Kuş Peşinde Eski zamanlarda kuşların da kış uykusuna yattığı ya da kışın aya gittiği sanılırdı. 111 yıl önce başlayan halkalama çalışmalarıyla artık kuşların göç ettiğini biliyoruz ancak kuş göçü ile ilgili gerçekler hâlâ düş gücümüzü zorlamaya devam ediyor. fotoğraf: HAKAN AYYILDIZ
YAZI: ÖZGÜR KEŞAPLI DIDRICKSON, ÖZGE KEŞAPLI CAN Türkiye de yaz göçmeni olan ibibik, tropikal Afrika ve güney Asya da kışlıyor. Halkalanan ibibiklerin yaşını belirlemek için kuyruk tüyleri inceleniyor (üstte). ODTÜ Yalıncak ta göç sırasında yakalanan bu genç yaz atmacasının, halkalandıktan sonra kanat altı tüyleri inceleniyor ve kanat uzunluğu ölçülüyor (solda). K üçük bir kırlangıç yılda iki kere, Avrupa daki üreme ve Afrika daki kışlama alanları arasında binlerce kilometre uçarak göç edebilir. Daha da şaşırtıcı olan Afrika dan döndüğünde, bir yıl önce yaptığı yuvayı bulabilmesidir. Baharın müjdecisi kırlangıcın yaz bitince aniden ortadan yok olması, yüzyıllar öncesinde ilginç teorilerin ortaya atılmasına neden olmuştu. Aristo, kırlangıç ve diğer bazı türlerin, kışı göl diplerinde kış uykusuna yatarak geçirdiğini söylüyordu. Bazılarına göreyse kuşlar kışı geçirmek için aya gidiyordu. Günümüzde bu teorilere gülüp geçsek de kuş göçüyle ilgili keşifler düş gücümüzü zorlamayı sürdürüyor: 2008 de yayımlanan bir araştırma, verici takılan bir kıyı çamurçulluğunun dokuz gün boyunca durmadan uçarak Alaska daki üreme alanından Avustralya ve Yeni Zelanda daki kışlama alanına göç ettiğini kanıtladı. Bir kutup sumrusu ise, iki kutup arasındaki göçü sırasında yılda 35 bin kilometre yol kat edebiliyor. Danimarkalı öğretmen Hans Christian Mortensen in 1899 yılında, sığırcık yavrularına, ilk kez numaralı metal halkalar takmasıyla birlikte kuş göçü konusundaki sır perdesi aralanmaya başladı. Mortensen in kuşların bacaklarına taktığı halkaların üzerinde, her biri için ayrı bir rakam ve halkayı bulan kişinin gönderebileceği adres yazılıydı. Bu yöntem başarılı olunca birçok ülkede ardı ardına kuş halkalama istasyonları kuruldu. 1963 yılında Avrupa Halkalama Birliği nin (EURING) kurulmasıyla artık, kuş halkalama istasyonları standart yöntemlerle veri topluyor ve istasyonlar arasında sağlıklı bir veri alışverişi yapılabiliyor. Bu yöntem kuş göçleri (türlerin göç stratejileri, konaklama, kışlama ve üreme alanları, göç takvimleri) ve popülasyon dinamikleri (yaşam süreleri, üreme başarıları, hayatta kalma başarıları, ilk üreme yaşları vs.) hakkında bilgilere ulaşılmasını sağlıyor. Samsun Cernek istasyonunda halkalanan bir söğüt bülbülü bir buçuk ay sonra Finlandiya da ölü bulunduğunda ya da Macaristan da halkalanan bir karabaşlı ötleğen üç hafta sonra Manyas istasyonunda yakalandığında bu türlerin göç rotası ve göç takvimi hakkında önemli veriler elde edilebildi. ODTÜ istasyonunda halkalanan bir benekli bülbül, alanda konakladığı üç haftanın ardından yeniden yakalandığında yapılan ölçümlerde, ağırlığının yüzde 50 oranında arttığı görüldü. Bu bilgi alanın bu tür için önemini ortaya koyuyordu. 1985 te Finlandiya da henüz yavruyken yuvada halkalanan bir balık kartalının 18 yıl sonra 36 natıonal geographıc mayıs 2010 fotoğraflar: ÖZGÜR KEŞAPLI DIDRICKSON (EN ÜSTTE), okan can
Sıcak hava akımlarını (termal) kullanıp süzülerek göç eden leylek ve yırtıcılar gibi geniş kanatlı kuşlar, bu termaller deniz üzerinde oluşmadığı için, Türkiye üzerinden göç ederken üç darboğazda yoğunlaşıyor; İstanbul Boğaziçi, Artvin Borçka ve Hatay Belen. Bu göç hareketleri her yıl yüzlerce kuş meraklısını peşinden sürüklüyor. Bir ilkbahar günü, İstanbul Çamlıca Tepesi nde heyecanla gökyüzünü tarayan, en az göçmen kuşlar kadar çok uluslu bir gruba rastlayabilirsiniz. Afyon da vurulması ise bu türün hem göç rotası hem de hayatta kalma başarısını gösteriyordu. Kuşların bireysel olarak izlenebilmesi, koruma çalışmalarına da rehberlik ediyor. Göçmen bir kuş yaşamının bir bölümünü geçirdiği üreme bölgesinde korunsa bile kışlama ve konaklama alanlarındaki tehditler devam ettiği sürece güvende sayılmaz. Kuş türleri ya da popülasyonlarının hangi rotayı izleyerek, hangi bölgelerde konakladığı ve kışladığı bilgilerine ise sadece halkalanan kuşların göç rotası boyunca tekrar yakalanması ya da vericilerle izlenmesi sonucunda ulaşılabiliyor. Kuşları izlemek üzere halka takanlara halkacı deniyor. Halkacı olmak için hem ciddi bir eğitim sürecinden geçmek, hem usta çırak ilişkisini deneyimlemek hem de kuş türleri ve halkalama konusundaki birikimin varlığını test eden bir lisans sürecinden geçmek gerek. Alınan lisans, hem kuşların güvenliği hem de elde edilen verilerin güvenilirliği açısından önemli. Türkiye de ilk halkalama çalışması 1955 te Kuşcenneti Milli Parkı nda gerçekleştirildi ve izleyen 55 yılda, çoğunlukla yabancı araştırmacılar tarafından 166 türden 17 bin kuş halkalandı. 38 natıonal geographıc mayıs 2010 fotoğraf: ÜMİT YARDIM
Kızılbaşlı örümcekkuşunun bacaklarına, pense yardımıyla, üzerinde kod numarası ve adres yazılı alüminyum halka takılıyor (üstte). Türkiye de halkalanan 19 türden 68 kuş, 24 ülkede görüldü (altta). FİNLANDİYA İSVEÇ A S Y A POLONYA BELARUS ALMANYA ÇEK CUM. UKRAYNA MACARİSTAN TÜRKİYE ROMANYA SURİYE MISIR LÜBNAN A F R İ K A ÜRDÜN İSRAİL CAD ZAMBİA GÜNEY AFRİKA CUM. SUDAN Türkiye nin ilk halkacıları Salih ve Belkıs Acar, 1969 da Manyas Gölü ndeki Kabak Adası nda gerçekleştirdikleri çalışmada 400 sukuşu halkalamıştı. Halkalanan kaşıkçılardan biri aynı yıl Mısır Nil Vadisi nde ölü bulundu. Salih Acar Çayka kitabında bu olayı anlatırken, Büyük şans! Kabak Adası nda halkaladığım 400 kuştan biri, beyaz kaşıkçı, Mısır da Krallar Vadisi nde bulunmuş. Yaklaşık 10 bin kilometre kanat çırpan bu tatlı yaratık, ayağına taktığım ufak ağırlığı kilometrelerce taşımaktan bıkmamış diyor ve ekliyor: Başarmıştık! Çünkü yüz binlerce kuş halkalanıyor, aradan yıllar geçtiği halde bazen bir tanesi bile bulunamıyordu. Elimle tutup beyaz tüylerini aceleyle okşadığım kaşıkçı kuşu, uçmuş uçmuş, ta Nil Vadisi nde Kom Ombo köyüne gitmişti. Ama Mısırlı cahil bir köylü genç yaşta vurmuştu onu. Ne yazık! Türkiye de halkalama çalışmalarını bir çatı altında birleştirecek ulusal bir programın kurulması 2002 ye rastlıyor. Sekiz yıldır Kuş Araştırmaları Derneği tarafından koordine edilen Ulusal Halkalama Programı (UHP), Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, bazı üniversite ve derneklerin biraraya geldiği bir çatı organizasyon. Türkiye nin farklı bölgelerinde kurulan kuş 40 natıonal geographıc mayıs 2010 fotoğraf: JNO DIDRICKSON
Jno Didrickson (sağda) bir yandan halkalanan kuşların türü, cinsiyeti ve yaşını belirleyip, ağırlığı ve yağ miktarı gibi ölçümleri yaparken, diğer yandan da Çukurova Deltası, Akyatan istasyonu yakınlarında çalışan Urfalı ailelerin çocuklarının ardı ardına gelen sorularını yanıtlıyor. halkalama istasyonlarında çoğunlukla ötücü kuş göçü araştırılıyor. İstasyonlarda sürdürülen çalışmaların yanında Akdeniz martısı, tepeli pelikan, flamingo, kaşıkçı ve leylek göçüyle ilgili tür odaklı, renkli halkalama çalışmaları da yapılıyor. 2002 2008 yılları arasında gerçekleştirilen çalışmalarda toplam 244 türden yaklaşık 150 bin kuşa Türkiye adresli halkalar takıldı. Halkalanan 19 türden 68 kuş, 24 ülkede yeniden görüldü. Çoğu Yunanistan ve Macaristan dan gelen kayıtlar arasında en çok rastlanan tür saz bülbülü ve kır kırlangıcı. Kuzeydoğa Derneği Başkanı Dr. Çağan Şekercioğlu Kırlangıçların göç sırasında konakladığı ve saz bülbülünün yaşadığı sazlıklar, halkalama çalışmalarında kullanılan ağlarla benzer yükseklikte ve istasyonların çoğu sazlık alanda kurulu. Bu yüzden bu türler daha kolay yakalanıyor. Ayrıca bu türler üzerine dünyada birçok proje yapıldığı için onların yakalanması özellikle hedefleniyor diyor. 30 farklı ülkede halkalanmış 44 türden 157 kuş ise Türkiye de kaydedildi. Bu kayıtlar içinde ilk sırayı kındıra kamışçını ve leylek alıyor. Bacaklarındaki halkalarda en çok rastladığımız ülke isimleriyse Macaristan ve Finlandiya. 42 natıonal geographıc mayıs 2010 fotoğraf: ÖZGÜR KEŞAPLI DIDRICKSON
UHP çalışmaları kapsamında Kızılcahamam ve Uluabat Gölü çevresindeki bazı köylerde leylek yavruları halkalandı. Uluabat Gölü kıyısında, Eskikaraağaç köyünde halkalanan bir leylek iki ay sonra, 1176 kilometre güneyde, İsrail de 300 keylekle birlikte ölü bulundu. Ölüm nedeni zehirlenmeydi. Dinlenmek ve beslenmek için bir fabrikanın atıklarını boşalttığı gölete konmaları onların sonu olmuştu. Bazen halkaladığımız bir kuşun Türkiye yi terk etmeden görüldüğü de oluyor. Cernek istasyonunda halkalanan bir yalıçapkını üç gün sonra Akyatan istasyonunda yakalanmış ve gerekli ölçümler yapılıp kaydedildikten sonra serbest bırakılmıştı. Türkiye yi kuzeyden güneye kat eden kuş ağırlığından 7 gram kaybetmişti. Akyatan istasyonunda halkalanan bir kızılsırtlı örümcekkuşuna ait haber ise altı ay sonra Güney Afrika Cumhuriyeti nden geldi: Tam 6 bin 796 kilometre kat etmişti. O, en uzakta kaydedilen Türkiye adresli kuştu. ODTÜ Yalıncak ta, ilk kez 2001 de halkalanan bir bülbülün, üremek için dört yıl üst üste aynı çalı kümesine gelmesi ise başka bir bilgiye ulaşmamızı sağladı: Bazı göçmen kuşlar üreme yeri konusunda oldukça istikrarlı olabiliyor. Yalıncak ta üreyen bülbüller üzerine çalışan İlker Özbahar, Ankara dan en az 2 bin km uzakta, Sahra nın güneyinde kışı geçiren bir bülbülün ODTÜ deki üreme alanına defalarca dönmesi heyecan verici diyor. Göçmen kuşlar göç yolculukları boyunca birçok alanda konaklıyor ve bir sonraki göç ayağı için hazırlanıyorlar. ODTÜ ormanlarında konaklayan bir benekli bülbül, üç hafta içinde ağırlığını 44 natıonal geographıc mayıs 2010 fotoğraf: OKAN CAN
Kuşları yakalamak için en yaygın kullanılan yöntem sis ağları. İki direk arasına gerilerek kurulan ağların, çalışma yapılan alanın özelliklerine ve yakalanması hedeflenen türe göre göz açıklığı, yüksekliği ve genişliği farklı olabiliyor. 22,5 gramdan 32,5 grama çıkararak, kışlama alanına ulaşmak için Akdeniz ve Sahara Çölü nü aşmadan önce besin depolamıştı. Bu tür veriler bize, yalnızca Türkiye de üreyen değil, kışlayan ve geçit yapan milyonlarca kuştan sorumlu olduğumuzu hatırlatıyor. Tellere çarpma ya da yasadışı avlanma gibi nedenlerle birçok yırtıcı kuş göç yolculuklarını tamamlayamadan telef oluyor. Üçü Polonya da ve biri Letonya da halkalanan dört küçük orman kartalı yavrusu Hatay da vurulduğunda, bu şekilde yaralanan birçok kuşu tedavi eden, Samandağ Çevre Koruma Derneği Başkanı Mişel Atik, Ne yazık ki avcılar korktukları için halkaları getirmiyor diyor. Finlandiya da yuvada halkalanıp 3 bin kilometre uçtuktan sonra İğneada da tele çarparak ölen balık kartalı ise geniş kanatlı kuşlar için başka bir tehlikeye dikkat çekiyor. Avcılarsa halkalı kuşlar için bazen tehlike bazen de kurtarıcı olabiliyor. Bir bıldırcın vurduk. Ayağında x numaralı halka vardı, tadı da çok güzeldi gibi tatsız ama önemli mesajların yanında 10 15 yıl öncesine ait sukuşu halkalarını bildiren duyarlı avcılar da var. 16 Nisan 2002 de Titreyengöl istasyonunda halkalanan bir saz bülbülünü 20 Kasım 2004 te, bir ağacın dalında dinlenirken 46 natıonal geographıc mayıs 2010 fotoğraf: KEREM SOYÖZ
Türkiye de kuş fotoğrafçılığının yaygınlaşması ile halkalar fotoğraflardan da tespit edilebiliyor. Kozanlı Gölü nde çekilen kara leylek fotoğrafında belirlenen renkli halka, bu kuşun Macaristan da halkalandığını gösteriyor. görüp sapanla vurduktan sonra bize bildiren Çad lı Assidik Ahmat mektubunda pişmanlığını şu sözlerle ifade ediyordu: Lütfen beni bağışlayıp kuşla ilgili bilgileri gönderir misiniz? En heyecan verici geri bildirimler ise çocuklardan geliyor. Mersin in bir köyünde ölü bulduğu Litvanya halkalı bir karabaşlı ötleğeni ilgili yerlere bildirmek için uğraşan ama bir sonuca ulaşamayan 11 yaşındaki Abdul Kerim Çukur, çarşıdan aldığı bir paketi sarmak için kullanılmış gazetede tesadüfen UHP ile ilgili bir yazıyı okumuş ve halkayı bize göndermişti. İlk kez böyle bir kuş gördüğü halde çok iyi tarif etmiş ve bulduğu tarih, yer ve ölüm nedeni gibi gerekli bilgileri de ayrıntılı bir şekilde yazmıştı. Göç araştırmalarında yeni bir çığır açan radyo ve uydu vericileriyse pahalı olması ve küçük kuşlarda uygulama zorluğu nedeniyle yaygın olarak kullanılmasa da göçmen kuşların uçuş yüksekliği, konakladıkları alanlar gibi bilgilere ulaşmamızı sağlıyor. Göçmen kuşların korunmasına hizmet etmek için dünyanın hemen her yerindeki göç rotalarında halkacılar, kuş gözlemcileri ve pek çok duyarlı insan çaba gösteriyor. Göçmen kuşları korumak için bundan daha umut verici bir aile olabilir mi? j 48 natıonal geographıc mayıs 2010 fotoğraf: MEHMET ÇETİNKOÇ