ÖMÜR KOÇ MİNYATÜRLERİNDE OSMANLI MİNYATÜR SANATI GELENEĞİNİN İZLERİ VE YENİLİK ARAYIŞLARI

Benzer belgeler
ÖZGEÇMİŞ. 2 Ünvanı : Prof.Dr. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ


T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ


T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

KONULARINA GÖRE G OSMANLI MİNYATM OTTOMAN MİNİATURES ACCORDİNG TO SUBJECT

Prof. Dr. FARUK TAŞKALE

Sakıp Sabancı Müzesi Sakıp Sabancı Cad. No:42 Emirgan İstanbul

CUMHURİYET ORTAOKULU 8. SINIF GÖRSEL SANATLAR GÜNLÜK DERS PLANI

Devrim Erbil: Ritmin Resmi

Proje Adı. Projenin Türü. Projenin Amacı. Projenin Mekanı. Medeniyetimizin İsimsiz Taşları. Mimari yapı- anıt

YÜKSEKÖĞRETİM KURULU YARDIMCI DOÇENT : AKSARAY ÜNİVERSİTESİ/EĞİTİM FAKÜLTESİ/GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ BÖLÜMÜ/RESİM-İŞ EĞİTİMİ ANABİLİM DALI/

Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2014, 5(2), DOI: /sbeder _

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

ÖZGEÇMİŞ. 7.5 Ulusal bilimsel toplantılarda sunulan ve bildiri kitabında basılan bildiriler

TÜRKİYE DE MÜZECİLİK VE MÜZECİLİK TARİHİ

PROGRAMLAR. Türk Din Musikisi Lisans Programı

SELÇUK ERDOĞAN Resim Sergisi 17 Şubat - 7 Mart

KİTAP TANITIMI F. Banu MAHİR, Osmanlı Minyatür Sanatı, Kabalcı Yayınevi, İstanbul (2012), 228 Sayfa, ISBN

40. HOCA A Lİ RIZA İmzalı, karakalem kayalar, ağaç, deniz ve yelkenli konulu peyzaj x 9 cm.

AÇIK - KOYU. Amaç: Açık-koyu karakalem tekniği ile objeleri hacimlendirmek

MimED 2014 JÜRİ RAPORU 6-7 Aralık 2014

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

ÖZGEÇMİŞ. Doğum Tarihi : : YARDIMCI DOÇENT DOKTOR Y. MİMAR. Derece Üniversite/Okul Birim-Bölüm Tarih. Görev Üniversite / Birim-Bölüm Tarih

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

Bitkisel Tasarım Đlkeleri -2

Bu bölümü bitirdiğinizde

Üç Şerefeli Camii. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

FETİH SONRASI OSMANLI MİMARLIĞINDA KLASİK DÖNEM

ORD. PROF. DR. ING. A. HAMDĐ PEYNĐRCĐOĞLU

NESLİHAN AYDINLIOĞLU EŞİN BİRİKİMLERİM VE BİRİKTİRDİKLERİM

MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)

GÖRSEL SANATLAR DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI NIN GENEL AMAÇLARI

TEMEL GRAFİK TASARIM AÇIK-KOYU, IŞIK-GÖLGE

Gulnara KANBEROVA 1 Serap BULAT 2 İSHAK PAŞA İLE ŞEKİ HAN SARAYI MİMARLIK DESEN ve FORMLARININ GEOMETRİK KURULUŞLARI

GRAFİK VE FOTOĞRAF A. ALANIN MEVCUT DURUMU VE GELECEĞİ

Elveda Rumeli Merhaba Rumeli. İsmail Arslan, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2013, 134 Sayfa.

CUMHURİYET ORTAOKULU 7. SINIF GÖRSEL SANATLAR GÜNLÜK DERS PLANI

Adı: REMBRANDT HARMENSZOON VAN RİNJN Doğum: 15 Temmuz 1606 Leiden Hollanda Milliyeti: Hollandalı Sanat Akımı: Lüministik sanat Alanı: Resim Baskı

Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Psikoloji Hacettepe 1986 Y. Lisans P.D.R Hacettepe 1990 Doktora Sanat Eğitimi Ankara Üniversitesi 2001

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

1- Tevrat ve İncil'e Göre Hz. Muhammed (Abdulahad Davud'dan tercüme), İzmir, 1988.

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI TÜRKİYE KÜLTÜR PORTALI PROJESİ SANAT TARİHİ TÜRK HEYKEL SANATI HEYKEL SANATINDA GERÇEKÇİ YORUMLAR

PLANLAMA VE TASARIM SAFHASI. Hazırlayan: Raci SELÇUK (Peyzaj Y. Mimarı)

BERAT ŞEHRİNDE OSMANLI DÖNEMİNDEN KALAN DUVAR RESİMLİ BİR EV

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ. : Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Telefon : (0212) : abulut@fsm.edu.tr

hanedandan bir ressam Abdülm ecid y Efendi ^ 60yı] YAPI KREDİ m N A T IO N A L P A L A C E S T B M M M İLLİ S A R A Y L A R

Başkent Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Müzecilik TEZLİ/TEZSİZ Yüksek Lisans Programı

BÜYÜKPARK SOSYAL ODAKLI KAFETERYA TASARIMI

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı :ALİ KEMAL ŞEREMET. 2. Doğum Tarihi : Unvanı :MİMAR. 4. Öğrenim Durumu :

BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU

Cami Mimarisi Üzerine Fikir Yarışması

y a p ı i z o l a s y o n v e m e t a l ç a t ı k a p l a m a l a r ı

BURSA'DA DÜNDEN BUGÜNE TASAVVUF KÜLTÜRÜ. Vakfı. İslAm Ara~tırrnalan Merkezi KiHüphanesi. 81)_5J;f. Dem. No: Tas. No: ' ' "-==~~="" -~~..,_.

8. Yayınlar 8.1. Uluslararası hakemli dergilerde yayınlanan makaleler

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Güzel Sanatlar Fakültesi

TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIKLARININ VE SİT ALANLARININ KORUNMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ İÇİN GEREKLİ PROJELER VE PLANLAR NELERDİR?

Türk Halı Sanatında Bir Teknik Özellik

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research البحوث االسالمية

HACIBAYRAM MEYDANI. Resim 1. Hacıbayram Meydanı düzenleme öncesi Kale'ye bakış(1984 / Fotoğraf M.Tunçer)

İHTİŞAMLI BİR SATIŞ OFİSİNE DAVETLİSİNİZ

Algılama üzerinde etkilidir. Hareketi ve yönü belirleyici etki yaratırlar. Ayırma amaçlı. Kalın çizgiler daha etkilidir.

: Mehmet Ertuğrul Tuna : Ressam : Doç. Dr. : Güzel Sanatlar Fakültesi : Resim : Resim. Eğitim Durumu Bilgileri

İÇMİMARİ PROJEDE FİKRİN SUNUM PAFTASINA YANSIMASI

T.C. TAŞKÖPRÜ BELEDİYESİ ESKİ CEZAEVİ ALANININ DÜZENLENMESİ MİMARİ VE KENTSEL TASARIM FİKİR PROJESİ YARIŞMASI

(Fotoğrafta yalınlık örnekleri)

"Gerçek tasarımcı elinde firca ile doğar" iç mimar Anna Malyakina'yı tam anlamıyla tanımlayan bir ifade. Anna çizim yapmaya konuşmayı öğrenmeden

OSMAN HAMDİ BEY ŞEKER AHMET PAŞA HAZIRLAYAN: MEHMET KURTBOĞAN

GRAFİK VE FOTOĞRAF FOTOĞRAF BASKI OPERATÖRÜ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

SANAT VE TASARIM ANASANAT DALI DOKTORA PROGRAMI

KAYIT KATALOĞU KPSS B ÖABT DGS YDS KPSS A ALES KURUM SINAVLARI

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE)

Derece Alan Üniversite Yıl Lisans İletişim T.C. Galatasaray Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi, İletişim Sanatları Bölümü

Beykoz Belediyesi Yarışması

Çağdaş Sanatımızda Son Osmanlı OSMAN HAMDİ KAYA ÖZSEZGİN

KENT TARİHİ VE TANITIMI DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Dr. Evren Dayar

CUMHURİYET ORTAOKULU 6. SINIF GÖRSEL SANATLAR GÜNLÜK DERS PLANI

CUMHURİYET ORTAOKULU 6. SINIF GÖRSEL SANATLAR GÜNLÜK DERS PLANI

Betül Nur AKSOY. İRAN Uluslar Arası Genç Ressamlar Resim Yarışması Dünya İkinciliği TRABZON BİLİM VE SANAT MERKEZİ ÖDÜLLÜ RESİMLER KATALOĞU-1-

3. İletişim : : Erkilet Dere Mah, Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Yerleşkesi, Tel : : kirazmim@gmail.com, fkiraz@nny.edu.

HALKLA İLİŞKİLER VE ORGANİZASYON HİZMETLERİ

SÜHEYL ÜNVER ARAŞTIRMA MERKEZİ RESSAM HOCA ALİ RIZA BEY KOLEKSİYONU KONSERVASYONU

ÖZGEÇMİŞ. Yrd. Doç. Dr. Hacı YILMAZ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Geleneksel Türk El Atatürk Üniversitesi Doktora Eğitim Bilimleri Ahmet Yesevi Üniversitesi 2008

1. MANSİYON; BORUSAN MANNESMAN ÖZEL ÖDÜLÜ;

ÇALIŞMA TOPLANTILARI ETKİNLİKLER

KOZA GENÇ MODA TASARIMCILARI YARIŞMASI 2016 YILI ŞARTNAMESİ

Danışman: Öğr. Gör. Aysel Güney Türkeç Tasarım ve İllustratör: Kübra Göçer ve Sertaç Özgüngör

ÖZGEÇMİŞ. Adı Soyadı : Hüseyin Birol Köseoğlu Doğum Tarihi : : Yardımcı Doçent

NOKTA VE ÇİZGİNİN RESİMSEL ANLATIMDA KULLANIMI Semih KAPLAN SANATTA YETERLİK TEZİ Resim Ana Sanat Dalı Danışman: Doç. Leyla VARLIK ŞENTÜRK Eylül 2009

Afrika daki Faaliyetlerimiz

SANAT VE TASARIM ALANI MİNYATÜR MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

3. Unvanı: Doçent E-posta :

Türkiye de Gazetecilik Mesleği

Bitkilerle Alan Oluşturma -1

GEVALE KALESĠ KAZI ÇALIġMALARI

Transkript:

The Journal of Academic Social Science Studies International Journal of Social Science Doi number:http://dx.doi.org/10.9761/jasss3011 Number: 37, p. 291-314, Autumn I 2015 Yayın Süreci Yayın Geliş Tarihi Yayınlanma Tarihi 20.07.2015 04.09.2015 ÖMÜR KOÇ MİNYATÜRLERİNDE OSMANLI MİNYATÜR SANATI GELENEĞİNİN İZLERİ VE YENİLİK ARAYIŞLARI TRADITION AND NOVELTY SEEKING ON OMUR KOÇ S MINIATURES Yrd. Doç. Ruhi KONAK Kastamonu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Özet Günümüz Türk minyatür sanatı üslup özellikleri açısından Osmanlı minyatür sanatına öykünmektedir. Bu yaklaşım, geleneksel Türk sanatlarının yozlaşmadan ve bir varlık iddiasında bulunarak gelecek nesillere aktarılması açısından önemlidir. Bu nedenle, günümüz geleneksel Türk sanatı ortamında güncel biçim, Osmanlı minyatür sanatı biçim özelliklerini yansıttığı ölçüde başarılı sayılmaktadır. Konu her ne kadar titizlikle ele alınıp belirli ilkeler doğrultusunda şekillendirilmeye çalışılsa da iddia edilen kıstasın güncel biçimi bütünüyle yönlendirdiği söylenemez. Çünkü atölye içi ve atölye dışı çağdaş talepler de biçimin şekillenmesinde önemli birer etkendir. Minyatür sanatında yeni uygulamaların gerçekleştirilmesi için gerekli tasarım bilgisi, konu seçimi, piyasa koşulları, sanatsever ve koleksiyoncuların talepleri, modern batı sanatının soyut ve realist biçim özellikleri ile geleneksel sanatçıyı yönlendirme çabası, vb. bu etkenler arasında önemlileridir. Çağdaş taleplerin yönlendirdiği ortamda, geleneksel yapıyı koruyarak ilkeleri gözetilmiş nitelikli eser üreten sanatçı sayısı oldukça azdır. Bu bağlamda dikkat çeken günümüz sanatçılardan birisi Ömür Koç tur. Sanatçının eserleri, gelecek zamanlarda bu dönemi temsil noktasında ihtiyaç duyulacak niteliktedir. Bu makalede tasarım bilgisi, konu özgülüğü ve genel üslup özellikleri açısından dikkat çeken Ömür Koç minyatürlerinde Osmanlı minyatür sanatı geleneğinin etkileri ve yenilik arayışlarının incelenmesi amaçlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Ömür Koç, Osmanlı, Minyatür, Gelenek, Sanat Abstract Modern day Turkish miniature art imitate Ottoman miniature in terms of style properties. This approach is important in the sense that traditional Turkish arts don t degenerate and are handed down the next generations by asserting a claim as being an entity. Therefore, the current style in modern day traditional Turkish art is considered as successful to the extent that how much it reflects Ottoman miniature art s style properties. As much as the issue is tried to be discussed studiously and be formed in accordance with specific principles, it is not possible to say that the alleged criterias

292 Ruhi KONAK directs over the current format totally. Because, the intra atelier and out of atelier modern arguments are also important factors in shaping the form. The necessary design knowledge to realise the new applications in miniature art, issue selection, market conditions, art-lover and collector s demands, abstract and realist form specialities of modern West art, the guidance effort for the traditional artist etc are crucial among these factors. The number of the artist who produces qualified work of art whose principles are protected in the environment of modern arguments. In this context, one of the prominent modern day artists is Ömür Koç. The artist s works of art will be needed in representation of this term in the future. It is aimed in this essay that the effects of Ottoman miniature art and the novelty seeking are examined on Ömür Koç s miniatures which attract attention in the sense of design knowledge, the originality of the topic and general genre features. Key Words: Ömür Koç, Ottoman, Miniature, Tradition, Art 1. Giriş Osmanlı minyatür sanatı genel itibari ile erken, klasik ve batılılaşma olarak adlandırılan üç farklı dönem kapsamında ele alınmaktadır. 1 Erken dönem olarak anılan aşamada birçok eserin varlığından söz edilebilmesine rağmen, konuları ve biçim özellikleri açısından özgünleşerek yerli bir üslup arayışını yansıtan eser sayısı oldukça azdır. Bu bağlamda Osmanlı minyatür sanatında üslup arayışlarının erken örnekleri, 15. yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirilen Nakkaş Sinan Bey ve Bursalı Şiblizade Ahmed e atfedilen II. Mehmed portreleri olarak karşımıza çıkar. Söz konusu eserler doğu batı sentezini yansıtır 2 ve bu nedenle Osmanlı minyatür üslubunun oluşturulması yönünde arayışların olduğunu düşündürür. Gelişen süreçte, yerel biçimi belirleyen önemli sanatçılardan biri olan Mahrakcı Nasuh un 16. yüzyılın ortalarına doğru ürettiği eserleriyle karşılaşırız. 3 Çoğunlukla Osmanlı ordusunun fethe yöneldiği kent ve limanların topografik manzaralarını tasvir eden sanatçının eserlerindeki üslup çağdaşı diğer sanatçıların üsluplarına göre farklılık gösterir. Banu Mahir in de belirttiği gibi bu özellik Matrakçı Nasuh un önemli menzilleri, fethedilen kentleri, kale ve limanları resmederken farklı bir form dili kullanmasından kaynaklanır. 4 Minyatürlerinde figür kullanmayan Matrakcı Nasuh, tasvirlerinde geniş açıdan bakmış ve topografik detayları ön plana çıkartmıştır. Matrakcı Nasuh un özgün eserlerinden sonra, Nakkaş Nigari nin 1560-1562 yılları arasında ürettiği minyatürler, Osmanlı minyatür sanatında üslup arayışlarına şahit olduğumuz diğer önemli eserler arasında yer alır. Çoğunlukla portre özelliği gösteren Nakkaş Nigari, minyatürleri belirli bir konuyu tasvir etmelerinden dolayı mekana bağlı olarak tasarlanmışlardır. Erken dönem Osmanlı minyatür sanatından klasik döneme geçiş aşamasında dikkat çeken eserlerin büyük bölümü 1558 tarihli Arifi Süleymanname sinde yer almaktadır. Bir grup sanatçı tarafından kolektif olarak üretilen Süleymanname minyatürleri çeşitlenen 1 Osmanlı minyatür sanatı hakkında detaylı bilgi için bakınız; TANINDI, Zeren, (1999), Türk Minyatür Sanatı, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul; AND, Metin, (2004), Osmanlı Tasvir Sanatları-1, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul; BAĞCI, Serpil, vd., (2006), Osmanlı Resim Sanatı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, İstanbul; MAHİR, Banu, (2012), Osmanlı Minyatür Sanatı, Kabalcı Yayıncılık, İstanbul 2 NECİPOĞLU, Gülru, (2000), Söz ve İmge: Osmanlı Sultanlarının Portre Dizilerine Karşılaştırmalı Bir Bakış, Padişahın Portresi Tevasir-i Al-i Osman, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, s.28-9.; MAHİR, Banu,(2012), age., s. 47. 3 Sanatçı ve eserleri hakkında detaylı bilgi için bakınız; YURTAYDIN, Hüseyin G, (1976). Matrakçı, Nasuhü's Silahi Beyan-ı Menazil -i Sefer-i Irakeyn, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara; TANINDI, (1999), age., s. 21-5; BAĞCI, vd., (2006), age., s. 72-9; MAHİR, (2012), age., s. 175; AND, (2004), age, s. 51-2. 4 MAHİR, (2012), age., s. 175.

Ömür Koç Minyatürlerinde Osmanlı Minyatür Sanatı Geleneğinin İzleri Ve Yenilik Arayışları 293 üslupları, titiz işçilik ve tasarım özellikleriyle dikkat çeker 5 ve Osmanlı minyatür sanatında klasik dönem arayışlarının başlangıcını oluşturur. Klasik dönem olarak adlandırılan 16. yüzyılın ikinci yarısından 17. yüzyılın ortalarına kadar gelişen süreç, nakkaş Osman ve ekibinin damgasını taşır ve sonraki süreci etkiler. Klasik dönem eserlerinde görülen kompozisyon düzenleri, figür, renk, işçilik, vb. biçim özellikleri ile Osmanlı minyatür üslubunu tüm yönleriyle temsil eder. Bu dönemde üretilen minyatürler, yüzeyi ön planda tutan yalın doğa tasarımları eşliğinde, derinlik vurgusuna ve üç boyutluluk imajına yeltenmeyen mimari düzenleriyle dikkat çeker. Yüzeyde doğu veya batı tarzı derinlik ve boyut hissi oluşturmak yerine güçlü şema arayışına yönelen biçim, özgün bir tavır sergiler. İstanbul menşeli figürlerin tasvir edildiği bu minyatürlerde, figür anatomileri Türk karakterli olmakla birlikte kıyafetler yine İstanbul menşeli Osmanlı tarzını yansıtır. Yüzey süslemeciliği ise diğer İslam okullarındaki aşırı detaycılığın aksine daha sade ve doğa elemanları daha yalındır. Nakkaş Osman ve ekibinin çabaları doğrultusunda şekillenen üslup daha sonraları, özellikle Nakkaş Hasan Paşa nın çabalarıyla olgunluk evresine ulaşmış ve kendi içinde çeşitlenmeye başlamıştır. Ancak 17. yüzyılın başlarında Osmanlı toplumunun batı kültürü ile etkileşimi bağlamında başlayan kültürel sentezleme çabası, bazı minyatür sanatçılarını da bu yönde bir girişime yöneltmiştir. 16. yüzyılın ikinci yarısından 17. yüzyılın başlarına kadar ortalama elli yıllık bir çaba ile bozulmadan devam eden yerel biçim, önceleri nakkaş Nakşi minyatürlerinde görüldüğü üzere batı biçim özellikleriyle sentezlenerek yorumlanmaya çalışılmıştır. 6 Nakkaş Nakşi, minyatürlerinde yer yer derinlik perspektif ilgilerini ön plana çıkaran batı tarzı realist resim özelliklerinden yararlanmıştır. İlk bakışta yüzeyin iki boyutlu yapısına müdahale etmeyen sanatçı, zaman zaman kapı, pencere, su kemeri gibi elemanların açıklıklarını derinlik vurgusu yapar şekilde tasarlamıştır. Ön arka plan yanılsaması oluşturacak şekilde arka planda küçülen figür betimlemeleri ve uzak kent manzaraları ile yüzeyde derinlik ve mesafe hissi oluşturmuştur. Sanatçı figürlerini karaktere vurgu yapacak şekilde jest, mimik ve mizaçlarını belirterek tasarlamış, eylem düzenlerinde hareketliliğe önem vermiştir. Yarım asırdan fazla bir zaman sonra Musavvir Hüseyin İstanbuli tarafından 1682 yılında üretilen Silsilename minyatürlerinde sentez biçim yeniden denense de başarılı sonuçlar alınamamış; bu örnekler Nakkaş Nakşi minyatürleri yanında oldukça basit kalmıştır. 7 Musavvir Hüseyin İstanbuli den sonra 1720-30 tarihleri arasında verdiği eserlerle dikkat çeken sanatçı, Nakkaş Levni olmuştur. Nakkaş Levni Osmanlı toplumunun batılılaşma çabasını sanatsal açıdan bir kazanca dönüştürmeye çabalamış; Musavvir Hüseyin örneğinde görülenin aksine sentez alıntıyı minyatür sanatı biçim özellikleri içinde eritmeye çalışmıştır. Bu 5 Süleymanname minyatürleri hakkında detaylı bilgi için bakınız; ATIL, Esin, (1986), Süleymanname - The Illustrated History Of Süleyman the Magnificent, Harry N. Abrams, Newyork; TOPRAK, Filiz Adıgüzel, (2007), Arifi'nin Süleymannamesi'ndeki Minyatürlerde Saltanata İlişkin Simgeler, (yayınlanmış sanatta yeterlik tezi) Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Yayınları, İzmir. 6 Esin Atıl, (1978), Ahmed Nakşi, An Eclectic Painter Of The Early 17th Ceuntry, Fifth İnternational Congress of Turkish Art, (Ed.G. Feher), Akadémıaı Kıadq, Budapest, s. 103-121. 7 BAYRAM, Sadi. (1981). Musavvir Hüseyin Tarafından Minyatürleri Yapılan ve Halen Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi'nde Muhafaza Edilen Silsile-nâme, Vakıflar Dergisi, S. XIII. Başbakanlık Matbaası, Ankara s. 253-338; BAYRAM, Sadi. (2007). Vakıflar Genel Müdürlüğü nde Bulunan 1682 Tarihli Silsile-nâme, Ankara: Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Vakıf Bank Kültür Hizmeti; KONAK, Ruhi, (2015), Vakıflar Genel Müdürlüğü Kütüphanesinde Saklanan 1682 Tarihli Silsilenâme Minyatürlerinde Mekan Anlayışı, Vakıf ve Sanat Sempozyumu Bildirileri ve Sergi Kataloğu, (Editör: Ömer Zaimoğlu), Antalya, s. 200-213.

294 Ruhi KONAK çaba doğrultusunda üslup temel özelliklerini korumak koşuluyla şema zenginliği açısından gelişmiştir. Derinlik perspektif vurguları, ön arka plan ve üçüncü boyut yanılsamaları, minyatür sanatı biçim özellikleri içinde ifade edilebilmiştir. 8 Nakkaş Levni den sonra gelen sanatçılar arasında yer alan Abdullah Buhari ve çağdaşı diğer sanatçılar, dönemin koşulları karşında geleneği geliştirme veya koruma noktasında fazla başarılı olamamışlardır. Gelişen süreçte minyatür sanatı, yerini önce duvar yüzeylerindeki bazı örneklerde sürdürmüş daha sonra yerini batı tarzı realist resme bırakmıştır. Cumhuriyet döneminde ise bireysel çabalar doğrultusunda yeniden canlandırılan minyatür sanatı yeni dönem üslubunu oluşturma çabası içerisindedir. Günümüz Türk minyatür sanatı incelendiğinde, mevcut söylem ve uygulamaların Osmanlı minyatür sanatı bakımından belirlenmiş bir alt yapıya dayandırılma isteği sezilir. Bu isteğin, Osmanlı minyatür sanatı geleneğinin günümüz minyatür sanatını yönlendirmesi ve böylece geleneğin sürdürülmesi maksadına hizmet ettiği söylenebilir. Bu bağlamda Cumhuriyet Dönemi Türk minyatür sanatı ve minyatür sanatçısı açısından belirlenen sınırlar, 16. yüzyıldan 18. yüzyılın ikinci yarısına kadar gelişen süreçteki Osmanlı üslubundan yararlanmayı gerektirmiştir. Bu gereklilik elbette keyfi bir istek doğrultusunda ortaya çıkmamıştır. 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kitap sayfalarındaki yerini kaybederek Anadolu ve Balkanlardaki bazı mimari eserlerin duvar yüzeylerinde varlığı sürdürülmeye çalışılan Türk minyatür sanatı, gelişen süreçte 20. yüzyılın üçüncü çeyreğine kadar yeni ürün verilemeyen geleneksel Türk sanatları dallarından biri olmuştur. Cumhuriyet döneminde, Prof. Dr. Süheyl Ünver in çabaları ile kurulan atölyede büyük bir özveri ile malzeme, teknik ve üslup açısından tanımlanmaya çalışılan Osmanlı minyatür sanatı, röprodüksiyon ve orijinal çalışmalara konu edilmiştir. Bu süreçte tohumları atılan cumhuriyet dönemi Türk minyatür sanatı günümüze kadar gelişerek belirli bir üslup oluşturmuş; güzel sanatlar fakülteleri, halk eğitim müdürlükleri, belediye kursları, sanat atölyeleri, vb. kurum kuruluş ve bireysel atölyelerde yürütülen eğitim öğretim faaliyetleri doğrultusunda bir kimlik oluşturma aşamasına ulaşmıştır. Günümüz Türk minyatür sanatı örnekleri her ne kadar Osmanlı minyatür sanatı geleneğini sürdürme iddiasıyla ortaya çıksa da söz konusu bağlamın çoğu sanatçı açısından doğru anlaşılıp uygulandığını söylemek oldukça güçtür. Zira mevcut üretimler dikkate alındığında, farklı minyatürlerden kolaj, kopya, başarısız tasarım ve kötü uygulama ile karşımıza çıkan ve çoğu zaman sanatçısının minyatür olarak tanımladığı ve sırf bu sebepten dolayı zoraki minyatür olarak tanımlanan bir çok çalışma ile karşılaşmak mümkündür. Elbette bu çalışmalar arasında güncel bazı üsluplara bağlı olarak üretilen nitelikli eserlerle karşılaşmak da mümkündür. Konu bu açıdan ele alındığında günümüzde minyatür sanatı ile ilgilenen ve üretim ortamında bulunan kişi ve sanatçıların çoğunun, minyatürün tasarım ilkelerinden habersiz sadece belirli bir kalıbı tekrar etmek yoluyla eser ürettiği söylenebilir. Günümüz koşullarında sanatçı ve sanat eseri bağlamına yerleşmeden ticari bağlamda yer alma endişesi ile üretilen bu minyatürlerin gelecek zamanlarda nasıl adlandırılacağı şimdilerde bilinmez. Ancak söz konusu özellikteki eserlerin çokluğu ile yönlendirdiği ortamda gerçek sanatçıların geri planda kalmaları günümüzün önemli problemlerinden biridir. Söz konusu kalabalıkta, kendi çabaları ile Türk minyatür sanatına hizmet ederek Selçukludan Osmanlıya, Osmanlıdan Türkiye ye gelişen süreçte akademik eğitim alarak geleneği doğru algılayıp, minyatür sanatının tasarım ilkeleri ve 8 Nakkaş Levni ve eserleri hakkında detaylı bilgi için bakınız: Esin ATIL, (1999), Levni ve Surname, Koçbank, İstanbul; İREPOĞLU, Gül, (1999), Levni -Nakış Şiir Renk, Kültür Bakanlığı, İstanbul

Ömür Koç Minyatürlerinde Osmanlı Minyatür Sanatı Geleneğinin İzleri Ve Yenilik Arayışları 295 estetik anlayışını doğru yorumlayan sanatçıların sayısı oldukça azdır. Ancak sayıları az olmakla birlikte, bu sanatçıların gelecek zamanlarda günümüz Türk minyatür sanatının doğru anlaşılmasında büyük role sahip olacakları da bir gerçektir. Makalede günümüz minyatür sanatçılarından Ömür Koç un minyatürlerinin, gelenek ve yenilik bağlamında incelenerek güncel bir üslup olarak ele alınması amaçlanmıştır. Bu bağlamda günümüz minyatür sanatçıları ile bire bir karşılaştırma yapılmaksızın, Ömür Koç minyatürlerinde Osmanlı minyatür sanatı geleneğinin izleri aranacak ve üslubun özgünleşmesi anlamında sanatçının geleneğe sağladığı katkılar araştırılacaktır. 2. Ömür Koç un Hayatı ve Eserleri Ömür Koç, 1963 yılında Muğla da doğmuştur. 1981 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Geleneksel Türk El Sanatları Bölümü nü kazanmış ve 1986 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi nden yüksek lisans diploması alarak mezun olmuştur. 1987 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi ne araştırma görevlisi olarak atanan sanatçı, 1988 yılında, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü nde sanatta yeterlik eğitimini tamamlamıştır. 1993 yılında, Dokuz Eylül Üniversitesi Geleneksel Türk El Sanatları Bölümü ne öğretim görevlisi olarak atanan Koç, 1994 yılında Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk El Sanatları Bölümü ne, 1997 yılında Atatürk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümüne öğretim üyesi olarak atanmıştır. Sanatçı halen, Muğla Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü nde öğretim üyesi (yardımcı doçent) olarak görev yapmaktadır (foto. 1). Ulusal ve uluslararası alanda birçok yarışmada başarı sağlayan sanatçı çok sayıda ödül almıştır. Ömür Koç a verilen ödüller aşağıdaki gibidir: 1991 yılı Yunus Emre Sevgi Yılı yarışması mansiyon ödülü; 1993 yılı Kültür Bakanlığı devlet başarı ödülü; 1995 yılı Kültür Bakanlığı devlet başarı ödülü; 1997 yılı Kültür Bakanlığı devlet başarı ödülü; 1999 yılı Kültür Bakanlığı devlet başarı ödülü; 2000 yılı Academy of Arts of Uzbekistan Awarded With Diploma ödülü. Yurt içi ve yurt dışında birçok yayını bulunan Ömür Koç yurt içi ve yurt dışında birçok sergiye katılmıştır. Metropolitan Sanat Müzesi, Topkapı Sarayı, Kültür Bakanlığı, Türk Sanatı Vakfı, Alvarlı Muhammed Efe Vakfı, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz. Vakfı koleksiyonlarında minyatürü bulunan sanatçının eserleri ayrıca Türkiye, Japonya Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Yugoslavya, Kıbrıs ve İsveç inde bulunduğu farklı birçok ülkedeki özel koleksiyonda yer almaktadır. Yüzün üzerinde esere imza atmış olan sanatçı üniversite eğitimi sırasında Neşe Aybey ve daha sonra Cahide Keskiner hocalardan minyatür sanatı dersleri almıştır. Eserlerinden anlaşılacağı üzere sanatçının Türk minyatür sanatının erken evrelerinden günümüze gelişen süreçte ortaya çıkmış ürünleri titizlikle incelediği, kendi minyatürlerindeki tasarımları geleneksel dile uygun bir şekilde biçimlendirdiği görülür. Çoğunlukla Türk İslam dünyasının önemli şahsiyetlerinin biyografik minyatürlerini yapan sanatçı, aynı zamanda Türk İslam tarihinin önemli olaylarını ve kent tasvirlerini de çalışmıştır. Bu minyatürler arasında öne çıkanlar arasında, Yunus Emre, Mimar Sinan, Alvarlı Efe, Mevlana, Ahmed Yesevi, Mama Hatun, İspanya Musevilerinin Osmanlı topraklarına taşınması, Bosna Dramı, vb. konulu minyatürler sayılabilir.

296 Ruhi KONAK Foto.1: Ömür KOÇ 3. Ömür Koç Minyatürlerinde Gelenek ve Yenilik İlişkisi Ömür Koç minyatürleri çağdaşı güncel örnekler ile karşılaştırıldığında, kendine has özellikleri ile dikkat çeken yeni bir üslupla karşılaşılır. Sanatçının eserlerinde, güncel biçimin eklektik ve ticari kaygılara göre şekillenmiş yapısının aksine, belirli bir üslubun amaçlandığı, piyasa koşullarının önerdiği çabuk ve çoğunlukla kimliksiz biçimin aksine kendi içinde yoğun ve her aşamada kendini tamamlayan bir tasarım ile karşılaşılır. Geleneksel kalıpların belirleyiciliğinde şekillenen düzen fikirleri, anatomi, işçilik, renk ve anlatım, üslubun bireyselleştiğine dikkat çeken unsurlardır. Geleneği kendi bakış açısıyla yorumlayan sanatçı, doğa ve mimari unsurlar, figür, yüzey süslemeciliği, renk anlayışı, tasarım ilkeleri ve anlatım biçimi açısından Osmanlı minyatür sanatından yararlanan biri olarak değil, Osmanlı minyatür sanatını sürdüren ve hatta geliştirme çabasında olan bir sanatçı olarak karşımıza çıkar. Zira günümüzde birçok örneğiyle karşılaştığımızın aksine sanatçı, minyatürlerinde kendi orijinal tasarımlarını kullanmış, geleneksel biçimi üslubunun başlangıç noktasında tutmuştur. Ürettiği minyatürlerden biçimin tanımlanması ve yeniden tasarlanabilmesi noktasında yeterli donanım ve bilgi birikimine sahip olduğu anlaşılan sanatçı, birikimini her eserine yansıtmış ve böylece tasarım bilgisiyle mevcut ortamdaki çağdaşı birçok minyatür sanatçısından ayrılmıştır. Konu bu açıdan ele alındığında, sanatçının minyatürlerinde kompozisyon düzenleri konulara göre belirli oranda çeşitlenmekle birlikte ortak bir fikri yansıtır. Sanatçı, güçlü bir anlatım ve zengin bir içerikle tasarladığı minyatürlerinde, tasvir ettiği konuları detayları açısından kapsamlı bir şekilde ele almıştır. Bu nedenle Osmanlı minyatür sanatı bağlamında karşımıza çıkan, topoğrafik, portre, meclis, vb. özellikteki minyatürlerin tasarım ilkelerini ve ifade olanaklarını kendi kompozisyonlarına taşımıştır. Minyatürlerinde

Ömür Koç Minyatürlerinde Osmanlı Minyatür Sanatı Geleneğinin İzleri Ve Yenilik Arayışları 297 tasvir ettiği içeriklerdeki kalabalığa rağmen, anlatımdaki sadelik ve biçimi yorumlamadaki başarısı ile, doğa, mimari ve figür dizilerinin her hangi birinde yoğunlaşmadan her ayrıntıya aynı ölçüde özen göstermiştir (foto. 2, 3). Foto. 2: Yunus Emre nin Hz. Mevlana yı ziyareti, altın, gümüş, doğal boya, guaj, suluboya, 33x30 cm, 1987

298 Ruhi KONAK Foto. 3: Mimar Sinan ve türbesi, altın, doğal boya, guaj, sulu boya, (Hat: Mehmet Memiş), 43x28 cm, 2011 Çoğunlukla açık kompozisyon olarak tasarladığı minyatürlerinde betimleyici ve öykücü yönü ön plana çıkaran sanatçı, dikey gelişen dikdörtgen formda cetvellerle sınırlandırdığı kompozisyonlarında çoğu zaman tasarımı cetvelin dışına taşırmıştır. Bu yapı doğrultusunda, minyatür sanatı geleneğini kendi açısından yorumlayarak resim alanlarında belirli bir hareketlilik elde etmiştir. Kompozisyonlarında iç-dış mimari mekan, doğa ve figür dizilerinin dağılımını eşit ağırlıkta tutmaya gayret gösteren sanatçı, her üç ögenin birbirini bütünlemesi amacıyla, kompozisyon elemanlarının renk, hareket, düzen detaylarını dengeli bir şekilde biçimlendirmiştir. Bu bağlamda kompozisyonlarını kurgularken, yüzeyin iki boyutlu yapısını muhafaza etmiş; doğa ve mimari mekanların derinlik ilgilerini dikey eksende tutmaya çalışmıştır. Derinlik ilgilerinin mutlak mekan anlayışı doğrultusunda tasarlanmış olmasından dolayı, minyatürlerin zaman ilgileri de mutlak göndermesi yapar şekilde düzenlenmiştir (foto. 4).

Ömür Koç Minyatürlerinde Osmanlı Minyatür Sanatı Geleneğinin İzleri Ve Yenilik Arayışları 299 Foto. 4: İspanya dan çıkış,, altın, gümüş, doğal boya, guaj, suluboya, 35x25 cm, 1992 Ömür Koç minyatürlerinde özellikle dağ, tepe formları ve deniz tasvirleriyle kaşımıza çıkan doğa anlatımlarında zemin düz bir yapıya sahiptir. Zemindeki düzlük doğa ve mimari elemanların birbirini kesen diyagonal eksenlere yerleştirilmesi ile bozulmuş; bu yapı doğrultusunda kompozisyonlarda belirli bir atmosfer duygusu ve hareket hissi elde edilmiştir. Ancak burada bahsi edilen atmosfer duygusu ve hareket hissi, günümüzde üretilmiş kimi örneklerde görülenin aksine, biçimi realist bir anlatıma sürüklemeden resmin kendi iç akışını destekleyen niteliği ile Osmanlı minyatür sanatı örneklerinde karşılaştığımız bir özellik olarak kendini göstermektedir. Sanatçının minyatürlerinde, hiyerarşik düzenin geleneksel kalıplardan belirli bir oranda ayrıldığı görülür. Fakat bu ayrılma biçimi tamamlayan bir yenilik olarak sanatçının üslubunu yansıtır: Geleneksel biçim açısından eylem merkezinde bulunarak diğer figürlerden daha büyük ve ön planda tasvir edilmesi gereken figürleri büst portre olarak tasarlayan sanatçı, yenilikçi bir yaklaşım sergilemiştir. Diğer figürlerden oldukça büyük tasarladığı bu portreleri, gerçek anatomileri ile tasvir etmeye özen gösterirken hiyerarşik açıdan da ilk sıraya

300 Ruhi KONAK yerleştirmiştir. Bu açıdan sanatçı, farklı kavramsal yaklaşımıyla geleneğe yeni bir özellik eklemiştir. Diğer taraftan, kalabalık figür dizileri arasındaki hiyerarşiyi ise geleneksel kalıpları kullanarak merkezdeki figürü daire veya alev (nur) formundaki haleler ile çevrelemek yoluyla vurgulamıştır. Sanatçı figürlerin hiyerarşik düzeninde kullandığı portre özelliğini mimari elemanların düzenlerinde de kullanmıştır. Konuyla ilişkilendirerek içerikte önem açısından önceliğe sahip olan mimari elemanları, genel düzenin aksine daha büyük ve detayları açısından daha belirgin tasvir etmiştir. Bu yapı doğrultusunda, Osmanlı saray nakkaşhanesinin geleneksel kalıplarını eserlerine uygulamaya çalışan sanatçı, kompozisyonlarını kurarken kendi özneliğini ön plana çıkarmadan, çoklu bakış tekniğinden yararlanmıştır. Böylece figür ve doğa elemanlarını detaylı bir şekilde betimlemeye çalışırken, mimari elemanların da kendi bütünlüklerini sabit bir bakışa bağlı olmaksızın çeşitlendirerek betimlemiştir. Konunun akışı ile tasarımın akışının çakıştığı noktalarda, konuyu kısıtlamamış, bakış açısını çeşitlendirmiştir. Bunu yaparken de tasarım kabiliyetinin yetkinliğini sergiler şekilde orijinal, uygulama teknikleri ve işçilik açısından titiz minyatürler üretmiştir (foto. 5). Örneğin İstanbul un Fethi konulu minyatürde surların içindeki Bizans askeri figürleriyle surların dışındaki figürleri aynı bakış açısından değil de kendi mutlak pozisyonları ile tasvir etmeye çalışmıştır. Bu şekilde eylemi kendi oluş halinde ve orijinal yönlere dikkat çekerek tasvir edebilmiştir (foto. 6). Foto. 5: Mama Hatun Türbesi ve Külliyesi Erzincan-Tercan, altın, gümüş, doğal boya, guaj, suluboya, 28x18,5 cm, 1996

Ömür Koç Minyatürlerinde Osmanlı Minyatür Sanatı Geleneğinin İzleri Ve Yenilik Arayışları 301 Foto.6: İstanbul un Fethi, altın, gümüş, doğal boya, guaj, suluboya, 53,5x32 cm, 2007 Doğa anlatımları sırasında zemini parçalayarak farklı renklere bölen sanatçı bu özelliği neredeyse bütün minyatürlerinde tekrar etmiştir. Topografik anlatıma önem verdiğinden olsa gerek dağ, tepe ve yığma kaya formlarını sıklıkla kullanmış ve söz konusu elemanları tasarlayıp uygularken klasik dönem Osmanlı minyatür sanatı biçim özelliklerinden faydalanmıştır. Bütün bunları yaparken sanatçı üslubu tasarım ve uygulama açısından kişiselleştirmiş, formları oluşturma ve boya uygulamaları sırasındaki işçilik özellikleri ile de kendi özgün üslubunu başarılı bir şekilde yansıtmıştır. Sanatçı doğa alanlarını üst tarafta tamamlayan gökyüzünü, çoğunlukla altın ve açık mavi tonlara boyamıştır. Fakat bazı minyatürlerinde ay ve yıldızlarıyla dikkat çeken lacivert gökyüzü ile de karşılaşmak mümkündür. Gökyüzünü Osmanlı minyatür sanatı örneklerinde olduğu gibi düz ve hareketsiz olarak tasarlayıp uygulayan sanatçı alt taraftaki hareketliliği gökyüzünün sadeliğiyle rahatlatmaya çalışırken, yoğun ve karmaşık bir yapıda olmamak koşuluyla yalın bulut motifleri de kullanmıştır. Ağaç figürleri arasında sıklıkla gördüğümüz top ağaçlar, selviler, vb. yanında yer yer çok sık karşılaşmadığımız kavak ve söğüt ağaçlarını da kullanan sanatçı, tasvir ettiği coğrafyaların bitki örtüsünü belgeleme hususunda titiz davranmıştır. Özellikle erken tarihli minyatürlerinde arşiv belgeleri ve fotoğraflardan, güncel konularda ise kendi kişisel gözlemelerinden yararlanmıştır (foto. 7, 8). Doğa tasvirleri sırasında kullandığı deniz ve akarsu betimlerinde, birkaç örnekte ebru zemin üzerine çalışan sanatçı, çoğunlukla geleneksel kalıpları kendi üslubu açısından yorumlamış ve yorumladığı kalıpları çeşitlendirerek kullanmıştır. Deniz betimlerinde detaylar tasvir edilen olayların eylem şemalarına göre hareketli veya durağan; çarpıcı veya yalın etkiler taşımakla birlikte renk dağılımı, geçişler ve serbest kontörlerle şekillendirdiği dalga formlarını kimi örneklerde gayet simetrik olarak kullanmıştır (foto.6, 9, 10).

302 Ruhi KONAK Foto.7: İstanbul a varış (detay) Foto. 8: Alvarlı Muhammet Lütfi Hz. türbesi (detay) Foto. 9:Yunuz Emre, (detay) Foto.10: İstanbul a varış, (detay) Küçük bitki örtüsü, doğa detayları ve yüzey süslemeleri açısından da Osmanlı minyatür sanatı biçim özelliklerine sadık kalan sanatçı, geleneğin doğru ve yozlaşmadan sürdürülmesi hususundan oldukça dikkatli davranmıştır. Resim alnının organizasyonu sırasında kompozisyonu dengeleyici bir unsur olarak yüzey süslemelerinden yararlanmıştır. Kompozisyon elemanlarının dağılımı sırasında boşluk doluluk dengesini kurgularken, hareket tekrarı ve devamı gerektiren alanlarda bütünleştirici eleman olarak küçük bitki örtüsü ve basit kayalardan faydalanmıştır. Doğa mimari ve figür detaylarını işlerken açık koyu (ışık gölge) zıtlığına önem vermiştir (foto. 11).

Ömür Koç Minyatürlerinde Osmanlı Minyatür Sanatı Geleneğinin İzleri Ve Yenilik Arayışları 303 Foto. 11: Ahmed Yesevi nin 63 yaşında yeraltına inmesi, (detay) Mimari elemanların tasviri sırasında da biçimin geleneksel yöntemlerle oluşturulması aşamasında oldukça titiz davranan sanatçı başarılı sonuçlara ulaşmıştır. İslam dünyasında üretilmiş olan minyatür sanatı örneklerini titizlikle incelediği sezilen sanatçı, gerçek formları oldukça başarılı bir şekilde şemalaştırmış, günümüzde çoğu sanatçının eserinde gördüğümüzün aksine oldukça yetkin tasarım kabiliyetiyle ciddi stilizasyonlar gerçekleştirmiştir. Cami, ev, medrese, kale, sur, duvar, türbe, vb. mimari elemanları tasarlarken genel geçer kuralları özgün bir şekilde yorumlamıştır. Bu yorumlama girişiminde röprodüksiyonu tercih etmeyen sanatçı, kimi durumlarda yararlandığı farklı kaynakları birer belge niteliğinde kullanmış; kendi gözlemlerini de söz konusu orijinal tasarımlarına eklemiştir (foto. 12). Foto. 12: İstanbul a Varış, altın, gümüş, doğal boya, guaj, suluboya, 35x25 cm, 1992

304 Ruhi KONAK Mimari elemanları tasarlarken, bazı minyatürlerinde üç boyut yanılsaması oluşturacak şekilde hacimli tasarımlara yönelen sanatçı, bütün yetkinliğiyle tasarım kabiliyetini sergilemiş ve iki boyutlu mekanda üçüncü boyutu yansıtan stilize kurguları oldukça başarılı bir şekilde gerçekleştirmiştir. Özellikle konularda hiyerarşik önceliği olan mimari eserleri tasvir ederken bu yola başvuran sanatçı, bu yöntemle kompozisyonlarında hareketliliği artırmış ve izleyici zihninde estetik imaj oluşturmuştur. Bu yapı elbette minyatür sanatı geleneği içinde birçok örneğiyle karşımıza çıkar. Fakat sanatçının günümüz koşullarında biçimi realist batı resmi kalıplarına yönlendirmeden ve biçimin kaynağı her neresi olursa olsun üslubu özgünleştirerek bunu yapıyor olması dikkat çekici bir durumdur (foto.13). Foto. 13: Alvarlı Muhammed Lütfi Hz. ve Türbesi, altın, gümüş, doğal boya, guaj, suluboya, 26x20,5, 1995 Ömür koç minyatürleri figür anlayışı açısından ele alındığında, sanatçının tasarladığı insan figürleri portre ve çoklu insan figürleri olmak üzere iki farklı kategoride ele alınabilir. Portre çalışmalarında üslubunu ön plana çıkaran sanatçı, yukarıda belirtildiği üzere, geleneksel biçimi kendi üslubu açısından yönlendirme girişimi ile dikkat çekmektedir. Zira Koç, portreyi

Ömür Koç Minyatürlerinde Osmanlı Minyatür Sanatı Geleneğinin İzleri Ve Yenilik Arayışları 305 kompozisyonun dışında kendi başına bir anlatım unsuru olmaktan çıkararak konu anlatımlı meclis minyatürlerinin bir unsuru olarak kullanmıştır. Minyatürlerinin belirli yerlerinde kullandığı portreleri, minyatür sanatı bağlamında ilk kez kullanması ile dikkat çeken sanatçı, sonraki süreçte çağdaşı sanatçıları bu bakımdan etkilemiştir. Belirli bir çerçeve içine alınmadan resim alanlarının uygun yerlerine yerleştirilen bu portreler, hiyerarşik düzenin kavramsallığını güçlendirirken, ifadenin gelenekten farklılaşmasına da yol açmıştır. Bu bakımdan portrelerin tasarımı ve kompozisyonlara eklenme biçimleri ile kendi üslubunun özgünlüğünü sergileyen sanatçı güncel sanatı da yönlendirmiştir. Çoğunlukla bir örneği bulunmayan ve sanatçının kişisel araştırmaları doğrultusunda belirlediği anatomilere göre tasarladığı bu özgün portrelerde, her bir figürün kendi özgün yüz hatlarıyla betimlendiği görülür. Konu bu açıdan ele alındığında Hoca Ahmet Yesevi, Barbaros Hayrettin Paşa, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri, Alvarlı Muhammet Lütfi Hazretleri, Yunus Emre, Lala Mustafa Paşa gibi Türk büyüklerinin daha önce kullanılmamış portrelerini tasarlayıp uygulayan sanatçı, Osmanlı minyatür sanatı bağlamında tasarlanmamış padişah portrelerinin yanı sıra Mustafa Kemal Atatürk portresini, İspanya dan çıkış konulu minyatürde Kostilyalı İzabella ve Aragonlu Ferdinand portrelerini, Bosna savaşı suçluları Slobodan Miloşevic, Radko Mladic, Radovan Karadzic, Franjo Tujman gibi güncel simaların portrelerini fotoğraf, resim, vb. belgelerden yararlanarak minyatür portre olarak tasarlamıştır. Diğer taraftan padişah portreleri, Hz. Mevlana, Nasrettin Hoca ve diğer birçok Türk büyüğünün portrelerini ise Osmanlı minyatür sanatı örneklerinden yararlanarak fakat yine kendi yorumu bağlamında üsluplaştırarak tasvir etmiştir. Portrelerde yüz anatomilerini belgelerle doğrulayan sanatçı, Osmanlı minyatür sanatı biçim özelliklerine bağlı kalmaya çalışmakla birlikte, kendi üslubunu dışa vuran bir tasarım ve uygulama gerçekleştirmiştir. Bu portreler arasında sadece Lala Mustafa Paşa portresinde Nakkaş Osman portre dizilerinde görülen kompozisyon düzenini kullanan sanatçı soyağacı veya silsilename olarak bilinen minyatürlerde ve bazı resimlerde görülen bir tasarımı da Osmanlı İmparatorluğu nun 700. yılı münasebetiyle yaptığı minyatürün fikir aşamasına taşımıştır. Ancak söz konusu tasarımı kendi üslubu bağlamında geliştirerek uygulamıştır (foto.14, 15). Bu örnekten de anlaşılacağı üzere sanatçı geleneği kendi minyatürleri açısından bir arka plan olarak belirlerken güncel dili kullanma çabasından da vaz geçmemiştir. Geleneksel kalıpları sanatın çağdaş diliyle harmanlayarak modern sanatseverle buluşturabilmiştir. Böylece hem geleneğin salt taklidini yapmaktan kurtulmuş hem de güncel sanat ortamının diline uygun eserler üretebilmiştir. Portreler dışında kalan figürlerde de sanatçı yine geleneğin belirleyiciliğinde ve kendi üslubunun etkileriyle yoğurduğu bir figür kataloğuyla karşımıza çıkmaktadır. Orta boylu, orta kiloda, düzgün anatomileriyle dikkat çeken figürler, çoğunlukla eylemlik halleriyle tasvir edilmiştir. İnce karakaşlı, kara gözlü, çene hizasında genişleyerek yüze karar etkisi ekleyen üst tarafta temiz, alt tarafta toplu siyahi kızıl veya ak sakallı erkek figürleri tasarlayan sanatçı, buğday veya pembe tenli ve yaşadıkları dönemin ve bölgenin kıyafetleriyle tasvir edilmiş erkek figürlerinin yanı sıra yine yaşadıkları bölge ve dönemin kıyafetlerini sergileyen buğday veya pembe tenli bayan ve çocuk figürleri tasarlamıştır. Figürleri çoğunlukla sanatçının kendi üslubunu yansıtsa da bazı örneklerde, belge kaynağı olması nedeniyle, klasik dönem Osmanlı figür tipleriyle karşılaşmak mümkündür, (foto. 16-17).

306 Ruhi KONAK Foto. 14: Soy Ağacı- Osmanlı İmparatorluğu nun 700. Yılı, altın, gümüş, doğal boya, guaj, suluboya, 40x29 cm, 1999

Ömür Koç Minyatürlerinde Osmanlı Minyatür Sanatı Geleneğinin İzleri Ve Yenilik Arayışları 307 Foto. 15: Osmanlı sultanlarının soy ağacı, 1800-1805, tuval üzerine yağlı boya, TSM. 17/135 (Bağcı, vd., 2006, s. 283) Foto.16: Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz. ve Tillo daki türbesi, altın, gümüş, doğal boya, guaj, suluboya, 26x20cm, 1995

308 Ruhi KONAK Foto. 17: Ahmed Yesevi nin 63 yaşında yeraltına inmesi, altın, gümüş, doğal boya, guaj, suluboya, 37x28 cm, 1995 Koç, insan figürlerinde anatomi, yorum işçilik açısından gösterdiği başarıyı hayvan figürlerinin tasarlanıp uygulanmasında da göstermiştir. Sanatçının minyatürlerinde çeşitlilik açısından sınırlı olsa da, doğru anatomileri ve işçilikleriyle dikkat çeken zarif yapılı at, eşek, deve, sığır, vb. hayvan figürleriyle karşılaşılmaktadır (foto.18). Foto. 18: Hoca Ahmed Yesevi menkıbesi, altın, gümüş, doğal boya, guaj, suluboya, 38x27 cm, 1993

Ömür Koç Minyatürlerinde Osmanlı Minyatür Sanatı Geleneğinin İzleri Ve Yenilik Arayışları 309 Bu minyatürler yüzey süslemeciliği açısından incelendiği zaman, işçilikteki başarısı da dikkat çekmektedir. Figür, doğa ve mimari elemanların şekillendirilmesi ve yüzeyin doldurulması aşamasında tasarımdaki başarısının yanı sıra sanatçının uygulama ve işçilik özellikleri bakımından da oldukça başarılı olduğu gözlemlenmektedir. Portrelerdeki temiz ve titiz işçiliği ile fırça kullanmadaki maharetini sergileyen sanatçı, doğa elemanları ve bitki örtüsünün biçimlendirilmesi aşamasında da kendini göstermiştir. Mimari yüzeylerin işlenmesi sırasında ise sanatçı hiç zorlanmadan detaylara inerek en zor geometrik süslemeleri bile temiz ve doğru bir işçilikle uygulamıştır. Kontör çizgilerini çoğunlukla zemin renginin birkaç ton koyusuyla çeken sanatçı, gölgelendirmelerde beyaz ve zemin renklerinin koyu tonlarını kullanmıştır. Gölgelendirmeler sırasında boyutlandırmadan kaçınan sanatçı detay ayrıntıları vermekle yetinmiştir (foto. 19). Foto. 19: Hoca Ahmed Yesevi ve Türbesi, altın, gümüş, doğal boya, guaj, suluboya, 29x23 cm, 1993 Sanatçının minyatürlerinde kullandığı renk skalası kahverengi, turuncu, yeşil ve haki tonları, mavi ve tonları, hardal, krem, kırmızı ve tonları, lacivert, siyah, gri, beyaz, altın ve

310 Ruhi KONAK gümüş varaktan oluşmaktadır. Zeminlerde çoğunlukla ara tonları kullanan sanatçı, yer yer kahverengi lacivert, kiremit kırmızısı, gri renkleri kullanmış; insan figürlerinin kıyafetlerinde çoğunlukla salt renkleri kullanarak zemindeki açık tonlara karşı daha koyu tonlar seçmiş ve böylece zemin ile figürlerin birbirinden ayrışmasına özen göstermiştir, (foto.20). Yüzeyi parçalaması sırasında renk dağılımındaki dengeyi, tekrarla sağlayan sanatçı mimari doğa, figür ve diğer motiflere ilişkin dengeli renk düzeniyle kompozisyonlarını tamamlamıştır. Foto. 20: Bosna Dramı, murakka üzerine altın, gümüş, doğal boya, guaj, suluboya, 36x27 cm, 1995 Sanatçı minyatürlerinde Arap harfleriyle Osmanlıca ve Latin harfleriyle günümüz Türkçesini kullandığı yazı kartuşlarında, tasvir edilen konuyu açıklayıcı birer metne yer vermiştir. Titiz bir işçilikle gölgelendirdiği bu yazı kartuşlarında, yine geleneksel bir tavırla,

Ömür Koç Minyatürlerinde Osmanlı Minyatür Sanatı Geleneğinin İzleri Ve Yenilik Arayışları 311 kimi zaman özlü bir söz, kimi zaman tasvir edilen olayın içeriği kimi zaman da minyatürlerin konu bağlamında kalan portrelerdeki kişi veya kişilerin isimleri yer almaktadır (foto. 21). Foto. 21: Lala Paşa, Erzurum Lala Paşa Camii, murakka üzerine altın, gümüş, doğal boya, guaj, suluboya, 19,5x16,5 cm, 1997 Yukarıda detaylı şekilde ele alındığı üzere sanatçı, yaşadığı dönemde eser veren çağdaşı sanatçılardan etkilenmemiş; kendi üslubunun kaynağı olarak 19. yüzyıl öncesi minyatür sanatı örneklerini belirlemiştir. Hocası Cahide Keskiner ve Neşe Aybey den aldığı eğitimi teknik ve teorik açıdan değerlendiren sanatçı kendi üslubunu bireysel beğenisi ile

312 Ruhi KONAK şekillendirmiştir, (foto.22). Böylece çağdaşı Nusret Çolpan, Taner Alakuş, vd. bazı sanatçıların eserlerinden etkilenen diğer birçok sanatçının eserlerinde görülenin aksine güncel dönem üslubundan da farklı bir yerde kalabilmiştir, (foto. 23, 24). Foto. 22: Cahide Keskiner, Yörük Kızları, ty. (www.ktsv.com.tr) Foto-23: Nusret Çolpan, Anadolu Hisarı (KONAK, 2012: 90)

Ömür Koç Minyatürlerinde Osmanlı Minyatür Sanatı Geleneğinin İzleri Ve Yenilik Arayışları 313 Foto. 24: Taner Alakuş, Sultan Ahmet minyatürü, ty., (www.arkofcrafts.com) SONUÇ Minyatür sanatının günümüzde üretilmiş örnekleri incelendiğinde ilk bakışta Osmanlı minyatür sanatı geleneğinin sürdürülme çabası dikkat çekmektedir. Bu isteğin genel söylemi belirlemiş olması, elbette minyatür sanatı alanında yozlaşmayı önleme ve geleneksel biçimin tahrip olmaması anlamında önemlidir. Fakat söz konusu söylemi dillendirirken amaç sonuç ilişkisinin birbiri ile örtüşmesi gerekir. Zira söylem her ne kadar Osmanlı minyatür sanatı geleneğinin günümüzde canlandırılıp, sürdürülmesi şeklinde olsa da geleneksel Türk sanatlarının diğer alanlarının aksine minyatür sanatında biçim bütünüyle çözümlenemediği için yeni tasarımlar, şemaların tekrarlandığı birer kalıp olmaktan öteye geçememiştir. Gelenek olarak belirlenen şey yüzey süslemeciliğinin ve işçiliğin azlığı veya çokluğu ile anlamlandırılmaya çalışılmıştır. Bu ortamda eser veren belirli sayıdaki sanatçı dışında akademik anlamda çaba göstererek geleneksel biçimi yorumlayıp yeniliklerle destekleyen sanatçı sayısı oldukça azdır. Bu bağlamda geleneksel biçimi çözümleyip yorumlayan günümüz sanatçılarından biri olan Ömür Koç sayısı yüzü bulan eser üretmiştir. Eserlerinde kendi tarzını doğrulayan bir üslup birliği ile karşılaştığımız sanatçının minyatürlerinde geleneğin etkilerini hem öz hem de biçim ilişkisi açsından tespit etmek mümkündür. Zira sanatçının, çağdaşı birçok minyatür sanatçısının aksine, özümsediği biçimi tekrar etme, kopyalama veya öykünme şeklinde değil de genel ilkeleri açısından yorumlayarak özgün eserler üretme maksadıyla kullandığı söylenebilir. Birçok eserinde karşılaştığımız özgünlük ve yenilik çabası bu kanıyı doğrular niteliktedir. Diğer taraftan, sanatçı sadece geleneğin günümüze aktardığı biçimi, kendi iç olanakları açısından kullanarak ürün vermemiştir. Aynı zamanda kendi belirlediği konular bağlamında özgün tasarımlar da üretmiş ve kendi anlayışı doğrultusunda yenilik diyebileceğimiz eklemeler yapmıştır. Mimari elemanların tasarlanması, portre ve figür anlayışı, doğa tasvirleri ve kompozisyon düzenleri ile kendi üslubunu güncel sanat ortamında farklı bir yere taşırken, geçmiş dönem eserlerinin kopyası veya kolajı olmaktan da korumuştur. Anlaşılacağı üzere günümüz minyatür sanatçılarından biri olan Ömür Koç, minyatürlerinde Osmanlı minyatür sanatı geleneğini yaşatma çabasıyla dikkat çekerken bir yandan da güncel dönemde üslup oluşturmuş sanatçılardan biridir. Onun eserlerinde geleneğin güçlü bir şekilde temsil edildiğini söylemek mümkündür. Bu nedenle günümüzde ürettiği eserler ile sanatçının gelecek zamanlarda geleneği temsil edilecek sanatçılardan biri olacağı da söylenebilir.

314 Ruhi KONAK KAYNAKÇA Bağcı, Serpil, ÇAĞMAN, Filiz, RENDA, Günsel, TANINDI Zeren, Osmanlı Resim Sanatı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, İstanbul 2006, 275 s. Mahir, Banu, (2012), Osmanlı Minyatür Sanatı, Kabalcı Yayıncılık, İstanbul Atil, Esin, (1978), Ahmed Nakşi, An Eclectic Painter Of The Early 17th Ceuntry, Fifth İnternational Congress of Turkish Art, (Ed.G. Feher), Akadémıaı Kıadq, Budapest, s. 103-121 Atıl, Esin, (1986), Süleymanname - The Illustrated History Of Süleyman the Magnificent, Harry N. Abrams, Newyork Atıl, Esin, (1999), Levni ve Surname, Koçbank, İstanbul Toprak, Filiz Adigüzel, (2007), Arifi'nin Süleymannamesi'ndeki Minyatürlerde Saltanata İlişkin Simgeler, (yayınlanmış sanatta yeterlik tezi) Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Yayınları, İzmir İrepoğlu, Gül, Levni Nakış Şiir Renk, Kültür Bakanlığı Yayınları, İstanbul 1999 Necipoğlu, Gülru, (2000), Söz ve İmge: Osmanlı Sultanlarının Portre Dizilerine Karşılaştırmalı Bir Bakış Padişahın Portresi Tevasir-i Al-i Osman, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, 22-61. s. Yurtaydın, Hüseyin Gazi, (1976). Matrakçı, Nasuhü's Silahi Beyan-ı Menazil -i Sefer-i Irakeyn, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara And, Metin, (2004), Osmanlı Tasvir Sanatları-1, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul Bayram, Sadi, (1981). Musavvir Hüseyin Tarafından Minyatürleri Yapılan ve Halen Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi'nde Muhafaza Edilen Silsile-nâme.Vakıflar Dergisi, S.XIII. Başbakanlık Matbaası, Ankara s.253-338 Bayram, Sadi, (2007), Vakıflar Genel Müdürlüğü nde Bulunan 1682 Tarihli Silsile-nâme, Ankara: Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Vakıf Bank Kültür Hizmeti Konak, Ruhi, (2015), Vakıflar Genel Müdürlüğü Kütüphanesinde Saklanan 1682 Tarihli Silsilenâme Minyatürlerinde Mekan Anlayışı, Vakıf ve Sanat Sempozyumu Bildirileri ve Sergi Kataloğu, (Editör: Ömer Zaimoğlu), Antalya Konak, Ruhi, (2012), Nusret Çolpan Minyatürlerinde Gelenek ve Biçim İlişkisi" Akdeniz Sanat Dergisi, Cilt 5, Sayı 10 (5), s. 86-99. Tanındı, Zeren (1999), Türk Minyatür Sanatı, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul http://www.ktsv.com.tr/sanatkarlar/41-cahide-keskiner; Erişim tarihi: 09.08.2014; 20:57 http://www.ktsv.com.tr/sanatkarlar/41-cahide-keskiner; Erişim tarihi: 09.08.2014; 20:59