HKMO Bülteni. Mart2003



Benzer belgeler
1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü

AVRUPA TOPLULUKLARININ TARİHSEL GELİŞİMİ

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti.

Ekonomik ve Sosyal Komite - Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü AB Politikaları AB Konseyi AB Bakanlar Kurulu Schengen Alanı

AVRUPA BİRLİĞİ TARİHÇESİ

AVRUPA BİRLİĞİ GELİŞİMİ, KURUMLARI ve İŞLEYİŞİ

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T

BÖLGESEL BİRLEŞMELER

TAIEX PROGRAMI BÖLGESEL EĞİTİM PROGRAMI (RTP)

ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI. Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1. Konu :

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

HRT 3005 KENTSEL ALAN DÜZENLEMESİ Ders Notları

Türkiye ve Avrupa Birliği

Avrupa Birliği Nedir?

TBMM DIŞİLİŞKİLER VE PROTOKOL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR

F. KÜRESEL VE BÖLGESEL ÖRGÜTLER

HABER BÜLTENİ xx Sayı 8

AVRUPA OTOMOTİV PAZARI 2014 YILI OCAK AYINDA %5 ARTTI.

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM: 2004 GENİŞLEMESİ

AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİNDE ÖZEL OKULLAR Murat YALÇIN > muratmetueds@yahoo.com

Avrupa Ve Türkiye Araç Pazarı Değerlendirmesi (2013/2014 Şubat)

ALMANYA FRANSA SAVAŞLARI

Erasmus+ Programı Avrupa Birliğinin yılları arasında eğitim, gençlik ve spor alanlarında uyguladığı hibe destek programıdır.

T.C. TEPEBAŞI BELEDİYE BAŞKANLIĞI EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, YASAL DAYANAK, TANIMLAR

HABER BÜLTENİ Sayı 9

HABER BÜLTENİ Sayı 9

Anket`e katılan KOBİ lerin ait olduğu branş 10,02% 9,07% 5,25% 3,10% Enerji sanayi. Oto sanayi. Gıda sanayi. Ağaç sanayi. İnformasyon teknolojisi

ürünümü tüm dünyada koruyabilir miyim?

PERSONEL HAREKETLİLİĞİ - STAFF MOBILITY (ST) & YABANCI DİLDE YAYGIN SEÇMELİ DERS HAVUZU. Öğr. Gör. Dr. Seda ÇANKAYA Erasmus Koordinatör Yardımcısı

AVRUPA BİRLİĞİ BÜLTENİ AB SERVİSİ SAYI:15 NİSAN 2004/2

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

Türkiye ve AB Arasında Şehir Eşleştirme Projesi AB Müktesebatı Alanında Kapasite Geliştirme Eğitimleri 29 Kasım 2018

HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı

Avrupa Ve Türkiye Araç Pazarı Değerlendirmesi (2011/2012 Ekim)

HABER BÜLTENİ xx Sayı 11

Prof. Dr. Semih ÖZ Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi

Türkiye - AB İlişkileri: Hukuki Boyut

ÖĞRENCİ İŞLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI DIŞ İLİŞKİLER ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ

HABER BÜLTENİ xx Sayı 31 KONYA HİZMETLER SEKTÖRÜNÜN ÇALIŞAN SAYISI BEKLENTİSİ ARTTI

Türkiye de Sivil Toplumu Geliştirme ve Sivil Toplum-Kamu Sektörü Diyaloğunu Güçlendirme Projesi

Avrupa Ve Türkiye Araç Pazarı Değerlendirmesi (2012/2013 Ağustos)

ERASMUS+ PERSONEL HAREKETLİLİĞİ BAŞVURUSU

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM AVRUPA KÖMÜR VE ÇELİK TOPLULUĞU, AVRUPA EKONOMİK TOPLULUĞU VE AVRUPA ATOM ENERJİSİ TOPLULUĞU

AKSARAY ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ HARİTA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ LİSANS EĞİTİM-ÖĞRETİM PLANI

HABER BÜLTENİ xx Sayı 10

Nazım imar planı nedir?

Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler / Erasmus Ofisi

AB ve sosyal politika: giri. Oturum 1: Roma dan Lizbon a

HABER BÜLTENİ xx Sayı 11

HABER BÜLTENİ xx Sayı 33

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... TABLOLAR LİSTESİ... BİRİNCİ BÖLÜM AVRUPA BİRLİĞİ NİN GELİŞİM SÜRECİ VE TÜRKİYE

TAPU VE KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KÜTAHYAKADASTRO MÜDÜRLÜĞÜ TAVŞANLI BİRİMİ HİZMET STANDARTLARI

Avrupa Birliği ve Türkiye Yerel Yönetimler Analizi

ERASMUS+ STAJ HAREKETLİLİĞİ. Bölüm Staj Hareketliliği Koordinatörü Dr. Yeliz Demir

HABER BÜLTENİ xx Sayı 45

HABER BÜLTENİ xx Sayı 34

HABER BÜLTENİ Sayı 38

KONYA İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN, FİYAT BEKLENTİSİ DÜŞTÜ

HABER BÜLTENİ xx Sayı 40

TAPU VE KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARTVİN KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI

Akademik Yılı Erasmus Öğrenci Öğrenim Hareketliliği ve Akademik Yılı Staj Hareketliliği Başvuru Duyurusu

Pazar AVRUPA TOPLAM OTOMOTİV SEKTÖR ANALİZİ. Ekim 2018

Erasmus+ OKUL DEĞERİNİ BİLİN!

TBMM DIŞİLİŞKİLER VE PROTOKOL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR

International Cartographic Association-ICA

ARTEV ENTELEKTÜEL VARLIK YÖNETİMİ İSTANBUL SANAYİ ODASI SUNUMU 30 MART 2012

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

25 ŞUBAT2015 MESAİ SAATİ BİTİMİNE KADAR

HABER BÜLTENİ Sayı 28

HABER BÜLTENİ Sayı 35

HABER BÜLTENİ Sayı 25 KONYA HİZMETLER SEKTÖRÜ ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDEN UMUTLU

HABER BÜLTENİ Sayı 50

HABER BÜLTENİ xx Sayı 24

HABER BÜLTENİ Sayı 49

YATIRIMLAR Yatırımların Sektörel Dağılımı a) Mevcut Durum

ULUSLAR ARASI İLİŞKİLER & LLP/ ERASMUS / FARABİ KURUM KOORDİNATÖRLÜĞÜ

İmar planı uygulama yöntemleri

AVRUPA DA HİBE DESTEKLİ STAJ DUYURUSU

ULUSLARARASI İLİŞKİLER OFİSİ İLAN TARİHİ 20 OCAK 2017

Ambalaj Atığı Yönetiminde Sanayinin Sorumluluğu. Mete İmer 2011 Atık Yönetimi Sempozyumu Side, Antalya,

HABER BÜLTENİ xx Sayı 33 KONYA HİZMETLER SEKTÖRÜNÜN ÇALIŞAN SAYISI BEKLENTİSİ ARTTI

Erzincan Üniversitesi. Erasmus+ Akademik ve İdari Personel Hareketliliği Başvuru Duyurusu

YURTDIŞI MARKA TESCİL MALİYETLERİ

HABER BÜLTENİ Sayı 50

Avrupa Birliği ve Türkiye Yerel Yönetimler Analizi 2014 Mali Verileri

HABER BÜLTENİ xx Sayı 26 KONYA İNŞAAT SEKTÖRÜ GÜVEN ENDEKSİ BİR ÖNCEKİ AYA GÖRE YÜKSELDİ

HABER BÜLTENİ xx Sayı 47

Öğrenci Öğrenim Hareketliliği nden Yararlanma Süresi: En az 3 ay En fazla 12 ay

GENEL ANLAMDA ERASMUS+ NEDİR?

ULUSLARARASI İLİŞKİLER OFİSİ 13 MART 2015

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

ERASMUS PLUS ÖĞRENCİ HAREKETLİLİĞİ PROGRAMI (STUDENT MOBILITY) AKADEMİK DÖNEMİ 1 Haziran Eylül 2015

KONYA HİZMETLER SEKTÖRÜNÜN FİYAT BEKLENTİSİ DÜŞTÜ

Bahar Dönemi

FİNLANDİYA ÜLKE RAPORU

HABER BÜLTENİ xx Sayı 26 KONYA HİZMETLER SEKTÖRÜ ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDEN UMUTLU

TÜRKİYE DE FİKRİ HAKLAR YÖNETİMİ KÜLTÜRÜ VE GELİŞİMİ

Transkript:

HKMO Bülteni. Mart2003 Belediye Ad; 38-Elazığ 39-Amasya 40-Sivas 41-Konak 42-Mersin B.Ş. 43-Akşehir 44-Üsküdar 45-Bakırköy 46-Bartın 47-Etimesgut 48-lzmir B.Ş. 49-Tekirdağ 50-İstanbul B.Ş. Çizelge 4: Belediyelerin imar planı uygulama yöntemlerini kullanış sırası SORUNLAR 3194/18. madde uygulamaiannda mahkemelere bilirkişilik yapan kişilerin bizzat bu tür proje üretmiş veya Belediye ya da Kadastro Müdürlüğü personeli olması gerekir 3194/18. madde uygulamalarında hissedarlık durumunun da giderilmesinin sağlanması 3194/18. madde uygulamaiannda hissedarlık durumunun da giderilmesinin sağlanması, DOPO'nun yüksek olmasıyla doğan kamulaştırma için kaynak yetersizliği Islah imar planı uygulaması ile düzenlenen yerlerde 3194/18. madde uygulaması gerektiğinde ikinci kere DOP alınamayışı nedeniyle uygulamalann tıkanması, Düzenleme sınırlan içindeki ruhsatlı ve kat mülkiyeti tesisli binalann düzenleme ile oluşan hisseli parseller içinde kalması nedeniyle oluşan mülkiyet sorunları ve düzenlemeye olan İtirazlar Uygulama içinde kalan kadastral yollann DOP hesabında net olarak nasıl bir işleme tabi tutulacağı, idari yargı kararlarının uygulanmasında sıkıntı çekilmesi, İmar uygulaması ile oluşturulan kanuni ipotek tesisinin çözümü konusunda vatandaşlarca doğan sıkıntılar % 35 DOP miktannın yeterli olmayışı, % 40 45 arasına yükseltilmesi Islah imar planı uygulamalarında bedele dönüştürülen kısımların hak sahiplerinin yıllar sonra açtı klan bedel artırım davaları, Bedel artırımı konusunda bir zaman aşımının koyulması imar planlarının sayısal olmayışı, Ölçek bütünlüğünün bulunmayışı DOPO' nun artırılması ve taşınmaz mal sahiplerinin olumsuz davranışları DOPO'nunartınlması Uygulamalann idari yargıya tapu tescilinden sonra gitmesi Tescilden yıllar sonra iptal davalarının açılması imar planlarının hazırlanmasında gerekli etüd ve incelemelerin yapılmayışından doğan imar planı sorunları Ankete verilen cevaplardan tespit edildiği şekli ile; imar planı uygulamalarında belediyelerin kullandığı yöntemler kullanma sırasına göre Şema 1 "de verilmiştir. Şema 1: İmar planı uygulama yöntemlerinin kullanılış sırası

HKMO Bülteni 2.2. İmar planı uygulamalarına olan itirazların değerlendirilmesi Bu bölümde imar planı uygulamalarına karşı taşınmaz mal sahipleri tarafından yapılan itirazlar ele alınmıştır. İmar planı uygulamalarına karşı verilen itiraz dilekçeleri, itirazlara belediye encümenleri tarafından verilen cevaplar, bunlardan yargıya intikal edenler, bilirkişi görüşleri ve yargı kararları çeşitli belediyelerden yazı yolu ile temin edilmiş ve incelenmiştir. Bu amaçla altmışaltı adet imar planı uygulaması, itirazlar ve sonuçları bağlamında değerlendirilmiş ve elde edilen sonuçlar Çizelge 5' de verilmiştir. Çizelge 5: İtiraz konuları, enci men ve yargı kararları özeti Sıra No İtirazın KORUSU Encümen Karar; Yargıva İntikal Bilirkişi Karan Mahkeme Karar; ' SİI a No itirazın Konusu Encümen Kaıar Yargıç IntıM Bmrkısı Kararı Mahkeırs Karar 1 2 Dağıtım Red Evet Red Red 3 DOP yüksekliği Red Evet Red Red 4 İmar planı Red - - - 5 İmar planı Red - - - 6 DOP yüksekliği Red - - - 7 Hisseli Dağıtım Red - - - 8 DOP yüksekliği Red - - - 9 İmar planı Red - - - 10 Düzenleme sınırı Red Evet Kabul Red 11 Dağıtım Red Evet Kabul Red 12 Hisseli Dağıtım Red Evet Kabul Red 13 Değer farkı Red Evet Kabul Red 14 Başka yerden dağıtım Red - - - 15 Düzenleme sınırı Red - - - 16 Başka yerden dağıtım Kabul - - - 17 Hisseli Dağıtım Red - - - 18 DOP yüksekliği Red - - - 19 Hisseli Dağıtım Kabul - - - 20 DOP yüksekliği Red - - - 21 DOP yüksekliği Red - - - 22 Parsel boyutları Kabul - - - 23 imar planı Red - - - 24 İmar planı Red - - - 25 Dağıtım Red - - - 26 imar planı Red - - - 27 Düzenleme sınırı Kabul - - - 28 Hisseli Dağıtım Red - - - 29 Dağıtım Red - - - 30 Hisseli Dağıtım Red - - - 31 Hisseli Dağıtım Red - - - 32 Hisseli Dağıtım Red - - - 33 Hisseli Dağıtım Red - - - 35 Hisseli Dağıtım Red - - - 36 İmar planı Red - - - 37 Düzenleme sınırı Red Evet Kabul Kabul 38 Dağıtım Red Evet Kabul Kabul 39 Değer farkı Red Evet Kabul Kabul 40 Düzenleme sınırı Red Evet Kabul Kabul 41 Dağıtım Red Evet Kabul Kabul 42 Dağıtım Red Evet Red Red 43 Parsel boyutları Red Evet Kabul Kabul 44 Dağıtım Red Evet Kabul Kabul 45 Hisseli Dağıtım Kabul - - - 46 Düzenleme sınırı Kabul - - - 47 Dağıtım Red Evet Kabul Kabul 48 Dağıtım Red Evet Kabul Kabul 49 Düzenleme sınırı Red Evet Kabul Kabul 50 Dağıtım Red Evet Kabul Kabul 51 Düzenleme sının Red Evet Kabul Kabul 52 Dağıtım Red Evet Kabul Kabul 53 Dağıtım Red - - - 54 Dağıtım Red - - - 55 Dağıtım Red - - - 56 Değer farkı Red - - - 57 Dağıtım Red - - - 58 Hisseli Dağıtım Kabul - - - 59 Düzenleme sınırı Kabul - - - 60 imar planı Red - - - 61 Dağıtım Red - - - 62 İmar planı Kabul - - - 63 Dağıtım Kabul - - - 64 Dağıtım Kabul - - - 65 Hisseli dağıtım Kabul - - - 66 Hisseli dağıtım Kabul - - -

HKMO Bülteni * Ütârt2 83 3. âraştirlft SÛİUÇLAİI Çalışmalar ve araştırmalar sayesinde; belediyelerden anket yolu İle sağlanan bilgilerden, çeşitli belediyelerce yapılmış imar planı uygulamalarından, bu uygulamalara yapılan itirazlardan tespit edilen bulgular aşağıda verilmektedir. 3.1. Belediyelerden anket yolu ile elde edilen bilgilerden belirlenen bulgular Belediyelerden elde edilen bilgilerden; imar planı uygulama yöntemlerinin öncelikle kullanım sırası belirlenmiş ve aşağıdaki çizelgede sayısal olarak verilmiş ayrıca grafiksel olarak da ifade edilmiştir. Buna göre; 50 belediyenin 27 tanesi taşınmaz mal sahiplerinin kendi istekleriyle yaptıkları ifraz, tevhit, yola bedelsiz terk, yoldan ihdas ve sınır düzeltmesi şeklindeki (3194/15 ve 16 md.) imar planı uygulamalarını, 23 belediye ise Arazi ve arsa düzenlemesini (3194/18.md.) öncelikle uygulamaktadır. Islah imar planı uygulaması (2981/3290/10-c md.) ve kamulaştırma yöntemleri (2942/4650) ise daha az kullanılmaktadır. İmar planı uygulama mevzuatına göre; sahiplerinin isteği ile kadastro parsellerinde ifraz, tevhit ve yola terk yapmak suretiyle imar planı uygulamak özel durumlar dışında mümkün değildir. (Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğünün 31.1.20000 tarih ve 2023 sayılı genelgesi). Buna rağmen imar planı uygulamalarında bu yöntemin en çok kullanıldığı görülmektedir. Taşınmaz mal sahiplerinin isteğiyle yapılan imar planı uygulamalarından sonra en çok kullanılan yöntem ise arazi ve arsa düzenlemesi yöntemidir. Geniş sahalarda imar planı uygulamasına imkan veren bu yöntemde imar planı uygulama süreci teknik anlamda tamamlansa da, hukuki süreç açılan iptal davalarından dolayı sürmektedir. Bu nedenle arazi ve arsa düzenlemesi şeklinde yapılan imar planı uygulamaları hep "idari yargının iptal" tehdidi altında kalmaktadır. Bu yapısal özellik belediyeleri arazi ve arsa düzenlemesi uygulamalarından büyük ölçüde alıkoymakta ve taşınmaz mal sahiplerinin istekleriyle yapılan ifraz, tevhit ve yola bedelsiz terk şeklindeki uygulamalara yöneltmektedir. Islah imar planı uygulamaları, üzerinde İmar Affı Kanunu kapsamında yapıların bulunduğu alanlarda kullanılabilen bir imar planı uygulama yöntemi olduğu için, günümüzde güncelliğini neredeyse yitirmiş bir uygulama yöntemidir. Kamulaştırma yöntemi ise, imar planlarında kamu hizmeti için ayrılmış olan özel mülkiyetteki taşınmaz malların kamuya mal edilmesini sağlayan bir yöntemdir. Bu yöntemde yapı adası içindeki parsellerin düzenlenmesi mümkün değildir. Ayrıca parasal kaynak gerektiren bir yöntem olması nedeniyle zorunlu kalınmadıkça kullanılmamaktadır. Grafik 1-4'de belediyelerin imar planı uygulamalarında kullandıkları yöntemler ve öncelik sıraları gösterilmektedir. Grafik 1: Yöntemlerde birinci öncelik Grafik 2: Yöntemlerde ikinci öncelik İIİİİİİİİİİİİ 20% 54% 46% I ls.madde 115-16.Madde i 18.Madde 15-16.Madde BlO-c D Kamulaştırma Grafik 3: Yöntemlerde üçüncü öncelik Grafik 4: Yöntemlerde dördüncü öncelik

HKMO Bülteni Mart2003 Anket sorularından elde edilen bilgilere göre; 50 belediyeden sadece Milas Belediyesi imar planı uygulamalarında büyük bir sorunla karşılaşılmadıgını ifade etmiş, diğer 49 belediye ise çeşitli sorunlar belirtmiştir. Belirtilen sorunlar aşağıda sıralanmış ve ayrıca Grafik 5'de gösterilmiştir. Düzenleme ortaklık payı oranının azlığı (DOPO) İdari yargı başvuru süresi (İYBS) İmar planı (İP) Teknik eleman yetersizliği (TEY -Halkın bilgi eksikliği (HBE) > Araç- gereç yetersizliği (AGY) Parasal kaynak yetersizliği (PKY) Kadastronun teknik yetersizliği (KTY) Mevzuat eksikliği (ME) 3194/18. madde uygulamasında hisse çözümünün yapılamayışı (HÇY) Bilirkişi seçimi (BKS) Tebligatzorluğu (TZ) >Kapanan yolların tescil zorluğu (KYTZ) >Kadastro ve tapu işlemlerinin gecikmesi (KTİG) >3194/16. Maddenin re' sen uygulanamayışı (RU) Uygulamaların İdare mahkemelerince iptali (UİP) Kat mülkiyeti veya irtifakı kurulmuş yerler (KMKY) Grafik 5: Belediyelerce belirtilen imar planı uygulama sorunları BELEDİYELLERCE BELİRTİLEN SORUNLAR Grafikten de görüldüğü üzere; arazi ve arsa düzenlemelerinde belediyelerin karşılaştığı sorunların başında düzenleme ortaklık payının azlığı % 17' lik oran ile ilk sırada gelmektedir. Bunu, %13'lük oran ile parasal kaynak yetersizliği, %11'lik bir oranla kadastronun teknik yetersizliği, % 7 şer oranla teknik eleman yetersizliği ve kadastro ve tapu işlemlerinin gecikmesi, % 6 şar oranla halkın bilgi eksikliği, uygulamaların idare mahkemelerince iptali ve mevzuat eksikliği, % 5 oranla imar planı, % 4 şer oranla idari yargı başvuru süresi, bilirkişi seçimi ve hisse çözümünün yapılamayışı, % 2 şer oranlarla da diğer sorunlar takip etmektedir. 3.2. İmar planı uygulamalarına yapılan itirazlardan elde edilen bulgular Çizelge 5 bilgilerinden tespit edildiği şekli ile; taşınmaz mal sahipleri tarafından imar planı uygulamalarına yapılan itirazlardan doğan sorunlar aşağıdaki konularda yoğunlaşmaktadır. 'Düzenlemesinin < Hisseli dağıtım 1 Dağıtım Değer farkı DOP yüksekliği Başka yerden dağıtım imar planı Parsel boyutları Taşınmaz mal sahipleri tarafından bu konularda yapılan itirazların çoğunun belediyeler tarafından reddedildiği ve konunun yargıya intikal ettiği gözlenmektedir. Çizelge 6' da itirazlarla ilgili sayısal bilgiler verilmektedir. Çizelge 6 : İmar planı uygulamalarındaki itirazların sayısal bilgileri Sıra No İtirazın Konusu Sayı Encümen Kararı Yargıya Giden Bilirkişi Kararı Mahkeme Kararı Kabul Sayısı Red Sayısı Uygulama Sayısı Kabul Sayısı Red Sayısı Kabul Sayısı Red Sayısı 1 Düzenleme sınırı 10 3 7 6 5 1 4 2 2 Dağıtım 19 2 17 10 8 2 8 2 3 DOP yüksekliği 6-6 1-1 - 1 4 İmar planı 9 1 8 - - - - - 5 Hisseli dağıtım 15 6 9 1 1 - - 1 6 Değer farkı 3-3 2 2-1 1 7 Başka yerden dağıtım 2 1 1 - - - - - 8 Parsel boyutları 2 1 1 1 1-1 - TOPLAM 66 14 52 21 17 4 14 7

HKMO Bü l t e n i Mart2003 Çizelge verilerinden, arazi ve arsa düzenlemelerine karşı yapılan itirazların itiraz çeşidine göre sıralanması halinde; en fazla itiraz edilen konunun imar parsellerinin dağıtımı olduğu görülmektedir. Bunu hisseli dağıtım izlemektedir. Ardından sırasıyla, düzenleme sınırı, imar planı, DOP yüksekliği, değer farkı, başka yerden dağıtım ve parsel boyutları gelmektedir. Bu sıralama Grafik 6'da ayrıca gösterilmiştir. Grafik 6: itirazların konularına göre dağılımı Grafik 7: İtirazlarda belediye encümen kararlarının durumu Düzenleme yolu ile yapılan imar planı uygulamalarına yapılan itirazların belediye encümeni, bilirkişi ve mahkeme kararları yönünden incelenmesi halinde; yapılan itirazların %79' unun reddedildiği, %21 'inin ise kabul edildiği Grafik 7' de görülmektedir. Grafik 8; İtirazlarda bilirkişi görüşlerinin durumu Belediye encümenince reddedilip yargıya intikal eden uygulamaların bilirkişi yönünden incelenmesi durumunda ise; itirazların % 81' i haklı bulunurken, % 19'u ise reddedilmektedir (Grafik 8). Mahkeme ise itirazların % 67'sini haklı bulurken, % 33' ünü reddetmektedir (Grafik 9). Grafik 9: itirazlarda mahkeme kararlarının durumu Sayısal ve grafik verilerden elde edilen bulgulara göre; belediyeler uygulamalara karşı yapılan itirazların çoğunu reddederken, bilirkişiler ve mahkemeler itirazları büyük çoğunlukla kabul etmektedirler. Bu da yapılan imar planı uygulamalarının çoğunlukla iptal edildiğinin bir göstergesi olmaktadır.

HKMO Bülteni Mart 2003 4.SONUÇ Yapılan araştırmalar ve çalışmalardan elde edilen bulgular göstermektedir ki imar planı uygulamalarında çeşitli sorunlarla karşılaşılmaktadır. Sorunlar uygulamayı yapan belediyeler ve taşınmaz mal sahiplerince farklı olarak ifade edilmektedir. Belediyelerce ifade edilen sorunlar, uygulama karşılaşılan çeşitli zorluklar; taşınmaz mal sahiplerinden belirlenen sorunlar ise, belediyelerin kanun ve yönetmelik dışı uygulamaları ve uygulamalara karşı taşınmaz mal sahiplerinin sübjektif davranışlarıdır denilebilir. Ayrıca planı uygulama yöntemlerinin yapısal özelliklerinden kaynaklanan çeşitli sorunlar da söz konusudur. Çalışmada belirlenen sorunlar ana başlıklarıyla şunlardır: Düzenleme ortaklık payı oranının yetmezliği sorunu idari yargı başvuru süresinin kısıtlanamaması sorunu İmar planlarından gelen haksızlıklar sorunu Teknik eleman yetersizliği sorunu Taşınmaz mal sahiplerinin uygulama hakkında bilgi eksikliği sorunu Araç-gereç yetersizliği sorunu Parasal kaynak yetersizliği sorunu Kadastronun teknik yetersizliği sorunu İmar planı uygulama mevzuatının eksikliği ve yetersizliği sorunu Arazi ve arsa düzenlemesinde hisse çözümünün yapılamayışı sorunu Bilirkişi seçimi sorunu Tebligat sorunu Kapanan yolların tescili sorunu Kadastro ve tapu işlemlerinin gecikmesi sorunu 3194/16. Maddenin re'sen uygulanamayışı sorunu Uygulamaların idare mahkemelerince iptali sorunu Kat mülkiyeti veya irtifakı kurulmuş parsellerdeki düzenleme sorunu Düzenleme sınırının geçirilmesinde yaşanan sorunlar Dağıtım sorunları DOP 'un belediyelerce hep yüksektutulması sorunu Hisseli dağıtımdan doğan sorunlar Değerfarklı olan parsellerin oluşması sorunu Başka yerden dağıtım sorunu Parsel boyutlarının ve yüz ölçümlerinin seçimindeki sorunlar Hisseli parsellerde 2400 payda zorunluluğu sorunu İmar planı uygulamalarında ortaya çıkan bu sorunların giderilmesi ve imar planı uygulama mevzuatının daha sağlıklı bir yapıya kavuşturulması gerekmektedir. Dünyada meydana gelen gelişmelere ve değişikliklere bağlı olarak ortaya çıkan gereksinimler, hangi alanda olursa olsun yürürlükte bulunan kanun, yönetmelik, yönerge ve genelge gibi düzenlemelerin günün koşullarına uygun hale getirilmesini zorunlu kılmaktadır. Türkiye'de imar mevzuatının çok yönlü ve geniş kapsamlı olması, imar planı uygulamalarında farklı yorumların ve işlemlerin yapılmasına, farklı yorumlar ve işlemler ise, çeşitli sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu nedenle imar planı uygulaması ve ilgili diğer mevzuatların, belirlenen sorunların ışığı altında yeniden gözden geçirilmesi ve eksikliklerinin giderilmesi gerekmektedir. 5. KAYNAKLAR ABAMA, M., GÖNÜLAL, L, (Tarihsiz), Açıklamalı İmar Kanunu ve İlgili Yönetmelikler, Ankara AKDAG, E., 1990, İmar Kanununun Tarihçesi, Bugünkü Uygulamada Görülen Aksaklıklar, Kanunda Değiştirilmesi Gereken Hususlar, 3194 sayılı İmar Kanununun 18. Madde Uygulama Semineri, Ankara ÇAY, T, ÖZEN, H., İmar Uygulamalarında Karşılaşılan Problemler ve Konya Örneği, Tapu ve Kadastro Müfettişleri Derneği, Mülkiyet Dergisi, sayı: 28,1998, Ankara KOYUNCUOĞLU, D., 1990, 18. Madde Uygulaması, Uygulama Öncesi, Uygulama Evresi, Uygulama Sonrasında Teknik, Yönetimsel ve Hukuki Sorunlar, 3194 Sayılı İmar Kanununun 18. Madde Uygulama Semineri Bildirileri SAĞLAM, L, 1999, Arazi ve Arsa Düzenlemesi uygulamalarında Karşılaşılan Sorunlar Üzerine Bir İnceleme, Harita ve Kadastro Mühendisliği Dergisi, Ankara SAĞLAM, İ., Türkiye'de İmar Planı Uygulamaları Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Doktora Tezi, 2002, Konya, 235 sayfa

HKMO Bülteni Mart 2003 AVRUPA BİRLİĞİ (AB)'NİN TÂRİHİNE KISA BİR BAKIŞ İbrahim GUNAL DSI13.BölgeMd.Yrd. Harita ve Kad. Müh. KURULUŞ Kimi ünlü düşünürlerce Kıta Avrupa'sında birlik düşüncesinin Orta çağa kadar gittiği iddia edilirse de, yüzyıllar boyu süren savaşların, dinsel eksende de olsa böyle bir oluşuma imkan bırakmadığı anlaşılmaktadır. Bu hayalin dayandığı gerekçe, Avrupa'da süregelen çatışma, ayrılık ve insan kıyımlarını önlemek, insancıl ve barışçıl bir düzen kurmaktır. II. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa'da oluşan siyasi tablo bazı ülkeleri huzursuz eder. Bunlar, barışın devamını sağlamak, yeniden olabilecek savaş ve işgallerden korunabilmek için eskiden beri hayallerinde yaşattıkları Avrupa'da Birlik arayışlarına tekrar yönelirler. Savaş sonrasında yenilgi ile çıkan Almanya; ABD, Fransa ve İngiltere kontrolünde 3(üç) bölgeye ayrılmıştır. ABD de Başkan Roosevelt'tirve Ruslarla ilişkileri gayet iyidir. 0 kadar iyidir ki Yalta Konferansı'nda (4 Şubat 1945) Rusya'nın Türkiye'den toprak taleplerini sessizlikle karşılayabilmiştir. Roosevelt'in ölümü (Nisan 1945) ile yerine geçen Başkan Truman ise tam aksine bir dış politika izleyerek Sovyetleri birinci tehlike olarak ilan eder. Bu durumda Sovyetlerin düşmanı olan işgal altındaki Almanya müttefik haline dönüşür. Fransa nın karşı çıkmasına rağmen (zira Fransa Almanya'nın ezeli düşmanıdır.) ABD, yanına İngiltere'yi de alarak 1949'da Federal Almanya'nın kurulmasını temin eder. Durumdan hoşnut olmayan Fransa, Almanya'yı kontrol altında tutabilmek amacı ile Uluslar üstü bir kuruluş önerir: AVRUPA TOPLULUĞU yani AT (1949) Bu esnada; Avrupa halkları yaşadıkları korkunç savaş nedeni ile sağ politikacılardan korkmaktadır. Zira yakın zamanda yayılmacı iki liderle tanışmışlar, büyük acılar yaşamışlardır. Sağ politikalardan kaçar iken Sovyet solu da alternatif olmamalıdır. Bu endişeyi taşıyan ABD, Avrupa'da ekonomik kalkınmayı sağlamak ve insanların başka bir arayışa gerek duymamaları için, ünlü MARSHALL PLANI'nı uygulamaya koyar.(1948) Avrupa'nın ekonomik yönden kalkınması ve Sovyet tehlikesine karşı birlik içinde olması gerekmektedir. 1950 de Fransız Dışişleri Bakanı Robert Schuman imzası ile bir deklarasyon yayınlanır. Amaç, kalkınmak ve askeri güç elde etmek için çok önemli jki kaynak olan çelik ve kömür de ortak politika izlenmesi ile Avrupa'da ekonomik birliğin sağlanmasıdır. Bu aynı zamanda yüzyılların hayaline doğru atılmış ilk adım olacaktır. Amerika'nın korkuları azalırken Fransa'nın da istediği olmuş, tehlikeli düşman j e iş ortaklığında birleşilmiştir. (Biz de hasım iki ailenin kız alıp vererek düşmanlıkların unutulmaya çalışılması gibi) Schuman deklarasyonundan sonra bir kısım ülkeler bir araya gelerek Paris Antlaşması ile; 1951 de Avrupa Kömür ve ÇelikTopluluğunu (AKÇT.) 1957 de Avrupa Ekonomik Topluluğu ve Avrupa Atom Enerjisi Topluluğunu (AET. ve EURATOM.) kurarlar. Amaç iş gücü j e mal ve hizmetlerin serbest dolaşımına dayanan bir ekonomik topluluktur. İngiltere bu aşamada, ulusal egemenliği zarar görür endişesi ile topluluğa katılmaz. Topluluğun kurucu üyeleri 6 (altı) tane olup bunlar; Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg'dur. Fransa, daha bu aşamada siyasi birlik bile ister ama diğerleri kendi siyasal özgürlüklerinden vazgeçmek istemediklerinden cesaret edemezler. (Bu gün gelinen noktada bu korkunun da sona erdiği görülmektedir.) GENİŞLEME 1957 de kurulan AET nin üyeleri önceleri çekingen, içe kapanık ve genişleme konusunda uyum içinde değillerdir. İngiltere'nin 1962 ve 1967 yıllarında yaptığı başvuru, De Gaulle Fransa'sının itirazı ile iki kez reddedilir. Bu bakış açısı 1969'da yapılan La Haye zirvesine kadar değişmez. Bu arada Yunanistan Mayıs, Türkiye Temmuz 1959'da başvuruda bulunurlar. AET her iki ülkeye de eşit mesafede durur. Zaten iki ülke birbirini devamlı kollamaktadır ve Nato'ya da birlikte başvurmuşlar birlikte kabul edilmişlerdir. Amerika'nın yarattığı Sovyet korkusu ve soğuk savaş nedeni ile Türkiye'nin önemi artmıştır. Her iki başvuru

HKMO Bülteni Mart 2003 kabul görür ve 1962'de Yunanistan ile Atina Antlaşması yapılarak ortaklık hazırlıkları başlar, Yunanistan doğrudan Gümrük Birliğine girmeyi kabul eder. Türkiye'de ise 1960'da siyasal iktidar devrilmiş, askeri yönetim gelmiş, ilişkiler dondurulmuştur. Ancak 1964'te (Yunanistan'dan 2 yıl sonra) Ankara Antlaşması imzalanır. Israrlı talebimiz karşısında hiçbir ülkeye tanınmayan bir ayrıcalıkla "Gümrük Birliğine geçiş için 5 yıllık ek süre" verilir Bu dönemde ilişkiler I. Mali Protokol hükümlerine göre yürütülür. Türkiye hiçbir yükümlülük üstlenmez, ancak AET mali yardım olarak 175 milyon $ öder. Bu yardım daha çok altyapı ve sanayi yatırımlarına kullanılır. Ayrıca 5 ana tarım ürününe gümrük indirimi uygulamayı kabul eder. Eğer biz de Yunanistan gibi doğrudan Gümrük Birliğini kabul edebilse idik, Yunanistan gibi cunta yönetimi nedeni ile görüşmeler dondurulmadığı için 1981'den önce tam üye olabilir mi idik bilemiyorum. (Bu fırsatın, 1975 ler de yine ayağımıza geldiği ama yine değerlendiremediğimiz söylenir.) Bu arada 1967 de Yunanistan'da Askeri Cunta iş başına gelir ve AET ile ilişkileri kesilir. Ne zamana kadar? 1974 te Kıbrıs Barış Harekatı sonucu Kıbrıs'taki olayların sorumlusu olarak görülen Cunta'nın devrilmesi ve yeniden demokrasiye geçilinceye kadar. (1975.) Türkiye ise, 1964-1969 arası beş yıllık hazırlık döneminden sonra Kalma Protokol görüşmelerine başlar ve 1970 te Katma Protokol imzalanır. Geçerliktarihi ise 1.1.1973 olarak tespit edilir. Bu Antlaşma ile gümrüklerin kademeli olarak kaldırılması ve Avrupa ile Gümrük Birliğinin sağlanması amaçlanır. Ancak, 1964 ten beri ek süre bile istemiş ve almış olmamıza rağmen yine hazırlığımız yoktur. Yeni bir plan öneririz. 1967 yılı baz alınmak sureti ile 12 ve 22 yıllık iki dönem içinde Gümrük Birliğinin şartlarını yerine getireceğimizi taahhüt ederiz. Yani bir kısım mallar 1979 da diğerleri 1989 da gümrük vergileri sıfırlanmış olarak mevzuatımızı düzenleyeceğiz diye. Bu planımız da kabul görür. Dedik ya soğuk savaş ve Sovyet tehdidine karşı Nato'nun Avrupa'daki en büyük askeri gücüne ihtiyaç vardır. Türkiye'nin bu tutumuna karşılık AET, 1971 den itibaren tekstil hariç diğer sanayi mallarına gümrük vergisini kaldırır, tekstil için ise 12 yıllık bir süre kabul edilir. Bu arada açıkgöz davranışlarımız devam eder, 1970 te yapılan Antlaşmaya (Katma Protokol) göre yürürlük tarihi olan 1.1.1973 te Türkiye gümrük tarifelerinde %"10'luk bir indirime gitmesi gerekmektedir. Türkiye, % 10'u indirmeden bir gün önce aldığı bir karar ile gümrük vergilerini % 50 artırır, ertesi gün Antlaşma gereği % 10 indirir. 1971-1977 dönemindeki II. Mali Protokol kapsamında 220 milyon Ecu'lük bir yardım sağlanır. 195 milyonu Kamu, 25 milyonu özel sektör projeleri için kullanılır. Yılları takip ederek devam edelim yolculuğumuza. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonucu iktidardan uzaklaşan Cunta'nın yerine gelen demokratik Karamanlis Hükümeti, 1975 te tam üyelik için Yunanistan'ın başvurusunu yineler. Önceleri isteksiz görünen Avrupa, Fransa'nın da ısrarı ile ekonomik sorunlarına rağmen başvuruyu kabul eder. (Yunan Fransız ittifakı) Beş yıllık bir müzakereden sonra Yunanistan 1981 den itibaren tam üyeliğe kabul edilir. (1959 dan 1981 e 22 yıl, 8 yıl dondurulmuş süre yani 14 yıllık uğraş sonucu) Türkiye ise, Gümrük Birliğine ilk adım olan 1979 dan bir yıl önce, 'Onlar Ortak, Biz Pazar 'veya '70 cent e muhtaç 'iken gümrük gelirlerinin bir kısmından da mahrum olmamak için 'ortaklık vecibelerimizi yerine getiremeyeceğimiz gerekçesi ile Dördüncü Beş Yıllık Plan süresince (1979-1983) Antlaşmayı askıya alır. İlişkiler fil. Mali Protoko! hükümlerine göre devam eder ve 1979-1982 arasında 220 milyon Ecu lük bir yardım sağlanır. Bu yardımın 160 milyonu Kamu, 60 milyonu özel sektör projelerinde kullanılır. 1970 lerde Avrupa'da başka ne gibi gelişmeler olmuştur. İngiltere yanına İrlanda, Danimarka ve Norveç'i de alarak üçüncü kez üyelik başvurusu yapar, bu defa daha ılımlı bir Fransa (De Gaulle gitmiş, George Pompidou Cumhurbaşkanı olmuştur.) vardır ve bu dört ülke 1973 te tam üyeliğe kabul edilirler. Norveç daha sonra kendi ülkesinde referandum yapar, sonuç olumsuzdur ve üyelikten ayrılır. Böylece 6 olan üye sayısı 3 ilave ile 9 a yükselir. Yine bu arada İspanya'da Franco ve Portekiz'de Salazar diktatörlükleri de tarihe karışmış, bu ülkelere de demokrasi hakim olmuştur. İspanya ve Portekiz 1977 de üyelik için başvururlar. Her iki ülkenin Avrupa'ya göre çok fakir olmaları, bilhassa İspanya'nın büyük nüfusu Avrupa'yı korkutmaktadır. Önce uygun görülmezler, ancak yine siyaseten tam üyelik süreci başlatılır. Müzakereler çok çetin geçer, İspanya Hükümeti, halkı ve sivil toplum örgütleri tek vücut olarak ısrarlı görüşmeler ve pazarlıklar sonucu 1986 da üyeliğe kabul edilirler. Böylece 9 olan AT üyeleri, 1981 'de Yunanistan ile 10'a, 1986 da İspanya ve Portekiz ile 12 ye yükselir. Burada, Türkiye ile AT arasındaki ilişkileri yakından takip eden bilim adamı, akademisyen ve dış politika uzmanlarının görüş birliği içinde oldukları bir hususu hatırlatalım. 'Şayet Yunanistan'ın demokrasiye geçtiği 1975 teki başvurusunda veya 1977 de İspanya ve Portekiz'in başvuruları sırasında Türkiye'de üyelik talebini yenilese idi, mutlaka kabul edilirdi veya en azından Yunanistan, İspanya ve Portekiz'in de üyelikleri kabul edilmezdi.

HKMO Bülteni * Mart 2003 Avrupa, Türkiye'nin de başvurusunu bekler fakat Türkiye hareketsiz kalır, İçerde birbirimizi yemekle meşgul iken tarihi bir fırsat kaçırılmaktadır. Ardından 1978'de gümrüklerle ilgili mevcut anlaşmanın Dördüncü Plan dönemi sonuna kadar askıya alınması, sonrasında 12 Eylül 1980 ve AT'nin Ocak 1982 de Türkiye ile ilişkilerini dondurma kararı 5 yıl süren bir suskunluk döneminden sonra Nisan 1987'de Turgut Özal in girişimi ile üyelik başvurusu tekrar gündeme gelir ve gümrüklerin entegrasyonu 1995 yılında tamamlanır. 1982-1986 dönemini kapsayan IV.Mali Protokol ile 600 Ecu'lük bir mali yardım öngörülür ise de Yunanistan'ın vetosu nedeni ile kullanılamaz. AT ülkeleri, 1985'teki üçüncü genişlemeden sonra bir müddet topluluk içi sorunlara ağırlık vermeye, dış taleplere bir müddet kapılarını kapatmaya karar verirler. Bunun İçin; Avrupa Tek Senedi'ni imzalar ve 1987'de yürürlüğe koyarlar. Buna göre topluluk üyeleri arasındaki Antlaşmalar tadilata uğrayacak, bazı yeni politikalar (ekonomik, sosyal ve çevre politikalarının güçlendirilmesi gibi) eklenecektir. ATden AB ye geçiş fikri gelişerek."ortak Pazar"dan "Tek Pazara", oradan Avrupa Birliğine geçiş için: Siyasal birliktelik, Avrupa Parlamentosu yetkilerinin arttırılması, ekonomik ve parasal işbirliği konularında çalışmaya ve üyeleri ile aralarındaki ilişkilerin derinleştirilme-sine karar verirler. Ancak; 1989'da Sovyetlerin dağılması sonucu ortaya çıkan yeni siyasi tablo, topluluğun bu kararında bazı sapmaların ortaya çıkmasına sebep olur. 1991 'de Maastricht Antlaşması imzalanır ve 1993'te yürürlüğe girmesi kararı verilir. Maastricht Antlaşması,, hem halen üye olan ülkelere birtakım yeni yükümlülükler getirerek yeniden yapılanma ihtiyacı doğurmakta, hem de yeni üye olacak ülkelerin katılma şartlarını daha da ağırlaştırmaktadır. Maastricht'te Avrupa Birliği düşüncesi ile birlikte Avrupa Vatandaşlığı fikri de ön plana çıkar ve 4 ana hakkın tanımı gündeme gelir. a) Malların Serbest Dolaşımı b) Kişilerin Serbest Dolaşımı c) Hizmetlerin Serbest Dolaşımı d) Sermayenin Serbest Dolaşımı Bu dört ana hak, üye ülke vatandaşlarına pey der pey verilecek ve nihayetinde yerleşme hakkı ile birlikte seçme ve seçilme hakkı da elde edilecektir. Maastricht Kriterleri de denilen yeni yapılanmada, AT'den AB'ye geçilmekte, üye olacak ülkelerden bazı fedakarlıklar daha istenilmekte (ulusal egemenliklerin devri) ve 3 yeni ayağın daha Topluluk Müktesebatı'na eklenmesi kabul edilmektedir. Bunlar;» Ekonomik ve Parasal Birlik. Ortak Dış Politika ve Güvenlik Politikası. Adli Alanlar ve İç İşlerinde İşbirliği. Bu ne demektir. Üye ülkeler ulusal egemenliklerinden tavizler verecek, egemenlik haklarının bir kısmını AB'ye devredeceklerdir. Bu fikir büyük çalkantı ve tartışmalara neden olur. Çoğu üye ülke kendi içlerinde referanduma gider, kıl payı kabul veya ret edilir. Hayır diyen ülke halkı güçlükle ikna edilerek Antlaşma yürürlüğe girer. Yukarıda değinildiği üzere Sovyetlerin dağılması sonrasında oluşan siyasi tablo ve dünyada meydana gelen yeni gelişmeler nedeni ile AB; 1989'da Sovyetlerin çökmesi sonucu dağılan küçük devletlerden Avrupa'nın hemen yanında bulunan ve zaten Avrupalı diye tarif edilen ve zamanında haksız yere Sovyet sınırlarında kaldığına inandıkları ülkelerin elinden tutmak ve onları kazanmak. 1991 deki Körfez Krizi sırasında anlaşıldığı üzere, dünyada tek etkili gücün ABD olarak ortaya çıkması ve buna bir alternatif yaratabilmek gayesi ile mevcut olan bütünleşmenin daha da bir büyümesini ve gelişmesini gerekli görür. Bir tarafta hesapsız büyüme ve onun getireceği sorunlarla uğraşma riski, diğer yanda dünyadaki siyasal değişimler ve zorunluluklar. Bu ikilem içindeki AB, değişen koşulları da dikkate alarak yeni üyelerinde bulunmasını istediği özellikleri yeniden tarifler ve Kopenhag Kriterleri diye bilinen kriterleri kabul eder, yani giriş şartlarını biraz daha zorlaştırarak komşuları da içine alacak yeni bir genişlemeye yeşil ışık yakar. Böylece AB, kendi kimliğini de bir adım daha öne taşır ve demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, insan haklarının yanı sıra azınlık haklarını, Avrupa ile rekabet edebilecek serbest piyasa ekonomisini, siyasi, ekonomik ve parasal birlik dahil olmak üzere her türlü entegrasyona uyumu topluluğun temel şartı olarak ortaya koyar. (Kopenhag Haziran 1993) Bu arada, zaten ekonomik, sosyal ve siyasal anlamda aynı çizgide bulundukları bilinen ve katılım İçin başvuran Avusturya (1989), İsveç (1991), Finlandiya ve Norveç (1992) ile katılım görüşmeleri yapılır ve uyum sorunu yaşanmadığından 1 Ocak 1995te tam üye olurlar. Ancak yine Norveç halkı yaptığı referandumda %52 ile hayır deyince yine adaylıktan vazgeçer. Böylece üye sayısı 15 olur 1996 yılında Kopenhag Kriterlerinden yola çıkılarak Gündem 2000 ismini taşıyan bir rapor yayınlanır. Bununla yeni ortak olacak ülkelerin uymak zorunda oldukları kurallar yeniden düzenlenir.

HKMO Bülteni Mart 2003 AB, Kopenhag Kriterleri ve Gündem 2000 raporu doğrultusunda ihtiyaç duyduğu üzere yeni bir genişleme programını yürürlüğe koyar. 1997 Lüksemburg Zirvesin'de bu sayı 11 olarak belirlenir. Bu günkü aday ülkelerden Türkiye ve Malta bu listede yoktur. Türkiye'nin çok özel bir durumu vardır. Aday değildir, aday adayı da değildir, ama tamamen dışarda da değildir. Avrupa, Türkiye'yi tamamen dışlayamamaktadır zira 1964 Ankara Antlaşması yürürlüktedir. Almakta istememektedir, bir ara statü ile Türkiye'yi kapıda bekletmenin yollarına bakmaktadır. Malta'nın durumu ise enteresandır. Zira Malta'da siyasi yelpaze iki cephe olup oyları %50'şer civarındadır. Bir dönem sağ politikacılar iktidarda ise diğer dönem sol iktidar olmakta, solcu iktidar başvuruyu yaptığında sağcı iktidar gelince geri çekmektedir. Yani aday olup olmadıkları zamana göre değişmektedir. 1998'de Katılım Ortaklığı Belgesi imzalanarak tam üyelik müzakerelerine başlanmasına karar verilen ülkeler: aday ülkeler olarak Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Slovenya ve Kıbrıs, aday adayı ülkeler olarak ise Slovakya, Romanya, Litvanya, Letonya ve Malta dır. Katılım Ortaklığı Belgesi: Aday ülkelerin kısa, orta ve uzun vadede yapması gerekenleri belirleyen takvim. Aday ülkeler, neyi, nasıl ve ne zaman yerine getireceklerini hazırlaya-cakları ULUSAL PROGRAM ile belirlerler. Avrupa'nın bu kararına Türkiye sert tepki gösterir ve AB ile siyasi diyalogunu kestiğini ilan eder, bu defa Avrupa telaşlanır, ortamı yumuşatmaya ve zaman kazanmaya çalışır, fakat Türkiye kararlıdır. Türkiye'nin kararlılığı, ABD'nin ısrarı, Almanya'da Helmuth Kohl Hükümetinin düşmesi ve iktidara Sosyal Demokratların gelmesi, Ecevit'in bazı taahhütler içeren mektubu (Apo'nun aşılmaması, Ortadoğu ve Türki Cumhuriyetleri için önemi vb.) karşısında 1999 Helsinki Zirvesinde 12nci Bulgaristan'ın ardından 13. üye olarak aday adayı ülkeler listesine dahil edilir. Yunan vetosunu önlemek için de Katılım Ortaklığı Belgesine bazı özel maddeler konur. (Kıbrıs sorunu ve Yunanistan ile olan sorunların çözümü) Böylece Türkiye, 1959 da başladığı Avrupa yolculuğunda amaca ulaşmak için son etaba girer. Aday olup kati müzakerelere başlayabilmek için yol haritasını (ULUSAL PROGRAM) hazırlar. (Mart 2001) Ulusal Programa göre kısa vadede gerçekleştirilecek işler 2001 ve orta vadede gerçekleştirilecek işler 2004 yılı sonuna kadar tamamlanacaktır. Bilindiği gibi 2001 ve 2002 yıllarında yukarıda sayılan kriterlere uyum sağlamak amacı ile yoğun yasal düzenlemeler yapılarak önemli aşama kaydedilir. Tüm çabalara rağmen 12 Aralık 2002 de yine Kopenhag da toplanan Liderler Zirvesinde, yapılan yasal düzenlemelere ait uygula-maların görülmesi gerekçesi ile adaylık değerlendirilmesinin 2004 yılı sonundaki toplantıda yapılacağına karar verilir, Türkiye, bu tarihe kadar, ekonomisini güçlendirecek, enflasyonu makul seviyelere düşürecek, siyasi ve sosyal alanda yaptığı yasal değişiklikleri hayata geçirecek ve tabi en önemlisi Kıbrıs konusunda (doğrudan ilişkisi yoktur dense de) çözüm üretecek, sonra da Aralık 2004'te tekrar Avrupa'nın karşısına çıkacak. AET'den AB'ye ve oradan da ABD ye (Avrupa Birleşik Devletleri) gidecek yolu gösterir şema ile AB'nin Organları hakkında fikir edinmek üzere hazırlanan Organizasyon Şeması: Avrupa Birleşik Devletleri SİYASİ BÜTÜNLEŞME Ekonomik Birlik Ortak Dış Politika ve Güvenlik Politikası Adli Alanlar İç İşlerinde İşbirliği EKONOMİK BİRLİK Ekonomik Entegrasyon Parasal Birlik AMB (Avrupa Merkez Bankası) Malların Serbest Dolaşımı EKONOMİK ENTEGRASYON 4 Adet Özgürlük Diğer Ekonomik Politikalar Gümrük Birliği Kişilerin Serbest Dolaşımı Gümrük Vergileri ve Eş Etkili Vergilerin Kaldırılması ÖZGÜRLÜĞÜN SAĞLANMASI Hizmetlerin Sermayenin Serbest Dolaşımı Serbest Dolaşımı MALLARIN SERBEST DOLAŞIMI Miktar Kısıtlamalarının Kaldırılması (Kotalar) GÜMRÜK BİRLİĞİ Ortak Gümrük Tarifesi OGT ECU

HKMO iiiteni Mart 2003 MÜNİH TEKNİK ÜNİVERSİTESİ'NDE" ARAZİ YÖNETİMİ VE ARAZİ MÜLKİYETİ DALINDA BİR LİSANSÜSTÜ ÖĞRETİMİ AÇILDI Y.Lisanslı Coğrafyacı Babette VVehrmann, Münih Çeviren: Prof. Dr. Nazmi Yıldız Münih Teknik Üniversitesi (MTÜ) Toprak Düzenleme ve Kırsal Gelişim Kürsüsü'nde (Prof. Holger Magel) 1 2001-2002 öğretim yılı Güz Yarıyılı'ndan itibaren "Arazi Yönetimi ve Arazi Mülkiyeti (Land Management and Land Tenure)" dalında yeni bir lisansüstü öğretimi veriliyor. İngilizce olarak yapılan bu ileri öğretim gelişmekte olan, yoğun nüfuslu ve dönüşmekte olan ülkelerdeki uzman elemanlarla bu ülkelerde çalışan personele yöneliktir. Üç yarıyıllık bir öğretimle bu alanda artan uluslararası istek karşılanıyor. Almanya ya da başka herhangi bir ülkede şimdiye değin doğal kaynaklar, taşınmaz pazarları, arazi yönetimi ve kadastro, toprak düzenlemesi, arazi anlaşmazlıkları yönetimi, uzaktan algılama, kartografya, GIS, kırsal ve kentsel alanda sürdürülebilir bir gelişim için mekansal planlama yaklaşımı ile toprak politikası ve toprak hukukunun bir araya getirilmesi ele alınmamıştır. Master kursu, bundan başka kuram ve uygulamayı birleştirdiği gibi hem teknik hem de yönetim becerilerinin kazanılmasına aracılık etmektedir. Uluslararası Öğretim Üyeleri Uluslararasına Yönelik İçerikler Sunuyorlar "Arazi Yönetimi ve Arazi Mülkiyeti" dalında geniş bilgi sahibi uzmanlara olan gereksinim uluslararası düzeyde çok fazladır. Bu, Ajanda 21 (Rio 1992), HABITATII Ajanda (İstanbul 1996) ya da "Bathurst Deklarasyonumda (UN-FIG 2 Konferansı 1999) gibi birçok güncel uluslararası anlaşmalarda belirtilmektedir. Toprak düzenlemesi ve arazi yönetimi ile ilgili olarak bu kurumlarda saptanan ilkeler şimdi dünya çapında uygulamaya konulmalıdır. "Arazi Yönetimi ve Arazi Mülkiyeti" master kursu kuram ve uygulamada bu amaçla gerekli uzmanları yetiştirmektedir. MTÜ, İnşaat ve Haritacılık Fakültesi'nde uluslararası master öğretimine başlayarak bu isteği karşılamaktadır. Yetkili olarak "Jeodezi, GIS ve Arazi Yönetimi Enstitüsü" araştırma, öğreti ve uygulamadaki özel uzmanları ile anılan fakültenin içinde ve dışındaki kürsülerle birlikte "Münih Jeodezisi" uygun bir master öğrenimi için elverişli bir olanak sunmaktadır. Teknik Üniversitedeki katılımcı profesörlerin dünya çapındaki bağlantıları ve özellikle master kursu program müdürü ve FIG başkanlığı beklenen Prof. Holger Magel, master kursunun uluslararası başarısının garantisidir. Bu olanak ayrıca Alman Teknik İşbirliği Derneği (GTZ) ile yapılan bir ortak çalışma sayesinde güçlendirilmektedir. Anılan derneğin arazi yönetimi ve toprak hukuku alanındaki danışmanlıkta sahip olduğu uzun süreli uluslararası deneyimleri yardımıyla gelişmekte olan, yoğun nüfuslu ve dönüşmekte olan ülkelerdeki öğretim ve hizmetiçi eğitim alanında mevcut eksiklikler hakkında ayrıntılı bir görüş kazanabildi. Bu ayrıntılı bilgiler öğretim düşüncesi içine alındı. Master kursu öğretim üyeleri arasında gelişim işbirliği ile ilgili deneyimli çok sayıda uzman da bulunmaktadır. Bunlar gerekli uygulama hususlarını sunuyorlar ve tüm anakaralardan bol örnek çalışmaları ve edinilen deneyimleri/alınan dersleri ("lessons learnt") yönetiyorlar. GTZ elemanları yanısıra İngiliz, Fransız, Amerikan Gelişim İşbirliği ve Dünya Bankası, FAO ve FIG gibi çok yönlü örgütlerden uzmanlar da öğretim üyeleri olarak katılıyorlar. Öğretim üyesi ekibi bilimsel açıdan yabancı üniversitelerin (Londra, VVisconsin, Tiflis) ve Marburg (Prof. Kirk), Hannover (Prof. Konecny, Prof. Kötter) ve Dortmund (Prof. Kreibich) gibi diğer Alman üniversitelerinin profesörleri ile de desteklenmektedir. MTÜ'nden bir düzine kürsü master kursuna katılmaktadır. Bunun için şu uzmanlık dalları sayılabilir: Toprak Düzenlemesi ve Kırsal Gelişim (Prof. Magel, Prof. Hoisl), Ormancılık ve Kaynak Yönetimi (Prof. Suda), Jeodezi (Prof. VVunderlich), Coğrafya (Prof. Heinritz), Yer Bilgi Sistemleri (Prof. Schilcher), Kartografya (Prof. Meng), Peyzaj Mimarlığı ve Peyzaj Planlaması (Prof. Pfadenhauer), Fotogrametri ve Uzaktan Algılama (Prof. Ebner) 3, Şehircilik ve Altbölge Planlaması (Prof. Stracke), Su Yapıları ve Su Ekonomisi (Prof. Strobl), Tarım Ekonomisi (Prof. Heissenhuber).

HKMO Bülteni Mart 2003 Uluslararası Katılımcılar İşin Bir IVIasfer Kursu "Arazi Yönetimi ve Arazi Mülkiyeti" master öğrenimi özellikle gelişmekte olan, yoğun nüfuslu ve dönüşmekte olan ülkelerdeki ilgililere yönelik olup bu mesleği seçen, daha sonra toprak düzenlemesi ve arazi yönetimi alanında yönetici durunda çalışmak üzere işverenleri ya da uluslararası kurumlarca gönderilen uzmanları hedef alır. Öğretim böylece ilgili ülkenin yönetim, ekonomi ve biliminde çalışan elemanları ve geleceğin yönetici personeli için uygulamaya yönelik geliştirici bir eğitime yarar. Katılımcılar bu nedenle nitelikli bir lisans ya da karşılaştırabilir üniversite belgesine ve arazi yönetimi alanında en azından iki yıllık bir meslek deneyimine sahip olmalıdırlar. "Arazi Yönetimi ve Arazi Mülkiyeti" master öğretimi önemli ölçüde gelişimi geliştirici sorunları konu alır ve bu bağlamda gelişmiş uzmanlık konsepsiyonları ve yöntemlerinin araştırılmasında en son durumu yansıtır ve Bavyera'da "gelişmekte olan ülkeleri ilgilendiren tematiği içerir ilk üst öğretim" olup katılımcıların bir bölümüne burslar veren DAAD (Alman Akademik Değişim Kurumu) tarafından da desteklenmektedir. Uygulamanın Gelişmesi ve Koramın Desteklenmesi Öğrencilere, kuramsal temeller yanısıra kendi ülkelerinde kullanabilecekleri ve uygulayabilecekleri çok yönlü ve uygulamayı geliştirici yöntemler öğretilmektedir. Bu, disiplinlerarası düzenlemeler ve uluslararası uygulamalardan gelen dış öğretim üyelerinin katılımı ile olanaklıdır. Ancak böylece öğrencilerin geldiği çeşitli ülkelerin farklı istekleri karşılanabilir. Öğrenciler master kursu sayesinde sürdürülebilir bir gelişim için arazi yönetimi ve toprak düzenlemesini tüm genişliği ve kapsamı ile anlama yeteneğine sahip olabilmeli ve kapsamlı uluslararası anlaşmalardan anlaşıldığı üzere istekleri, kendi ülkelerinde uygulayabilecek duruma gelmelidirler. Bu nedenle öğrenim süresince öğrenciler şu işleri yapabilecek yeteneğe kavuşmalıdırlar: Daha sonraları kendi çalışmalarında dikkate alabilmek için arazi yönetimi ve toprak düzenlemesine ait yasal, politik, toplumsal, sosyal, ekonomik ve ekolojik hususları kavramalıdırlar. 9 Kendi ülkelerinde uygun çerçeve koşullarını kritik olarak analiz edebilmek ve buna dayalı stratejileri ve kavramlaşmaları bir arada geliştirebilmek amacıyla sürdürülebilir bir arazi yönetimi koşullarını tanımalıdırlar. Bu durumlara uygun karşılık verebilmek için uluslararası olarak genişletilmiş toprak hukuku, toprak politikası ve taşınmaz pazarlarının düzenlenmesi şekilleri ile çeşitli arazi yönetimi sistemlerine hakim olmalıdırlar. Hangi tekniklerin ve hangi yöntemlerin ilgili duruma en iyi şekilde uyduğunu bağımsız olarak tahmin edebilmek için arazi yönetimi açısından bilim ve tekniğin statükosu hakkında genel bir bakışa sahip olmalıdırlar. Geleceğe yönelik jeodezik temellere dayalı ulusal bir kadastro ya da uygun bir arazi yönetimini başlatabilmek ve kurabilmek için çeşitli modelleri/en iyi deneyimleri bilmelidirler. Almanya'daki toprak düzenlemesi ve uygulanan arazi yönetimini bilen bir bakışa sahip olmalı, Alman ve uluslararası bilim ve uygulama uzmanları ile tartışmalarda ve bunlar arasında oluşturulabilecek bir kararla hangi elemanların kendi ülkelerine aktarabileceğini ve hangilerinin yabancı bir sosyo-ekonomik ve tarihi karinede daha az yararlı olduğunu belirleyebilmelidirler. Çeşitli kültürlerin arka planında anahtar soruları yanıtlayabilmelidirler. Örneğin, toprak hukuku araziye, doğal kaynaklara, konutlara ve hizmet tesislerine yaklaşımda ne gibi bir rol oynar? Geleneksel toprak hukuku sistemleri artan kentsel nüfus isteklerine hangi ölçüde yanıt verebilir? Şekli sistemler en iyi çözümler midir? Hangi minimal standartlar sağlanmalıdır? Ulusal kurumlar ne gibi roller oynarlar? Kamusal-özel ortaklıklar ne zaman uygundurlar? Verilen Öğretimin Özeli Arazi Yönetimi (Land Management/LM)4 ve Arazi Mülkiyeti İçin Genel Çerçeve Çalışması Arazi Hukukları ve Arazi Mülkiyeti Sistemleri Arazi Yönetimi (LM) ve Arazi Mülkiyetinin Politik, Ekonomik Ve Sosyal Yönleri Kırsal Alanda Arazi Mülkiyeti ve Arazi Yönetimi (LM) Kentsel Alanda Arazi Mülkiyeti ve Arazi Yönetimi (LM) Arazi Yönetiminin (LM) Ekolojik Yönleri Arazi Anlaşmazlıkları ve Uzlaştırma Olanakları Arazi Yönetimi I (Land Administration 1/ LA)5:Uluslararası Kadastro ve Arazi Yönetim (LM) Sistemleri Arazi Yönetimi II (LA): Kurumsal ve Örgütsel Yönler 9 Arazi Yönetimi III (LA): Arazi Devri ve Finansal Yönler Araçlar 1: Yönetim Becerileri Araçlar II: Anlaşmazlık Yönetimi Araçlar III: Fotogrametri ve Uzaktan Algılama Araçlar IV: Yer Verilerinin Canlandırılması, (internetli) Kartografya, GIS ve GPS (Global Positioning System), 8 AraçlarV: Katılımcı Planlama ve Etkili İzleme, Gözleme Kuramsal olarak-kuram (yöntembilim) ve uygulamanın (kullanimbilim) bağlantısı halinde-ayrıca kendi iyi örgütünün ve kısa öğrenim süresi içinde, master, karşılaştırabilir uluslararası öğretimi, özellikle ABD'nde giderek alışılan " kariyerarası masterler" i ("mid careermasters") karşılar.

HKMO Bülteni Mart 2003 Kurs Özetî Geliştirici öğretim üç yarıyılı kapsar: Kurs için MTÜ'nde iki yarıyıl ve master çalışması için bir üçüncü yarıyıl. Üçüncü yarıyıl seçimli olarak açık (uzaktan) öğretim halinde de verilebilir. Bu, katılımcılara programı yerinde uygulamalarını ve böylece yabancı ülkedeki kalışlarını bir yılla sınırlandırmalarını sağlar. Dersler tatil aylarında ülke içinde ve ülke dışında bir stajla tamamlanır. Öğrenciler Teknik Üniversite'de önceden yoğun hazırlıklardan geçerler. Stajlardan edinilen deneyimler buna bağlı olarak ortaklaşa hazırlanır ve tekrar kursun içine alınır. Yabancı pratiklerde tamamlanan ortaklık projelerinde master öğretiminin içeriklerinde en deneyimli olan ve öğrencileri yerinde yönlendiren uzmanlar görevlendirilmektedir. Master kursu için bilgi alınacak kimseler: Program müdürü: Prof. Dr.-lng. Holger Magel Program yöneticisi: M.A. Babette VVehrmann (sunulan tanıtımın yazarı) Technische Universitât München, Institut für Geodâsie, GIS und Land Management, Lehrstuhl für Bodenordnung und Landentvvicklung, Arcisstr. 21,80290 München, Germany Tel: 49-89-289 25789 Fax: 49-89-289 23933 Email: Magel landentwicklung-muenchen.de VVehrmann @ landentvvicklung- muenchen. de VVebsite: http: // landentvvicklung- muenchen. de / master Çeviren: Prof. Dr. Nazmi YILDIZ DİPNOTLAR: 1 Prof. Dr. Müh. Holger Magel Türkiye'de ilk kez Bergama/Kadıköy'de bir "köy yenilemesi" projesini gerçekleştirmiştir. 2 Uluslararası Harita Mühendisleri Federasyonu 3 Alman Havacılık ve Uzay Yolculuğu Merkezi Prof. Dr. Müh. Heinrich Ebner'in bir projesi için Öğretim ve Araştırma Federal Bakanlığı ödeneğinden 361.200 DM tahsis etti. Özendirilen projenin hedefi Mars Observer Laser Altimeter (MOLA) ölçümlerinin "Mars Express" Esa Misyonu çerçevesinde High Resolution Stereo Camera'nın (HRSC) çekeceği resim verilerinin demet blok dengelemesi içine alınma araştırmalandır. Komşu gezegenimizde bu misyonun başlaması 2003 yılı yazı için planlanmıştır. 1998' den beri MOLA'nın gerçekleştirdiği ölçümler yüksek kaliteli bir pas noktalan ağı oluşturulmasına yaramaktadır. MOLA noktalan resimlerde geleneksel pas noktaları gibi belirlenemediğinden bunların kullanılması için pas bilgisi olarak demet blok dengelemesinde yeni bir yol izlenmelidir. Misyonda simülasyon hesaplan aracıyla HRSC resim verilerinin fotogrametrik değerlendirilmesinde optimal hareket bilgileri edinilmelidir. 4 Land Management: Sürdürülebilir gelişim için ekonomik ve çevresel alanlardan kaynaklanan arazi yönetimi ile ilgili etkinlikler bütünü. 5 Land Administration: Arazi politikasının yerine getirilmesi ve yürütülmesi için toprağın kullanımı, değeri ve mülkiyeti hakkındaki bilgilerin yayımlanması, kaydedilmesi ve belirlenmesi süreci.