KARAMAN DA BUĞDAY, MISIR, AYÇİÇEĞİ TARIMI VE ÜRETİMİ



Benzer belgeler
Ayçiçeği Tarımı İKLİM VE TOPRAK İSTEKLERİ

BUĞDAY TARIMI. Çizelge 1: Başlıca ülkelerin buğday ekiliş, üretim ve verim değerleri (1.Uluslararası Buğday Sempozyumu Meksika-1997)

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:2 ANKARA NIN AYÇİÇEĞİ (ÇEREZLİK-YAĞLIK) PROFİLİ

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ

Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM

Macar Fiği Neden Önemlidir? Hangi Topraklarda Yetişir?

FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM

BUĞDAY (Triticum spp.) Buğdayda Toprak Hazırlığı:

Buğday ve Arpa Gübrelemesi

İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

AYÇİÇEĞİ TARIMI TOPRAK İSTEKLERİ Ayçiçeği yetişeceği toprak tipi yönünden çok seçici olmamasına rağmen organik maddece zengin, derin ve su tutma

BROKKOLİ (Brassica oleracea var. italica)

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME

KIRAÇ ARAZİLERE UYGUN ALTERNATİF BİR TAHIL TRİTİKALE YETİŞTİRİCİLİĞİ

SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ:

PAMUK TARIMI TOHUM YATAĞI HAZIRLAMA

BAHRİ DAĞDAŞ ULUSLARARASI TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST. ALDANE TRAKYA TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST./EDİRNE

TARIM SİSTEMLERİ 3. Nemli Tarım

Korunga Tarımı. Kaba yem açığının giderilmesinde, maliyetlerin düşürülmesinde etkili, kıraç topraklara ekilebilmesi ile üstün bir yem bitkisi.

AÇIK TARLADA DOMATES YETİŞTİRİCİLİĞİ

Yerfıstığında Gübreleme

TARLA BİTKİLERİ MERKEZ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ TESCİL YILI:

Ziraat Mühendisi Ayşegül DEMİRÖRS

Tohum yatağının hazırlanması:

TANIMI VE ÖNEMİ Susam dik büyüyen tek yılık bir bitkidir. Boyu ( cm) ye kadar uzayabilir. Gövdeler uzunlamasına oluklu (karıklıdır) ve sık tüylü

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları

EKİN KURDU (Zabrus Spp.) Özden Güngör Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu Başkanı 23.Temmuz Ankara

RULO ÇİM ÜRETİMİ DR TOHUMCULUK 2013

2. Endüstri Bitkileri: 2.1. Yağ Bitkileri 2.2. Lif Bitkileri 2.3. Nişasta ve Şeker Bitkileri 2.4. Tütün, İlaç ve Baharat Bitkileri

BROKOLĠ YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ Gübreleme Organik madde oranı toprak analizi sonucunda 0-2 arasında ise ekim öncesinde dekara 1,5 lt gelecek şekilde Hum Elit

BÖRÜLCE YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ Black Strong Ürünlerinin Börülce YetiĢtiriciliğinde Kullanımı Besin maddelerince zengin toprakları sever. Organik madde oranı

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

MISIR YETİŞTİRİCİLİĞİ

MISIR TARIMI. Giriş. İklim ve Toprak İstekleri

BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

MISIR DOSYASI. Türkiye`de mısır; yem, nişasta, glikoz, yağ ve son yıllarda biyoetanol üretiminde kullanılmaktadır.

YAĞIŞ DEĞERLENDİRMESİ

kalkerli-kumlu, besin maddelerince zengin, PH sı 6-8

Sulama Ot Mücadelesi ve Çapalama Gübreleme ve Toprak Islahı Seyreltme Gölgeleme veya Siperleme Budama Yerinde Kök Kesimi

Türkiye'de Toprakların Kullanımı

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

Antepfıstığında Gübreleme

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ HAZİRAN ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU

Çayın Bitkisel Özellikleri

Acurun anavatanı hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Anadolu, İran, Afganistan ve Güney Batı Asya anavatanı olarak kabul edilmektedir.

NİSAN 2017 ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU

Patatesin Dünyadaki Açlığın ve Yoksulluğun Azaltılmasındaki Yeri ve Önemi

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

BÖRÜLCE (Vigna sinensis) 2n=22

Bu dersimizde kullandığımız ticari gübreleri ve gübrelemenin kurallarını vermeye çalışacağız.

ÖNEMİ. İyi bir ürün için iyi bir toprak hazırlığı gerekir. Tohum yatağı hazırlama kombinasyonu bunu sağlar.

Türkiye`de Hububat Alanları

T.C. Samsun Valiliği İl Tarım Müdürlüğü. Silajlık Mısır Tarımı ve Silaj Yapımı

TARLA BİTKİLERİ. Prof.Dr.Hayrettin EKİZ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü 2017

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:1 ANKARA NIN ASPİR BİTKİSİ PROFİLİ

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme

ANTEPFISTIĞI YETİŞTİRİCİLİĞİ. GAP TEYAP Kerem AKDOĞAN

ERİĞİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

Şeker Kamışı Sugarcane (Saccharum officinarum L.)

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ

Tescil Edilen Çeşitlerin Uygulamaya Aktarılması Bilgi ve İletişim Formu

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

Gemlik Zeytini. Gemlik

ZİRAİ MÜCADELE TEKNİK TALİMATLARI CİLT IV. BAĞ MİLDİYÖSÜ Plasmopara viticola (Berk. Et Curt) Berl et de Toni

Ceviz Fidanı-Ağacı İklim ve Toprak İstekleri

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir

Eski Köye Yenilikçi Çiftçi

Yalçın AKI Ferhat SERTKAYA

Ürün Kataloğu

Toprak İstekleri Ayçiçeği, yetişeceği toprak tipi yönünden çok seçici olmamasına rağmen organik maddece zengin, derin ve su tutma kapasitesi iyi topra

Magnezyum Sülfat. Magnezyum Sülfat nedir?

Tarımsal Meteoroloji. Prof. Dr. F. Kemal SÖNMEZ 23 EKİM 2013

DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI

MALVACEAE (EBEGÜMECİGİLLER)

YAPRAĞI YENEN SEBZELERDE GÜBRELEME

DİĞER FAMİYLALARDAN YEM BİTKİLERİ

AYVANIN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

A. Tahıl ve Tahıl Ürünlerinin Sınıflandırılması B. Mikrobiyel Bozulmalar C. Depolama Koşulları

DOĞU ANADOLU TAR.ARŞ.ENS./ERZURUM 1988

TRAKYA TARIMSAL ARŞ.ENS./EDİRNE ANADOLU TARIMSAL ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ESKİŞEHİR 2000

BAZI KÜLTÜR BİTKİLERİNDE KLASİK GÜBRELERE İLAVETEN ÖZEL GÜBRELERİN KULLANILMASI

MISIR TARIMI. GAP TEYAP Kerem AKDOĞAN

HUBUBAT SEKTÖR RAPORU

BUĞDAY PİYASALARI ve TMO

Kullandığımız çim tohumu karışımlarında yer alan türler ve özellikleri:

MISIR TOHUMU EKİMİ 19.Eki.2016

ANTEP FISTIĞI YETİŞTİRİLMESİ VE BAKIMI

HAŞHAŞ TARIMI. 1-Haşhaşın İklim İstekleri

Soya Fasulyesi Yetiştiriciliğinde Gübreleme

Buğdayın Dış Görünüşü

Orijin: Asya ve Avrupa (Mısır, Yunan ve Roma medeniyetleri döneminden beri biliniyor. Yabani form: Lactuca serriola x L.

B) Toprak İsteği Yoncanın en iyi yetiştiği topraklar; tınlı, kumlu-tınlı, kumu çok fazla

İŞLER. 60 kişi işletme ziyareti için çalışma Eylem programı hazırlayarak bir gün önceden Planı,Yıllık çiftçiyi bilgilendiricek

FINDIK YETİŞTİRME TEKNİĞİ

KAPLAN86 CEVİZİ. Kaplan 86 Cevizi

Toprak hazırlığı İyi bir tohum yatağı hazırlamak için; Bir önceki üründen kalan sap-samanın uygun ekipmanla çok iyi parçalanması gerekli Toprakta

Kanola Bitkisi, Yağı ve Özelikleri

Transkript:

KARAMAN DA BUĞDAY, MISIR, AYÇİÇEĞİ TARIMI VE ÜRETİMİ

BUĞDAY TARIMI VE KARAMAN DA BUĞDAY ÜRETİMİ 1. TANIMI VE ÖNEMİ Buğday, tek yıllık bir bitki olup, her türlü iklim ve toprak koşullarında yetişebilecek çok sayıda çok sayıda çeşitlere sahip olması nedeniyle, dünyanın hemen her tarafında yetiştirilmektedir. Buğday gerek dünyada; gerekse ülkemizde en fazla üretilen tarım ürünüdür. 2. İKLİM VE TOPRAK İSTEĞİ 2.1 İklim İsteği: Buğday genellikle ılık ve serin iklim şartlarında yetişir. Buğday, gelişmenin ilk devrelerinde (çimlenme, kardeşlenme) yüksek sıcaklıktan hoşlanmaz. Sıcaklık 5-10 ºC; nisbi nem %60'ın üstünde olursa bitki normal gelişmesine devam eder. Vegatatif gelişenin ileri devresinde (sapa kalkma) fazla sıcaklık istemez.10-15 ºC'lık sıcaklık, %66 nisbi nem ve az ışık, iyi bir gelişme için uygundur. Buğday yıllık yağışı 350-1150 mm olan iklim bölgelerinde yetişebilmektedir. Kaliteli ve bol ürün yıllık yağışı 500-600 mm olan yerlerde veya toprakta bu nemi sağlayacak sulamalarda alınabilmektedir. 2.2 Toprak İsteği: Buğday derin, killi, tınlı-killi olan ve yeterli organik maddesi olan fosfor ve kireci bulunan, kumlu tınlı topraklar en iyi buğday topraklarıdır. Toprakta organik madde arttıkça, buğdayın verimi de artar. Besin maddesi yönünden fakir topraklarda kaplıca çeşitleri, orta şartlarda ekmeklik çeşitleri, en iyi şartlarda da makarnalık çeşitleri ekmek daha uygundur. 3.YETİŞTİRME TEKNİĞİ 3.1 Ekim Nöbeti: Bölgemizde kuru ve sulu koşullarda buğday çeşitli kültür bitkileri ile münavebeye girmektedir. -Kuru koşullarda: Buğday-Nadas-Buğday Buğday-Mercimek-Buğday Buğday-Mercimek-Arpa -Sulu koşullarda Buğday-İkinci ürün-pamuk Buğday-İkinci ürün-sebze Buğday-İkinci ürün-yem bitkileri Buğday-İkinci ürün-pamuk-arpa-ikinci ürün Buğday-İkinci ürün-mercimek-ikinci ürün (İkinci ürün: Yerfıstığı, Mısır, Susam, Ayçiçeği vs.)

3.2 Çeşit: Buğday türleri genellikle kaplıca grubu, makarnalık buğdaylar grubu, ekmeklik buğdaylar grubu olmak üzere 3 guruba ayrılır. Kaplıca gurubu altında yetiştirilen buğdaylar daha çok hayvan yemi, kısmen de bulgur olarak kullanılır. 3.3 Toprak Hazırlığı 3.3.1 Kuru koşullarda: Bölgemizde kuru koşullarda buğday-nadas veya buğdaymercimek ekim nöbeti uygulanmaktadır. Bu nedenle buğday-nadas sisteminde, buğday hasadını müteakip hiçbir toprak işlemesi yapılmadan, ekim sahası kışı geçirdikten sonra, erken ilkbaharda mart ayının ikinci yarısından itibaren toprak uygun tava geldiğinde soklu pullukla sürüm yapılır. Daha sonra sonbaharda diskharrow + tırmık ve tapan çekilerek tohum yatağı hazırlanır. Buğday-Mercimek hasatından sonra toprak gölge tavında iken derim sürüm yapılır. Daha sonra sonbaharda diskharrow + tırmık ve tapan çekilerek tohum yatağı hazırlanmış olur. 3.3.2 Sulu Koşullarda: Sulanan sahalarda buğday genellikle çapa bitkileri ile münavebeye girmektedir. Bu nedenle sonbaharda ön bitki hasatından sonra, bitki kalıntıları temizlenmeli veya uygun alet ekipman ile parçalanmalı, bundan sonra döner kulaklı pullukla derin sürüm yapılıp, toprağa karıştırılmalıdır. Daha sonra diskharrow ve tırmık çekilerek keseklerin toprağa karıştırılmalıdır. Daha sonra diskharrow ve tırmık çekilerek keseklerin kırılması sağlanır. Kesekler kırıldıktan sonra flot çekilerek, tohum yatağı hazırlanır. 3.4 Ekim Buğday ekimi bölgemizde genellikle 15 Ekim-15 Kasım tarihleri arasında yapılmaktadır. Ekimde geç kalınmamalıdır. Aksi halde kışlık buğdaydan da, yazlık buğday gibi düşük verim elde edilmektedir. Onun için günlük ortalama ısının 5-8 ºC etrafında seyrettiği devrede buğday ekimi yapılmalıdır. Kışlık buğdayların 5-8 cm derinlikte ekilmesi verimin artmasında önemli etkendir. Ekime hazır vaziyetine getirilen tohum yatağına kuru koşullarda 15-17 kg/da, sulu koşullarda ise 13-15 kg/da üzerinden mibzerle ekim yapılmalıdır. Ekimden önce tohum mutlaka civalı ilaçlarla ilaçlanmalıdır. 3.5 Gübreleme Buğdayda dengeli bir gübreleme yapmak için gübre mutlaka toprak tahlilleri neticesine göre atılmalıdır. Araştırmalar sonucunda; Bölgemizde buğdaya kuru koşullarda 6-8 kg/da N, 9 kg/da P2O5, sulu koşullarda ise 16 kg/da N, 13 kg/da P2O5 karşılığı azotlu ve fosforlu gübre verilmesi önerilmiştir. Azotlu gübrenin ilk yarısı ve fosforlu gübrenin tamamı ekimde, azotun ikinci yarısı ise kardeşlenme başlangıcında uygulanmalıdır. Azotlu gübre toprak yüzeyine, fosforlu gübre mibzerle banda verilmelidir. 3.6 Sulama Buğday bitkisinin suya ihtiyaç duyduğu veya en fazla su tükettiği dönemleri sapa kalkma, başaklanma ve süt olum dönemleridir. Sapa kalkma Mart sonu, başaklanma Nisan başı ve süt olumu ise Mayıs başına rastlamaktadır. Buğday öncelikle başaklanma başlangıcı ve süt olumunda olmak üzere iki kez sulanmalıdır. Ancak suyun pahalı ve kıt olduğu yer ve durumlarda, bir defa sulamaya olanak verile

biliniyorsa sulama başaklanma başlangıcında yapılmalıdır. Suyun bol olduğu ve kurak geçen mevsimlerde ise sapa kalkma, başaklanma ve süt olumunda olmak üzere 3 defa sulanmalıdır. Eğer buğday ekim mevsiminde çıkış için toprakta yeterli nem yoksa ve mevsim itibariyle kurak geçiyorsa ekimde de sulama yapılmalıdır. Sulamalar toprağın 90 cm derinliği doyuracak şekilde yapılmalıdır. Sulamalara ne zaman su verileceği ise nem kontrol çubukları ile kontrol edilebilir. Basit bir 08-10 luk demir "T" çubuk toprağa bastırılınca 30-40 cm girebiliyorsa sulama yeterlidir. Bu kontrol suyun bulunduğu yerde yapılmalıdır. 3.7 Hastalıkları, Zararları ve Mücadelesi 3.7.1. Buğday Hastalıkları ve Mücadelesi: Bölgemizde en çok rastlanan buğday hastalıkları; Sürme (kör), pas hastalıkları (sarı pas, kahverengi pas, kara pas), rastık, kök ve boğaz çürüklüğü dür. Sürme (kör): Hastalıklı bitkiler sağlamlardan daha kısa boyludur. Daneler yuvarlağa yakın bir şekil alır. Ezilince siyah bir toz kitlesi ile dolu oldukları görülür. Dayanıklı çeşit kullanarak, yazlık ekim yapılarak ve ekim öncesinde tohumlar ilaçlanarak mücadele yapılmaktadır. Sarı Pas (kınacık): Yapraklar üzerinde sarı, dar, uzunca, birbirine paralel noktalı çizgiler halinde sap ve başakta meydana gelirlerse de genellikle yaprak ve kavuzlarda görülür. Kahverengi Pas: Sarı pastan sonra görülür. Püstülleri kara pasınkinden koyu, kara pasınkinden daha açıktır. Püstüller dairevi yığınlar meydana getirir. Kara Pas: En geç görülen pas türüdür. Püstüller rasgele dağılmışlardır. Püstüllerin üzerindeki epidermisin yırtılması ile bariz olarak tanınır. Pas Hastalıklarının Mücadelesi: -Hastalığa dayanıklı çeşitler kullanmak -Yabancı ot mücadelesi yapmak -İlaçlı mücadele Rastık: Hastalıklı buğday, başak çıkarır çıkarmaz görülür. Hastalığa yakalanmış bitkiler sağlamlardan daha kısa ve zayıf olup, genellikle kardeşlenmezler ve erken olgunlaşırlar. Buğdayın başakları çiçek zamanı siyah bir toz kitlesi hastalık etmeni fungusun sporlarıdır. Bu sporlar rüzgarın etkisiyle etrafa dağılır ve daha sonra geride sadece başak ekseni kalır. Mücadelesi: -Hastalıksız tohum ekilmeli -Hastalığa dayanıklı çeşitler kullanmak -Tohum ilaçlaması yapmak

Buğdayda kök ve boğaz çürüklüğü: Daha ziyade buğdaygillere arız olur. Kuru ziraat yapılan bölgelerde kışlık buğdaygillerde daha çok görülür. Alkali topraklarda hastalık daha etkendir. En belirgin başaklanma dönemindedir. Bitki vaktinden erken sararır ve beyazlaşır. Başak dane tutmaz veya daneler cılız kalır. Bazen başak vermeyebilir. Sap, yaprak ve başakta hızlı bir beyazlaşma görülür. Mücadelesi: -Hastalıksız tohum ekilmeli -Yeterli miktarda azotlu gübre atmak -Sürüm ve yaz nadası hastalığı azaltır -Tohum ilaçlaması 3.7.2 Buğday Zararlıları ve Mücadelesi Süne: Toprak renginde, bazen siyah geniş vücutlu, 11-12 mm uzunlukta 7-8 mm genişlikte emici bir böcektir. Yaprakları ve daneyi emer. Mücadelesi: Süne mücadelesi prensip itibariyle 1-3 yaşlı genç nimf döneminde ilaçlama suretiyle yapılmalıdır. Kımıl: Süneye benzer, ancak vücudu süneye göre dar ve baş iridir. Vücudun üstü esmer, sarı ve hafif açık beneklerle bezenmiştir. 4 halkalı bir hortumu vardır. Buğdayın yapraklarını ve daneyi emer. Mücadelesi: Kışlamış erginlerde, nimf ve yeni nesil erginlerde olmak üzere iki dönemde ilaçlama mücadesi yapılmaktadır. Ekin Balmumu: Ergini, esmer, kırmızı renkte, kanatları açık kahverengi baş ve thorax esmer veya siyah elytraları kırmızı ortalama 10-15 mm uzunluğunda bir böcektir. Larvaları buğdayın köklerini yiyerek, erginleri ise hububatın süt olum döneminde başaklarda kapçık, kavuz ve daneleri kemirerek zararları olmaktadırlar. Mücadelesi: Ergin çıkışı başladıktan bir hafta sonra m2 de ortalama 14-15 ergin bulunan tarlalarda başlanmalı ve zarar sona erinceye kadar devam edilmelidir. İlaçlı mücadele günün serin saatinde erginler uçuşa başlamadan önce yapılmalıdır. Ekin Güvesi: Ergin küçük bir kelebektir. Zarara sebep olan larvalar koyu sarı renkli olup, boyları 10 mm kadardır. Larvaları yaprağın içine girerek alt ve üst epidermis arasındaki parankim dokusunu yiyerek tahribat yaparak, bitkinin özümleme yapmasına mani olur. Zarar gören bu kısım dondan zarar görmüş gibi sararır, sonra kurur. Mücadelesi: Larvalar 6 mm ulaştığı zaman ilaçlı mücadelesi yapılmalıdır. Ekin Kurdu (Zabrus Sp): Pup olmaya yakın devrede larvaları 30-35 mm boyunda olup, beyazımsı renktedir. Başa yakın üst seğmentleri koyu kestane, göğüs kısmı ve ayakları esmer renklidir. Ayaklar kazıcı yapıdadır. Uç kısımlarında tırnaklar yer alır. Erginlerde baş büyük olup, antenleri içindedir. Renkleri kırmızımsı esmerdir. Zararlının boyu 14-16 mm'dir. Zabrus larvaları hububat yapraklarının uçlarını yuvalarına çekerek,

bilahare toprak yüzünde yumak şeklinde bir bakiye teşkil eden yaprak sinirleri kalıncaya kadar yemelerine devam ederler. Bir kökten çıkan yaprakları bitirdikten sonra diğerlerine geçerler. Mücadelesi: Kültürel tedbirler (münavebe), Mihaniki mücadele (Larvaların ilk göründüğü devrede toprağın bastırılması), Kimyasal mücadele (Tohum ve satıh ilaçlaması) şeklinde olmalıdır. Yabancı Otlar: Buğdayda yabancı ot mücadelesi önemlidir. Yabancı ot mücadelesi yapılmayan alanlarda veriminde % 30'a varan azalmalar tespit edilmiştir. Buğday ekili sahalarda görülen önemli yabancı otlar: Yabani hardal, sarı ot, yabani tere, köygöçüren, yabani fiğler, pelemir, ballı baba, yabani gonca, tilki kuyruğu, sütleğen, peygamber çiçeği, yabani yulaf vb. Mücadelesi: Yabancı otlar 3-5 yapraklı oldukları devrede ilaçlı mücadele yapılmalıdır. Buğdayda ise kardeşlenme ile sapa kalkma devreleri arası en uygun ilaçlama zamanıdır. Münavebe ise yabancı ot kontrolü için en önemli kültürel tedbiridir. 3.8 Hasat, Harman ve Depolanması Buğday, biçerdöver, tırpan ve orakla hasat edilebilir. Hasat zamanının seçiminde dane dökme, hasat edilecek üründe su oranı ve makinelerin çalışabilme durumu göz önüne alınmalıdır. Hasat orak ve tırpanla yapılacaksa sarı olum devresi uygundur. Biçerdöverle yapıldığında biraz daha geç olarak yapılmalıdır. Biçerdöverle yapılan hasatta dane su oranı %13-15 arasında olmalıdır. Hasat erken yapıldığında saplar henüz nemli olduğundan makinenin çalışması ve danelerin kavuzlardan ayrılması güçleşir. Süt olumunda hasat edilen danelerde 1000 dane ağırlığı düşer ve danelerde çalıklaşma görülür. Geç hasatta ise, özellikle dane dökülmesi fazla olur ve dolayısıyla ürün miktarı düşer. Makarnalık buğdaylar geciktirildiğinde dane parlaklığını kaybeder. Tırpan veya orakla biçilen buğdaylarda harman, harman makinesi (batöz) veya dövenle yapılır. Buğday tohumunu yabancı ot tohumlarından, taş veya topraktan arındırmak için selektörden geçirilmelidir. Bu işlem esnasında tohumluk olarak ayrılanlarında ilaçlanması sağlanmış olmaktadır. Buğdayın depolanması (saklanması) : Ambar olarak kullanılacak bina rutubet almayan kuru, havadar ve aydınlık bir yer olmalıdır. Bir ton ürün için en az 1.5 m2 alan hesap edilmelidir. Saklama yerine getirilen buğdayın su oranının %12-14'ün altında bulunması gerekir. Depo için en iyi ısı derecesi +4 ºC dir. Ambara koyulacak buğdayın içerisinde yabancı tohum bulunmaması gerekir, çünkü bunların vereceği yaşlık hububatın kızışmasına neden olur.

4. VERİM VE MALİYET 4.1 Verim Bölgemizde kuru koşullarda buğday verimini etkileyen en önemli faktör, yıllık yağışlar ve bunların buğdayın yetişme süresi içerisindeki dağılışıdır. Özellikle Mart ve Nisan aylarındaki yağışlar o yılki buğday verimini müspet veya menfi yönde etkilemektedir. Verim üzerinde etkili olan diğer faktörler ise çeşit, gübreleme, bakım, kültürel işlemler vs. dir. Sulu koşullarda ise sulama zamanı, adedi ve verilecek su miktarı da verim üzerine etkilidir. BUĞDAYDA KALİTE BUĞDAYDA KALİTE ÖZELLİKLERİ: Hububat (tahıl) adı verilen taneleri unlu bitkiler botanikte buğdaygiller (Gremineae) familyasına girer. Dünyada en fazla üretilen ve tüketilen hububat çeşidi buğdaydır. Uluslararası buğday konseyi tarafından yapılan son tahminlere göre 1998 ürünü dünya buğday üretimi 590 milyon ton civarında gerçekleştirilmiştir. Türkiye, dünya ülkeleri arasında ekim alanı bakımından 7. üretim miktarı bakımından ise 8. sırada yer almakta ve dünya buğday üretimindeki payı % 3,6 dolayındadır. Ülkemiz açısından dikkate alındığında gerek ekili arazi, üretim miktarı, ekonomik değer; gerekse toplumumuzun beslenmesinde başta gelen ekmek, bisküvi, makarna, bulgur ve tarhana gibi çeşitli ürünlerin ana hammaddesi olan buğday Rize dışında tüm illerimizde üretilmektedir. Ekim alanı yanında iklim ve toprak koşulları, uygulanan tarım tekniği ile iyi cins ve nitelikte tohumluk kullanmaya bağlı olarak verim yıldan yıla değişmektedir. Hububattan işlenmiş madde yapım yöntemlerini HUBUBAT TEKNOLOJİSİ gösterir. Tarımsal hammaddeler içinde besin maddesi olarak en önemlisi buğdaydır günümüzde dünya nüfusu günlük enerji gereksiniminin % 60 'dan fazlasını hububattan özellikle buğday ve pirinçten sağlamaktadır. Hububat içinde buğdayın başta gelme nedenleri şöyle sıralanabilir. 1- Buğday çeşitli iklim ve toprak koşullarına uyabildiği için dünya yüzünde üzerinde geniş bir alanda üretilmektedir. 2- Verimi yüksek ve tarımı kolaydır. 3- Depolamaya uygun (su oranı ortalama %12) ve besin değeri yüksektir. 4- Buğday öğütüldüğünde tane ağırlığının 3/4 oranında un elde olunur. Yan ürünler hayvan yemi olarak kullanılır. 5- Buğday unu su ile yoğrulduğu zaman undaki protein parçacıkları yaş öz gluten dediğimiz bir madde oluşturur. Gluten hamurun kabarmasını ve kaliteli ekmek yapımını sağlar. Buğdaydan başka hiçbir hububat çeşidindeki protein öz oluşturmaz.

BUĞDAY KALİTESİNİN BELİRLENMESİNDE KULLANILAN ÖLÇÜLER Botanik Ölçüler: --Tr. Aestivum --Tr. Compactum --Tr. Durum --Buğday tanesinin oluşumu ve içine besin depolanması üç aşamada olur. --Süt olum (Protein birikimi) --Sarı olum (Nişasta birikimi) --Fizyolojik olum (Tam olum) Tarımsal Ölçüler: --Sürme --Pas hastalıkları --Rastık Fiziksel Ölçüler: --HI Ağırlığı --1000 Tane Ağırlığı --Tanenin şekli ve büyüklüğü --Tane sertliği --Renk --Yabancı maddeler --Öğütme yeteneği --Yoğunluk Kimyasal Ölçüler: Su miktarı Kül miktarı Protein miktarı Serbest asitlik Ham elyaf Teknolojik Ölçüler: Yaş öz (Gluten) miktarı

Gluten indeks değeri Sedimantasyon değeri Düşme sayısı değeri Un test cihazı Hamur test cihazı 1.BOTANİK ÖLÇÜLER Dünyada yetişen 14 buğday türünden yanlızca 3 türün ekonomik değeri vardır. Bu türler: 42 Kromozomlu tr. aestivum (Ekmeklik) 42 Kromozomlu tr. compactum (Topbaş) 28 Kromozomlu tr. durum (Makarnalık) dır. Tr. Aestivum: En önemli özelliği bu türe ait buğday unlarının ekmeklik yapımında diğer türlerden daha uygun olmasıdır. Tane sertliği ve protein miktarı tür içinde geniş bir şekilde değişmektedir. İklim ve toprak şartları ekmeklik buğdaylarının kalitesi üzerine önemli etki yapmaktadır. Yazlık veya kışlık ekilir, taneler kırmızı veya beyazdır. Tr. compactum: Memleketimizde orta Anadolu ve geçit bölgelerinde ekilmektedir. Kuraklığa dayanıklıdır. Taneleri beyaz tane yapısı yumuşak ve protein miktarı düşüktür. Bisküvi yapımına müsait olup öz kaliteleri zayıftır. Tr. durum: Genel olarak yazlık ekilir, kışlık ekilişleri yalnız Akdeniz ülkelerinde ve Türkiye'de görülmektedir. Dünya ülkelerinde belirli yerlerde yetişir ve isteği çoktur, kırmızı taneli çeşitleri memleketimizde Güneydoğu Anadolu bölgesinde yetiştirilmekte ve bulgura işlenmektedir Her tür içinde yüzlerce çeşit bilinmekte ve ıslahçılar tarafından geliştirilerek üretime verilmektedir. Buğday ıslahında önceleri verimlilik, hastalık ve böcek etkilerine dayanıklılık üzerinde durulurken son yıllarda özellikle buğday kalitesini düzeltme amaç edinilmiştir. Tanenin kalitesinde çeşitten ileri gelen farklar, ekmeklik buğdaylarda çok büyük durum buğdayında ise daha azdır. Buğday tanesinin oluşumu ve içine besin maddelerinin depolanması üç aşamada gerçekleşir. Süt olum (Protein birikimi): Besi doku ( Endosperm)'da ilk biriken maddeler proteinlerdir. 3-5 günlük genç endosperm hücrelerinde nişasta hemen hemen hiç yoktur. Danede depolanan proteinin yaklaşık yarısı, döllenmeden önce sap ve yapraklarda birikmiş proteinlerden geri kalan, döllenmeden sonra sap ve yapraklarda oluşarak daneye taşınan proteinlerden ibarettir. Bu proteinler endosperm hücreleri içinde petek yapı dokusunda bir ağ doku meydana getirirler. Dane en büyük hacmini alır. Döllenmeden sonra 20-25 gün süren bu dönem sonunda danede su oranı %60 dolayında olup dane içi boza kıvamındadır.

Sarı olum ( Nişasta Birikimi): Danedeki su oranı %60'ın altına düştükten sonra protein birikmesi durur, nişasta birikimi hızla artmaya başlar. Nişasta tanecikleri süt olum devresinde endospermde oluşmuş bulunan protein ağlarının içini doldurur. Danede hacim küçülmesi olur ve endosperm balmumu kıvamını alır. 10-25 gün süren bu dönem sonunda su oranı %40'a düşer ve besin maddeleri birikimi durur. Fizyolojik olum (Tam olum):danede besin maddeleri birikimi durduktan sonra, birikmiş maddelerin olgunlaşması sürer kurak ve sıcak bölgede 2-3 gün nemli ve kıyı bölgelerde ise 5-10 gün süren bu fizyolojik olum dönemi sonunda dane tohum özelliğini kazanır, su oranı %18,5-33'e düşer. Bu dönemden sonra dane sadece su kaybeder. Su oranı %14,5-13,5 un altına düşünce dane olgun hale gelmiştir. Kurak bölgelerde danedeki nem oranı %7' ye kadar düşebilir. 2. TARIMSAL ÖLÇÜLER Tarımsal ölçüler yetiştirici için çok önemlidir. Yetiştiği iklim ve toprak koşullarına uyma durumu, verimin yüksekliği, hastalık ve zararlılara dayanma gücü başlıca nitelikleridir. Buğdayda rastlanan bitkisel hastalıkları şöyle sıralayabiliriz. 1. Sürme: Mantari bir hastalıktır ülkemiz buğdayları genellikle bu hastalığa karşı hassastır. İlaçlanmadan kullanılan tohumlar arasındaki hastalıklı tanelerin parçalanması ile sporları diğer tanelere bulaşır. Tohumla beraber çimlenen sporlar, bitki ile beraber büyür ve tanenin içi besin maddeleri yerine sporlarla dolar. Genellikle ekmeklik buğdaylar üzerinde büyük zararlar yapar. Değirmende eleme sırasında kolaylıkla ayrılırlar. 2. Pas Hastalıkları: Sarı, kara ve kahverengi pas adı ile anılan üç çeşidi vardır. Sarı pas yapraklara, kara pas sap ve yapraklara, kahverengi pas ise sap kısmına ve yaprak ayasına etkilidir. Bitkinin gelişmesini önleyerek % 30-40 oranında verimin düşmesine neden olurlar. 3.Rastık: Mantari bir hastalıktır. Bitki ile beraber büyüyen sporları tane yerine içerisi rastık sporları ile dolu başak oluşturur. Verimi oldukça düşürür. Değirmende temizlenme sırasında kolaylıkla ayrılır. KARAMAN DA BUĞDAY ÜRETİMİ Karaman İlimiz stratejik konumu, tarımsal üretimi ve tarıma dayalı sanayisi ile ülkemizin tarımsal açıdan önemli illerden birisidir. Tarım ve hayvancılık, nüfusunun %39,7 si tarımda istihdam edilen Karaman için ekonomik açıdan oldukça önemlidir. Karaman ilinin 885.100 hektarlık yüzölçümünün yaklaşık %39 unu tarım alanları oluşturmaktadır. Tarla bitkileri il tarımı açısından önemli bir paya sahiptir. Buğday, arpa, nohut, mısır, kuru fasulye, ayçiçeği, şekerpancarı ve yulaf bölgede en çok ekilen tarla bitkileridir. Buğday da Karaman ilimizin %29 unda makarnalık buğday, %20 sinde ekmeklik buğday yetiştirilmektedir.

Ülkemizde üretilen toplam 17,98 milyon tonluk ekmeklik ve diğer buğday türlerinin % 0,5 i, üretilen 4,08 milyon tonluk makarnalık buğdayın ise %3,6 sı Karaman da üretilmiştir. Son olarak Karaman da tarıma dayalı sanayi işletmelerinde 255 tesisle tahıl, un ve unlu mamuller üreten işletmeler arasında ilk sırada yer alır. AYÇİÇEĞİ TARIMI VE KARAMAN DA AYÇİÇEĞİ ÜRETİMİ Ayçiçeği ülkemizde ve dünyada yağlık ve çerezlik olarak iki tip olarak yetiştirilir. Ancak bahçelerde süs bitkisi ve kesme çiçek olarak değerlendirilen tipleri de mevcuttur. Çerezlik olarak insanların tüketimi ve kuşyemi olarak değerlendirilir. Yağlık olmayan tipler ise çerezlik olarak adlandırılır ve tohumları çizgili ve iri, yağlık tiplere göre kalın kabuklu olup, kabuğu çabuk ayrılmaya müsaittir. Bu tiplerden iri olmayanlar ise, kuşyemi olarak değerlendirilmektedir. Bunun yanında yağlık tiplerden daha düşük yağ oranına ve test ağırlığına sahiptir. Yağlık ayçiçeği tipleri ise, genelde siyah renkli, ince kabuklu ve linoleik ve oleik yağ asitleri içeren tiplerdir. Yağlık ayçiçeği taneleri % 38-50 arasında yağ ve % 20 oranında protein içerir. Ayçiçeği dünyada ve ülkemizde en önemli yağ bitkilerinden biri olup, ülkemizde çoğunlukla yağlık olarak yetiştirilir. Dünya ayçiçeği üretimi son yıllarda 23 milyon ton civarında olup, Türkiye üretimde ve ekim alanlarında ilk on ülke arasında yer almaktadır. Ülkemizde yağlık ayçiçeği üretimi, genelde Trakya-Marmara Bölgesinde yoğunlaşmış iken, çerezlik üretimi ise, çoğunlukla İç ve Doğu Anadolu Bölgesinde, az miktarda diğer bölgelerde de ekimi yapılmaktadır. Ülkemiz yağlık ayçiçeği ekim alanları son yıllarda iklim koşullarına ve uygulanan fiyat politikalarına bağlı olarak 500-600 bin ha, üretimi de 600-850 bin ton civarında değişmektedir. Ayçiçeği ekim alanları, mekanizasyona en uygun bitki olması ve fazla işgücü gerektirmemesi nedeniyle, değişik yörelerde yıldan yıla artmaktadır. Ayçiçeğinin gen merkezi Kuzey Amerika olup, halen ABD'nin orta kesimlerinde yabani olarak bulunmaktadır. Ayçiçeği ekonomik bir bitki olarak uzun ve değişik bir tarihçeye sahip olmakla birlikte, kesin olarak ilk tarımının yapıldığı yer ve zamanı bilinmemektedir. Yeni dünyada ilk göçlerden önce, Kuzey Amerika Kızılderilileri tarafından boya hammaddesi olarak kullanılmıştır. İspanyol gezginleri tarafından 1850'lerde Kuzey Amerika'dan toplanan ayçiçeği tohumları, ilk önce İspanya'da bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilmiştir. Ayçiçeğinin bir yağ bitkisi olarak ilk olarak Rusya'da üretilmiş ve ardından tüm Avrupa'ya yayılmıştır. II. Dünya savaşından sonra 1945-50li yıllarda, ayçiçeği ülkemize Bulgaristan'dan ülkemize göç eden vatandaşlarımızın getirdiği tohumlar sayesinde girmiş ve tarımı yapılmaya başlanmıştır. Ancak esas üretim ve ekim alanı artışı, 1980li yılardan sonra hibritlerin ülkemize girmesiyle olmuştur. Dünyada ayçiçeği ıslahçılarının geliştirdiği yüksek yağ içerikli ve tane verimli ayçiçeği çeşitleri, ayçiçeğinde üretim artışına yol açmış ve son 20 yılda geliştirilen hibrit ayçiçeği çeşitleri de, üretimin istenilen düzeye gelmesine neden olmuştur.

İKLİM VE TOPRAK İSTEKLERİ Ayçiçeği, yetişme periyodu boyunca (100-150 gün) 2600-2850 C civarında toplam sıcaklık ister. Derin ve kazık kök sistemine sahip olması nedeniyle, kuraklık, tuzluluk ve yaşlılık gibi problemleri olan topraklardaki üretim performansı diğer bitkilerden daha iyidir. Her türlü toprakta yetişmesine rağmen, iyi drenajlı, nötr PH (6,5-7,5)'a sahip ve su tutma kapasitesi yüksek toprakları daha fazla sever. Taban suyu yüksek, asitli topraklardan hoşlanmakta olup, tuzluluğa dayanması ortadır. Ayçiçeğinin çimlenmesi için en az toprak sıcaklığı 8-10 C olmalıdır. Bu nedenle ülkemizde genelde Mart sonu - Mayıs ortası arasında ekimi yapılmaktadır. Ancak Ege, Çukurova ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde Haziran ayında ikinci ürün ekimleri de mevcuttur. Ayçiçeği soğuğa dayanıklı olup, genelde ilk donlardan 4-6 yapraklı devreye kadar zarar görmez. Ancak ısının -4 C nin altına düşmesiyle oluşan dondan oldukça fazla etkilenir. Bu nedenle ayçiçeğinin erken ekilmesinde çok fazla bir problem olmayıp, erken ekimlerde tane doldurma periyodu daha serin devreye gelmesi nedeniyle, verim önemli ölçüde artmaktadır. EKİM VE TOHUMLUK İyi bir tohum yatağı hazırladıktan sonra, ayçiçeğinde pnömatik mibzerlerle (hava akışlı taneyi tek tek bırakan) ekim yapılır. Yapılan araştırmalar sonucunda; sonbaharda soklu pulluk ile sürüm, ilkbaharda kazayağı ve ardından tırmık ile yapılan tohum yatağı hazırlığı en ekonomik toprak işleme yöntemi olarak belirlenmiştir. Yabancı ot ilaçlaması için genelde trifluarin terkipli ilaçlar ile ekim öncesi uygulaması yaygın olup, ancak çıkış öncesi ve sonrası yabancı ot ilaçları da piyasada mevcuttur. Ekim öncesi uygulamadan sonra mutlaka tırmık veya benzeri bir ikinci sınıf toprak işleme aletiyle toprak karıştırılmalı ve ilacın toprağa tam olarak yayılması için, ekim 2 gün sonra yapılmalıdır. Ayrıca yabancı ot mücadelesi için bitkiler 25-30 cm. olduğu zaman çapa makinesi ile ara çapası yapılmalı ve sıra üzerindeki yabancı otlar ise, el çapası ile yok edilmelidir. Pıtrak, sarmaşık, hardal, köy göçüren, kaz otu, tarla ayrığı, sirken, papatya, darıcan ayçiçeğinde problem olan önemli yabancı otlardır. Çiftçiler hibrit seçiminde bir çok kriter göz önüne almalıdır. İlk olarak tohumluğun fiyatı ve verim potansiyeli dikkate alınmalıdır. Çeşit seçiminde bölgedeki araştırma enstitülerinin deneme, ilçe ve il tarım müdürlüklerinin yaptığı demonstrasyon sonuçları ve özel şirketlerin yaptığı verim denemesi sonuçları iyi bir fikir verebilir. Ayrıca çeşidin bölgede problem olan hastalıklara olan dayanıklılığı da, seçimde önemli bir faktördür. Genelde çiftçiler tarlaların hasadından sonra, hemen buğday ekimi için toprak hazırlıklarına başladıkları için, geççi ve çok geççi çeşitleri tercih etmemektedirler. Bu nedenle çeşitlerin erkenciliği de önemlidir. Yöreye uygun verimli hibrit tohumluğun seçimi ve tavsiye edilen yöntemlerin kullanılması karlı bir ayçiçeği üretimi için son derece önemlidir. Ekilecek çeşitlerin yüksek kalitede ve yüksek bir çimlenme yüzdesine sahip olması, saf ve hastalıklardan ve yabancı ot tohumlarından ari olması, üretim risklerini azaltır. Hibrit tohumluk, açık döllenen çeşitlere göre, gerek uniform bitkiler elde edilmesi, gerekse verim açısından belirgin bir üstünlük sağlar. Ayçiçeğinde hibrit tohumluklar yüksek verim potansiyeline sahip, aynı günlerde çiçeklenip, olgunlaşır ve aynı kalitede ürün veririler.

Özellikle iklim koşullarının ayçiçeği için uygun olduğu yıllarda bu fark belirgin olarak ortaya çıkar. Piyasada değişik firmalara ait bir çok yağlık hibrit ayçiçeği çeşidi bulunmakta olup, seçilecek çeşitte, tablanın biraz eğik olması, yani yere doğru bakması, kuş zararını ve güneşten kaynaklanan tabla yanıklığını azaltır. Bu nedenle, bu tip hibrit çeşitler kuş zararının yoğun olarak hissedildiği yerlerde tercih edilmelidir. Tohum iriliği ve test ağırlığı da verim açısından bir diğer önemli faktördür. Bunun yanında hibrit çeşidin kendine döllenmesinin iyi olması, arı ve böceklerin eksik olduğu ortamlarda verimin yüksek olması için mutlaka gereklidir. Ayrıca tohumu satan şirketlerin teknik destek hizmetlerinin yaygın olması, ekim sonrasında ve yetişme periyodu sırasında ortaya çıkabilecek problemlerin çözümünde kolaylık sağlayacaktır. Bir diğer faktör de, çeşidin sap sağlamlığı ve iyi bir kök sistemine sahip olmasıdır. Çünkü sağlam bir sap, rüzgârlardan aşırı düzeyde etkilenmez. Özellikle yağışlardan sonra esen aşırı rüzgârlar, bitkilerde yatmalara neden olmaktadır. Yurt dışında torbadaki tane sayısı ile satılan hibrit tohumluklar, ülkemizde büyükten küçüğe doğru 1 den 5 kadar (1 en iri, 5 en ince) numaralanmış tohum iriliklerinde satılır. Özellikle uygun olmayan iklim ve toprak koşullarında, çimlenme gücünün biraz daha fazla olmasından başka bir avantaja olmayan iri tohumlukların kullanılması, dekara atılacak tohumluk miktarını arttırdığı için ek bir maliyet gerektirir. Bu nedenle orta irilikte tohum seçmek ekonomik açıdan uygundur. Ancak tohum irilikleri açısından firmalar arasında, tam bir uyum da söz konusu değildir. Bunun yanında tüm hibrit tohumlar mildiyöye karşı ilaçlanmıştır. Yapılan araştırmalar, sıra arası 70 cm. ve sıra üzerinin 30-35 cm. olduğu bir ekim sıklığıyla sağlanan bir dekarda 4500-5000 civarında bir bitki adedinin, en yüksek verimi verdiğini ortaya koymuştur. Dekara atılan tohum miktarı, tohum iriliğine bağlı olarak 400 gr/da civarında değişmektedir. Ayçiçeği topraktan fazla miktarda besin maddesi kaldıran bir bitki olup, bu nedenle üst üste ayçiçeği ekiminden kaçınılmalıdır. Bundan dolayı, kurak alanlarda genelde Buğday-Ayçiçeği ekim nöbeti uygulanır. Sulu alanlarda ise, şeker pancarı, yem bitkileri ve mısır ekim nöbetine girebilir. Yine ülkemizde ikinci ürün olarak buğdaydan veya kışlık ekilen diğer ürünlerden sonra ekimi yapılmaktadır. GÜBRELEME Tüm yeşil bitkiler gibi, ayçiçeği de büyüme için en az 16 elemente ihtiyaç duyar. Bunlardan oksijen, hidrojen ve karbon gibi elementleri su ve havadan alır. Azot fosfor ve kükürt herhangi bir iklim bölgesindeki topraklarda eksikliği bulunabilir. Özellikle potasyum, kalsiyum ve magnezyum yüksek yağışlı bölgelerde eksikliği görülebilir. Bunun yanında iz elementlerden demir, manganez, çinko, bakır, molibden, bor ve klor eksikliği fazla olmamakla birlikte bir çok toprakta görülebilir. Optimum verim için ülkemiz koşullarında yapılan araştırmalarda 7-8 kg. saf azot (N), aynı miktarda fosfor ve potasyum yeterli olur. Ancak sulu koşullarda bu miktarları arttırmak gerekir. Toprak analizi yapılıp tarlanın besin maddesi içeriği belirtildikten sonra gübre uygulamak son derece önemlidir. Fakir topraklarda ise, bu besin maddesi miktarının % 80-100'ünü uygulamak gerekir. Ancak istenilen gübre miktarını vermek arzulanan verimi almak açısından yeterli değildir. Çünkü toprak nemi, yağış gibi iklim faktörleri verimi etkileyen ve gübre ile mutlaka olması gereken faktörlerdir. Besin maddesince fakir topraklarda verilen

gübre verimi % 40-60 arasında arttırabilir. Orta besin maddesi kapsamına sahip topraklarda gübre verime % 10-20 oranında etkiler. Ancak zengin topraklarda gübrenin etkisi bazı durumlarda kendini gösterir. Çünkü yüksek verim için gerekli besin maddesi toprakta mevcuttur. Eğer toprakta yeterli miktarda fosfor varsa, 7-8 kg. saf azotu içeren 15-16 kg. üre (% 46 N) veya 25-30 kg. Amonyum Nitrat (%26 N) gübresi serpilerek karıştırılır ve ardından ekim yapılır. Yine sulama yapılacaksa, azotlu gübre miktarının tarladaki mevcut orana göre belli bir miktar arttırılıp ikiye bölünerek, üst gübre olarak çapalamadan önce uygulanması, verimi arttıracak önemli bir uygulamadır. Toprakta yeterli fosfor yoksa, ekimle birlikte mibzerle tohumun 5 cm yanlarına kompoze gübrelerden 20-20-0 dan 25-30 kg/da oranında verilmesi yeterli olur. Ancak gübreleme, gübre deposu olmayan pnömatik mibzerlerde tohum yatağı hazırlama işlemi yapılmadan önce toprağa serpilmesi ve ardından tarlanın işlenip karıştırılması şeklinde de yapılabilir. Genelde Türkiye toprakları potasyumca zengin olması nedeniyle, bu besin maddesine içeren gübre tavsiye edilmez. Eğer toprakta yeterli potasyum yoksa ve toprak tahlil sonucu bu besin maddesinin eksikliği belirtiliyorsa ayçiçeği topraktan fazla miktarda potasyum kaldırdığından, topraktaki mevcut miktara da bağlı olarak, 50 kg/da oranında 15-15-15 gübresi uygulamak gerekir. Kompoze gübrelerin üzerindeki üç rakam sırasıyla N-P-K yani Azot - Fosfor - Potasyum besin maddelerinin içerdiği yüzde oranlarını göstermektedir. Çiftçiler için önemli olan, tarlaya atılan gübrelerin saf madde olarak miktarlarıdır. Bu nedenle gübre alırken içerdiği saf maddenin fiyatına göre karşılaştırma yaparak, kg saf besin maddesi ucuz olan gübre tercih edilmelidir. SULAMA Ayçiçeği bitkisinin su ihtiyacı, yetişme periyodu boyunca yaklaşık 700-800 mm. civarındadır. Bu nedenle yüksek ve arzulanan verimi alabilmek için yağışın az olduğu yıllarda aradaki farkın, sulamaya uygun yerlerde, mutlaka sulama suyuyla verilmesi gerekir. Toprakta bitkilerin su ihtiyaçları toprak tansiyonemetresiyle ölçülür. Ayçiçeğinde en hassas devre, çiçeklenme öncesi tablaların oluşmaya başladığı devre ile süt olum devresi arasıdır. Bu devrede oluşan, suya olan stres, verimde geri gelmeyecek kayıplar ortaya çıkarır. Özellikle ayçiçeği bitkisinin suya duyduğu ihtiyaç, çiçeklenme zamanında en üst seviyeye çıkar. Bundan dolayı bu devrelerde yağış yoksa yüksek verim için ayçiçeği mutlaka sulanmalıdır. Eğer sulama yapılacaksa, bitkiler 45-50 cm. boyunda bir sulama, tabla teşekkül ettiği devrede süt ve olum devresinde yapılacak olan birer sulama ile toplam üç defa su verilmesi verimi % 100 oranında arttırır. Eğer iki sulama yapılacaksa, biri çiçeklenme öncesinde, diğeri de çiçeklenme sonrasında yapılmalıdır. Eğer tek sulama yapılacaksa yağışa da bağlı olarak çiçeklenme başladığında yapılmalıdır. Özellikle sulanan alanlarda dekara atılan bitki sayısını ve verilecek gübre miktarını bir miktarı arttırmak verim artışı için gerekli diğer faktörlerdir. HASTALIK VE ZARARLILARI Ayçiçeğinin ülkemizde en önemli zararlısı orobanş parazitidir. Ancak bu parazite dayanıklı hibritler piyasada mevcuttur. Bunun yanında ülkemizde bazı yıllarda ve bölgelerde problem olan diğer hastalıklar ise, ayçiçeği mildiyösü, sap, kök ve tabla

çürüklükleridir. Yazı yağmurlu geçen yıllarda, tabla çürüklükleri (Rhizopus, Botrytis) yoğun olarak görülmektedir. Ayçiçeğinin en önemli problemlerinden olan ayçiçeği mildiyösüne karşı ise, hibrit tohumlar Metalaxyl ile ilaçlı olup, hastalık %100 oranında kontrol edilmektedir. Ancak özellikle sulu alanlarda ortaya çıkan Sclerotinia kök ve sap çürüklüğüne karşı dayanıklı çeşit olmayıp, hastalığı yüksek etkin biçimde kontrol eden ilaçlı mücadelesi de yoktur. Ülkemizde ekonomik zarar eşiğini aşan ayçiçeği zararlıları şu an için mevcut değildir. HASAT VE DEPOLAMA Normal olarak ülkemizde, eğer iklim koşulları uygun olursa, kurak şartlarda normal verimli bir toprakta 250-300 kg/da civarında bir tane verimi alınabilir. Sulu şartlarda ise, toprak verimliliğine ve sulama sayısına bağlı olarak tane verimi, 350-500 kg/da arasında değişir. Ayçiçeği tablasının arkası ve tabla kenarındaki brakte yapraklarının % 50'si kahverengi renge dönüştüğünde, bitkiler hemen hemen çiçeklenmeden 1 1,5 ay sonra tane nemi % 35'e ulaştığı zaman fizyolojik olgunluğa erişmiş olur. Ancak hasadın yapılabilmesi için tablanın, gövdenin ve yaprakların tamamen kahverengi renge dönüşmüş olması ve tanedeki nem oranının % 9-10'a düşmesi gereklidir. Çünkü ayçiçeği yağlı tohuma sahip olduğu için yüksek nemde depolandığında, taneler kısa zamanda kızışır ve bozulur. Bu nedenle hasatta tane neminin % 10'un altında olması son derece önemlidir. FİZYOLOJİK OLGUNLUK DÖNEMİ Buğday hasadında kullanılan biçerdöverler tabla değişiklikleriyle ayçiçeği hasadına uygun hale getirilebilir. Birinci aşamada tablayı sıra hasadına uygun hale getirmek gerekir. Bu ekipmanlar sadece tablayı hasat edip, sapını bırakacak şekilde ayarlanır. % 3 civarında hasat kaybı normal sayılır. Eğer gereğinden fazla hızlı giden biçerdöverler, hasat sırasında tane kaybına % 15-20 civarında bir kayba sebep olabilir. Zamanında yapılmayan hasat özellikle bazı çeşitlerde tane dökmeye sebep olacağından, ayçiçeği hasadı fazla geciktirilmemelidir. Ülkemizde Nisan başı, Mayıs ortasında ekilen ayçiçeği genelde Ağustos sonu ve Eylül ayında hasat edilir. Ortalama olarak 120-130 günlük bir yetişme periyodu ister. Bu periyodun uzunluğu yaz dönemindeki sıcaklığa, yağışı ve nem oranına ve toprak besin maddesi kapsamına bağlıdır. Uygun bir depolama için tane nemi 10 altında ve taneleri temiz olmalıdır. % 8'in altında ve tane neminde depolanan tohumlarda hastalık ve zararlı faaliyeti devam edememekte, tane zararlılarının çoğalması ve zararı önlenmektedir. Hasat sonrası % 11-12 civarında depolanan taneler ise sık sık havalandırılmalı, taneler serin tutulmalı, kızışma önlenmelidir. Fazla miktarda tane çiçekleri ve yaprak ve sap kırıntıları içinde bulundurulan ambarlar yağ kalitesini düşürmektedir.

KARAMAN DA AYÇİÇEĞİ ÜRETİMİ Toplam 58 ilimizde yağlık ayçiçeği üretimi yapılmakta olup 2013 yılında 1.380.000 ton yağlık ayçiçeği üretilmiştir. Ülkemiz genelinde yağlık ayçiçeği verimi ise ortalama olarak 227 kg / dekar olmuştur. En fazla üretim 925.469 dekarlık alan ile Tekirdağ ilimizde gerçekleşmiştir. Bu ilimizi sırası ile 775.385 dekarlık alan ile Edirne, 671.695 dekarlık alan ile Konya ve 593.194 dekarlık alan ile Kırklareli ilimiz sıralamada kendine yer bulmuştur. Karaman ise 63.592 dekarlık ekimi ve 19312 ton verim ile 16. Sırada yer almaktadır. Ortalama verim 304 kg/dekar olarak gerçekleşmiştir. MISIR TARIMI VE KARAMAN DA MISIR ÜRETİMİ Mısır tahıllar içerisinde güneş enerjisini en iyi kullanan ve birim alandan en fazla kuru Madde üreten bir bitkidir. Ülkemiz tarımında önemli bir yere sahiptir. Her türlü Bitki ile münavebeye girer. Kendisinden sonra ekilen bitkinin verimi genellikle münavebeye giren diğer tahıllara göre daha yüksektir. Üretilen mısır insan gıdası hayvan yemi ve endüstride çok sayıda üretimin hammaddesidir. Ülkemizde hayvancılığın gelişmesine paralel olarak artan karma yem talebi sonucunda yurtiçi talep karşılanamamaktadır. Günümüzde üretimi yapılan hibrit çeşitler ilk olarak Amerika da yapılan ıslah çalışmaları sonucunda elde edilmiş ve 1800 lü yıllarda Avrupa ya Güney Amerika ya Afrika ya ve Avustralya ya götürülmüştür. Ülkemiz mısır üretim alanı 570-600 bin hektar arasında değişmektedir. Bu üretim alanının %50-60'ında hibrit tohum kullanılmaktadır. Yıllık üretim ise yaklaşık 2,5 milyon ton civarındadır. Ülkemizde hemen hemen tüm bölgelerde az ya da çok mısır üretilmektedir. Ancak üretimin en fazla yapıldığı bölgeler Karadeniz Akdeniz Marmara ve Ege Bölgesi dir Üretimdeki artışa rağmen Ülkemizde mısır üretimi ihtiyaca cevap vermemektedir. Ülkemizde Kamu kuruluşlarınca öteden beri yürütülen ıslah tohumluk üretimi faaliyetlerine 1984 yılında özel sektör kuruluşlarıda katılmıştır. Bugün itibarıyla yüzlerce hibrit mısır çeşidi üretilerek piyasaya sunulmaktadır. Çeşit sayısının çokluğu mısır üreticilerine seçim şansı yaratmaktadır. Farklı bölgelerdeki tüm üreticiler için en uygun olarak tanımlanabilecek tek bir çeşit söz konusu olamaz. Her üretici kendi koşullarına uyan en iyi çeşidi seçmek durumundadır. Çeşit seçiminde olgunlaşma süresi koçan özelliği yatmaya hastalık ve zararlılara soğuk ve sıcağa dayanıklılık ekim sıklığına tepki ve verim gibi faktörler dikkate alınmalıdır. Toprak İstekleri Mısır tarımı için en uygun Toprak tipi Su tutma kapasitesi besin maddesi depolaması işlenme kolaylığı iyi drenaj ve havalanma özelliği dolayısıyla siltli-killi topraklardır. Bunun yanında sahip olduğu dezavantajları en aza indirmek avantajları iyi değerlendirmek ve gerekli iyileştirme uygulamalarını yapmak koşuluyla diğer toprak tiplerinde de mısır tarımı yapılabilir.

İklim İstekleri Mısır ılıman ve tropik bölgelerde tarımı yapılan bir bitkidir. Mısır bitkisinin en iyi geliştiği bölgeler en az 120 donsuz güne ve ortalama 2100-2200 Günlük Gelişme Derecesine sahip yörelerdir. Suyun bol ve sıcaklığın ılıman olduğu iklimlerinde en yüksek verim düzeylerine ulaşılır. Mısır bitkisi 10-11 derecede çimlenmeye başlayabilir. Toprak sıcaklığı 5-10 cm derinlikte 15derece ye ulaştığı zaman çimlenme hızlanır. Mısır bir sıcak iklim bitkisi olmasına rağmen aşırı Sıcaklık isteyen bitki değildir. 38 derecenin üzerinde bir kaç Gün devam eden sıcaklıklar bitkiye zarar verir. Mısır bitkisinin sıcak gecelerde iyi geliştiği sanılmakla birlikte sıcak ve rutubetli gecelerde iyi bir gelişme görülmez. Genel olarak mısır için en uygun koşulların soğuk geceler güneşli günler ve orta sıcaklık olduğu söylenebilir. Toprak Hazırlığı Mısır tanesi ılık tavlı iyi havalandırılmış tane ile temas edecek kadar ufalanmış topraklarda kolay çimlenir. Bunları sağlamak için toprak 15-20 cm derinlikte işlenmelidir. Ana ürün tarımında bir önceki bitki artıklarının gömülüp çürümesi ve kış yağışlarının daha iyi depo edilebilmesi için ilk sürümün sonbaharda yapılması iyi olur. Sonbaharda veya ilkbaharda yapılan bu ilk sürümden sonra diskaro ve tırmıkla toprak işlenir. Ufalanması sağlanır. Toprakta tavın kaçmaması için sürgü çekilir. İkinci ürün tarımında üretim sezonun kısa havanın sıcak ve nisbi nemin düşük olmasından dolayı toprak hazırlığının çabuk tamamlanması tarla tavının kaçırılmadan ekim yapılması gerekir. Ekim Mısır ekiminde önemli konular ekim zamanı ekim derinliği ve ekim sıklığıdır. Ana ürün mısır tarımında toprak sıcaklığı en az 10 C derece olduğunda ekim yapılabilir. En ideal ekim zamanı toprak sıcaklığının 13-15 C derece olduğu zamandır. Ana üründe en ideal ekim zamanı bölgemiz için uzun yıllar iklim ortalamalarına göre Nisan ayının ortalarıdır. İkinci üründe ise Buğday hasadından sonra Haziran ayı sonu gibi ekim yapılmalıdır. Ekim derinliği toprak tipine nem ve sıcaklığa bağlı olarak değişmekle beraber 5-6 cm. olmalıdır. Ekim Sıklığı En uygun ekim sıklığı kullanılan çeşide ekim zamanına yetiştirme amacına yükseltiye iklime sulama miktarına ve toprağın durumuna göre değişir. Sık dikim koçan bağlamayan bitki sayısını ve yatmayı arttırır tane/sap oranını düşürebilir. Ayrıca sık dikim yapılan tarlada bitkinin su ve gübre gereksinimi artar. Çok seyrek ekim ise birim alandan alınan ürün miktarının azalmasına neden olur. Bitki sıklığı çeşide göre sıra üzeri 18-25 cm sıra arası 70 cm. olacak şekilde ayarlanmalıdır. Serpme ekimlerde ve ikinci ürün anıza ekimler de % 10 kadar fazla tohum atılmalıdır. Bakım Mısır bitkisinde sulama gübreleme hastalık ve zararlılarla mücadele dışında önemli diğer bir bakım işlemi yabancı ot kontrolüdür. Mısır bitkisinde ilk 3-5 hafta

yabancı ot kontrolu bakımından kritik bir dönemdir. Araştırma sonuçları boyu 15-20 cm e ulaşan yabancı otların mısır verimini olumsuz etkilediğini ortaya koymaktadır. Bitkiler 10-15 cm boya ulaşınca seyreltme yapılır. Seyreltme sırasında ilk çapa uygulanmalı. İkinci çapa bitkiler 40-50 cm boya ulaştığında boğaz doldurma ve azotlu gübre verme döneminde yapılmalıdır. Gübreleme Mısır verimli topraklarda daha iyi yetiştiği için toprak dengeli bir şekilde gübrelenmelidir. Gübrelemede toprak tahlili yaptırmak esastır. Eğer toprak tahlili yapılmamışsa; Dekara 20-25 kg saf Azot 8-10 kg saf fosfor verilmelidir. Azotlu gübrenin yarısı Fosforlu gübrenin ise tamamı ekimle birlikte Azotlu gübrenin kalan diğer yarısı bitkiler 40 cm boylandığında gübreli çapa makinesi ile toprağa verilebilir. Sulama Mısır bitkisi yılın en sıcak döneminde yetişen bir bitki olduğundan su tüketimi fazladır. Ancak bunun yanında mısır tarla bitkileri arasında suyu en etkili kullanan yani birim su ile en fazla kuru madde üreten bir bitkidir. İyi bir verim için değişen toprak yapısına göre 3-4 kez sulama yapılmalıdır. Birinci sulama bitkiler 40 cm ye ulaştığında azotlu gübrelemeyi takiben yapılmalıdır. Mısırın suya en hassa olduğu dönemler tepe püskülü çıkarmadan bir hafta önce ile çiçeklenme dönemi ve süt olum dönemidir. Mısır zararlıları içerisinde ise Bozkurt mısır maymuncuğu mısır kurdu koçan kurdu sayılabilir. Hasat Harman Mısırda hasat olgunluğu tanelerdeki nem oranı ölçülerek tayin edilir. Nem ölçme olanağının olmadığı durumlarda olgunluk tanedeki değişim gözlenerek anlaşılmaya çalışılır. Hasat koçan kavuzunun kuruyup mısır tanesinin sertleştiği normal rengini aldığı tanenin sömeğe bağlandığı yerde siyah leke oluştuğu zaman yapılmalıdır. Mısır hasat ve harmanında kullanılmak üzere mısır hasat tablalı biçerdöver mısır hasadı için ayarlanmış Tahıl biçerdöveri ve koçan toplayıcı makineler mevcuttur. Makineli hasadın mümkün olmadığı durumlarda koçan kabukları elle soyulup koçanlar toplanır tane nemi düşünceye kadar serende veya açıkta kurutulur taneleri taneleme makinesi ile ayrılır. Uzun süreli depolama için mısır ürününde rutubet oranı % 13'e düşürülmelidir. Şayet rutubetli bir şekilde depolama yapılırsa kızışma ve küflenme ile üründe zararlar meydana gelecektir.hasat sonrası kurutma koçanların serende kurutulması suni kurutucularda tanenin kurutulması yada düz bir zeminde güneş altında koçan veya tanenin kurutulması şeklinde olabilir.

Mısır Yetiştiricilerine Uyarılar Mısır tarımında erken ekim yapmak iyi ve uygun tohumluk seçmek çeşide uygun bitki sıklığında yetiştirmek yüksek verim elde etmenin ilk şartıdır. Mısır Toprakta su göllenmelerine karşı hassas olup drenajı iyi havadar topraklar tercih edilmelidir. Bitki sıklığının artması tepe püskülü ve koçan püskülü çıkışını engeller bu durum tane oranının azalmasına olgunlaşmanın gecikmesine yol açar. Tepe püskülü ve tozlanma dönemini içeren çiçeklenme döneminde meydana gelecek su açığı koçanda tane sayısının azalmasına yol açarak büyük ölçüde verim azalışına neden olur. Sabahın erken saatlerinde mısır yapraklarında rulo halinde kıvrılma görülürse mısır hemen sulanmalıdır. Döllenme sonrası veya süt olumda koçan üstü aksamının kesilmesi verimde sırasıyla % 33 % 27 azalmaya neden olur. KARAMAN DA MISIR ÜRETİMİ Bundan 5-6 yıl önce Karaman'da mısır ekim alanı 50 bin dekardı. 2013 yılında bu rakam 200 bin dekarı geçmiştir. Rekolte 220 bin ton civarında. Bu artışın en büyük nedeni; yemlik mısırın tahıllara göre daha kazançlı bir ürün olması. Tahıldan umduğunu bulamayan çiftçi, yemlik mısır üretmeye başlamıştır. Mısır, diğer tahıl ürünlerine göre daha fazla verim vermektedir. Verim, tarlanın durumuna göre dönümde 3 tona kadar çıkabilmektedir.