Benzer belgeler
============================================================================

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

Bettina Knab Tel: / Þu anda çocuðunuzla tedavi için hastanede bulunuyorsunuz. Bu elbette sizin ve aileniz için kolay bir durum deðil.


Örgüt Kültürü. da öðrenmek isteyecektir.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Liderlik Üzerine Bir Analiz

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

============================================================================

Emekli Assubaylar-ArsivSite1. Kayýt Tarihi: Mar 2004Nerede: istanbul, kadiköy, Türkiye.Ýletiler: 6.220

Sami Paþazade Sezai Kedi Öykülerinin En Güzelini Yazdý

1-Zihinsel kazanýmlar 2-Duyuþsal kazanýmlar 3-Bedensel kazanýmlar

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

SÖZCÜKTE ANLAM. Gerçek Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam Terim Anlam Sözcükler Arasý Anlam Ýliþkileri Anlam Olaylarý Söz Öbeklerinde Anlam

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Kaplumbaða h1zý ile ilerleyen toplama aþama sonunda 56'ya bu parçalarýn lazým olduðu anlaþýldý. :( :(

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

2016'nın ilk 5 ayını geride bırakıyoruz. Grup Göktürkler için bu dönem nasıl geçti?

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

TAKIM KURMA. 4) Üyeler arasýnda yüksek derecede güven duygusu geliþmiþtir. 2. TAKIM ÝLE ÇALIÞMA GRUBU ARASINDAKÝ FARKLILIKLAR :

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

A t t i l â Þ e n k o n

Eze meze Yýllar geçti geze geze. Neler gördüm neler! Daðlar gördüm yerden biter, gökte yiter. Daðlar gördüm kayalý, kayalarý oyalý.

Yýldýz Tilbe 1 ADAM OLSAYDIN. Söz-Müzik: Yýldýz Tilbe. Sevdim olmadý yar, küstüm olmadý yar. Kendini arattý, beni bulmadý yar

============================================================================

Yaz l Bas n n Gelece i

ÝLKER BAÞBUÐ'UN AÇIKLAMALARI

Sezen Aksu 2. Çok Ayýp. Söz - Müzik: Sezen Aksu. Kulaðýma geliyor, atýp tutuyorsun, ileri geri konuþuyorsun aleyhimde. Çok ayýp, çok ayýp.

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

============================================================================

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama Haftanýn Testi...25

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ


CHILL-OUT FESTIVAL BODRUM 2018

Editörler: Prof. Dr. Müberra Babaoðul Araþ. Gör. Uzm. E. Betül Sürgit

Seyfi Teoman Kısa film çekmeyi düşünmüyorum, çünkü maliyeti çok yüksek, geri dönüşü yok.


135 yýlý geride býrakan köklü bir mizah dergisi geleneðine sahibiz, ama mizah dergilerimiz

CRM-ERP yazýlýmýnda EN AKILLI ÇÖZÜM : INFRA CRM-ERP ÇÖZÜMLERÝ

Ýstanbul hastanelerinde GREV!


:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

2-Mayýs-Ýkod Mehmet Arsay Klasik Otomobil Müzesi Sucuk Partisi Gönderen : papatya54-28/04/ :46

ABD'DE ÝÞ SAÐLIÐININ YÜKSELÝÞ VE DÜÞÜÞÜ*

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

Dr. Ercan YAVUZ Türk Tabipleri Birliði SSK Kolu Çalýþaný Ýþyeri Hekimi

Sevgi Başman. Resimleyen: Sevgi İçigen

NEDİR? You know nothing müstakbel sponsor, you know nothing... yet


TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

SEDA ÜREN KURUMSAL

interview INTERVIEW Ernst WELTEKE Haziran 99

Kimler aptal olarak kabul edilir? Sanki bunu herkes biliyormuþ gibi ama bundan ne

Ortak Ýsmi Hisse Tutarý Ortaklýk Payý (%) Ýzulaþ A.Þ YTL 18,13. Ýzbeton A.Þ YTL 15,03. Ýzenerji A.Þ

EMO-Genç Yaz Eðitim Kampý Tamamlandý

Ýmece Evi. Ziyaret-2016

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

HAZİRAN 2015'İN TÜM KAPAK VE POSTER GÖRSELLERİ İÇİN TI KLAYIN!

ÇAĞDAŞ DÜNYA EDEBİYATI. Goscinny / Sempé. Öykü PITIRCIK KÜÇÜK PITIRCIK. Çeviren: Vivet Kanetti. 29. basım

*2012 Mart ayı sonunda çıkardıkları albümleri ile müzik piyasasına Zımba gibi giriş yapan grup ;

SADECE BİR ÇANKAYALI DEĞİLİM; ULTRA ÇANKAYALIYIM


1) İngilizce Öğrenmeyi Ders Çalışmak Olarak Görmek

FEN BÝLÝMLERÝ DERSHANESÝ

Kocaeli Bölgesindeki Halkla Ýliþkiler Uzmanlarýnýn Profiline Yönelik Bir Araþtýrma


Gümüşlük te Gitaristler Antik Taş Ocağında buluştu

ISBN :

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ

PricewaterhouseCoopers CEO Araştõrmasõ

Ferit Edgü YARALI ZAMAN BÝR DOÐU YOLCULUÐUNDAN NOTLAR

Kullanım kılavuzunuz AEG-ELECTROLUX EOB3612X EU R05

HAKKI DEREKÖYLÜ GÜZEL SANATLAR LİSESİ III. POPÜLER MÜZİK FESTİVALİ

ali hikmet ÞEYTAN UÇURTMASI

Lesson 21: Who. Ders 21: Kim

MÝMARLIK EÐÝTÝMÝNÝN DÖNÜÞÜMÜ

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3


Pratisyen Hekimlerin Akýlcý Ýlaç Kullanýmý Konusunda Bilgi ve Tutumlarýnýn Deðerlendirilmesi

Ruhumdaki. Müzigin Ezgileri. Stj. Av. İrem TÜFEKCİ. 2013/2 Hukuk Gündemi 101

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Çetin Öner. Roman GÜLİBİK. Çeviren: Aslı Özer. 26. basım. Resimleyen: Orhan Peker

Türk Kütüphaneciliði 21,1(2007), 75-87

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

YAZILI ÇALIŞMA TEKNİKLERİ. w w w. g e o m e t r i g o r m e t e k n i k l e r i. c o m. { } : boþ küme demek deðildir. ÇÖZÜMÜ:

ÝNTES ÝN AYLIK GELENEKSEL TOPLANTISI 01 HAZÝRAN 2001 TARÝHÝNDE ÝSTANBUL DA YAPILDI

Bir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$

FOTOÐRAFLAR VE TAZÝYE DEFTERÝ

TEMMUZ 2015'İN TÜM KAPAK VE POSTER GÖRSELLERİ İÇİN TI KLAYIN!

KAYSERÝ BÖLGESÝNDE ÇALIÞAN MAKÝNA MÜHENDÝSLERÝNÝN PROFÝLÝ ÜZERÝNE BÝR SAHA ARAÞTIRMASI

Kavruk Kýna. Gündüzleri, aþaðýda herkes benim için ayný; hepsi de anadan doðma elimin altýndan geçip

Kullanım kılavuzunuz AEG-ELECTROLUX EHG7835X

Bilgilendirme Rehberi

Yüz Nakli Doktorları Birbirine Düşürdü


Güzel Bir Bahar ve İstanbul

ÝÞYERÝ SAÐLIK BÝRÝMLERÝ VE ÝÞYERÝ HEKÝMLERÝ ÝLE ÝLGÝLÝ YENÝ YÖNETMELÝÐÝN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ


2011 Yılının En Çok Konuşulan Twitter Mesajları Twitter 2011 yılında, birçok ünlü, iş adamı, politikacı, dini lider, kanaat önderinin kendi

Transkript:

Selamlar, Geçen sayýnýn ardýndan yolladýðýnýz mailler için teþekkür ederek baþlamak istiyorum. Hala hepsini okuyamadým. Maillerinizde belirttiðiniz genel konu, derginin basýlý çýkmasý gerektiðiydi. Emin olun dergice biz de basýlý formatý tercih ederdik ancak içerisinde bulunduðumuz þartlar, özellikle teknolojik koþullarýn getirdiði avantajlar, þu aþamada online yayýncýlýðýn bizim için daha mantýklý olduðunu gösteriyor. Ancak bu yöndeki mailleriniz, doðru yolda yürüdüðümüzü göstermekte. Tekrar teþekkürler. Geçtiðimiz iki ay boyunca bir çok acý haber aldýk. Rick Wright'tan geçen sayýda bahsetmiþtik. Bahsetmediðimiz bir diðer önemli kayýp ise Sodom davulcusu Chris Witchhunter'dý. Eylül ayýnda kaybettiðimiz müzisyen, Thrash Metal tarihinin önemli davulcularý arasýnda yer almaktadýr. Huzur içinde yatsýn. Ekim ayýnda da Grip Inc.'in vokal sihirbazý Gus Chambers'ýn intihar ettiði haberi geldi. Son Grip Inc. albümü Incorporated" ile kariyerinin zirvesini yakalayan Chambers'ýn neden intihar ettiði muamma. Bu ay sayfa sayýmýzý yüksek tuttuk. Normalde bu kadar kabarýk bir içerikle yayýn yapmayý düþünmüyoruz ama bu sayý böyle olsun istedik. Geçtiðimiz ay gerçekleþtirilen 11. Uluslararasý Ankara Rock Station Festivali ile ilgili 14 sayfalýk festival raporumuz da buna etken oldu biraz. Sonraki sayýlarýmýzda online yayýncýlýðýn getirdiði sayfa sayýsý esnekliðini kullanmaya devam etmekle beraber daha stabil bir düzende ilerlemeyi planlýyoruz. Geçtiðimiz ayýn en önemli olayý kuþkusuz AC/DC'nin uzun yýllar sonra albüm yayýnlamasýydý. 18 ay sürecek dünya turneleri çerçevesinde ülkemize de uðramalarýný umut ediyoruz ve bu sayý kapaðýmýzýn baþ köþesinde yer vererek müzik hayatýnda 35 seneyi deviren AC/DC'yi saygýyla selamlýyoruz. Bir diðer beklenen albüm haberi de Guns N' Roses cephesinden geldi. Ýnanýlmaz ama gerçek, "Chinese Democracy"nin 23 Kasým'da yayýnlanacaðý duyuruldu. Hatta daha önceki duyurulardan farklý olarak albümden bir parça nette yayýnlandý. Axl'ýn kemale ermiþ yaþýna raðmen yeni bir ertelemeye gitmeyeceðini ve albümün gerçekten 23 Kasým'da yayýnlanacaðýný umuyorum. Geçtiðimiz ay Özge Özkan da bir süredir beklenen solo çalýþmasýný yayýnladý. Beklediðimize deðmiþ. Özellikle gotik müzik takipçileri için dikkate deðer bir çalýþma. R.E.M. konser yazýsýnda kullandýðýmýz fotoðraf ne yazýk ki Türkiye konserine ait deðil. Elimizde uygun fotoðraf olmadýðýndan baþka bir R.E.M. konserinde çekilmiþ bir fotoðrafý kullanmak dýþýnda alternatifsizdik. Yanýltmaca olmamasý için burada belirtmek istedim. Anlayýþýnýz için teþekkürler. Geçtiðimiz ay kullanmaya baþladýðýmýz online yayýn sistemi ile ilgili yolladýðýnýz mailler olumlu yöndeydi. Kullanýmý daha da basitleþtirmek amacýyla bu ay sayfalarýn yüklenme süresini önemli ölçüde kýsalttýk. Okurken fark edeceksiniz. Oyunu yeterince iyi oynayanlar kurallarý deðiþtirebilirler. Önümüzdeki sayýda görüþmek üzere. Selim Varýþlý :: EDÝTÖR // YAYIN VE SANAT YÖNETMENÝ :: SELÝM VARIÞLI selimvarisli@gmail.com :: YAZARLAR :: ATÝLLA ÇELÝK, BAHA ÖZER, CAN ÇAKIR, CÝHAN EMER, DENÝZ ERATAK, DERYA OKUMUÞ, EGEMEN LÝMONCUOÐLU, ERDEM YABAÞ, FATÝH KANIK, GÖKÇE DERELÝ, HAKAN KAHRAMAN, HÝDAYET DOÐAN, ÝPEK ATCAN :: FOTOÐRAF :: SERHAT HOÞGÜL :: www.serhathosgul.net DERYA ENGÝN :: www.myspace.com/shae666 ÝLETÝÞÝM info@siyahbeyazonline.com MySpace www.myspace.com/siyahbeyazonline

CAN ÇAKIR www.myspace.com/acdc

Kimilerine göre dünyanýn en büyük grubu. Kimilerine göre ayný riffi tekrarlayarak para kazanmýþ beleþçiler sürüsü. Kimilerine göre sadece iyi bir rock n roll grubu. Kim ne derse desin, distortion a kulak verip de AC/DC yi bilmeyen yoktur. Kendi çapýnda deðil basbaya dünya çapýnda bir efsane olan Bon Scott ýn trajik vefatý sonrasýnda müziklerinde tek nota deðiþtirmeden böylesine uyabilen bir solist bulmalarý bile en alakasýz insana Abi helal olsun dedirtebilir. 1973 te Avustralya, Sydney de Malcolm ve Angus Young biraderler tarafýndan kurulan grup, 35. yýllarýný 18. stüdyo albümleriyle kutladý. Black Ice ismini taþýyan albüm 20 Ekim de piyasaya sürüldü. AC/DC nin en güzel yönlerinden biri þudur: hangi albümüne bakarsanýz bakýn, sýrf onu temel alarak bütün grubu anlatabilirsiniz. Ayný özellik Black Ice için de geçerli, her zamanki enerjileri, gerektiði zaman insaný titreten sololarý, kulaðý týrmalasa da vazgeçtirtmeyen vokalleri hiçbir yere gitmemiþ babalarýn. Kimde var arkadaþ bu enerji! Enerji demiþken kelimenin rock alemindeki sözlük karþýlýðý olan Angus Young ý anmadan etmeyelim. Sen nasýl bir adamsýn amcacýðým! Yaþýn 50 yi geçmiþ, Marmaris e yerleþip resim yapman gereken yerde sen daha hala normal bir liselinin bile giymeyeceði kýyafetleri giyip sahnede deli dürtmüþ gibi koþturup ediyorsun! Üstüne bir de hepimizi kendine hayran býrakýyorsun! Senin yaptýðýna en hafif tabirle ayýp denir, aðýr tabirlere girmeye kalkarsak tüm Avustralya dan çýkarýz þerefsizim. Þakayý bir yana býrakýp da Angus Young ile ilgili iki kelam ciddi laf etmek gerekirse ki yarým konserlerini izlemiþ adam bile bu laftaki ironiyi 500 metreden kesmiþtir zât-ý þahaneleri gerçekten de rock dünyasýna teþrif etmiþ en büyük gitaristlerden biridir. Evet, belki saniyede 120 nota basmýyor olabilir, yellenerek gitarýn tellerini titretmiyor olabilir, ama eline air bile olsa gitar alan hangimiz bu adam olmayý hayal etmedik? Hangimiz Chuck Berry den esinlenerek yarattýðý o sekerek zýplayýþ gibimsi þeysini yapýp bir yandan da o kesik riffleri atmak istemedik? Veya o gitar denen mereti bir de çalmaya çalýþan hangimiz Highway To Hell, Back In Black veya It s A Long Way To The Top denemedik? 20 sene önce bile wireless gitar sistemini kullanabilip orda burda zýplayan adam olmak ne demek siz biliyor musunuz? Cevabý AC/DC nin son DVD sinde duruyor iþte... Peki Angus Young bunlarý tek baþýna mý yaptý? Elbette bu sorunun cevabý büyüüükçe bir HAYIR! olacaktýr. Unutmayalým, AC/DC 1973 te Angus Young tarafýndan deðil, Young Biraderler tarafýndan kuruldu. Grubun abisi Malcolm Young da birçok büyük toplulukta olduðu gibi ortalýkta çok gözükmeyen, ama aslýnda son sözü söyleyen adamdýr AC/DC de. Gerek turneleri, gerek katýlýnacak çalýþmalarý, hatta verilecek röportajlarý bile o ayarlar. Tam anlamýyla grupta ipleri çeken puppet master dýr Malcolm, zaman zaman grubun prodüksiyon iþlerinde rol almýþ olan kendi aðabeyi George Young bile onun sözünden çýkamaz. Buradan çýkarýlacak sonuç da Malcolm Young ýn yönetim konusunda büyük bir uzman olduðudur. Adam bir gruba 8 seneden sonra çýkardýðý albümle henüz daha kritikler veya satýþ rakamlarý gözükmeden stadyum turnesi ayarlayabiliyorsa, kontratlarý imzaladýðý o mübarek elini öpüp baþýmýza koymak gerekecektir. Alacaðýmýz harçlýðý bir düþünsenize! Ya vokaller? AC/DC öyle bir gruptur ki, adýna Bon Scott denilen, kafakaðýdýnda Ronald Belford Scott olarak geçen bir adamý efsaneleþtirmiþtir. AC/DC öyle bir gruptur ki bu muhteþem cevheri Azrail e pasladýktan sonra ona saygý adýnda bir albüm yapmýþtýr, ve o albüm DÜNYANIN EN ÇOK SATAN ÝKÝNCÝ ALBÜMÜ olmuþtur (bazý kayýtlara göre birincinin yarýsýndan daha az satmýþ olsa da). AC/DC öyle bir gruptur ki, daha önce de bahsettiðim üzere bir vokalisti kaybettikten sonra sesi kendilerine ayný derecede uyan bir baþka adamý daha efsaneleþtirmiþtir. Hem de taktýðý alakasýz Þaban kasketiyle! Tabii haklarý vermek lazým, Brian Johnson öyle bir adamdýr ki 28 yýldýr ayný etkileyici ve kulak öpücü vokali gerek albümlerde, gerek canlý performanslarda yapabilmektedir. Dünyanýn unutulmayacaklarý arasýna giren iki vokalistiyle bir bütündür AC/DC. Mutualist bir iliþki sürdürmüþlerdir, vokalistlerinin popülerliði AC/DC yi büyütmüþ, AC/DC nin büyüklüðü vokalistlerini popülerleþtirmiþtir. Hep vokal dedik, hep gitar dedik. Müziðin süsüdür arkadaþlar bunlar. (Azcýk da teknik bilgi artisliði

taslayalým, çok biliyoruz ya sanki) Nedir lan o zaman müziðin temeli? Bas ve davulun uyumudur. Þarkýyý onlar oluþturur. Ritmi onlar tutturur. Onlar sýçtý mý memleketin tüm Caferleri gelse, bez getirmeyip kendi üstlerine gazyaðý dökseler ve birden beyaza dönseler kâr etmez. Birçok ünlü grup gibi AC/DC nin de en sýkýntýlý olduðu mevkisi davul olmuþtur. Gerçi diðerlerine kýyasla pek bir þey sayýlmaz, kafalarýný topraktan çýkarttýklarýndan beri sadece 3 farklý davulcularý oldu. Kimdi bunlar? Phil Rudd, Simon Wright, Chris Slade. Diðer heavy metal gruplarýný yakinen takip ediyorsanýz çok saðlam referanslarýn sizlere bu isimleri hatýrlatmasý lazým (AC/DC den baba referans olur mu, olmaz tabii). Chris Slade denen salatalýk aralarýnda en saðlam geçmiþi olandýr kanýmca. Uriah Heep ve Asia gibi progressive rock babalarýyla ayný stüdyoya girmekle kalmamýþ, Tom Jones tan girip Jimmy Page den çýkmýþtýr (lütfen güzel Türkçemizi baþka yönlere çekmeyin). Akabinde Simon Wright gelir, Dio ve UFO ile yaptýðý çalýþmalardan biliyoruz haþmetmeaplarýný. Lakin Phil Rudd deyince rock n roll aleminde akan sular durur. Çünkü o kimdir? AC/DC nin orijinal ve þu anki davulcusudur. 11 yýl boyunca ayrý kalmýþ olsalar da Young biraderler onun yokluðu en çok hissedilen eleman olduðunu hep belirtirler. Bas gitar konusunda ise en þanslý gruplardan biridir yine AC/DC. Ýlk 4 albümlerini Mark Evans ile kaydeden gruba sonradan Cliff Williams dahil olmuþtur ve tamý tamýna otuzbir yýldýr halen telleri o germekte, grubun sound unun tam ihtiyacý olan dozda groove u o vermektedir. Þahsi favorim Thunderstruck ýn o efsanevi riffinden sonra bumbum-bum-bum þeklinde giren performansýdýr. Evet çok basit, ama ne zaman elime kendi bas gitarýmý alýp onu çalmaya baþlasam kafamda bir stadyum konserinde (veya sadece geniþ bir sahnede) o þarkýyý canlý icra ettiðimin görüntüleri geliyor. Deliriyorum arkadaþlar. Deliriyorum. Yazýyý bitirmeden önce son albümü de bir elden geçirelim. Black Ice, AC/DC nin en iyi albümü deðil, evet. Ama kötü bir albüm mü? Yahut onlarýn kötü albümleri arasýnda sayýlabilir mi? Kesinlikle hayýr! Bir kere hiç farklýlýk beklemezken bizi þaþýrtan küçük nüanslarý var albümün. Brian Johnson, artýk yaþlandýðýndan mýdýr bilemem ama bu albümü scream aðýrlýklý yapmamýþ. Adamý dinlerken damarlarýnýn gerçekten patlama noktasýna gelmediðini hissediyorsunuz ilk defa. Mis gibi melodik þarký söylemiþ herif. Ki fikrimce gayet hoþ olmuþ. Ha sahnede eski þarkýlarý da böyle söylerse üzülmez miyiz, üzülürüz. Kalbimize attýðý façayla büyüsün isteriz. Gerçi o konuda þüphem yok zaten, sizin de olmasýn. Albümdeki baþka hoþ bir detay da fikrimce hit olmaya en büyük aday olan Stormy May Day de Angus Young ýn kullandýðý slide gitar. Aklýma direkt olarak David Gilmour geldi. Ve bilirsiniz David Gilmour u çaðrýþtýran herhangi bir þey kötü olamaz. Týpký bu efsane grup, AC/DC nin yapacaðý nerdeyse hiçbir þeyin kötü olamayacaðý gibi.

SELÝM VARIÞLI www.myspace.com/gunsnroses

Evet, inanýlmasý güç ama Chinese Democracy çýkýyor. Cidden çýkýyor. Yýlanlara bile "bizde öyle hikaye kalmadý abi" dedirtecek bir hikayeye dönüþen yeni Gunz albümü, 23 Kasým 2008'de çýkýyor. Þaka deðil. :) Chinese Democracy ismini ilk duyduðumda sanýrým lisedeydim. O kadar uzun zaman geçmiþ ki, bugün bakýnca sanki zamanýnda yayýnlanmýþ da Appetite For Destruction gibi efsane olmuþ bir albüm gibi geliyor. Ýþin aslý yýllar geçtikçe bu albümün asla çýkmayacaðýný ve yayýnlanmamýþ bir fenomen olarak müzik tarihine geçeceðini düþünmeye baþlamýþtým. Gunz'ýn (ya da Gunz'dan geriye kalan boþ kovanlarla kuru yapraklarýn) Chinese Democracy'i çýkarýyor olmasý göründüðünden daha büyük bi olay aslýnda. Bizden öncekiler ve bizim jenerasyon, o albümün çýkmamasýný sevmiþtik. Bunun tarifi yok çünkü benzeri bir durumda verdiðimiz tek örnek zaten Chinese Democracy olmuþtur her zaman. O örnek tarihe karýþýyor 23 Kasým'da. Tarif etmek bu yüzden bu kadar zor. Gunz o kadar büyük bir topluluktu ki, küllerinden doðan Velvet Revolver bile müzik dünyasýný sarsan hareketler yapmýþtý. Özellikle ilk albümleri Contraband ile dört dörtlük bir Rock'N'Roll gösterisine imza atan topluluk, bu albümle sadece Amerika'da 2 milyondan fazla satmýþtý. Ancak zaman her þeye raðmen gösterdi ki, eðer yaþatýlmaya çalýþýlan Gunz ruhuyla o iþ Axl olmadan olmuyordu. Bugünkü Gunz kadrosuna bakýnca, "Gunz ruhu" denilen þeyin Velvet Revolver'daki Appetite adamlarý (Slash ve Duff) ve bir diðer ilah isim Izzy Stradlin olmadan da tam olarak yansýyacaðýný düþünmüyorum. Biliyorum Appetite ýn üzerinden 22 yýl geçti ama... Yan sayfada o eski fotoðrafýn bulunmasýnýn iki nedeni var. Birincisi taþýdýðý anlam. Diðeri de zamanýn gücü karþýsýndaki çaresizlik. Soldaki Axl ý saðdaki adamla karþýlaþtýrýn. Ýkisinin ayný kiþi olduðuna inanmak bana da zor gelmiþti. Ben bu yazýyý yazarken topluluðun resmi web sitesi www.gunsnroses.com'da yeni albümden ilk parça yayýndaydý. Kesinlikle iyi bir rock n roll parçasý. Albümün geri kalanýný dinlemeden kesin konuþmak doðru olmaz. O nedenle albümün iyi olacaðýna dair umutluyum demekle yetineyim. Çok büyük bir beklentim yoktu aslýnda. Zira dediðim gibi asla çýkmayacaðýný düþünüyordum. Ancak 23 Kasým'da Gunz, gerçek bir Gunz albümü yapmaksýzýn geçen 17 seneden sonra yeniden krallýðýný ilan edebilir. Umarým geriye kalanlar sadece boþ mermi kovanlarýyla kuru gül yapraklarý deðildir...

SELÝM VARIÞLI www.myspace.com/ozgeozkanmusic

Catafalque'ý duymayan kaldý mý? Ülkemizin ilk Gotik Metal albümünü yayýnlayan, ikincisiyle de zirveye oynayan topluluðun en büyük kozlarýndan olan bayan vokalisti Özge Özkan, ilk solo çalýþmasý "In Your Heart" ile bizlerle. Bu beþ parçalýk EP, benim kiþisel olarak epeydir beklediðim bir çalýþmaydý. Zira Özge oldukça geniþ bir müzikal perspektife sahip, neler yapacaðýný merakla bekliyordum. Açýkçasý beklediðimden karanlýk bir çalýþma ortaya koymuþ. Daha popüler bir yönelim içerisine gireceðini tahmin ediyordum ancak Catafalque soundu ile ayný olmasa da çok uzak deðil. Tüm parçalarýn sözleri ve besteleri kendisine ait. EP'de Özge'ye Catafalque üyeleri Arýn Baykurt, Alper Tabakçýlar ve Onur Akça'nýn yaný sýra çelloda Timur Atasever ve violinde Elçin Özsaylýk eþlik ediyor. Bu kadar iþini iyi yapan isim bir araya toplanýnca haliyle oldukça kaliteli bir çalýþma ortaya konulmuþ. Besteler tarzý içerisinde bir çok global örneðinden daha baþarýlý gösterilebilir. Bir topluluk dahilinde ismini duyuran müzisyenleri hazýrladýklarý solo albümler hem kendileri hem de dinleyici açýsýndan zordur. Zira beklentiler daha yüksektir. "In Your Heart" ile Özge Özkan beklentileri fazlasýyla karþýlýyor, hatta "keþke daha uzun sürseymiþ" dedirtiyor. Albümün prodüksiyonunu da üstlenen sound sihirbazý Arýn Baykurt yine harikalar yaratmýþ. Arýn her parmaðýnda ayrý matifet olan, derinden ama saðlam adýmlarla yükselen bir müzisyen ve prodüktör. Önümüzdeki sayýda kendisiyle eteðindeki taþlarý dökmesi için uzunca bir sohbet gerçekleþtireceðiz. Bu noktada Özge - Arýn ortak çalýþmasýnýn Liv Kristine - Alex Krull iþbirliðini hatýrlattýðýný söyleme cüretini de gösterebilirim hatta. :) EP'nin sürprizi ise Soul Sacrifice vokalisti Özgür Özkan'ýn bir parçada konuk olarak yer almasý. Parçanýn kimyasýný bir anda yukarýlara çekerek sandalyeden yuvarlanmama sebep oldu Özgür. Bu arada Soul Sacrifice'ý özlediðimizi de hatýrlattý. EP'de bir de Türkçe parça yer alýyor ki bu da bu sound için epeydir beklenen bir hareketti. Türkçe söz olayýnýn zorluðuna raðmen iþin hakkýný vererek çalýþmýþ Özge. Zamanýnda Catafalque'ýn ikinci albümü için yaptýðým yorumlardan birini burada da tekrarlamak istiyorum. Eðer daha popüler bir sound ile hazýrlansaydý bu çalýþma Özge'yi ülkemiz popüler müzik camiasýnýn gündemine taþýyabilirdi. Ancak Özge ve ekip kendi bildiklerinden þaþmamayý seçmiþler yine. Ýki durumda da yapacaklarý iþin profesyonelce olacaðýndan þüphem yok. Türkiye'de Catafalque'ýn öncülük ettiði Gotik müzik akýmý, ayný cepheden gelen baþarýlý ürünlerle devam ediyor. Tebrikler Özge Özkan.

Selim: Selamlar Özge. Albümün kayýt ve prodüksiyon aþamasýndan kýsaca bahsedebilir misin? Özge: EP nin tüm kayýtlarý Dialectique deki gibi yine Arýn Baykurt tarafýndan Jingle Jungle stüdyolarýnda gerçekleþtirildi. Aralýk sonunda baþladýk ve Mart ayýnda bitirdik. Düzenleme süreci de kayýtlarla beraber baþladý. Þarkýlarýn çoðu bana ait ama Arýn ýn etkisi yoðun bir þekilde hissediliyor. Prodüktörlük iþini gönül rahatlýðýyla ona teslim ettim ve bunun yaný sýra solo projem olmasý dolayýsýyla kendi þarkýlarým üzerinde istediðim her þeyi yaratma, deðiþtirme ve karar verme imkaný buldum. Çýkan sonuç da beni oldukça tatmin etti. Kapak, Fýrat Yalavuz (catafalque.org) tarafýndan yapýldý ki bu benim için çok hoþ bir durum oldu, kapaðýmýn bir fan tarafýndan yapýlmasý... Fotoðraflar ise, Dialectique teki fotoðraflarýmýzý çeken Elçin Erbay ve yakýn arkadaþým Derya Engin tarafýndan çekildi. CTF Records etiketiyle de þu anda piyasada. S: Solo proje fikri ne zamandýr vardý? Ne zaman faaliyete geçirdin? Ö: Aslýnda bir albüm yapmayý düþünmüyordum. Bundan uzun zaman önce vaktimin çoðunu piyano çalarak geçirdiðim dönemde ve sonrasýnda da beste yapmaya devam ettim. Bunlarý bir þekilde belki de internet ortamýnda paylaþma fikrim vardý ancak Arýn CTF Records u kurunca bana bir albüm teklifinde bulundu. Ben de son bir yýl içinde yaptýðým þarkýlarý kaydetmeye karar verdim. Aslýnda asýl hedef bir albüm yapmak. Bu EP onun bir ön çalýþmasý. Solo projemi bu yýlýn baþýnda faaliyete geçirdik. EP de diðer grup arkadaþlarým Alper ve Onur da yer alarak bana destek oldular. Bu projenin hayata geçmesindeki en büyük neden elbette benim müzik yapmayý özlemiþ olmam. Þarký söylemek, Catafalque la yaptýðým her þey beni fazlasýyla mutlu ediyor ancak bir müzisyen olarak çalmadýkça tatmin olamýyorsunuz. Diðer bir sebep ise, þarkýlarýmýn Catafalque tarzýndan ve gelecekte yapacaðý iþlerden farklý olmasý. S: Þarký sözlerin oldukça baþarýlý. Henüz dinlememiþ okurlarýmýz için þarký sözlerinden biraz bahsedebilir misin? Ö: Teþekkür ederim. Sözlerimi içimden geldiði gibi yazýyorum. Genellikle bana sorulan þey bu sözlerde hayatýmdan bir þeyler olup olmadýðý. Aslýnda var. Bakýþ açýsý ve kendini ifade ediþ biçimi olarak beni yansýtan sözler bunlar ama olaylarýn ve karakterlerin benimle hiç bir ilgisi yok. Farklý kadýn karakterleri ve onlarýn verebileceði tepkilere iliþkin þeyler yazýyorum. Kadýn olgusu hala konu edinmeyi en sevdiðim þey. S: EP'de göz alýcý bir Türkçe parça yer alýyor. Özel bir hikayesi var mý? Ýleride de Türkçe çalýþmalar yapmayý düþünüyor musun? Ö: Gizli Bahçe dýþýnda bir çok Türkçe þarkým vardý ama kayýt aþamasýnda hiç birini beðenmedik. Sözlerle ya da müzikle ilgili bir þeyleri eksik ya da gereksiz bulduk. Sonunda da EP ye Türkçe bir þarký koymaktan vazgeçtik. Sonrasýnda bir kayýt günü Arýn bir melodi buldu. Çok hoþuma gitmiþti ve benim de aklýma takýldý. Evde piyano çalarken devamýný yazdým. Üstüne öylesine vokal mýrýldanmak için Gizli Bahçenin sözlerini söyledim. Aslýnda baþka bir þarkýmýn sözleriydi. Çok hoþ olduðunu düþündüm ve kayýtlar bitmek üzereyken kaydettik. Son anda beþinci bir þarkýmýz oldu. Türkçe çalýþmalarýma gelince, çokça Türkçe þarkýnýn yer aldýðý bir albüm yapmak istiyorum ancak tamamý Türkçe olan bir albüm yapma fikrine çok da sýcak bakmýyorum. Hala Ýngilizce nin bu müziðe çok daha yakýþtýðýný düþünüyorum ve ayrýca sadece kendi ülkemdeki dinleyicilere deðil Ýngilizce müzik dinleyen daha birçok insana ulaþmak istiyorum. S: Gotik müziðin gidiþatýný nasýl görüyorsun? Beðendiðin veya örnek aldýðýn müzisyenler/topluluklar var mý? Ö: Gotik müzik her ne kadar altýn çaðýný bundan 5-10 yýl önce yaþamaya baþlamýþ olsa da Türkiye de daha yeni yeni geliþiyor. Son zamanlardaki bayan vokal sempatisi de bunu körüklüyor. Benim gibi müzisyenler için bu ilk bakýþta bir avantaj ama yeni neslin de o tipik yurdum insaný yüzeyselliðini taþýdýðýný görüyorum. Gotik müziðin, daha doðrusu gotik kültürünün Türkiye deki yansýmasý biraz karýþýk. Öyle bir kültüre sahip olunabilecek bir toprakta yaþamýyoruz çünkü. Yeni nesil çok hýzlý bir þekilde bilgiye ulaþabiliyor ancak bilginin kaynaðý þüpheli. Çoðu okuduðum þeyde gotiðin ne olmadýðý bir nebze

kavranmýþ gibi görünüyor ancak emo imajý, senfonik rock ve Evanescence den bahsedilince pek de kavranmadýðý anlaþýlýyor. Birinin bu insanlara Gotik nedir i açýklamasý mý gerekiyor? Araþtýrmaktan bu kadar aciz miyiz? Aslýnda tamamen yeni nesli de suçlamak istemiyorum, internetin bir bilgi çöplüðü olduðunu biliyorum. Belki de biz, bu müzik evrimini geçirmekteyken buna þahit olduk, pek çok þeyi görerek öðrendik ve bize yöneltilen sorulara bu müziðin ilk temsilcileri olarak, bu iþin aslýný öðretme misyonumuz olduðunu düþünerek cevap vermeliyiz ama bizim asýl iþimiz müzik yapmak. Kaldý ki sadece bizim ülkemizde deðil her yerde türlerle ilgili tartýþmalar yapýlýyor. Kalýplar kalktý, türler birbirinin içine geçti. Artýk kafa yorulmasý gereken þey, ne, kim ve nasýl lar deðil, yapabileceðimiz en iyi müziði üretmek. Örnek aldýðým isimlere gelince, dönem dönem baþka kiþileri dinlemekten hoþlanýyorum ve ilham alýyorum ama elbette seneler geçse de benim için eskimeyecek olan bazý isimler var. Depeche Mode, Morrissey ve The Cure gibi. Ve hatta müzikle ilgilenmemi saðlayan isimler; Aziza Mustafa Zadeh ve Tori Amos. S: Sýrada kliþe sorumuz var. Dünyaya bir albüm olarak gelmek isteseydin hangi albüm olmak isterdin? Ö: Aziza Mustafa Zadeh Dance Of Fire S: Yanýtlarýn için teþekkürler. Eklemek istediklerin varsa söz senin. Ö: Bana yer verdiðiniz için derginize ve okurlarýnýza çok teþekkür ederim.

BAHA ÖZER www.myspace.com/rem

R.E.M. ÝLE KARÞILAÞMAK 4 Ekim 2008 günü akþamý ülkemiz bir büyük konsere daha tanýklýk etti. Bu yýl gerçekleþen konserler arasýnda bu etkinliðin anlamý çok büyüktü. S.O.S. Ýstanbul baþlýðý altýnda gerçekleþen bu konseri ÝKSV ve Pozitif iþbirliðinde izledik ve Virgin Radio da bu etkinliðe sponsor desteði ile katkýda bulundu. S.O.S. Ýstanbul çok çeþitli sivil toplum kuruluþlarýný bir araya toplayan, Ýstanbul'un deðiþimi için ýþýklarý yakmayý amaçlayan bir etkinlik olarak tarihe geçti. Bu anlamlý geceye Ayyuka, Mor ve Ötesi ve Spiritualized ile birlikte dünyanýn en büyük gruplarýndan biri olan R.E.M. damgasýný vurdu. R.E.M. 1980'li yýllarda Athens Georgia'da yeþeren ve günümüzün modern rock müziðinin temellerini atmýþ bir topluluk. O yýllarda oluþturduðu "Murmur", "Reconstruction of the Fables", "Lifes Rich Pageant" ve "Document" gibi albümlerle hem müzik piyasasýna canlýlýk kazandýrmýþ hem de dünyada sonradan kurulacak olan modern rock topluluklarýný da derinden etkileyerek bir anlamda önemli bir görev üstlenmiþtir. Hoþ, kendileri bu düþünceyi pek kabul etmese de bugünkü modern rock topluluklarýnda R.E.M.'den büyük izler duyabiliyoruz. 90'lý yýllarda da R.E.M.'in geliþmesi sürmüþ, "Green", "Out Of Time" ve müzik dünyasýnýn en önemli albümlerinden birisi olan "Automatic For The People" ile daha büyük kitlelere seslenebilmiþlerdir. Ülkemizde ise "Out Of Time"ýn çýkýþý ve Losing My Religion þarkýsý ile bir çok dinleyiciyi etkisi altýna alabilmiþ bir gruptur. 90'lý yýllarýn sonuyla birlikte grubun çýkardýðý farklý yapýdaki albümlerle eskisi gibi yoðun dinlenmediðini gözlemleyebiliyoruz. "Monster", "Up" ve "Reveal" gibi birbirinden baðýmsýz çalýþmalarýn grubun ne denli geniþ ve açýk yönlerden seslendiðini, bununla birlikte davulcu Bill Berry'nin gruptan ayrýlýp kendisini çiftçiliðe vererek grubun diðer kalanlarýný duygusal ve müzikal yönden etkilediðini de "Up" albümüyle anlayabiliyoruz. Son olarak bu sene içerisinde bize "Accelerate" albümü ile seslenen R.E.M. geçmiþe dönmüþ gibi gözükse de aslýnda bu albümün bir özlemin ürünü olduðunu düþünüyorum. Michael Stipe'ýn yazdýðý enteresan sözler ve yine grubun Stipe'ýn yazdýðý sözlerle etkisini gösteren politik-aktivist tavrýyla birlikte R.E.M.'in bize ulaþtýrdýðý hisler çok derin ve vazgeçilmez. R.E.M. bu duygularla birlikte çok samimi ve duygusal bir portre çiziyor bizlere, bunun için onlar hiç deðiþmediler ve deðiþmeyecekler. Ve bunu Ýstanbul konserinde çok iyi anladýk. R.E.M. ile karþýlaþtýk. R.E.M. ZAMANI R.E.M. ülkemize "Automatic For The People" sonrasý gelseydi herþey daha farklý olabilirdi. "Accelerate" sonrasý çýktýðý dünya turnesinde grup her konserinde birbirinden farklý þarký listeleriyle seyircinin karþýsýna çýkarak eski þarkýlarýndan da demetler sunuyordu. Ülkemiz dinleyicisinin R.E.M.'e karþý ne çok yakýndan ne de çok uzaktan sergilediði tavrý bu konserde çok iyi gördük. Michael Stipe'ýn hareketli yaklaþýmý, Peter Buck'ýn o "cool" görüntüsü ve grubun sevimli basçýsý Mike Mills'in sempatik tavýrlarý seyirciyi pek etkilemedi. "Automatic For The People" sonrasý ülkemizde dinleyiciler açýsýndan R.E.M.'e karþý sempatik tavýrlar oluþtu. Ülkemizde bu tavrý zamanla kaybeden R.E.M. dinleyicilerle zamanla arasý açýlmýþ gözüktü, bu duygu konserde o kadar belliydi ki yaþlarý belirli bir düzeye ulaþmýþ dinleyicilerin dýþýnda þarkýlara katýlýmý pek göremedik. Çok genç yaþlardaki dinleyiciler ise grubun sadece Losing My Religion, The One I Love, Imitation of Life ve Drive gibi þarkýlarýndan haberdardý. Bu duygularla R.E.M. konsere çoðu konserdeki gibi "Accelerate" albümün giriþ þarkýsý Living Well Is The Best Revenge ile baþladý. Michael Stipe'ýn kývýr kývýr hareketli görüntüsü ve þarkýnýn "rock" yapýsý seyirciyi ilk baþlarda tavladý ama devamý gelmedi maalesef... Sýrada Dublin konserindeki gibi So Fast, So Numb vardý ve bu þarký da R.E.M.'in "Rock" yapýsýný gözler önüne seriyordu. "Monster" albümünün giriþ çalýþmasý What's The Frequency Kenneth? þarkýsýndan sonra Stipe çok uzaklardan geldiklerini belirterek ülkesinin politik açýdan bir deðiþim geçirdiðini ve bundan memnun olduklarýný dile getirdi. Stipe dinleyiciye "Ýstanbul seyircisinin yeni albümümüze verdiði tepkileri merak ediyoruz" diye haykýrmasý da bir sýnavýn baþlangýcýydý. Eleþtirel sözleriyle "Accelerate" albümünden Man-Sized Wreath sýnavý iyi atlatamadýðýmýzýn kanýtýydý. Dinleyici pek eþlik edemedi, daha doðrusu seyirci bu þarkýdan bihaberdi, ama bazý R.E.M. dinleyicilerinin de þarkýyý sahiplendiðini gözlemledik. Ardýndan "Automatic For The People" albümünün liriksel açýdan en sert þarkýsý Ignoreland ý yeniden seslendirdiler. Bu þarký Reagan hükümetine bir eleþtiri niteliðindeydi ve Stipe þarký içerisinde bazý kelimeleri daha da vurgulayarak kendi hükümetlerine karþý bir tavýr sergiledi. R.E.M. seçimlerde Demokrat Parti adayý Barack Obama'yý destekliyor ve bunun için Bruce Springsteen, John Mellencamp ve Pearl Jam gibi aktif bir þekilde çalýþýp konserler veriyor. MIKE MILLS'ÝN KOVBOY ÞAPKASI R.E.M.'in konserde seslendirdiði en ilginç þarkýysa "Document" albümünün politik tavýrlý þarkýsý Disturbance at the Heron House du. Eski R.E.M. dinleyicileri bu þarkýnýn çalýnmasýna inanamadýlar ve gerçekten de R.E.M. bu þarkýyý çok az konserde seslendiriyordu. Arkasýndan "Hollow Man" ve "Man On The Moon" soundtracklerinde yer alan, konserlerinin vazgeçilmez þarkýsý The Great Beyond ile devam ettiler. Stipe çok hareketli olduðundan en önde duran izleyiciyi iyice tavlýyordu ama çok soðuk duran Peter Buck ve ara ara hareketlenen Mike Mills ise seyirci ile pek ilgilenmiyordu. Bunun tek sebebi dinleyici olmalýydý, çünkü þarkýlara pek ilgi gösterilmiyordu. "New Adventures In Hi-Fi" albümünün duygusal çalýþmasý Electrolite kalabalýðýn bir anda hareketlenmesini saðladý. Bunun ardýndan yine çok az konserde seslendirdikleri Sweetness Follows gecenin durgun bölümlerinden biriydi. Bad Day ve Horse The Water la biraz hareketlenilse de bunun devamý gelmedi. Mike Mills konserin baþýndan beri taktýðý kovboy þapkasýný hiç çýkarmadý ve güneyliliðini orada da gösterdi. Mills R.E.M.'in görünüþ olarak en sempatik elemaný ve çoðu R.E.M. albümünde Stipe dýþýnda bazý þarkýlarda vokallerde kendisi yer alýyor. Konserin devamýnda 1984 tarihli R.E.M. albümü "Reckoning"in sevimli yol þarkýsý (Don't Go Back To) Rockville de de Stipe'dan vokali devraldý ve týpký Dublin konserindeki gibi seyirciyi coþturdu. "Reveal" albümünün aðýr yapýdaki þarkýlarýndan She Just Wants To Be den sonra R.E.M.'i kitlelere tanýtan en önemli þarkýlardan biri olan The One I Love bizi çok hareketlendirdi. Sonrasýnda ise en özel R.E.M. þarkýlarýndan biri olan ve çok beklenen Fall on Me bizi mest etmeye yetti. Mike Mills'in piyanonun baþýna geçmesiyle Nightswimming fýrtýnasý yaþandý ve çok duygusal anlarýn yaþanmasýna sebep oldu. Ardýndan Stipe'ýn Kurt Cobain'e ithaf ettiði Let Me In þarkýsý da çoðu R.E.M. dinleyicisinin özel anlar geçirmesini saðladý. Artýk her R.E.M. konserinin daimi parçalarý haline gelen I'm Gonna Dj, Near Wild Heaven ve Losing My Religion kýrmasý Imitation Of Life ise ellerin havaya kalkmasýna neden oldu. "Green" albümünün iyi þarkýlarýndan Orange Crush ve son "Accelerate"in ilk single çalýþmasý Supernatural Superserious, konserin artýk sonlarýna yaklaþtýðýmýzýn habercisi gibiydi. Losing My Religion gecenin tepe noktasýydý ve hemen hemen herkes þarkýya eþlik etti. Konserin bitimi, "Up" albümünün en bilinen çalýþmalarýndan olan Walk Unafraid, Greenpeace için yaptýklarý It's The End Of The World As We Know It (I Feel Fine) ve gecenin son çalýþmasý "Man On The Moon" ile yapýlarak o günkü ýþýklý, denizli, boðaz görüntülü geceye nokta konuldu. Ünlü komedyen Andy Kaufman için yaptýklarý bu þarký gecenin belki de en beklenen ikinci çalýþmasýydý. Gönül isterdi ki Everybody Hurts, Near Wild Heaven, müthiþ yol þarkýsý Cuyahoga, The Sidewinder Sleeps Tonite ve The Wrong Child gibi klasiklerini de dinleyebilseydik ama bu kadarý da bize yeter diyerek evlerimizin yolunu tuttuk. S.O.S. Ýstanbul kapsamýnda bu bir baþlangýçtý ve R.E.M. gibi bir gruba tanýklýk ettik. Ne olur ne olmaz, bu etkinlik devam ederse organizatörler bir Pearl Jam için de harekete geçebilirler, bunu da çok istiyoruz.

SELÝM VARIÞLI www.myspace.com/exodus

Þu an Amerikan Thrash Metal cephesinin en saðlam duran topluluðu Exodus. Gerek geçmiþi, gerekse milenyum sonrasý yayýnladýðý birbirinden güçlü yeni dönem albümleriyle Exodus 25 yýldýr tarzýndan taviz vermedi. Bir çok dev gruptan daha önce baþladýlar, bir çoðuna yol gösterdiler ve bugün çoktan kült statüsüne ulaþmýþ durumdalar. Son albümleri "The Atrocity Exhibition - Exhibit A" çýkalý bir seneden fazla oldu. Exodus artýk fazla bekletmeyi sevmiyor. Lakin bu seferki hareketleri riskli, riskli olduðu kadar da heyecanlýydý. Gelmiþ geçmiþ en iyi Thrash albümleri arasýnda gösterilen, Thrash tarihinin baþlangýcýný teþkil eden albümlerden biri olan, günümüzün en kült albümlerinden efsanevi "Bonded By Blood"ý yeniden kaydettiler. Bu giriþimin en önemli riski kuþkusuz albümün orijinal versiyonundaki vokalist Paul Baloff'un artýk aramýzda olmayýþýydý. 2002 yýlýnda kaybettiðimiz Baloff, yeri doldurulamaz nitelikte bir vokalist ve metal adamýydý. Metal tarihinin en önemli albümlerinden birinde, metal tarihinin en önemli vokalistlerinden birinin yerini doldurmak oldukça stresli bir iþ olmalý. Þu anki vokalist Rob Dukes bu zor görevin altýndan baþarýyla kalkmayý bilmiþ. Hatta þu ana kadar vokal yaptýðý albümler arasýnda en iyi performansýný gösterdiðini düþünüyorum. Dukes, Exodus tarihinde Baloff sonrasý önemli yeri olan Steve Souza ile sýk sýk kýyaslanýr. Açýkçasý bu albüme kadar da Souza gibi bir vokalist karþýsýnda hararetle savunulabilecek seviyede deðildi Dukes. Ancak "Let There Be Blood" ile "tamamdýr abi olmuþ" dedirtecek bir vokal gösterisi sergilemiþ. Ailece seviyoruz. Gelelim re-recorded hadisesini grup ve mevzubahis albüm açýsýndan tehlikeli kýlabilecek diðer iki önemli faktöre. Parçalarýn orijinal gidiþhatýna sadýk kalýnmadan çalýnmasý ve kullanýlan gitar tonu. Bu iki faktör çok baþarýlý olabilecek bir albümün ipini anýnda çekebilir benim gözümde. Nitekim büyük bir faný olduðum Destruction, eski hitlerini tekrar kaydettiði "Thrash Anthems" albümünde kendi parçalarýný coverlamaya kalkarak bir çok efsanevi parçayý harcamýþ ve büyük hayal kýrýklýðý yaratmýþtý. Exodus'ta ise bu durum söz konusu deðil. Gary Holt 25 yýlýn ardýndan halen ne yaptýðýný çok iyi bilen bir müzisyen. Parçalarý orijinallerine sadýk kalarak, ayný riffi farklý þekilde çalmaktan kaçýnarak, neredeyse halen 1985'teymiþ gibi bir mantýkla kaydetmiþler. Orijinal Bonded By Blood'un tüm vuruculuðu bu albümden de yansýyor. Albümün orijinalinde de yer almýþ olan Gary Holt ve Tom Hunting'in 23 seneden sonra ayný parçalarý yeniden kaydederken neler hissettiklerini cidden çok merak ediyorum. Ben ilk kez 10 sene önce dinlediðim bu albümün yeni kaydýný dinlerken kendimi tuhaf hissettim. Onlar için çok daha etkileyici olmalý ki ayný ruhu yansýtmayý baþarmýþlar. Diðer önemli faktör de gitar tonu. Yeterince Thrash bir ton yakalamadan bu iþe giriþmek en basit tabiriyle albüme hakaret olur (bu konuda biraz tutucuyum zira re-recorded olayýna giren topluluklar uzun yýllar içinde yerine oturmuþ kilometre taþlarýyla oynuyorlar). Albümün yeniden kaydedileceðini duyduðumda aklýma ilk olarak gitar tonu gelmiþti ve sözünü ettiðim noktalardan dolayý çekiniyordum biraz bu mevzudan. Ancak Exodus bu konuda da baþarýyla geçmiþ sýnavý. Testament da benzeri bir hareketi 2001 yýlýnda "First Strike Still Deadly" adýyla yapmýþtý. O albüm re-recorded'lar arasýnda zirve noktasýdýr benim için. Ýþte Exodus, o albümün bu konudaki liderliðini sarsacak kadar iyi çalýþmýþ Let There Be Blood'da. Minnettarýz...

SELÝM VARIÞLI www.myspace.com/behemoth

Her yeni albümde daha da sert hareketler sergileyen Behemoth'a ilk sayýmýzda da dergimizde yer vermiþtik. Gelgelelim Kasým ayý içerisinde yayýnlanacak olan konser albümleri "At The Arena Of Aion - Live Apostasy" ve yeni EP'leri "Ezkaton" ile Behemoth tekrar gündemimize girdi. Polonya'lý topluluk, Black Metal grubu olarak baþladýðý kariyerinde son bir kaç albümdür tamamen Death Metal'e yönelmiþ durumda. Her ne kadar imajlarý ve lirikleri halen olabildiðince Black Metal olsa da müzikal açýdan lezzetli bir Death Metal grubu Behemoth. Ýlk olarak yeni konser albümünden söz edelim. "At The Arena Of Aion - Live Apostasy", Behemoth'un üstün konser performansýnýn iyi bir prodüksiyonla sunulmuþ hali. Topluluðun eski ve yeni bir çok parçasýný barýndýrmakla beraber, Norveç'li kült Rock'N'Roll topluluðu Turbonegro'dan bir cover da yer alýyor. Daha önce konser DVD'leri yayýnlamýþ olsa da bu albüm Audio CD olarak yayýnlanan ilk Behemoth konser albümü. Nergal'in yer yer clean vokallerini de iþin içine karýþtýrdýðý bu albüm, Behemoth'un sert ve agresif yapýsýna olabilecek en saf format olan konser kaydýyla tanýklýk etmek için birebir. Her ne kadar kimi yerlerde sonradan stüdyoda eklenmiþ overdub'lar fazlaca kendini belli etse de genel anlamda Behemoth gibi komplike müzik yapan bir topluluk için oldukça baþarýlý bir çalýþma "Live Apostasy". Kasým ayý içerisinde yayýnlanacak olan "Ezkaton" adýnda bir de Behemoth EP'si var. Bu EP, iki yeni parça, live parçalar ve coverlardan oluþacak. EP'nin toplam dört plaktan oluþan özel limitli basým versiyonu da yayýnlanacak. EP nin açýlýþýný yapan Chants For Ezkaton 2000 e.v. müthiþ bir parça. Ayrýca Ramones ve Master s Hammer coverlarý da ilginizi çekebilir. Behemoth un resmi marþý Decade Of Therion un bu live kaydý da parçanýn canlý olarak orijinalinden çok daha iyi olduðu tezimi güçlendiriyor. :) Bu arada dört plaklýk özel basým olayý son derece iþtah açýcý görünüyor. Bu arada, geçtiðimiz yýllarda ülkemizde iki konser veren topluluðun, önümüzdeki yýl baþlarýnda yeniden konser vermek üzere ülkemizde olmasý ihtimal dahilinde. Son albüme çekilen ilk klip 'At The Left Hand Ov God' ile Polonya'nýn prestijli video festivallerinden "Yach Film Festival"da üç dalda ödüle aday gösterilen ve "en iyi klip montajý" dalýnda ödül alan Behemoth, ikinci klibi "Inner Sanctum"u da 15 Ekim itibarýyla MySpace sayfasýndan yayýnladý.

SELÝM VARIÞLI Yakýn zamanda yayýnladýðý ilk albümüyle çok yýkýcý bir Death Metal soundu ortaya koyan ve ayný etkiyi sahnede de gösterebilen Ankaralý topluluk Carnophage huzurlarýnýzda... Sorularýmýzý gitarist Berkan Baþoðlu yanýtladý. www.myspace.com/carnophageturkey

Selamlar Berkan. Önce en kliþe sorulardan gireyim. Albümün kayýt sürecinden ve Unique Leader ile anlaþmanýzdan bahsedelim. Bilhassa Jacoby'nin Carnophage ile ilgili yorumlarý nasýldý? Berkan: Bizimle anlaþtýklarý vakit Jacoby nin bebeði oldu. Hem Deeds Of Flesh ten hem de Unique Leader dan ayrýldý. Deeds in vokal gitarý Erik ilgilendi bizimle hep. Aaa süpermiþ. Yani bebeði olmasý süpermiþ, gruptan ve firmadan ayrýlmasý deðil. :) Tabii Erik'in grupla ilgili yorumlarýný aktarmaný rica edeceðim þu durumda. B: Haha. Valla süper, hayýrlý olsun da bizim iþleri ciddi anlamda yavaþlattý bu durum. :) O zamanlar Unique Leader'ýn web sitesinden sorumlu eleman Jacoby idi. Bizim anlaþma haberimiz, anlaþmadan yaklaþýk bir buçuk ay sonra web sitesinde ilan edildi. :) Ýlk mail Erik'ten geldi. Promomuzu çok beðendiklerini, tam kendi çizgilerinde olduðunu ve þartlar uygun olursa bizimle anlaþmak istedikleri yazýyordu. Hatta bir de "killer stuff" demiþti ki yýllardýr örnek aldýðýmýz bir grubun elemanýndan bunu duymak onur verici idi. Peki Jacoby'nin bu özel durumundan kaynaklanan gecikmeler web sitesi haricindeki konulara da yansýdý mý albümün yayýnlanmasý sürecinde? B: Hayýr herhangi bir etkisi olmadý. Sadece albüm planlanandan bir hafta kadar geç çýktý. O da bizim burada yazdýðýmýz master CD'yi (hatta CD'leri, bir kaç kez göndermek zorunda kaldýk çünkü) orda kopyalayamamalarýndan kaynaklanan teknik problemlerden ötürü. En sonunda ham olarak wav dosyalarýný fabrikanýn FTP sine attýk ve sorun çözüldü. Genel olarak firmanýn sizin için yaptýðý çalýþmadan memnunsunuz yani di mi? B: Firma elinden geleni yapýyor. Genel mizaçlarý biraz "cool" görünse de albüm þu anda akla gelebilecek her online satýþ sitesinde ve her ülkedeki Unique Leader distribütöründe mevcut. Her ne kadar genel kaný farklý olsa da þirketler sadece albümün basýmýndan ve daðýtýmýndan sorumlu. Konser ve tur gibi olaylar %90 gruba baðlý. Firma sadece baðlantýlarý ile destek olabiliyor çünkü tura çýkan gruplarý firmalar deðil firmalarýn çalýþtýðý "touring agency"ler seçiyor. Peki, albüme gelelim. Önce þunu sorayým. Albümde genel lirik tema ne üzerine? Deformed Future // Genetic Nightmare isminden de "düz death metal sözü yazmadýk, okunacak sözler yazdýk" imajý yansýyor. Bu konuda neler söylemek istersin? Ayrýca bu baðlamda Death Metal gruplarýnda þarký sözleri sence nasýl olmalý? B: Grup olarak gore temalar kullanmaktan fazla hoþlanmýyoruz, kiþisel olarak baþka gruplardan dinlemek hoþumuza gitse de O yüzden biraz daha düþündürücü ve toplumsal içerikli bir konsept var albümde. Sözler Oral'a ait ve sadece kapakla albümün kitapçýðýna bakan birinin, sözleri okumasa da kafasýnda birçok þeyin belireceðini düþünüyoruz. Death Metal diðer türlere göre biraz daha samimi ve tabiri caizse hala iþlerin underground yürüdüðü bir tarz. Dolayýsýyla sözler yazýlýrken çok da fazla "kaygý" taþýmýyor çünkü Death Metal yapan adam bu müziði gerçekten hissettiði için yapýyor. Bu baðlamda kitleleri peþinden sürükleme amaçlý boþ beleþ iþlerle deðil daha samimi, kiþinin iç dünyasýndan gelen sözler yer almalý. Death metal gruplarýnda albüm yayýnlandýktan sonra "þurayý daha iyi yapabilirmiþiz" veya "þunu keþke koymasaydýk" türü yorumlar diðer türlere göre daha çok duyulur. Bu da söz konusu müziðin oldukça komplike olmasýna baðlanabilir. Siz albümü yapýp bitirdikten sonra kiþisel veya grupça "ya þurayý da þöyle yapsaydýk daha iyi olurdu" gibi bir düþünce oldu mu hiç? Veya o zaman olmadýysa þimdi var mý böyle bi düþünce? B: Bu düþünce her zaman hasýldýr. Eðer deðilse ya egolar çok yüksektir ya da tamam ben oldum" deniliyordur. Daha iyi olabilirdi düþüncesini özellikle miks ve mastering aþamalarýnda, henüz kayýt bitmeden fazlasýyla yaþadýk ama çok fazla uðraþýnca bir noktadan sonra daha da geriye gittiðimizi farkettik ve orada kestik. Ayný þey besteler için de geçerli. Samimi olmak gerekirse artýk albümdeki þarkýlardan eskiden aldýðýmýz zevki almýyoruz ve ikinci albüm için çok daha iyilerini yapmaya çalýþýyoruz. Ama bunun kompleks ve teknik kaygýlarla hiç alakasý yok. Zaten hiç bir zaman anlamsýz tekniðin olduðu, saçma sololarýn havada uçuþtuðu, sýrf aksaklýk olsun da trendi takip eden dinleyicinin de hoþuna gidelim gibi bir isteðimiz olmadý. Bizim için ruh, saldýrganlýk ve hýz ön planda. Bu baðlamda ikinci albümde daha da olgunlaþmýþ bir Carno müziði için uðraþýyoruz. Rock Station'da birkaç dinleyiciyle Carnophage hakkýnda konuþurken, "abi süper albüm ama solo çok az" gibi bir yorum duydum. Öte yandan bence "Harmlessly Eaten" ve "Anomalistic Resurrection"daki sololar gayet iyi. Tabii bir gruba "neden albümde solo az" diye sorulmaz ama Death Metal'de solo olayýna bakýþ açýndan biraz bahsedersen belki o "solo az" diyen dinleyicinin kafasýndaki soru iþareti ortadan kalkar. B: Bazý gruplar vardýr, bu projede hiç solo olmayacak diye ya da mutlaka her þarkýda solo olacak diye baþtan hükümle yollarýnda ilerlerler. Riffleri hazýrlýyoruz,

düzenlemeleri yapýyoruz, eðer uygun bir bölüm olursa ve gerekli hissiyatý verecekse uygun bir solo arkasý riffi ve solo ekliyoruz. Bu iþi her þarkýda formülize edersek emin ol sana "solo çok az" diyen kiþi bu sefer de "abi bu ne lülülülülü her yerde solo atmýþ bu adamlar, bence gereksiz olmuþ" diyecekti. Herkesi ayný anda memnun etmek mümkün deðil. Dahasý böyle bir çabamýz yok. "Herþeyden önce kendimiz için yapýyoruz" olayý Death Metal'i daha samimi kýlar. :) Peki Erkan Tatoðlu gibi bir müzisyen/prodüktörle çalýþmak nasýldý? Son yýllarda kayýt konusunda iyice öne çýktý ve bir çok grup onun stüdyosunda kayýt yapýyor. Sizin albümünüzde müzikal açýdan ne derece etkisi oldu? B: Erkan abi uzun yýllardýr tanýdýðýmýz ve çok sevdiðimiz bir insan. Kayýt zamaný orada parayla iþ yapýyormuþ gibi deðil de muhabbet edip takýlmaya gidiyoruz hissiyatý hakimdi. Prodüktör kullanma ya da baþkalarýndan beste alma düþüncemiz olmadýðý için müzikal anlamda etkisi olmadý. Ama sýký bir Death Metal dinleyicisi olduðu ve çok iyi bir kulaða sahip olduðu için kayýt süresince her anlatmak istediðimizi anladý. Ýmkanlar dahilinde en iyi iþi çýkarmak için, iþi parayla yapan bir profesyonelden öte arkadaþý için canla baþla çalýþan biri gibiydi. Oral'ý daha önce Cidesphere ve Burst Appeal gibi topluluklardan biliyorduk. Gruptaki diðer elemanlarýn da Carnophage öncesi ciddi çalýþmalarý veya þu an mevcut yan projeleri var mý? B: Ben Solitude da gitar çalýyordum. Erkan Almanya'ya gittikten sonra grup bitti denebilir. Þimdi yine burada ama artýk devam edilir mi, edilmez mi tamamen muamma. Onur da ayný zamanda Black Omen'da davul çalýyor. Onun dýþýnda baþka projelerimiz yok. Senin Solitude'da çaldýðýný bilmiyordum. Umarým toparlanýr Solitude tekrar. Baya iyi gruptu. B: Ben de isterim. Her ne kadar ana uðraþým Death Metal olsa da kökenim Thrash. Þimdi en civcivli soruya geldi sýra. :) Mp3 olayýnýn bilhassa underground müziðin yayýlmasý konusunda ciddi rol oynadýðý ortada. Mp3 gruplarýn albüm satýþlarýný düþürürken ister istemez konserlerinin daha kalabalýk olmasýný saðlýyor. Sizin albümünüz de internette Mp3 olarak dolaþýyor. Bu konuda neler düþünüyorsunuz? B: Al iþte, en son sorulacak adama sordun bu soruyu... Þimdi bugünkü tüm iþini gücünü iptal et. Röportaj ciddi uzayacak :) Hehe :) Uzasýn röportaj, yerimiz geniþ. B: Soruyu cevaplamadan önce evveliyattan gireyim konuya. Ortaokul yýllarýmdan beri hayatýmýn bir parçasý diyebilecek kadar metal müzik ile ilgiliyim. O zamanlar küçüðüz tabii, verilen harçlýk miktarý belli. Nasýl bu hafta da orijinal albüm alýrým diye çoðu öðle yemeðinde Çizi yerdim, Cuma günü de Zýd'a, Hayri'ye, Shades'e ya da Dost'a koþardým. Neyse ki o yýllarda internet pek yaygýn deðil de millet her istediðini indiremiyordu. Sadece korsan olayý vardý. Onda da zaten metal gruplarýný, hele ki Death Metal gruplarýný hiç bulamazdýn. O yýllarda orijinale deðer verilirdi. Zaman geçtikçe bana insanlar neden CD alýyorsun ki, indir derdi.e indireyim ben de biliyorum, salak deðilim. Ama ortaya çýkan ürün bir bütün. Sadece ses dosyasýndan ibaret deðil. Her þeyden önce o kitapçýðýn kokusu, içinde yazanlar Sevdiðiniz þarkýlarý elinizde bir ürün olarak tutmanýn mutluluðu ve belki yüzbinde bir de olsa o gruba destek olmanýn hazzý Þimdi bunlarýn hiç biri kalmadý. Ýnsanlar o kadar yüzsüz ve bilinçsiz oldu ki, albümümü

gözümün içine baka baka indirip dinleyebiliyorlar. Bazýlarý destek verdiðini sanýyor, bu da iþin en komik yaný. Sözde bizim reklamýmýzý yaptýklarýný sanýyorlar... Ýnan artýk albümle ilgili sevindiðimiz konular öylesine bir hal aldý ki, Mp3 indirilen sitenin biri bizim albümü ayýn albümü seçmiþ. Garip bir þekilde mutluluk duyduk, en azýndan onlarca megabaytýn arasýnda bir deðerimiz varmýþ... Ýþin bir baþka boyutu da verilen emeðin çöpe gitmesi. Eyvallah, ne yapabilirim indirsin, dinlesin. Hani orijinal almak salaklýk ya... Ama toplam emeði 2 yýl olan, kayýt süreci 70 saatten fazla olan bir albümü en azýndan arkadaþýyla MSN de sohbet ederken yarým saatte harcayýp o çok deðerli megabayt megabayt arþivinin ücra bir köþesine atmasýn (Berkan burada daha sert bir cümle de kuruyor). Oysa ki orijinal alsa durum böyle olmaz. Ona para vermiþtir ve ister istemez zaman ayýrýr. Ýnsan beðenmese bile para verdiði bir albümü tekrar tekrar dinleme ihtiyacý duyar. En azýndan kitapçýðýný karýþtýrýr, merak eder. Ve her seferinde belki de kayda deðer baþka þeyler bulup sonunda o albümü sevebilir. Ama þu anda bunlardan çok uzaðýz. Ha diyeceksin bu kadar ahkam kesmek iyi güzel de sen hiç mi Mp3 indirmiyorsun? Ýndirmiyorum desem inanan çýkar mý? Piyasayý yakýndan takip ederim kim ne yapmýþ ne etmiþ... Ama içim rahat, her hafta belli bir miktar ayýrýyorum ve baþka harcamalardan kýsmak pahasýna elimden gelen desteðin fazlasýný veriyorum. Hele ki söz konusu Türk bir grubun albümü ise örnek þarký bile dinlemeden aldýðým oluyor. Kimse de parayý cartý curtu bahane etmesin. Albüm almayýp da ben metalciyim diye takýlan adamlarýn barlarda, kafelerde günlük olarak harcadýklarý paralar çok açýk. Biri gelsin bana, ben sigara içmiyorum (en azýndan günlük fazla harcamýyorum), alkol kullanmýyorum ve param yok, sizin albümü alamýyorum desin. Çok ciddiyim seve seve albümü hediye edeceðim! Söylediklerinde tamamen haklýsýn. Peki Mp3 olayýnýn konserlerdeki seyirci sayýsýný artýrdýðý yönündeki görüþ için ne düþünüyorsun? Bu underground gruplar için geçerli bir iddia sayýlmasa bile gruplarýn tanýnmalarý ve büyümeleri adýna önemli bir aþama olabilir. Mp3'ü haklý çýkarmaz ama "kaçýnýlmazsa zevk almaya bak" durumu düþünülebilir mi sence? "Yani bu iþi madem engelleyemiyoruz, o zaman kullanmaya çalýþalým" diye düþünüyor musunuz? B: Adamlar albümü indirip gelip bize yorum yapýyorlar "çok güzel olmuþ, elinize saðlýk" diye. Teþekkür mü etmek gerekir, küfür mü, bu ince bir ayrým... Neyse en azýndan bu da güzel. O megabaytlar harddiskte yer kaplamaktan öte bir iþe de yarýyor demektir. Bakarsýn günün birinde az içer de konsere gelmiþken þu albümü alayým bir sözlerine bakayým falan der. Haklýsýn Mp3'ün popülerliðimizi arttýrdýðý büyük bir gerçek. Ama açýk söyleyeyim bilinçsiz ve hýrsýz koca kitle yerine Death Metal i içinde hisseden bir avuç adama çalmayý tercih ederim. Bu konudaki görüþleriniz de müziðiniz gibi sert çýktý :) B: Sert deðil, olmasý gerektiði gibi. Orda burda yazýyorlar iþte yok Carno gururumuz, yok yurtdýþýnda bizi en iyi þekilde temsil edeceklerine inanýyoruz, cart curt... Ulan ver o zaman desteðini de yurt dýþýna gidebilelim. Þu ana kadar ne yaptýysak cepten yaptýk ve artýk yaþ da ilerledikçe hayata dair sorumluluklar üzerimize binmeye baþladý. O yurtdýþýndaki büyük festivaller tüm masraflarý karþýlýyor mu sanýlýyor? Bu yüzden senelerdir hayran olduðumuz çok büyük gruplarla çalma fýrsatlarýný kaçýrdýk. Destek dediðin öyle internetten alnýmýzýn aký Carno, yürü büyüksün Carno demeyle olmaz. Konsere gelmeyle olur, albüm almayla olur, merþandiz almayla olur!

Eyvallah. Sýradaki soruya geçeyim. Ýcra ettiðiniz tarzýn Türkiye'deki durumunu nasýl görüyorsunuz? B: Önceki soruda bahsettiðim olumsuzluklara raðmen 2008 yýlý Türk Death Metali adýna þahane geçti. Þu ana kadarki en iyi yýl hatta. Ve bundan sonra da yapýlabileceklerin bir göstergesi. Decaying Purity Ýspanyol þirketten taþ gibi bir albüm çýkardý, dünyayý sallýyor. Cenotaph Rusya turuna çýktý, kitlelere çaldý. Nettlethrone çok klas bir albüm çýkardý. Decimation nete koyduðu promoyla yakýnda koyacaklarý borunun haberini verdi. Suicide yeni albüm þarkýlarýný bitirmek üzere. Raven Woods kayda girmek üzere. DP gibi yine Ýstanbul dan Chopstick Suicide var ki adamlar köpek gibi çalýyor, Dillinger Escape Plan ý kýskandýracak kalitede müzik yapýyorlar. Asýl 2009'u gör sen... Nettlethrone'un daðýlmasý üzücü oldu ama. Gerçi onlar bölünerek çoðalan türden en sevdiðimiz Death Metalci tipi adamlar. Bi sürü grup ve albüm çýkar o kadrodan þimdi :) B: Ýlk konserinden beri takip ettiðim bir grup olmasýnýn yanýnda ayný zamanda arkadaþlarým ve çok üzüldüm. Aklýma ilk ODTÜ konserleri geliyor, arada elemanlara tek tek küfür ediyorum ama yapýlabilecek bir þey yok. Belki de bazý þeyler tadýnda bitmelidir in cevabýdýr bu. Kim bilir, yeni projeleri Nettle dan da saðlam çýkar, dediðin gibi bölünerek istila ederler alemleri. :) Bu arada az önce Death Metal gruplarý arasýnda Raven Woods'u da saydýn. Ben de tam bununla ilgili bi soru sormak üzereydim. Black Metal'den Death Metal'e kayan topluluklar için ne düþünüyosun? Behemoth gibi mesela. B: Ýçten gelen dürtülere, zaman zaman da trendlere baðlý. Darkthrone Soulside Journey ile sýradan bir Death Metal grubu iken sonraki albümlerinde dünyanýn en büyük Black Metal gruplarýndan biri oldu. Günümüzde de extreme müzikte yükseliþte olan tarz Death Metal. Dinleyici profiliyle olsun, merþandiz merakýyla ya da sahne performansýyla olsun bu inkar edilmez. O yüzden içlerinden bu geldi ya da trende uydular hiç problem deðil. Behemoth'un þu hali eskisinden 10 kat iyi. Bence de. Peki röportajýn son ve en zor sorusu var sýrada. Asýl kliþe sorumuz bu. :) Dünyaya bir albüm olarak gelecek olsan hangi albüm olmak isterdin? B: Soru þimdiki zamanda sorulduðuna göre Mp3 olarak gelmek isterdim. Hahahaha. Peki soruyu 1995 yýlýnda sorduðumu farz et. B: Offf ne yaptýn 95 deyip... Suffocation - Pierced From Within, Morbid Angel - Domination, Deicide Once Upon The Cross, At The Gates - Slaughter Of Soul un yýlýný söyledin bana... Özellikle onu seçtim :) Ama bizde "d) hepsi" seçeneði yok. Birini seçmen lazým. B: Suffo diyeyim de, ay ay bölersek diðerlerini seçerim deyip hiçbirine ayýp etmemiþ olayým. :) Eyvallah. Berkan röportaj için teþekkür ederim. Güzel sohbet oldu. Eklemek istediðin biþey varsa dök içini. :) B: Buraya kadar sýkýlmayýp okuyanlar genel tavrýmýzý ve düþüncelerimizi az çok anlamýþlardýr. Röportaj için teþekkür ederiz.