TTB 17. HALK SAĞLIĞI GEZĐCĐ EĞĐTĐM SEMĐNERĐ (GES,2005) GÜNEY DOĞU VE DOĞU ĐLLERĐNDE ÇEVRE SAĞLIĞI VE BULAŞICI HASTALIKLAR



Benzer belgeler
Ş.KARAAĞAÇ İLÇESİ TOPLUM SAĞLIĞI MERKEZİ 2011 YILI FALİYET RAPORU

Atatürk Mah. Hastane Cad. Adilcevaz /

Intern hekim adı/soyadı: TSM sorumlu hekiminin adı-soyadı: Fiziksel kapasiteye ilişkin gözlemler. TSM personeli sayısı:. TSM personel dağılımı:

Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2014 Haber Bülteni

Halk Sağlığı. YDÜ Tıp Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Aslı AYKAÇ

Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2012

«MAVİ DENİZ TEMİZ KIYILAR»

Sosyal Riski Azaltma Projesi Kapsamında Şartlı Nakit Transferi Uygulaması Tarihi: Sayısı:2004/

YOL HARİTASI 1-VALİLİK VE KURUM BİLGİLENDİRMELERİ 2-TSM PERSONEL EĞİTİMLERİ VE EKİP OLUŞTURULMASI 3-SAHA ÇALIŞMALARI

ADANA İLİ AİLE HEKİMLİĞİ MOBİL SAĞLIK HİZMETLERİ UYGULAMA KURALLARI

Yataklı Tedavi Kurumları İstatistikleri Yıllar Hastane Devlet Başkent Anadolu Hayat Şifa Devlet Başkent Anadolu Hayat Şifa Kadro Yatak

GİRESUN BELEDİYESİ SU VE KANALIZASYON İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ YILLARI PERFORMANS RAPORLARI PERFORMANS HEDEFİ TABLOSU

BURSA HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ. Erdinç ŞENOVA Çevre Sağlığı Şube Müdürü

Bölüm-1: Genel Bilgiler

Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan İğnebekçili

PETDER ATIK YAĞLARIN YÖNETİMİ PROJESİ SONUÇLARI IWES Volkan SİĞİNÇ

ECEABAT SAĞLIK GURUP BAŞKANLIĞI 2011 YILI FAALİYET RAPORU

Hastanelerde Su Kullanımı. M.Ali SÜNGÜ Amerikan Hastanesi Bakım ve Onarım Müdürü

03.Kasım.2006 tarihinde Batman iline gidildi ve İl Sağlık Müdürlüğü, Kriz merkezi ve Belediye ziyaret edildi.

TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ SAĞLIK SEKTÖRÜ

TEMĠZLĠK ĠġLERĠ MÜDÜRLÜĞÜ

HEMOGLOBİNOPATİ KONTROL PROGRAMI

1. Kanalizasyon Altyapı Çalışmalarından Bozulan yolların Onarım ve yenileme çalışmalarının ikmali ( Yaklaşık m2 Kilit Parke çalışması )

PROJE - FAALİYET KISA VADE ORTA VADE UZUN VADE 1 HAVZA KORUMA EYLEM PLANI STRATEJİSİNİN OLUŞTURULMASI

Bursa da içme suyunun değerlendirilmesi

Türkiye de Anne ve Çocukların Durumu. Dr. Mehmet Rifat KÖSE

BALIK AĞI ÜRETİMİ FAALİYETİ PROJE OZET DOSYASI

Basit rafineri niteliğindeki ATAŞ, 2004 yılı sonlarında dönüşüm ünitesine yönelik yatırımın maliyetini yüklenmeyerek,

Farplas 2014 Yılı Çevre ve İş Güvenliği Performans Raporu

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HALK SAĞLIĞI ANABİLİM DALI

TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI İZMİR ŞUBESİ YENİ FOÇA ATIKSU ARITMA TESİSİ ATIKSU DEŞARJI DEĞERLENDİRME RAPORU

DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DERS YILI DÖNEM III HALK SAĞLIĞI, TIP EĞİTİMİ, BİYOİSTATİSTİK, BİYOFİZİK, TIP TARİHİ VE ETİK

2010/17 GENELGESİ VE UYGULAMALARI. Kimya Müh. MERYEM YILMAZ

Çevre ve Atık Yönetiminde Öncü Kuruluş İSTAÇ A.Ş. Belediyelerde Tıbbi Atık Yönetimi. İSTANBUL ÇEVRE YÖNETİM SAN. VE TİC. A.Ş.

TTGV Enerji Verimliliği. Desteği

İzleme ve Ölçme Takip Listesi TUZLA

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu. Hazırlayanlar

SAĞLIK TARAMA RAPORU

TEKİRDAĞ SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TESKİ

ORDUDA VE HACILARDA MENİNGOKOK AŞILAMASI. Dr. Levent Akın Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı

Adana Büyükşehir Belediyesi Sorumluluk Alanını gösteren harita

ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ATIKSU YÖNETİMİ

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

GİRESUN HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ UYUM REHBERİ

GEZİCİ SAĞLIK HİZMETLERİNİN YÜRÜTÜLMESİ HAKKINDA YÖNERGE

Kömür ve Doğalgaz. Öğr. Gör. Onur BATTAL

BAŞAKŞEHİR TOPLUM SAĞLIĞI MERKEZİ

Türkiye de Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Gelişimi. Sağlık Nedir?

Türkiye de Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Gelişimi

YALOVA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKĐYE KRONĐK HAVA YOLU HASTALIKLARINI ÖNLEME VE KONTROL PROGRAMI ĐL EYLEM PLANI

BASIN AÇIKLAMASI. Kamu Hastane Birlikleri 3. Yıl Değerlendirmesi: Kamu Hastane Birlikleri Sistemi Sınıfta Kalmaya Devam Ediyor

SAGLIK Sağlık hastalığın olmaması değil, fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak tam bir iyilik halidir Temel sağlık hizmeti ne anlama gelmektedir?

GÖNEN BİYOGAZ TESİSİ

Türkiye Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Analizi Dönemi

SAYILARLA HÜYÜK HÜYÜK İLÇE NÜFUS BİLGİLERİ

SAMSUN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ÇEVRE KORUMA VE KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI İŞYERİ RUHSAT VE DENETİM ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI TABLOSU

EK-7 KORUYUCU HİZMET GÖSTERGELERİ

SULAMA ve İŞLETME BAKIM YÖNETİM (İBY) EĞİTİMİ (2015-7)

EK 2 AİLE HEKİMLİĞİ BİRİMİ İZLEME DEĞERLENDİRME FORMU

Doç.Dr. Nilay ÇÖPLÜ. Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı Salgın Hastalıklar Araştırma Müdürlüğü

DÜNYADA VE TÜRKİYEDE MESLEK HASTALIKLARI

İNTÖRN DOKTOR STAJ DOSYASI

TOPLUMU TANIMA VE EKİP ÇALIŞMASI YARD. DOÇ. DR. NALAN AKIŞ

T.C. BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Hemşirelik Hizmetleri Müdürlüğü

19 KÜMÜLATİF ETKİ DEĞERLENDİRMESİ GİRİŞ KILAVUZ KAPSAM VE METODOLOJİ... 2

BÖLGE PLANI SÜRECİ. Bursa Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları Merinos Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi

GERÇEKLEŞTİRİLEN EĞİTİM FAALİYETLERİ

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefroloji Bilim Dalı Ziyaret Raporu

Türkiye de Sağlık Örgütlenmesi

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HALK SAĞLIĞI ANABİLİM DALI HEKİM ADAYI AİLE SAĞLIĞI BİRİMİ ÇALIŞMA DOSYASI

BATMAN. Sosyo-Ekonomik Göstergeler

ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI 2023 YILI HEDEFLERİ

İSTANBUL UN YENİ SU KAYNAĞI SAKARYA NEHRİ VE SU ALMA YAPISI TEKNİK TESPİT GÖRÜŞÜ

SAĞLIK SEKTÖRÜNÜN MEVCUT DURUMU

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HALK SAĞLIĞI ANABİLİM DALI HEKİM ADAYI AİLE SAĞLIĞI BİRİMİ ÇALIŞMA DOSYASI

EFA 2008 Küresel İzleme Raporu e Kadar Başarabilecek miyiz? Önemli Noktalar

SAMSUN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İŞYERİ RUHSAT VE DENETİM ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET ENVANTERİ TABLOSU

Op.Dr. Uğur DADALI Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi Sağlık Kurulu Başkanı

. HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ

A AMASINDA; GERİ KAZANIM VE BERTARAF TESİSLER SUNULMASI GEREKEN BİLGB

BÖLGE PLANI SÜRECİ. Bilecik Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları Bilecik İl Genel Meclis Toplantı Salonu

AİLE HEKİMLİĞİ UYGULAMASINDA KARŞILAŞILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÇALIŞTAYI KASIM 2011 GRUP 2 İDARİ VE MALİ İŞ VE İŞLEMLER HAKKINDA

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, Atatürk EAH de Eğitim Süreci

TEBLİĞ. b) 31/12/2004 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinin 4 ve 38 inci maddeleri,

w w w. m u s. b e l. t r

EK-7 KORUYUCU HİZMET GÖSTERGELERİ

2013 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması

T.C ÇANAKKALE ONSEKİZMART ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA VE UYGULAMA HASTANESİ ÇALIŞAN GÜVENLİĞİ PROSEDÜRÜ

Üniversite Hastanelerinde Meslek Hastalığı Tanısı Çalıştayı. Kurum ve Kuruluşlar Arası İşbirliği Çalışma Grubu Raporu

İL MÜDÜRLÜĞÜMÜZ PROJE ÇALIŞMALARI

TARİH: REVIZYON: 0 SAYFA : 1/25


yonetmelik Administrator tarafından yazıldı. Pazar, 27 Ocak :13 25 Ocak 2013 CUMA Resmî Gazete Sayı : YÖNETMELİK MADDE 1 1 / 40

BÖLGE PLANI SÜRECİ. Eskişehir Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları Anadolu Üniversitesi

ARŞİVDE MALZEME SAKLAMA SÜRESİNİN LİSTESİ

TÜRKİYE DE EN FAZLA GÖRÜLEN BESLENME HATALARI

MARMARA BÖLGESİNDEKİ HAVZA KORUMA EYLEM PLANI

İLK 1000 GÜNDE UYGULANAN BESLENME POLİTİKALARI VE GELECEK NESİLLERE ETKİSİ

Transkript:

1.GĐRĐŞ: TTB 17. HALK SAĞLIĞI GEZĐCĐ EĞĐTĐM SEMĐNERĐ (GES,2005) GÜNEY DOĞU VE DOĞU ĐLLERĐNDE ÇEVRE SAĞLIĞI VE BULAŞICI HASTALIKLAR Türk Tabipleri Birliği Halk Sağlığı Kolu nun, bu yıl on yedinci kez düzenlediği Halk Sağlığı Gezici Eğitim Semineri, 03-09 Temmuz 2005 tarihleri arasında Diyarbakır, Batman, Bitlis, Muş ve Bingöl illerini kapsayan bölgede gerçekleştirilmiştir. Seminer, 9 Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD den (Uludağ Ü., Ege Ü., Dokuz Eylül Ü., Kocaeli Ü., Trakya Ü. Celal Bayar Ü., Dicle Ü., Gazi Ü., Başkent Ü.,) 16 araştırma görevlisinin katılımı ile yürütülmüştür. Sorumlu öğretim üyeliği Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı A.D Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necati Dedeoğlu ve Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı A.D. Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz tarafından üstlenilen faaliyet boyunca Dicle Ü.T.F. Halk Sağlığı AD den iki öğretim üyesi de (Yrd. Doç. Dr. Ali Ceylan, Yrd. Doç. Dr. Günay Saka) seminere eşlik etmişlerdir. 2.AMAÇ: TTB Halk Sağlığı Gezici Eğitim seminerleri genel olarak belirlenen konular ve eğitim temaları çerçevesinde yerinde görme, kuramsal eğitimi alanda pekiştirme, sorun ve çözüm önerilerini tartışma ve ortaya koyma gibi amaçlar içermektedir. Bu kapsamda XVII. GES in amaçları da; Halk sağlığı eğitimi almakta olan araştırma görevlilerin tanışması ve deneyim paylaşımında bulunması, ilgili illerdeki çevre sağlığı ve bulaşıcı hastalıklar konusunda yerinde değerlendirme yapılması, söz konusu illerde konu ile ilgili sorunların saptanması, bu sorunların sağlığa yansıması, işbirliği yapan kuruluşların tanınması ve değerlendirilmesi, bu sorunlara yönelik çözüm önerileri getirilmesi olarak belirlenmiştir. 3. YÖNTEM: GES, 3 Temmuz 2005 tarihinde Diyarbakır Tabip Odası nda başlamış, 6 Temmuz da Batman, 7 Temmuz da Bitlis, 8 Temmuz da Muş, 9 Temmuz da Bingöl illeri gezilerek, 9 Temmuz akşamı Diyarbakır da sona ermiştir. Ulaşım, konaklama ve genel finansman TTB tarafından sağlanmıştır. Günün değerlendirilmesi ve gün içerisinde yapılan gözlem ve elde edilen bilgilerin yorumlanması ve bilgi aktarımı etkinlikleri akşam yapılan toplantılar ile sağlanmıştır. Seminer süresince ziyaret edilen kurum /yer /kişi bilgileri Ek 1 de, gezi katılımcıları Ek 2 de sunulmaktadır. 4. BULGULAR, ĐZLENĐM VE DEĞERLENDĐRMELER 03/07/2005 - Pazar Diyarbakır Tabip Odası Gezici Eğitim Semineri nin ilk günü Diyarbakır Tabip Odası nda Tanışma ve Program Tanıtımı ile başlamıştır. Tabip Odası Yönetim Kurulu üyelerinden Dr. Cengiz Doğan, Diyarbakır ın sağlık değerlendirmesi ile ilgili bir sunum yapmış ve yapılan sunum kapsamında bölge sorunları tartışılmıştır. Dr. Cengiz Doğan, il de 1990-2000 yılları arasında nüfusun % 22 oranında arttığına, bölgede 45-49 yaş kadınlarda ortalama çocuk sayısının 6,9 olduğuna ve her 1000 çocuktan 57 sinin 1 yaşına gelmeden öldüğüne dikkat çekmiştir. Sunumda ayrıca ilde 18 000 kişiye 1 sağlık ocağı düştüğü, sağlık ocaklarının % 9 unda hekim, sağlık evlerinin % 88 inde ebe olmadığı, sağlık ocaklarının hekim kadrolarının ancak % 57 sinin dolu olduğu belirtilmiştir. Bölgede yıllık ortalama bebek ve gebe izlem sayıları, aşılama oranları

ülke ortalamasının altındadır. Bölgeler arası eşitsizlikler oldukça belirgin olduğu ve bu durum sağlık göstergelerine yansıdığı, doğum öncesi bakım ana dili Türkçe olanlara % 22 oranında ve anadili Kürtçe olanlara % 60 oranında ulaşamıyor olması önemlidir. Tüm bunların yanı sıra, bölgede çöp toplama alanının ıslahı, kent içi yerleşim birimlerine yakın Tuğla Fabrikaları, kentin atık su arıtım sisteminde salt mekanik arıtım yapılması, çöp toplama merkezinin alt yapısı olmayan ve yer altı sularına yakın bir bölgede bulunması, Karacadağ dan gelen yer altı sularının son depolama noktası olan kaynağın çevresinin koruma altında olmaması ve atık suların mekanik arıtım sonrası döküldüğü Dicle Nehri den sulanan tarım alanlarının varlığı gibi altyapı ve çevre sağlığı sorunları da önemini sürdürmektedir. 04/07/2005 - Pazartesi Dicle Ün. Halk Sağlığı AD. Gezinin ikinci günü Dicle Ün. Halk Sağlığı AD ziyaret edilmiştir. Burada yapılan sunumlar ile GAP bölgesi çevre sağlığı sorunları, bulaşıcı hastalıklar, bölgede sıtma sorunu ve mücadelesi başlıkları tartışılmıştır. Elde edilen bilgilere göre; 2000 de yapılan sayıma göre bölge nüfusu 6 604 205 olarak belirlenmiştir ve bu nüfus Türkiye nüfusunun % 9.7 sidir. Bölge nüfusunun % 63 ü kentte, %37 si ise kırsal bölgede yaşamaktadır. il merkez nüfusu şu an için 750 000 dir. Zorunlu göç nedeniyle kentsel nüfusun artmasıyla kentte çeşitli altyapı sorunları ortaya çıkmıştır.çevre ile ilgili en temel sorunlar; temiz içme suyunun sağlanması, atıkların uzaklaştırılması, kanalizasyon sistemleri, katı atık yönetimi ve atık suyun arıtılması hizmetlerindeki yetersizlikten kaynaklanmaktadır. GAP bölgesindeki 196 belediyenin salt 128 inde temiz içme suyu tesisi bulunmaktadır. Kırsal bölgelerin % 23 ünde su bulunmazken, % 64 ünün temiz içme suyu yoktur. % 13 ünde ise temiz içme suyu yetersizdir. Özellikle bazı bölgelerin yer altı suları açısından çok zengin, bazılarının ise fakir olması temiz suya erişimi etkilemektedir. Özetle, bölge nüfusunun % 9 unun suya erişimi yokken, % 12 sinin yetersiz erişimi vardır. Su kirliliği temelde mekanik, biyolojik ve kimyasal kirlilik olmak üzere 3 yolla olmaktadır. Şu anda bölgedeki hiçbir su arıtma tesisinde kimyasal arıtma yapılmamaktadır. Diyarbakır da 844 köy ve 1180 mezra bulunmaktadır. Toplam 2024 yerleşim biriminin 802 sinde (% 39.6) su yoktur. Kırsal alanda salt % 59 oranında şebeke suyu kullanılırken, kentte bu oran % 93.3 e çıkmaktadır. Kent yaşamı olmasına karşı, kentin % 6.7 sinde şebeke suyu bulunmaması dikkat çekicidir. Kentte evin içinde (% 85.3) su varlığı kırsala (% 46.5) göre daha yüksektir, kırsalda su daha çok ortak kullanılan çeşmeler aracılığı ile sağlanmaktadır. Diyarbakır da 2000 yılında Dicle Arıtma tesisinin kurulmasıyla, kentin büyük bölümüne temiz içme suyu sağlanmıştır. Bunun yanı sıra kanalizasyon yenilenmiş, atık su tesisi kullanıma açılmıştır. Bölgedeki 196 belediyenin 16 sında kanalizasyon sistemi varken, nüfusun % 71.5 i sisteme bağlıdır. Şu anda hala sorun olarak devam eden en temel konu katı atık yönetimidir. Katı atıklar ya çalışan ve araç sıkıntısı nedeniyle sistemli bir şekilde toplanamamakta, ya da toplandıktan sonra sağlıklı bir şekilde depolanamamaktadır.

Diyarbakır da katı atıklar, kenti yakınındaki bir tesiste sıkıştırılıp, 50 60 km. uzaklıktaki Karaca Dağı, Şeytan deresi bölgesine atılmaktadır. Hiçbir işlem uygulanmaksızın çöplerin buraya atılması sonucu, yer altı sularına bulaş olmakta, rüzgar ile çöpler çevreye yayılmaktadır. Yanı sıra, çevre köylerde yaşayan çocuklar çöplerden bazı maddeleri toplamakta ve sonuç, sağlıksız bir ortam olarak ortaya çıkmaktadır. Atık su arıtım tesisi, mekanik arıtma sağladıktan sonra Dicle ye dökülmektedir. Biyolojik ve kimyasal artıma olmaması ise çok büyük bir eksiklik olarak göze çarpmaktadır. Paraziter hastalıklardan Şistozomiazis şu an görülmese de, salyangozlarla her an bir salgın ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu nedenle, özellikle Suriye sınırına yakın bölgeler tehlike altındadır. Đçme suyu arıtım tesisi sayesinde kentin büyük bölümüne temiz içme suyu sağlanabilmiş, bu şekilde son yıllarda ishal ve tifo gibi Gastroenterit olgularında belirgin bir azalma görülmüştür. Diyarbakır ın en temel sebze yetiştirme bölgesi olan Hevsel bahçeleri eskiden Benü-sen deresi tarafından sulanırken, 2000 yılından sonra bu dere ıslah edilmiş ve üstü kapatılmıştır. Ancak köylülerin sulama amacıyla kanalı kırmaları ve sulama için bu suyu kullanmayı sürdürmeleri halen önlenememektedir. Dicle ırmağının kıyı korumasının olmaması da yine bir sorun olarak göz çarpmaktadır. Kıyı koruması olmadığı için her türlü tesis ırmağın hemen yanında açılabilmekte, bu da suyun temizliğini etkilemektedir. Belediye ile en temel sıkıntılardan bir tanesi bu alanda yaşanmaktadır. Hayvan kesim yeri için daha önceden Dicle Nehri kıyısında yapıma başlayan belediye, koruma kanunu olmadığı için CED i de almıştır. Üniversite kirlenmeye karşı bu yapıma karşı çıkmaktadır. Diyarbakır da kaçak su kullanımı çok yüksek miktarlarda olmaktadır. Bu nedenle şebekeden temiz su aksa bile, halk sağlıksız su tehlikesi ile karşı karşıya kalabilmektedir. Bölgede yer alan bakır madeni halen Dicle Nehri ni kirletmeyi sürdürmektedir. Diyarbakır da biri eski SSK olmak üzere 2 devlet, bir üniversite hastanesi bulunmaktadır. Üniversite hastanesine gelen ishalli olguların azaldığı gözlenmektedir. Bunun temel nedenleri olarak, temiz içme suyuna erişim kolaylaşması, kanalizasyon sisteminin düzenlenmesi ve bölgede daha fazla hekim olması üzerinde durulan başlıklar olarak dikkati çekmektedir. Olgu sayıları azalmasına karşı, bölgede hala sıtma, tifo, brucella, menenjit, tüberküloz ve paratifo görülmektedir. Şistozomiazis olgusunun görülmediği, Şanlıurfa da Şark Çıbanı olgularına rastlanabildiği belirtilmiştir. Bulaşıcı hastalıklar sık görülmesine karşı, hekimlerin ve hastaların yanlış antibiyotik kullanımı direnç oluşumuna neden olmaktadır. Bulaşıcı hastalıklar ile mücadelede en önemli sıkıntı eğitim olarak değerlendirilmektedir. Özellikle bölgeye gelen hekimlere düzenli olarak hizmet içi eğitim verilmesi gerekli olduğu belirtilmiştir. Sağlık personelindeki hızlı sirkülasyon

nedeni ile kısa zaman sonra eğitim verilmiş olan personel tamamen değişebilmektedir. Bölgede kolera vakalarının görülmesi ile ilgili net bir veri olmamakla birlikte belli bölgelerden Kolera düşündüren şüpheli vakalar her yıl belli sayıda (15-20 olgu) görülebilmektedir ancak resmi olarak bildirilen kolera vakası bulunmamaktadır. Bu durumun bölgede 1974 ten beri sürdüğü öğrenilmiştir. Tüm Türkiye de görülen sıtma olgularının % 47.7 si Diyarbakır dan çıkmaktadır. Belediye Çamaşır ve Tandır Evi Belediyenin yoksul yerleşim bölgelerinde oluşturduğu ve kullanıma sunduğu yapılar ziyaret edilmiştir. Đsveç ten örnek alınarak yapılmış olan halka açık bu merkezlerde oluşturulan tandırlar ekmek/yemek pişirmek için kadınlar tarafından yoğun olarak kullanılmakta, bir yandan da okuma yazma, beslenme, aile planlaması, temizlik vb. konularda eğitim almaktadırlar. Yanında bulunan çamaşır evinde ise çamaşır makineleri, kurutucular ve ütü masaları kullanıma sunulmuştur ve haftada 700-800 aile kendi için önceden belirlenmiş zamanda gelip çamaşırlarını bırakabilmektedir. Bu hizmetler tamamen ücretsiz olarak sunulmaktadır. Bağlar Sağlık Ocağı Diyarbakır da kurulan ilk sağlık ocağı olan Bağlar Sağlık Ocağı bina yapısı standart olarak tasarlanmamıştır. Sağlık Ocağının sorumlu olduğu nüfus 85 000 kişiden oluşmaktadır. Ocakta, 6 hekim, 6 Hemşire (2 sinin tayini çıkmış durumda), 7 ebe, 3 çevre sağlığı teknisyeni, 2 sağlık memuru,2 laborant, 1 tıbbi sekreter, 1 hizmetli çalışmaktadır. Günlük bakılan hasta sayısı 2 ayrı poliklinikte toplam 300 dolaylarındadır. Henüz bölge tabanlı uygulamaya geçilmediği izlenmiştir. Alan hizmetleri yürütülememektedir, hatta bu yıl müdürlükten çalışan desteği henüz sağlanamadığından ev halkı tespitleri yapılamamakta ve bölgede nüfus tam olarak belirlenememektedir. Bebek, gebe, loğusa, çocuk izlemleri ocakta sadece gelebilen kesim düzeyinde yapılmaktadır. O nedenle bebek tespitinde sorunlar yaşanmaktadır. Doğumların yaklaşık olarak beşte biri evde yapılmaktadır. Hastanede yapılan doğumlar da dahil olmak üzere ocağa hiçbir geri bildirim yapılmadığı gözlenmiştir. Ancak aile bebeği ocağa getirir ise tespit yapılabilmektedir. Ocak personeli aşılama hizmetlerini olumlu olarak değerlendirmektedir.ocakta her gün aşı uygulanabilmektedir. Ancak bebek ölümleri de dahil hiçbir şekilde ölümlerin yakalanamadığı belirtilmektedir. Hemen tüm bölgenin şebeke suyu kullandığı, suların klorlandığı, bakiye klor ölçümü yapıldığı, gıda denetimi yapılmadığını ancak gıda üretim yerlerinde çalışanların sağlık ocağı personeli tarafından izlendiği belirlenmiştir. Ayrıca görevli personel bu bölgede evlerin sağlıksız, çok kalabalık, nemli olduğu ve ışık alamadığını ifade etmiştir. Bölgede en sık görülen bulaşıcı hastalıkların suçiçeği, kabakulak ve giderek azalmasına rağmen halen görülebilen amebiazis, giardia ve kızamık olduğu belirtilmiştir. Su sorununun çözümlenmesinden önce AGE salgınları bölgede çok

görülürken, kente temiz su sağlandığından bu yana salgınlara pek rastlanmadığı görülmektedir. Bölgenin temel sorunu olarak kötü sosyoekonomik koşullar ve buna bağlı gelişen sağlık sorunları olarak değerlendirilmektedir. Özellikle kötü beslenme ve buna bağlı avitaminozlar, PEM ve anemi oldukça sık karşılaşılan sağlık sorunları arasındadır. Son dönemde 15 kişide Leishmania görüldüğü ifade edilmektedir. Kaçak elektrik kullanımının bölgede çok yaygın olduğu, bu nedenle kış aylarında ocak içerisinde çok sık elektrik kesintisi yaşandığı ve bu durumun hem hizmet sunumunu etkilediği, hem de aşıların korunmasını güçleştirdiği ifade edilmiştir. Döner sermaye uygulaması sağlık ocağı personeli tarafından hekimleri uyutmak için öne sürülen bir uygulama olarak değerlendirilmektedir. 2005 yılı Mayıs ayına ait bazı sağlık ocağı verileri: Mayıs ayı içinde 460 kondom, 260 oral kontraseptif verilmiş ve 10 RĐA uygulaması yapılmıştır. Ay boyunca, toplam 1426 bebek, 379 gebe, 5 loğusa, 1857 çocuk, 499 15-49 yaş kadın izlemi yapılmıştır ve ay sonunda saptanmış toplam 132 gebe, 5 loğusa, 492 bebek ve 1926 çocuk bulunmaktadır. Toplam 5 doğum tespit edilmiştir, bunlardan 4 tanesi sağlık personeli yardımı olmadan yapılan doğumlardır. Alınan fenilketonüri kanı sayısı 65, ay içinde toplam 3 defin ruhsatı verilmiş. Saptanan 3 ölüm var. 2 tanesi 65 yaş üstü, bir adet 10 günlük bebek ölümü var. Ölüm nedeni konusunda bilgi alınamadı. Anne ölümleri sorgulandığında yakın zamanda anne ölümü görülmediği şeklinde bilgi alındı. Ay içi yapılan muayene sayısı 8404, sevk sayısı 463.v2005 ilk 5 ay aşı oranları: DBT+ Polio 1: % 37.1 BCG: % 39.0 Kızamık: % 67.7 Hepatit 3: % 48.3. Form 17/A ile bildirilen hastalıklar: Kabakulak (2 kişi), Tifo (16 kişi) Çöp toplama ara merkezi Akut kanlı ishal (4 kişi), Bruselloz (8 kişi), Çöpler kente 50-60 km. uzaklıktaki Karacadağ Şeytan deresi bölgesinde hiçbir işlem yapılmaksızın depolanmaktadır. O nedenle kente yakın bir merkezde sıkıştırma işlemi uygulanmaktadır. Dericiler sitesi Büyük ve küçük baş hayvancılık kentin geçim kaynaklarındandır. Küçük baş hayvanlar derileri yüzüldükten sonra yağlarından arındırılmak ve tuzlanmak için bu siteye getirilmektedir. Burada tuzlandıktan ve birkaç gün dinlendirildikten sonra fabrikalara gönderilmektedir. Çoğunluğu küçük işyerlerinde çalışanların, özellikle kesici alet yaralanmalarına karşı herhangi bir iş güvenliği önlemi olmaksızın, sigortasız olarak çalıştırılmakta oldukları izlenmiştir.

Benü-sen Mahallesi Diyarbakır ili nin sık göç alan gecekondu bölgesi olan mahallede kısa süreli bir gözlem gezisi yapılmıştır. Bölgede özellikle sosyo-ekonomik düzeyin oldukça düşük olması ve buna karşı çevrede izlenen çocuk sayısının diğer bölgelere göre göreceli olarak fazla olması dikkat çekici bulunmuştur. 05/07/2005 - Salı Diyarbakır Sağlık Müdürlüğü Sıtma savaş birimi Sıtma savaş birimi ve ilçelerde toplam 134 işçi ve 20 memur olmak üzere 154 kişi çalışmaktadır. Ergani, Silvan, Bismil ve Çınar ilçelerinde ekipler bulunmaktadır. 13 araç, motorlu destek vermektedir. Merkezde ise 2 sürveyans, 2 ilaçlama ve 1 yol boyu ilçe ekibi olmak üzere 5 ekip bulunmaktadır. Çalışanların çoğu emeklilik yaşındadır. Yerlerine yeni eleman da alınmadığı için sıtma savaşının hızla sağlık ocaklarına devredilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Tablo 2 de sıtma savaş çalışmaları görülmektedir. Tablo 2: Diyarbakır da sıtma savaş çalışmaları Aktif sürveyans Pasif sürveyans Olguların sınıflandırılması Toplam Alınan kan Oluml u Hız Alınan kan Oluml u Hız Yerli Dışarıda n gelen say Sayı sayı Sayı sayı sayı % ı % sayı % 2000 48153 278 5.77 21778 2272 104.33 2337 90.5 24 4 9.5 2581 * 100. 0 2001 64045 815 12.73 17720 1856 104.74 2560 95.7 11 4 4.3 2674 * 100. 0 100. 2002 58059 904 15.57 16627 2554 153.61 3376 97.6 82 2.4 3458 0 2003 57445 711 12.38 18443 3429 185.92 4054 97.9 86 2.1 4140 100. 0 2364 100. 2004 89416 642 7.18 16313 1709 104.76 2322 98.2 42 1.8 * 0 * 2000 yılında 31, 2001 yılında 3, 2004 yılında 13 olgu aktif ya da pasif sürveyans ile değil, tarama sırasında yakalanmıştır. Tablo 2 de görüldüğü gibi pasif sürveyans aracılığı ile daha yüksek hızda olgu yakalanmış olsa bile, evde olan olguları bulmak açısından aktif sürveyansın önemi azımsanacak gibi değildir. Olguların hemen tümü (% 90 ve üzeri) yerli olgudur. 2004 yılında aktif, pasif sürveyans, tarama ve kontrol amaçlı 117 685 kan örneği alınmış, bunların 2 364 ü (%o 20.09) olumlu olarak değerlendirilmiştir. Edinilen bilgilere göre, kalıcı ev içi ilaçlama, uzun süre etki gösterdiği için etkili silahlardan biri olmasına karşı, kokusu nedeniyle evi boşaltma ve evdeki duvarların tümüyle ilaçlanması zorunluluğu olduğu için zorlu bir iştir. Etkisi 105 gün sürer ve daha çok Nisan ve Eylül aylarında uygulanır. Amaç, sıtmalı kanı emen ve onu sindirmek için duvara konan anofelin öldürülmesi ve bu şekilde bulaşın önlenmesidir. Özellikle olgu sayısı yüksek olan köy vb. yerleşim yerlerinde uygulanmaktadır.

Dumanlama ise çok etkili olmayan bir yöntem olmasına karşı, en çok bilinen ve maliyetli yöntemdir. Sıcak sisleme mazot kullanımı ile yapılır ve gri renkli bir duman ile kendini gösterirken, soğuk sisleme, renksiz ve kokusuz bir dumanlama yapmaktadır. Larvalarla mücadele için jit alanlarına 8 günde bir kez larvasit larva öldürücü ilaçbırakılmaktadır. Alınan kanların alanda hızlıca değerlendirilmesi ve olumlu olanlar için hemen sağaltıma başlanması büyük zaman kazancı sağlamaktadır. Bu nedenle değerlendirmelerin alanda yapılması için çaba harcanmaktadır. Đl Sıtma Laboratuarı Sıtma paraziti kanda çok zor tanımlanmaktadır. Bu nedenle deneyim son derece önemlidir. En deneyimli ekip Diyarbakır da bulunmaktadır. Laboratuar hizmetleri zincir şeklinde ilerlemektedir. Đl sağlık müdürlüğü laboratuarı, bölge müdürlüğü laboratuarı ve en üstte Ankara merkez laboratuarı yer almaktadır. Gerekli durumlarda bir üst laboratuara başvuru yapılmaktadır. Halk bu konuda bilgilendirilmeye çalışılmaktadır. Çalışanlar da bu bölgeden olduğu için iletişim konusunda çok fazla sıkıntı yaşanmamaktadır. Sıtma özellikle Çayyolu bölgesinde yerel olarak bulunmaktadır. Sıtma ile savaşta şu andaki en temel sıkıntı hasta bireylerin ilaçlarını yeteri kadar kullanmaması ve direnç oluşmasıdır. Đlaç kullanmaya başlayan bireylerin yaklaşık 3 gün içerisinde ateşi düşmekte ve bulguları azalmaktadır. Hastalığının geçtiğini düşünen bireyler ilaç kullanmayı bırakmaktadırlar. Sağlık çalışanları sıtmayı bilmemekte ve tanımamaktadır. Bireyler de sıtma ile ilgili sıkıntıları için sağlık ocaklarını yeğlememekte, ya da sıtma savaş işçisi olan sağlık ocaklarına gelmeyi tercih etmektedirler. Sıtma azaldıkça, sıtma savaş örgütü gücünü yitirecektir. O nedenle en kısa zamanda sıtma savaşı sağlık ocaklarına devredilmeli ve sağlık ocakları aracılığı ile savaşım sürdürülmelidir. Đl Sağlık Müdürlüğü Bulaşıcı hastalıklar Şube Müdürlüğü Ziyarette Şube Müdürü Dr. Bahadır Sucaklı ile görüşülmüştür. Dr. Bahadır Sucaklı, 2000 den sonra temiz suya erişimin kolaylaşması ile birlikte ishaller, tifo ve gastrointestinal hastalıklarda azalma eğilimi olduğu belirtilmiş ancak bu hastalıkların hala sık görüldüğü ifade edilmiştir. Diyarbakır kent merkezinin temiz suya erişimi hemen tamamlandıysa da köylerde su sıkıntısı sürmektedir. Yeni bildirim sistemine geçilmesi ile birlikte, eski veri ile yeni veriyi karşılaştırma olanağı kalmadığı ayrıca Müdürlük ün bir çok yerde eğitim yapmış olmasına karşı, hekimlerin bu yeni sisteme uyum sağlayamamış olması, bildirimlerde sıkıntı yarattığı belirtilmiştir. Bildirimlerin standartlaştırılması, nitelikli veriye ulaşım açısından olumlu olmasına karşı, bu bildirim sisteminin uygulanabilirliği tartışılmalıdır. Hastanelerden, bildirimle ilgili sıkıntılar yaşandığı belirtilmiştir. Bu geçiş döneminde neonatal tetanos, akut flask paralizi gibi aktif sürveyans yapılan hastalıkların sıklığı gerçeğe daha yakın olarak bilinmektedir. Tifo ile ilgili ciddi bir sıkıntı bulunmaktadır. Her türlü yüksek ateş tifo olarak değerlendirilmektedir, bu nedenle aşırı ilaç kullanımı bulunmaktadır. Kızamık eliminasyon programı çerçevesinde yapılan aşılama çalışmalarında, kızamık aşılama oranları % 98.3 e kadar yükseldiği rutin hizmette ise bu oranın % 75 dolayında olduğu, rutin program uygulanmadığı için birkaç yıl içerisinde duyarlı bir grubun oluşacağının öngörülmesi gerektiği paylaşılmıştır. Geçen yıl kızamık olarak bildirilen 69 olgudan salt 4 ünün kesin olgu olarak saptandığı bundan sonraki

süreçte, tüm kuşkulu kızamık olgularından kan alınarak ve Ig M bakılmasının planlandığı ifade edilmiştir. Şark çıbanının, özellikle Hani ve Dicle bölgelerinde görülmekte olduğu, yeni odaklar bulunduğu ve Şanlıurfa dan yayıldığının düşünüldüğü ifade edilmiştir. 2004 te 850 olgu bildirildiği, Sağlık Ocaklarının hastaları belirleyerek haftada bir gün sağaltım uyguladıkları, ilaçları Sağlık Bakanlığı nın sağladığı ve sağaltımın hastalık bitene dek -yaklaşık olarak 5-10 uygulama sürdüğü belirtilmiştir. Diyarbakır da görülen bulaşıcı hastalıkları incelemek üzere, bir Tropikal Hastalıklar Tanı Tedavi Eğitim Hastanesi bulunduğu, bölgenin gereksinimlerine yönelik çalışmalar yapan, toplum sağlığı açısından çok büyük bir kazanç olan bu hastanenin de döner sermaye uygulamalarının bir kurbanı olduğu, Vali tarafından kapatıldığı, Devlet Hastanesi tarafından binasına el konulduğu ve çalışanlarının dağıtıldığı tespit edilmiştir. Edinilen bilgilere göre eskiden sürekli bölgeye naklen hekim gelmesini isteyen hekimler, döner sermaye paylarının azaldığı gerekçesiyle, gereksinim olmasına karşı, bölgeye daha fazla hekim gelmesini istememekte, döner sermaye bir çok konuda ciddi sıkıntı yaratmaktadır. Çalışan hareketliliğinin çok fazla olduğu, bölgedeki 1600 sağlık çalışanın 400-500 ünün her yıl değiştiği, bu süreçte eğitilen personelin, uygulama yapamadan bölgeden ayrıldığı, yeni gelen personeli yeniden eğitime almak gerektiği ifade edilmiştir. Elektriğin kaçak kullanılması, kentte sıklıkla elektrik kesintilerinin yaşanmasına neden olduğu, bu durumun soğuk zinciri bozduğu bu nedenle bir çok aşının imha edilmek zorunda kalındığı belirtilmiştir. DBT-3 döner sermaye için bir kriter sayıldığı için oranlar gerçekte olduğundan yüksek çıkabilmektedir. Çevre Sağlığı Şube Müdürlüğü Şube Müdürü ile yapılan görüşmede, 2001 yılına kadar Diyarbakır da altyapı sorunlarının yoğun olarak yaşandığı, insanlara temiz su ulaştırılamadığı, kanalizasyon uygun şekilde toplanamadığı, atık yönetimi sağlanamadığı, 2001 yılında, Alman Kalkınma Bankası ve Avrupa yatırım Bankası ndan alınan hibe ve kredilerle yapılan temiz su arıtma tesisinin devreye girmesi, su şebekesinin ve bazı bölgelerde kanalizasyon şebekesinin de yenilenmesiyle, su sorununun % 75 inin, kanalizasyon sorununun %60 ının çözümlendiği ifade edilmiştir. 2004 yılı il merkezinde 9706 noktadan yapılan serbest bakiye klor ölçümü sonuçlarından 8292 si 0.05 ppm in üzerinde bulunurken, 1454 ünde yetersiz klor bulunduğu saptanmıştır. Şehir su şebekesinin yenilenmesine karşı, bazı bölgelerde halen daha ucuz olduğu için sondaj kuyularının açılmasına devam edildiği öğrenilmiştir. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Diyarbakır BB ziyaretinde, BB Sağlık Daire Başkanı, Çevre Koruma Daire Başkanı ile görüşülerek bilgiler alınmıştır. 2000 yılından bu yana altyapı sorunlarına büyük önem veren Belediye nin, kalan en önemli sorunu katı atık depolama alanıdır. Ayrıca hayvancılığın yaygın olarak yapıldığı bölgede Belediye ye ait hayvan kesim yeri bulunmaması da sıkıntı yaratmaktadır. Şehirdeki en temel sorun ev tipi havyan besiciliği olduğu, köyden kente gelen bireylerin köydeki alışkanlıklarını sürdürerek evlerde uygunsuz koşullarda havyan besledikleri, kesim yaptıkları, bu durumun toplum sağlığı açısından büyük risk oluşturduğu ifade edilmiştir. Süt ürünleri satış yerlerinin çok dağınık ve denetimsiz olduğu, bu nedenle tüm satış yerlerinin bir araya toplanmaya çalışıldığı, öncesinde kentte hiç kesim yeri yok iken son dönemde 2 tane

özel kesim yeri açıldığı ve bu kesim yerleri sayesinde kaçak et girişinin kısmen engellenmiş olduğu belirtilmiştir. Yapımı süren, Belediye kesim yeri açıldığında bu sorun büyük ölçüde çözümleneceği, Dicle nehrinin kenarına yapılacak tesisin arıtma sistemi bulunacağından Dicle ye hiçbir zarar vermeyeceği öngörülmektedir. Şu anda kente giren etlerin % 20-30 unun kaçak kesim olduğu tahmin edilmektedir. Dicle nehrinin kirlilik sorununun sürdüğü, özellikle nehir kenarındaki kamu/özel hemen tüm tesislerin (Dicle Üniversitesi örneği) artıma tesisi hiç olmaksızın ya da çok yetersiz arıtma işlemleri ile kirlilik kaynağı olduğu vurgulanmıştır. Köylerde belediye ekipleri tarafından sıtmaya karşı ilaçlama yapıldığı, bu amaçla geçen yıl ilaçlama için yaklaşık 1 trilyon TL harcandığı, sıtma ile ilgili çalışmalarda Đl sağlık müdürlüğü ile yeterli bir işbirliği ve koordinasyon sağlanamadığı gözlenmiştir. DĐSKĐ su arıtım tesisi Kentin su gereksinimi Dicle barajından sağlanmaktadır. Dicle barajından, arıtma tesisine çekilen sular bir dizi aşamadan geçirilmektedir. Fransız lara ait olan su arıtım sistemi, salt biyolojik arıtma yapmaktadır. Ham su, öncelikle dengeleme tankında havalandırılmakta, ardından bakteri yükünü azaltılması için ön klorlama yapılmaktadır. Hızlı karıştırıcıda kimyasal madde ve kirlenme varsa permanganat, aktif karbon vb. maddeler eklenmektedir. Dağıtım odalarına ve daha sonra durultucuyu bölmeler alınan suda daha sonra biyolojik arıtma yapılmaktadır. Biyolojik arıtımı tamamlanan su, temas tanklarına ve temiz su tanklarına alınarak son klorlama yapılmaktadır. Bekletildikten sonra depolara alınan su, kente gönderilmektedir. Günlük, haftalık ve aylık analizler ile su sürekli kontrol edilmektedir. Depo 40 bin ton su kapasitesine sahip olup, su kesintisini durumunda yaklaşık 3-3.5 saat kente su sağlayabilmektedir. DĐSKĐ atık su arıtım tesisi Tesiste, atık sudaki katı maddeler, Arşimet pompası ile parçalanmakta, ardından 3 aşamalı mekanik arıtmadan geçirildikten sonra kum tutucu havuzlarda dinlendirilerek içindeki bakteriler parçalanmakta, ardından bir süre çöktürülmeye bırakılmakta ve arıtılmış su olarak Dicle ye verilmektedir. Atıklar, çürütme işlemine tabi tutulmakta ve metan gazı elde edilmektedir. Elde edilen metan gazı bir depoda toplanmaktadır ve henüz ne için kullanılacağı belirlenmemiştir. Arta kalan çamur, sıkılaştırıldıktan ve kurutulduktan sonra gübre olarak kullanmaktadır. Tesisin en dikkat çekici noktası çürütme ve metan gazı üretme bölümü bile varken biyolojik ve kimyasal- arıtma yapamamasıdır. Verilen bilgiye göre 2010 yılında kadar biyolojik arıtma tesisi de devreye girecektir. Tesisin toplam maliyeti 400 trilyon TL dir. Bu miktarın büyük bir kısmını dış krediler oluşturmaktadır (32 milyon Euro su Alman Kalkınma Bankası tarafından kredi, 60 trilyon TL si ise hibe). Gambusia üretim alanı Đl Sağlık Müdürlüğü Sıtma Savaş Birimi ekiplerinin eşliğinde Gambusia üretim alanı olarak kullanılan köyde incelemelerde bulunuldu. Gambusia lar sıtma etkeni olan anofel larvalarını yiyen küçük balıklardır. Geniş jit alanlarına konularak larva savaşı yapılmaktadır. Tek olumsuzluğu çok küçük olması nedeniyle daha büyük balıklara yem olma riskidir. Dünya Sağlık Örgütü bu alana Gambusia balığı bağışında bulunmuş, bu alanda üretim yapılmasını desteklemiştir. Sözü geçen alan, kente birkaç kilometre uzaklıkta bir köyde yer almaktadır.

Diyarbakır ili sağlık göstergeleri Büyükşehir belediyesi olan ilde, 13 ilçe, 14 tane belde ve 852 tane köy yer almakta, toplam 227 154 hane bulunmaktadır. Đlin yüzölçümü 15 058 km 2 olup, 2004 yılı ETF kayıtlarına göre nüfusu 1 476 507 kişidir. Nüfusun % 50.8 i erkek, % 49.2 si kadındır. Nüfusun % 78.3 ü kentte yaşarken, % 21.7 si kırda yaşamaktadır. Hane başına ortalama 6.5 kişi düşmektedir. 1990 2000 yılları arasında nüfus % 22 oranında artmıştır. Đlde 76 sağlık ocağı, 204 sağlık evi bulunmaktadır. Sağlık ocaklarının % 9 unda (7 tane) hekim, sağlık evlerinin % 88 inde (180 tane) ebe yoktur. Sağlık ocağı başına 19 428 kişi düşmektedir, ki bu olması gereken sayının oldukça üstündedir. Özellikli bir sağlık ocağı olan Bağlar Sağlık Ocağı bölge nüfusu 85 000 dolayındadır. Sağlık kurumu sayısı, çalışanı ve donanımı yetersizdir. Yıllık ortalama bebek izlem sayısı 1.42 (Türkiye için ortalama 3.23), gebe izlem sayısı 0.34 (Türkiye için 1.68) tür. Tablo 3 te 2001 yılı ve sonrasına ait nüfus ve sağlık göstergeleri verilmiştir. Tablo 3: 2001 yılı ve sonrasına ait nüfus ve sağlık göstergeleri Nüfus ve Sağlık göstergeleri 2001 2002 2003 2004 Yıl Ortası Nüfus 1 389 1 417 1 446 1 476 962 762 139 507 0-4 yaş Nüfus 201 544 205 575 210 701 215 125 15-49 yaş Kadın 331 440 338 068 344 764 352 004 Canlı Doğum Sayısı 21 562 21 476 19 179 23 472 Kaba Doğum Hızı (%o) 15.5 15.1 13.3 15.9 Bebek Ölüm Hızı (%o) 57.5 17.9 30.0 28.7 Anne ölüm hızı (%ooo) 550.0 293.0 420.0 251.0 Kaba Ölüm Hızı (%o) 2.6 2.4 3.0 1.5 5 yaş altı çocuk ölüm hızı (%o) 89.0 23.0 51.0 33.8 Genel Doğurganlık Hızı (%o) 65.0 63.5 55.6 66.6 Tablo 3 te görüldüğü gibi son dört yılda nüfus artışı çok fazla olmamıştır. Canlı doğumlarda çok hafif artış gözlenmiştir. Anne ve çocuk ölüm hızları azalmış görünmektedir. Genel doğurganlık hızı aynı seyretmektedir. 2000 yılından sonra devreye giren temiz su arıtma tesisi ve yenilenen su şebekesi sayesinde kentin hemen tümüne temiz su sağlanmaktadır. Ayrıca kanalizasyon şebekesinin yenilenmesi ve atık su arıtım tesisi ile atık su daha sağlıklı bir şekilde Dicle ye verilmektedir. Atık su arıtım tesisinin en büyük sıkıntısı ise, salt mekanik arıtma yapmasıdır. Biyolojik arıtıma 2010 yılında başlanacağı belirtilmektedir. En temel çevre sağlığı sorunu katı atık yönetimidir. Saat uygulamasıyla, çöplerin toplanmasındaki sorunları büyük ölçüde gideren Belediye, topladığı katı atıkları hiçbir işlem yapmaksızın Şeytan Deresi bölgesinde depolamaktadır. Bu büyük bir çevre kirliliğine yol açmaktadır.

Đki tane hava kirliliği ölçüm aracı bulunmaktadır. Kışın özellikle kaçak kömür kullanıldığında hava kirliliği artırmaktadır. Altyapıya yönelik çalışmalar sayesinde ishaller, gastrointestinal enfeksiyonlar ve tifo belirgin düzeyde azalmıştır. Bölgede sıtma ve şark çıbanı savaşı devam etmektedir. Dikey örgütlenmenin kaldırılması ve sıtma ile savaşının sağlık ocaklarına devredilmesi gerekliliğine karşı sağlık ocakları bu işi üstlenmekten kaçınıyor hatta, sağlık ocaklarından hiç kan alınmaması pasif sürveyansı biraz sekteye uğratmaktadır. 06/07/2005 Çarşamba (Batman) Batman Sağlık Müdürlüğü Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Vechettin Özer den Batman ili, sağlık durumu ve sorunları hakkında bilgi alındı. Özellikle Batman ziyaretinden bir gün önce basında yer alan BATMAN DA AKUT GASTROENTERĐT SALGINI olduğu haberinin bir haber ajansının var olan sayıları abartılı göstermesi ile ortaya çıkmış olduğu öğrenildi. Dr. Özer Batman Đli nin idari olarak Siirt e bağlı iken var olan altyapı sorunlarının son 2 yıldır hızla çözümlenmeye başladığını, ilde halen en önemli sorunlardan birinin içme sularında FENOL bulunması olduğunu, şehirde genel olarak su sıkıntısı yaşandığını belirtti. Halen suyun ulaşamamış olduğu susuz köy ler olması nedeniyle Köy Hizmetleri nin köylerde kuyu kazma işlemlerine başlamış olduğu ve Sağlık Müdürlüğü nün açılan kuyulardan örnek alarak denetimler yaptığı belirlendi. Edinilen bilgilere göre özellikle köylerdeki tuvaletlerin çoğu sağlıksızdı. Ancak klorlama çalışmaları genel olarak yeterli düzeyde idi ve alınan su örneklerinin analizlerinde de genel olarak bakteriyolojik ve kimyasal sonuçların çoğu uygun olarak değerlendirilmekteydi. Ayrıca bölgede bulaşıcı hastalıklarda genel olarak önceki yıllara oranla belirgin bir azalma olduğu belirtildi. Geçen yıl ilk 6 ay sıtma olgu sayısı 312 si bölge içi ve 148 i bölge dışı olmak üzere 460 olgu iken, bu yılın ilk 6 ayında, 110 u bölge içi ve 89 u bölge dışı kaynaklı olmak üzere toplam 199 olgu belirlenmiştir. Sonuç olarak sıtma olgu sayısında her yıl ortalama % 50 ye yakın bir azalma görüldüğü ifade edilmiştir. Đlde toplam 35 sıtma personeli bulunmaktadır. Sıtma laboratuarına ek olarak gezici hizmet veren gezici laboratuarlar da bulunmakta olup, bu şekilde her bölgeye hizmet verilebilmektedir. Bunun yanı sıra, 2004 yılı içinde Sason ilçesinde ortaya çıkan 20 Şark Çıbanı olgusu bulunduğu ve bölge Diyarbakır il sınırında yer aldığından, kaynağın Diyarbakır düşünüldüğü öğrenilmiştir. Bölgede tifo hastalığı tanısında da büyük sıkıntı yaşanmakta olduğu tanının Latex yöntemi ile titre bakılarak konması ve kültür, Ig ile doğrulama şansı bulunmaması nedeniyle daha önce etken ile karşılaşan tüm hastalara yanlışlıkla Tifo tanısı konabildiği ifade edilmiştir. Alınan bilgilere göre bölgede kolera olgusu görülmemektedir ancak bu yıl içinde 2 adet Meningokoksik Menenjit tanılı olgu saptanmıştır. Kent halkının % 50 sinden fazlasının gecekonduda yaşamakta olduğu, il merkezi nüfusunun 280 000 olarak belirlendiği, merkezde toplam 13 sağlık ocağı bulunduğu ve geçen yıla kadar sağlık ocaklarında oldukça fazla hekim açığı olduğu, ancak bu yıl sözleşmeli gelen sağlık çalışanları ile açığın azaldığı belirlenmiştir. Đl Sağlık Müdürlüğü yöneticileri, özellikle sözleşmeli personelin genelde maaşlarının da daha yüksek olmasından dolayı daha iyi ve istekli çalıştığı yorumunu yapmaktadırlar. Ayrıca toplam kalite çalışmaları için bir firma ile anlaşılmış ve hizmet satın alınıyor

olduğu, sistemi kurma işinin firma tarafından yapılacağı, bedelinin de döner sermayeden karşılanacağı belirtilmiştir. Yetkililerce, bölgede doğurganlığın yüksek olduğu ancak elde edilen verinin güvenilir olmadığı bu yıl ilk kez yapılacak olan ETF sonrasında daha güvenilir verilere ulaşılabileceği, bunun yanı sıra her ocakta en az bir RĐA takma sertifikası olan personel bulunduğu ifade edilmiştir. Dr.Özer e göre bölgenin en önemli sağlık sorunu bağışıklama oranlarının düşüklüğü ve özellikle Rafineri sebebi ile ortaya çıkan çevre kirliliğidir. Ancak hava kirliliği ölçümleri ile ilgili net bir bilgi alınamamıştır. TÜPRAŞ, Termik Santral ve halkın kış aylarında tükettiği kalitesiz kömür yüzünden kirlilik oranının giderek artmakta olduğu vurgulanmıştır. Hızlı kentleşmenin getirdiği sağlık sorunları ve yoksulluk da önemli sorunlar arasında yer almaktadır. Köy ve gecekondu bölgelerinde malnütrisyonun yoğun olduğu, buna karşın annelerin bebeklerini genel olarak uzun zaman kendi istekleri ile emzirdikleri, bölgede iyotlu tuz kullanım oranının gözlemlere göre az olduğu, özellikle kaya tuzu kullanımının yoğun olduğu bir bölgede guatr olgularına sıkça rastlandığı belirtilmiştir. Alınan bilgilere göre, halkın yaklaşık % 50 sinin Yeşil Kart sağlık güvencesine sahip olduğu, % 5 oranında da sağlık güvencesi olmayan bir kesim bulunduğu öğrenilmiştir. Batman Sağlık Müdürlüğü sunumundan notlar: 2002 yıl ortası nüfusu: 456 734 (Kent Nüfusu: 304 166, Kır Nüfusu: 152 568) Đlde, Batman, Kozluk ve Sason Devlet Hastanelerinin yanı sıra bir Verem Savaş Dispanseri (VSD), iki Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması (AÇSAP) Merkezi,bir Sıtma Savaş Birimi, bir Halk Sağlığı Laboratuarı, 28 sağlık ocağı, 55 sağlık evi (8 i açık), dört112 Acil Yardım ve Kurtarma istasyonu bulunmaktadır. Đl genelindeki 3 hastanedeki toplam fiili yatak sayısı 210, toplam poliklinik sayısı 170 364, toplam uzman hekim sayısı 46 dır. Batman ilinde 2004 te 84 pratisyen hekim (58 i 657, 26 sı 4924 sayılı kanuna bağlı olmak üzere) görev yapmakta olup bu hekimlerden 57 si birinci basamak hizmeti vermektedir. Yine 2004 yılında ilde yeşil kartı olan toplam 188 984 kişi bulunmaktadır. 2004 yılı Çevre Sağlığı Şube Müdürlüğü denetim çalışmaları içerisinde yapılan 5 684 denetimden 5 413 ü Uygun, 271 i Uygun Değil olarak değerlendirilmiştir. Yapılan 342 bakteriyolojik su analizinin 289 u Uygun, 53 ü Uygun Değil olarak; 67 kimyasal su analizinin ise 49 u Uygun, 18 i Uygun Değil olarak değerlendirilmiştir. 2004 yılı AP yöntem kullanımı, % 37.63 yöntem kullanmayan, % 34.51 etkili yöntem kullanan ve % 27.86 etkisiz yöntem kullanan olarak belirlenmiştir. 2004 yılında 3168 kişiye talasemi taşıyıcılık testi yapılmıştır. Yakalanan taşıyıcı sayısı 282 dir. 2004 yılı ilk 9 ayı içinde sıtma savaşı amacı ile alınan kan sayısı 37 994 si aktif, 14 912 si pasif olmak üzere toplam 52 906 dir. 100 aktif ve 1 241 pasif kan alma sırasında olmak üzere toplam 1 341 olgu yakalanmıştır. Olguların 715 i dışardan gelen ve 626 sı ise yerlidir.

Batman Halk Sağlığı Laboratuarı Su laboratuarı Laboratuarda görevli bir Biyokimya Uzmanı ve bir Çevre Sağlığı Teknisyeni tarafından bakteriyel ve kimyasal su analizleri yapılabilmektedir. Şebeke suyu analizleri genel olarak Uygun olarak değerlendirilmektedir. Talasemi, Seroloji laboratuarı Kayıtlı 163 Talasemi olgusu için kurulmuş olan bir Talasemi Derneği bulunduğu, hastaların çoğu Yeşil kartlı olduğu, taşıyıcı olduğu belirlenen kişilere haftada 2 gün (pazartesi- perşembe) konu ile ilgili eğitim verildiği, bölge halkının eğitim eksikliği ve inançları nedeniyle (Allah verdi, Allah alır) riskli olduğu halde doğum yapmak istediği, Talasemi bakısının 120 milyon TL olduğu, güvencesi olan hastalardan ücret alınmadığı, ayrıca, HBV de Batman da oldukça yaygın olduğu, yaklaşık her 10 kişiden birinin HBV taşıyıcısı olduğu yönünde gözlemler bulunduğu belirlenmiştir. Biyokimya laboratuarı Batman Đl Halk Sağlığı Laboratuarı Biyokimya biriminde rutinde 18 parametre çalışılabilmektedir. Merkezde bulunan 10 Sağlık Ocağı, 1 AÇSAP Merkezi, 1 Eğitim Sağlık Ocağı ve 1 VSD den her sabah servis ve özel taşıma çantaları yardımı ile alınan kanlar laboratuara getirilmekte, tetkik sonuçları aynı gün geri gönderilmektedir. (18 parametre Biyokimya tetkiki=48 YTL, ASO ve CRP bakılmayacak olursa=35 YTL, CBC=5 YTL). Çalışanlarla yapılan görüşmede, çalışanlar Hiperkolesteroleminin sık gözlendiği, Đlde özellikle kırmızı et ve hayvansal gıdadan zengin beslenmenin sonucu olarak Kardiovasküler hastalıklar ve genç yaş grubu Miyokard Đnfraktüsü (MI) lerine sıklıkla rastlandığı yönünde gözlemlerini aktarmışlardır. Laboratuarda kullanılan cihaz ve malzemelerin, bedeli döner sermayeden karşılanmak üzere hizmet satın alma yöntemi ile sağlandığı, kullanılan araçlar ve çalışanın bir firmaya ait olduğu (taşeronlaştırma), Müdürlüğün araç kirası vb. için ek bir ödeme yapmadığı, ancak düzenli olarak hizmet (kit) satın aldığı belirlenmiştir. Birimde günde ortalama 120-130 kan örneğinin biyokimyasal olarak incelendiği, tüm tetkikler 1. basamaktan sevk zinciri ile geldiği ifade edilmiştir. Gıda laboratuarı Birimde gıda analizi için gerekli donanım olduğu halde, eğitimli personel yokluğundan dolayı yapılamamaktadır. Batman Tüpraş Petrol Rafinerisi Rafineri Hakkında Genel Bilgiler Batman Türkiye nin ana rafinerisi olma özelliği taşımaktadır. Aliağa, Kırıkkale, Đzmit ve Batman Rafinerileri yılda 27.6 milyon ton üretim yapmaktadırlar, Türkiye nin yıllık ihtiyacı olan 33 milyon tonluk üretimin 29 milyon tonu TÜPRAŞ tarafından karşılanmaktadır. Türkiye de ilk rafineri 1930 larda Đstanbul da kurulmuş, 4 yıl sonra kapanması üzerine ve 1940 lardan sonra Güneydoğu Anadolu Bölgesi de petrol bulunması üzerine 1954 yılında Barman Rafineri si faaliyete geçmiştir. Kurum ülkemizde ham petrol işleyebilen tek rafineri, diğer rafinerilerce sadece işlenmiş petrol işlenebilmektedir. Rafineri aynı zamanda Türkiye asfalt ihtiyacının % 35 ini de karşılamaktadır. Türkiye Petrolleri Üretim Bölgeleri nden boru hatları ile gelen ham

petrol, % 80 oranında su içerdiğinden, içindeki tuzlu suyun bir kısmı alındıktan sonra dinlendirilmekte, daha sonra 35-40 C de ısıtılarak suyun dibe çökmesi sağlanmakta, 120-130 C de ısıtıldıktan sonra desaltize edildikt en sonra ortalama 350 C de bileşenlerine ayrılmaktadır. Ham benzin yeniden bileşenlerine ayrılarak benzin elde edilmektedir. Üretilen benzin dinlendirilmekte, yeniden suyu çekilmekte ve gereken yerlere gönderilmektedir. Rafinerinin yıllık 1 milyon ton kapasitesi bulunmaktadır. Rafineride şu anda sadece kurşunsuz benzin üretilmektedir. Rafinerinin, 190 m³/saat kapasiteli rafineri atık su ve 25 m³/saat kapasiteli evsel atık su ünitesi bulunmaktadır. Rafineri atık sularından yağ tekrar kazanılmakta tankere geri verilmekte, kısmi olarak arıtılan su doğrudan civardaki dereye dökülmektedir. Verilen bilgiye göre atık sularda biyolojik arıtma da yapılmaktadır. Çalışan sağlığı Đşyeri sağlık birimi Rafineri yetkililerinden alına bilgiler göre kurumda 550 işçi çalışmaktadır. Đşyeri Sağlık Birimi nde 1 hekim, 1 sağlık memuru ve 1 hemşire olmak üzere toplam 3 çalışan bulunmaktadır. Birimde fenol ölçümü yapılabildiği, işe ilk giriş sırasında göz bakısı ve rutin bakının ardından biyokimya ve CBC tetkikleri yapılarak işe giriş formu doldurulduğu ve kişiye özel dosya açıldığı, çalışanlardan yılda 1 kez, Akciğer grafisi, CBC, biyokimyasal tetkikler ve Hepatit marker bakısı istendiği, kurumda, Sağlık Memuru tarafından 64 parametre biyokimya, 18 parametre CBC, direkt mikroskop bakısı, TĐT, periferik yayma, Giemsa ile boyama, sedimentasyon vb. birçok tetkik yapılabildiği gözlemlenmiştir. Çalışanın bilinen farklı hastalıklarının varlığı durumunda daha sık kontrol yapıldığı özellikle vurgulanmıştır. Belirli aralıklarla odyometrik ölçüm ile işitme testi de yapılmaktadır. Günümüze kadar kurumda karşılaşılan hiçbir meslek hastalığı saptanmamıştır. Đşyeri Sağlık Birimi nde günlük ortalama 30-40 poliklinik başvurusu olmaktadır ve birimin temelde işçiler ve lojmanlarda yaşayan aileler ile ilgili yükümlülükleri bulunmaktadır. Bölge yakınında kurulmuş olan bir barajın kurum için gerekli suyu sağladığı, proses içinde Kurşun un, tamamen kapalı sistem içerisinde işlem gördüğü, risk oluşturmamasına karşın yılda bir kez kurşun ölçümü için alınan örneklerin Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi tarafından değerlendirildiği, iş kazaları görülme sıklığının da oldukça az olduğu ifade edilmiştir. Genelde yanık (buhar), sıyrık vb. küçük sorunlar veya yüksekten düşme, görülen kazalar arasındadır.đş güvenliği kurallarına genelde uyulduğu, kurumda baret, bot ve gözlük kullanımı zorunlu olduğu ifade edilmiştir. Petrol rafinerisi, yarattığı çevre kirliliği ve getirdiği sağlık sorunları tartışma Kurumun Gayri Sıhhı Müessese (GSM) ruhsatı bulunmadığı öğrenilmiştir. Yetkililerce kurumda bulunan Atık Su Ünitesi nin deşarj limitlerine uygun olduğu, ortaya çıkan katı atıklardan uygun olanların belediye çöplüğüne, metallerin yılda 2 kez Makine/Kimya Kurumu na gönderildiği, tehlikeli atıkların Đzmit teki ĐZAYDAŞ tarafından zararsızlaştırıldığı, tıbbi atıkların ise belediye tarafından, haftalık olarak toplandığı ifade edilmiştir. 2004 yılı Kasım ayında uluslar arası bir firma ile yapılan ihale sonucunda TÜPRAŞ ın 5 rafinerisinin çevresel yükümlülükleri ölçüldüğü, raporun 2005 yılı Mayıs ayında kuruma ulaştığı ve kurumun Emisyon Đzni için yapmış olduğu bir başvuru bulunduğu, emisyon Đzni nin alınması ile GSM başvurusunun sonuçlanmasının da kolaylaşacağı belirtilmiştir. Alınan bilgiye göre, şu anda 4 bacadan 2 sinde kükürt dioksit değerleri kabul edilebilir sınırın üstündedir. Ancak alınacak olan önlemler (kömür yerine doğalgaz kullanımı) ile 2007 ye kadar bu sorunun çözümlenmesi planlanmaktadır. 2005 yılı

içinde yapılan gürültü ölçümlerinde tesiste Gürültü olmadığı sonucu çıkmıştır. Açıldığından bu yana kurumda endüstriyel ya da çevresel büyük bir kazaya rastlanmamıştır ve Kurumda her iki ayda bir kez (sıra ile, 1 kez haberli ve 1 kez habersiz) tatbikatlar yapıldığı bunun yanında her yıl 1 kez çalışanlar Yangınla Mücadele Eğitimi aldığı belirtilmiştir. Batman-Siirt Tabip Odası ziyareti Batman da ziyaret edilen Tabip Odası na bölgede görev yapmakta olan toplam 390 hekimden ortalama 300 ü üye olduğu, odanın Đş Sağlığı ve Pratisyen Hekimlik Komisyonları aktif olarak çalıştığı öğrenilmiştir. Đl Tabip Odası Başkanı aynı zamanda Đl Đnsan Hakları Komisyon üyesidir. Alınan bilgiye göre, ilde genel olarak pratisyen hekim açığı bulunmaktadır. Birinci basamakta çalışan hekimlerde de poliklinik dışında özellikle koruyucu sağlık hizmetlerine yönelik çabanın olmadığı vurgulanmıştır. Bulaşıcı hastalıklar ile ilgili olarak, Hepatit-B ve Brucella görülme sıklığının yüksek olduğu belirtilmiştir. 07/07/2005, Perşembe-Bitlis Çatakköprü Köyü Sağlık Ocağı GES in beşinci günü Batman-Bitlis güzergahında yer alan Diyarbakır-Batman Đl sınırındaki Çatakköprü Sağlık Ocağı ziyaret edilmiştir. 7000 nüfusa hizmet veren köy tipi sağlık ocağında hekim yoktu. Ocakta 2 hemşire, 1 ebe, 1 sıtma işçisi ve 1 hizmetli görev yapıyordu. Çalışanların çoğunun da izinli olmasıyla hizmet alanı oldukça kısıtlıydı. Sağlık Ocağı lojmanı ebe, hemşire, sıtma işçisi ve hizmetli tarafından kullanılmaktaydı. Ocağın kapısında asılı duran Şartlı Nakit Transferi listesi oldukça düşündürücü idi. Ocak ve bölge hakkında bilgi alınan ebe hanım ocakta kısa bir süre önce sözleşmeli olarak çalışmaya başlamıştı. Düzenli bir şekilde hizmet verdiklerini ve aşıların atlanmadan yapıldığını, köyde şu an halen izlenmekte olan 51 bebek, 242 çocuk ve 50 gebe olduğunu, köyde annelerde anne sütü verme ve 1 yaşa kadar ek besin vermeme alışkanlığı bulunduğundan malnütrisyona fazla rastlanmadığını söyledi. Aşılarını Silvan 2 No lu Sağlık Ocağı ndan aldığını söylemesi ise dikkat çekici idi! Günlük ortalama 10 kişinin sıtma için kan aldırmak amacı ile ocağa başvurduğu belirtildi. Bölgeyi ve bölge halkını daha iyi gözlemlemek amacı ile 5 gün önce evde doğum yapmış bir anneyi ve bebeğini izlemeye giden ebe ile ev ziyareti yapıldı. Bitlis Sağlık Müdürlüğü Sağlık Müdür Yardımcısı Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Yılmaz Palancı nın sunumundan notlar: 2004 DĐE verisine göre Bitlis Đli nüfusu, 388.000, yine 2004 ETF verisine göre Bitlis Đli yıl ortası nüfusu 301.112. Gözlemlere dayalı tahmini rakam ise, yaklaşık 340.000 kişi. Đl merkez nüfusu ortalama 45.000 dolaylarında. Đlde Van Gölü ne kıyısı olan ilçelerde (Adilcevaz, Ahlat, Tatvan) personel sıkıntısı pek yok, ancak diğer bölgelerde yoğun bir personel sıkıntısı var. Hem sağlık ocaklarının yerleşimi hem de hekim ve diğer çalışanların dağılımı dengesiz.

Şu anda mevcut sağlık evlerinin (80 tane) sayısı çok fazla. Yaklaşık 30 sağlık evine gereksinim var. Bu yıl 16 tanesi oturulacak durumda. Var olan 29 Sağlık Ocağı ndan 13 ünde hekim yok. 4 ocakta da ortalama 1-2 personel var. Đlde sadece 1 adet, merkezde çalışan Çevre Sağlığı Teknisyeni var. Adilcevaz ilçesinde açılmış olan Onkoloji Hastanesi bu yıl Devlet Hastanesine çevrildi. Çevre Sağlığı (çevre sağlığı değil, gıda kontrolü )ile ilgili tüm analizlerin Tarım Bakanlığı na devri ile Müdürlükteki cihazlar işlevsiz kaldı. Tarım Bakanlığı tarafından da analiz yapımı henüz başlamadığından bu konuda bir boşluk doğuyor. Đl genelinde Brucelle olgusu sık görülüyor. Kaynamamış ve yeteri kadar bekletilmemiş sütten yapılan peynir buna sebep olarak gösterilebilir. Đlde toplam 75 adet tedavi alan tbc. li olgu var. Bakanlıktan bu yıl istenen 140 milyar TL lik ödenek ile 14 adet araç kiralanarak ilçe merkezlerinde hizmet vermeleri sağlandı. Eğitimler hızlandırılarak her sağlık ocağına en az 1 BCG aşısı yapabilecek eğitimli personel sağlandı. Bitlis te 1100 sağlık personeli var. Bunların ortalama 350 tanesi sözleşmeli. Đl Yüzölçümü:6.707 km², Đlde 7 ilçe, 16 Belediye, 340 Köy ve 304 Mezra bulunuyor. 2004 ETF Nüfusu 301 112, 15-49 Yaş Kadın Nüfusu 71 367, 0 Yaş Aylık Hedef Nüfus 828, 0 Yaş Yıllık Hedef Nüfus 9 936 Sunuma kısa bir süre katılan Đl Sağlık Müdürü, sağlık hizmeti sunumu konusundaki düşüncelerini belirtti. Đkinci basamağın özelleşmesi gerektiğini, sağaltım hizmetlerinin tümüyle özel sektöre bırakılması gerektiğini ifade ederek konu ayrıntıları ile tartışılamadan toplantı salonunu terk etti. Bitlis Halk Sağlığı Laboratuarı Đlde, Sağlık Müdürlüğü, Halk Sağlığı Laboratuarı, AÇSAP Merkezi, 1 No lu Sağlık Ocağı, eski Devlet Hastanesi binası içinde, yapısal olarak birbiri içine geçmiş durumda bulunduğu, kurumların bir araya taşınma nedeni olarak daha az yakıt harcama vb. bazı gerekçeler öne sürüldüğü, laboratuarda görevli 1 müdür ( sağlık teknisyeni), 1 laborant, 1 kimyager, 1 memur, 1 hizmetli v 1 kaloriferci olduğu, birimde bakteriyel su analizi, titrasyon ile (Grubbel-Widal) tifo ve brucella tetkikleri ve portör muayeneleri yapılabildiği belirlendi. Bölgede, alınan bilgiye göre Talasemi olgusuna pek rastlanmadığı, hava kirliliği ölçümü için kullanılan tek aracın bozuk olduğu, bu nedenle görevli sağlık teknikeri ve kimyagerin ölçüm yapamadıkları, kış aylarında özellikle kalitesiz kömür kullanımına bağlı çukur bölgelerde hava kirliliği görüldüğü alınan bilgiler arasında yer almıştır. Bitlis AÇSAP Merkezi Bir pratisyen hekim ile 3 ebe ve 1 hemşirenin görev yapmakta olduğu kurum poliklinik, AP çalışmaları ve gelen anne ve çocukların izlemleri dışında hizmet vermediği, taşınma işleri tam bitmediğinden RĐA uygulanamadığı belirtilmiştir.

Bitlis Eğitim Sağlık Ocağı 6000 nüfusa (2 mahalle ve 6 köy) hizmet edecek şekilde planlanan eğitim amaçlı sağlık ocağı yapımın tamamlandığı, ancak 1-2 ay sonra işlerlik kazanacağı konusunda bilgi verildi. Bitlis 1 No lu Sağlık Ocağı Kurumda geçici görevli 1 pratisyen hekim, 1 laborant, 3 ebe, 2 hemşire, 2 sağlık memuru (1 i sözleşmeli),1 tıbbi sekreter (sözleşmeli),1 memur ve 2 hizmetli bulunmaktadır. 2004 ETF sonuçlarına göre ocak nüfusunun 3900 dolaylarında olduğu, 2005 ETF sonuçlarına göre bağlı 6 köyde nüfusun 1900 olduğu, 2005 merkez ETF sayımlarının henüz sonuçlanmadığı belirlenmiştir. 2 eğitimli personel bulunmasına karşın BCG aşılarının yapılmadığı ve hemen karşıda VSD yer aldığından oraya yönlendirildiği ifade edilmiştir. Bitlis Altyapı Sistemleri Başhan-Karataş taki depolarda klorlanan kaynak suyu şehirde içme suyu olarak kullanılmaktadır. Alınan bilgiye göre, şehir atık suları, doğrudan hiçbir işleme tabi tutulmadan Bitlis Çayı na dökülmektedir. Enfekte ve evsel katı atıklar belediye tarafından karışık toplanmaktadır. Bu durum sağlık personeli, çöp toplayan kişiler ve çöp karıştırıcıları için büyük tehlike oluşturmaktadır. 08/07/2005, Cuma Muş Muş, sosyalleştirmenin başladığı il olduğu için ayrı bir özellik taşımaktadır. Sosyalizasyon kapsamında ilk açılan Sağlık Ocağı Muş merkezde yer alan 1 No lu Sağlık Ocağı dır. Hemen yanında yer alan 2 No lu sağlık ocağı da benzer tarihlerde açılmıştır. Bu iki sağlık ocağı, birkaç yıl önce yıkılıp, yerine eğitim sağlık ocağı yapılmıştır. Bu iki ocağa yakın tarihlerde açılan ve inşa edildiği halini korumakta olan Korkut ilçesi ndeki Sağlık Ocağı ziyaret edilmiştir. Korkut Sağlık Ocağı Korkut Sağlık Ocağı, Sosyalleştirme kapsamında ilk açılan sağlık ocaklarındandır ve Muş un küçük ilçelerinden Korkut ta yer almaktadır. Sağlık Ocağı, Sağlık Müdürlüğü yetkilileri eşliğinde ziyaret edilmiştir. Sağlık Ocağı nda ocak hekimi ve sağlık memurunun yanı sıra sosyalleştirmenin ilk yıllarında Korkut ta yaşamış olan Sait Bey de bulunmaktaydı. Ekip sağlık ocağı hekiminden kısaca bölge ve ocak hizmetleri konusunda bilgi alırken, Sait Bey de sosyalleştirmenin ilk başladığı yıllarda Korkut ta olan değişimden söz etti. Đl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri ve sorumlu öğretim üyesi Prof. Dr. Necati Dedeoğlu nun da katılımıyla karşılıklı deneyim paylaşımı şeklinde geçen toplantıda Sait Bey,ocağın yapımında çalıştığını, ocak yapımına 1962 de başlayıp 1963 te tamamlandığını ayrıca ilk yıllarda lojmanlarda her türlü ihtiyaç malzemesinin bulunduğunu, sağlık çalışanın her türlü gereksinimin karşılandığını belirtti. Halk yeni sisteme başta biraz direnç göstermekle birlikte zamanla alışmış. Sağlık çalışanlarının lojmanın yanı sıra çok iyi maaş almaları, sosyalleştirmede çalışan pratisyen hekimlere çalıştıkları ay başına TUS için 1 puan verilmesi gibi nedenlerle ve denetimlerin de oldukça sıkı olmasıyla ilk 10-15 yıl, her şeyin çok iyi gittiğini ancak 80 li yıllarda, bu düzenin bozulmaya başladığını anlattı. Sosyalleştirmenin tüm Türkiye ye yayılmasından sonra çalışanların ve ocağın gereksinimleri karşılanmaz olmuş. 1978 yılında ocağa gelerek 11 yıl süreyle bölgede çalışan Ayşe Ebe malzeme eksiğine rağmen hizmetin aksamadığından söz etti. Yılda en az 20 gün köyleri tek

tek dolaştıklarını, akşamları da merkez köyle ilgili biriken işleri tamamlamaları oldukça etkileyici idi. Bir köylünün sosyalleştirme hakkındaki sözleri: Gökte Allah, yerde Sosyalizo! Ocak personelinin ifadesine göre, büyük olasılıkla son 1 yıldır yeni yürürlüğe giren Şartlı Nakit Transferi yasasından yararlanabilmek için, yöre halkı AP yöntem kullanma oranlarında büyük düşüş görülmüş. Korkut Sağlık Ocağı Sağlık göstergeleri: Korkut Sağlık Ocağı 2005 yıl ortası nüfusu 4 738 kişi, hane sayısı 1 068 dir. Şu anda 2 hekim, 4 ebe (2 si sözleşmeli, 1 hemşire, 1 tıbbi sekreter (sözleşmeli), 1 sağlık memuru (sözleşmeli) ve 1 çevre sağlığı teknisyeni görevli. Ocakta 5 adet lojman var. Ebeler ayda bir kez sahaya çıkabiliyor. Yaz aylarında ortalama 100 kişi/gün poliklinik hizmeti veriliyor. Kışın hava şartlarının da etkisi ile sayı çok azalıyor. Mevcut laboratuarda temel idrar, kan tetkikleri, hepatit markerları vb. bakılabiliyor. Ancak şu anda sözleşmeli olarak çalışan laboratuar teknisyeni doğum izninde olduğundan geçici olarak durmuş. Bölge halkının sosyo-ekonomik düzeyi oldukça kötü. Evlerde kuyu suyu kullanımı yaygın. Bu nedenle 0-4 yaş çocuklarda AGE sıklığı çok fazla. Köylerde bulunan su depoları verilen bilgiye göre 2-3 ayda bir çevre sağlık teknisyeni tarafından klorlanıyor veya muhtara klorlamanın nasıl yapılacağı konusunda eğitim veriliyor.ayrıca ocakta akan suya yapılan bakiye klor ölçümü sonucu sudaki klor miktarı 0.01 ppm den düşük bulundu. Bölgede tuvaletler daha çok kuru tip. Çok hijyenik olmamakla birlikte en azından üstlerinin kapatıldığını ve yöre halkının hela taşı kullanma alışkanlığı olduğunu belirtildi. Bebek nüfusu 240. Kaba Doğum Hızı %o de 16.62 den (2003), %o 33.41 e (2004) yükselmiş, buna koşut olarak Genel Doğurganlık Hızı %o 139.84 den (2003), %o 251.74 e (2004) yükselmiştir. Aynı yıllar içerisinde, AP yöntemi kullananların oranı %28.42 den, %23.3 e düşmüştür. Kaba Ölüm Hızı 2003 yılında %o 24.71 iken, 2004 yılında %o 16.41 e düşmüştür. Muş Sağlık Müdürlüğü Muş sağlık Müdürü yıllardır Muş Sağlık Müdürü olarak görev yapan bir pratisyen hekim Dr. Kenan Akpolat ile görüşüldü. Görüşmede, ilin sağlık durumuna ilişkin net bir şekil çizilememiş olması dikkat çekiciydi. Alınan bilgiye göre, Muş ta 45 sağlık ocağı, 1 VSD olduğu, sağlık evlerinin sadece % 20.4 ünde ebe bulunduğu, sağlık ocaklarında hem hekim hem de yardımcı sağlık çalışanı açığının varolduğu, hastanelerde ise hekim açığı fazla olmamasına karşı, hekim dışı sağlık çalışanı eksikliği görüldüğü belirlenmiştir. Sözleşmeli çalışanlara birinci yılın sonunda tayin hakkı tanınmasının, çalışma düzenini bozduğu, eğitimli,

bölgeyi tanımaya başlayan çalışanların ilden ayrılmasına neden olduğu ifade edilmiştir. Muş Belediyesi Đl Sağlık Müdürlüğü nden sonra Muş Belediyesi ziyaret edilerek Belediye Başkanı Necmettin Dede ile görüşüldü. Görüşmede, kentin altyapısının kötü olduğu, o nedenle altyapı çalışmalarına öncelik verildiği, bu konuda çalışmaların yürütüldüğü belirtilmiştir. Đl merkezinde çöpler hiçbir işlem uygulanmaksızın dere yatağına boşaltılmaktadır. Yanı sıra, kanalizasyon, hiçbir işlem uygulanmadan dereye verilmektedir. Kentin su kaynakları da sağlıksızdır. Suyun klorlanması sağlanmakla birlikte su depolarının koşulları oldukça kötüdür. Şehrin su gereksinimi 410 L/sn olmasına karşı, verilebilen su miktarı 260 L/sn olarak belirtilmiştir. Kentin ana sokaklarında bulunan üzeri açık, geniş su kanallarının üzeri kapatılmaya çalışılmaktadır.belediyenin veterineri ve kentte mezbaha olmaması nedeniyle kaçak et kesiminin oldukça yaygın olduğu ve gerek su sistemi gerekse de mezbaha yapımı ile ilgili çalışmaların kardeş belediye olarak belirlenen Đstanbul BB tarafından yürütüleceği öğrenilmiştir. Verem Savaş Dispanseri 1 No lu Sağlık Ocağı yaklaşık 3 yıldır VSD binasında hizmet vermektedir. Hem VSD hem de Sağlık Ocağı nın fiziksel koşullar açısından oldukça olumsuz koşullarda hizmet vermeye çalıştığı gözlemlenmiştir. Dispanser Başhekiminden alınan bilgilere göre, Đl de Tbc. son yıllarda artış gösterdiği düşünülmektedir. Muş un tüm Verem ile savaşımı bu kurum aracılığı ile yapılmakta ve halen aktif olan 70 hasta kayıtlı bulunmaktadır, hastaların 3-4 üne ulaşılamadığı ifade edilmiştir. Kurumda, 2 hekim, 4 hemşire, 1 röntgen teknisyeni, 1 ayniyat saymanı ve 1 hizmetli görev yapmaktadır ve laboratuar ve laboratuar teknisyeni bulunmamaktadır.doğudan gözetimli Tedavi (DGT-DOTS) uygulandığı, bu uygulama yapılırken sağlık ocaklarından destek istendiği, Sağlık Ocakları ve eczanelerle iletişimleri iyi olduğu, hem eczanelerin, hem de ocakların gerektiğinde bildirimde bulundukları öğrenilmiştir. BCG aşısı sadece Cuma günleri yapılmaktadır. Halen ilde 25-30 hemşire ya da sağlık memuru aşı yapma konusunda eğitimli olduğu, direkt balgam bakısı yapılamadığı için kuşkulu olgular sevk edildiği, araç olmadığı için alan hizmeti vermekte sıkıntı yaşandığı, buna rağmen, askeriye, cezaevi, okul gibi kalabalık yerlerde düzenli tarama yapıldığı, ayrıca Diyarbakır dan gelen bir ekip aracılığı ile gezici hizmet sunulduğu belirlenmiştir. Olguların % 90 ı akciğer tüberkülozudur ve takiplerinde en temel sıkıntı sıtmada olduğu gibi ilaç devamsızlığı olarak ifade edilmektedir. Hastalar bulgular azaldıktan sonra ilaç kullanmayı bırakmaktadırlar. Đlaçlar ücretsiz olarak VSD lerden karşılanabilmektedir. Ayrıca sosyal güvenlik kurumları da bu ilaçların ücretlerini ödenebilmektedir. Bu nedenle özellikle sağlık güvencesi SSK olan bireyler doğrudan SKK hastanesine başvurmayı tercih edebilmektedirler. Bu durum da kayıtsız vakalara neden olabilmektedir. Muş - Çöp Toplama Alanı Muş kent merkezinin toplanan tüm çöpü kent merkezine birkaç kilometre ötesinde yer alan dere yatağına dökülmektedir. Kışın yağmur suları ile dere yatağı temizlenmekte (!) ve atıklar Dicle Nehri ne ve Keban Barajı na karışmaktadır. Depolama alanın çevresinde hiçbir korunak ya da tel örgü vb. bulunmamaktadır. Çöplük incelemesi sırasında çöp suları ve dere yatağına akan diğer suların oluşturduğu göletlerde çocukların yüzmekte oldukları görülmüştür.

Muş - Su Kaynakları Çöp depolama alanının yakınında yer alan su kaynakları, kentte yaşayanlarca piknik alanı olarak da kullanılmaktadır. Derinliği 150-200 m olan, farklı kuyulardan su çekilmekte, bu sular büyük depolarda toplanmakta ve klorlandıktan sonra kente verilmektedir. Klorlama ünitesinin bulunduğu bina oldukça eski ve iş sağlığı ve güvenliği açısından riskli bir bölüm olarak gözlenmiştir. Su kuyularının, kente, çöp depolama alanına ve sanayi tesislerine yakın olması da su kirliliği açısından risk oluşturmaktadır. Muş Sağlık Göstergeleri: 2004 yıl ortası nüfusu, 453 654 kişidir, 232 642 si (551.3) erkek, 221 012 si (%48.7) kadındır. Bu kişilerin 255 428 i (% 56.4) kentte, 198 226 sı (%43.6) kırda yaşamaktadır. Bebek nüfusu 9303, 0-4 yaş nüfusu 52 307 dir. 15-49 yaş kadınlar 90 182 kişi iken, 65 yaş üstü birey sayısı 11 250 dir. 2003 yılında 2 041, 2004 yılında 3 063 canlı doğum gerçekleşmiştir. 2003 yılında olan 1 983 doğumun 892 si (% 45.0) hastanede gerçekleşmiştir. Sağlık personeli olmadan yapılan doğumlara bakıldığında 1999 da doğumların % 49.8 i, 2000 de % 51.3 ü, 2001 de % 54.5 i, 2002 de % 48.4 ü, 2003 te % 47.8 i sağlık çalışanı olmadan gerçekleştirilmiştir. 2004 yılında doğan 3 063 bebekten 58 i bir yaşına gelmeden ölmüştür. Đlde bebek ölüm hızı (BÖH) %o de 18.94 olarak bulunmuştur. Erken neonatal BÖH %o 10.77, geç neonatal BÖH %o 2.29, post neonatal BÖH ise %o 5.88 dir. Yıllara göre bebek ölüm hızı tablo 5 te görülmektedir Tablo 5: Yıllara göre bebek ölüm hızı Yıl Ölü Doğum Hızı* Peritana l Ölüm Hızı* Erken Neonatan al Ölüm Hızı* Geç Neonatan al Ölüm Hızı* Neonatan al Ölüm Hızı* Post Neonatan al Ölüm Hızı* Bebek Ölüm Hızı* 2000 4.11 11.17 7.05 3.82 10.87 5.29 16.16 2001 3.28 14.32 11.04 6.86 17.9 17.6 35.5 2002 9.69 20.07 10.38 6.92 17.3 13.15 30.45 2003 8.82 16.66 7.84 3.43 11.27 10.78 22.05 2004 4.57 15.34 10.77 2.29 13.06 5.88 18.94 *1000 de