2012 Kuzey Kıbrıs İhracat Raporu. İhracatta Kuzey Kıbrıs ın Yeri ve İhracat Anketi Araştırma Sonuçları Raporu

Benzer belgeler
YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

Hizmet Sektörü Olarak Sağlık Turizminin Ülke Ekonomisindeki Rolü. Dr. Seyit KARACA TOBB Türkiye Sağlık Kurumları Meclis Başkanı

ESKİŞEHİR SANAYİ ODASI

TEKNOLOJİ EKONOMİ POLİTİKA - III TÜRKİYE DEKİ AR-GE VE YENİLİK FAALİYETLERİ

Sağlık Sektörünün Olmazsa Olmazı: Tıbbi Malzeme Alt Sektörü

TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş. Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Müdürlüğü. Temmuz 2010 ANKARA

2010 Yılı Sonu İçin Nasıl Bir Ekonomik Beklenti İçindesiniz? Daha kötü 7%

TÜRKİYE TAKIM TEZGAHLARI ALT SEKTÖRÜ

Sektör eşleştirmeleri

İHRACATIN FİNANSMANI METİN TABALU / TİM GENEL SEKRETER YARDIMCISI

TÜRKİYE İŞ ve İNŞAAT MAKİNALARI ALT SEKTÖRÜ

ISLAMIC FINANCE NEWS ROADSHOW 2013-TURKEY

TÜBİTAK TEYDEB. Ar-Ge ve Yenilik Destek Programları

ESKİŞEHİR TİCARET ODASI Aylık Ekonomi Bülteni Haziran 2009

Yeni üretim hattı ile kapasite artısı aylık ve yıllık ciromuzda en az %20'lik artış sağlanmıştır.

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Aralık 2012

BANDIRMA AB YOLUNDA PROJESİ ANKET SONUÇLARI DEĞERLENDİRMESİ

$40,00 $30,00 $20,00 $10,00 $

Değişen Dünyada Güçlü İşletmeler Olmak. GİRİŞİM EĞİTİM ve DANIŞMANLIK MERKEZİ

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ

II. KKTC KOBİ ZİRVESİ GİRİŞİMCİLİK EKOSİSTEMİ GELECEK STRATEJİLERİ KONFERANSI

2012 Yılı İçin Nasıl Bir Ekonomik Beklenti İçindesiniz? Daha kötü 10% Daha iyi 45%


EKONOMİK DURUM TESPİT ANKET SONUÇLARI


EİB EGE DEMİR VE DEMİR DIŞI METALLER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ 2012/2013 DÖNEMİ ÇALIŞMA RAPORU

2003 yılında tarımın milli gelirlerimizdeki payı yüzde 12,6 iken, 2006 yılında yüzde 11,2 ye indi.

EKONOMİK DURUM TESPİT ANKET SONUÇLARI

EKONOMİK DURUM TESPİT ANKET SONUÇLARI

Soru 1: Firma olarak 2012 yılının ikinci yarısı için nasıl bir ekonomik beklenti içindesiniz?

DIŞ TİCARET BEKLENTİ ANKETİ ÇEYREĞİNE İLİŞKİN BEKLENTİLER

YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI. Dış Ticaret Beklenti Anketi

MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MTA DOĞAL KAYNAKLAR VE EKONOMİ BÜLTENİ YIL : 2012 SAYI : 14

CİRO VE KARLAR AZALMIŞ, İHRACAT ARTMIŞTIR. Erol İyibozkurt Uludağ Üniversitesi İ.İ.B.F. ÖğretimÜyesi

TÜRKİYE NİN CARİ AÇIK SORUNU VE CARİ AÇIĞIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ SEDA AKSÜMER

Temel Ekonomik Göstergeler. İzmir

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI. İhracat Genel Müdürlüğü KOBİ ve Kümelenme Destekleri Daire Başkanlığı. Julide ÇERMİKLİ Şube Müdürü V.

2014 İKİNCİ ÇEYREK ELEKTRİK SEKTÖRÜ. Tüketim artışı aheste, kapasite fazlası sürüyor. Yael Taranto

Eylül 2013 B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

SON ÇEYREKTE İHRACAT VE YATIRIMLAR HIZLANDI

AB 6.Çerçeve Programı Türkiye nin Katılımı Organizasyon Tiplerine Göre Dağılım Analizi

EKONOMİK GELİŞMELER Mart

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs 2012

KAMU ALIMLARI YOLUYLA TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YERLİ ÜRETİM PROGRAMI EYLEM PLANI

GRAFİKLERLE FEDERAL ALMANYA EKONOMİSİNİN GÖRÜNÜMÜ

İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KURUM/KURULUŞ. Maliye Bakanlığı Hazine Müsteşarlığı ASPB SGK KOSGEB. Maliye Bakanlığı SGK KOSGEB

GİTES TEKSTİL VE DERİ EYLEM PLANI

TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ

Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri

Araştırma Notu 13/159

EKONOMİK GELİŞMELER Mart 2012

EKONOMİK DURUM TESPİT ANKET SONUÇLARI

BELÇİKA ÜLKE RAPORU

DIŞ TİCARET BEKLENTİ ANKETİ ÇEYREĞİNE İLİŞKİN BEKLENTİLER

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma on altıncı kez gerçekleştirilmiştir.

DIŞ TİCARET BEKLENTİ ANKETİ ÇEYREĞİNE İLİŞKİN BEKLENTİLER

BANKACILIK SEKTÖRÜ YÖNETİCİ KESİMİ BEKLENTİ ANKETİ

EKONOMİK DURUM TESPİT ANKET SONUÇLARI

AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası

TÜRK DERİ VE DERİ MAMÜLLERİ SEKTÖRÜ

2009 YILI I. ÇEYREK EKONOMİK DEĞERLENDİRME ANKET RAPORU

Temel Ekonomik Göstergeler. İzmir

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 71

Türkiye İstatistik Kurumu ndan (TÜİK) alınan verilere göre, Sinop ilinin Ocak-Temmuz ayı dış ticaret

Cari açığın bazı özellikleri ve politika önerileri. Seyfettin Gürsel

Cam Sektörü 2013 Yılı Değerlendirmesi

Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan İğnebekçili

Kümelenme ve Uluslararasılaşma. Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracat Genel Müdürlüğü KOBİ ve Kümelenme Destekleri Daire Başkanlığı

MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI OCAK 2011

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ 1 / 7

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER. (Temmuz 2015)

PLASTİK VE KAUÇUK ÜRÜNLERİ İMALATI Hazırlayan Orkun Levent BOYA Kıdemli Uzman

2012 YILI BALIKESİR İŞLETMELERİNİN SOSYO-EKONOMİK DURUM VE 2013 YILI BEKLENTİ ARAŞTIRMASI BALIKESİR TİCARET ODASI

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Ali Babacan ın Konuşma Metni I. YOİKK Toplantısı

T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI Ekonomik ve Mali Politikalar Başkanlığı

GEMLİK TİCARET ve SANAYİ ODASI

TÜRKİYE DE BU HAFTA 7 11 EYLÜL 2015

ÜNİVERSİTE - SANAYİ İŞBİRLİĞİ BULUŞMASI 11 ŞUBAT 2012, İSTANBUL. Adnan DALGAKIRAN Yönetim Kurulu Başkanı

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran 2012

KIRŞEHİR SANAYİ RAPORU

ÜÇ AYLIK EKONOMİK RAPOR

ODA/BORSA BAŞKANLARI. 2 Temmuz 2009, Ankara

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

MECLİS TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Sayı: Mayıs PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 18 Mayıs 2010


İHRACATIN ÖNÜNDEKİ ENGELLER SAHA ÇALIŞMASI

Rakamlarla 2011'de Türkiye Ekonomisi

ESKİŞEHİR TİCARET ODASI Aylık Ekonomi Bülteni Temmuz 2009

ĐSTĐHDAM AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Şükrü Kızılot Gazi Üniversitesi Arş.Gör.Özgür Şahan Gazi Üniversitesi

KAMU ALIMLARI YOLUYLA TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VE YERLİ ÜRETİM PROGRAMI EYLEM PLANI

T.C. ORTA ANADOLU KALKINMA AJANSI (ORAN) TR72 (KAYSERİ SİVAS YOZGAT) DÜZEY 2 BÖLGESİ BAĞIMSIZ DEĞERLENDİRİCİ GÖREVLENDİRİLMESİNE İLİŞKİN İLAN

VI- FİNANSMAN İHTİYACI (MÜKTESEBAT BAŞLIKLARI İTİBARIYLA)

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

Sentez Araştırma Verileri

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık 2012

YÜKSEK DENETİM DÜNYASINDAN HABERLER 9. ASOSAI ARAŞTIRMA PROJESİ IŞIĞINDA İÇ DENETİM VE İÇ DENETİM BİRİMLERİ İLE SAYIŞTAYLAR ARASINDAKİ İLİŞKİLER

Transkript:

2012 Kuzey Kıbrıs İhracat Raporu İhracatta Kuzey Kıbrıs ın Yeri ve İhracat Anketi Araştırma Sonuçları Raporu

Sayfa 2 İçindekiler I. Önsöz II. İhracat Konusunda Bir Ada Ülkesi Kuzey Kıbrıs ın Durumu i.dış Ticaret İstatistikleri ii.ihracatın Sektörel, Teknolojik ve Bölgesel Değerlendirmesi iii.yeşil Hat Ticareti III. Turizm Adalarında Dış Ticaret IV. Kuzey Kıbrıs İhracat Araştırma Raporu i. Yönetici Özeti ii. Araştırmanın Kapsamı ve Metodolojisi iii. Anket Sonuçları iv. Odak Grubu Analizleri V. Sonuç ve Değerlendirmeler

Sayfa 3 I. Önsöz Kıbrıs Türk Sanayi Odası için ülkemizde mal ve hizmet üretimini ve üretilen ürünlerimizin ihracatını sürdürülebilir bir şekilde artırmak kutsal bir görevdir. Bu görevi en iyi şekilde gerek kamu gerekse özel sektördeki paydaşlarla ve politika yapıcılarıyla beraber uyum, kararlılık ve sağlıklı bir yapı içerisinde gerçekleştirmek konusunda Odamıza büyük görevler düşmektedir. Odamız bu bağlamda ülke ihracatı ile ilgili durum tespiti yapmak, eksiklikleri daha iyi görmek, ihracatçıların ve potansiyel ihracatçıların ihtiyaçlarını belirlemek için EDGE(Teşebbüsler için Ekonomik Kalkınma ve Büyüme Projesi ) ile birlikte 2012 yılının son çeyreğinde bir anket ve iki odak grubu çalışması gerçekleştirmiştir. Bu çalışmalarda karşımıza çıkan en ilginç sonuçlardan biri ihracatta birinci sorun olarak düşünülen Kıbrıs ın siyasi durumunun aslında ihracat yapan firmalar tarafından en büyük sorun olarak görülmemesidir. İhracat yapanlar için ihracatta yaşanılan en büyük sorun navlun maliyetlerinin yüksekliğidir. Bunun ardından ise girdi maliyetlerinin yüksek oluşundan şikâyet etmektedirler. Kıbrıs ın siyası durumu ihracat yapan üyelerimiz için ancak üçüncü sorun olarak yerini bulmuştur. Bir anlamda ihracatçılar navlun ve girdi maliyetlerinin düşürülmesini, Kıbrıs ın siyasi sorununda takılıp kalmaktan daha önemli görmektedir. KTSO Başkanı olarak Kıbrıs ın siyasi durumunun ihracatta artık ana engel olarak görülmemesi gerektiğine inanıyorum. İhracat yapan firmalarımızın ambargo ve izolasyonları aşma yetenekleri ile ilgili olarak tecrübelerini, daha önce ihracat yapmamış, potansiyeli olan üreticilere de aktarmalarında büyük faydalar olacağını düşünmekteyim. Bunu önemsememin nedeni ankete katılanların %85 inden fazlasının ihracat yapmak istediğini belirtmiş olmasıdır. 2013-2015 yıllarını kapsayan KKTC ve TC arasında uygulamaya konan Sürdürülebilir Ekonomiye Geçiş Programı, KTSO olarak katkı vermekten büyük mutluluk duyacağımız İhracatçılar Meclisi gibi önemli bir yapının kurulmasını içeren olumlu eylemleri barındırmakla birlikte, ihracatın artırılması yönünde yeterli önlem içermemektedir. Söz konusu programa göre 2011 yılında ülkemiz ihracatının ithalatı karşılama oranı olan %6,9 un, 2015 yılı sonunda %6,4 olması hedeflenmektedir. Bu programın her ne kadar temel hedeflerinde ihracatı artıracağını belirtse de, 2011 yılında 120 milyon dolar olan ihracatın 2015 sonunda sadece 127 milyon dolar olarak hedeflenmesi programın ihracatı artırma hedefinin olmadığını net bir şekilde göstermektedir. 3-4 yılda ihracatı sadece 7 milyon dolar, yaklaşık %6 oranında artırılmasının hedeflenmesini, ülke sanayisinin temsilcisi bir Oda olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Bu çalışmada, ülkemizin diğer benzer ada ülkeleri ile karşılaştırmasında da görüleceği gibi birçok turizm adasında %20 lerde olan ihracatın ithalatı karşılama oranının, ülkemizde 2011 de %6,9 iken 2015 te %6,4 ile gerçekleşmesinin hedeflenmesi doğru bir yaklaşım değildir. Oda olarak ihracatın artırılması konusunda ilgili paydaş-

Sayfa 4 larla beraber aktif olarak çalışmaya her zaman açık olduğumuzu tekrar belirtmek isteriz. Kıbrıs Türk Halkı üretmek ve ürettiğini ihraç etmek istemektedir. Bu itibarla, yol gösterici olmak ve karşı karşıya kalınabilecek engelleri ortadan kaldırma konusunda hepimize görevler düşmektedir. Son dönemlerde anavatan Türkiye mizin ihracat konusunda, başta Avrupa Birliği olmak üzere gelişmiş ülkelerde yaşanan krize rağmen, göstermiş olduğu performanstan alınacak dersler bulunmaktadır. Tecrübe ve bilgi paylaşımları konusunda Türkiye nin yanımızda olması bizim için önemli bir avantajdır. Yaptığımız ankette ortaya çıkan bir diğer sonuç da, KTSO olarak ihracat konusunda üyelerimize hizmetlerimizde eksikliklerimiz olduğu ve bunların giderilmesine yönelik çalışmalar yapılması gerektiğidir. Burada unutulmaması gereken bir diğer unsur da her şeyin devletten beklenmemesidir. Ülkemizde sanayi sektörünün temsilcisi olarak bu konuda üzerimize düşenleri belirlemek ve bunları en iyi şekilde yaparak, devletle uyum ve işbirliği içerisinde ihracata yönelik çalışmalarımıza hız vermek önceliklerimiz arasında yer alacaktır. Odamızın yıllar içerisinde süren ısrarlı talepleri neticesinde, hükümetin ve ilgili bakanlıkların yeterli olmasa da ihracatın önemini daha iyi anladığını söylemek mümkündür. Mal ve hizmet üretimini artırmak ve üretilen ürünlerin yurtdışı pazarlarda yer bulmasını sağlamak, sürdürülebilir bir ekonominin en temel taşıdır. İhracatın ekonomi içerisindeki payının artırılmasının, ekonomik kalkınma ve reel sektörün gelişimi açısından çok önemli sonuçları olacaktır. Bu vesile ile böyle önemli bir çalışmanın ortaya çıkmasında büyük katkıları olan KTSO personeline ve EDGE uzmanlarına tekrar teşekkür ederken, bu raporun ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz. Ali ÇIRALI Yönetim Kurulu Başkanı

Sayfa 5 II. İhracat Konusunda Bir Ada Ülkesi Kuzey Kıbrıs ın Durumu Yıllardır ada ülkelerinde mal üretiminin çok zor bir olgu olduğuna ve hatta zaman zaman imkânsız ve umutsuz bir çaba olarak nitelendirildiğine tanık olunmaktadır. Kaynakların ve imkânların sınırlı olması, birçok ürünün girdilerinin ithal edilerek üretilmesi, enerji maliyetlerinin diğer bölgelere oranla çok daha yüksek olması, nakliye giderlerinin yüksekliği ve bunun gibi olumsuzluklar birçok adanın rekabet edebilirliğini olumsuz yönde etkilemektedir. Kuzey Kıbrıs ın ekonomisinin birçok ada ülkesinde olduğu gibi lokomotif sektörü turizmdir. Turizm adalarının dış ticaretteki verilerini değerlendirilerek, ülkemizin bu ülkelere oranla nerede olduğunu inceleme fırsatı bulacağımıza inanmaktayız. Bu bölümde KKTC nin dış ticaret istatistiklerini inceledikten sonra diğer turizm adalarındaki dış ticaret verilerini ve en son olarak da ihracat, sektörel, teknoloji ve bölgesel seviyesine göre değerlendirilecektir. i. Dış Ticaret İstatistikleri 1977 yılında yaklaşık $25 milyon olan ihracatın, 2011 yılında $120 milyon dolarla yaklaşık 5 katı arttığı görülmektedir. Buna karşılık ithalat $82 milyondan, $1,75 milyara yükselerek, yaklaşık 21 kat artmıştır. İhracatta da ithalatta da en yüksek rakamların 2011 yılında erişildiğine tanık olmaktayız. Aynı dönemde dış ticaret açığı $57 milyondan, $ 1,62 milyar dolara çıkarak, yaklaşık 28 kat

Sayfa 6 artmıştır. 2004 yılında özellikle Annan Planı yla ekonomide yaşanan gelişmelerle birlikte inşaat sektöründe hızlı büyüme ithalatın rakam ve oransal olarak artmasının en önemli etkenlerinden biri olmuştur. Ancak Annan Planı nın ekonomi içerisinde yarattığı olumlu gelişme, daha çok tüketim ekonomilerinde görülen lüks son tüketim ürünlerine(araba vb.) yönelik talebin artmasıyla sonuçlanmıştır. Kıbrıs Türk halkı kazandığı serveti üretime yönelik projelerden ziyade tüketime harcamıştır. 2003 döneminden başlayarak, Kıbrıs sorununa çözüm beklentisi içerisinde kapalı toplumdan açık bir topluma geçerken, ortaya çıkan ekonomik gelişmelerin, tüketime yönlendirilmesi ve ileriki dönemlerde ekonomik kalkınma sağlayacak reformlara ve gelişmelere yönlendirilmemesi sonucunda ihracat ve üretim sektörleri potansiyelinin çok altında büyümüştür. Bu bir toplum için ders alınması gereken önemli bir gelişmedir. İleriki dönemlerde çözüme yönelik ciddi bir beklenti olduğu zaman, ekonomik kalkınma üretime yönelik politikalarla maksimize edilmelidir. Bir başka deyişle 2004 yılındaki Annan Planı ndan ekonomik politikalar çerçevesinde ne öğrendiğimizi iyi analiz etmeliyiz. İhracatın İthalata bölünmesiyle hesaplanan İhracatın İthalatı karşılama oranına baktığımızda 1977-1990 yılları arasında %30 larda olan bu oranın, sürekli bir azalma içerisinde 2012 de % 6 lara doğru büyük bir düşüş yaşadığı görülmektedir. 1980 li yıllarda her ihracatın neredeyse iki katı kadar ithalat yapılırken, 2012 de her ihracat

Sayfa 7 için 16 katı kadar ithalat yapılmaktadır. Turizm adalarında, turizmden elde edilen net gelirlerin ithalatı büyük oranda karşılaması beklenmektedir. KKTC için son on yıl değerlendirildiğinde turizmden elde edilen net gelirinin 2002 yılında $114 milyondan 2011 yılında $460 milyona çıktığına tanık olmaktayız. 10 yılda 4 katı artan turizm gelirlerinin ithalatı karşılama oranına baktığımızda aynı dönemde %36 lardan %26 lara doğru bir düşüş yaşanmıştır. 2013-2015 yıllarını kapsayan ekonomik programda bu oranın %34 lere çıkarılması hedeflenmektedir. Turizm sektörünün dış ticaret açığını karşılamaktan çok uzak olduğu ve 2015 yılı sonuna kadar da öyle kalacağı bu tablolardan anlaşılmaktadır. Sürdürülebilir bir ekonomik programda ülke mal ve hizmet üretiminin ve ihracatının, mal ve hizmet tüketimini ve ithalatını karşılaması esas alınmalıdır. ii. İhracatın Sektörel, Teknolojik ve Bölgesel Değerlendirmesi İhracatın Sektörel Değerlendirmesi İhraç ürünlerimizi sektörlere göre incelediğimizde ülkemizin yapısına uygun olarak en çok paya % 54,06 ile tarımsal sanayi sektörünün sahip olduğuna tanık olmaktayız. Tarım ürünlerin ihracat içerisindeki payı %29,79 ve sanayi ürünlerinin ise % 16,15 olduğuna tanık olunmaktadır. 2011 yılında en çok ihraç edilen ürünler sırasıyla narenciye, süt ürünleri, hurdalar, rakı, tavuk ürünleri ve konfeksiyon olarak gerçekleşmiştir. Ancak 2012 yılında süt ürünleri ihracatı, narenciye ihracatını geride bırakmıştır. Özellikle İran pazarında yaşanan sıkıntıların narenciye ihracatını olumsuz yönde etkilediğini belirtmekte fayda vardır. 2012 yılında, ihracatta üçüncü sırayı rakı alırken, dördüncü sırada hurdalar, beşinci sırada ise son üç yılda ihracat içerisinde iki katından daha fazla artış sağlayan piliç eti yer almıştır. (Tablo 4) Narenciye ve Süt Ürünlerinin ihracatında verilen teşvik priminin de etkisiyle, bu ürünler uzun yıllardır ihracatta ilk iki sıradaki yerlerini korumaktadır. Hellimin Kıbrıs a özgü bir niş ürün olması, bu ürünün KTSO tarafından Türkiye de coğrafi işaret tescili alınmasıyla birlikte Türkiye de hellim üretiminin sonlandırılması ve AB de Kıbrıslı Türkleri de kapsayan coğrafi işaret tescili yapılması durumunda, bu ürünün ihracatında herhangi bir teşvik primi uygulaması gerekmeyeceği gibi hellimin Kuzey Kıbrıs ın ihracatında ve ekonomik gelişmesinde artan oranlarda yer alması mümkün olacaktır. Dünya piyasalarında demir fiyatlarını ve dövizin yükselmesi ve eski araçlara yönelik hurda indirimleri neticesinde 2011 yılında hurda ihracatında artış yaşanırken, 2012 de hurda ihracatı yaklaşık beş milyon dolar azalmasına rağmen toplam ihracat içerisindeki payı %8,26 olarak gerçekleşmiştir. Bir ülkenin tüketim toplumu olduğunun en önemli göstergesi, o ülkenin en önemli ihracat ürünleri içerisinde hurdanın yer almasıdır. Doğal olarak hurda ihracatındaki bu artış ekonomik açıdan ilerisi için bir önem taşımamaktadır. Ancak tavuk ürünleri, rakı ve diğer ürünlerin ihracatında gözlemlenen artışlar, ilerisi için umut vericidir.

Sayfa 8 İhracatın Teknolojik Yönden Değerlendirmesi Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin zaman içerisinde tarım ürünlerinden sanayi ürünlerine geçiş yaptığı bilinmektedir. Ancak günümüz dünyasında üretimde ve ihracatta sanayi ürünlerine geçmek yeterli sayılmamaktadır. Ülkeleri ihracat içerisindeki sanayi ürünlerini teknolojik olarak gelişmişliğe göre de ayırmaktadır. OECD tarafından uygulanan bu yönteme göre ihracat, düşük teknoloji( gıda ürünleri, tütün, tekstil, giyim, çanta, bavul, kâğıt ürünleri, mobilya vb. ürünler), orta teknoloji(deniz taşıtları, metal eşya sanayi, ana metal sanayi, metal olmayan diğer mineral ürünler, plastik ve kauçuk ürünler, kok kömürü, rafine edilmemiş petrol ürünleri, kimyasal madde ve ürünler vb. ürünler) ve yüksek teknoloji(havacılık ve uzay ürünleri, bilgi işlem makineleri, radyo-haberleşme, iletişim makineleri, tıbbı aletler vb. ürünler) olarak ayrılmaktadır. Ülkemizden ihraç edilen tarımsal sanayi ve sanayi ürünlerin teknolojik olarak değerlendirmesini yaptığımızda düşük teknoloji ürünlerinin ihracat içerisindeki payının %99,85, orta teknolojik ürünlerinin % 0,15(ilaç ürünleri) ve ileri teknoloji ürünlerin ise %0 olduğuna tanık olmaktayız. KKTC de Ar-Ge harcamalarının yıllar içerisinde neredeyse hiç yapılmaması, Ar-Ge nin desteklen-

Sayfa 9 memesi, Teknoloji Bölgeleri nin etkin çalışmaması ve bunun gibi nedenlerle ihracatta teknolojik olarak gelişme mümkün olmamıştır. Buna karşın Malta gibi bazı ada ülkeleri teknolojik ürünler üretip, ihraç etmektedir. Bu kapsamda ülkemizde de teknoloji transferine imkân verecek yatırımların teşvik edilmesi büyük yararlar doğuracaktır. Dış Ticaretin Bölgesel Açıdan Değerlendirmesi 2012 yılında gerçekleşen toplam ihracatın $56 milyonu yaklaşık % 48,92 si Türkiye'ye yapılırken, % 34,25 i Ortadoğu ülkelerine, % 7,46 sı AB ülkelerine, % 0,87 si diğer Avrupa ülkelerine % 0,18 i Uzakdoğu ülkelerine, geriye kalan %8,32 lik kısmı da diğer ülkelere yapılmıştır. KKTC yi tanıyan tek devletin Türkiye olduğu ve AB nin Kuzey Kıbrıs a yaklaşımı düşünüldüğünde, ihracatta Türkiye nin ağırlığının fazla olması normal karşılanmalıdır. Ortadoğu ülkelerinde ürün bazında ağırlıklı olarak hellim ve narenciye satılmaktadır. Bu pazarlarda tavuk ürünleri ve benzeri ürünlerin ihracatını geliştirerek, ihracatta ürün çeşitlendirilmesi yapılması da ayrıca önem taşımaktadır. İlerleyen dönemlerde Türkiye nin KKTC ye bazı tarımsal sanayi ürünlerinde uyguladığı yüksek tarife ve kısıtlamalar neticesinde ihracat içerisindeki payının artması beklenmemektedir. Ancak özellikle Ortadoğu pazarlarında KKTC li firmaların daha etkin yer bulmasıyla birlikte bu ülkelere olan ihracatın artacağı tahmin edilmektedir. (Tablo 6) 2012 yılında gerçekleşen toplam ithalatın 1,2 milyar doları yaklaşık % 72,43 ü Türkiye'den, % 14,54 AB ülkelerinden, %4,76 Uzakdoğu ülkelerinden, % 4,78 si Ortadoğu ülkelerinden, %1,66 sü diğer Avrupa ülkelerinden ve geriye kalan % 1,83 lük kısma da diğer ülkelerden yapılmıştır. Sadece Türkiye tarafından tanındığı halde KKTC hemen hemen her ülkeden ithalat yapabilmektedir. Ancak ithalatın çok büyük bir bölümünün Türkiye den yapılması, lojistik ve kültürel avantajlarıyla birlikte Türkiye nin rekabetçi yapısından kaynaklanmaktadır. (Tablo 7) Not: Devlet Planlama Örgütü nün dış ticaret verileriyle Ticaret Dairesi verileri arasında ufak farklılık söz konusudur. Bu veri farklılıklarının, istatistiklerin kesinleşmeden kullanılmasından kaynaklanmış olduğu düşünülmektedir.

Sayfa 10 iii. Yeşil Hat Ticareti 2004 yılının ikinci yarısından sonra yürürlüğe giren Yeşil Hat Tüzüğü kapsamında Kuzeyden Güneye yapılan ihracatın(son iki yılda yapılan elektrik enerjisi hariç), 2008 yılında 7,1 milyon Euro ile tavan yaptığı, ancak bu tarihten sonra kademeli olarak düşerek 2011 de 5,3 milyon Euro ve 2012 yılında ise 4,2 milyon Euro olarak gerçekleştiği görülmektedir. Güney Kıbrıs ın 2011 yılında toplam ithalatının 6,2 milyar Euro olduğu düşünüldüğünde, yaklaşık 5 milyon Euro tutarındaki yeşil hat kapsamında yapılan ticaretin, Güney Kıbrıs için önemsiz (negligible) olduğunu iddia etmek yanlış olmayacaktır. Bu gerçeklerle birlikte Güney Kıbrıs a satılan ürünler; inşaat malzemeleri (mermer, tuğla vb.) 722 bin Euro, metal, PVC-Alüminyumdan imal ürünler 1,3 milyon Euro, ahşap-mobilya ürünleri 415 bin Euro, canlı balık 1 milyon Euro, plastik ürünleri 1 milyon Euro, yaş meyve-sebze 304 bin Euro, tekstil ürünleri 150 bin Euro olarak sıralanmaktadır.

Sayfa 11 III. Turizm Adalarında Dış Ticaret Turizm sektörünün lokomotif olduğu, özellikle kaynakları sınırlı olan ada ülkelerinin birçok açıdan değerlendirilmesi ve ekonomik kalkınmaları nasıl başardıklarının veya başarmakta olduklarının incelenmesi, ülkemizde daha etkin ekonomik politikalarının oluşturulmasında önemli katkı sağlayacaktır. Bu bölümde sürdürülebilir kalkınma yaşayan adalardan, fakirlikle mücadele eden birçok farklı adaya dış ticaret istatistikleri, nüfus, Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) gibi ekonomik veriler değerlendirmeye alınmıştır. İnceleme grubuna ülkemize yakınlığı ve diğer sebeplerden dolayı Türkiye ve Avrupa Birliği ne üye 27 ülkenin verileri de eklenmiştir. Tablo 8 incelendiğinde en çarpıcı sonucun, tüm tu-

Sayfa 12 rizm adalarında en düşük ihracatın ithalatı karşılama oranının KKTC de olduğunun ortaya çıkmasıdır. En gelişmiş turizm adasından, fakirlikle mücadele eden adalara, doğal kaynakları zengin olan adalardan, doğal kaynağı olmayanlara, ihracat performansı ithalatına oranla en başarısız ülke KKTC dir. İnceleme gurubunda bulunan turizm adalarının ortalama ihracatın ithalatı karşılama oranı % 40 ın üzerindedir. Güney Kıbrıs ta ise bu rakam %21, Malta da ise yaklaşık %70 dir. Kişi başı ihracat rakamları incelendiğinde KKTC nin Saint Vincent ve Grenada, Cape Verde, Malavi ve Haiti den sonra kişi başına $408 ihracatla sondan beşinci sırada olduğu görülmektedir. Güney Kıbrıs ın kişi başı ihracatı $1,635, Malta nın ise $10 bin seviyelerindedir. İhracatın ekonomi içerisindeki payına baktığımızda ise KKTC için daha vahim bir tablo geçerlidir. İhracatın ekonomi içerisindeki payı %1,96 ile inceleme grubundaki tüm turizm adalarından daha düşüktür. Güney Kıbrıs ta %7 lerde

Sayfa 13 olan bu oran, Malta da %38 lerdedir. Bu bölümden çıkarılması gereken birçok nokta bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi ülkemizin diğer turizm adalarıyla kıyaslandığında nüfus ve ekonomileri de dikkate alındığında ihracat performansının potansiyelinin çok gerisinde olduğudur. Kuzey Kıbrıs ihracatının incelenmesi ve benzer adalara yönelik analiz sonucuna göre tespitleri özetlemek gerekirse; Turizm adalarında mal üretimi ciddi boyutlardadır. Turizm adalarında mal ihracatı ekonomi içerisinde önemli bir yere sahiptir. Turizm adası olan KKTC de ihracatın ithalatı karşılama oranı, ihracatın ekonomi içerisindeki payı ve kişi başına düşen ihracat incelendiğinde inceleme grubunun çok altında bir performans söz konusudur. yetlerinin yüksek olduğuna tanık olunmaktadır. KKTC nin turizm net gelirleri dış ticaret açığını finanse etmekten çok uzaktır. Dış ticaret açığının finansmanının ve dolayısıyla cari açığının azaltılması için ihracatın artırılması gündeme getirilmeli ve sadece hizmet gelirlerine ve TC den alınan kredi ve hibelere dayalı ödemeler dengesi açığı finansmanı riski azaltılmalıdır. KKTC nin ihracatında yeni ürünlerin yer alması umut vericidir. Teknolojisi yüksek ürünlerin üretimine ve ihracatına önem verilmelidir. Dikkate Alınması Gereken Diğer Hususlar KKTC ihracat konusunda potansiyelinin çok altındadır. Uzun yıllardır turizm adalarında üretimin olamayacağının sürekli olarak savunulması, KKTC ye zarar vermiştir. KKTC nin teknolojik gelişimi yönünde Ar-Ge araştırmalarına, teknoloji yatırımlarının teşviki ve teknopark uygulamalarına önem verilmemesi gelişimin önünde engel yaratmıştır. KKTC mal üretiminde girdi maliyetlerinin yıllardır yükselme trendinde olması ve bu konuda ciddi önlemlerin alınmaması sonucu diğer ülkelere oranla üretim ve ihracat mali- Her ne kadar ihracat kapsamında değerlendirilmese de ülkemize kara, deniz ve hava sınır kapılarında çok ciddi miktarlarda turistlerin geldiği gözlemlenmektedir. Ercan havaalanı üzerinden yılda bir milyondan fazla turist gelirken, kara sınır kapılarından yılda bir milyondan fazla kez turistler geçiş yapmaktadır. Turistlerin KKTC içerisinde yapmış oldukları ve yapabilecekleri harcamaların ekonomi içerisindeki önemli bir yer edinmesi mümkündür. Bu bağlamda katma değeri yüksek olan yerel ürünlerin etkin bir şekilde pazarlanması, turizm ülkesi olan KKTC de yerel ekonominin gelişmesinde çok önemli faydaları olacaktır. Turistlerin beğendikleri raf ömrü ve taşınma imkânı olan yerel ürünleri, kendi ülkelerinde de talep etmeleri sonucunda ihracatın da olumlu etkilenmesi müm-

Sayfa 14 kündür. Turizmden sonra öncü sektör olarak kabul edilen yükseköğrenim sektöründe de, ülkemize gelen ve sayıları kırk bini geçen öğrencilerin, KKTC de üretilen ürünleri bilmeleri sadece bu ürünleri KKTC içerisinde bulundukları ve 7-8 ayı aşan süreler içerisinde tüketmeleri değil aynı zamanda bu ürünleri geldikleri bölgede pazarlamaları da ayrıca mümkündür. Bugün üniversiteler içerisinde yapılan bazı programlarla, o ülkede bulunan yabancı öğrencinin ilgili sanayi ve/ veya ihracatçı firmada staj yaparak, firma ve ürünleri hakkında bilgi sahibi olduktan sonra, o ürünlerin öğrencinin ülkesinde pazarlanmasında aktif görev aldığı(öğrencinin istihdam edilmesi ve/veya bayilik verilmesi vb.) yapılar kurulmaktadır. Ülkemizde bulunan ve sayıları her gün artan üniversitelerle işbirliği içerisinde bu kapsamda ekonomiye kazandırılmaları için benzer çalışmaların yapılması önemlidir. Turizm sektörünün gerek inşaat aşamasında gerekse inşaatın tamamlanmasından sonraki süreçte yerli ürünleri diğer ülke örneklerinde olduğu gibi kullanmaması durumunda, turizm sektörünün ülke ekonomisinde yarattığı katma değer sınırlı olacaktır. Çok büyük ağırlıkta ithal ürün kullanan turizm sektörünün gelişmesi, aynı zamanda ithalatında en az o kadar gelişmesi anlamını taşımaktadır. Bugün yerli ürünlerin ürün bazında katma değerlerini açıkça tartışmaya başladıysak, turizmdeki işletmelerinde ekonomide yarattıkları katma değeri de açıkça tartışmalıyız. Katma değer yaratmayan bir turizm sektörü, ülke ekonomisinin sürdürülebilir bir yapıda gelişmesini engelleyecek ve yerel ekonomiden kopuk ve neredeyse bağımsız olacaktır. Turizm adaları dahil gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomileri incelendiğinde ortaya çıkan önemli bir husus, ihracatın yapılabilmesinde, o ülkedeki işletmelerin ilk önce kendi ülkelerinde o işi öğrendikleri, o işin uzmanı oldukları ve daha sonra kendilerini geliştirerek, ihracata yöneldikleridir. Bir başka deyişle o ülkenin sanayicileri ve ihracatçıları, önce işi içerde öğrenmişler, gelişmişler, güçlenerek sermaye birikimlerini yaparak, ürün kalitelerini ve standartlarını yükselterek, dışarıda rekabet edebilecek seviyeye gelmişlerdir. Bu bağlamda KKTC olarak, rekabet edebilecek ürünlerimizi ve sektörlerimizi tespit ederek, o sektörlerin iç pazarda gelişmesine fırsat vermeli ve bu sektörlerin ihracata yönelmelerini sağlamalıyız.

Sayfa 15 IV. Kuzey Kıbrıs İhracat Araştırma Raporu i. Yönetici Özeti Temmuz Kasım 2012 aylarını kapsayan dönem içerisinde 97 işletme sahibi veya üst düzey yöneticiyle bir anket çalışması yapılarak, Kuzey Kıbrıs ın ihracat konusunda mevcut durum analizinin yapılması ve ihracat konusunda üreticilerin ihtiyaçlarının ve sorunlarının belirlenerek Kıbrıs Türk Sanayi Odası nın ihracatla ilgili hizmet ve programlarının ve ihracatla ilgili devlet politikalarının geliştirilmesi hedeflenmiştir. Toplamda 21 sorudan oluşan bu ankette katılımcılardan; sektörü, kaç yıldır faaliyet gösterdiği, çalışan sayısı, şirketinin sahip olduğu uluslararası belgeleri, dış ticaret alanında personel çalıştırıp çalıştırmadığı, yeşil hat ticareti ve ihracatla ilgili yaşadıkları sorun ve önerilerini kapsayan sorular yönetilmiş ve cevaplar alınmıştır. Bununla birlikte, Ekim ve Kasım aylarında biri ihracat konusunda deneyimli ihracatçılarla, diğeri ihracat konusunda görece daha az deneyimli veya ihracat yapmak isteyen işletme yöneticileriyle olmak üzere toplamda iki adet odak grubu toplantıları yapılmıştır. Bu odak gruplarında ihracatla ilgili iki farklı grubun değerlendirmelerinin incelenmesi, ihracat konusunda tecrübe aktarımlarının yapılmasının sağlanması ve özellikle ankette belirtilen sorulara daha detaylı bilgiler alınması hedeflenmiştir. Kuzey Kıbrıs İhracat Araştırma sonuçları, KKTC ihracatının artırılmasına zemin hazırlayacak ve doğru politikaların geliştirilmesine katkı sağlayacaktır. Araştırmada ankete katılan ve ilgili sorulara cevap verenler dikkate alındığında, ön plana çıkan sonuçlar; KTSO bünyesindeki tüm sektörlerden toplam 97 işletme sahibi veya üst düzey yönetici ankete katılmıştır. Yaklaşık 650 üyesi bulunan KTSO da ankete katılım oranı % 15 olmuştur. Ankete katılan işletmelerin %80 den fazlası 5 yıldan daha fazla zamandır faaliyetlerini sürdürmektedir. Ankete katılanların %70 i 10 kişi ve üzeri personel çalıştırmaktadır. İşletmelerin %45 inde ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi bulunmaktadır. Bununla birlikte TSE ürün belgesi ve ISO 22001 gibi gıda sağlığı ile ilgili kalite sistemleri de ankete katılan bazı işletmelerin bünyesinde bulunmaktadır. Direktörler haricinde dış ticaret alanında personel çalıştıran işletmelerin sayısı sadece ankete katılanların %27'si olarak çıkmıştır. Firmaların çoğunda dış ticaret personelinin bulunmaması önemli bir eksiklik olarak ortaya çıkmaktadır. Yabancı dil bilgisi konusunda, ankete katılanların %90 ınana yakını İngilizce bildiğini belirtmiştir. Bu KKTC li firmaların ihracat konusunda çok önemli bir güçlü özelliği olarak ortaya çıkmaktadır. Yeşil hat üzerinden ticaret yapanların oranı %28 olarak çıkmıştır. Yeşil hat ticareti yapanlar arasında karşılaşılan birinci sorun %50 ile psikolojik engeller (Kıbrıs Rum toplumunda alıcıya yapılan

Sayfa 16 baskılar) olarak belirtilerken, ikinci en bü- ortaya koyması ilgi çekici bir durumdur. yük sorun %40,9 ile bürokratik engeller- İhracat yapmaya başlayan işletmelerin dir. zaman içerisinde Kıbrıs ın siyasi durumu- Yeşil hat dışında ihracat yapanların oranının ise %34,7 olduğu ankette, ihracat yaptığını belirtenlerin %70 e yakını düzenli nu en önemli sorun olarak görmediği ve diğer teknik konulara odaklandığı görülmüştür. olarak ihracat yaptığını, diğer %30 luk kı- KTSO'nun ihracat konusunda üyelerine sım ise tek seferlik veya geçmişte ihracat sunduğu hizmet ve programlarının değer- yaptığını belirtmiştir. lendirildiği diğer sorularda; KTSO nun ih- İhracat pazarlarında sırasıyla Türkiye, Avrupa Birliği ve Arap ülkeleri ağırlıktadır. racat konusunda üyelerine verdiği hizmetlerde bilgilendirme ve menşe hazırlama hizmetleri ön plana çıkmıştır. İhracat yapanların karşılaştıkları en büyük 3 sorun sırasıyla navlun fiyatlarının yüksekliği, bürokratik engeller ve Kıbrıs ın siyasi durumu olarak belirtilmiştir. Bununla birlikte ankete katılanların %80 e yakını Pazar araştırma desteğine ihtiyaç duyduğunu belirtmiştir. Ankete katılanların %67'sinin ürünlerine alıcı bulunması İhracat yapma konusunda Kıbrıslı Türk konusunda doğrudan destek ihtiyacı ise işletmelerin çok istekli oldukları, ileride ikinci sırada yer almıştır. Buradan çıkarıla- ihracat yapmayı düşünüp düşünmedikleri cak en net sonuç dış pazarlama konusun- konusundaki soruya %85 le evet denme- da üreticilerin desteklenmesi ve kapasite- sinden anlaşılmaktadır. lerinin geliştirilmesinin çok önemli bir hu- Yeşil hat üstünden ihracat yapma konu- sus olduğudur. sunda isteklilik ise %72,8 olarak gerçekleş- İhracat konusunda talep edilen eğitimler miştir. incelendiğinde en önemli eğitim ihtiyaçla- Sadece ihracat yapanların değil ankete katılan tüm işletmelerin ihracat konusunda öngördüğü en önemli 3 sorun sırasıyla Kıbrıs ın siyasi durumu, girdi maliyetlerinin yüksekliği ve bürokratik engeller ola- rının Pazarlama ve Müşteri Bulma Yöntemleri ve Devlet Teşvikleri konularında olduğu ortaya çıkmıştır. Ankete katılanların %70 e yakını bu iki eğitimi talep etmişlerdir. rak sıralanmıştır. Ankette ortaya çıkan bir diğer ilginç sonuç İhracat yapan şirketler, Kıbrıs ın siyasi durumunu en önemli sorun olarak belirtilmezken, ihracat yapmayan şirketler Kıbrıs ın siyasi durumunu birinci sorun olarak ise ankete katılanların %60,7 sinin devlet destek ve teşviklerden yararlanmadığıdır. Devlet desteklerinden yararlanmama sebepleri sorulduğunda, %77 lik bir grubun

Sayfa 17 bu destekler konusunda bilgisi olmadığı ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte en çok yararlanılan devlet desteği %21 ile yurtdışı fuar desteği olarak çıkmıştır. Araştırmanın odak grubu çalışmaları kısmında ortaya çıkan bazı önemli görüşler ise aşağıda sıralanmıştır; Özellikle ihracat konusunda deneyimli üyelerin tecrübelerini aktaracak bir platformun oda bünyesinde Bilgi Platformu şeklinde oluşturulması önerilmiştir. Oda bünyesinde ihracatta yaşan sorunlara çözüm üretebilecek, ihracatın geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapacak bir birim ve/veya komitenin oluşturulması önerilmiştir. Dış temasların planlı ve organize bir şekilde yapılması, uluslararası kuruluşlarla işbirliklerinin artırılması önerileri gündeme getirilmiş, hedef pazar olarak belirlenecek ülkelere yönelik detaylı çalışmalar, road showlar talep edilmiştir. Genel olarak ada ülkelerindeki dış ticaret verilerinin ve anket ve odak grup çalışmaların sonuçlarıyla ilgili KTSO nun değerlendirmelerine ve politika yapıcılara yönelik önerilere bu raporun Sonuç ve Öneriler bölümünde yer verilmektedir. Çalışma sonuçları ve bu paralelde KTSO'nun yaptığı değerlendirme; turizm adalarıyla kıyaslandığında Kuzey Kıbrıs'ın çok düşük düzeyde olan ihracatının sürdürülebilir bir yapı içerisinde geliştirilmesinin ülkenin ana hedeflerden birinin olması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Kuzey Kıbrıs'ın potansiyelinin çok altında olan ihracatın, ekonomide yarattığı değerin artırılmasının mümkün olduğunu gerek anket gerekse odak grup çalışmaları sonuçları açıkça ortaya koymaktadır. 2012 Kuzey Kıbrıs İhracat Araştırmasının her sene aynı dönemler içerisinde tekrar ele alınarak değerlendirilmesi ve sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılması büyük önem taşımaktadır. Bu gibi önemli çalışmaların, KKTC nin sürdürülebilir bir ihracat politikası oluşturulmasına ve muhtemelen Türkiye nin yaptığı kadar kapsamlı olmasa da İhracata Dönük Üretim Stratejisi benzeri çalışmaların yapılmasına da imkân sağlayabileceği gözden kaçırılmamalıdır. İhracat mevzuatı konusunda bilgilendirici yayınların oluşturulması ve eğitimlerin düzenli olarak organize edilmesi önerilmiştir.

Sayfa 18 ii. Araştırmanın Kapsamı ve Metodolojisi Araştırma kapsamında bir anket çalışması ve iki odak grubu toplantısı düzenlenmiştir. Anket, tüm KTSO üyelerinin direktörlerine veya üst düzey yöneticilerine internet üzerinden e-posta ortamında sunulmuş, internet üzerinden anketi doldurmayan üyelere elden ulaştırılmıştır. Bazı soruların verilen cevaba göre açıldığı toplamda 21 soruluk anket Temmuz Kasım 2012 aylarını kapsayan dönemler içerisinde 97 işletme sahibi ve üst düzey yöneticiyle yapılmıştır. görüleceği gibi tüm alt sektörlerin temsilcilerinden katılım sağlanmıştır. Bazı sektörlerin Kıbrıs dışında ihracat konusunda diğer sektörlere göre göreceli olarak daha dezavantajlı olmaları veya o sektörde ihracatın mümkün olmaması gibi konular ankete başlanmadan önce göz önüne alınmıştır. Ancak KTSO'ya üye işletmelerin ürettiği hemen hemen tüm ürünlerin yeşil hat ticareti kapsamında ihracatının mümkün olabileceği nedeniyle sektörel sınırlama yapılmamıştır. Ayrıca, Ekim ve Kasım 2012 tarihlerinde üyelerden derinlemesine bilgi almak amacıyla da iki farklı grupla odak grubu toplantıları gerçekleştirilmiştir. Birinci odak grubu çalışmasına mümkün olduğu ölçüde farklı sektörlerden düzenli olarak ihracat yapmakta olan 11 şirket yöneticisi davet edilirken, diğer odak grubuna göreceli olarak daha az ihracat yapmış, ihracata yeni başlamış veya ihracata başlamak isteyen 7 şirket yöneticisinin katılması sağlanmıştır. İki odak grubunda benzer ve farklı sorular yöneltilerek, ihracat konusunda sorunlar ve öneriler ile ilgili detaylı bilgiler elde edilmiştir. iii. Anket Sonuçları Sektörel Katılım KTSO nun Danışma Meclisindeki alt sektörlere göre anketin ilk sorusunda katılımcılardan sektörlerini belirtmeleri talep edilmiştir. Tablo 10 dan da Ankete en fazla katılımın PVC, Alüminyum ve Cam Sektörleri ile Metal İşleme Sektöründe olduğu görülmektedir. Bu iki sektör Ahşap- Mobilya sektörü dahil KTSO nun en fazla üyesinin

Sayfa 19 bulunduğu iki sektördür. Bu bağlamda ankete katılanların sektörel temsiliyet sağladıkları iddia edilebilir. Şirketlerin Faaliyet Süreleri istihdam eden işletmeler oluşturmaktadır. Grafik 1: Ankete Katılan Firmaların Personel Sayısı Ankete katılan işletmelerin %82,5 gibi büyük bir çoğunluğu, sektöründe 5 yıldan fazla bir süredir faaliyet göstermektedir. Faaliyet sürelerinde belirtilen aralıkların yarısı dikkate alınarak yapılan hesaplamada ise ortalama faaliyet süresi 23 Uluslararası Sertifikalar yıl olarak ortaya çıkmaktadır. Bu tablo itibariyle anket sonuçları sadece yeni kurulmuş firma direktörlerinin görüşlerinden ziyade uzun zamandır faaliyet gösteren işletmelerin yöneticilerinin görüşlerini yansıtmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki işletmenin uzun süredir faaliyette olması, uzun zamandır ihracat tecrübesine sahip olduğunu göstermemektedir. Çalışan Sayısı KTSO ya üyelik koşullarından biri direktörler dahil işletmenin en az 5 kayıtlı çalışanı bulunmasıdır. Bu sebeple çalışan sayısının sorulduğu soruda en düşük aralık 5 ile 10 olarak belirtilmiştir. Ankete katılan işletmelerin %70 den fazlası ise 10 kişinin üzerinde kişi istihdam etmektedir. En büyük yoğunluk % 35,1 ile 11-25 personel sayısına sahip işletmeler olup, bunu sırasıyla %29,9 ile 5-10 personel ve %15,5 ile 26-50 personel Gelişmiş ülkelerde satın alımlarda sektör ve ürüne göre değişiklikler göstermekle birlikte ihracatta bazı uluslararası sertifikalar talep edilmektedir. Bununla birlikte bu uygulama gelişmekte olan ülkeler arasında da yaygınlaşmakta ve ihracatta standardizasyon/gözetim uygulamaları ve benzeri uygulamalar yaygınlaşmaktadır. Bu gerçekler dikkate alındığında, ihracat yapan ve yapmayan firmalarımızın bazı uluslararası sertifika ve belgeler için başvuruda bulunmuş olmaları ve bu konulara gösterdikleri hassasiyet önemli bir gelişmedir. Ankete katılan işletmelerin %45 i ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemine, % 23,8 i ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetimi Sistemine, %17,5 i TSE belgesine ve %11,3 ü ise CE belgesine sahip olduğunu belirtmiştir. Ancak ankete katılan işletmelerin %41,3 ü herhangi bir uluslararası sertifikaya sahip olmadığını belirtmiştir. Ülkemizdeki işletmelerin uluslararası sertifika

Sayfa 20 Grafik 2: Ankete Katılan Firmaların Sahip Olduğu Uluslararası Sertifikalar veya belgeleri, genellikle ihracat pazarı tarafından talep edilmesi, ihale ve benzeri alımlarda alımı yapacak otorite tarafından istenmesi durumunda talep ettikleri bilinmektedir. Sertifika ve belge sahibi işletmelerin oranı %60 lara yakın olsa da, işletmelerin ihracat pazarlarının geliştirilmesi durumunda talep edilen ilgili sertifika ve/veya ürün belgelerine sahip olmaması büyük bir dezavantaj olabilecektir. Grafik 3: Dış Ticaret Personeli Dış Ticaret Personeli İhracat Araştırma Anketinde çıkan bir diğer çarpıcı sonuç ise, ankete katılan işletmelerin sadece %26,8 inde dış ticaret alanında direktörler dışında çalışan personelin olmasıdır. İşletmelerimizin önemli bir kısmının KOBİ kapsamında aile işletmeleri oluşturulmasından dolayı dış ticaret konusu ile bu işletmelerin direktörleri birebir ilgilenmektedir. İhracatta başarılı bir noktaya gelinmesi ancak dış ticaret konularına hakim direktör ve/veya personel ile mümkün olacaktır. Bu bağlamda küçük aile şirketlerinin belirli bir kapasiteye ulaşana kadar direktörlerinin dış ticaret konusunda eğitim yoluyla kendilerini geliştirmeleri yararlı olacaktır. Ancak kapasitesi olan firmaların ihracat konusunda dış ticaret personeli istihdam etmemişse bunu yapmaları, dış ticaret personelleri olması durumunda da bu personellerin

Sayfa 21 geliştirilmeleri büyük önem arz etmektedir. Yabancı Dil Ülkemizde yabancı dil bilme oranının yüksek olduğu İhracat Araştırma Anketinde de ortaya çıkmıştır. Ankete katılan işletmelerin direktör ve dış ticaret personelleri dikkate alındığında %89,4 ünün yabancı dil bildiği ortaya çıkmıştır. İngilizce bilenlerin oranı %88,3, Arapça bilenler %9,4 ve Rumca bilenler ise %7,4 dür. Grafik 4: İşletmelerde Yabancı Dil Oranları ihracat gerçekleşmiştir. 2008 yılında yakalanan bu en yüksek değer, zamanla azalmış ve bu değer elektrik enerjisi hariç 2011 yılında 5 milyon seviyelerinde gerçekleşmiş olup, 2012 yılında 4,3 milyon Euro seviyelerinde gerçekleşeceği öngörülmektedir. Yeşil hat üzerinden ticaret yapan işletmelerimizin ankete katılanlar içerisindeki oranı %28,1 dir. Ankete katılanların %71,9 u Güney Kıbrıs la yeşil hat kapsamında hiçbir ticaret yapmamıştır. Grafik 5:Yeşil Hat Tüzüğü Kapsamında Ticaret Yapma İşletmelerin İngilizce başta olmak üzere yabancı dil bilme oranın yüksek olması umut vericidir. Bu ihracatın geliştirilmesi konusunda işletmelerimizin sahip olduğu önemli bir değerdir. Bununla birlikte Arap ülkelerinin İhracat içerisindeki payının artmaya başlamasıyla işletmelerimiz arasında Arapça bilme oranın daha da artması beklenmektedir. Yeşil Hat Tüzüğü Kapsamında Yapılan Ticaret Geçici bir dönem gerçekleştirilen Güney Kıbrıs'a elektrik enerjisi satışı çıkarıldığında Yeşil Hat Tüzüğü kapsamında yapılan ticaretin azalma eğilimi içerisinde olunduğu görülmektedir. 2008 yılında Kuzey Kıbrıs tan güneye 7 milyon Euro düzeyinde bir Avrupa Birliği içerisinde yaşanan ekonomik krizin Güney Kıbrıs ekonomisini olumsuz yönde etkilemesinin yanı sıra süt ürünleri gibi bazı ürünlerin yeşil hat kapsamına henüz alınmamış olması Yeşil Hat Ticaretini orta dönem içerisinde olumsuz yönde etkilemeye devam edecektir. Ancak ekonomik krizin etkileri ile Yeşil Hat Tüzüğü nün kapsamının dar olması gibi konularınharicinde, üreticilerimizin Yeşil Hat kapsamında ihracatta gördükleri engeller Tablo 12 de görülmektedir.

Sayfa 22 Psikolojik engeller (Kıbrıs Rum toplumunda alıcıya yapılan baskılar) %50 ile Yeşil Hat Ticareti konusunda en büyük engel olarak ortaya çıkmıştır. Psikolojik engelleri, %40,9 ile Bürokratik engeller, %31,8 ile Ödemeden kaynaklanan sorunlar (ödemede gecikme, transfer sorunları vb.), %9,1 ile sırasıyla Kalite ve/veya ürün sertifikası eksikliği, Navlun fiyatlarının yüksekliği ve Döviz kurlarındaki dalgalanma takip etmiştir. Psikolojik engellerin artan bir düzeyde yeşil hat kapsamında ihracat yapan veya yapmak isteyen işletmeler tarafından dile getirilmesi sorunun ciddiyetini uzun süre koruyacağını göstermektedir. İlgili makamlara ve AB nin yetkili makamlarına yazılı, sözlü ve basın yoluyla Rumların, Kıbrıslı Türklerden ürün alanlara yaptığı psikolojik engellerin azaltılması ve kaldırılmasına yönelik çalışmalar talep edildiği halde, herhangi bir sonuç alınamaması, AB nin bu konudaki mekanizmaları yeterince kullanamadığını göstermektedir. Kıbrıslı Rum yetkili makamlarının da psikolojik engellerin üzerine gitmek yerine yarattıkları bürokratik engeller, ankete katılan ve yeşil hat kapsamında ihracat yapan işletmelerin %40,9 u tarafından en büyük ikinci sorun olarak ortaya konmuştur. Güney Kıbrıs ın 2011 yılında toplam ithalatının 6,2 milyar Euro olduğu düşünüldüğünde, yaklaşık 5 milyon Euro tutarındaki yeşil hat kapsamında yaptığı alım üzerinde bürokratik engellemeler uygulamasını ekonomik açıdan yorumlamak mümkün değildir. Özellikle ekonomik sıkıntıların artmasıyla birlikte Güney Kıbrıs a satış yapan işletmelerin alacaklarında gecikme ve sorunlar daha büyük oranlarda yer almaya başlamıştır. Daha önce tahsilat ve benzeri konularda yaşanan sorunların çözümü için iki toplumlu bir tahkim kurulu kurulması önerilmiş olsa da bu fikir hayata geçmemiştir. Güney Kıbrıs ekonomisinin yaşadığı ekonomik sıkıntılardan dolayı kısa ve orta vadede bu sorunun devam edeceği tahmin edilmektedir. Kalite ve/veya ürün sertifikası eksikliği ankete katılan ve yeşil hat üzerinden satış yapan işletmelerin %9,1 i için sorun olarak belirtilmiştir. Bu kapsamda CE belgesi ve diğer kalite sertifika ve belge taleplerinin yeşil hat kapsamında ihracat yapan işletmeler için önemli bir sorun olmaktan çıktığı ankette görülmektedir.

Sayfa 23 Navlun fiyatlarının yüksekliğini belirtenlerin yüzdesi 9,1 olarak gerçeklemiştir. Odak grubu toplantılarında ve Haspolat ta KTSO nun yaptığı üye toplantılarında Haspolat bölgesinde gümrük kapısı açılması durumunda navlun bedellerinin düşmesi ve ürünlerin daha rekabetçi olmasının mümkün olacağı belirtilmektedir. Ankette çıkan bir diğer ilgi çekici sonuç ise yeşil hat kapsamında herhangi bir zorlukla karşılaşmadığını belirtenlerin oranının %22,7 olmasıdır. Yeşil hat kapsamında sorun yaşamadığını belirten sektörlerin temsilcileri Bilişim, Tarım ve Plastik sektörlerindendir. Bundan hareketle, unutulmaması gereken bir nokta bu sektörlerdeki tüm temsilcilerin yeşil hat ticareti kapsamında herhangi bir sorun yaşamadığının algılanmamasıdır. Ancak bu sektördeki bazı temsilcilerin sorun yaşamaması aynı sektördeki diğer işletmelere yardımcı olunması açısından faydalı olacaktır. 2013 yılında Güney Kıbrıs taki ekonomik krizin ciddiyetini koruması, yeşil hat ticaretinde düşüş trendinin devam edeceğini göstermektedir. Ancak Haspolat ta yeni sınır kapısının açılması, iki toplumlu bazı projelerin gerçekleşmesi ve iki toplum arasında ticari işbirliklerinde artış olması durumunda yeşil hat ticaretinde olumlu gelişmeler yaşanabilir. Genel İhracatın Değerlendirilmesi kullanım sürelerinin kısıtlı olması gibi sebeplerden dolayı yeşil hat kapsamı dışında diğer ülkelere ihracatının mümkün olamayacağı belirtilmiştir. Bu açılardan değerlendirildiğinde ihracat yapmayanların çoğunlukta olması çok olumsuz bir veri olarak değerlendirilmemeli ancak ihracat yapanların oranının yükseltilmesine yönelik çalışmaların yapılmasına önem verilmelidir. Grafik 6: İşletmelerin İhracat Yapma Oranları (Yeşil Hat Ticareti hariç) İhracat yaptığını belirten işletmeler detaylı olarak incelendiğinde, %69 luk bir kısmının düzenli olarak aynı pazarlara ihracat yaptıkları görülmektedir. Bununla birlikte tek seferlik ihracat yapanların oranı %13,8, geçmişte ihracat yapan ancak şu anda yapmayan işletmelerin oranı ise %17,2 olarak gerçekleşmiştir. Grafik 7: İhracat Yaptığını Belirten İşletmelerin Ankete katılan işletmelerimizin büyük bir çoğunluğu %65,3 ü daha önce yeşil hat kapsamı dışında ihracat yapmadığını belirtirken, sadece %34,7 si ihracat yaptığını belirtmiştir. Daha önce de belirtildiği gibi bazı sektörlerdeki işletmelerin ürünlerinin navlun maliyetlerinin aşırı yüksekliği veya ihracatının imkânsızlığı ve ürün

Sayfa 24 İhracat Yapıları (Yeşil Hat Ticareti hariç) Düzenli olarak aynı pazarlara ihracat yaptığını belirten işletmelerin sektörleri incelendiğinde Süt Ürünleri, İçki ve Meşrubat Ürünleri ve Tarımsal ürünlerle ilgili sektörler ön plana çıkmaktadır. Düzenli ihracat yaptığını belirten bu işletmelerin sahip oldukları uluslararası belge ve sertifikalar normal ankete katılan işletmelerin ortalamalarından daha yüksek ve dış ticaret alanında direktörler haricinde personel istihdam etme oranlarının normal ankete katılanların 2 katı (% 50) olması dikkat çekicidir. Ülkelere göre ihracat değerlendirildiğinde ankette ihracat yaptığını belirten işletmelerin % 68,8 i Türkiye ye, %50 si Avrupa Birliği ülkelerine, %28,1 i Arap ülkelerine ve %12,5 u da Uzak Doğu ülkelerine ihracat yaptıklarını belirtmişlerdir. Bu verileri incelerken ülkelere göre yapılan ihracatın miktar olarak değil, firma sayısı olarak değerlendirildiği gözden kaçırılmamalıdır. Grafik 8: İhracat Yapan İşletmelerin Ülkelere ve Bölgelere Göre İhracatı İhracat yapan işletmelerin karşılaştıkları sorunlara verdikleri yanıtlar incelendiğinde, navlun fiyatlarının yüksekliği sorununu ankete katılanların % 56,3 ü, bürokratik engeller sorununu %50'si ve Kıbrıs ın siyasi durumu sorununu %43,8 i ifade etmiştir. Bununla birlikte ihracat yapanların belirttikleri diğer sorunlar %34,40 ile nakliye süresinin uzun oluşu, %28,1 ile döviz kurlarındaki dalgalanma ve %25 ile bilgi eksikliği olarak ortaya çıkmıştır.

Sayfa 25 İhracat yapanların çoğunluğu tarafından belirtilen navlun fiyatlarının yüksekliği sorunu üzerinde önemle durulması gereken bir unsurdur. KKTC li ihracatçıların dünya fiyatlarının çok üstünde oluşan navlun bedelleriyle ihracatta rakipleri ile rekabet edebilmesi mümkün değildir. Bu bağlamda hali hazırda eksik ve yetersiz olarak görülen navlun desteğinin geliştirilmesine, KKTC limanlarının ve lojistik kapasitesinin artırılması konularında reformların yapılmasına ihtiyaç olduğu açıktır. Bürokratik engellerin birçoğu, bir diğer ifadeyle ülkelerin kendi ihracatçılarına isteyerek veya istemeyerek koyduğu engellemeler olarak da adlandırılmaktadır. İhracat yapanların yarısının bürokratik engelleri sorun olarak işaret etmesi ne yazık ki çok olumsuz bir durumdur. Devletin iş yapabilirlik çerçevesinde işletmelerin iş ortamını iyileştirme ve geliştirme gibi görevleri bulunmaktadır. Rekabet edebilirlik açısından elzem olan bu hususlarda devletin yapması gereken uygulamaları geciktirmesi ihracatımızı olumsuz etkilemektedir. Bu çerçevede belirtilen sorunlar odak gruplarında tartışıldığında aşağıdaki hususlar ön plana çıkmıştır: bazı ülkelere yapılan ihracatta onay makamlarının çok sayıda olması ve bazı onay makamlarında yaşanan gecikmeler, özellikle Sağlık Bakanlığı yetkisinde çıkarılan sağlık belgelerinde numune alma işlemlerinin gecikmesi, liman hizmetlerinin etkin çalışmaması, navlun iadesine başvuruda bulunan işletmelerin gereken destekleri alamaması veya geç alması. Anket sonuçlarına göre ihracat yapan işletmelerin %43,2 si Kıbrıs ın siyasi durumunun yani izolasyon ve ambargoların ihracat üzerinde yarattığı sıkıntıları sorun olarak görmektedir. Buna göre, İhracat yapanların çoğunluğunun Kıbrıs ın siyasi durumu kaynaklı sıkıntıları bir şekilde aştıklarını söylemenin yanlış olmayacağı düşünülmektedir. İzolasyon ve ambargoları sorun olmaktan çıkaran bu işletmelerin, bu konuda yaşadıkları tecrübeleri diğer ihracatçı veya ihracat potansiyeli olan işletmelere aktarmasında büyük yararlar bulunduğuna inanmaktayız. Rekabet içerisinde olunan işletmelere oranla KTSO'ya üye işletmelerin yaşadığı bir diğer sıkıntı ise doğrudan ticaretin ve ülkenin liman ve lojistik kapasitesinin eksiliğinden kaynaklanan nakliye süresinin uzun oluşudur. Bu sorun ihracat yapan işletmelerin %34,40'ı tarafından belirtilmiştir. Türkiye dışındaki ülkelere yapılan ihracatın tümünün, Türkiye nin bir limanına uğramadan ihracat destinasyonuna gidememesinin dezavantajı özellikle raf ömrü kısa olan tarım ve tarımsal gıda ürünlerinde daha açık bir şekilde karşımıza çıkmaktadır. Ankette, ihracatta her hangi bir sorun yaşamadığını belirten ihracatçıların oranı %15,6 olarak çıkmıştır. Bu da ihracat yapan hemen hemen her işletmenin zaman içerisinde farklı konularda sıkıntılar yaşadıklarını ortaya koymaktadır. Bir önceki tabloların oluşturulmasında ihracat ve yeşil hat ticaretinde yaşanan sorunlar sadece fiili ihracat yapan işletmelere sorulmuştur. Ancak ankete katılan tüm işletmelere ihracatta yaşanan sorunlarla ilgili öngörüleri sorulduğunda, sıralamada önemli değişikliklerin olduğunu görmekteyiz. (Tablo 14)

Sayfa 26 Ankete katılan tüm işletmelerin cevapları dikkate alındığında öngördükleri en büyük sorunların %65,9 ile Kıbrıs ın siyasi durumu, % 64,7 ile girdi maliyetlerinin yüksek oluşu (elektrik, işgücü, vb.), %57,6 ile bürokratik engeller, %40 ile taşımacılık maliyetlerinin yüksek oluşu ve yabancı rakip firmalara göre rekabet edebilirliğin düşük olması, %37,6 ile finansmana erişim zorluğu ile finansman maliyetinin yüksek oluşu ve yaklaşık %25 le bilgi eksikliği (dış pazarlar ve ihracatla ilgili) ve etkin pazarlama eksikliği olarak sıralanmıştır. İhracat yapmayan işletmelerin yapanlara oranla Kıbrıs ın siyasi durumuyla ilgili algılarının çok daha olumsuz olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Yukarıda ortaya konan değerlendirmeleri de dikkate alarak, Kıbrıs ın siyasi durumunun ihracat üzerinde yarattığı olumsuz algının giderilmesine yönelik bazı ihracatçıların tecrübe ve bilgi aktarımı yapmasına ihtiyaç olduğunu tekrar vurgulamakta fayda bulunmaktadır. Ankete katılan işletmelerin % 64,7 sinin girdi maliyetlerinin yüksek oluşunu (elektrik, işgücü, vb.) sorun olarak belirtmesinin iki farklı nedenden kaynaklandığı düşünülmektedir. Birinci neden daha önce bahsettiğimiz bilgiler ışığında yeşil hat dışında yapılan ihracatta bazı sektörlerin ihraç potansiyelinin göreceli olarak az olması, diğer bir neden ise özellikle Türkiye'deki girdi maliyetlerinin ülkemize oranla çok düşük olmasıdır. Bu çerçevede ihracat potansiyeli olan sektörlerin belirlenerek, bu sektörlere yönelik stratejik planlarının KTSO tarafından ilgili paydaşlarla hazırlanması ve girdi maliyetlerin düşürülmesi için öneriler geliştirilmesi ülkenin geleceği için önemli adımlar olacaktır. İhracat yapan üyeler arasında %50 gibi oranla

Sayfa 27 sorun olarak ortaya çıkan bürokratik engellerin, ankete katılan diğer işletmeler tarafından da % 57,6 ile önemli bir sorun olarak belirtildiği görülmektedir. Yukarıda belirtilen yorumlar çerçevesinde bir ülkenin kendi kendine ihracatta sorun yaratmasının engellenmesi büyük önem taşımaktadır. KTSO'ya üye işletmelerin ihracat yapma konusunda çok istekli olduklarına İleride ihracat yapmayı düşünüyor musunuz? sorusuna %85,1 ile evet, %13,8 ile belki ve sadece %1,1 ile hayır demelerinden anlaşılmaktadır. Üyelerin ihracat konusunda bu kadar istekli olmaları ve dış pazarlara açılmak istemeleri iyi bir gelişme olarak algılanmalıdır. Grafik 9: İşletmelerin Gelecekte İhracat Yapma Düşünceleri Kıbrıs Türk Sanayi Odası nın İhracatla İlgili Hizmetleri KTSO nun ihracatla ilgili hizmetlerinden yararlandığını belirten işletmelerin sayısı ankete katılanların %34,1 i olarak gerçekleşirken, ankete katılanların %65,9 u KTSO nun ihracatla ilgili hizmetlerinden yararlanmadığını belirtmiştir. Bu sonuçlar Odanın ihracat konusunda hizmetlerinin iyi bilinmediğini ve yeterli olmadığını göstermektedir. Oda ihracat yapanlara ve yapmak isteyenlere daha aktif olarak destek olmalıdır. Ankette KTSO hizmetlerini kullanan işletmelere, KTSO nun hangi hizmetlerini kullandığı sorulduğunda ise %70,8 ile bilgilendirme, %62,5 ile menşe hazırlama, %50 ile eğitim programlarına katılım ve fuarlara katılım destekleri yer almıştır. Grafik 10: KTSO nun İhracatla İlgili Hangi Hizmetlerinden Yararlanıyorsunuz? İşletmelerimizin Gelecekte yeşil hat ticareti üzerinden ihracat yapmak ister misiniz? sorusunda ise %72,8 oranında evet, %17,4 oranında belki ve %9,8 oranında hayır demesi ise işletmelerin Güney Kıbrıs ve yeşil hat ticareti konusunda da istekli olduklarını ancak normal ihracata oranla daha az isteklilik bulunduğunu göstermektedir. KTSO nun ihracatla ilgili hizmetlerinin sınırlı olmasından dolayı genellikle bilgilendirme (telefon ve yüz yüze) ve menşe hizmetleri ön plana çıkmıştır. Ankete katılan işletmelerin ihracat konusunda ihtiyaç duyduğu hizmet ve destekler Tablo

Sayfa 28 15 de görülmektedir. Buna göre işletmelerin % 78,7 si pazar araştırma desteğine, %66,7 si ürünler için alıcı bulunmasına doğrudan destek, %56 sı fuarlara katılım desteği, %53,3 ü ürün reklamı/pazarlama yapılmasına destek, %48 i İhracat danışmanlığı desteğini belirtirken % 46,7 si dış ticaret heyetlerinin oluşturulması ve dış ticaret misyonlarının yapılmasını da ihtiyaç olarak belirtmişlerdir (Tablo 15). İhtiyaç duyulan hizmet ve programların ana ekseninde pazarlamanın olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu verilerden yola çıkılarak KTSO nun mevcut hizmetlerinin geliştirilmesi ve yeni hizmet programları yapması mümkün olacaktır. Bu konuyla ilgili daha detaylı bilgiye bu raporun So-