Yakup Şakir Ali (Bahçesaray, 1890-1930) Yakup Şakir Ali 1890 yılında Bahçesaray'da doğdu. Babası esnaf olan şâir, bahçesaray'daki orta okulu bitirdikten sonra, 1905 yılında "Tercüman" gazetesinin matbaasında çalışmaya başladı. 1916 senesinden ölene kadar da değişik yerlerde öğretmenlik yaptı. İlk eserleri Tercüman gazetesinde çalışırken yayımlanan şâirin 1917 yılında "Duygularım" isimli şiir kitabı basılmıştır. "Oqu, Yaz" (1915), "Mektep ve Millî Til" (1916) gibi bazı eserleri eğitim - öğretimin önemini an- latarak, halkı cehaletten kurtarma gayesini gütmektedir. Bazı şiirlerinde de perişanlığı, içki, boşboğazlık gibi sosyal meseleleri işlemiştir. "Qış" (1914), "Tan" (1917), "Deniz ile Yel" (1917) gibi tabiat hadiselerini işlediği mmanzumeleri felsefî hayaller ve duygu keskinliği ile yazılmışlardır. Yakup Şakir Ali'nin Kırım Türk edebiyatındaki önemi, ilimî ve teknikle ilgili gelişmeleri canı gönülden alkışlaması ve işçiler hakkında ilk eserleri yazmış bir şâir olması ile belirir. ŞİİRLER MEKTEP VE MİLLİY TİL Parlaq fikir, teren aqıl qazanılır mektepte, Bundan maxrum qalan adam aqir olur elbette. İlim uner milliy tilni bunda öğrenir insan. Bir millete keregi ne ana til, ana lisan. Ne zevqlıdır mektep çağı, ana tili et tasil, Cealet bir siya leke bura üzerinden sil. Gaflet etme, çalış, çekiş, cealetten pek saqm. Rux berecek mektep sana, qaçma bundan kel yaqın! Mektep ilim deryasıdır, sen buna dal da çıq, Namlı, şuretli olursın, caillikni ur da çıq! MEKTEP VE MİLLİ DİL Parlak fikir, derin akıl kazanılır mektepte, Bundan mahrum kalan insan en sonda kalır elbette. İlim hüner millî dili bunda öğrenir insan. Bir milleti gerek olan ne, ana dil, ana lisan. Ne kadar zevklidir mektep dönemi, ana dili ile yap tahsil, Cehalet bir siyah leke bunu üzerinden sil. Gaflete düşme, çalış, uğraş, cehaletten sakın. Ruh verecek mektep sana, kaçma bundan gel yakın! Mektep ilim deryasıdır, sen buna dal da çık, Namlı, şöhretli olursun, cahilliği vur da çık! 1916
SAAT Sanki can vermiş buna insan oğlu, Çarxları turmadan döne! Aqreb ve yelquvan quva zamannı, Pulu da "tıq, tıq" ura, bu ne? Başlar düşmeye toqmaqlar aşağı, Çınıldayip çala üçni. Bitse qurumı tura cansız saat, Çalışmaya yetmey küçü! Ebet, cansız ve qansız bir nesnedir, Taqat quvet yoq belinde. Qardaş! Bu cian öyle bir ciandır, Er şey insanlar elinde. 2927 QARĞIŞ Aqiqata, seadete Leke urgan istibdat Körmez senden insan oğlu Ne meramet, ne imdat! Çoq zamanlar emdin, ezdin Gül kibi insanları, Astın, kestin, acımadın, Aqıthnalqanları. İnledi bunca mixnet, Meşaqat altında beşer, Xayır yerine doğdı sende Ep şer, ep şer, ep şer. SAAT Sanki can vermiş buna insan oğlu, Çarkları durmadan döner! Akrep ve yelkovan kovar zamanı, Pulu da "tık tık" vuruyor, bu ne? Başlar inmeye tokmaklar aşağı, Çınlayarak çalar üçü. Biterse kurumu durur cansız saat, Çalışmaya yetmez gücü! Evet, cansız ve kansız bir nesnedir, Takat, kuvvet yok belinde. Kardeş, bu cihan böyle bir cihandır, Her şey insanların elinde. BEDDUA Hakikate, saadete Leke vuran istibdat Görmez insan oğlu Ne merhamet, ne imdat! Uzun zaman emdin, ezdin Gül gibi insanları, Astın, kestin, acımadın, Akıttın al kanlan. İnledi bunca mihnet, Meşakkat altında beşer, Hayır yerine doğdu sende Hep şer, hep şer, hep şer. 2927 Yoq ol, yerlere bat! Anda çürüsin kemiklerin, İnsan boğmaq, yurt talamaq Endi senin emellerin Yapıştın saltanata, Qanlı taçlar, taxtlar qurdın, Qaranlıqlar içersinde Masum xalqm boynun urdın. Çalıştın xalq zararına, Mustabidler esabına, İç bir zaman qaramadın Aq - adalet kitabına. Yok ol, yerlere bat! Orada çürüsün kemiklerin, İnsanı boğmak, yurda köpek gibi saldırmak Şimdi senin emelin. Yapıştın saltanata, Kanlı taçlar, tahtlar kurdun, Karanlıkların içinde Masum halkın boynunu vurdun. Çalıştın halkın zararına, İstibdatçıların hesabına, Hiçbir zaman bakmadın Hak adalet kitabına.
Maxv ol! Yerlere keç! Çıq bu xalqnın arasından, Aq saqlasın al bayrağı, İstibdadın qarasmdan. 1917 MAALLE QAVESİ Mahvol, yerin dibine geç! Çık bu halkın arasından, Hak korusun al bayrağı, İstibdadın karasından. 1917 Boşboğazlar saba olsa, Pekkelerge tizilir, Vazkeçilir işten, küçten, Masallardan bezilir. Kimi söyler kimi dinler, Bundanlezetalırlar, Tenbelliknin menbaında Bunalaraq qalırlar. Sanra laflar bıraqılır, Oyunlara başlanır, Korse bunı vijdan exli, Parlaq közü yaşlanır. Qumarbazlar masalara Paraları yayarlar, Yenilgenler yengenlerge Xancerlerin dayarlar. En sonunda bu paraya Şarap, qonyaq süzülir, Bu alçaqlar ailesi Evde açtan üzülir. Bu borsuqlar yuvasında Keçer ömür boşuna, Çoq aile seadette, Baq onm turmuşına. Yazıq senin ayatına, Turma etrafına baq! Medeniyet ışıqıle Sen de çıraqını yaq! MAHALLE KAHVESİ Boşboğazlar sabah olunca, Sedirlere dizilir, Vazgeçilir işten, güçten, Masallardan bezilir. Kimi söyler, kimi dinler, Bundan lezzet alırlar, Tembelliğin menbaında Bunalarak kalırlar. Sonra laflar bırakılır, Oyunlara başlanır, Görürse bunu vicdan sahibi, Parlak gözü yaşlanır. Kumarbazlar masalara Paraları yayarlar, Yenilenler yenenlere Hançerlerini dayarlar. En sonunda bu paraya Şarap, konyak süzülür, Bu alçakların ailesi Evde açlıktan tükenir. Bu porsuklar yuvasında Geçer ömür boşuna, Çok aile saadet içinde, Bak (bir de) onun hayahna. Yazık senin hayatına, Durma, etrafına bak! Medeniyet ışınıyla Sen de lâmbanı yak! 1927 1917