Hdld Bir '68 Ku@" Var m17 hfkb bw yiikseltti. Artun'un yoneticiliginde h4k~ yiikselen bir grafik @di. karu oliirniinden soma baganh bir yonetici oldub kadar, "toplumsal sorumluluk sahibi" bir insan olarak ddi. Calqlar, 1968 sona ererken yaptlklan sgimler ne denli farkh olma olsun iki arkadquu da iyilikle axuyor. Farkh sgimlerinden otiirii onlan ne oviiyor ne de hiyor. Ama Artun'un arkasmdan yazdg.1 yanda heniiz kaybettiij arkadag m Borsa'm bqlnda kaydettib baganlam altuu qizmeyi ihmal ebniyor. Onun, a h hkbir yolsuzluga kangmadan bu onemli kurumu yonetmkj olmasmda 68'lili@nin de pap var gibi... $u yaklqlrm bugiin kuklm sonuna yaklagmakta olan pek cok kqinin paylqh* gorebiliriz: Hangimiz, nerede ne yaparsak yapalun, somaki yafmmzi neye hasre- olursak olah, ister bir dag bqlnda devrimci bir yo1 aqmak do-iirken, ister Borsa bagkam olarak piyasaxun niifuz ve hgkimiyet mekanizmalam geqtirmeye u$quken yi- olah hayatlami, "insadd? iqin degiameyen bir degerimiz var! "68'li"yiz, otekilerden farkhylz, bizi "biz" Man, bagkalannda olmayan, bizde olan bagka bir $ey var, bu bizi bir "kqak" yapiyor. Gerqekten oyle mi? 1stanbul Menkul fiymetler Borsasi'nm (IMKB) erken bir oliime yenik du- $en bagkanlnin ardindan yazdigi yavda Oral Calqlar, 1968'de kendisi ile aylu fakultenin ogrencileri olan Borsa Bagkani Tuncay Artun ile IGzddere'de oldurulen Sabahattin Kurt'un 1969'da yaptiklan tercihlerin hayatlari kadar oliimlerini de nasil belirledigne deginiyordu. Artun da, Kurt da Ankara'mn devrimci o@enci iislerinden Siyasal Bilgiler Fakultesi'ndeki (SBF) kitlesel protest0 hareketinin i*de yer almq, ayni sosyalist idealleri paylagmiglardi. Ne var ki, 1968'in biiyiik devrimci dalgasi gen qekilirken, icine aldigi o@encileri bir yo1 aynrmm bqma getirip buaknugh. Kurt, kargisina serilen bin bir olaslwc ifiden, ikinci bir devrimci dalgayi yaratmayi seqmig; yasadqi ilan edilmkj bir orgiite katdmq ve uq yd soma bir dag baginda giivdesi hiikumet giiderinin a& silahlam ategiyle parcalanarak hayatini kaybetmigti. Tuncay Artun ise politik bir orgiit i@de sosyalist miicadele yiiriitmeyi de gil, kariyer ynpmayi secmigti. 1ki arkadagm yollan aynldi. Seqimi, Artun'u kapitalizmin evrensel ve klasik kurumlarlndan birinin h~b'nin bagma kadar 160 COG~TO, SAYI: 14, 1998 68'1~ "DECERLER~" VH KURUCU OCELER~ 1998'den balaldmda 1968'in eylemci oznesini kuran etkenlerin, bu tarihi yapan insanlann ortak ozellikleri oldub ve bu ozelliklerin bughki~ toplumda da belirgin bir degerinin yqar kaldib stiylenebilir mi? hcelikle maddi temelde bir ortakhk bulunabilir gibi goriiniir. 1968'i var eden maddi kogullar, daha DP iktidannda bipnlenrneye baglayan dinamiklerin, 1960'larda dizginlerinden boganircaslna iglemesinin bir sonucuydu. Top lurn, buyiik sermayenin hegemonyasi altmdaki "samyilqme hamlesi" siirecinde kusal hayat biwerinden tersinmez bir tarzda koparak diinya piyasasma eklemlenirken patlayan depremin dalgalan 1968'de luylya vurdu. Ancak, 1968'in Tiirkiye ifi tarihsel onerni, kapitalizmin gebmesinde, tanmsal bir ekonomiden sanayiye ggiste deg, bu maddi temel iizerinde kentsel hayat siirglerinin butiin toplum, toplumsal dinamiklerin de devlet iizerindeki etkileri belirginlegirken kapitalivne kaqi bir "devrimuin oznelerinin ortaya p- bindaydi. Burjuvazinin toplumsal hegemonyasuu tesis etmesinde de&l, bu hegemonyam M n ifi tarihsel bir Mm uq vemq olmaslndayd. KENTL~, ULUSLARARASI, A~ACIDAN VE S i h 1968'e gelinceye de*, Tiirkiye'nin ozgiil "devrimci", "ihtilalci", ya da "inlulapqi" tipolojisinin debmeksizin kalan birkaq ozelliginden biri devlete ozgulu@ "yukandanh&" idiyse, ikincisi de "yereui@" ya da "milli"1igi olmqtu. 1968'in devrimci oznesiyse, onceki devrimci donemlerden farkh olarak, ilk kez kentli, uluslararasi, agag.1dan ve sivil olma ozewerini aylu anda bir araya getiriyordu. Bu kendine ozgidiikler kendi tarihleri, somut belirlenimleri i*de COG~TO, SAW: 14, 1998 161
Hdld Bir "68 KugaJi" Var m17 bu sozcuklerin ifade edebilecekleri evrensel anlamlardan kaqliulmaz sapmalar gijsterseler de, Turkiye'nin modem tarihi i@de ilk kez Tiirkqe anlamlama g6- reli olarak bu olqude yaklagabil+lerdi. Kapitalizmin gelbmesi, iqeride toplumsal kutuplagmalari hlzlandmrken, emperyalizme bagimhhk biqiminde de olsa, Turkiye'yi uluslararasl Wkiler a@- nin iqine sokmasi, ilk kez 1968'de eski toplumla birlikte eski devrimci tipini de inklr edebilen bir "dunya-tarihsel" devrimci oznenin ortaya qllugmin maddi zeminini kurdu. Ancak bu zemin iizerinde yeni devrimci tipinin dobp gelia mesi bir anda oluvermedi. "0liiler yagayanlan izlediler," hep oldub gibi. Ittihat ve Terakki'nin "'halasklr zabitan"min, Kemalizm'in 'Tiirk InkIlapqlsl1'nm yerini "Marxist devrimcrnin almasi iqii 1968'in biiyuk hareket dalgasi da kendi baaina yeterli olmayacak, 1971'in "ogretici" devlet teroriinden geqmek, "devrimcilikvin resmiyet diinyasi nezdinde hll2 sahip olabildig megruiyetinin de tuketilmesi gerekecekti. Bu@n burjuva toplumun siyasal, idari ve iktisadi mekanizmalam qekip qeviren orta yag ku~aginln 68'liliginde olumlu oge olarak ortiik bir biqimde durmakslzln one qlkartllan sinlf-agm "devrimcilik" gerqekte 1968'de heniiz M- ketilmig olmay~p yalmzca donugmiig bir.biqimde suregiden eski "smif-u devlet"e ijzgu devrimciligin artik yitirilmig "saygideger"li@ne duyulmakta olan ozlemin bir ifadesinden bagka bir gey olamaz. 199O'larda gaguhci ya da inarulmaz da gelse 1960'larda hem "devrimci", hem de burjuva toplumun degerler sistemi iqinde "saygideger" olunabiliyordu. ULUSLARARASI ETK~ 1968'de Tiirkiye iqin yeni olan ve 1968'den once olmayan "devrimcilik " in ogeleri uluslararasi alandan ve Turkiye'nin uluslararasl alana aqliginin olanaklarlyla q~kageldiler. Egemen sinihn baglandlgi uluslararasl ornege gore, "Arnerikan hayat tarzi" iingesi qevresinde ormeye qaba gosterdig kulmrel/siyasal hegemonya bir ba,ska uluslararasl modelle manevi diizlemde tehdit edildi: Fransa'nm kitlesel ogrenci ve igqi hareketi, Kuba, Vietnam ve Fitin'in devrirn savagq~hgi. Hicbiri kurulu diizenin hegemonya ay~tlan tarahdan doedan dogruya tuketilemeyecek ve onun iqindeki bir alternatife donqtiiriilemeyecek olan bu yei~i moral-kulturel-politik esin kaynaklan Turkiye devrimcili~ iizerinde bagka hiqbir teorik ve politik ogenin yaratamayaca@ buwiikte bir etki doedu. Bu yeni devrimciligin ozii ve biqimleri yeni kupk devrimcilerinin imgeleminde toplumsal mucadelenin muhtemel u$aklama tekabul edebilen nitelikleriyle hem operasyonel hem de manevi standartlar olqturdular. Sonuqta uluslararasi kapitalizm yerel olan her geyi parqalar ve kendine eklemlerken, kendi karptini da uluslararasi bir olqekte yeniden iiretiyordu. Turkiye'nin yan-otargik iktisadi yaplsiyla birlikte devletin orgiitii de uluslararasi kapitalizmin igleyig yasalam gore gekil demtirirken "geleneksel ay- dmlai'm zapt edilmez bir ofkeyle bir "kaqldevriml'in gerqeklqmekte oldubnu haykumalam gerisinde yalruzca "ba@muhk aglu" yatrmyordu. Bu ofke nin her zaman yiiksek sesle aq~ga vurulmayan kaynaklamdan biri kapitalizmin geligmesinin "devrimmi de uluslararasllagtmyor ve plebien bir karaktere buriindiiriiyor olmasmdandi. emir'in 1973'te Milsanayilqme siyaletarya ihtilaliunin de yolu- " alullu~~n o zamarun Adakronik gerekqesine oldub karun kavramlar katalobndaki anlamma onusunda ilk bakqveren ama gerqekte a skqa tank olmas~ bquna hsel modellerin her birinin ve & somut bir insan tipine ulap illi" prototiplerin silik birer am halini yapma bailanma ve dayanqma enekleri onemsizlqtirmesine tik akun tarafindan kolayca kaqm, bagka bir geylerin de&l de bu omeklerin olmasmm bir nedensellige sahip bulundub iizerinde. Ancak "ozenilen" modele e@ilagmadi@, ya da ayni geyin bagka eklegtirecek giiqten yoksun hiqbirine tam olarak uymasetin ve toplumsal mucadelenin bir gereg olaldignde, modelden devraluunig @ bir melezlqme evresinden bu esin kaynaklan, genq insanlan d en en koparsa da, gerqek toplumsal giiqlerin olmakslun onlan apanslz yeni bir diinanmda devrimcilige gozlerini yeni yeni ve kadmlar, yoneldikleri modellerin bite, kendilerini ister istemez yeni bir topir alt kiiltiir olqtunuken buldular. tine oykiinerek giydikleri dik yakali kat ve talum elbise ile simgelenen kurulu 163
Hllld Bir "68 Kuga#" Var mt? diizenin totaliter gbi@liligine kaqi bir tavn yagamaya g&m@lerdi. Kq a: rinda "Che'nin parkaslum ve eskicilerden satm ahan askeri botlan iistler gqirmeleri, onlarl gerqek bir savaga degilse de "sava~1" lul~@na sokuyor Bu "uluslararas~" simgeleri, popiiler kiiltiirden dewahan Alevi tarmda, h~ lanmamq biylklar tamamladi. Kadlnlar makyajlanni sildiler, mini etekle: pantolon ve erkek gomle@yle de&tirdiler. Eski marglara yeni sozler uyarlai Savag vakti yaklwh!" 0jgenci yurtlanndaki cemaat dayanqmaa iklimi.de bir tiir cemaat m subiyeti simgesi haline gelen bu "luyafet idulabf' i@de bi yllda metamor tamamlanmq, Tiirkiye universiteleri, ilk balqta bu );1Wc luyafetleriyle aylrt t lebilen ama ne ii@cii diinya tarzmda gerqek "gerilla" ne de Bat1 Avrupa zinda gerqek "liberter" olan bir "devrimcilef' kitlesi ile dolmqtu. Sevgi S sal'in Yenigehir'de Bir Ogle Vakti ad11 romaninln kahramanlanna sad& bir ele rellik yiiklu anlatimi, bu siireci tasvir iqin daha qok sozu gereksizlegtirir. BUYWK TERC~HLER YILI: 1969 1968'in boykotlar ve iggalleri, bu yeni devrimciler kitlesinin o$encile biiyiik q o ~ l u yanla&a ~ ~ u qekerek~vru~a'dan edindikleri esii~iirkqe terciime qabalannin iiruniiydii. Bu kitlesel miicadelelerden dogan ozyone organlan olarak forumlar, yarattiklan o&enci demokrasisi zemininde yeni d rimci degerlerin kitlesel bir olqekte yeniden uretildig, "yukandan" ve "bur, ratik devrimcilign mezan oldu. Bu, luyafetle belirlenm$ devrimcilik gerl bir hareket halini aldigmda biitiin yapayhfidan da kurtuldu ve biiyuk k iqinde erimeyi becerdi. Devrimcilik ve Marxizm, 1968'in moral-politik diizle de obenci hareketine taglmq 01duri;u en yeni geydi. Ancak gerqek hayat ve mucadele sureqleri, qok geqmeden kampus ozerklik duvarlanni agarak kendilerini, her geyi de&tirmek tutkusuyla hare te gqen genq insanlara tamttdar. Hiq kimse sonsuza kadar ogrenci olarak ka maz, hiqbir boykot sonsuza kadar siiremez, hiqbir iiniversite i$gali devlet gii( ri karglsmda yeterince dayanlkli olamaz, diizen kendisini ortadan kald~rm amaqlayan hiqbir harekete siirekli hoggorii ile bakamazdi, Ilk tutuklamal kuqunlanan ilk o$enci, yenilen ilk dayaklar, ve boykotlar ve bgallerle bii 1968 ylli uluslararasi alandan devralinan kavramlann iqlerinin somut hayatl la doldurulmasmin ve temel tercihlerin yapilmasmm gereklilikini, bu buy dalganin iqinden geqen herkese dayath. Yalruzca ojgencilere dew, gerqek toplumsal giiqlere, gerqek suuflara bi lanmak ve hayatmi bu giiqlerle kargitlan arasmda siiregidecek olan miicadel~ ve bu miicadelenin ritmine baklayarak yagamak gerekliligini idrak eden Marxist profesyonel devrimciler grubu, "Chemnin qawmm son sozlerin "...alum nereden ve nasd gelirse gelsin.."- hayatlm ilkesi lalarak devrin ogencilerin kitlesinden ayqh. 1968'1e gelen buyiik toplumsal hareketlilik d gas1 bama aldib herkesi bir bic$mde demtirse de, asd kaha olan ve 1968 masa olmayacak olan dehim, o&encilerin kitlesinin i*den firlayan dogal i
Hdld Bir "68 Kupfi" Var mr? derlerin olugturdu$ bu profesyonel devrimci qekirdekleriydi. Bu qekirdeuerin varolugunun anlam, butiin deneyimsizlikleriyle birlikte genq insanlarin artlk geleneksel ogrenci yoldaghmdan da far& son derece 02- giil bir dayanigma mekanizmasi iqinde yeni insani &kilerin, bir oliim kallm kavgasina bailanmi9 bir ahlalun belirlendigi ikkiler alanma adlrn atmalarmdaydi. Bu profesyonel devrimciler qevreleri, elbette ittihat ve Terakki konspirasyoncularinin, Kuvayi Milliye komitacilannm tecriibeleri ile kaqilaghnldibda "masum birer qocuk", "gerilla 0zentisi"nden bagka bir gey olamazlardi arna artik 1968'in biiyiik elqtiri dalgasi iqinde "devleti kurtarmak" iqin "gizli orgiit" kurma geleneginin de sonuna gelinmigti. Elbette, sol-kemalizm'in heniiz yeni gun igigina qikmakta olan Marxizm'e kendini yamamasi bu eski gelenege de bir genqlik agisi yapiyordu ama arhk hiq kirnse devrimciligi "devlet iqin" hayahru adamak, diye tasarliyor degildi. "Kurtaricilik" ideolojisi, bu geqig halindeki devrimcilik iqinde hll bir olfide yqamaya devam da etse, giicunii gqmigin anilarindan degil gelecegin imki!inlarmdan alan, tarihi yaphe1 bilinciyle yagayan bir elit, mucadelenin ozgiil kogullan iqinde 1968'in kitlesel hareketinden damitilmia bir orijinallik olarak Turkiye'nin siyasal yaaama dinamit gibi girdi. Ne var ki, bu yeni insan tipolojisinin toplumsal bir gerqeklik kazanabilmesi trajik oldujju kadar paradoksal da bir siirgti. "Devrirnci1ik"in bir ozgiil hayat tarzi olabileceginin kanitlanmasi, hemen hemen tiirnu 1969'da yaptlklan sepmin kendilerini bireysel sonlanna gotiirmekte oldu@u seze olan bu gens insanlarln sezgilerinin do~rulatdmasmi gerektirdi. Gerqekten art& birer diizen dig1 savagqi olarak qegitli biqimlerde hayatlanna son verildimdeyse, ne ayaklarinda eskicilerden alinma postallar ne sutlannda parkalan vard. Herhangi biri gibi gijrunmeksizin diizene kargi mucadeleye onderlik edemeyecekleri bir sureqten geqerlerken geriye yalnlzca h2ll eskiden oldu@ gibi tuaglamadiklan b~yiklari kalmiati. 1990'lar biterken, 1968'in bu diizen dqi devrimci tipi rejimin sert darbeleri altmda geqen otuz yll iqinde kendini qoktandu qmq bulunuyor. 1968'in onciileri orta ve yeni kugak devrimcilerin bahg apsmdan gerqek ve somut kimlikle riyle goriildiiklerinde, baglan iistiindeki haleler kaldmhp hakikaten nasdsalar oyle tasvir edilip yeniden kurulduklannda, gerqek insanlar, butiin erdem ve zaaflariyla birlikte gerqek kigilikler olarak yeniden kurulabilecekler. 1968 M~ST~P~KASYONU Ne yazik ki, 1968'in gerqekte nasllsa oyle anlagllmasm en qok, 1968'den bugiine kalan, bugiin hayatta olmayanlarla ayni kqaktan gelenlerin, imgelemlerinde 1968'i bugbnkii varolqlannl mqrulagtumayl kolaylqhracak bir bipmde bir yandan siradanlaghnp bir yandan yiiceltmeleri onluyor. Tuhaf bir biqimde, Tiirkiye'de "1968 kugaw, kendisinin bir kqak oldubnu, kugak olarak hiqbir devrimci iglevinin kalmadih bir donemde, bagkaldm- run yirminci yddoniimiinde fark etti, elbette gene uluslararasi alandan gelen medyatik bir dolaylmla. Her gey olup bittikten 20 yd soma Bah Avrupa ve ABIYde 19Win izi gibi goriinebilecek bir damar hail vardi 1988'de. Mustafa Arslantunah ve Ulus Baker'in Sosyalizm w Toplumsal Mucadeleler Ansiklopedisi'ne yazdiklan ortak imzah bir makalede belirttikleri gibi, " '68 bahan, o zarnana kadar siyasete mesafeli dunnq pek qok akademisyen ve aydmi siyaset mucadelesine qekmekle Mmamq, ydlarca siirecek siyasal davranq biweri yaratmq, en onemlisi o ana kadar siyasal bir kisveyle kaqma qikmayan pek qok konuyu siyasal sorunlar haline donii#iirmiqtii. "Her aeyden once isyanm oncii gruplan taleplerini one siinneyi lusmi biqimlerde ve daha buyuk bir heyecan katsaylsi ile devam ettirmigler, 70'ler boyunca bu talepleri ifade edecek daha diizenli ve etkili araqlara sahip olmualardl. Her geyi kapsayan global teorilerin boa bdchklan tizel alanlar klsmi teorilerine sahip olmqlardi: Egitim sisteminin oj+enciler iqin, fabrika-bant sisteminin @Filer iqin, hapishane sisteminin rejimin tehdidine maruz Manlar iqin tagidl$ anlamlar 70'lerin tartqma konulan olmqlar, ciddi bir onem kazanmqlardl. "Aydm konumu ve devrimci oznenin kurulqu iizerine tartqma 70'lerin baglnda da '68'in belirlemig oldub qerqevede devam etti. Sartre'm evrensel aydm tiplemesine kaqi q~kan ve ozellikle de 1968 olaylaruun neredeyse her geyden sorumlu aydm nosyonuna gerek ve imkiin blrakmadi@u savunan Michel Foucault daha onceden aydin olarak tanunlanmayan kesimlerin (teknisyenler, hekimler) iktidar yapdari iqinde teorik ve evrensel yadmdan qok daha etkili olaca&~ diqiinuyordu. Ancak bu aydmlara, Sartre'm evrensel aydma yukledigi misyonun yiiklenemeyecegi de a+&. Oysa '68 qerqevesi i#de yapdan aydinin konumuna iqkin tammalar, iktidar odaklanrun nesnel bir tahlili olmaktan qok '68 benzeri toplumsal patlama anlannda ya da devrim esnasmda aydinlarin kendileri iqin soracaklan 'ne yaprnah' sorusunun dqavurumuydu. "Sorunu bellci de giiyle baglamak miirnkiin: '68 bahan giindelik hayahn nasil yagandigi apsmdan sonupuz kalmadi; '68'den otiirii sermay enin ve diger iktidar odaklanrun giiciinii smlanduan, emekqilerin ve ara smflann hayatuu zenginlqtiren saylsu kazanunlar edinildi; devrirnin yenilgisi yerini kaql devrime degil, refonnlara buaktl..." Bah Avrupa'run 'Wlileri, bu baglamda, Mayls 1988'de baglanni geriye qe virip baktddannda, aradan gqen yinni ydda ortaya koyduklan ciltler dolusu kapitalizm elqtirisine, yarathklan alternatif kururnlara, yeni bir Mtiiriin gekmesine yaphklan katluya, piyasa kqullan iqinde ama piyasaya teslim olmaksizm surdiirdiikieri yap etkinliklerine, iiniversitelerde korumayl bagardlklan araatuma alanlanna, yeni sab ideolojik etkisine kargr ordiikleri barikatlara, yeni toplumsal ve politik hareketlerin dobguna yaphklan katluya bakarak kendileriyle gururlanmak iqin bir neden buldular. Bir kqak olarak yirmi yd boyunca dayaqma i#de olmq, yok olmadan, teslim bayra$ qekmeden, ya-
MUI Bir "68 Ku,w~I" Var mi7 raha etkinligi surdiirerek bugiinlere gelmiglerdi. Ger# Arslantunah-Bakefin saptamas~yla, "...devrim perspektifinin geri qekilmesiyle birlikte, 'ne yapmah' sorusunun anlaml da de&(m@ti): '70'lerin diinyasmda bu soru arhk ahlaki ve varolugsal bir butiinsellik taglyan bir cevap degil, teknik bir qoziim onennediginde bile verili dunyayi agmaktan ziyade Islaha yonelen bir cevap bekliyor1'du. Ama bir "kugak" olarak, toplumsal elegtiriye yapman katluyla, top lumsal hareketin kendini yeniden urehnesine verdikleri emekle 20 ydin bir ucunu digerine baglamayi bir gekilde bagap olduklanna inanmakta yiizde yuz hakslz sayllmazlardi. 20 yll once duvarlara boyad~klan sloganlanm hatulamadan edemediler: "Gerqekqi 01, inddnsul iste!" Kronik bunallmlarla yagayan, surekli sermaye yetersizligi icjnde qalqan sindlarina uretimdeki arhktan daha fazla bir pay vermeye asla yanagmayan Turkiye'nin geq kapitalizminin 1968'de kopan devrim q~gh&.nl bashr~p massetmesi, Bat1 Avrupa'ya nispetle daha zahmetli ve masrafh bir siireq oldu. Bu iglem yirmi yil araliksiz surdu. Beg bini aglun olume, bunun birkaq kat~ yarahya, yiiz binlerce tutuklamaya ma1 oldu. Ancak sayllan birkaq diizineyi geqmeyen siyasal eylemcileri dlginda bir kqak olarak 1968'liler denilenlerin, bu hesaplagmanm ikinci doneminde, gene1 olarak tarih sahnesinden qekildiklerini ve yerlerini bir kuaak olma iddiasinda bugiin de bulunmayan ardlllanna buaktlklanni biliyow. Batidakilerin Mayis 1968'i, hlla itirazlanru surdiirdiikleri kapitalist sisteme hatulattiklari 1980'ler sonu, Turkiye'deki emsallerine de kendilerini hatulamalarl iqin bir firsat sundu. 0 zamandan beri bizim de bir '68 kqa@u oldu! Ne var ki, buradakilerin iqinden konugtuklan yapntdara balunca yirmi yd soma Tiirkqeye tercume edilen ironik sloganda dile gelen "imklinsu"m Tiirkqede butiinuyle goreli bir baglama sahip bulundubnu anl~yoruz. Duzenin 1968'de "in.unslz" olduguna inanmamui istedigi gey, yani bir "devrim yapmak ile, 1968'de de bugun de "mumkun" ve diizen iqi olan bir bagka vy, yani hayatta kalanlarln "buyuyunce" reklam ve halkla digkiler girketlerinin yoneticiligi, egemen medyada yayrn yonetmenligi, sermaye avukathfg, muteahhitlik, en gerici partilerde bakanhk, Menkul fiymetler Borsasl'nda bqkanldc yapmasi arasmda hiqbir icategorik fark yokmq, 1969'da yaphjjmuz seqimler, yalruzca birer "seqim"mig - etkileri ve sonuqlan ne olursa olsun. "Ne yapmah" sorusuna verilen cevaplann "devrimin geri qekilqinyle artlk "ahlaki ve varolugsal bir butiinluk tq~mayq~" bu alaturka post-modem top lumda iyice ifrata varmq goriinuyor. oyle ki, 1968'de 0 ~W'de devrimcilere kaqi seferberlik aqan saga ogrenci lideri 1994'te lstanbul'a Belediye bagkani olmaya karar verince, hiqbir zaman bagkaldlrmadigi halde Elveda Bafkald1l.1 diye kitap yazmas~yla iinlu, somadan olma milliyetqi yayin yonetmeniyle "Kiiba Baf'a gidip, rom iqerken, 1969'da yaphgi "seqiml'i Nurhak daglannda yagarmyla odeyen 1968'in en hakiki devrimci kigiliklerinden birini, ~~Tij'deki obenci ayaklanmasuun onderini -Sinan Cemgil- "aniyor" ve "iqlendi@"ni haber almamu saglaruyor. 0zal'm 0zel 1stih- barat hgiitii'niin bag^, 1968'de SBPdeki saga ogenci dem@ bqkam, oviinuyor: "Ben de '68 kqa@ndam. Mahir Cayan s mf arkadqmdu!" Cillefin kumarhaneler bakam, buyuk medyadan meydan okuyor, ku&p geri k alm: "En devrimci '68% benim!" " '68'liler VaW Bagkam, Deniz Gezmig, Yusuf Aslan ve Huseyin Inan'in idamlannda bqrolu oynayan kununa toz kondurana parmaw salhyor: "Gericiler sizi!" "Kqak" baluyor! Boyle bir kqak var m gerqekten? 1968'de vardi. Kendisinin bir "kqak" olarak sahip oldub butiin iddialann alenen tasfiye edilmesine, i@in bogaltllmasma, kendine ozguliiklerin hepsinin aleladelegtirilmesine, gerqek kahramanlam zararslz birer imaja doniqtiiriilmesine izin verdigi, ikinci bir devrimci dalga yaratmak u w a 1969'da yapdan yagamsal sgimin onemsiz ve yararslz oldu@mun ilanuu sessizce onaylad@ icjn Tiirkiye1nin topiumsal donugiimii baglarmnda devrimci bir anlam tagiyan boyle bir kqak yok arhk. Ama hiqbu toplum, bunu hangi yoldan ve hangi araqlarla yaparsa yapsm devrimsiz yapamaz, yayyamaz. Ciiriir. Hiqbir devrim de, alulla ve duygularla gerqeklqtirilen bir toplumsal eylem olarak, kendinden onceki deneyimi elgtirip tarhnadan, aylklamadan, sindirmeden harekete gqemez. 0 yiizden 1968'in mirasi yanna tagmacaksa, bunu elbette bir devrime her geyden qok ihtiyaa olanlar, kapitalizmle ve otoriter devletle iq iqe yqayamayacak olanlar, onlann tarihderi ve diigiiniirleri yapacak. Ne var ki, her geqen ydm biiyle bu Gin iistesinden gelinmesini daha da zorlaghracab k e sin, qiinku onun iqindeki devrimci qekirdegi pkamak ic$n, her yl1168'in hakikati iizerine yeni bir mistifikasyon katrnam ekleyen arhk '68% olmayan '68'lile rin olqturdub bh bir kabub kumalan gerekecek.