TÜBĠTAK-BĠDEB KĠMYAGERLĠK, KĠMYA ÖĞRETMENLĠĞĠ VE KĠMYA MÜHENDĠSLĠĞĠ KĠMYA LĠSANS ÖĞRENCĠLERĠ ARAġTIRMA PROJESĠ EĞĠTĠMĠ ÇALIġTAYI (KĠMYA-2 ÇALIġTAY 2011) GRUP ADI Grup Anti PROJE ADI Çanakkale Boğazı ndaki Deniz Yosunlarının Anti-bakteriyel Özelliklerinin İncelenmesi Proje Ekibi Ceren Kuznek Fatma Oğuz Belgin Sert PROJE DANIġMANLARI Prof. Dr. Handan Gülce Doç. Dr. Cahit Akgül KEPEZ/ÇANAKKALE 20-28 TEMMUZ-2011 1
İÇİNDEKİLER SAYFA NO Proje Kapağı İçindekiler 2 Proje Özeti 3 Giriş 3 Yöntem ve Metodlar 10 Sonuçlar ve Tartışmalar 14 Sonuçların Değerlendirilmesi ve Öneriler 15 Kaynaklar 16 Katkıda Bulunanlar 17 Özgeçmiş 17 Çalışma Takvimi 18 Malzeme Talep Formu 19 2
1.PROJE ÖZETĠ Bu çalışmada amacımız Çanakkale boğazı kıyısından toplanan chlorophyta şubesinden enteromorpha cinsinden elde edilen etanol-su ve hekzan ekstraklarının dört bakteri cinsine karşı anti-bakteriyal aktiviteleri disk difüzyon metoduyla değerlendirilmesi olmuştur. Çünkü çeşitli makalelerde örneğin; kanarya adaları kıyısından alınan chlorophytadan n-hekzan, metanol, etilasetat gibi çeşitli çözücüler kullanılarak yapılan anti- bakteriyal incelemesindeki bulgularda metanol ekstratının Gram(+) ve Gram(-) bakterilerine karşı en güçlü antibakteriyel aktiviteyi gösterdiği görülmüştür. Bu araştırmadan yola çıkarak bizde chlorophytanın enteromorpha cinsi üzerine inceleme yaptık ve sonuç olarak bu türün antibakteriyel etkisinin bulunmadığını gözlemledik. 2.GĠRĠġ Su yosunları ya da Algler (Latince de deniz otu anlamındaki "alga" dan türetilmiştir ), büyük çoğunluğu fotosentetik olmasına ve bitkilere benzemesine karşın, bitkiler alemiyle yakın akraba olmayan sucul canlı grubudur. Su yosunları, bitkilerin aksine, fotosentez ürünlerini nişasta formunda depolamazlar. Klorofil-c taşırlar ve bitkilerde bulunmayan başka pigment maddeleri bulundururlar. Çeşitli su yosunu gruplarına özel renklerini bu pigment maddeleri verir. Fotosentetik su yosunları, sucul ortamların birinci derecedeki üreticileri olduklarından önemlidirler. Alglerin bir diğer önemi de, pek çok sucul canlının besin kaynağını oluşturmalarıdır. 17. yüzyılın sonlarından beri, kahverengi alglerin yakılmasıyla mineralce zengin küllerinden sabun, cam, soda ve gübre yapımında kullanılan "potas" elde edilmektedir. Kimyasal maddeler arasında yer alan brom ve iyot ilk kez bu külden izole edilmiştir ve iyot hala Japonya'da deniz yosunlarından elde edilmektedir. Yosunlar yaygın bir şekilde gübre olarak kullanılmaktadır [1]. Su yosunları özellikle doğu Asya ülkelerinde önemli bir besin kaynağıdır. A, B1, B2, B6 ve C vitaminleriyle niyasin, iyot, potasyum, demir, magnezyum ve kalsiyum açısından zengindir. Bazı yosun çeşitleri "destek besini" olarak ticari işletmelerce yetiştirilmekte ve paketlenerek satılmaktadır. Çin'de yaklaşık 70 çeşit su yosunu yenmektedir. Japonya'da yaklaşık 20 yosun çeşidi yemeklerde kullanılmaktadır. İrlanda, İskoçya, İzlanda, Grönland ve Şili'de de yosun yemekleri tüketilmektedir [1]. 3
2.1.Tarımda deniz yosunu kullanımının yararları Bitkide canlılığı arttırarak daha kuvvetli gelişmelerini sağlar. Fidelerin canlılığını arttırır. Kök gelişmesini arttırır. Bitkileri dondan korur. Ürün daha iyi işlenir ve raf ömrü daha uzun olur. Bitkilerin Mildiyö ve diğer hastalıklara ve zararlılara karşı dirençli olmalarını sağlar [2]. Dünyada ticari olarak büyük ölçüde kullanılan yosun kaynakları genellikle 4 ayrı yosun türünü veya bu türlerden bazılarının karışımını ya da isimleri tam olarak belirlenmemiş türleri kapsamaktadır. [3] 1.Rhodophyta (Kırmızı Algler) 2. Phaeophyta (Kahverengi Algler) 3. Chlorophyta (Yeşil Agler) 4. Cyanophyta (mavi-yeşil algler) 2.2.Chlorophyta (yeģil algler) Hem tatlı hemde tuzlu sularda yaşayabilen tek hücreli yada koloni oluşturan, yada çok hücreli türleri kapsayan bitkiler alem şubeleridir. Klorofil a, b ve çeşitli karotenoitleri (karotin, lutein, ksantofil, pirenoid,) bulundururlar.genellikle iki kamçı taşırlar bazen kısmi farklılaşmalar göstererek tallus oluştururlar.çok hücreli olanlarda karmaşık hücre farklılaşması yoktur. [4] Yaşama ortamları ve yaşam şekilleri büyük çeşitlilik gösterir. Büyük çoğunluğu sucul olmasına karşın kar üzerinde, ağaç gövdelerinde yada toprakta simbiyotik olarak yaşayan türleride vardır.mantaralar aleminin üyeleriyle birleşerek likenleri meydana getirirler.yaşam evrelerinde, döl almaşı görülür [5]. 4
2.3.Enteromorpha Chlorophyta (yeşil algler) şubesinin bir cinsidir. Genellikle tuzlu sularda yaşar. Tuzluluğa, sıcaklığa, ışık şartlarına karşı dayanıklı oldukları için denizlerde fazla miktarda bulunurlar [6]. ġekil.1: Chlorophyta şubesinden Enteromorpha 5
2.4.Neden Çanakkale Boğazı Çanakkale Boğazı, İstanbul Boğazı ve Marmara Denizi'nin oluşturduğu Türk Boğazlar Sistemi (TBS) Akdeniz ve Karadeniz arasında bir geçit bölgesi oluşturur. Bu özelliği ile canlılar için aklimitizasyonun gerçekleştiği bir koridor özelliğini taşımaktadır [7]. Akdeniz ve Karadeniz arasında TBS aracılığı ile çift katmanlı akıntı sistemi şeklinde gerçekleşen alış veriş bölgedeki çevre sorunları üzerinde doğrudan öneme sahiptir. Karadeniz ve Akdeniz arasında kirleticilerin taşınması bu alış verişe bağlıdır. Ayrıca bu alışveriş Karadeniz ve Marmara Denizi'ndeki su kütlesi ve bu su kütlesinin yenilenme özellikleri üzerinde de belirleyicidir [8]. Çalışma alanının hem Karadeniz hem de Ege Denizi'nden gelen akıntıların etkisinde bulunması bu bölgedeki mineral besin elementleri ve organik karbon miktarının büyük oranda bu akıntılarca belirlenmesine yol açmaktadır [9]. 2.5.Ekstraksiyon Ekstraksiyon, bir çözelti ya da süspansiyon içindeki organik maddeyi çözen fakat çözelti ya da süspansiyondaki çözücü ile karışmayan bir başka organik çözücü yardımıyla ayırmaktır. Saflaştırma yöntemi olarak değil ayırma yöntemi olarak kullanılır. Ekstraksiyon yöntemleri ikiye ayrılır: Sıvı-sıvı ve katı-sıvı ekstraksiyonu [10]. Katı-sıvı ekstraksiyonu, çok bileşenli bir katıdan istenilen bileşenin bir çözücü ile çözülerek ayrılmasıdır. Sıvı-sıvı ekstraksiyonuna benzer bir işlem gibi gözükmesine rağmen katı-sıvı ekstraksiyonu daha zor bir süreçtir. Çünkü katı içinde difüzyon sıvı içindeki difüzyondan çok daha yavaştır ve bu yüzden dengeye ulaşması daha zordur. Maddenin çözgenle daha fazla teması sağlanır. Katı-sıvı ekstraksiyonda ise Soxhlet Ekstraktörü denen bir cihaz kullanılır [11]. Soxhlet ekstraktörü, önceleri, katı bir deney numunesinden yağ elde etmek için tasarlanmış olmasına rağmen bir bileşiği bir katıdan ekstrakte etmenin zor olduğu her şartta kullanılabilir. Genellikle, kuru deney numunesi Soxhlet ekstraktörüne yerleştirilen, filtre kağıdından yapılmış yüksük şeklinde bir ekstraksiyon tüpüne konur. Ekstraktöre, çözücüyü 6
( genellikle di etil eter ya da petrolium eter) içeren şilifli bir cam balon ve yoğunlaştırıcı takılır. Çözücü ısıtılır ve böylece buharlaştırılır. Sıcak çözücü buharı yoğunlaştırıcıya ilerler, yoğunlaşarak katı numunenin üzerine düşer. Numuneyi içeren ekstraksiyon tüpünün bulunduğu yüksük yoğunlaşan çözücü ile tam dolduğunda, bypass kolunun seviyesine ulaşır ve sifon oluşarak çözücü tekrar cam balona boşalır. Bu yoğunlaşma, yükselme ve sifon döngüsü, reflux olarak adlandırlır ve sürekli tekrar edilir. Her döngü sırasında, katının içerdiği bir miktar yağ çözücüde çözünür. Ama solventin ısıtılan cam balonuna ulaştığında orada kalır, döngüye tekrar katılmaz. Bu durum, bu ekstraksiyon metodunun en önemli avantajıdır, sadece saf çözücü katıyı ekstrakte etmek için buharlaşır ve yoğunlaşır, döngüye katılır. Bu nedenle, bir cam balonda katıyı çözücü içerisinde ısıtarak ekstrakte etme yöntemiyle karşılaştırıldığında Soxhlet Ekstraktörü ile uygulanan bu yöntemin verimi daha yüksektir. Bir ekstraksiyonun sonunda arta kalan çözücü, ekstrakte edilen yağı bırakarak döner buharlaştırıcı ile uzaklaştırılabilir [12]. ġekil.2.döner Buharlaştırıcı ġekil.3.soxhlet düzeneği 7
2.6. Deneyde Kullanılan Bakteriler 2.6.1.Staphylococcus aureus Sporsuz ve hareketsiz kok formundaki bu bakteri Gram pozitif ve katalaz pozitif özelliktedir.fakültatif anaerob gelişim gösterir ve mezofilkarakterlidir.s.aureus suşları optimum 30-37 0 Clerde gelişir.gelişme sınırları 6-46 0 C arasındadır.toksin oluşturmaları için gerekli minimum ve maksimum sıcaklık dereceleri biraz daha yüksek olup 10-48 0 C dir.optimum olarak 7.0-7.5 ph yı yeğleyen S.aureus 4.0-9.3 ph sınırları arasında da gelişmesini sürdürür.gıdalarda toksin oluşturabilmek için minimum ph istekleri, vejetatif gelişme isteklerinin biraz üzerindedir (4.9-5.1) [13]. S. aureus mikroskobik olarak incelendiğinde çift, kısa zincirli ve üzüm gibi salkım halinde olduğu gözlenen, kok şeklinde Gram pozitif bir bakteridir. Bazı suşları insanlarda hastalığa neden olan yüksek ısıya dayanıklı protein toksinleri üretme eğilimindedir [14]. 2.6.2.Escherichia coli Genelde E. coli kısaltması ile veya koli basili olarak bilinen Escherichia coli memeli hayvanların kalın bağırsağında yaşayan faydalı bakteri türlerinden biridir. Normalde bağırsakta yaşadığı için, E. coli 'nin çevresel sularda varlığı dışkı kirlenmesinin bir belirtisidir. E. coli, pediyatrist ve bakteriyolog olan Theodor Escherich tarafından bebek dışkılarında keşfedilmiştir ve adını ondan alır; coli, "kalın bağırsaktan" demektir. E. coli, genel olarak bakteri biyolojisinin anlaşılması amacıyla üzerinde sıkça çalışılmış bir model organizma olmuştur. Canlılar arasında hakkında en fazla şey bilinen organizma olduğu söylenebilir. E. coli, normal bağırsak florasına aittir, biyolojik sınıflandırmada da bağırsaklarda yaşayan bakterilerden oluşan enterik bakteriler ailesinde yer alır. Bakteri çubuk şeklinde olup, boyutları 1-2 µm uzunluğunda ve 0.1-0.5 µm çapındadır. 8
E. coli Gram-negatif bir bakteri olduğundan endospor oluşturmaz, pastörizasyon veya kaynatma ile ölür. Memeli hayvanların bağırsaklarında büyümeye adapte olmuş olduğu için en iyi vücut sıcaklığında çoğalır [15]. 2.6.3.Enterococcus faecalis Bazı gıdalarda organoleptik özellikleri iyileştirmenin yanı sıra lipolitik ve esterolitik aktivite, sitrattan yararlanma ile uçucu aromatik bileşikleri sentezleme gibi özellikleri nedeniyle bazı fermente süt ve et ürünlerinin olgunlaştırılması sırasında diğer laktik asit bakterileri ile birlikte starter kültür olarak kullanılmaktadır. Günümüzde Enterococcus 'ların gıda üretiminde starter kültür ve/veya probiyotik olarak kullanılmaları sorgulanmaktadır. Bazı araştırmacılar Enterococcus cinsi bakterilerin halen GRAS (Generally Recognized As Safe) olarak kabul edilmemiş olmasından dolayı gıda üretiminde kullanılmalarını istememektedir. Antibiyotiğe dirençli bazı suşlarının gıdalardan izole edilmesi, antibiyotik direncin gıda zincirine girebileceği endişesini doğurmaktadır. Ayrıca bu suşların gıda yoluyla insan bağırsak florasında bulunan diğer bakterilerin Antibiyotik direnci kazanmasına yol açabileceği düşünülmektedir [16]. 2.6.4.Pseudomonas aeruginosa Çoğu toprak ve suda bulunur. Glikozu oksidasyon yoluyla parçalayan fakat fermantasyon yapmayan bakterilerdir. Katalaz (+), insan patojeni, gram (-), sitrat (+), metil kırmızısı (-), Voges Proskauer(-), aerobik, polar flagellası (0.5*1.5-3 mikron boyutlarınada) ile hareket edebilen çubuk şekilli bakterilerdir. Ekseriye tek hücreler halinde görünürler, fakat bazen üreme esnasında birkaç hücre bitişik kalarak kısa zincirler teşkil ettikleri görülür. Genç kültürler, üzerinde büyüyebildiği ortamlarda genellikle mavi-yeşil bir pigment çıkarır. Kültür yaşlandıkça bu renkler kahverengine döner. Proteolitik ve lipolitik aktivite göstermektedirler. Aerobik olmaları nedeni ile gıdaların yüzeyinde hızlı gelişebilmeleri sonucu okside ürünler ve mukoz madde oluştururlar. Kendi gelişmeleri için gerekli gelişme faktörleri ve vitaminleri sentezleme yeteneğindedirler [17]. 9
3.YÖNTEM VE METODLAR 3.1. Kullanılan Alet Ve Malzemeler 4 adet petri kabı 4 adet deney tüpü Steril pamuklu silgiç Öze Steril antibiyotik diskleri (gentamisin ve vankomisin) Mikropipet Süzgeç kağıdı Beher Havan Soxhlet ekstraksiyon düzeneği Distile su Etanol Hekzan Mueller Hintan Agar(MHA) besi ortamı Mueller Hintan Broth(MHB) besi ortamı Gram(+) S.aureus(ATCC 25923) ve E.faecalis (ATCC 29212) Gram (-) E.Coli (ATCC 25922) ve P. Aeruginosa (ATCC 27853) Döner buharlaştırıcı 3.2.Deniz Yosunun Kurutulması ve Toz Haline Getirilmesi Çanakkale boğazından toplanan deniz yosunları laboratuvara getirildi ve 5-6 defa çeşme suyu ile yıkanarak deniz tuzu giderildi. Ardından sterilizasyon için 2 defa distile su ile yıkandı. Bir gece boyunca 50 0 C de ve sonra 2.5 saat boyunca 100 0 C de etüvde kalarak kurutuldu. Deniz yosunu türünün teşhisi amacıyla numune biyoloji laboratuvarına götürülerek Chlorophyta ailesinden Enteromorpha cinsi olduğu belirlendi. Kurutma işlemi gerçekleştikten sonra öğütülerek toz haline getirildi. 10
ġekil.4:yosunun Toz Haline Getirilmesi 3.3.Deniz Yosunun Ekstraksiyonu ve Özütünün Çıkarılması Toz halindeki yosun numunesinden 10 gram alınıp süzgeç kağıdından yapılmış kartuşa konularak soxhlet ekstraksiyon tüpüne yerleştirildi. Polar maddeleri tutabilmek için ekstraktördeki şilifli bir cam balona 150 ml etil alkol ve 160 ml destile su çözücü olarak konuldu ve sıcaklık 100 0 C ye ayarlandı. Aynı işlem sıcaklık 80 0 C ye getirilerek apolar maddeleri tutabilmek için 310 ml n-hekzan kullanılarak yapıldı. Polar maddeleri almak için 24 saat, apolar maddeleri almak için 4 saat ekstraksiyon yapıldı. Ardından hekzanı uçurmak için 50 0 C de 100 rpm hızda 1010 mbar basınçta, etanol-su karışımını ayrımak için 60 0 C de 100 rpm hızda 150 mbar basınçta döner buharlaştırıcı kullanıldı. Apolar olan 5 ml ye, polar olan 100 ml ye seyreltilerek anti-bakteriyel tayini için hazır duruma getirildi [18] 11
ġekil.5:etanol-su Çözeltisinde Yosun Ekstraksiyonu ġekil.6:döner Buharlaştırıcıda Çözücü Uçurulması 3.4.Deniz Yosununun Antibakteriyel Özelliğinin Tayini 25 ml MHA dan petri kaplarına döküldü. Petri kapları sertleştikten sonra bakteri stoklarından çizgi ekimler yapıldı. Ekim yapılan petri kapları inkübatörde 37 0 C de 20 saat tutuldu. Bir sonraki gün petri kaplarındaki kolonilerden 2-3 tane 3 ml lik MHB sıvı besi yerine aşılanmasının ardından yaklaşık 2 saat çalkalayıcıda 37 0 C de inkübe edildi. MHA lı petri kaplarının arka yüzeyine eşit uzaklıkta yerleştirilecek olan steril antibiyotik 12
disklerin isimleri yazıldı. Ekstraksiyondan elde edilen maddelerden 20şer µl steril antibiyotik disklere emdirildi. Yeni hazırlanan MHA lı petri kaplarına bakteri kültürlerinden pamuklu silgiç ile ekim yapıldı. Özüt emdirilen steril antibiyotik diskleri ve standartlar(10 µg gentamisin ve 30 µg vankomisin) eşit aralıklarla ekim yapılan petrilerin üzerine, yazılan isimlere denk gelecek şekilde yerleştirildi. Yarım saat oda sıcaklığında tutulduktan sonra petri kapları 37 0 C de inkübatöre yerleştirildi. 20 saatlik inkübasyon işleminden sonra petriler incelendi ve inhibasyon çapları ölçüldü [19]. ġekil.7:petri Kaplarına Antibiyotik Disk İsimlerinin Yazılması 13
ġekil.8:antibiyotik Disklerin Petri Kabına Yerleştirilmesi 4.SONUÇLAR VE TARTIġMALAR Ġnhibasyon Çapları Staphylococcus aureus Bakterisi(MIC mm) Enterococcus faecalis Bakterisi (MIC mm) Escherichia coli Bakterisi(MIC mm) Pseudomonas aeruginosa Bakterisi(MIC mm) Vankomisin 15 mm 21 mm ---- ---- Gentamisin 19 mm ---- 17 mm 21 mm Hekzan ---- ---- ---- ---- Hekzan Ekstraktı ---- ---- ---- ---- Etanol-Su Ekstraktı ---- ---- ---- ---- Tablo 1:Deney Sonuçlarının Bakteri Çeşitlerine Göre Değerlendirme Tablosu 14
ġekil.9:inhibasyon Çaplarının Gözlemlenmesi Çanakkale boğazı kıyısından aldığımız yosun türünde anti-bakteriyel özellik bulunmayabilir. Kullanmış olduğumuz su-etanol çözücüsünü tam olarak uçuramadığımızdan özütü gerektiği kadar derişik hale getiremedik. Sonuç olarak bir aktivite gösteremedi. Kullandığımız diğer bir çözücü olan hekzanı derişik hale getirsekte apolar maddelerin bir etkinliği olmayabilir. 5.SONUÇLARIN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ VE ÖNERĠLER Kullandığımız çözücülerden biri olan etanol-su karışımı yerine sadece etanol ya da metanol kullanılarak ekstraksiyon yapılabilr. Yosundan ekstraksiyonla elde edilen özütün daha derişik kullanılabilir. 15
6.KAYNAKLAR [1] http://tr.wikipedia.org/wiki/su_yosunlar%c4%b1, 2011 [2] www.boyutft.com/img/denizyosunugenelbilgi.pdf, 2011 [3] http://agaclar.net/forum/showthread.php?t=1462, 2011 [4] tr.wikipedia.org/wiki/yeşil_algler, 2011 [5] www.biltek.tübitak.gov.tr, 2011 [6] Kirchhoff and Pflugmacher 2000,Lee 1999, Romano et al.2003,zbikowski et. al.2005 [7] Ozturk B, Ozturk AA On the biology of Turkish straits system. Journal Bulletin de I'Institut Oceanographique, Spec. Issue 17, 205-221,1996 [8] Özsoy E, Latif MA, Beşiktepe T, Çetin N The Bosphorus Strait: Exchange fluxes, currents and sea-level changes. In: Ivanov LJ, Oguz T (eds.) Ecosystem Modelling as a Management Tool for the Black Sea Kluwer Academic Publishers, Netherland, 2, 1-27,1998 [9] Çanakkale Boğazında Klorofil a ve Çözünmüş Mineral Besin Elementi Miktarlarının Analizi Ekoloji 14,57,1-6 2005 [10] http://tr.wikipedia.org/wiki/ekstraksiyon, 2011 [11] Gülbaran,E.,1981,Kimya Mühendisliği Ünit Operasyonları Cilt-III Kütle İletimi ve Uygulamaları,İTÜ Mühendislik Mimarlık Fakültesi Yayınları Sayı 137, İstanbul [12] http://tr.wikipedia.org/wiki/soxhlet_ekstrakt%c3%b6r%c3%bc,2011 [13] http://www.mikrobiyoloji.org, 2011 [14] http://www.food-info.net/tr/bact/staur.htm,2011 [15] http://tr.wikipedia.org/wiki/escherichia_coli [16]http://www.gidadernegi.org/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA8 49816B2EFCBBEAAA275E5F231 16
[17] http://tr.wikipedia.org/wiki/pseudomonas_aeruginosa [18] Karagöz, S., Doğruöz, S., 2009, Antibacterial activity of some lichen extracts, Journal of Medicinal Plants Research Vol., 3(12): 1034-1039. [19] Akgül, C., Kaya, İ., 2004, Potent antibacterial activity of oligo-3-aminopyridine aganist Staphyloccus aureus and Enterococcus faecalis, Indian Journal of Biochemistry&Biophysics Vol. 41, pp.120-122 7.KATKIDA BULUNANLAR Koordinatörümüz Prof.Dr.Mehmet AY, Danışmanlarımız Prof.Dr.Handan GÜLCE ve Doç.Dr.Cahit AKGÜL, Teknisyenimiz Memduh BİLMEZ, Grup Alternatif Yosunun sevgili üyeleri Gamze,Selin ve Ömer 8.ÖZGEÇMĠġ Ceren KUZNEK 1988 yılında İzmir de doğdu. İlköğretimimi Selçuk Yaşar Alaybey ilköğretim okulunda, orta öğretimini Atakent Anadolu Lisesinde tamamladı. İstanbul Teknik Üniversitesinde Kimya bölümü 4 sınıf öğrencisi olarak eğitimine devam etmektedir. Belgin SERT 1988 yılında Kuveyt te doğdu. İlköğretimini General Ferhat ilköğretim okulunda, orta öğretimini Manisa Süper Lisesinde tamamladı. Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde Kimya bölümünden mezun oldu. Ege Üniversitesi Biyokimya bölümünde yüksek lisans yapıyor. Fatma OĞUZ 1986 yılında Rize de doğdu. İlköğretimini Mesut Kara ilkokulunda, orta öğretimini Pazar 75. İMKB Anadolu lisesi ve Gebze Anadolu lisesinde tamamladı. Selçuk Üniversitesinde Kimya Mühendisliği okudu. 17
9.ÇALIġMA TAKVĠMĠ Tarih Zaman Yapılacak iş Yapıldığı yer 23.07.2011 14.30 01.45 Proje önerisi ve talep formu Uygulama Oteli 24.07.2011 19.30-22.30 Denizden yosunların çıkarılıp çeşme suyu ve distile su ile yıkanması 25.07.2011 09.00-11.30 Deniz yosunundan tuzlu suyun çıkarılması için kullanılan suyun uzaklaştırılıp yosunun kurutulması 25.07.2011 11.30-12.30 Deniz yosununun öğütülerek toz haline getirilmesi 25.07.2011 12.30-00.00 Deniz yosununun ekstraksiyonu 26.07.2011 00.00-11.30 Deniz yosunun ekstraksiyonu 26.07.2011 11.30-15.30 Elde edilen özütlerden çözücülerin uzaklaştırılması 27.07.2011 15.00-15.30 Antibiyotiklere karşı oluşan inhibasyon çaplarının gözlemlenip bulguların değerlendirilmesi COMÜ Kimya Laboratuvarı COMÜ Kimya Laboratuvarı COMÜ Kimya Laboratuvarı COMÜ Kimya Laboratuvarı COMÜ Kimya Laboratuvarı COMÜ Kimya Laboratuvarı Uygulama Oteli 18
KĠMYA LĠSANS ÖĞRENCĠLERĠ (KĠMYAGERLĠK, KĠMYA ÖĞRETMENLĠĞĠ VE KĠMYA MÜHENDĠSLĠĞĠ) ARAġTIRMA PROJESĠ EĞĠTĠMĠ ÇALIġTAYI Kimya-2 (ÇalıĢtay 2011) GURUB ADI Malzeme Talep Formu S. No Malzeme Adı Miktarı Birimi (Adet, Gram, Top) Rengi Teknik Özelliği (Varsa özel belirttiğiniz marka ) Özel Açıklama 1 Petri kabı 4 2 Deney tüpü 4 3 Steril pamuklu silgiç 4 Öze 5 Steril antibiyotik diskleri 6 Mikropipet 7 Süzgeç kağıdı 2 8 Beher 250ml 1 9 Havan 10 Soxhlet ekstraksiyon düzeneği 2 11 Distile su 12 Etanol 13 Hekzan 14 Mueller Hintan Agar besi ortamı 19
15 Mueller Hintan Broth besi ortamı 16 S. Aureus bakterisi 17 E. Faecalis bakterisi 18 E. Coli bakterisi 19 P. Aeruginosa bakterisi 20 Döner buharlaştırıcı 21 Mezur 100ml 22 23 24 25 Danışman Adı Soyadı İmzası Tarih: 20