YÜZBAŞI HELMUT VON MOLTKE'DEN MÜŞİR LİMAN VON SANDERS'E OSMANLI ORDUSUNDA ALMAN ASKERİ HEYETLERİ



Benzer belgeler
İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

I.DÜNYA SAVAŞI'NDA OSMANLI DEVLETİ SAVAŞIN ÇIKMASI

A) Siyasi birliklerini geç sağlamaları. B) Sömürge alanlarını ele geçirmek istemeleri. C) Sanayi devrimini tamamlayamamaları

Sosyal bilgiler öğretmeninin verdiği bu bilgiye dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

C D E C B A C B B D C A A E B D D B E B A A C B E E B A D B

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

OSMANLI ALMAN İTTİFAK ANTLAŞMASI

Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR

İÇİNDEKİLER... SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp BELGELER

UNUTULAN SAVAŞLAR / KUTÜ L-AMMARE ZAFERİ

Gazi Ahmet Muhtar Paşa

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN ASKERLİK HAYATI

Sarıkamış. Dersleri. Yılmadan Yorulmadan Dr. Cihangir Dumanlı

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

Necdet Özel: Milletten Özür Dilememiz Gerekiyor

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ

SAYFA BELGELER NUMARASI

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

İÇİNDEKİLER... SUNUŞ III

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

Türkiye - Suriye Ortak Ulaştırma Komisyon Toplantısı Mutabakat Zaptı'nın Onaylanması Hakkında Karar Karar Sayısı: 2001/2693. Bakanlar Kurulundan

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: MUSTAFA KEMAL İN HAYATI

375 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMENİN EK 3 ÜNCÜ MADDESİ UYARINCA YAPILACAK EK ÖDEMEYE İLİŞKİN KARAR

TESALYA (YUNANİSTAN) SAVAŞI PULLARI ( )

Yayın ilkeleri, izinler ve abonelik hakkında ayrıntılı bilgi: Web:

SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞI KANUNU 1

Prof. Dr. İlhan F. AKIN SİYASÎ TARİH Beta

TARİH BOYUNCA ANADOLU

Hasip SAYGILI* Bilge Strateji, Cilt 7, Sayı 13, Güz Bilge Strateji, Cilt 7, Sayı 13, Güz 2015, ss

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

İZMİR TİCARET ODASI FAS KRALLIĞI ÜLKE RAPORU

DENİZ LİSESİ KOMUTANLIĞI

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5

İşte Osmanlı'nın çökmesine neden olan anlaşma!

İÇİNDEKİLER... ÖN SÖZ... BİRİNCİ BÖLÜM SİYASİ, COĞRAFİ DURUM VE ASKERÎ GÜÇLER

Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi S. 56, Bahar 2015, s KİTAP TANITIMI

Harp Akademileri Kanunu (Resmî Gazete ile yayımı : Sayı : 20181)

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

İRAN İSLAM CUMHURİYETİ BIE DELEGESİNİN ODAMIZI ZİYARETİ

PANORA GYO A.Ş Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı Bağımsız Yönetim Kurulu Üye Adayları Özgeçmişleri ve Bağımsızlık Beyanları

1824 yılında Paris Salonu'nda John Constable'ın eserleri sergilendi. Ressamın, kırsal manzaraları bazı genç meslektaşlarını etkiledi.

Atatürk ün İstifaları

d-italya nın Akdeniz de hakimiyet kurma isteği


HOLLANDA ÜLKE PROFİLİ

KONYA DEFTERDARLIĞI İMZA VE YETKİ İÇ GENELGE

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir?

The Kaiser s Army, The German Army in World War One. David Stone. Conway, London/New York, 2015, 511 sayfa, ISBN: Cemal CANDAN 1

HOLLANDA ÜLKE PROFİLİ

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

SAHİL GÜVENLİK KOMUTANLIĞI KANUNU (1)

c) İdari personelin hizmet öncesi ve hizmetiçi eğitimi programlarını düzenlemek ve uygulamak, Daire Başkanı

KARMA TESTLER 03. A) Yalnız l B) Yalnız II. C) Yalnızlll D) I ve II E) I, II ve III. 2. Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na girmesine,

GÜVENLİK KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI MALİ TÜZÜĞÜ

Askerî Görevleri. Modern dünya tarihinin kaydettiği karizmatik liderlerin başında kuşkusuz Mustafa Kemal ATATÜRK gelmektedir.

SOSYOEKONOMİK BOYUTLARIYLA TÜRK-F. ALMAN İLİŞKİLERİ (VI2)

Birinci Dünya Savaşı Kaynakçası

YAŞ kararları açıklandı

MİLLÎ SAVUNMA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜK MÜZESİ

NİTELİKLİ EĞİTİMİN TOPLUMUN REFAH SEVİYESİNE ETKİSİ. Prof.Dr. Muammer Kaya, ESOGÜ Rektör Adayı,

Cilt: 4, Sayı: 8, Temmuz 2016 / Volume: 4, Issue: 8, July 2016

IV. CETVEL (Madde 72) GÜVENLİK KUVVETLERİ ASKERİ MEMUR KADROLARI HİZMET SEMALARI 62/ /1991 TERCÜMAN MÜTERCİM KADROSU 24/1992 HİZMET ŞEMASI

ATATÜRK ün Balmumu Heykelleri

Ölüm İşlemleri. Bildirim Süresi, Usul ve Yükümlülüğü. Köylerdeki Ölümler. Sağlık Kuruluşu Bulunan Yerlerdeki Ölümler

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK

KAMU KURUM VE KURULUŞLARININ YURTDIŞI TEŞKiLATI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME

775QSU& b T Ü R K İY E C U M H U R İY E T İN İN H E D E F İ; BİR A Ç IK D E N İZ D E V L E T İ O LM AK TIR. Fahri S. K O R UTÜRK

HASTANE AFET VE ACİL DURUM PLANLARI (HAP) UYGULAMA YÖNETMELİĞİ

ÇANAKKALE SAVAŞININ İSTATİSTİKSEL ANALİZİ

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Gülen'in Haki Cübbesi Darbe Sinyali Miydi?

Haftalık ders sayısı 2, yıllık toplam 74 ders saati Kategoriler Alt kategoriler Ders içerikleri Kazanımlar Dersler arası ilişki IV.

I.DÜNYA SAVAŞI ve BALKANLAR

BASIN BİLDİRİSİ. RS : GMD.PG / Nisan 2015 KONU : Roketsan Basın Bildirisi ATIŞ VE TEST DEĞERLENDİRME MERKEZİ AÇILDI

TCMB O/N Faiz Oranları (% ) 70.0% 60.0% 50.0% 40.0% 30.0% 20.0% 10.0% 0.0%

DÜNYA DA VETERİNER HEKİMLİK ÖĞRETİMİ

CEDRUS SALİH TUNÇ. Doç. Dr., Akdeniz Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü. Antalya.

Dunkirk'ün gerçek tarihi

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

OSMAN HAMDİ BEY ŞEKER AHMET PAŞA HAZIRLAYAN: MEHMET KURTBOĞAN

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Türkiye de Yabancı Bankalar *

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

İÇİNDEKİLER. 16 Mayıs Amiral Souchon Padişah V. Mehmed Reşad ın huzurunda. Amiral şerefine Bomonti Bira Fabrikasında düzenlenen ziyafet.

Aralık Tekstil ve Hammaddeleri Sektörü 2014 Ocak-Kasım Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği

Global Ekonomi ve Yurtdışı Piyasalar. Temmuz 2011

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU YETKİ DEVRİ VE İMZA YETKİLERİ YÖNERGESİ

Siyasi Tarih (UI504) Ders Detayları

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

HAKKARİ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Personel Daire Başkanlığı. PERSONEL > Akademik Personel Şube Müdürlüğü

Kolluk, kamu düzenini sağlamaya

Sultan II. Abdülhamid Döneminde Mekteb-i Harbiye-i Şahane

1896 Askeri Rüştüye'de Mustafa adlı ğretmeninin kendisine Kemal adını verdiği Mustafa Kemal, Manastır Askeri İdadisi (Lisesi)'ne geçti.

Transkript:

YÜZBAŞI HELMUT VON MOLTKE'DEN MÜŞİR LİMAN VON SANDERS'E OSMANLI ORDUSUNDA ALMAN ASKERİ HEYETLERİ Dr. Yavuz ÖZGÜLDÜR* GİRİŞ Osmanlı İmparatorluğu'nun bir cihan devleti oluşunda, hiç şüphesiz Osmanlı ordusunun rolü çok büyüktü. Osmanlı İmparatorluğu'nun 15 ve 16. yüzyıllarda Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarındaki fetih hareketlerinde, çağdaşlarına oranla daha modern, iyi teçhiz edilmiş, üstün disiplinli ordu ile büyük basanlar kazanılmıştı. Ancak, 17 ve 18. yüzyıllardan itibaren Avrupa'da meydana gelen siyasi ve ekonomik değişimlere paralel olarak Avrupa orduları eğitim, donanım ve teşkilâtlanma açısından modern bir yapıya kavuşup gelişirken, osmanlı ordusununda durum tam bunun aksine gelişmekteydi. Osmanlı ordusunda 17 ve 18. yüzyıllarda hızını giderek arttıran bozulma ve çözülme, savaşlarda ardı arkasına yenilgileri ve toprak kayıplarını da beraberinde getirmişti. Nitekim, 19.yüzyılın başında o eskinin yenilmez, güçlü ve modern Osmanlı ordusu, yerini, disiplini bozulmuş, teşkilâtı dağılmış, silâh, teçhizat ve eğitim açısından çağdaşlarına oranla çok geri kalmış bir orduya terketmişti. Bu çalışmamızda, ordunun reorganizasyonu amacıyla, 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başında Osmanlı ordusunda görev yapmaları amacıyla davet edilen Alman askeri heyetlerini, yetki ve sorumlulukları ile çalışmalarının sonuçlan açısından değerlendirmeye çalışacağız. Kara Harp Okulu Öğretim Üyesi

298 YAVUZ ÖZGÜLDÜR A. 19. YÜZYILDA OSMANLI ORDUSUNDA GÖREV- LENDRİLEN ALMAN ASKERİ HEYETLERİ 1. Osmanlı Ordusunda Görev Alan İlk Alman Askeri Heyeti: Yüzbaşı Helmut von Moltke 19. yüzyılın başında giderek bozulan Osmanlı ordusunun, kendisini toparlayabilmesi, modern bir yapıya kavuşarak çağdaşlarına ayak uydurabilmesi için, reorganizasyona tâbi tutulmasının gereğine inanan II. Mahmut, bu işi Avrupalı uzmanlarına yaptırmak istemişti. Osmanlı ordusunun reorganizasyonu çalışmalarında kullanılmak üzere eğitmen subay göndermeleri için, ilk girişimini, 1835 Temmuzunda Fransa nezdinde yapmış ise de, olumlu bir cevap alamamıştı 1. Bunun üzerine, girişimini 1835 sonlarında Prusya Krallığı nezdinde tekrarlamış ve bu kez olumlu cevap almıştır. 23 Kasım 1835 tarihinde, iki kişiden oluşan Prusya askeri heyeti İstanbul'a gelerek göreve başlamıştır 2. Üç ay süreyle, maaşı Osmanlı devleti tarafından ödenmek koşuluyla gönderilen Yüzbaşı von Moltke, kendini kısa süre içinde kabul ettirmişti. Bunun üzerine Padişah II. Mahmut, Ocak 1836'da Prusya Kralı İÜ. Friedrich Wilhelm'den, eğitmen olarak kullanılmak üzere 11 Subay ve 4 Astsubay'ı üç yıl süreyle istemişse de, Ekim 1836'da Yüzbaşı von Moltke'de dahil olmak üzere, 4 subay gönderilmişti 3. Bir sözleşme ile saptanmadığı için, uzunca bir süre bu subaylann ne görev yapacakları, ordu içindeki statülerinin nasıl saptanacağı, yetkilerinin ne olacağı belli olmamış ve dolayısiyle, bir fayda sağlayamamışlardı. 2. Berlin Kongresi Sonrası II. Abdülhamit'in Almanya'ya Yönelmesi ve Yeni Askeri Heyet Talepleri Osmanlı İmparatorluğu'nun iç ve dış politikasının, 19. yüzyılın sonlannda büyük bir değişikliğe uğramasında, en önemli nedenlerden birisi de, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşıdır. Savaşın Osmanlı İmparatorluğu'na getirdiği maddi kayıpları bir tarafa bırakacak olursak, imparatorluğun iç ve dış politikalarında köklü değişikler gözlemlemek mümkündür. 1. Jehuda L. Wallach, Bir Askeri Yardımın Anatomisi, Çev. Fahri ÇELİKER, 2. Baskı, Ankara, Genkur. Basımevi, 1985, s.9. 2. A.g.e., s. 10. 3. A.g.e., s. 13.

YÜZBAŞI HELMUT VON MOLTKE'DEN MÜŞİR LİMAN VON SANDERS'E 299 Savaşın hemen ardından imzalanan Berlin Antlaşması, İmparatorluğu çok güç bir durumda bırakırken, beraberinde acı bir gerçeği de getirmişti. Kırım Savaşı (1853-1856) sonrası, Avrupa güçler dengesinin korunması amacıyla, Osmanlı İmparatorluğu'nun toprak bütünlüğünü garanti altına alan İngiltere ve Fransa, bu tutumlarını kesin olarak terketmiş görünüyorlardı 4. Tek başına ayakta kalabilecek gücü uzun süreden beri yitirdiğine inanan ve varlığını, Avrupa devletleri arasındaki dengeden yararlanarak sürdüren Osmanlı İmparatorluğu, Kırım Savaşı sonrası İngiltere ve Fransa'nın, toprak bütünlüğünü garanti altına alma fikrinden vazgeçmeleri üzerine siyasi yalnızlığa itilmiş ve zorunlu olarak Almanya'ya yönelmiştir 5. Aralarında, tarihi temellere dayalı, iyi komşuluk ilişkileriyle beslenen, siyasi, askeri, ekonomik ilişkilerle gelişen bir dostluk ilişkisi bulunmayan bu iki ülkenin ilişkileri 19. yüzyılın sonlarında giderek ilginç bir hâl almıştır. II. Abdülhamit, Almanya'ya inanmak ve güvenmek istiyor ve onu, Osmanlı Devleti'ndeki siyasi ve ekonomik çöküntünün, gelecekteki kurtarıcısı olarak görüyordu. II. Abdülhamit'i, Almanya yanına çeken nedenleri şöyle sıralayabiliriz: (i) Rusya ile olan siyasi ve askeri sorunların çokluğu, (ii) İngiltere'nin güvenemediği politikasından çekinmesi, (iii) Fransa'yı küçümsemesi, (iv) Almanya'yı uygulamakta kararlı olduğu Panislamizm politikasının en güçlü destekçisi görmesi 6. II. Abdülhamit'in böyle bir duyguya kapılmasında, Almanya'nın müslüman ülkelerde kolonilerinin bulunmaması, müslüman ülkelere dost görünmesi büyük rol oynamıştır 7. Otto von Bismarck tarafından yürütülen Avrupa'da denge siyasetini terk ederek, 19. yüzyılın sonlarında "Dünya Siyaseti" izlemeye başlayan Alman İmparatoru II. Wilhelm, siyasal yalnızlığa itilmiş, kendisiyle ittifak yapmak için çok istekli Osmanlı ile ilişkiye girerek, Almanya'ya ekonomik ve askeri kazançlar sağlamıştır 8. Kayzer II. Wilhelm'in Osmanlı imparatorluğu ile ilişkilerini geliş- 4. E. Ziya Kâral, Osmanlı Tarihi, cilt Vm, Ankara, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1983, s.78. 5.A.g.e., s. 169-170. 6. tlber Ortaylı, Asmanlı İmparatorluğunda Alman Nüfuzu, İstanbul, Kaynak Yayıncılık, 1983, s. 52. 7. A.g.e. s. 53; E Ziya Karal, a.g.e., s. 173. 8. Oral Sander, Anka'nın Yükselişi ve dönüşü, Ankara, SBF Basımevi, 1978, s. 163-4.

300 YAVUZ ÖZGÜLDÜR tirmesinde etkili olan nedenler şunlardı: (i) Osmanlı topraklan Alman ihraç sanayi ürünleri için geniş bir pazar niteliğindeydi, (ii) Anadolu, bir yandan Alman dokuma sanayinin en önemli ham maddesi olan pamuğa, diğer yandan gıda maddelerine ve tahıla olan ihtiyacını karşılayacak kapasitedeydi, (iii) Osmanlı topraklarının bakır, krom, kurşun ve petrol gibi maden yatakları, Alman endüstrisinin ihtiyaçlarını, büyük ölçüde karşılayabilirdi. (iv)stratejik bir konumda olan Osmanlı topraklan ile Almanya arasında karayolu bağlantısı kurulmasıyla, hem İngiltere'nin deniz ablukası ortadan kaldınlıyor, hem de Almanya'nın Rusya ve İngiltere'nin sömürgelerini vurması sağlanıyordu, (v) Türkiye'ye gönderilecek Alman askeri uzmanlan sayesinde, Alman silah sanayisine yüklü siparişler alınabileceği gibi, demiryollan ve silah bağlantılanna dayanılarak, Türkiye'deki önemli noktalar denetim altında buldurulabilirdi. (vi) Zayıf ve yıkılmakta olan bir imparatorluk konumunda olan Osmanlı imparatorluğu, Alman yardımı ve etkisi sayesinde, kısa sürede ele geçirilebilirdi 9. Görüldüğü gibi, Almanya'nın Osmanlı İmparatorluğu ile ilişkilerini geliştirmesinde, dostluk, toprak bütünlüğüne saygı, karşılıklı iyi ilişkiler tesis etme gibi fikirlerin yerine, Osmanlı topraklannı Almanya'nın gelişen dış siyaset amaçlan doğrultusunda kullanma, ekonomik ve askeri güdümü altına alma gibi fikirler, çok daha ön plândadır. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşının ardından ne pahasına olursa olsun, İmparatorluğu İngiltere-Fransa'nın siyasi etkisi ile, (orduyu 1860'lann ortasından itibaren teçhiz etmeye başlayan) A.B.D.'nin askeri etkisinden kurtarmak isteyen II. Abdülhamit, Almanya'ya yönelmiştir 10. 3. Almanya, Osmanlı Taleplerini Kabul Ediyor: Alman Askeri Heyetleri Yeniden Türkiye'de Osmanlı İmparatorluğu için son derece tahilsiz geçen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda, çok kötü bir durumda olduğu ortaya çıkan ordunun, reorganizasyonu çalışmalanm ön plâna çıka- 9. Lothar Rathmann, Alman Emperyalizminin Türkiye'ye Girişi, Çev. Ragıp Zaralı, İstanbul, 1982, s. 71. 10. Oral Sander-Kuıthan Fişer, ABD Dışişleri Belgeleriyle Türk-ABD Silah Ticaretinin İç Yüzü 1828-1925, İstanbul, 1977, s. 26.

YÜZBAŞI HELMUT VON MOLTKEDEN MÜŞİR LİMAN VON SANDERS'E 301 ran II. Abdülhamit, Alman Büyükelçisi aracılığıyla 1880 yılında, Alman hükümetine resmen başvurmuştu 11. İstanbul ve Berlin arasında, 1880 Mayısından itibaren yoğun olarak sürdürülen yazışma ve görüşmeler, 14 Temmuz 1880'de bir sözleşme imzalanmasıyla neticelenmişti. 14 Temmuz 1880'de iki ülke heyetlerince imzalanan bir sözleşme uyarınca, Almanya Osmanlı İmparatorluğu'na bir askeri heyet göndermeyi kabul ediyordu. Osmanlı hükümeti de, Osmanlı üniforması ve rütbesi taşımaları ön koşuluyla, tesbit edilecek Alman asker ve sivil uzmanları, kadrosuna almayı kabul ediyor ve bunlara çok yüksek ücretler ödemeyi de garanti ediyordu 12. Ancak, bu sözleşmede dikkati çeken bir kaç nokta bulunmaktadır. Birincisi, Osmanlı üniforması ve rütbesi taşımalarına rağmen, Alman askerler, Alman Ceza Kanunu'na, sivil uzmanlar da, ilgili Alman kanunlarına tâbi idiler. Görev sorumluluklarından doğan problemlerde, Osmanlı makamlarının bunlara uygulayabilecekleri herhangi bir yaptırım yoktu. İkincisi, Osmanlı devleti, ulusal çıkarları aleyhine hareket edecek subay ve memurlar hakkında, herhangi bir cezai müeyyide uygulamayacak, sadece görevlerine son verebilecekti. Üçüncüsü, Osmanlı hükümeti, kendi memur ve subaylannın Avrupalı meslektaşlanna oranla son derece düşük olan ücretlerini bile düzenli olarak ödeyemezken, Alman heyet mensuplanna, zamana göre çok yüksek ücretleri, Osmanlı Bankası garantisinde ödemeyi kabul ediyordu. Dördüncüsü ise, Osmanlı ordusunda görev alacak Alman askerler, bir üst rütbeden göreve başlatılıyordu. 1882 yılında, Osmanlı ordusuna Albay rütbesi ile katılan Kaehler, padişah tarafından derhal Tuğgeneralliğe, Kayzer tarafından karşı bir jest yapılarak Tümgeneralliğe, tekrar Padişah tarafından Korgeneralliğe terfi ettirildi 13. Bu durum, kısa süre içinde rütbece yükselmek ve yüksek ücretler almak isteyen Alman subaylara çok cazip gelmeye başladı. Alman subaylar Türkiye'ye gelmek için adeta birbirleriyle yansır oldular. Nitekim, 1882'de Albay rütbesi ile Osmanlı ordusuna gelen Kaehler, 1885'te öldüğünde Osmanlı Mareşali rütbesi taşımaktaydı ve bu çarpıcı bir örnek oluşturuyordu. 11. Jchuda L. Walach, a.g.e., s. 24; Über Ortaylı, a.g.e., s. 73; Lothar Rathmann, a.g.e., s. 32. 12. Über Ortaylı, a.g.e., s. 59; Jehuda L. Wallach, a.g.e., s. 31. 13. A.g.e., s. 32; tlber Ortaylı, a.g.e., s. 74.

302 YAVUZÖZGÜLDÜR 3.a. Osmanlı Ordusunda Yeni Alman Subaylar: Kaehler Heyeti 11 Nisan 1882'de Osmanlı hizmetine giren Albay Kaehler, Piyade Yüzbaşısı Kamphövener, Topçu Yüzbaşısı von Hobe, Dragon alayından Yüzbaşı Ristow, kendilerine burada sadece akıl öğretip, emir vermekle yükümlü sayıyorlardı 14. Avrupa ordularına oranla çok ilkel ve eskimiş bir yapıya sahip, uzun zamandan beri atış ve tatbikat yapmayan, günlük eğitimi eksik, maaş ve özlük haklan düzenli olarak verilmeyen Osmanlı ordusunu, reorganize edebilmek için bir süre uğraşan Kaehler heyeti, hiç bir netice alamayacaktır. Heyet, reorgenizasyon konusunda hazırladıkları ve II. Abdülhamit'e sunduklan uzun ve aynntılı raporlann, yürürlüğe konmak yerine hasıraltı edildiğini, Berlin'e gönderdikleri raporlarda belirtmişlerdir 15. Kaehler heyeti, hazırlayıp ta, bir türlü uygulamaya koyduramadıktan reform planlannın dışında, mesailerinin tamamını ya giderek artan maaş ve rütbe almaya ya da Alman silah sanayiine yüklü siparişler almak ve casusluk yapmak işine ayınr olmuşlardı. Osmanlı ordusu için büyük bir gizliliğe sahip olan askeri sırlan, ordunun genel durumunu, İmparatorluğun siyasi hayatım, günü gününe Alman Savaş ve Dışişleri Bakanlıklanna rapor etmişlerdir 16. 3. b. Osmanlı Ordusunda En İtibarlı Alman: Colmar von der Goltz 1882 yılında büyük ümitlerle getirilen Alman askeri heyet başkanı (Osmanlı Mareşali) Kaehler'in 1885 yılında ölmesi üzerine, Colmar von der Goltz, olağanüstü yetkilerle Alman Askeri heyeti başkanlığına getirilmişti 17. Alman Genelkurmayı'nda görevli bir Binbaşı iken, 1883 tarihinde Kayzer II. Wilhelm'in emriyle Osmanlı ordusu hizmetine Tuğgeneral rütbesi ile girmiştir. Askeri heyetteki görevi, askeri okullarda yürütülecek reform çalışmalanni yönetmek olan von der Goltz Paşa, kısa zaman içinde Osmanlı ülkesinde en tanınmış ve sevilen yabancı kişi durumuna gelecekti. 14. Jehuda L. Wallach, a.g.e., s. 32. 15. A.g.e., s. 38. 16. llber Ortaylı, a.g.e., s. 76. 17. E. Ziya Karal, a.g.e., s. 174; Lother Rathmann, a.g.e., s. 33.

YÜZBAŞI HELMUT VON MOLTKE'DEN MÜŞİR LİMAN VON SANDERS'E 303 1885'e kadar II. Abdülhamit'in engellemeleri yüzünden, askeri liselerdeki ders programlan üzerinde köklü bir değişiklik yapamamasına karşılık, Osmanlı ordusunu en iyi tanıyan, Osmanlı komutanlarını (özelikle genç subayları) etkileyebilen tek yabancıydı 18. Bu nedenle, görev süresi sona ermesine rağmen, kontratı üç kez uzatılan ve 1895'te ülkesine dönen von der Goltz, özellikle II. Meşrutiyet sonrası, birçok kereler yeniden göreve çağrılacaktır. Von der Goltz, görev yaptığı süreler içinde, Harbiye Mektebi'nde ve Kurmay Okulu'nda ders kitabı olarak okutulmak üzere, 4000 sayfadan fazla Türkçe broşür ve ders kitabı yayınlamıştır. Görevini, siyasi oyunları için çok iyi kullanan vor der Goltz, Osmanlı ordusunun durumunu, hükümetteki siyasi gelişmeleri, açıktan açığa Alman Genelkurmayı'na ve Dışişleri Bakanlığı'na günü gününe rapor etmiştir 19. Hazırladığı ve uygulanmasını isteyerek II. Abdülhamit'in önüne sunduğu her askeri reform paketinin ardından, Alman silah sanayiine çok yüklü siparişler aldıran von der Goltz, bu konuda oldukça yetenekliydi. Von der Goltz sayesinde, 189O'lı yılların sonunda Alman fabrikatörleri, Osmanlı silah pazarını tamamen ellerine geçirmişlerdir. 3. c. Balkan Savaşları Sonrası Osmanlı Ordusunda Reorganizasyon Çalışmaları: Liman von Sanders Heyeti 1880'lerden itibaren Osmanlı ordusunda görev alan Alman askeri heyetlerinin reorganizasyon çalışmaları sonunda, teknolojik gelişme, yapılanma, modern askerlik eğitimi adına pek birşey kazanılmamıştı. 1912-1913 Balkan Savaşları'nda büyük bir yenilgiye uğraşan Osmanlı ordusunun hiç de iç açısı olmayan görüntüsü, reorganizasyon adına yapılan çalışmaların başarısızlığının en açık kanıtıdır. 19. Yüzyıldan itibaren hızla Almanlaşan Osmanlı ordusu, gerçekte Prusya askeri tekniğini tam anlamıyla benimseyip uygulamak yerine, sistemi yüzeyde taklit etmiş görünüyor 20. Osmanlı hükümeti, bütün bu gerçeklere ve acı Balkan Savaşı yenilgisine rağmen, Osmanlı ordusunun reorganizasyon çalışmalarını yürütecek yeni Alman askeri heyetlerinin Türkiye'ye gönderil- 18. Jehuda L. Wallach, a.g.e., s. 44; tlber Ortaylı, a.g.e., s. 79; Lothar Rathmann, a.g.e., s. 33. 19. Lothar Rathmann, a.g.e., s. 34; İlber Ortaylı, a.g.e., s. 78. 20. İlber Ortaylı, a.g.e., s. 73.

304 YAVUZ ÖZGÜLDÜR mesi için, 22 Mayıs 1913 tarihinde Alman hükümetine resmi başvuruda bulunmuştur 21. Türk hükümetinin 22 Mayıs 1913 tarihli resmi müracaatından sonra, Kayzer II. Wilhelm, Türkiye'ye gönderilecek askeri heyetin başkanlığına Kassel'deki 22. Tümen Komutanı Liman von Sanders'i seçti 22. Türkçe bilmeyen, Türkiye ve Türkler hakkında en ufak bir bilgiye dahi sahip olmayan, Alman ordusunun en kıdemli (çok sert ve otoriter oluşundan ötürü sevilmeyen) Tümen Komutanının, öyle hassas ve diplomatik bir görev için, Alman İmparatoru tarafından seçilmesi ilginçtir. Daha da ilginç olanı, Osmanlı İmparatorluğu'nun, kendi ülkesinde sevilmeyen, güvenilir ve başarılı bir komutan olarak görülmediği için, Kolordu Komutanlığı görevi dahi verilmeyen bir subayı, İstanbul'daki I. Kolordu Komutanlığı ve Askeri Şura Üyeliği görevine atamasıdır 23. Osmanlı İmparatorluğu'nu çok zayıf ve yalnız bir döneminde yakalayan Almanya, 17 Ekim 1913 tarihinde imzalanan mukaveleden de anlaşılacağı gibi, çok geniş yetki ve sorumlulukları elde etmeyi başarmıştı. Mukaveleye göre; (i) General Liman von Sanders 5 yıl süreyle, Alman askeri heyet başkanı olarak ve Korgeneral rütbesiyle I. Kolordu Komutanlığı ve Askeri Şura Üyeliği görevine atanmıştı, (ii) Sanders Paşa, Osmanlı ordusundaki bütün yabancı askerlerin doğrudan doğruya amiridir ve 5 sene müddetle orduya gerekli olan tüm yabancı subayların celb, tayin ve azaltmak yetkisi yalnızca ona aittir, (iii) General Sanders'in makamı, protokolde Harbiye Nazın'ndan sonra gelmektedir. Ancak Erkân-ı Harbiye-î Umumiye Reisi General Sanders'ten kıdemli ise, o doğrudan doğruya bu reisten sonra gelmektedir, (iv) General Sanders, Harbiye Nazırını haberdar etme koşuluyla tüm askeri kıtaları, istihkâmları, demiryollarını ve ulaşım araçlarını teftiş edebilir, (v) Liman von Sanders, Kolordu Komutanlığının tüm yetkilerine haizdir, (vi) Alman ordusu, Avrupa'da bir savaşa katılırsa Almanya Liman von Sanders ile yanındaki tüm subaylarının mukavelelerini feshettirebilir 24. 21. Yusuf Hikmet Bayur, Türk İnkılâbı Tarihi, C. II, Ks. 3, Ankara, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 2. Baskı, 1983, s. 282. 22. A.g.e., s. 284; Liman von Sanders, Türkiye'de Beş Yıl, çev. M. Şevki Yazman, Burçak Yayınevi, İstanbul, 1968, s. 13. 23. Y. Hikmeta Bayur, a.g.e., s. 283; J. Wallach, a.g.e., s. 121. 24. Y. Hikmet Bayur, a.g.e., s. 286-287.

YÜZBAŞI HELMUT VON MOLTKE'DEN MÜŞİR LİMAN VON SANDERSE 305 Başlangıçta, 5 yıl süreyle görev yapmak üzere 42 kişiden oluşturulan Alman askeri heyetinin sayısı, zaman içinde giderek artmıştır. Bu sayı, I. Dünya Savaşı başlangıcında 71'e, 1914-1918 yıllan arasında ise (subay, astsubay ve er toplamı olarak) 15.000'e ulaşacaktır. Savaş boyunca, 2 Alman zırhlısı Osmanlı donanmasına katılmış, ayrıca 100.000 vagon savaş malzemesi de, İstanbul'a gönderilmiştir. Parasal yardımlar ise, 3 Milyar Altın Mark'a ulaşmıştı 25. General Liman von Sanders, anılarında her ne kadar görevlerinin kesin olarak askeri olduğunu iddia ediyorsa da, Almanya'nın İstanbul Başkonsolosu Wangenheim'in Alman Dışişleri Bakanlığı'na gönderdiği, görevin diplomatik yönleri ve önemini belirten telgraf, olaya İngiltere, Fransa ve Rusya'nın çok şiddetli tepkileri, görevin siyasi yönünün daha ağırlıklı olduğunu göstermektedir, nitekim, bir Alman generalinin, Osmanlı ordusunda I. Kolordu Komutanlığına, geniş yetkilerle atanmasının ne anlama geldiğini çok iyi bilen İngiltere, Fransa ve Rusya, olayı diplomatik bir kriz haline getirmişlerdi 26. Sorunun, Avrupa diplomasisinin bir numaralı gündem maddesi haline gelmesi üzerine, Kayzer II. Wilhelm 4 Ocak 1914 tarihinde, Liman von Sanders'i Orgeneralliğe yükseltmiş, bunun üzerine Osmanlı hükümeti de Mareşalliğe (Müşir) terfi ettirmiş ve kerrdisine Genel Müfettişlik görevi verilerek, sorun çözümlenmişti 27. Alman askeri heyeti, 6 ay içerisinde, başkent ve çevresindeki birliklerde bir hayli etkili olmuş, genel olarak disiplin, teşkilat, teçhizat, atış ve eğitim konulannda büyük ilerlemeler kaydedilmişti 28. Fakat, gerçek bu değildi. 1914 yılı temmuz sonlarında İstanbul'da, İtilâf Devletleri temsilcileri önünde, muazzam bir "Geçit Resmi" düzenlenmesine rağmen, bu göz boyamadan başka birşey değildi. Gerçekte, ülkenin eyaletlerindeki birliklerin durumu işler açışıydı. Ordu, özlük haklarını aylardır alamıyor, askerin iaşesi çok zor temin ediliyordu. Askerlerin üzerine giydirilecek üniforma ve ayakkabı dahi temin edilemiyordu. Araç-gereç, teçhizat, silah, cephane, lojistik ikmal maddeleri, disiplin, atış, talim, eğitim gibi konular iç- 25. Cari Mühlmann, Das Deutsch-Tiirkische Waffenbündnis im Weltkriege, Leipzig, Koehler Verlag, 1940, s. 3-9; Liman von Sanders, a.g.c, s. 13. 26. Y. Hikmet Bayur, a.g.e., s. 303; Liman von Sanders, a.g.e., s. 18. 27. Liman von Sanders, a.g.e., s. 19; Y. Hikmet Bayur, a.g.e., s. 303. 28. Hans Kannengieser, Gallipoli, Badeutung und Verlauf der Kampfe 1915, Berlin, Schlieffen Verlag, 1927, s. 18; Y. Hikmet Bayur, a.g.e., s. 306.

306 YAVUZ ÖZGÜLDÜR ler açışıydı 29. Ordunun geneli, çok ilkel ve kötü şartlarda I. Dünya Savaşı eşiğine gelmişti. SONUÇ II. Mahmut döneminde, ordunun reorganizasyonu ana amacıyla Osmanlı ordusuna davet edilen ilk Alman askeri heyetini (Yüzbaşı Helmut von Moltke) bir tarafa bırakacak olursak, II. Abdülhamit döneminde davet edilen Alman askeri heyetlerinin, davet ediliş ve geliş sebeplerini, sadece askeri olduğunu söylemek zordur. II. Abdülhamit, görünüşte Osmanlı ordusunun reorganizasyonunu ne pahasına olursa olsun istemiş, bu uğurda 1880'lerden itibaren ardı arkasına davet ettiği Alman askeri heyetlerine çok aşın tavizler vermiştir. Ancak, bu heyetlerin hazırladıkları reform paketlerinin hiç biri yürürlüğe girmemiş, orduda teknolojik gelişme, idari yapılanma, modern askerlik eğitimi adına, belirgin hiç bir değişiklik olmamıştır. 1912-1913 Balkan Savaşlan'nda büyük bir yenilgiye ve çöküntüye uğrayan Osmanlı ordusunun hiç de iç açıcı olmayan görüntüsü, reorganizasyon adına yapılan çalışmaların başarısızlığının en açık kanıtıdır. Üstelik, Osmanlı hükümetleri bütün bu gerçeklere ve acı Balkan Savaşları yenilgisine rağmen (Osmanlı ordusuna hiç bir şey kazandırmamalarına rağmen), 22 Mayıs 1913'te tekrar Almanya'ya askeri heyet göndermeleri için başvurmakta beis görmemiştir. II. Abdülhamit'in, 1880 sonrası osmanlı ordusuna aşın tavizlerle Alman askeri heyetlerini davet etmesinin asıl sebebi; İmparatorluğun içine düştüğü siyasi yalnızlıktan kurtulabilmek için, Almanya ile iyi ilişkiler kurabilmek, onun siyasi ve askeri desteğini alabilmekti. Alman askeri ve sivil uzmanlanna verilen aşın tavizlerin ve ayncalıklann, Osmanlı sivil ve askeri kademelerinde yaratacağı huzursuzluk; gelecek askeri uzmanlann, geleneğini, özelliklerini, dilini hiç bilmedikleri, öğrenmek için de hiç bir gayret sarfetmedikleri bu yabancı ordu içindeki emir-komuta yetki ve sorumluluklan, uyumlan, etkileri, onlara karşı doğması muhtemel tepkilerin, yeterince düşünülüp değerlendirildikleri şüphe götürmektedir. Nitekim Türk subay ve erleri, bu kendilerini beğenmiş, mağrur, kendilerini 29. Liman von Sanders, a.g.e., s. 23-24; J. Wallahch, a.g.e., s. 120.

YÜZBAŞI HELMUT VON MOLTKE'DEN MÜŞİR LİMAN VON SANDERS'E 307 küçümseyen Alman subaylardan, hiç hoşlanmamaktaydılar. Türk subayları, Türk devletinin mali gücüne ve ordu gerçeklerine dayanmadan raporlar hazırlayan ve bunlan uygulatmak isteyen Alman subayların emirlerini dinlemiyor ve onlara karşı cephe alıyorlardı. Alman askeri heyetlerinin çalışmalarından, reorganizasyon adına Osmanlı ordusu ve devleti herhangi bir kazanç sağlayamamıştı. Fakat, bu ilişkiden Alman ekonomisi, silah sanayii ve Alman hükümeti çok kazançlı çıkmış, Osmanlı İmparatorluğu hızla Almanya'nın siyasi, askeri ve ekonomik nüfuzu altına girmişti.