T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)



Benzer belgeler
Bedelsiz mal teslimi belge düzeni ve Form Ba-Bs Hk.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü. Sayı : KDV /07/2014

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Özelge: Şirket hissedarlarına ait arsanın kiralanarak arsa üzerine yapılacak binanın inşaasına ilişkin harcamaların GV ve KDV karşısındaki durumu.

Yatırımların Teşvik Edilmesinde Vergi İndirimi

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü. Sayı : [ÖZG-15/59]

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü. Sayı : [I

Sirküler No: 2011 Sirküler Tarihi:

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI MERSİN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü. Sayı : [ ]

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü. Sayı :

Sirküler Tarihi : Sirküler No : 2011/24 : Stok Beyanları, Kasa Mevcudu ve Ortaklardan Alacaklar Hk.

VERGİ USUL KANUNU (VUK)

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI SAKARYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü. Sayı

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü. Sayı : [ /5]

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü)

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI MERSİN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü. Sayı : [ /9]

MAL VE HİZMET BEDELLERİNİN ÖDENMESİ VE TEVSİKİ (BELGELENDİRİLMESİ)

SİRKÜLER 2018/70. Taşınmazların Yeniden Değerlemeye Tabi Tutulabilmesine İlişkin VUK. Tebliği Yayımlanmıştır.

Sayı : 2013/192 5 Tarih : Ö Z E L B Ü L T E N İNDİRİMLİ KURUMLAR VERGİSİ UYGULAMASI

SİRKÜLER 2015/39. Söz konusu özelgeye göre özetle e-fatura olarak düzenlenmesi gerekirken kağıt ortamında alınan fatura;

T.C. ORDU VALİLİĞİ Defterdarlık Gelir Müdürlüğü. Serbest Meslek Kazancından İndirilebilecek Giderler.

ELEKTRİK ABONELERİNDEN TAHSİL EDİLEN GÜVENCE BEDELLERİNİN İADE EDİLMESİ

KREDİ KARTIYLA KONTÖR SATIŞLARINDA BELGE DÜZENİ

Özelge: İnternet üzerinden verilen hizmetlerin vergilendirilmesi hk.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Konut teslimlerinde Satıcı Müteahhit Tarafından Fazla Hesaplanan KDV nin Konut alıcısına İade Edileceği

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI

MALİ MEVZUAT SİRKÜLERİ

DUYURU: / tarihli Resmi Gazete de yayımlanan 10 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği nde;

F- DÜZELTME Özel Tüketim Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin (1) numaralı fıkrası uygulamasında, Kanuna ekli (II) sayılı listedeki mallar için

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2018/59

TAHSİLÂT VE ÖDEMELERDE BANKA, PTT VE ÖZEL FİNANS KURUMLARININ KULLANILMA ZORUNLULUĞU

SİRKÜLER NO: POZ-2015 / 5 İST, yılında geçerli olacak VUK nda yer alan bazı tutar ve hadler belirlendi.

ŞİRKET AKTİFİNDE KAYITLI ARSANIN KAT KARŞILIĞI MÜTEAHHİDE VERİLMESİ

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI MERSİN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Söz konusu değişikliklerin yürürlük tarihi 6728 sayılı Kanunun yayım tarihi (9/8/2016) olarak belirlenmiştir

Tarih: Sayı: 2012/86. Konu:

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

İNDİRİMLİ KURUMLAR VERGİSİ UYGULAMASININ ESASLARI

Özelge: Kat karşılığı inşaat işi yapan yapı kooperatifinin vergilendirilmesi hk.

25/12/2015 SİRKÜLER 2015/36. Sayın Yetkili; Tahsilat ve Ödemelerde Tevsik Zorunluluğu Haddi TL ye İndirildi.

459 SIRA NO.LU VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ DUYURUSU

Duyuru No: 2016/23 İstanbul,

YENİ DÜZENLEME KAPSAMINDA TAHSİLÂT VE ÖDEMELERDE TEVSİK UYGULAMASININ ÖZELLİKLERİ VE UYGULANACAK CEZA

MAL VE HİZMET ALIMLARI İLE SATIŞLARININ 2005 YILI VE İZLEYEN YILLARDA BİLDİRİLMESİNDE UYGULANACAK USUL VE ESASLAR

UYGULAMALI ÖRNEKLERLE İNDİRİMLİ KURUMLAR VERGİSİ. Dr.Koray ATEŞ

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/24 TARİH: Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin 2 Seri Numaralı Genel Tebliğ

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/145 Ref: 4/145

YURTDIŞI EĞİTİM KURUMLARINA VERİLEN ARACILIK VE DANIŞMANLIK HİZMETLERİNİN KATMA DEĞER VERGİSİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ VE BELGE DÜZENİ

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

FON DENETİM YMM. VE BAĞIMSIZ DENETİM A. Ş. nin müşterilerine özel bir hizmetidir. İzinsiz çoğaltılamaz. İktibas edilemez.

YÜKLENİLEN KDV YE AİT FATURANIN GEÇ DÜZENLENMESİ HALİNDE KDV İADESİ YAPILABİL

1-Özel Kartlar veya Yemek Çekleri Kullanılmak Suretiyle Lokanta veya Hizmetlere İlişkin Belge Düzeni

Yurt dışındaki rmadan uydu yayını için hizmet alımında ödenen bedelin vergisel durumu.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Özelge: Yatırım teşvik belgesi kapsamında gerçekleştirilen imalatına ilişkin yatırımlarda İndirimli kurumlar vergisi uygulaması hakkında hk.

İSA KARŞI YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİR

Maliye Bakanlığından VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (Sıra No: 365) (30 Aralık 2006 tarih ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/155 Ref: 4/155. Konu: İŞLETME KAYITLARININ (KASA, ORTAKLAR CARİ, STOKLAR VE SABİT KIYMETLER) DÜZELTİLMESİ

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

ISI YALITIMI VE ENERJİ TASARRUFU SAĞLAMAYA YÖNELİK HARCAMALARIN GİDER YAZILABİLME DURUMU?

İNTERNET ÜZERİNDEN VERİLEN ARACILIK HİZMETLERİNİN VERGİ UYGULAMALARI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Sayısı : VUK-40/2009-2/POS Belgesi -2, Katılım Payı -1. İlgili Olduğu Madde : Gelir Vergisi Kanunu Madde 61, 65 ve 94,

FK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD. ŞTİ.

GİDER PUSULASI UYGULAMASINDA YAŞANAN TEREDDÜTLER

SİRKÜLER (2018/60) İşletmelerinde fiilen bulunduğu halde kayıtlarında görülmeyen, Kayıtlarda yer aldığı halde işletmede fiilen bulunmayan,

Aşağıda, mal iadelerinde belge düzeni ve KDV yönünden yapılması gereken işlemler incelenecek, bu konudaki kişisel görüşlerimiz açıklanacaktır.

2007 YILLIK VE 2008 AYLIK Ba-Bs FORMLARININ VERİLME SÜRELERİ

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2016/20

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesi (Madde: 6)

3) Beyan Edilen, Bildirilen Varlıklar Üzerinden Ödenecek Vergi Tutarı ve Ödenen Verginin Gider Kabul Edilebilme Durumu;

S İ R K Ü L E R Sayı: İstanbul,

T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

MEVZUAT SİRKÜLERİ /

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. SİRKÜLER 2016/147

FİİLİ İHRACI/TESLİMİ ERTESİ DÖNEME/YILA SARKAN YURT İÇİ VE DIŞI SATIŞLARDA MALİYETİN VE HASILATIN AİT OLDUĞU DÖNEM

SİRKÜLER RAPOR GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞİ. ( Seri No : 86 ) Sirküler Tarihi: Sirküler No: 2008/87

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

Özelge: Elde edilen gelirin alım miktarına bağlı olarak değişen oranlarda bir bölümünün şirkete üye olan gruplara aktarılması hk.

SİRKÜLER İstanbul,

: Son Zamanlarda Verilen Bazı Özelgeler

SİRKÜLERİMİZİN KONUSUNU GELİR VERGİSİ KANUNU UYGULAMASINDAKİ YENİLİKLER OLUŞTURMAKTADIR.

A. VERGİLENDİRME DÖNEMİ

Levent Cad. Tekirler Sokak No: Levent / İSTANBUL Tel: (0212) Fax: (0212) www. pozitifdenetim.com

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

Rehber 7144 SAYILI KANUN (VERGİ DÜZENLEMELERİ)

Sirküler No: 2018 / 02 Tarih:

KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 1) NDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİ NO: 10)

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü. Sayı: [ ]-15442

YURTDIŞI NAKİT TAHSİLATLARIN ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARI KARŞISINDAKİ DURUMU. Ali ÇAKMAKCI. Yeminli Mali Müşavir. Bağımsız Denetçi

Sayı : 2009/ Tarih: VERGİ SİRKÜLERİ

SAYI : 2014 / 26 İstanbul,

SİRKÜLER. Tarih: Sayı:2017/20 KATMA DEĞER VERGİSİ GENEL UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPAN 10 SERİ NOLU KDV TEBLİĞİ HAKKINDA

Transkript:

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü) Tarih : 13/03/2013 Sayı : 62030549-125[8-2012/386]-389 Konu : Yola ve parka terk edilen gayrimenkul bedelinin kurum kazancı tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı. İlgide kayıtlı özelge talep formunda,... Vergi Dairesi Müdürlüğünün... vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuzu, şirketiniz aktifinde kayıtlı 1843 ada 1 ve 2 parsel no.lu arsanın bir kısmı... Belediyesi Encümen Kararına istinaden 3194 sayılı İmar Kanununun 15 ve 16 ncı maddeleri kapsamında "yola ve parka terk" adı altında bedelsiz olarak anılan belediyeye terk edilerek kalan kısımların tevhid edildiği, bu işlemler sonucunda imar artışı sağlanmadığı gibi arsanın mevcut konumu caddeden geriye çekildiği ve düzenleme ortaklık payından da bahsedilmesinin mümkün olmadığı belirtilerek, belediyeye terk edilen söz konusu kısımların kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasında, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, safi kazancın tespitinde gider olarak indiriminin mümkün olduğu kabul edilmiştir. Bu fıkra uyarınca, yapılan bir harcamanın gider olarak matrahtan indirilebilmesi için; -Yapılan gider, ticari kazancın elde edilmesi ve idamesi ile doğrudan ilgili olmalıdır. - Gider, kanunen kabul edilebilir nitelikte olmalıdır. - Yapılan gider karşılığında sabit kıymet iktisap edilmiş olmamalıdır. Yapılan bir harcama karşılığında maddi veya gayrimaddi bir kıymet iktisap edilmesi halinde, indirilecek bir genel giderden değil, sahip olunan aktif kıymetlerin amortismanı söz konusu olacaktır. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 269 uncu maddesinde, iktisadi işletmelere dahil bilumum gayrimenkullerin maliyet bedelleri ile değerleneceği; 313 üncü

maddesinde, işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269 uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edevat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin, bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesinin amortisman mevzuunu teşkil edeceği; 314 üncü maddesinde ise, boş arazi ve boş arsaların amortismana tabi olmadığı hüküm altına alınmıştır. Diğer taraftan, 3194 sayıl İmar Kanununun 15 inci maddesinde; imar planlarına göre yol, meydan, yeşil saha, park ve otopark gibi umumi hizmetlere ayrılan yerlere rastlayan gayrimenkullerin bu kısımlarının ifrazına veya tevhidine izin verilmeyeceği, imar parselasyon planı tamamlanmış olan yerlerde yapılacak ifraz veya tevhidin bu planlara uygun olmasının şart olduğu, 16 ncı maddesinde ise, belediye ve mücavir alan hudutları içindeki gayrimenkullerin re'sen veya müracaat üzerine tevhid veya ifrazının, bunlar üzerinde irtifak hakkı tesisi veya bu hakların terkinin, bu Kanun ve yönetmelik hükümlerine uygunluğunun belediye encümenleri veya il idare kurullarınca onaylanacağı, Onaylama işleminin, müracaatın belediyelere veya valiliklere intikalinden itibaren en geç 30 gün içinde sonuçlandırılacağı ve tescil veya terkini için 15 gün içinde tapuya bildirileceği, tapu dairesinin, tescil veya terkin işlemini bir ay içinde sonuçlandırmak zorunda olduğu, bu Kanun hükümlerine göre şüyulandırılan gayrimenkullerin sahiplerinin ilgili idarenin tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde aralarında anlaşamadıkları veya şüyuun izalesi için, mahkemeye müracaat edilmediği takdirde ilgili idarenin hissedarmış gibi, şüyuun izalesi davası açabileceği hükümlerine yer verilmiştir. Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, şirketiniz aktifinde bulunan arsanın, Ümraniye Belediyesi Encümen Kararına istinaden 3194 sayılı İmar Kanununun 15 ve 16 ncı maddeleri kapsamında yola ve parka terk işlemi nedeniyle belediyeye kalan kısmı, arsanın yüzölçümünde bir azalma meydana getirmekte olup arsanın genel maliyetini değiştirmemesi nedeniyle söz konusu kısımlara ait bedelin gider olarak dikkate alınması mümkün değildir. Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü) Tarih : 29/05/2013 Sayı : 11395140-019.01-792 Konu : Mal alımından vazgeçme neticesinde ödenen cezanın ve yapılan masrafların yansıtılmasının KDV karşısındaki durumu ve belge düzeni. İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Türkiye'de mukim olup yurt dışında şantiyesi bulunan firma ile gümrükte devredilmek üzere satım sözleşmesi yaptığınızı, sözleşmeye konu malların tesliminin şantiyenin bulunduğu ülkede çıkan karışıklık nedeniyle gerçekleşmemesi ve söz konusu malların satıcı firmaya iade edilmesi nedeniyle ödenen cezanın ve yapılan masrafların alımdan vazgeçen firmaya yansıtılmasının KDV ye tabi olup olmadığı hususunda bilgi istenilmektedir. Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun; 1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sınaî, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu, 4 üncü maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi, şekillerde gerçekleşebileceği, hükme bağlanmıştır. Diğer taraftan, 8/8/2011 tarih ve KDVK-60/2011-1 sayılı 60 No.lu KDV Sirkülerinin "1.2" bölümünde, "Herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olarak ortaya çıkmayan tazminat ve benzeri ödemeler prensip olarak KDV nin konusuna girmemektedir. Bu kapsamda, işin sözleşme şartlarına uygun yapılmaması, işin verilen süre içerisinde tamamlanmaması, sözleşmenin feshedilmesi gibi nedenlerle tazminat, cayma bedeli vb. adlarla yapılan cezai şart mahiyetindeki ödemeler herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olmadığından KDV'nin konusuna girmemektedir." açıklamalarına yer verilmiştir. Bu hüküm ve açıklamalara göre, sözleşmeye konu malların tesliminin, alıcı firmanın şantiyesinin bulunduğu ülkede çıkan karışıklık nedeniyle gerçekleşmemesi sonucu malları temin ettiğiniz satıcı firmaya iade etmeniz nedeniyle ödenen cezai bedeller herhangi bir mal teslimi ya da hizmet ifası karşılığı olmadığından KDV ye tabi bulunmamakta olup aslı KDV ye tabi olmayan söz konusu cezai bedellerin malları almaktan vazgeçen firmaya yansıtılması amacıyla düzenlenecek faturada da KDV hesaplanmayacaktır. Öte yandan teslim edilecek malların gümrüğe kadar götürülmesi için yapılan masrafların yansıtılmasında, aslı KDV ye tabi olan harcamaların aktarılması amacıyla düzenlenen faturalarda harcamanın tabi olduğu oran üzerinden KDV hesaplanacak,

aslı KDV nin konusuna girmeyen veya vergiden müstesna olan masrafların aktarılmasında KDV hesaplanmayacaktır. Ayrıca, bu aktarma sırasında masraf tutarını aşan bir bedel tahsil edilmesi halinde, bu aşan kısım üzerinden genel oranda (% 18) KDV hesaplanacaktır. Bilgi edinilmesini rica ederim. T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI KAHRAMANMARAŞ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü) Tarih : 20/03/2013 Sayı : 47285862-VUK-6-3 Konu : Satış vaadi sözleşmesi ile alınan fabrika binasının aktife alınarak amortisman ayrılması ve belge düzeni hk. İlgide kayıtlı özelge talep formunda, noter aracılığıyla yaptığınız satış vaadi sözleşmesi ile aldığınız... fabrikasının (fabrika binası, makine-teçhizat ve demirbaşlar) şirket aktifine alınarak amortisman ayrılıp ayrılmayacağı ile bu fabrikanın üretim sürecinde oluşacak gelir ve giderlerin yasal defterlere kaydının yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi istenilmektedir. I-VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 313 üncü maddesinin birinci fıkrasında; "İşletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269 uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edevat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin, bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesi amortisman mevzuunu teşkil eder." hükmü yer almaktadır. Mezkur Kanunun 189 uncu maddesinde; "Üzerinden amortisman yapılan kıymetler ve bunların amortismanları aşağıda yazılı şekillerden herhangi biri ile gösterilir: 1.Envanter defterinin ayrı bir yerinde; 2.Özel bir amortisman defterinde; 3.Amortisman listelerinde.

Amortisman kayıtları, amortismana başlandığı tarihten itibaren her yılın amortismanı ayrı ayrı gösterilmek şartı ile birbirine bağlanır. İşletmeye yeniden giren iktisadi kıymetlerle bunların amortismanlarının evvelki yıllara ait kayıtlarda devam ettirilmesi caizdir. Amortisman defteri veya listelerinin kayıtları envanter kaydı hükmündendir. Yukarıdaki esaslara göre kayıtlarda gösterilen iktisadi kıymetlere ait değerler envanter defterine toplu olarak geçirilebilir." hükmü yer almaktadır. Mezkur Kanunun 315 inci maddesine göre mükelleflerin amortismana tabi iktisadi kıymetlerini Maliye Bakanlığının tespit ve ilan edeceği oranlar üzerinden itfa edecekleri ve ilan edilecek oranların tespitinde iktisadi kıymetlerin faydalı ömürlerinin dikkate alınacağı hükme bağlanmıştır. Bu hükme istinaden belirlenen oranlar, iktisadi kıymetlerin kullanıldıkları yerler itibariyle 333, 339, 365, 389, 399, 406 ve 418 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ekindeki listelerde gösterilmiş ve uygulamayla ilgili gerekli açıklamalara yer verilmiştir. Satış vaadi sözleşmesi, noter önünde resen düzenlenmesi gereken, başka bir anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde, Türk Medeni Kanununun 716 ncı maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilmektedir. Satış vaadi sözleşmeleri, sözleşme alacaklısına şahsi hak veren sözleşmeler olup, alıcı tarafça yapılan satış vaadi sözleşmelerinin, mahkeme ilamlarıyla geçerli olduğunun tespit edilmesi mümkün bulunmaktadır. İlgide kayıtlı özelge talep formu ekinde Başkanlığımıza sunulan... Noterliğince onaylı.../2011 tarih ve... No.lu "Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi Sözleşmesi"nin incelenmesinden; bahse konu taşınmazın, sözleşmede 16 madde halinde belirtilen şartlar dahilinde ve... TL'lik taşınmaz bedelinin alıcı tarafından ödenmesi halinde mülkiyet devrinin yapılacağı hususunda karşılıklı olarak mutabakata varıldığı anlaşılmıştır. Yapılan açıklamalar doğrultusunda, iktisadi kıymetin amortisman konusu yapılabilmesi için envantere alınıp, işletmede kullanılabilir olması gerekmektedir. Envantere alınmayan bir iktisadi kıymet fiilen işletmede kullanılsa dahi amortisman konusu yapılamaz. Öte yandan; fabrika binasının üretim sürecinde oluşacak gelir ve giderlerinin ise Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesi gereğince ve aynı Kanuna istinaden tutulacak yasal defterlere 1 Sıra No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğinden belirtilen açıklamalar çerçevesinde kaydedilmesi gerekmektedir.

II-KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde ise Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükmüne yer verilmiştir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde; safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, (7) numaralı bendinde de, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanların ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği hükümlerine yer verilmiştir. Aynı Kanunun 41 inci maddesinde ise gider kabul edilmeyen ödemelere ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Yapılan genel giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için, söz konusu giderlerle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması gerekmekte olup, bu mahiyette olmayan giderlerin ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilmesi mümkün değildir. Ayrıca indirim konusu yapılabilecek giderlerin Vergi Usul Kanununun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu vb. belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir. Buna göre, şirketiniz ile... arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesi uyarınca şirketiniz kullanımına bırakılan fabrika binasının işletilmesi dolayısıyla elde edilecek gelirler ile bu gelirlerin elde edilmesi için yapılan giderler dikkate alınmak suretiyle genel hükümlere göre tespit edilecek kazancın vergilendirilmesi gerekmektedir. Öte yandan, fabrika binası ile ilgili olarak banka adına düzenlenen belgelere istinaden sözleşme çerçevesinde ödeyeceğiniz emlak vergisi ve sigorta gibi giderler ise, şirketiniz ile banka arasında imzalanan sözleşmeye istinaden banka tarafından şirketinize dekont düzenlenmek suretiyle yansıtılması halinde şirketiniz safi kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabilecektir. Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI MERSİN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü) Tarih : 18/03/2013 Sayı : 68554973-105[413-2012/17]-28 Konu : Dar Mükellef İçin...'daki Merkezince Yapılan Ödemelere Ait Dekontun Tevsik Edici Belge Olup Olmadığı ile Türkiye'deki Proje Firmasının Ödemeleri...'daki Merkeze Yapmasının Uygun Olup Olmayacağı. İlgi (a) ve (b) sayılı özelge talep formlarında; -...'nda bulunan merkezinizin Türkiye Şubesi olarak... Vergi Dairesi Müdürlüğünün... vergi numarasında kayıtlı dar mükellef olduğunuz,... tarih ve... sayılı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile... Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyetinde......Dair İşbirliğine İlişkin Anlaşma kapsamında... inşası için emtianın tedariki, hizmetlerin icrası ve projenin inşa aşaması ile bağlantılı olarak çalışmaların yürütülmesinde genel yüklenici olarak firmanızın görevlendirildiği, -... inşası için...'na kayıtlı olan ve... inşasında deneyimi olan şirketlerle iş sözleşmesi yaparak hizmet satın aldığınız, bu hizmetlerle ilgili sözleşmeleri/ödemeleri...'ndaki kanunlara göre... olarak yapmanız gerektiği, şirketinizin Türkiye'deki bankalarda... hesabı açmasının yasak olduğu, yapılan sözleşmede, hizmet bedelinin...'da bulunan merkezinize ait...banka hesabından ödeneceğine dair... banka bilgileri bulunduğu,...'da merkezinize ait bankadan alacağınız banka dekontunda sözleşme numarası,... belgesinin tarih ve numarasının belirtileceği, bu nedenle satın aldığınız hizmet bedelinin...'daki merkeziniz... tarafından ödenmesi sonucu yurtdışındaki (...) merkezinize ait banka şubesinin dekontu ile şirketinizin defter kayıtlarına kaydedileceği, merkezinize ait...'da bulunan banka tarafından yurtdışı firmalara yapılan ödemeler için düzenlenen dekontunun tahsilat ve ödemeler yönünden tevsik edici belge olarak kabul edilip edilmeyeceği, -Yurtdışından satın aldığınız hizmetleri kontrol ettikten sonra Türkiye'de tam mükellefiyet kapsamında bulunan ve... inşası projenin işvereni olan.........ye (proje firmasına) fatura düzenlediğiniz, adı geçen proje firmasının fatura bedelini şirketinize göndermeden...'da bulunan merkezinize ait bankaya gönderilmesi düşünüldüğünden bahisle, fatura düzenlediğiniz proje firmasının fatura bedelinin şirketinizin Türkiye'de bulunan banka hesabınıza göndermeden direkt yurtdışındaki Merkezinize ait banka hesabına göndermesinin tahsilat ve ödeme yönünden tevsik edici belge olarak uygun olup olamayacağı hususlarında görüş istenilmektedir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi ile Maliye Bakanlığına, mükelleflere muameleleri ile ilgili

tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğu getirme ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirleme yetkisi verilmiştir. Bu yetkiye istinaden yayımlanan 320, 323, 324, 332 ve 337 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde tahsilat ve ödemelerin tevsik zorunluluğu ve uygulamaya ilişkin esaslar açıklanmıştır. Söz konusu Tebliğlerde; birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenler, defter tutmak zorunda olan çiftçiler, serbest meslek erbabı ile vergiden muaf esnafın kendi aralarında yapacakları ticari işlemleri ile nihai tüketicilerden (Türkiye'de mukim olmayan yabancılar hariç) mal ve hizmet bedeli olarak yapacakları 8.000,00 TL. üzerindeki tahsilat ve ödemelerin bankalar, özel finans kurumları ve Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü aracı kılınarak yapılması gerektiği belirtilmiştir. Diğer taraftan, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararın 4-e maddesinde Türkiye'de yerleşik kişiler ile dışarıda yerleşik kişilerin, bankalar vasıtasıyla yurtdışına döviz transfer ettirmelerinin serbest olduğu düzenlemesine yer verilmiştir. Buna göre; 1- Yurt dışındaki firmalara yaptırdığınız iş bedelinin yine yurt dışındaki ana firma tarafından ödenmesi dolayısıyla şirketinizce gerçekleştirilen nakdi bir ödemeden söz edilemeyeceğinden bu ödeme yukarıda belirtilen Tebliğler kapsamında tevsik zorunluluğu kapsamında değildir. Ancak, yaptırılan iş bedelinin 8.000 TL'yi aşması ve bedelin bir kısmının şirketinizce ödenecek olması durumunda ödemenin mezkur Tebliğlerde sayılan kurumlar aracı kılınarak yapılması gerekmektedir. 2- Öte yandan, yurtdışından satın aldığınız hizmetler için Türkiye'de tam mükellefiyeti bulunan......... adına düzenlediğiniz faturaya istinaden, adı geçen proje firmasının fatura bedelini şirketinize göndermeden...'da bulunan merkezinize bankalar vasıtasıyla transfer etmesi 32 Sayılı Karara göre serbest olduğundan, bankalarca düzenlenen dekontun tevsik edici belge olarak kabul edilmesi mümkündür. Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ADANA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü Tarih : 18/03/2013 Sayı : 31977385-105[230 -.../...]-32 Konu : İnternetten yapılan satışlarda kargo bedelinin nihai tüketici tarafından ödenmesi durumunda sevk irsaliyesi düzenlenip düzenlenmeyeceği İlgide kayıtlı özelge talep formunda,... Vergi Dairesi Müdürlüğünün... vergi numaralı (T.C. kimlik no:...) mükellefi olduğunuzu, ev tekstili ürünlerinin toptan ve perakende satışını yaptığınızı ve internetten yapılan satışlarda malın sevkinin kargo firmaları tarafından yapıldığını belirterek, karşı ödemeli olarak nihai tüketiciye gönderilmek üzere kargo firmasına verilen ürün için yazarkasa fişi kesmenin yeterli olup olmadığı, irsaliyeli fatura düzenlenmesinin gerekip gerekmediği konusunda Başkanlığımızdan görüş talep etmektesiniz. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 ncu maddesinde; fatura, "Satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır." şeklinde tanımlanmıştır. Anılan Kanunun 230 uncu maddesinin birinci fıkrasının 5 inci bendinde ise; "... (Malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının, taşınan veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlenmesi ve taşıtta bulundurulması şarttır. Malın, bir mükellefin birden çok işyerleri ile şubeleri arasında taşındığı veya satılmak üzere bir komisyoncu veya diğer bir aracıya gönderildiği hallerde de, malın gönderen tarafından sevk irsaliyesine bağlanması gereklidir. Bu bentte yazılı irsaliyeler hakkında fiyat ve bedel ile ilgili bilgiler hariç olmak üzere, bu madde hükmü ile 231 inci madde hükmü uygulanır. İrsaliyelerde malın nereye ve kime gönderildiği ayrıca belirtilir. Şu kadar ki nihai tüketicilerin tüketim amacıyla perakende olarak satın aldıkları malları kendilerinin taşıması veya taşıttırması halinde bu mallara ait fatura veya perakende satış fişinin bulunması şartıyla sevk irsaliyesi aranmaz.)" hükmüne yer verilmiştir. Öte yandan, 211 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde fatura ve sevk irsaliyesinin ayrı belgeler olarak değil, isteyen mükellefler açısından "irsaliyeli fatura" adı altında tek belge olarak düzenlenmesi ve kullanılması imkânı getirilmiş,

232 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yapılan düzenleme ile de mükelleflerin, faaliyetleriyle ilgili olarak irsaliyeli fatura kullanmalarının yanı sıra, fatura ve sevk irsaliyesini ayrı ayrı da kullanabilecekleri belirtilmiştir. Diğer taraftan 385 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin, "4-Kapıdan veya Mesafeli Sözleşme Düzenlenerek Yapılan Satışlarda İade İşlemlerinde Belge Düzeni" başlıklı bölümünde, "4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 8 inci maddesinde, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekanları dışında önceden mutabakat olmaksızın tecrübe ve muayene koşullu satışlar kapıdan satış olarak tanımlanmıştır. Bu tür satışlarda tüketiciye yedi günlük tecrübe muayene süresi sonuna kadar malı kabul veya hiç bir gerekçe göstermeden reddetme hakkı tanınmıştır. Kanunun 9/A maddesinde ise mesafeli sözleşmeler; yazılı, görsel, telefon ve elektronik ortamda veya diğer iletişim araçları kullanılarak ve tüketicilerle karşı karşıya gelinmeksizin yapılan ve malın veya hizmetin tüketiciye anında veya sonradan teslimi veya ifası kararlaştırılan sözleşmeler olarak tarif edilmiştir.... Bundan böyle, sadece kapıdan ve mesafeli sözleşmeler düzenlenerek yapılan satışlara ilişkin iade işlemleri için Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden iade bölümünün yer alacağı bir faturanın düzenlenmesi ve en az iki örneğinin müşteriye malla beraber gönderilmesi uygun görülmüştür. Söz konusu faturanın alt kısmına açılacak iade bölümünde; - Malı iade edenin adı soyadı, adresi, imzası - İade edilen mala ilişkin cins, miktar, birim fiyat ve tutar yer alacaktır. Bu şekilde düzenlenen fatura malla beraber müşteriye gönderildiğinde müşteri malı iade etmek isterse iadeye ilişkin bölümü dolduracak ve iki örnek olan faturanın bir örneğini mal ile birlikte malı satana geri gönderecek, bir örneği kendinde kalacaktır." düzenlemesine yer verilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalara göre; internet üzerinden yapılacak alışverişte nihai tüketicinin malı perakende olarak alıp kendisinin taşıması/taşıttırması fiilen mümkün olamayacağından, tarafınızca 385 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine göre iade bölümünün yer alacağı fatura ile yanında sevk irsaliyesi veya 211 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine göre yine iade bölümünün yer alacağı irsaliyeli fatura adı altında tek belge düzenlenmesi gerekmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü Tarih : 14/05/2013 Sayı : 38418978-125[32/A-12/1]-446 Konu : İndirimli Kurumlar Vergisi Uygulaması hk. İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Ekonomi Bakanlığından alınan 03.08.2011 tarihli Yatırım Teşvik Belgesi kapsamında modernizasyon yatırımı yaptığınız ve söz konusu yatırımınızın işletilmeye başladığı 01.07.2012 tarihinden itibaren elde edeceğiniz kazanç üzerinden indirimli kurumlar vergisi uygulamasından yararlanılacağı belirtilmiş olup; - İndirimli oran uygulanacak kazancınızın ayrı bir şekilde tespit edilmesinin mümkün olmaması nedeniyle, indirimli kurumlar vergisinin elde edeceğiniz kazancın tamamına mı yoksa tevsi yatırımlar için belirtilen oranlama işlemi yapılmak suretiyle mi uygulanacağı, - İndirimli kurumlar vergisi uygulamasına geçici vergilendirme döneminde başlanılması ve oranlama yapılması durumunda, şirketinizin aktifine kayıtlı sabit kıymetlerin hangi tarihteki değerinin esas alınacağı, - Şirketinizin kazanç yetersizliği nedeniyle geçmiş dönemlerde faydalanamadığı yatırım indirimi istisnası bulunması nedeniyle, elde edilecek kurum kazancı üzerinden öncelikle hangi istisnanın/indirimin uygulanacağı hususlarında Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi istenilmiştir. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 32/A maddesinde, " (1) Finans ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar, iş ortaklıkları, taahhüt işleri, 16/7/1997 tarihli ve 4283 sayılı Kanun ile 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Kanun kapsamında yapılan yatırımlar ile rödovans sözleşmelerine bağlı olarak yapılan yatırımlar hariç olmak üzere, bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen ve Ekonomi Bakanlığı tarafından teşvik belgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazançlar, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar indirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulur. (2) Bu maddenin uygulamasında yatırıma katkı tutarı, indirimli kurumlar vergisi uygulanmak suretiyle tahsilinden vazgeçilen vergi yoluyla yatırımların Devletçe

karşılanacak tutarını, bu tutarın yapılan toplam yatırıma bölünmesi suretiyle bulunacak oran ise yatırıma katkı oranını ifade eder.... (4) Tevsi yatırımlarda, elde edilen kazancın işletme bütünlüğü çerçevesinde ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle tespit edilebilmesi halinde, indirimli oran bu kazanca uygulanır. Kazancın ayrı bir şekilde tespit edilememesi halinde ise indirimli oran uygulanacak kazanç, yapılan tevsi yatırım tutarının, dönem sonunda kurumun aktifine kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet tutarına (devam eden yatırımlara ait tutarlar da dahil) oranlanması suretiyle belirlenir. Bu hesaplama sırasında işletme aktifinde yer alan sabit kıymetlerin kayıtlı değeri, yeniden değerlenmiş tutarları ile dikkate alınır. İndirimli oran uygulamasına yatırımın kısmen veya tamamen faaliyete geçtiği geçici vergi döneminde başlanır..." hükmüne yer verilmiştir. 16.07.2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 2009/15199 sayılı Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar ile bölgeler, yatırıma katkı oranları ve uygulanacak indirim oranları belirlenmiştir. Söz konusu Kararın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları tespit etmek üzere 28.07.2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 2009/1 no.lu Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararın Uygulanmasına İlişkin Tebliğin 4 no.lu ekinde tevsi yatırımlar,"mevcut bir yatırıma ilave üretim hattı veya makine ve teçhizat ilave yapılması suretiyle üretim miktarının artırılması veya yeni bir yatırım hüviyeti taşımayan, mevcut üretim hattında yer alan makine ve teçhizatların bir bölümünün kapasite açısından ve işlevsel olarak üretim akışındaki diğer makine ve teçhizatlarla uyum içinde olmadığı durumlarda makine ve teçhizatların değiştirilmesi veya yenilerinin ilave edilmesi ve genişleme yapıldıktan sonra mevcut tesis ile alt yapı müşterekliği oluşturarak bir bütün teşkil eden, aynı işletmede aynı mal ve hizmetin kapasitesini en fazla %100'e kadar artırmaya yönelik yatırımlar" olarak modernizasyon yatırımları ise "mevcut tesislerin üretim hatlarında, gelişen teknoloji sonucunda teknik ve/veya ekonomik ömrünü tamamlamış makine ve teçhizatlara teknolojiye uygun parçaların eklenmesi veya mevcut bir aksamın gelişmiş bir modeli ile veya makine teçhizatın yenileri ile değiştirilmesini, tesiste eksik kalmış yatırım harcamalarının tamamlanmasını, nihai ürünün doğrudan kalitesinin yükseltilmesini veya modelinin değiştirilmesini içeren yatırımlar" olarak tanımlanmıştır. Ekonomi Bakanlığı tarafından yatırım teşvik belgesine bağlanan modernizasyon yatırımlarının da tevsi yatırımlara benzer özellikler taşıdığı görülmektedir. Bu çerçevede, Kurumlar Vergisi Kanununun 32/A maddesinin dördüncü fıkrası hükmünün uygulanmasında, indirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazancın işletme bütünlüğü içinde ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle tespitinin mümkün olduğu hallerde kazanç ayrı hesaplarda takip edilecek, kazancın bu şekilde belirlenmesine

imkan bulunmayan hallerde ise kazanç oranlama yapılmak suretiyle tespit edilecektir. Dolayısıyla indirimli kurumlar vergisi oranı uygulanacak kazancın oranlama yapılmak suretiyle belirlenmesi seçimlik bir hak olmayıp indirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazancın şirketinizce tespit edilmesi esastır. İndirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazancın şirketinizce ayrı bir şekilde belirlenmesine imkan bulunmaması halinde indirimli kurumlar vergisi oranının uygulanacağı kazanç, yatırım tutarının (ilgili dönemde gerçekleşen yatırım harcamaları tutarının) dönem sonunda kurumun aktifine kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet tutarına (devam eden yatırımlara ait tutarlar da dahil) oranlanması suretiyle belirlenecektir. Oranlamada sabit kıymetler birikmiş amortismanları düşülmeden önceki brüt tutarları ile dikkate alınacaktır. Sabit kıymet ifadesinden ise Vergi Usul Kanununun 313 üncü maddesi uyarınca amortisman mevzuunu oluşturan iktisadi kıymetlerin anlaşılması gerektiği tabiidir. Diğer taraftan mevcut sabit kıymet tutarı, indirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazancın tespit edileceği geçici vergilendirme dönemleri için, ilgili geçici vergi döneminin son günü; hesap dönemleri için ise ilgili hesap döneminin son günü itibariyle tespit edilecek ve indirimli oran uygulanacak kazancın bulunmasında dikkate alınacaktır. Kurumlar Vergisi Kanununun 32/A maddesinde yer alan "Bu hesaplama sırasında işletme aktifinde yer alan sabit kıymetlerin kayıtlı değeri, yeniden değerlenmiş tutarları ile dikkate alınır." ifadesi ile kastedilen ise sabit kıymetlerin gerekli şartların oluşması halinde yapılan enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan yeniden değerlenmiş değerinin dikkate alınması gerektiğidir. Dolayısıyla, gerekli şartların oluşması halinde yapılacak enflasyon düzeltmesi dışında başkaca bir değerleme yapılmayacaktır. Öte yandan, indirimli kurumlar vergisi; yukarıda açıklandığı şekilde tespit edilen kazanç tutarını aşmamak koşuluyla beyannamede ticari bilanço kâr veya zararına kanunen kabul edilmeyen giderler eklendikten tüm indirim, istisna ve geçmiş yıl zararları düşüldükten sonra kalan safi kazanca uygulanabilecektir. Dolayısıyla, beyan edilen kazançtan öncelikle yatırım indirimi tutarı indirilecek ve varsa kalan kazanca indirim uygulanabilecektir. Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü Tarih : 25/03/2013 Sayı : 11395140-105[Mük 298-2012/VUK-1-...]-473 Konu : Tasfiye halindeki şirketin enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan sermaye düzeltmesi olumlu farklarının aynı yıllar için oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup imkanının olup olmayacağı. İlgi (a)'da kayıtlı özelge talep formunda,...20... tarihinde tasfiyeye giren bankanızın,... oranındaki hissedarı... altında bulunduğu, tasfiyeye girdikten sonra Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci ve geçici 25 inci maddelerinde yer alan hükümler uyarınca 2003 ve 2004 yıllarında enflasyon düzeltmesi yapıldığı, enflasyon düzeltmesi sonucunda ortaya çıkan "Sermaye Düzeltmesi Olumlu Farkları Hesabı"na kaydedilen tutarların, 2003 ve 2004 yılı enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan "Geçmiş Yıl Zararları"na mahsup etmeyi düşündüğünüzü belirterek; bu mahsup neticesinde tasfiye sürecinde ve sonrasında herhangi bir vergi yükümlülüğünün doğup doğmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun geçici 25 inci maddesinin (g) fıkrasında "31.12.2003 tarihli bilançonun düzeltilmiş aktif toplamından düzeltilmiş sermaye, düzeltilmiş hisse senetleri ihraç primleri ve düzeltilmiş hisse senedi iptal karları ile borç toplamının çıkarılması sonucu bulunan fark, geçmiş yıllar kar/zararı hesabında gösterilir. Bu şekilde tespit edilen geçmiş yıl karı vergiye tabi tutulmaz, geçmiş yıl zararı ise zarar olarak kabul edilmez. Pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, her hangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tabi tutulur. Ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farkları düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir; bu işlemler kar dağıtımı sayılmaz. " hükmü yer almakta olup aynı hüküm mükerrer 298 inci maddesinin (A) fıkrasının (5) inci bendinde de yer almaktadır. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergi Kanunu'nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükmü bulunmakta olup 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti" başlıklı 38 inci

maddesinin birinci fıkrasında ise, bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı hükmü yer almaktadır. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Tasfiye" başlıklı l7 nci maddesinde de, her ne sebeple olursa olsun tasfiye haline girmiş kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye döneminin geçerli olacağı, tasfiyenin kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiği tarihte başlayacağı ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte sona ereceği, başlangıç tarihinden aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılı başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönemin bağımsız birer tasfiye dönemi sayılacağı hükme bağlanmıştır. 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "17. Tasfiye" başlıklı bölümünde tasfiye halindeki kurumların vergilendirilmesine ilişkin ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır. Bu hüküm ve açıklamalara göre,...20... tarihinde tasfiyeye giren bankanızın 2003 ve 2004 yıllarında enflasyon düzeltmesi yapılması nedeniyle oluşan sermaye düzeltmesi olumlu farklarının, düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilmesi mümkün bulunmaktadır. Ayrıca bu işlem kâr dağıtımı sayılmayacağından kurumlar vergisi kesintisi yapılması da söz konusu olmayacaktır. Öte yandan, sermaye düzeltmesi olumlu farklarının enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan zararlardan mahsup edilmesi sonucu bir bakiye değer kalması halinde, tasfiye nedeniyle bu tutarın; öncelikle kurumlar vergisine tabi tutulacağı, tasfiye sonucunda ortaklara dağıtılabilecek bir tutar bulunması durumunda da kâr dağıtımına bağlı olarak vergi kesintisi yapılacağı tabiidir. Bilgi edinilmesini rica ederim.