TÜRK KÜLTÜRÜNDE "YADA TAfiI" VE XVIII. YÜZYIL SONU OSMANLI - RUS SAVAfiLARINDA KULLANILMASI

Benzer belgeler
Fevzi Pafla Cad. Dr. Bar fl Ayd n. Virgül (,) 2. Baz k saltmalar n sonuna konur.

Duhanc Hac Mehmet Sok. No: 35 Küçükçaml ca Üsküdar - stanbul

TEST 10. Afla daki noktal yerlere uygun sözcükleri bularak cümleyi tamamlay n z. 1. Dünya n n flekli...

EYÜP SULTAN HAKKINDA B R B BL YOGRAFYA DENEMES -ARAPÇA VE OSMANLICA-

AKADEM K MAKALELER. M. Esad Coflan

ÖNSÖZ Bu kitap, muhtelif dinlere mensup baz insanlar n, slam dini hakk ndaki eksik ve yanl fl düflünceleri nedeniyle kaleme al nm flt r. Muhtelif zama

2 onluk + 8 birlik + 4 onluk + 7 birlik 6 onluk + 15 birlik = 7 onluk + 5 birlik =

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

F inans sektörleri içinde sigortac l k sektörü tüm dünyada h zl bir büyüme

DE fi M. Do ada her fley de iflime u rar. A açlar de iflir. Hayvanlar de iflir. Eflyalar de iflir.

GEOMETR K fiek LLER. Bunlar biliyor musunuz? Yüzey: Bir varl n d fl ve genifl bölümleri. yüzey. Düz: Yüzeyinde girinti, ç k nt olmayan.

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

6 MADDE VE ÖZELL KLER

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

YASAL FA Z UYGULAMASI VE B R YARGITAY KARARI

1. Hayal kurmay seviyor musunuz? Nas l hayaller kuruyorsunuz?

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz.

YARGITAY 2. HUKUK DA RES

G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl

Kurtulufl Savafl ndan sonra bar fl yap ld. Tüm düflmanlar yurdumuzu terk etti. Padiflah da yurdumuzdan ayr ld. 29 Ekim 1923 günü cumhuriyet kuruldu.

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

İstek Özel Kemal Atatürk Anaokulu. Kanaryalar Sınıfı

T ürk Gelir Vergisi Sisteminde, menkul sermaye iratlar n n ve özellikle de

RAN SLÂM CUMHUR YET ANKARA KÜLTÜR MÜSTEfiARLI I WEB S TES H ZMETE AÇILDI

Do al Say lar Do al Say larla Toplama fllemi Do al Say larla Ç karma fllemi Do al Say larla Çarpma fllemi Do al Say larla Bölme fllemi Kesirler

DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

KELÂMÎ MEZHEPLER VE FIRKALAR. Adem Sezgin UZUN 1

CO RAFYA. DÜNYA NIN fiekl N N VE HAREKETLER N N SONUÇLARI ÖRNEK 1 :

Cümlede Anlam İlişkileri

Cimcime yemek masasına kurulmuş, ödev yapıyordu.

ZARLARLA OYNAYALIM. Önden = = + = Arkadan = = + + = = + + =

1. KONU. Geometrik Cisimler ve Şekiller. 1. Afla daki nesnelerden küp, prizma ve silindire benzeyen nesneleri iflaretleyiniz.

VATAN İŞLERİNDE CÜR ETKARLIKLARIM

Zihinden fllem Yapal m, Yuvarlayal m, Tahmin Edelim

KİTAPLARA İMAN. 1 Vahiy nedir? Allah Teâla nın Cebrail (aleyhisselam) vasıtasıyla peygamberlerine bildirdiği ilahî emirlerdir.

KDV BEYAN DÖNEM, TAKV M YILININ ÜÇER AYLIK DÖNEMLER OLAN MÜKELLEFLER

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R?

6. Tabloya bakt m za canl lardan K s 1 CEVAP B. 7. Titreflim hareketi yapan herfley bir ses kayna d r ve. II. ve III. yarg lar do rudur.

VERG NCELEMELER NDE MAL YET TESP T ED LEMEYEN GAYR MENKUL SATIfiLARININ, MAL YET N N TESP T NDE ZLEN LEN YÖNTEM

Çocuk dergilerinin flaflmaz sorusudur: Afla daki karenin

CO RAFYA KONUM. ÖRNEK 2 : Afla daki haritada, Rize ile Bingöl il merkezlerinin yak n ndan geçen boylam gösterilmifltir.

Bakmak ve dokunmak suretiyle şehvetle gelen meniden dolayı da gusletmek gerekir.

Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı

Kap y açt m. Karfl daireye tafl nan güleç yüzlü Selma Teyze yi gördüm.

kesri 3 tane Bu kesri yedide üç fleklinde okuruz. Yukar daki bütün 7 efl parçaya ayr lm flt r. Buna payda denir. 3

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı

Bir odada sonsuz say da insan n bulundu unu varsayal m. Bu

2. 1. SAYILARIN GÜCÜ. ALIfiTIRMALAR VE PROBLEMLER 1. Afla da onluk taban bloklar yla modellenen say lar yaz n z ve okuyunuz.

ALBARAKA TÜRK. Faizsiz Kazanç

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

L K Ö R E T M. temel1 kaynak MUTLU. Matematik Türkçe Hayat Bilgisi

C. MADDEN N ÖLÇÜLEB L R ÖZELL KLER

MATEMAT K. Hacmi Ölçme

Cümlelerin mantıksal özellikleri

ÜN TE KES RLERDEN ALANLARA. Kesirleri Tan yal m. Basit Kesirler

Okulumuz Bilgisayar Programcılığı Bölümü öğrencilerinden Gizem COŞKUN Çanakkale Şehitlerine adlı şiiri okudu.

Tam yağlı süt ürünleri tüketen erkeklere kötü haber

TEVRAT VE İNCİL DE İSLÂM A UYGUN ABDEST, NAMAZ, ORUÇ, HAC, ZEKAT, KURBAN İBÂDETİ VE ÎMAN ESASLARI

Bir yaz mda, kimbilir hangisinde,

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

1. Atatürk'ün hayat hakk nda neler biliyorsunuz? Yaz n z. 4. Türkiye Büyük Millet Meclisi... flehrimizdedir. 5. Atatürk'ün...

Umman Tarihinin Dönüm Noktalar

ÜN TE II L M T. Limit Sa dan ve Soldan Limit Özel Fonksiyonlarda Limit Limit Teoremleri Belirsizlik Durumlar Örnekler

YARGITAY 14. HUKUK DA RES KARARLARI

B02.8 Bölüm Değerlendirmeleri ve Özet

PROMOSYON VE EfiANT YON ÜRÜNLER N GEL R VE KURUMLAR VERG S LE KATMA DE ER VERG S KANUNLARI KARfiISINDAK DURUMU

ÇOCUKLARLA BAfiBAfiA. M. Esad Coflan

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

CO RAFYA. TÜRK YE DE YERfiEK LLER VE ETK LER

CO RAFYA SICAKLIK. Kavram Dersaneleri 6. ÖRNEK 1 : Afla daki haritada, Türkiye de y ll k günefllenme sürelerinin da l fl gösterilmifltir.

K atma de er vergisi, harcamalar üzerinden al nan vergilerin en geliflmifl ve

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl.

KOOPERAT F GENEL KURUL TOPLANTISINA KATILMA VE OY HAKKI BULUNAN K MSELER

ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö

AİLE DİNİ REHBERLİK BÜROSU

Bu yaz da 6 mant k sorusu sorup yan tlayaca z.

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

ALBARAKA TÜRK. Faizsiz Kazanç

Yalanc n n Hakk ndan Gelmek!

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

Kur an ın Bazı Hikmetleri

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI

AMME ALACAKLARI TAHS L USULÜ HAKKINDA KANUNU (6183) NUNDA YAPILAN DE fi KL KLER 6183 SAYILI A.A.T.U

Dördüncü K s m: Gerçel Say lar Yap s

KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

MOTORLU TAfiIT SÜRÜCÜLER KURSLARINDA KATMA DE ER VERG S N DO URAN OLAY

MADEN HUKUKU İLE İLGİLİ İDARİ YARGI KARARLARI VE MEVZUAT

Mustafa Kemal in Bursa da Ö retmenlere Konuflmas

ksi 30 derecelik so uk ve buzdan bir turizm fikri gelifltirilebilece i akla gelir miydi?

Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad

Kay s 9 Armut 12 Çilek 15 Elma 9

= puan fazla alm fl m.

EYÜP VAKIF AB DELER NDEN TÜRK VAKIF HAT SANATLARI MÜZES NE GET R LEN ESERLER

Thomas Hare adl bir ngiliz 1860 larda güzel bir seçim sistemi

Transkript:

TÜRK KÜLTÜRÜNDE "YADA TAfiI" VE XVIII. YÜZYIL SONU OSMANLI - RUS SAVAfiLARINDA KULLANILMASI AHMET Ö RETEN Türk kültür tarihine bakt m zda, yada tafl diye bilinen tafl vas tas ile, bir nevi sihir yoluyla kar ve ya mur ya d r ld n n pek çok örneklerine rastlamaktay z. Bu hususta Çin kaynaklar nda oldu u gibi slâm kaynaklar nda (Arap, Fars ve Osmanl ) da bilgi vard r. Arapça slâm kaynaklar nda hacerü'lmetar, Farsça kaynaklarda seng-i metar (=ya mur tafl ), seng-i ceda (=ceda tafl ) diye geçen tafla, muhtelif Türk lehçelerinden Yakutça'da sata, Altayca'da cata, K pçak grubu lehçelerde cay ad verilmektedir 1. Ya mur tafl n, yat * ( Í )diye isimlendiren Kaflgarl Mahmud, "Bir türlü kaml k (kâhinliktir). Belli bafll tafllarla (yada tafl ile) yap l r. Böylelikle ya mur ve kar ya d r l r; rüzgâr estirilir. Bu, Türkler aras nda tan nm fl bir fleydir. Ben bunu Ya ma ülkesinde gözümle gördüm. Orada bir yang n olmufltu, mevsim yaz idi; bu sûretle kar ya d r ld ve Ulu Tanr 'n n izniyle yang n söndürüldü." 2 demektedir. Ayn eserde yat ( Í«) karfl l olarak, "Tafllarla ya mur ve rüzgâr için yap lan kaml k 3 ; tafllarla ya mur ve rüzgâr için yap lan kaml k, yada tafl ile yap lan bir türlü kaml k, kâhinlik"; yatlamak, yada tafl ile efsun yapmak, yatlatmak, yada tafl ile okutmak, denilmektedir 4. Kaflgarl, yat kelimesinin kullan l fl fleklini örneklerken de flu aç klamalar yapmaktad r: Yatlad ( Í «œí ): "Yatc yatlad Í«ÃÈ Í = flaman yada tafl ile efsun yapt ", (flaman yada tafl yle ya mur ya d rmak için efsun yapt ) 5. Yatlatt ( Í ): "Bey yatlatt (» Í )= Bey yada tafl na okuttu", (Bey kama, flamana yada tafl yle kaml k yapt rd ; bu yüzden rüzgâr esti, ya mur geldi). 1 Abdülkadir nan, Tarihte ve Bugün fiamanizm, Ankara 1995, s. 160-161 (Bu eser bundan sonraki dipnotlarda k salt larak fiamanizm ad yle verilecektir); Faruk Sümer, "Eski Türklerde Ya mur ve Kar Ya d rma Âdeti", Resimli Tarih Mecmuas, Cilt IV, Say 44, A ustos 1953, s. 2534. * Her ne kadar bu kelime mütercim taraf ndan yat diye okunmufl olsa da yet okunmas gerekti ine kaniyim. 2 Kaflgarl Mahmud, Divânü Lûgat-it-Türk, III, Terceme: Besim Atalay, Ankara 1992, s. 3. 3 Kaflgarl Mahmud, a.g.e., s. 159. 4 Kaflgarl Mahmud, a.g.e., Dizin, Ankara 1972, s. 147. 5 Kaflgarl Mahmud, a.g.e., III, s. 307-308.

864 AHMET Ö RETEN Yatlatur-yatlatmak ( Í Ë - Í ) Bu, Türk ülkelerinde bilinmifl bir fleydir. Yüce Tanr 'n n izniyle yada tafl na okumakla ya mur, so uk, rüzgâr getirilir 6. Görüldü ü gibi, Kaflgarl eserinde yada yapan kifliyi "yatc " kelimesi ile ifade etti i halde, mütercim bunu "flaman ve kam" kelimeleri ile aç klamaya çal flm flt r. Bu tafl n ad n n imlas da kaynaklarda flu flekillerdedir: yat ( Í«), yede ( ÍœÁ ), yada ( Í«œ«), cede ( ÃœÁ ); bu iflle u raflanlara da yatc, yedeci, yadac, cedeci denir 7. Ahmed Vefik Pafla, Lehçe-i Osmânî'sinde yeda ( Íœ«) ve yede ( ÍœÁ ) (ço ulu eyâdî) ve fiemseddin Sâmî Kamûs- Türkî'sinde yeda yahut yede ( Íœ«- ÍœÁ ) imlâs n kullanm fllard r 8. Hüseyin Kâz m Kadri ise Türk Lugat ' nda ÍœÁ Í«œÁ ÍœÁ (Lâtin imlâs iede, yede, yada fleklinde) imlâlar n bir arada tercih etmifl ve büyü, sihir, efsun manas vermifltir 9.Yine fiemseddin Sâmî, "sert ve k ymetli yeflil tafl", diye tarif etti i yeflem tafl n n karfl l olarak da yede ve yeda imlalar n kaydetmifltir 10. Rusça bir eserde yada için flöyle kaydediliyor: iede ÃœÁ, yada Íœ«, cede à Á tafl, sihirli tafl, bezoar. Türkçe ve Ça atayca. Gücüyle kar ve ya murun ya mas ve durdurulmas sa lanmakta. Arapça Õà «Â [=hacerü'l-metar], Farsça Ê ÍœÁ [=seng-i yede], Mo olca dzada ya murlu 11. Yadac, yedeci karfl l olarak da, yada gücü ile havan n durumunu de ifltiren sihirbaz, kâhin. Yadac l k: Sihirli, Altayca yadala veya yadak lmak, yadan n gücü ile ya mur veya bulutsuz aç k hava ça rmak 12. Di er bir yerde de, yada/cada tafl ile ya mur ya d ran sihirbazlara ya murcu denir, kayd yer almaktad r 13.Uygur Sözlü ü'nde ise, Osmanl ca's yadaç diye kaydedilen yadç kelimesine "sihirbaz" manas verilmifltir 14. 6 Kaflgarl Mahmud, a.g.e., II, s. 355. 7 Köprülüzade Mehmed Fuad, "Eski Türklerde dinî-sihrî bir anane", Darulfünûn Edebiyat Fakültesi Mecmuas, Cild IV, Say 1, stanbul 1925, s. 10; A.von Gabain de eserinde "yad: ya murtafl " imlas n alm flt r. Bkz. Eski Türkçenin Grameri, Terüme: Mehmet Akal n, Ankara 1988, s. 307. 8 fiemseddin Sâmî, Kamûs- Türkî, stanbul 1978, s. 1544. 9 Hüseyin Kâz m Kadri, Türk Lügati, IV, stanbul 1945, s. 722. 10 fi. Sâmî, a.g.e., s. 1549. 11 Lazar Budagov, Sravnitel'niy Slovaz Turetsko-Tatarskih' Naraçiy (=Türkçe-Tatarca Lehçelerin K yaslay c Sözlü ü), II, Sant Petersburg 1871, s. 351. 12 L. Budagov, gös. yer. 13 B. Ögel, Türk Mitolojisi, I, Selçuklu Tarihi ve Medeniyeti Enstitüsü Yay n, Ankara 1971, s. 301 14 Cafero lu Ahmet, Uygur Sözlü ü, stanbul Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü yay n, stanbul 1934, s. 216. Büyür kültür tarihçisi brahim Kafeso lu da, eski Türklerin ya mur, dolu

TÜRK KÜLTÜRÜNDE "YADA TAfiI" 865 K rg z Sözlü ü'nde de, "cay tafl: Güya koyun iflkembesinde bulunan ve ya mur ya d rma hassas na malik olan küçük tafl" denilmektedir 15. Tarama Sözlü ü, "yada tafl, eskiden usûlüne göre kullan l nca ya mur ya d rd na inan lan bir tafl, ya mur tafl " 16 derken, bir ngilizce sözlükte, "yede, Cebrail taraf ndan Nuh Peygamber'e verildi i bilinen bir taflt r. Ya murun ya fl na ve ya an ya murun kontrolüne vesile olur" denilmektedir 17. Farisî lügatlar ndan Ferhengi Ziya' da "Seng-i yede, sihir yahut mucize kabilinden ya mur celbeden bir nevi tafl." kayd ndan sonra, yada'n n yeflim tafl oldu u, yeflim tafl n n Türkler taraf ndan yada ittihaz edildi i belirtilmektedir 18. Cede tafl ( ÃœÁ «È ) bafll n kullanan di er eser, "yede tafl d r, buna yede ( ÍœÁ ) tafl, yeda ( Íœ«) tafl ve yade ( Í«œÁ ) tafl da derler. Arapças hacerü'l-metar ( Õà «Â )'d r" derken 19 ; bir di er eserde, seng-i yede, gökyüzüne karfl koyup özel bir efsun verdikleri zaman ya mur ya d ran bir taflt r. Daha çok Türkler'in iflidir. Ekbernâme'den anlafl ld na göre Said Eflref, Rezmiye'de flöyle diyor: "Seng-i yede', ok ya d rmak için o kargaflada [yani muharebe esnas nda] silah görevi yapm flt r. Yede iyi etkili bir taflt r." 20 Osmanl Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlü ü de, Yeflm maddesinde, Eski Eserler Ansiklopedisi'ne dayanarak flu aç klamay yap yor: "En eski bir Türk antikas d r. Eski milletler buna ya mur tafl derler. Yat da tabir ederler. Yat; kehanet demektir. Yatlamak sihir yapt rmak demektir. Eski Türkler bu taflla sihir yap p ya mur ya d r rlard derler." 21 ya d rmak, rüzgâr estirmek için sihrine müracaat ettikleri bildirilen yada tafl (ya mur tafl )' na, Türkçe'de kafl denildi ini Eski Uygur Sözlü ü'ne dayanarak bildirmektedir. brahim Kafeso lu, Türk Millî Kültürü, stanbul 1983, s. 291; ayn sayfa not. 487. 15 K. K. Yudahin, K rg z Sözlü ü, II, (Türkçeye Çeviren: Abdullah Taymas), Ankara 1994, s. 715. 16 Türk Dil Kurumu, Tarama Sözlü ü, VI, Ankar 1972, s. 4189. 17 By S r James W. Redhouse, A Turkish and English Lexicon= Türkçeden ngilizceye Lügat Kitab, Constantinople 1921, s. 2199. 18 Ziya fiükûn, Farsça-Türkçe Lugat Gencinei Güftar Ferhengi Ziya, II, stanbul 1948, s. 1227. 19 Mirza Mehdî-yi Esterâbâdî, Sanglah, Naflreden: Rûflen-i Hiyavî, Neflr-i merkez, 1374/1995, s. 143. 20 Seyyid Muhammed Ali Dâî el- slâm, Ferheng-i nizâm, III, Tahran 1363 H, s. 418. 21 Mehmet Zeki Pakal n, Osmanl Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlü ü, III, stanbul 1983, s. 634.

866 AHMET Ö RETEN Sanat Ansiklopedisi bu tafl iki ayr imlâda ve iki ayr madde halinde alm fl ve birbirini tamamlay c nitelikte aç klamalar yapm flt r. "Yada: Öz Türkçe'de sihir manas n ifade eder. Yar m fleffaf bir silikat taflt r ki, Ça atayca'da ve Osmanl ca'da yeflim denir. Eskiden Türkler bu tafltan put yaparlard. Ya mur ya d rmak için bu tafla efsun okunarak suya at l rd. Nefrit denilen böbrek sanc lar n tedavi etti i itikad nda bulunulurdu. Türkler ve Çinlilerce bu tafl fazilet ve kemâlin timsalidir. Terkibindeki krom u hadidin nisbetine göre muhtelif renkte olur. Baz Türk lehçelerinde buna çada da derler." 22 Yede maddesinde ise flu aç klama yap lm flt r: "(Os. Senk-i yede) Yeda, yada, yeflim ve ya mur boncu u veya tafl dahi denilen silisiyet-i alumin (Fr. Silicate d'alumine) ve kalsiyumla magnezyumdan ibaret zeytin yeflili renginde sert bir taflt r. Arapça'da hacer-ül matar ( ÕÃ «Â ) denir. Eski Türkler'de bu tafl n sihirli bir hassas oldu una inan l r ve bundan put yap l rd. Bu tafl kurban kan sürüldü ü veya suya at ld vakit ya mur ya d hakk nda bir itikad vard. Sihir ve efsun manas na da gelir" 23. Burada tafl n terkîbî yap s hakk nda verilen bilgi, ya mur tafl n n yeflim ile ayn kabül edilmesi esas na dayand r lmas ndan ibarettir. Halbuki ileride verece imiz bilgilerden de anlafl laca gibi, yada ile yeflim'in ayn fleyler oldu u hususunda bir ittifak yoktur. Bu tafltan eski Türklerin put yapt klar ifadesine gelince: Baz araflt r c lar ve ikinci el kaynak durumundaki baz eserlerin müellifleri, "yet/yat ( Í ) yapmak" tabirini "put ( Û ) yapmak" fleklinde hatal okumufllar, de erlendirmifller ve nakletmifllerdir. Bunun bir istinsah hatas ndan kaynakland n da gözden uzak tutmamak lâz md r. Hatta bu kelimeyi "b t" harfleri ile (büt veya bet okumak mümkündür) kaydedenler de olmufltur 24. Buradaki eski Türkler'in put yapt klar ifadesi de böylesi bir yanl fll a istinaden olsa gerektir 25. Muhtasar bir çal flmada da, yada tafl ile kehanet, bafll alt nda, "Eski Türk kamlar n n en önemli özelliklerinden birisi de yada-yede-cada-cede gibi 22 Celâl Esad Arseven, Sanat Ansiklopedisi, V, stanbul 1975, s. 2199. 23 C. E. Arseven, a.g.e., s. 2230. 24 Bu yaz l fl flekli ve de erlendirmesi için bak n z. Köprülüzade Mehmed Fuad, Köprülüzade, a.g.mak, s. 8; Bu makaleden naklen Hikmet Tanyu, Türklerde Taflla lgili nançlar, Ankara 1968, s. 63. 25 M. fierefeddin Yaltkaya'n n Türkiyat Mecmuas 'n n V. ciltinde yay mlanan 'Ebu Reyhan' n bir Kitab ", adl makalesinin s. 21'deki dipnotunda Tansuknamei lhanî' den aynen flöyle nakledilmektedir: "Ya mur tafl ve onun hassalar : Bu; maruf ve meflhur bir taflt r. Türkler ona Û derler. Bu tafl n türlü türlüleri vard r."

TÜRK KÜLTÜRÜNDE "YADA TAfiI" 867 adlarla an lan ya mur tafl vas tas yle kâhinlik edip, hava durumunu de ifltirme özelli ine sahip olmad r. Bu tafl vas tas yle kamlar n kar, ya mur, dolu ya d r p, rüzgâr estirmeleri, f rt na ç karmalar mümkündür," denilmektedir 26. Yada tafl ile ilgili ilk haberlere Çin kaynaklar nda da rastlanmaktad r. T'ang Sülâlesi tarihine göre, "Türkler'in büyük atalar Hunlar' n kuzeyinde bulunan Suo sülâlesinden idi. Oyma n baflbu u A-p'ang-pu idi. Bunlar yetmifl kardefl idi. Birincisi difli kurttan türemifl olup ad -chih-ni-shih-tou idi. A- p'ang-pu ve kardeflleri do ufldan budala olduklar için onlar n bütün sülâlesi imha edildi. Ni-shih-tou tabiat üstü husûsiyetlere malikti; ya mur ya d r p, f rt na ç karabilirdi..." 27 Di er rivayet ise flöyledir: Çin kaynaklar n n nakletti ine göre, Göktürkler'in kurttan türeyiflle ilgili efsanelerinden birinde, Göktürkler'in atalar n n kabile reisinin onyedi kardeflinin oldu u, bunlardan birisinin ad -chih-nishih-tou olup kurttan do mufl oldu u ve di erlerinden farkl oldu u belirtilmektedir. Tabiat üstü bir kudrete ve özelliklere sahip olan chih-ni-shihtou, ya murun ya mas, rüzgâr n esmesi hususunda emirler verebiliyordu 28. Bu da onlara atalar Hunlar'dan geliyordu. Zira Hunlar düflmanlar na karfl, ya mur, dolu ve kar ya d rarak veya f rt na ve rüzgâr ç kararak onlar ma lup ediyor ve bunu yapabilen kâhinlere sahip bulunuyorlard. Onlar n V. as rda kuvvetlenen Cücen (Juan-juan) lerin bir istilâs na karfl kendilerini bu sayede koruduklar kaydedilmifltir 29. Baflka bir yerde 449 y l olaylar ndan bahsedilirken flöyle bir kay t vard r: "Evvelce Kuzey Hunlar 'n n idaresinde bulunan Yüeban ahalisinde öyle kâhinler vard r ki, Cücen'lerin sald r fllar na karfl durduklar nda çok fliddetli ya mur ya d rd lar, f rt na ç kard lar. Cücenlerin onda üçü sellerde bo- uldu, so uktan k r ld." 30 26 Ayfle Duvarc, Türkiye'de Falc l k Gelene i ile bu Konuda ki Eser, Ankara 1993, Kültür Bakanl Yay n, s. 26. 27 A. nan, fiamanizm, s. 160; Osman Turan, Türk Cihân Hâkimiyyeti Mefkûresi Tarihi, I- II, stanbul 5. Bask, tarihsiz, s. 127. 28 Bahaddin Ögel, Türk Mitolojisi, I, Ankara 1971, s. 27; 29 O. Turan, a.g.e., s. 127. 30 A. nan, fiamanizm, s. 160.

868 AHMET Ö RETEN Altay-Türk masallar ndan olan Kara-atl Han Masal 'n n kahramanlar ndan Kara-atl Han' n o lunun üstün kuvvet ve cesareti yan nda, att nâra ile dokuz kar fl kar ya d rd, her yandan rüzgâr ç kt zikredilmektedir 31. Alplerin silahlar aras nda yada tafl vard r. Destanlara göre alpler, bu tafl n sihrî kuvvetleri ile havay istedikleri gibi de ifltirebilirler, ya mur, kar, dolu ya d r rlar. sterlerse bulutlar da t p havay açarlar. Manas Destan 'na göre, Alp Almanbet çok çok usta bir yadac idi. Yada (cada, cay) gelene i bozk r destanlar nda çok önemli yer tutar 32. Abbasî Halifesi Me'mun (M.813-833), ya mur tafl hakk nda kendisine ulaflan duyumlar üzerine, teferruatl araflt rmalar yap p bilgi toplamas için güvenilir adamlar n görevlendirmifltir. Bunlar Müslüman Türkleri toplayarak yada hakk nda bilgi almak istemifllerdir. Her ne kadar yada ile ya mur ya d r ld n ö renmifllerse de, teferruata dair bir fley elde edememifllerdir 33. X.-XI. yüzy ldan itibaren slâm kaynaklar nda yada hakk ndaki bilgilere daha s kça rastlanmaktad r. Firdevsî'nin (939-1020) fiehnâme'sinde, yada; Mo olca ced, yadac l k, cedecilik, cad l k ve bu iflin sihir oldu u; Tuluy Han zaman nda ya d rma olay ndan ve H tay askerinin periflan oldu undan, Bazur ad nda bir sihirbaz n efsunla ya mur ya d rd ndan bahsedilmektedir 34. Kazvinî (1203-1283), kozmo rafya'ya dair olan eserinde hacerü'l-metar (=ya mur tafl ) bafll alt nda yada tafl ile ilgili flu aç klamay yap yor: "Türk memleketlerinden getirilir. Çeflitli renklerdedir. Bir fley içindeki suya konuldu unda, gökyüzü bulutlan r ve ya mur ya ar, hava so ur ve kar ya ar. Bu meflhur bir ifltir. Ben bu flekilde ya mur ya d r ld n gören birisini gördüm." 35 Eski Türk Tarihi sahas ndaki araflt rmalar ile tan nan Faruk Sümer: "X. yüzy lda Türk memleketlerini gezdi ini iddia eden Arap müellifi Ebu Dulef Mis'ar bni Mühelhel, rtifl boylar nda oturan Kimek (yahut Yemek) ad ndaki büyük Türk kavminden bahsederken, onlar n her istedikleri vakit ya muru 31 B. Ögel, a.g.e., s. 313-316. 32 Abdülkadir nan, Makaleler ve incelemeler, I, Ankara 1987, s. 158. 33 Hikmet Tanyu, Türklerde Taflla lgili nançlar, Ankara 1968, s. 48. 34 H. Tanyu, a.g.e., s. 44; Jean-Paul Roux, Türklerin ve Mo ollar n Eski Dini, Türkçeye Çeviren: Aykut Kazanc gil, stanbul 1994, s. 78. 35 Zekeriya b. Muhammed Kazvinî, Acâ'ibü'l-mahlûkât ve Garâ'ibü'l-mevcûdât, Nuruosmaniye Kütüphanesi, Nr. 3025, v. 217b; Nr. 3027, v. 93b.

TÜRK KÜLTÜRÜNDE "YADA TAfiI" 869 celbeden bir tafllar oldu unu belirttikten sonra, bu hadiseyi gözüyle gördü- ünü bildiren ilk müellif, büyük Türk alimi Kaflgarl Mahmud'dur." diyor 36 Hicrî 355'de (M.966) eserini yazan Makdîsî de, Türkler aras nda istedi i zaman kar ve dolu ya d ran adamlar n mevcut oldu undan bahsetmektedir 37. Ünlü sosyolag bni Haldun (M.1334-1406) Mukaddime adl eserinde, Sultan ülkesinde ve Türk ülkesinde, bulutlar sihirleyerek belli ve muayyen topraklara ya mur ya d ran sihirbazlar bulundu unu iflitti ini belirtirken 38, Ebu'l-Abbas bn Muhammed bn sâ el-mervezî, O uzlar, Dokuz O uzlar ve Karluklar'la komflu Horasan s n r nda bulunan Türkler aras nda istedikleri zaman ya mur ve kar ya d ran ve f rt na ç kartan adamlar bulundu unu iflitti ini kaydetmektedir 39. Yusuf el-tifâflî (ölümü 1253), Harzemflah Alâeddin Muhammed'in (ölümü 1220) ordusunda bulunan bir Türk'ün, istedi i zaman ya mur ya d rd n söylüyor 40. Taflköprülüzâde Ahmed Efendi (03.12.1495-16.04.1561) taraf ndan Arapça olarak kaleme al n p o lu Kemaleddin Mehmed Efendi (1552-1621)'nin Osmanl Türkçesi'ne kazand rd Mevzûatü'l-ulûm'da, yada tafl ile ilgili flu bilgi verilmektedir: Türkler'den baz idraksiz taifenin, ya murlar n meydana geliflini veya uzaklaflt r lmas n sa layabildiklerini iddia ederler. nceleyip tecrübe etmemifl olan flehirler halk bile bunu tasdik ederler. Öyle bildirirler ki, efsun veyahut Allah taraf ndan, flefaat yolu ile ya mur ya d r r veya ya an ya muru uzaklaflt r rlar. Bu büyük bir dolap, kuvvetli bir hile ve fitnedir. Bu durum avamdan ve s radan bofl insanlardan pek ço u için ibret ve sap kl k sebebidir. Yine bu türden olarak baz da l Türkler yan nda bir tafl vard r ki, san ld na göre ya muru celbedicidir. Hepsi onu bilirler. Su içine koyarlar, sihre benzer baz fleyler de yaparlar ve hafla küfrü gerektiren baz sözler söylerler. Merhum müellif flöyle ifade eder: "Türkler'den bu ifli görenler ve yaflayanlardan ben flöyle iflittim. Dediler ki: O durumda gökyüzünden ya mur ya ar ve iddialar gerçekleflir. Hatta yap lan iflin tesiri o kadar süratli- 36 F. Sümer, a.g.mak, s. 2534; Hikmet Tanyu, a.g.e, s. 55-56. 37 Köprülüzade, a.g.mak, s. 4. 38 nb Haldun, Mukaddime, III, Türkçeye Çeviren: Zakir Kadirî Ugan, stanbul 1988, s. 8. 39 A. nan, fiamanizm, s. 161. 40 O. Turan, a.g.e, s. 129.

870 AHMET Ö RETEN dir ki, bir at n bafl kar alt nda ve ya murda gömülmüfl iken, di er yar s günefl alt nda s n r olur. Bunu defalarca görmüflüzdür." demifltir. Nice idareden aciz ak ls z ve ahmak buna son derece flafl rarak, yap lan bu ifli, yerine göre velilik ve kerametlerine yorarlar 41. fiâbân fiifâî 42 Risâle-i flifâiyye fî beyân- envâ -i ahcâr adl eserinde, flu nakilde bulunmaktad r: "Cumhûr- Türkân müttefiklerdir ki, her nerede bu ya mur tafl kullan l rsa kar ve ya mur ne isterlerse o yerde ve o yere yak n olan yerlerde mutlaka eserleri zuhur edip istedikleri kar ve ya mur ya ar. Cumhûr- Türkândan bir cemaat, o tafl n özelliklerine vâk f olmakla o mertebe mehâretleri vard r ki, isterlerse yaz n günefl Esed Burcu'nda iken ya mur, kar ve dolu ya mak, çok fliddetli rüzgâr esmek gibi acaib eserleri, o tafllar n vas tas ile zuhura getirirler. Bir derecede ki, kasabalar ve köylerden birinin bir taraf na kar, ya mur ve dolu ya d r r, di er taraf nda günefl meydanda ve hava da lâtif olur. Baz lar, ya mur için baflka, kar ve dolu ve havan n de iflmesi ve rüzgâr ve toz için baflka baflka tafllar vard r, demifllerdir. Amma rivayet edenlerin ço una göre bu bir nevidir ki, seng-i yede veya hacer-i metar derler... Bir yerde onlardan [bu sanata vâk f olanlardan] birkaç flah s toplan rsa, biri kar, biri ya mur, biri dolu ya mas na gayret edip kudret sahibi olan Cenâb- Hak, lütuf ve kereminden, her birinin sa y ve gayretine göre de tesirini halk eder. Ama biri bulunursa kar ve ya mur ve sair garip eserlerden hangisini diliyorsa ancak onu yapar." demifllerdir 43. Kar ve dolu tafl ile, ya mur tafl n n ayn tafl m oldu u hususunda anlaflmazl k vard r. kisinin de ayn oldu u düflüncesini benimseyenlere göre, bu etkinin derecesine göre ya ya mur veya kar, dolu ya ar 44. fiaban fiifaî bunlar n ayr tafllar oldu u kanaatinde olmal ki, dolu tafl 'n ayr bir bafll k alt nda ayr ca ele alm flt r. fiifâî, hacerü'l-berd dedi i dolu tafl için, flu nakilde bulunuyor: Nas r Tûsî 45 (1201-1274) Tansuknâme'de 46, "Ol tafla Fârisî'de büzürk 41 Taflköprülüzâde Kemaleddin Mehmed Efendi, Mevzûatü'l-ulûm, Dersaadet 1313, s. 384. 42 Ayafl'ta do mufl, stanbul medreselerinde t p tahsili yapm fl, saray hekimli ine tayin edilmifltir. Bir ara t p e itimi veren Süleymaniye medresesi'nde t p darsleri vermifltir. Ordu baflhekimi s fat ile seferlere kat lm flt r. Do um tarihi bilinmeyen fiifâî, hayli ilerlemifl yaflta iken Diyarbekir niyabetinden mazulen dönerken Ankara'da 1705 y l nda vefat etmifltir. Bilgi için bak n z. A. Süheyl Ünver, "Ya mur Tafl hakk nda" stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, Cilt IV, Say 7, s. 78. 43 fiâbân fiifâî, Risâle-i flifâiyye fî beyân- envâ -i ahcâr, Nuruosmaniye Kütüphanesi, Nr. 3544, v. 64b-65a; A. S. Ünver, a.g.mak., s. 79-80. 44 Köprülüzade a.g.mak., s. 9, not 1; H. Tanyu, a.g.e, s. 64. 45 Nâs reddin Tûsî, Merâ a Rasathanesi'nin kurucusudur. Hülagu ve Abaka Han' n maiyyetinde çal flm fl bir astronomi alimidir. 46 As l ad Nâs reddin Tûsî'dir (18 Subat 1201 Tûs-26 Haziran 1274 Ba dat). Tûsî'nin MEB. slâm Ansiklopedisi'ndeki biyografisinde, eserleri aras nda Tansuknâme zikredilmemektedir.

TÜRK KÜLTÜRÜNDE "YADA TAfiI" 871 mühre (» ÂÁ Á ) derler. Ondan bilhassa dolu kaçar. Âdeta dolu ya d zamanlarda ba, bostan ve ziraate âfat erifltirip harap etmesin diye o tafl bir yüksek yere asarlar. Allah' n emri ile o semte dolu ya maz, ekinler ve bostanlar emin olur imifl." 47 Arap co rafyac lar ndan Ebu Zeyd el-belhî (ölümü 934) de El-Bed ve'ttârîh 48 adl eserinde k saca, "Türkler aras nda kar, dolu ya d ran ve rüzgâr estiren kifliler oldu u söylenir." diyerek yada'ya temas etmektedir 49. Hicrî 10. ve 11. as rlarda (16.-17. yüzy l) Türkler ve Özbekler aras nda bu gayr slâmî âdetin halâ devam etti i bilinmektedir 50. Evliya Çelebi (1611-1682), Kafkasya yollar nda seyahat ederken (1641), bir yerli büyücünün garip efsunlarla bulutlar gökte toplay p sa nak bofland rd n bir ara anlatm flt r 51. V. V. Barthold bir eserinde yada kelimesini flöyle tarif etmektedir: "Genel Türk inanc na göre, bu taflla kar, ya mur ve f rt na ça r l r." 52 Ziya Gökalp, bu sihirli tafla birçok yerde yat tafl da denildi ini, sonradan yeda tafl, ceda tafl, yade tafl adlar verildi ini ve bu kelimenin Frans zca'ya jade fleklinde geçti ini, Acemlerin bu tafla yeflim nam n verdiklerini, bu kelimenin asl n n da Türkçe oldu unun farzedilebilece ini, çünki eski Türkçe- 'de yeflin ( Í Ê ) kelimesinin flimflek anlam na geldi ini, Kaflgarl Mahmud- 'un "Kimin yan nda kafl bulunursa flimflek onu yakmaz" dedi ini kaydediyor ve kafl' n iki husûsiyetinden birinin tafl n beze sar l p atefle at lmas halinde gerek bezin gerekse tafl n yanmad, ikincisinin de susam fl bir adam n bu Bak n z "Tûsî" mad. A., XII/II, stanbul 1988, s. 132-133. Tansuknâme'nin Tûsî'nin eseri olarak gösterilmesi fiifâî'nin hatas olsa gerektir. Zira Tansuknâme Reflidüddin'in eseridir ve tam künyesi Tansuknâme-i lhânî der Fünûn- ulûm- H tâî' dir. Bakz. fiemseddin Günaltay, slam Tarihinin Kaynaklar -Tarih ve Müverrihler-, stanbul 1991, s. 297; "Reflidüdîn" mad. A, IX, stanbul 1964, s. 705-709. 47 fi. fiifâî, a.g.e, v. 64a. 48 Ebu Zeyd el-belhî'ye izafe edilen El-Bed ve't-târîh asl nda Tâhir el-makdîsî'nin eseridin ve tam künyesi Kitâbü'l--bed ve't-târîh'dir. Bilgi için Bkz. "Belhî" mad. A, II, stanbul 1979, s. 487. 49 R. fieflen, a.g.e, s. 193. 50 Köprülüzade a.g.mak., s. 10. 51 Mahmut R. Gazimihâl, "Büyücülükte Taflkömürü ve Yada Tafl ", Türk Folklör Araflt rmalar (Dergisi), Cilt VIII, Say 168, A ustos 1963, s. 3136. 52 V. V. Barthold, Oçerk storiy Semireçiya (=Semireçiya Vilayetinin Hat ra Kitab ndan ayr bas m), Vermiy (Almat ) 1898, s. 91, not. 1.

872 AHMET Ö RETEN tafl a z na almas halinde susuzlu unun gitmesi olarak ifade ediyor 53. Ziya Gökalp, yat, Uygurlar n yade dedi i, Yakutlar'daki sata'n n ayn anlama geldi ini de ifade ediyor 54. Dr. R za Nur, Türk Tarihi adl eserinde, fiamanizm'de din ile sihirin eflit ve flamanlar n ya mur ya d rma kudretine sahip san ld klar ve yada ad nda Aksai flark Türk yurtlar ndaki birkaç rmaktan ç kan ve birkaç nev i olan yada tafl ile ya mur ya d rd klar n söylemekte, "Bu kelime yeflim suretinde Arapçaya, jaspe 55 suretinde de Frans zca'ya geçmifltir. Eski Türkler buna kafl dahi derlerdi," demektedir 56. Cafero lu da qafl kelimesine "yada tafl " manas vermifltir 57. Ziya Gökalp'in de ifade etti i, yada tafl 'na Türklerin kafl dedikleri görüflü do ru olmasa gerek. Kafl kelimesi Kaflgarl Mahmud'un Dîvãn- lügati'ttürk'üne nazaran, yat'dan tamamen ayr d r. Türkler temiz beyaz veya siyah renkde olan bu tafl (yani kafl ), y ld r mdan, susuzluktan, flimflekten korunmak için yüzü e koyup tafl rlard 58. Ziya Gökalp, Kaflgarl Mahmud, yat, yatla-, kafl kelimelerini ayr ayr al p manalar verdi i ve bu manalardan yat ile kafl' n farkl fleyler oldu u anlafl lmas na ra men, Frans zca'da yeflime jada denilmesinden de esinlenerek olsa gerek, her üçünü birbirine kar flt rarak "yada" ad alt nda ortak bir de erlendirme yoluna gitmifltir 59. Ayn durum R za Nur için de sözkonusudur. Bunun do ru olmad kan s nday m. Kaynaklara dayanarak, kafl' n bir beze sar l p atefle at l rsa tafl yanmad gibi bezin de yanmad n 60 ifade eden Z.Gökalp, yada (sata) tafl için, "kay- 53 Ziya Gökalp, "Eski Türkler'de Din", Yeni Mecmua, Cilt II, Say 47, 6 Haziran 1918, s. 403. 54 H. Tanyu, a.g.e., s. 43. 55 Burada bir hata olsa gerektir. Frans zca'daki jaspe kelimesinin karfl l, yeflime benzeyen alacal donuk akik demektir. Halbuki burada kastedilen yada/cada imlas na benzerli i dolay s ile sözkonusu edilen ve yeflim demek olan jada olsa gerektir. Bkz. fiemseddin Sami, Resimli Kamus- Fransevî, stanbul 1318. s. 1304, 1307; Frans zca Türkçe Sözlük, Milliyet Yay n, stanbul 1990, s. 345, 346. 56 H. Tanyu, gös. yer. 57 C. Ahmet, a.g.e., s. 133. 58 Kaflgarl Mahmud, a.g.e., III, s. 22, 152; Kaflgarl Mahmud, a.g.e., Orjinal metin: Kültür Bakanl neflri, Ankara 1990, v. 227a-227b; Köprülüzade, a.g.mak., s. 3-4. 59 Z. Gökalp, Eski Türkler'de Din, s. 402-403. 60 Z. Gökalp, Ayn mak., 403.

TÜRK KÜLTÜRÜNDE "YADA TAfiI" 873 nar suya at l nca koflma a, ba rma a bafllar, sonra ölür..." 61 demektedir. Bu ifadelerden de en az ndan kafl ile yada'n n ayr fleyler oldu u anlafl lmaktad r. Ya mur ya d rma âdetinin yaln z Türklere ait olmad n iddia eden fierefeddin Yaltkaya, slâmiyet öncesi cahiliyet devri Araplar aras nda da istedi i zaman istedi i yere ya mur ya d rabilen kimseler bulundu unu, bunlardan birinin de meflhur Arap flairi Mütenebbi oldu unu kaydetmekte; slam kaynaklar nda da ya mur ya d rma ile ilgili deliller, hatta ya mur ya d rma namaz (salatü'l-istiska) diye bir namaz oldu unu, f k h kitaplar nda bununla ilgili bahisler bulundu unu bildirmektedir. Nuh Peygember ile kavmi aras ndaki konuflmadan bahseden Yaltkaya, Kur'ân- Kerim'den Nuh Sûresi'nin 10-11. âyetlerini ya mur ya d r labilece ine delil olarak göstermektedir 62. Bu âyetlerin meâli flöyledir: "Dedimki: Rabbinizden ba fllanma dileyin; çünkü O, çok ba fllayand r. Gökten üzerinize ya mur gönderir." 63 Bu bilgiler ile ilerde verece imiz Nuh tufan n müteakip Nuh Peygamber ile o lu Yafes aras nda geçen hadise aras nda bir ba lant kurmak mümkündür. Yada tafl 'n n menflei hakk nda ço u efsanevi nitelikli olan muhtelif rivayetler vard r. Fuat Köprülü, "Baz lar n n zann na göre bu tafl, Çin'in aksâ-y hududunda bulunan madenlerin mahsülüdür. Baz lar san rlar ki, domuz cinsinden bir hayvan n karn ndan ç kar lan hayvânülmenfley bir taflt r. Di erleri derler ki, Çin hududunda bulunan sürhab adl ve k rm z kanatl büyük bir su kuflunun mahsülüdür. Bu kufl, suyun çok oldu u yerlerde yuva kurarm fl, yaz n su yuvan n alt na indi i zaman oradan ya mur tafl n ç kar rlarm fl." 64 demektedir. Ziya Gökalp'in de erlendirmesine göre, slâmiyet öncesi devre ait Türk destanlar ndan olan Bö ü Tekin efsanesi [Kutlu Da veya Uygurlar' n Göç Efsânesi], bu tafl n gökten inen alt n fl ktan meydana geldi ini gösteriyor. Bu efsaneye göre, Tanr 'n n nuru gökten iki a aç üzerine indikten sonra tasallub ederek, Türk flevketinin t ls m olan Kutlu Da ' vücuda getirmifltir. Kutlu Da, yeflim tafl ndan bir kayad r ki, Türkler'in elinde bulundukça Türk hakanl dünyaya hakim kalm fl, Yulun Tekin zaman nda Çinliler, bu gafil hükümdar aldatarak Türklerin bu k ymetli t ls m n elinden alm fllard r. Bu- 61 Z. Gökalp, Ayn mak., s. 404. 62 fierefeddin Yaltkaya, "Yat yahut Ya mur tafl ", Gündüz (Dergisi), Cilt 1, Say 3, 15 Haziran 1936, s. 67-68. 63 Celâl Y ld r m, Kur'ân- Kerîm Meâl ve Tefsîri, Tercüman yay n, s. 571-572. 64 Köprülüzade, a.g.mak., s. 9, not 1.

874 AHMET Ö RETEN nun akabinde Türkler'in büyük göçü meydana gelerek Türkler her tarafa da lm fl ve bu s rada Uygurlar da Beflbal k ülkesine kadar gitmifllerdir. Bu rivayet yada tafl 'n n eski Türk hayat ndaki ehemmiyetini gösteriyor 65. Bu destan n Türkçe manzum bir metni yoktur. Destan Çin ve ran kaynaklar nda de iflik iki rivayet halindedir. Çin kayna na göre, gökten üzerine fl k inen a açtan meydana gelen kutlu tafl de il befl çocuktur. Uygurlar bunlardan kabiliyetçe üstün gördükleri biri olan Bö ü'yü kendilerine hakan seçmifllerdir. Kutlu Da, bu fl ktan zuhur eden bir eser olmamakla birlikte, Uygur ülkesinin saadetine vesile olan t ls ml bir tafl idi. Ayr ca Kutlu Da ' n yeflim tafl ndan olufltu una dair de bir kay t yoktur. Destan n ran rivayetinde ise, Kutlu Da yerini f st k fleklinde bir tafl alm flt r. Bu tafl, Bö ü Han'a, rüyas na giren ak sakall, ak de nekli bir ihtiyar taraf ndan verilmifltir. htiyar, Bö ü Han'a, "Bu tafl muhafaza etti iniz müddetçe dünyan n dört buca na hakim olacaks n z." demifltir 66. leride yada tafl 'n n menflei münasebetiyle verece imiz bilgilerde de görülebilece i gibi, bu destandaki ran rivayeti Nuh Peygamber'e kadar dayand r lan yada tafl rivayetlerine uygun düflerken, Çin rivayeti de, yada tafl 'n n madenî bir tafl olup Türk memleketlerinin do u taraflar nda bulundu una dair olan rivayetlerle paralellik tafl maktad r. ranl Müverrih Gerdizî (ölümü M. 1053 civar ), Zeynü'l-ahbâr (1050'lerde kaleme al nm flt r) adl eserinde Abdullah b. el-mukaffa ' n Rub u'd-dünya adl kitab ndan, Tufan müteakip gemisinden ç kan Nuh'un insans z olarak bofl bir flekilde bulunan dünyay o ullar aras nda taksim etti- ini, Çin'e kadar olan ülkeler ki, bunlar Türk, Slav, Ye cûc ve Me cûc ülkeleridir, o lu Yâfes in hissesine düfltü ünü ifade ettikten sonra, yada tafl ile ilgili flunu yazmaktad r: "Mamurluktan uzak oldu u için Türkistan ülkesine Türk ad verildi. Nuh peygamber Allah'a dua edip Yâfes'e bir isim (duâ) ö retmesini, bu duay okuyunca ya mur ya mas n niyaz etti. Allah onun duâs n kabul etti. Yafes'e bir isim (duâ) ö retti. Yâfes bu ismi bir tafl üzerine yazd. htiyaten unutmamas için bu tafl boynuna ast. Bu isimle ya mur ya mas n istedi i zaman ya mur gelirdi. Bu tafl suya vurursa bu su hastaya flifa verirdi. Bu tafla onun o ullar mirasç oldular. O uz, Karluk, Hazar ve benzerleri gibi, onun neslinden ço ald. Sonra bu tafl sebebiyle nesli aras nda anlaflmaz- 65 Z. Gökalp, Eski Türkler'de Din, s. 403. 66 Nihat Sâmi Banarl, Resimli Türk Edebiyât Tarihi, I, stanbul 1987, s. 28-29; Ziya Gökalp, "Eski Türklerde ctimâî Teflkîlât ile Mant kî Tasnifler Aras nda Tenâzür", Millî Tetebbular Mecmuas, Cilt I, Say 3, Temmuz-A ustos 1331, s. 440.

TÜRK KÜLTÜRÜNDE "YADA TAfiI" 875 l k ç kt. Bu tafl O uzlar' n elinde idi...türkler'in taflla ya mur istemeleri bu sebeptendir." 67 Müellifi bilinmeyen Mücmelü't-tevârih bu konuyu flöyle aktar yor : "Yafes babas n n yan ndan ayr lmak isteyince, ona "Ey Allah' n peygamberi, bana verdi in memleketin suyu az, kendisi harap. Bana bir dua ö ret ki ya mura muhtaç olunca, Allah'a o duâ ile yalvaray m. Allah bize cevap versin." dedi. Nuh Peygamber duâ etti ve Ulu Allah ona bir ad (duâ) ilham etti. O da bu ad o luna ö retti. Yafes bu ad (duây ) bir tafla kazd. Nazarl k gibi boynuna as p gitti. Ne zaman bir ihtiyaç için Allah' bu ad ile anarsa kar ve ya mur ya ar; tekrar bu adla Allah' anarsa kar ve ya mur dururdu." 68 Ünlü Türk bilgini Zemahflerî (1071-1144)'nin Mukaddimetü'l-âdâb adl ansiklopedik eserinin Ayd nl Hoca Ahmed Efendi taraf ndan Türkçe'ye çevirilen ve Aksa'l-ireb fî-tercemetü Mukaddimetü'l-edeb ad verilen nüshas nda, yada tafl ve Nuh Peygamber ile o lu Yafes aras nda geçen hadise, di- er kaynaklardan biraz farkl olarak flöyle anlat lmaktad r: "Seng-i yede: Baz tarih kitaplar nda flu flekilde yaz lmaktad r. kinci Hz. Âdem yani Nuh aleyhisselam' n gemisi Cudi Da 'nda durup, su tufan tamamen bertaraf oldu- unda, flerefli o ullar n n her birini bir iklime göndermeyi arzu etti inde, önce muhterem o lu Yafes'i kuzey-bat tarafa tayin etti. O da hareket etmek üzere iken, pederinden, htiyaç durumunda ya mur ya d rmaya vesile olacak bir hediye ihsan n istedi. Hz. Nuh da, bulutlar n infla edicisi olan Allah' n izninden bu hususu rica için niyaz elini açt nda, Cebrail, âlemlerin Rabb - 'ndan ya mur ya d rmaya vesile olacak bir ismi, kabülünün eseri olarak getirdi. Hz. Nuh, o an o u urlu ve bereketli ismi bir tafl üzerine nakfledip yazd ve ihtiyaç oldu u zaman tafl n yaz l taraf n n semaya do ru getirilmesini Yafes'e ö retti. Bu ya mur niflanesi tafla Türkler yede tafl, Farsl lar seng-i yede, ve Araplar hacerü'l-metar diye isim verdiler. Gerekti i zaman yukar da yaz ld gibi ya mur ya d r lsa, sebeblerin yarat c s olan Allah o mübarek ismin bereketine ya mur ya d r r." 69 Ebu Zeyd el-belhî, yada tafl 'n n kayna konusunda flu bilgiyi vermektedir. "Söylediklerine göre, Türk ülkesinde bir da varm fl. Onlar bu da a vard klar nda, toz kalk p da ya mur ya mas n, diye hayvanlar n n t rnaklar na 67 R. fieflen, a.g.e., s. 71; F. Sümer, a.g.mak., s. 2534; Z. Gökalp, Eski Türkler'de Din, s. 403; H. Tanyu, a.g.e., s. 52. 68 R. fieflen, a.g.e., s. 30; Köprülüzade a.g.mak., s. 5. 69 Ayd nl Hoca Ahmed Efendi, Aksa'l-ireb fî-tercemetü Mukaddimetü'l-edeb, Süleymaniye Kütüphanesi, Esat Efendi K sm, Nr. 3180, v. 116a.

876 AHMET Ö RETEN keçe ve yün ba larlarm fl. Rivayete göre, Türkler bu da n tafl ndan yanlar na parçalar al rlar, susad klar zaman bu tafl suyun içinde hareket ettirerek ya mur ya d r rlarm fl." 70 Türklerin yada tafl ile ya mur ya d rd klar n bildiren slâm aleminin en büyük tabiblerinden Ebu Bekir er-râzî'nin (Rey 864'ler-925) Kitâbü'l-havâss adl eserinde verdi i bilgi de Belhî ile paralellik göstermektedir: "Türkistan- 'da Karluklar'la Peçenekler'in ülkeleri aras nda bir yokufla ordu veya bir sürü u rarsa, tafllar sürtünüp de karanl k sis basmas n veya bardaktan boflan rcas na ya mur ya mas n diye hayvanlar n t rnaklar na yün ba lan r ve yürümeleri hafifletilir. E er hayvalar n t rna o tafla dokunursa veya hayvan s k sürmekten dolay bir tafl zedelenirse, hemen hava karar r, etrafta bulutlar peyda olur ve ya mur bafllar. Mevsim k fl ise ya mur tufan gibi fliddetli ya ar, yollar kapan r. Bu diyardan geçenler bu tafllardan alarak Türkistan flehirlerine ve sair yerlere götürürler." denilmektedir 71. Acâibü'l-mahlûkât'dan nakilde bulunan Fuat Köprülü, bu geçitten geçifl esnas nda vuku bulan ya fl ve tufan n, sebeb olan kifli ölmedikçe kesilmedi ini ifade etmektedir 72. Câbir b. Hayyân' n (ö.765) Kitâbü'l-havâssü'l-kebîr adl eserinde verdi i bilgi de, Râzî"nin verdi i bilgi do rultusundad r. "Yaz gününde ya mur tafl n al p bir kaba koyup, üzerini su ile kaplad ktan sonra tafllar birbirine sürttü ümüzde ya mur geliyor. Bu sebebsiz midir? Ey dostum bu tafl Hazleç Vadisi bölgesinde olur. Vadinin Elmas vadisi taraf nda bulunur. Bu vadi çok vahfli hayvan bar naklar n n çokça bulundu u bir yerdir. Orada arslanlar, y - lanlar ve büyük y rt c kufllar vard r. nsanlar içerisinde ya mur tafl bulunan bu yere gelmek istedikleri zaman, ki bu vadide iki yol vard r. Birinde y lanlar vard r ve pek kullan lmaz. Di erinde ise bu tafllar mevcut olup güvenilir bir yoldur. Elmas mevkiinde tehlikeli hayvanlar yoktur. Sanki ben Türkistan'dan vadiye inmek üzere ç kmaya karar vermifl veya köylerden Türkistan'a do ru ç kmak isteyen insanlar görüyor gibiyim. Buras, kat r, binek hayvan ve davar, eflek, s r gibi hayvanlar n bu tafllara çarpmamak için, bu hayvanlar n ayaklar na uygunlu u sebebi ile geçifle elverifllidir. Aksi halde hayvanlar n 70 R. fieflen, a.g.e., s. 194. 71 R. fieflen, a.g.e., s. 199; fi. fiifâî, a.g.e, v. 69a; fi. fiifâî'den naklen A. S. Ünver, a.g.mak., s. 83-84; H. Tanyu, a.g.e., s. 59; M. fierefeddin Yaltkaya, "Ebu Reyhan' n bir Kitab ", Türkiyat Mecmuas, Cilt V, Say 1, stanbul 1935, s. 21, Not 1. 72 Köprülüzade a.g.mak., s. 8; M. fi. Yaltkaya, Ebu Reyhan' n bir Kitab, s. 21.

TÜRK KÜLTÜRÜNDE "YADA TAfiI" 877 ayaklar n n bu tafllara sürtmesi sebebi ile meydana gelen büyük ya murlar ve ya murlar n getirdi i tehlikeler dolay s ile buradan kurtulmalar zordur." 73 Yakut el-hamevî (ölümü M.1229), Mucemü'l-büldân adl eserinde, Ahmed b. Muhammed el-hemedânî'nin Ebu'l-Abbas sa b. Muhammed el-mervezî'den nakletti i flu hadiseyi kaydetmektedir: Maverâünnehr'deki ve Kâfir O uz, Dokuzo uz, Karluk ülkelerine komflu olan di er yerlerde, her ne zaman Türkler aras nda elçilerin gitti i esnada ve di er zamanlarda ya mur ya d rmaya kalk flan, istedi i zaman ya mur ve kar ya d ran insanlar oldu- unu duyduk. Kimimiz bunu kabül eder, kimimiz kabul etmezdi. Nihayet, Davut b. Mansur b. Ebî Ali el-badgîsî ile tan flt m. Davud iyi bir kimseydi. Horasan'da valilik yapm fl, idaresi be enilmiflti. Bu zat O uz Türkleri'nin hükümdar n n o lu Balk k b. Hayyaveyh yani Yabgu ile baflbafla kalm flt. Belk - k'a, "Türkler'in istedikleri zaman ya mur ve kar ya d rd klar n duyuyoruz. Bu konuda ne dersin?" diye sordu. O da, "Türkler böyle bir fley yapmaktan âcizdir. Fakat, senin duydu un gerçektir. Bu konudaki haberi sana anlatay m: Atalar mdan biri babas na karfl ç kt. Hükümdardan ayr l p hizmetkârlar ndan, mevâlîsinden ve di er kendine ba l haydutlu u seven kiflilerden bir maiyyet edinmiflti. Ya ma yaparak, önüne ç kan hayvanlar avl yarak do- uya do ru yöneldi. Nihayet yerlilerin daha do uda ç k fl noktas bulunmad n söyledikleri bir yere vard. Buran n do usunda bir da vard. Yerliler "Günefl bu da n ard ndan yere çok yak n olarak do ar. Orada üzerine düfltü ü fleyleri yakar." dediler. Hükümdar, "Orada yaflayan insanlar ve hayvanlar yok mu?" dedi. Onlar, "Oradaki insanlar da lar alt nda dehlizler ve ma aralar edinmifllerdir. Günefl do unca oralara çekilirler. Günefl gidinceye kadar kal rlar. Sonra ç karlar. Hayvanlara gelince, onlar da dan a zlar na tafllar al rlar. Her hayvan a z na bir tafl alarak bafl n havaya kald r r. Bu taflla gölgelenir. Bu s rada bir bulut meydana gelir, onlarla günefl aras na girer, onlar gölgelendirir." Atam oraya var nca, meseleyi kendisine anlat lan flekilde buldu. Hayvanlar n üzerine at larak tafl tan d ve bu tafltan yan na ald. Adamlar bu tafllardan tafl yabildikleri kadar ülkelerine götürdüler. Bu tafl 73 Câbir b. Hayyân' n Kitâbü'l-havâssü'l-kebîr, Bayez t Devlet Kütüphanesi, Veliyyüddin Efendi No: 2564, v. 56a-56b; Ayn eserden H. Tanyu, a.g.e., s. 66; M. fi.yaltkaya, Ebu Reyhan' n bir Kitab, s. 20'de yapt klar nakilde, bu tafl n Karluk Türkleri'nin topraklar nda bir derede bulundu u, bu yerlerde ayn zamanda elmas da oldu u, bu vadinin içinde müthifl y lanlar, büyük y rt c kufllar bulunup, manzaran n çok korkunç oldu u anlat l yor. Bu ya mur tafl n n bulundu u yerden geçirilen kat r ve merkep gibi hayvanlar n ayaklar na keçeler sar larak tafllar n birbirine çarp p ya mur ya mas na karfl tedbir al nmas gerekti i söyleniyor.

878 AHMET Ö RETEN zaman m zda onlar n elindedir. Ya mur ya d rmak isterlerse, bu tafl az c k sallarlar, gökte bulut meydana gelir ve ya mur ya ar. Kar veya dolu ya d rmak isterlerse biraz daha fazla sallarlar, kar veya dolu ya ar. Mesele bundan ibarettir. Bu husus onlar n buldu u bir çâre de ildir. Allah' n kudretiyle meydana gelen bir olayd r." 74 X. yüzy l büyük Arap co rafyac lar ndan bn el-fakih de Kitâbü'l-büldân adl eserinin 329-330'uncu sayfalar nda, "Türklerin enterasan husûsiyetlerinden biri, istedikleri zaman ya mur ve kar ya d rd klar bir tafla sahip olmalar d r. Bu tafl onlar aras nda meflhurdur. çlerinden kimse bunu inkâr etmez. Bu tafl sadece Dokuz O uz hükümdar n n yan nda bulunur. Ondan baflka Türk hükümdarlar n n yan nda bulunmaz. Onlar n bu tafl do udaki bir yerden (Ezb) ald klar söylenir. Orada bu tafl günefl yakmas n diye siper edilirmifl." dedikten sonra, smail b. Ahmed es-sâmânî'nin bafl ndan geçen hadise özet olarak verilmektedir 75. Yine bn al-fakih, Türkler'de yede tafl ile ya mur ya d rmak marifeti oldu una dair söylenen hikâyeleri, birçok tarihî flahsiyetlerin isimlerini de zikrederek nakletmifltir. sa bin Muhammed el-mervezî, Türkler'in Horasan'a s n rdafl en azametli üç unsuru diye tarif etti i O uzlar, Tokuzo uzlar ve Karluklar'da ya mur ya d rma âdeti oldu unu anlat rken, Horasan valisi Davud bin Mansur el-badgisî'nin bu hususda O uzlar' n padiflah Cabbuye o lu Balk k'tan nakillerini zikretmifl, o da bu rivayetleri ecdad ndan nakletmifltir. sa bin Muhammed, Taflkent'e (fiafl'a) geldi inde, bu rivayetleri Balk k'a istinaden nekletmifl, Taflkent bilginleri de kendi bildiklerinin t pk Balk k' n ecdad ndan ö rendi inin ayn oldu unu söylemifller ve Balk k' n bu meselelere kendilerine nisbeten daha iyi vak f oldu unu ilave etmifllerdir 76. fiâbân fiifâî'nin madenî ve hayvânî tafllar aras nda sayd ve "Hacer-i berf ü bârân u tûfân" (=ya mur, kar ve tûfân tafl ) ad n verdi i yada tafl 'n n flekli ve menflei hakk nda flu bilgiyi vermektedir: "O tafla Türkler seng-i yed (=yede tafl ) demifllerdir. Müteaddid s n flar ve garip hususiyetleri görülmüfl bir tür taflt r. Baz s toprak renginde beyaz ve a r olup üzerinde k rm z noktalar bulunur ve baz s saf beyaz ve kimi koyu k rm z (p ht laflm fl kan rengi) ve 74 Z. Gökalp, Eski Türkler'de Din, s. 403; R. fieflen, a.g.e.. s. 136-137; Köprülüzade, a.g.mak., s. 6-7; H. Tanyu, a.g.e., s. 60. 75 R. fieflen, a.g.e., s. 192. 76 Zeki Velidi Togan, bn Al-fakih'in Türklere Ait Haberleri, Belleten, Cilt XII, Say 45, Ankara 1948, s. 15.

TÜRK KÜLTÜRÜNDE "YADA TAfiI" 879 kimisi de muhtelif renklerde olurmufl. Ebulberekât, "Ben sultan n hazinesinde zikredilen vas flarla mevsuf birçok nevilerini gördüm." demifltir. Madeninde dahi ihtilaf olup baz büyükler ol tafl "madenîdir, Hata ve Tamgaç vilayetlerinde olur." derler. Tûsî, mâdenî oldu unu kabül etmifltir. Baz lar hayvânîdir, demifllerdir. Onda dahi ihtilaf olup kimi "domuz cinsinden bir hayvan n baz s n n karn nda bulunur" demifllerdir. Amma ekseriyet, Çin ikliminde ve ran diyar n n do u taraflar nda bir cins yabanî ördek olur, kanatlar k z l, cüssesi büyüktür, ona sürhab derler [ki ang t dedi imiz kuflun ismidir]. Bu kufl bahar günlerinde sular s olan göllerde yuva yapar. Yaz günlerinde o mahallin sular çekilmekle bu kuflun yuvas n iki zira (1 zira = 75,8 cm) kaz p o tafl bulurlar. Her bir kufl yuvas nda bir tane olmak üzere ne kadar toplarlarsa hükümdarlar hazinesine teslim ederlermifl. O kufl M s r diyar nda da çok olup semmur derler. Tüyü ile gemilere zinet yaparlar ama o tafl n ahvalini bilmezler." 77 fi. Yaltkaya, Tifâflî'den yapt nakilde, M s r'da bu kufla Elbeflrufl ve Elmüverret dendi ini beyan ediyor 78. Yusuf el-tifâflî de, ya fl ve sel zaman nda sürhab adl bir kuflun sulak yerlere yumurta büyüklü ünde tafllar b rakt n ve bunlar n hükümdar n hazinesinde topland n, yaz n ya mur ya d rmak veya düflmana karfl f rt na ç - karmak gerekince kullan ld n bildirmektedir 79. Bu konuda bilgi sahibi olanlardan baz lar, "Bu tafl hayvanî tafllardand r. Bal k ve insan mesanesinde peyda olan tafllar vas tas ile de bu ifli bilenler kar, ya mur ve dolu ya d rmak ve fliddetli rüzgâr meydana getirmek gibi garip hadiselere sebeb olabilirler," demifllerdir 80. Kitâbü'l-bahis' de, yada tafl 'n n Karluk Vadisi'nin arkas nda bir sahrada bulunan siyah ve k rm z bir tafl oldu u zikrediliyor 81. Kitabü'n-nühab'da da flöyle denilmektedir: "Ya mur tafl Vâr çölünde veya Karluk vadisindedir. K rm z ya meyilli siyah bir taflt r." 82 Yada tafl 'n n daima rüzgâr esen da larda bulundu unu söyleyenler de vard r 83. 77 fi. fiifâî, a.g.e., v. 64a-64b; A.S. Ünver, a.g.mak., s. 79. 78 fi. Yaltkaya, Yat yahut Ya mur Tafl, s. 68. 79 O. Turan, a.g.e., s. 129. 80 fi. fiifâî, a.g.e., v. 68b-69a; A. S. Ünver, a.g.mak., s. 83. 81 H. Tanyu, a.g.e., s. 65. 82 R. fieflen, a.g.e., s. 199. 83 A. nan, fiamanizm, s. 163.

880 AHMET Ö RETEN Yakutlar aras nda sata ad yla bilinen yada'n n menfleyi hakk nda, "Bu tafl y ld r m isabet etmifl yerlerde aramak laz md r. Bundan baflka, atlar n, öküzlerin, ay lar n, kurtlar n, köpeklerin, ördeklerin, kazlar n, kartallar n v.s. ahflas n n dahilinde de vücuda gelebilir. Kurdun satas en kudretli oland r. Sata tafl ile flamanlar ya mur, yaz n kar ya d rabilirler." denilmektedir 84. Bu bilgiyi teyid eden Seroflevski, flamanlardan birine sata'y bir kartal n verdi ini belirtmektedir 85. K rg z-kazaklar' n Er Gökçe destan na göre, Alt n Ordu'nun meflhur kahraman Er Kosay, çölde susuzluktan s k nt ya düflen ordusunu bu s k nt - dan kurtarmak için, cay tafl' at n n ci erleri alt ndan çekip ç karm flt r 86. K rg zlar n inanc na göre, cada (cay) tafl koyun karn nda bulunur. Bu taflla yaz n kar ya d rmak mümkündür 87. Bir rivayete göre, üzerinde Allah' n ad yaz l bu tafl Yafet, Nuh'dan alm flt r. Bu tafl kaybolmufl, ama Türkler'de bu tafl n varl na ve onun sihirli etkisi oldu una dair inançlar mevcuttur 88. O. Laakinfa, Çin yazar Si-Yui-v n-dzyan-lu'nun, Cungarya'y tarif eden yaz s ndan naklen yada tafl 'n n tarifini vermektedir. Bu tafl, gök, sar, insan teni renginde, beyaz, yeflil ve koyu renktedir. Onu, inek ve atlar n midesinde, ayr ca kertenkelenin kuyru unda, kaban (yabanî domuzun erke i)' n bafl nda; onlar n midelerinde ise iyisi bulunmaktad r. Türkistanl lar ya mur duas yapt klar nda, bezoar' ince çubu a ba layarak temiz suya koyarlar ve mutlaka ya mur ya ar. Aç k hava istendi inde, bez bir torbaya koyup at n kuyru una ba lamaktad rlar. E er serinlik istenirse o zaman bir keseye koyup beline ba lar. Turgutlular ve Olatlar yaz n uzun yolculuklarda onu s ca- n def i için kullan rlar 89. Tansukname-i lhanî'de 90 : "Bu tafl n domuzun karn ndan ç kt n söyleyenler varsa da do ru de ildir. Bu ya mur tafl Hata ve Tabmaç-Çin beldele- 84 Z. Gökalp, Eski Türkler'de Din, s. 404; A. nan, fiamanizm, s. 162-163; H. Tanyu, a.g.e., s. 61; Mehmed Ali Aynî, Milliyetçilik, stanbul 1943, s. 88. 85 H. Tanyu, a.g.e., s. 69; A. nan, fiamanizm, s. 163. 86 A. nan, fiamanizm, s. 164. 87 A. nan, fiamanizm, s. 164. 88 L. Budagov, a.g.e., s. 351. 89 L. Budagov, a.g.e., s. 351-352. 90 Tansukname-i lhanî, Reflidüddin'in eseridir ve tam künyesi Tansuknâme-i lhânî der Fünûn- ulûm- H tâî' dir.

TÜRK KÜLTÜRÜNDE "YADA TAfiI" 881 rinin sonlar ndaki da lardan ç kar l r bir taflt r. Bu tafl vas tas yla ya mur, kar ve dolu ya d r l r ve yel ç kar l r." denilmektedir 91. Yada tafl n n menflei hakk nda çeflitli görüfl ve rivayetleri s ralam fl ve ne kadar çok farklar oldu unu gözler önüne sermifl bulnuyoruz. Bu durumda söylenecek fley, Seroflevski'nin ifadesini tekrarlamaktan ibaret olsa gerektir: "Türkler nazar nda mukaddes tan nan her hangi bir tafl n, yada tafl mahiyetini alabildi i anlafl lmaktad r." 92 Yada tafl 'n n rengi ve flekli hakk nda yukar da geçen ifadelerden baflkalar da vard r. Yakutlarca bilinen ve sata denilen ya mur tafl n n, çok küçük ve bir insan bafl fleklinde oldu udur. Canl oldu u iddia edilen sata'n n evde tutulamayaca, hangi hayvandan meydana gelmiflse onun yapa s içine sar - larak, bir delik içinde dikkatle gizlemek gerekti i, sata'n n öldükten sonra art k baflka tafllardan hiç bir fark n n kalmayaca ilave edilmektedir 93. Sata tafl canl bir cisimdir. nsan kafas na benzer. Yüzü, gözü, kula, a z çok aç k görülür. Kad n veya bir yabanc n n eli veya gözü dokunursa ölür, kuvvetini kaybeder 94. Fuat Köprülü, Mahmut b. Mansur'un eserine dayanarak, ya mur tafl için, "Kolayca ufalanabilir, büyük bir kufl yumurtas kadar olup üç türlüdür: K rm z beneklerle dolu beyaz toz renginde, beyaz temiz ve koyu k rm z, yahut muhtelif renklerde. fiekli hakk nda muhtelif fikirler vard r." demektedir 95. Tûsî'ye göre, "H tay ve Tabgaç da lar ndan ç kan bu tafl n türlü renk ve cinsleri vard r." 96 Tansuknâme-i lhânî'de, "Bu tafl n türlü türlüleri vard r. Ak, k z l, alaca ve her türlü renkten mürekkep olanlar görülür." deniyor 97. Kitâbü'l-bahis'de, bu tafl n Karluk vadisinin arkas nda bir sahrada bulunan siyah ve k z l bir tafl oldu u zikredilmektedir 98. 91 M. fi. Yaltkaya, Ebu Reyhan' n bir Kitab, s. 21, Not 1; H. Tanyu, a.g.e., s. 67. 92 Z. Gökalp, Eski Türkler'de Din, s. 403. 93 Z. Gökalp, Ayn mak, s. 404; H. Tanyu, a.g.e., s. 61; M. A. Aynî, a.g.e., s. 88. 94 A. nan, fiamanizm,, s. 163. 95 Köprülüzade, a.g.mak., s. 9, Dipnot 1; F. Sümer, a.g.mak., s. 2534. 96 O. Turan, a.g.e., s. 129. 97 M. fi. Yaltkaya, Ebu Reyhan' n bir Kitab, s. 21, Not 1. 98 H. Tanyu, a.g.e., s. 65.

882 AHMET Ö RETEN Kazvinî'ye göre, ayn renkde olmayan, de iflik türlerin bulunmas sözkonusudur. Ceviz kal nl nda kemikli bir madde, kül renginde, beyaz ve k rm z renkli benekleri bulunan, yumurta gibi kal n bir tafl, veya kal nl ve rengi itibariyle de iflken; sar, k rm z, mavi, yeflil, esmer renkli olanlar mevcuttur, fleklinde tan mlanmaktad r. Nihayet, bir sülün yumurtas boyunda, beyaz renkli ve yuvarlak olarak da tarif edilmektedir 99. Yada tafl ile nas l ya mur ya d r ld hususunda da çeflitli rivayetler vard r. Baz lar bu tafl n yüksekten alça a do ru akan suyun içine konuldu unu, baz lar da bunun kullan l fl n yaln z Türkler'in bildi ini, bunu kimseye söylemeyip s r tuttuklar n, kimseye ö retmediklerini söylüyorlar 100. Kazvinî'nin eserinde flöyle nakledilmektedir: "Sultan n veziri mâdü'lmelik Es-sâvî'nin huzurunda idik. Söz yet denen bu tafla intikal etti. Haz r bulunanlardan baz s bunu ihtimalden uzak gördüler. Vezir o zaman birini ça- rtd ve ona Türkçe olarak dedi ki: Bize yet yap. Bunun üzerine o adam bir fincan istedi. Fincana su doldurdu ve içine de bir tafl att. K sa bir zaman sonra bulutlar peyda oldu ve ya mur bafllad." 101 fiemseddin Samî de, "Türkler ya mur diledikleri zaman yeda'y suya atarlar." demektedir 102. fi. fiifâî de, "Bir cemaat, bu durum o tafla (yada tafl na) mahsus bir durumdur. Hareket ve efsunsuz kar, ya mur ve tufan her hangisi meydana getirilmek istenirse, mutlaka o tafl suya b rakmak ile meydana gelir demifllerdir." diyor 103. Muhiddin Arabî (1165-1240) de k saca, "Çin'de bir nevi tafl vard r ki, bu tafl birbirine sürülecek olursa ya mur ya ar." demektedir 104. Baz Farisî lügatlar nda, "Hayvanlar n bedeninde oluflan bir taflt r. Avuç içine al p gökyüzüne tutuldu u zaman çok miktarda bulut oluflup, ya murun ya d bir taflt r. Bu ifl Türkler'de yayg nd r." denilmektedir 105. 99 J. P. Roux, a.g.e., s. 79. 100 Köprülüzade, a.g.mak., s. 9, not 1; H. Tanyu, a.g.e., s. 64. 101 Köprülüzade, a.g.mak., s. 7-8. 102 fi. Sâmî, a.g.e., s.1544. 103 fi. fiifâî, a.g.e., v. 67b. 104 fi. Yaltkaya, Yat yahut Ya mur Tafl, s. 68. 105 Ali Ekber Dihhüdâ, Lügatnâme, XVIIB, Tahran 1345, s. 684; Seyyid Muhammed Ali Dâî el- slâm, a.g.e., s. 418.