2012 ŞUBAT AYI DANIŞTAY KARARLARI



Benzer belgeler
SĐRKÜLER Đstanbul, Sayı: 2012/13 Ref: 4/13

Sirküler Rapor /108-1

Ba ve Bs FORMLARININ VERİLMEMESİ NEDENİYLE ADİ ORTAKLIK ADINA KESİLEN CEZAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI YAYIMLANDI

DANIŞTAYIN 1606 SAYILI YASAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI

EMLAK VERGİSİNDEN MUAF OLAN TAŞINMAZLA İLGİLİ DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI

T.C. D A N I Ş T A Y. Vergi Dava Daireleri Kurulu

T.C. DANIŞTAY Yedinci Daire. Anahtar Kelimeler : Katma Değer Vergisi, Müteselsil Sorumluluk, Ek Tahakkuk, İdari İşlemin İcrailiği

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ SİRKÜLER RAPOR MEVZUAT

DANIŞTAYIN HAKSIZ ÇIKMA ZAMMIYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi

T.C. D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785. Karar No : 2012/3582

: Kazan Malmüdürlüğü - Kazan/ANKARA

Danıştay Dördüncü Daire Başkanlığından. Karşı Taraf: Denizli Vergi Dairesi Başkanlığı DENİZLİ (Pamukkale Vergi Dairesi Müdürlüğü)

DAVALI : Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı (.. Vergi Dairesi Müdürlüğü) Tutarı : TL Damga Vergisi,. Vergi Ziyaı Cezası

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI. 31 Ekim 03 Kasım 2013 / BURSA RAPOR

DANIŞTAY Vergi Dava Daireleri ESAS: 2014/304 KARAR: 2014/563

Sirküler Rapor /163-1

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

ANAYASA MAHKEMESİNDEN KATMA DEĞER KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

Anahtar Kelimeler : Merciine Tevdi Kararı, Süre Aşımı Dava Açma Süresi

YETKİLİ KİŞİ NEZDİNDE DÜZENLENMEYEN TUTANAĞA İSTİNADEN KESİLEN ÖZEL USULSUZLÜK CEZASININ KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI

DANIŞTAYIN HAYAT SİGORTASI POLİÇESİNİN İPTALİ DURUMUNDA YAPILAN VERGİ KESİNTİSİ İLE İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN REDDİ KARARI

ALKOLLÜ İÇECEKLER İLE İLGİLİ BANDROL UYGULAMASI NEDENİYLE KESİLEN ÖZEL USULSUZLÜK CEZASINA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI YAYIMLANDI

Bu makale Dünya Gazatesi nin promosyon özel ekinde yayımlanmıştır.

T.C. D A N I Ş T A Y Vergi Dava Daireleri Kurulu Esas No : 2011/573 Karar No : 2013/204 Anahtar Kelimeler : Limited Şirket, Asıl Borçlu, Ödeme Emri

Amme Alacaklarının Takibinde Yeni Sorumluluk Esaslarının Geriye Yürümesine Anayasa Mahkemesi Engeli

Sirküler Rapor /60-1 MALİ YÜKLER İLE İLGİLİ DAVALARIN VERGİ MAHKEMESİNDE AÇILMASIYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

: Av.Tezcan ÇAKIR Meşrutiyet Cd. N:3/15 - ANKARA

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire Esas No : 2010/8630 Karar No : 2013/4481 Anahtar Kelimeler : Haciz, Ödeme Emri, (BS) Formu Özeti : sayılı

KATMA DEĞER VERGİSİ KISMİ TEVKİFAT UYGULAMASINDA KDV İNDİRİMİ VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR

SON DÜZENLEMELER ÇERÇEVESİNDE SİGORTA VE KAMBİYO İŞLEMLERİNDE BSMV UYGULAMASI

NOTERLERİN TARİHİNDE SONA EREN ARAÇ SATIŞ VE DEVİR İŞLEMİ KALICI HALE GETİRİLDİ

İhalelere Girmekten Yasaklı Olan Veya Hakkında Kamu Davası Açılmış Olanlar Alt Yüklenici Olabilir Mi?

ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ

SAVUNMANIN ÖZETİ : Tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

T.C. ANKARA 17. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2011/963 KARAR NO : 2011/1582

İlgili Kanun / Madde 399 S.KHK/2

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN SORUMLULUĞU HAKKINDA DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU KARARI

İlgili Kanun / Madde 4688 S. KGSK. / S. STSK/9

BİLGİ NOTU / Bu bilgi notumuzda anılan kanunun vergi alacakları ile ilgili düzenlemelerine yer verilecektir.

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /81

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGSK. /53

Sirküler no: 104 İstanbul, 1 Temmuz 2013

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü. Sayı :

ANAYASA MAHKEMESİNDEN GVK GEÇİCİ 73 ÜNCÜ MADDEYLE İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. SİRKÜLER 2015/46

Yargıtay 13, Hukuk Dairesinden:

Birden Çok İş Deneyimini Gösteren Belge Sunulması Halinde Yapılması Gerekenler Nedir?

KARARLARI YARGI KARARLARI YARGI

KUR FARKLARININ KDV SİNDE SON DURUM 14 AĞUSTOS 2018

T.C. DANIŞTAY Vergi Dava Daireleri Kurulu. Anahtar Kelimeler: Katma Değer Vergisi, Vergi İndirimi, Vekalet Ücreti

Anonim şirketlerde amme borçlarından sorumlu olan kanuni temsilciler nasıl belirlenir?

2012 YILI MALİ TATİL UYGULAMASI İLE İLGİLİ AÇIKLAMA

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

ELEKTRONİK BEYANNAME, Bu makale Şubat 2009 E-Yaklaşım da yayınlanmıştır. PİŞMANLIK, TECİL EDİLEN KDV VE AY KESRİ I. GİRİŞ

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Kamulaştırma, Mülkiyet Hakkının Korunması, Ek Protokol - 1

T.C. DANIŞTAY Sekizinci Daire Esas No : 1992/2271 Karar No : 1993/1754

T.C. D A N I Ş T A Y VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU Esas No : 2017/626 Karar No : 2018/51 Temyiz Edenler : Karşı Taraf : Vekili :

5766 sayılı Kanunun 25 inci maddesi ile 6802 sayılı Kanunun 30, 31 ve 47 nci maddelerinde değişiklikler yapılmıştır. Buna göre 6802 sayılı Kanunun;

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİNİN GÖREV ALANINA İLİŞKİN UYUŞMAZLIK KONULARI

İŞLETME İLE ORTAKLARI ARASINDAKİ PARASAL TRAFİĞİN BANKALAR ARACILIĞIYLA TEVSİKİ ZORUNLU MU?

14. Daire 2012/679 E., 2014/2401 K. "İçtihat Metni"

T.C. ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BELEDİYE MECLİSİ. Karar N0: KARAR

Anahtar Kelimeler: Emlak vergisi, arsa m2 birim değeri, takdir komisyonu, süre aşımı

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /88

3. DAVAYA KONU ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARININ: Türü DönemiTutarı(TL) Kat Tutarı Özel Usulsüzlük Cezası 01/ /

SAYI : 2014 / 26 İstanbul,

İlgili Kanun / Madde 506 S.SSK. /80

Konu: İndirimli Teminat Uygulaması Sistemi (İTUS)ilişkin açıklamalar bu sirkülerin konusunu oluşturmaktadır.

SİGORTA İŞLEMLERİ İLE KAMBİYO İŞLEMLERİNE İLİŞKİN GİDER VERGİLERİ TEBLİĞİ YAYIMLANDI

BAYRAK DENETİM & DANIŞMANLIK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK

MUHTASAR VE PRİM HİZMET BEYANNAMESİ HAKKINDA:

VEKİLİ: Av. Özgür ÖZTEKİN - Üçtutlar Mah. Üçtutlar 6.Sok. Fırat Apt.Kat:4 No:2/15 ÇORUM. : Hukuk MüşaviriHuri GÜLÜMSER-Kızılay/ANKARA

MEVZUAT SİRKÜLERİ /

Danıştay Tetkik Hakimi Yeniay Kaya nın Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ve mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2018/3

İL ÖZEL İDARELERİN ve BELEDİYELERİN GAYRİMENKUL SATIŞININ KDVK KARŞISINDAKİ

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER TARAFINDAN DÜZENLENMESİ GEREKEN SERBEST BÖLGE FAALİYET TASDİK RAPORU NA İLİŞKİN TEBLİĞ YAYIMLANDI

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

T.C. DA N I Ş T A Y. Vergi Dava Daireleri Kurulu. Anahtar Kelimeler: İndirimli Oran, Katma Değer Vergisi İade, 99 Seri No lu KDV Tebliği Özeti :

: Karabük Valiliği İl Defterdarlığı - KARABÜK

KLİNİK BİYOKİMYA UZMANLARI DERNEĞİ

Bazı makalelerde, bu iptal kararı ile kanuni temsilcilerin geçmişe yönelik sorumluluklarının kalktığına dair yorumlar okuyoruz.

pas cihazı bulundurmayanlara uygulanacak cezayı düzenleyen 2.4 üncü maddesinin (a)

Özelge: Arsa devri karşılığı inşaat yaptıran konut yapı kooperati nin vergisel yükümlülükleri hk.

Özelge: Şirket hissedarlarına ait arsanın kiralanarak arsa üzerine yapılacak binanın inşaasına ilişkin harcamaların GV ve KDV karşısındaki durumu.

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43

SEKİZİNCİ DAİRE KARARLARI. Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : İzmir Defterdarlığı Milli Emlak Dairesi Başkanlığı

Vergi Usul Kanunu'nun 353/1 Ve 374/1. Maddeleri Kapsamında Kesilen Özel Usulsüzlük Cezaları Hakkında Hukuki Bir Değerlendirme

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

Özelge: Mükelle yet Tesisi hk.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

VERGİYE UYUMLU MÜKELLEFLERE VERGİ İNDİRİMİ UYGULAMASI.

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. SİRKÜLER 2013/202

Transkript:

Danıştay 3. Dairesi Tarih : 29.11.2011 Esas No : 2009/4244 Karar No : 2011/7230 VUK Md. 353/1 2012 ŞUBAT AYI DANIŞTAY KARARLARI FATURA DÜZENLEMEDİĞİ GEREKÇESİYLE HESAP DÖNEMİ KAPANDIKTAN SONRA ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASI KESİLEMEYECEĞİ Hesap döneminin kapanmasından sonra düzenlenen vergi inceleme raporuyla hasılatının bir kısmı için fatura da düzenlemediği sonucuna ulaşılarak 353. maddeye göre özel usulsüzlük cezası kesilmesinin maddenin öngörülüş amacına uygun düşmediği hk. İstemin Özeti: Davacı adına faiz karşılığı borç para vermek suretiyle elde ettiği faiz gelirini beyan etmemesi nedeniyle vergi inceleme raporuyla tespit edilen matrah üzerinden 2003 yılı için salınan vergi ziyaı cezalı gelir vergisi ile kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı açılan davada; vergi ziyaı cezalı gelir vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun 353. maddesinin (1) işaretli bendi gereğince özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için, fatura alınmadığı ve verilmediği hususunun somut ve geçerli bir şekilde tespit edilmesi gerektiği halde bu yönde bir saptama yapılmadığı gerekçesiyle cezalı gelir vergisi yönünden davayı reddeden özel usulsüzlük cezasını kaldıran Vergi Mahkemesinin kararının; kesilen özel usulsüzlük cezasının hukuka uygun olduğu ileri sürülerek bozulması istenmiştir. Karar: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun 353. maddesi, fatura veya benzeri belge verilmemesi, alınmaması ve diğer şekil ve usul hükümlerine uyulmamasına ilişkin özel usulsüzlükler ve cezalarını düzenlemektedir. Sözü edilen 353. maddede öngörülen bu düzenleme ile mükelleflerin vergilendirme dönemindeki işlemlerinin kayıt ve belge düzenine uygun yürütülmesinin sağlanması amaçlanmıştır. 2003 takvim yılına ilişkin işlemler nedeniyle davacı adına, hesap döneminin kapanmasından sonra 16.02.2007 tarihinde düzenlenen vergi inceleme raporuyla hasılatının bir kısmı için fatura da düzenlemediği sonucuna ulaşılarak 353. maddeye göre özel usulsüzlük cezası kesilmesi maddenin öngörülüş amacına uygun düşmediğinden Mahkeme kararında yasaya aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine, oybirliğiyle karar verildi. Danıştay 3. Dairesi Tarih : 02.11.2011 Esas No : 2007/1961 Karar No : 2011/6446 AATUHK Md. 35 HİSSESİNİ DEVREDEN LİMİTED ŞİRKET ORTAĞININ ŞİRKETTEN TAHSİL EDİLEMEYEN KAMU ALACAĞINDAN SORUMLU OLDUĞU

6183 sayılı Yasa nın 35. maddesinden doğan ve limited şirket ortaklarını, şirketten tahsiline olanak bulunmayan kamu alacaklarının ödenmesinden doğrudan doğruya ve payları oranında sorumlu tutan kural karşısında, tahsili gereken kamu alacağını yaratan vergilendirmenin ait olduğu dönemde şirketin paylarına sahip ortakların, bu dönemden sonra paylarını devretmiş olsalar da ortaklık sıfatının sürdüğü dönemlere ilişkin şirketin kamu borçlarından kaynaklanan sorumluluklarının devam edeceği hk. İstemin Özeti: Davacının 23.01.2001 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi nde ilan edilen hisse devriyle ortaklığından ayrıldığı limited şirkete ait vergi borcu ve gecikme zammının tahsili amacıyla adına payı oranında düzenlenen ödeme emrini; 6183 sayılı Yasa nın 35. maddesinde düzenlenen sorumluluğun ortaklık sıfatına ve payına bağlı olduğu, şirketteki paylarını devreden davacıdan pay alan kimselerin payların gerektirdiği sorumlulukları da bildiklerinin kabulü gerektiği, bu nedenle devir tarihinden önceki ve sonraki dönemlere ait şirket borçlarının, paylarını devreden davacıdan aranmasında yasaya uygunluk görülmediği gerekçesiyle iptal eden Vergi Mahkemesinin kararını; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun un 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunanların ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde dava açabileceklerinin kurala bağlandığı, dava konusu ödeme emirlerinin, 22.07.2005 tarihinde muhasebeci imzasına tebliğ edilmesine karşın, 6183 sayılı Kanun un 58. maddesinde öngörülen dava açma süresi geçtikten sonra 22.08.2005 tarihinde vergi mahkemesi kaydına giren dilekçeyle açılan davanın süre aşımı nedeniyle incelenmeksizin reddi gerekirken, davanın esası hakkında verilen kararda yasaya uygunluk görülmediği gerekçesiyle bozan Danıştay Üçüncü ve Dokuzuncu Dairelerince oluşturulan Müşterek Kurulun 02.03.2007 gün ve E. 2006/1936, K. 2007/648 sayılı kararının; taşıtlarına ve banka hesabına konulan hacizle öğrenilen 19.07.2005 tarihli ödeme emirlerinin ve yapılan takibin kaldırılması istemiyle 19.07.2005 tarihinde vergi dairesi müdürlüğüne başvurulduğu, yanıt verilmeyince dava açıldığı, ödeme emri tebliğ edilmeden haciz uygulandığı, şirketin vergi borcu ile ilişkisi bulunmadığı ileri sürülerek düzeltilmesi istenmiştir. Karar: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu nun 54. maddesinde, Danıştay dava daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verdikleri kararlar hakkında, bir defaya mahsus olmak üzere kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde taraflarca kararın düzeltilmesinin istenebileceği kurala bağlanmıştır. Anayasanın temel hak ve hürriyetlerinin korunmasını düzenleyen 40. maddesine aykırı olarak tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde dava açılması gerektiği bilgisine yer verilmeyen ödeme emirlerine karşı açılan davada süre aşımı bulunmadığı anlaşıldığından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu nun 54. maddesinin (c) bendi uyarınca davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Üçüncü ve Dokuzuncu Dairelerince oluşturulan Müşterek Kurulun 02.03.2007 gün ve E. 2006/1936, K. 2007/648 sayılı kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra davalı idarenin temyiz istemi yeniden incelendi. 23.01.2011 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilen hisse devriyle ortaklığından ayrıldığı (...) Ltd. Şti. ne ait 2000 yılı ve Ocak 2001 dönemine ilişkin kurumlar vergisi, gelir (stopaj) vergisi, fon payı, katma değer vergisi, geçici vergi ile Ocak-Mart 2001 dönemine ilişkin gecikme zammından oluşan kamu borcunun tahsili amacıyla davacı adına sermaye payı esas alınarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun un 35. maddesi uyarınca düzenlenen ödeme emrini iptal eden vergi mahkemesi kararı temyiz edilmiştir. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun un 4369 sayılı Kanun un 21. maddesiyle değişik 35. maddesinde, limited şirket ortaklarının, şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları kuralına yer verilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun mükellef ve vergi sorumlusu başlıklı 8. maddesinin 3. fıkrasında da, vergi kanunlarıyla kabul edilen haller müstesna olmak üzere, mükellefiyete veya vergi sorumluluğuna ilişkin özel mukavelelerin vergi dairelerini bağlamayacağı kuralına yer verilmiş olup, limited şirketteki ortaklık payının kısmen veya tamamen bir üçüncü kişiye devrine ilişkin sözleşmeler, özel hukuk sözleşmesi olduklarından, kamu alacağının tahsilinden doğan sorumluluğun, belirtilen nitelikteki pay devri sözleşmeleriyle ortadan kaldırılmasına olanak bulunmamaktadır. Bu nedenle 6183 sayılı Yasa nın 35. maddesinden doğan ve limited şirket ortaklarını, şirketten tahsiline olanak bulunmayan kamu alacaklarının ödenmesinden doğrudan doğruya ve payları oranında sorumlu tutan kural karşısında, tahsili gereken kamu alacağını yaratan vergilendirmenin ait olduğu dönemde şirketin paylarına sahip ortakların, bu dönemden sonra paylarını devretmiş olsalar da ortaklık sıfatının sürdüğü dönemlere ilişkin şirketin kamu borçlarından kaynaklanan sorumluluklarının kalkacağından söz edilemez. Türk Ticaret Kanunu nun 511. maddesinin 4. bendinde, limited şirket ortaklarının her birinin ad ve soyadları ikametgahları ve tabiiyetlerinin tescil ve ilan edileceği; aynı Kanun un 33. maddesinin 1. fıkrasında, tescil edilmiş hususlarda vukuu bulacak her türlü değişikliklerin tescil ve ilan olunacağı; 38. maddenin 1. fıkrasında ise ticaret sicili kayıtlarının nerede bulunurlarsa bulunsunlar, üçüncü kişiler hakkında kaydın gazete ile tescil ve ilan edildiği tarihten itibaren hüküm ifade edeceği hükme bağlanmıştır. Sözü edilen düzenlemelere göre limited şirket ortağı olarak ticaret siciline tescil ve ilan edilmiş kişinin, herhangi bir sebeple şirket ortaklığının sona ermesinin, tescil edilip, Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilinceye kadar üçüncü şahıslar nezdinde hukuki sonuç doğurmayacağı açıktır. (...) Ltd. Şti. ndeki hissesinin (...) Noterliğinin 26.10.2000 tarih ve (...) yevmiye numaralı devir sözleşmesiyle devredildiği 25.10.2000 tarihli ortaklar kurulu kararıyla bildirilerek, kararın 12.01.2001 tarihinde tescil ve 23.01.2001 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmesi suretiyle ortaklık sıfatı sona eren davacının ortaklık sıfatının, hisse devir işleminin ilan edilerek hukuken sona erdiği 23.01.2001 tarihine kadar olan şirket tüzel kişiliğine ait kamu borçlarından hissesi oranında sorumlu tutulabileceği açıktır. Bu durumda ödeme emirlerine konu kamu alacağının tüzel kişinin mal varlığından tahsil olanağının bulunup bulunmadığı da araştırıldıktan sonra, kamu alacağının ilgili bulunduğu dönem dikkate alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, devir tarihinden önceki kamu alacağından kaynaklanan sorumluluğun hisse devriyle birlikte kalkacağı gerekçesiyle verilen ödeme emirlerinin iptali yolundaki vergi mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle, Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına, oyçokluğuyla karar verildi(*). Danıştay 3. Dairesi Tarih : 22.09.2011 Esas No : 2011/3445 Karar No : 2011/5067 KDVK Md. 17/4 ÖZÜRLÜLERE YAPILAN ÖZEL TERTİBATLI BİNEK OTOMOBİL SATIŞININ KDV İSTİSNASI KAPSAMINA GİRMEDİĞİ

Özürlüler tarafından satın alınan özel tertibatlı taşıt araçlarının, 3065 sayılı KDV Kanunu nun 17. maddesinin 4. fıkrasının (s) bendinde yer alan, özürlülerin eğitimleri, meslekleri, günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç ve bilgisayar programlarına tanınan KDV istisnası kapsamına girmediği hk. İstemin Özeti: Davacı tarafından, özel tertibatlı binek otomobilinin satımını yapan firmanın faturaya yansıtmak suretiyle kendisinden tahsil edilip vergi dairesine ödenen katma değer vergisinin iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddi yolunda tesis edilen işleme karşı açılan davayı; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu nun 17. maddesinin Diğer İstisnalar başlıklı 4. fıkrasına, 5378 sayılı Kanunun 32. maddesiyle 7.7.2005 tarihinden geçerli olmak üzere eklenen (s) bendi uyarınca; özürlülerin eğitimleri, meslekleri, günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç ve bilgisayar programlarının katma değer vergisinden istisna olduğunun kurala bağlandığı, (110) Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği nde de binek otomobili ve nakil vasıtalarının maddede sözü edilen araç-gereç kapsamında değerlendirilemeyeceği açıklamasına yer verildiği anlaşılan olayda, davacı tarafından satın alınan özel tertibatlı taşıt aracının 3065 sayılı Yasada öngörülen istisna kapsamına girmediği gerekçesiyle reddeden Vergi Mahkemesinin kararının; özürlülerin her türlü gelişmelerini ve önlerindeki engelleri kaldırmaya yönelik tedbirleri alarak topluma katılmalarını sağlamak amacını taşıyan 5378 sayılı Yasanın amacına uygun olarak getirilen katma değer vergisi istisna hükmünün binek otomobilleri de kapsadığı gerekçesiyle bozan ve karar düzeltme istemini de reddeden Bölge İdare Mahkemesinin kararının; tarh edilen vergilere karşı sadece mükellef ve vergi sorumluları tarafından dava açılabileceği, beyan üzerine alınan vergilerin ise 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun vergi hatalarının düzeltme ve şikayet yoluyla giderilmesine ilişkin başvurular dışında, herhangi bir idari veya dava yoluna konu edilemeyeceği, özel tertibatlı araç satıcısı mükellef tarafından ödenen verginin, mükellef sıfatı taşımayan davacı tarafından iadesini isteme hakkı olmadığı gibi, olmayan bu hakka dayanılarak yaptığı başvurusunun reddine dair işlemin iptalini de yasada öngörülmeyen bir dava yoluyla isteme yetkisi de bulunmadığı, incelenmeksizin reddi gereken davayı, işin esasına girerek reddeden vergi mahkemesi kararının sonucu itibarıyla doğru olması nedeniyle Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına bozulması istenmiştir. Karar: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun 377. maddesinde vergi davası açma yetkisi mükelleflere ve sorumlulara tanınmıştır. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu nun 8. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde bu verginin mükellefinin, mal teslim eden ve hizmet ifasında bulunanlar olduğu kurala bağlanmış ise de, katma değer vergisinin yansıma özelliği nedeniyle, satış bedeli üzerinden hesaplanan vergiyi ödemek zorunda kalan ve vergi yükünün üzerinde kalmasının mamelekinde meydana getirdiği azalma nedeniyle menfaati etkilenen davacının dava açma ehliyeti bulunduğu anlaşılmıştır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu nun 51. maddesinde; bölge idare mahkemesi kararları ile idare ve vergi mahkemelerince ve Danıştayca ilk derece mahkemesi olarak verilip temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan, niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabileceği kurala bağlanmıştır. Belirtilen nitelikteki kararların hukuk düzenindeki olumsuz etkilerinin, yeni uyuşmazlıklara emsal alınmasının önüne geçilmesi, hukuk ve uygulamada birliğin sağlanmasını amaçlayan söz konusu düzenlemede, Danıştay ın inceleme yetkisi sadece ileri sürülen temyiz sebepleri ile sınırlandırılmamıştır. Kanun yararına temyiz isteminin; yanlış bir yargısal içtihadın yerleşmesini önleme amacı göz önüne alındığında, ileri sürülmeyen başka bir temyiz sebebinin

bulunması halinde kararın hukuka uygunluğunun bu sebep yönünden de incelenebileceği sonucuna ulaşılarak işin esasına geçildi. Vergi ödevi ile ilgili temel ilkeleri belirleyen Anayasanın 73. maddesinde; vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla düzenleneceği, Bakanlar Kuruluna; mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleri ile oranlarına ilişkin hükümlerinde, kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapma yetkisi verilebileceği öngörülmüştür. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu nun 1. maddesinde, Türkiye'de, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu; 19. maddesinin 1. fıkrasında ise diğer kanunlardaki vergi muaflık ve istisna hükümlerinin bu vergi bakımından geçersiz olduğu, katma değer vergisine ilişkin istisna ve muafiyetlerin, ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenleneceği kurala bağlanmıştır. Aynı Kanun un 17. maddesinin 4. fıkrasına 1.7.2005 tarih ve 5378 sayılı Kanun un 32. maddesiyle eklenen (s) bendi ile, özürlülerin eğitimleri, meslekleri, günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç ve özel bilgisayar programları katma değer vergisinden istisna tutulmuştur. İstisna hükmüne ilişkin yasa tasarısının görüşmeleri sırasında; Bizzat özürlüler tarafından kullanılan özel tertibatlı olarak imal edilmiş, sonradan özel tertibat takılmış ve ilave özel tertibat takılmış motorlu kara taşıtları ya da özürlünün taşınması amacıyla birinci dereceden yakını bir sürücü veya özürlü kişi tarafından iş akdine bağlı olarak istihdam edilen bir sürücü tarafından kullanılan özürlü adına trafik siciline kayıtlı motorlu kara taşıtları; özürlülerin eğitimleri, meslekleri, günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç, özel bilgisayar programları ile fonksiyon kazandırıcı ortez-protez ve benzeri yardımcı ve destekleyici cihazlar ibaresi ile özürlülere hizmet amaçlı kurulmuş dernek, vakıf ve bunların üst kuruluşlarının çalışmalarında kullanılmak üzere iktisap edecekleri motorlu kara taşıtlarıyla, sakatlık dereceleri %90 ve daha fazla olan malul ve özürlülerin adlarına kayıtlı taşıtlar ibaresinin eklenmesi ayrı ayrı teklif edilmiş ancak; gerek Hükümet tarafından verilen teklifte, gerekse Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu nun kabul ettiği metinlerde, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu nun 17. maddesinin (4) numaralı fıkrasına Özürlülerin eğitimleri, meslekleri, günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç ve özel bilgisayar programları bendinin eklenmesi yeterli görülmüş ve nakil vasıtaları istisna kapsamı dışında bırakılarak yasalaşmıştır. Dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre, teslime konu otomobil, her ne kadar, davacının kullanımına uygun şekilde sonradan tadil edilmiş ise de; üretim özellikleri itibarıyla toplumdaki tüm bireylerin kullanımına sunulan motorlu bir nakil vasıtası olup özel üretime tabi tutulmuş araç-gereç kapsamında değerlendirilemeyeceği açıktır. 5378 sayılı Yasa ile 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu nun 17. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen (s) bendi ile getirilen istisna hükmünün, özürlülerin eğitimleri, meslekleri, günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş araç-gerece ilişkin olması, istisna kapsamına belirli özellikleri haiz motorlu kara taşıtlarının da alınması yönünde yapılan önergelerin kabul görmemesi, mali yükümlülüklere ilişkin istisnalar hakkında yasa ile düzenleme yapılması zorunlu olup bu alanın yönetsel ve yargısal tasarruf ve yorumlara kapalı olması ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu nun yukarıda yer verilen 19. maddesi karşısında, davacı tarafından özel tüketim vergisi istisnasından yararlanmak suretiyle satın alınan araç için satıcı firma tarafından davacıdan tahsil edilerek davalı idareye ödenen katma değer vergisi yasaya uygun olduğu halde, söz konusu verginin iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddi yolunda

tesis edilen işlemin iptali yolunda verilen Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle Bölge İdare Mahkemesinin kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu nun 51. maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulmasına, kararın bir örneğinin Maliye Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve Resmî Gazete de yayımlanmasına oyçokluğuyla karar verildi(*). (*) KARŞI OY (X): Kararın düzeltilmesi isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz. KARŞI OY (XX): Limited şirketlerde ortaklar ile müdürlerin ad ve soyadlarının, adreslerinin ve koymayı taahhüt ettikleri miktarları ile bu hususlardaki değişikliklerin ticaret siciline tescil ve ilan gerektiği yolundaki Türk Ticaret Kanunu nun ilgili hükümleri; bu işlemlerin geçerlilik şartı olarak değil, iyi niyetli üçüncü kişilerin korunması amacıyla öngörülmüştür. 25.10.2000 tarih ve 1 sayılı ortaklar kurulu kararıyla limited şirketteki hissesinin tamamını (...) ya devrederek ortaklıktan ayrılmasına karar verilen davacının, bu durum tescil ve ilan edilmemiş olsa dahi, anılan tarihten sonraki döneme ilişkin şirket borçlarından sorumlu tutulacağından söz edilemez. Bu nedenle, davacının şirket borçlarından sorumlu olacağı dönemin değerlendirilmesinde ortaklar kurulu kararı tarihinin esas alınması gerektiği görüşüyle karara bu yönden katılmıyoruz. (*) KARŞIOY(X): 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu nun 51. maddesinin 1. fıkrasında, Bölge İdare Mahkemesi kararları ile idare ve vergi mahkemelerince ve Danıştay ca ilk derece mahkemesi olarak verilip temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenlerin ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabileceği, 2. fıkrasında ise temyiz isteğinin yerinde görüldüğü takdirde kararın, kanun yararına bozulacağı, kurala bağlanmıştır. Danıştay Başsavcılığınca; özel tertibatlı aracın satıcısı mükellef tarafından ödenen verginin, mükellef sıfatı taşımayan davacının iadesini isteme hakkı olmadığı gibi, olmayan bu hakka dayanılarak yaptığı başvurusunun reddine dair işlemin iptalini de yasada öngörülmeyen bir dava yoluyla isteme yetkisi de bulunmadığı, incelenmeksizin reddi gereken davayı, işin esasına girerek reddeden ve sonucu itibarıyla doğru olan vergi mahkemesi kararının bozulması yolunda verilen kararının bu nedenle kanun yararına bozulması istenmiştir. Yukarda yer verilen Yasa hükmü uyarınca inceleme yetkisi, Başsavcının temyiz istemiyle sınırlandırılmış olup, ileri sürülen temyiz sebebi yönünden yürürlükteki hukuka aykırılık saptanmayan olayda, kanun yararına bozma isteminin bu nedenle reddi gerekirken, işin esası incelenmek suretiyle verilen Daire kararının bozmaya ilişkin hüküm fıkrasına katılmıyorum.