Arap Baharı ndan Demokrasi Beklemek



Benzer belgeler
SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

Cumhuriyet Halk Partisi

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA SORUNSUZ ALAN KALDI MI?

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

MISIR IN SİYASAL HARİTASI

ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 3 UNDERSTANDING IRAQ THROUGH CARTOONS 3

Suriye deki İstikrarsızlık ve Ülkelerin Değişen Siyasetleri

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ. Ömer Faruk GÖRÇÜN

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

SAYIN BASIN MENSUPLARI;

OLGUN AKBULUT ANAYASAL DİNSEL ÇOĞULCULUK

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK

Ortadoğu birliğine doğru ilk adım mı?

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

Kerkük, Telafer, Kerkük...

KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 1

Türkiye ve Dünyanın 2016 Yılı

SAYIN TAKİPÇİLERİMİZ,

ABD İLE İLİŞKİLERDE YENİ DÖNEM: MODEL ORTAKLIK

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİNDE KÜRT VE ERMENİ MESELELERİNİ TARTIŞTI!

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Irak, Suriye ve İran ın Türkiye Politikaları

İdris KARDAŞ Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü

Ortadoğu daki Kamplaşma: Bölgesel Görünümlü Küresel Saflaşma

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

Çepeçevre Karadeniz Devam Eden Sorunlar, Muhtemel Ortakl klar - Güney Kafkasya ve Gürcistan aç s ndan

İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Fransa Cumhurbaşkanı Macron

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI

2 Ekim 2013, Rönesans Otel

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

2 ARALIK 2007 TARİHİNDE YAPILAN RUSYA FEDERASYONU MİLLETVEKİLİ SEÇİMLERİNE İLİŞKİN AGİTPA GÖZLEM RAPORU

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ -6-

İhvanı Müslimin'in kısa tarihi

BAŞBAKAN ERDOĞAN İRAN DA BAŞBAKAN ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANI AHMEDİNEJAD, DİNİ LİDER HAMANE

27 Ocak- 2 Şubat 2014 SAYI: 22

ARAŞTIRMA GRUBU. Prof. Dr. Özer SENCAR Prof. Dr. İhsan DAĞI Prof. Dr. Doğu ERGİL Dr. Sıtkı YILDIZ Dr. Vahap COŞKUN MAYIS

SURİYE SORUNU VE TÜRK DIŞ POLİTİKASINA TOPLUMSAL BAKIŞ *

Çimento Sektörü ve 2010 Beklentileri

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

2000 li Yıllar / 8 Türkiye de Eğitim Bekir S. GÜR Arter Reklam Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

Mezhepçi-siyasal İslamcı dış politikanın faturası ekonomiye AKP, MISIR I DA KAYBETTİRİYOR

Türkiye nin Güvenlik Stratejileri Çerçevesinde Irak ve Suriye

ABD-İSRAİL-İRAN-TÜRKİYE; ORTADOĞU DA DEĞİŞEN GÜÇ DENGELERİ EYLÜL 2009

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

Tanrı Zar Atmaz Ya FED?

Hükümet ile Gülen cemaatinin tartışması neyi ifade ediyor?

Araştırma Notu 15/179

2000 li Yıllar / 6 Türkiye de Dış Politika İbrahim KALIN Arter Reklam Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

NKP

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

DURAP 20 OCAK - 04 ŞUBAT

Yaşar ONAY* Rusya nın Orta Doğu Politikasını Şekillendiren Parametreler

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ

Merkez Strateji Enstitüsü. Türkiye-Rusya İlişkileri Mevcut Durumu ve Geleceği

IKBY-Irak Merkezi Hükümeti Çekişmesi ve Türkmenlerin Durumu

Haziran 2015 Seçimlerine Giderken Kamuoyu Dinamikleri

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

Ortadoğu da Devam Eden Dönüşüm Bağlamında

İşyeri Temsilcileri Rehberi

Değerli Çekmeköy Anadolu İmam Hatip Lisesi Öğrencileri

DÜNYA EKONOMİSİ. FED in faiz artırımı sürecine yönelik zamanlamayı fiyatlandırmakla güçlük çeken küresel piyasalar,

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

ABD Seçimleri ve Sonrası. Mümin Bumin SEZEN Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM) ABD Masası Direktörü

Suriye nin Kaderi Dünya nın Kaderini Belirleyecek - 1

Cumhurbaşkanı Sn. Dr. Derviş Eroğlu nun Şanlıurfa Harran Üniversitesi nde Yapacakları Konuşma:

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ

Çarşamba İzmir Basın Gündemi

Türkiye nin Nükleer Silahlanmaya Bakışı

USTAD Tahlil Nisan-2011

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5

KAMU DİPLOMASİSİ ARACI OLARAK ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARI VE TÜRKİYE UYGULAMALARI. M. Musa BUDAK 11 Mayıs 2014

İKV DTSO BİLGİLENDİRME TOPLANTISI İKV Başkanı Ömer Cihad Vardan Açış Konuşması Diyarbakır,

ATM DUBAI 2015 ULUSLARARASI TURİZM FUARI DEĞERLENDİRME RAPORU

ÜZERİNDEKİ ETKİSİ ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ. No.8, Temmuz 2014 ORSAM BÖLGESEL GELİŞMELER DEĞERLENDİRMESİ: Bİlgay Duman

Kuzey Irak Kürt halkı kendi kaderini tayin edebilmelidir

Referandum ve tezkere

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

Günlük Yorum. IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı. Piyasalarda Bugün Ne Oldu? USDTRY BRENT PETROL GBPUSD EURUSD ALTIN

Katar krizinin anlattıkları

CHP ve AKP nin Orta Doğu Politikalarının Ana Hatları

PKK'nın silah bırakması siyasi bir mesele

ÖZETLER VE ANAHTAR KELİMELER

Pazartesi Basın Gündemi

ÜLKEMİZDE HUZURU BOZMAK İSTİYORLAR

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

HALI SEKTÖRÜ 2015 ŞUBAT AYI İHRACAT PERFORMANSI

Transkript:

Mısır da yeni anayasa, iki turlu halkoylaması sonucunda kabul edilmesine karşın, ülkeye huzur getirmemiştir. Önemli bir kesim, anayasa referandumunun yasadışı olduğunu, çünkü toplumda asgari bir uzlaşmanın sağlanmadığını düşünmektedir. Arap Baharı ndan Demokrasi Beklemek Expecting Democracy from Arab Spring Barış DOSTER Abstract It has been seen that, after the Arab Spring, the democracy, freedom and human rights are still far away from the Arab world. The Arab Spring has not automatically produced demand for civil society. It is clear that, the societies that have not secularism and the values of enlightenment are closer to the authoritarian and totalitarian political regimes than democracy. Each country has its own history, culture, political, economical and social backgrounds and values. So it is difficult for a country to import a political regime from outside. Keywords: Arab Spring, democratization, regional instability, Syria, Iraq, Muslim Brotherhood, Egypt, Israel

Giriş Arap Baharı olarak adlandırılan süreç, başlangıcından iki yıl sonra, kimilerince Arap Sonbaharı veya Arap Baharatı olarak anılır olmuştur. Bunda şüphesiz, sürecin ikinci yılı dolmasına karşın, arzulanan demokrasinin, umut edilen insan haklarının, hedeflenen özgürlüklerin gelmemesinin payı büyüktür. Yakın gelecekte de Arap dünyasına bu değerlerin geleceğine ilişkin güçlü işaretler yoktur. Tersine, Arap Baharı ndan demokrasi beklemek, Anadolu daki güzel deyimle, olmayacak duaya âmin demeye benzemektedir. Dahası, baharın geldiği kimi ülkelerde de, adeta gelen gideni aratır olmuştur. Yaşanılan süreci, 1980 lerin sonunda, 90 ların hemen başında Sovyet etki sahasındaki ülkelerde yaşananlara benzetenlerin yanı sıra, 2000 li yıllarda Gürcistan, Ukrayna, Kırgızistan daki renkli devrimlerle karşılaştıranlar da vardır. Siyasal- iktisat yönü öne çıkan tahlillerde ise krizdeki kapitalizmin, dünya petrolünün kabaca üçte ikisine sahip olan, ancak bunun sadece yüzde 5 ini kullanan Ortadoğu ya ilişkin hesaplarına işaret edilmektedir. Bu tür yorumlarda, Batılı büyük güçlerin, özellikle de ABD nin, 1.5 milyarlık İslam aleminin doğal kaynakları ve iç pazarları üzerinde yeterince egemen olduğu, ancak bu kez, Ortadoğu daki varlığını azalttığı bir süreçte, bölgedeki rejimleri yeniden şekillendirdiği belirtilmektedir. Arap Baharı na ilişkin olarak şu soruları da cesaretle sormak gerekir: Arap diktatörleriyle son derece iyi ilişkileri olan, Arap ülkelerini sömüren batılı, merkez, kapitalist, emperyalist ülkelerin, Ortadoğu da samimi olarak demokrasinin kökleşmesini istemeleri mümkün müdür? Arap ülkelerine gerçekten demokrasinin gelmesi olası mıdır? Eğer bir mucize olur da gelir ise o zaman sandıktan çıkacak sonuç, büyük güçlerin işine gelir mi? Kitlelerin türdeş olmadığı, hedeflerinin muğlâk olduğu bu eylemlerden demokratik kadroların ve programların iktidar olarak çıkmasını beklemek, ne kadar gerçekçidir? Özgür düşüncenin, laikliğin, sanayi toplumunun, aydınlanma değerlerinin, burjuva devrimi kazanımlarının asgari ölçüde taban bulmadığı toplumlarda, demokrasinin zemin bulması ne ölçüde mümkündür? 1- Baharı Beklerken Ömrüm Kış Oldu 2010 yılı Aralık ayında Tunus ta Muhammed Bouazizi adlı seyyar satıcı gencin kendini yakmasıyla başlayan, yoksulların, işsizlerin, kadınların, gençlerin, İslamcıların, solcuların, liberallerin, demokrasi ve özgürlük yanlılarının meydanları doldurmasıyla gelişen eylemler, Kuzey Afrika ve Ortadoğu da hızla yayılmıştır. Mısır dan Yemen e, Libya dan Suriye ye dek tüm Arap dünyasında gelişen hareketlerin sonucunda, Arap alemindeki diktatörlerin bazıları yıkılmıştır. Bazıları ise koltuklarını korumayı başarmıştır. Yıkılan diktatörlerin yerine demokrasi, insan hakları, özgürlük, hukuk devleti, basın hürriyeti, sivil toplum, şeffaf ve hesap verebilir bir devlet aygıtı gelmemiştir. Yeni diktatörler gelmiştir. Arap dünyasına bilim, teknoloji, ileri sanayi kadar, demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerin de uzak olduğu, bir kez daha görülmüştür. Yoksulluk, bağnazlık

ve cehaletle mücadele etmede başarılı olamayan Arap ülkeleri, ekonomik, demokratik, toplumsal, hukuksal, yönetsel, kültürel adımları atmakta da zorlanmışlardır. Basit bir örnek vermek gerekirse, İsrail in ulusal geliri, İslam ülkelerinin ortalama gelirinin 4 katıdır. Petrol zengini olanlar dışında Arap ülkelerinde kişi başına düşen milli gelir ise birkaç bin doları geçmemektedir. Yurttaş kimliğinin, sınıfsal kimliğin değil, mezheplerin, tarikatların, cemaatlerin, aşiretlerin, kabilelerin, etnik kökenlerin öne çıktığı bir coğrafyada demokrasinin yeşeremeyeceği, Arap Baharı denilen süreçte bir kez daha görülmüştür. Demokrasi cehaletle birlikte olmaz diyen Jefferson bir kez daha haklı çıkmıştır. Laikliğin olmadığı bir toplumda demokrasinin olabileceğini öne süren görüşlerin hayatta karşılığının olmadığı bir kez daha anlaşılmıştır. Bu süreçte görülen bir diğer gerçek ise uluslararası ilişkilerde, dış politikada, diplomaside bir ülkeyi model olarak almanın, bir başka ülkeden rejim ithal etmenin veya bir diğer ülkeye rejim ihraç etmenin olanaksız olduğudur. Her ülkenin kendine özgü ve de özgün tarihsel birikimi, toplumsal koşulları, siyasal kurumları, politik öncelikleri, tehdit algıları vardır. Arap Baharı denilen süreçte, ülkelerin hedeflerine ulaşması için demokratik deneyime ve parlamenter tecrübeye gereksinim duydukları görülmüştür. Eğer ille de Türkiye yi rol model alacaklar ise öncelikle görmeleri gereken, laiklik ilkesine ulaşmak zorunda olduklarıdır. 1 Kaldı ki, Arap Baharı nın başladığı dönemde Ortadoğu daki Türkiye algısıyla gelinen aşamada Türkiye algısı arasında da büyük fark vardır. Nitekim TESEV in Ortadoğu ve Kuzey Afrika daki 16 ülkede, 3 28 Ağustos 2012 tarihleri arasında, toplam 2 bin 800 kişiyle yaptığı anket, Türkiye algısının olumludan olumsuza doğru seyrettiğini ortaya koymuştur. Türkiye Ortadoğu ülkeleri için model olabilir mi? sorusuna olumlu yanıt verenlerin oranı 2011 de yüzde 61 iken, 2012 de yüzde 53 e düşmüştür. Suriye halkının yüzde 65 i Türkiye nin Suriye politikasını düşmanca bulmuştur. Laik bir Türkiye nin model olabileceğini düşünenlerin oranı ise yüzde 21 de kalmıştır. 2 Dahası, Arap dünyasında, ne Arap Baharı na ilişkin yorumlarda ne de Suriye meselesine ilişkin tavırlarda genel bir uzlaşma yoktur. Sadece Arap halkları arasında değil, Arap aydınları arasında da, siyasal örgütlerde de birbirinden farklı, hatta birbirine zıt görüşler söz konusudur. Aynı siyasal yapılar içinde bile birbirinden çok farklı tezler seslendirilmekte, buna koşut olarak o yapı içinde ve dışında yeni ittifaklar oluşmaktadır. Örneğin; Suriye de çatışmalar başladıktan sonra Şam daki merkezini Kahire ye taşıyan Hamas içinde bu karara karşı çıkanlar olmuştur. Hizbullah ise Hamas tan çok farklı bir tavır alarak, Esad ı açıktan desteklemiştir. Suriye de yaşananları devrim olarak değil, Filistin e verdiği destek nedeniyle uluslararası bir müdahale ve cezalandırma olarak nitelemiştir. 2- Arap Baharı nın Farklı Seyirleri Arap Baharı, her Arap ülkesinde aynı etkiyi yaratmamıştır. Özellikle Mısır, Libya ve Suriye gibi Arap ülkelerinde ise farklı algılanmış, farklı bir seyir izlemiştir. Tunus ta Mısır daki Müslüman Kardeşler örgütüne (İhvan) yakın düşünen kadrolar iktidara gelmiştir. Yemen de ise lider değişse de ülke istikrara kavuşamamıştır. Arap âleminin en köklü devleti olan Mısır, önceki lideri Hüsnü Mübarek in koltuğunu bırakmasına ve yerine seçimle bir cumhurbaşkanı seçmesine karşın, bir türlü dengeli bir siyasi yapıyı tesis edememiştir. Yeni anayasa, iki turlu halkoylaması sonucunda kabul edilmesine karşın, ülkeye huzur getirmemiştir. Mısır da önemli bir kesim, anayasa referandumunun yasadışı olduğunu, çünkü toplumda asgari bir uzlaşmanın sağlanmadığını düşünmektedir. Müslüman Kardeşler in, iktidarda başarısız oldukça daha fazla dini söyleme sarıldığına dikkat çeken muhalifler, bu nedenle İhvan ın, yeni anayasaya köklü eleştiriler getiren herkesi din düşmanı olmakla itham etmek gibi, eski ve de çok tehlikeli bir yola başvurduğuna inanmaktadır. Bu bağlamda Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi nin muhalifleri ikna etmesi hayli zor görünmektedir. Müslüman Kardeşler in adayı olarak seçimleri kazanan Cumhurbaşkanı Mursi nin, göreve geldikten kısa süre sonra hem Çin i hem de İran ı

Kuzey Irak ın demografik yapısı hassastır. Türkmen, Arap ve Kürt halkları birlikte yaşamaktadır. Siyasal ve toplumsal yapı, etnik, dinsel, mezhepsel yapıyla birlikte istikrarsızlık kaynağıdır. ziyaret etmesi, Mısır ın ABD den uzaklaşmasa ve İsrail politikasında büyük değişikliğe gitmese bile, eskisine oranla göreli olarak daha dengeli bir dış politika izleyeceğinin işaretleri arasında sayılmıştır. Mısır da Hüsnü Mübarek dönemi anayasasından bile daha baskıcı olan, özgürlükleri, kadın haklarını, basın hürriyetini sınırlayan anayasanın kabul edilmesi ise demokrasi konusunda büyük beklenti içine girmenin doğru olmayacağını ortaya koymuştur. Mursi, Suriye konusunda, Beşar Esad sız bir çözümün oldukça zor olduğunu açıklamış ve buna uygun politika izlemeye yönelmiştir. Mısır ın Suriye meselesindeki bu tavrı, Arap dünyası açısından önemlidir. Çünkü hem geçmişte, 1958 de Mısır ve Suriye nin birlikte kurduğu Birleşik Arap Cumhuriyeti deneyimi vardır hem de Mısır merkezli Müslüman Kardeşler in Suriye uzantısı, oldukça etkili bir güçtür. Ortadoğu daki pek çok İslamcı hareket, İhvan dan beslenmekte, etkilenmekte, onu örnek almaktadır. 3 Mursi nin yönetime gelmesiyle birlikte, Mısır ın İsrail le bir ölçüde de olsa gerginleşen ilişkilerinde çok yönlü bir mesaj verme çabası dikkat çekmektedir. Hem iç kamuoyuna, özellikle de Müslüman Kardeşler tabanına hem Batıya özellikle de ABD ye hem de Arap alemine dönük mesajlar olarak değerlendirilmelidir. 3- İsrail Arap Baharı nı Yakından İzliyor Arap Baharı nı yakından izleyen ülkelerden olan İsrail, Mısır la ilişkilerin en azından görünürde gerginleşmesinden yakınsa da, Gazze ye uygulanan ambargonun, Mısır ın devrik lideri Hüsnü Mübarek in desteğiyle başarıya ulaştığının bilincindedir. O nedenle de kendisini tanıyan ilk Arap ülkesi olan Mısır la ilişkilerini daha çok gerginleştirecek adımlar atmaktan kaçınmaktadır. Kendisinden sonra ABD den en çok yardım alan bölge ülkesi olan Mısır la ilişkileri germenin, yararı

olmadığının farkındadır. Şunu da anımsamak gerekir ki, Mısır ın en etkili siyasal gücü olan Müslüman Kardeşler ile Hüsnü Mübarek arasındaki denetimli gerginlik İsrail in daima işine gelmiştir. Mübarek ve Müslüman Kardeşler, karşılıklı olarak birbirlerinin gücünü kabul etmişler, Mübarek siyasi iktidarı, Müslüman Kardeşler ise toplumsal ve kültürel iktidarı, sokağı denetlemiştir. Bu süreçte Müslüman Kardeşler, ABD ve İsrail karşıtı söylemlerini hayli yumuşatmış, ABD ile temasını geliştirmiştir. Mısır da bir diğer güç odağı olan Yüksek Askeri Konsey in ise ABD ve İsrail ile ilişkilerini her zaman koruduğunu hiç unutmamak gerekir. İsrail, büyük kargaşa içindeki Suriye nin Lübnan da azalan etkisinden, ABD nin Lübnan da yönetimi şekillendirmeye çalışmasından, Irak ın kuzeyinde güçlenmekte olan bağımsız Kürt devleti oluşumundan ise memnundur. Ancak tüm çabalarına rağmen ABD yi, Suriye ve İran a yönelik bir askeri müdahaleye ikna edememiştir. Hatta bu nedenle ABD Başkanı Obama ile ters düştüğü de olmuştur. Filistin meselesi ve Araplarla ilişkiler İsrail in iç siyasetinde de önemli bir başlıktır ve siyasal saflaşmadaki belirleyici unsurlar arasındadır. 4 İsrail, Irak ın kuzeyindeki gelişmeleri de yakından takip etmektedir. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi lideri Mesut Barzani ile güçlü ilişkilere sahiptir. İsrail in kurulmasıyla birlikte Ortadoğu ya, özellikle de Araplar arasına, stratejik müttefiki olan bir devlet sayesinde kalıcı olarak yerleşen ABD de, Barzani yi desteklemektedir. Irak tan doğacak ve bölgedeki diğer üç ülkenin (Türkiye, İran, Suriye) aleyhine genişleyecek bir Kürt devleti, ABD ve İsrail in yararına olacaktır. Çünkü bu devlet, hem ABD açısından yeni bir üs işlevi görecek hem de İsrail i bölgedeki yalnızlığından ve kuşatılmışlığından bir nebze olsun kurtaracaktır. İsrail in bölgedeki iki büyük düşmanının, yani Suriye ve İran ın bölünmesiyle ortaya çıkacağı için de İsrail in elini çok rahatlatacaktır. Irak ın kuzeyinde kurulup sonra da genişleyecek bağımsız bir Kürt devleti, ayrıca hem Sünni Arapların, hem Şiilerin ve İran ın, hem de Türklerin ve Türkiye nin bölgedeki etkisini azaltacaktır. 4- Irak ta Esmer Günler 2003 yılında ABD tarafından işgal edilen Irak, Arap Baharı nın doğrudan etkilerine maruz kalmamıştır. Ancak dolaylı etkileri, özellikle de Suriye nin yaşadığı iç çatışma, Irak ta da hissedilmektedir. Irak merkezi hükümeti bu süreçte ABD nin etkisinden göreli olarak bağımsız hareket etmeye başlamıştır. İran, Suriye ve Rusya ile ilişkilerini de geliştirmektedir. Irak merkezi hükümeti, ülkenin kuzeyindeki Barzani yönetiminin ABD ve Türkiye ile yakınlaşmasına adeta yanıt verircesine, bölgesel ittifak arayışlarını sıklaştırmıştır. Örneğin; Moskova ile uçak ve helikopter de içeren 4,3 milyar dolarlık silah alım anlaşması imzalamıştır. ABD nin Irak ın silah ithalatını en az 5 yıl boyunca denetleyeceği göz önüne alındığında, Bağdat ın attığı bu adımın önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Kuzey Irak taki gelişmeler, Irak merkezi hükümetinin tüm bölge ülkeleriyle ilişkilerini şekillendiren temel unsurlardan biridir. Kuzey Irak ın demografik yapısı hassastır. Türkmen, Arap ve Kürt halkları birlikte yaşamaktadır. Siyasal ve toplumsal yapı, etnik, dinsel, mezhepsel yapıyla birlikte istikrarsızlık kaynağıdır. Maliki hükümeti, Türkiye nin Kuzey Irak ta Barzani ile olan ilişkilerini, imzaladığı petrol anlaşmalarını, bölgeye yaptığı altyapı yatırımlarını, gıyabında idama mahkûm edilen cumhurbaşkanı yardımcısı Haşimi ye sahip çıkmasını sert sözlerle eleştirmiştir. Karşılık olarak da kuzeyde iş yapan Türk şirketlerine zorluk çıkarmaya başlamıştır. Son olarak bir Türk bakanı taşıyan uçağa iniş izni vermeyerek, tepkisinin dozunu artırmıştır. Cumhurbaşkanı Talabani nin sağlık durumu da bir diğer endişe kaynağıdır. Çünkü Talabani ülkedeki tüm etnik gruplar ve siyasal yapılar tarafından uzlaştırıcı, birleştirici bir isim olarak görülmektedir. Irak ın bölünmesinin, bölgede İran ı daha da güçlendireceğini öne süren çevreler, Talabani sonrasında yerine bir cumhurbaşkanı seçmenin kolay olmadığına dikkat çekmektedirler. 5- Halep Ordaysa, Arşın İstikrarı bozulan Suriye de Beşar Esad sonrası, henüz hesaplanabilir ve öngörülebilir olmaktan çok uzaktır. Esad ın gitmesi halinde, radikal

unsurların yönetimde güç kazanması ihtimali vardır. Kaldı ki, Esad karşıtlarının meşruiyeti ve itibarı da yüksek değildir. ABD, İngiliz ve Fransız istihbarat örgütlerinin silahlı muhalif grupları eğitmesi, Esad karşıtı kimi çevrelerde bile tepki çekmekte, geleceğe ilişkin endişe yaratmaktadır. ABD tarafından tek çatı altında bir araya getirilen muhaliflerin, her an aralarında anlaşmazlığa düşecek potansiyele sahip oldukları da bilinmektedir. Suriye deki Kürtler, her ne kadar ülkede dağınık halde yaşıyorlarsa ve Irak taki Kürtler kadar kalabalık değillerse de, Irak ın kuzeyinde ABD, İsrail ve Türkiye nin desteğiyle kurulacak bir Kürt devleti, onlar için de cazibe merkezi olabilir. Böyle bir durumda Suriye Kürtlerinin, Irak tan kopan Kürt devleti ve bölgedeki diğer Kürtlerle birleşmek istemeleri muhtemeldir. Nitekim Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Mesut Barzani, özelde terör örgütü PKK nın Suriye kolu olarak bilinen PYD ye, genelde de Suriye Kürtlerine işbirliği çağrısı yapmıştır. Onları büyük bir ittifaka davet etmiştir. Şimdiye dek yaşananlar, Suriye lideri Esad ı devirmenin oldukça zor olduğunu kanıtlamıştır. Rusya, Çin ve İran ın Suriye ye verdikleri destek sürmektedir. Rusya sık sık, Suriye de kararı halkın vermesi gerektiğini, Esad ın iktidarı bırakmasının ülkedeki şiddeti artıracağını, ülkeyi ve bölgeyi parçalayacağını açıklamaktadır. Batı medyası da Suriye muhalefetinin gücünü abartarak yansıtmakta, bu da insanlarda yanlış anlama ve algılamalara neden olmaktadır. Nitekim bu yöndeki eleştiri ve endişeler yine bizzat Batıdaki yayın organlarında dillendirilmektedir. Esad muhaliflerinin gerçekte olduğundan daha güçlü gösterildiği, sadece muhaliflere dayanarak tek yanlı, tek kaynağa dayalı, taraflı haberler yapıldığı belirtilmektedir. Bu tür yayınlar, Batı medyasının Soğuk Savaş döneminden kalma yöntemlere sarılması şeklinde yorumlanmaktadır. Suriye hem dünyanın büyük güçlerinin hem de bölgenin iddialı ülkelerinin mücadele ettiği bir alandır. Her devlet, kendi çıkarı ve gücü oranında sürece müdahil olmaya çalışmaktadır. Bu da uzlaşmayı ve çözümü zorlaştırmaktadır. Bu durum, olası bir çözümün, Suriye ile sınırlı olmayacağının, yalnızca Esad ı ve muhalifleri kapsamayacağının da kanıtıdır. Soruna müdahil olan tüm bölgesel ve küresel güçlerin süreçten azami fayda sağlamaya çalışmaları, çözümün önündeki en büyük engeller arasındadır. Sonuç Gelinen noktada, henüz devam etmekte olan bir süreç olarak dikkat çeken Arap Baharı hakkında kesin, keskin yargılara varmak zordur. Ancak, şimdiye dek yaşananlar, demokrasi, insan hakları, özgürlük ve sivil toplum beklentilerini karşılamaktan çok uzaktır. Bu da dönemsel değil, yapısal sorunlarla ilgilidir. Güncel boyuttan ziyade, tarihsel nedenleri, toplumsal kökleri, iktisadi sebepleri vardır. Kısacası, baharı beklemekte olan Arap dünyasına model ihraç etmek bir yana, model önermenin bile olanaksız olduğu görülmüştür. O DİPNOTLAR 60