Katarakta Eşlik Eden Retina Hastalığı Olan Olgularda Aynı Seansta ve Ayrı Seanslarda Uygulanan Girişimlerin Karşılaştırılması



Benzer belgeler
Pars Plana Vitrektomi ile Kombine Fakoemülsifikasyon ve Göz İçi Lens İmplantasyonu Cerrahisi Sonuçlarımız*

Katarakt cerrahisi sırasında ve travmaya bağlı vitreusa disloke olan göz içi lens ve nükleuslarda pars plana vitrektomi

Diyabetik Epiretinal Membranlar Nedeniyle 23 Gauge Pars Plana Vitrektomi Ameliyatı Geçiren Hastaların Klinik Sonuçları

Tıp Araştırmaları Dergisi: 2008 : 6 (2) : Geç Dönem Travmatik Olmayan Çocukluk Çağı Kataraktlarında Cerrahi Sonuçlarımız

Journal of ContemporaryMedicine 2013;3(2):

Proliferatif Diabetik Retinopati de Cerrahi Tedavi

Katarakt Cerrahisi Sırasında Vitreusa Lens Parçası Düşen Gözlerin Klinik, Cerrahi Özellikleri ve 6 Aylık Takip Sonuçları

Miyop Tedavisinde Kullanılan Katlanabilen ve Katlanamayan İris Fiksasyonlu Fakik Göz İçi Lenslerin Etkinlik ve Güvenilirliğinin Karşılaştırılması

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2012;4(3):19-23

Çocuk Yaş Grubunda Pars Plana Vitrektomi Endikasyon ve Sonuçları*

Diyabetik traksiyonel retina dekolmanlı olgularda 23-gauge pars plana vitrektomi cerrahisi sonuçları

Nd:YAG Lazer Kapsülotomiye Uygun Olmayan Olgularda, Pars Plana Kapsülektomi ve Ön Vitrektomi Ameliyatı Sonuçları*

Göz İçi Yabancı Cisimlerinin Eşlik Ettiği Açık Glob Yaralanmalarında Kombine Fakoemülsifikasyon ve Pars Plana Vitrektomi*

İdiopatik Makula Deliği Cerrahisi Sonuçlarımız*

124 Ekstrakapsüler veya Fakoemülsifikasyon ile Katarakt Ekstraksiyonu Yöntemlerinin Diyabetli Hastalarda Retinopati...

Psödofakik Retina Dekolmanlarının Tedavisinde Farklı Cerrahi Tekniklerin Karşılaştırılması

Çocuklarda Skleral Fiksasyonlu Göz İçi Mercek İmplantasyonu Endikasyon ve Sonuçları*

Komplike Retina Dekolmanlarında Pars Plana Vitrektomi ile Birlikte 5000 cs Silikon Yağı Kullanımı

Katarakt cerrahisinde kesi uzunluðu ve sütür sayýsýnýn korneal astigmatizma üzerine etkisi

Diabet ve Katarakt; Zamanlama ve Yöntem, Arka Segment Muayenesi

Tek ve iki girişli kombine fakoemülsifikasyon ve trabekülektomi cerrahisi sonuçlarının karşılaştırılması

Üveitli Olgularda Fakoemulsifikasyon ve İntraoküler Lens İmplantasyonu Sonuçlarımız*

SKLERAL FİKSASYONLU GÖZ İÇİ LENSİ İMPLANTASYONU SONUÇLARIMIZ

Psödoeksfolyasyon Sendromlu Hastalarda Fakoemülsifikasyon Cerrahisi Komplikasyonları ve Sonuçları

Özet. Hastanesi, Göz Hastalıkları Bölümü, Tokat / Türkiye. Hastanesi, İç Hastalıkları Bölümü, Tokat / Türkiye. Yazışma Adresi: Uzm. Dr.

Fakoemülsifikasyon Cerrahisi Sırasında Vitreus İçine Düşmüş Lens Parçaları Olgularında Pars Plana Vitrektomi Sonuçları*

Fakoemülsifikasyon Cerrahisine Bağlı Nükleus Dislokasyonu Nedeniyle Pars Plana Vitrektomi Yapılan Olgularda Görme Keskinliğini Etkiyen Faktörler

Retina Ameliyatlarından Sonra Oluşan Refraksiyon Değişimleri

Dirençli Glokomlarda Pars Plana Vitrektomi ile Kombine Pars Plana Molteno Tüp İmplantasyonu*

Katarakt Cerrahisi Sonrası Maküla Kalınlık Değişimlerinin Optik Koherens Tomografi ile Değerlendirilmesi

Fakoemülsifikasyonda Üst Temporal veya Üst Nazal Şeffaf Korneal Kesinin Yol Açtığı Cerrahi Astigmatizma

Katarakt Cerrahisi Sonrasındaki İnflamasyonun Kontrolünde Topikal Loteprednol Etabonat ve Prednizolon Asetat ın Etkinliklerinin Karşılaştırılması

23 Gauge Transkonjonktival Sütürsüz Pars Plana Vitrektomi Uygulanan Gözlerde Göz İçi Tamponadların Göz İçi Basıncına Etkisi*

Kronik Üveitlere Baðlý Arka Segment Komplikasyonlarýnda Vitreoretinal Cerrahi*

Travmatik Kataraktlı Çocuklarda Katarakt Cerrahisi ve Arka Kamara Göz İçi Lens Yerleştirilmesi Sonrası Komplikasyonlar ve Görsel Sonuçlar

Vitreoretinal Cerrahide Xenon Işık Aydınlatmanın Etkileri

Katarakt Cerrahisi Sonrası Retina Dekolmanında Tedavi Seçenekleri*

Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi)

Göz İçi Lensi Ters Yerleştirilmiş Bir Olguda Pupiller Blok Glokomu

SCLERAL SUTURED POSTERIOR CHAMBER INTRAOCULAR LENS IMPLANTATION

Diabetik Makula Ödeminde Florosein Anjiografi ve Optik Koherens Tomografi Bulgularının İlişkisi

Arka Kapsül Yırtığında Sulkusa lntraoküler Lens Implantasyonu

Göz İçi Yabancı Cisim Olgularında Fakoemülsifikasyon ile Kombine Pars Plana Vitrektomi Sonuçları

Suprakoroidal Hemorajilerde Yaklaşım

Diyabetik Retinopati (İlk ve Takip Değerlendirmesi)

MİKROİNSİZYONEL KATARAKT CERRAHİSİ YÖNTEMİNİN POSTOPERATİF SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

KATARAKTI OLAN YÜKSEK MİYOPİLİ HASTALARDA KOMPLİKASYONSUZ FAKOEMÜLSİFİKASYON CERRAHİSİ SONUÇLARIMIZ

Dev Yırtıklı Retina Dekolmanlarında Vitreoretinal Cerrahi Sonuçlarımız

Transkonjonktival Sütürsüz Yöntem ile Aktif Silikon Alınması: 23-Gauge Sistemi Güvenilir ve Etkin mi?

Pediatrik Kataraktlarda Cerrahi Yaklaşım ve Kısa Dönem Sonuçlarımız*

Proliferatif Diyabetik Retinopati Tedavisi

Katarakt Anketi 2003*

Çocukluk Yaş Grubunda Travma Sonrası Uygulanan Pars Plana Vitrektomi Sonuçlarımız

KATARAKT CERRAHİSİ VE/VEYA GÖZİÇİ LENS İMPLANTASYONU İÇİN ONAM FORMU

Bir Üçüncü Basamak Dal Hastanesinde Göz İçi Lensi Değiştirilen Hastaların Cerrahi Endikasyonları ve Klinik Sonuçlar

Oftalmik Mikroendoskobinin Güncel Vitreoretinal Cerrahiye Olan Katkıları

Proliferatif Diyabetik Retinopatili Hastalarda Vitreoretinal Cerrahi Sonrası Nüks Vitre İçi Kanamaları

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2012;4(3):9-14

Küçük Kesili Katarakt Ameliyatı Sonrasında Korneal Düzensiz Astigmatizmanın Fourier Analizi

Serkan DURAN 1, Gülten KARATAŞ SUNGUR 2, Remzi KASIM 3, U. Emrah ALTIPARMAK 4, Bekir Sıtkı ASLAN 5, Sunay DUMAN 6 ABSTRACT

Göz İçi Yabancı Cisim Olgularında Vitreoretinal Cerrahi Sonuçlarımız*

Sekonder Göz İçi Lensi İmplantasyonları

Anah tar Ke li me ler: İdiyopatik epiretinal membran; sekonder epiretinal membran; görme keskinliği; merkezi maküla kalınlığı

Difraktif (Restor) ve Refraktif (Rezoom) Multifokal Göz İçi Lenslerle Katarakt Ameliyatları Sonrası Görme Fonksiyonlarının Karşılaştırması*

Ekstrakapsüler veya Fakoemülsifikasyon ile Katarakt Ekstraksiyonu Yöntemlerinin Diyabetli Hastalarda Kistik Maküla Ödemi Geliþimine Etkisi

İdiyopatik Maküla Deliği Olgularının Tedavisinde 23 Gauge Transkonjonktival Pars Plana Vitrektomi Yönteminin Etkinliği ve Güvenirliği

Raşit KILIÇ 1, Ayşe ÖNER 2 ABSTRACT

Vitreusa Disloke Nükleus ve Göziçi Lensinin Çıkarılmasında Pars Plana Vitrektomi ile Birlikte Ön Kamara Koruyucunun Kullanımı

Effect of cataract surgery on postoperative macular edema in patients with diabetic macular edema

Vitreo - Retinal Cerrahi, Dünü - Bugünü...

Tek ve İki Ayrı Kesiden Yapılan Kombine Fakoemülsifikasyon+Trabekülektomi Ameliyatlarının Karşılaştırılması

GİRİŞ-AMAÇ YÖNTEM-GEREÇLER

Penetran Keratoplasti Sonrası Görülen Dirençli Glokomda Diod Lazer Siklofotokoagülasyon Etkinliği Uzun Dönem Sonuçları: 10 Yıllık Deneyim*

RETİNA DEKOLMANI PROF. DR. ŞENGÜL ÖZDEK

Vitreoretinal Cerrahide Pupiller Membran Gelişimi: Risk Faktörleri ve Klinik Seyir

Matür Kataraktlarda Postoperatif Ödem: Modern Fakoemülsifikasyon Yönteminin Ekstrakapsüler Katarakt Cerrahisi ile Karşılaştırılması

Psödofakik Regmatojen Retina Dekolmanı Olgularında Konvansiyonel Skleral Çökertme Cerrahisi

Amaç: Temel refraksiyon açıklaması ve myopi, hipermetropi ve astigmatizmatizma izahıve nasıl düzeltilebildiklerini anlatmak.

Psödoeksfoliasyon Sendromu ile Birlikte Olan Kataraktların Fakoemülsifikasyonu Sırasında, Kapsüloreksisi Takiben Kapsül Germe Halkası Uygulaması

Proliferatif Diyabetik Retinopatisi olan Tip 2 Diyabetik Olgularda Pars Plana Vitrektomi Sonuçlarımız*

Tıp Araştırmaları Dergisi: 2010 : 8(3) : Perforan göz yaralanmalarının epidemiyolojik değerlendirilmesi. Hüseyin Ortak, H.

Maküla Deliği Cerrahisi Sonuçlarımız*

Fakoemülsifikasyon Cerrahisinde Arka Kapsül Yırtılmasına Etkili Risk Faktörleri

Diabetik Makula Ödeminde Kombine Tedavi

Paintball Oyununda Göz Travması*

Proliferatif Diabetik Retinopatide Pars Plana Vitrektomi Sonuçlarımız

Arka Segment Göz İçi Yabancı Cisimlerinde Vitreoretinal Cerrahi Sonuçlarımız

Pediatrik Katarakt Cerrahisinde Güncel Yaklaşımlar

Dicle Tıp Derg / Dicle Med J B. Torun Acar, S. Acar Cilt/Vol 37, No 1, 35-41

Diyabetli Olgularda Nd: YAG Lazer Kapsülotominin Görme Keskinliği, Maküler Kalınlık ve Göz İçi Basıncına Etkileri

Konjenital Lens Subluksasyonlu Olgularda Cionni Modifiye Kapsül Germe Halkası Uygulamalarımız

Sayı 13 AYLIK ARAŞTIRMA GÜNCELLEMESİ YAYIN

SCHWIND AMARIS ile SmartPulse Teknolojisi kullanılarak TransPRK tedavisinin çok-merkezli olarak Sonuçlarının Değerlendirilmesi

Glokom Hastasının Kataraktı. Prof. Dr. Ahmet Akman, FACS Başkent Üniversitesi

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

Afakik İris Kıskaçlı Lens İmplantasyonu Sonuçları

Özgün Araflt rma / Original Article

ÜYE OLDUĞU MESLEKİ BİRLİKLER

Farklı Tip Göz İçi Lensi Kullanılarak Yapılan Fakoemülsifikasyon Ameliyatları Sonrası Ön Kamara Derinliğinin ve Sferik Refraksiyonun Değerlendirilmesi

Kornea Laser Cerrahisi

Transkript:

KLİNİK ÇALIŞMA/ORIGINAL ARTICLE Katarakta Eşlik Eden Retina Hastalığı Olan Olgularda Aynı Seansta ve Ayrı Seanslarda Uygulanan Girişimlerin Karşılaştırılması To Compare Combined Surgery and Separate Surgery in Eyes Coexisting with Cataract and Vitreoretinal Pathology Utku LİMON 1, Nilüfer GÖZÜM 2 ÖZ Amaç: Katarakta eşlik eden retina hastalığı olan olgularda aynı seansta ve ayrı seanslarda uygulanan girişimlerin karşılaştırılmasıdır. Gereç ve Yöntem: Katarakta eşlik eden retina hastalığı olan olgularda aynı seansta ve ayrı seanslarda katarakt cerrahisi ve retina cerrahisi uygulanmış olan 60 hastanın 61 gözünün dosyaları iki grup oluşturularak retrospektif tarandı. Çalışmaya alınan olguların preoperatif, postoperatif 1. ay ve son kontrollerindeki en iyi düzeltilmiş görme keskinlikleri snellen eşeline göre kaydedilip logmar eşeline çevrildi. Tüm hastaların preoperatif ve postoperatif refraksiyon değerlerinin sferik ekivalan ları alınıp kaydedildi. Bulgular: Hastalardan iki grup oluşturuldu. 1. gruba aynı seansta katarakt ve retina cerrahisi yapılan 30 hastanın 30 gözü alındı, 2. gruba farklı zamanlarda önce retina cerrahisi daha sonra katarakt cerrahisi yapılan 30 hastanın 31 gözü alındı. 1. grubun preoperatif ortalama vizyonu 1.34±0.96 (3-0.8) logmar, postoperatif 1. ay vizyonu 1.38±0.96 (3-0.8) log- MAR, son kontroldeki vizyonu 0.92±0.75 (3-0.8) logmar idi. 2. grubun preoperatif ortalama vizyonu 1.48±0.87 (3-0.8) log- MAR, postoperatif 1.ay vizyonu 0.81±0.86 (3-0.8) logmar, son kontroldeki vizyonu 0.69±0.81 (3-0.8) logmar idi. İki grubun son vizyonları arasında anlamlı bir fark yoktu (p=0.055). 1. grupta son kontrollerinde görmesi artan hastaların sayısı 18 (%60.0), görmesi azalan hastaların sayısı 8 (%26.7) ve görmesi değişmeyen hastaların sayısı 4 (%13.3) idi. 2. grupta son kontrollerinde görmesi artan hastaların sayısı 24 (%80), görmesi azalan hastaların sayısı 2 (%6.7) ve değişmeyen hastaların sayısı 4 (%13.3) idi. Tartışma: Kombine cerrahi vitrektomi sonrası ikinci katarakt cerrahi girişiminden hastayı koruyabilmekte ve erken vizüel rehabilitasyonun sağlanmasına izin verebilmektedir. Anahtar Kelimeler: Fakoemülsifikasyon, vitrektomi, kombine cerrahi, sferik ekivalan, görsel sonuç. ABSTRACT Purpose: To compare combined surgery and separate surgery in eyes coexisting with cataract and vitreoretinal pathology. Materials and Methods: 60 patients (61 eye) charts are reviewed retrospectively forming two groups; coexisting with cataract and vitreoretinal pathology which had combined or separate surgery between 2004-2011. The patients preoperative, postoperative 1 sth month and last visit best corrected visual acuity is registered in snellen test and translated to logmar test. Patients preoperative and postoperative refractions spherical equivalent are recorded. Results: We inserted 30 eyeses of 30 patient which had combined surgery in the first group and 31 eyeses of 30 patients which had separate surgery in in second group. 1 sth grupes mean preoperative vision is 1.34±0.96 (3-0.8) logmar, postoperative 1 sth month vision is 1.38±0.96 (3-0.8) logmar and the last visit vision is 0.92±0.75 (3-0.8). 2 nd grupes mean preoperative vision is 1.48±0.87 (3-0.8) logmar, postoperative 1 sth month vision is 0.81±0.86 (3-0.8) logmar and the last visit vision is 0.69±0.81 (3-0.8) logmar. There was no significant relation between two grups visions (p=0.055). In 1 sth grup 18 (60.0%) eyeses vision improved, 8 (26.7%) eyeses vision decreased, 4 (13.3%) eyses vision didn t changed at the last visit. In 2 nd grup 24 (80%) eyeses vision improved, 2 (6.7%) eyeses vision decreased, 4 (13.3%) eyses vision didn t changed at the last visit. Conclusion: Combined surgery procures early visual rehabilitation and protects the patient from the second cataract surgery. Key Words: Phacoemulsification, combined surgery, spherical equivalent, visual outcome. 1- M.D., Istanbul University Faculty of Medicine, Department of Ophthalmology, İstanbul/TURKEY LIMON U., utku_limon@hotmail.com 2- M.D. Professor, Istanbul University Faculty of Medicine, Department of Ophthalmology, İstanbul/TURKEY GOZUM N., gozum@tnn.net Geliş Tarihi - Received: 12.03.2013 Kabul Tarihi - Accepted: 25.07.2013 Ret-Vit 2013;21:287-291 Yazışma Adresi / Correspondence Adress: M.D., Utku LIMON Istanbul University Faculty of Medicine, Department of Ophthalmology, İstanbul/TURKEY Phone: +90 506 848 71 90 E-Mail: utku_limon@hotmail.com

288 Katarakta Eşlik Eden Retina Hastalığı Olan Olgularda Aynı Seansta... GİRİŞ Günümüzde önemli görme azlığı ve körlük nedenlerinin başında gelen kataraktın tedavisi cerrahidir. Ameliyat süresini kısaltması, daha küçük insizyon kullanılması, daha hızlı postoperatif görsel rehabilitasyon sağlaması gibi avantajları nedeniyle fakoemulsifikasyon yönteminin katarakt cerrahisindeki kullanımı kabul görmüş ve yerleşmiştir. 1 Vitreoretinal cerrahi tekniklerindeki gelişmeler birçok arka segment probleminin başarıyla tedavi edilmesini sağladığından katarakt cerrahisi gerektiren vitrektomize gözlerin sayısı da giderek artmaktadır. Pars plana vitrektomi (PPV) sonrası var olan lens bulanıklığında ilerleme veya yeni bulanıklık oluşumu, 2 yılda %100 e varan oranlarda bildirilmektedir. 2 PPV sonrası gelişen kataraktların yaşlılarda nükleer sklerotik tipte, daha gençlerde ise arka subkapsüler tipte olduğu bildirilmiştir. 3 Kombine cerrahi hekime zaman tasarrufu sağlamasının yanında fundusun daha rahat görülmesinden dolayı arka segment patolojilerinin erken ve kolay tedavisini sağlar, anatomik ve fonksiyonel başarıyı artırır. Çalışmamızın amacı katarakta eşlik eden retina hastalığı olan olgularda aynı seansta ve ayrı seanslarda uygulanan girişimlerin karşılaştırılmasıdır. GEREÇ VE YÖNTEM İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Hastalıkları A.D. Katarakt ve Refraktif Cerrahi birimi ile Retina biriminde 2004-2011 tarihleri arasında takip edilen; katarakta eşlik eden retina hastalığı olan olgularda aynı seansta ve ayrı seanslarda katarakt cerrahisi ve retina cerrahisi uygulanmış olan 60 hastanın 61 gözünün dosyaları iki grup oluşturularak retrospektif incelendi. Takip süresi iki aydan az olan olgular çalışmaya alınmadı. Çalışma öncesi İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu onayı alındı.çalışmaya alınan olguların preoperatif, postoperatif 1. ay ve son kontrollerindeki en iyi düzeltilmiş görme keskinlikleri Snellen eşeline göre kaydedilip logmar eşeline çevrildi. Tüm hastaların preoperatif ve postoperatif refraksiyon değerlerinin sferik ekivalanları alınıp kaydedildi. Olguların vitreoretinal cerrahi uygulanma nedenleri, intraoperatif, postoperatif erken ve geç komplikasyonlar ile son fundus muayeneleri kaydedildi. Biometrik ölçümler IOL Master 4.06 XP (Zeiss, Meditec, Almanya) ile yapıldı ve tüm hastalardan IOL Master ile ölçüm alınabildi. Cerrahi Teknik: Kombine cerrahi yapılan vakalarda önce fakoemülsifikasyon cerrahisi daha sonra ise vitrektomi cerrahisi yapıldı. Midriyazis, ameliyat öncesi %1 fenilefrin, %0.5 siklopentelat, %1 tropikamid damlatılarak sağlandı. A-Fakoemülsifikasyon: Infinity ALCON (Alcon Inc.) cihazı ile aşağıdaki protokole uygun olarak lokal anestezi altında aynı cerrah tarafından tüm hastalara standart fakoemülsifikasyon yapıldı. Kombine olgular genel anestezi altında ameliyat edildi. Saydam kornea kesisi, ön kamaraya viskoelastik madde (VEM) verilmesi, kapsüloreksis, hidrodiseksiyon, nükleusun emülsifikasyonu, korteksin I/A ile temizlenmesi, kapsüler yatağın VEM ile doldurulması, göz içi lensinin (GİL) (Alcon acrysof SN60WF hidrofobik katlanır lens) yerleştirilmesi (kombine cerrahi yapılan olgularda pars plana vitrektomi öncesi sıvı kaçağını önlemek için ön kamarada geçici olarak VEM bırakıldı ve GİL pars plana vitrektomi sonrasında yerleştirildi) VEM aspirasyonu, yara yerinin stromal hidrasyon ile kapatılması işlemleri uygulandı. B-Pars Plana Vitrektomi (20 G): DORC vitrektomi cihazı ile genel anestezi altında aynı cerrah tarafından yapıldı. 360 derece peritomi, sklerotomilerin açılması, 20 G kanüllerin yerleştirilmesi, pars plana vitrektomi, pars plana vitrektomiden sonra 9 göze proliferatif diabetik retinopati için proliferatif mebranların temizlenmesi, 12 göze retina dekolmanı cerrahisi (tüm olgularda tamponad olarak silikon yağı kullanıldı), 11 göze epiretinal membran soyulması, 7 göze maküla deliği cerrahisi, 7 göze retina dekolmanı sonrası silikon alınımı, 12 göze vitre içi hemoraji temizlenmesi ve 2 göze vitreomaküler traksiyon cerrahisi yapıldı. Tüm sklerotomiler 7/0, konjonktiva 8/0 vikril ile sütüre edildi. Çalışmada elde edilen bulgular değerlendirilirken, istatistiksel analizler için SPSS (Statistical Package for Social Sciences) programı kullanıldı. Çalışma verileri değerlendirilirken gruplar arası karşılaştırmalarda tekrarlı ölçümler için parametrik olmayan Mann-Whitney U testi kullanıldı. Anlamlılık p 0.05 düzeyinde değerlendirildi. BULGULAR Çalışmamıza 60 hastanın 61 gözü alındı. İki grup oluşturuldu. İlk gruba aynı seansta katarakt ve retina cerrahisi yapılan 30 hastanın 30 gözü alındı. İkinci gruba farklı zamanlarda önce retina cerrahisi sonra katarakt cerrahisi uygulanan 30 hastanın 31 gözü alındı. İlk gruptaki hastaların yaşları 22 ile 81 arasındaydı ve ortalama yaş 52±16 idi. ikinci gruptaki hastaların yaşları 22 ile 78 arasındaydı ve ortalama yaş 60±14 idi. İlk gruptaki hastaların 15 i (%50) erkek, 15 i (%50) kadındı. İkinci gruptaki hastaların 16 sı erkek (%53.3), 14 ü (%46.7) kadındı. İlk gruptaki hastaların ortalama takip süresi 15.93±17.10 ay, ikinci gruptaki hastaların ortalama takip süresi 21.20±19.57 aydı.

Ret-Vit 2013;21:287-291 Limon ve ark. 289 1 2 3 Grafik 1: Grup 1 preoperatif ve postoperatif görmelerin logmar olarak değişim grafiği (1). Grup 2 preoperatif ve postoperatif görmelerin logmar olarak değişim grafiği (2). Tüm hastaların preoperatif ve postoperatif görmelerinin logmar değişim grafiği (3). Tablo 1: 1. Grupta vitreoretinal cerrahi endikasyonları. Tablo 2: 2. Grupta vitreoretinal cerrahi endikasyonları. Vitreoretinal Cerrahi Endikasyonu Toplam % Vitreoretinal Cerrahi Endikasyonu Vitre İçi Hemoraji 8 26.6 Retina Dekolmanı 7 23.3 Retina Dekolmanı Sonrası Silikon Alımı 7 23.3 Proliferatif Diabetik Retinopati 4 13.3 Epiretinal Membran 3 10 Maküla Deliği 1 3.3 Vitreoretinal cerrahi ilk grupta en çok vitre içi hemoraji (8 göz %26.6 ) nedeniyle yapıldı (Tablo 1). Vitreoretinal cerrahi ikinci grupta en çok epiretinal membran (8 göz,%26.6) nedeniyle yapıldı (Tablo 2). İlk grubun preoperatif ortalama görmesi 1.34±0.96 (3-0.8) logmar, postoperatif 1. ay görmesi 1.38±0.96 (3-0.8) logmar, son kontroldeki görmesi 0.92±0.75 (3-0.8) logmar idi. İkinci grubun preoperatif ortalama görmesi 1.48±0.87 (3-0.8) logmar, postoperatif 1. ay görmesi 0.81±0.86 (3-0.8) logmar, son kontroldeki görmesi 0.69±0.81 (3-0.8) logmar idi (Grafik 1). İki grubun son görmeleri arasında anlamlı bir fark yoktu (p=0.055). Tablo 3: 1. Grup postoperatif komplikasyonlar. 1. Grup Postoperatif Erken Fibrinoid Ön Kamara Reaksiyonu 5 17.2 Gib Artışı 5 17.2 Vitre İçi Hemoraji 3 10.3 Kornea Epitel Defekti 2 6.8 1. Grup Postoperatif Geç Arka Kapsül Bulanıklığı 7 24.1 Nüks Dekolman 1 3.4 Epiretinal Membran 1 3.4 Epiretinal Membran 8 26.6 Maküla Deliği 6 20 Proliferatif Diabetik Retinopati 5 16.6 Retina Dekolmanı 5 16.6 Vitre İçi Hemoraji 4 13.3 Vitreomakülar Traksiyon 2 6.6 İlk grupta son kontrollerinde görmesi artan hastaların sayısı 18 (%60.0), görmesi azalan hastaların sayısı 8 (%26.7) ve görmesi değişmeyen hastaların sayısı 4 (%13.3) idi. İkinci grupta son kontrollerinde görmesi artan hastaların sayısı 24 (%80), görmesi azalan hastaların sayısı 2 (%6.7) ve görmesi değişmeyen hastaların sayısı 4 (%13.3) idi (Grafik 2). Tüm grupta son kontrollerinde görmesi artan hasta sayısı 42 (%70.0), görmesi değişmeyen sayısı 8 (%13.3), görmesi azalan sayısı 10 (%16.7) idi (Grafik 3). İlk grubun refraksiyonunun ortalama sferik ekivalanı (SE) cerrahi öncesi -0,40±2.87 ve cerrahi sonrası -0.08±0.99 idi. Cerrahi öncesi ve sonrası SE ler arasında anlamlı bir fark yoktu (p=0.52). İkinci grubun refraksiyonunun ortalama sferik ekivalanı (SE) cerrahi öncesi -0,93±2.05 ve cerrahi sonrası -0.12±0.93 idi. Tablo 4: 2. Grup postoperatif komplikasyonlar. 2. Grup Postoperatif Erken Gib Artışı 3 10 Kornea Epitel Defekti 1 3.3 Fibrinoid Ön Kamara Reaksiyonu 1 3.3 2. Grup Postoperatif Geç Arka Kapsülbulanıklığı 5 16.6 Kornea Dekompansasyonu 1 3.3

290 Katarakta Eşlik Eden Retina Hastalığı Olan Olgularda Aynı Seansta... Cerrahi öncesi ve sonrası SE ler arasında anlamlı bir fark yoktu (p=0.09). İlk grupta cerrahi sonrası en sık erken dönem komplikasyonu olarak göz içi basıncı artışı (33 mmhg-46 mmhg, ortalama 39 mmhg, 5 göz %17.2, ilk gruptaki hastaların çalışma öncesi göz içi basınçları normaldi ve hiç biri glokom ilacı kullanmamaktaydı) ve fibrinoid ön kamara reaksiyonu (5 gözde, %17.2) izlendi (Tablo 3). Geç dönemde en sık komplikasyon olarak arka kapsül bulanıklaşması ( 7 gözde, %24.1) gelişti. İkinci grupta katarakt cerrahisinden sonra en sık erken dönem komplikasyonu olarak göz içi basıncı artışı ( 35 mmhg-38 mmhg ortalama 36.6 mmhg, 3 göz %10, ikinci gruptaki hastaların çalışma öncesi göz içi basınçları normaldi ve hiç biri glokom ilacı kullanmamaktaydı) gelişti. Geç dönem komplikasyonu olarak arka kapsül bulanıklaşması (5 göz %16.6) gelişti (Tablo 4). TARTIŞMA PPV nin tarihsel gelişimi içerisinde saydam lensin de ekstrakte edildiği bildirilmektedir. Vitreoretinal cerrahi tekniklerindeki gelişmeler birçok arka segment sorununun başarıyla tedavi edilmesini sağladığından katarakt cerrahisi gerektiren vitrektomize gözlerin sayısı da giderek artmaktadır. 4 Patogenezi çok net olmamakla birlikte, PPV sonrası katarakt oluşumunu arttıran faktörler; ileri yaş, PPV sırasında katarakt varlığı, mikroskop ışığının neden olduğu toksisite, cerrahi sırasında lens proteinlerinin oksidasyonu, diabet, silikon veya gaz tamponad kullanımı, lense mekanik travma ve irrigasyon solüsyonuna temas süresinin uzamasıdır. Kombine cerrahide küçük insizyondan yapılabilmesi, göz içi lensinin yerleştirebilecek kapsüler kese oluşumuna imkan vermesi ve intakt bir arka kapsül sağlamasıyla birlikte minimal invaziv bir işlem olması nedeniyle fakoemülsifikasyon cerrahisi tercih nedeni olmaktadır. 5 Biz çalışmamızdaki katarakt ameliyatlarının tamamında standart fakoemülsifikasyon cerrahisi uyguladık. Retina cerrahisi gerektiren hastalar da katarakt cerrahisi retina cerrahisinden sonraya ertelenirse fundus görüntüsü net olmayacağı için, örneğin retina dekolmanı olan hastalarda, yırtıklar gözden kaçabilir ve bu hastalarda vitreus tamponadı olarak gaz kullanıldığında postoperatif katarakt gelişimi daha yüksek oranda olacaktır. Katarakt gelişmesi, arka segmentin görülmesini güçleştireceğinden postoperatif takiplerde de sorun oluşturabilir. 6 Kombine cerrahi eğer katarakt oluşumu fundusun yeterli düzeyde görülebilmesini engelleyecek seviyede ise tercih edilebilir. Kombine cerrahi hekime zaman tasarrufu sağlamasının yanında fundusun daha rahat görülmesinden dolayı arka segment patolojilerinin erken ve kolay tedavisini sağlar, anatomik ve fonksiyonel başarıyı artırır. Literatürde kombine cerrahi ile ayrı cerrahi yaklaşım arasında son görme düzeyi açısından anlamlı fark olmadığını bildiren çalışmalar dahi kombine yaklaşımın erken görsel rehabilitasyonun sağlanmasında hastaya aylar hatta yıllar kazandırdığının önemini vurgulamaktadır. 7 Maria ve ark., 8 kombine fakoemülsifikasyon ve PPV yapılan, 122 gözün tarandığı çalışmada 105 hastanın görmesinin arttığını, 10 hastanın görmesinin azaldığını, 7 hastanın görmesinin değişmediğini bildirmişlerdir. Bizim çalışmamızda kombine cerrahi uygulanan ilk grubun preoperatif ortalama görmesi 1.34±0.96 (3-0.8) logmar, postoperatif son kontroldeki görmesi 0.92±0.75 (3-0.8) logmar idi. İlk grupta son kontrollerinde görmesi artan hastaların sayısı 18 (%60.0), görmesi azalan hastaların sayısı 8 (%26.7) ve görmesi değişmeyen hastaların sayısı 4 (%13.3) idi. Ayrı cerrahi uygulanan ikinci grubun preoperatif ortalama vizyonu 1.48±0.87 (3-0.8) logmar, son kontroldeki vizyonu 0/69±0.81 (3-0.8) logmar idi. İkinci grupta son kontrollerinde görmesi artan hastaların sayısı 24 ( %80), görmesi azalan hastaların sayısı 2 (% 6.7) ve değişmeyen hastaların sayısı 4 (%13.3) idi. İki grubun son görmeleri arasında anlamlı bir fark yoktu (p=0.055). İlk grupta görmesi azalan hastaların sayısının fazla olmasının nedeni daha ileri evre retina hastalığına sahip olmalarına bağlandı. Zeng ve ark., 9 yaptığı kombine fakoemülsifikasyon ve PPV yapılan 113 gözün tarandığı çalışmada 83 (%71.6) gözün görmesinin arttığı bildirilmiştir. Etuş ve ark., 10 yaptığı kombine fakoemülsifikasyon ve PPV yapılan 41 gözün incelendiği çalışmada görme düzeyinin %12.2 olguda azaldığı, %19.5 inde aynı kaldığı, %68.3 ünde ise arttığı ve fonksiyonel başarı oranı %87.8 düzeyinde olduğu bildirilmiştir. Gürelik ve ark., 11 yaptığı 51 gözün incelendiği bir başka çalışmada kombine fakoemülsifikasyon ve PPV uygulanan hastaların 46 sında (%90.2) görme düzeyinin arttığı, bir hastada azaldığı, dört hastada ise aynı kaldığı vurgulanmıştır. Song ve ark., 12 kombine fakoemülsifikasyon, PPV ve silikon yerleştirilmesi uygulandığı 26 gözü kapsayan çalışmalarında cerrahi öncesi ortalama sferik ekivalan değeri 3.85±1.63 D, silikon alınımı yapıldıktan sonra 0.66±1.40 D olarak ölçülmüştür. Bizim çalışmamızda ilk grubun refraksiyonunun ortalama sferik ekivalanı (SE) cerrahi öncesi -0.40±2.87 D, cerrahi sonrası -0.08±0.99 D bulundu. Cerrahi öncesi ve sonrası SE ler arasında anlamlı bir fark yoktu (p=0.52). İlk grupta retina dekolmanı olan 7 gözde aksiyel uzunluk ölçümünün hatasız olarak yapılabilmesi 7 gözde de retina dekolmanının makülaya kadar ilerlememesi nedeniyle olduğu düşünüldü. İkinci grubun refraksiyonunun ortalama sferik ekivalanı (SE) cerrahi öncesi -0.93±2.05 D, cerrahi sonrası -0.12±0.93 D idi. Cerrahi öncesi ve sonrası SE lar arasında anlamlı bir fark yoktu (p=0.09).

Ret-Vit 2013;21:287-291 Limon ve ark. 291 Bu sonuçların uyumu kullandığımız biyometrik ölçümün güvenilir bir yöntem olan ve silikonlu gözlerde de ölçüm yapabilen IOL Master ile yapılmış olmasıyla açıklanabilir. Vitrektomize gözlerde katarakt cerrahisinin ek zorluklar içeriyor olması önemlidir. Bunlar; cerrahi sırasında ön kamaranın çok derin olması, vitreus basıncının yokluğunda nukleusun zor doğurtulması (EKKE olgularında), pupilla dilatasyonunun yetersizliği, PPV sırasında olası bir zonüler veya kapsüler hasarının varlığı, lens korteksinin aspirasyonu esnasında arka kapsülün çok gevşek ve zonüler desteğin zayıf olmasından dolayı kapsül yırtıklarının daha sık görülmesi şeklinde sıralanabilir. 13 Bizim çalışmamızda katarakt cerrahisi sırasında herhangi bir komplikasyon gelişmedi. Bazı yazarlar göz içi lensinin katarakt cerrahisi esnasında, PPV ve ek cerrahi prosedürlerin gerçekleştirilmesinden önce yerleştirilmesini önerirlerken, diğerleri arka segment cerrahisini gerçekleştirdikten sonra yerleştirilmesinin uygun olduğunu savunmuşlardır. Kim ve ark., 14 tüm olgularında göz içi lensini (GİL) lensektomiden hemen sonra yerleştirmişler, arka segment cerrahisi sırasında fundusun ve periferinin görüntülenmesinde ve lazer yapılmasında; GİL ve lens kapsülünün engel oluşturmadığını belirtmişler ve GİL yerleştirildikten sonra arka kapsülün gerilmesinin, kapsülü travmalara karşı korumasının bir avantaj olduğunu öne sürmüşlerdir. Bizim çalışmamızda kombine olgulara katarakt cerrahisi esnasında GİL yerleştirilmesi işlemi uygulandı ve GİL yerleştirilmesinin arka segment cerrahisinden önce yapılmasının olumsuz bir etkisi olmadı. Scharwey ve ark., 15 eş zamanlı cerrahinin olası dezavantajlarını; kırmızı reflenin zayıf oluşu veya olmayışının kapsüloreksiste yarattığı görsel güçlükleri, arka segment cerrahisindeki glob manüplasyonları sırasında korneal yara yerinden sızıntı olması ve ön kamara kaybı, katarakt cerrahisi sonrası miyozis, ön segment yapılarından kanama olması, ödeme ve oluşabilecek desme membran katlantılarına bağlı olarak korneal saydamlığın yitirilmesi, GİL desantralizasyonu (arka segment cerrahisinden önce GİL implante edilen gözlerde) şeklinde belirtmişlerdir. Bizim çalışmamızda ise cerrahi sırasında eşzamanlı cerrahiye ait herhangi bir dezavantaj oluşmamıştır. GİL yerleşimi sonrası arka kapsülektomi yapıldığında, sıvı hava değişimi sonrası GİL arka yüzünün kondansasyonu görmeyi anlamlı düzeyde azalttığı için arka kapsülün bırakıldığı olgular bildirilmiştir. Ancak bu olgularda postoperatif dönemde hızlı ve YAG lazer kapsülotomi gerektirecek düzeyde arka kapsül bulanıklığı oluştuğu görülmüştür. Çalışmamızda tüm olgularda arka kapsül sağlam bırakılmış, arka kapsül bulanıklığı, takip süresince, kombine olguların %24.1 inde gelişmiştir. Kombine cerrahinin belirgin bir dezavantajı, postoperatif ön segment inflamasyonunu belirgin düzeyde arttırmasıdır. Uzun dönemde posterior sineşi ve pupilla yakalanması gibi ön segment sorunlarına neden olabilmesidir. Benson ve ark., 16 çalışmalarında kombine cerrahinin en olumsuz yönünün pupil yakalanması olduğunu bildirmiştir. Çalışmamızda kombine ve kombine olmayan olguların hiçbirinde pupilla yakalanması gelişmemiştir. En sık komplikasyon her iki grupta arka kapsül bulanıklığı olmuştur. Sonuç olarak, pars plana vitrektomi sonrası katarakt gelişen hastalarla aynı seansta kombine katarakt ve vitrektomi uygulanan hastalarda benzer görsel ve fonksiyonel sonuçlar elde edilmiş olup her iki yöntemde önemli komplikasyon gelişmediği gözlenmiştir. KAYNAKLAR/REFERENCES 1. Leaming DV. Practice styles and preferences of ASCRS members-1994 survey. J Cataract Refract Surg 1995;21:378-85. 2. Melberg NS, Thomas MA. Nuclear sclerotic cataract after vitrectomy in patients younger than 50 years of age. Ophthalmology 1995;102:1466-71. 3. Blodi BA, Paluska SA. Cataract after vitrevtomy in young patients. Ophthalmology 1997;104:1092-95. 4. Rice TA, Michels RG. Long-term anatomic and functional results of vitrectomy for diabetic retinopathy. Am J Ophthalmol 1980;90:297-303. 5. Honjo M; Ogura Y. Surgical results of pars plana vitrectomy combined with phacoemulsification and intraocular lens implantation for complications proliferative diabetic retinopathy. Ophthalmic Surgery and Lasers 1998;29:99-105. 6. Girard P, Saade G. A triple procedure: Phacoemulcification, intraoculer lens implantation, and scleral bucking surgery. Retina 1997;17:6-7. 7. Lahey JM, Francis RR, Kearney JJ, et al. Combining phacoemulsification and vitrectomy in patients with proliferative diabetic retinopathy. Ophthalmology 2004;15:192-6. 8. Maria A, John M. Combined phacoemulsification, intraocular lens implantation, and vitrectomy for eyes with coexisting cataract and vitreoretinal pathology. Am J Ophthalmol 2003;135:291-6. 9. Zeng Jun, Sima P, and Karl W. Results of combined vitreoretinal surgery and phacoemulsification with intraocular lens implantation. Ophthalmology 2001;29:307-11. 10. Etuş H, Karabaş L,Altıntaş Ö, ve ark. Proliferatif diabetik retinopatili olgularda kombine fako-pars plana vitrektomi cerrahisi sghonuçlarımız. Ret-Vit 2006;14:269-74. 11. Gürelik G, Konuk O, Önol M, ve ark. Arka segment cerrahileri ile kombine fakoemülsifikasyon uygulamaları. Ret-Vit 2001; 9:50-7. 12. Song W, Kim S, Lee S. Refractive status and visual acuity changes after oil removal in eyes following phacovitrectomy, intraocular lens implantation, and silicone oil tamponade. Can J Ophthalmol 2010;45:616-20. 13. Lahey JM, Francis RR, Kearney JJ, et al. Combining phacoemulsification and vitrectomy in patients with proliferative diabeticretinopathy. Ophthalmology 2004;15:192-6. 14. Kim SH, Chung JW, Chung H, et al. Phacoemulsification and foldable intraocular lens implantation combined with vitrectomy and silicone oil tamponade for severe proliferative diabetic retinopathy. J Cataract Refract Surg 2004;30:1721-6. 15. Scharwey K, Pavlovic S, Jacobi KW. Combined clear corneal phacoemulsification, vitreoretinal surgery, and intraocular lens implantation. J Cataract Refract Surg 1999;25:693-8. 16. Benson WE, Brown GC, Tasman W, et al. Extracapsular cataract extraction, posterior chamber lens insertion, and pars plana vitrectomy in one operation. Ophthalmology 1990;97:918-21.