AYlN KONUGU. ANATOLlA. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Başaran ULUSOY :

Benzer belgeler
2012/4 SAYILI DÖVİZ KAZANDIRICI HİZMET TİCARETİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA TEBLİĞİN UYGULAMA USUL VE ESASLARI GENELGESİ

DÖVİZ KAZANDIRICI HİZMET SEKTÖRÜNDE T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI TARAFINDAN SAĞLANAN DESTEKLER

2012/4 SAYILI DÖVİZ KAZANDIRICI HİZMET TİCARETİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA TEBLİĞ (EĞİTİM SEKTÖRÜ)

2003 yılında tarımın milli gelirlerimizdeki payı yüzde 12,6 iken, 2006 yılında yüzde 11,2 ye indi.

BÖLGESEL TİCARET TOPLANTISI İZMİR

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. SİRKÜLER 2015/57

TUROB - Selanik Philoxenia 2014 Turizm Fuarı Sonuç Raporu. 2. Istanbul CD 3. İstanbul Haritası 4. Katılımcı otellerin sağladığı promosyonlar

ÖNSÖZ. Birinci Bölüm. Turizm ve Seyahat

Bodrum-Kos arasındaki turizm ve ticaret işbirliği

İZMİR TİCARET ODASI MECLİS TOPLANTISI

Sağlık Turizmi Sektörüne Yönelik Devlet Destekleri

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

PLATFORMUMUZUN YURTDIŞI TANITIM HİZMETLERİ

SEYAHAT İŞLETMECİLİĞİNİN GELİŞİMİ...

Firmanıza özel çözümler için hazırız

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN ÇÖZÜM SÜRECİNİN İKTİSADİ BOYUTUNA KATKI: ALTERNATİF TURİZM KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI

İÇİNDEKİLER RESMİ DOKUMANLAR

SAYILI DÖVİZ KAZANDIRICI HİZMET TİCARETİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA KARAR

GELİR VERGİSİ VE KURUMLAR VERGİSİ

KOSGEB DESTEKLERİ NEVŞEHİR TİCARET VE SANAYİ ODASI

TUR 2013 GÖTEBORG TURİZM FUARI RAPORU MART 2013 GÖTEBORG - İSVEÇ

Turistik Ürün, Turistik Ürün Çeşitlendirmesi ve Alternatif Turizm 1.Hafta Öğr. Gör. Özer Yılmaz

Sayın Kazakistan Uluslararası Ticaret Odası ve Türkiye Kazakistan İş Konseyi Kazak Tarafı Başkanı

Doç.Dr. OSMAN ERALP ÇOLAKOĞLU

SAĞLIK TURİZMİNİN GELİŞTİRİLMESİ PROGRAMI VE POLİTİKALAR. Dr. H. Ömer Tontuş Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü

Sektör paydaşı seçkin bir davetli grubu ile gerçekleştirilen Çalıştayda, aşağıdaki soruların yanıtları aranmıştır:

BİLİŞİM SEKTÖRÜNE YÖNELİK DEVLET YARDIMI PROGRAMI

FIT 2014 LATİN AMERİKA TURİZM FUARI SONUÇ RAPORU

TUROB Vakantiebeurs / Utrecht - HOLLANDA 2013 Turizm Fuarı Sonuç Raporu

2016 YILI MAYIS-HAZĠRAN-TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL-EKĠM FAALĠYET RAPORU

Hibe. Destek Kalemleri a) İhtiyaç analizi, eğitim ve/veya danışmanlık (400 bin Dolar) b) İstihdam desteği, (2 uzman personel)

Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Turİzm sektörünün. İzmİr ekonomisindeki büyüklüğü,yeri ve önemi

Çözüm: Kültür Turizmi Turizm ve Kültür Politikaları

DÖVİZ KAZANDIRICI HİZMETLERİN DESTEKLENMESİ. Berrak BİLGEN BEŞERGİL Serbest Bölgeler, Yurtdışı Yatırım ve Hizmetler Genel Müdürlüğü D.T.

YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUSTAFA GÜÇLÜ NÜN KONUŞMASI

TÜRSAB AITF BAKÜ 2017 ULUSLARARASI TURİZM FUAR RAPORU

TOBB SEKTÖREL HABER BÜLTENİ

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

2011 Yılı Teklif Çağrısı Proje Eğitim Toplantısı Program Amaç ve Öncelikleri, Uygunluk Kriterleri, Başvuru ve Değerlendirme Süreci

TURİZM HUKUKUNUN KAYNAKLARI:

Yaklaşık 150 ülkeden katılımcıyla bu yıl 16. sı gerçekleştirilen IMEX Frankfurt Fuarı na TÜRSAB ilk kez bir stand ile katıldı.

BÖLÜM EKONOMİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR...

Konu: Turizmin gelişmesinde doğal güzellikler ve tarihi eserler mi yoksa tesisler mi daha etkilidir.

23 OCAK 2015 EMITT 19. DOĞU AKDENİZ ULUSLAR ARASI TURİZM VE SEYAHAT FUARI UÇAK ORGANİZASYONU İSTANBUL TÜRKİYE

Kurumumuz Sağlık Turizmi Politikaları ve Organizasyon Yapısı

* 2012 yılında stabil kalan küresel ekonominin, 2013 yılında yüzde 3,1 lik bir büyümeye ulaşması bekleniyor.

ANKARA KALKINMA AJANSI 2012 YILI MALİ DESTEK PROGRAMLARI

Gelecek Nesillere Bırakacağımız Alanya İçin Sorumlu Turizm Sorunsuz Gelecek

Fethiye Kruvaziyer Limanı Fırsat Analizi Projesi Kruvaziyer Liman Çalıştayı 30 Nisan 2014 Fethiye Kruvaziyer Limanı Fırsat Analizi Projesi

TEBLİĞ. b) İşbirliği kuruluşu: Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), ihracatçı birlikleri, tasarım konusunda iştigal eden dernek, birlik ve vakıfları,

TÜRSAB UITT KİEV 2016 ULUSLARARASI TURİZM FUAR RAPORU

MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI Toplantısı

ÖZTÜRK: TURİZM BÖLGELERİNE DİREK UÇUŞ ŞART

İstanbul Otellerinin 360 Derece Değerlendirmesi

TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ

HALKLA İLİŞKİLER VE ORGANİZASYON HİZMETLERİ

TURİZM VE SEYAHAT HİZMETLERİ MESLEK ELEMANI

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Gelecek Turizmde Çoruh Vadisi Deneyimi

KONAKLAMA VE SEYAHAT HİZMETLERİ KIRSAL TURİZM ETKİNLİKLERİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

MB MMC BAKÜ. BAKÜ : Orxan İsmayilov. İSTANBUL: Orkide Bulut. İZMİR: Barış Bulut

SAĞLIK TURİZMİ İLE İLGİLİ POLİTİKALAR, TEŞVİKLER VE FİNANSMAN

HÜSEYİN AYDN Markalaşma ve Ar-Ge Destekleri Dairesi Dış Ticaret Uzmanı

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) DÖVİZ KAZANDIRICI HİZMET SEKTÖRLERİNE YÖNELİK DESTEKLER (EKONOMİ BAKANLIĞI 2012/4 SAYILI TEBLİĞ)

KALKINMA BANKALARI ARASINDA İŞBİRLİĞİ

TEBLİĞ. Para Kredi ve Koordinasyon Kurulundan: PAZAR ARAŞTIRMASI VE PAZARA GİRİŞ DESTEĞİ HAKKINDA TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2011/1) DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş / 123

EKONOMİK DEĞERLENDİRME ANKET SONUÇLARI OCAK 2012

GÜNEY EGE KALKINMA AJANSI BİLGİLENDİRME SUNUMU

Dr. Müge ŞANAL. Ziraat Mühendisi Antalya

YUSUF ATA ARIAK - TELKODER 10. OLAĞAN GENEL KURUL AÇILIŞ KONUŞMASI 29 KASIM 2018

Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız ve Değerli Konuklar,

GENCİN PEŞİNDE 300 MİLYON TURİZMCİLER TÜRSAB ARAŞTIRDI ARAŞTIRMA / GENÇLİK TURİZMİ TÜRSAB 2015 RAPORU

FİNANSAL RAPORLAMA STANDARDI BOBİ FRS KMTSO DA TANITILDI

TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU ARAŞTIRMA-GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ KOSGEB DESTEK PROGRAMLARI

TÜRSAB - BAYRAM TATİLİ VE TURİZM SEZONU RAPORU TÜRKLER YÜZDE 20 İNDİRİMLE BAYRAM YAPACAK

18 20 EYLÜL 2015 BAKÜ / AZERBAYCAN

T.C. EKONOMİ BAKANLİĞ İ DO Vİ Z KAZANDİRİCİ Hİ ZMET Tİ CARETİ DESTEKLERİ KIRŞEHİR YATIRIM DESTEK OFİSİ

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI TURQUALITY DESTEKLERİ

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI

ATM DUBAI 2015 ULUSLARARASI TURİZM FUARI DEĞERLENDİRME RAPORU

BİZ KİMİZ? ANADOLU PATENT

KRİZ DÖNEMLERİ İÇİN BİR FIRSAT: MİKRODAN MAKROYA BARTER SİSTEMİ

21/08/2006 FAALİYETLERİMİZE SPONSOR OLARAK PLASTİK SEKTÖRÜNE YÖNELİK FAALİYETLERİNİZİ ARTTIRMAYI İSTER MİSİNİZ?

SAYIN BAKANIM SAYIN BAŞKAN OTOMOTİV SANAYİİ DERNEĞİ NİN SAYGIDEĞER TEMSİLCİLERİ DEĞERLİ MİSAFİRLER VE KIYMETLİ BASIN MENSUPLARI

Amacımız, Alternatif ve kişiye özel projelerimiz ile işletmenizi, hedef müşterinize en kısa ve ekonomik yoldan ulaştırmaktır.

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... TABLOLAR LİSTESİ... BİRİNCİ BÖLÜM AVRUPA BİRLİĞİ NİN GELİŞİM SÜRECİ VE TÜRKİYE

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ. İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı» İLETİŞİM FAKÜLTESİ DEKANLIĞINA

ULUSAL KLİNİK ARAŞTIRMA ALTYAPI AĞI (TUCRIN) UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

OTOMATİK BİLGİ DEĞİŞİMİ YASASIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER

BASIN AÇIKLAMASI. SÜREYYA SERDENGEÇTİ Başkan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası. Ankara, 19 Mart 2001

Türkiye de Sigara Mücadelesi Tarihi

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2010 YILI OCAK- HAZİRAN DÖNEMİ MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ

MESLEKİ YABANCI DİL 2 DERSİ

TURİZMCİLER 300 MİLYON GENCİN PEŞİNDE

HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U)

TEŞVİKLENDİRME ESASLARI

İşletmenin desteklerden faydalanabilmesi için KOBİ Bilgi Beyannamesinin güncel olması gerekmektedir

Transkript:

AYlN KONUGU Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Başaran ULUSOY : "TURiZMDE EKONOMiK VE S iv ASAL istikrar ÖNEMLiDiR" Nazmj KOZAK Turizm olgusunun en önemli özelliği ulaştırmadır. Ulaştırmasız turizmin varlığından söz edilemez. Bu özelliği ile turizmde seyahat acentelerinin önemi büyüktür. İnsanların, başta turizm olmak üzere çok çeşitli ulaşım gereksinmelerine hizmet eden seyahat acentelerinin sayısı büyük boyutlardadır. Ülkemizde doğrudan turizme hizmet veren seyahat acenteleri, 1618 Sayılı Seyahat Acentaleri Kanunu uyarınca sınıflandırılmıştır. Türkiye'de seyahat acenteleri bu kanun uyarınca ilgili nitelikleri taşımak zorundadır. 1618 sayılı kanun ile A,B ve C olmak üzere sınflandırılan seyahat acenteleri, yine aynı yasa uyarınca kurulan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği'ne (TÜRSAB) üye olmak zorundadırlar. TÜRSAB'ın, kurulduğu 1972 yılından bu yana Türkiye turizminin gelişmesine büyük katkıları olmuştur. Özellikle son yıllarda TÜRSAB'ın Türk turizm politikalarının oluşturulmasındaki katkısı daha da artmıştır. Dergisi'nin bu sayıdaki konuğu olan TÜRSAB'ın yeni başkanı Başaran ULU SOY, tizun yıllardır turizm alanında ve TÜRSAB bünyesinde çalışmalarda bulunmuş bir turizmci olarak, kendisine yönelttiğimiz soruları yanıtladı.

: Saytn Ulusoy, kendinizi k1saca tamtir m1sm1z? ULUSOY : 1949 Trabzon/Of doğumluyum. Orta öğrenimimi Trabzon Lisesi'de tamamladıktan sonra Iktisadi ve Ticari Ilimler Akademisini bitirdim. Turizm e 197 4 yılında kurulduğu m seyahat acentesi ile başladım. Daha sonra 1927'den beri Türkiye'de faaliyet gösteren TÜRHOL Seyahat Acentesini satın aldım. Şu anda TÜRHOL Seyahat Acentesi'nin yanı sıra, servis hizmeti veren bir başka şirketim daha var. Seyahat acenteciliği mesleğin yaparken, 1983'ten 1985 yılına kadar TÜRSAB Yönetim Kurulu'nda sayman üye olarak görev yaptım. 1990 yılında "IATA'cı Seyahat Acenteleri Derneği" ( ISAD)'ın kurucu üyeleri arasında yer aldım. 1991 yılının Kasım ayında Kuşadas ı'ndaki Olağan Genel Kurulu'nda TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanlığı'na seçildim. ANA TOLIA : TÜRSAB'm Türk turizm politikalafinm oluşturulmasm daki rolü nedir? ULUSOY : TÜRSAB, kurulduğu 1972 yılından bu yana seyahat acentaliği mesleğini en iyi biçimde temsil etmekle kalmamış, sektörün bütününün temsilcisi olmuştur. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz, ülkemizde özel yasa ile kurulmuş tek turizm meslek kuruluşu olarak, yüklendiği görev ve sorumlulukların bilinci ile TÜRSAB her dönemde sektörün en etkin kuruluşu olmuştur. Nitekim, son yıllarda TÜRSAB'ın geliştirdiği politikaları kavrayıp benimseyen kamu yöneticileri, yalnız sektöre değil ülke ekonomisine de katkıda bulunabilmişken, TÜRSAB ile diyalog kurmadan politika üretmeye, hele hele uygulamaya kalkışıldığ ında uğranılan sonuçları hep birlikte gördük. 1987 yılında yaşanan - çifte rezervasyon olayı ya da Körfez Krizi sırasında tanıtım için seçilen medyaların yanlışlığı sonucunda uğranılan hez i met, bunlara tipik örnektir. ANAT OLlA : Bir meslek kuruluşu olarak TÜRSAB'm görevleri nelerdir? ULUSOY : TÜRSAB, bir meslek kuruluş olarak, elbette öncelikle TÜRSAB, bir meslek kuruluşu olarak elbette öncelikle üyelerinin hak ve çıkarlarını savunacaktır. Birlik olarak bugüne kadar her konuda yalnız kendimizi de sektörün bütününün çıkarlarını savunmamız nedeniyle, fiilen sektörün bütünün temsilcisi dunımundayız. üyelerinin hak ve çıkarların savunacaktır. Ancak biz, birlik olarak bugüne kadar her ko nuda yalnız kendimizi değil sektörün bütününün çıkarlarını savunmamız nedeni ile fiilen sektörün bütününün temsilcisi durumundayız. Bu yapısı ile TÜRSAB, sektörün sorunlarının saptanması ve çözüm.önerilerinin belirlenmesinde her zaman etkin bir rol oynamıştır. Eğer bizim saptad ığımız sorunlar ilgili makamlarca paylaşılmamış ve çözüm önerilerine kulak verilmemiş ise bunun yanlışlığını, hükümet ve hatta yer yer devlet politikasında aramak gerekir. Unutulmamalıdır ki TÜRSAB devletin kendisi değil, yüzlerce meslek kuruluşundan yalnız birisidir. Ama etkin ve sayg ın birisidir. TÜRSAB'ın bu konumundan yararlanmak isteyip istememek biraz da kamu yönetiminin sorumluluğudur. Bugünden 15 yıl, 1 O yıl geriye dönülüp bakıldığında, bir kurumun o günlerde söylediklerinin tümünün şimdi aynen gerçekleştiği görülüyorsa, aynı kurumun bugün dile getirdiği sorunların yarın da yaşanması istenmiyorsa, bu sese kulak verilmeli. : Saym U/usoy, turizm sektörü hakkmdaki görüşleriniz nelerdir. Sizce Türkiye'de turizm yeterli büyüklüğe ulaşti m1? ULU S O V : Bizce, turizm sektörü bir bütün olarak ülke ekonomisinde önemli bir rol oynuyor. Bugün yan sektörlerle birlikte 2.5 milyon kişiye istihdam olanağı sağlayan, ödemeler dengesine her yıl artan oranda katkıda bulunan özellikleriyle turizm, öncelikli sektör olmalıdır. Turizmin öncelikli sektör olması ise ancak bir devlet politikası olarak benimsenmesi ile mümkündür. Yani turizm için uzun süreli politikalar saptanmalı ve bunlar iktidarların değişmesinden etkilenmeyecek nitelikte olmalıdır. Bugün toplam ihracatın yüzde 30'unu oluşturan turizm gelirlerinin yıllık toplamının1 O milyar dolara çıkarılması hiç zor değil. Türkiye bugün sahip olduğu yatak ve taşıma kapasitesi ile yılda 1 O milyon turisti ağ ı rlayabilecek durumdadır. Oysa şu anda biz bu kapasitenin ancak yarısını kullanabiliyoruz. Yıllar önce saptad ığımız yatak kapasitesinin arttırılması sorunu giderilirken pazarlamanın da dikkate alınmasını istemiştik. Eğer konaklama kesimine sağlanan olanaklar eş zamanlı olarak pazarlamaya, yani seyahat acenteler;ne de sağlansaydı, bugün turizm gelirimiz 5 milyar doları geçmiş olurdu. Oysa Türkiye, bu sayıda koltuk ve yatak kapasitesi ile yılda ancak 3 milyar dolar bir turizm geliri elde adebilmektedir. : Saym Ulusoy Türkiye turizminin aşmak zorunda olduğu en önemli sorun sizce nedir? ULUSOY : Türk turizminin şu anda en ciddi sorunu tanıtım ve pazarlamad ır. Yaratılan koltuk ve yatak kapasitesi, gerekli tanıtım ile duyurulmaz ve uluslararası pazarlarda satılamazsa bundan umulan yarar elde edilemediği gibi, sektör de darbağaza girer. Bugün yaşanan durumun da temel nedeni budur. TÜRSAB yıllardır yatak kapasitesi ile birl ikte pazarlamanın da geliştirilmesi gerektiğini söylüyor. Yıllardan beri 23

yatırımlara her türlü destek ve teşvik sağlanırken, pazarlamaya hiçbir destek verilmedi. Bu yüzden yaratılan yatak kapasitesi doldurulamıyor. Sonuç olarak seyahat acenteleri ile birlikte konaklama ve ulaşım kesimi de bugünkü darbağaza giriyor. Bunun çözümü, seyahat acenta larinin yurtd ışı pazarlama faaliyetlerinin desteklenmesidir. : TÜRSAB olarak tamtim konusundaki görüşleriniz nelerdir? ULUSOY : Tanı m, aslında devletin sorunu olmasına rağmen, bu konu seyahat acenteleri ve turizm sektörünce dile getirilen bir sorun olarak gündeme geliyor. Bunun nedeni, turizmde satılan ürünün bizzat ülkenin kendisi olmasıdır. Yani, bizim elimizdeki urun Türkiye'dir. Dolayısıyla bu ürün, yani Türkiye uluslararası pazarda ne kadar tanınıyor, iyi özellikleri ile biliniyorsa, biz de o kadar iş yapabiliriz. Bu yüzden, ülkemizin sosyal, siyasal ve ekonomik yapısının uluslararası pazarda ne kadar tanınıyor, iyi özellikleri ile biliniyorsa biz de o kadar iş yapabiliriz. Bu yüzden, ülkemizin sosyal, siyasal ve ekonomik yapısının uluslararası alanda iyi tanıtılması bizim için çok önemlidir. Gerçekte, bu sayd ıklarımızdan bazıları iyi niteliktedir. Ancak bunlar bilinmiyar ve tanıtılmıyor. Örneğin Türkiye birçok uygarlığın beşiği olduğu gibi, birçok dinin de merkezi ve kaynağıdır. Aynı biçimde sahip olduğumuz zengin tarihsel ve doğal varlıklar çok az bir başka ülkede vard ır. Ama bunları tanıtamıyoruz. Insan hakları, demokrasi ve etnik sorunlardan kaynaklanan sorunlar ise, ne yazık ki her vasile ile karşımıza çıkan ve ülkemiz için olumsuz imajların oluşmasına neden olabilecek niteliktedir. Gerek bu olumsuz imajın değiştirilmesi gerekse varolan iyi imajın anlatılması konusunda devlete ciddi görevler düşüyor. Bu ko nuda tek tek yurttaşlardan, bütün ku rum ve kuruluşlara kadar herkese görevler düşmekle beraber, sorun doğrudan devletin sorunudur. : Saym Ulusoy, yeni hükümetten turizm alanmda ne gibi düzenlemeler istiyorsunuz? ULUSOY : Bizim istediğimiz pazarlamanın desteklenmesidir. Bu istek yalnız seyahat acentalarinin isteği değil, sektörün bütününün sorunu ve isteğidir. Çünkü sektörün bütün olarak çektiği sıkıntılar ve içine girdiği darbağazın temel nedeni, pazarlamada karşı karşıya kalınan sorun lardır. Özellikle son iki yıld ır yaşanan olayların da etkisiyle, şu anda uluslararası turizm pazarına kıran kırana bir rekabet cerayan etmektedir. Bu rekabette Türkiye'nin de varolabilmesi için pazarlamanın güçlendirilebilmesi şarttır. Bizim istediğimiz "avanta" ya da "hibe" de değildir. Biz, uygulanan ekonomik politikalar sonucu uğratıldığımız Özkaynak kaybının telafisini sağlayacak bir finansman desteği istiyoruz. Bunun için diğer sektörlere tanınan olanaklar seyahat acentalarine de sağlanmalıd ır. Seyahat acentalarinin istediği şey, geri ödenmek üzere hükümetin sağlayacağı düşük faizli bir kredidir. Bu kredi eğer seyahat Seyahat acentelerlnin yurtdışı pazarlama faaliyetlerinin desteklenmesi, turizm sektörünün içinde bulundtıp darbo azdan çıkabilm sinde kavranacak ilk balkadır. acentalarine sağlanırsa bizler yeni pazarlara gidip bu ralardan turist getirecek, bu yo lla ülkemize döviz kazandıracağ ız. Seyahat acentelerine sağlanacak bir birimlik kredi ülke ekonomisine en az dörde katlanarak geri kazandırılacaktır. Çünkü seyahat acentalarinin getirdiği döviz hem, çarpanı yüksek, hem de net bir dövizdir. Bugün herhangi bir ihracatçı ülkeye getirdiği 100 birimlik döviz karşılığında mutlaka ülkenin bir değeri ni satmakta, bir şeyleri eksiltmektedir. Oysa seyahat acentalarinin eliyle kazandırılan döviz, ülkenin hiçbir varlığını eksiltilmeden elde edildiği gibi üstelik, hediyelik eşyadan gıdaya, tekstile kadar birçok sektöre de hereket getirmektedir. Bu özellikleri ile seyahat acentalarinin ülkeye daha çok döviz getirebilmelerine destek sağlanması, yalnız bizim ihtiyacımız değil; ülke ekonomisinin de yararınad ır. Seyahat acentalarinin yurtdışı pazarlama faaliyetlerinin desteklenmesi ayrıca, turizm sektörünün içinde bulunduğu darboğazdan çıkabilmesinde de kavranacak ilk halkad ır. Çünkü bugün, gerek yatırımcı gerekse havayolu ulaştırmacılarının içine girdikleri darbağazın temel nedeni, istenen doluluk oran ında çalışma-mala-rıodandır. Seyahat acenteleri desteklenirse, havayolu şirketleri daha verimli çalışacak, tesislerin doluluk oranları artacak, böylece kredi borçları da ödenebilecektir. Bu nedenle seyahat acentalarinin yurtdışı pazarlama faaliyetlerinin desteklenmesi, aynı zamanda ciddi bir sorun haline gelen kamu kredi alacaklarının geri dönüşü için de gereklidir. Görüld üği gibi bugün seyahat acentalarine pazarlama desteği sağlanması, artık yalnız bu kesimin değil sektörün bütününün ihtiyacı haline gelmiştir. : Hac seyahatleri konusunda varilan son aşama nedir? Bu konuda ne gibi sorunlarla karşjiaşmaktastntz? ' ULUSOY : Hac konusu bu yıl yine Birliğimiz üyesi seyahat acenteleri ile Diyanet Işleri Başkanlığı arasında varılan anlaşma ile çözümlenmeye çalışılıyor. Bu yıl 24

seyahat acentelerine yüzde 40 kontenjan tanındı. Hac ziyaretinin yalnız havayolu ile yapılması Türkiye'ye tanınan kontenjanın delmaması ihtimalini gündeme getiriyor. Çünkü havayolu ile Hac, birçok kişinin bütçesini aşıyor.dolayısıyla pazar daralıyor. Bunlar sorunun görünen yanlarıdır. Ancak sorunun temel çözümü, Hac organizasyonunun tamamen seyahat acentelerine bırakılmasıdır. Bu, aslında yasaya göre zorunludur da. Ne var ki yıllar önce yapılmış bir yanlışlık hala düzeltilemiyor. Bize göre Hac, dini amaçlı da olsa, sonuç olarak bir seyahattir. 1618 sayılı yasa ise her türlü seyahat ticaretinin yalnızca Turizm Bakanlığı'ndan belge almış Birliğimiz üyesi seyahat acentalarinin eliyle yapılabileceğini öngörmektedir. Bu anlamda Diyanet'in yaptığı Hac organizasyonu, 1618 sayılı yasaya aykırıdır. Biz bu aykırılığın giderilmesini beklerken geçen gün Bakanlar Kurulu aldığı yeni bir kararla Umre gezileri için tüzel kişilere de yetki tanıdı. Yani şimdi mahalledeki bakkal kasap gibi kişiler bile Umre gazisi düzenleyebilecek. Oysa bütün seyahatlarda olduğu gibi Umre gazisinin de tamamen profesyonelce dolayısıyla ancak bu işi meslek edinmiş seyahat acenteleri eliyle yapılması zorunludur. Ehliyetsiz kişilere Umre gezisi düzenleme yetkisi verilmesi, hem yurttaşların mağduriyetine neden olacak, hem de seyahat acentalarini zor duruma sokacaktır. Dileriz ilgililer bu yaniışı kısa sürede ve yurttaşiarım ız mağdur olmadan düzeltirler. Zaten bu kararın bilinçli bir şekilde alındığını sanmıyorum. : Saytn Ulusoy, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği olarak turizmçevre ilişkileri konusuna yaklaştmtntz nedir? ULUSOY : Biz TÜRSAB olarak Türkiye'nin turizmdeki en büyük şansının sahip olduğumuz zengin doğa ve temiz kıyılar olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle çevre bilincinin geliştirilmesi bizim için ayrı bir önem taşır. Geçtiğimiz yıllarda diğer kuru Juşlarla gerçekleştirdiğ i m iz "Çevre Haftas ı" etkinlikleri çer- Türkiye'nln, henüz yeni yeni çıkabildiği uluslararası turizm pazarında varjıiını koruyup gellştirebumesi için ekonomik ve siyasal istik.rann büyük önemi var. Bu anlamda terör olayları biz turizmeller için endişe vericidir çevesinde düzenlediğimiz bir panele bütün siyasal parti lider ve temsilcilerini de çağ ırarak çevre kon usunun her türlü siyasal mülehaza dışında tutulması gerektiğini savunduğumuzda, bütün siyasal parti temsilcilerinin de "Çevre siy3set üstü bir kavramdır" noktasında birleştiklerini gördük. Böylece TÜRSAB olarak siyasilerimiz i böylesine önemli bir konuda birleştirerek önemli bir görev yaptık. Bu olay, ay nı zamanda TÜ RSAB'ın çevre konusundaki duyarlılığı ve bakış açısını göstermesi bakımından da son derece önemli ve çarpıcı bir örnektir. Bu çerçevede "Dünya bize atalarımızdan miras kal m ad ı, onu çocuklarımızdan ödünç aldık." şeklindeki ünlü kızılderili atasözünün bütün kamuoyuna maledilmesi için verdiğimiz uğraşının bugün önemli kazanımlar elde ettiğini görmekten de mutluyuz. : Bilinen bir gerçek var, o da turizmin çevreyi pazarladtğtdtr... ULUSOY : Evet, herşeye rağ men şunu söylemek gerekir, Türkiye Akdeniz'e kıyısı olan ülkeler arasında hala denizleri en temiz, doğası en az bozulmuş ülkedir. Bu, bir yandan diğer ülkeler karşısındaki üstünlüğümüzü gösterirken, bir yandan da hepimize önemli görevler yüklüyor. Çevre konusuna bütün seyahat acentalarinin gereken duyarlılığı gösterdiğini memnuniyetle söyleyebiliriz. Üyelerimizin bugüne kadar çevreyi kirletici herhangi bir faaliyetine rastlanmamış, tam tersine seyahat acentelerimiz çalıştık:arı tesislerde karşılaşt ıkları çevre kirletici olaylara müdahale ederek önledikleri çok görülmüştür. Bu anlamda seyahat acenteleri bir tür çevre muhafızları gibidir. Çünkü çevre ve doğa bizim ekmek kapımızdır. : TÜRSA B, Türkiye'nin tantttlmast konusunda neler yaptlmastnt istemektedir? ULUSOY : Türkiye'nin tanıttiması ko nusunda sanıyorum ne söylediğini bilen, hatta söylemekle kalmayıp gerekeni de yapan tek kuruluş, TÜRSAB'tır. Bildiğiniz gibi, tanıtım ko nusunun en çarpıcı biçimde gündeme geldiği dönemde, yabancı TV merkezleri için Türkiye'yi tanıtıcı kısa filmleri ilk yapan TÜRSAB oldu. Bundan daha önemlisi, Türkiye'nin naretl e nasıl tanttılması gerektiği konusunda büyük çaplı araştırmayı ilk yapan da Birliğimiz oldu. Biz tanıtım konusunda ne yapılması gerektiğini söylemek yerine yapılan araştırmaların ortaya koyduğu sonuçlara göre gereken önlemlerin alınmasını istemekle yetiniyoruz. Çünkü bizim kendi dar olanaklarımızia yaptığımız araştırma aslında devletin nerede, neyi, nasıl yapması gerektiğ ini a çıkça ortaya koymuştur. Bu araştırma Turizm Bakanlığı ve Başbakanlığın ilgili birimleri ile diğer kuruluşlara sunulmuştu. Gönül isterdi ki bizim başiattığ ımız bu çalışmaları devlet de kendi olanakları düzeyinde devam ettirerek elde edilen sonuçlara göre kendine bir tanıtım plan ve perspektifi çıkarsın. ANAT OLIA: Bunda biraz geç kalmadt mt? ULUSOY: Hayır, şimdi de geç 25

kalınmış değil. Bilindiği gibi tanıtım sorunu yıllardan beri Türkiye'nin gündeminde bulunmasına karşın, Körfez Krizi olayı ile çok daha çarpıcı biçimd ortaya çıktı. Bu yıl Tanıtma Fonu'ndan 20 milyon dolarlık bir bölümün turizm tanıtımına ayrılması yeterli olmamakla beraber, olumlu bir gelişmedir. Ancak bu ilk ad ımdır. E ğer bu ilk ad ım diğer adımlarla desteklenmezse, bir fırsat daha heba e dilmiş olur. Tanıtım konusunda yapılacak çalışmaların hedefine ulaşabilmesi için devletin ilgili kurumları mutlaka seyahat acentelerinin fikrini almalıdır. Bizim görüşlerimiz alınmadan yapılan, daha doğrusu yapıldığı san ılan tanıtırnın hiçbir sonuç vermediği, CNN'e verilen reklamlarda görüldü. CNN'e reklam verilmesine karşı değiliz. Ancak nereye, ne zaman, ne kad ar reklam verileceği Türkiye'nin turizm pazarı ile bağlantılı olmak zorundadır. Bugün Türk turizmi esas olarak Batı Avrupa ağ ırlıklıdır. CNN _ise daha çok ABD'de izlenen bir kanaldır. Yani bizim müşteri kitlemizin izlemediği bir medyad ır. Bu nedenle CNN 'e verilen reklamlar ne yazık ki hedefine ulaşmamıştır. Tanıtım konusunun uzmanlık gerektiren bir iş olduğu gerçeğinden hareketle bu işin mutlaka profesyonelce ve işin ilgilileri eliyle yapılması şarttır. Biz bugüne kadar bunu savunduk. Kendi olanaklarımızia yapabildiğimiz kadarını da böyle yaptık. Doğrusunun bu olduğunu sonuçlar a çıkça gösteriyor. ANATOLIA: Sayrn Ulusoy, TÜRSAB'm gerçekleştirmek istediği projeler hakkmda bilgi verir misiniz? ULUSOY : TÜRSAB olarak hedeflerimiz arasında lstanbul'a bir kongre merkezi kazandırmak ve yurtdışına yayın yapan turizm ağ ılıklı bir TV kanalının devreye sokulması başta geliyor. Bunun için TRT'nin 5. kanalının turizme ayrılmasını istiyoruz. Bu arada hemen gerçekleştirmek istediklerimiz arasında bir de, yıllardır kanayan bir yara halinde olan ve kaçak seyahat acenteciliğinin önlenmesinde önemli bir işlev göreceğine inandığımız 1618 sayılı yasanın değiştirilmesidir. Bu, aslında 21.yüzyıla girerken Türk turizminin de ihtiyacıdır. Bilindiği gibi seyahat acentalarinin kuruluş ve çalışmalarını düzenleyen ve TÜRSAB'ın kuruluş yasas ı olan 1618 sayılı yasa, 1972 yılında çıkarılmıştır. Çıkarıldığı gün itibariyle belki çok iyi bir yasa olan 1618, bugün sektörün eriştiği düzeyin gerisinde kalmışt ır. Bu nedenle yasa mutlaka günün koşullarına uygun hale getirilmelidir. Bunun için biz bir yasa tasarısı hazırladık. Dileriz bu dönem Meclisten geçer. ANATOLIA: Saym Ulusoy, dünya 'da ve Türkiye'nin komşu olduğu ülkelerdeki siyasal ekonomik ve toplumsal gelişmeler Türkiye turizmini sizce nas1l etkileyecektir. ULUSOY : Yugoslavya'da yaşanan olayların bir an önce sona ermesi ve ko mşu ülkenin istikrara kavuşması herkes gibi bizim de dileğimizdir. Aynı şekilde Cezayir'de meydana gelen siyasal gelişmeler de, dileriz bu ülke insanlarının yararına olacak biçimde sonuçlanır. Sözkonusu iki ülkenin bugün içinde bulundukları durum, sahip old ukları turizm potan-... Türk turizmi esas olarak Batı Avrupa $hklıdır. CNN ise daha çok ABD'de izlenen bir kanaldır. Yani bizim müşteri kltlemlzln izlemedlji bir medyadır. Bu nedenle CNN'e verilen reklamlar, ne yazık ki hedefine ulaşmamıştır. siyelinin, değerlendirmelerine ciddi bir engel oluşturmaktad ır. Bizim irademiz ve istemimiz dışında ko mşu ülkelerde gelişen bu olaylar, turizm a çisından bize yarayabilir. Nitekim, geçen yılın Eylül, Ekim, Kasım aylarında ülkemizde görülen canlanmada Yugoslavya'daki 600 bin civarındaki yatak kapasitesinin devredışı kalmasının önemli bir payı vard ır. Yugoslavya'nın bir an önce huzur ve istikrara kavuşmasını arzu ederiz. Ama bizim bu arzumuza rağmen olaylar devam ederse bundan turizm a çısından yararlanılabilir. Bu ülkeye giden turistler Türkiye'ye çekilebilir. Aynı şekilde Cezayir için de sözkonusudur. Tabi bu işin bir yan ı. Bir de madalyonun öteki yüzü vard ır. Bu da bizim bu olaylardan çıkaracağ ımız derstir. Yugoslavya ve Cezayir olaylarında görüldüğü gibi meydana gelen herhangi bir istikrarsızlık ilk önce turizm sektörünün vurm aktadır. Dolayısıyla bizim de burada çok dikkatli olmamız gerekir. Türkiye'nin, henüz yeni çıkabildiği uluslararası turizm pazarında varlığını koruyup geliştirebilmesi için ekonomik ve siyasal istikrarın büyük önemi var. Bu anlamda terör olayları biz turizmciler için endişe vericidir. Turizm, ancak barış ve istikrar temelinde gelişebilen bir sektörd ür. Dolayısıyla turizmciler tek tek insanlar olarak barış ve refahı her yerde ve bütün insanlar için savunurken, bu ayn ı zamanda işimizin gereğidir. Bu yüzden bütün turizmciler barış ve refahtan yanadır. Dünyada barış ve refah ne kadar gelişirse turizm sektörü ele o kadar gelişmesi bu anlamda sevindiricidir. Insanlık barış ve refaha doğru ilerleyecektir. Paktların dağılıp duvarların yıkılması, ırkç ı rejimierin tarihe karışmas ı insanlığın önüne yeni ufuklar açacak, bundan bütün insanlık ile beraber turizmciler de yararlanacaktır. ANATOLIA: Saym Ulusoy, değerli vaktinizi bize aylfarak bu söyleşiyi gerçekleştirme f1rsat1mbize tammamzdan dolay1 teşekkür ederim. ULUSOY: Ben teşekkür ederim. 26