Özel Yetkili Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi ne sunulmak üzere,



Benzer belgeler
AZINLIKLAR LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI NDA. BASKIN ORAN

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2010

2- Dâvanın, her biri hakkında aynı sebepten neşet etmesi. hükmü öngörülmüş. iken,

CEZA MUHAKEMESİNDE KATILAN

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

AKOFiS. Halkla İlişkiler Başkanlığı

T.C. D A N I Ş T A Y ONBEŞİNCİ DAİRE Esas No : 2014/9315 Karar No : 2015/9212

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...V ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XV GİRİŞ...1

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE ROMANYA ARASINDA HUKUKÎ KONULARDA ADLİ YARDIMLAŞMA ANLAŞMASI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR. Başvuru Numarası: 2013/8492. Karar Tarihi: 8/9/2014 İKİNCİ BÖLÜM KARAR

YILDIRIM v. TÜRKĐYE KARARIN KISA ÖZETĐ

Beraat Eden Sanıklar Müdafiinin Vek âlet Ücreti

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

FETHİYE. Tübakkom 10. Dönem Sözcüsü. Hatay Barosu.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR NURAN CEYLAN ÖZBUDAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/2890)

TÜRK YARGI SİSTEMİ YARGITAY Öğr. Gör. Ertan Cem GÜL MYO Hukuk Bölümü Adalet Programı

CEZA USUL HUKUKU DERSİ (VİZE SINAVI)

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü30 Mayıs 2009 CUMARTESİResmî GazeteSayı : ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

7035 SAYILI YASA İLE TEMYİZ SÜRELERİ DEĞİŞTİ

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2007

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2014/ Sayılı Kanunla Vergi Yargılamasına ve Ticaret Mahkemelerine İlişkin Getirilen Yenilikler

DİNÇEROĞLU AVUKATLIK BÜROSU A V U K A T HÜSEYİN ENİS DİNÇEROĞLU & ESRA AKKOÇ YAREN AHMET ŞEREF UYANIK & ELİFCAN TEKELİ STJ. AV.

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Kamulaştırma, Mülkiyet Hakkının Korunması, Ek Protokol - 1

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

İCRA VE İFLÂS KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN. Kanun No Kabul Tarihi :

MADDE GEREKÇELERİ MADDE

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BİLAL MÜŞTAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/233)

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş.K. /47

İŞ MAHKEMELERİ KANUNU

T.C ÇAYIROVA BELEDİYESİ HUKUK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

ÜÇÜNCÜ KISIM Olağanüstü Kanun Yolları. BİRİNCİ BÖLÜM Karar Düzeltme ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının İtiraz Yetkisi

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

İkinci Bölüm CEZA MUHAKEMESİNİN EURELERİ UE YÜRÜYÜŞÜ 7. CEZA MUHAKEMESİ TEŞKİLATI CEZA MUHAKEMESİNİN ŞARTLARI... 56

İSTANBUL 10.AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA

Kanun No Kabul Tarihi :

İÇİNDEKİLER. Giriş 1 SORUŞTURMA EVRESİ. 1. SORUŞTURMA KAVRAMI ve SORUŞTURMANIN AMACI 3 2. SORUŞTURMANIN YÜRÜTÜLMESİNDEN SORUMLU MERCİ

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU İKİNCİ DAİRE KARARI Esas No 2013/149. Karar No 2013/1034

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

Mevzuat Kroniği CEZA HUKUKU

CEZA MUHAKEMESİNDE SES VE GÖRÜNTÜ BİLİŞİM SİSTEMİNİN KULLANILMASI HAKKINDA YÖNETMELİK. (Resmi Gazete: 20 Eylül 2011, sayı: 28060) BİRİNCİ BÖLÜM

Adli Yadım Bürosu ADLİ YARDIM BÜROSU

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

DAVACI : Nesrin Orhan Şahin vekilleri Av.Serap Yerlikaya ve Av.İlter Yılmaz

[Miloseviç / Hollanda ve diğer NATO üyeleri Davası] 1 Karar Tarihi:20 Aralık 2001

İlgili Kanun / Madde 818 S.BK /125 İŞ KAZASI ZAMAN AŞIMININ BAŞLANGICININ MALULİYET ORANIN KESİN OLARAK TESPİT EDİLDİĞİ TARİH OLDUĞU

İSTANBUL ANADOLU CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI NA. : Şüpheli hakkında suç duyurusu dilekçemizin sunumudur.

İktisat Bölümü CEZA USUL HUKUKU BAHAR DÖNEMĐ ARA SINAVI CEVAP ANAHTARI

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

Yargı ÜNİTE. Amaçlar. İçindekiler

İŞ KAZALARINDA TEKNİK BİLİRKİŞİLİK. Prof. Dr. Talat CANBOLAT Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ SİRKÜLER RAPOR MEVZUAT

Sayı : [02] /556/ /01/2013

Sirküler Rapor /108-1

5. A. TELEFON DİNLEMELERİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER

Sayı: Ankara, 24 /03/2014 ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2012/33 Ref: 4/33. Konu: ÇEK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN YAYINLANMIŞTIR

Muratcan GÖKDEMİR İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ NDE SORUŞTURMA USULÜ

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

Karar No: 388/2 Karar Tarihi:

ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU MÜRACAAT SÜRECİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR:

3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun bu hükmünden yola çıkarak, İçişleri Bakanlığının emniyet ve asayişi sağlamada, yürütme organları olarak

AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE YAPILMIŞ BAZI BAŞVURULARIN TAZMİNAT ÖDENMEK SURETİYLE ÇÖZÜMÜNE DAİR KANUN YAYIMLANDI

ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ

HASAN BALIKÇI ONUR ÖDÜLÜ PROF. ONUR HAMZAOĞLU NA

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Genç Asliye Ceza Mahkemesi

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti

İlgili Kanun / Madde 4688 S. KGSK. / S. STSK/9

T.C İZMİR BÖLGE İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2012/4000 KARAR NO : 2012/4285 YARGILANMANIN YENİLENMESİNİ İSTEYEN (DAVACI) :

8 Nisan 2016 CUMA Resmî Gazete Sayı : YÖNETMELİK

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Anahtar Kelimeler : Merciine Tevdi Kararı, Süre Aşımı Dava Açma Süresi

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı. Yargı Örgütü Dersleri

BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar, İlkeler, Esaslar

Alman Federal Mahkeme Kararları

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

İLK İTİRAZ, CEVAP, TEMYİZ VE KARAR DÜZELTME SÜRELERİ

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

İlgili Kanun / Madde 3201 S.YHBK./3

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA

Ceza Usul Hukuku (LAW 403) Ders Detayları

İstinaf Kanun Yolu ile Temyiz Kanun Yolu Arasındaki Fark Nedir? Hukuk Davası İçin İstinaf Mahkemesine Başvuru Şartları

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN ileti5252

BİLİRKİŞİ GÖRÜŞÜNE BAŞVURULMASINA VE BİLİRKİŞİLERİN GÖREVLERİNİ YERİNE GETİRMELERİNE İLİŞKİN ESAS, USUL VE İLKELER

I sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunun başvuru konusu kuralının Anayasaya aykırılığı sorunu:

Yorumluyorum. Ceza Hukuku Perspektifinden Güncel Olaylara Bakış

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

Trabzon üçüncü noteri olan davalı ise, süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I

Transkript:

1 01 Kasım 2010 Özel Yetkili Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi ne sunulmak üzere, Sayın Avukat Metin İriz e, Tarafıma yapmış olduğunuz 28 Ekim 2010 tarihli müracaat üzerine ve sunmuş olduğunuz dosya içeriği çerçevesinde yapılan inceleme sonucu işbu bilimsel mütalaa hazırlanmıştır. Bilimsel Mütalaa I) Ceza Muhakemesi Kanunu ve Yargıtay İlke Kararı Açısından Uzman Mütalaasının Yasal Dayanağı A) Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK nın 178. maddesi şöyle demektedir: Çağrılması reddedilen tanığın ve uzman kişinin doğrudan mahkemeye getirilmesi Madde 178 (1) Mahkeme başkanı veya hâkim, sanığın veya katılanın gösterdiği tanık veya uzman kişinin çağrılması hakkındaki dilekçeyi reddettiğinde, sanık veya katılan o kişileri mahkemeye getirebilir. Bu kişiler duruşmada dinlenir. Bu madde, mahkemenin uzman kişiyi dinlemesini zorunlu kılmaktadır ve yoruma tabi değildir. B) Yargıtay İlke Kararı Yargıtay Ceza Genel Kurulu nun 9.10.2007 tarih, 2006/7-336 esas, 2007/198 karar sayılı ilke kararı, yasanın bu hükümleri paralelinde şöyle demektedir: Soruşturma ve kovuşturma makamlarınca derlenmiş bilirkişi mütalaaları ile tarafların kendi girişimleriyle aldırmış oldukları özel bilimsel görüşlerin duruşma evresinde tartışılma ve değerlendirilmesi usulünün farklı olmayıp aynı hükümlere tabi bulunduğu 1

2 gözetilmeyerek ( ) ilk hükmün tefhim edildiği oturumda, kişilerin kendi girişimleriyle düzenlettirildiği anlaşılan bilimsel görüşün sahibinin uzman tanık olarak dinlenmesi sonrasında, serdedilen görüşe karşı diyeceklerini bildirmek üzere süre isteyen sanık müdafilerinin bu istekleri ile ilgili olarak makul süre tanımak ve 5271 sayılı Yasanın 67/6, 68/3, 214/3, 215, 216 ve 217 nci maddelerince değerlendirme yapmak gerekirken, savunma hakkını kısıtlayacak biçimde istemin reddine hükmedilmesi ve bu konudaki bozma kararına usule aykırı gerekçelerle direnilmesi isabetli görülmemiştir. Bu bilimsel mütalaa, bu yasal dayanak çerçevesinde hazırlanarak başvurucuya sunulmuştur. II) Olay Özel yetkili Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi nde görülmekte olan 2010/444 sayılı ceza davasında bir kısım sanıklar anadilleri olan Kürtçe ile beyanda bulunma ve savunma yapma talebinde bulunmuşlardır. Sanıkların bu talepleri, adı geçen mahkemenin ara kararıyla reddedilmiştir. III) Çözümü Gereken Hukuksal Sorun Bu olayda, sanıkların Türkçeden başka bir dilde savunma yapma talebinin ve bu talebin mahkeme tarafından reddinin, Türkiye Cumhuriyeti iç mevzuatı ve Türkiye Cumhuriyeti ni bağlayan uluslararası belgeler açısından hukuken mümkün olup olmadığı, çözümü gereken hukuksal sorunu oluşturmaktadır. IV) Olayla İlgili Mevzuat ve Tartışılması A) Lozan Barış Antlaşması Md. 39/5 Bilindiği üzere, Türkiye de Cumhuriyet rejimi 29 Ekim 1923 tarihinde kurulmuştur. Devlet ise bundan önce, 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Barış Antlaşması yla kurulmuştur. Nitekim Lozan görüşmelerine gönderilen heyet Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti adına gitmiştir ve üç delege (Hariciye Vekili, Edirne Milletvekili İsmet Paşa; Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekili, Sinop Milletvekili Dr. Rıza Nur Bey; Eski Vekil, Trabzon Milletvekili Hasan Bey) bu hukuksal varlığın temsilcileridir. Fakat imzalanan Antlaşma nın dibacesinde taraflar sayılırken ve Türkiye denmesinden de 2

3 anlaşılabileceği gibi, Türkiye nin bir devlet olarak hukuksal varlığı bu antlaşmayla tescil edilmiştir. Yani Lozan Barış Antlaşması, Türkiye nin kurucu antlaşmasıdır. Antlaşma nın konumuzla ilgili olan 39/5 maddesi şöyle demektedir: Devletin resmî dili bulunmasına rağmen, Türkçeden başka dil konuşan Türk uyruklarına, mahkemelerde kendi dillerini sözlü olarak kullanabilmeleri bakımından uygun düşen kolaylıklar sağlanacaktır. Madde tahlil edildiğinde şu hususlar öne çıkmaktadır: 1) Türkçeden başka dil konuşan Türk uyruklarının mahkemelerde kendi dillerini sözlü olarak kullanabilme hakkı, md. 39/5 tarafından, devletin bir resmî dilinin mevcut olduğu hususu dikkate alınarak düzenlenmiştir. 2) Uygun düşen kolaylıklar dan kasıt, en başta, bir tercüman teminidir. 3) Kendi dilleri nden kasıt, tarafların anadilidir. Duruşma dilini/resmî dili ne kadar iyi anlarsa anlasın veya konuşursa konuşsun, ilgili tarafın kendini en iyi ifade edebileceği dil, ilke olarak anadildir. Bu husus, savunma hakkı gibi en önemli hususun duruşma sırasında en iyi biçimde icra edilmesini sağlamak gerekçesiyle düşünülmüştür. 4) Buradan kalkarak, şu husus da kuşku götürmez: Mahkemede, Ben okula/kursa giderek başka diller de öğrendim; bu dillerden birinde konuşmak istiyorum denemez. Bu, mahkemeyi fuzuli yere işgal edecek bir hak suiistimali olur. 5) Kendi dillini kullanma hakkı, maddeye göre yalnızca sözlü olarak geçerlidir. Yazılı olarak mümkün değildir. Sonradan kadük olan ve yerine Lozan Barış Antlaşması geçen 10 Ağustos 1920 tarihli Sevr Barış Antlaşması md. 145/4, ister sözlü ister yazılı olsun diyerek, mahkemede kendi dili ni yazılı olarak kullanmayı da mümkün kılmıştı. Lozan da yalnızca sözlü kullanma hakkı tanınmıştır. Böylece, Türkçeden başka bir dilin yazılı olarak hiçbir resmî dairede kullanılmaması sağlanmıştır. 6) Madde 39/5, Türkiye Cumhuriyeti nde Türkçeden başka bir dili, sözlü olarak dahi olsa, resmî dairelerde kullanma hakkının tek örneğidir. Ayrıca, anadili resmî dil Türkçeden farklı olanlara bir pozitif hak (çoğunluğun sahip olduğu hakkın ötesinde bir hak) getirmesi açısından, gayrimüslimler dışındaki TC vatandaşlarına pozitif hak getirilmesinin de tek örneğidir. 7) Madde 39/5 hükmü, 12 Eylül askerî darbe rejimi başta olmak üzere Türkiye de zaman zaman ihlal edilmiş olmakla birlikte, hiçbir biçimde değiştirilemez. Çünkü yine Lozan Barış Antlaşması nın 37. maddesi hükmüyle Türkiye, Madde 39 un da arasında 3

4 bulunduğu kimi Lozan maddelerini hiçbir biçimde değiştirmemeyi çok kesin ifadelerle taahhüt etmiştir: Türkiye, 38. maddeden 44. maddeye kadar olan maddelerin kapsadığı hükümlerin temel yasalar olarak tanınmasını ve hiçbir kanunun, hiçbir yönetmeliğin ve hiçbir resmî işlemin bu hükümlere aykırı ya da bunlarla çelişir olmamasını ve hiçbir kanun, hiçbir yönetmelik ve hiçbir resmî işlemin söz konusu hükümlerden üstün sayılmamasını yükümlenir 8) 39. Maddenin tamamı, Lozan Barış Konferansı na Müttefik Devletler ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti nin birlikte önerisi olarak sunulmuştur. Madde ayrıca, Birinci Dünya Savaşı nı bitiren benzeri antlaşmaların standart ve ortak hükmüdür. B) Lozan Barış Antlaşması Md. 39 Hükmüne Yapılmış İtirazlar ve Geçersizlikleri Md. 39 hakkında, hukuki geçerliği bulunmayan kimi itirazlar öne sürülmüştür. Bunlar ve yanlışlıkları aşağıda belirtilmiştir: 1) Bu madde sadece gayrimüslim TC vatandaşları içindir. Bu itiraz, maddede Gayrimüslim Türk uyruklarına değil, Türk uyruklarına yazdığına dikkat etmemekten ileri gelmektedir. 2) Sanıklar Türkçe anlıyor/biliyor; onun için Kürtçe savunma yapamazlar. Oysa, madde 39/5 söz konusu hakkı Türkçe bilmeyen lere değil, Türkçeden başka dil konuşan lara vermektedir. Madde, Türkçe biliyor-bilmiyor ayrımı yapmamaktadır. Çünkü yukarıda da belirtildiği gibi, savunma hakkından daha önemli hiçbir hak yoktur ve bu hak en iyi biçimde ancak insanın en iyi bildiği dil olan anadili üzerinden kullanılabilir. Diğer yandan, bu hakkı açıkça veren 39/5 varken, meramını anlatacak kadar Türkçe bilmiyorsa tercüman öngören Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) md. 202 den ve sanık duruşma dilini anlamıyorsa tercüman getirtilir diyen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi md. 6/e den söz etmek hukuken imkansızdır. 3) Md. 39/5 gayrimüslim TC vatandaşları dışındakilere, yani Kürtlere uygulanamaz, çünkü Lozan da bu maddenin yer aldığı kesimin başlığı Azınlıkların Korunması dır. Bu iddia, buradan kalkarak, maddenin sadece Türkiye ce tanınmış azınlıklar yani gayrimüslimler için konmuş olduğunu ve hukuken azınlık statüsünde olmayanlara, mesela Kürtlere uygulanamayacağını ileri sürmektedir. 4

5 Lozan Barış Antlaşmasının 37 ilâ 45. Maddelerini içeren Üçüncü Kesim in başlığının Azınlıkların Korunması olduğu doğrudur. Fakat bu iddia birkaç temel yetersizlikten kaynaklanmaktadır: a) Yeterli tarih bilgisine sahip olmamak: Azınlık Hakları teriminin 16. Yüzyıldaki Reform hareketinden bu yana uluslararası belgelerde kullanılmasına karşılık, insan hakları terimi siyaset bilimi literatürüne 1789 İnsan ve Vatandaş Hakları Beyannamesi yle girdiği halde, uluslararası sözleşme ve belgelere ancak 26 Haziran 1945 tarihli Birleşmiş Milletler Antlaşması nın 1/3 maddesiyle girmiştir. Lozan Barış Antlaşması nın yapıldığı 1923 tarihinde bu başlığın böyle konulmasının sebebi budur. Zaten, yukarıda da belirtildiği gibi, bu Üçüncü Kesim in başka maddelerinde kullanılan Gayrimüslim Türk uyrukları terimi yerine 39/5 te Türkçeden başka dil konuşan Türk uyrukları teriminin kullanılmış olduğu hatırlanırsa, bu tarihsel bilgiye müracaatın bile fuzuli olduğu açıktır. b) Hukuki yorum tekniklerine yeterince vakıf olmamak: Azınlık terimi spesifik (özel) değil, jenerik (genel) bir terimdir. Herhangi bir antlaşma 1969 Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi ışığında yorumlanırken, orada geçen spesifik terimler antlaşmanın yapıldığı tarihteki olağan anlamlarında alınırlar. Fakat jenerik terimlerin anlamı, zaman içinde uluslararası hukukta meydana gelen gelişmeler de dikkate alınarak belirlenir. Örneğin, Yunanistan ın Türkiye aleyhine açtığı Ege Denizi Kıta Sahanlığı davasında Uluslararası Adalet Divanı, 1978 tarihli kararında, Yunanistan ın teritoryal statüsüne ilişkin uyuşmazlıklar ifadesini yorumlarken, bu terimin (Yunanistan ın iddiasının aksine) 1928 veya 1931 deki anlamının kabul edilmesi yerine, hukuktaki gelişmeleri izleyerek 1978 de sahip olduğu anlamın esas alınarak yorumlanması gerektiğini bildirmiştir. Bu nedenle, Lozan ın yapıldığı 1923 tarihinde uluslararası planda insan hakları kavramı olmadığı halde, Lozan daki Azınlıkların Korunması terimini bugün artık bu terimin bir parçası olduğu insan haklarının korunması bağlamında almak zorunludur. c) Lozan ı yeterince incelememek: Lozan konusunda Türkiye de çok sayıda yanılgı mevcuttur. Fakat bunlardan iki tanesi yaygın ve vahimdir. Birincisi, Antlaşma nın yalnızca Rumlara, Ermenilere, Yahudilere uygulandığı yanılgısıdır (çünkü Antlaşma bu isimleri saymaz; tüm gayrimüslimlere hak getirir). İkincisi, Antlaşma da getirilen hakların yalnızca gayrimüslim azınlıklara ait olduğu yanılgısıdır. Oysa Antlaşma nın Azınlıkların Korunması başlığı altındaki Üçüncü Kesim i 4 ayrı gruba hak getirmektedir ve bu nedenle de tam bir insan hakları belgesidir: 5

6 - Gayrimüslim TC vatandaşları (md. 38/3, 39/1, 40, 41/1 ve 2, 42/1, 43) - Türkçeden başka dil konuşan TC vatandaşları (md. 39/5) - Tüm TC vatandaşları (md. 39/3, 39/4) - Türkiye de oturan herkes (md. 38/1 ve 2, 39/2; bu haklar yabancıları bile kapsar). Mesele şuradadır ki, Lozan da getirilen azınlık statüsü ile Lozan da getirilen hakları birbirine karıştırmamak gerekir. Lozan yalnızca gayrimüslimlere uluslararası garanti altında azınlık statüsü vermiştir, fakat yukarıdaki diğer üç gruba da (uluslararası garantiye girmeyen ama iç hukuka giren) kimi haklar getirmiştir. C) Lozan Barış Antlaşması Md. 39/5 in Türk İç Hukukundaki Yeri 1) Lozan Barış Antlaşması, 23 Ağustos 1923 tarih ve 340 sayılı Lozan Sulh Muahedenamesinin Kabulüne Dair Kanun la Türk mevzuatına dahil edilmiştir. 2) Md. 39/5, kendisiyle çelişebilecek iç mevzuat hükümleri bulunduğu takdirde (ör. yukarıda zikredilen CMK md. 202), onlar üzerinde üstünlük sahibidir: a) Yukarıda da belirtilen Lozan md. 37 hükmü nedeniyle iç mevzuata üstündür, b) Temel hak ve özgürlüklere ilişkin bir hüküm olması nedeniyle iç mevzuata üstündür. Çünkü Anayasa md. 90 a 07 Mayıs 2004 tarihinde eklenen 5. fıkra şöyle demektedir: Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır. V) Sonuç Tarafıma tevdi edilen dosya içeriği özenle incelenmiş, yukarıda açıklanan gerekçelerle şu sonuçlara varılmıştır: A) Söz konusu davada sanıkların en iyi bildikleri dilde konuşmaları ve savunma yapmaları; yasalardan da üstün olan, Türkiye nin kurucu antlaşması Lozan Barış 6

7 Antlaşması md. 39/5 in açık hükmü gereğidir. Oysa olayımıza bakan mahkeme tarafından bir ara kararla engellenmiştir. B) Başka dilde savunmak yapmakta ısrar ederse susma hakkını kullanmış sayılacaktır hükmü bir süredir mahkemelerimizde ara karar veya mahkeme kararı biçiminde görülmektedir. Hatta bazı mahkemeler, aynı suçtan yargılanan iki sanıktan birine Türkçe savunma yaptığı için duruşmadaki iyi hali indirimi uygularken, ikincisine sırf Kürtçe savunma yaptığı için aynı indirimi uygulamaktan kaçınmaktadırlar (Cem Emir, Radikal, 22 Eylül 2010). Lozan 39/5 in açık hükmü karşısında, bu gibi hukuk dışı durumlar Türk adaletini yıpratmaktadır. C) Mahkemelerimizin bu tutumları yalnızca Lozan 39/5 i ihlalle kalmamakta, ayrıca şu hukuk dışı durumlara yol açmaktadır: 1) Anayasa nın Hak Arama Hürriyeti başlıklı 36. maddesi nedeniyle Savunma Hakkını Engelleme gibi bir hukuk ihlalinde bulunmaktadır, 2) TCK nın 257. maddesinde düzenlenen Görevi Kötüye Kullanma gibi bir hukuk ihlalinde bulunmaktadır, 3) 2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu nun Disiplin Hükümleri bölümünde yer alan Yer Değiştirme Cezası başlıklı md. 68/b de düzenlenen Yaptıkları işler veya davranışlarıyla görevini doğru ve tarafsız yapamayacağı kanısını uyandırmak biçimindeki disiplin maddesini ihlal etmektedir. Bilgilerinize saygılarımla sunarım. 01 Kasım 2010 Prof. Dr. Baskın Oran Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü E. Öğretim Üyesi 7