AKDENİZ DE COĞRAFYA, TEKNOLOJİ VE SAVAŞ:



Benzer belgeler
KÂĞIDA İŞLENEN UYGARLIK- Kâğıdın Tarihi ve İslam Dünyasına Etkisi, Jonathan M. Bloom (trc. Zülal Kılıç), Kitap Yayınevi, İstanbul 2003, 336 s.

Bu doküman Kâtip Çelebi tarafından 1632 de yazılan ve İbrahim Müteferrika nın eklemeleri ile Matbaa-ı Amire de basılan Kitabı-ı Cihannüma nın

XI XIII XV XVII KISIM 1: DENİZ TİCARETİNE GİRİŞ 1

AVRUPA DA MEYDANA GELEN TEKNİK GELİŞMELER : 1)BARUTUN ATEŞLİ SİLAHLARDA KULLANILMASI: Çinliler tarafından icat edilen barut, Çinlilerden Türklere,

PricewaterhouseCoopers CEO Araştõrmasõ

Ulaşım Coğrafyası. Konu 10 Ulaşım biçimleri (Deniz ulaşımı)

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... vıı İÇİNDEKİLER... ıx TABLOLAR LİSTESİ... xv ŞEKİLLER LİSTESİ... xvı. Birinci Bölüm TOPLANTI TURİZMİ, ÖNEMİ VE KAPSAMI

MERHABA. Techlife size teknolojiyi kullanırken hayatınızda sevdiklerinizle daha fazla vakit geçirme fırsatını yakalamakta katkıda bulunmak istiyor.

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... v BİRİNCİ BÖLÜM TURİZMDE TEMEL KAVRAMLAR

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

Salih Uygar KILINÇ Avrupa Birliği - EUROCONTROL Sivil Havacılık Düzenlemeleri ve Türkiye

İÇİNDEKİLER. Önsöz... BİRİNCİ BÖLÜM TURİZM ENDÜSTRİSİ

YÜKSELME DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

İÇİNDEKİLER ULUSLARARASI SİVİL HAVACILIK REJİMİ

BÖLÜM 1 Nitel Araştırmayı Anlamak Nitel Bir Araştırmacı Gibi Düşünmek Nicel Araştırmaya Dayalı Nitel Bir Araştırma Yürütme...

MESLEKİ BİLİMLER BÖLÜM BAŞKANLIĞI DERS TANITIM BİLGİLERİ

TBD Antalya Şube Başkanı Akyelli: Özellikle yazılımcıların yatırımlarını Antalya da yapmamaları için hiçbir neden yok

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

MİLLETLERARASI HUKUK PRATİK ÇALIŞMALARI

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı



İ Ö İ


REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

Eğitim Tarihi. Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi

Dr. İbrahim AĞSAKAL YÜK ALACAKLISI HAKKI

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır.

İZMİR İLİ, ALİAĞA İLÇESİ, ÇAKMAKLI KÖYÜ, LİMAN AMAÇLI 1/5000 ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI DİLEK ÇAKANŞİMŞEK ŞEHİR PLANCISI

A.Ü. HUKUK FAKÜLTESİ DENİZ KAMU HUKUKU FİNAL SINAVI YANIT ANAHTARI 05 Ocak 2014; Saat: 14.30

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm: MODERN PAZARLAMA ANLAYIŞI

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm

A. BİÇİME İLİŞKİN ANALİZ VE DEĞERLENDİRME

İçindekiler I. BÖLÜM ÖRGÜTLERDE İNSAN İLİŞKİLERİ

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK

A) Siyasi birliklerini geç sağlamaları. B) Sömürge alanlarını ele geçirmek istemeleri. C) Sanayi devrimini tamamlayamamaları

DENİZ ASTSUBAY MESLEK YÜKSEK OKULU TARİHÇESİ Deniz Kuvvetlerinin Astsubay kaynağı olan Deniz Astsubay Hazırlama Okulu ile sivil kaynaktan aldığı

BP, Bostancı da karşılıklı iki yeni istasyon hizmete açtı

Araştırma Notu 15/179

Araştırma Notu 12/124

İÇİNDEKİLER. Giriş... 1 BİRİNCİ BÖLÜM GİRİŞİM VE GİRİŞİMCİLİK

İçindekiler. I Varyans Analizi (ANOVA) 1. Önsöz. Simgeler ve Kısaltmalar Dizini

Terör Olayları ve Enerji Zinciri : İstatistiksel bir İnceleme

DOĞRUDAN FAALİYET DESTEĞİ

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

YÖNETİCİLİĞİ GELİŞTİRME PROGRAMLARI

TEMEL YELKEN TEORİK DERS 1.BÖLÜM

KORKMADAN ÖĞRENMEK OKUL ve OKUL ÇEVRESİ GÜVENLİĞİ

Bodrum dan Adriyatik e yelkenli ile 4 kadın

İÇİNDEKİLER SUNUŞ VE TEŞEKKÜR KİTABIN YAPISI VE KAPSAMI YAZAR HAKKINDA 1. BÖLÜM ÜSTÜN YETENEKLİLİKLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR VE KURAMSAL ÇERÇEVE

KRUVAZİYER TURİZMİNDE DÜNYA VE İZMİR, TÜRKİYE KRUVAZİYER PLATFORMU NUN ÇALIŞMALARI

K.K.T.C Bayındırlık Ve Ulaştırma Bakanlığı Meteoroloji Dairesi.

MİLLETLERARASI İLİŞKİLER VE GÜVENLİK AÇISINDAN MEDENİYET SÖYLEMİNİN PSİKOLOJİK ANALİZİ

SOSYAL BİLİMLER BÖLÜM BAŞKANLIĞI DERS TANITIM BİLGİLERİ

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

DENİZ HARP OKULU ASKERİ BİLİMLER BÖLÜM BAŞKANLIĞI DERS TANITIM BİLGİLERİ. Ders saati (T+U+L) Dersin Adı Kodu Sınıf / Y.Y.

(Resmi Gazete ile yayımı: Sayı: 23956)

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI TÜRKİYE TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VAKFI (TTGV) DESTEKLERİ. Sadık URANLI

Fransa ya Yelken Açtı

DENİZ HARP OKULU ASKERİ BİLİMLER BÖLÜM BAŞKANLIĞI DERS TANITIM BİLGİLERİ

SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN)

13. ULUSAL PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK KONGRESİ BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI Ekim, 2015 Mersin

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

YÖNETMELİK. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

MEVLÜT GÖL KARŞILAŞTIRMALI HUKUKTA ANAYASA BAŞLANGIÇLARININ SEMBOLİK VE HUKUKİ DEĞERİ

KENTSEL TASARIM YARIŞMALARINDA YEREL DEĞERLER: BALIKESİR ÇAMLIK TEPESİ YARIŞMASI

ABD Donanmasının kuruluşu ile Osmanlı nın ilgisi ne? CEMAL TUNÇDEMİR

ANTARKTİKA TÜRK ARAŞTIRMA İSTASYONU NUN YERİ VE TÜRK KUTUP ARAŞTIRMA GEMİSİ: (Seyir Rotaları, Personel Yapısı, Gemi Kapasitesi)

İktisat Tarihi II. XI. Hafta

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

Çarşamba İzmir Gündemi

T.C. MUĞLA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ Deniz ve Kıyı Tesisleri Şube Müdürlüğü

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLİĞİ BİLİMDALI

DAMAR MADENCİLİK A.Ş. Şirketimiz Hakkında

AB Fonları için PROJE YAZIM KILAVUZU F. ÖNCÜ DANIŞMALIK

ĐKV DEĞERLENDĐRME NOTU

Yelken Nedir? Yelken Nasıl Çalışır? Yelken Tarihi Yelken Sınıfları Salma Nedir? Salma Teorisi Seyirler ve Salma Salma Tipleri Yelkenli Bir Teknenin Pa

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

* 2012 yılında stabil kalan küresel ekonominin, 2013 yılında yüzde 3,1 lik bir büyümeye ulaşması bekleniyor.

İÇİNDEKİLER GİRİŞ 1 CİNSEL SALDIRI (MADDE 102) 5

Dikkat!... burada ilk ünite gösterilmektedir.tamamı için sipariş veriniz SATIŞ TEKNİKLERİ KISA ÖZET KOLAYAOF

Sosyal bilgiler öğretmeninin verdiği bu bilgiye dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

TÜFEK, MİKROP VE ÇELİK

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

Antarktika da bir bilim üssü kurulmasını arzulayan çok sayıda seçkin (konusunda yetkin anlamında!)

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... vii KISIM 1 GASTRONOMİ: KAVRAMSAL YAKLAŞIM VE TRENDLER

Dr. TANER EMRE YARDIMCI HUKUK YARGILAMASINDA SOMUTLAŞTIRMA YÜKÜ

İçindekiler Konu: Sayfa No: 1. Konusu I 2. Önsöz II 3. Özet IV 4. İçindekiler V Birinci Bölüm

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

DENİZ HARP OKULU ASKERİ BİLİMLER BÖLÜM BAŞKANLIĞI DERS TANITIM BİLGİLERİ. Ders saati (T+U+L) Dersin Adı Kodu Sınıf / Y.Y.

Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

KAPADOKYA. Melih ÖZTEKİN. Eralp ÖZYAĞCI. Mert ÇİL. Başak DEMİRBAŞ

Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi

Korsanları sadece İngiltere. kullandı. Evrensel Bakış Açısı Gürbüz Evren

BÖLÜM III ÖĞRETİMİN TEMEL ESASLARI

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM GENEL BİLGİLER

KAPSAM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD. ŞTİ.

DKN.: /PAPGE Aralık 2014 MESLEKİ BİLİMLER BÖLÜM BAŞKANLIĞI DERS TANITIM BİLGİLERİ

AKDENİZ PARLAMENTER ASAMBLESİ. İkinci Komite

Transkript:

sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 12 / 2005, s. 227-233 kitap tanıtımı AKDENİZ DE COĞRAFYA, TEKNOLOJİ VE SAVAŞ: Araplar, Bizanslılar, Batılılar ve Türkler John H. Pryor (trc. Füsun Tayanç -Tunç Tayanç), Kitap Yayınevi, İstanbul 2004, 262 s. Yasemin SARI Akdeniz de Coğrafya Teknoloji ve Savaş: Araplar, Bizanslılar, Batılılar ve Türkler adlı eser, Tablolar ve Şekiller (s. 6-9), Kısaltmalar (s. 9), Önsöz (s. 11-18), Giriş (s. 19-28), Deniz (s. 29-41), Gemiler (s. 42-95), Seyrüsefer: Rotalar ve İçerdikleri Koşullar (s. 96-108), IX. ve X. Yüzyıllar: İslâm, Bizans ve Batı (s. 109-117), XII. ve XIII. Yüzyıllar: Haçlı Devletleri (s. 118-138), Deniz Ulaşımı ve Korsanlık (s. 139-163), Türkler (s. 164-186), Sonsöz: Berberî Korsanları (s. 187-189), Sonuç (s. 190-192), Notlar (s. 193-231), Kaynakça (s. 233-250), Dizin (s. 251-259), Yayıncının Ekleri (s. 260-262) bölümlerinden oluşmaktadır. Etrafı denizlerle çevrili olan ya da denize kıyısı bulunan memleketlerin hiç şüphesiz tarih sahnesindeki rolleri, insanlık tarihinin seyrini değiştirdiği ölçüde ehemmiyet arz etmiştir. İnsanoğlu, denizin sağladığı ulaşım imkânından ve içinde barındırdığı nimetlerden yüzyıllarca yararlanmış, ancak zamanla bu durum kaçınılmaz olarak milletlerin kendi aralarındaki üstünlük yarışına dönüşmüştür. Yazarın önsözde belirttiği üzere, Haçlı Seferleri ne duyulan ilgiden doğan, Akdeniz deki deniz ticareti ve ticaret hukuku ile ilgili araştırmalarla genişletilen bu çalışma, XI. yy. dan Haçlı Seferleri nin sonuna kadar Akdeniz de ulaşım, gemicilik ve deniz savaşları konularında, sahip olunan coğrâfî ve teknolojik imkânların tarihsel bir değerlendirmesidir. Yazar, bu çalışmanın Ortaçağ Akdeniz dünyasına dair genel bir denizcilik tarihi olmadığını, söz konusu dönemdeki Akdeniz in bütün tarihini, çatışma ve rekabet içinde bulunan uygarlıkların tüm boyutlarını ihtiva etmediğini belirtmektedir. Bu çalışmada ele alınan temel konu, Sakarya Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, İslâm Tarihi Bilim Dalı Yüksek Lisans öğrencisi. 1

Akdeniz in hava ve deniz koşullarının insanlık tarihinin gelişimine olan etkisidir. (s. 11-18) Giriş bölümü, Endülüslü gezgin İbn Cübeyr in XII. yy. da Akdeniz de yaptığı bir seyahat esnasında sahip olduğu gözlemlerin aktarımıyla başlar. Daha sonra Akdeniz de deniz seferlerinde kullanılan gemilerin teknik özellikleri, denize açılma mevsimleri, sefer süreleri ve izledikleri rotalar hakkında bilgiler verilir. Bütün bunların ardından Akdeniz in denizcilik tarihi üzerindeki etkisini kavramak için coğrafya ile denizcilik teknolojisi arasındaki güçlü bağın keşfedilmesi gerektiği tezi ortaya atılır. (s. 19-28) 1-Deniz (s. 29-41) Yazar, Akdeniz in seyir için sunduğu elverişli koşullardan yılın pek çok ayında faydalanıldığını, ancak coğrâfî ve meteorolojik etmenlerin, gemi tasarımını, yolculukların mevsimlere göre dağılımını ve rotaların seçimini büyük ölçüde etkilediğini kaydeder. Mevcut akıntıların, hâkim rüzgârların ve mevsimlere göre takip edilen rotaların seyrüsefer üzerindeki etkisine dikkat çekerek şekil ve tablolar vasıtasıyla okuyucunun zihninde net bir izlenim oluşturmaya çalışır. Ayrıca akıntı sistemlerinin ve yılın belli mevsimlerindeki hava koşullarının, güneyden kuzeye ve doğudan batıya doğru yapılan yolculuklara müspet yöndeki etkilerine, Akdeniz in kuzey ve güney kıyı şeritlerinin doğal farklılıklarına değinir. Akdeniz in kuzey kıyıları pek çok adadan müteşekkildir. Bu durum, güney kıyılarının aksine, gemilere kötü hava koşullarında sığınak, onarım ve ticaret için pek çok imkân sağlamakta ve doğal yapısının elverişli olması itibariyle genellikle bu kıyı rotalarının takip edilmesini zorunlu kılmaktadır. 2-Gemiler (s. 42-95) Yazar, bu bölümü denizci milletlerin hayatında önemli bir yere sahip olan ticaret ve savaş gemileri olmak üzere iki ayrı başlık altında sunmaktadır. Ticaret gemileri kısmı, Erken Ortaçağdan XIII. yy. ın sonuna ve XIV. yy. dan XVI. yy. a kadar gelen iki ayrı başlık altında incelenir. Savaş gemileri konusu herhangi bir ayırıma tabi tutulmadan bir bütün halinde incelenir. Ayrıca söz konusu dönemlerde kullanılan gemi türlerinin şekilleri verilmek suretiyle metnin daha anlaşılır kılınması hedeflenmektedir. Erken dönem gemiciliğine dair malumat ancak yazılı kaynaklar ve deniz arkeologlarının sunduğu bilgilerle sınırlıdır. VII. yy. da gemi yapımında meydana gelen yenilikleri anlatan Pryor, bu dönemden XI. yy. a kadar 2

Bizans ın kullandığı gemilerin Akdeniz in standart gemi özelliğini gösterdiğini kaydeder. Müslümanların da özellikle ilk fetihlerden sonra Bizans gemilerini kullandıklarını ya da bu gemileri örnek aldıklarını dile getirmektedir. XIII. yy. dan sonra gemilerin boyutları büyütülerek ve tasarımında yenilikler yapılarak daha fonksiyonel olmasına çalışılmış, ancak yapılan bu değişiklikler orijinal ve köklü yenilikler olmamıştır. Yazar, ticaret gemileri ile ilgili bahiste, Akdeniz de yelkenli ve kürekli gemilerin kullanıldığına dair bilgi vermektedir. Erken Ortaçağda kürekli gemiler, yelkenli gemilerin teknik yetersizliğinden dolayı daha avantajlıydı. Çünkü rüzgâra, akıntıya ve gelgite karşı yol almada kullanılabiliyorlardı. Ancak kürekli gemiler de, gerek denizin kabarması sırasında çabuk su almaları gerekse hızlarının yavaş olması sebebiyle seyirleri aksatıyorlardı. Pryor, coğrafî ve meteorolojik koşullar çerçevesinde, tasarım ve seyir teknikleri konusunda yeniliklerin yapıldığı XIV. yy. a kadar, Hıristiyan gemilerinin geniş imkânlar sunan kuzeydeki deniz yollarını kullandıklarını, Müslümanların ise Hıristiyanlar ile aralarında bir takım siyâsî ve dînî kaygılara yol açmaktan çekindikleri için güneydeki deniz yollarını tercih ettiklerini ileri sürmektedir. XIV. ve XVI. yy. larda geliştirilen yeni tür gemiler, diğer gemi cinslerine göre ihtiyaçları bir nebze karşılayabiliyor olsa da, söz konusu dönemde insanların gereksinimlerine tam olarak cevap verebilecek teknolojik donanım sağlanamamıştı. Yazar, XIV. yy. da belli bir süre için Hıristiyan Batının gemilerinin, Bizans ve Müslüman ticaret gemilerinden teknik anlamda daha gelişmiş olduğunu, XIV, XV ve XVI. yy. larda Osmanlı ticârî gemiciliğinin gelişmesine kadar Akdeniz de söz sahibi milletin Hıristiyan Batı olduğunu iddia etmektedir. Ortaçağın sonlarına doğru gemi tiplerindeki yeniliklerle birlikte pusula ve harita kullanımının yaygınlaşması, kıyılardaki belli işaretleri takip ederek seyretme zorunluluğunu kaldırarak karayı görmeden yol almayı kolaylaştırmıştır. Ancak kıyıyı izleyen rotaları takip etmek de, çok çeşitli ticaret olanakları elde etmek, gemileri onarmak, su ve yiyecek temin etmek, korsanlardan kaçabilecek bir sığınak bulmak ve uzun deniz yolculuklarının sıkıcı atmosferinden kurtulmak için önemliydi. 3

Ortaçağın sonları ile XVI. yy. da Akdeniz de yarışan güçlerin silahı, hafif savaş kadırgası olmuştur. Erken dönemden itibaren bu gemi tipi kullanılmış, zamanla köklü değişiklikler geçirmiştir. Pryor, XIV. yy. öncesinde Müslüman savaş gemilerine ait görsel kaynağın bulunmadığını söylemektedir. Ancak Müslümanların Bizanslılardan gemi yapım tekniklerini öğrenerek teknik anlamda onlardan çok da geri kalmadıklarını tarihçilerin kabul ettiği genel bir görüş olarak dile getirmektedir. XVI. yy. da Müslümanların kullandığı kadırga tipi, Hıristiyan kadırgasına oranla biraz daha küçük, suya daha yakın, yelkenlisi daha hızlı, küreklisi daha yavaş idi. Bu dönemde kürekçi olarak köle ve mahkûmların kullanılmasına kadar bütün Ortaçağ boyunca kürekçiler Batıda gönüllülerden, Müslümanlarda genellikle alt sınıf askerlerden, Bizans ta da hâkimiyeti altındaki bölgelerde yaşayan ve yasal yükümlülükleri olan kimselerden oluşmaktaydı. Yazar, söz konusu dönemde gerek kürekli savaş gemilerinin, gerekse kürekli ve yelkenli ticaret gemilerinin belli tiplerinin teknik özelliklerini ve yeterliliklerini incelemektedir. 3-Seyrüsefer: Rotalar ve İçerdikleri Koşullar (s. 96-108) Meteorolojik etkenlere bağlı olarak, tarih boyunca tecrübeler neticesinde tespit edilen ve kullanılagelen rotalar, denizci milletlerin sağlıklı ve kazançlı yolculuklar yapabilmeleri için büyük öneme sahiptir. Yazar, XVI. yy. a kadar, meteorolojik olaylardan kaynaklanan fırtına ve tehlikeli hava koşullarının deniz yolculuğunu riske sokabileceğinden endişe edilmesi sebebiyle, ticaret gemilerinin kış aylarında denize açılmaktan kaçındıklarını söylemektedir. Bununla birlikte XIV. ve XV. yy. larda pusula kullanımının yaygınlaşması ve gemi tasarımındaki teknik gelişmelerin kışın denize açılmayı kolaylaştırmasına rağmen, ancak bazı gözü pek ticârî gemi sahiplerinin daha fazla kâr elde edebilmek için kış aylarında sefer yapmaya cesaret edebildiklerinden bahsetmektedir. Ortaçağın tamamı ve XVI. yy. daki deniz seferleri, Akdeniz deki stratejik önemi bulunan bir takım adaları ele geçirmek ya da düşmandan korunmak amacıyla düzenlenmiştir. Bu bakımdan denizdeki mücadelelerin gidişatında, teknoloji ve coğrafya arasındaki bağın ne derece önemli olduğu bir kez daha vurgulanması gereken bir husustur. 4-Dokuzuncu ve Onuncu Yüzyıllar: İslam, Bizans ve Batı (s. 109-117) 4

Müslümanların Akdeniz deki mevcûdiyeti, VII. yy. da Kıbrıs ı ele geçirmeleriyle gerçekleşmiştir. Bunu takip eden yıllarda Bizans a karşı deniz saldırıları devam ettirilerek IX. ve X. yy. larda ciddi tehditler oluşturulmaya başlanmıştır. Müslümanların bu şekilde ana rotalar üzerinde kurduğu hâkimiyet, Hıristiyan dünyasını önemli ölçüde sarsmıştır. Bu bağlamda yazar, söz konusu dönemle ilgili Müslüman tarihçilerin, İslâm ın, Hıristiyan âlemi üzerinde büyük başarılar elde ettiğine dair yazmış oldukları yazıları abartılı bulduğunu ifade etmektedir. Pryor önce, Müslüman donanmaların faaliyetlerini; korsanlık yapmak, cihat amacı güderek ganimet ve köle elde edebilmek için kıyılara ve adalara akınlar düzenlemek, işgaller gerçekleştirmek olarak açıklamaktadır. Ancak daha sonra, İslam ın sınırlarını genişletmeyi amaç edinen Müslümanların, korsanlığın ötesinde cihat yaptıklarına dikkat çekmektedir. Müslüman gemilerinin IX. ve X. yy. larda Akdeniz deki hâkimiyeti XI. ve XIII. yy. larda yavaş yavaş güneye doğru gerilemeye başlamıştır. Müslümanların kuzeydeki kayıplarının sebebi, Hıristiyan Batının dinamizmi, diğer taraftan Müslümanların savaşçı fatihlerini ve ekonomik güçlerini yitirmeleri ile açıklanmaktadır. 5-Onikinci ve Onuçüncü Yüzyıllar: Haçlı Devletleri (s. 118-138) Hıristiyan Batının XI. yy. sonları ile XII. yy. başlarındaki askerî ve ekonomik gücündeki artışın tezâhürü, Suriye ve Filistin topraklarında kurulan Haçlı devletlerinin iki yüzyıl boyunca varlıklarını koruyabilmeleridir. Hıristiyan Batının XII. ve XIII. yy. larda bu topraklarda varlıklarını hâlâ koruyabilmeleri Hıristiyan dünyasının insan gücü ve mâlî desteğini deniz yolu aracılığıyla sağlaması sebebiyledir. Birinci Haçlı Seferi esnasında Kudüs e saldırıldığında, Doğu Akdeniz de Bizans a kafa tutacak tek güç Fâtımîler idi. Bunu müteakip Batının çeşitli bölgelerinden gelen haçlı donanmalarının Fâtımîlere uyguladığı yoğun baskı, XII. yy. da Fâtımîlerin denizdeki gücünü büyük ölçüde kırmıştır. Pryor, XII. yy. da Fâtımî donanmasının çökmesinden sonra Selâhaddin Eyyûbî nin oluşturduğu donanmanın tek başarısının, Haçlı devletlerine ait bazı ticaret gemilerini ele geçirmek olduğunu kaydetmektedir. Ayrıca Müslümanların haçlı devletlerine karşı denizde pek başarılı olamadıklarını, sağladıkları ezici üstünlüğün kara ile sınırlı kaldığının altını çizmektedir. 6-Deniz Ulaşımı ve Korsanlık (s.139-163) 5

XI. yy. dan XV. yy. a kadar, Müslüman ticaret gemileri Akdeniz deki üstünlüklerini yavaş yavaş yitirmeye başlamış, bu zaman diliminde Hıristiyan Batının ticaret gemilerinde büyük çapta artış olmuştur. Pryor, Ortaçağ boyunca ve XVI. yy. da Bizans ın ve Müslüman dünyanın deniz ticaretinde faaliyet göstermelerine rağmen, Hıristiyan Batının XII. yy. dan başlayarak Akdeniz ticaretinde yavaş yavaş üstünlük sağladığını, korsanlığın ise bu dönemde Akdeniz in dört bir yanına yayıldığını belirtmektedir. Yazara göre, bu tür eylemlere katılmayan hiçbir millet yoktu. Korsanlık, deniz ulaşımında yolcuların endişelerine neden oluyordu. Bir Hıristiyan Müslüman ı yağmalamaktan ya da bir Müslüman Hıristiyan ı yağmalamaktan keyif alıyordu. Korsanlığın başlıca hedefi ise köle elde etmekti. Dindaşların dahi köle olarak satılmasına çok sık rastlanabiliyordu. Yazar, Ortaçağda Hıristiyan Batının üstün duruma geçmesini Müslümanların denizdeki gerilemesine, İslam dünyasının parçalanmışlığına ve batı gemiciliğinin teknolojik üstünlüğüne bağlamaktadır. 7-Türkler (s. 164-186) Bu bölümde, Haçlı Seferlerinden sonra Hıristiyanlığın Doğu Akdeniz deki ezici üstünlüğüne XIII. yy. da son verildiği, Türklerin Akdeniz kıyılarını ele geçirmesiyle Türk gemileri ve gemiciliğinden söz edilmeye başlandığı, XIII. yy. ın sonlarından itibaren Türk korsanlarının da tarih sahnesindeki yerini aldıkları öne sürülmektedir. Türkler, Akdeniz sularıyla ilk olarak Selçuklular zamanında tanıştı. Daha önce denize dair herhangi bir tecrübeleri yoktu. XIII. yy. da Selçukluların yerini alan gazi beylikleri Akdeniz de varlıklarından söz ettirmeye başladılar. Yazar, XIV. yy. da Batının ve Bizans ın karşılaştığı bu engeli, gazi beyliklerinin değil, Osmanlı nın gölgesinde kazandıkları başarı olarak açıklamakta, asıl amaçlarının ise şan, şöhret elde etmek, zenginleşmek ve devletlerini geliştirmek olduğunu ileri sürmektedir. Kuzey Akdeniz kıyılarının Türklerin eline geçmesi Batı egemenliğine karşı oluşturulan doğrudan bir tehdit anlamına geliyordu. Yazar, Batı egemenliğine karşı oluşturulan bu tehdidin bir takım nedenlerden dolayı XIV. yy. da Türkler tarafından tam olarak gerçekleştirilemediğine ve Osmanlı nın XV. yy. da bazı devletlere kendi topraklarında ticaret yapabilmeleri için imtiyazlar vererek Batı ile ticârî alış-veriş sağlamaya çalıştığına değinmektedir. Ancak bu dönemde Osmanlı nın gücünü hâlâ 6

koruyabilmesi, deniz savaşları konusunda başarılı olamasa da, stratejik önemi bulunan bazı adalara sahip olmasıyla açıklanmaktadır. XVI. yy. da ise Osmanlı, denizciliğini geliştirerek amaçlarını gerçekleştirmiş, Hıristiyan güçleri Osmanlı dan izin almadan Akdeniz de sefer edemez hale gelmiştir. 8-Sonsöz: Berberî Korsanları (s. 187-189) Yazar bu bölümde, Ortaçağın sonlarında Kuzey Afrikalı Müslüman devletlerin daha çok barış yanlısı olduklarını ve asıl hedeflerinin Hıristiyan gemilerinin toplandığı bazı limanları ele geçirmek olduğunu belirtmektedir. Ayrıca XIV. ve XV. yy. larda Hıristiyanların Batı Akdeniz deniz ulaşımı için tehdit oluşturduğuna, XVI. yy. da Kuzey Afrika korsanlarının Osmanlı egemenliğindeki devletlerde beylikler kurduğuna değinmektedir. 9-Sonuç (s.190-192) Pryor, teknolojinin hangi çağda, hangi toplumda olursa olsun insanların ihtiyaçlarını gidermek için sarf ettiği çabanın ötesine geçemediği ve hiçbir zaman insanların istediği kolaylığı sağlayabilecek kadar mükemmelliğe ulaşamadığı görüşündedir. Çalışmasında VII. yy. dan XVI. yy. a kadar Akdeniz de deniz teknolojisi alanında meydana gelen gelişmeleri ortaya koyan yazar, başarılı bir sefer için meteorolojik olguların da hesaba katılması gerektiği hususunu önemle vurgulamaktadır. Söz konusu çalışmanın, ele alınan dönem ve coğrafyada rekabet ve çatışma içinde geçen mücadelede baş rolü paylaşan İslâm ve Hıristiyan uygarlıklarının tarihinin anlaşılmasında önemli bir katkı sağlayacağı muhakkaktır. Konunun incelenmesinde gerek İslâm gerekse Hıristiyan kaynakların kullanılması, objektif bir sunum ve değerlendirmeyi zorunlu kılmıştır. Bununla birlikte yazarın zaman zaman Türkler ve Müslümanlarla ilgili bir takım ön yargılı yaklaşımları dikkatleri çekmekte ise de; çalışma, olaylara Tarihte öteki perspektifinden bakmamıza imkân sağlamaktadır. 7