Küçük Gezgin. ILGIN da Yazan-Çizen: Bahattin ATAK



Benzer belgeler
Ilgın Sahip Ata Vakıf Hamamı. Lala Mustafa Paşa Külliyesi ve Cami. Ilgın Kaplıcaları. Buhar Banyosu

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Edirne Çarşıları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Bâlî Paþa Camii. Âbideler Þehri Ýstanbul

Muhteşem Pullu

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

SOSYAL PROGRAM. 1. GÜN: 19 Mayıs 2016 PERŞEMBE. (19.00, Açılış Kokteyli SAÜ Personel Lokali) 2. GÜN: 20 Mayıs 2016 CUMA

Batı Karadeniz Gezi Programı Safranbolu, Kastamonu, Amasya, Samsun Kasım 2013

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

Ramazanoğlu Medresesi: 1540 yılında yapılmış klasik Osmanlı medresesidir.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

KARTEPE-MAŞUKİYE-SAPANCA GEZİMİZ

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

ÇANKIRI-ILGAZ (19-20 Şubat 2011)

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

Tarihi Siyesepol Köprüsü nün altı 38 YEDİKITA EYLÜL 2014

BEYŞEHİR BELEDİYESİ BEYFOT 4. ULUSAL FOTOĞRAFÇILAR BULUŞMASI FOTOMARATONU

II. Beyazid Camii - Külliyesi ve Sağlık Müzesi. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

OKUL GEZİSİ ( 1 MAYIS - 4 MAYIS 2013)

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ

1985 YILI EGE ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ MEZUNLARI ESKİŞEHİR BULUŞMASI TEMMUZ 2013

Osmanlı nın ilk hastanesi:

CAMÝÝ VE MESCÝTLER. Nevþehirli Damat Ýbrahim Paþa Camisi (Kurþunlu Cami) (Merkez)

Bir Kadın 3 Sanat Sergisi açıldı

Abd-i Kethüda (Cücük) Camisi

SİVEREK'TE TARİHİ ESERLER VE CAMİLER

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

Kars Fethiye Camii önünde

Proje Adı. Projenin Türü. Projenin Amacı. Projenin Mekanı. Medeniyetimizin İsimsiz Taşları. Mimari yapı- anıt

Antik dönemin en önemli kültür şehirlerinden biri Atina ve küçücük evden çıkarak koca bir tarih yazılmasına vesile olan Selanik...

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

BOSNA-HERSEK TEKİ KÜLTÜR, BİLİM VE EĞİTİM ÜZERİNDEKİ OSMANLI ETKİSİ: MEVCUT DURUM

2. Gün 30/10/2016 Tebriz Sabah kahvaltımızın ardından tam günlük turumuza başlıyoruz ve 1958 tarihinde kurulmuş ve üç büyük salon, bahçe, ofis

demir ve bronz çağlarının kalıntılarına ulaşılmış, medeniyetlerin doğup yıkıldığı Mezopotamya toprakları üzerindeki Ürdün de, özellikle Roma ve

EDİRNE DEKÎ ESKÎ ESER ONARIM ÇALIŞMALARI

İşte böylesine bir tatil isteyenler içindir Assos. Ve Assos ta yapılacak çok şey vardır:

İtalya nın Üç Büyüğü: Roma, Floransa, Venedik.

100. Yılında Çanakkale ye Develi den güzel bir ziyaret gerçekleştirildi. Fethinin 562. Yılı olması münasebetiyle gezinin ilk yarısı İstanbul a

1) SÜMELA MANASTIRI 2) AYASOFYA MÜZESĠ

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

Beylikler ve Anadolu Selçuklu Dönemi Mimari Eserleri. Konya Sahip Ata Cami Erzurum Ulu cami Saltuklar

ARTUKLU DÖNEMİ ESERLERİ Anadolu da ilk köprüleri yaptılar.

OSMANİYE KAHRAMANMARAŞLILAR YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİNE GÖRKEMLİ AÇILIŞ.

TED KAYSERİ KOLEJİ VAKFI VELİ VE ÖĞRETMENLERİNDEN SOMA YA EL VER KAMPANYASINA BÜYÜK DESTEK

ADANA SEYHAN - ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

İÇİNDEKİLER... SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp BELGELER

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ. Selçuklu Dönemi Yapıları ile Bahçe ve Peyzaj Sanatı

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

AHIRIN İÇİNDEKİ SARAY 300 Ispartalı filmini hatırladınız mı?

Edirne Hanları - Kervansarayları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

KÜLTÜR VE SOSYAL İŞLER MÜDÜRLÜĞÜ FAALİYETLERİ MART 2015

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül :55

Iron Butt Reports - 09 July 2011

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları...

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

TÜRK TURİSTİN İLGİSİNİ ÇEKEN OSMANLI MİRASINA SAHİBİZ

SELANİK ALACA İMARET CAMİSİ

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

görülen sanat görülmektedir? dallarını belirtiniz.

ekonomisinde etkin olan Ermeniler, Bey Mahallesinde çok güzel konaklar yaptırmışlar ve mahallede çoğunluğu sağlamışlardır.

- Sorma, şişenin üzerinde iyice çalkalayın yazıyormuş, ben fark etmemişim

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

ISBN :

DAMLA PROJESİ 29 MART 3 NİSAN 2015 HATAY PROGRAM AKIŞI. Hep birlikte Bakanlıkta yemek yenecek

SELANİK AYASOFYA CAMİSİ

Muhteşem Bir Tabiat Harikası SULTAN SAZLIĞI MİLLİ PARKI

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

Edirne Köprüleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti

Bodrum aşığı yabancıların buluşması

ŞANLIURFA ARKEOLOJİ MÜZESİ

1. Kanalizasyon Altyapı Çalışmalarından Bozulan yolların Onarım ve yenileme çalışmalarının ikmali ( Yaklaşık m2 Kilit Parke çalışması )

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ

Tur Danışmanımız: Ali Canip Olgunlu

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Çin - Güney Kore. Tur Programı. Uzakdoğu'nun büyüleyici kültürlerine unutulmaz bir yolculuk

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

İSFAHAN I GÖRÜNCE ŞAŞIRDIM. Nüfusun En Az Yüzde Kırkı Türkçe Konuşuyor... Ülkeyi 1925 e Kadar Türkler Yönetmiş...

ADANA NIN SIRLARINA YOLCULUK

TÜM YOLLAR PAYAS A ÇIKARDI... TÜM YOLLAR ÇUKUROVA DAN GEÇERDİ, 16. ASRIN EN ÖNEMLİ KONAKLAMA TESİSİ DE PAYAS DAYDI

Türk Hava Yolları Personellerine 2 Günlük Tebriz Turu 99 $

Altın Üçgen Hindistan Holi Festivali

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

KARİKATÜRİST VE RESSAMLAR, ARTIK AYA NİKOLA KİLİSESİNDE

Bayramın ikinci günü olan 26 Ekim Cuma günü, TAYAD lı Aileler bayramlaşmak için kahvaltıda bir araya geldiler.

Altın Üçgen Hindistan

Üç Şerefeli Camii. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Amiral Turgut Reis 449 nci ölüm yıl dönümünde anıldı

FATİH SULTAN MEHMET İN Sarayları

Kuzey Marmara Otoyolu (3. Boğaz Köprüsü dâhil) Projesi için Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirmesi (ÇSED): Ekler

Transkript:

Küçük Gezgin ILGIN da Yazan-Çizen: Bahattin ATAK Bu kitabımızın oluşmasında yer verdiğimiz fotoğraflar için, Ilgın Harikaları Fotoğraf Yarışması na katılan fotoğraf sanatçılarımıza, Ilgın Belediyesi Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü nden Abdullah Bağcı ve Cem Bardakcıoğlu na teşekkür ederiz.

ILGIN ı Hep Birlikte Geleceğe Hazırlıyoruz... Sevgili çocuklar; Geleceğimizin en büyük sermayesi olan sizler, şehirlerimizin de en güzel rehberlerisiniz. Elinizde bulunan ve keyifle okuyacağınıza inandığım bu Küçük Gezgin ILGIN da kitapçığı, ilçemizi ve şehrimizin güzelliklerini sizin yaşlarınızdaki bir arkadaşınızın yani Ömer in gözünden anlatıyor. İnsanlar yaşadıkları şehirleri ancak gezerek en iyi şekilde tanıyabilirler. Çünkü şehirlerin her bir sokağında, caddesinde, mahallesinde, meydanında kendine özgü motifler, kültürler, komşuluklar, gelenekler, arkadaşlıklar, alışkanlıklar, çocuk oyunları vardır. Sizler bugünlerin hafızası, yarınların birikimi ve geleceğin gözlerisiniz. Sizin gördükleriniz, sizin tanık olduklarınız ve sizin anlattıklarınız; şehrin özelliklerini, zenginliklerini, güzelliklerini ve kimliğini ortaya koymaktadır. Şehirlerin güzelliği sizin yüzünüzde tebessüm, şehirlerin kültürü sizin oyunlarınızda çeşitlilik, şehirlerin yapıtları sizin elinizde rehber, şehirlerin tarihi sizin bilgileriniz arasında birer miras gibidir. Sizler, yarınlarımızı emanet edeceğimiz, geleceğimizin hanımefendileri ve beyefendileri, ülkemizin yöneticileri, toplumun kanaat önderlerisiniz. Tarihimizi, kültürümüzü, geleneklerimizi, milli ve manevi değerlerimizi sizler koruyacak ve yaşatacaksınız. Kardeşliği, birlik ve beraberliği, dayanışmayı, yardımseverliği, paylaşmayı, nezaketi, hoşgörüyü, saygı ve sevgiyi sizler yaygınlaştıracaksınız. Şehirlerimizi sizler koruyacaksınız, eserlerimize sizler sahip çıkacaksınız. Her biriniz birer Küçük Gezgin olup, Tarih ve Kaplıcalar Şehri olan ILGIN ı hem de ziyaret ettiğiniz diğer şehirleri anlatıp, yarınlar için miras bırakabilirsiniz. Bizler her zaman şunu söylüyoruz; geçmişinizi bilin, değerlerinizi öğrenin, onlara sahip çıkın ve geleceğe emin adımlarla yürüyün. Yeter ki sizler okuyun, bizler elimizden gelen her türlü desteği vereceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle siz kıymetli yavrularımızı Küçük Gezgin Ömer ile baş başa bırakıp, keyifli okumalar dileyerek gözlerinizden öpüyorum H. İbrahim ORAL Ilgın Belediye Başkanı Ilgın Belediyesi Kültür Yayınları Bu eserin her hakkı yazar-çizer Bahattin ATAK a aittir. T.P.E. Marka No: 2008 55483-Hizmet numarası ile patenti alınmıştır. Hiç bir şekilde alıntı ve kopya yapılamaz.

Ilgın Küçük Gezgin imiz Ömer, Eskişehir de oturan bir arkadaşınız. Babasıyla pek çok kent gezdi. Gezdiği, gördüğü yerleri de kendisi gibi ülkemizin güzelliklerini görmek isteyen arkadaşları için yazdı. Babası ve diğer büyüklerinin yardımlarıyla çok sayıda Küçük Gezgin kitabı oldu. Beşinci sınıfa gidiyordu. Birkaç yıl önce öğretmeni Çevremizi Tanıyalım ünitesi içinde bazı yerleri gezdirmişti ama farklı bir gözlemle yeniden gezmek ve öğrenmek istiyordu. Gezdiği gördüğü yerleri arkadaşlarına anlatmak için can atardı. Onu ilk dinleyenlerden biri sınıf arkadaşı, aynı zamanda evlerinin bitişiğinde oturan Burcu idi. Çok sevdiği ve saydığı öğretmeni ona bu gezip görme merakından dolayı Küçük Gezgin adını vermişti. 2 Küçük Gezgin ILGIN da

Ömer, o gün okuldan yeni gelmişti. Daha üzerini yeni değiştirmişti ki, bülbül sesli kapının zili çaldı. Hemen koşup kapıyı açtı. Gelen o mahallenin postacısıydı. Merhaba Ömer! Merhaba Postacı Amca! Bak, baban Tahsin Bey adına Ilgın Belediyesi nden bir paket gönderilmiş. Vay canına! Hem de babama ha? Ben alabilir miyim? Normal de burada yazılan kişiye teslim etmem gerekiyor ama; seni tanıdığım için sana verebilirim. Yalnız şuraya bir imza at bakalım. Teşekkür ederim Postacı Amca! Postacı, oradan uzaklaştığında kutuyu merakla açmak istedi. Fakat ahlâken kendisine ait olmayan bir kargoyu açması uygun değildi. Hemen babasını telefon ile aradı. Durumu izah etti. Babasından açabilirsin iznini aldıktan sonra paketi açtı. İçinden dört tane kitap ve bir CD çıktı. Kitaplar ve CD llgin ı tanıtmaya yönelikti. Bu arada mutfaktan annesi Belma Hanım seslendi: Ömer! Kim geldi yavrum? Postacı geldi anne! Bir paket getirmiş. Babana gelmiştir oğlum! Evet anne! Ilgın Belediye Başkanı Halil İbrahim Oral Bey göndermiş. Allah! Allah! Ömer, elindeki hediyelerle mutfağa geçti. Niye hayret ediyorsun anne? Bilmem ki? Eskişehir nere, Ilgın nere? Babamın muhakkak tanıdığı bir başkandır. Yoksa ne diye göndersin? Ömer, hediyelerini annesine gösterdi. Sonra da bir köşeye çekilip incelemeye başladı. Küçük Gezgin ILGIN da 3

Akşam olduğunda Ömer babasının yolunu dört gözle bekledi. O, işten döndüğünde kapıda karşıladı, çantasını aldı, ayağına terliğini verdi. Tahsin Bey Teşekkür ederim oğlum! dedi. Biraz dinlenmek için koltuğuna geçti. Bir an Ömer ile göz göze geldi. Babacığım bugün sana gelen kargoda bu kitaplar ve CD çıktı. Elindekileri babasına gösterdi ve peşi sıra devam etti: Meğer Ilgın gibi tarih, kültür ve kaplıca şehri bir ilçemiz varmış da bizim haberimiz yokmuş. Benim tabii ki haberim vardı. Çünkü Ilgın Belediye Başkanı Halil İbrahim Oral, benim kısa dönem askerlik arkadaşımdı. Vay canına! Askerlik dönüşü hatta beni Ilgın a da davet etmişti. Yani Ilgın ı en az bir Ilgınlı gibi bilirim. Harika, çok güzel! Ne var bu kadar sevinecek anlayamadım? Tahsin Bey biraz düşününce hemen konunun özünü anladı. Hımmm! Şimdi anladım. Yine gezginlik damarın tuttu değil mi? Valla ne diyeyim babacığım bilmiyorum. Dedem senin adını Tahsin değil de Arif koysaymış daha iyi olurmuş. Yani arif olan anlar diyorsun. Seni gidi seni! Eh, aynen öyle. Hem fena mı olur babacığım. Ilgın ı tanıtıcı bir kompozisyon hazırlarım, okulda öğretmenime ve arkadaşlarıma da sunarım. Yani diyorsun ki Ilgın a gitsek, gezip, görüp öylece kompoziyonumu hazırlasam! Ha, yanlış mı anladım? Yok canım, ne yanlışı? Tastamam doğru anlamışsın. Gider miyiz babacığım? Seni hiç bir zaman üzemem, bunu çok iyi biliyorsun? Yarından sonra yola çıkabiliriz. Yaşasııın! Kabul edeceğini biliyordum! 4 Küçük Gezgin ILGIN da

Küçük Gezgin Ömer, o gün okulda Ilgın a gideceklerini öğretmeni ve sınıf arkadaşları ile de paylaştı. Öğretmeni ona bir görev verdi: Ömer ciğim! O zaman ILGIN anılarını bize bir ev ödevi şeklinde hazırlamanı isteyeceğim. Emriniz olur öğretmenim! Haydi bakalım sabırsızlıkla bekliyoruz. Sınıf arkadaşı Burcu da bu konuyla ilgiliydi: Ne zaman gidiyorsunuz Ömer? Nasip olursa bu hafta sonu gideceğiz. Ne şanslısın Ömer! Ülkemizin her bir köşesine gidip cennet köşelerini görüyorsun. Siz bana Küçük Gezgin dediniz ya; işte ben de ona lâyık olmaya çalışıyorum. Güneşin sabah ışıkları Ömerlerin evinin üstüne çoktan doğduğunda Küçük Gezgin heyecanla yeni bir güne uyanmıştı. Çok merak ettiği Ilgın a bugün gideceklerdi, az şey mi? Annesi Belma Hanım, daha erken kalkmış çoktan kahvaltı sofrasını hazırlamıştı. Evin her köşesine birbirinden farklı yemeklerin kokuları yayılmıştı. Az sonra hepsi kahvaltı masasındaydılar. Büyük bir neşe içinde kahvaltılarını yaptılar. Sonrasında ver elini Ilgın... Küçük Gezgin, annesine sıkıca sarılıp, Allah a ısmarladık anneciğim. Ardımızdan duanı eksik etme! dedi. Sonra da evlerinden ayrıldılar. Ömer ciğim, bak bakalım navigasyona, Ilgın a ne kadar yolumuz varmış? Ömer, hemen gerekli bilgileri yazdı ve Babacığım 252 km lik yolumuz var dedi. Allah izin verirse üç saate kalmaz Ilgın a varırız. İnşallah babacığım! O zaman takalım bir Ilgın Türküleri CD sini keyfimize bakalım! Otomobilin içine güzel bir müzik yayıldı. Mezar arasında harman mı olur, Kama yarasına derman mı olur, Kamayı sokanda iman mı olur, Aslanım Kazım ım nerde yatıyor, Kaytan bıyıkları kana batıyor. Küçük Gezgin ILGIN da 5

Eskişehir den yola çıktıklarında sabahın erken saatleriydi. Afyon ve devamında Akşehir üzerinden Ilgın a ulaştılar. Yolda bir iki kez çay ve yemek molası verdiler. Ilgın, tüm güzelliği ile uzaktan görünürken; Tahsin Bey oğluna Ömer 42 sana ne hatırlatıyor? diye sorunca, oda, 41 den sonra, 43 e gelmeden deyiverdi. Hoppala evlat. Hani senin Küçük Gezginliğin nerede kaldı? Şaka yaptım baba! Hah! Hah! Bunu bilmeyecek ne var? Konya-Ilgın ın Trafik Plâka numarasıdır. Kaplıcalar diyarı Ilgın Gezginlerimiz, şehir merkezi tabelâsını takip ettiler. Biraz ilerlediklerine kendilerini Ilgın Belediyesi hizmet binasının önünde buldular. Eskişehir den gelirken beraberlerinde getirdikleri gül buketini alarak belediyeye girdiler. Güvenlik görevlisine Tahsin Bey kendisini tanıttı ve Halil İbrahim Bey i ziyaret edeceklerini söyledi. O da gezginlerimizi başkanlık katına çıkardı. Birkaç dakika sonra başkanlık makamına alındılar. Halil İbrahim Bey, hiç ummadığı bir anda Tahsin Bey i karşısında görünce çok mutlu oldu. Kucaklaşarak hasret giderdiler. Tahsin Bey Küçük Gezgin Ömer i tanıttı. İşte her zamanki soru gelmişti Başkan Bey den; Neden Küçük Gezgin diyorlar sana Ömer? Ömer bir an duraksadı mahcup bir şekilde başını öne eğdi. Tahsin Bey hemen araya girdi: Ömer küçüklüğünden beri tarihine, kültürüne düşkün bir çocuktur. Zaman zaman Beni Şeyh Edebali ye götür, beni Nasrettin Hoca ya götür, ya da beni Söğüt e götür. gibi isteklerde bulunur. Ben de hiç kırar mıyım? Sonra başladık baba oğul Anadolu yu adımlamaya. Gezdiğimiz gördüğümüz yerleri okulunda arkadaşları ve öğretmeni ile paylaşır. 6 Küçük Gezgin ILGIN da

Bu yüzden ona Küçük Gezgin Ömer adını verdiler. Ooo! Memnun oldum. Şimdi de Küçük Gezgin ILGIN da desenize? Haklısınız Halil İbrahim Bey! O zaman Kaplıcalar diyarı Ilgın ımıza hoş geldiniz! Küçük Gezgin Ömer, elindeki gül buketini Halil İbrahim Bey e takdim etti. Başkan Bey çok memnun oldu. Çay, kahve ikramından sonra Ömer bir fırsatını bulup ilk sorusunu Halil brahim Bey e yöneltti: Başkan Amca! Ilgın dediğimizde bize neler anlatabilirsiniz? Ilgın... Ilgın, insanlık tarihi içerisinde önemli devreler yaşamış, süreçler geçirmiştir. Tarihi İpek yolu ve Hicaz demiryolu ilçe sınırlarımızdan geçer. Tarih ve kültürel derinlikleri yanında gölü, geniş mera alanları, muhteşem doğası, şifa kaynağı ılıcası ve suları ile geçmişte olduğu gibi günümüzde de, gelecekte de hep önem arz edecektir. Ilgın Kaplıcaları tarihi geçmişi itibariyle Türkiye nin en eski kaplıcalarındandır. Romalılar tarafından işletilip, Bizans İmparatorluğu zamanında şöhretini devam ettirip, Selçuklular zamanında da Türk mimarisine uygun olarak düzenlenip bugünkü görünümüne kavuşmuştur. Suyumuz, 42 derece olarak doğadan çıkmakta. Kullanım aşamasında ısıtma ya da soğutmaya tabi tutulmadan doğrudan insanların şifasına sunulmaktadır. Ilgın ın yer altı zenginlikleri sadece Kaplıca suyuyla sınırlı değil, büyük kömür rezervleri ve klinker yataklarına da sahip. Bu alanda termik santral ve çimento fabrikaları yapım çalışmaları devam ediyor. Küçük Gezgin ILGIN da 7

Ayrıca suyumuzun içilebilir özelliği vardır. Bu durum suyumuzun kalitesi açısından çok önemlidir. Tüm bu tarih ve kültür kokan geçmişi, özellikleri, güzellikleri, faydaları yanında, maalesef kendisini günümüz şartlarına uyarlayamamışız. Ülkemizde gelişen teknolojiye paralel olarak termal turizm baş döndürücü bir hızla ilerlemekte, gelişmekte, değişmekte ve kendisini yenilemektedir. Gelinen nokta itibariyle en son sistemler, teknikler, hizmet yöntemleri kullanılmaktadır. Çevreyle var olan doğal güzellik bozulmadan, sektörler arası ahenge önem verilmektedir. Bu bağlamda Ilgın Kaplıcaları nın tesisleşme noktasında geç kalan hamlesini biz, bir kayıp değil sektörün geldiği nokta itibari ile mükemmelin yakalanması açısından bir avantaj olarak görüyoruz. İlçemiz, mevcut yeraltı kaynakları ve ulaşmış olduğu üretim kapasitesiyle potansiyel zenginliklere sahiptir. Hedeflerimiz, bu potansiyeli yurt içi ve yurt dışına en iyi bir biçimde tanıtmak ve böylece ilçemizin sosyo-ekonomik yapısına olumlu katkılar sağlamaktır. Gıda, çevre, sağlık, turizm sektörleri geleceğin sektörleridir. Tarım hayvancılık ve buna bağlı gelişecek sanayi ile turizm de gelecek vaat etmekteyiz. Yeter ki potansiyelimizin ve gücümüzün farkında olalım ve bunları harekete geçirme noktasında üzerimize düşeni yapalım. Bu sorumluluk ve mesuliyet duyguları içerisinde çalışmalarımız artarak devam etmektedir. Ilgın, etnik olarak çok renkli bir yapıya sahiptir. İlçe merkezinde ve ilçeye bağlı köy ve kasabalarda Yörükler, Türkmenler, Muhacirler, Çerkezler, Kırım Tatarları, Çiğil Türkleri, Romanlar gibi bir çok farklı ve renkli kültürleri bünyesinde barındırmaktadır. Ilgın için ünlü seyyah Evliya Çelebi seyahatnâmesinde şunları kaydeder; Geniş bir arazide kurulmuş, bağlı, bahçeli, camisi, mescidi ve de Lala Mustafa Paşa Kervansarayı var olan bir ilçemizdir... 8 Küçük Gezgin ILGIN da

Adının verilmesinin sebebi Ilıca olmasıdır. Sultan Alâeddin burada şifa bulmuştur. O, bu kaplıcaların cüzzam (cilt hastalığı), felç, hafakan (iç kalkması), zatülcenp (Akciğer Hastalığı) gibi hastalıklara çok faydalı olduğunu vurgulamaktadır. Ayrıca Mevlana Celalettin Rumi hazretlerinin de her yaz şifa için Ilgın a geldiği, Mesnevi ve diğer kitaplarının bazı bölümlerini Ilgın Kaplıcaları nda yazdığı bilinmektedir. Geleneklerle göreneklerini modern hayatın gerekleriyle uyum içinde yürüten ilçe halkı da tarihin derinliklerinden gelen bir vakarla hareket edinmeyi ilke edinmişlerdir. Misafirperver, yardımsever, insancıl, onurlu ve dürüsttürler. 14 bin metre kare Kapalı Pazar Yeri var. Her hafta pazartesi günleri kurulan pazarda, toptan perakende her türlü gıda malzemesi alım satımı yapılır. Pazar sadece Ilgın a değil komşu ilçelere ve komşu ilçelere bağlı köy ve kasabalara da hitap eder, o gün Ilgın ın nüfusu yaklaşık iki katına çıkar. Her pazar sabahtan canlı hayvan pazarı kurulur. Bölgenin en büyük canlı hayvan pazarıdır. Konya ilinin kuzey - batısında yer alan ilçenin özellikle güney kesimleri bitki örtüsü ve doğa güzellikleriyle Göller Bölgesi nin özelliklerini taşır. İlçenin kuzeyinde; Yunak, güneyinde; Beyşehir, Derbent Hüyük, doğusunda; Kadınhanı, batısında; Doğanhisar, Akşehir, Tuzlukçu ilçeleriyle çevrilidir. 1394 km² yüz ölçümüne sahip ilçenin deniz seviyesinden yüksekliği 1030 metredir. İlçenin güney kesimleri dağlık alanlarla kaplıdır. İlçe toprakları genelde düz olmakla birlikte, kuzey ve güneyden hafif dalgalı engebelerle çevrilidir. Sultan Dağları nın uzantıları güneybatıdan, Bozdağ ın uzantıları güneydoğudan ilçe sınırlarına girer. Güneybatısında Sultan Dağları nın devamı olan Çiğil, Bulcuk ve Kembos Dağları vardır. Üzerleri yer yer çam ormanlarıyla kaplı olan bu dağlar ilçenin güneyinde batı - doğu yönünde uzanır. Küçük Gezgin ILGIN da 9

Bulcuk Göleti İlçenin kuzey bölümünde de tepeler halinde uzanan Tekne Dağları vardır. Kuzey doğusunda ise Sivri Dağı adı verilen çıplak bir tepe vardır. Dağlarının en yükseği Dığrak Köyü civarındaki Ziyaret Tepesi (1960 m.) ve Gökçeyurt (Kembos) yakınlarındaki Morbel Tepesidir. (1875 m.) Ilgın ilçe merkezi, geniş bir düzlük üzerine kurulmuştur. Orta kesimdeki bu düzlükler Ilgın Ovası olarak anılır. Topraklarının güneyi ve kuzeyi dağlarla, doğusu ve batısı tepelerle çevrilmiş geniş bir ova konumundadır. Kuzeyinde Büyükoba Ovası, batısında Argıthanı Ovası yer almaktadır. İlçenin topraklarında, küçük akarsuları vardır. Bunların pek çoğu yağmur ve kar suları ile beslenirler. Ama yer altı su kaynakları bakımından oldukça önemli bir bölgededir (Kaplıcalar, İçmeceler). Mahmuthisar Çayı, Çiğil Deresi, Bulcuk Deresi, Deli Çay ilçenin önemli akarsularıdır. İlçe merkezine 3 km uzaklıkta bulunan Ilgın (Çavuşcu) Gölü nün yüzölçümü 48 km², uzunluğu 16 km, genişliği 3 km dir, Türkiye nin çöküntü göllerindendir. Denizden yüksekliği 1019 m dir. Ayrıca Mecidiye Köyü Göleti ve Bulcuk Göleti ilçenin başlıca yapay gölleridir. Ayrıca Kum Döken ve Güggü Pınarı, şifalı suları olan orman içi piknik ve mesire alanlarıdır. Dolayısıyla Ilgın, dağ ve doğa turizminde büyük bir öneme sahiptir. Ilgın da 50 bin yatak kapasiteye yetecek sıcak su rezervine sahip, turizm teşvikleri kapsamında 5. Bölge olarak değerlendirilmesi yüzyıllardır şifa merkezi olan şehrimize ilgiyi daha çok arttırmıştır. Hem teşvik kapsamına girmesi hem de su arama izninin belediye tarafından alınacak olması otel yatırımcılarının ilgisini bir anda Ilgın a çevirmiştir. Bununla birlikte suyun tedavi edici özelliğinden faydalanılarak bir Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi kurulma çalışmaları da devam etmektedir. Başkan Amca! Ilgın ismi nereden gelmektedir? Ilgın... Bir rivayete göre ismini kışın karda sadece bir gün boyunca açan bir çiçekten almış. 10 Küçük Gezgin ILGIN da

Büyükİskender Büyükİskender Başka bir rivayete göre ise; İlçedeki kaplıcanın varlığından hareketle Allah ın ve Yaratıcı nın Hamamı anlamına Hüdâî Hamamı ismiyle de anılmış. Diğer başka rivayetlerde ise; Kaplıca anlamındaki Germ kelimesi, tek başına Ilgın ın adı olarak kullanıldığı gibi çoğunlukla Ab-ı Germ (Ilık Su, Kaplıca) deyimiyle de kullanılmış. Ayrıca yine kaplıcanın varlığı sebebiyle Ilık su, ılığın anlamında Ilgın ve Ilgun isimleri de tarihi kaynaklarda ilçeyi tanımlamak üzere kullanılmaktadır. Teşekkür ederim Başkan Amca! Biraz da Ilgın ın tarihine bir göz atsak diyorum, olur mu? Hay hay Küçük Gezgin! İlkçağdan Türk hâkimiyetine kadar kısmı şöyle özetleyebiliriz; Konya dan batıya açılan yol güzergâhındaki Ilgın, tarihin her devrinde önemli bir yerleşim yeri olmuş. Ilgın ve çevresinde yapılan yüzey araştırmaları sonucunda Argıthanı, Eldeş Höyük, ve Başhöyük te Kalkolitik (M.Ö. 5500-3000) döneme ait seramikler bulunmuş. Yine Mahmuthisar ı Hüyük, Karaköy Hüyük ve Navruşuk Hüyük e Erken Tunç Çağı (M.Ö. 3000-2500) seramikleri ile Ilgın Hüyük, Şarampol Tepe (Çavuşcugöl), Eldeş Hüyük teki seramiklerde M.Ö. 2000 lere tarihlenmektedir. Bölge, Hitit İmparatorluğu nun egemenliğine girmiş (M.Ö. 1660-1190) ve bu dönemde Ilgın önemli bir yol güzergâhı konumunu korumuş. IV. Tuthalia nın Arzava Seferi (M.Ö. 1250-1220) sırasında Yalburt ta bir Su Anıtı inşâ edilmiştir. Hititler in yıkılmasının ardından Fryeyler (M.Ö. 750-680) ve Likyalılar (M.Ö. 680-546) hâkimiyetine girmiştir. Bir süre Pers (M.Ö. 700-546) egemenliğinde kalan Ilgın, Büyük İskender in Persler i yenmesinin ardından Makedonya idaresi altına girmiştir. M.Ö. 138 de Roma İmparatorluğu ve Bizans Devleti toprakları olmuştur. 10. yüzyılda bölgeye Müslüman Araplar ın fetih hareketleri başlamıştır. Küçük Gezgin ILGIN da 11

Selçuklular Döneminde; Büyük Selçuklular, Ilgın ı 1077 de fethetmişler. Anadolu Selçuklu Dönemi nde Akşehir in vilâyet olduğu, Ilgın ın da Honaz vilâyetine bağlandığı, Haçlı Seferleri sırasında da Ilgın ın defalarca yağmalandığı anlaşılmaktadır. Ilgın, 1220 yılında Alâeddin Keykûbad tarafından kayınbabası Kir Farid e verildiği, 1227 yılında Mengücek oğulları tarafından Erzincan ın alınmasıyla, bölgenin Erzincan ve Erzurum beylerinden Davut Şah a verildiği görülmektedir. Anadolu Selçukluları nın son zamanlarında birkaç vilâyetle birlikte Ilgın ın gelirleri, Afyon daki Sahib Ata Oğulları ndan Taceddin Hüseyin ve Nasrudddin Hasan a verilmiş. Ancak Sahib Ata Oğulları, Karamanoğlu Mehmed Bey den Konya yı kurtarmak için yola çıkmıştır. İki ordu Akşehir ovasındaki Kozağaç köyü civarında karşılaşmış, Değirmen Çayı ya da Adayan Çayı olarak adlandırılan savaşın (1275) sonucunda Cimri (Siyavuş) ve Karamanoğlu Mehmed Bey komutasındaki ordu, Sahib Ata Oğulları nı yenmiş ve bu bölge Çaylak adında bir beye verilmiş. Bölge, Selçuklular dan sonra kısa bir süre Karamanoğulları yönetimine geçmiş. Selçuklular Dönemi nde Konya civarındaki dört pazardan biri Ilgın da kurulmuş. Pazar münasebetiyle ilçeye gelen halk alış verişin yanı sıra kaplıcada da banyolardan istifade etmişler. Bu ara Tahsin Bey söze girdi: Halil İbrahim Bey ciğim! Mevlâna hazretlerinin kaplıcalara geldiği tarih satırlarında geçmekte. Aslı nedir? 12 Küçük Gezgin ILGIN da

Halil İbrahim Bey şöyle çayından bir iki yudum alıp arkadaşı Tahsin Bey in sorusuna cevap verdi. Haklısın Tahsin ciğim! Bu dönemde Mevlânâ hazretlerinin de şifâ bulmak amacıyla her yaz Ilgın Kaplıcaları na geldiği bilinmektedir. Ünlü eseri Mesnevi ve diğer kitaplarının bazı bölümlerini Ilgın Kaplıcaları nda yazdığı bilinmektedir. Fatih Sultan Mehmet Han zamanında Ilgın Bu arada Ömer söz aldı: Osmanlı Dönemi nde Ilgın nasıldı? Biraz da ona değinebilir misiniz? Memnuniyetle... Fâtih Sultan Mehmet Han ın Karaman Seferi ne memur ettiği Osmanlı Ordusu Karamanoğlu Pir Ahmed Bey in ordusuyla Çiğil de savaşmış, bunun sonucunda da Akşehir ve Ilgın bölgesi Osmanlı hâkimiyetine alınmış(1466). Fatih Sultan Mehmed Han, Gedik Ahmed Paşa ya bölgenin genel bir evkâf ve emlâk tahririni yaptırmış. Tahriri büyük Türk âlimleri Muslihuddin ve Kâsım Efendiler yapmışlar. Defterde Karaman ili eyâlet olarak ifade edildikten sonra ayrıca sancaklara ve iki nahiyeye ayrıldığı belirtilmektedir. Ilgın da içinde yer aldığı bu vilâyetler şunlardır: Konya, Lârende, Seydişehir, Bozkır, Beyşehir, Akşehir, Ilgın, Niğde, Şücâeddin ve Anduğu, Ürgüp, Ereğli, Aksaray, Koçhisar. Nahiyeler ise: Karahisar ve Develü... Fatih ten sonra (1493) II. Bâyezid zamanında Karaman ilinin Hatiboğlu şöhretiyle tanınan Nasuhzâde Haydar tarafından ikinci bir tahrîri yapılmış, defteri de Hattat Ali yazmıştır. Karaman ili, o zamanlar Karaman eyâleti olarak adlandırılıp 15 kazaya ayrılmış. Küçük Gezgin ILGIN da 13

Bağdat Seferi ne çıkan 4. Murad (8 Mayıs 1637), Akşehir yoluyla Ilgın a gelip kaplıcanın karşısındaki Koca Çayır da otağını kurarak burada bir saray yaptırmış. Bu sarayın ne zaman, nasıl ve ne sebeple yıkılıp yok olduğu ise bilinmemektedir. Osmanlılar ın Ilgın daki hatıraları sadece bugün kalıntıları bile bulunamayan bu saraydan ibaret değildir. Osmanlı Devleti zamanında tüccarların, hacıların, seyyahların ve askerlerin hem güven içinde olmaları ve hem de rahat etmeleri için belirli hizmetlerin sunulduğu menzil külliyeleri yapılmış. Bu çerçevede Vezir Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılan Ilgın daki menzil külliyesi, Ilgın ın yaşanır hâle gelmesinde büyük bir öneme sahiptir. Karargâh şehri Ilgın Başkan Amca, bize gönderdiğiniz kitapların bir yerinde Ilgın ın Kurtuluş Savaşı nda da önemli bir yer tuttuğunu okumuştum. Size zahmet olmazsa bu konuya da değinir misiniz? Neden olmasın Ömer ciğim? Kurtuluş Savaşı nda cephe gerisinde olan Ilgın, o yıllarda büyük çapta askeri birliklerin karargâh merkezi olmuş. Dolayısıyla ilçemiz önemli tarihi olaylara sahne olmuş. Meselâ; 1922 yılının 1 Mart - 21 Ağustos tarihleri arasında Fahrettin Altay Paşa komutasındaki 15.000 kişilik 5. Süvari Kolordusu, Ilgın da altı aya yakın bir zaman kalmış ve Ilgın halkı bu zaman içinde Kolordu ya elinden gelen her türlü yardımı yapmış. Atatürk, 1 Nisan 1922 günü, yanında Cephe Komutanı İsmet İnönü, diğer bazı komutanlar, askeri ve siyasi konuklarıyla birlikte Ilgın Ovası nda ikmal ve eğitim işleriyle Büyük Taarruz a hızla hazırlanmakta olan Süvari Kolordusu nu teftişe gelmişler. Birinci, ikinci ve dördüncü süvari tümenlerinden kurulu Süvari Kolordumuz, kaplıca yakınında bulunan Koca Çayır da toplanmışlar. 14 Küçük Gezgin ILGIN da

Başkomutan Atatürk ün emriyle geçit merasmine başlanmış. Yedi - sekiz bin süvarinin bir kısmının mızraklı, bir kısmının yalın kılıç ve Allah, Allah nidalarıyla savaş nizamında dörtnala geçişleri, Ilgın Ovası nı bir anda adeta bir savaş alanına ve mahşer yerine çevirmiş. En başta Fahrettin Altay Paşa, arkasından generalleri ve kurmayları geçmişler. Üç tümen süvari askerinin Koca Çayır da tozu dumana katarak uzunca süren, muntazam ve hırslı geçişi, Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ü ve diğer komutanlarımızı ne kadar heyecanlandırmış ve sevindirmiş ise, böyle bir tatbikatı ilk kez seyreden Sovyet ve Azerbaycan diplomatları ile asker ataşeleri üzerinde de o derece müthiş bir etki yapmış. Harekâtı inceleyen konuk Rus elçisi, kahraman askerlerimizin temsili düşman birliklerine karşı yapmış oldukları hücumlardaki çeviklik ve cengâverliğine hayran kalmış. Atatürk e yaklaşarak kulağına: Anladım Ekselans!.. Bu kahraman ordu karşısında hiçbir kuvvet ayakta duramaz demiş. Ilgında Kuva-i Milliye teşkilatı eşraftan Ali İspir ve Müsdebit hoca lakaplı Mustafa Üçekiz tarafından kurulmuş. 21 Ağustos 1922 gecesinde ilçeden Afyon Cephesi ne doğru harekete geçen 5. Süvari Kolordusu, Başkumandan Mustafa Kemal Paşa nın Akşehir de verdiği tarihi Büyük Taarruz emrinden sonra şanlı ordumuzun saflarına katılarak düşman cephenin yarılmasında büyük rol oynamış. 9 Eylül 1922 de diğer birliklerle İzmir e girerek düşmanı denize dökmüşler. Böylece Büyük Taarruz un kazanılmasında Ilgın, çok önemli bir görevi yerine getirmiştir. Başkan Amca, Ilgın kilimleriyle de ün salmıştır değil mi? Evet Ömer! Hatırlattığın için teşekkür ederim. Küçük Gezgin ILGIN da 15

Ilgın yöresinde kilim denilince ilk akla gelen Çiğil kilimleri Yukarı Çiğil Beldesi nde halen yaşatılmaktadır. Bu kültür değeri geçmişten geleceğe yeni kuşaklara önemli bir miras konumundadır. Kilim dokuma işi Çiğil Türkleri için Orta Asya dan kalma geleneksel bir sanattır. Günümüze daha çok hediye ve süs amaçlı olarak kadınlar tarafından yapılagelmiştir. Her motifi ayrı bir mana ifade eden bu kilimler tarihi bir değer taşımaktadır. Sohbetin bu kısmında Tahsin Bey araya girdi. Ömer ciğim, Halil İbrahim Bey i daha fazla yormayalım. Müsaade isteyip Ilgın ı yakından gezmeye ve tanımaya başlayalım. Başkan Bey, Tek bir şartla müsaade ederim. O da akşam yemeğinde misafirimsiniz. Size ILGIN ın meşhur yemeklerini ikram etmek isterim. teklifinde bulundu. Gezginlerimiz ise, Başkan Bey in bu nazik teklifine Peki dedikten sonra Belediye hizmet binasından ayrıldılar. Ilgın gezisi başlıyor Belediyeden çıkan baba oğul, gün boyunca Ilgın ın gezilesi ve görülesi mekânlarına gideceklerdi. Babacığım gezimize nereden başlayacağız? Ilgın ın bir nevi simgesi haline gelen, Lala Mustafa Paşa Camii nden başlayabiliriz. Haydi o zaman! Lala Mustafa Camii 16 Küçük Gezgin ILGIN da Merhum Muhsin Yazıcıoğlu Gezginlerimiz, Şıhcarullah Mahallesi ndeki Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi ne yöneldiler. Ömer, yolda babasına ilk sorularını yöneltmeye başlamıştı bile. Babacığım, gezdiğimiz şehirlerde cadde ve sokaklara genelde tarihe mâl olmuş önemli şahsiyetlerin isimleri verildiğini biliyorum. Burada da Muhsin Yazıcıoğlu ismi verilmiş. Kimdir Muhsin Yazıcıoğlu? Aferin Ömer! Yine detaylara daldın. Muhsin Yazıcıoğlu... 31 Aralık 1954 de Sivas Şarkışla da doğmuş. Türk siyasetçi, 19., 20., ve 23. dönem TBMM Sivas milletvekili ve Büyük Birlik Partisi nin kurucusu ve ilk genel başkanıdır. Muhsin Yazıcıoğlu; 25 Mart 2009 günü Kahramanmaraş-Göksun da bir helikopter kazasında yaşamını yitirmiştir. Ölümünün arka perdesi aydınlatılamamıştır. Vay canına, yazık! Allah rahmet eylesin.

G ezginlerimiz, Lala Mustafa Paşa Camii ne geldiler. Burasına külliye dersek daha doğru olur. Kervansarayı, bedesteni ve imareti ile bir bütünlük içinde inşa edilmişti. Küçük Gezgin Ömer, caminin avlusuna girdiğinde şaşkınlığı bir kat daha arttı. Babacığım, burası dediğin gibi caminin ötesinde bir yapı. Baksana ne kadar geniş bir alana hakim yerleşmiş. Evet Ömer! Burası tam anlamıyla bir külliye... Lala Mustafa Paşa Külliyesi 1576 1584 yılları arasında Mimar Koca Sinan a yaptırılmış. Ilgın Lala Mustafa Paşa Külliyesi, Osmanlı külliyeleri içinde önemli yer tutan yapılar topluluğudur. Lala Mustafa Paşa Külliyesi nin çarşı ve kervansarayı ağırlık noktasını teşkil etmektedir. Ilgın ın coğrafi konumu da göz önünde bulundurularak konaklama ve ticari amaç birinci plânda tutulmuştur. Vakfiyesinde külliye; cami, sıbyan mektebi, imaret, tabhane adları, çarşı (arasta), iki han fırın, mutfak, medrese, hamam, kütüphane, dükkânlar, çeşme - şadırvan sebil, samanlık, odunluk, tuvalet, görevli odalarından oluşmaktadır. Lala Mustafa Paşa Külliyesi zamanın önemli ilim ve ticaret merkezlerinden biridir. Lala Mustafa Paşa Camii nde tek minareli, tek kubbeli kare plânı uygulanmış; minber, mihrap, kürsü, mahfil ve iç süslemeler açısından orijinal mimari özelliklere sahiptir. Külliyenin çarşı (tabhane) kısmı, 1966 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tamir edilmiş ve günümüzde kullanılan kapalı çarşı haline getirilmiş. Küçük Gezgin ILGIN da 17

Lala Mustafa Paşa Külliyesi Küçük Gezgin Lala Mustafa Paşa nın kim olduğunu merak etti ve babasına sordu: Babacığım Lala Mustafa Paşa Külliyesi deyip duruyoruz. Fakat Lala Mustafa Paşa hakkında hiç konuşmadık. Haklısın Ömer! Dikkatine hayranım. Kısa da olsa değinmemiz gerekir. Lala Mustafa Paşa (ya da Lala Kara Mustafa Paşa), 3. Murat saltanatında 28 Nisan 1580-7 Ağustos 1580 tarihleri arasında üç ay dokuz gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır. Sırp asıllıdır ve Sokullu Mehmed Paşa yla aynı köydendir. Yavuz Sultan Selim devrinde vezir olan abisinin (Deli Hüsrev Paşa) desteğiyle saraya girmiş. İlk büyük başarısını 1570 yılındaki Kıbrıs serdarlığı sırasında gösterdiğinden Kıbrıs Fatihi olarak anılır. Lala unvanı, şehzadeliğinde II. Selim e lalalık etmiş olmasından kaynaklanır. Seferlerden elde ettiği servet ile imparatorluğun çeşitli yerlerine hayır eserleri yaptırmış. Üç Lala Mustafa Paşa Camii var. Erzurum-Merkez, Konya-Ilgın, Kıbrıs-Gazimogusa. Bu camileri yaptıran hayırsever tarihte Kara Mustafa Paşa dır. 18 Küçük Gezgin ILGIN da

Ö mer ve babası külliyenin han kısmına geçtiler. Tahsin Bey, oğluna bilgiler aktarmaya devam ediyordu. Hana, cami avlusundan ve doğudaki büyük kapıdan giriş sağlanmış. Hanın dış duvarlarında kırma taş malzeme kullanılmış. Beşik tonozlar dıştan kurşunla kaplanmış. Anıtsal kapıdan girilen iki hanın plânı düzgün olmayan dörtgen şekildedir. Girişten sonraki orta koridorla kuzeydeki büyük han ile güneydeki küçük hana geçilmektedir. Orta koridorun kuzeyindeki han iki bölümlü ve dört paye ile desteklenmiştir. Güney taraftaki küçük han, düzgün olmayan dörtgen planlı ve iki bölümlüdür. Ömer ciğim! Burada biri sağımızda diğeri solumuzda iki han bulunmakta. Biri sosyal amaçlı olarak düzenlenmiş. Diğeri ise restoran haline dönüştürülerek Ilgınlılara bu tarihi yapı içinde huzurlu bir yemek yeme imkânı sağlanmış. Küçük Gezgin ILGIN da 19

Küçük Gezgin muzipçe güldü: Babacığım, o huzurdan biz niye faydalanmıyoruz? - Anladım oğlum! Sabah kahvaltısından beri açız diyorsun. O zaman sana güzel bir yemek ziyafeti çekeyim. Yaşasın babacığım. Her zaman söylüyorum, leb demeden leblebi diyeceğimi anlıyorsun. Restoran görevlileri, gezginlerimizi uygun bir masaya buyur ettiler. Çorbasıyla, kebabıyla, tatlısıyla mükellef bir yemek ikramında bulundular. Dönemin beş yıldızlı otelleri kervansaraylar 20 Küçük Gezgin ILGIN da Tahsin Bey sohbete devam ediyordu: Ömer ciğim! Anadolu yu bir ağ gibi saran İpek Yolu nun üzerinde sayısız kervansaray inşa edilmesinin muhakkak bir sebebi hikmeti vardır. Ticaret kervanlarının ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik kervansaraylar, dönemlerinin beş yıldızlı otelleri gibiydiler. Yolcuların ihtiyaçları çok yönlü düşünülmüş kervansaraylarda, hamam, ahır, doktor, eczacı, araba tamircisi, berber gibi hizmetler yanında, özel akrep ve yılan rehberleri avcıları gibi hizmetliler de varmış. Ana rehberler, kervan sahibi, hayvan bakıcıları ve kervanın güvenliğini sağlayan kolluk güçlerini de unutmayalım. Bir kervanda yaklaşık 2000 insan istihdam ediliyormuş. Anadolu da kervansaray inşası, Selçuklu Dönemi nde altın çağını yaşarken, Beylikler döneminde azalmaya başlamış. Klâsik Osmanlı Dönemi nde yok denecek kadar az yapılmış.

Lala Mustafa Camii ve Şadırvanı İnşası bilinen kervansaray sayısı, ikiyüzdür. Sadece Sivas - Kayseri arasında 24 kervansaray yapılmış. Bugün ayakta kalanlar ise 120 kadarmış. Kervansarayların, şehirlerdeki benzeri, şehir hanlarıdır... Osmanlı nın erken döneminde ticaret artık yollarda değil, şehirlerde yapılmaya başlandığı için şehir hanları ortaya çıkmış. Fakat bunlar kervansaraylara göre daha mütevazı yapılar. Bunlarda tek tür mal satılıp, sattıkları malların ismiyle anılmışlar. Meselâ, Bursa daki Koza Han, Ankara daki Pirinç Han gibi. Bir de Bedesten ler var. Bunlarda ticaret ve esnaf çeşitliliği var. Zengin dükkanlarının toplanma yeri olarak öne çıkan bu yapılar genellikle çok kubbeli olmalarıyla tanınıyor. Menzilhan lar ise, yine yollarda ama bu kez yalnızca tüccarlara değil, orduya da hizmet veren toplanma yerleridir. Osmanlı Dönemi nde ordunun sefere çıkmadan önce toplanması gibi. Bunlar, kervansaraylardan daha büyük oluyor tabii ki. Yemekler yenmiş, çaylar içilmişti. Sıra geziye devam etmeye geliyordu. Çok amaçlı düzenlenmiş han kısmına geçtiler. Bu mekân, Ilgın da gelişen sosyal faaliyetlerin ana noktası konumundaydı. Hem belediyenin hem de Ilgınlıların faaliyetlerine ev sahipliği yapıyordu. Buradan sonra külliyenin bedesten kısmına yani çarşı bölümüne geçtiler. Küçük Gezgin ILGIN da 21

Bu arada Tahsin Bey, külliye hakkında yine bilgiler anlatıyordu oğluna... Ömer ciğim! Lala Mustafa Külliyesi nin kuzeyini kaplayan arastanın dört taraftan girişi bulunmakta. Açık ve kapalı kısımdan oluşan arasta, halk arasında Kapalı Çarşı olarak da anılıyormuş. Doğu ve batı doğrultusundaki arasta, 11 x 87 metre boyutlarında dikdörtgen plânlıdır. Kapalı bölümün ortasında eyvanlı şekildeki mekândan camiye bir kapı ve bunun karşısında ayrı bir tonozlu küçük kapı daha açılmış. Birbirine bakar vaziyete düzenlenen arastanın 23 er dükkânı var. Dükkânlar beşik tonozla örtülüdür. Kapalı bölümün iki yanındaki kapılar akşamları kapanmakta ve kuzeye çıkışı sağlayan kapının üzerinde bekçi odası bulunmakta. Dükkânlarda birer ocak açılmış. Arasta, Ilgın ın ticari hayatı açısından günümüzde de önemli bir yer tutmaktaymış. Lala Mustafa Paşa Külliyesi, Osmanlılar Dönemi nden bugüne ulaşmış önemli menzil külliyelerinden biriymiş.. 22 Küçük Gezgin ILGIN da

Ulu Camii (Çukur Camii) Kapalı Çarşı daki bir birinden renkli eşyaların satıldığı dükkânlar birbirini takip ediyordu. Ömer, hemen vitrinleri incelemeye başladı. Amacı önce annesine sonrada en yakın arkadaşı Burcu ya hediye almayı plânlıyordu. Dediği gibi de yaptı. Ilgın a has hediyelik eşyalardan birer ikişer aldı. Eve eli boş dönmek istemiyordu. Külliyedeki imareti de gördükten sonra külliyeden ayrıldılar. Aynı mahallede Mimar Sinan Caddesi ndeki Ulu Camii yi görmeye gittiler. Ömer Ulu Camii denilince gayet heybetli büyük bir cami bekliyordu. Fakat öyle değildi. Tahsin Bey de onun bu şaşkınlığını giderdi: Ulu Camii; Ilgın ın Selçuklu dönemi tarihi eserlerinin başında gelen ve zeminden 1,5 m. daha aşağıda kaldığından, halk arasında Çukur Camii olarak bilinirmiş. Daha bitmedi, ayrıca Pir Hüseyin Bey Câmii olarakta anılırmış. Bu önemli bir tarihi yapı ve ibadete açıktır. Turgutoğulları ndan Turgut Oğlu Pir Hüseyin Bey tarafından yaptırılmış. Caminin vakfiyesi mevcuttur. Caminin kesin kitabesi yoktur, fakat camiyi yaptıran Turgut Oğlu Pir Hüseyin Bey in Arapça Vakfiyesi nde caminin, 1422 yıllarında yapıldığı ortaya çıkmakta. Minber ve minare haricindeki kısımları tamamen yenilenmiş. Ulu Camii tarzında yapılan eser, zamanla tamir görmüş ve mimari özelliğini kayıp etmiş. 2014 yılında restorasyonuna başlanan camide, yapılan kazılar sonunda caminin birçok özeliğini ortaya çıkarılmış. Başkan Bey in bu konudaki sözlerini aktarmak isterim; Caminin güneybatısına yapılacak cami ve şadırvanla birlikte Kent Meydanı Projemiz de hayata geçtiğinde Ilgın, bugüne kadar yaşadığı en büyük görsel değişimi yaşayacak. demiştir. Küçük Gezgin ILGIN da 23

mimar sinan Gezginlerimiz, Ulu Camii den başka bir mekâna gitmek için ayrıldılar. Bu kez Tahsin Bey Ömer e bir soru yöneltti: Biraz önce Ulu Camii ye giderken Mimar Sinan Caddesi dedik, ama sen hiç merak etmedin. Neyi baba? Mimar Sinan kimdir diye sormadın? Biliyorum da ondan. Söyle o zaman, Mimar Sinan kimdir? Mimar Sinan, Osmanlı nın baş mimarı ve inşaat mühendisidir. Yaptığı eserlerle dünyada ses getirmiştir. 29 Mayıs 1489 Kayseri- Ağırnas ta doğmuş, 17 Temmuz 1588 de İstanbul da vefat etmiştir. Osmanlı padişahları I. Süleyman, II. Selim ve III. Murat dönemlerinde baş mimar olarak görev yapan Mimar Sinan, yapıtlarıyla geçmişte ve günümüzde çok tanınmıştır. Başyapıtı, ustalık eserim dediği Selimiye Camisi dir. Aferin Ömer! Tastamam öyle. Peki öyleyse... Şu an Şıhcarullah Mahallesi nde olduğumuza göre sen de bu büyüğümüzü tanıt bakalım babacığım! Yine onikiden yakaladın! Şeyh Şıh Carullah hazretleri, veli, evliya olan bir Allah dostudur. (Allaha komşu) 24 Küçük Gezgin ILGIN da

Bu Şeyhin isminin (Car) kelimesi; (Komşu) dost, arkadaş, yakın devamlı beraber, anlamına gelen bir Arapça kelimedir. Onun için, Şıh (Carullahın) Türkçe anlamı Allah a komşu, dostu demektir. İsmini Allah-u Teâlâ ya karşı yapmış olduğu kulluk, sevgi, muhabbet, aşk, vecd, şevk ile gönlünü Allah a adamış. Her haliyle hal olmuş emirlerinden geri kalmamış. Nehiylerinden kaçınmış... Gündüzlerini oruçla geçirmiş. Mütevazı (alçak gönüllülükle), takva, edep, âdap, komşusuyla geçimliymiş. Huzurlu, görüştüğü kimselerle güler yüzle, tatlı dille selam alıp daima selam veren biriymiş. Misafiri ileriden karşılayan, misafir giderken sokağa kadar geçiren hal hatır soranlardanmış. Edinilen rivayete göre Horasan dan gelen gönül erlerinden bir ermiş. Şeyh Şıh Carullah, Kur ana ve sünnete tam bağlılıktan sebebiyle (kendilerine ilâhi bir ikram olarak) insanları irşad görevi verilmiş Allah ın velisi olmuş, takva ehli kimselere örnek olmuş. İşte bu Şıh Carullah ve bunun gibiler halkın içinde daima etkilidirler. Sanki Allah-ü teâlayı görüyormuş, Allah da onu görüyor halde ibadet eden, Allah a karşı yaklaşan Allah dostudur. Zaman ve mekân mefhumunu aşarak çevrelerinde olanlardan habersiz, arşın etrafında yüce âlemleri seyre dalmışlar. Kalpleri Cenab-ı Hâkk ın hazinelerine yakınmış Geceleri hizmet dua ve ibadetle, gündüzleri susuzluğa katlanarak, oruçla geçirerek manevi hazza erenlerdenmiş. Vay canına! Allah dostu olmak ne kadar hoş bir şey değil mi babacığım? Evet Ömer! Bizler de o yolda olmamız lâzım. Bunun için gayret göstermemiz gerekir. Allah-ü teâlanın emirlerini yerine getirmek, nehyettiklerinden de kaçınmak durumundayız. Küçük Gezgin ILGIN da 25

Ilgın Şehitlik Anıtı Küçük Gezgin ve Tahsin Bey, Ilgın Ulu Mezarlığı na doğru gittiler. Zira tam karşısında Ilgın Şehitlik Anıtı bulunuyordu. Etrafı bahçe duvarıyla çevrili olan şehitliğe girdiklerinde başucunda Albayrağımız ın dalgalandığı Şehitlik Anıtı nı gördüler. Anıt etrafında da şehitlerimizin kabirleri yer alıyor, hafiften esen rüzgâr sanki onlar için Allah-ü Ekber! diye tekbirler getiriyordu. Ömer ve babası da bu uğultu eşliğinde şehitlerimizin ruhlarına Fatiha okudular. Küçük Gezgin onların manevi şahsiyetlerine asker selamı vererek huzurlarında minnetle kısa bir süre saygı duruşunda bulundu. Şehitler Ölmez, Vatan Bölünmez Anıtın yan tarafındaki mermer kaide üzerinde terör şehitlerimizin isimleri yazılıydı. Canları pahasına bu vatanı savunanlar... Ne demiş şair Mithat Cemal Kuntay; Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Gezginimiz Ömer, küçücük ellerini duaya açtı. Tahsin Bey de aynı duygularla tüm şehitlerimizin aziz ruhları için dua etti. Göz pınarları doldu doldu taştı. Hani ne demişti komutan Mustafa Kemal Atatürk; Söz Konusu Vatansa Gerisi Teferruattır! diye.. İşte vatan için gözünü kırpmadan can verenler... Şehitlerimiz... Allah hepsinden razı olsun... 26 Küçük Gezgin ILGIN da

Gezginlerimiz, Ilgın Şehitliği nden yürekleri buruk ayrıldılar. Hemen biraz ileride bir bahçe içindeki Saadettin İsa Türbesi ne vardılar. Kümbetin girişine sağlı sollu iki merdivenden çıkılıyordu. Ömer, bir çırpıda merdivenlerden çıktı ve kümbetin etrafında bir tur attı. Nefes nefese babasına döndü. Babacığım bu kümbetin adı ne? Halk arasında Şeyh Bedreddin veya Seyfuddin İsa ve Sadeddin İsa olarak bilinirmiş. Kapı üzerindeki kemer alınlığındaki dört satırlık kitabeye göre, Hicri 685, Milâdi 1286-87 yılında Sadeddin İsa tarafından yaptırılmış. Şeyh Saadettin İsa Türbesi Türbe, 1975 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü nce tamir ettirilmiş. İki katlı türbenin cenazelik kısmı, 5.28 x 5.28 m. ölçülerinde, kare plânlı ve üzeri beşik tonozludur. Kare plânlı mumyalık bölümünün üzerindeki ikinci katı sekizgen plânlı olan türbe; kare plânlı, çok gövdeli, içten kubbe dıştan çokgen külahla örtülüdür. Duvarlarda ve tonozda moloz taş, külahta tuğla malzeme kullanılmış. Türbe günümüze sağlam olarak gelmiş. Konya Kültür Varlıkları Bölge Kurulu tarafından 22.02.1991 gün ve 965 karar sayısı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillenmiş. Babacığım, türbede medfun olan kimdir? Türbenin içinde asıl medfun olan zat Şeyh Bedrettin Hazretleriymiş. Hicri 1150 lerden sonra Ahmet Yesevi hazretlerinin görevlendirmesiyle Anadolu ya gelen erenlerdenmiş. Kendisi Allah a kullukla beraber Hakk a ve halka hizmet edenlerden sofi veli bir zatmış. Şeyh Saadettin İsa Türbesi Selçuklu Sultanı Gıyaseddin Mesudun veziri olan (Tarihi Ali Selçuk adlı eserde) Vezir Fahrettin in yakın arkadaşı ve yakın dostu olup Ilgın ve çevresinin askeri ordusunun subaşısı olması ve bu hizmetiyle de sofi bir veli derviş olarak tanınır bilinirmiş. Mevlevi olup Mevlana nın bağlı olan erlerinden birisiymiş. Subaşılığı hizmetlerinden dolayı (Gıyaseddin Mesut tarafından sevildiği gibi Ilgın yöresinden de fazlasıyla tanınan biriymiş. Baba oğul, türbenin kapısı kapalı olduğundan içine giremediler. Biraz sonra buradan ayrıldılar. Küçük Gezgin ILGIN da 27

Redif Taburu Anıtı ve Karargâh Binası Ayvatdede Mahallesi nde geziye devam ettiler. Yine Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi nin devamında Atatürk Anıtı ile karşılaştılar. Ömer büyük bir merakla anıtı incelemeye başladı. Babacığım, şehirlerimizde genelde büyük meydanlarda Atatürk ün anıtı yer alıyor. Resmi törenlerde buralarda yapılıyor değil mi? Evet Ömer ciğim! Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk e minnetimizin ve saygımızın bir ifadesidir bu... Çünkü bu topraklar kolay VATAN olmadı. Yedi düvele karşı birçok cephede savaş yapıldı ve nice canlar bu toprağa düştü. Neden? Bağımsızlığa kavuşmak bu aziz vatan topraklarını düşman çizmesinden kurtarmak için... Allah kimseyi vatansız yapmasın! Vatansız insan köle olmaya onun, bunun oyuncağı olmaya mahkumdur. 28 Küçük Gezgin ILGIN da

Özgürlüğümüzün ve vatanımızın yegâne bekçisi Cumhuriyettir. Tüm şehitlerimize gazilerimize minnet ve şükranlarımızı ifade etmeliyiz. Haklısın babacığım! Şimdi sana bir şey hatırlatmak isterim. Başkan Bey bize Ilgın ı anlatırken Atatürk ve Redif Taburu ndan bahsetmişti. İşte Redif Taburu Anıtı ve Binası burası... İstersen ben de kısaca özetleyeyim Memnun olurum babacığım! Milli Mücadele de Ilgın, cephe gerisinde kalmış. Ama mücadelede geri kalmadığını daha önce Başkan Bey den detaylıca dinlemiştik. Şu an tekrar etmek anlamsız olur. Haydi bakalım şimdi binanın içini gezelim. Bir taraftan da bilgiler anlatayım sana... Fahrettin Altay Parkı içerisinde bulunan ve restore edilerek günümüzde şehir müzesi haline dönüştürülen Ilgın Redif Taburu binası çevre düzenlemesi ile ve Sosyal Tesisleri ile Ilgın da ilgi merkezi konumundadır. Askerlik Şubesi binası bodrum üzerinde iki katlıdır. Kitabesi olmamasına rağmen Konya salnamesinde Eski Hükümet Konağı ile Jandarma Konağı nın Hicri 1310 Milâdi 1892 yılında yapıldığı belirtilmektedir. 12x23 m. Ölçüsünde olan bu bina kuzey - güney doğrultusunda dikdörtgen plân üzerine oturtulmuştur. Girişi kuzey cephesinde olan yapı kesme taşlarla yapılmış. Küçük Gezgin ILGIN da 29

Sahib Ata Hamamı Gezginlerimiz, Ilgın Kent Müzesi nden ayrıldıktan sonra Ilıca Mahallesi İnönü Caddesi ndeki Ilgın Kaplıcaları nın bünyesinde bulunan Sahib Ata Hamamı na gittiler. Rengârenk güllerin ve lâlelerin arasından geçerek hamamı dıştan ve içten incelediler. Tahsin Bey de kaplıcalar hakkında bildiklerini Ömer ile paylaştı. Sahib Ata Kaplıcaları, Anadolu Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat, Hz. Mevlâna, Osmanlı sultanı 4. Murat, Evliya Çelebi, Kâtip Çelebi, Lala Mustafa Paşa ve Ilgın Manevraları sırasında Mustafa Kemal Atatürk ün kaldığı dünyanın önemli kaplıcalarından biridir. Kaybolan 633 /1235-36 tarihli kitabesine göre, Sultan Alâeddin Keykubat tarafından Mimar Cemaleddin e yaptırılmış. Bilahare 1267 yılında Sahib Ata Fahreddin Ali, han, zaviye ve kaplıcadan oluşan bir külliye şeklinde yeniden inşa ettirmiş. Babacığım, Sahib Ata Fahreddin Ali kimdir? Sahib Ata Fahreddin Ali, Anadolu Selçuk yapıtlarına (mimarlarına) çok sayıda bağışta bulunan, yardımsever ve son Selçuklu büyük veziridir. Daha çok Sahib Ata diye tanınırmış. Merkezi Afyonkarahisar olan bir Anadolu Türk Beyliği olan Sâhipataoğulları nın da kurucusudur. (1275) Teşekkür ederim baba! Kaplıcalar ile olan anlatımına devam eder misin? Hay hay oğlum! Evliya Çelebi Ilgın Kaplıcaları ndan bahsederken, Selçuklu Sultanlarından Alâeddin Keykubat ın nikris (ayak ağrısı, romatizma) hastalığına yakalanmasından dolayı yapılan tavsiye üzerine buraya geldiğini ve hastalığına şifa bulduğunu bu sebeple de var olan inşaatın üzerine bir kubbe yaptırdığını belirtmektedir. 30 Küçük Gezgin ILGIN da

A yrıca, Osmanlı Sultanı 4. Murat, Bağdat Seferi ne giderken konakladığı Ilgın da bu kaplıcada dinlenmiş. Sultan Abdülmecit zamanında Hicri 1254, Milâdi 1838 de Hacı Numan Efendi tarafından da hamam tamir görmüş. 1931, 1939, 1941 ve 1950 yıllarında Vakıflar tarafından hazırlanan proje kapsamında erkekler bölümündeki yedi oda tamamen kapatılmış ve hamamın giriş yerleri değiştirilerek bazı eklemeler yapılmış. Yapı 1986 da da köklü bir tamirat görmüş. Ayrıca günümüze ulaşamayan kaplıcanın bir de misafirhanesinin olduğu kaynaklarda belirtilmektedir. Kaynağından 42 C olarak çıkan su, soğutma, ısıtma yapılmadan, doğrudan kaplıcaya verilmekteymiş. Tahlil raporlarına göre potasyum, sodyum, amonyum, kalsiyum, magnezyum, demir alüminyum, klorür, nitrat, sülfat ve hidrokarbonat gibi kimyasal özellikleri içinde taşıyan su, berrak, renksiz ve kokusuzdur. Ayrıca içinde ihtiva ettiği az miktardaki tuz sebebiyle dünyanın tanınmış sularına benzemekte. Bu özelliklerinden dolayı su; göz hastalıkları, egzama, cüzzam, felç hastalıkları, sinir hastalıkları, akciğer iltihaplanmaları, böbrek ve idrar yolları hastalıkları, kadın hastalıkları deri ve cilt hastalıkları, romatizmal hastalıklarla her türlü iltihaplanma ve yara iyileşmelerine şifa verdiği bilinmekte. Mevlâna hazretlerinin Mesnevi nin bir kısmını da bu kaplıcalarda yazdığı rivayet edilmektedir. Günümüzde, Ilgın Belediyesi tarafından mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü nden kiralanarak termal tesis olarak işletilen Ilgın Kaplıcaları na başta Konya olmak üzere. Türkiye nin her yerinden şifa bulmak için geliyorlarmış. Küçük Gezgin ILGIN da 31

Handevi ve Kandevi Türbesi Ilgın Kaplıcaları ndan ayrılan baba oğul bu kez hemen yakındaki Ilıca Mahallesi İnönü Caddesi nde yer alan Handevi ve Kandevi Türbesi ne gittiler. Park içindeki türbe, restorasyon görmüş gibiydi. Etraf bakımlı ve temizdi. Ömer türbenin etrafında bir iki tur attı. Ve türbede iki kabrin olduğunu gördü. Babacığım burada iki mezar var. Kimlere ait acaba? Tahsin Bey, türbenin ayaklarının birindeki yazlı levhayı gösterdi: Bak burada bazı bilgiler var. Oku bakalım da öğrenelim! Hemen babacığım! Handevi ve Kandevi hazretleri, 12. 13. yüzyıllar arası Anadolu ya gelen İslâmiyeti tebligatla görevli Horasan erenlerindendir. Ruhlarına Fatiha! O zaman Ahmet Yesevi hazretlerinin talebelerinden mi acaba? Ahmet Yesevi yi nereden biliyorsun Ömer? Geçen gün okulda Atayurdu, Orta Asya yı inceledik. Peki bir iki cümle ile anlatabilir misin Ahmet Yesevi hazretleri kim? Ahmet Yesevi ya da Ata Yesevi tarihte bilinen ilk büyük Türk mutasavvıfı ünvanını taşır. Tam adı Ahmed bin İbrahim bin İlyas Yesevi idi. Yesevilik adı verilen tasavvufi akımının mimarı olan Hazret-i Türkistan nâmıyla da meşhur Hâce Ahmed Yesevi mürşidi Hâce Yûsuf el-hemedani gibi Hanefi bir âlimdir. Ortaya koyduğu öğreti yöntemleriyle Sünni - Nakşibendi ile Alevi - Bektaşi Tarikâtı nı da bir hayli derinden etkilemiş olan bir şahsiyettir. Yetiştirdiği erenler Anadolu nun değişik ücralarına görevli olarak gönderilmiş. İşte Handevi ve Kandevi hazretleri de bu erenlerden olabilir. 32 Küçük Gezgin ILGIN da

Handevi ve Kandevi Türbesi Tahsin Bey de türbe hakkında bilgiler anlattı: Türbe, Ilgın Kaplıcaları nın yanı başında Selçuklu Dönemi Ilgın ın önemli tarihi eserlerinden ve dini ziyaret mekânlarından biri olma özelliğine sahiptir. Anadolu Selçuklu Devleti nin Sâhipataoğulları ndan son veziri Sahib Ata Fahreddin Ali tarafından Milâdi 1267 de Kıdanî zaviyesi yaptırıldığı vakıf kayıtlarından anlaşılmaktadır. Türbe hala ayaktadır. Bugünkü şekli ile kare plânlı, üzeri kubbe ile örtülü, baldaken tarzındaki türbe, 16. ve 17. yüzyıllara ait olduğu düşünülmektedir. Handevi - Kandevi Türbesi bölge halkı tarafından ve dışarıdan gelen meraklıları tarafından ziyaret edilmektedir. Küçük Gezgin ILGIN da 33

Tahsin Bey, Handevi ve Kandevi hakkında da bilgiler aktardı: Tekke Beykonak taki Dediği Sultan ın yedi kardeşlerinden olan Handevi ve Kandevi hazretleridir. Önce Handevi hazretleri nden bahsedeyim istersen? Sen bilirsin babacığım! Handevi hazretleri, Horasandan gelen gönül erlerinden Anadolu muzu madden ve manen irşat etme görevini yüklenen, Anadolu halkını, Müslümanları gönül incileriyle dolduran, zaviyelerinde günlerini ağlamakla geçiren hak aşığı ve Allah dostlarından birisi de Handevi hazretleridir. Allah Dostları Biliyorsun, Anadolu muzun her köşesi her bucağı bir Allah dostu ve evliyası ile türbelerine rastlanmaktadır. Bu zatı muhteremler, manevi incilerimiz ve evliyalarımız, genelde Allah ın sonsuz kudret ve eserlerinin yanında veya tenha bir tepelerde veya bir ormanlık arazi yerlerinde veya bir beldenin saba veya köyün içinde veya dışında yer ve mekân tutmuşlar. Ilgın ımız da kudreti ilâhi olan Ab-ı Germ (şifalı su) denen kaplıcalarımızın etrafında yer almışlar. Bazıları şehir ve kasaba kenarına yerleşmişler. Tekke ve türbelerinin yanına Müslüman halkımız, genelde Anadolu halkımız bu mübarek evliyaların hürmetine komşu olalım şefaatlerinden umalım diye yanlarına cami, medrese ve kabirler kuralım demişler ve yanlarında hep büyük kabirler olmuş. Bizim İslâm geleneğimiz de bu vardır ve devam etmektedir. Handevi kelimesinin isminin anlamı (ağlayan) Farsça olarak bilinir. Bu zatı muhterem o zamanlar halkın arasında, zaviyesinde, talebeleri arasında devamlı olarak huzuru ilâhi de olduğunu düşünerek her yerde, her saatte, her dakikada, her saniyede, insanların yaşantılarındaki hali kerametleri hasebiyle kalp gözüyle görür, keşfiyle anlar, kerametiyle kalben ve manen bilirmiş. Müslümanların Allah a karşı hatalarından dolayı da ağlar imiş. Evet, nasıl ağlanmaz? Resulullah Efendimiz geceleyin kalkıp abdest alıp, Hazreti Aişe annemizden, dua ve niyaz etmesi için izin ister. İki rekât namaz kılar Ümmeti, ümmeti diye... Niye, niçin? İşte bu ahir zamanda Müslümanların halini, ahvalini, birlik ve beraberliğinin olmadığını, Allah a ve ipine sımsıkı sarılmadıklarını, Allah ın unutulduğunu, maddeye tapıldığını, İslâmlığımız ve benliğimizden koptuğumuz için... Allah a lâyık veçhile kulluk ve ibadet edemediğimizi bildikleri için ümmeti diye ağlamışlardır. 34 Küçük Gezgin ILGIN da