Selçuklularda E itim Faaliyetleri Ve Yeti en lim Adamlar na Genel Bir Bak



Benzer belgeler
SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

HAM PUAN: Üniversite Sınavlarına giren adayların sadece netler üzerinden hesaplanan puanlarına hem puan denir.

OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK

3. İnşaat Mühendisliği eğitimi : İnşaat mühendisliği veya genelde mühendislik eğitimi için başlangıç noktası olarak 1747 yılı kabul edilmektedir.

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı olarak şahsım ve kuruluşum adına hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİ STRATEJİK İŞBİRLİĞİ PROJE DANIŞMANLIK EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö

Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ

KAR YER GÜNLER PROJES. Murat F DAN

AKADEM K MAKALELER. M. Esad Coflan

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ KURULUŞ, ÖRGÜTLEME ve İŞLEYİŞ YÖNETMELİĞİ

Müslüman Ahmediye Cemaatinin bugünkü durumunu şöyle özetleyebiliriz: o Şimdiye kadar bu Cemaatin yerleştiği ve merkez kurduğu ülkeler sayısı: 193

ORTAÖĞRETİM. Öğretmenin. Ders Notları

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015

Amacımız Fark Yaratacak Makine Mühendisleri Yetiştirmek - OAIB Moment Expo

GÜMRÜK ETKİNLİKLERİ BİLGİ ŞÖLENİ

İZMİR TİCARET ODASI MİDİLLİ İŞ VE İNCELEME GEZİSİ HAZİRAN 2013 DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER VE ULUSLARARASI ORGANİZASYONLAR MÜDÜRLÜĞÜ

DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

Sayın Valim, Sayın Rektörlerimiz, Değerli Hocalarımız ve Öğrencilerimiz Ardahan Üniversitesi Değerli öğrenciler, YÖK Kültür Sanat Söyleşileri

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını,

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü :18

BİR MEDENİYET KURUMU OLARAK VAKIFLAR VE SOSYAL HİZMET KURUMLARI *

ERASMUS YOĞUN PROGRAMLAR (Intensive Programmes)

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

MÜDÜR YARDIMCILARI HİZMET İÇİ EĞİTİMİ

T.C. BİLECİK İL GENEL MECLİSİ Araştırma ve Geliştirme Komisyonu

KELÂMÎ MEZHEPLER VE FIRKALAR. Adem Sezgin UZUN 1

13. HAFTA PFS105 TÜRK EĞİTİM TARİHİ. Prof. Dr. Zeki TEKİN.

Ar. Gör. Cemil OSMANO LU Erciyes Üniversitesi lahiyat Fakültesi Din E itimi Anabilim Dal

MİM MİMARLIK TARİHİ VE KURAMI II GÜZ

KİTAP DEĞERLENDİRMELERİ

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI PROJE FİŞİ

TEDAŞ Dışında Bir Elektrik Tedarikçisinden Elektrik Almak İçin Hangi Koşullar Gerekmektedir?

25 Nisan 2016 (Saat 17:00 a kadar) Pazartesi de, postaya veya kargoya o gün verilmiş olan ya da online yapılan başvurular kabul edilecektir.

Yurda Oönen İşçi Çocukları için Açılan Uyum Kursları ve Düşündürdükleri

İNOVASYON GÖSTERGELERİ VE KAYSERİ:KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ. Prof. Dr. Hayriye ATİK 16 Haziran 2015

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Giresun Üniversitesi Akademik Değerlendirme Ve Kalite Geliştirme Uygulama Yönergesi

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA

İRAN ENERJI GÖRÜNÜMÜ

MÜDEK 01 Mayıs Eyl 2016

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

Geleceğin Dersliğini Tasarlamak

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

VERGİ DENETMENİ TANIM

BOLVADİN AYFER-CEYLAN EMET FEN LİSESİ ÖĞRETİM YILI BRİFİNG DOSYASI

Selçuklular Devrinde Tıp Bilimi ve Hekimler Hakkında Notlar Notes on Medical Science and Medical Scientists Durıng the Seljukids

MADDE 2 (1) Bu Yönerge, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve değişiklikleri ile İzmir Üniversitesi Ana Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiştir.

KAYHAM STRATEJİK PLANINA GÖRE 2014 YILI FAALİYET RAPORU

TEŞEKKÜR Bizler anne ve babalarımıza, bize her zaman yardım eden matematik öğretmenimiz Zeliha Çetinel e, sınıf öğretmenimiz Zuhal Tek e, arkadaşımız

KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

T.C. ÇANAKKALE ONSEK Z MART ÜN VERS TES

: Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR, Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr.

TİSK GENEL SEKRETERİ BÜLENT PİRLER'İN DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE ÇOCUK İŞGÜCÜNE İLİŞKİN GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİDİR

8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder.

Atatürk Anadolu Lisesinde Tablet Bilgisayar Dağıtımı Yapıldı

alanda yaşam kalitesi yüksek bir dünya kenti yapmaktır.

BAŞINI BİRAZ DAHA YUKARI KALDIR

GENEL KURUL DİVAN TUTANAĞI

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler

METEOROLOJİ SEMİNERİ

AİLELERİN YAŞADIKLARININ BETİMLENMESİ

Girişimcileri destekleyen

Ortaö retim Alan Ö retmenli i Tezsiz Yüksek Lisans Programlar nda Akademik Ba ar n n Çe itli De i kenlere Göre ncelenmesi: Mersin Üniversitesi Örne i

AİLE DİNİ REHBERLİK BÜROSU

TEŞVİK SİSTEMİNDE TARIM YATIRIMLARI VE KONYA

Türk Mühendis Mimar TMMOB. Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi

Bodrum da hafriyat atıkları geri kazanım tesisi hizmete başladı

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan:

DENETİM VE SİVİL TOPLUM: KORE DENEYİMİ

OKULUN BULUNDUGU SEMT

İNGİLTERE DE ÜNİVERSİTE PLANLAMA VE BÜTÇELEME ÖRGÜTÜ

Banvit Bandırma Vitaminli Yem San. A.Ş. 01 Ocak - 30 Eylül 2009 Dönemi. Faaliyet Raporu

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER

LABORATUVAR TEKNİKERİ /TARIMSAL LABORATUVAR TEKNİKERİ

Bu doğrultuda ve 2104 sayılı Tebliğler dergisine göre Türkçe dersinde şu işlemlerin yapılması öğretmenden beklenir.

TÜRK DİLİ KONUŞAN ÜLKELER İŞBİRLİĞİ KONSEYİ DÖRDÜNCÜ ZİRVESİ TASLAK BİLDİRİSİ, 5 HAZİRAN 2014, BODRUM, TÜRKİYE

HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU?

AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ BİTİRME TEZİ YÖNERGESİ

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

KONURALP - GÖYNÜK - TARAKLI TEKNİK GEZİ RAPORU

Araştırma Notu 15/177

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

Kıbrıs ın Su Sorunu ve Doğu Akdeniz in Hidrojeopolitiği

YÜKSEK ÖĞRENĐM KREDĐ VE YURTLAR KURUMU (YURTKUR) HAKKINDA GENEL BĐLGĐLER

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Ümmü Kühhâ. Burak tarafından yazıldı. Çarşamba, 09 Eylül :26

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

ARTUKLU DÖNEMİ ESERLERİ Anadolu da ilk köprüleri yaptılar.

Transkript:

SOSYAL B L MLER Y l:2003 Cilt:1 Say :2 Celal Bayar Üniversitesi S.B.E MAN SA Selçuklularda E itim Faaliyetleri Ve Yeti en lim Adamlar na Genel Bir Bak Doç. Dr. Ali ÖNGÜL Celal Bayar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, Manisa ÖZET Selçuklular devrinde e itim alan nda en büyük yenilik yüksek ö retim müesseseleri olan medreselerin kurulmas d r. slâm dünyas nda medreseler kurulmadan önce e itim faaliyetleri câmi, küttâp, kitapç dükkanlar, bilginlerin evleri ve saraylar gibi çe itli yerlerde yap l yordu. Yunan klasikleri ve do u eserlerinin Arapça ya tercümesi Emevîler devrinde ba lad. Abbasî Devleti nin ilk zamanlar nda h zlanan bu faaliyetler için Ba dad ta Beytü l-hikme ad nda bir merkez kuruldu. Daha sonra bunun yerine kurulan tercüme ve telif okulu varl n X. Asr n ba lar na kadar sürdürdü. 395 (1005) y l ndan itibaren kurulan Dâru l- lmler ise faydal olmad. Selçuklular n ilk devirlerinde ise medreseler kurulmaya ba land. Zaman n üniversitesi olan medreselerde dinî ilimlerin yan nda t p, astronomi, matematik, felsefe ve tarih gibi müsbet ilimler de okutuluyordu. Bunun neticesi olarak çe itli alanlarda pek çok ilim adam yeti tirilmi tir. Anahtar Kelimeler:E itim, Câmi, Küttâp, Beytü l Hikme, Dâru l- lm, Medrese, Tedris, Müderris (Profesör), Müfid (Doçent), Muid (Asistan). Education activities in Selçuks and General outlook of Scientists in Selçuks period. ABSTRACT The most important progress in education in the Selçuks period is the establishment of medreses which were higher education intitutions. Before the foundation of the medreses education activities were hold in the mosques, küttaps, book sellers, palaces, scientists houses and some other places in the world of Islam. The Greek classics and the books written in the east were translated into Arabic in the Emevid period. These activities were increased in the early period of the Abbasid state and a centre called Beytü l-hikme was opened for these activitie, in the Baghdad. Later, instead of this centre, translation and publication school was established and those continued to operate until the 10th century. The Dâru l- lms which was founded in 395 (1005) did not help these activities affectively. In the early period of Selçuks medreses was established. In the medreses, medicine, astronomy mathematics, philosophy and history together with theological sciences were in educational programmes. So many scientists contributed to science in that period. Key Words: Education, Mosque, Küttap, Beytü l-hikme, Dâru l- lm, Medreses, Teching, Müderris (Professors), Müfid (Assistant professors), Muid (Assistants). A) Selçuklularda E itim Faaliyetleri : Selçuklular devri Türk tarih ve medeniyetinin bir dönüm noktas d r. Bu dönemde e itim alan nda en büyük yenilik üphesiz yüksek ö retim müesseseleri olan medreselerin kurulmas d r. slâm dünyas nda e itim ve ö retim faaliyetleri, 67

A.Öngül/Selçuklularda E itim Faaliyetleri Ve Yeti en lim Adamlar na Genel Bir Bak medreseler kurulmadan önce ve medreseler kurulduktan sonraki durum olmak üzere iki safhada incelenebilir. slâm dünyas nda önceleri her türlü dinî ve sosyal faaliyetlerin merkezi câmilerdi. slâm da câmi ibâdet yeri, kaza dâiresi, ordu karargâh, yabanc elçilerin kabul yeri, isti âre mahallî vs. gibi hizmetleri ifa etti i gibi e itim faaliyetleri de burada yap l yordu (Hâmidullah, 1969, II, 77; Ahmed Çelebi, 1976, s. 95-107; Önkal, 1983, s. 49-55; Kaz c, 1983, s. 32-42, a.mlf., 1986, s. 8-10; a.mlf., 1991, s. 225-229; Pedersen, A, VIII, 1-7). Câmilerin yan s ra küttâb 1, kitapç dükkanlar, bilginlerin evleri ve saraylar da e itimin yap ld yerlerdi (Belâzurî, 1987, s. 690-696; bn Haldun, 1986, II, 410; Ahmed Çelebi, 1976, s. 49-95; Kaz c, 1983, s. 21; a.mlf., 1991, s. 222-223). Zamanla Müslümanlar aras nda felsefe, matematik, t p, hey et (astronomi), fizik, kimya gibi eski milletlerin ilimleri (ulûmü l-evvelîn) 2 yay lmaya ba lay nca dinî çevrelerce bir k sm bit at kabul edilen bu ilimler için yeni e itim ve ö retim kurumlar aç lmaya ba land. Yunan klasikleri ve do u eserlerinin Arapça ya tercümesi Emevîler devrinde ba lam t. Kaynaklar n ittifakla kaydettiklerine göre, slâm dünyas nda Arapça ya yap lan ilk tercümeler Emevîler in H m s valisi Halid b. Yezid b. Muaviye (öl. 85/704) taraf ndan yapt r lm t r. Kimya ilminin öncülerinden say lan Halid, skenderiye Akademisi nden Arapça bilen âlimleri D ma k a ça rarak ba ta çok ilgilendi i kimya olmak üzere t p, felsefe, matematik, fizik, astronomi gibi konularda Yunanca dan ve K ptça dan Arapça ya kitaplar çevirtti. Bu mütercimlerin ba kan skenderiyeli Stephane idi ( e en, 1979, VII/3-4, s. 7; a.mlf., 1989, III, 456). Abbasî Devleti nin ilk zamanlar nda bu tercüme faaliyetleri h zland. Eski milletlerden al nan bu ilimler Müslümanlar aras nda yay l nca, bu ilimlerin en büyük te vikçisi olan Halife el-me mûn (813-833) devrinde Ba dad ta Beytü l- Hikme (Hikmet Yurdu) ad nda bir ilim merkezi kurulup, buraya eskilerin ilimleriyle ilgili pek çok kitap konarak büyük bir ara t rma merkezi meydana getirildi. Ancak bir müddet sonra Halife el-mütevekkil devrinde (847-862), hadisçilerin kar ç kmalar ve devlette itibar kazanmalar üzerine bu merkez kapat ld ( e en, 1983, s. 253). Bunun yerine Huneyn b. shak ve arkada lar n n faaliyet gösterdikleri daha kuvvetli bir tercüme ve te lif okulu kuruldu. Bu okul Benû âkir ve el-feth b. el-hâkân gibi büyük devlet adamlar n n himayesini gördü ve varl n X. asr n ba lar na kadar sürdürdü ( e en, 1983, s. 253; a.mlf., 1987, s. 321). Ancak, bu konudaki faaliyetler kesilmedi. Çok geçmeden Beytü l- Hikme nin yerini alacak Dâru l- lm adl müesseseler kuruldu. lk Dâru l- lm IX- X. as rlarda Musul da kuruldu. Fakat, Dâru l- lmler aras nda en me hur olanlar Fat mîler taraf ndan kurulanlard r. Fat mîler, felsefî rumuzlarla ifade edilen Bat nî te villerin propagandas n yapabilmek için ulûmü l-evâil den faydalanmaya önem veriyorlard. Bu sebeple, câmilerdeki ö renimin yan nda Halife el-hâkim Biemrillah devrinde (996-1020) 10 Cumâdelûlâ 395 (24 Mart 1005) Cumartesi günü Kahire de Dâru l- lm (Dâru l-hikme) ad yla bir lim akademisi aç ld. 68

Sosyal Bilimler 1/2 (2003) s.67-78. Saraydan ve di er yerlerden buraya her konuda de erli eserler getirilip büyük bir kütüphane kuruldu. Beytü l-hikme den farkl olarak burada dinî ilimlere dâir eserler de vard. Fat mî ba kad s ve ba dâisi bu merkezin tabiî ba kan idi. Önceleri Sünnî âlimler de buran n üyesi idiler. Buran n i leriyle u ra an ve kitap istinsah eden özel memurlar vard. Âlimler buraya giderek istedi i konulardaki eserleri okuyorlar veya istinsah edebiliyorlard. Çok geçmeden Dâru l- lm in daha küçük örnekleri skenderiye, Haleb, Kudüs, D ma k ve Trablu am da kuruldular. Fakat bu müesseseler az sonra Bat nîli in birer propaganda merkezleri haline geldiler. Mu tezile kelâm ve Yunan felsefesinden istifade ile Sünnî akîdeyi buland rmakla me gul olmaya ba lad lar. Bu müesseselerde felsefeye dair münaka alar yap l yor ve bundan siyasîler de huzursuz oluyordu. Bu merkezler birle tirici olacaklar yerde bölücü oluyorlard. Bu sebeple zamanla bu müesseseler zay flad lar. Bunlardan sadece Kahire deki Dâru l- lm faaliyette kald. 510 (1116/1117) y l nda vezir el-efdal b. Bedrü l-cemâlî siyasî bir bahane ile bu son Dâru l- lm i kapatt. Ondan sonra vezir olan el-me mûn el-bataihî, Rebiulevvel 517 (May s 1123) de saray yak n ndaki ba ka bir binada Dâru l- lm el-cedîd i açt. Eskisi kadar kuvvetli olmayan bu Dâru l- lm, Fat mîlerin sonuna kadar devam etti ( e en, 1983, s. 253-254). slâm dünyas n n do usunda ise ö retim müesseselerinde yeni geli meler oluyordu. Fat mîler taraf ndan aç lan Dâru l- lmler e kar l k Horasan ve ran da câmilerden ayr olarak ö retim yapmak ve talebelerin bar nmas n sa lamak maksad yla medreseler kurulmaya ba land. Ni âbur da X. as rda es-sâ i en- Ni âburî (öl. 960), Ebû Ali el-hüseynî (öl. 1003) ve bn Fûrak (öl. 1015) n ders okuttuklar medreseler vard. Gazneliler devrinde Sultan Mahmud 1027 y l nda Gazne de, karde i Emîr Nâs r b. Sebüktegin 1033 de Ni âbur da birer medrese kurdular. Bu medreselerde el-e arî ve Mâturîdî kelâm yla hadis ve f k h ö retiliyordu (Beyhakî, 1938, s. 185, 194, 205, 221; Say l, 1947-48, II, 30-71; Baltac, 1976, s. 6; Köymen, 1992, s. 347-348). Ancak ilk kurulan bu medreseler te kilatl de ildi ve hiç birisi de uzun ömürlü olamad. Medreselerin geni anlamda devlet eliyle kurulmas, e itimin paras z olmas ve medrese te kilat n n en küçük ayr nt lara kadar tespiti Selçuklular devrinde olmu tur. Selçuklular, medreseleri ilmin geli mesini sa lamak, ilmiye mensuplar na maa ba layarak onlar devletin yan nda tutmak, devlet memurlar n yeti tirmek, ayr ca bunlar n yan nda Fat mîler in iîlik propagandalar ile di er Rafizî telakkilere kar Sünnîli in müdafaas gayesiyle kurmu lard r (Köymen, 1992, s. 355-356; e en, 1983, s. 255; a.mlf., 1987, s. 322; Kaz c, 1991, s. 229). Selçuklular devrinde ilk medrese Tu rul Bey in emriyle 1046 y l nda Ni âbur da kuruldu (Nâs r- Husrev, 1994. s. 3; Aslanapa, A, XII/, 627-660; Say l, 1947-48, II, 50; Köymen, 1992, s. 348). Bunu Ça r Bey in ve Selçuklu veziri Kündürî nin Merv ehrinde kurduklar medreseler izledi ( bnü l-cevzî, 1940, IX, 128-129; Say l, 1947-48, II, 50; Köymen, 1992, s. 348). Bunlardan sonra, Nizâmülmülk taraf ndan Ni âbur da mâmü l- Haremeyn el-cüveynî nin ders vermesi için kurulan ilk Nizâmiye Medresesi aç ld. Ancak gerçek anlamda te kilatl e itim kadrosu ile ö rencileri yat l 69

A.Öngül/Selçuklularda E itim Faaliyetleri Ve Yeti en lim Adamlar na Genel Bir Bak paras z ve giderleri için vak flar tahsis edilen medrese Alp Arslan n emriyle vezir Nizâmülmülk taraf ndan yapt r lan Ba dad Nizâmiye Medresesidir. Medresenin in as na 457 (1065) y l nda ba lanm ve 459 (1067) y l nda hizmete aç lm t r (Zekeriyâ Kazvinî, 1960, s. 412; bnü l-cevzî, 1940, IX, 129; Makdisî, 1970, s. 255-264; Hindû ah Nahcivânî, 1934, s. 270-271; Say l, 1947-48, II, 53-54; Naci Mâruf, 1973, s. 19; Köymen, 1992, s. 349-357). Medresenin ilk müderrisli ine Ebû shak el-firûzâbâdî getirilmi tir (Naci Mâruf, 1973, s. 19; Fethiye en- Nebrâvî, 1981, s. 209; Köymen, 1922, s. 359-361). Ba dad dan sonra Belh, Ni âbur, sfahan, Rey, Herat, Basra, Musul, Taberistan ve Cezîretü bn Ömer gibi yerlerde de medreseler aç ld (Köymen, 1992, s. 357-359; Naci Mâruf, 1973, s. 12; Kaz c, 1991, s. 231). Devlet taraf ndan maddî ve manevî yard m gören ve saray taraf ndan himaye edilen Nizâmiye Medreselerinin, gerek te kilat ve gerekse ö retim bak m ndan o ça n di er e itim kurulu lar ndan çok üstün olduklar bir gerçektir. Nizâmiyeler in ders programlar nda Kur ân, f k h, tefsir, hadis, sarf, nahiv, dil ve edebiyat n yan s ra t p, astronomi, matematik, felsefe ve tarih gibi müsbet bilimler de okutuluyordu. Medreseler yaln z bir ilim merkezi de il ayn zamanda her türlü fikre aç k ve her türlü dü üncenin de merkezi idi. Devlet, medrese ile müderrisin muhtariyet ve mâsûniyetini (dokunulmazl n ) korurken, ayn zamanda dü ünce hürriyetini de korumu oluyordu. Nizâmiye Medreseleri için vak flar kurulmu tu. Medreselerin gelir kaynaklar n te kil eden bu vak flar bu müesseselerin i lemesini sa layan ba l ca faktörlerdi. Zaten Nizâmiye Medreselerinin orijinalli i de buradan ileri geliyordu. Devaml bir gelir kayna na sahip olan medreseler, yaln z ilmî muhtariyete de il ayn zamanda malî muhtariyete de sahip bulunuyorlard. Böylece medreseler yüksek e itime tahsis edilmi müstakil binalar yla, medresenin emrinde yard mc bir müessese olan kütüphanesiyle, ald klar maa larla geçim kayg s ndan kurtularak kendilerini mesleklerine veren ö retim elemanlar yla, ald klar burs ve kald klar yurtlarla kendilerini ilme verme imkan n bulan ö rencileriyle yaln z o zamana göre de il imdiki zamana göre de ileri müesseseler say labilir (Köymen, 1992, s. 361-370; Naci Mâruf, 1973, s. 19; Fethiye en-nebrâvî, 1981, s. 209; Kaz c, 1991, s. 230). Dâru l- lm ile medrese, her ikisi de, hem ilmi hem de ideolojiyi yaymak maksad yla kurulmu lard. Aralar nda u fark vard. Medreseyi kuranlar Dâru l- lmler in felsefî ve Bat nî münaka alarla siyasî birli i sarst kanaatinde idiler. Bu sebeple bu yeni ö retim kurumuna ilk kurulduklar nda eskilerin ilimlerini sokmad lar. Medrese ö reniminin esas n dil ilimleri ile Kur ân, hadis ve f k h gibi dinî ilimlere istinat ettirdiler. Medreseler devletin kontrolündeydi. Mütevellileri ve müderrisleri devlet taraf ndan tayin ediliyordu. Ço unlukla mütevellî ile müderris ayn ah s olurdu. Mütevellîden ba ka müderrisler de ayn medresede ders verirlerdi. Mütevellî medresenin ve vak flar n yönetiminden sorumlu idi. Di er müderrisleri o seçerdi. Mütevellî, Sultan taraf ndan men urla tayin olurdu ( e en, 1983, s. 255; a.mlf., 1987, s. 322-323). 70

Sosyal Bilimler 1/2 (2003) s.67-78. Büyük Selçuklulardan sonra medrese kurma faaliyetleri kesintisiz devam etti. Nizâmiye Medreseleri daha sonra kurulan medreselere örnek oldu. Kirman, Suriye, Anadolu gibi mparatorlu un çe itli bölgelerinde medreseler kuruldu (Baltac, 1976, s. 10-11; Kaz c, 1991, s. 239-240). Kirman Selçuklular nda ilk medreseyi Melik I. Turan ah (1085-1097) n yapt rd görülmektedir. Turan ah, kendisi için yapt rd saray n güneyinde Ulu câmi ve buna biti ik olarak da medrese, hangâh ve bimaristan (hastahane) yapt rm t r. Yine Kirman da Atabeg Müeyyidüddin Reyhan bir medrese ve hangâh yapt rm t r (Merçil, 1989, s. 210; Sevim-Merçil, 1995, s. 523-524). Tarihçiler D ma k da kurulan ilk medrese olarak 1098 y l nda Bâbü l- Berîd de ücâeddin Sâd r b. Abdullah taraf ndan in a ettirilen Sâd riyye Medresesi adl Hanefî medresesini kabul ederler. Bunu 1131 y l nda Tarhâniye Medresesi ve Belhiye Medresesi, 1132 y l nda Hâtuniyetü l-burhâniye Medresesi adl di er Hanefî medreselerinin aç lmas takip etti. Bunlardan sonra 1136 y l nda Eminiye Medresesi adl afiî Medresesi, ayn s ralarda erefülislâm Abdülvehhab e - irâzî (öl. 1142) taraf ndan in a edilen erefiyye Medresesi aç ld lar ( e en, 1983, s. 257; a.mlf., 1987, s. 324). Medreselerin en geli mi örnekleri Anadolu da görülür. Anadolu da ilk medreselere Dâni mendli ve Artuklular da rastlan r. Dâni mendliler devrinde Tokat ve Niksar da 1157 y l nda yap lan Ya basan Medreseleri, Artuklular devrinde Mardin de Hâtuniye Medresesi, Diyarbekir de Zinciriye (1198) ve Mesûdiye (1198-1223) Medreseleri ilk örnekleridir. Bu geli meler Kayseri deki Çifte Medrese (1205) ve Huant Hatun Medresesi (1238) ile Anadolu Selçuklular na geçmi tir. Bunlar Konya da S rçal Medrese (1242), Karatay Medresesi (1251), nce Minareli Medrese (1260), Erzurum da Çifte Minareli Medrese (1253), Sivas da Gök Medrese (1271), Burûciye Medresesi, Çifte Minareli Medrese, K r ehir de Cacabey Medresesi (1271) izlemi tir (Arseven, TA, V, 2069-2086; Aslanapa, A, XII/, 627-660). Daha sonraki y llarda Dâru l-hadis, Dâru t-t p, Dâru l-kurrâ gibi ihtisas medreseleri aç ld. Medreselerdeki ilim adamlar n n unvanlar n n bugünkü kar l ise, Müderris (Profesör), Müfid (Doçent), Muid (Asistan) olarak geçiyordu. Ancak bu olumlu geli melere ra men slâm dünyas nda medreselerin kurulmas geç kalm t r. Çünkü yukar da da i aret etti imiz gibi Yunanca dan ve K btça dan Arapça ya tercümeler Emevîler devrinde ba lam, bu faaliyet Abbasîlerin ilk zamanlar nda h zlanm, Halife Me mûn devrinde (813-833) en üst seviyeye ula m ve X. asr n ba lar nda da sona ermi tir. Dâru l-hikme nin yerine Fat mîler taraf ndan Dâru l- lmler kurulmu ise de bunlar n faaliyetleri ideolojik propagandadan öteye geçmemi tir. Faydal olaca yerde zararl olmu lar, birle tirme yerine siyasî buhrana sebep olmaya ba lam lard r. Do udaki medreselerin kurulmas ise tercüme faaliyetlerinin yo un oldu u dönemden yakla k iki as r sonra gerçekle mi tir. Tercümelerin artt, en parlak dönemini ya ad devrenin hemen pe inden aç lsayd daha yararl olurdu. 71

A.Öngül/Selçuklularda E itim Faaliyetleri Ve Yeti en lim Adamlar na Genel Bir Bak Bu kültür birikimine ara vermeden, so umadan olsayd semeresi daha iyi al n rd. Medreselerin kurulmas n n gecikmesi bu önemli f rsat n kaçmas na neden olmu tur. Tercümelerden sonra bir özümleme ve telif dönemine geçilmi ti. Medreselerin aç lmas yla elbette bu çal malar daha olumlu bir ekilde geli ebilirdi. Bununla birlikte medreselerin aç lmas çok faydal olmu, e itimö retim aç s ndan bir dönüm noktas n te kil etmi ve çe itli konularda birçok ilim adam n n yeti mesini sa lam t r. B) Selçuklularda Yeti en lim Adamlar : 1) Büyük Selçuklularda: Selçuklular kurduklar medreseler vas tas yla ilmi geli tirmeye ve yaymaya çal t lar. Zaman n Üniversitesi Nizâmiye Medreselerinde Kur ân, f k h, tefsir, hadis, sarf, nahiv, dil ve edebiyat n yan nda t p, astronomi, matematik, felsefe ve tarih gibi müsbet bilimler de okutuluyordu. Bu dönemde yeti en ilim adamlar n n belli ba l lar unlard r: a) Din bilginleri: Büyük sûfî müelliflerden biri olan Ku eyrî (Ebu l- Kâs m Abdülkerim b. Havâzin 986-1072), âfiî fakihlerinin önde gelenlerinden irazî (Cemâleddin Ebû shak brahim b. Ali 1002-1083), Cüveynî ( mâmü l- Haremeyn Ebu l-meâlî Abdülmelik b. Abdullah 1028-1085), bn Sabbâg (Ebû Nasr Abdüsseyyid b. Muhammed 1008-1084), Fahru l- slâm Ebû Bekir e - â î (1028-1111). Büyük Hanefî fakihlerinden Dâmgânî (Kad Ebû Abdullah Muhammed b. Ali 1007-1085), Hatibî (Ali b. Ubeyd öl. 1079), Tarrâd b. Muhammed Abbas b. Abdülmuttalib (1017-1097), Nûru l-hüdâ el-hüseyin b. Nizâm el-hatr (1029- ), Mes ûd b. Abdülaziz er-râzî (öl. 1082), Ebû Tâhir Muhammad b. Abdullah el-fizârî (öl. 1098). Hanbelî fakihlerinin ileri gelenlerinden Herevî (Abdullah b. Muhammed 1006-1088), Fahru l- slâm el- Pezdevî (öl. 1089), Farmezî (Ebû Ali Fazl b. Muhammed 1016-1084), slâm dünyas n n yeti tirdi i en büyük dü ünür, kelam, felsefe, f k h ve tasavvuf konular nda pek çok eser yazan Gazzâlî (Ebû Hâmid Huccetü l- slâm Zeyneddin Muhammed b. Muhammed 1058-1111), Büyük müfessir, hadis, kelâm âlimi, âir ve edip Zemah erî (Ebu l-kâs m Mahmud b. Ömer 1075-1144), Büyük mutasavv f ve âir, Hoca Ahmed Yesevî b. brahim (öl. 1166) gibi din bilginleri yeti mi ve sahalar nda önemli eserler yazm lard r. b) âirler ve edipler: Büyük Selçuklular devrinde iir ve edebiyat alan nda Farsça alt n devrini ya ad. Selçuklu sultanlar ve ehzadeleri de iir ve edebiyata dü kündüler. Örne in: Sultan Melik ah ve Sencer'in Farsça iir söyleyip yazd klar zikrediliyor. Bâherzî (Ebu l-hasan Ali b. Hasan öl. 467/1075), Burhânî (Emîru - u arâ Hâce Abdülmelik Ni âbûrî öl. 465/1073), Mu izzî (Muhammed b. Abdülmelik 1048-1124), Lâmi-i Cürcânî, Hakîm Ebu l- Hasan, Ebu l-meâlî, Sedîdülmülk Nahhâs sfahanî (öl. 512/1118), Ebû Tahir-i Hâtunî (Muvaffakuddin, bnü l-hebbâriye), Nizâmeddin Ebû Ya lâ Muhammed b. Muhammed (öl. 509/1115), Kâfî Zafer-i Hemedânî (Ebu l-muzaffer Muhammed b. Ahmed öl. 507/1113), Râ id-i Semerkandî (Ebû Abdullah Muhammed, Tantarânî), Ahmed b. Abdurrezzak (Ebû Ca fer Mesud b. Muhassin el-beyâzî öl. 468/1085), Abdülvasî b. Abdülcâmî b Ömer Cebelî (öl. 555/1160), 72

Sosyal Bilimler 1/2 (2003) s.67-78. Enverî (Evhadeddin Muhammed b. Ali öl. 1168) gibi ünlü âirler Selçuklu sultanlar n n himâyelerini gördüler, onlar n saraylar nda bulundular ve onlar öven iirler yazd lar. c) Astronomi bilginleri: Bu dönemde önemli astronomi bilginlerinin de yeti ti i görülmektedir. Nitekim Melik ah zaman nda bir rasathâne kuruldu (1074-1075). 3 Ünlü astronomi bilgini ve matematikçi Ömer Hayyam Ebu l-feth b. brahim (öl. 1131), Ebu'l- Muzaffer sfizarî ve Meymun b. Necib Vâs tî gibi astronomi bilginleri rasat i leri ile me gul oldular. Bu ilim heyeti Sultan Melik ah' n "Celalüddevle" lâkab na nisbetle "Celâlî Takvimi"ni meydana getirdiler ( bnü l-esîr, 1987, X, 97; Ebu l-fidâ, 1956, IV, 101; Cenâbî, vr. 287b; Zîc-i Ulu Bey, nr. 6551; Müneccimba, 2000, s. 49; Suter, A, III, 59-60; Akgür, D A, VII, 257-258). Filozof Muhammed b. Ahmed Beyhakî de me hur astronomi bilgini ve matematikçilerden idi. Ebû Mansur Abdurrahman Hâzinî de rasat ve fizik alân nda Sultan Sencer devri bilginlerinden idi. 1130'da Ebu'l-Kas m el-usturlâbî, Ba dad'da Selçuklu saray nda astronomi alan nda çal malar yapmaktayd. Yine bu devirde yeti en Ömer b. Sehlan, Risaletü s-senceriyye fî kâinâiti l- unsûriyye nin yazar d r. d) T p bilginleri: Sa îd b. Hîbetullah (436/1045 -), devrin me hur tabiblerinden tabiiyyat ilimlerinde tan nm bir bilgindi. Uzun müddet hilâfet saray nda bulunmu ve Halife el-muktedî nin hekimli ini yapm t r. Ayr ca Bîmâristanü l-azudî de hastalar tedavi eder ve ders okuturdu. Bundan ba ka, bn Cezele (Ebû Ali Yahya öl. 493/1099), bnü - iblî el-ba dadî (öl. 474/1081), Ebû Said Muhammed b. Ali, Bahâeddin Muhammed b. Mahmud, Kad Nâs hî de devrin ünlü tabilerindendi. Ebû Saîd Muhammed b. Ali ve Sultan Sencer'in ba tabibi olan Bahâüddin Muhammed b. Mahmud ünlü tabibler aras ndayd ( bn Ebî Useybia, 1299, I, 247-255; Kafeso lu, 1953, s. 189 vd.) e) Tarihçiler: Bu alanda, Garsunnime (Muhammed b. Hilâl es-sâbî 1025-1088), sfahânî (Abdurrahman b. Muhammed öl. 470/1077), Bündarî (Ebû brahim Feth b. Ali öl. 1245), Sadreddin el-hüseynî (Ebu l-hasan Ali b. Nâs r öl. 590/1194), bnü'l-kalânisî (Ebû Ya'lâ Hamza b. Esed et-temimî 1073-1160), Azîmî (Ebû Abdullah Muhammed b. Ali et-tenûhî el-halebî 1090-1163 dan sonra), bnü'l-ezrak (Ahmed b Yusûf el-fârikî 1116-1181 den sonra), Üsâme b. Munk z (1095-1188), bnü l-cevzî (Ebu l-ferec Abdurrahman b. Ali 1116-1200), bnü'l-esîr (Ali b. Muhammed 1160-1233), S bt bnü l-cevzî ( emseddin Ebu l- Muzaffer Yusuf b. K zo lu 1186-1257), bü'l-adîm (Kemâleddin Ebu'l-Kâs m Ömer b. Ahmed 1193-1262) gibi tarihçiler yeti ip sahalar nda önemli eserler meydana getirdiler. 2) Irak Selçuklular nda: Irak Selçuklu sultanlar ndan Arslan ah (1161-1176) zaman n n ünlü iki airi Mucîrüddin Beylakanî ve Esîrüddin Ebu'l-Fazl Muhammed b. Tahir Ahsikesî'yi himaye etti. Ünlü âir Nizamî de III. Tu rul (1176-1194)'dan himâye gördü, Hamse'sindeki Husrev ü irin mesnevisini ona ithaf etti (Ate, A, IX, 318-327). 73

A.Öngül/Selçuklularda E itim Faaliyetleri Ve Yeti en lim Adamlar na Genel Bir Bak Muhammed b. Ahmed et-tusî, Acâibü'l-mahlûkât adl eserini III. Tu rul ad na yazd. Cemâleddîn sfahanî, Arslan ah ve III. Tu rul, Seyyid Hasan Gaznevî ise Mesud b. Muhammed (1134-1152) ad na iirler yazd lar. Irak Selçuklular 'ndan III. Tu rul da iirler söylemi tir. Ayr ca madî-i ehriyarî de ba ta II. Tu rul olmak üzere öteki sultanlar ad na iirler yazm t r. 3) Kirman Selçuklular nda: Kirman Selçuklular nda da e itim ve kültür faaliyetlerinin ileri seviyede oldu u görülmektedir. Kirman Selçuklu Melikleri halk n kültür seviyesinin yükselmesi için gayret gösterdiler. Nitekim Melik I. Arslan ah (1101-1142) devrinde Kirman daki refah seviyesinin ve zenginli inin etraf ülkelerde yay lmas üzerine bir çok bilgin Kirman a geldi (Efdaleddin Kirmanî, 1326, s. 22, Muhammed b. brahim, 1343, s. 34). Arslan ah n o lu Melik Muhammed (1142-1156) ise ilm-i nücûm (y ld zlar ilmi, astroloji) a merakl idi, takvim ve bu konuya giri ilminde bir eyler ö renmi ti. Bu sebeple halk onu devrin Batlamyus u saymaktayd. Melik Muhammed in arzusuna uygun olarak halk n da ö renmeye ve ilme meyli artt. Böylece ilim revaç buldu. Melik Muhammed ö renimi te vik edici ödüller ortaya koydu (Efdaleddin Kirmanî, 1326, s. 28-29; Muhammed b. brahim, 1343, s. 38-39). Melik Muhammed bunun yan nda bir de kütüphane yapt r p oraya 5.000 adet kitap vakfetti. Bunlardan ba ka Selçuklu Melik ve devlet adamlar baz din bilginlerini, tarihçi ve âirleri himaye ettiler. Bunlardan tesbit edebildiklerimiz unlard r: a) Din bilginleri: Ebu l-hüseyin Kutbü l-evliyâ eyh Cemâleddin Ahmed, mam Ebû Abdullah Muhammed b. smail en-ni âbûrî (1087-1153), Ebû Sa id smail b. Ahmed b Abdülmelik b. Ali en-ni âbûrî (1059-1138), Rükneddin Ebu l-fazl Abdurrahman b. Muhammed Kirmanî (1065-1148), Hakîm Muhtassuddin Osman, Kudvetü l-evliyâ eyh Muhammed Ârif, Ebû Muhammed Rûzbihân el-baklî (öl. 1209), erefeddin Mes ûd b. Azîz, eyh emseddin Mübârek Gâzur, eyh Burhaneddin Ebû Nasr Ahmed el-kûbanânî gibi din bilginleri yeti mi tir. b) Tarihçiler ve âirler: Tarihçi ve âir Efdaleddin Ebû Hâmid Ahmed b. Hâmid Kirmanî (1219 y l na kadar hayatta idi, kesin ölüm tarihi belli de ildir), ya ad devrede Kirman tarihi ile ilgili Ikdü l-ulâ li-mevkii l-a lâ, Bedâyiü l- ezmân fî vekâyi-i Kirman, el-muzâf ilâ Bedâyii l-ezmân fî vekâyi-i Kirman adlar nda üç eser yazm t r ki, bunlar birinci elden kaynaklard r. Efdaleddin, tarihçili i ve in âdaki ba ar s n n yan s ra iir yazmakta da devrin ileri gelen âirleri aras nda yer almaktad r (Muhammed b. brahim, 1343, s. 56-91; Merçil, 1991, s. XIII). Ezrakî (Ebû Bekir Zeyneddin b. smail öl. 465/1073), Gazzî (Ebû shak brahim b. Osman el-kelbî 1049-1130), iblüddevle (Ebu l-heycâ Mukâtil b. At yye öl. 505//1112), Mucîrî ( ihâbüddevle Hakîm Ebû l-alâ Hamza b. Ali, K vâmî (Hakîm Tâcülhükemâ Muvaffak b. Muzaffer, Abbâsî, Mübârek ah, Muhtarî, Sirâceddin Osman b. Muhammed el-gaznevî (öl. 534/1139) gibi âirler de Kirman da ya am lar, Selçuklu sultanlar n ve devlet adamlar n öven iirler yazm lard r. 74

Sosyal Bilimler 1/2 (2003) s.67-78. 4) Anadolu Selçuklular nda: Selçuklular n sa lad huzur ve sükun ortam icinde Anadolu'daki çe itli din ve kavimlerin birlikte ahenk içinde ya amalar ortak bir kültürün ortaya ç kmas n sa lad Ayr ca Anadolu muhiti taassub hislerinden uzak, felsefî dü ünceleri ve tasavvufî cereyanlar kabule aç k idi. Sultan Alâeddin Keykubâd ilim, sanat ve dine yapt büyük hizmetlerle Anadolu'yu en yüksek medeniyet seviyesine ula t rm t r. imdi bu bilginlerden k saca bahsedece iz. a) Tarihçiler: Anadolu Selçuklular zaman nda yeti mi âlim ve âirlerden Kad Burhaneddîn Ebû Nasr b. Mes'ûd Anevî (1144-1212), Enis'ülkulûb adl Farsça eserini Sultan I. zzeddîn Keykavus'a takdim etti (Köprülü, 1943, VII/27, s. 459-521). ran n Kâ an ehri civar ndaki Râvend kasabas ndan olan Râvendî (Muhammed b. Ali öl. 1207), Irak Selçuklular saray nda görev yapm, bu hânedan 590 (1194) y l nda sona erince Anadolu Selçuklu Sultan I. G yâseddin Keyhusrev (öl. 1211) in hizmetine girmi tir. Farsça olarak kaleme ald Râhatu s-sudûr ve âyetü s-sürûr adl eserini I. G yâseddin Keyhusrev e takdim etmi tir ( e en, 1998 s. 126-127) 4. bn Bîbî (Nâs reddin Hüseyin b. Muhammed öl. 1282), Alâeddin Ata Melik Cüveynî nin iste i üzerine Anadolu Selçuklular hakk nda Farsça olarak kaleme ald el-evâmiru l-alâ iye fi l- umûri l-alâ iye adl eseriyle me hurdur. Eser Anadolu Selçuklu Devleti tarihinin birinci elden kayna d r (Erzi, A, V/, 712-718; e en, 1998, s. 166-167). 5 VII (XIII). asr n ikinci yar s ile VIII (XIV). asr n ilk çeyre inde Anadolu da ya ayan ünlü tarihçi Aksarâyî, Kerîmeddin Mahmud b. Muhammed in Farsça olarak kaleme ald Müsâmeretü l-ahbâr ve müsâyeretü l-ahyâr adl eseri ise bn Bibi nin eserinden sonra Anadolu Selçuklu Devleti tarihinin ikinci önemli kayna d r (Köprülü, 1943, VII/27, s. 389-391; Aka, D A, II, 293; e en, 1998, s. 281-282). 6 Anadolu nun asil bir ailesine mensup k ymetli bir müellif olan Kad Ahmed el-hüseyin en-negîdî (öl. 734/1334 civar ), 733 (1333) y l nda yazd el- Veledü - efik adl Farsça eserini lhanl lar dan Ebû Said Bahad r Han ad na kaleme alm t r. Anadolu nun XIV. as r ba lar ndaki dinî ve içtimaî tarihini, bu devirde burada ya ayan tan nm ah slar, imdiye kadar meçhul kalm birçok olay, ancak bu kaynaktan ö renebiliyoruz (Köprülü, 1927, VII/27, s. 391; Köymen, Belgeler, XV/29, 1993, s. 1-22; e en, 1998, s. 282). XIII. yüzy lda Anadolu'da ya am âirlerden biri de Kâni'î, Ahmed b. Mahmûd et-tûsî idi. Zaman n bu büyük âir ve müellifi II. zzeddîn Keykâvus ad na Kelile ve Dimne hikâyelerini Farsça manzum olarak yazm t r. Ayr ca onun kaleme ald 30 ciltlik bir Selçuklu âhnâmesi kaybolmu tur. Anonim Tarih-i Âl-i Selçuk, Ünsî nin ahnâmesi, Muhammed es-sivasî nin Menâk b- Evhadüddin i, Elvan Çelebi Menâk bnâmesi ve daha ba kalar gelmektedir. b) Mutasavv flar: Mo ol istilas ndan kaçarak veya Selçuklu sultanlar n n daveti üzerine Anadolu ya gelen ve burada tekkelerini kurarak dü üncelerini yayan sûfîlerin görü leri do rultusunda baz mektep veya tarikatlar kurulmu tur. Özellikle XIII. yüzy l ba lar ndan itibaren Mâverâünnehir, Hârezm, Horasan, Azerbaycan ve Suriye den göç ederek gelen dervi lerin büyük k sm 75

76 A.Öngül/Selçuklularda E itim Faaliyetleri Ve Yeti en lim Adamlar na Genel Bir Bak Türk olmakla beraber, aralar nda ran ve Arap as ll olanlar da vard. Bunlar Anadolu da Kayseri, Konya ve Sivas gibi büyük ehirlerde yerle erek zaviyeler kurup faaliyetlerde bulunmu lard r. Anadolu Selçuklu sultanlar I. zzeddin Keykâvus, I. Alâeddin Keykubâd, devlet adamlar, vezirler ve di er zengin kimseler bu dervi lerin kurduklar zaviyelere zengin vak flar tahsis ederek bunlar n faaliyetlerini desteklemi lerdir. Bunlar ve temsilcilerini öyle s ralamak mümkündür. Anadolu'da bir süre ya am en büyük sûfilerden biri olan Muhyiddin bn Arabî (1165-l240), Konya'da oturmu tu. Onun fikirleri, talebesi ve manevî evlâd Sadreddin Konevî (öl. 1274) taraf ndan devam ettirildi. Bu arada Mo ol istilâs önünden kaçan birçok sufî de Anadolu ya gelmi ti. Bunlardan biri olan Necmeddin Razî Dâye (öl. 1256) Sultan I. Alâeddin Keykubad ad na, Mirsâdü'l- bâd adl siyasetnâme eklinde bir eser yazm t r. Büyük sûfî Mevlâna Celâleddin Rûmî (öl. 1273) de küçük ya ta iken babas Bahâüddin Veled ile birlikte Mo ollar' n önünden kaçarak Anadolu'ya gelmi ve Konya'ya yerle mi tir. Mevlevîlik tarikat n n kurucusu olan Mevlâna Celâleddîn, Divân- Kebîr, Mesnevî, Fîhi mâfîh, Mevâiz, Mecâlis-i seb'a, Mektubât gibi ünlü eserler kaleme alm t r (R tter, A, III, 53-59; Ocak, Türkler, 2002, VII, 433-434; Özkan, Türkler, 2002, VII, 640-641). Mevlâna'n n o lu Sultan Veled (ö. 1312) de Divân, btidânâme, Velednâme ve Rebâbnâme gibi eserler yazm t r. Onun, Dîvan 'nda baz Türkçe iirlere tesadüf edilmi tir. Anadolu'da Türk milletinin as l temsilcisi Yunus Emre (öl. 1320) olmu, dinî ve tasavvufî sahada Türk edebiyat n n unutulmayacak güzellikte olan iirlerini kaleme alm t r (Tatc, Türkler, 2002, VII, 500-515; Özkan, Türkler, 2002, VII, 643-649). Yunus Emre ile ça da ba ka bir Türk âiri XIII.-XIV. yüzy lda ya am olan Ahmed Gül ehrî'dir. Bu âir, ranl âir Attar' n Mant ku't-tayr adl eserini geni leterek tercüme etmi tir. Gül ehrî, bu eserinde çok de erli bir sanatkâr oldu unu göstermi tir (Cunbur, 1952; Özkan, Türkler, 2002, VII, 649-650). Onun ayr ca Feleknâme ve Kerâmet-i Âhi Evren adl eserleri de vard r. Sonuncusu Türkçe yaz lm küçük bir manzum eserdir. Bu arada Anadolu'da tarikat kurucular ve bunlar n geli melerinde rol oynayan ahsiyetlere ait menk be kitaplar büyük bir önem kazanm t r. Bunlardan Mevlanâ, Sultan Veled ve Ulu Ârif Çelebi gibi Mevlevî büyüklerine ait eserler de kaleme al nd. Nitekim Sipehsâlâr Feridun b. Ahmed'in Menâk b- Sipehsalar, Ahmed Eflâkî (ö. 1360) 'nin Menâk bü'l-ârifin (Âriflerin Menk beleri) adl eserleri tarihî kaynak olarak da önem ta maktad rlar ( e en, 1998, s. 282-283). KAYNAKÇA: AHMED ÇELEB, slâm da E itim-ö retim Tarihi (çvr. Ali Yard m), stanbul 1976. AHMED EFLÂKÎ, Âriflerin Menk beleri (çvr. Tahsin Yaz c ), stanbul 1989. AKGÜR, A. Necati, Celâlî Takvimi, D A, VII, 257-258. ARSEVEN, Celâl Esad, Türk Sanat, TA, V, 2069-2086. ASLANAPA, Oktay, Türkler (Türk sanat ), A, XII/, 627-660.,Türk Sanat, stanbul 1997 4, s. 59-187, Remzi Kitabevi. ATE, Ahmed, Nizâmî, A, IX, 318-327.

Sosyal Bilimler 1/2 (2003) s.67-78. BALTACI, Cahit, XV-XVI. As rlarda Osmanl Medreseleri, stanbul 1976. BELÂZURÎ, Ahmed b. Yahya, Fütûhu l-büldân (trc. Mustafa Fayda), Ankara 1987. BEYHAKÎ, bn Funduk Ali, Tarih-i Beyhak (n r. Ahmed Behmenyâr),Tahran 1938. BUNDÂRÎ, Feth b. Ali, Zübdetü n-nusra ve nuhbetü l-usra (n r. M. Th Houtsma), Leiden 1889 (trc. K vâmeddin Burslan), Irak ve Horasan Selçuklular Tarihi, st. 1943. CAHEN, Claude, Türklerin Anadolu ya lk Giri i (çvr. Ya ar Yücel - Bahaeddin Yediy ld z), Ankara 1992. CENÂBÎ, Mustafa b. Hasan, el-aylemü z-zâhir, Nuruosmaniye Ktp., nr. 3098. CUNBUR, Müjgan, Gül ehrî ve Mant kuttayr (Doktora tezi), Ankara 1952. EBU L-F DA, smail b. Ali, el-muhtasar (n r. Edib Arif ez- Zeyyin), Beyrut 1956. EFDALEDD N K RMANÎ, Bedâyiu l-ezmân fî vekâyi-i Kirman (n r. Mehdî Beyanî), Tahran h. 1326. FETH YE EN-NEBRÂVÎ, Târihu n-nuzum ve l-hadara l- slâmiye, Kahire 1981. GÜNALTAY, emseddin, slâmda Tarih ve Müverrihler, stanbul 1991. H NDÛ AH NAHC VÂNÎ, Tecâribü s-selef, Tahran 1934. BN EBÎ USEYB A, Ahmed b. Kâs m, Uyûnü l-enbâ fî tabakâtü l-et bbâ, Kahire 1299. BN HALDUN, Abdurrahman b. Muhammed, Mukaddime (trc. Z. Kadiri Ugan), st.1986. BN HALL KAN, Ebu l-abbas emseddin Ahmed, Vefeyâtü l-a yân ve enbâ u ebnâi z- zamân (Yay. M. Muhyiddin Abdülhamid), I-IV, Kahire 1948. BNÜ L-ESÎR, Ali b. Muhammed, el-kâmil fi t-tarih (n r. C. J. Tornberg), Leiden 1851-1876, c. IX- XII, trc. A. Özayd n, slâm Tarihi el-kâmil fi t-tarih Trc. st.1987. BNÜ L-CEVZÎ, Ebu l-ferec Abdurrahman b. Ali, el-muntazam, X, Haydarâbâd, 1940. KAFESO LU, brahim, Sultan Melik ah Devrinde Büyük Selçuklu mparatorlu u, st. 1953. KAZICI, Ziya, Anahatlar ile slâm E itim Tarihi, stanbul 1983., Tarih boyunca câmi ve gördü ü hizmetler, Diyânet Der. (1986) XXII/4, 8-10, slâm Müesseseleri Tarihi, stanbul 1991. KÖPRÜLÜ, M. Fuad, Anadolu Selçuklular Tarihi nin Yerli Kaynaklar, Belleten, VII/27,1943, s. 379-521.,Türk Edebiyat nda lk Mutasavv flar, Ankara 1984 5. KÖYMEN, M. A., Büyük Selçuklu mp. Tarihi III, Alp Arslan ve Zaman, Ankara 1992., Türkiye Selçuklular Tarihine Dâir Bir Kaynak, el-veledü - efik, TTK Belgeler, XV/29, 1193, s. 1-22. MERÇ L, Erdo an, Kirman Selçuklular, Ankara 1989, s. 210-217.,Fars Atabekleri Salgurlular, Ankara 1991. MUHAMMED B. BRAH M, Tarih-i Kirman, (n r. Bestânîy-i Pârizî), Tahran h. 1343. MUHAMMED HÂM DULLAH, slâm Peygamberi (trc. M. Said Mutlu - Salih Tu ), st.1969. MÜNECC MBA I, Ahmed b. Lütfullah, Câmiu d-düvel Selçuklular Tarihi, I, Horasan- Irak, Kirman ve Suriye Selçuklular II, Anadolu Selçuklular ve Beylikler (Yay. Ali Öngül), zmir 2000,2001. NAC MÂRUF, Ulemâu n-nizâmiyye ve medârisu l-ma r ku l- slâmî, Ba dad 1973. NÂSIR-I HUSREV, Sefernâme (n r. Schefer),Paris 1881, trc. Abdülvehhâb Tarz, Ank.1994 OCAK, A. Ya ar, Selçuklular ve Beylikler Devrinde Dü ünce, Türkler, Ankara 2002, VII, 429-438. ÖNKAL, Ahmed, Asr- Saadette Mescid in önemi ve yapt görevler, Diyânet Dergisi (1983), XIX/3, 49-55. ÖZKAN, M., Selçuklular ve Beylikler Devrinde Edebiyat, Türkler, 2002,VII,636-670. PEDERSEN, Johs, Mescid, A, VIII, 1-7. SAYILI, A., Higher education in medieval Islam, Ank. Üniv.Y ll (1947-48) II, 30-71. Sevim, A.- Merçil, E., Selçuklu Devletleri Tarihi, Ankara 1995, s. 523-524. SUTER, H., Celâlî, A, III, 59-60. E EN, Ramazan, slâm Dünyas ndaki lk Tercüme Faaliyetlerine Umûmî Bir Bak (Ba lang çtan h. IV./m. X. Asr n Sonlar na Kadar), TED (1979) VII/3-4, s. 1-29., Tercüme Faaliyetleri, DGB T, stanbul 1989, III, 453-479., Salâhaddin Devrinde Eyyûbîler Devleti, stanbul 1983. 77

A.Öngül/Selçuklularda E itim Faaliyetleri Ve Yeti en lim Adamlar na Genel Bir Bak,Salâhaddin Eyyûbî ve Devlet, stanbul 1987. TATCI, Mustafa, Yunus Emre, Türkler, Ankara 2002, VII, 500-515 ZEKER YÂ KAZV NÎ, Muhammed b. Mahmud, Âsâru l-bilâd ve âhbâru l-ibâd,beyrut 1960. ZÎC- ULU BEY (trc. Abdurrahman b. Osman), Ü Ktp., TY, nr. 6551. Z R KL, Hayreddin, el-a lam (n r. Zübeyr Fethullah), I-VIII, Beyrut 1980. D i P N O T L A R 1 Bir nevi s byân mektebi olan küttâb, et-tektîb kökünden türemi ve yaz ö renilen yer demektir. Okumayazma ö retilen küçük yerler için kullan l r. Çok yayg n olmamakla beraber slâm n zuhurundan önce de bu tip mektepler vard. Küttâb n özel yerlerde oldu u kadar câmi veya ona biti ik yerlerde oldu u da görülüyor. Küttâb n en dikkate de er örneklerinden birisi Kûfe de Ebû Kâs m el-belhî (öl. 105/723) taraf ndan kurulan d r (Ahmed Çelebi, 1976, 31-38; Kaz c, 1991, 222-223). 2 Eskilerin ilimleri olarak bilinen bu müsbet ilimlerin bat daki merkezi skenderiye Akademisi, do udaki merkezi ise ran n Huzistan ehrindeki Cündü apur Akademisi idi. Bunlar n yan nda Antakya ve Harran da kurulan mektepler de önemli idi. H ristiyanl n Roma da resmî din olarak kabul edilmesinden sonra, bu dinle çeli ki halinde bulunan felsefe ve felsefeyle ilgili ilimler gözden dü mü, hatta bu ilimlerle u ra anlar takibe u ram lard. Bu nedenle bat da Bizans n bask s ndan kaçan ilim adamlar do udaki bu merkezlere gelmi lerdi. Bu merkezlerin slâm kültür ve medeniyetine büyük katk lar olmu tur. slâm dünyas ndaki Tercüme faaliyetlerinde buralarda toplanan eserlerden ve yeti en ilim adamlar ndan istifade edilmi tir. 3 Bu rasathanenin yeri hakk nda de i ik görü ler vard r. C. A. Nallino ya göre ( Astronomi, A, I, 686-690), Rey yahud Ni abur da idi. Fatin Gökmen ( Astronomi, ilaveler, A, I, 690-693), Ba dad ta olmas n muhtemel görüyor. Hilmi Ziya ise ( slâm Dü üncesi, 357), Merv de oldu unu kaydediyor. Kr.. Kafeso lu, Melik ah Devri, s. 186. 4 Râvendî, Muhammed b. Ali, Râhatu s-sudûr ve âyetü s-sürûr (n r. Muhammed kbal) London 1921 (Trk. trc. Ahmed Ate ), I-II, Ankara 1957-60. 5 bn Bibi, Nâs reddin Hüseyin b. Mecdeddin Muhammed, el-evâmiru l-alâ iye fi l-umûri l-alâ iye (önsöz ve fisritle birlikte t pk bas m olarak n r. Adnan Sad k Erzi), Ankara 1956; (trc. Mürsel Öztürk), I-II, Ankara 1996. 6 Aksarâyî, Kerîmeddin Mahmud b. Muhammed, Müsâmeretü l-ahbâr ve müsâyeretü l-ahyâr (n r. Osman Turan), Ankara 1944; (trc. Mürsel Öztür), Ankara 2000. 78