4 DE 2 DE 7 DE 6 DA 8 DE 7 DE



Benzer belgeler

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

3. Eðitim - Öðrenim ve Saðlýk Kýrsal yörelerde (köylerde) eðitim ve saðlýk

ÖDP : Maraþ'ý unutmayacak unutulmasýna izin vermeyeceðiz

Cumhuriyet Halk Partisi

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

ÝNTES ÝN AYLIK GELENEKSEL TOPLANTISI 01 HAZÝRAN 2001 TARÝHÝNDE ÝSTANBUL DA YAPILDI


35 YKR. ABD li turistler Ýlicek Köyünde. Muhtar Özdoðan (Saðda) Turistlerle

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ


ÖZELLEÞTÝRMEDE ÇALIÞANLARIN MÜLKÝYET SAHÝPLÝÐÝ: KARDEMÝR ÖRNEÐÝ

Olmak ya da Olmamak. Cumhuriyetin temel niteliklerine

Haberler / News. Dizin / Index. Hayýrsever iþ adamýndan

Editörler: Prof. Dr. Müberra Babaoðul Araþ. Gör. Uzm. E. Betül Sürgit

BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI

EMO-Genç Yaz Eðitim Kampý Tamamlandý

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

Zorunlu din derslerine ilk dava açan Hacýbektaþlý bir Alevi

2011 KADIN İSTATİSTİKLERİ

Cumhuriyet Halk Partisi

Günlük Kent Gazetesi

TBMM MİLLETVEKİLLERİ Cinsiyete göre dağılım. TBMM MİLLETVEKİLLERİ Partilere göre dağılım YEREL YÖNETİMLER KADIN ORANI (%)

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!

HAZİRAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Karar Sayýsý : 2008/14118 Pazar, 19 Ekim 2008

EKONOMÝDE GELÝÞMELER

" ENERJÝ VERÝMLÝLÝÐÝ " KONULU RESÝM ve AFÝÞ

TEKEL ÝÞÇÝLERÝ ÝLE DAYANIÞMAYA

TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR. Prof. Dr. Ýlter TURAN

*** TOSYA KENT REHBERİ ***

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN*

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

mmo bülteni ekim 2005/sayý 89

ÝÞYERÝ SAÐLIK BÝRÝMLERÝ VE ÝÞYERÝ HEKÝMLERÝ ÝLE ÝLGÝLÝ YENÝ YÖNETMELÝÐÝN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ

T.C. GAZİEMİR KAYMAKAMLIĞI

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

657 sayýlý yasada deðiþiklik ve hedeflenenler


Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

7-10 ŞUBAT 2002 TARİHLERİ ARASINDA TRABZON DA YAPILAN İNCELEMELER HAKKINDAKİ ALT KOMİSYON RAPORU

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

Onlar konuşur, AK Parti yapar

GÜNLÜK SİYASİ YEREL GAZETE

Türkiye de Kutuplaşmanın Boyutları Araştırması. 1 Şubat 2016

Radyo. Bayram teklifi. MUSTAFA Kemal Atattürk 16 Mayıs ta annesiyle vedalaşıp Bandırma Vapuru

BAKANLAR KURULU KARARI

İ Ç İ N D E K İ L E R

DANIÞMANLIK TEDBÝRÝ KARARLARININ UYGULAMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLÝÐ Perþembe, 30 Ekim 2008

KAYMAKAMA ve GAZETECİLERE SALDIRDILAR

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ

Yazý dizisi 4 DE. Köþe yazýsý 7 DE

ULUSAL VE RESMİ BAYRAMLAR İLE MAHALLİ KURTULUŞ GÜNLERİ, ATATÜRK GÜNLERİ VE TARİHİ GÜNLERDE YAPILACAK TÖREN VE KUTLAMALAR YÖNETMELİĞİ

Kahraman: Pankobirlik doðru yönetilmiyor. Saðlýk-Sen iþyeri odasý açýldý. Osmancýk'a 'Tabiat Parký' projesi


ÝÞ SAÐLIÐI GÜVENLÝÐÝ EÐÝTÝMÝ GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

A NADOLU I SUZU Y ILLIK R APOR. isuzu ANADOLU GRUBU

SOSYAL BÝLÝMLER 1 TESTÝ (Sos 1)

A Ç I K L A M A L A R

NİSAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili


Dün sabah saatlerinde Erzurum'dan Erzincan'a gelen Özel Yetkili Savcý Osman Þanal, Erzincan Terörle Mücadele Þube

Rekabet Kurumu - Gerekçeli Kurul Kararları

BÝLECÝK ÜNÝVERSÝTESÝ MAKÝNA ve ÜRETÝM MÜHENDÝSLÝÐÝ BÖLÜMÜ'NDE BÖLÜME HOÞGELDÝN KOKTEYLÝ GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ

Cumhuriyet Halk Partisi

HAK ARAMA SÜRECÝNDE YASAL UYGULAMALAR HAKKINDA TUTUMLARI ARAÞTIRMASI. Giriþ. Örneklem ve Yöntem

Karar Sayýsý : 2008/14123 Pazartesi, 13 Ekim 2008

Cumhuriyet Halk Partisi

B-Yetki, Görev ve Sorumluluklar

Tam Gün Anayasa ya aykýrýdýr!

DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI

BÝTMEYEN OYUN: Tütün, Reji ve Tekel!

Hüseyin Seyfi. Söyleþi. Devamý 5 DE

Tel: (0386)

Vergi Ýdaresindeki Deðiþimler (1.Bölüm) Pazar, 22 Ocak 2012

Alevilik en tehlikeli dönemini yaþýyor

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : Tarih:

Türkiye Cezasızlık Araştırması. Mart 2015

İŞ GÜVENCEMİZE VE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ!

ÝNÞAAT ÝÞKOLUNDA ENDÜSTRÝ ÝLÝÞKÝLERÝ **

35 YKR. Cumhuriyet Savcýsý ndan. ders gibi karar!

Türkler ve Kürtler þehitler için aðladý. Aleviler hem Þiiliðin hem þeriatýn kýskacýnda

ÜLKEMİZDE HUZURU BOZMAK İSTİYORLAR

ACR Group. NEDEN? neden?

Ýl Özel Ýdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Konusunda Yapýlan Yeni Yasal Düzenlemeler

TÜRKÝYE SAÐLIK SEKTÖRÜNDE FÝNANSMAN: Paran Kadar Saðlýk

mmo bülteni þubat 2005/sayý 81 doðalgaz temin ve tüketim politikalarý raporu da basýn mensuplarýna daðýtýlmýþtýr.

frekans araştırma

TABLO-2. ORTAÖĞRETİM MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR (2014/2 EKPSS/KURA )

Necdet Subaşı kimdir?

Bu araştırma, 24 Haziran 2018 de yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinde seçmenin oy tercihlerini tahmin etmenin yanı sıra seçmenin


Tüm hilelere rağmen milleti yenemediler. Bu arşivi saklayın derim İşte dakika dakika seçim gelişmeleri

Türkiye Cezasızlık Araştırması. Mart 2015

DİYARBAKIR ÇINAR BELEDİYESİ BELEDİYE MEMNUNİYET ARAŞTIRMASI

BÖLÜM 13. BASIN BİRİMİ ÇALIŞMALARI

Transkript:

16 Aralýk ta üç öðrencinin tutuklanmasýyla baþlayan Edirne deki gerginlik hafta sonu da devam etti. Ýstanbul dan tutuklamalarý protesto için kente gidenlere MHP liler ikinci kez linç giriþiminde bulundu. Bir kiþinin kolu çýktý. Polis de biber gazý sýkýnca 4 kiþi hastaneye kaldýrýldý. Edirne deki demokratik kurumlar ise saldýrganlarýn kent dýþýndan getirildiðini iddia etti. Hukukçular ise Baþbakan, Ýçiþleri Bakaný ve linçlerin tertiplendiði illerin mülki amirleri hakkýnda bugün suç duyurusunda bulunacak. Linç kültürüne iliþkin Doç. Dr. Serdar Deðirmencioðlu "Birey de devlet yetkilileri de hesap vermeli", Avukat Ali Hallaç ise "Ne yazýk ki, ceza kanunlarýmýz linci ayrý bir suç olarak tanýmlamamýþtýr. Devlet ve hükümet, özellikle Adalet Bakanlýðý, Barolar Birliði ve Barolara ama en önemlisi medyaya önemli görev düþüyor" deðerlendirmesinde bulundu. 6 Nisan 2005 te Trabzon'da TAYAD'lýlarýn linç edilmek istenmesiyle baþlayan ve 26 Kasým 2009 da Çanakkale Bayramiç'te MHP lilerin Kürtlere karþý giriþtiði linç giriþimi arasýnda Türkiye de yaklaþýk 35 linç giriþimi yaþandý. Son olay ise Halk Cephesi üyelerinin son aylarda "Amerika Defol, Bu Vatan Bizim" kampanyasý yürütmesi sonrasýnda yaþanmaya baþladý. Edirne Gençlik Derneði üyeleri Gürbüz Sönmez, Harika Kýzýlkaya ve Cevahir Erdem 16 Aralýk'ta Devrimci Halk Partisi Cephesi Partisi (DHKP-C) üyesi olduklarý iddiasýyla tutuklanmýþtý. Dernek üyesi 15 kiþi durumu protesto etmek için þehrin en iþlek bölgesi olan Saraçhane Caddesi'nde stant açarak imza kampanyasý baþlatmýþtý. 250 kiþi "Burasý Edirne, burada hain yok" sloganlarý atarak linç etmeye kalkýþmýþ, dernek üyeleri tartaklanmýþtý. Saldýrýya uðrayanlardan ikisi ertesi gün Örgüt propagandasý yapmak iddiasýyla tutuklanmýþtý. Bunun üzerine, son 15 günde 5 öðrencinin peþi sýra tutuklanmasýný protesto etmek için Halk Cephesi üyeleri 3 Ocak ta Ýstanbul dan Edirne ye gitmek isteyen üç otobüsle yola çýktý. Edirne de son bir haftadýr "PKK'lýlar Edirne'de gösteri yapacak", "Edirne'ye gelecekler camýnýzý-çerçevenizi indirecekler, Ýstanbul'dan PKK'lýlar geliyorlar" þeklinde söylentileri yayýlmýþtý. 3 Ocak ta öðlen saatlerinde kentte yüzlerce kiþi toplandý. Ellerindeki Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Türk bayraklarý taþýyan grup "Edirne'de hainleri istemiyoruz" sloganlarýyla þehir merkezinde araçlarla tur attý. Edirne Emniyet Müdürlüðü ne baðlý polisler ise yaþananlarý sadece izlemekle yetindi. Hiçbir müdahalede bulunmadý. Devamý 2 DE 4 DE 2 DE 7 DE 6 DA Ýlk açýklamayý Mudanya Demokrasi Güçleri adýna ÖDP Ýlçe Baþkaný Ýbrahim Atalay yaptý. Atalay, Geçen hafta Mudanya Alevi Derneði Mudanya Þubesi ne yapýlan saldýrýyý lanetliyoruz. Mudanya daki bu saldýrý çeþitli çevreler tarafýndan görmezden gelinip dile getirilmemektedir. Biz demokrat devrimci unsurlar olarak bu tür provakatif eylemlere sessiz kalmayacaðýmýzý kamuoyuna duyururuz. Son günlerde buna benzer birçok provakatif eylem gündeme gelmektedir. Dün Maraþ, Çorum, Sivas katliamlarýný yapan gerici faþist odaklar bugün de ayný olaylarý sahnelemeye çalýþmaktadýrlar. Halkýmýz; Bizim derdimiz Kürt-Alevi-Sünni ayrýmý yapmak deðil, aksine bu unsurlarý birleþtirmektir. 7 DE 8 DE Konu ile ilgili olarak bir açýklamada bulunan Nevþehir Ýl Tarým Müdürü Ahmet ÞAHÝN þunlarý söyledi. Bakanlýðýmýzca 2004-2006 yýllarý arasýnda uygulanan KÖYMER Projesi (Köy Merkezli Tarýmsal Üretime Destek Projesi) ve ardýndan da 2007 yýlýndan buyana uygulanmakta olan (TAR-GEL) Projesi Tarýmsal Yayým Hizmetlerinin Geliþtirilmesi Projesi ile üreticilerimizin sorunlarýna yerinde, hýzlý ve kalýcý çözümler getirilmesi amaçlanmýþtýr. 6 DA 5 DE TEKEL iþçileri, özgürlük haklarýný korumak için 24 gündür sürdürdükleri eylemlerini Tek Gýda-Ýþ Sendikasý'nda yaptýklarý referandumla devam ettirme karar aldýlar. Sendikanýn Genel Sekreteri Macit Amaç, eylemin geleceðiyle ilgili referanduma, Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan'ýn, "Bunlar bir grubun provokasyonuyla sokaða çýktýlar" þeklindeki sözlerine yanýt vermek amacýyla gerek duyduklarýný açýklamýþtý. Baþbakana yanýt referandumla iþçiden geldi "Buna niye ihtiyaç duyuldu. Bu eylemlerin ideolojik olduðu, belli gruplarýn organize ettiði, 300-500 kiþi ile Ankara'da sürdürüldüðü yönünde Sayýn Baþbakan'ýn açýklamalarý vardý." 3 DE

2 Yýllardýr yapýlan ve binlerce iþsiz öðretmenin dört gözle beklediði Þubat atamasý bu yýl yapýlmýyor. Çünkü MEB artýk sadece eðitim dönemi baþýnda atama yapmaya karar vermiþ! Bu kararýn duyurusunu yapmak için ise Aralýk ayýný beklemiþler. Bir baþka ülkede olsa yer yerinden oynar, yüzlerce kiþi mahkemelere giderdi. Bizde sadece yazýlý bir açýklamayla geçiþtiriliyor olanlar. Bakan Çubukçu Þubat ta atama yapýlmayacaðýnýn duyurusunu bundan sadece 3 hafta önce yaptý. Ve binlerce öðretmenin bu yýlki son atanma umudunu da söndürdü. Üstelik bu çift taraflý bir adaletsizlik. Çünkü bu karar 2008 KPSS puanlarýyla atanmayý uman yüz binlerce öðretmen adayýný yeniden KPSS ye girmeye de mecbur ediyor. Peki, þimdi ne oluyor? Öðretmenler þubat atamasýnýn yapýlmasý için imza topluyor. Þimdiye kadar toplanan onbinin üzerinde imza ses getirmedi. Bu yüzden onbinler, yüzbin olmaya çalýþýyor. Çok yakýnda olacaklar da Çünkü sokaklar iþsiz, umutsuz öðretmen adayýyla dolu. Bakanlýk Maliye ile tek atama için anlaþýldýðýný, 2009 içinde atama ve görevlendirmelerin tamamlandýðýný ve bundan sonra sadece 2010 Aðustos unda atama yapýlacaðýný söylüyor. Bunun karþýlýðýnda öðretmen adaylarý ise Tek atama yapýlmasýný deðil, Þubat atamasýnýn iptalinin sadece birkaç gün önce duyurulmasýný eleþtirdikleri söylüyor ve ekliyorlar. Atamalarýn çok büyük bir bölümü okul öncesi öðretmenlerden oluþuyor. Bu nedenle normal branþlardan yapýlan atama sayýsý çok az. Bu nedenle yýllardýr yapýlan Þubat atamasýnýn yine yapýlmasý gerekir. Yaþanan karmaþa biraz içeriden baktýðýmýzda görünen tablo þöyle: Milli Eðitim Bakanlýðý nýn bir master planý yok. Þimdiye kadarda da hiç olmamýþ. Örneðin 2 yýl sonra bu ülkede kaç öðrenci okullara kayýt olacak, kaç öðretmen adayý mezun olacak, kaç öðretmen emekli olacak, kaç öðretmene, kaç sýnýfa ihtiyacý olacak bunu bilmiyor Bakanlýk. Zaten yýllardýr eðitim yýlý baþladýktan sonra Ekim de, Kasým da, Þubat ta atama yapýlmasý iþte bu plansýzlýk yüzünden. Öte yandan aylardýr Ýmam Hatip Liseleri sorununu çözmeye kendisini adamýþ olan YÖK de bunu pek düþünmemiþ. Son yýllarda eðitime baþlayan bir sürü yeni üniversiteye hatta ve hatta vakýf üniversitelerine Eðitim Fakültesi açma onayýný verirken Acaba bu ülke bu kadar öðretmeni ne yapar? diye soran olmamýþ YÖK. Böylece ülkenin her tarafýnda Eðitim Fakülteleri açýlýp, yüzbinlerce istihdam edilemeyecek öðretmen yetiþtirilmiþ. Ama dedik ya onlar Ýmam Hatip sorununu çözmekle meþguller. Planý oluþturacak rakamlarý biz verelim: Ülkemizin devlet üniversitelerindeki 60 a yakýn Eðitim Fakültesinde 200 Bin in üzerinde öðrenci eðitim görüyor. Her yýl yaklaþýk 40 bin öðrenci mezun oluyor bu okullardan. 2009 yýlýnda 244 bin 269 öðretmen adayý girdi KPSS sýnavýna. Oysa Bakanlýk yýlda ortalama 30-35 bin görevlendirme yapýyor. Genellikle bu görevlendirmelerin 10-15 bin kadarý kadrolu. Geri kalaný ise sözleþmeli görevlendirme. Yani her yýl atama alanýn çok üzerinde yeni mezun öðretmenler iþsiz öðretmenler kuyruðuna ekleniyor. Milli Eðitim Bakaný Nimet Çubukçu ya sorsanýz ülkenin sadece 76 bin 721 öðretmenlik bir açýðý var. Bakan sýnýflara 60-70 öðrenci yerleþtiriyor olmalý Oysa sýnýflarda uluslararasý standartlara uygun sayýda 15-20 öðrenci yerleþtirdiðinizde öðretmen ihtiyacýmýz 300 bin öðretmenin bile üzerinde Yani bu hýzla atama yaparak gidersek 20 yýl içinde ülkenin tüm öðretmen ihtiyacýný karþýlayabileceðiz. Ne mutlu bize! Yine de Milli Eðitim in ve YÖK ün fazla eleþtirmeye gerek yok. Ýmam Hatip iþini çözdüler ya Eðitimin tüm sorunlarýný çözmüþler demektir. BirGün Emniyet: Tepkili Vatandaþlar var Hâlbuki Halk Cephesi üyelerinin otobüslerle gelip tutuklamalarý protesto edeceði günler öncesinden duyurulmuþtu. Bu sýrada üç otobüs giþelerine ulaþtý. Kentte hazýrlýk yapanlara karþý hiçbir önlem almayan Edirne Emniyet Müdür Yardýmcýsý Özer Özben, giþelerde bekletilen Halk Cephesi üyelerine, basýn açýklamasý yapýlmak istenen kent merkezinde tepkili vatandaþlarýn olduðunu ve buraya gitmeleri halinde istenmeyen olaylarýn çýkabileceðini söyledi. Giþelerde Ýkinci Linç Giriþimi Emniyet yetkilisinin bu açýklamasýnýn kýsa bir süre sonra kent merkezinde ellerinde MHP ve Türk bayraklarýyla gösteri yapan kiþiler giþelerde kente girmesi engellenen Halk Cephesi üyelerine ikinci kez linç giriþiminde bulundu. Ardýndan polis, Ýstanbul dan gelenleri çembere aldý, biber gazý sýktý ve otobüslerine bindirdi. Yaklaþýk 100 metre otobüsle Ýstanbul yönüne giden grupta bulunan ve biber gazýndan etkilenen kiþilere ilk yardým yapýlmasý için 4 ambulans sevk edildi. Ambulanslara bindirilen 5 kiþi, Trakya Üniversitesi Araþtýrma ve Uygulama Hastanesi ne kaldýrýldý. Amerika defol dedik, milliyetçiler ve polis neden bu kadar korktu ki... PAZAR günü Edirne giriþinde linç giriþimine maruz kalan Halk Cephesi üyesi T.T. yaþananlarý BirGün e þöyle anlattý: Saldýrýdan sonra faþistleri polis engellemeyip bizi otobüslerle Ýstanbul a göndermeye çalýþtý. Kabul etmeyince polis linç giriþiminde bulunanlara biber gazý sýkmazken bize sýktý. Otobüslerinin camlarý tamamen kýrýlmýþtý. Polis biber gazý sýktýðýndan içeride durmak çok zordu. Nefes alamýyorduk ve her taraf gaz kokuyor. Bir arkadaþýmýzýn kolu çýktý. Astým hastasý ve solunum zorluðu çekenler hastaneye kaldýrýldý. Amerika Defol, Bu Vatan Bizim diyen sesimizden korktuklarý için saldýrdýlar. Çünkü Türkiye de yaþayan 70 milyon kiþinin Amerikan emperyalizmine olan öfkesini susturmak istiyorlar. Linç kültürü geliþiyor, AKP seyrediyor Edirne ve Erzincan da meydana gelen linç giriþimlerini BirGün e deðerlendiren uzmanlar, hükümete seyirci kalma uyarýsýnda bulundu. ÝHD Baþkaný Avukat Türkdoðan, hedefin sosyalistleri sokaða çýkarmamak olduðunu söylerken, Avukat Þanal Saruhan'a göre; saldýrganlar hoþgörülüyor, cezalar ise yetersiz ÝHD Baþkaný Öztürk Türkdoðan: Yasada ceza var ama uygulayan yok LÝNÇ edenlerle ilgili aslýnda yasalarda uygulanacak maddeler var, ancak bunlar uygulanmýyor. Nefret suçlarýný düzenleyen Türk Ceza Kanunu nun 216. maddesi var. Bu madde bu tür linç giriþimlerinde bulunanlara uygulanmasý gereken bir madde. Ama uygulanmýyor. Güvenlik kuvvetleri görevini yapmayýnca ideolojik olarak da linç teþebbüsünde bulunanlarla ayný noktaya düþüyor. Arka planda hükümet politikalarý geliyor. Bu linçler sosyalist solcularý sokaða çýkarmamak için tertipleniyor. BDP Milletvekili Akýn Birdal Nefret sürekli besleniyor BU linç giriþimlerinin önüne geçmek için öncelikle iktidar ve muhalefet arasýndaki gerilime son vermek gerekiyor. Diyalogla sorunlarýn çözümünü insanlarýn bilincine yerleþtirmek gerekiyor. Bir umutsuzluk yaratýldý insanlarda. Yolda geçerken bile insanlar birbirlerine sataþabiliyorlar, böyle bir umutsuzluk, þiddet ve çatýþma kültür haline dönüþtü. Nefret ve düþmanlýk sürekli besleniyor, bence hoþgörü, barýþ, bir arada yaþama demokratik kültür ile doðrudan iliþkili. DOÇ. DR. S. M. Deðirmencioðlu Birey de yetkililer de hesap vermeli LÝNÇ, bir kiþi veya grubun daha kalabalýk bir grup tarafýndan hukuki süreçlere baþvurmadan ölüm ile cezalandýrýlmaya kalkýlmasý. Linç eylemi, genelde öldürmeyi hedefler ama öldürmeye varmayan giriþimler de linç etme kadar ciddiye alýnmalý. Linç, ABD'de doðmuþ, ancak hukukun güçlenmesi ile yasaklanmýþ. Linç, Türkiye'de þiddetin kurumsallaþmasý ile emniyet güçlerinin yanlý ve muhalefeti karþýsýnda gören tutumuyla ortaya çýktý. Linç giriþimine karýþan her birey, mutlaka hukuki yollarla hesap vermeli. Linç giriþimlerini haklý gösterir, destekler hatta teþvik eder görünen devlet yetkililerinin mutlaka soruþturmaya tabii tutulmasý ve soruþturma süresince görevlerinden uzaklaþtýrýlmalarý gerekir. Avukat Ali Hallaç Barolara ve medyaya önemli görev düþüyor NE yazýk ki, ceza kanunlarýmýz linci ayrý bir suç olarak tanýmlamamýþtýr. Geliþmiþ ülkelerde linç ayrý bir suç olarak düzenlenmiþtir. Ülkemizde ise mahkemelerde linç müessir fiil olarak, ölmüþse cinayet olarak deðerlendirilmekte. Lince katýlanlarýn tümü tarafýndan yapýlan bir eylem olmasý nedeniyle, bu eylem ayrý bir suç olarak düzenlenmek zorundadýr. Yoksa olay 'kim vurduya' gidebilir. Devlet ve hükümet, özellikle Adalet Bakanlýðý, Barolar Birliði ve Barolar, ama en önemlisi yazýlý ve görsel basýn bu konunun üzerine ivedilikle gitmeli, lincin bir barbarlýk olduðunu vurgulamalýdýr. Yahþi Batý nýn Türkiye ye hediyesi: Linç giriþimleri Yahþi Batý nýn Türkiye ye hediyesi: Linç giriþimleri GEÇEN hafta sonu Edirne'de yeni bir örneðine tanýk olunan saldýrýlara verilen linç adý, Amerikalý zengin bir toprak ve köle sahibi olan Albay Charles Lynch'in çiftliðindeki kölelere karþý yaptýðý vahþice uygulamalardan türetilmiþti. Linçler yaygýn olarak Amerikan Ýç Savaþý'ndan sonra siyahlara karþý uygulanan bir politikaydý. Amaç, ülkede yaþayan siyahlarý baský altýnda tutmak ve kimliklerini, haklarýný kullanmalarýný engellemekti. 1800 lerin ortalarýnda Amerika da baþlayan linç ler artýk Türkiye de gerici-faþistlerin kullandýðý bir saldýrý þekli. Türkiye tarihine özellikle son 5 yýlda daha fazla girmeye baþlayan linçlerin sayýsý hiç hýz kesmiyor. Son 4,5 yýlda 40 yakýn linç giriþimi yaþandý. 2005 ten 2010 a linç saldýrýlarýnýn dökümü þöyle:» 6 Nisan 2005: Trabzon'da TAYAD üyesi bir grup linç edilmek istendi.» 10 Nisan 2005: TAYAD'lýlarýn tutuklanmasý üzerine, Trabzon'da basýn açýklamasý yapmak isteyen TAYAD'lýlara ikinci kez linç saldýrýsý düzenlendi.» 12 Nisan 2005: TAYAD'lýlara saldýrýlarý protesto etmek için Sakarya'da bildiri daðýtan devrimci gençler linç edilmek istendi.» 21 Aðustos 2005: Ýzmir Seferihisar'da 5 Kürt genci linç edilmek istendi.» 6 Eylül 2005: Gemlik'te yapýlmasý planlanan mitinge katýlmak için yola çýkan otobüsler Bozüyük'te linç güruhu tarafýndan yakýlmak istendi. Yüzlerce kiþi yaralandý.» 10 Ekim 2005: Kayseri'de ESP'liler linç edilmek istendi.» 2 Kasým 2005: TAYAD'lýlar Rize de linç giriþimine uðradý.» 12 Aralýk 2005: Samsun'da bildiri daðýtan Temel Haklar Federasyonu üyeleri linç edilmek istendi.» 31 Aralýk 2005: Artvin'de bildiri daðýtan iki TAYAD'lý linç edilmek istendi.» 25?ubat 2006: Ýzmit'te faþist sloganlar atan bir grup Türk bayraðý tekmelediðini iddia ettikleri bir genci linç etmeye çalýþtý.» 31 Mart 2006: Sakarya Üniversitesi'nden dokuz öðrenci, Mahir Çayan afiþleri asarken linç giriþimine maruz kaldý.» 8 Nisan 2006: Erzincan'da oturma eylemi yapan Erzincan Gençlik Derneði üyeleri linç edilmek istendi.» 8 Nisan 2006: Isparta'da bildiri daðýtan gençlere linç giriþiminde bulunuldu.» 12 Mayýs 2006: Mersin'de, bildiri daðýtan TAYAD'lýlar linç giriþimine uðradý.» 21 Mayýs 2006: Ýzmir Kemalpaþa'da Kürt kökenli yurttaþlara karþý linç kampanyasý baþlatýldý. Yaklaþýk 100 Kürt ilçeyi terk etmek zorunda kaldý.» 20 Temmuz 2006: Kýrklareli Kýyýköy'de kamp yapan Temel Haklar ve Özgürlükler Dernekleri Federasyonu üyelerine önce polis saldýrdý ardýndan ilçedeki faþistler dernek üyelerine linç giriþiminde bulundu.» 29 Aðustos 2006: Konya Bozkýr'da Kürt inþaat iþçileri linç giriþimine maruz kaldý. 25 iþçi ilçe dýþýna çýkarýldý.» 30 Aðustos 2006: Ýstanbul'da 30 Aðustos kutlama törenlerinde Ýsrail Askeri Olmayacaðýz! pankartýný açan 4 öðrenci, linç giriþimine maruz kaldý.» 7 Eylül 2006: Sakarya Akyazý'da MHP'liler, fýndýk iþçilerine Siz PKK'lisiniz, Terörist Kürtler diyerek linç giriþiminde bulundu.» 5 Haziran 2007: Sakarya'da Ahmet Kaya tiþörtü giydikleri gerekçesiyle iki iþçi, MHP'liler tarafýndan linç edilmek istendi.» 30 Aralýk 2007: Adapazarý nda PKK'li olduklarý iddiasýyla gözaltýna alýnan 20 kiþi, Saðlýk Ocaðý'na götürülürken linç giriþimine uðradý.» 27 Nisan 2008: Sakarya da Barýþ ve Kardeþlik?öleni düzenleyen kapatýlan DTP üyelerine ülkü ocaklarýndan olduklarý belirlenen bir grup linç giriþiminde bulundu. Ýçeride mahsur kalan Ebubekir Kalkan isimli Kürt yurttaþ kalp krizi geçirip öldü.» 15 Haziran 2008: Gebze'de 12 Kürt iþçi Bir kadýna sözlü tacizde bulunduklarý iddiasýyla linç giriþimine maruz kaldý.» 3 Eylül 2008: Mersin Tepeköy Beldesi'nde çoðu kadýn 150 Kürt iþçi, kýþkýrtýlan bir güruhun saldýrýsýna maruz kaldý.» 1 Ekim 2008: Balýkesir Ayvalýk'a baðlý Altýnova beldesinde bir grup Kürt'ün evleri taþlandý, iþyerleri talan edildi, arabalarý yakýldý.» 9 Ekim 2008: Muðla Fethiye'ye baðlý Karaçulha beldesinde, gençler arasýnda çýkan kavga Kürtlere yönelik þovenist saldýrýya dönüþtü.» 6 Kasým 2008: Adana'nýn Hadýrlý Mahallesi'nde bir gencin öldürülmesine karþý tepki, linç saldýrýsýna dönüþtürüldü.» Mayýs 2009: Sakarya'nýn Akyazý Ýlçesi'nde Kürt fýndýk iþçilerine saldýrýldý. 1 iþçi öldürüldü.» 15 Ekim 2009: Sakarya'nýn Arifiye ilçesinde telefonda Kürtçe konuþan Halis Çelik, 'Burasý Türkiye Kürtçe konuþamazsýn' denilerek, linç edilmek istendi.» 26 Ekim 2009: Edirne Ýpsala'da 3 kiþi, Telefonlarýnda Kürtçe melodi çaldýðý gerekçesiyle linç giriþimine maruz kaldý.» 13 Kasým 2009: Tekirdað'ýn Hayrabolu ilçesinde bir grup iþçi, Kürtçe konuþtuklarý gerekçesiyle linç giriþimine maruz kaldý.» 24 Kasým 2009: Ýzmir'de DTP konvoyuna faþistlerin saldýrýsý sonucu 20'ye yakýn kiþi yaralandý.» 26 Kasým 2009: Çanakkale Bayramiç'te Harmanlýk mahallesi önünde toplanan linç güruhu, Kürtlerin ilçeyi terk etmesini istedi.» 27 Aralýk 2009: Edirne'de, Edirne Gençlik Derneði üyelerine linç giriþiminde bulunuldu. ÇAYAN ETHEM - SEVGÝM DENÝZALTI BirGün

Sigara þirketleri yasaklar nedeniyle azalan satýþlarýnýn üzerine gelen ÖTV artýþýnýn etkisini azaltmak için fiyat savaþlarýna girmiþ görünüyor ÖTV artýþýnýn ardýndan fiyatlarýný artýran Philip Morris dün yeni fiyatlar açýklayarak yaptýðý zammý tamamen geri aldý. Philip Morris vergi artýþý sonrasýnda 7 liraya yükselen uzun Marlboro nun fiyatýný eskiden olduðu gibi 5.75 liraya, kýsa Marlboro nun fiyatýný ise 5.50 liraya indirdi. Fiyatlar bugün itibariyle geçerli olacak. Pazar Payý Savaþý 4 Ocak itibariyle, ÖTV artýþýnýn ardýndan Philip Morris ve British American Tobacco fiyatlarýný artýrýrken, Japon Tobacco International (JTI) ÖTV artýþýnýn altýnda zam yapmýþtý. ÖTV sonrasýnda JTI in Winston marka sigarasýna 1.20 TL zam yapmasý beklenirken þirket 0.75 TL fiyat artýþý açýklamýþtý. Bu fiyatý Murati nin pazar payýna tehdit olarak gören Philip Morris ise Muratti nin fiyatýný aþaðý çekmiþti. Philip Morris bugün itibariyle de Marlboro daki artýþý tamemen geri almýþ oldu. Sektöre yakýn kaynaklar yaþananlarýn 2004 ortalarýnda baþlayan ve 2005 yýlý temmuz ayýna kadar süren sigara fiyat savaþlarýný hatýrlattýðýna dikkat çekti. PHILSA'dan Açýklama Philsa dan yapýlan açýklamada, Bilindiði gibi Bakanlar Kurulu nun 31 Aralýk 2009 tarihli Resmi Gazete de yayýnlanan kararýyla sigaradaki ÖTV oranlarý yeniden belirlenmiþ ve buna baðlý olarak þirketimiz ürünlerinin fiyatlarý 4 Ocak 2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yeniden düzenlenmiþti. Deðiþen pazar dinamikleri çerçevesinde Marlboro ürünlerinin fiyatlarý 7 Ocak 2010 tarihi itibari ile revize edilmiþtir denildi. Öte yandan European Tobacco ürettiði sigara çeþitlerine bugünden itibaren geçerli olmak üzere yüzde 12.5 ile yüzde 28.5 arasýnda deðiþen oranlarda zam yaptýðýný bildirdi. Tekel de Ýndirime Gitti Þirketten Yapýlan yazýlý açýklamada, halka açýk en büyük ikinci tütün þirketi olan ve yaklaþýk yüzde 13'lük pazar payýna sahip BAT tarafýndan, sigaralara yapýlan zamlardan sonra, Viceroy ve Tekel 2001 isimli sigaralarýn tüm çeþitlerinin yeni fiyatýnýn bugünden itibaren 3.50 TL olarak belirlendiði ifade edildi. (Milliyet) Arena Gösteri Sanatlarý Sirk Gösteresi Ýle 9 Ocak da Nevþehir'de Sulucakarahöyük/ NEVÞEHÝR Hasan KANKAL Arena Gösteri Sanatlarý nýn Nevþehir Belediyesi iþbirliðinde düzenlediði ve Kültür ve Turizm Bakanlýðý nýn da desteklediði Sirk gösterisi, 9 Ocak 2010 Cumartesi günü iki seans halinde gerçekleþtirilecek. Nevþehir Belediyesi nin katkýlarý ile düzenlenecek Sirk gösterisinde ünlü sanatçýlarýn sunduðu sihirbaz,ateþbaz,palyaço,kukla ve denge gösterilerinin yaný sýra dev piton yýlaný da gösteriye renk katacak. Sirk gösterisi 9 Ocak 2010 Cumartesi günü Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi nde saat 13.00 ile 15.00 arasýnda iki ayrý seans halinde gerçekleþtirilecek. TEKEL iþçileri, özgürlük haklarýný korumak için 24 gündür sürdürdükleri eylemlerini Tek Gýda-Ýþ Sendikasý'nda yaptýklarý referandumla devam ettirme karar aldýlar. Sendikanýn Genel Sekreteri Macit Amaç, eylemin geleceðiyle ilgili referanduma, Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan'ýn, "Bunlar bir grubun provokasyonuyla sokaða çýktýlar" þeklindeki sözlerine yanýt vermek amacýyla gerek duyduklarýný açýklamýþtý. Baþbakana yanýt referandumla iþçiden geldi "Buna niye ihtiyaç duyuldu. Bu eylemlerin ideolojik olduðu, belli gruplarýn organize ettiði, 300-500 kiþi ile Ankara'da sürdürüldüðü yönünde Sayýn Baþbakan'ýn açýklamalarý vardý." Türk-Ýþ Genel Merkezi'nde ve TEKEL fabrikalarýnýn bulunduðu 30 kadar ilde, 40'ý aþkýn iþletme ve 27 merkezi ilgilendiren Referanduma 11 bin 1961 yýlýnda gazetecilerin çalýþma haklarýnda önemli iyileþtirmeler getiren 212 sayýlý Yasa'nýn yürürlüðe girmesi üzerine, 9 gazete sahibi, yasayý protesto etmek için 3 gün boyunca gazeteleri yayýmlamama kararý aldýlar. Bu geliþme karþýsýnda, gazeteciler 10 Ocak 1961 günü haklarýna ve basýn özgürlüðüne sahip çýkmak amacýyla Sendika binasý önünde toplanarak Vilayet'e kadar bir yürüyüþ yaptýlar. Gazeteciler, patronlarýn boykot kararý karþýsýnda ise Sendika'nýn öncülüðünde, BASIN adýyla kendi gazetelerini 11 12 13 Ocak 1961 tarihlerinde yayýmladýlar. O tarihten sonra 10 Ocak, "Çalýþan Gazeteciler Bayramý" olarak kutlandý. 1971 yýlýndaki 12 Mart müdahalesinden sonra ise çalýþanlarýn haklarý ve basýn özgürlüðüne getirilen kýsýtlamalara tepki olarak 10 Ocak, "Bayram" olmaktan TEKEL iþçisi oy kullandý. Geçici sonuçlara göre 9 bin 265 iþçi "direniþe devam" dedi. Yaklaþýk bin 500 iþçi de Türk-Ýþ Genel Merkezi salonunda kurulan beþ sandýkta oy kullandý. Oy kullanma iþleminden önce dýþarýda bekleyen iþçiler sýk sýk "Devam devam" sloganlarýný attý. Amaç: Hükümet inatlaþýyor Beþ altý bin kiþiyle Ankara'ya geldiklerini, Türkiye Ýþçi Sendikalarý Konfederasyonu'nun (TÜRK-ÝÞ) isteðiyle eylemdeki iþçi sayýsýnýn azaltýldýðýný ifade eden Amaç, "Arkadaþlarýmýz her gün otobüslerle gelmek istiyor. Biz bunlarý engelliyoruz. Bu sorunun diyalog yoluyla çözülebileceði inancý vardý. Türk-Ýþ bu sorunu diyalog ile çözmeye çalýþýyordu. çýkarýldý ve "Çalýþan Gazeteciler Günü" olarak anýlmaya baþladý. Basýn deyince, gazeteler, televizyonlar, radyolar, dergiler ve yazýlý haber bültenleri aklýmýza gelir deðil mi? organlarý olmasaydý Edirne'deki veya Kars'taki bir olaydan nasýl haberimiz olabilirdi? Hatta "Dünya Kupasý" maçlarýný anýnda izleyebilir miydik? Peki, ülkemizden binlerce kilometre uzakta olan Avustralya'daki veya Almanya'daki bir olaydan hiç haberdar olabilir miydik? Dünya'da ve ülkemizde yaþanan olaylardan basýn-yayýn organlarý aracýlýðýyla çok kýsa bir süre sonra haberdar oluruz. Gazeteciler Günüyle, basýn organlarýnýn yayýn yapma ve halka baðýmsýzca haber verme özelliðine dikkat çekilmesi amaçlanmaktadýr. Bu sayý bu çerçevede azaltýlmýþtý. Ancak görülen o ki hükümet bu sorunun çözümünden yana gözükmüyor. Bu sorunu çözme yerine inatlaþmayý bir araç olarak kullanmayý düþünüyor" diye konuþtu. TEKEL Dayanýþma Grubu kuruldu Ayrýca, Sanatçý, gazeteci ve akademisyenlerden oluþan 44 kiþilik bir grup, iþçilere destek olmak için TEKEL Dayanýþma Grubu'nu kurdu. Grupta, Çiftçi-Sen baþkaný Abdullah Aysu, Ziraat Mühendisleri Odasý (ZMO) Baþkansý Gökhan Günaydýn, sanatçýlardan Ferhan Þensoy, Levent Kýrca, Müjdat Gezen, gazetecilerden Þükran Soner ve akademisyenlerden Prof. Dr. Korkut Boratav da var. (EÖ) Bianet GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam 441 3009 Kaymakamlýk Yazý Ýþ. 441 34 10 Sos. Yar. ve Day. 441 39 77 Özel Ýdare 441 31 01 Nüfus 441 31 02 Belediye Baþkanlýðý 441 37 44 Milli Eðitim Müd. 441 30 16 Halk Eðitim Müd. 441 30 48 Askerlik Þubesi 441 30 10 Kapalý Spor Salonu 441 35 20 Devlet Hastanesi 441 30 15 Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. 441 36 32 Tapu Sicil 441 32 49 C.Savcýlýðý 441 35 38 Adliye 441 30 18 Kütüphane 441 30 19 H.B.V Kültür Merkezi 441 33 94 Müze 441 30 22 Turizm Danýþma 441 36 87 Emniyet Amirliði 441 26 97 Karakol Amirliði 441 36 66 Jandarma 441 38 08 Ýlçe Tarým 441 30 20 Lise 441 37 74 Kýz Meslek Lisesi 441 31 08 Mal Müdürlüðü 441 30 56 Kadastro 441 35 37 Karaburna Belediye 453 51 30 Kýzýlaðýl Belediye 455 61 29 PTT. 441 35 55 T.M.O. 441 30 11 Türkiye Ýþ Bankasý 441 35 00 Ziraat Bankasý 441 33 26 Þoförler Cemiyeti 441 30 74 Esnaf Odasý 441 37 42 Tarým Kredi Koop. 441 32 76 TEDAÞ 441 31 42 Çiftci M.K.Baþkanlýðý 441 36 80 Rýfat Kartal Huzurevi 441 33 38 Sulucakarahöyük Gzts 441 39 47 Taþýyýcýlar koop 441 20 06 Nevþehir Seyahat 441 30 43 Þanal Seyahat 441 33 59 Mermerler Seyehat 441 21 73 Dergah Taksi Duraðý 441 25 25 Terminal Taksi 441 27 97 Huzurevi 441 33 38 Hacýbektaþ Noterliði 441 35 23 Hacýbektaþ Öðretmen evi 441 31 20

GÖRÜÞLER Deðiþim sürecini algýlayan ve deðiþim sürecine öncülük edecek aklýn, Türkiye demokrasinin önünde çözüm bekleyen önemli sorunlara yanýt üretmesi beklenir. Böylesi bir süreçte, Türkiye nin önemli sorunlarýndan bir olan Alevi Haklarý ve Alevi Talepleri karþýndaki siyasi tutum ve pozisyonlarda önem kazanýyor. Alevi Haklarý ve Alevi Talepleri salt Alevilerle sýnýrlý deðil, ayný zamanda bütün toplumsal kesimler ve devletle ilgilidir. Çünkü din özgürlükleri konusunda Türkiye baskýcýdýr. Din, vicdan ve inanç özgürlüðünü saðlamasý gereken, devlet ve din iliþkisi sorunludur. Çözümüne iliþkin adýmlar ise popülizmi aþamadý. Popülizm siyaseti 2009 yýlýnda da bir deðiþime uðramadan 2010 yýlýna geçiyor. Strateji; Kendi Elitini Yaratmak ve Hegemonyasýný Oluþturmak, Taktik; Açýlýmlar AKP hükümeti, global deðiþim sürecinde, Türkiye nin demokrasi, insan haklarý ve evrensel hukuk yanýnda tutum belirleyen bir önderlik yapmýyor. Bu yýllar öncesinden tescil edilmiþti. AKP þu an küresel deðiþim sürecinde, þahinlerden yana tutum almaya dönük bir politika benimsiyor. Vitrinde kamuoyuna dönük demokrasicilik maskesi, vitrin maskesinin arkasýna gizlenmeye çalýþan þahinler aþkýný örtemiyor. AKP nin derdi demokrasi ve insan haklarý deðildir. Halkýn iþ, aþ, sosyal güvence, saðlýk ve eðdim sorunu, bu hükümetin derdi deðildir. AKP nin derdi bellidir; Küresel elit sýnýfa eklemlenecek, elit sýnýfý yaratmak. Bu elitlerini Ýslamcý kadrolaþma ile bürokraside, Ýslamcý sermaye ile ekonomide, Ýslamcý medya ile basýn alanýnda bir güç yaratarak sürdürmektedir. AKP kendi elit sýnýfýný her alanda güçlü kýlmak ve iktidarýn yaratmak için, Ýslam, Kuran ve Allah korkusu ile toplumun dini hassasiyetlerini sömürüyor, toplumu kandýrýyor. Ýþte böylesi bir dönemde, AKP nin gizli ajandasýný örtmesi gerekiyor. Tam da bu süreçte olasý direnç ve muhalefeti bastýrmak ve toplumsal tepkileri sindirmek etmek için Açýlým Taktikleri ile gündemi oyalamayý tercih etmiþtir. AKP hükümeti 17 Aralýk ta Ankara da Tekel iþçilerinin gözlerine biber gazý sýkarken, ayný satlerde, 1200 metre ötede lüks bir otelde yaptýðý 6. Alevi Çalýþtayýnda, Alevilerin gözlerini boyamaya çalýþýyordu. AKP, Eliti ve Hegemonyasý için Taktik Kurbanlar Arýyor Açýlým taktiklerinin kurbanlarý bellidir; Aleviler, Kürtler, Romanlar, Ýþçiler, Kadýnlar, Çocuklar.. AKP yi tanýma ve anlama konusunda Türkiye global ölçekte süregelen siyasi, hukuki, ekonomik ve sosyal deðiþim ikliminin etkisinde ve eþiðindedir. Türkiye nin bu deðiþim sürecini, insan haklarý, kültürel kimlik haklarý, demokrasi, barýþ, laiklik, sosyal devlet ve evrensel hukuk lehine gerçekleþtirebilmesinin koþulu, deðiþim sürecine hangi aklýn, hangi politikalarýn ve hangi siyasi önderliðin müdahale edeceðiyle doðrudan iliþkilidir. siyasi öngörü özürlülüler ve AKP siyasetini okumaktan bihaber olanlar, AKP nin gölgesinde demokratikleþme rüyalarýna ortak oldular. 12 Eylül darbesinin beslediði ve güçlendirdiði bu siyasi odaktan, medet umar hale geldiler. AKP nin Aleviler hizmet etmeyen stratejik amaçlý Açýlým Taktiklerine alet oldular. Alevi kurumlarý, bu çalýþtaya katýlarak, formatýný, amacýný belirleme yetkisine dahi katýlamadýðý zemini meþru kýlarak, bu süreçte sýnýfta kalmýþtýr. AKP yi tanýyamadýlar. Okumadýklarý, bilmedikleri ve yazýlýmýna dahi katýlamadýklarý bir çalýþtay senaryosunun figüran oyuncularý oldular. Bir Süleyman Yaðýz ve Ferhat Tunç olamadýlar.. AKP nin taktik çalýþtaylarýný kimleri Umutluyuz. Geçmiþte yaþadýklarýmýzý bize unutturmak istiyorlar, kimi ise AKP yi ezber bozdu diye alladý pulladý, kimi ise AKP yi Cumhuriyet tarihinde ilk defa hükümetle Alevi yurttaþlarý somut adým attýðýný ifade ederek, AKP yi Alevilerin dünyasýnda çözümün adresi olarak göstermeye çalýþtýlar. Sonra da kalkýp, Açýlým bitmiþtir açýklamalarý yapmak zorunda kaldýlar. Liboþlarýn Aleviler Üzerindeki Etkili Olma Stratejisi, Senaryonun Parçasý Bu ülkenin liberal geçinen aydýnlarý dahi, Nev-i þahsýna münhasýr bir duruþla politik Ýslamýn sunduðu maddi ikliminin rehavetine kapýlýp, liberalizmin evrensel kimliðine bile yabancýlaþabiliyorlar. Çünkü liberalizm, benim savunmadýðým, ama bir kesimin evrensel dünya görüþüdür. Fakat bizimkiler ne liberal, ne de liberalizmi biliyor. Bizimkiler daha çok liboþ dalkavuk.! Bu liboþ ve dalkavuklar köþe yazýlarýnda AKP nin demokratik açýlýmýndaki samimiyetlerine vurgu yapýp, 2007 ve 2008 yýlýnda, AKP nin ilk Ýftarlý Açýlýmýna katýlmayan 293 Alevi-Bektaþi Örgütünü diyalogdan kaçmak la suçladýlar. 2009 yýlýnda ise ýsrarla, Alevileri AKP ile diyaloga davet ettiler. Oysa Alevi Açýlýmý Alevilerin içinde katýlýmcý ve tasarlayýcýsý olduðu bir senaryo deðildi. Alevi Açýlýmý-Çalýþtayý katýlýmcý deðildi. Demokratik deðildi. Maðdurlara karþý saygýlý deðildi. Samimi deðildi. Art niyetliydi. Alevi Çalýþtayý adý altýnda düzenlenen toplantýlara katýlýmcýlar arasýnda Aleviler yine azýnlýkta kaldý. Ýlahiyat, Ýslamcý ve Cemaat baðlantýlarý olan katýlým oraný Alevilerden iki kat fazlaydý. AKP nin Alevisiz Alevi Açýlýmý iþte böyle bir çalýþmaydý.. Peki bu açýlýmlardan bir sonuç çýkacak mý? Evet çýkacak! Ama sadece AKP yi memnun edecek sonuçlar çýkacaktýr. Alevileri memnun edecek adýmlar ise AKP tarafýndan asla atýlmayacaktýr. Fakat bu liboþlar için önemli deðil. Onlarýn derdi belli; Neler yapabiliriz de, þu Alevileri AKP nin peþine takabiliriz ile meþgüller. Hangi taktiklere baþvurur, hangi diyalog maskesi altýnda Alevileri etkimiz altýna alýrýz hesaplarýyla meþgüller. O nedenle kendilerine özellikler siyasal islamcý medyada bulduklarý köþelerinden,alevilik ve Aleviler hakkýnda toplumsal algýlarý ve yönelimleri kendilerince inþa etmekle meþgüller. Peki bu liboþlarýn bir toplumsal karþýlýðý varmý? Kesinlikle hayýr! Alevi Çalýþtayý ve Temsil Krizi Alevi Çalýþtayý bir temsil krizinin göstergesidir. Kimi katýlýmcýlarýn Alevi haklarýna ve taleplerine iliþkin ilgileri ve iliþkileri belirsizdi. Diyalog ve farklý çevrelerin görüþlerine baþvurmak adýna, Alevi haklarýný ve taleplerini tartýþmak için yapýlan Alevi Çalýþtay ýna Alevilerin temsili yüzde 30 u geçmedi. Aleviler dýþýndan bir temsiliyete ise yüzde 70 olanak saðlandý. Avrupa nýn onu aþkýn ülkesinde örgütlü olan Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu davet edilmezken, Almanya ABF den Turgut Öker, Avusturya ABF Genel Baþkaný Mehmetali Çankaya, Fransa ABF Genel Baþkaný Durak Arslan, Ýsviçre ABF Genel Baþkaný Bülent Ant, Belçika ABF Genel Baþkaný Fetinur Özer, Danimarka ABF Genel Baþkaný Feramuz Acar, Ýsveç ABF Genel Baþkaný Helin Þahin, Hollanda ABF Genel Baþkaný Fethi Kýllý, Ýngiltere, Kýbrýs, Kanada, Ýtalya, Romanya Alevi Dernekleri davet edilmez iken, Diyanet, ilahiyat ve Ýslamcý aydýn ve yazar çevrelerden güçlü bir temsiliyetin saðlanmasýndaki çabalar nasýl açýklanacak?. AKP li Faruk Çelik ve Koordinatör Necdet Subaþý nýn hangi ölçü ve kriterlere göre, çalýþtayda bir temsil oluþturduðuna baktýðýmýzda, belirleyici olanýn ideolojik yaklaþým olduðu görülüyor. Alevi katliamlarý karþýsýnda yýllardýr sus puslu duruþunu deðiþtirmeyen Ýslamcý yazarlarý, Alevileri darbecilikle suçlayan liboþlarý, Maraþ katliamýnýn baþ sorumlusu olaný dahi, bu çalýþtaylara davet edenlerin samimiyetini hangi kriterlere göre tanýmlamalýyýz? Alevi haklarýný ve taleplerini, inkarcý ve imhacýlar mý tartýþacak? Peki inkarcý ve imhacýlarýn görüþlerinden oluþan bir çalýþtay raporundan tarafsýz, akademik, hukuksal ve demokratik bir yaklaþým üretilebilir mi? Ya da yýllardýr Alevi inkarý üzerinden söylem oluþturan Diyanet ve Ýlahiyat çevresinin bu çalýþtaylarý Alevilik tanýmý oluþturmak ya da Cemevlerinin ibadet yeri deðildir saptanmalarýný pekiþtirmek için mi davet edildi? Laik ve hukuk devleti temsilcileri nasýl ve hangi hakký kullanarak, siyasi bir çalýþtayda Alevi teolojisini tartýþtýrabilir? 12 Eylül Anayasasýna köklü bir eleþtiri sunmayan ve 7 yýldýr darbe Anayasasýna sýðýnarak hükümet eden AKP, darbe Anayasasý durdukça hangi Alevi haklarýný ve taleplerini laiklik ve evrensel hukuk normlarý içerisinde çözecek? Zorunlu din dersinin 12 Eylül Anayasasýna pazarlýkla sokturan Ýslamcý tarikat þeyhlerinin nasihatleriyle siyaset yapanlar, 12 Eylül ün darbeci paþalarý ile tarikat þeyhlerinin ittifaklarý deþifre etmeden, zorunlu din derslerini kaldýrmasý mümkün müdür? Eðer gerçekten hukuk normlarý ve laiklik doðrultusunda siyaset yapýyorsa, neden Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi ve 8. Danýþtay ýn kararlarýný uygulamaz? Neden Alevi Çalýþtay ýnda, 12 Eylül darbecileri ile bazý Ýslamcý tarikatlarýn ittifaký tartýþýlmaz da?, Aleviler darbe eðilimi içindedir bir mesnetsiz suçlama tartýþýlýr? Bu saçmalýklarý dinlemek için Alevi çalýþtayý mý düzenlenir. Bu Alevilere bir hakaret deðil mi? Bu iddianýn sahipleri 12 Eylül darbesinin sivil ittifaklarýný tanýmazlar mý? Neden tartýþmazlar? Diyaloga Evet, Ama Tarihsel Yüzleþmekten Kaçan Palavraya Hayýr Aradan epeyce zaman geçti, artýk geçmiþi unutalým derinliðinde bir diyalog zeminiyle çözüme ulaþmak mümkün müdür? Alevileri tanýmadan eþit koþullarda yurttaþ olmak mümkün deðildir. Yasalarda yok sayarak, inkar ederek ve ayrýmcýlýða maruz býrakarak, nasýl eþit yurttaþ olunur? Bu mümkün müdür? Alevilere birinci sýnýf vatandaþýsýnýz ya da Aleviler laik devletin güvencesidir tekerlenmesine sýðýnmýþ siyasetçilere sormak lazým, siz bu ülkenin birinci sýnýf vatandaþlarýný Madýmak otelinde neden yakarsýnýz, Maraþ`ta, Çorum`da neden kurþuna dizersiniz?, Siz laik devletin güvencesi olan Alevileri eðitimde, hukukta neden yok sayarsýnýz? Hani bizler eþit yurttaþtýk! Aleviler kendilerine birinci sýnýf, imtiyaz ve ayrýcalýk istemiyor. Bekçilik görevi ise hiç istemiyor. Vatandaþ olarak eþit yurttaþlýk istiyor. Laikliði korumak mümkündür. Aleviler, laikliðin, Diyanet ve Zorunlu Din dersleri ile deðil, laik eðitim ve evrensel hukukla korunsun istiyor. Alevi Haklarý ve Alevi Talepleri için bir Açýlým ve Çalýþtay ihtiyacý var mý? VAR! Ama bu AKP tipi deðil, demokrasi tipi Açýlým ve Çalýþtay olmalýdýr. Bunun kriterleri ise bellidir. AKP, gerçekten demokrasi tipi açýlýma ve çalýþtaya hazýr mý?

Nevzat Özbay, ahþap malzemeyi çok çeþitli þekillerde kullanana yaratýcý bir sanatçý. Geçen hafta Ýstanbul da açtýðý Sanatýn Ahþap Duruþu sergisiyle Çorba içtiðimiz kaþýktan, soframýzdaki yoðurt kasesine; kral tahtlarýndan, bir ozanýn dediði gibi Kabe nin eþiðine kadar kullanýlan malzeme olan, ancak sanat dünyamýzdan dýþlanan ahþaba bir kez daha dikkat çekti. Nevzat Özbay la, tarým araçlarýndan resim eserlerine, heykelden Çerkes tarihine uzanan ahþap macerasýný konuþtuk. Ahþap malzeme çalýþmada ne tür olanaklar saðlar? En baþta, tarihi günümüze baðlamanýn görsel ifadesidir diyebilirim. Diðer saðladýðý bir olanak, mekanlarda insanýn rahatlamasýný saðlayan, sýcak bir malzemedir. Ýnorganik malzemeler yani, metal veya plastik gibi soðuk ve itici deðildir; insan psikolojisine en yakýn malzemedir. Kimyasal etkilere uðramamýþ, insan saðlýðýna zarar vermeyen, çocuklarýn rahatlýkla oynayabileceði, aðýzlarýna aldýklarýnda onlara zarar vermeyecek bir malzemedir. Saðlýklý yaþam için zorunlu ve gerekli olandýr. Ahþapla çalýþan çok fazla sanatçý yok sanýrým, neden? Saydýðým olanaklara karþýn, organik olmasý nedeniyle, ahþabý iþlemek zor zenaattir. Damarlarý, budaklarý vardýr ve çok deðiþik dokulardan oluþmuþtur. Ýsyancýdýr. Her zaman istediðiniz yaptýramazsýnýz. Biraz da siz onun ne istediðini bilip, ona göre davranmalýsýnýz. O vakit bir takým güzellikler ortaya çýkar. Kurumuþ, artýk cansýzlaþmýþ dediðiniz bir aðaç parçasýnýn doða koþullarý karþýsýnda halen ne çok deðiþkenliðe uðradýðýný gözlemliyebilirsiniz. Yani, aðacý iþlemek, bünyesinde belli bir nemi, belli bir kuruluðu ve benzeri birçok koþulda olmasýný gerektirir. Aksi takdirde sizi zorlayacaktýr. Diðer yandan, ahþapla çalýþmak ilk baþta aðacý tanýmayý, marangozluk ustalýðý, dülgerlik gibi aþamalarý gerektirir ve ayný zamanda sanatsal çalýþmalarda da söz konusu ustalýklar her zaman gereklidir. Yaptýðýnýz iþ ortaya çýktýðýnda, onun korunmasý, uzun yýllar dayanabilmesi, çarpýlmamasý, deforme olmamasý için her tür aðaçta uygulamak zorunda olduðunuz farklý yöntemler vardýr. Bu ve benzeri nedenlerle, aðaçla çalýþan sanatkar azdýr. Bu uðraþýyý sürdürenler, hat sanatýyla ilgilenenler veya kündekari çalýþma yapan ustalar gibi çeþitli gruplara ayrýlmýþlardýr. Bu gruplarýn kullandýðý aðaç çeþitleri de belirlidir. Teorik eðitimin yanýsýra, usta çýrak iliþkisi de zorunludur. Bu serginizin temasýný anlatabilir misiniz? Türkiye de yaþamakta olan, ancak ve ne yazýk ki, özgün kültürlerini yansýtamamýþ olan halklar zemininde çalýþmalarýmý sürdürmekteyim. Bu manada çalýþmalarým; benim Kuzey Kafkasya Çerkes (Adige) Abhaz kökenli oluþum ve halkýmýn kültürünün geliþme þansý bulamayýþý ve diðer Anadolu halklarýnýn da ayný durumda olmalarý; söz konusu kültürleri açýða çýkartýp, tüm toplumumuza sunma ihtiyacýndan kaynaklanmaktadýr. Çerkes halk destanlarýnýn yanýsýra, islamiyet öncesi ve sonrasý Türk sanatýný ve halen Anadolu da yaþayan kültürleri de ahþaba aktarmaya çalýþmaktayým. Bugüne dek yaptýðým sergilere sanatýn ahþap duruþu adýný vermemin nedeni budur. Özellikle Çerkes tarihi ile yakýndan ilgili olduðunuz anlaþýlýyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Biz Türkiye de yaþayan Çerkes (Adige), Abhazlar tarihimizin küçük bir bölümünü, büyüklerimizden dinlediðimiz kadarýyla, adeta masal düzeyinde öðrendik. Üçüncü kuþak olan bizler, gerçek tarihimizi öðrenme imkanýna henüz yeni sahip olduk. Nevar ki, bu tarihi geniþ kitlemize ulaþtýrma imkanýna sahip deðiliz. Bu nedenle de destanlarýmýzý, tarihimizi, sürgün yaþamýmýzý görselliðe dönüþtürüp, toplumumuza sunmayý görev bildim. Ýsterim ki, vergisini ödeyen halkým bunca üniversitenin, bir iki tanesinde anadili ile eðitim görsün. Güzel sanatlarla ilgili okullarda, kendi sanatýný da iþleyebilsin. Bunlar olmadýðý için, taþýma suyla deðirmen çevirme misali, karýnca kararýnca çalýþmalarýmý sürdürüyorum. Yüksekokullarýmýzda Hindoloji, Hingoroloji, ölü önasya dilleri, sinoloji ve benzeri enstütüler var. Ancak ülkemizde milyonlarca Çerkes, Kürt, Gürcü gibi halklarýn yaþýyor olmalarýna raðmen, bu kültürlerden hiçbirinin araþtýrýlmasýna imkan veya izin verilmemiþtir. Bence, Türkiye mizin kanayan yarasý da budur. Dekoratif iþler de yapýyorsunuz, sanat yönüyle de zanaat yönüyle de ilgilisiniz? Bu iki alaný nasýl ayýrýyorsunuz? Evet, dekoratif iþler yapýyorum. Ancak iþlerimde, barok dönemi örneklemesi bi masa yanýnda, antik Kuzey Kafkas desenli, o kültürün ürettiði bir sehpa örneði de görebilirsiniz. Diðer yandan, küçük ebatlý ahþap üretimlere biblo demek mümkün deðil. Çünkü onlar birer küçük heykeldirler. Bir sehpa yapmak zanaattýr; üzerine antik bir desen iþlediðinizde, sanata dönüþür. Benimse, iþlenmemiþ hiçbir çalýþmam yoktur. Sanat eðitimi almamýþsýnýz, kendi kendinize bu noktaya gelmeyi nasýl baþardýnýz? Zorun rolüyle, yani bunlarý yapmak zorundaydým. Bir defa felsefi anlamda el beynin dýþarýya uzantýsýdýr öðretisine inandým. Yanýsýra yaþamýmý ellerimle kazanma gibi bir ilkem vardý. Bir hastalýk nedeniyle, ellerimi kullanamaz hale geldiðimde, beynimi de kullanamadýðýmý gördüm. Yeni baþtan ellerimi ve beynimi kazanmak zorundaydým. Zorun rolü dediðim þey budur. Ýþin zanaat bölümünü biliyordum, ellerim ve beynimi birlikte yeniden kazanmak için; zanaata, sanatý da eklemek zorundaydým. Kendimi eðitmeye çalýþtým. Ansiklopedilerle baþlayan bilgilenme süreci, sanat tarihi, bugüne ulaþmýþ heykel, yontu ve benzeri eserleri incelemekle baþladým. Öncesinde aldýðým tarih eðitimi yararlý oldu. Yanýsýra, bir dönem ahþap çocuk oyuncaklarý yapmýþ olmam, binalarda iç mimari anlamýnda ahþap kullanmam, ahþap-kagir tarihi eser restorasyon iþleri yapmýþ olmam; rölyef tablolar üretebilmem için yardýmcý etkenler oldu. (Ýstanbul/EVRENSEL) AHÞAP ORGANÝKTÝR Ahþapla nasýl tanýþtýnýz? Ahþapýn sizin yaþamýnýzda özel bir anlamý var mý? Ýç Anadolu bozkýrýnda koyun çobanlarýnýn sopalarý, dirgen, týrmýk, týrpan saplarýnda; karasaban, öküz boyunduruðu ve benzeri üretim araçlarýmýzda ahþabý tanýdým ve bozkýrýn yakýcý güneþi altýnda tarlalarda gölgelik olabilecek aðacýn olmadýðý stepte aðacýn serinliðine, gölgesine ihtiyaç durayak özlemlerim geliþti. Aðaç ile yaptýðým ilk çalýþmam ise, kurtlarýn kovalayarak kayalardan düþmesine sebep olduklarý ilk atýmýn ölümüyle, kurtlardan intikam almak amacýyla yaptýðým tahta silahlar oldu. Kýr yaþamýnda kaðnýlar, at arabalarý ve benzeri üretim araçlarýnýn kapalý ekonomi koþullarýnda kullanýlmasý, onarýlmasý gibi iþlerimizi kendimiz yapmak zorundaydýk. Bu zorunluluk da ustalýðýn baþlangýcý sayýlabilir. Tüm tarihi eserlerin iç mekanlarýnda gerek süsleme, gerekse kullanýlan eþyalar asýrlar boyunca ahþaptan üretilmiþtir. Çorba içtiðimiz kaþýktan, soframýzdaki yoðurt kasesine; kral tahtlarýndan, bir ozanýn dediði gibi Kabe nin eþiðine kadar kullanýlan malzeme ahþaptýr. Ahþabýn incelenmesi, bilinmesi evrensel sanat tarihinin de incelenmesi ve bilinmesi anlamýna gelir. Günümüze gelindiðinde, organik maddeler sanat dünyasýndan dýþlanmýþtýr. Adeta ormanlarýn ve doðanýn yok edilmesi paralelinde aðaç da sanat ve zanaat dünyamýzdan dýþlanmýþtýr ve insanlýk çevreye, dünyaya doðaya yabancýlaþtýðý ölçüde aðaç kültürüne de yabancýlaþmýþtýr. En baþta söylenilebilir ki; aðaç, ahþap insana en yakýn canlýdýr, yani organiktir. Yakýnlýk duyduðunuzda kesilmiþ, çürümeye terk edilmiþ aðaçlarda bile bir canlýlýk, bir deðiþim görürsünüz. Bazýlarýnýn içi boþalmýþ, küçük canlýlarýn evine dönüþmüþtür. Bazýlarýnda yosunlar ürer. Herhangi bir orman aðacýnýn üzerinde mikro canlýlardan tutunuz, týrtýllardan, kuþlardan, memeli, omurgalý yaþam formlarýna kadar tamamýný görebilirsiniz.benim aðaçla iliþkim, bu felsefi anlayýþa temellenir.

Geçtiðimiz günlerde Mucur da bir yakýnýmýzýn cenazesinde bulundum. Kýrþehir ve çevresinden oldukça büyük bir katýlým vardý. Eskiden bir cenaze olduðu vakit komþularý ve yakýnlarý cenaze evinin yemeklerini yaparlardý. Zira cenaze sahibinin eli kolu kalkmaz yemeðe aþa. Cenazenin yedinci ve elli ikinci günü yemek verir, kýrkýnda hatim indirilirdi. Bu geleneklerinde hocalarýn icadý olduðu söylenir ayrýca. Ancak günümüzde iþler daha da büyüdü. Cenaze sahipleri acýlarýnýn arasýnda, gelen eþ dost ve yakýnlarýnýn karýnlarýný doyurma derdine düþüyor. En kolay yöntemde kýymalý pide ve meyve suyu ikramý. Yapan ayrýca helvada karýþtýrýyor. Hele Kürt köylerinde cenazenin akrabalarý köye gelen yabancý misafirleri organize bir þekilde paylaþarak yemek ikramýnda bulunuyorlar. Bu iþleri bir türlü kabul edemediðimden aileme ve yakýnlarýma sürekli telkinde bulunuyorum. Aman benim arkamdan kýymalý pide vermeyin, çok gerekiyorsa peynirli puhaça ve kuru pasta sunun diyorum. Ancak Mucur daki cenazede kýymalýnýn yanýnda peynirli pidede yapýlmýþ bir tanede bana nasip oldu. Peynirli pide iyi olmuþ. Kýymalý pideden çok çok lezzetli. Bende önerebilirim herkese cenazelerde peynirli pideyi. Yemek firmalarýna yemek yaptýrýp daðýtmakta ailenin seçimine kalmýþ. Çok acil þekilde son taziye den sonra eline pidesini alan araçlarýyla son sürat Kýrþehir e doðru yola düþtü. Benimde baþka bir cenaze evine gitmem gerektiði için bende hemen ayrýldým. Yol boyu Ýnanç köyüne kadar saðlý sollu araçlardan atýlmýþ kaðýt parçalarý ve meyve suyu kutularý gördüm. Bunu yapan insanlar son model araçlarýyla törene katýlýp geri dönenler. Bir kýsmý þehrin eþrafý. Arkadaþ aracý batmasýn diye artýklarýný yol boyu kara yollarýna savurup gitmiþ. Çocuklarýmýza çevreyi temiz tutma bilinci nasýl kavratýlýr halen bulamadým. Sanýrým ilk eðitim aileden baþlýyor. Ýkinci cenaze için gittiðim köy, þeker fabrikasý yolunda. Giderken de gelirken de aracýmýzla güzel bir çamur banyosu yaptýk. Yol boyu saðlý sollu traktör römorklarýndan etrafa saçýlan pancarlara çarpmamak için dikkat ettik. Neden pancar römorklarýnýn üzerleri branda ile örtülüp örtülmediði kontrol edilmez? Jandarma ve polis niye uyarmaz sürücüleri? Yýlan hikâyesine dönen Ortaköy yolu, Kara yollarý ekiplerince hafriyatý yapýlýp, taþeron firmalara ihale edildiði halde, neden dolgusu halen bitirilemez? Konu ile ilgili olarak bir açýklamada bulunan Nevþehir Ýl Tarým Müdürü Ahmet ÞAHÝN þunlarý söyledi. Bakanlýðýmýzca 2004-2006 yýllarý arasýnda uygulanan KÖYMER Projesi (Köy Merkezli Tarýmsal Üretime Destek Projesi) ve ardýndan da 2007 yýlýndan buyana uygulanmakta olan (TAR-GEL) Projesi Tarýmsal Yayým Hizmetlerinin Geliþtirilmesi Projesi ile üreticilerimizin sorunlarýna yerinde, hýzlý ve kalýcý çözümler getirilmesi amaçlanmýþtýr. Bu kapsamda ülke genelinde 2.500 adet sözleþmeli Ziraat Mühendisi, Veteriner Hekim ve Su Ürünleri Mühendisi görevlendirilmiþtir. Nevþehir Ýlinde ise bu görevlendirilen sözleþmeli tarým danýþmanlarýndan hali hazýrda Merkez Ýlçe ve 7 Ýlçeye baðlý köy ve kasabalarda görev yapmakta olan 32 teknik personel ile (01.01.2010-31.12.2010) tarihleri arasý 1 yýllýk sözleþmeleri Ýl Tarým Müdürlüðü toplantý salonunda Ýl Tarým Müdürü Ahmet ÞAHÝN, Ýl Müdür Yardýmcýsý Kenan ÞAHÝN, ÝMÝ Þube Müdürü Mustafa ATA ve ÇEY Þube Müdürü Tuncay ÇÝFTÇÝ nin de katýlýmýyla yenilenmiþtir. Sözleþmeli Tarým Danýþmalarýnýn yýlý içerisinde yapmýþ olduklarý çalýþmalar deðerlendirilmiþ ve performanslarý doðrultusunda kendilerine not verilmiþtir. Ýl Tarým Müdürü Ahmet ÞAHÝN tarafýndan, 2010 yýlýnda görev yaptýklarý köy ve kasabayla ilgili olarak görev yaptýklarý süreler ve geçmiþ yýllar da göz önüne alýnarak halen çalýþtýklarý yerlerle ilgili olarak tarým ve hayvancýlýk konularýnda kapsamlý bir brifing hazýrlanmasý talimatý verilen danýþmanlar önümüzdeki günlerde bizzat Ýl Müdürü ve Çey Þube Müdürü tarafýndan çalýþma ofislerinde ziyaret edilecek ve kendilerinden kapsamlý bir brifing alýnacak. Yerinde ziyaret edilecek tarým danýþmanlarýnýn çalýþtýklarý yerle ilgili ihtiyaç ve sorunlarý mahallinde tespit edilerek ihtiyaç duyulan danýþmanlara gerekli idari ve teknik destek Ýl/ilçe tarým müdürlüðü kaynaklarýndan saðlanacak. Hizmet Sözleþmesinin yenilenmesi amacýyla bir araya gelen Nevþehir Ýl Tarým Müdürlüðü yetkilisi sýfatýyla Ahmet ÞAHÝN ve Tarým danýþmanlarý adýna Gülþehir Ýlçesi Tuzköy Kasabasýnda görevli Su Ürünleri Mühendisi Seval EKÝM ile temsili olarak 2010 yýlý Hizmet Sözleþmeleri karþýlýklý olarak imzalandý. Ýl Müdürü Ahmet ÞAHÝN, Tarým danýþmaný personelinin 2010 yýlý sözleþmesinin hayýrlý ve uðurlu olmasýný dileyerek çalýþmalarýnda baþarýlar diledi. Nevþehir Tarým 2 Temmuz Þehitleri Anýt ý/ BANAZ Pir Sultan Abdal Anýtý / BANAZ KONU: KERBELA ACISI KERBELA ACISI VE AÞURE SÖYLEÞÝ: Dr. Ali Murat Ýrat Tarih: 9 Ocak Cumartesi, Saat: 12.00 Aþuremiz, panel sonrasýnda daðýtýlacaktýr. Bütün canlarýn katýlýmýný bekliyoruz. GMK BULVARI ONUR ÝÞHANI 12/176, KIZILAY/ ANKARA * TEL: 0312 4196360-61, pirsultanvakfi.org.tr Sulucakarahöyük/ KIRÞEHÝR Kýrþehir Lisesi bünyesinde bugün Anaokulu açýlýþý yapýldý. Kýrþehir Lisesi'nde, 4 derslik olarak hazýrlanan Anaokulu yapýlan törenle hizmete açýldý. Anaokulunda 40 öðrenci eðitime baþlarken, bugün yapýlan açýlýþ törenine, Kýrþehir Valisi Mehmet Ufuk Erden, Ýl Milli Eðitim Müdürü Mesut Ayrýksa, Belediye Baþkaný Yardýmcýsý Veli Þahin, Okul Müdürü Mustafa Karadeniz, Anaokulu içerisinin donanýmýný üstlenen Ahi Güven þirketinin yetkilileri, çok sayýda veli ve öðrenciler katýldý. 5-6 yaþ arasýndaki çocuklarýn folklor gösterisi baþlayan törende konuþma yapan Milli Eðitim Müdürü Mesut Ayrýksa, 4 derslik olarak düzenledikleri Anaokulunun 1 sene içerisindeki 9. Anaokulu olduðunu söyleyerek, "7 tanesi merkez ilçe de olmak üzere 9 tene Anaokulu hizmete açtýk fakat hala yüzde 100'ük kapasiteye kavuþamadýk" dedi. Kýrþehir'de Anaokulu yapýmýna devam edeceklerini de sözlerine ekleyen Ayrýksa, emeði geçen herkese teþekkür ederek, hayýrlý olsun dileklerini sundu. Ayrýksa'dan sonra söz alan Vali Erden'de, Eðitimin küçük yaþlarda baþladýðýný vurgulayarak, "Bu tip yatýrýmlar geleceðimize yapýlmýþ mükemmel bir hizmettir. Batý'da erken yaþta eðitime geçen ülkeler bundan çok daha fazla istifade ettiðini kanýtladýlar. Devlet olarak bunu hedef haline getiren Türkiye, geleceðimiz olan çocuklara yatýrým yapýyor" þeklinde konuþtu. Vali Erden, Ahi Güven þirketi yetkilisine Anaokuluna katkýlarýndan dolayý plaket verdi. Konuþmalarýn ardýndan kurdele kesimi ile açýlýþý yapýlan Anaokulunu gezen Vali Erden ve protokol üyelerine çocuklar tarafýndan çeþitli gösteriler sunuldu. Kent Haber

7 Antropoloji ve sosyolojide deðiþik etnik kökenleri olan bireylerin veya gruplarýn toplumdaki dominant kültür içinde erimesine asimilasyon deniyor. Asimilasyonun gerçekleþtiðine karar verebilmek için, bu bireylerin veya gruplarýn baskýn kültürün bireylerinden sosyal olarak farklýlýklarýnýn kalmamýþ olmasý gerekiyor. Bir de kültürüzasyon var. Asimilasyon, kültürüzasyonun son noktasý. Asimilasyon ister gönüllü, ister zorla gerçekleþtirilsin, etnik azýnlýklarýn tamamen erimeleri, nadir görünün bir þey. Genellikle din, fiziki yakýnlýk, yemek ve estetik gibi özellikler dirençli çýkýyorlar. Azýnlýk gruplar tam bir asimilasyon yaþayacaklarýna, deðiþik derecelerde kültürüzasyona maruz kalýyorlar. Asimile eden dominant kültürün en önemli silahý, dil. Dilini konuþmayan, konuþamayan ve dilinde üretemeyen azýnlýðý kültürüzasyona uðratmak ve sonunda asimile etmek mümkün olduðundan, bütün emperyal güçlerin ortak silahý hep dil olmuþ. Bugünkü Birleþik Krallýk ta, iþte bu nedenle artýk Ýskoç ve Ýrlandalýlar ýn kendilerine mahsus bir dilleri yok. Gallice ye gelince, daha iyi direnebilmiþ olmasýna raðmen ve günümüzdeki bütün diriltme çabalarýna raðmen, hâlâ pratikte yeterli bir dil deðil. Yine benzer bir nedenden, deðiþik Türk lehçeleri birbirlerinden günümüzde olduðu kadar farklý. Kürtlerin edebiyat, sanat ve bilimdeki, dünyadaki yerleri de yine ayný nedenden, dünya sýralamasýnýn en altlarýnda bir yerde! Kanada nýn Kebek eyaletinde iþte bu nedenle Fransýzca konuþmak en önemli mücadele yöntemi! Azerilerden bahsederken sýk sýk Bir millet, iki devlet övünmelerini duyarsýnýz ya. Ýþte geçenlerde bir Rus diplomat, hem de TRT de kendisine sorulan politik sorularý Türkçe cevaplarken, Azerilere atfen Ama onlarýn ana dilleri, Rusça deyiverdi! Benim þansýma ömrüm asimilasyonu mükemmelleþtirmiþ iki kültürün hüküm sürdüðü topraklarda geçti. Çok gezip, gördüm ve birçok kültürün bir arada yaþadýðý ülkelerde vakit geçirdim ama Ýngilizler ve Türkler kadar asimilasyonu pratiðe böylesine dökebilmiþ dominant kültür az gördüm! Türkiye, asimile edilmiþ azýnlýklar ülkesi. Kaç tane doðru dürüst, Ermenice konuþan, yazabilen Ermenimiz, Rumca okuyup yazabilen Rumumuz, Kürtçe nin hangi lehçesi olursa olsun, Kürtçe üretebilen Kürdümüz var?_diðer azýnlýklarýmýzýn, dilleri konusundaki üretebilmeleri iþini zaten geç! Bu topraklarýn asimilasyon süreci artýk tamamdýr. Atatürk Ne mutlu Türküm diyene dediðinde, bu topraklarda bin yýlda tamamlanan asimilasyon sürecine noktayý koymuyor muydu? Asimile eden dominant kültürün hep efendileþtirdiði, ekonomik olarak güçlendirdiði rol modelleri oluyor. AKP ile tepe noktasýna eriþtiði düþünülen Milli Görüþ Türklüðü de, bu topraklardaki asimilasyon geleneðinin son versiyonu. Model Sünni Heteroseksüel Türk, bütün azýnlýklar buna göre ayarlanacaklar. Ayarla! Herkes gibi ben de 2010 a umutla bakmak istiyorum. Samimi açýlýmlar istiyorum, iþsizlik; özellikle de genç iþsizliði düzelsin istiyorum, sokaklarýmýzdaki dilenciler artmasýn istiyorum, emekçinin haklarý gasbedilmesin istiyorum, sadaka kültürünün sonu görünsün istiyorum, hukuk devleti istiyorum, demokrasi istiyorum, insan haklarýna saygý istiyorum, iyi eðitilmiþ gençler görmek istiyorum, insanlar ülkemizde öteki olduklarý için itilip kakýlmasýnlar istiyorum, insanlar onurlarýndan taviz vermeden yaþayabilsinler istiyorum, sevgi, aþk istiyorum, güzel þeyler görmek, duymak, tecrübe etmek istiyorum. Tek baþýma deðil, hep beraber. Yalan, riya duymak istemiyorum. Nükleer enerji lafýný iþitmek bile istemiyorum. Hayvanlara eziyet edildiðini görmek istemiyorum. Sol gösterip, sað vuran gazetecilere itibarýn azalmasýný umuyorum. Türkiye nin istikrarlý, güçlü bir sol sese kavuþmasýný bekliyorum. Ýktidar þakþakçýlarýnýn seslerinin kýsýlmasýný, iktidarýn deðiþmesini istiyorum. Bir aðaç gibi hür ve bir orman gibi kardeþçesine yaþamak istiyorum. Hep birlikte. Bu ormanda sadece Sünni Heteroseksüel Türk aðaçlarýn yaþamaya hakký olmamalý. Asimilasyona giden yolda, kültürüzasyonun oraný ile hür olabilmek doðru orantýlýdýr. 2010 asimilasyona direnme yýlý olsun. Farklýlýklarýmýz zenginliðimizse, önce onlara saygý duyup sonra yeþertelim. Yaþayalým ve yaþatalým. BirGün ÖMER BÝLÝK Ýlk açýklamayý Mudanya Demokrasi Güçleri adýna ÖDP Ýlçe Baþkaný Ýbrahim Atalay yaptý. Atalay, Geçen hafta Mudanya Alevi Derneði Mudanya Þubesi ne yapýlan saldýrýyý lanetliyoruz. Mudanya daki bu saldýrý çeþitli çevreler tarafýndan görmezden gelinip dile getirilmemektedir. Biz demokrat devrimci unsurlar olarak bu tür provakatif eylemlere sessiz kalmayacaðýmýzý kamuoyuna duyururuz. Son günlerde buna benzer birçok provakatif eylem gündeme gelmektedir. Dün Maraþ, Çorum, Sivas katliamlarýný yapan gerici faþist odaklar bugün de ayný olaylarý sahnelemeye çalýþmaktadýrlar. Halkýmýz; Bizim derdimiz Kürt-Alevi-Sünni ayrýmý yapmak deðil, aksine bu unsurlarý birleþtirmektir. Kapitalistlerin bizi birbirimize düþürme oyunlarýna gelmemeliyiz dedi. Utanç verici bir saldýrý Rus bilim insanlarý, beyin dalgalarý sayesinde kontrol edilebilen bir aygýt icat etti. Yeni icadýn kas kontrolünü kaybedenlere, sinir sistemi zarar görenlere ve bel kazalarý geçiren birçok insanýn umut kapýsý olabileceði belirtiliyor. Hastanýn sol elin hareket ettiðini düþünerek ýþýðý yakabileceðini belirten Rusya Bilimler Akademisi araþtýrma görevlisi Vadim Roþin, Bütün Daha sonra Alevi Derneði Mudanya Þube Baþkan Yardýmcýsý Metin Halis, Geçtiðimiz hafta Derneðimize taþlý saldýrýlarda hareketlerimizin emirleri beyinden gelmektedir. Böylelikle birisi kollarýný kullanamasa da ya da kas aktivitesi sýfýr olsa da beyinden sinyaller göndererek bu hareketleri yapabilme potansiyeline sahip dedi. Beynin temel elektrik sinyallerini kullanarak araç-gereçleri kontrol eden aygýtlarýn geliþtirilmesi üzerinde çalýþýldýðýný belirten Moskova Devlet Üniversitesi araþtýrma görevlisi Prof. Aleksandr Kaplan, beynin sinyaller sayesinde bir çok þeyi yapýlabildiðine inanýyor. Aygýt, bir þapka þeklinde kafaya takýlýyor. Üzerinde beynin birçok noktasýyla temasa geçen sensörler bulunuyor. Bir temel program sayesinde sensörler beyinden uyarýmlar okuyarak bilgisayara mesaj gönderiyor. Mesajlarý alan bilgisayar emirleri uyarlýyor. bulunulmuþtur. Bu durum kardeþçe birlik ve beraberlik içinde bir yaþam sürdürmeye çalýþan tüm topluma ve demokrasiye karþý yapýlmýþ gerici, ayrýmcý, yýkýcý ve faili belli olmayan utanç verici bir saldýrýdýr. Bu saldýrýyý, yolu sevgi, barýþ hak ve özgürlüklerden yana olan felsefesinde hiçbir ayrým gözetmeksizin tüm Dünya toplumlarýný kucaklayan Laik Demokratik Cumhuriyete baðlý Alevi inancýna yapýlmýþ bir saldýrý olarak kabul ediyoruz. Biz Alevileri sokaða dökmek isteyen karanlýk güçler bizleri kendi emellerine alet edemeyeceklerdir. Alevi toplumu bu tür rovakasyonlara gelmeyeceklerdir. Halkýmýza yapýlan bu küçük düþürücü ve rencide edici olayý kýnýyor, sorumlularýn en kýsa sürede yakalanýp adalete eslim edilmesini istiyoruz dedi. Daha sonra hep birlikte atýlan sloganlarla yaklaþýk 50 kiþilik grup daðýldý. Mudanyayorum.com Dünya genelinde birçok bilim insanýnýn bu tür uygulamalar üzerinde çalýþtýðýný anlatan Kaplan, amacýnýn makinenin verimliliðini artýrmak ve günlük kullaným için bu teknolojiyi uyarlamak olduðunu belirtiyor. Prof. Kaplan, Aslýnda kaslarýnýzý kullanmadan doðrudan düþüncelerinizle birçok þey yapabilirsiniz. Madem düþüncelerimizle ayný þeyi yapabiliyorsak kaslarýmýzý kullanalým. Özel aygýtlar sayesinde beyindeki elektrik faaliyetlerini deþifre ederek, kaslarý atlatarak, doðrudan talimatlarý aygýta gönderiyoruz diye konuþtu. Beyin-kotrol aygýtlarýnýn ekipmaný ve üretiminde kullanýlan teknolojiler henüz yaygýn tüketim için çok pahalý. Ancak bilim insanlarý bunun üzerinde de çalýþtýklarýný ve zamanla daha geniþ kitlelerin kullanýmýna olanak saðlanacaðýný düþünüyor. BirGün

2007'de Türkiye'de tarýma IMF-Dünya Bankasý patentli tasfiye programýnýn yaný sýra küresel ýsýnmanýn yol açtýðý kuraklýk damgasýný vurdu; birçok üründe rekolte düþtü, yükselen fiyatlar tüketicileri de zor durumda býraktý. Gýda krizinin etkileri sürerken 2007'nin sonlarýna doðru ABD'de baþlayan mali kriz 2008'in son çeyreðinden itibaren azgeliþmiþ ülkeleri de etkilemeye baþladý; doðal olarak tarýmý da derinden etkiledi. Böylelikle kapitalizm 1929 krizinden beri yaþadýðý en þiddetli ve derin krizle yüz yüze geldi. Baþta ABD olmak üzere metropol ülkeler sisteme olan güvenin yeniden saðlanmasý için çok sayýda önlem aldýlar ve trilyonlarca dolarlýk kurtarma paketleri açýkladýlar. Türkiye'de de küresel mali krizin etkilerini azaltmak için ardý ardýna ekonomik paketler açýklandý. Ancak stratejik öneminin artmasýna ve üreticilerden KDV indirimi, kredi ertelemesi, borçlarýn yeniden yapýlandýrýlmasý, girdi fiyatlarýnda indirim gibi taleplerin yükselmesine karþýn tarýma yönelik bir önlem çýkmadý. Küresel mali krizin Türkiye tarýmýna etkilerini þöyle özetleyebiliriz: Diðer sektörlerden farklý yapýsýyla tarým, krizden görece olarak daha az etkilendi; dolayýsýyla büyüme hýzýndaki düþüþ daha yavaþ oldu. Baþta traktör ve kimyasal gübre olmak üzere tarým girdilerinin üretimi düþtü. Tarým ürünleri fiyatlarýndaki düþüþ ve girdi maliyetlerindeki artýþ nedeniyle çiftçilerin gelir kayýplarý arttý. Üretici gelirlerindeki kayýplara paralel olarak kredi kullanýmý arttý. Tarýmsal istihdamdaki düþüþ hýzý yavaþladý; krizden dolayý sanayi ve hizmetler sektöründe iþsiz kalanlar kýra dönmeye baþladýlar. Temel Ürünler Ýtibariyle Bitkisel Üretim 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Hububat Buðday 21.000 21.500 20.010 17.234 17.782 20.600 Arpa 9.000 9.500 9.551 7.306 5.923 7.300 Mýsýr 3.000 4.200 3.811 3.535 4.274 4.250 Çeltik 490 600 696 648 753 750 Baklagiller Kuru Fasulye 250 210 196 154 155 165 Nohut 620 600 552 505 518 580 Mercimek (Kýrmýzý) 480 520 580 508 106 347 Mercimek (Yeþil) 60 50 42 27 25 28 Sanayi Bitkileri Þeker Pancarý 13.517 15.181 14.452 12.415 15.488 16.300 Pamuk 936 863 977 867 673 638 Tütün 134 135 98 75 93 85 Yaðlý Tohumlar Pamuk Tohumu 1.510 1.378 1.568 1.399 1.119 1.159 Ayçiçeði 900 975 1.118 854 992 1.057 Yumru Bitkiler Patates 4.800 4.090 4.397 4.228 4.197 4.300 Soðan (Kuru) 2.040 2.070 1.765 1.859 2.007 1.845 Meyvesi Yenen Sebzeler Karpuz-Kavun 5.575 5.795 5.571 5.458 5.752 5.417 Domates 9.440 10.050 9.855 9.945 10.985 10.785 Meyveler Üzüm-Ýncir 3.775 4.135 4.290 3.823 4.124 4.243 Turunçgiller 2.708 2.913 3.220 2.989 3.027 3.254 Fýndýk 350 530 661 530 801 500 Elma 2.100 2.570 2.002 2.458 2.504 2.733 Zeytin 1.600 1.200 1.767 1.076 1.464 1.271 Çay 1.105 1.192 1.121 1.145 1.100 1100 Durgunluk nedeniyle baþta Avrupa pazarlarý olmak üzere ihraç ürünlerine talep azaldý. Krizle birlikte satýn alma gücü zayýflayan tüketici daha ucuz yerli ürünlere yöneldi; dolayýsýyla ithalat azaldý. Tarým en istikrarsýz sektör oldu 2000'li yýllarýn baþýndan beri uygulanan IMF-Dünya Bankasý dayatmalý tasfiye politikalarý tarým sektöründe istikrarsýzlýða yol açtý. 2003-2008 yýllarýný kapsayan dönemde tarýmýn büyüme hýzý Türkiye ekonomisinin büyüme hýzýnýn altýnda kaldý. Hatta ekonominin genel olarak büyüdüðü 2003 ve 2007 yýllarýnda tarýmda önemli küçülmeler yaþandý. 2007 ise sektörün yüzde 7'lik bir üretim azalmasý yaþadýðý yýl oldu. Bu yüksek oranlý küçülmenin ardýndan tarým 2008'de yüzde 3,9 ve 2009'un ilk üççeyreðinde de ortalama yüzde 3,2 oranýnda büyüdü. Ancak 2008 ve 2009 yýllarýndaki büyümeler tarýmý 2006 yýlý seviyesine getirmeye yetmedi. Mýsýr ve çeltik dýþýnda üretim artmýyor TÜÝK bitkisel üretime iliþkin son tahminini 2 Aralýk'ta yayýmladý. Buna göre, hububatta üretim miktarlarýnýn bir önceki yýla göre yüzde 14,6; meyvelerde yüzde 1,5 artýþ; sebzelerde ise yüzde 1,9 oranýnda azalýþ olacaðý tahmin edilmiþtir. Türkiye'nin hububat üretiminin önemli bir kýsmýný buðday üretimi oluþturuyor. 2002 yýlýnda 19,5 milyon ton olan buðday üretimi 2008 yýlýnda 17,8 milyon tona kadar geriledi. Üretimin 2009 yýlýnda 20,6 milyon ton olacaðý tahmin ediliyor. Son 20 yýlda nüfus 18 milyon kiþi artmasýna karþýn buðday üretimi yerinde saydý. 2002 yýlýnda 8,3 milyon ton olan arpa üretimi 2008 yýlýnda 5,9 milyon tona kadar düþtü. 2009 yýlýnda ise 7,3 milyon tona çýktýðý tahmini yapýlýyor. Arpada üretim 20 yýl öncesindeki seviyesinin (7.5 milyon ton) bile gerisinde. Mýsýr 2002 yýlýndan sonra üretimi artan çok az tarým ürününden biri oldu. 2002 yýlýnda 2,1 milyon ton olan üretim 2008'de 4,3 milyon tona çýktý. Üretim 2009 yýlýnda da 4,3 milyon ton olarak tahmin ediliyor. Üretiminde anlamlý bir artýþ olan bir baþka ürün çeltiktir. Son 5 yýlda çeltik üretimindeki artýþ yüzde 50'nin üzerindedir. Mercimek, nohut, kuru fasulye gibi halkýn beslenmede yoðun olarak kullandýðý ve protein kaynaðý olan kuru baklagiller üretimi de uygulanan politikalardan büyük darbe yedi. 2009 da yaþanan küresel mali kriz tarýmý da derinden etkiledi. Düþen ürün fiyatlarý ve artan girdi maliyetleri çiftçi gelirlerini geriletti. Çiftçinin girdi ve mekanizasyon talebi düþtü. Tüketicinin daha ucuz yerli ürünlere yönelmesi nedeniyle tarým ürünleri ithalatý azaldý. 2002'de 1,5 milyon ton olan kuru baklagiller üretimi 2008 yýlýnda 855 bin tona kadar geriledi. 2009 yýlýnda ise 1,2 milyon ton olacaðý tahmin ediliyor. 20 yýl önce 800 bin tonun üzerinde olan kýrmýzý mercimek üretimi, 2009 yýlýnda 350; 200 bin tonun üzerinde olan yeþil mercimek üretimi ise yalnýzca 30 bin ton olarak gerçekleþti. 20 yýl önce 800 bin ton dolayýnda gerçekleþen nohut üretimi 500-600 bin ton dolayýnda sabitlenmiþ gözüküyor. Þekerpancarý üretiminde son 7 yýllýk dönemde önemli azalmalar yaþandý. 2002 yýlýnda 16,5 bin ton olan üretim, 2008 yýlýnda 15,5 milyon tonda kaldý. Üretimin 2009 yýlýnda ise 16,3 milyon ton olacaðý tahmini yapýlýyor. Sigara üretiminin yabancý tekellerin eline geçmesine paralel olarak tütün üretimi hemen hemen bitirilmiþtir. 20 yýl önce 250 bin tonun üzerinde gerçekleþen üretim 2009'da 85 bin tona düþürülmüþtür. Pamuktaki çöküþ sürmektedir. 10 yýl önce 900 bin ton dolayýnda olan lif pamuk üretimi son 2 yýldýr 700 bin tonun altýna düþmüþtür. 2009 yýlýnda ayçiçeði üretimi (1 milyon ton) 20 yýl öncesindeki seviyesine (1.2 milyon ton) ancak ulaþabilmiþtir. Son 10 yýldýr patates ve kuru soðan üretimi yerinde saymaktadýr. Domates üretiminde son 10 yýlda gözlenmekte olan anlamlý artýþ sürmektedir. Turunçgiller ile yumuþak ve taþ çekirdekli meyvelerin üretimindeki devam etmektedir. 2009 yýlýnda 240 bin ton olarak gerçekleþen incir üretimi, 20 yýl öncesinin (1988'de 350 bin ton) oldukça gerisindedir. Buna karþýlýk üzüm üretiminde yavaþ da olsa artýþ gözlenmektedir. 2002 sonrasý uygulanan destekleme politikalarýndaki istikrarsýzlýklar fýndýk üretiminin de dalgalý bir seyir izlemesine yol açtý. 2002'de 600 bin ton iken, 2004'te 350 bin tona kadar gerileyen üretim, 2008 yýlýnda ise 801 bin tona kadar çýktý. Üretimin 2009 yýlýnda 500 bin tonda kalacaðý tahmin ediliyor. Zeytin üretimi 10 yýl öncesindeki seviyesinin 500 bin ton altýndadýr. 2002'den sonra üretiminde az da olsa artýþ yaþanan ürünlerden biri de çay oldu. 2002'de 792 bin ton olan üretim 2008'de 1,1 milyon ton olarak gerçekleþti. 2009'da da 1,1 milyon ton olacaðý tahmin ediliyor. Gelelim ürün bazýnda deðerlendirmelere: Buðdaya havza modelinde daha az teþvik verilecek Türkiye'nin yýllýk buðday üretim ortalamasý 20, tüketimi ise 18 milyon ton dolayýnda. Yaþanan kuraklýk nedeniyle buðday rekoltesi 2007'de 17,2; 2008'de ise 17,8 milyon tona geriledi. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) 2007'de piyasanýn çok altýnda bir fiyat açýkladýðý için buðday alamadý. 1938'den beri savaþ ve kriz dönemlerinde bile buðday için her yýl alým fiyatý açýklayan TMO ilk kez 2008 yýlý için fiyat açýklamadý. Bunun yerine 500 ton/tl emanet alým fiyatý belirledi. 2009 yýlý için açýklanan müdahale alým fiyatý da 500 ton/tl düzeyinde kaldý. 2010 yýlýndan itibaren geçilecek olan "Havza Bazlý Üretim ve Destekleme Modeli"nde buðday 30 havzanýn tümünde teþvik kapsamýna alýnmasýna karþýn desteðin 989 milyon liradan 934 milyon liraya gerileyecek olmasý düþündürücüdür. Nüfus artýþ hýzý ve küresel ýsýnmanýn etkisiyle stratejik bir ürün olduðu kabul edilen buðdayda ihtiyacýn sýnýrýnda gezen üretim düzeyinin gelecek yýllarda risk doðurmasýndan endiþe ediliyor. Uygulanan yanlýþ politikalar pamuk üretimini çökertti Türkiye'de tekstil ve hazýr giyim sektörünün geliþmesiyle birlikte pamuk tüketimi artýyor; tüketim Çin, Hindistan ve Pakistan'dan sonra 4. sýrada yer alýyor. 1990'larýn baþýnda 500 bin ton olan lif pamuk tüketimi 3 kat artarak 1,5 milyon tona ulaþtý. Ancak üretimi artýrmak yerine üretimden kaçýþý, ithalatý destekleyici politikalar nedeniyle pamuk ekim alanlarý 10 yýl önce 750 bin hektar iken günümüzde 500 bin hektarýn altýna düþtü. Ayný þekilde yaklaþýk 900 bin ton üretim de 650 bin tona geriledi. Buna karþýlýk ithalatý ise 1 milyon tona ulaþtý. Bu gidiþle GAP bölgesinde yatýrým yapan tekstilci pamuðu Harran, Çukurova, Amik yerine Amerika, Yunanistan, Uganda ya da Tanzanya'dan alacak. Böylelikle pamuk için verilen teþvikler yerli üreticiye deðil, bu ülkelerin üreticilerine gidecek. Devam Edecek BÝA Haber Merkezi