ZOONOTİK HASTALIKLARIN İNSANLARDAKİ DURUMU



Benzer belgeler
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ UYGULAMALARI

KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR

YATAKLI TEDAVİ KURUMLARI ENFEKSİYON KONTROL YÖNETMELİĞİ

2016 Ocak ENFLASYON RAKAMLARI 3 Şubat 2016

LABORATUVARIN DÖNER SERMAYE EK ÖDEME SİSTEMİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mehmet Tarakçıoğlu Gaziantep Üniversitesi

YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KOORDİNATÖRLÜĞÜ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

17-19 EYLÜL 2010 TARİHLERİ ARASINDA MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİN DE YAPILAN ADIM ÜNİVERSİTELERİ İDARİ GRUP TOPLANTI KARARLARI

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

6. ODA MERKEZ BÜRO İŞLEYİŞİ

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

EK 2 ORTA DOĞU TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ SENATOSU 2011 YILI ÖSYS KONTENJANLARI DEĞERLENDĐRME RAPORU

İNOVASYON GÖSTERGELERİ VE KAYSERİ:KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ. Prof. Dr. Hayriye ATİK 16 Haziran 2015

ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİ

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını,

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

Ayşe YÜCE Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD.

YÖNETMELİK. c) Merkez (Hastane): Selçuk Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezini (Selçuklu Tıp Fakültesi Hastanesini),

PROJE. Proje faaliyetlerinin teknik olarak uygulanması, Sanayi Genel Müdürlüğü Sanayi Politikaları Daire Başkanlığınca yürütülmüştür.

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÖNETMELİK. Hacettepe Üniversitesinden: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ KANSERDE İLERİ TEKNOLOJİLER UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

TMMOB EH R PLANCILARI ODASI TRABZON UBES III. DÖNEM ( ) ÇALI MA PROGRAMI

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2010/38 TARİH:

GÖKTAŞ İNŞAAT TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ 2012 YILI FAALİYET RAPORU

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü :18

Karar No : 405 Karar Tarihi : 18/04/2011

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

İstihdam paketi ile işyeri hekimliği ve işçi sağlığı taşeron şirketlere bırakılıyor Friday, 02 May :22

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ

TİSK GENEL SEKRETERİ BÜLENT PİRLER'İN DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE ÇOCUK İŞGÜCÜNE İLİŞKİN GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİDİR

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi

ULUSLARARASI BİLGİ TEKNOLOJİLERİ SEMPOZYUMU

KAMU İHALE KANUNUNA GÖRE İHALE EDİLEN PERSONEL ÇALIŞTIRILMASINA DAYALI HİZMET ALIMLARI KAPSAMINDA İSTİHDAM EDİLEN İŞÇİLERİN KIDEM TAZMİNATLARININ

İSG Yasası & Uygulamalar

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI KÜMELENME DESTEKLERİ

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

Politika Notu. Yönetişim Etütleri Programı. Ekim Özelleştirme Gelirlerinin Kullanımı

Araştırma Notu 15/177

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü İzleme ve Değerlendirme Daire Başkanlığı

Elektrik Dağıtım Şirketlerinin Satın Alma-Satma ve İhale Prosedürlerinin Hazırlanması ve Uygulanmasına İlişkin Yeni Yönetmelik Yayımlandı

Giresun Üniversitesi Akademik Değerlendirme Ve Kalite Geliştirme Uygulama Yönergesi

UÜ-SK ORGAN VE DOKU NAKLİ PROSEDÜRÜ

S V L TOPLUM, YEREL YÖNET MLER VE GENÇL K AB ÜYEL YOLUNDA" S V L TOPLUMLA D YALOG TOPLANTISI 4 SONUÇ B LD RGES 11 ARALIK 2010, STANBUL

İŞ GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş YILI OLAĞAN GENEL KURUL BİLGİLENDİRME DOKÜMANI

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

PATOLOJİ DERNEKLERİ FEDERASYONU ETİK YÖNERGE TASLAĞI. GEREKÇE: TTB UDEK kararı gereğince, Federasyon Yönetim

TÜBİTAK ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ DAİRE BAŞKANLIĞI ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

YÖKAKADEMİK (Yükseköğretim Akademik Arama Sistemi)

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması

AMASYA ÜNİVERSİTESİ ETİK KURUL YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

ARCHİ DANIŞMANLIK VE GAYRİMENKUL DEĞERLEME A.Ş. KALİTE GÜVENCE SİSTEMİ, GÖZDEN GEÇİRME RAPORU. Sayfa 1 / 7

Ara Dönem Faaliyet Raporu MART 2014

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan:

Almanya dan Bir Örnek WESER-EMS UNION

REFORM EYLEM GRUBU BİRİNCİ TOPLANTISI BASIN BİLDİRİSİ ANKARA, 8 KASIM 2014

T.C. AMASYA BELEDİYESİ VETERİNER İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak, İlkeler ve Tanımlar

Kıbrıs ın Su Sorunu ve Doğu Akdeniz in Hidrojeopolitiği

ÇANKAYA BELEDİYESİ EVDE BAKIM HİZMETLERİ YÖNERGESİ

ÖZEL BÖLÜM I KOJENERASYON. TÜRKOTED İltekno Topkapı Endüstri ST ELEKTRİK-ENERJİ I NİSAN 2016

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

Hakan Yusuf GÜNER Afyonkarahisar Valisi

AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD)

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

Resim 1: Kongre katılımı (erken kayıt + 4 günlük kongre oteli konaklaması) için gereken miktarın yıllar içerisindeki seyri.

SELÇUK EZCA DEPOSU TİCARET VE SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ. 1 Ocak- 30 Eylül 2014 FAALİYET RAPORU

RADYASYONDAN KORUNMA UZMANLARI DERNEĞİ (RADKOR) NİN

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI MALİ SEKTÖRLE İLİŞKİLER VE KAMBİYO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YURTDIŞI DOĞRUDAN YATIRIM RAPORU 2013

YÖNETMELİK. a) Çocuk: Daha erken yaşta ergin olsa bile 18 yaşını doldurmamış kişiyi,

HAYALi ihracatln BOYUTLARI

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2013/43. KONU: Bağımsız Denetime Tabi Olacak Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Düzenlemeler.

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

2. Kapsam: Bu prosedür erişkin ve çocuk hastanın yoğun bakım ünitesine kabul edilmesinden taburcu edilmesine kadar yürütülen işlemleri kapsar.

DEMİRYOLUNUN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN YENİ YAPILANMA SERBESTLEŞME TÜRKİYE DEMİRYOLU ALTYAPISI VE ARAÇLARI ZİRVESİ EKİM 2013 İSTANBUL TÜRKİYE

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

2015 OCAK ÖZEL SEKTÖR DI BORCU

SİRKÜLER NO: POZ-2013 / 107 İST, ELEKTRONİK DEFTER HAKKINDA AÇIKLAMALAR YAPILDI

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu

1. AMAÇ : Hastanenin tüm bölümlerini kapsayan enfeksiyonların önlenmesini sağlamak ve enfeksiyon kontrol programını sağlamak.

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

SÜRDÜRÜLEBİLİR ALABALIK YETİŞTİRİCİLİĞİ ÇALIŞTAY SONUÇ RAPORU

Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Ticaret Unvanı: YAYLA ENERJİ ÜRETİM TURİZM VE İNŞAAT TİCARET A.Ş. Merkez Adresi : Turan Güneş Bulvarı İlkbahar Mah.606.Sok. No : 12 Çankaya / ANKARA

ÇANAKKALE BELEDİYESİ VETERİNER İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç ve Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

AvivaSA Emeklilik ve Hayat. Fiyat Tespit Raporu Görüşü. Şirket Hakkında Özet Bilgi: Halka Arz Hakkında Özet Bilgi:

BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ

Transkript:

ZOONOTİK HASTALIKLARIN İNSANLARDAKİ DURUMU 5 Dr. Vet. Hekim Ramazan UZUN, Vet. Hekim Ahmet SAFRAN, Uzm. Dr. Turan BUZGAN Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Zoonotik hastalıklar, dünyada birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de hâlâ önemli bir halk sağlığı problemi olmaya devam etmektedir. Sosyokültürel alışkanlıklar ve sosyoekonomik durumun bu hastalıkların görülmesinde önemli katkıları var iken, asıl problem, hastalık kaynağına yönelik müdahalelerdeki eksikliklerdedir. Zoonotik hastalıklar, birçok kurum ve kuruluşun bir eş güdüm çerçevesinde çalışması ile kontrol altına alınabilecek hastalıklardır. Bu konudaki görevleri bir kurumun bünyesinde toplamanın zor olduğu bilinmekle birlikte, tek başına yapılan çalışmalarla da problemlerin çözülemeyeceği açıktır. Zoonotik hastalıkların kontrolünde Sağlık Bakanlığınca yapılması gereken çalışmalar: a) Sağlık çalışanlarının bilgilenmesini ve bilinçlenmesini sağlamak, b) Halkın bilgilenmesini ve bilinçlenmesi konusunda çalışmalarda bulunmak, c) Hastalıkların teşhisinde ve tedavisinde bir örnekliliği temin etmek, ç) Teşhis ve tedavi için gerekli alt yapıyı oluşturmak, d) İlgili kurum ve kuruluşlarla gerekli iş birliği ile eş güdümü gerçekleştirmek şeklinde sıralanabilir. Bu konuda yaşanan en önemli problemlerden birisi, ilgili kurum ve kuruluşlarla birlikte bir ortak hareket noktasını henüz temin edememedir. Esasen bu iş birliği meselesinin dışındaki konularda yapılması gereken çalışmalarda genel olarak bir problem bulunmamaktadır. Zira, birçok kurumun bu alanla ilgili çalışmalarının olduğu ve bu çalışmalara da bir süreklilik kazandırdığı bilinmektedir. Bu cümleden olmak üzere, zoonotik hastalıklarla ilgili olarak Sağlık Bakanlığınca yapılan çalışmalar ile bu faaliyetlerin sağladığı sonuçlar yanında, bazı hastalıların ülkemizdeki durumuna ilişkin bilgi verilmeye çalışılacaktır.. KUDUZ Kuduz ve kuduz riskli temas vakaları bir program çerçevesinde sürdürülmektedir. Bu çerçevede, 987 yılından itibaren doku kültürü aşısının kullanımına başlanmış olup 996 yılından itibaren de Semple tipi kuduz aşısı uygulamasından tamamen vazgeçilmiştir. Doku kültürü aşısı ile kuduz antiserumu Sağlık Bakanlığınca tedarik edilerek gerekli olanlara ücretsiz olarak uygulanmaktadır. Ayrıca, kuduzla ilgili bütün uygulamaların da ücretsiz olarak yapılması temin edilmiştir. Bu çalışmalar sonucunda, insan kuduz 35 3 5 5 5 98 98 98 3 3 9 5 Şekil.. Kuduz Vakalarının a Göre Dağılımı (Türkiye, 98-5) 8 983 984 985 986 987 988 989 99 99 6 6 7 9 5 4 99 993 994 995 996 997 998 5 3 7 999 3 4 3 3 5 vakalarında yıllara göre çok önemli düşüşlerin olduğu görülmüştür (Şekil..). Ancak, bu konudaki ülkemizin önemli problemlerinden birisi de başıboş sokak hayvanlarından kaynaklanan kuduz riskli temas (Şekil..) ve bundan kaynaklanan ekonomik kayıplardır. Örneğin, 5 yılındaki kuduz profilaksi giderleri (aşı ve antiserum) yaklaşık 6 milyon dolar civarındadır. Bunun yanı sıra, bugün Avrupa da sokak kuduzunun görüldüğü tek ülke Türkiye dir. Problemin esasını, başıboş sokak hayvanı varlığının kontrol altına alınamayışı ve hayvanlarda gerekli aşılamaların yapılamayışı oluşturmaktadır. Dolayısıyla, bu konuyla ilgili halk sağlığı probleminin ortadan kaldırılmasında, alakalı kurum ve kuruluşların yapacakları iş birliğinin ve toplumsal desteğin önemi büyüktür.

6 8 6 4 8 6 4 98 Bu konuda Sağlık Bakanlığınca halka ve sağlık çalışanlarına yönelik eğitim dokümanı hazırlanarak dağıtılmıştır. Ayrıca, hizmet içi eğitimlerle ilgili çalışanların bilgilerinin güncellenmesi yönünde çalışmalarda bulunulmaktadır. Bu anlamda, kuduz ve kuduz riskli temasla ilgili uluslar arası düzeyde kabul görmüş bilimsel veriler ve değerlendirmeler çevresinde Kuduz Korunma ve Kontrol Yönergesi oluşturularak uygulamada tek tiplilik sağlanmıştır.. ŞARBON 5659 65 98 Şekil.. Kuduz Riskli Temas Vakalarının a Göre Dağılımı (Türkiye, 98-5) 6588 8536 984 7778 78347 9836 986 374 89685 84755 988 99 99 949 89399 99 97354 7766 66 9964 994 996 863 8667 8384 998 Şarbon, ülkemizde zaman zaman otçul hayvanlarda görülebilen ve hasta hayvanları kesen veya yüzenlerle, bu hayvanlara ait etlerle teması olanlarda deri şarbonu şeklinde görülen bir hastalıktır. Şarbonun, ülkemizde hemen hemen bütün illerde, çoğunluğu çalışabilecek kesimden olmak üzere, değişik yaş gruplarında görülebilen potansiyel bir halk sağlığı problemi olabileceği düşünülmektedir (Şekil.., Şekil.., Şekil.3. ve Şekil.4.). Sporlanmış şarbon basillerinin toprakta yıl kadar yaşabileceği gibi bilimsel bir gerçeğin varlığı, bugün hastalık bildirilen yerlerde sürekli bir tehdidin olabileceğine de işaret etmektedir 8758 853 646 64 4 895 537 Şekil.. Şarbon Vaka ve Ölümlerinin a Göre Dağılımı (Türkiye, 995-5) 7 6 5 4 3 44 457 995 996 69 46 46 997 998 999 396 53 37 35 3 68 39 3 4 5 Ölüm Şarbonla ilgili olarak Sağlık Bakanlığının en önemli faaliyet alanı halkın bilgilenmesi ve bilinçlenmesinin temini esasına dayanmakta olduğundan, bu yöndeki çalışmalar, hizmet içi eğitimlerle paralel olarak yürütülmektedir. Bu anlamda, yapılan önemli çalışmalardan birisi de bilimsel gelişmeler ışığında gerekli değerlendirmelerin yapılarak şarbon antiserumu uygulamadan kaldırılmıştır.

7 9 8 7 6 5 4 3 Şekil.. Şarbon Vakalarının Aylara Göre Dağılımı (Türkiye, 5) Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Aylar Şekil.3. Şarbon Vakalarının Yaş Gruplarına Göre Dağılımı (Türkiye, 5) 9 8 7 6 5 4 3-4 5-9 -4 5-9 -9 3-44 45-64 65+ Yaş Grupları 3. BRUSELLOZ Bruselloz, ülkemizde yaygın olarak görülen gıda kaynaklı zoonotik bir hastalıktır. Özellikle toplumdaki tüketim alışkanlıkları, halkın sosyoekonomik ve sosyokültürel yapısı hastalığın görülmesinde önemli faktörlerdir. Bruselloz, geleneğe bağlı usullerle hayvancılığın yapıldığı bölgelerimizde halk sağlığı problemi olmaya devam etmekte olup önemli sayıda vaka

8 bildirimleri yapılmaktadır. (Şekil 3.., Şekil 3..). Vakalar, genel olarak üretken olan yaş gruplarında görülmektedir (Şekil 3.3.). Bruselloz bildirimleri bölgelere söz konusudur. 5 5 4 35 3 5 5 5 Şekil 3.. Bruselloz Vakalarının a Göre Dağılımı (Türkiye, 995-5) 856 9 948 995 996 8 33 46 997 998 999 3 74 55 7765 387 8563 4644 3 4 5 Ölüm Şekil 3.3. Bruselloz Vakalarının Yaş Gruplarına Göre Dağılımı (Türkiye, 5) göre de önemli farklılıklar göstermektedir (Şekil 3.4.). Bakanlığımızca, hastalığın erken teşhis edilebilmesi ve tedavilerin zamanında verilmesi amacıyla, birinci basamak sağlık kuruluşlarında hızlı tarama testi uygulaması yaygınlaştırılması çalışmalarına başlanmıştır. ilde çalışanlara yönelik hizmet içi eğitimler verilmiştir. Kalan illerdeki çalışanların hizmet içi eğitimlerinin tamamlanması konusundaki çalışmalar devam etmektedir. Ayrıca, brusellozla ilgili halkın bilgilenmesi ve bilinçlenmesi amacıyla hazırlanmış dokümanlar Ancak, brusellozla mücadelede de hastalığın hayvanlarda kontrol altına alınması şarttır. Bunun sağlanması yanında, yürüttüğümüz toplumun bilinçlendirilmesi çalışmalarıyla insan vakalarında azalma mümkün olabilecektir. Ülkemizde, genel olarak bruselloz vakalarında, bahar ve yaz aylarında bir artış söz konusudur; temmuz ayından itibaren de vaka sayılarında bir düşüş gözlenmektedir (Şekil 3.5.). Bu durum, ülkemizdeki hayvan yetiştiriciliğinin yapısıyla alakalı gibi durmaktadır. Eldeki veriler değerlendirildiğinde, brusellozun düşük mortalite hızında, önemli bir halk sağlığı problemi olduğunu gösteren ciddi bir morbidite hızı vardır (Şekil 3.6. ve Şekil 3.7.). -4 5-9 -4 5-9 -9 3-44 45-64 65+ Yaş Grupları

9 Şekil 3.4. Bruselloz Vakalarının Bölgelere Göre Dağılımı (Türkiye, 5) 5 45 4 35 3 5 5 5 Karadeniz Ege İç Anadolu Doğu Anadolu Bölgeler 8 6 4 8 6 4 Şekil 3.5. Bruselloz Vakalarının Aylara Göre Dağılımı (Türkiye, 5) Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Aylar Morbidite Hızı (Yüz Binde) Şekil 3.6. Bruselloz Vakalarının a Göre Morbidite Hızları (Türkiye, 995-5) 3 5 5 5 995 996 997 998 999 3 4 5

Şekil 3.7. Bruselloz Vakalarının a Göre Mortalite Hızları (Türkiye, 995-5),5,,5 995 996 997 Mortalite Hızı (Milyonda) 998 999 3 4 5 4. KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ (KKKA) Ülkemizde, bahar ve yaz aylarında kırsal kesimde yaşayan insanlarda görülen ve genellikle kene temasıyla bulaşan viral bir hastalıktır. KKKA; Sağlık Bakanlığının, ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliği içinde yaptığı çalışmaların sonucunda 3 yılının Ağustos ayında Türkiye de ilk kez tanımlanan bir hastalıktır. Hastalıkla ilgili olarak sağlık çalışanlarının bilgilendirilmesi, halk eğitimleri, hastalığın ülkemizde teşhis edilebilmesi için laboratuvar alt yapısının kurulması, hastalığın görüldüğü ilerdeki hastanelerin alt yapı eksikliklerinin giderilmesi, sürveyans sisteminin oluşturulması, vaka tanımları, tedavi protokolleri, sevk kriterleri ile vaka yönetimi ve izolasyon Şekil 4.. Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Vaka ve Ölümlerinin a Göre Dağılımı (Türkiye, -6) 5 45 4 35 3 5 5 5 7 3 33 6 4 49 3 66 5 3 438 6 7 Ölüm önlemlerinin belirlenmesi gibi çalışmalar yapılmıştır. Ayrıca, vaka kontrol çalışması, seroprevalans çalışması, retrospektif çalışma, ribavirin adlı antiviral ilacın hem ağızdan alınan şeklinin hem de damar içi şeklinin (bu çalışma devam ediyor) etkinliği gibi bilimsel çalışmalar da tamamlanarak sonuçları bilim dünyası ile paylaşılmıştır. Bunlara ilaveten, gerekli iş birliğinin temini ile hastalığın bulaştırılmasından sorumlu olan kene türlerinin belirlenmesi ve bu kenelerden virüs izloasyonunun yapılması da sağlanmıştır. Bunların yanı sıra, sağlık çalışanlarının bilgilerinin güncellenmesi, ülkemizin bilim adamlarının ürettiği bilimsel verilerin paylaşılması ve sürveyansın doğru yapılaması amacıyla, yoğun hizmet içi eğitimler düzenlemiş ve gerekli doküman desteği sağlanmıştır. Hastalığın zamanında farkına varılması ve erken müdahalenin temini için halka yönelik eğitim çalışmalarına ağırlık verilmiş ve bu konuda da birçok eğitim dokümanı hazırlanarak (broşür, afiş, film gibi) halkın kullanımına sunulmuştur. Ülkemizdeki KKKA vaka sayılarına bakıldığında (Şekil 4..) önemli sayıda vaka artışının olduğu gözlenmekle birlikte, bu vaka sayısındaki artışın, hastalığın genel epidemiyolojik özelliği yanında, hem sağlık çalışanlarının hem de halkın bilgi ve bilinç düzeyindeki gelişmeden kaynaklandığı düşünülmektedir. Ancak, genel olarak KKKA nın fatalite hızı dünyada ortalama % 3 ların üzerinde iken, bu hız ülkemizde % 5 ler civarındadır. Fatalite hızındaki düşüklükte en önemli hususun, toplumun bilgi ve bilinç düzeyindeki yeterliliğin yanı sıra, ülkemizde gerekli bakımı sağlayabilecek yeterli hastane alt yapısın ve uzmanın olduğu gerçeğinin bulunduğuna inanılmaktadır. Ayrıca, uygulanan sürveyans sistemi ile hafif olarak geçirilebilecek KKKA vakalarının dahi yakalanabildiği bilinmektedir.

Ancak, ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapılması, KKKA kontrolü açısından hayli önemli bir konudur. Aksi takdirde, özellikle epideminin yayılışından kaynaklandığını düşündüğümüz vaka artışlarının önüne geçilmesi mümkün olmayacaktır (Şekil 4..). Eldeki veriler ve ülkemizdeki uzmanlarca üretilen bilgiler bunun açık göstergesidir. 5. TULAREMİ Tularemi, ülkemizde son yıllarda epidemilere sebep olan zoonotik bir enfeksiyon hastalığıdır. Yapılan epidemiyolojik araştırmalarda hastalığın su kaynaklı olduğu belirlenmiştir; içme ve kullanma sularının depolarına dışarıdan sızıntı olması, su taşıma sistemlerinin ıslah edilmemiş olması veya su şebekesinin bulunmayışı gibi. Zaman zaman epidemiler şeklinde seyretmesi, tulareminin bildirimi mecburi hastalıklar sınıfına alınmasının gerekliliğini ortaya koymuştur. Bu sebeple, tularemi, 6 4 8 6 4 Amasya 3 5 Bolu Şekil 5.. Tularemi Vakalarının İllere Göre Dağılımı (n=43; Türkiye, 5) 3 3 Çankırı 34 Edirne 7 Kastamonu 5 36 Kocaeli 45 Sakarya 6 5 Sinop 5 yılında bildirimi mecburi hastalıklar sınıfına alınmıştır. Bazı illerde epidemilerin görülmesi üzerine, sağlık çalışanlarının dikkatlerinin çekilmesi amacıyla 4 yılının Aralık ayında ilgili Bakanlıkların yanı sıra, üniversitelerin ve uzmanlık derneklerinin iş birliğiyle hizmet içi eğitim düzenlendi ve İl Eğitim Ekipleri oluşturuldu. Yapılan bu eğitimler sonucunda, bütün illerde de eğitimler sağlandı. Ayrıca, konuyla ilgili yapılması gerekenlerin yer aldığı bilgiler hazırlanarak illere gönderildi. Bu çalışmalar sonucunda, artık tulareminin, ayırıcı teşhislerde dikkate alınan ve atlanmayan bir hastalık olmasının sağlanması yönünde önemli adımlar atılmış oldu (Şekil 5. ve Şekil 5.). Bunların yanı sıra, halkın bilgi ve bilinç düzeyinin geliştirilmesi amacıyla doküman hazırlanarak dağıtımları sağlandı. 43 Kırıkkale 8 7 Düzce İller 6. LAYŞMANYAZLAR Layşmanyazlarla ilgili gerek vektöre gerekse etkene yönelik olarak Sağlık Bakanlığının da içinde olduğu bilimsel çalışmalar yürütülmektedir. Özellikle ilk vaka bildiriminin olduğu yerlerde çalışma yapılması yönünde bir uygulama da mevcuttur. Ülkemizde yıllık 3 civarında bir kalaazar bildirimi söz konusu olmaktadır (Şekil 6.). Kalaazarla ilgili olarak vaka görülen yerlerde gerekli filyasyon çalışmaları yapılmakta ve halka yönelik eğitim çalışmalarında bulunulmaktadır. Bu konuyla ilgili çalışmaların da bir kontrol programı çerçevesinde yapılması amacıyla yapılan çalışmalar söz konusudur. Ülkemizde antroponotik (insan-vektör-insan) bir özellik taşımakta olsa da ülkemizin Güneydoğu ve Akdeniz Bölgelerindeki bazı illerde önemli halk sağlığı problemi oluşturun şark çıbanı ile ilgili olarak bazı bilgilerin verilmesi faydalı bulunmaktadır. Ülkemiz, ılıman bir iklim kuşağında yer almaktadır. Bu duruma, toplumun sosyoekonomik ve sosyokültürel yapısı ile bazı alt yapı eksiklikleri de ilave olunduğunda, değişik türde ve sayıda parazitin görülmesi kaçınılmaz olmaktadır. Parazit hastalıklarının ülkemizde hâlâ önemli halk sağlığı problemi olmaya devam etmesinin altında yatan keyfiyet budur.

Sağlık Bakanlığı tarafından bu hastalıkların doğru teşhisinin yapılması, doğru tedavi edilmelerinin sağlanması, halkın konuya ilişkin bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi çalışmaları yürütülmektedir. Ancak, bu tür hastalıklara yaklaşımın tek taraflı olamayacağı, ilgili bütün kurum ve kuruluşların katılımıyla problemin çözülebileceği de bilinmektedir. edilerek hastalara ücretsiz uygulanması temin edilmiştir. Şark çıbanı, parazit hastalıkları içinde gerek tedavisi gerekse kontrolünün zor olması sebebiyle önem teşkil eden bir hastalıktır. Ülkemizde de yıllara göre artış veya düşüşlerin görüldüğü bir insidans izlenmektedir. Şark çıbanıyla ilgili olarak planlı çalışmalara 996 yılında geçilerek Kutanöz Leishmaniasis Kontrol Programı hazırlanmış ve uygulamaya konulmuştur. Söz konusu yıllarda kontrol programı kapsamında hastalığın tedavisinde kullanılan beş değerli antimon bileşikleri (Glucantime ve Pentostam ) Bakanlığımızca temin Ancak, daha sonra hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçların, ilacın dünyadaki kısıtlı üretimi sebebiyle temin edilememesi yanında, şark çıbanının bulaştırıcısı olan tatarcıkların yaşama ve üreme alanlarındaki olumsuzlukların giderilememesi vakalarda artışa yol açmıştır (Şekil 6..). Ayrıca, şark çıbanı olan her kişinin diğer insanlar için bir rezervuar olması da hastalığın artışının altındaki önemli faktörlerdendir. Vakalarda artışların görülmesi üzerine, 3 yılının Ekim ayında konunun uzmanlarından oluşturulan Bilimsel Kurul toplantısı düzenlenmiş ve yeni gelişmeler ışığında hastalığın teşhis ve tedavi şekli gözden geçirilip standardize edilmiş, hazırlanan bilgiler bir genelge ile illere gönderilmiştir. Bu bilgiler daha sonra kitapçık haline de getirilmiştir. Ayrıca, Aralık 4 tarihinde 6 ilde görev yapan bulaşıcı hastalıklar şube müdürleriyle ikişer hekimin katıldığı ve hasta muayenesi, numune alınması, teşhis ve tedavi işlemlerinin ve aktif sürveyans çalışmalarının uygulamalı olarak verildiği bir hizmet içi eğitim toplantısı düzenlenmiştir. Şekil 6.. Kalaazar Vakalarının a Göre Dağılımı (Türkiye, 997-5) 9 8 7 6 5 4 3 7 997 34 998 999 34 7 Ayrıca, halkın bilgi ve bilinç düzeyinin yükseltilmesi amacıyla eğitim dokümanı hazırlanmıştır. 46 4 3 4 3 5 Şekil 6.. Şark Çıbanı Vakalarının a Göre Dağılımı (Türkiye, 994-5) 7 6 5 4 3 569 994 995 9 59 4 499 996 997 998 999 35 994 736 497 487 3 563 3 4 5 Bunlara ilaveten, 4 ve 5 yıllarında daha önceden üretimi kısıtlı olan ve tedarikinde problem yaşanan beş değerli antimon bileşikleri temin edilerek hastalara ücretsiz olarak uygulanması sağlanmıştır. Bugün için ilaçla ilgili her hangi bir problem bulunmamaktadır. Bunun yanı sıra, Şark Çıbanı Teşhis ve Tedavi Merkezlerinin oluşturulması, aktif sürveyans çalışmalarının yapılması, vektörün yaşam alanlarının ıslahıyla ilgili olarak ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliğinin sağlanması ve vektöre yönelik sürdürülen mücadele çalışmalarının arttırılması da sağlanmıştır.

3 5 5 5 Şekil 6.3. Şark Çıbanı Vakalarının İllere Göre Dağılımı (Türkiye, 4-5) 4 5 Yukarıda bahsedilen çalışmalar sonucunda da 4 yılında 487 olan vaka sayısı, 5 yılında 563 e düşmüştür (Şekil 6., Şekil 6.3). Bu durum, % 38,78 oranında bir düşüş manasına gelmektedir. 5 yılı vakalarına, aslında hizmet içi eğitim sonucu başlatılan aktif sürveyansla belirlenen 4 yılına ait vakalar da dâhildir. 6 yılında vaka sayısının daha da düşük olabileceği beklenmektedir. Adana Ankara Aydın Diyarbakır Hatay İstanbul Kars Konya Manisa Mardin Muş Niğde Siirt Van Şırnak İller Ancak, konunun muhatabı bütün kurum ve kuruluşların desteği ile gerekli eş güdüm sağlanmadan, şark çıbanında sürdürülebilir bir kontrol sisteminin oluşturulması mümkün gözükmemektedir. 7. KİSTİK EKİNOKOKKOZ Kistik ekinokokkoz, hem halk sağlığı açısından hem de ekonomik açıdan önemi büyük olan zoonotik bir parazitozdur. Ülkemizde, hastane verilerine göre yüz binde dört civarında bir insidansa sahiptir. Genel olarak hastalığın kaynağını da parazit tedavisi yapılmamış başıboş sokak köpeklerinin oluşturduğu ifade edilmektedir. Konuya bu yönden bakıldığında, kistik ekinokokkoz ile kuduz hastalığının mücadelesinde ortak bir nokta söz konudur. Hastane kayıtlarında yıllık ortalama 6 5 4 3 Şekil 7.. Kistik Ekinokokkoz Vaka ve Ölümlerinin a Göre Dağılımı (Türkiye, 994-5) 738 994 34 95 48 395 996 38 379 38 35 998 5 367 5 4844 79 359 35 447 89 439 44 4384 4 38 75 Ölüm Morbidite Hızı (Yüz Binde) 8 6 4 Şekil 7.. Kistik Ekinokokkozda a Göre Morbidite Hızları (Türkiye, 995-5) 995 996 997 998 999 4 ler civarında kistik ekinokokkoz hastalığının görüldüğü anlaşılmaktadır. Hastalık 5 yılında bildirimi mecburi hastalıklar sınıfına alınmıştır. 5 yılında yapılan bildirim 75 olarak gerçekleşmiştir (Şekil 7.). Önceki yıllara ait bildirimlerle 5 yılı bildirimi arasındaki uçurumun, 5 yılında uygulamaya konan bildirim sistemindeki laboratuvar destekli vaka bildirimi esasının getirilmesinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Hastane kayıtları çerçevesinde önemli bir morbidite ve mortalite hızına sahip olan (Şekil 7.. ve Şekil 7.3.) kistik ekinokokkozun hem ekonomik açıdan hem de insan sağlığı açısından bir problem olduğu bilim adamlarınca da kabul gören önemli bir husustur. Nitekim, hastane kayıtlarına gire yıllık 4 vaka üzerinden hesap yapıldığında, yaklaşık 5-6 milyon dolarlık bir ekonomik kaybın söz konusu olabileceği düşünülmektedir. 3 4 5

4 Mortalite Hızı (Milyonda) Şekil 7.3. Kistik Ekinokokkozda a Göre Mortalite Hızları (Türkiye, 995-5),8,6,4,,8,6,4, 995 996 997 998 999 3 4 5 Mücadele çalışmalarında, ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliği gerekliliğinin şart olduğu önemli zoonotik hastalıklardan birisi de hiç şüphesiz kistik ekinokokkozdur. Bu konuyla ilgili olarak Sağlık Bakanlığı, halkın bilgilenmesi ve bilinçlenmesi amacıyla yaptığı çalışmalar yanında, yine ilgili sağlık çalışanlarının hizmet içi eğitimlerine büyük önem vermektedir. Bunlara ilaveten, ilgili kurum ve kuruluşların ortak bir kontrol programı hazırlanması ve uygulamaya konması yönünde de zaman zaman girişimler bulunmaktadır. 8. AVİAN İNFLUENZA Avian influenza, hem Türkiye hem de dünya kamuoyunda da yoğun kullanımıyla kuş gribi, 5 yılının son günleri ile 6 yılının ilk aylarında ülkemiz gündeminde söz sahibi olmuştur. Sağlık Bakanlığı bu konudaki çalışmalarına 3 yılının sonlarında başlamıştır. 3 yılının Aralık ayı ortalarında avian influenzanın Güneydoğu Asya ülkelerinde görülmesi üzerine, bilim adamlarınca kabul gören bilgiler toparlanarak hekimlerin bilgilenmesi amacıyla bütün illere gönderilmiştir. Ayrıca, yapılan hizmet içi eğitimlerle sağlık çalışanlarının konuya dikkatleri çekilmiştir. Bunlara ilaveten, halkın bilgilenmesi ve bilinçlenmesi yönündeki çalışmalara, 5 yılında Balıkesir in Manyas ilçesinde hindilerde kuş gribi vakalarının görülmesi üzerine hız verilmiştir. Bundan sonra, 4 yılında hazırlanan bilgiler ile Kuş Gribinde Sağlık Kuruluşlarınca Uyulması Gereken Usul ve Esaslar ve halka yönelik hazırlanan eğitim dokümanı bütün illere gönderilmiştir. Ayrıca, gerek kuş gribi gerekse pandemik influenza kapsamında olmak üzere, hastane ve laboratuvar alt yapılarına yönelik çalışmalarda da bulunulmuştur. Bunlara ilaveten, maske, eldiven ve önlük gibi koruyucu malzeme temini de söz konusu olmuştur. Bütün bu çalışmaların bir sonucudur ki, kuş gribi görülen ülkelerde vakalardaki fatalite hızları, Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre 9..6 tarihi itibarıyla (56 vaka, 5 ölüm) % 59 civarında iken, ülkemizdeki kuş gribi vakalarının ölüm hızları yine aynı Örgütün verilerine göre ( vaka, 4 ölüm) % 33 ler civarındadır. Bu durumun, kuş gribi konusundaki yeterli sağlık alt yapısının oluşturulduğunu gösterdiği düşünülmektedir. Bunların yanı sıra, kuş gribinin, ülkemizde önemli sayılabilecek düzeyde ilgili kurum ve kuruluşlarla iş birliğinin sağlandığı hastalıklardan birisi olduğu da unutulmamalıdır. 9. KAYNAKLAR. Bulaşıcı Hastalıkların İhbarı ve Bildirim Sistemi Standart Tanı, Sürveyans ve Laboratuvar Rehber. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. 4. Baskı. Eylül 5 Ankara. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Bulaşıcı ve Salgın Hastalıklar Kontrolü Daire Başkanlığı Zoonotik ve Paraziter Hastalıklar Şube Müdürlüğü verileri ve değerlendirmeleri.