04.04.2016 Pazartesi İzmir Basın Gündem
İkçü'de Hem Eğitim, Hem Sağlık!
Sağlık Bakanlığı ile iş birliği yapan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, oluşturduğu üç aile sağlığı merkezinde bir taraftan hekim ve hemşire adaylarına eğitim verirken, diğer yandan da bölge halkına kaliteli sağlık hizmeti sunuyor. Hedef ise İKÇÜ'nün hizmet verdiği aile sağlığı merkezlerini, röntgen ve ultrason gibi imkanların da sunulduğu, daha kapsamlı birimler haline getirmek. Aile hekimliğinin en eski branşlardan biri olduğunu ancak Sağlık Bakanlığı'nın aile hekimliği uygulamasını başlatmasıyla birlikte popüler hale geldiğini söyleyen İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Kurtuluş ÖNGEL, İKÇÜ'ye bağlı 3 adet aile sağlığı merkezinin her birinde, 2800 kişiye hizmet verdiklerini söyledi. Temel çalışma alanlarının hastaneler değil, birinci basamak sağlık merkezleri olduğunu dile getiren Öngel, Sağlık Bakanlığı ile yaptıkları anlaşma kapsamında, Çiğli-Balatçık, Narlıdere-Mithatpaşa Caddesi ve Karşıyaka-Mustafa Kemal Mahallesi'nde aile sağlığı merkezleri açtıklarını, bu sayede İKÇÜLÜ gençlerin uygulamalı eğitim, vatandaşların da kaliteli sağlık hizmeti alma şansını yakaladıklarını söyledi. Doç. Dr. Öngel; "Aile sağlığı merkezlerimiz 14 aydır faaliyet gösteriyor. Bu merkezlerde asistan arkadaşlar görev yapıyor, hem tıp fakültesi, hem de hemşirelikte okuyan öğrencilerimiz rotasyona yine bu merkezlere geliyor. Bir sağlık kurumu ama aynı zamanda bir eğitim merkezi olarak hizmet veriyoruz." dedi. HEDEF; KAPSAMLI AİLE SAĞLIĞI MERKEZLERİ Bu konuda öncü olan İKÇÜ'nün ardından, 9 Eylül Üniversitesi de İzmir'in Karabağlar semtinde bir aile sağlığı merkezi açtı. Her bir merkeze röntgen, ultrason cihazı almak, laboratuvar imkanı kazandırmak gibi hedeflerinin olduğunu söyleyen Öngel, hastanelerin yükünün de bu sayede azalacağını dile getirdi. Bu sistemin diğer üniversitelere de kısa süre içinde yayılacağını ifade eden Öngel, bunun tıp fakültesi ve hemşirelik öğrencilerinin yetişmesi için çok önemli bir alan olduğunu, bu merkezlerde, rutin sağlık taramalarından aşılara, sigara bıraktırma konusunda danışmanlıktan gebe takibine kadar çok geniş bir çerçevede hizmet verdiklerini söyledi.
LAZER, KANSERE DE UMUT İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nermin Topaloğlu, yurtdışındaki kliniklerde, kanserli hücrelerin yok edilmesinde lazer kullanılabilmesi üzerine laboratuvar çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Özellikle hamile veya yeni doğum yapan bayanların, tümörü tetikler mi, meme kanserine sebep olur mu gibi sorularla lazere tereddütle yaklaştığını kaydeden Yrd. Doç. Dr. Topaloğlu, Kıl kökü uygulamalarında kullanılan lazer dokulara zarar vermez. Epilasyonda amaç kıl kökünün yok edilmesidir. Güzellik merkezleri kıl köküne etki edecek lazeri alır ki; uygulamada başarılı olsunlar. İşin temeline inersek, lazerin en belirgin özelliği tek bir dalga boyunu yansıtmasıdır. Odamızda kullandığımız ampul, floresan gibi lazer de zararsız bir ışık kaynağıdır. Etrafa dağılan bir ışık olmadığı için sadece odaklanarak belli bir bölgeye etki eder açıklamasında bulundu. GENÇLEŞMEYE LAZER ETKISI Lazer kullanımının sağlık uygulamalarındaki başarısına işaret eden Yrd. Doç. Dr. Topaloğlu, lazerin gücü ayarlandığında, hücre bölünmesi tetiklenerek dokuların yenilendiğini, bu yüzden estetik uygulamalarda kullanıldığını da ifade etti. Topaloğlu, dikiş yerine lazerle kapatma yönteminin de revaçta olduğuna vurgu yaparak; Günümüz hayatında varisli damarların tedavisinde de lazer kullanılabiliyor. O sorunlu damarın içine damara lazer veriliyor. Varisli damar, çekip koparılmaya gerek duyulmadan tedavi edilmiş oluyor. Dikiş atma yerine lazerle doku kaynağı yapıldığında iyileşmenin daha hızlı olduğunu görüyoruz. Yüz lekeleri dediğimiz kılcal damarların yok edilmesinde de lazer uygulamaları olumlu sonuçlar veriyor şeklinde konuştu. KANSERLI HÜCREYE FOTODINAMIK TERAPI Yurtdışındaki kliniklerde, kanserli hücrelerin yok edilmesinde lazer kullanılabilmesi üzerine laboratuvar çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Topaloğlu, cilt kanserinde kullanılan fotodinamik terapiye dikkat çekti. Kanserli bölgeye uygulanan lazerin kanserli hücrelerin yok edilmesini sağladığını, benzer şekilde yara enfeksiyonları, diyabetik hastalarda görülen ve iyileşmesi zor hale gelen enfekte olmuş yaralarda ve uçuklarda da bu tedavinin alternatif bir iyileştirme yöntemi olduğunu belirtti. Topaloğlu, Kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi veya radyoterapiden bahsettiğimizde bunlar bütün vücuda uygulanan, ciddi zarar veren uygulamalar. Bunlar kanserli hücreyi yok ederken sağlıklı hücreyi de yok ediyor. Fotodinamik tedavide lazerin yanında bir ilaç da eşlik edebiliyor. Lazerle sağlanan enerji aktarımı sayesinde ortamda oksijen radikalleri oluşturularak kanserli hücrelerin, bakterilerin, virüslerin ölmesi sağlanıyor. Lokalize bir uygulama olduğu için kemoterapide olduğu gibi sağlıklı hücreleri de yok etmesi söz konusu değil. Bilim dünyası farklı kanser türlerinde kullanılabilmesi için çalışmalar yürütüyor. dedi. ÖNÜNÜZE GELEN YERDE LAZER UYGULATMAYIN Lazer 200-300 nanometre civarıysa kansere yol açabilir. uyarısında da bulunan Yrd. Doç. Dr. Topaloğlu, düşük dalga boylarının DNA yı etkilediğine dikkat çekti. Almanya da sadece estetik uygulamalar ve cerrahi
müdahaleler de değil; epilasyon gibi alanlarda da lazer kullanma sertifikasının sadece hekimlere verildiği bilgisini de veren Topaloğlu, Bizde önüne gelen merkez açıp bu uygulamaları yapıyor. Sertifikasını alıp merkezlerde düşük ücretlerde eleman çalıştırıp tecrübesiz mesleki deneyimi olmayanlara lazer uygulaması yaptırılıyor. Gittiğiniz merkezi mercek altına alın. Eğer uygulama sırasında deri tipine uygun lazer dozu seçilmezse ciddi yanıklar oluşabilir. Eğer yanık tedavi edilmeyip kronik bir yaraya dönüşürse sonrasında belki deri kanserine yol açabilir. Ama bu lazerden kaynaklı bir kanser değildir. Önünüze gelen yere gitmeyin uyarısında bulundu. Lazer, Kansere de Umut İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nermin Topaloğlu, yurtdışındaki kliniklerde, kanserli hücrelerin yok edilmesinde lazer kullanılabilmesi üzerine laboratuvar çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Özellikle hamile veya yeni doğum yapan bayanların, "tümörü tetikler mi, meme kanserine sebep olur mu" gibi sorularla lazere tereddütle yaklaştığını kaydeden Yrd. Doç. Dr. Topaloğlu, "Kıl kökü uygulamalarında kullanılan lazer dokulara zarar vermez. Epilasyonda amaç kıl kökünün yok edilmesidir. Güzellik merkezleri kıl köküne etki edecek lazeri alır ki; uygulamada başarılı olsunlar. İşin temeline inersek, lazerin en belirgin özelliği tek bir dalga boyunu yansıtmasıdır. Odamızda kullandığımız ampul, floresan gibi lazer de zararsız bir ışık kaynağıdır. Etrafa dağılan bir ışık olmadığı için sadece odaklanarak belli bir bölgeye etki eder" açıklamasında bulundu. "GENÇLEŞMEYE LAZER ETKISI" Lazer kullanımının sağlık uygulamalarındaki başarısına işaret eden Yrd. Doç. Dr. Topaloğlu, lazerin gücü ayarlandığında, hücre bölünmesi tetiklenerek dokuların yenilendiğini, bu yüzden estetik uygulamalarda kullanıldığını da ifade etti. Topaloğlu, dikiş yerine lazerle kapatma yönteminin de revaçta olduğuna vurgu yaparak; "Günümüz hayatında varisli damarların tedavisinde de lazer kullanılabiliyor. O sorunlu damarın içine damara lazer veriliyor. Varisli damar, çekip koparılmaya gerek duyulmadan tedavi edilmiş oluyor. Dikiş atma yerine lazerle doku kaynağı yapıldığında iyileşmenin daha hızlı olduğunu görüyoruz. Yüz lekeleri dediğimiz kılcal damarların yok edilmesinde de lazer uygulamaları olumlu sonuçlar veriyor" şeklinde konuştu. "KANSERLI HÜCREYE FOTODINAMIK TERAPI"
Yurtdışındaki kliniklerde, kanserli hücrelerin yok edilmesinde lazer kullanılabilmesi üzerine laboratuvar çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Topaloğlu, cilt kanserinde kullanılan fotodinamik terapiye dikkat çekti. Kanserli bölgeye uygulanan lazerin kanserli hücrelerin yok edilmesini sağladığını, benzer şekilde yara enfeksiyonları, diyabetik hastalarda görülen ve iyileşmesi zor hale gelen enfekte olmuş yaralarda ve uçuklarda da bu tedavinin alternatif bir iyileştirme yöntemi olduğunu belirtti. Topaloğlu, "Kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi veya radyoterapiden bahsettiğimizde bunlar bütün vücuda uygulanan, ciddi zarar veren uygulamalar. Bunlar kanserli hücreyi yok ederken sağlıklı hücreyi de yok ediyor. Fotodinamik tedavide lazerin yanında bir ilaç da eşlik edebiliyor. Lazerle sağlanan enerji aktarımı sayesinde ortamda oksijen radikalleri oluşturularak kanserli hücrelerin, bakterilerin, virüslerin ölmesi sağlanıyor. Lokalize bir uygulama olduğu için kemoterapide olduğu gibi sağlıklı hücreleri de yok etmesi söz konusu değil. Bilim dünyası farklı kanser türlerinde kullanılabilmesi için çalışmalar yürütüyor. "dedi. "ÖNÜNÜZE GELEN YERDE LAZER UYGULATMAYIN" "Lazer 200-300 nanometre civarıysa kansere yol açabilir." uyarısında da bulunan Yrd. Doç. Dr. Topaloğlu, düşük dalga boylarının DNA'yı etkilediğine dikkat çekti. Almanya'da sadece estetik uygulamalar ve cerrahi müdahaleler de değil; epilasyon gibi alanlarda da lazer kullanma sertifikasının sadece hekimlere verildiği bilgisini de veren Topaloğlu, " Bizde önüne gelen merkez açıp bu uygulamaları yapıyor. Sertifikasını alıp merkezlerde düşük ücretlerde eleman çalıştırıp tecrübesiz mesleki deneyimi olmayanlara lazer uygulaması yaptırılıyor. Gittiğiniz merkezi mercek altına alın. Eğer uygulama sırasında deri tipine uygun lazer dozu seçilmezse ciddi yanıklar oluşabilir. Eğer yanık tedavi edilmeyip kronik bir yaraya dönüşürse sonrasında belki deri kanserine yol açabilir. Ama bu lazerden kaynaklı bir kanser değildir. Önünüze gelen yere gitmeyin" uyarısında bulundu.