine yükseltmiþtir. Geçtiðimiz yýllarda milletimizi bölmek Çünkü o, önderliðinin görkemli ürünü olan ve bugün 84. Yýldönümünü kutladýðýmýz Türkiye Cumhuriyeti ni öyle ilkelere dayandýrmýþtýr ki bu ilkeler, tüm uygar toplumlarýn özlemini çektiði demokratik toplumsal düzenin bütün için verilen büyük uðraþlar henüz unutulmadan son zamanlarda yeniden gündeme gelen, bütün vatandaþlarýmýzýn sabrýný taþma noktasýna getiren bölücü ve hain terör faaliyetlerinin en þiddetli þekilde cezalandýrýlacaðýna ve cezalandýrýlmakta ihtiyacýný karþýlayabilecek nitelik ve olduðuna hiç kimsenin kuþkusu Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Suavi Cesur NEVÞEHÝR Valisi Mehmet Asým Hacýmustafaoðlu, Türk Milleti nin ve Nevþehir halkýnýn cumhuriyet bayramýný kutladý. 20. Yüzyýlda kýsa bir süre içinde çok sayýda devrimi ve atýlýmý gerçekleþtiren cumhuriyetin, yüce Türk Milleti nin binlerce yýllýk tarihinde ulaþtýðý en parlak, en muhteþem zirvesi olduðunu belirten Vali Hacýmustafaoðlu, terör olaylarý karþýsýnda halký soðukkanlý olmaya davet etti. düzeydedir. Bu nedenledir ki Türk insaný Cumhuriyeti kuranlara ve onu yüceltenlere minnet ve þükran duymaktadýr. Türk insaný, bugünlere nasýl geldiðini unutmayarak ve þanlý geçmiþini bilerek ve koruyarak aydýnlýk geleceðine sýmsýký sarýlacaktýr. Cumhuriyet rejimi Türkiye için sadece bir yönetim þekli deðil, ayný zamanda tarihimizin en kapsamlý çaðdaþlaþma hareketidir. Bu yüzden milletimizin bütün fertleri, sivil toplum örgütleri, demokratik kurumlarý, güvenlik güçleri, kahraman Türk olmamalýdýr. Toplumumuzu bölerek milletimizin yükselen refah seviyesini tahribe çalýþan bu hain çalýþmalara tepkimizi en sert þekilde ortaya koyarken dahi soðukkanlýlýðýmýzý elden býrakmayacaðýz. Bizler milletçe bir ve beraber oldukça, birbirimize saygý, sevgi ve hoþgörülü bir þekilde yaklaþtýkça her türlü bölücü faaliyet sönecek, cumhuriyetimiz güçlenecek, insanýmýzýn refah seviyesi artacak, devletimiz, milletimiz Silahlý Kuvvetleri ile seçilmiþ parlamentosu, AB nin güçlü bir üyesi olacaktýr. Cumhuriyet Bayramýnýzý Kutlarýz Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ günlerde baðýmsýzlýða daha çok ihtiyacýmýz Tüm halkýmýzýn 29 Ekim Cumhuriyet Bayramý'ný Alevionline olarak en içten dileklerimizle kutlarýz. 84 yýl önceki ilerici ruhla; savaþýn, etnik ayrýmcýlýðýn, terörün, linçlerin ve her türden gericiliðin þeriatçýlýðýn, faþizm, ýrkçýlýðýn ve milliyetçiliðin varolmadýðý bir ülke dileriz. var. Faþistlerin aramýza kadar girdiði, 50 yýldýr ülkeyi yöneten Türk-Ýslam sentezinin iliklerimize kadar iþlediði, sað partilerin ve saðcýlýðýn bu ülkenin kaderi haline geldiði, Ülkemizin hýzla savaþ ortamýna sokulduðu, Amerika'da þekillenen savaþ planlarýnýn hýzlý biçimde ülkemizde iþletildiði, ülkemizin hýzla bir Yugoslavya haline getirilmeye çalýþýldýðý þu günlerde kardeþliðe ve sulha (barýþ) daha çok ihtiyacýmýz var. eski solcularýnýn bir kýsmýnýn "ulusalcý" adýyla saðcýlaþtýðý, diðer kýsmýnýn ise "etnik milliyetçilik" temelinde saðcýlaþtýðý þu günlerde yeniden aklý baþýnda devrimcilere daha çok ihtiyacýmýz var. Atatürk tarafýndan kaldýrýlan din derslerinin 82 Anayasasý'nda "zorunlu" yapýldýðý, Atatürk'ün kaldýrdýðý "kara çarþafýn" etrafýmýzda her geçen gün sayýsýnýn arttýðý þu günlerde çaðdaþlýða daha çok ihtiyacýmýz var. Ülkemiz hakkýnda bütün kararlarýn Amerika'da verildiði, Amerika'nýn isteðiyle yýllardýr dünyanýn her yerinde bizim olmayan savaþlara girildiði, ülkenin orta yerinde Amerikan üslerinin bulunduðu þu Atatürk ün Yurtta sulh, cihanda sulh yani ülkede barýþ, dünyada barýþ felsefesi ve dünya görüþüne karþý çýkan tüm ýrkçý milliyetçi tepkilerin ise vatanseverlikle ilgisinin olmadýðý vbilinen bir dönemde Cumhuriyet Bayramý nýn 84. yýlýný kutluyoruz. Alevionlýne/Sulucakarahöyük BAÞSAÐLIÐI Zir Mahallesi sakinlerinden Hüseyin Sümen in eþi Ayþe Sümen Hakka yürümüþtür. Yakýnlarýna baþsaðlýðý dileriz. SATILIK TARLA 250 dekar 8 parça tarla satýlýktýr. Müracat: Hasan Danacý Tel: 0384 441 31 62 HACIBEKTAÞ

Recai Aksu recaiaksu@aol.com Esat Korkmaz kimdir? Alevi Dosyasý -5- Gazeteci Recai Aksu nun Sulucakarahöyük Gazetesi için hazýrladýðý Alevi Dosyasý yazý dizisinde yer alan araþtýrmacý yazar Esat Kokmaz ile yapýlan röportajýn geniþ özetinin birinci bölümünü yayýnlýyoruz. 1946 da Manisa/ Demirci de doðdu. Orman Fakültesi Fikir Kulübü Yönetim Kurulu ve son dönem Devrimci Gençlik Federasyonu (DEV-GENÇ) Genel Yönetim Kurulu üyeliklerinde bulundu. 12 Mart sonrasý Türkiye Halk Kurtuluþ Partisi- Cephesi (THKPC) ve DEV-GENÇ davalarýndan yargýlandý. Devrimci Ýþçi Birliði ve Kazdaðý Orman Ýþçileri Sendikasý nda yöneticilik yaptý.1974 siyasal affýyla cezaevinden çýktý. 1976 da Orman Fakültesi ni bitirerek Orman Yüksek Mühendisi oldu; 1980 e deðin Orman Bakanlýðý nýn Yurt Ansiklopedisi, Büyük Larousse vb. yayýn çalýþmalarýnda, yazarlýk ve redaktörlük yaptý. 90 larýn baþýnda 68 Kuþaðý nýn güncesi sayýlabilecek Kafa Tutan Günler-I ile Alevilik-Bektaþilik Terimleri Sözlüðü nün ilk baskýsý yayýmlandý. Ýzleyen yýllarda Enel Hak (1995), Dört Kapý Kýrk Makam (1995), Alevi Felsefesi (1997), Ýnsan Tanrý (1997), Alevilik ve Aydýnlanma (1997), Alevilere Saldýrýlar (1997), Alevilik Eðitimi Ders Notlarý(Fransa-1999), Anadolu Aleviliði (Türkiye- 2000), Kafa Tutan Günler-II (2000), Þamanizm Terimleri Sözlüðü (2003), Zerdüþtlük Terimleri Sözlüðü (2003), Kafa Tutan Günler-III (2004), Pir Sultan Abdal (2005), Þeytan Tasarýmý Terimleri Sözlüðü (2006), Þeyh Bedreddin ve Vâridât (2006) baþlýca kitaplarý oldu. Alevi-Bektaþi zeminde Düþünce Atölyeleri ni kuran ve çok sayýda öðrenci yetiþtiren; Varlýk, Pir Sultan Abdal, Berfin Bahar, Yol, Nefes vb. dergilerde makaleleri yayýmlanan, ve Serçeþme dergisi genel yayýn yönetmenliðini yürütmekte olan Esat Korkmaz ýn çeþitli sempozyumlara sunduðu bâtýnilikle ilgili bilimsel bildirileri bulunuyor. -1- Alevilik Ateizm deðildir -Alevi Aydýný yazar ve araþtýrmacý Esat Korkmaz a göre okullardaki zorunlu din eðitimi ile iþ ve bürokrasý alanlarýnda dýþlanma, þiddete dayalý bir asimile yöntemi. Korkmaz, Alevilik-Bektaþilik, kendisini bilimsel olarak ifade edebilme þansýna sahip inanç ve felsefedir. Bu baðlamda bir bilgelik öðretisidir. Ateizm deðildir diyor Esat Korkmaz bir Alevi aydýný, bir yazar, bir araþtýrmacý ve adeta bir bilgi deposu. Ayný zamanda aykýrý bir bilge. Alevi terimleri konusunda baþvurulan ve gazeteciyazar-ressam Fikret Otyam ýn kapak resmini yaptýðý Alevilik ve Bektaþilik Terimleri Sözlüðü nün de yazarý. Ayný zamanda bir felsefe adamý. Esat Korkmaz bir yandan söyleþimizde tarihin derinliklerine dalarken, bilgi aktarýrken, diðer yandan AB yi AB nin dayatmalarý, Batý benzeri bir düzenin küreselleþtirilmesi mi acaba? Eðer öyleyse Aleviler sonuna kadar destek verecektir. Yok eðer AB, aþýrý soyutlaþtýrýlmýþ, uygulanabilirliði sýnýrlý olan dikey Alevilik ateizm deðildir eðilimli insan haklarýyla içi boþaltýlmýþ bir demokrasi yi gerekçe göstererek, Batý kapitalizminin ekonomik olarak yönetimine girecek ve siyasi denetim altýna alýnacak bir Türkiye yaratmak istiyorsa bir kapitalist enternasyonalla karýþý karþýyayýz demektir. diye deðerlendiriyor. Esat Korkmaz Alevi yöneticilerini Kimi örgüt yöneticilerimiz adanmamýþ bir bilincin-inancýn taþýyýcýsý olarak ortalýkta döneniyorlar; en yakýn kavga arkadaþýnýn ayaðýna çelme takmaya ya da kendisi için gizil tehlike oluþturan örgüt arkadaþýnýaydýnýný karalamaya yelteniyor diye açýkça eleþtiriyor. Ýstanbul da kitaplar arasýnda yaptýðýmýz bu uzun söyleþiyi ilgi ile okuyacaðýnýzý düþünüyoruz. -Alevilik nedir? Alevilik, Hýristiyan þeriatýna tavýrlý Anadolu yerli halkýnýn, Ýslam þeriatýna tavýrlý Ali Yandaþlarý nýn ve Asya kökenli insanlarýn Anadolu da yarattýðý, doðatanrýcýlýk ve insantanrýcýlýk temelli, geriye dönüþ tapýmýyla kendisini Ýslam ýn doðuþ koþullarýna taþýyan, tersine dönüþüm ile Hz. Muhammet i mürþit, Hz. Ali yi pir durumuna yükselten, kendine özgü kural ve törenleri bulunan bâtýni-heterodoksi nitelikte felsefi/inançsalsiyasal bir bilgelik öðretisi ve bilinç-inançtýr. Örgütlerimiz de taným yaptý biliyorsunuz; bir sayfalýk, kimi kez birkaç sayfalýk özlü anlatýmlarý bize taným diye yutturmaya kalktýlar. Üstelik baþka tanýmlara itibar etmeyin diyerek suç da iþlediler. Aleviliðin bir yaný insantanrýcý olduðu için bir Alevi, her þeyi önce insan biçimine dönüþtürüp sonra da anlamaya çalýþýr. Bu kapsamda örgüt dediðimiz þey de kocaman bir insan dýr. Bu kocaman insan ýn aklý, Alevi-Bektaþi topluluk aklýdýr. Örgütlerimizin doðru düþünmesi-doðru konuþmasý-doðru iþ yapmasý, yanlýþ yapma özgürlüðünü sonsuzca kullanan aydýnlarýna özgürlük tanýmaktan geçer. --Yaptýðýnýz Alevi tanýmýyla Aleviliðin yapýlanma sürecinde Þeriata ve feodal devlete karþý olmak gibi iki ölçüt ortaya çýkýyor Devletini dini þeriata yönelerek resmi ve biçimsel bir Ýslam inancýný kemikleþtirirken; halkýn dini Yol a yönelerek inancý dünyalaþtýrdý ; kendisini peygamberli dinlerin muhalefetine taþýyarak paylaþmacý/dayanýþmacý deðerlerin ve etik kurallarýn aðýr bastýðý bir yarý-ilahi ideoloji yarattý. Þeriatçý Ýslamlýk, yani Sünnilik devletin, düzenin, daha açýk bir anlatýmla Selçuklu ve Osmanlý egemen sýnýfýnýn ve bunlarýn sömürü çarkýnýn taþýyýcýsý oldu. Þeriat dýþýnda ve ona karþý yapýlanýp biçimlenen Alevcilik-Bektaþilik, devlet olamadý ama insanlýðýn yarattýðý paylaþmacý/dayanýþmacý deðerlerin son taþýyýcýlarý olarak, yaþanan andaki toplumsal muhalefet insanýyla buluþtu. Þeriatýn güdücülüðünde devletin ezen, sömüren; Alevilik-Bektaþiliðin güdücülüðünde halkýn ezilen, sömürülen ama baþkaldýran rolünü oynadýðý bu sürecin yaþanmasýna koþut olarak dilleri, dinleri ve kültürleri birbirinden bütünüyle farklý iki ayrý dünya ortaya çýktý. Aleviler- Bektaþiler, o koþullarda sýnýfsal çýkarlarýn belirlediði genel bir toplum örgütlenmesine gidemedi; genel bir halk örgütlenmesi yaratamadý. Böyle olmakla birlikte Ortaçað koþullarýnda temel üretim aracý olan toprak ve topraða baðlý üretim le kentlerin zanaat zemininde örgütlendiklerinden, Alevi-Sünni ayrýmýnýn da ötesinde üretici/yaratýcý olan Anadolu insanýnýn düþünsel ve yaþamsal gereksinimlerini karþýlayabildi, onlarýn ekonomik/demokratik ve siyasal istemlerine yanýt verebildi. Alevilikte varlýk-ötesi bir tanrý algýsý yoktur, Tanrý gizil nesnelliktir Alevilikte Dört Kapý Kýrk Makam ýn da ilk kapýsý Þeriat Kapýsý. Alevilerin bir karþý olduklarý þeriat var, bir de savunduklarý þeriat. Buna bir açýklýk getirir misiniz? Alevilik adýna anlatmakta ve anlamakta zorlandýðýmýz bir konuyla karþý karþýyayýz. Sünni anlamda þeriat, gökyüzünden yeryüzüne indirildiðine inanýlan tanrý buyruklarýnýn toplamýdýr. Öyküsel anlatýmla Tanrý nýn bir defteri vardýr; adý Levh-i Mahfuz ; Tanrý bu deftere ne düþündüðünü ne yapmak istediðini yazar. Melek Cebrail, Tanrý nýn deftere yazdýklarýný okur, ezberler ve Peygamber e taþýr: Taþýdýklarýna vahiy adý verilir ve bunlarýn toplamý þeriattýr. Alevilerin karþý olduklarý þeriat budur: Çünkü, varlýk-ötesi bir tanrý algýsý yoktur Alevilikte. Böyle olduðu için de varlýkötesinden varlýk âlemine bir buyruk inmez. Alevilikte Tanrý, varlýðýn içinde olduðuna göre, varlýðýn içinden dýþýna taþýnan, yani bâtýnýndan zâhirine taþýnan þeydir þeriat. Varlýðýn bâtýnýna, tanrýsal öz adý verilir; tanrýsal öz, tanýmýndan da anlaþýlacaðý gibi gizil durumda bir nesnelliktir. Tanrý, gizil nesnellik tir. Alevilerin savunduðu felsefi þeriat görünmeyen tanrýsal özün görünüþe taþýnmýþ biçimidir. Yani duyu organlarýmýzla algýlayabildiðimiz canlý- cansýz somutluklar dünyasýnýn kendisidir. Görüldüðü gibi gökyüzünden, yani varlýk-ötesinden gelen bir þey yoktur. Bizim þeriatýmýz çocuklarýmýzdýr. Bu Sünnilikte olduðu gibi bir metafizik idealist inanç kabullenmesi deðil, varlýðýn özünde saklý eðilimin sýrrýnýn çözülmesiyle, yani inanarak deðil düþünerek ulaþýlan düþünceci idealistmaddeci-düþünceci bir çýkarsamadýr, bir keþiftir. Dört kapý kýrk makam daki þeriat, yol bilgisi dir.alevilerin savunduðu ikinci þeriat algýsý da budur. Alevilik tektanrýcý dinlerin þeriatý dýþýnda bir þeriat algýsý yaratmýþ. O zaman Alevilik vahiy dýþý mý? Evet, tam da bunu söylemek istiyorum. Yýllarca kimimiz Alevilik Ýslam içi, kimimiz Alevilik Ýslam dýþý dedi. Tozu dumana kattýk ama bir sonuca varamadýk. Yol diliyle söylersek edepli bir tartýþmanýn içine sokamadýk kendimizi. Alevilik-Bektaþilikte topluluk dendiðinde, yaþarken henüz dirilememiþ canlarýn oluþturduðu topluluk, ölmeden evvel ölmek zemininde yetkin duruma gelmiþ canlarýn oluþturduðu topluluk ve Hakk a yürümüþ canlarýn canlarýnýn oluþturduðu topluluk anlaþýlýr. Atalar tapýmý baðlamýnda, Hakk a yürümüþ canlarýn canlarýnýn toplamý aslýnda, toplumsal bilinç demektir. Bu bilinçten yararlanma çabasý Alevi-Bektaþi eðitimini oluþturur. Anadolu Aleviliði kaynak kültürden kendisine ulaþan atalar tapýmý deðerlerini Hz. Ali nin deðerleri durumuna dönüþtürür: Artýk Konuþan Tanrý görüntüsü ardýnda Hz. Ali ata-baba ya da ata-tanrý dýr; daha doðrusu bir doða-tanrý dýr. Hz. Fatma, ata-ana dýr ya da ata-tanrýça dýr, daha doðrusu bir doða-tanrý dýr. Tektanrýcý dinler öncesinden taþýdýðý deðerleri, tarihin gerisine taþýyarak ilahi ezberi bozdu. Kendisini þeriatýn dýþýna, vahyin dýþýna taþýdý. Ýlahi ezber de, yani Sünnilikte vahiy, bir düþünce ya da buyruðun Tanrý tarafýndan Peygamber e ilham edilmesi ya da Peygamber e ilham edilen tanrýsal kelam ve haber, anlamýna gelir. Aleviler, metafizik idealist bir inanç kabullenmesi olan böylesi vahiy anlayýþýna karþýdýr. Ancak bir vahiy anlayýþý vardýr Alevilerin: Þeriat, varlýðýn içinden dýþýna taþýnan þey, somutluk idi, ötesinde bu þeye, somutluða iliþkin bilgi idi. Alevilikte vahiy dendiðinde varlýðýn içinden dýþýna taþýnan bilgi anlaþýlýr. Örneklersek tohumun içinde bir aðaç, yumurtanýn içinde bir civciv bilgisi vardýr. Bu bilgi eyleme geçerse tohumun ve yumurtanýn dýþýna çýkar; çýkarak aðaç ve civciv olur. Ýþte Alevilikte özel anlamda herhangi bir varlýðýn içinden dýþýna, genel anlamda bâtýndan zâhire taþýnan bilgiye vahiy adý verilir. Vahye uymak Alevilikte varlýðýn, yani daðlarýn-taþlarýn, sularýnbulutlarýn, hayvanlarýn-insanlarýn ne düþündüðünü öðrenmek, öðrendiðini sese dönüþtürmek, nedenlerin nedeni olarak algýlanan Tanrý nýn nasýl bir düþünce içinde bulunduðunu öðrenmek demektir. (Devam edecek)

30 Ekim 2007 Salý Nazým'la 7 Yýl kitabý yayýnlandý. Edinmek için Ýstanbul Halkevi ile iletiþim kurunuz. "Galina, beni en aþaðý dört kere ölümden kurtardýn. Ýyi mi ettin, fena mý? Galiba, herþeye raðmen, yaþadýðýma memnunum. Bu dünyada bunun üstüne de memnunluk yok galiba. Saðol kýzým." Nazým Hikmet, Bükreþ Sunuþ Nâzým Hikmet'in "Kendinle gurur duy, ben hiçbir kadýnla seninle olduðu kadar uzun süre birlikte yaþamadým," dediði Doktor Galina Grigoryevna Kolesnikova, 1953 yýlýnda geçirdiði aðýr enfarktüs sonrasý tedavisini üstlendiði ve 1960 yýlbaþýna dek ayný evi, hayatýný paylaþtýðý Nâzým Hikmet'i hem sýradan bir insanýn ev haliyle, hem de dünyaca ünlü bir þair, bir toplum adamý, bir barýþ savaþçýsý özellikleriyle kendi gözlemlerine, anýlarýna dayanarak anlatýyor. Bu aný kitabýndan Nâzým Hikmet'in tanýnmýþ ya da tanýnmamýþ yazarlarla, þairlerle, ressamlarla dostluðunu, ilkokul ve üniversite öðrencileriyle buluþmalarýný, yazýþmalarýný, insan severliðini, alçak gönüllülüðünü ayrýntýlý olarak öðreniyoruz. Yazar, anýlarýnda Nâzým Hikmet'in, eþi Münevver Haným'la ve oðlu Memet'le iliþkilerine olduðu kadar, kendi ailesiyle iliþkisine de yer veriyor. Bu arada Nâzým Hikmet ve kendisi hakkýnda daha önce ortaya atýlmýþ olan bazý iddialarý yanýtlýyor, önemli bazý konulara da açýklýk getiriyor. Okurlar, Nâzým Hikmet'in Doktor Galina'yla sohbetleri sýrasýnda yaþamýyla ilgili geriye dönük olarak anlattýklarýndan onun yaþamöyküsü hakkýnda bilgi sahibi olabilir, nasýl bir ortamda çalýþtýðýný, þiirlerini, oyunlarýný hangi koþullarda yazdýðýný, bazý yapýtlarýnýn nasýl ortaya çýktýðýný, bu arada nasýl dayanýlmaz bir vatan özlemi çektiðini öðrenebilirler, ayrýca kitapta Nâzým Hikmet'in hayatýndaki ve sanatýndaki önemli tarihleri, bu tarihlerde yazdýðý yapýtlarýn listesini, bazý yazarlarýn onunla ilgili anýlarýný bulabilirler. Bu aný kitabýný okurken Galina Kolesnikova'nýn bir edebiyatçý olmadýðýný ve anýlarýný Nâzým Hikmet'in bazý yapýtlarýnýn çevirmeni olan L.N.Starostov'un ricasý üzerine aceleyle kaleme aldýðýný, ancak L.N.Starostov'un ölümü üzerine onun düzeltmelerini de ekleyerek bastýrdýðýný, dolayýsýyla kitabýn nerdeyse hiç redaksiyon görmeden yayýnlandýðýný göz önünde bulundurmak gerektiðini belirtmek isterim. Ayþe Hacýhasanoðlu Yazarýn Önsözü Bu satýrlarý yazdýðým zamana dek Nâzým Hikmet hakkýnda oldukça fazla yayýn yapýlmýþ bulunuyor. Ancak 1953 ile 1960 yýllarý arasýnda kalan dönem yeterince aydýnlanmamýþtýr, daha önce yayýnlananlarda ise yanlýþlar vardýr. Ayrýca Nâzým Hikmet'in, sadece dünyaca tanýnmýþ bir þair, bir devrimci, bir komünist, bir barýþ savaþçýsý olduðu yazýlýp durulursa, býktýrýcý bir reklama dönüþür. Nâzým Hikmet'in bütün yönlerini, zaaflarýný, gücünü, çapkýnlýklarýný, tutkularýný, meraklarýný, kararsýzlýklarýný, hatalarýný, doðrularýný, yanlýþlarýný bilmek hem gerekli hem de yararlýdýr. Bir insan hakkýnda bütün bunlara bakarak bir izlenim edinilebilir ancak. Puþkin, Çehov, Gorkiy gibi yazarlarýn dostlarýyla yazýþmalarýný, onlarla ilgili olarak yazýlmýþ yapýtlarý okuduðumuzda yaþamlarý hakkýnda ayrýntýlý bilgiler edinebiliyoruz. Puþkin, Çehov, Gorkiy, bu yüzden küçülmüyor, tam tersine daha da büyüyorlar. Nâzým Hikmet gibi çaðýn seçkin bir insanýný okurlarýn daha ayrýntýlý olarak tanýmalarýna yardým edebilecek bilgileri bir bütün haline getirebilmek için elimde bulunan her þeyi yayýnlamaya ve daha önce yayýnlanmýþ olanlarý bir araya toplamaya iþte bu nedenle karar verdim. 1960 yýlýndan önceki dönemde Nâzým Hikmet'le karþýlaþmýþ olan herkes, Nâzým Hikmet'in sanat çalýþmalarý için o yýllarda ne kadar iyi koþullar yaratýldýðýný, ülkemizin en iyi týp adamlarýnýn yardýmýyla ne mükemmel bir týbbi gözetimin gerçekleþtirildiðini bilir. O derece aðýr bir miyokart GALÝNA enfarktüsü geçiren hastalarýn o dönemde bir yýldan daha çok yaþadýðý ender görülürdü. Nâzým ise yaþýyor, yaratýyor, etkin toplumsal faaliyetlere katýlýyor, bol bol da geziyordu. Nâzým Hikmet, 26.04.1957'de, birlikte bulunduðumuz Bükreþ'te, günlüðüme þu satýrlarý yazarak bu konudaki minnettarlýðýný belirtmiþti: "Galina, beni en aþaðý dört kere ölümden kurtardýn. Ýyi mi ettin fena mý? Galiba, her þeye raðmen, yaþadýðýma memnunum. Bu dünyada bunun üstüne de memnunluk yok galiba. Sað ol kýzým." Nâzým Hikmet Önsöz Beyaz gecelerin, akþamdan kalma aydýnlýðýnda uçmuþtuk Moskova'dan Urallar'a Serin bir Temmuz sabahýydý. Rus uçaðý bizi Çaykovski'nin doðum yeri olarak nam salmýþ Ýjevsk'e götürüyordu. Oradan bir taksi kiralayýp Votkinsk'e geçtik. Yanýmda, Nâzým Hikmet Vakfý'nýn genel sekreteri Kýymet Coþkun vardý. Votkinsk'te çok katlý sosyal konuklarý andýran bir apartmanýn giriþ katýnda kapýyý çaldýk. Kapýyý, mavi gözlerine kadar inen beresiyle 82 yaþýnda, güler yüzlü, sevimli bir ihtiyar açtý. Oydu: Galina Gregoryevna Kolesnikova. Kýsaca "Galya"... Nazým Hikmet'in "Kanaryacýk"ý" "Güllü haným"ý "Galuþka"sý Samimiyetle içeri buyur etti bizi Küçük, basýk, bakýmsýz bir evdi. Ama evin asýl önemini salona girince fark ettik. Burasý, içinde insanlarýn yaþadýðý bir "Nazým Hikmet Müzesi"ydi. Þairin þiirlerini yazdýðý masa, notlarý, kitaplarý, kütüphanesi, dünyanýn dört bir yanýndan ona gönderilen hediyeler, oðlu Memet'in çocukluk resmi... hepsi, hepsi salonda duruyordu. Sanki Nâzým dün evden çýkýp gitmiþ gibi... Nazým Hikmet belgeseli için röportaja gitmiþtik. Galina'nýn boynunda Nâzým'ýn hediyesi tahta oyma bir broþ vardý. Ayaðýnda yine Nâzým'ýn hediyesi eskimiþ ayakkabýlar... Çekim öncesi ikram faslýnda fark ettim, aradan geçen 40 yýla raðmen hala "Nâzým" derken buruþuk yüzünün çiçeklendiðini. Haksýz deðildi. 1953'ten 1960'a kadar 7 yýl beraber olmuþlardý. Kitapta da okuyacaðýnýz gibi Nazým "Kendinle gurur duy. Ben hiçbir kadýnla seninle olduðu kadar uzun süre birlikte yaþamadým" demiþti. Kendi deyimiyle "Nazým'ýn karýsý"ydý. Sadece karýsý mý? Doktoru, hemþiresi, sekreteri, tercümaný, mihmandarý, aþçýsý, þoförü, daktilografý, muhasebecisi, kameramaný, hatta berberi, tellaðý, dert ortaðý Þair'i 4 kez Azrail'in elinden almýþ, þiirlerini ilk o dinlemiþ, 7 yýl boyunca her gittikleri yerde hemen yanýbaþýnda olmuþtu. Kitapta da bahsedilen Peredelkino'daki kýr evinde bulunan 4 metre uzunluðunda masanýn bir ucunda Türkçe klavyeli daktiloda Nazým yazar, bir uçtaki Rusça klavyeli daktiloda Galya çevirirdi. Seyahatteyseler vapurda, trende, arabada Nazým'ýn aklýna gelen bir düþünceyi, mýsrayý portatif daktilosunda yazan yine O'ydu. Fotoðraflarýnda sýkça görünen tayfa fanilasýný o almýþtý. Nazým'ýn Memet'e gönderdiði oyuncak atý da Münevver'e yolladýðý hediyeleri de Nazým yurtdýþýndaysa Münevver'e parasýný o yollar, makbuzlarýný o saklardý. Nazým'a karýsýndan gelen mektuplarý birlikte okurlar, birlikte yanýtlarlardý. Kimilerine göre KGB ajanýydý Galya; Nazým'ý izlesin diye eve yerleþtirilmiþti. Kimine göre ise Nazým'ýn Moskova'daki en büyük þansýydý. "O olmasa, çok önceden sektei kalpten giderdi" büyük Þair "16'dan 70'e kadar her yaþtan kadýnýn aþýk olduðu adam"a o da tutulmuþtu. "Birbirimizi seviyorduk, ama nikahlanamýyorduk" diyor kitapta Buna inanmayanlarý 50 yýl bir Türkolog dostunun evinde sakladýðý görüntülerle yanýtlýyor. Peki "Hikmetoviç"i neden bir tek þiir dahi yazmamýþtý onun için? Neden diðer sevdalýlarýna yolladýðý mektuplar ateþ dolu satýrlarla doluyken ona "Caným, güllü haným", "Neþe kaynaðým benim"den fazlasýna kalemi gitmemiþti? Galina, kitapta bunu Nazým'ýn evli oluþuyla açýklýyor: "Bana adanmýþ þiirler yazmamasýný ben rica ettim, o da bu ricamý yerine getirdi. Þiirler yayýnlanýrsa Münevver'i yaralardý" diyor. Ayný gerekçeyle fotoðraf çektirmekten de kaçýnmýþ. Nazým'ý, Münevver'in hatýrasý, fikri, fotoðraflarý, mektuplarýyla paylaþmak zorunda kalmýþ. O yüzden -kitapta da anlattýðý gibi- Nazým'ýn kafasýnda Münevver'le kendisinin tek bir kiþi halinde birleþtiklerini düþünüyordu. Nazým'ýn ona, "Caným, kýzým, biricik anam, Adil Giray'ým, yoldaþým, bacým, Memet'im, Münevver'im, Galyam" diye hitap etmesi boþuna deðil Bu güleryüzlü Rus kýzýný bütün sevdikleriyle özdeþleþtiriyordu belki Nitekim vasiyetnamesini de ona emanet edecek ve kendisi göçüp gidince, mirasýnýn yüzde 70'ini Münevver ve Memet'e býraktýðýný belirten vasiyetnamesini tabutun baþýnda Münevver'e (bütün mektuplarýyla birlikte) vermek yine Galina'ya düþecekti. Bütün bunlardan sonra Nazým bir gün her þeyini býrakarak kaçývermiþti ondan Galina'ýn kitapta üstünkörü bahsettiði o Osipovka seyahatinde yoðunlaþan bir yeni iliþki yüzünden Bu terk ediþin nedeni, nasýlý yok kitapta Ama Nazým'ýn her þeye tercüman olan son mektuplarý var: "Galyam! Bunu yapýyorsam baþka bir þey yapamadýðým içindir" diye baþlýyor ilki "Beni 4 kez ölümün elinden aldýn. Saðol kýzým" diyor. Yeni sevgilisinin yanýndan yolladýðý "son mektup" en zoru: Mart 1960: "Galya merhaba Bugün gidiyorum. Saðlýðým fena sayýlmaz. Tek sorunum iyi uyuyamamak. Çalýþýyorum. Þiir yazdým. Münevver'e para gönderdiðin için teþekkür ederim. Ben, senin sadýk bir dostunum. Sen de benim kýzýmsýn. Öpüyorum. Annene, Anka'ya selam söyle. Güzel süveter için teþekkür ederim. Nazým Hikmet". Bu mektuplarda Nazým, "kadýnlýk gururunu çiðneyen bu acý karþýsýnda ayakta durabileceðini" söylüyor ona Ben gittiðimde hala ayaktaydý Galya Terlikleriyle evden kaçarak ansýzýn baþka bir kadýna giden sevdalýsýnýn peþinden ona arabasýyla para, süveter, portakal, limon gönderecek kadar ayakta Þair'e kaçtýðý yerde gözkulak olmasý için doktor bulacak kadar ayakta Kalsa benimle daha uzun yaþardý, ama o güzelim þiirleri yazamazdý. Çünkü o þiirleri ona aþk yazdýrýyordu" diyecek kadar ayakta Hayran kalmýþtým bu samimiyetine Konuþtukça, anlattýkça hem onu hem Nazým'ý daha yakýndan tanýmýþtým. Kitapta da göreceðiniz gibi Þair'in sadece saðlýk durumunun deðil, edebiyat kavgasýnýn da, siyasi mücadelesinin de, aþk hayatýnýn da tüm ayrýntýlarýna hakimdi. Oyunu muhalif bulunarak Moskova'da repertuardan çýkarýldýðýnda nasýl intihara kalkýþtýðýndan, gemi hapishanesindeki eziyetlerin onun vücudunda ne tür tahribatlara yol açtýðýna kadar her þeyi biliyordu. Lakin, bunca yýl sonra bile Nazým'a zarar verebileceðini düþündüðü ayrýntýlarda kamerayý kapattýrýyor ve anlatacaklarýnýn sýr olduðunu söylüyordu. Belki yine ayný koruma içgüdüsüyle, merak edilen bazý çatýþmalarýn perde arkasýný açmýyor Galina kitabýnda Anýlarda, Nazým'ýn Stalin konusundaki sýkýþýklýðýna, ýsrarlý taleplerine raðmen Sovyet pasaportu alamamasýna, SBKP'nin XX. Kongresine çaðýrýlmamasýna, "Ý. Bilen" ve TKP ile iliþkilerine dair bilgiler arayacak olanlar hayal kýrýklýðýna uðrayacaktýr. Bunlarýn anlatmamasýna ve kendisinin de kabul ettiði gibi acele ve darmadaðýn kaleme alýnmasýna raðmen "Nazým'la 7 Yýl", son derece önemli bir tanýklýk Nazým'ýn hayatýnýn az bilinen bir dönemine ýþýk tutan bir belge kitap Galina'nýn gözlemlerinin yaný sýra, onun Nazým'dan dinlediklerine de yer veren çok ayrýntýlý bir biyografi Galina'nýn titizlikle sakladýðý mektuplardan, gidip bulduðu haberlerden, aklýnda kalan anýlardan süzdüðü bir Nazým portresi Nazým Moskova'ya geldiðinde Sovyet yurttaþlarýnýn ona yolladýðý mesajlardan dostlarýyla yazýþmalarýna, daha önce yayýnlanmamýþ makalelerinden onunla ilgili çýkan yazý ve yorumlara, gezi notlarýndan az bilinen þiirlerine, masallarýndan tiyatro, mimarlýk eleþtirilerine kadar pek çok orijinal bilgi ve belge bu kitapla bize ulaþýyor. Evinde görüþmemizi noktaladýðýmýzda göstermiþti Rusça yazdýðý kitabýný Galina; "Sizce Türkiye'de bununla ilgilenen olur mu" diye sormuþtu. Ýþte nihayet Halkevleri ilgileniyor ve "Nazým'la 7 Yýl"ý, Nazým'ýn anadilinde yayýnlýyor. Uzun önsözümü son bir dilekle noktalayayým: Gelin çok geç olmadan ve Galina hepsini teker teker elden çýkarmadan Nazým'ýn eþyalarýný, masasýný, kütüphanesini, kitaplarýný, film ve fotoðraflarýný alýp Moskova'ya taþýyalým. Bunlarý Vera Tulyakova'nýn evinde kalan eþyalarla birleþtirip Moskova'da dört dörtlük bir Nazým Hikmet müzesi açýlmasý için kollarý sývayalým. Bu hem Nazým'a hem dünya edebiyat tarihine karþý borcumuzdur. Nazým'a oralarda iyi baktýðý, ömrünü uzattýðý ve bizlere bu kitabý býraktýðý için Galina'ya, kitabý Türkiye'ye kazandýrdýðý için de Halkevleri'ne tüm Nazýmseverler adýna teþekkür ediyorum. Can Dündar

Müze Müdürlüðü nden plaket töreni Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Haber ve Foto Sertaç Danacý Geçtiðimiz Cuma günü Hacýbektaþ Müze Müdürlüðü nün düzenlemiþ olduðu plaket töreni bir dizi etkinliklerle gerçekleþti. Hacý Bektaþ Veli Kültür Merkezi nde Hacýbektaþ Müze Müdürlüðü nün gerçekleþtirmiþ olduðu plaket töreni Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaþlarý ile þehitler için 1 dakikalýk saygý duruþu ve ardýndan Ýstiklal marþýnýn okumasý ile baþladý. Hacýbektaþ Köþektaþ Köyün den Cemil Gören in okuduðu þiirin ardýndan Müze Müdürü Yusuf Akbulut günün anlamýný ve önemini belirten konuþmasýný yaptý. Akbulut un konuþmasýný takiben ise sýrasý ile Hacýbektaþ Belediye Baþkaný Ali Rýza Selmanpakoðlu, Hacýbektaþ Kaymakamý Mustafa Edivan, 16 Aðustos 1964 tarihinde Hacýbektaþ Veli Müzesi ni ziyarete açan Dönemin Turizm Tanýtma Bakaný Ali Ýhsan Göðüþ, Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacýbektaþ Veli Araþtýrma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Filiz Kýlýç, Kýrþehir Valisi Mehmet Lütfullah Bilgin, Nevþehir Valisi Mehmet Asým Hacýmustafaoðlu nun davetiye listesinde isimlerinin yer aldýðý ise ayrýca görüldü. Proðram slayt gösterisi ve Hacýbektaþ Semah Topluluðu nun katýlýmcýlara semah dönmesi ve plaket takdimi ile son bulduðu görüldü. Kýrþehir Valisi Mehmet Lütfullah Bilgin e plaketini vermek üzere Kayseri Sarýoðlan Kaymakamý Mehmet Levent Kepçeli nin de bulunduðu plaket töreninde Müze Müdürü Yusuf Akbulut un yapmýþ olduðu konuþmayý olduðu gibi yayýnlýyoruz. Sayýn Nevþehir Valim, Sayýn Kýrþehir Valim, Emekli Turizm Tanýtma Bakaný, Sayýn Ali Ýhsan Göðüþ (25.12.1963) Emekli Turizm Bakaný, Sayýn Þahin Ulusoy (05.10.1994) Sayýn Kaymakamým, Sayýn Belediye Baþkaným, Sayýn Garnizon Komutaným, Emekli Baþbakanlýk Müsteþarlarýmýzdan, Sayýn Uður Sümer Gazi Üniversitesi, Türk Kültürü ve Hacýbektaþ Veli Araþtýrma Merkezi Müdürü, Sayýn Prof. Dr. Filiz Kýlýç Hocam, Sayýn Ýlçe Emniyet Amirim, Kütüphane Müdürü Sayýn Deniz Aygüneþ, Emekli Öðretmenlerimizden Sayýn Cafer Gök, Basýnýmýzýn deðerli temsilcileri, Külliyemize maddi manevi desteklerini esirgemeyen, sayýn Besim Aslan, Hüseyin Arýsoy, Emrullah Çetin, Emine Karakurt ve Fatma Kalay, Bektaþi Babasý, Sayýn Baki Bayraktar, Þahkulu Vakfý Baþkaný Sayýn Mehmet Çamur, Eskiþehir Hacýbektaþ Veli Derneði Baþkaný Sayýn Ýrfan Çetinkaya, Vakýflar Genel Müdürlüðü nden Emekli Mühendis Sayýn Yusuf Edoðan ile Müdürlüðümüze uzun yýllar hizmet etmiþ olup, emekli olarak yaþamlarýný sürdüren, sayýn Musa Avþar, Salih Aysu, Ýhsan Çetin, Muzaffer Tavur, Hasan Demirci, Yurttanur Gök, Kadir Özcanlý ve Halil Baltacý. Ayrýca Hacýbektaþ Veli Müzesi ile Hacýbektaþ Felsefesi ve düþüncesinin yurtiçinde ve yurtdýþýnda tanýtýlmasýnda büyük katkýlarý bulunan Kapadokya Rehberleri Derneði Baþkaný (KARED) ve TÜREM yönetim kurulu üyesi Sayýn Sami Yýlmaz ile Hacýbektaþ düþüncesini, sevgisini þiirlerine konu edinen Cemil Gören e, siz deðerli katýlýmcýlara ve çeþitli sebeplerden dolayý aramýzda bulunamayan tüm canlara teþekkür ederiz. Ayrýca Ýlçemiz ve Külliyemize hizmetlerini esirgemeyen bütün gönül dostlarýna teþekkürü bir borç bilip, Hakka yürüyenlere de tanrýdan rahmet dileriz. Bu anlamlý geceye katýlarak bizleri onurlandýrdýnýz.hepiniz hoþ geldiniz! Öncelikle, yurt içi ve yurtdýþýndaki terör olaylarýný þiddetle kýnýyor, terör olaylarý nedeniyle "Þehit" olan Askerlerimiz ve Güvenlik Görevlilerimize tanrýdan rahmet, geride kalan ailelerine baþsaðlýðý dilemek istiyorum. Sayýn Konuklar, Deðerli Katýlýmcýlar Bilindiði üzere Anadolu aydýnlanmasý Orta Asya' da yeþermiþ, Sulucakarahöyük te kök salmýþtýr. Hacýbektaþ Ýlçemiz çok eski bir geçmiþe sahip olup, ilk ismi Hacim Köy' dür Eski Tunç çaðýndan M.Ö. 3000-2000 yýllarýndan, Milattan sonra 12. yüzyýllardaki oluþum içerisinde ismi Sulucakarahöyük olarak deðiþmiþ, Hacýbektaþ Velinin Anadolu'ya geliþi ile birlikte Hacýbektaþ ismini almýþtýr. Anadolu aydýnlanmasý Hacýbektaþ Veli'nin Anadolu ya geliþiyle hýz kazanarak devam etmiþtir. Hacýbektaþ Veli nin ölümüyle devam eden süreçte adýna inþa edilen Külliyedeki faaliyetler, 30 Kasým 1925 e kadar sürmüþtür. 30 Kasým 1925 de T.B.M.M tarafýndan çýkartýlan Tekke ve Zaviyeler Kanunu ile faaliyetlerine son verilen Külliyemiz 1957-1964 yýllarý arasýnda Vakýflar Genel Müdürlüðü'nün genel restorasyonu çerçevesinde restore edilerek, 16 Aðustos 1964 tarihinde Hacýbektaþ Veli Müzesi olarak hizmete açýlmýþtýr. Deðerli katýlýmcýlar kýymetli misafirler; Bizler bu gün burada sizlerle, Hacýbektaþ Veli Külliyesi nin 16 Aðustos 1964 yýlýnda Hacýbektaþ Veli Müzesi olarak hizmete girmesiyle, O günden bu güne Ýlçemiz ve Müzemize yapmýþ olduðunuz maddi manevi katkýlarýnýzý bizlerden esirgemeyen siz deðerli konuklarýmýz ile birlikte olmak ve o günleri yad etmek amacýyla toplanmýþ bulunuyoruz. 1964 yýlýnda Müzemizi hizmete açan dönemin Turizm Tanýtma Bakaný Sayýn Ali Ýhsan Göðüþ e davetimizi geri çevirmeyerek aramýza katýldýðý için saygý ve þükranlarýmý sunuyorum. Ayrýca, Külliyemize ve Müzemize büyük hizmetler vererek aramýzdan ebediyete intikal eden merhum Ýbrahim Turan, Ali Sümer, Halil Ýbrahim Atkaya ve Necati Salman a tanrýdan rahmet dilerken, Ýbrahim Turan ve Ali Sümer hakkýnda sizlere yaptýklarý hizmetlere iliþkin kýsa bilgiler vermek istiyorum. Sayýn katýlýmcýlar bu özel günü müdürlüðü müzün kýsýtlý imkanlarýyla gerçekleþtiriyoruz, bu baðlamda eksikliklerimizden dolayý sizlerin hoþgörüsüne sýðýnýyorum ve hazýr yeri gelmiþ ken müzemiz ve baðlý birimlerinin sýkýntýlarýn dan kýsaca bilgiler vermek istiyorum. Bilindiði gibi Müdürlüðümüzle beraber üç adet müzemiz bulunmaktadýr. Genel olarak bütün müzelerimizde olduðu gibi Müdürlüðü müze baðlý Müzelerimizin de personele ihtiyacý bulunduðu gibi, Külliyemizi yýlda 600.000 700.000 bin ziyaretçinin gezdiði göz önünde bulundurulursa, Anadolu Türk Kültürü ile Hacýbektaþ Veli felsefe ve düþüncesini tanýmaya, öðrenmeye gelen insanlarýmýzýn hem güvenliðini, hem de müzede teþhir edilen eserleri daha iyi koruyabilmek amacýyla acilen, Elektronik Güvenlik Sistemine ve Uzman Personele ihtiyaç duyulmaktadýr. Diðer taraftan, Külliyemiz içerisinde yüz yýllardýr gürül gürül akan çeþmelerimizin, küresel ýsýnmanýn bir sonucu olarak son yýllarda yaðýþlarýn azalmasý nedeniyle sularý kesilme noktasýna gelmiþtir. Bu soruna en kýsa süre içinde bir çözüm bulunmasýnýn Ülkemiz Turizmine çok yarar saðlayacaðý düþüncesin deyim. Deðerli Katýlýmcýlar kýymetli misafirler. Bilindiði gibi UNESCO 2007 yýlýný dünyaya Mevlana yýlý olarak ilan etmiþtir. Yurt içinde ve yurt dýþýnda yapýlan çeþitli etkinliklerle tüm dünyada Mevlana nýn tanýtýmý etkili bir þekilde gerçekleþtirilmektedir. 2009 yýlýnýn da UNESCO tarafýndan Hacýbektaþ Veli yýlý olarak ilan edileceðine dair internetten çeþitli bilgilere ulaþýlmýþtýr. Konuya iliþkin olarak, baþta Belediye baþkanlýðýmýz olmak üzere Kaymakamlýðýmýz, Valiliðimiz ve Bakanlýðýmýzýn gerekli giriþimleri ile Hacýbektaþ Veli nin Yurt içi ve Yurt dýþýnda tanýtýmýnýn yapýlabilmesi için bu fýrsatý en iyi þekilde deðerlendirip ilgili kurumlarla temasa geçerek çalýþmalarýn baþlatýlmasýnýn çok isabetli olacaðý, Ýlçemiz ve Ülkemiz Turizmine çok önemli katkýlar saðlayacaðý düþüncesindeyim. Burada gerçekleþtirdiðimiz plaket törenine davet edilen ancak programlarýnýn yoðunluðu nedeniyle aramýza katýlamayan Abant Ýzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Sayýn Atilla Kýlýç a, Sayýn Prof Dr. Alemdar Yalcýn a, Hacýbektaþ ve Yükseköðretim Kurumlarýna Yardým Derneði Baþkaný, Sayýn Prof. Dr. Naki Selmanpakoðlu na, yine iþ adamlarýmýzdan Sayýn Süreyya Sýtký Bektaþ, Ahmet Aksaray, Yusuf Kargýn, M.Haluk Ttataraðasý, Murtaza Dincer, Yunus Baþgönül e buradan þükranlarýmý sunuyorum. Bu özel günde bizleri yalnýz býrakmadýðýnýz ve beni sabýrla dinlediðiniz için hepinize ayrý ayrý saygýlarýmý ve teþekkürlerimi sunuyorum. Arz ederim. 0 ALÝ SÜMER ( 1934-2007 ) Hacýbektaþ Veli Külliyesi nin müze olarak bugünkü haline gelmesinde Ýbrahim Turan Bey kadar büyük hizmetleri olan bir baþka deðerli þahsiyette merhum Ali SÜMER dir. 1957 yýlýnda, Hacýbektaþ Belediyesi Fen Ýþleri görevine atanan Ali SÜMER, ayný zamanda Hacý Bektaþ Veli Külliyesi ile de yakýndan ilgilenmiþ, Anýtlar Derneði yönetimine girerek külliyenin tamir ve restorasyon çalýþmalarýna katýlmýþ,külliyenin müze olmasý için Ýbrahim Turan Bey in býraktýðý yerden bayraðý devralmýþtýr. Nihayetinde 16 Aðustos 1964 tarihinde külliye, resmen müze olarak hizmete açýlmýþtýr. Sonrasýnda ise, Ali SÜMER yetkili müze memurluðuna atanmýþ ve bu görevini baþarýlý bir þekilde sürdürmüþtür. Müze Müdür V. Yusuf Akbulut Ýbrahim Turan Bey gibi, Ali Sümer de ilk olarak Ankara ya götürülmüþ olan eserleri, daha sonra da halkýn elinde bulunan Anadolu kültürüne ve özellikle Bektaþiliðe özgü eserleri toplamýþ Hacýbektaþ Türbesi Pirevi bölümü ile Balým Sultan Türbesi ve Aþevinin ziyarete açýlmasýný saðlamýþ ve müzenin bugünkü haline gelmesinde büyük hizmetleri olmuþtur. 1964-1980 yýllarý arasýnda müze memurluðu görevini sürdüren Ali SÜMER; Anadolu da Türk Öncüsü Hacýbektaþ Veli, Hacýbektaþ Veli nin Söyleþileri, Hacýbektaþ Veli nin Bilimsel Yönleri ve Hacýbektaþ Müze Rehberi adlý eserleri kaleme almýþtýr. Bunun yaný sýra bir çok dergide makaleleri yayýnlanmýþ, yurtiçi ve yurtdýþýnda Hacýbektaþ Veli kültürünü tanýtýcý panel ve konferanslara katýlmýþtýr. Soðuk ve karlý bir kýþ gününde 11 Þubat 2007 tarihinde Hakka yürümüþtür.kendisini saygý ile anar,nur içinde yatmasýný niyaz ederiz. ÝBRAHÝM TURAN BEY ( 1896 1964 ) Hacýbektaþ Veli Külliyesi nin müze olarak bugünkü haline gelmesinde büyük hizmetleri olan merhum Ýbrahim Turan Bey i burada anmamýz yerinde olacaktýr. Ýbrahim Turan Bey in, Külliyenin Dergah iþlevini sürdüðü dönemlerde Derviþlik ve Babalýk mertebesine kadar yükseldiði bilinmektedir. Ýbrahim Turan Bey, 1926 yýlýnda Hacýbektaþ Belediye Baþkanlýðý na seçilmiþ ve bu görevi aralýksýz 16 yýl sürdürmüþtür. 1943 yýlýnda Kýrþehir milletvekili olarak meclise girmiþ ve bu görevinden 1946 yýlýnda ayrýlmýþtýr. Daha sonra 1961 yýlýnda Hacýbektaþ Ýlçe Halk Kütüphanesi ne memur olarak atanmýþtýr. Hepimizin bildiði gibi; Atatürk döneminde 1925 yýlýnda çýkarýlan tekke,zaviye ve türbelerin kapatýlmasý hakkýndaki kanunla Hacýbektaþ Dergahý da kapatýlmýþtýr.dergahýn kapatýlmasýyla burada bulunan kýymetli ve nadir eserler yurdun deðiþik yerlerine götürülmüþtür. Hacýbektaþ ta müzecilik fikrini ilk ortaya atan kiþi olan Ýbrahim Turan Bey, bu fikrini sözde býrakmayýp, dönemin bakanlarýyla bu düþüncesini paylaþarak Külliyenin bir müze olarak açýlmasý yönünde yoðun çalýþmalarda bulunmuþtur.ankara ve Ýstanbul a götürülen, külliyeye ait eserlerin getirilmesi için bizzat kendisi ilgilenmiþtir. Ne acýdýr ki, müzenin açýlýþýný görmeye ömrü yetmemiþtir. Müzenin açýlýþýna 4 ay kala,17 mayýs 1964 yýlýnda Hakka yürümüþtür. Ýbrahim Turan Bey,Hacýbektaþ Ýlçesine verdiði hizmetler ve sosyal iþlerdeki öncülüðü ile halkýmýza hep örnek olmuþtur. Kendisini saygý ile anar, nur içinde yatmasýný niyaz ederiz.

7 Alevi Bektaþi Federasyonu 3. Olaðan Genel Kurulu'nu yaptý Þakir Þenol ÇOCUKLARIMIZ Gittikçe yükseltilen milliyetçi deðerlerin öne alýndýðý; dün laik-anti laik çatýþmasýyla kamplaþtýrýldýðý, bugün de Kürt-Türk çatýþmasýnýn kamplaþtýrýlmaya çalýþýldýðý bir dönemde, gerçekten aklýselim olan Alevi ve Sünni herkesi ciddi görev bekliyor." Zihniyet deðiþikliði gerekli' Ankara'da yapýlan Alevi Bektaþi Federasyonu 3. Olaðan Genel Kurulu açýlýþýnda konuþan Genel Baþkan Selahattin Özel, Türkiye'nin her zaman zor günlerden geçtiðini belirtti. Özel, Türkiye'de son birkaç ay içinde yaþananlarýn gözden geçirilmesi gerektiðini savunarak þunlarý söyledi: "Gittikçe yükseltilen milliyetçi deðerlerin öne alýndýðý; dün laik-anti laik çatýþmasýyla kamplaþtýrýldýðý, bugün de Kürt-Türk çatýþmasýnýn kamplaþtýrýlmaya çalýþýldýðý bir dönemde, gerçekten aklýselim olan Alevi ve Sünni herkesi ciddi görev bekliyor." Alevi Bektaþi Federasyonu 3. Olaðan Genel Kurulu'nu Ankara'da tamamladý. Genel kurulda Alevi temsilcilerinin yaný sýra ÖDP milletvekili Ufuk Uras da hazýr bulunup bir konuþma yaptý. 93 delegenin oy kullandýðý seçimlerde ABF yeni yönetimini de belirledi. Alevi Bektaþi Federasyonu, 3. Olaðan Genel Kurulu'nu Hacý Bektaþi Veli Vakfý'nýn Ankara'daki genel merkezinde tamamladý. ABF delegelerinin, Alevi temsilcilerinin ve ÖDP milletvekili Ufuk Uras'ýn katýldýðý genel kurulda, federasyonun yönetimi için seçim de yapýlarak yeni yönetim kademeleri oluþturuldu. Son genel kuruldan sonra ortaya çýkan tartýþmalarýn ardýndan yapýlan yeni genel kurulda; çarþaf liste mi, blok liste mi þeklinde yönetimin oluþturulacaðý konusunda fikir ayrýlýðý yaþandý. Bunun sonucunda yapýlan seçimde mevcut yönetim tarafýndan savunulan "çarþaf liste" önerisi kabul edildi. Böylece yönetime aday olanlar arasýnda oy sýralamasýna göre yeni yönetim oluþturuldu. Alevi Haber Ajansý'nýn birkaç dakika önce yayýnladýðý listeye göre yeni yönetim kademeleri þu isimlerden oluþtu: KULLANILAN OY: 93 GEÇERLÝ OY: 89 GEÇERSÝZ OY: 4 YÖNETÝM KURULU * MUSTAFA ASLAN ( ÝZMÝR NARLIDERE ALEVÝ BEKTAÞÝ KÜLTÜR TANITMA DERNEÐÝ) * SÜMRAN ÜNAL ( AYDIN HACI * ALÝ BALKIZ (PSAKD) * FERDÝ KOÇ ( HACI BEKTAÞ VELÝ DERNEÐÝ ) * SELAHATTÝN ÖZEL (ÝZMÝR NARLIDERE ALEVÝ BEKTAÞÝ KÜLTÜR TANITMA DERNEÐÝ) * ZEYNEL CAN ( ANTALYA HACI * ERGÜN ÞANLI ( ÝSTANBUL TAÞDELEN HACII BEKTAÞ KÜLTÜR DERNEÐÝ) * HÜSEYÝN YILDIRIM ( HACI * ÖNDER AYDIN (PSAKD) * KEMAL BÜLBÜL (PSAKD) * TURAN ESER (PSAKD) * TUNCER BAÞ ( HACI BEKTAÞ VELÝ DERNEÐÝ ) * MURTAZA DEMÝR (PSAKD) * HÜSEYÝN GÖÐÜDER ( HACI * HASAN SOYSAL (PSAKD) * AHMET DOKSÖZ ( HACI BEKTAÞ VELÝ DERNEÐÝ ) * ÝSMAÝL METÝN ( BOZÜYÜK HACI DENETLEME KURULU * ELVAN ÇELEN ( HACI BEKTAÞ VELÝ DERNEÐÝ ) * HÜSEYÝN ELMAS ( YALINCAK SULTAN KÜLTÜR TAN YAÞ TÜRBE ONAR DERNEÐÝ) * ALÝ YILDIRIM ( HUBYAR SULTAN ALEVÝ KÜLTÜR DERNEÐÝ ) * NEÞE CEYHAN (PSAKD) * HÜSEYÝN YALÇIN ( HACI BEKTAÞ VELÝ DERNEÐÝ ) DÝSÝPLÝN KURULU * FEVZÝ GÜMÜÞ (PSAKD) * ÞEHRÝBAN METÝN (PSAKD) * CEMAL ÞAHÝN (PSAKD) * ALÝ YILDIRIM (ANKARA CEM KÜLTÜR EVLERÝ YAPTIRMA DERNEÐÝ ) * MÜSLÜM METÝN ( ÇAMÞIHI HÜSEYÝN ABDAL DERNEÐÝ ) Geçtiðimiz günlerde mail grubumda yer alan bir dostum Erdal Atabek in bir saptamasýný göndermiþ. Birkaç satýrda ben karalayýp sizinle paylaþmak istiyorum. Aslýnda zorluklar insaný þekillendiriyor. Kendi kuþaðýmýzý göz önüne getiriyorum da ne güçlükler çektiðimizi daha iyi anlýyorum. Yamalýksýz ya da taban geçirilmemiþ çorabý bayramlarda giyerdik ancak. Çorap görmeyen arkadaþlarýmýz da vardý. Beslenmemiz bu günkü gibi çeþitli deðildi. Höþmerim ve yaðlý yumurta erkek doðurmuþ loðusalara piþirilirdi. Lise yýllarýnda köyden lise eðitimi için gelmiþ arkadaþlarýn evlerine giderdim bazen. Bizlerden çok ama çok zor koþullarda yaþam mücadelesi verdiklerine þahit olurdum. Yokluðun ve yoksulluðun acýsýný güçlüðünü o öðrenci evlerinde gördüm. Solcu olmaya haksýzlýklara karþý çýkmaya da o yýllarda karar verdim. Çünkü solcu yoksulun, ezilenin, yok sayýlanýn, ötekinin yanýnda olmak demek. Solcu empati kurarak baþkasýnýn yerine kendisini koymaktýr. Bizden önceki kuþaklar daha da zor koþullarda yaþamýþlar. Kýtlýk görmüþler savaþlar görmüþler. Ölen ölmüþ kalan saðlar da her güçlükle baþ etmeyi becermiþler. Hem öksüz hem yetim olarak ablalarýnýn yanýnda büyüyen babam için arkadaþlarýnýn sýzgýtlý ya da pekmezli dürümlerinden bir tutam almak, onur kýrýcý ama zorunlu bir þeymiþ.genellikle öðlen yemekleri yavan dürüm ekmekmiþ zira. Göz yaþlarýyla anlatýrdý rahmetlik. Günümüzde kapitalist üretim iliþkilerin görecede olsa geliþmesi refahýnda görece olarak geliþmesini saðladý. Artýk çocuklarýmýzý cam fanuslarda her türlü tehlikeden koruyarak büyütmeye çalýþýyoruz. Ýyi mi ediyoruz, kötü mü ediyoruz, E.Atabek in yazýsýný okuyunca siz karar verin. ''Çocuklarýmýzý hayatýmýzýn ortaðý deðil,refahýmýzýn ortaðý yapýyoruz ''ne kadar doðru... HAYATIMIZIN ORTAÐI... Günümüzün "ergen dünyasý"ný, bu dünyada geçerli olan "ergen kültürü"nü anlamaya çalýþýyoruz. Çünkü bu yeni oluþumu anlayamazsak "günümüz ergenleri"ile eriþkinler arasýndaki uzaklýk daha da artacaktýr. Yeni ergen kültürünün özellikleri içerisindeki "hedef seçememe","geleceði planlayamama" "sorumluluk almak istememe", "kendini hiçbir þeye zorunlu saymadan çevresini her þeye zorunlu sayma", "çaba harcamadan elde etmek isteme" gibi özellikleri nasýl açýklayacaðýz? En önemli etkenler arasýnda "sahip olma, elde etme ve kullanma" ile bunlarý yapabilmek için "çalýþmak ve kazanmak gereði" arasýndaki baðý kopartan tüketim toplumu ideolojisi"dir. Bu ideoloji, henüz çalýþmayan ve kazanmayan gençlere kredi kartý vermekte cep telefonlarý olmasýný normal olduðunu söylemekte, otomobil kullanarak özgürleþmeyi önermektedir. Gençler de bütün bunlar için yýllarca beklemek yerine bütün bunlarý saðlamanýn anne babanýn görevi olduðunu düþünmekte, bunlarýn "kendi haklarý"olduðunu öne sürmektedirler. Bizim yaþam kültürümüzün iki özelliði de "tüketim toplumunun ideolojisi" ile buluþmaktadýr. "çocuklarýn aþýrý korunmasýnýn ailenin görevi" olduðuna inanan saygýn tutum ile "çocuklarla gurur duyma isteði". Bu iki özellik de, çocuklarýn "yaþam standartlarý"na ailelerin -kimi zaman ekonomilerinin üstüne de çýksa-destek vermelerini saðlayan bir tutum yaratmaktadýr. Anne babalarýn þu sözlerini çok sýk duyuyoruz: - Biz (ya da ben) çocuklarýmýz için yaþýyoruz. - Ne yapýyorsak onlar için yapýyoruz. - Biz çok sýkýntý çektik, onlarýn bu sýkýntýlarý çekmesini istemiyoruz. - Ýlerde hayatýn birçok haliyle karþýlaþacaklar, bari þimdi mutlu olsunlar. - Mutlu bir çocukluk dönemleri olsun. - Biz gençliðimizi yaþamadýk, bari onlar doya doya yaþasýnlar. - Bizim yapamadýklarýmýzý onlarýn yapmasý bizi memnun ediyor. - Her þeyleri var, neden çalýþmadýklarýný anlayamýyorum. - Hiç sýkýntýya gelmiyorlar, istedikleri hemen olsun istiyorlar. - Her istediklerini yapýyoruz ama o bizim ne istediðimize aldýrmýyor bile. - Çok iyi çocuktur ama arkadaþlarýna uyuyor. - Aklýna hiç kötülük getirmez, ne söylense inanýr. - Böyle giderse nasýl yapacak bilmiyorum. Bu sözlerin hepsi de birbiriyle baðlantýlýdýr. Bu sözlerin oluþturduðu merdiven basamak basamak çýkýlmaktadýr. Sonuçta eriþilen yer de hiç kimsenin düþünmediði, hiç kimsenin istemediði bir yer olmaktadýr. Neden? Çocuklarýmýzý hayatýmýzýn ortaðý deðil, refahýmýzýn ortaðý yapýyoruz da ondan. Neden "hayatlarýnýzý çocuklarýnýza adýyorsunuz?". Neden çocuklarýnýz için yaþýyorsunuz? Neden çocuklarýnýza istemedikleri þeyleri vermek için bunca çaba harcýyorsunuz? Neden çocuklarýnýza hak etmedikleri þeyleri elde etmeleri için yükümlülük duyuyorsunuz? Neden çocuklarýnýza sorumluluk vermiyorsunuz? Þimdi almýyorlar çünkü sorumluluk vermekte çok geç kaldýnýz. Neden çocuklarýmýzý yaptýklarý yanlýþlarýn sonuçlarýyla karþýlaþtýrmýyorsunuz? Bu durumda çocuklar ve gençler "ailelerin onlarý her koþulda koruyacaklarýný" biliyor. Çocuklar ve gençler kendileri hiçbir þey yapmasalar da ailelerin onlar için her þeyi yapacaklarýný öðreniyor. Çocuklar ve gençler geleceklerinin aileleri tarafýndan hazýrlanacaðýna güveniyor. Onun için de kendine güvenmiyor, sorumluluk almýyor, kendisini hiçbir þey için zorlama gereði duymuyor. Yapýlmasý gerekenler yapýlmaz, yapýlmamasý gerekenler yapýlýrsa sonuçlara neden þaþmalý? Lütfen biraz düþünür müsünüz? (E.Atabek)

Parçalý Bulutlu En Yüksek 0 C 16 En Düþük 0 C 1 Ahmet Tulgar Cumhuriyetin 84. yýlýný kutluyoruz... Savaþ gazeteleri Hemen hepsini tanýyorum. Birinin genel yayýn yönetmeni (þimdi artýk deðil) yazý iþleri toplantýsý sýrasýnda füme camlarýn ardýndan TEM otoyolunun karþý kýyýsýndaki Baðcý-lar'ýn o sývasýz konutlarýna bakar, hayýflanýrdý. "Ýþe bak ya" derdi, "böyle modern bir binada, böyle ileri bir teknolojiyle þu karþýdakiler için gazete yapýyoruz." Cenazeler o sývasýz konutlara geliyor daha çok ve neredeyse hep. Ayný sabýk yayýn yönetmeni gazetenin ekinde baþörtülü kadýn fotoðrafý kullanýlmasýný yasaklamýþtý. Cenazelerin üzerine yýðýlan kadýnlarýn çoðunun baþý örtülü ama. Bir diðerinde yemekhaneler derece dereceydi. Gazetenin matbaasýnda çalýþan iþçiler sadece bir tanesine girebilirlerdi. Binanýn baþka yerleri matbaa iþçilerine yasaktý. Sadece o yemekhane ve matbaa serbestti. O çocuklarýn çoðu ölmezlerse iþçi oluyorlar oysa. Cumhuriyetin 84. yýlý kutlandý O da olabilirlerse. Bazýlarýnýn baba mesleðidir. O gazetelerin yayýn yönetmenleri çocuklarýný doðurmalarý için karýlarýný ABD'ye gönderirler. Birbirlerinden öðreniyorlar bu usulü herhalde. En son ikisi daha yaptý aynýsýný. Çocuklarý doðuþtan Amerikan vatandaþý oluyor o zaman. Kendileri de oturma izni alýyor. Ama gazetelerinin birinci sayfalarýný sýk sýk Türk bayraklarýyla dolduruyorlar o yayýn yönetmenleri. Hele bir de cenazelerin üzerine örtülmüþse o bayrak. Yazýiþleri müdürlerine de öðretmiþti bir yayýn yönetmeni; ne zaman keyiflenseler, ayný þarkýyý söylerlerdi hep bir aðýzdan: "Bas bas paralarý Leyla'ya, bir daha mý geleceðiz dünyaya." O tabutlardakiler çok az kalýyorlar bu bir kere geldikleri dünyada ve para basacak iþleri olmuyor onlarýn, babalarýnýn, analarýnýn. Vurulan gençleri daðlardan toplayacak ya da bir köyden bir þehre, bir þehirden baþka bir þehre yetiþtirecek uçak bulunamaz ya bazen... Ama o gazetelerden ikisinin yayýn yönetmeni ortak patronlarýnýn özel uçaðýnda maç seyretmeye giderler sýk sýk ülke dýþýna. Ayný patronun kýzý, karýsý ayný gün içinde iki defa kaldýrýr o uçaðý, Paris'e ya da Beyrut'a gelinlik provasýna giderler. O gazetelerde tabutlu fotoðraflarýn altýnda þöyle yazar sýk sýk: "Daha bir aylýk evliydi." Þimdi yine iþte o gazeteler savaþ çýðýrtkanlýðýnda, milliyetçi kýþkýrtmada, iç savaþ provokasyonunda, manipülasyonda, dezenformas-yonda öne geçmek için birbirleriyle yarýþýyorlar bir kez daha. Nefret ettikleri; deðil evlerine, ofis katlarýna sokmak, sitelerinin yüksek duvarlarýnýn dýþýnda, gazete binalarýnýn karþý mahallesinde oturmalarýna bile kazanamadýklarý, geceleri karþýlarýna çýksa korumalarýndan, özel güvenlik görevlilerinden medet umacaklarý insanlara, gençlere "evlatlarýmýz" diyorlar. Ýçleri yanýyormuþ. Hýh. Onlarýn tek hedefi gazetelerini daha çok satmak ve bir de tabii kendilerini, servetlerini bu ülkenin yoksullarý karþýsýnda güvenceye almak. Ama daha iyi oluyor böyle. Böyle yayýn yapsýn o gazeteler hep. Analar, babalar, gençler biliyor, seziyor onlarýn riyakârlýklarýný. Ders çýkarýyorlar kendilerine bu riyakar sayfalardan. Ve birkaç yeminli faþist uysa da bu gazetelere... Her geçen gün daha fazla güçleniyor aklý selim, derinleþiyor acýnýn bilgeliði... Bu savaþýn tüm maðdurlarý arasýnda... Yoksullar arasýnda... Yayýlýyor "hemen ve þimdi barýþ" talebi... Sulucakarahöyük HACIBEKTAÞ-Cumhuriyetin kuruluþunun 84. yýlý tüm yurtta kutlandý. Cumhuriyet Bayramý tüm yurtta olduðu gibi ilçemizde de çoþkuyla kutlandý. Kutlama töreni Hacýbektaþ Belediyesi önünde Cumhuriyet meydanýnda Pazartesi 0 günü tüm kamu kurum ve kuruluþlarýn Atatürk anýtýna çelenk koymasý ve saygý duruþunda bulunulmasýyla baþladý. Resmi kurumlarýn yaný sýra ilçede bulunan parti baþkanlýklarýda çelenk koyma töreninde bulundular. Tüm okullarýn ve öðrencilerin katýldýðý Cumhuriyet Bayramý etkinliðinde koþu,þiir ve kompozisyon yarýþmalarýnda dereceye giren öðrencilere ödülleri verildi. Öðrencilerin hazýrlamýþ olduðu bayram etkinlik proðramý halkoyunlarý,þiir, müzik dinletisi eþliðinde gerçekleþtirildi. Saatler 1 saat geri alýndý 26 Mart 2006 Pazar günü baþlayan yaz saati uygulamasý, 27 Ekim 2007 Cumartasi günü saatlerin 02.00'de 1 saat geri alýnmasýyla sona erdi. Gün ýþýðýndan daha fazla faydalanmak ve elektrik enerjisinin aydýnlatmada kullanýlan bölümünden tasarruf saðlamak amacýyla uygulanan yaz saati uygulamasýyla akþam saatlerinde en yüksek deðerine ulaþan enerji talebinin de azaltýlmasý amaçlanýyor. Baþlangýç ve bitim tarihlerinde Avrupa ülkeleriyle birlikte hareket edilen yaz saati uygulamasý sayesinde, enerji tasarrufunun yaný sýra AB üyesi ülkelerle saat birlikteliði ve uyum saðlamak da hedefleniyor.