SONDONEM OSMANLI AHLAK TERBiYECiLERi. A e

Benzer belgeler
penceremi ışığa açıyorum PARMAKLIKLAR ARKASINDAKİ YÜREKLERİ IŞIKLA BULUŞTURUYORUZ

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

ÇALIŞAN GENÇLERLE EL ELE

Esmâu l-hüsnâ. Çocuklar ve Gençlere, 4 Satır 7 Hece

1. BÖLÜM DİN HİZMETLERİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar


EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

ŞUHUT MÜFTÜLÜĞÜ 2014 YILI II. DÖNEM (NİSAN-MAYIS-HAZİRAN) VA'Z VE İRŞAD PROGRAMI

T.C. BAŞBAKANLIK Diyanet İşleri Başkanlığı.... VALİLİĞİNE (İl Müftülüğü)

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Ü N İ T E L E N D İ R İ L M İ Ş Y I L L I K D E R S P L A N I

Kazanım: : Vatanımız için mücadele eden insanların fedakarlıklarını öğrenerek vatanseverlik duygusunu artırır.

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

CEVDET ŞAMIKOĞLU İLKOKULU/ORTAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ PROGRAMI MART - NİSAN AYLARI FAALİYET RAPORU

Psikoloji, Din ve Eğitim Yönüyle İNSANÎ DEĞERLER

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

dinkulturuahlakbilgisi.com

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

D İ N H İ Z M E T L E R İ G E N E L M Ü D Ü R L Ü Ğ Ü AİLE VE

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı ORTAÖĞRETİM TEMEL DİNÎ BİLGİLER DERSİ (İSLAM, I-II) ÖĞRETİM PROGRAMI

İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ ( 2014 YILI 2. DÖNEM )

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

Editör. Din Eğitimi. Yazarlar Doç.Dr. Hacer Aşık Ev. Doç.Dr. Hasan Dam

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS


İSTANBUL VALİLİĞİ «İSTANBUL UN ÇOCUK YAZARLARI» PROJESİ SELİMPAŞA AHMET ZİYLAN İLKOKULU PROJE SINIFI 3/A

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı ORTAOKUL TEMEL DİNÎ BİLGİLER DERSİ (İSLAM; I-II) ÖĞRETİM PROGRAMI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

AKASYA KOLEJİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DEĞERLER EĞİTİMİ YILLIK ÇERÇEVE PROGRAMI

İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ 2014 YILI 2. DÖNEM BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ (NİSAN-MAYIS-HAZİRAN )

2017/2018 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BALIKLI İLKOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ YILLIK ÇALIŞMA PLANI

ALPER DURU ANAOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DEĞERLER EĞİTİMİ PROJESİ ARALIK AYI DEĞER KONUSU SEVGİ

İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ

İZMİR İL MÜFTÜLÜĞÜ BAYAN VAAZ ÇİZELGESİ ( 2014 YILI 1. DÖNEM )

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş gazileri ziyaret etti

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

BATIKENT O ZEL I NCI OKULLARI YAŞAYAN DEĞ ERLER EĞ I TI MI PROĞRAMI

GEREDE MÜFTÜLÜĞÜ 2014 YILI IV. ÜNCÜ DÖNEM (EKİM-KASIM-ARALIK AYLARI) VAAZ PROGRAMI

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

Matematik Öğretimi. Ne? 1

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

Azrail in Bir Adama Bakması

İNSANİ DEĞERLER HAREKETİ

2018 Yılı 1. Dönem Vaaz Listesi

Gençliğin Gelişimi ve Problemleri Karşısında Din Görevlileri

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

DEBİP DENİZLİ EĞİTİMİNDE BAŞARIYI İZLEME VE GELİŞTİRME PROJESİ

HAKAN ÇAVUŞOĞLU: YUNANİSTAN İÇİN ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAYA HER ZAMAN HAZIRIZ" Cumartesi, 04 Kasım :31

Ders Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4. Ders Bilgileri. Ön Koşul Dersleri

ÖZEL ANAKENT İLKOKULU EĞİTİM ve ÖĞRETİM DÖNEMİ DEĞERLER EĞİTİMİ PROJESİ MART NİSAN FEDAKARLIK FEDAKARLIK BİLİNCİ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 1. DÖNEM KTS ÇALIŞMA RAPORLARI GÖYNÜK İMAM HATİP ORTAOKULU

:30-12: :30-12: :30-12: :30-12: :30-12:30 AYHAN KAYA

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet.

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

Gençlik Eğitim Programları 7. SINIF SİYER-İ NEBİ

e-imza Prof. Dr. Şükrü ŞENTÜRK Rektör a. Rektör Yardımcısı

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

UMRE YOLCULARI EĞĠTĠM PROGRAMI 2018 YILI UMRE ORGANĠZASYONUNUN SERVĠSLĠ (24 GÜNLÜK) 16. TURU UMRE SEMĠNER PROGRAMI

Yardımlaşma ve Dayanışma Nedir? Yardımlaşma ve Dayanışmanın Önem ve Faydaları Nelerdir?

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

İlköğretim Fen ve Teknoloji Öğretim Programı. Fen ve Teknoloji Program ve Planlama Dersi

AİLE DİNİ REHBERLİK BÜROSU

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

KAVUŞTURAN İLKOKULU-ORTAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ YILLIK ÇALIŞMA PLANI HAFTA KAZANIM YAPILACAK ETKİNLİKLER

OKULUMUZDA DEĞERLER EĞİTİMİ ÇALIŞMALARI. Sevgi Etkinlikleri Sunum Planı

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

DİNÎ SÖYLEMİN ÖNEMİ. Tartışmalı İlmî Toplantı PROGRAM - DAVETİYE 16/18 EKİM 2015 TOPLUMSAL BİRLİĞİN GÜÇLENDİRİLMESİNDE

2014 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU HZ. PEYGAMBER VE İNSAN YETİŞTİRME DÜZENİMİZ

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

Moro Müslümanları Üzerine 99 KENDİ LİDERİNİN KALEMİNDEN BANGSAMORO MÜCADELESİ

Tartışmalı İlmî Toplantı PROGRAM - DAVETİYE ARALIK 2013

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

2016 YILI RAMAZAN AYI VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

T.C. BAŞBAKANLIK Diyanet İşleri Başkanlığı. (İl Müftülüğü)

ÖZGEÇMİŞ /1322;

SON DÖNEM OSMANLI MÜTEFEKKİRLERİ ve AHLAK ANLAYIŞLARI

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17

2015 YILI 3. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI Pazartesi Öğleden Önce Şevket ŞİMŞEK Uzman Vaiz Kapucu Camii

GENÇLİK EĞİTİM PROGRAMLARI

NİLÜFER İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2012 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

Tokat Plevne İmam Hatip Ortaokulu Öğrencilerinin Sorularına cevaplarımız

İŞARET DİLİNİN GELİŞİMİ KURUMLARARASI İŞBİRLİĞİNE BAĞLIDIR - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Transkript:

".. SONDONEM OSMANLI AHLAK TERBiYECiLERi A e ve.ahlak TERBIYE SI

o en sar "' Er_-JSAR NEŞRiYAT TiC. A. Ş. ISBN: 978-605-9991-56 8 Sertifika No: 17576 İSLAMI İLİMLER ARAŞTIRMA V AKFI Tartışmalı l1.mi Toplantılar Dizisi: 80 KitabınAdı Son Dönem Osmanlı Ahlak Terbiyecileri ve Ahlak Terbiyesi Yayın Hazırlığı Dr. İsmail KURT - Seyit Ali TÜZ Organizatör - Editör Prof. Dr. M. FarukBAYRAKTAR Diizce O. nahiyat Fakültesi Dekanı Kapak Tasarun Halil YILMAZ Baskı: Pasifik Ofset Cihangir Mh. Güvercin Cd. Baha İş Merkezi Hararnidere - Avcılar /İstanbul, 0212 412 17 00 $ertifika No: 12027 ı. Basım Mart 2015 /1.000 adet basılmıştır. İletişim Adr~ si: Ensar Neşriyat Tic. A.Ş. Oruçreis Malı. Giyimkent 12. Sokak No: 40-42 Esenler/İstanbul Tel: (0212) 491 19 03-04 Faks: (0212) 438 42 04 www.ensarnesriyatcom.tr eosar@ensarnesriyatcom.tr

VII A <) AHMET CEVAT EMRE ve AHLAK ANLAYlŞI Hüseyin YILMAZ* Gi riş islam inancına göre insan yaratılmışların en mükemmelidir. Insan için mükemmellik, hem yaratılış hem de diğer canlılara göre daha sorumlu davranabilmesinden kaynaklanmaktadır. I nsanı insan yapan özelliklerin başında şüphesiz ahlak yer almaktadır. Kısacası ahlak, bireye ve topluma değer kazandıran en önemli özelliktir. Sağlıklı topumlar, şüphesiz ahlaki olgunluğa ulaşmış bireylerden oluşur. Beden ve ruhun uyumu sayesinde ahlaka dönüşen davranışlar tek tek bireyleri yüceltmekte ve böylece toplumun değer katsayısını artırmaktadır. Ahlaki değerlerden uzak bir toplumda sosyal uyumdan, barış ve huzurdan söz edilemez. Hayat şartlarının giderek zorlaştığı bir ortamda insanların gönül, zihin ve vicdan yönünden huzur ve mutluluğa ulaşması, ancak ahlaki değerlerin bireysel ve sosyal bir erdeme dönüşmesiyle mümkündür. Çağımızda, bilim ve teknik imkanlar yönünden son derece önemli gelişmeler yaşanmakla birlikte, giderek artan bir ahlak erozyonuyla karşı karşıya bulunduğumuz da bir gerçektir. Çıkarc ı lık, maddiyat düşkünlüğü, şehvet ve şöhret tutkunluğu, kültürel değerlerden uzaklaşma gibi, daha pek çok olumsuzluk insanlığın huzur ve refah (nı a<:feta tehdit etmektedir. Işte bu tehdit karşısında toplumun dinamik yapısını koruyabilmek, ancak ahlaki gelişimle mümkündür. Ahlaki değerlerin hangi -kaynaktan besl~ndiği son derece önemlidir. Tarih boyunca insanın üstün bir ahlaka nasıl sahip olacağı konusu hep gündemdeki yerini korumaktadır. Insanlar arasında ortaya çıkan kin ve nefret duyguları, savaşlar, adaletsizlikler, zulüm ve hak- * Prof. Dr., Cumhuriyet üniversitesi ilahiyat Fakültesi, hyilmaz1969@hotmail.com

214 SON DÖNEM OSMANLI AHLAK TERBİYECİLERİ VE A.Hl.AK TERBİYESİ sızlıklar karşısında birçok din ve felsefe kurtuluşun ve ideal insanı oluşturmanın yollarını aramaktadır. Pek çok toplum tarafından benimsenen evrensel nitelikli ahlaki değerler bulunmasına rağmen, her toplumun kendine özgü bir ahlak anlayışı vardır. Sahip olunan inanç, kültür, ırk, coğrafi özellikler, eğitim sistemi, tarihi ve kültürel bağlar gibi, pek çok unsur, toplumların sahip olduğu ahlak anlayışında oldukça etkilidir. Ancak bazı toplumlarda ahlak adına nice ahlaksızlıkların yaşandığı da bir gerçektir. Sağlam bir temelden yoksun pek çok alışkanlığın bazı toplumlarda zamanla ahlak zannedildiği görülmektedir.. O nedenle hangi davranışı n ahlaki ve hangi davranışın ahlak dışı olduğunu doğru değerlendirmek gerekir. Her toplumun inanç ve yaşam biçimi, kendi ahlak anlayışını oluşturmaktadır. Geçmişten günümüze topll!mlarda gelişen ahlak ekollerini, dayandığı esasların kaynağına göre din dışı ve dini ahlak ekolleri şeklinde değerlendirmek mümkündür. Din dışı ahlak denilince, temeli dine dayanmayan, emir ve otoritesini dinden almayan, Allah ve Ahiret inancından etkilenmeyen, hesaba çekilme düşüncesi bulunmayan ahlak sistemleri anlaşılmaktadır. Kaynağını dinden alan ahiakın temeli Allah'a ve insan haklarına saygı ilkesine dayanırken; dine dayanmayan ahlak. gücünü kanunlardan ya da toplumun kınamasından almaktadır. Toplumların büyük çoğunluğunda ahlaki değer ve ilkelerin kaynağı dindir. Her din, bireyin davranışlarını düzenleyen ahlaki kurallara sahiptir. Halk arasında ahlaklı olmak dindarlık, ahlak erozyonu da dini değerlerden uzaklaşmaanlamına gelmektedir. Dine dayalı ahlak anlayışında ahlak esasları, Allah'ın emirlerine göre şekillenmektedir. Yani dini ahlakta hayır ile şerrin, iyi ile kötünon takdiri ilahi otoriteye bırakılmıştır. Dinde öngörülen ibadet ve yasaklarda bireyleri ahlaken olgunlaştırma ve yüceitme hep ön plandadır. Islam inancı açısından ahiakın kaynağı ilahi vahiy yani Kur'an-ı Kerim'dir. lik peygamber Hz. Adam'den itibaren bütün peygamberler, öncelikle yaşadıkları toplumda güzel ahlaki tamamlamak ve insani değerleri yüceltmek için gönderilmiştir. Kısacası peygamberler, topluma ahlak dersi vermek üzere görevlendirilen öğretmenlerdir. "Ben, ancak güzel ahlaki tamamlamak için gönderildim" buyuran Muhammed (s.a.v.), ahlak dersinin en mükemmel öğreticisi olmuş ve hayatı boyunca sergilediği örnekliğiyle kendisine inananları Allah'ın razı olacağı ahlak modeline göre yetiştirmeye çalışmıştır.

AHMET CEVAT EMRE 215 islam'da ahlak, hayatın her yönüyle ilgili düzenlemeler öngören bir sistemdir. Ahlakı, "Yaratan!a sayg1 ve yarafilan/ara şefkat" şeklinde tanımlayanlar da, bu insanlık değerinin kapsadığı alanın genişliğine işaret etmişlerdir. Hz. Peygamber'in şahsında örnek tutum ve davranış modeli olarak insanlığa sunulan Islam ahlakı, Kur'an ayetlerinin beşerde hayat bulup yaşanmasıyla oluşan bir değerler sistemidir. Kur'an-ı K~rim'de "Şüphesiz sen büyük bir"ahlak üzeresin. " 1 övgüsü ne mazhar olan Hz. Peygamber, ahiakın Islam inancı açısından önemine dikkat,çekerek; "Islam güzel ahlakt1r.' 2 "inanan/ann iman yönünden en mükemmeli, ahlak yönünden en iyi o/amd1r.,.3 "insana verilen şeylerin en üstünü güzel ah/akt1r. ' 11 buyurmaktadır. islam dininde öngörülen ahlaki davranışlar, hem bireyin kendine has iç düşüncesinde hem de topluma yansıyan dış yonünün şekillenmesinde etkisini göstermektedir. islam düşüncesindeki günah, sevap, ahiret, mükafat, mücazat, Allah sevgisi, Allah korkusu, ahiret, cennet, cehennem, melek, şeytan ve nefis gibi, kavramların kullanımı, Islam ahlakının etki gücünü artırmaktadır. Örneğin evrensel değerler olarak bilinen doğruluk, dürüstlük ve insan hakları gibi, esaslar etrafında her inanç ve düşünce mensubu birleşebilir; ancak herkesin bildiği iyinin yanına sevabı, kötünün yanına da günahı eklemek, ahlaka yepyeni bir boyut ve etkinlik kazandırmaktadır. Allah'a iman ve teslimiyetin bir ifadesi olan ahlaki duygular, insanı nefsin istekleri karşısında her an cevap vermeye hazır vaziyette tutmakta, erdemliliğin itici bir güç halinde davranışlara kılavuzluk etmesini sağlamaktadır. Islam ahlakı, "ben" merkezlilik yerine "biz" anlayışını, başkalarına karşı sevgi, saygı ve yardımlaşma esasını öngörür. Bu esasın temeli de günümüzde "empati" kavramıyla tanım!anan "kendini muhatabının yerine koyarak onu anlamaya çalışma" ilkesine dayanmaktadır. Bu ilkeyi Peygamber (s.a.v.) şu sözleriyle özetlemiştir: "Kendiniz için istediğinizi, başkalan için istemediğiniz sürece gerçek mürnin olamazsmtz. ' 6 "Müslüman, elinden ve dilinden başkalarmm selametle olduğu 1 kimsedir.,jj islam 'ın vazgeçilmez insani ilkelerden saydığı güzel ahlak, bireyi ve toplumu manen yüksel!en en önemli unsurdur. Eğer toplumun 1 Kalem: 4. 2 lbn Hambel, MOsned, ll, 469,481. 3 Tirmizi, Birr 58. 4 lbn Hambel, MOsned, IV, 278. 5 Buhari, lman 7. 6 Buhari, iman 8.

216 SON DÖNEM OSMANLI AHLAK TERBİYECİLERİ VE AHLAK TERBİYESİ yapısı bozulmuş, gayr-i ahlaki düşünce ve davranışlar olağan hale gelmişse, o zaman ahlaktan bahsetmek zordur. Çünkü ahlaki gelişimini tamamlayamamış bireylerin egemen olduğu toplumlarda barış, huzur, saygı, hoşgörü, sadakat, fedakarlık, adalet ve kardeşlik gibi, değerler tehdit altındadır. Oysa güzel ahlak, suyun kirleri temizlernesi gibi, büyük günahları temizler. Kötü ahlak ise, sirkenin balı bozduğu gibi, güzel arnelleri bozar. Sosyal hayatta başka milletierin ürettiği bilgi birikiminden yararlanmak, onların kültürü ve yaşam tarzı hakkında bilgi sahibi olmak gelişim açısından önemli bir kazanımdır. Ancak her toplumun kendine özgü kültürel ve' ahlaki değerlerini de koruyup geliştirmesi gerekjr. Günümüzde ahlak anlayışımızı ve ahlak eğitimimizi yeniden değerlendirmek, doğruluk, dürüstlük, sevgi, saygı, dostluk, dayanışma, yardımseverlik, vefa, kanaatkarlık, merhamet ve adalet gibi, değerleri bu çağın insanına hitap edecek şekilde inşa etmek gerekmektedir. Çünkü günümüz Müslümanları, küreselleşen dünyada kendi ahlaki değerlerini insanlığa sunmak bir yana, modernitenin insanlık üzerine adeta serpiştirdiği ezici değer yargılarıyla baş etmekten aciz bir görüntü sergilemektedir. insanımızı ahlak erozyonuna karşı korumak, temeli sağlam kaynaklara dayanan, tarihte medeniyet kurmamızda son derece etkili olan islam ahlakını toplum bireylerine öğretmemizle mümkündür. Bir diğer ifadeyle islam ahlakını güncelleştirmemiz artık bir zorunluluktur. Aksi halde bizi biz yapan ahlaki özelliklerimizin baskın kültürler karşı sında giderek ı;ırimesi kaçınılmazdır. işte yaşadığı dönemde bu tehlikenin farkında olan düşünürlerimizden Ahmet Cevat Emre, Osmanlının son yıllarında ülkenin dış dünya ile kuracağı iletişimde kendimize özgü ahlaki değerlerimizi sahiplenmenin ve yeni nesle bu değerleri uygun yöntemlerle öğretmenin bir zorunluluk olduğunu dile getirmiştir. Ahiakla ilgili eserler yazarak bu konuda kendine düşeni yapmıştır. Osmanlı 'n ın Batı dünyasıyla yoğun bir iletişime girdiği son dönemde Ahmet Cevat Emre, yaşanabilecek muhtemel bir ahlak erozyonu karşısında toplumun geleceği olan çocukları sağlam yetiştirmeye ve gençliğin ahlakını korumaya gayret göstermiştir. Bu nedenle onun ahlak anlayışını ve bu anlayışı öğrencilere benimsetmeda takip ettiği yöntemi tanımanın önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu tebliği sunmadaki amacımız, Ahmet Cevat Emre'nin ahlak konusundaki görüşlerini ve ahlak eğitiminde öngördüğü bazı yöntemleri günümüz eğitimcilerine tanıtmak ve böylece yakın tarihimizle günümüz arasında manevi bir köprü kurmaktır.

AHMET CEVAT EMRE 217 Ahmet Cevat Emre' riin H ayatı Ahmet Cevat Emre, 1877 yılında Girit'te doğdu. Ortaöğretimini Girit'te tamamladıktan sonra Kuleli Askeri idadisi'ni bitirdi. 1895 yılında siyasi suç işlediği gerekçesiyle Trablusgarp'a (Fizan'a) sürgün edildi. Daha sonra Fransa'ya gitti. Avrupa'da Jön Türklerin siyasal faaliyetlerine katıldı. ll. Meşrutiyetin ilanından sonra istan~ul'a dönerek gazetecilik yapmaya başladı. 1909 yılından itibaren DarulfünOn'da Türkçe Dilbilgisi ve Tür~ Edebiyatı dersleri verdi. Cumhuriyet döneminde harf inkılabı çalışmalarına katıldı ve alfabe komisyonunda görev aldı. "Muhit" adlı fikir ve sanat dergisini çıkardı. Beşinci dönem Çanakkale milletvekili seçildi. Yoğun ve bereketli bir hayat süren Ahmet Cevat, 1961 yılında vefat etti. 7.' Ahmet Cevat Emre'nin oldukça renkli bir hayat serüvenine sahip olduğu, siyaset, edebiyat, kültür, medya, sanat ve eğitim alanlarıyla yakından ilgilendiği anlaşılmaktadır. Ahmet Cevat Emre'nin Ahiakla ilgili Eserleri Ahmet Cevat Emre çok sayıda eser kaleme almıştır. Eserleri genellikle edebiyat, siyaset, eğitim ve ahiakla ilgilidir. Biz burada sadece ahiakla ilgili eserlerini sıralayacağız. 1. Haram Yiyicilik: Felaketlerimizin Esbabı, 2. Baskı, Derseadet Yayınları, lstanbul1330/1912. 2. Musahabat-ı Ahlakiyye, Sıhhiye, Medeniyye ve ins~niye, Hilal Matbaası, istanbul, 1330/1913. 3. Malumat-ı Ahlakiyye ve Medeniyye Dersleri, Mahmut Bey Matbaası, Istanbul, 1328/1911. 4. Çocuklara Hikaye Aniatma Sanatı, Matbaayı Amire, istanbul, 1333/1915. Bu eserler yanında, Comtesse De Magallon 8 tarafından ya~ılan bir ahlak kitabının da çevirisini yapmıştır. Böylece O, ahlaki ~onularda yabancılara ait anlayış ve t~crübelerden yararlanmanın önemli olduğunu göstermektedir. 7 ihsan Işık, Resim ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçi/ar ve Kültür Adamlan Ansiklopedisi, Elvan Yayınları, Ankara 2006, c. 3, s. 1180. 8 Comtesse De Magallon, "Rehber-i Muaşeret: Avrupa Adab-ı Muaşereti", Çev. Ahmet Cevad Emre, lbrahim Hilmi Neşriyatı, istanbul, 1328/1911,

218 SON DÖNEM OSMANLI AlitAK TERBİYECİLERİ VE A.HI..Aı< TERBİYESİ Eserlerin dönemin Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından ilkokul öğrencilerine en uygun kitaplar arasında tavsiye edildiği, kapaklara düşülen notlardan an laşılmaktad ır. Eserlerde önemli ahlaki konular belli başlıklar altında yer yer resimler de kullanılarak örnek hikayelerle sohbet tarzında işlenmiştir. Konuların sonunda kısa bir özet yapılarak ana fikir vu rgulanmıştır. Eserlerde oldukça sade ve an l aşılır bir dil kuııa nılarak çocukları n da okuyup an l arnalarına kolaylık sağlanmıştır. Ahmet Cevat Emre'nin Ahlak Anlayışı Kelime olarak huy, karakter, tabiat, alışkanlık, manevi nitelik ve güzel davranış 'gibi, anlamlara gelen ahlak, toplum içerisinde benimsenen ve bireyin kendini uymak zorunda hissettiği davranış ve kurallar demektir. Ahlak kuralları, toplumun baskısından çok, bireyin görev duygusu ve erdem anlayışı ile desteklenen değerlerden meydana gelmiş ve ins~n davranış iarın a çeki-düzen vermek üzere ortaya konulmuştur. Ahlakı bir hayat tarzı olarak gören Ahmet Cevat, bu çerçevede insanın kendisine, ailesine, toplumuna ve devletine karşı görevlerini yerine getirmesi gerektiğini vurgulamıştır. insanın kendi nefsine karşı görevlerini sıralarken sağlığı korumayı başa almıştır. Çünkü sağlık olmadan diğer hususlara hakkıyla riayet etmek mümkün değildir. Sağlığı korumayı, "vücudumuzu sıhhat ve kuwet üzere koruma ve hastalıklardan korunma yollarını öğrenme" 9 şeklinde tanımlamıştır. Eserinde "Sağlığ ı Koruma" başlığı a ltın da terli iken su içmeme, temizliğe dikkat etme, spor yapma, sarhoşluk verici içeceklerden uzak durma, intihardan kaçınma, erken yatıp erken kalkma, uyku ve çalışma düzenine riayet etme, harcama konusunda ölçülü olma, israftan uzak durma, yalandan, böbürlenmekten ve kibirden sakınma, mütevazı bir hayat sürdürme, kitap okuma, az ve öz konuşma gibi, tutum ve davranışları alışkanlık haline getirmeyi tavsiye etmektedir. 10 Burada sayılan hususların tümünü ahlaki davranışlar olarak nitelendirmesi, onun ahlaki geniş bir boyuttan değerlendirdiğini göstermektedir. Insanı kainatın bir zerresi olarak gören Ahmet Cevat, Allah'a ibadetin insan için mukaddes bir görev olduğunu hatırlatır. Insanın dünya nimetlerine nası l bakması ge rektiği ni "Insan, ancak yaşamak 9 Ahmet Cevat Emre, Musahaat-J Ahlakiye, Slhhiye, Medeniye ve lnsaniye, Hilal Matbaası, Istanbul, 1330/1913, s. 17, 10 Bkz: Ahmet Cevat Emre, Malumat-l Ahlakiye ve Medeniye, Mahmut Bey Matbaası, istanbul, 1328/1911, s. 2-88; Emre, Musahaat-1 Ahlakiye, S1hhiye, Medeniye ve lnsaniye, s. 18-27.

AHMET CEVAT EMRE 219 için yer, yemek için yaşamaz. " 1 1 şeklindeki veciz sözüyle ifade etmektedir. Bu söz, onun dünyaya bakışındaki felsefi derinliğe de işaret etmektedir. Ahmet Cevat, ahiakla ilgili eserlerinde Allah'a sayg ı ve ibadetin önemi, aileye bağlılık, büyüklere saygı, hayvan hak l arı, insanlar arasında sevgi, saygı, yardım laşma ve dayanışma, öfkeyi yenme, sab ı r, ilmin ve. alimin değerini bilme, arkadaşlarla iyi geçin me, başkalarının hakkına saygı, israftan uzak durma, tutumlu olma, temizliğe riayet etme, çalışkanlık, kusurları düzeltme, vicdan azabı, ecdada saygı, vatan ve bayrak sevgisi gibi, konuları işlemiştir. Eserlerinde ahiakla ilgili konular hikaye ve masallarla süslenerek sohbet tarzında anlatılmaktadır. Sunulan hikaye ve masallarda kahramanla_r genellikle ana, baba, öğretmen ve çocuklardır. Bazen de hikayelerde hayvanlar mecazi olarak konuşturulmuş ve böylece çocukların ahlaki konuları zevkle dinleyip öğrenmesi sağlanmıştır. 12 Ahmet Cevat Emre, ahlaki sadece duygu ve davranış güze l liğ i olarak görmemiş, beden ve ruh sağlığının da önemine değinmiştir. Eserlerinde beslenme, dinlenme ve uyuma konusunda yaptığı tavsiyeler, başka ahlak kitaplarında kolayca rastlanılmayacak türdendir. örneğin et, süt, yumurta, sebze ve meyve gibi, gıdaların içerdiği yağ, nişasta, şeker ve diğer maddelere değinerek bir anlamda yeme ve tüketim ahlakını insanların gündemine taşımıştır. Ahmet Cevat "Haram Yiyicilik-Felaketlerimizin Sebepleri" adlı eserinde toplum fertlerinin vatana ve millete karşı sorumluluk l arını ele alm aktadır. Iç ve dış tehditlere karşı vatanı korumanın herkes için önemli bir görev olduğun u belirten Emre, vatanın tehlikede o ld u ğu bir dönemde insanın sadece kendi hayatını, ailesin i, çoluk çocuğunu düşünmeyip vatanını da düşünme zorunluluğu bulunduğunu ifade etmektedir. O, bu düşüncesiyle ahiakın alanını geniş tutmakta ve başkaları için fedakarlıkta bulunmanın ahlaki bir değer olduğunu ifade etmektedir. 13 Ayrıca, nimetsiz külfetin haram sayıldığını, dolayısı>'la 11 Ahmet Cevat Emre, Musahabat-1 Ahlakiye, S1hhiye, Medeniye, Vataniye ve insaniye, Devre-i MutavassJta 1. Sene, Hayriye Matbaası, istanbul1331/1914. s. 14; Gülsüm Pehlivan Ağırakça, Mekteplerde Ahlak Eğitim ve Öğretimi, ~amlıca Yayınları, lstanbul20~3, s. 309. Bkz: Emre, Malumat-l Ahlakiye ve Medeniye, s. 48-133; Ağırakça, Mekteplerde Ahlak Eğitim ve Öğretimi, a.g.e., s. 307-308. 13 Ahmet Cevat Emre, Haram Yiyici/ik-Felaketlerimizin EsbabJ, 2. Baskı, Derseadet Yayınları, lstanbul1330/1912, s. 5-6.

220 SON DÖNEM OSMANLI.AHLAK TERBİYEchERİ VE.AHLAK TERBİYESİ devlet malına zarar vermenin büyük bir ahjaki zafıyet ve haram olduğunu belirtmektedir. 14 Ahmet Cevat, Fransız yazar C.omtesse De Magallon'dan çevirdiği Rehber-i Muaşeret: Avrupa Adab-ı Muaşereti adlı ~serin önsözünde insanların en çok muhtaç olduğu ancak en az bildiği şeyin yaşamak olduğunu belirtmektedir. O'n göre insan pek çok şekilde yaşayabilir, ancak insanca medeni bir hayat sürdürmenin bazı zorlukları vardır. Fransızların "geçinmek, yaşamak değildir." sözüne atıfta bulunarak, adabı muaşerete riayet etmeyen ve toplumsal terbiyeden yoksun bulunan bir milletin hayat kalitesinin düşük olacağını belirtmektedir. Bu genel tespitten sonra, her toplumun kendine has bir yaşam tarzı olduğunu, doğal olarak toplumlar arasındaki görgü kurallarında bazı fa rklılıkların bulunacağını söylemektedir. Ancak zaman zaman değişik toplumlarla karşılaşacağımız göz önünde bulundurularak onların kültürünü tan ıyıp kendi kültürümüzo de onlara tanıtmamızın önemli olduğunu belirtmektedir. 15 Kısacası Ahmet Cev.at, milli kültür yanında evrensel kültürü de öğrenmenin gereğine inanmaktadır. Ahmet Cevat Emre'nin Ahlak Eğitim Yöntemi Ahmet Cevat, ahlak eğitimi ile ilgili eserlerini okuyucu kitlesinin seviyesine uygun bir üslupla kaleme almış t ır. Çocuklara yönelik ahlak eserlerinde hikayeler, masallar, romanlardan kesitler, bazı figürler, insan, hayvan ve doğa resimleri kullanılmaktadı r. Sade ve anlaşılır bir dil ve üslubun gözetildiği eserlerde ahlaki mesajlar, örnek olay ve hikayelerle bazen doğrudan bazen de dalaylı olarak işlenmektedi r. Bu eserlerde yerli ve yabancı düşünürlerin hayatlarından örnek kesitlere de yer verilmektedir. 16. "Çocuklara Hikaye Aniatma Sanatı" adlı eserinde Ahmet Cevat, pek çok toplumda hikaye ve masalların büyük bir zevkle dinlandiğini söylemektedir. Hikaye ve masallardan sadece avamın değil, üst tabakaya mensup olanların da etkilendiğini belirtmektedir. Konferanslarda ve diğer bilimsel toplantılarda bile hikaye ve masallara yer vermenin dinleyicileri zevklendirdiğini ifade etmektedir. 17 Milli Eğitim Bakanlığı Yayınevi tarafından sadeleştirilerek yayınlanan bu hikayelerden bazı-. 14 Emre, Haram Yiyici/ik-Felaketlerimizin Esbabr, s. 14-20. 15 Comtesse De Magallon, Rehber-i Muaşeret: Avrupa Adab-t Muaşereti, Çev. Ahmet Cevad Emre, ibrahim Hilmi Neşriyatı, Istanbul, 1328/1911, s. 3. 16 Bkz: Ağırakça, a.g.e., s. 307-316. 17 Ahmet Cevat Emre, Çocuklara Hikaye Aniatma Sanatt, Matbaayı Amire, Istanbul, 1333/1915, s. 10-11.

, AHMET CEVAT EMRE 221 ları "Üç Ayının Hikayesi", "Mustafa Dayı ile Karısı", "Kirli Memiş'in Kardeşi", "Kedi ile Farenin Arkadaşlığı", "Küçük Çam", "Koca Memiş", "Yapraklı ve Yapraksız Ağaçlar", "Durmuş'un Bahtiyarlığı" adını taşımaktadır.18 Ahmet Cevat, eğitim aracı olarak bildiğimiz hikaye ve masalların aynı zamanda bir sanat eseri olduğunu şu sözleriyle dile getirmektedir: "Memleketin her tarafında erkek ve kadın masalcılar vardır. Bunlar bir tür sanatkarlardır. Büyük küçük pek çok insana saatlerce kendilerini dinlettirirler. Şazen sevinç bazen hüzün ve kederle hislerini dinleyenlere ilka ederler." 19 O'na göre hikaye aniatmada asıl amaç, önce çocuklara sevinç, neşe ve haz vermek, sonra da asıl mesajı işlemektir. Böylece hikayeyi hem anlatan hem de dinleyen memnun olacak, çocukluk ve gençliğin sağlam temeller üzerine oluşumuna katkı sağlanacaktır.20 Önemli eğitim aracı olarak kabul edilen hikaye ve masalların vücut ve zihin. sağlığı açısından da faydalı olduğunu dile getiren Ahmet Cevat, bu yöntemle aniatıian konuların özellikle çocukların zihin dünyasında etkili izler bıraktığını belirtmiştir. Eserinde, "Peri Masalı" ve "Kurt Masalı" başlıkları altında masallarla ilgili ayrıntılı bilgiler vermiştir. Çocukların daha çok perili, tılsımlı harikulade objelerden hoşlandığını ifade ederek, harikulade şahısların, bahçelerin, dağların, yıldızların, elmasların, mücevherlerin kullanıldığı, sonunda zalimlerin, zorbaların ve yanlış yapanların cezalarını çektiği hikaye ve masallara ilgi duyduklarını belirtmektedir. Bu masalların çocukları hem güldürüp eğlendirdiğini hem de onların yeni kelimeler, isimler, fıiller, sıfatlar öğrenerek fikirler arasında ilişki kurmalarını kolaylaştıracağını ifade etmektedir. 21 Çocuklara anlatılacak hikaye ve masallarda seçici davranılması gerektiğini. "Her efsane, her çocuğa göre değildir." sözüyle vurgulayan Ahmet Cevat, anlatılan içeriğin çocuğun yaşına, zihin ve ruh gelişimine uygun olması gerektiğini belirtmektedir. Bazı hikaye ve masalları büyüklerin bile aniayıp yorumlamada güçlük çektiğini belirterek, eğitim ve ahlak kitapları için çocukların rahat anlayabileceği hikaye ve masalların seçilmesini tavsiye etmektedir. 22 18 Bkz: Em re, Çocuklara Hikaye Antatma Sanat1, s. 40-98. 19 Emre, Çocuklara Hikaye Antatma Sanat1, s. 3. 20 Emre, Çocuklara Hikaye Antatma Sanat1, s. 5. 21 Bkz: Emre, Çocuklara Hikaye Antatma Sanati, s. 10-13. 22 Emre, Çocuklara Hikaye Antatma Sanati, s. 12-13.

222 SON DÖNEM OSMANU AHLAK TERBİYECİ1ERİ VE A.Hl.A.K TERBİYESİ Ahmet Cevat, okuyucuyu usandırmayan oldukça ak_ıcı bir üslupla kaleme aldığı eserlerinde bazen sorularla konuya dikkat çekmektedir.23 Bu yöntem, okuyucunun metin içerisinde kendine yer bulmasını sağlamaktadır. Böylece yazarla okuyucu arasında samirniyete dayalı, manevt bir köprü kurulmaktadır. Ahmet Cevat Emre'nin eserlerinde dikkat çeken bir diğer husus da, ele alınan konuların sonunda özet bir değerlendirme yapılmasıdır?4 Bilindiği gibi, özet değerlendirmeler, işlenen konunun kavranmasını kolaylaştırmakta ve zihinde kalıcılığını artırmaktadır. Sonuç ve Değerlend i rme Osmanlı'nın son döneminde ve Cumhuriyetin ilk yıllarında çok sayıda eser yazan Ahmet Cevat Emre, zamanın ilerlemesiyle asla aşınmayacak, aksine kıymetli bir cevher gibi, zaman içerisinde değeri daha iyi anlaşılacak bir ahlak eğitimcisidir. Ahmet Cevat Emre'ye göre ahlak, sağlığı korumadan ilim öğrenmeye, arkadaşlık ilişkilerinden uluslararası ilişkilere kadar uzanan ve tüm hay.atı kuşatan davranışlar bütünüdür. O, bu anlay ı şıyla, ahlakt belli davranışlarla sınırlandıran ahlakçılardan farklılaşmaktadır. Güzel ahlak; sağlıklı bir aile eğitimi alarak, ilim öğrenerek ve iyi insanlarla arkadaşlık kurarak elde edilir. Ahiakın temel kaynağı olan Kur'an'ı ve hadisleri aniayarak okumak, güzel yaşantı ve alışkanlıklara sahip kimselere gıpta edip onlarla yakınlık kurmak, güzel ahiakın hayatımızdan asla silinmeyen kalıcı bir meziyet olması açısından son derece önemlidir. Ahmet Cevat'a göre dini"n ahlak ilkeleri konusunda bilgisiz kalmak ve kötü insanlarla arkadaşlık etmek, güzel ahlakın önündeki en büyük engeldir. AhlakT konuları bilmek kadar yeni nesillere öğretmek de önemlidir. Ahmet Cevat Emre'nin eserleri, ahlaki konuların her yaş ve düzeydeki insanın seviyesine uygun olarak işlenmesi açısından günümüz ahlak eğitimcilerine ışık tutacak niteliktedir. O'nun eserleri incelendiğinde, sorumluluk bilincini pekiştiren, derinlikli ve kapsamlı bir ahlak anlayışının insan tabiatına uygun yöntemlerle işlendiği anlaşılmaktadır. Ahmet Cevat Emre'nin ahlak anlayışı ve ahiakla ilgili eserlerinin özellikleri konusunda özetle şunlar söylenebilir: 23 Bkz: Ağırakça, a.g.e., s. 316. 24 Bkz: Ağırakça, a.g.e., s. 317. \

- 1 AHMET CEVAT EMRE 223 1. Ahiakın alanı, tüm hayatı kuşatacak şekilde geniş tutulmuştur. ak.ıcı 2. Eserlerde ilmi ve akademik bir üslup yerine, oldukça sade ve. bir dil kullanılmış ve konuların sohbet tarzında işlenmesine özen gösterilmiştir. 3. Ahlaki davranışların öğretilmesinde güfl,delik hayattan örnekler verilmiş, yaşanmış öykülerden, ibretli hikaye ve masallardan yararlanılmıştır. Ancak hurafe bilgilerden sakınılmıştır. 4. Hikaye ' ve masal kahramanları genellikle çocuklardan, annebabalardan, öğretmenlerden, masal kahramanlarından, bazen de hayvanlardan seçilmiştir. 5. Eserlerde yer alan hikayelerin hayatın değişik alanlarıyla ilgili oldukça geniş bir yelpazeden seçilmesine özen gösterilmiştir. 6. Eserlerinde ahlaki konular işienirken anlama ve kavramayı kolay!aştırmak ve öğrenilen bilgilerin kalıcılığını sağlamak amacıyla resim ve fıgür kullanılmıştır. 7. Ahmet Cevat Emre'nin eserlerinde ahlakt konular yaşanan hayatla ilişki kurularak anlatılmakta, zaman zaman ayet ve hadislerden yararlanılmaktadır. 8. Ahmet Cevat Emre'nin eserlerinde tedricilik (kolaydari zora, basitten karmaşığa doğru) ilkesi gözetilmekte, böylece işlenen konuların her yaş ve düzeydeki bireyler tarafından rahatlıkla af'!laşılabilmesi sağlanmaktadır. Toplum olarak Kur'an-ı Kerim'de öngörülen ve Hz. Muhammed'in şahsında davranışa dönüşen, ahlak önderlerimiz sayesinde de medeniyetimizin önemli bir kültür unsuru haline gelen Islam ahlaki doğrultusunda bir hayat yaşamamız dileğiyle.

224 SON DÖNEM OSMANLI AHLAK TERBİYECİLERİ VE AHLAK TERBİYESİ T ARTlŞM ALAR - Sorular-Cevaplar- Prof. Dr. Mahmut KAYA (Oturum Başkanı} Ahmet Mithat Efendi soyu itibariyle muhtedi bir ailedir. Yani lslam'ı sonradan kabul etmiş, iyi özümsemiş ve büyük bir imani gayretle topluma bütün bildiklerini vermek için hayatı boyunca didinmiş bir insan. Müslüman anne-babadan dünyaya gelip, yüzyıllar ötesinden lslam'ı özümsemiş, inanmış, o kültür içinde yetişmiş insanlar dururken Ahmet Mithat Efendi bir muhtedi olarak bu kadar hizmet ediyor. * * * Soru: Birincisi, Ahmet Cevdet Emre ahlaki konuları hikayelerle anlattığını söylediniz. Bu konuda toplu bir kitap var mı? ikincisi: Bizim dini anlayışımııda kıssacılar, vaazcılar, hikaye anlatanlar çok hoş görülmez. Daha sağlam olması için ayet ve hadisler ge.çer. A!)laşıldığı kadarıyla hikaye ve kıssa da çok verimli olabiliyor. Kıssa aniatılmasını hoş görmeyen mevcut dini anlayışımızia bu çelişmezmi? Prof. Dr. Hüseyin Yı lmaz 'ın Cevab ı özellikle vaazlarda hikaye anlatımının gereksiz olduğu anlayışına qen katılmıyorum. Vaazda işlenen konunun kalıcılığını, konuya ilgi çekmek için meşru ölçüler içer.isinde hikayeler an l atılır. Tabii cami adabına uymayan bir takım hikayeleri oraya taşımak doğru değildir. Ben şahsen fakültemizin dini hitabet dersi hocasıyım. Derslerimda hikaye anlatımının öneminden bahsediyorum: Öğrencilerimin de işlenen konularla ilgili hi~ayeler bulmalarını arzu ediyorum. Hatta Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinde vaazlarda hikayelerin kullanımıyla ilgili yüksek lisans tezi de hazırlattım. O tez şu an Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tavsiye edilen kitaplar arasına girdi. Ahmet Cevdet Emre de bu çerçevede bugün ihtiyaç duyulduğu gibi, o gün ihtiyaç duymuş ve kitaplarında hikayelere bol boy yer veriyor.

AHMET CEVAT EMRE 225 imamların ilmi çalışmalar yapmamaya müsait oldukları halde yetersiz kalmalarıyla ilgili kısa biranımı paylaşmak istiyorum. Bundan yaklaşık altı-yedi yıl önce Sivas Müftülüğünden imamlar için hutbe yarışması yapacaklarını ve benim jüri üyesi olmarnı istedikleri bir yazı geldi. En iyi hutbe seçilecek ve Sivas'ın bütün camilerinde okutulacaktı. O gün için bütün Sivas genelinde 570 cami vardı. Gün geldi ve sabahın dokuzunda müftülüğe. gittim çay içiyoruz, bir-iki çay derken ho- ~ cam şu hutbeleri getirin bir an önce seçmeleri yapalım dedim. Müftü Efendi: Hocam maalesef hiç başvuru yok dedi. Çok üzüldüm. imamlarımız bu konuda Diyanetin gönderdiği hutbeleri eleştiriyorlar ama yazma konusuna gelince oldukça çekingen davranıyorlar. Say ı mıza baktığımızda şu an için çok yetişmiş insanımız mevcut, ama üretimde kısırlık yaşıyoruz. Prof. Dr. Mahmut KAYA (Oturum Başkanı) Menkıbe ve hikaye, kültürün en canlı damarıdır. Bu sadece bizim kültürümüzde değil, her kültürde bu böyledir. Hiç kimse hikayeden, menkıbeden vazgeçemez. Bu bir eğitim ve öğretim aracıdır. Ancak bizim mevize kitaplarımıza baktığımızda büyük çoğunluğu Arapçadır, Türkçeleri de vardır tabii. O yüksek ilahi hakikatleri, o dinin güzelliklerini halka anlatmak için, halkın seviyesine inmek için basite irca ediyorlar. Halkın anlayabileceği bir dille anlatıyorlar. Çünkü halk dediğimiz kesim, genellikle eğitim düzeyi düşük, kon!jştuğu, kafasındaki kelime dağarcığı yüz elli, iki yüz kelimeyi geçmeyen, onunda içinde hiç soyut kavram yoktur. Günlük hayatta hep duyup, gördüğü, beş duyusuyla algıladığı hep somut kavramlar. Mitolojik bir zeka var. Ona yatkın olağanüstülükler arıyor. Din deyince sanki olağanüstülük alanıymış gibi. Normal yaşanması gereken ideal bir hayat tarzı değil. Sahih bir akide, Allah ile kul arasında kurulan bir irtibat ve O'nun rızasını kazanmak için yapılması gereken görevler şunlardır. Halk için yazılan bu mevize kitaplarında islam inancını zedeleyecek, islam akidesini leketeyecek ve yer yer islam için yüz kar.ası sayılacak din dışı o kadar hurafeler, o kadar israiliyat vardır ki, ben' de bun l arın içerisinden geliyorum. Ben de onları vaazlarımda anlattım. Niye? Çünkü bir kitap Arapçaysa biz Arapça yazılan bir kitapta yanlış olacağını, hata olacağını hayalimizden bile geçirmiyorduk. Öyle bir ortamda yetişmiştik, kimse bizi uyarmadı. Ben on iki yaşında kürsüye çıktım, on iki yaşındaki çocuk ne bilir? imam Hatipler yeni kurulmuş, eski hocalar da gitmiş, meydan boşalmış. Daktorun bulunmadığı bir yerde kocakarı tabip olarak ortaya çıkar.

226 SON DÖNEM OSMANLI AHLAK TERBİYECİLERİ VE AHLAI(IÇRBİYESİ Özellikle genç arkadaşlara tavsiye ediyorum. irşat görevini üstlenen imamlar, vaizler eski mevize kitaplarını ellerine almasınlar. Kitap böyle yazıyor. diye, evliya menkıbelerinden anlatılan şeyler son derece din dışı şeylerdir. O hikayeyi anlatan kişin i n kurg'uyu çok sağlam yapması lazım. Islam akidesine, Islam ahlakına aykırı olmayacak, islam'ın dinamizmini kırmayacak ve iyiye, doğruya, güzele yönlendirecek ve bir de islam'ın bize sunmuş olduğu o tevhid akldesini hiçbir şekilde zedelemeyecek. Bunun için çok bilgi birikiminin olması lazım. islam'ı çok iyi bilecek, temel kaynaklarından besfenecek ve kurgu gücü olacak, iyi bir üslupla yazacak. Böyle olursa olur. Yoksa Orta Çağ~a yaşayan tarım toplumu, yüzde doksanının okuma yazması yok. Kulaktan dolma bilgilerle semiyyat 'dediğimiz kulaktan dolma bilgilerle o günün şartlarında yaşamış bu insanlara anlatılmış hikayeleri getirip bugünün insanına anlatmak son derece tehlikelidir. Prof. Dr. Sali TUG Sayın divan başkanı Prof. Dr. Mahmut Kaya hocamız, istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde kendisini yetiştirmiş ve fakültesinde islam Felsefesini temsil konusunda hocalarıyla birlikte mesafe kat etmiş bir arkadaşımızdır. Islam Felsefesi ve islam Düşüncesi konusunda eserleri devam ediyor, daha da zengin bir şekilde devam edecektir. Bu kıymetli hocamızın kendisi de bir imamdır. Imamlıktan üniversiteye intikal etmiş, bu üstün vasıflarıyla Üniversite de islam Felsefesini temsil edecek bir seviyeye ulaşmıştır. Imamların ilmi çalışmalarda yetersiz kaldık l arı hususunda ben farklı düşünüyorum. imamlar neden istenilen çalışmayı yapamadılar? Cumhuriyetin kuruluş yıllarından beri imamların horlanması, bazı romanlarda ve tiyatrolarda onların karaktersizlikleri, cumhuriyet düşman lıkların ı işleyen bir takım hikayelerin yer alması. lmaml~r gerçekten bu millet tarafından benimsenmiş miydi? Yani el üstünde tutulan itibarlı kimseler miydi? Bu konuda benim şophelerim var. Hala daha imamlar bir kısım sanat erbabı tarafından horlanan, dışlanan ve daima sahnelerde, tiyatroda, sinemada utanılacak bir sınıf olarak gösteriliyor. Bütün bunlara rağmen benim idare ettiğim şu kadar sayıda doktora tezi var. Bu tez sahiplerinin menşeine bakıyorum bunların içinde ekseriyet imamdır ve imamlık mesleğinden gelmedir. Bunlar ya Yüksek islam Enstitüsünü, ya da Ilahiyat Fakültesini bitirmişti r. Fakat meslek itibariyle, hayatın başlangıcı itibariyle bunlar akademik çalışmayı

AHMET CEVAT EMRE 227 tercih etmişlerdir. Bu diyanet mensubu imamlar, bugün çok yüksek rütbelere kadar gelmişlerdir. Kendi talebeler~mden örnek vermek istiyorum. Üniversiteye intisaplarından önce Prof. Dr. ibrahim Kafi Dönmez murakıp, Prof. Dr. Mehmet Erkal, Prof. Dr. Fahrettin Atar imam, Prof. Dr. Bedreddin Çetiner müftüdür. Bunlar eserleriyi e, çalışmalarıyla ortaya çıkmış, kendilerini ispat etmiş kimselerclir. Dolayısıyla toplum olarak biz imarnlara ne kadar itibar gösterirsek, onların hayat standardını ne kadar yükseltirsek, horlanan değil, taltif edilen kimseler olarak ortaya koyarsak, bunların da eser verme kabiliyet ve gücü o nispette artacaktır diye düşünüyorum. Marifet iltifata tabidir. imamlar, Ahmet Mithat Efendi gibi bazı münev.verlerin yaptıklarını yapamadı diye bence horlanmamalı. Oturum başkanı olarak siz başta olmak üzere imamların da bir şeyler yaptıklarını görüyoruz. Elbette vakitlerinin çokluğu itibariyle daha çok çalışmaları bekleniyor. Yani horlanmış tabakaya, iktisadi bakımından düşük olan bu tabakaya seçkin insanlar el uzatmıyor ve bunlar başka alanlara gidiyorlar. Sizin dediğiniz anlamda yetişmiş, kabiliyetli imamlar başka alanlara gidiyorlar. Üniversiteye intisap ediyorlar, ticari hayata geçiyorlar.