BİRİNCİ BÖLÜM I. BELGELERDE SAHTECİLİK SUÇLARI



Benzer belgeler
SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2012/33 Ref: 4/33. Konu: ÇEK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN YAYINLANMIŞTIR

3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet

Resmi Belgede Sahtecilik Suçu (TCK m. 204)


DAVALI : Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı (.. Vergi Dairesi Müdürlüğü) Tutarı : TL Damga Vergisi,. Vergi Ziyaı Cezası

TİCARET ŞİRKETLERİNİN GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞINCA DENETLENMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK

SİRKÜLER NO: POZ-2009 / 52 İST, MALİYE; VADELİ ÇEKLERDE REEKONTU KABUL ETMİYOR

İlgili Kanun / Madde 506 S.SSK. /80

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş.K. /47

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ 2 ALT İŞVEREN MUVAZAA

İÇİNDEKİLER. viii. ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vii KISALTMALAR... xix

SATIŞ SÖZLEŞMESİ MADDE 1- TARAFLAR: 1.2. Ltd. Şti. Ümraniye İstanbul

Trabzon üçüncü noteri olan davalı ise, süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.

E-imza, eimza, Elektronik İmza Kanunu, Yasası sayılı, numaralı, nolu kanun, yasa, imzalama, e imza ELEKTRONİK İMZA KANUNU. Kanun Numarası : 5070

TAŞMAN & ŞANVER. Persembepazarı Cd. No 9 Kat: 5 / Karaköy / İstanbul Tel: Fax : inbox@sanver.gen.

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI KASIM 2013 ŞANLIURFA

Ali Kemal Yıldız Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi

İlgili Kanun / Madde 818 S.BK /125 İŞ KAZASI ZAMAN AŞIMININ BAŞLANGICININ MALULİYET ORANIN KESİN OLARAK TESPİT EDİLDİĞİ TARİH OLDUĞU

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU İKİNCİ DAİRE KARARI Esas No 2013/149. Karar No 2013/1034

ELEKTRONİK İMZA KANUNU

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

BAĞIMSIZ DENETİM RESMİ SİCİL TEBLİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Bağdat Cad. No:108/B D:26 Fenerbahçe Kadıköy İSTANBUL. : Bilirkişi 2. Ek Rapor ve Ayrık 2. Ek Rapora Karşı Beyanlarımızdan İbarettir.

T.C. DANIŞTAY Yedinci Daire. Anahtar Kelimeler : Katma Değer Vergisi, Müteselsil Sorumluluk, Ek Tahakkuk, İdari İşlemin İcrailiği

ADLİ RAPORLAR. Emine Doğan Mevlana Ü. Tıp Fak.

KESİN SÜRE VERİLİRKEN GİDERLERİN KALEM KALEM AÇIKLANMASI GEREKTİĞİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2010

ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Sorumluluğu sınırlı olmayan ortaklara komandite, sorumluluğu sınırlı olanlara komanditer denir.

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü30 Mayıs 2009 CUMARTESİResmî GazeteSayı : ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN SORUMLULUĞU

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU ALACAKLARINDA TEMİNAT OLARAK GÖSTERİLEN TAŞINIR-TAŞINMAZLAR VE DEĞER TESPİTİ

MADDE 12- Sözleşmelerin geçerliliği, kanunda aksi öngörülmedikçe, hiçbir şekle bağlı değildir.

Yasal Çerçeve (Bilgi Edinme Kanunu ve Diğer Gelişmeler) KAY 465 Ders 1(2) 22 Haziran 2007

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/009 Ref: 4/009. Konu: TÜRK TİCARET KANUNU NA GÖRE 2016 YILINDA UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI

TÜRK CEZA KANUNU İLGİLİ MADDELERİ KANUN NO: Taksir. (1) Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hallerde. cezalandırılır.

KEFALET SÖZLEŞMESİNDE GEÇERLİLİK ŞARTLARI. Av. Mustafa Özgür KIRDAR ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

Sirküler 2013/16 Sahte Ve Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Düzenleyenler, Kullananlar Ve Bunlara İştirak

REKABET KURULU KARARI

SAĞLIK HİZMETİNDEN KAYNAKLANAN SUÇLARDA YARGI SÜRECİ. Hasan Tahsin Gökcan. Yargıtay Üyesi

HEMŞİRELİKTE TIBBİ MÜDAHALEDEN DOĞAN HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLER SORUMLULUKLARI. Av. Halide SAVAŞ Sağlık Kurumları Yönetimi Bilim Uzmanı

Karşılıksız Çek için Para ve Hapis Cezası Var

ELEKTRONİK TİCARETTE HİZMET SAĞLAYICI VE ARACI HİZMET SAĞLAYICILAR HAKKINDA YÖNETMELİK YAYIMLANDI:

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/5, 41

Sirküler Rapor /108-1

GİRİŞ I. BELİRSİZ ALACAK DAVASI

SİRKÜLER 2009 / 21. T.C. Merkez Bankası tarafından 1990 yılından bu güne kadar yayımlanan iskonto ve faiz oranları ise aşağıdaki gibidir.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/53,57

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/41

TEMEL YASALAR /DÜZENLEMELER

ÇEKLERDE REESKONT UYGULANIP UYGULANMAYACAĞINA İLİŞKİN OLARAK VUK SİRKÜLERİ YAYIMLANDI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /54,57 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2014/15897 Karar No. 2015/6846 Tarihi:

T.C. D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785. Karar No : 2012/3582

ELEKTRONİK İMZA. Elektronik sertifika hizmet sağlayıcısının Hukukî sorumlulukları

Özel Belgede Sahtecilik Suçu (TCK M.207)

SİRKÜLER. Vergi Usul Kanunu'na "Teminat uygulaması" başlıklı 153/A Maddesi Eklenmiştir.

MÜFETTİŞİN ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL ETMESİ NEDENİYLE TAZMİNAT

5510 SAYILI SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNUNA GÖRE UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI (2012 YILI )

İhalelere Girmekten Yasaklı Olan Veya Hakkında Kamu Davası Açılmış Olanlar Alt Yüklenici Olabilir Mi?

TİCARİ İŞLETME REHNİ

GAYRİKABİL-İ RÜCÜ SİCİLDEN TERKİN VE İHRAÇ TALEBİ YETKİ FORMU NUN (IDERA) KAYDA ALINMASINA, İPTAL EDİLMESİNEVE İCRASINA İLİŞKİN TALİMAT(SHT-IDERA)

Beraat Eden Sanıklar Müdafiinin Vek âlet Ücreti

T.C ÇAYIROVA BELEDİYESİ HUKUK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /5,41

Doğal Gaz Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik

DOLANDIRICILIK SUÇUNUN VAZGEÇİLMEZ UNSURU: ALDATMAYA MÜSAİT HİLELİ DAVRANIŞ

Tebliğ. Damga Vergisi Kanunu. Genel Tebliği. (Seri No: 44)

SAYI : 2014 / 26 İstanbul,

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ DİPLOMA, MEZUNİYET VE DİĞER BELGELERİN DÜZENLENMESİ İLE İLGİLİ UYGULAMA ESASLARI

İçindekiler. Birinci Bölüm HUKUK

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ SİRKÜLER RAPOR MEVZUAT

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2013/ K. 2015/1159 T

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGSK. /53

DANIŞTAY 12. Daire 2008/6979 E.N, 2009/854 K.N.

MAKALE 6098 SAYILI BORÇLAR KANUNU VE YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA İŞ HUKUKUNDA İBRA SÖZLEŞMESİ

ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ

5921 Sayılı Yeni Çek Kanunu na göre Çek Tipleri

YÖNETMELİK. Marka: Ortak markalar ve garanti markaları dahil olmak üzere ticaret veya hizmet markalarını,

Limited Şirketlerde Yönetim ve Yöneticilerin Sorumluluğu

ASLANAPA İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI TABLOSU BAŞVURUDA İSTENEN BELGELER

T.C. ANKARA 17. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2011/963 KARAR NO : 2011/1582

KOVUŞTURMA ve SONRASI Tanık, polise veya savcıya ifade vermek zorunda mıdır?

DAVACI : Nesrin Orhan Şahin vekilleri Av.Serap Yerlikaya ve Av.İlter Yılmaz

BOLU İLİ AİLE SAĞLIĞI ELAMANI OLMAYAN AİLE HEKİMLİĞİ BİRİMİ. Aile Sağlığı Merkezi. Telefon Numarası. Gerede 2 Nolu ASM İLAN METNİ

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO

Çek Kanunu neleri getiriyor? Gönderen : abana - 21/03/ :39

Kabul Tarihi :

KIYMETLİ EVRAK HUKUKU TİCARET HUKUKU - CİLT III. Tamer BOZKURT THEMIS

Av. Ece KAVAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Hukuk Birimi

Y. Doç. Dr. Vural SEVEN. İzmir Gediz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku ABD Başkanı

KAMUYU AYDINLATMA PLATFORMU TEBLİĞİ (VII-128.6) YAYIMLANDI

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet Meslek Yüksekokulu DAMGA VERGİSİ ve HARÇLAR BİLGİSİ DERSİ Açık Ders Malzemesi

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

BİRİKMİŞ NAFAKA BORCUNU ÖDEMEMEK HAPİS CEZASI GEREKTİRMEZ...

BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar ve Öncelikle Uygulanacak Hüküm

Transkript:

BİRİNCİ BÖLÜM I. BELGELERDE SAHTECİLİK SUÇLARI A) Giriş: Belgede sahtecilik suçları 5237 sayılı TCK'nun Topluma Karşı Suçlar başlıklı üçüncü kısmının Kamu Güvenine Karşı Suçlar isimli dördüncü bölümünde 204-212. maddeler arasında düzenlenmiştir. Yapılan yeni düzenleme ile önceki TCK'da yapılan ve sahte düzenlenen belgeleri kanıt değerlerine göre biçimlendiren sistem terk edilerek uygulamada kolaylık ve mevzuat yönünden de sadelik getirilmiştir. 5237 sayılı TCK'nun Kamu Güvenine Karşı Suçlar Bölümünde Resmi Belgede Sahtecilik (m.204), Resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek (m.205), Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak (m.206), Özel belgede sahtecilik (m.207), Özel belgeyi bozmak, yok etmek, gizlemek (m.208) ve Açığa imzanın kötüye kullanılması (m.209) suçları yer almıştır. Sahte kelimesi, farsça bir kelime olup, bir şeyin aslına benzetilerek yapılan düzme, düzmece anlamındadır. Buradan hareketle sahtecilik de sahte işler yapma, düzmecelik taklitcilik anlamına gelir. (1) Dilimizde ci veya çi eki bir sanat veya meslek erbabını ifade etmek için kullanılır. Sahte belgeyi üreten kimse bu işi meslek edinmiş değildir. TCK.da sahtecilik kavramı kullanılmaktadır. Bizde yasal terminolojiye uyarak sahtekarlık yerine sahtecilik kavramını kullanacağız. Sahtecilik gerçeğin hileli şekilde değiştirilmesi, gerçeğin hileli şekilde tahrif edilerek olduğundan farklı gösterilmesi şeklinde tanımlanabilir. Dolayısıyla hile, sahteciliğin ayrılmaz bir parçasıdır denilebilir. (2) B)Belge: Sahtecilik suçlarının varlığı için; sahte düzenlenen, başkalarını aldatacak şekilde değiştirilen, kullanılan, bozulan, yok edilen veya gizlenen bir belgenin varlığı gerekir. Bu suçlarda suçun içeriğini belgeler oluşturur. O halde sahtecilik suçlarının maddi konusu belgedir. Belgenin TCK anlamında yapılmış yasal bir tanımı yoktur. Belge sözlükte; bir gerçeğe tanıklık eden yazı, fotoğraf, resim, film gibi Doküman olarak tanımlanmıştır.(3) Belge 765 sayılı TCK.da evrak kelimesinin karşılığı olarak kullanılmıştır. Arapça kökenli evrak ise varak kelimesinin çokluk hali olarak kağıt veya kitap yaprağı, yazılmış kağıt anlamına gelmektedir.(4) Yargıtay kararlarında belge, hukuki bir hüküm ifade eden, bir hakkın doğumuna, bir olayın kanıtlanmasına yarayan yazılar (5) diye tanımlanmaktadır. Türk Ceza Kanununda belge tanımlanmamakla birlikte belgeyi yazılı olup olayları nakleden, içerdiği irade beyanları hukuki değer taşıyan ve muayyen kimse tarafından oluşturulan her türlü yazı şeklinde tanımlamak olanaklıdır.... 1- Hayat Büyük Türk Sözlüğü, s.1030, Güncel Türkçe Sözlük.www.tdk.gov.tr 21.07.2014 2-Sahir Erman/Çetin Özek, Kamu güvenine Karşı işlenen suçlar İstanbul 1996 s. 221 3-Büyük Türkçe Sözlük www.tdk.gov.tr 24.08.2014 4-Hayat Büyük Türk sözlüğü s. 1216 5-11. CD. 27.03.2014, 22192/5927

Belgeden söz edilmesi için içeriğinin dayanıklı bir nesneye yazılmış olması gerekir. Kum veya kar üzerine yahut kırılmış ağaç dalları gibi yerlere yazılan yazılar belge niteliğini taşımazlar.(6) C)-Belgenin Unsurları: Belgede aşağıda belirteceğimiz nitelikler bulunmalıdır. 1-Yazılı olma: Belge içerdiği düşünceyi yazılı olarak ifade etmelidir. Yazı, irade beyan veya açıklamasının yazılabilir bir cisme harflerle ifade edilmesidir. Yazı, kalem, daktilo veya bilgisayar veya değişik makinalarla yazılabilir. Yazının kolay ya da zor silinmesinin önemi yoktur ancak yazı anlaşılabilir olmalıdır. Okunma şeklinin de önemi yoktur. Kör alfabesiyle veya gözle okunabilir. Yazının mutlaka kağıt üzerine yazılması gerekmez. Bez, metal levha, deri gibi taşınabilir eşya üzerine yazılması mümkündür. Bu nedenle duvarlara, tren vagonlarına yazılan yazılar belge niteliğini taşımaz. TCK'nun 204. maddesinin gerekçesinde bu durum... her ne kadar, belgeden söz edilen durumlarda yazılı bir kağıdın varlığı gerekli ise de; bazı durumlarda belgenin varlığını kabul için, yazının kağıt üzerinde bulunması gerekmez. Bir metal levha üzerine yazı yazılması halinde de belgenin varlığını kabul etmek gerekir. şeklinde belirtilmiştir. Yargıtay uygulamaları da bu doğrultudadır...sahte plaka oluşturulması ve bu plakanın bilerek kullanılması fiilerinin 5237 sayılı TCK'nun 204/1. maddesindeki suçu oluşturduğu gözetilmeden... 11. CD. 24.04.2014, 24245/7938 Yazılı olmayan ifadelere yönelik olarak örneğin elektronik araçlarda kayıtlı olan bilgilerde yapılan değişiklikler sahtecilik suçunu oluşturmaz. Yazılılık ögesinin hukuk alanında birçok olgunun kanıtlanması niteliğinde olması nedeniyle Yasa bunlara sonuç bağlamıştır. Bu nedenle belgenin içeriği yazılı olarak ifade edilmelidir. Yazılı olmayan içerikler, koşulları gerçekleştiğinde 5271 sayılı TCK'nun 243. ve devamı maddeleri kapsamında düşünülecektir. Şifreli yazılan belgeler de, belge niteliğini taşıyabilir ama şifrenin başkaları tarafından deşifre edilebilir olması gerekir. Belgelerde yazı dışındaki bazı unsurlarda değişiklik yapılması halinde de (örneğin senet üzerindeki imzalı pulun veya pasaporttaki fotoğrafın değiştirilmesi ) belgelerde sahtecilik suçu oluşur. Zira buradaki pul veya fotoğraf belgenin ayrılmaz parçası konumunda olup belgenin geçerliliğine etki yapmaktadır. 2- Yazının hukuki değer taşıyan içeriği olmalıdır. Herhangi bir metnin belge olarak kabul edilebilmesi için hukuken anlamı olan anlaşılabilir bir içeriği olmalıdır. Bu durum madde gerekçesinde, Bir belgeden söz edebilmek için kağıt üzerindeki yazının kendisinin hukuki bir kıymet taşıması, hukuki bir hüküm ifade etmesi, hukuki sonuç doğurmaya elverişli olması gerekir şeklinde belirtilmiştir. Belgenin işlevi, hukuki olaylarda kanıtlamaya hizmet etmesi gerektiği için yazı hukuken önemli olmalı ve hukuki sonuç doğurmalıdır. Hiçbir içeriği olmayan yada içeriği hukuki bir değer taşımayan yazıların kanıt değeri olmaz ve bu tür yazılarda yapılan sahtecilikler de toplumun hukuki yaşamını ilgilendirmediği için bunların doğruluklarına da herkesin güvenmesi beklenilemez. O halde belgenin kanıt aracı olarak kullanılabilmesi için; hukuken önem taşıyan bir içeriğe sahip olması, bir irade beyanını bildirmesi veya açıklaması yada bir şeyin gerçekliğini veya doğruluğunu ortaya koyması yani belgelemesi gerekir.... 6-Ahmet Gökçen, Belgede sahtecilik suçları, 3. Baskı Ankara 2013, s.72

Belgede sahtecilik suçunun konusunu ancak, hukuki bir sonuç doğurmaya elverişli olan özel ve resmi nitelikteki belgelerin oluşturabileceği, suça konu çeklerde keşideci imzalarının bulunmadığı cihetle belgelerin çek vasfını taşımadığı gibi hukuki sonuç doğurmaya elverişli özel belge niteliğinde de bulunmadığı anlaşılmakla unsurları oluşmayan suçtan beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine hükmolunması... 11.CD. 11.06.2013, 783/10129 Genel geçer bilgiler örneğin 1 yıl 365 günden ibarettir şeklindeki bir içerik hukuken bir önemi olmaması nedeniyle belge niteliğini taşımaz. Yazının hukuken önem taşımayan bölümüne yönelik olarak değişiklik yapma belgede sahtecilik suçunu oluşturmaz. 3- Yazı imza içermelidir: Belgeden söz edilmesi için düzenleyicisinin belli veya belirlenebilir olması zorunlu bir koşuldur. Düzenleyeni belli olmayan bir yazı hukuki bir hüküm ifade etmediğinden belge olarak nitelendirilemez. TCK.nun 204. maddenin gerekçesinde Yazının belli bir kişiye veya kişilere izafe edilebilir olması gerekir, ancak bu kişilerin, gerçekten mevcut kişiler olması gerekmez. Bu itibarla, gerçek veya hayali belli bir kişiye izafe edilemeyen yazılı kağıt, belge niteliği taşımaz. Kağıt üzerindeki yazının belli bir kişiye izafe edilebilmesi için bu kişinin ad ve soyadının kağıda eksiksiz bir şekilde yazılması ve kağıdın bu kişi tarafından imzalanması şart değildir denilmektedir. Burada önemli olan yazının aidiyetinin, başka bir anlatımla kim adına düzenlendiğinin bilinmesidir. Anonim yazı, belge olarak kabul edilemez. Belgenin düzenlenme şekli, imzalı olması gerekip gerekmediği, belli bir işaret, amblem veya mühür taşımasının zorunlu olup olmadığı, belgenin niteliğine ve düzenlendiği mevzuata göre tespit edilmelidir. İmzayı kapsamayan tiyatro, otobüs biletleri de belge olarak kabul edilmektedir. Ancak resmi evrak bakımından aynı şey geçerli değildir. Yetkili kamu görevlisinin imzasını taşımayan bir belge kural olarak hiçbir hukuki değer taşımaz. Kamu görevlisinin imzasıyla resmi belge tanımlanır ve hukuki sonuç doğurur. Kambiyo senetlerinin, kira sözleşmesinin, ibra belgesinin imzalı olması zorunludur. Aksi halde belge olarak hukuki değer taşımazlar. Belgenin hayali (gerçekte olmayan) kişi adına düzenlenmesi de olanaklıdır. Bir kişinin, düzenlediği belgeye başkasının adını yazması ve belgeyi imzalaması durumunda da bir belge vardır; ancak bu belge sahtedir. (7) Elektronik imzanın elle atılan imza ile aynı hukuki sonuçları doğurabilmesi için güvenli elektronik imza ile kullanılması gerekir. 3) 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununda da elle imzanın istisnasını oluşturan elektronik imzanın hukuki teknik yönleri ile kullanım esasları belirtilmiştir. Sözü edilen Kanunun 22. maddesi ile Türk Borçlar Kanununa yapılan atıf ile güvenli elektronik imzanın elle atılan imza ile aynı ispat gücünü haiz olduğu kabul edilmiştir. 4) Güvenli elektronik imza, aynı Kanunun 4. maddesinde tanımlanmıştır. Buna göre güvenli elektronik imza; a- Münhasıran imza sahibine bağlı olan, b- Sadece imza sahibinin tasarrufunda bulunan, güvenli elektronik imza oluşturma aracı ile oluşturulan, c- Nitelikli elektronik sertifikaya dayanarak imza sahibinin kimliğinin tespitini sağlayan,... (7) Madde gerekçesi

d- İmzalanmış elektronik veride sonradan herhangi bir değişiklik yapılıp yapılmadığının tespitini sağlayan, 5) elektronik yazıdır diye tanımlanmıştır. 4- Yazı hukuki değer taşımalı ve hukuki sonuç doğurmalıdır: Belge hukuki değer taşımalı ve kanıtlama gücü bulunmalıdır. Belgenin asıl işleri kanıtlamaya hizmet etmektir. TCK.nun 204. maddesinin gerekçesinde de kağıt üzerinde yazılan yazının içeriğinin hukuki bir değer taşıması, hukuki bir sonuç doğurmaya elverişli olması gerektiği hususuna yer verilmiştir. Ancak hukuksal açıdan önem taşıyan olgular kanıtlamaya elverişlidir. Hukuki değerden amaç, hukuki hüküm ifade etmesi ve hukuk alanında önem taşıyan herhangi bir olay için kanıt oluşturmasıdır. Bu husus belgenin kanıtlama fonksiyonunu oluşturur. Belge aynı zamanda hukuki sonuç da doğurmalıdır. Belge, bir hakkın değişmesine, doğmasına veya ortadan kalkmasına neden oluyorsa hukuki sonuç doğuruyor diye kabul etmek gerekir. Hiçbir hukuki önemi olmayan bir olayı kanıtlayan yazı, hukuksal anlamda kanıt olmayacağından belge sıfatını kazanamaz. Bu tip yazılar toplumun hukuki yaşamını ilgilendirmediği için bunların doğruluğuna herkesin güvenmesi de söz konusu olmaz. Dolayısı ile bu tür yazılar üzerinde yapılan sahtecilikler kamunun güvenini sarsmaz. Belgenin ilgili mevzuat gereğince doğruluğunun araştırılması zorunlu ve bu araştırma sonucu sahtecilik fiili anlaşılabiliyorsa belgede sahteciliğin aldatma niteliğinin oluşmadığı kabul edilir....ayrıntıları Ceza Genel Kurulu'nun 04.12.2007 gün ve 2007/245-264 sayılı kararında açıklandığı üzere, 04.07.1996 tarih ve 22696 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve suç tarihinde yürürlükte bulunan "Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Denklik Yönetmeliği"nin 5. maddesinin (a) bendi uyarınca, Diploma Denklik Komisyonu'nca denkliği istenen diplomalar yönünden yapılması gereken araştırmalar arasında, "belgelerin orijinal olup olmadığı, diplomayı veren üniversite veya yükseköğretim kurulunun ve eğitimin yapıldığı programın tanınmış ve itibarlı bir kurum ve program olup olmadığının" da sayılmış olması karşısında, denkliği talep edilen J.Balasargın Kırgız Milli Üniversitesinden alınmış gibi sunulan diplomayla ilgili yapılması zorunlu olan geçerliliği araştırılıp saptanmadıkça sonuç doğurmayacağı, nitekim ihbarcı Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığının Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla yaptırdığı, araştırma sonunda Dışişleri Bakanlığından alınan 14.11.2011 gün ve 2011/3953174 sayılı yazısı ekindeki Kırgız Cumhuriyeti Eğitim ve Bilim Bakanlığı' nın 15.08.2011 günlü yazısı ile suça konu diplomanın sahteliğinin belirlendiğinin anlaşılması karşısında, yüklenen sahtecilik suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilerek beraatine hükmolunması gerekirken mahkumiyet kararı verilmesi..., 11. CD. 02.03.2015,8137/22950 Belge hukuki bir iddiaya dayanak olmalı, davada davalıya karşı geçerli bir kanıt olarak kullanılabilmelidir. Yazının kanıt oluşturmayan bölümüne yönelik bir sahtecilik, örneğin bonoda faiz alacağını etkilemeyecek biçimde vade tarihinde değişiklik yapılması sahtecilik suçunu oluşturmaz. 5-Yazı taşınabilir bir şeyin üzerine yazılmalıdır: Yazının belirli bir cisme ve taşınır bir şeye (kağıt, bez, metal levha, deri gibi) kaydedilmesi gereklidir. Araç plakaları resmi belge sayılır. Duvarları yazılan yazılar belge niteliğinde değildir.

Yargıtay' da kararlarında yazının taşınabilen bir şey üzerine yazılması gerektiğini vurgulmıştır. (8) Anıtlar, mezar taşları, taşınmazlar, ulaşım araçları üzerine yazılmış yazılar belge sayılmazlar. C- Belge Çeşitleri: 5237 sayılı TCK; 765 sayılı önceki TCK.da olduğu gibi belgelerin üç çeşit olduğunu kabul etmiştir. Bunlar: 1) Resmi belge, 2) Özel belge, 3) Resmi belge hükmünde belgedir. Belgelerin kanıtlama gücü bazı belgelerde daha çok, bazı belgelerde daha az olabilmektedir. Resmi belgelerin kanıtlama gücünün yüksek olması nedeniyle bu belgelerde sahtekarlık yapıldığında kamunun güven duygusu daha çok sarsılabilmektedir. Özel belgenin kanıtlama gücü bu derecede yüksek değildir. Resmi belgede sahtecilik suçlarında daha ağır hapis cezası öngörülmüş iken özel belgede sahtecilik suçlarında kanıtlama gücüne uygun şekilde daha az hapis cezası kabul edilmiştir. Resmi belgelerin kendi arasında da kanıtlama gücü değişmektedir. Bazı resmi belgeler sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli kabul edilmiş iken, bazıları aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. Bazı belgeler de özel belge olmakla birlikte hukuk sistemi içinde kendilerine atfedilen önem nedeniyle resmi belge hükmünde kabul edilmiş ve kişiler buna göre cezalandırılmışlardır. TCK'nun 210. maddesi bu belgeleri saymıştır. 1) Resmi belge: TCK da resmi belge tanımlanmamış, resmi belgenin ne olduğu öğreti ve mahkeme kararlarına bırakılmıştır. TCK'nun 204. maddesinin gerekçesinde, Resmi belge, bir kamu görevlisi tarafından görevi gereği olarak düzenlenen yazıyı ifade etmektedir. Bu itibarla düzenlenen belge ile kamu görevlisinin ifa ettiği görev arasında bir irtibatın bulunması gerekir. denilmektedir. Bir belgenin resmi belge sayılabilmesi için üç unsurun birlikte varlığı zorunludur. aa- Belge kamu görevlisi tarafından düzenlenmelidir. bb- Kamu görevlisi belgeyi görevi gereği düzenlemelidir. cc- Belge, yasalarda belirtilen yönteme uygun ve zorunlu biçimsel koşulları içerecek şekilde düzenlenmelidir. Kamu görevlisi, TCK'nun 6. bendinde, Kamusal bir faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir suretle sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi... şeklinde tanımlanmıştır. Görüldüğü gibi TCK da yapılmış kamu görevlisi tanımı, 765 sayılı TCK' daki memur kavramından daha geniştir. 5237 sayılı TCK'daki yapılan tanıma göre bir kişinin kamu görevlisi olup olmadığının ölçüsü kamusal bir faaliyet icra etmesidir. Başka bir anlatımla, kamusal faaliyet yürüten kişilerin tamamı kamu görevlisi olarak değerlendirilmiştir. Resmi belgenin, dayanağı olan mevzuatta öngörülen şekil şartlarını taşıması gerekir.... (8) 11 CD. 19.06.2012, 18812/11930, 11 CD. 22.07.2007, 8681/1073

2- Özel belge: Resmi belge özelliklerinin taşımayan her türlü belge özel belgedir. Kamu görevlilerinin de görev veya yetkisi dışında düzenledikleri belgeler de özel belge olarak kabul edilmektedir. Örneğin, kira, kredi sözleşmeleri, teminat mektubu, keşide yeri bulunmayan çek gibi 3- Resmi belge hükmünde sayılan belgeler: Bu tür belgeler TCK'nun 210. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin 1. fıkrasında Özel belgede sahtecilik suçunun konusunun, emre veya hamile yazılı kombiyo senetleri, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil veya vasiyetname olması halinde, resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanır. denilmektedir. Görüldüğü gibi fıkrada sayılan belgeler aslında özel belge olduğu halde gerekçede de belirtildiği üzere, ticari hayatta büyük yer tutan ve basit bir ciro ile veya buna bile gerek görülmeksizin tedavül eden bazı evrakı ciddi bir şekilde korumak amacıyla bu tür belgelerde sahtecilik; resmi belgede sahtecilik hükümlerine göre cezalandırılacaktır. Çek bir kambiyo senedi olup 5237 sayılı TCK'nun 210. maddesi uyarınca çek üzerinde sahtecilik yapılması durumunda fail hakkında resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanacak olup, Ceza Genel Kurulunun 06.05.1997 gün ve 63-96 sayılı kararında açıklandığı gibi çek üzerinde sahte ciro işlemi yapılması da resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacaktır. C.G.K 04.02.2014, 11-332/26 TCK.nun 210. maddesinin 1. fıkrası 765 sayılı TCK.nun 349. maddesinin 2. fıkrası ile 354. maddesinin karşılığıdır. Maddenin 1. fıkrasında yazılı suçun gerçekleşmesi için belgenin düzenlendiği anda özel yasasında aranılan tüm unsurları içermesi gerekir. Bu unsurların eksik olması halinde belge özel belge sayılacaktır. Çek veya bonolardaki eksiklikler bu belgeleri ellerinde bulunduranlar veya ya da üçüncü kişiler tarafından keşide eden veya düzenleyenlerin iradesine uygun şekilde doldurulması halinde fiil suç oluşturmaz. Buna karşılık fail tarafından unsurlarından biri veya birkaçı eksik olarak düzenlenen sahte belgedeki eksiklikler sanığın iradesi dışında üçüncü bir kişi tarafından tamamlandığında fail resmi belgede sahtecilik suçundan değil, özel belgede sahtecilik suçundan sorumlu tutulacaktır. 210. maddedeki belgelerin yok edilmesi, bozulması veya gizlenmesi eylemlerinde TCK.nun 205. maddesi hükmü uygulanır. 210. maddenin konusunu oluşturan kambiyo senetleri emre veya hamiline yazılı olması gerekir. Nama yazılı olan kambiyo senetleri resmi belge hükmünde kabul edilmemiştir. Bunun nedeni nama yazılı olan kambiyo senetlerinin tedavül yeteneği diğerlerine göre daha azdır. Türk Ticaret Kanununun 671. ve devamı maddelerine göre kambiyo senetleri çek, poliçe ve bonodur. Maddenin 1. fıkrasında sözü edilen vasiyetname ölenin el yazısı ile yapılmış veya onun beyanı ile özel kişilerce yapılmış olan vasiyetnamelerdir. Noter önünde düzenleme şeklinde oluşturulan sahte vasiyetname zaten 5237 sayılı TCK.nun 204. maddesinin 3. fıkrasında tanımlanmıştır. Kambiyo senetlerde bulunması gerekli olan unsurlardaki eksikliğin belgenin özel belge sayılmasına neden olacağı Yargıtay Kararları ile kabul edilmektedir. Suç tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK.nun 688 (6102 sayılı Kanunun 776) maddesinin 6. fıkrası uyarınca senet metninde bulunması gerekli zorunlu unsurlardan olan tanzim yerinin bulunmaması halinde senedin özel belge niteliğinde olacağı, dosyadaki mevcut senet örneğinde tanzim yerinin köy, ilçe, il gibi tüzel kişiliğe haiz idari bir birim içermemesi nedeniyle sanığın eylemine uyan özel belgede sahtecilik suçundan mahkumiyeti yerine suç vasfında yanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması... (11 CD. 07.03.2013, 5949/3755)

TCK.nun 210. maddesinin 2. fıkrasında (2) Gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş tabibi, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması yada kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde, belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunur denilmektedir. Diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensuplarının gerçeğe aykırı belge düzenleme eylemleri ayrı bir suç olarak düzenlenmiştir ancak bu kişiler, tarafından düzenlenen belgenin kişiye haksız bir yarar sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde fail resmi belgede sahtecilik hükümlerine göre cezalandırılacaktır. Burada sayılan kişiler kamu görevlisi veya görevi nedeniyle suça konu belgeleri düzenleyen kişiler değildir. Fail kamu görevlisi olup da, düzenlediği belgenin görevi ile bağlantısı olması halinde TCK.nun 204/2. fıkrası uygulanacaktır. Sağlık Mesleği mensubu kavramına kimlerin gireceği, 1219 sayılı Tababet ve Şuabat Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun ve mevzuat hükümlerine göre belirlenebilir. Maddede belirtilen diğer sağlık mesleği mensubu kavramına hayvan sağlık memurları, anestezi teknisyeni, laborant, röntgen teknisyeni vs girer. Maddede özel belgede sahtecilik suçundan farklı olarak fikri sahtecilik suçu düzenlenmiştir. Bu nedenle maddi sahtecilik şeklindeki eylemler hakkında TCK.nun 207 maddesi uygulanacaktır. Özel belgede sahtecilik suçu ile sadece maddi sahtecilik eylemleri cezalandırılmaktadır. Özel belgede fikri sahtecilik suç sayılmamaktadır. Dolayısıyla bu konu özel biçimde bu maddede düzenlenmemiş olsaydı sağlık mesleği mensuplarının fikri sahtecilik eylemleri cezasız kalırdı. Bir belgenin düzenleyicisi tarafından düzenlenmekle birlikte içeriğinin gerçeği aykırı olması fikri sahteciliktir. Kamu görevlisi olmasına rağmen özel bir hastane veya klinikte çalışan kamu görevlileri de madde kapsamına girer. 2. fıkradaki sayılan kişilerin sıfat ve yetkileri itibariyle rapor düzenlemeye ehil olmaları gerekir. Aksi halde fiil 207. maddeye uyar. Bu fıkradaki suç belgenin düzenlenmesi ile tamamlanır, belgeyi ilgiliye vermek gerekmez. Fıkra sadece düzenlemeyi kapsamaktadır. Kullananlar 207. maddenin 2. fıkrasına göre cezalandırılacaktır. Fıkranın son cümlesi. cezayı ağırlaştırıcı düzenlemeyi içermektedir. Sözü edilen cümlede; düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde, resmi belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmedilir denilmektedir. D- Bazı Özel Durumlar: 1- Suret belgede sahtecilik: Suret belge, asıl belgenin fotokopi, faks vs. yollarla elde edilen kopyalardır. Suret belgenin aslı gibidir şerhi ile onaylanması gerekir. Onaysız suret belgenin güvence ve kanıt işlevlerini karşılamadığı için suret üzerinde yapılan sahtecilikler sahtecilik suçunu oluşturmaz. (9)... 9-... suça konu belgelerin onaysız fotokopiden ibaret olmaları halinde suret belge özelliği taşımayacakları, hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmayacakları ve aldatıcılık yeteneklerinin bulunmayacağı gözönünde bulundurularak suça konu belgelerin asıllarının bulunup bulunmadığı tespit edilip sonucuna göre aldatma yeteneğinin değerlendirilerek, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi... 11. CD 07.01.2015, 2471/122.

Onaylı kopyada, orijinal metine sadık kalındığı hususu bir kamu görevlisi veya kopya eden tarafından garanti edildiğinden, onaylı kopya metinleri kamunun güven duyduğu belge niteliğini kazanacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken husus metnin kopya edilmesiyle değil; onay ile belge niteliğini kazanmasıdır. Resmi olarak onaylanmış kopya, içeriği bakımından hileli işlemlere muhatap olmuşsa resmi belgede sahtecilik suçu söz konusu olur. (10) Yargıtay kararlarında sahte resmi belgenin onaysız fotokopi olması halinde suret özelliği taşımadığı ve hukuki sonuç doğurmaya elverişli olmadığı ve aldatıcılık yeteneği bulunmadığı kabul edilmektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 gün ve 232/250 sayılı kararında açıklandığı üzere sunulan suça konu belgelerin onaysız olup, bu yönüyle suret belge özelliği taşımadıkları hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olamayacakları ve aldatıcılık yetenekleri bulunmadığı cihetle beraati yerine mahkumiyetlerine hükmolunması.. 11.CD. 17.10.2012, 25235/7789 2-Özet belgede sahtecilik; Özet belgeler, temel aldığı belge, kayıt ve sicillerdeki bütün bilgileri içermeyen, onların gerekli özetini yansıtan belgelerdir. Bu nedenle resmi belgenin özetinde yapılan sahtecilik resmi belgede sahtecilik olarak kabul edilmektedir. Suça konu özet belge niteliğindeki tapu senetleri dayanakları olan tapu kütüklerine uygun olup, içerik itibariyle sahte olmadıklarının anlaşılması karşısında, sanığın, yetkili olmadığı halde tapu senetlerine tapu müdürü yerine imza atmaktan ibaret sübutu kabul edilen eylemlerinin bir bütün halinde görevi kötüye kullanmak suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde resmi evrakta sahtecilik suçundan mahkumiyetine hükmolunması, 11. CD. 02.04.2013, 1905/5426 3- Yabancı Resmi Belgede Sahtecilik: Yabancı ülke makamlarınca verilen resmi belgeler ancak iç hukukta hukuki bir değer taşımaları halinde resmi belgede sahtecilik suçunun konusunu oluştururlar. 4-Gereksiz-Faydasız sahtecilik: Uygulamada gerekmediği halde gerçekleştirilen sahtecilik eylemleri de söz konusu olmaktadır. Bu sahtecilik türünde aslında sahtecilik fiili işlenmekte, ancak hukuki sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla sahtecilik eylemi yapılmadan da gerçekleştirilecek bir sonuç, bilgisizlik veya gerekliliğine inanılarak sahtecilik suçu işlenerek elde edilmek istenmektedir. Yargıtay imza atılması gerekli olmayan bir belgeye sahte imza atılması, kendi imzası yeterli olduğu halde kaymakamlığa verilen şikayet dilekçesinde başkalarının adlarını yazarak imzalama eyleminde suçun oluşmayacağına karar vermiştir. (11) Yine, hukuk mahkemesinde nüfus kayıt düzeltilmesi davası açmak için dilekçede diğer yakınlarının davacı olarak gösterilmesinin gerekli ve zorunlu bulunmaması ve zararlı bir sonuç doğmayacağı gerekçesiyle suçun oluşmayacağını kabul etmiştir. (12)... 10- ARTUK/GÖKÇEN/YENİDÜNYA, Ceza Hukuku Özel Hükümler, Ankara 2013, s.573 11-6 CD. 12.11.1987, 3859/9431 12-6 CD. 14.10.2003, 18567/7057

Sahtecilikten ufak da olsa bir yarar elde edilebiliyorsa ortada gereksiz sahteciliğin bulunmadığını kabul zorunluluğu vardır. (13) Başkası adına tüm işlemleri yapmaya yetkili bulunan kişinin adına yetki kullandığı kişi tarafından işlem yapılmış gibi sahte belge düzenlemesi de gereksiz sahteciliğe örnek gösterilir. (14)... 13-...Sanığın, katılan tarafından şirket yetkilisi sıfatı ile kendisine verilen senetlere, katılanın ismini kefil olarak yazmak ve tanzim tarihi eklemek sureti ile sahtecilik suçunu işlediği iddia olunan olayda, yargılama konusu her üç senet üzerinde de iki adet imza ve bir adet kaşe bulunduğu, imzaların kaşe üzerinde bulunmadığı, ayrıca katılanın şikayet dilekçesinde ve beyanlarında tanzim tarihlerinin anlaşmaya aykırı olarak düzenlendiğini de iddia etmediği cihetle, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2011/12-480 Esas ve 2011/598 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, şirket yetkilisi tarafından da olsa senede şirket kaşesi olmadan atılan ikinci imzanın aval olarak kabul edileceği ve imza sahibinin borçtan şahsen sorumlu olacağı anlaşıldığından, şirket temsilcisi olan katılanın tek kaşe ve iki imza atmak sureti ile düzenlediği bonolarda yine katılanın ad ve soyadının kefil olarak yazıldığı iddia olunan eylemin de faydasız sahtecilik olarak nitelendirilmesi gerektiği, bu itibarla sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde hüküm kurulması... 11. CD. 22.04.2015, 8711/25669...Suça konu bononun şirket temsilcisi katılan tarafından iki imza atılmak suretiyle düzenlendiği anlaşılmakla, bonoda borçtan sorumlu olmak için keşidecinin tek imzası yeterli olup birden fazla imza atılmasına gerek bulunmadığından ve 6762 sayılı TTK'nun 612. maddesi uyarınca açığa atılan ikinci imza aval olarak kabul edilip bu imza sahibi borçtan avalist sıfatıyla da şahsen sorumlu olacağı dikkate alındığında, sanığın şirket temsilcisi olan katılanın düzenlediği bonoda yine katılanın ad ve soyadını yazması eyleminde sahteciliğin faydasız sahtecilik olarak nitelenmesi gerektiğinden tebliğnamede yer alan Erkan Duman hakkındaki bozma düşüncesine iştirak olunmamıştır... 11. CD. 12.01.2015, 2621/334 14-...... Noterliğinde yeminli noter katibi olarak görev yapan sanık M.Y.'nin, suç tarihinde izinsiz olarak İlçe dışında bulunan... Noteri sanık G.K.'nin telefon talimatıyla, sanık G.K.'nin görev mahalli dışında olduğunun anlaşılmaması için 28.04.2008 tarihli bir kısım evraklara sanık G.K.'nin adını yazarak imzasını atmaktan ibaret eylemlerinde, sanık M.Y.'ye... Noteri olan sanık G.K. tarafından 20.10.2006 tarihinde imza yetkisi verilerek... Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.10.2006 tarihli işlemiyle yemini yaptırılmış olması ve tüm noterlik işlemlerini yapma yetkisinin bulunması, bu tarihte düzenlenen belgelerin tarafların isteklerine uygun ve içerik itibariyle gerçeği yansıtması, noter olarak sanık G.K.'nin... Polikliniği'ni 28.08.2008 gün ve 40 protokol nolu raporuna göre de dört gün istirahatli olması ve böyle bir işlem yaptırma ihtiyacının bulunmaması karşısında, yüklenen eylemlerin sübuta ermesi halinde dahi sahteciliğin gereksiz olarak yapıldığı ve yüklenen suçun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden sanıkların beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi... 11.CD. 23.11.2011 tarih 2011/11193 E., 2011/22134 K.,

E-Belgede Sahtecilik Suçlarıyla Korunan Hukuki Değer Kamu Güveni: Korunan hukuki değer, suçun işlenmesi ile ihlal edilip, toplumsal düzen için korunması gereken manevi değerlerdir. Belgede sahtecilik suçları kamu güvenine karşı suçlar başlığı altında düzenlenmiştir. Yargıtay, çeşitli kararlarında resmi belgede sahtecilik suçu ile korunan hukuki değerin kamu güveni olduğunu vurgulamıştır....evrakta sahtecilik suçlarının hukuki konusu kamu güvenidir. Belgenin gerçeğe aykırı düzenlenmesi, gerçek bir belgeye ekleme yapılması, belgelerin tamamen veya kısmen değiştirilmesi eylemlerinin kamu güvenini sarstığı kabul edilerek suç sayılmıştır.... (CGK 06.03.2007, 276/55) Kamu güveni, topluma ilişkin hukuksal varlık ya da yarardır. Hukuk düzeni bir olguyu kanıtlama yeteneğini tanıdığı belgelerin öz ve biçimleriyle gerçekliklerine ve doğruluklarına beslenen ortak toplum inancını, kamu güveni kavramı içinde korumak ve o yüzden de bu soyut varlık ya da yarar değerinin somutlaştığı belgeleri ilişilmez ve dokunulmaz kılmak istemiştir. Cezai korumanın konusu da budur. Gerçeğe aykırı olarak bir belgenin düzenlenmesi ya da gerçek belgeye eklemeler yapılmasıyla ya da bütününün veya bir kısmının şu veya bu yolla ortadan kaldırılmasıyla onun doğruluklarına olan toplum (kamu) güveni sarsılacak ve böylece zarar da doğmuş olacaktır. Yeter ki bu tür eylemler, ilk bakışta anlaşılabilecek ölçekte kaba olmayıp, aldatabilir nitelik ve yetenekte bulunsunlar. Aksi halde ne sahtecilik ve ne de zarar söz konusu olacaktır. Kamu güveni ancak hukuk düzeni içinde sonuç doğuracak yazılar bakımından olup, hukuk düzeninin hiçbir değer vermediği, yasal olarak korumadığı bir yazıya kamunun güvenmesi beklenemez. Bir başka anlatımla da toplumun inanma ve bireyin aldatılmama hakkı kamu güvenini oluşturur. (15) Belgede sahtecilik suçları çoğu zaman başka suçların işlenmesinde araç suç niteliğindedir. Bu nedenle de kamu güveni dışında diğer korunan hukuki yararları da ihlal etmektedir. F-Aldatma Yeteneği; Evrakta sahteciliğin ilk bakışta ve herkes tarafından anlaşılabilecek derecede olması halinde suç meydana gelmeyecektir. Belgenin nesnel olarak aldatma gücü olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Aldatma yeteneğinin suçun unsuru olduğu öğreti ve uygulamada kabul görmektedir. Tüm sahtecilik suçları yönünden aranması gerektiği doktrinde kabul edilmektedir. (16) Sahteciliğin kabaca yapılması nedeniyle ilk bakışta açıkça belli olması ve herkes tarafından anlaşılması halinde aldatma yeteneği gerçekleşmeyeceğinden kamu güveni de sarsılmayacak bu durumda da suç oluşmayacaktır. Yargıtay da aldatma yeteneğinin varlığının belirlenmesinde objektif ölçütlerin esas alınması gerektiği görüşündedir. Muhatabın hatasından, dikkatsiz veya özensiz davranışlarından kaynaklanan fiili iğfale dayalı olarak işlem yapılması aldatma yeteneğinin varlığını göstermez.... 15-Keskin Kaylan, Kamu Güvenine Karşı Suçlar, www.ceza-bb.adalet.gov.tr/makale.html 20.05.2014 16-Yaşar/Gökcan/Artuç, Türk Ceza Kanunu, c. IV, Ankara, 2010 s.5636 Artuk/Gökçen/Yenidünya, TCK. Şerhi Ankara 2010, Özel Hükümler 9. bası, s. 535, Durmuş Tezcan/Mustafa Ruhan Erdem/Murat Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, Seçkin Yayınevi 5. Baskı 2007, s.638

Nitekim Ceza Genel Kurulu 14.10.2003 gün ve 232/250 sayılı kararında;...zarar olasılığının bulunması için belgede sahteciliğin çok sayıda kişiyi aldatacak nitelikte olması, bir başka anlatımla belgenin nesnel olarak aldatıcılık yeteneğinin bulunması gerekir. Aldatma keyfiyeti belgeden objektif olarak anlaşılmalıdır. Muhatabın hatasından dikkatsiz ya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfal (17) aldatma yeteneğinin varlığını göstermez... denilmektedir. 765 sayılı TCK.nun 339. maddesinde aldatma yeteneğine madde metninde yer verilmemesine karşılık 5237 sayılı Kanunun 204. maddesinin 2. fıkrasında bu hususa suçun maddi unsuru olarak madde metninde yer verilmiştir. Yasa metninde resmi belge üzerinde sahtecilik fiillerinden sadece değiştirme eylemi ile ilgili olarak aldatma yeteneğinden bahsedilmiş isede bu unsur tüm belgede sahtecilik suçları açısından aranılan ortak bir unsurdur. Aldatma yeteneği bulunmayan bir sahtecilikte suçun maddi unsuru oluşmayacaktır. Özel bir incelemeye tabi tutulmadığı takdirde belgenin sahteliği tespit edilemiyorsa bu belgenin aldatıcılık yeteneğinin olduğunun kabulünü gerektirir. Aldatma yeteneğini önce yargıç gözlem yaparak takdir etmeli, kuşkularının giderilmesi bakımından gerektiğinde bilirkişiye başvurmalıdır. (18) Resmi belge, aynı zamanda devlet bürokrasisinin ürettiği bir belgedir. Bu nedenle her resmi belge kendisine dayanak olan bir ön düzenlemeye dayanır. İşte resmi belge, varlığı ve geçerliliği için ön düzenlemeye uygun düzenlenmelidir. Mevzuat ile ilgili resmi belgede bulunması gereken başlık, sayı, tarih, hitap biçimi, imza mühür vs. gibi şekli koşulların mevcut olup olmadığı incelenmelidir. Bu husus aldatma yeteneği yönünden önemlidir. Yargıtay kararlarında aldatma yeteneğinin saptanması için ayrıca belgenin fiziki nitelikleri, içeriği ve içeriğindeki şekil ve üslubun da dikkate alınması gerektiği vurgulanmaktadır. 11. Ceza Dairesi 22.01.2014 gür ve 17723/1298 sayılı kararında Suça konu belge üzerinde heyetçe yapılan incelemede; Beynelmilel yerine Beynelmillel, mühürde de Turing yerine Tuning yazılmış olması, belgenin yenilenmesi için ibraz edildiğinde sahteciliğin kolaylıkla anlaşılması karşısında; belgenin objektif olarak aldatma kabiliyetinin bulunmadığı cihetle, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Suça konu belgeler üzerinde yapılan gözlemde, motorlu araç ve trafik tescil belgelerinde mühür izi ve hologram bulunmadığı anlaşılmakla, belgelerin aldatma kabiliyetine haiz olmadıkları gözetilmeksizin... 11. CD. 12.06.2014, 12967/11640 Devlet bürokrasisinin ürettiği bir belge olan resmi belge, o bürokrasinin gerektirdiği o tür belge için öngörülen biçim koşullarını taşımalıdır. Örneğin imza resmi belgenin varlığı için gereklidir. İmza dışında başlık kişiye ait kimlik bilgileri, paragraf, paraf, soğuk damga resmi mühür, tarih sayı, ifade tarzı, konu itibariyle hitap şekli, kullanılan deyimler vs. gibi belgesine göre genellikle aranan, yerine göre belgenin geçerlilik nedeni haline gelen koşullardır. 11.CD. 10.06.2014, 11407/11392 Nüfus cüzdanınında bulunması zorunlu olan soğuk mühür izinin fotoğraf üzerinde bulunmaması nedeniyle belgenin aldatma kabiliyeti bulunmayıp suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi 11.CD. 14.05.2014, 27484/9340... 17-Fiili iğfal kavramı, sahte belgenin aldatma yeteneği konusunda Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş bir değerlendirme kriteridir. 18- CGK 01.04.2003, 12/76

6-Manevi Unsur: Sahtecilik suçları yönünden genel kast yeterlidir. Kast suçun tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleşmesidir. TCK da bu suçun taksirle işlenmesi cezalandırılmamıştır. Mağdurun önceden verdiği rıza üzerine failin sahtecilik suçunu işlemesi halinde sahtecilik suçunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususu tartışmalıdır. Sahtecilik suçlarının Kamunun güvenine karşı işlenmesi nedeniyle mağdurun rızasının hukuka uygunluk nedeni sayılamacağı ileri sürülebilir ise de rıza manevi unsura etki yapabilir. Yargıtay uygulamaları da böyledir. CGK. 19.04.2005 gün ve 221/38 sayılı kararında...belgede sahtecilik suçlarında mağdurun rızası hukuka uygunluk nedeni sayılamazsa da failin belgede sahtekarlıkta bulunmak kastına etki yapmaktır. denilmiştir. Yine 6 CD 12.11.2003 gün 5364/8552 sayılı kararında suç tarihinde iş ortağı olan sanıklarından M'nin sanık H'ye ait çeki onun izni ve bilgisi üzerine doldurup kendi imzasını atarak borcuna karşılık katılan şirkete verdiğinin anlaşıldığı ve kabul edildiği olayda sahtecilik suçunun manevi unsurunun oluşmadığı gözetilmeden hükümlülük kararı verilmesi nin isabetsizliğine hükmetmiştir. Mağdurun rızası açık veya zımni olabilir. Ancak rızasının kastı ortadan kaldırılabilmesi için, fiilin işlenmesinden önce açıklanması gerekir. Yoksa sahtekarlığın yapılmasından sonra verilen icazet başlangıçtaki kastı ortadan kaldırmaz. H-Hukuka aykırılık unsuru-zarar olanak ve olasılığı : Evrakta sahtekarlık suçlarının hukuki konusu kamu güvenidir. Belgelerin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi, gerçek bir belgeye eklemeler yapılması, belgenin tamamen veye kısmen değiştirilmesi eylemlerinin kamu güvenini sarstığı kabul edilerek yaptırıma bağlanmıştır. Bu nedenle fiilden bir zararın ortaya çıkması aranmamakta, zarar olasılığı yeterli görülmektedir. 765 sayılı TCK.dan farklı olarak 5237 sayılı TCK.da zarar olanak ve olasılığı suçun oluşması için koşul olarak aranmamıştır. 765 sayılı yasada bu husus, suçun unsurları arasında belirtilmişti. Zarar: Hukukça korunan bir hak ve çıkarın bozulması anlamındadır. Sahtecilik soyut tehlike suçudur. Sahtecilik eylemi işlendiğinde zarar veya zarar tehlikesi doğacağından suç oluşur, Resmi evrakta sahtekarlık suçunun oluşması için evrakın sahte olarak düzenlenmesi yeterli olup, kullanılması gerekmez. Aldatma yeteneğinin bulunması koşuluyla resmi evrakta sahtecilik suçunda zarar olanak ve olasılık olarak daima saklı olup kanıtlanması gerekmez. Zira hukuk düzeninin resmi belgeye tanıdığı güven, sahtecilik yapılarak sarsılmakta ve kamu zararı doğmaktadır. Zararın toplumsal veya kişisel olması arasında fark görülmez. Evrakta sahtekarlık suçunda toplamsal zarar devamlı bulunduğu halde, bireysel zarar bulunmayabilir. Başka bir anlatımla bireysel zarar gerçekleşmese dahi suç oluşmuş sayılmaktadır. Bunun içindir ki bir belgede sahtekarlık yapan kimse, mağdurun elinde aynı belgenin ikinci bir nüshasının bulunması nedeniyle, mağdura hiçbir zarar vermemiş olsa bile, genel zararın bulunması failin cezalandırılması için yeterlidir. Bunun sebebinin kanıt araçlarının her türlü sahtecilikten uzak kalmasını sağlamak gayesini güden kanun

koyucunun müdahale etmek için bireysel zararın gerçekleşmesini beklememesinde aramak gerekir. (19) Bazende kişisel zarar, kamusal zarara eşlik edebilir. Belgelerde sahtecilik suçlarında bireysel zarar genellikle ama kamusal zarar mutlaka vardır. (20)... 19-Sahir Erman/Çetin Özek, age s. 264-265 20- Kaylan, agm.

İKİNCİ BÖLÜM II-RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK SUÇLARI: A-Resmi belgede sahtecilik: Kamu görevlisi veya hukuken yetkili kabul edilen görevli tarafından yasa gereğince yerine getirdiği fonksiyona dayalı olarak düzenlenen belgedir. Resmi belgeye bu niteliği ve hukuksal sonuçları yasa hükmü kazandırır. Belgeyi düzenlemek kamu görevlisinin görevi içinde bulunmalı ve belge yasada öngörülen resmi usul biçim ve koşullara uygun düzenlenmelidir. Kamu görevlisi: TCK.nun 6. maddesinde tanımlanmış olup buna göre, Kamusal faaliyetin yürütülmesine atama, seçilme veya herhangi surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi dir. Maddenin birinci fıkrasında herkes tarafından işlenilebilen, ikinci fıkrasında kamu görevlisi tarafından işlenebilen resmi belgede sahtecilik suçları düzenlenmiştir. Üçüncü fıkrada ise birinci ve ikinci fıkralardaki suçların nitelikli halleri yer almaktadır. Madde 204 (1): Bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmi belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2)-Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı belge düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3)-Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belge niteliğinde olması halinde verilecek ceza yarısı oranında artırılır. Resmi belgede sahtecilik suçu seçimlik hareketli bir suç olarak düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasında; bu seçimlik hareketler bir resmi belgenin sahte olarak düzenlenmesi, gerçek bir resmi belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi veya sahte resmi belgenin kullanılması şeklinde belirtilmiştir. TCK.nun 204. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen suç herkes tarafından işlenebilen bir suçtur. Kamu görevlisi olmayan kişinin ya da kamu görevlisi olup da işlenen sahtecilikle kamu görevi arasında bağlantı kurulamayan kişinin resmi belgede sahteciliği maddenin 1. fıkrasında düzenlenmiştir. Suçun tamamlanması için yasada belirtilen seçimlik hareketlerinin gerçekleştirilmesi yeterli olup, bir zararın gerçekleşmesi gerekmez. Sahtecilik suçlarının işlenmesi ile kamu güveni zedelenmektedir. Ancak sahtecilik fiilerinin aldatıcı nitelik taşımaması, zarar olanak veya olasılığının bulunmadığı anlamına gelir. Bu suç tehlike suçu olarak düzenlenmiştir. TCK.nun 204. maddesinin 1. fıkrasında bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmi belgeyi kullanan kişi denilmektedir. Yasa metni gözetildiğinde sanki aldatma niteliğinin resmi belgenin sahte olarak düzenlenmesinde aranmayıp yalnızca gerçek bir resmi belgenin değiştirilmesinde aranılması gerektiği sonucuna varmak olanaklı ise de, gerek uygulama,

gerekse de öğreti aldatma yeteneğinin tüm seçimlik hareketler için de aranması gerektiği görüşündedir. (21) Farklı görüşte olan yazarlar da vardır. (22) Kanımızca aldatma yeteneği, tüm sahtecilik suçlarının özünde var olan temel bir unsur olup, bu niteliğin gerçekleşmemesi halinde suçun maddi unsuru oluşmayacaktır. 1-Resmi belgeyi sahte olarak düzenlemek; Bu seçimlik harekette aslında mevcut olmayan resmi belge sahte olarak üretilmektedir. Bu halde resmi belgeyi düzenlemeye yetkili olan makama ait unvan, amblem, mühür, işaret ve diğer şekli koşullar ve imza taklit edilmektedir. Resmi belgenin kısmi şekilde sahte olarak düzenlenmesi de olanaklıdır. Bu husus gerekçede, sahteciliğin, belgenin üzerindeki bilgilerin bir kısmına veya tamamına ilişkin olmasının suçun oluşması açısından bir önemi bulunmamaktadır şeklinde belirtilmiştir. Resmi belgenin düzenlenmesiyle suç oluşur. Suçun olaşması için kullanmak gerekmez. Sahte düzenlenen belgenin kullanılması suç tarihinin saptanması ve dolayısıyla zamanaşımını hesaplanması bakımından önemlidir. Seçimlik hareketli suçlar, suçun kanuni tanımında gösterilen alternatifli hareketlerden herhangi birinin işlenmesi ile tamamlanabilen suçlardır. Seçimlik hareketlerin tamamının işlenmesi şart olmayıp bir tanesinin işlenmesi suçun oluşması için yeterlidir. Seçimlik hareketlerden birkaçı ya da hepsi birlikte işlenmiş olsa dahi tek suç oluşacak, ancak bu durum TCK.nun 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesinde göz önünde tutulacaktır. Seçimlik hareketlerden birisi tamamlanmış ise diğeri teşebbüs aşamasında kalsa dahi suç tamamlanmış kabul edilecektir. Bu suçlarda, suç tarihi en son seçimlik hareketin yapıldığı tarih olup dava zamanaşımın da bu tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır. CGK. 12.02.2013, 11-1445/54 2- Gerçek bir resmi belgeyi değiştirmek: Resmi belgede sahtecilik suçunun ikinci seçimlik hareketi gerçek bir resmi belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesidir. Bu durum, belgenin hukuki durumuna etki yapacak şekilde kazımak, silmek veya kimyevi maddelerle değişiklik yaparak gerçekleştirilebilir. Bu seçimlik hareket, belgenin düzenleyicisi ya da herhangi bir kişi tarafından yapılabilir. Fakat, belgenin düzenleyicisi tarafından yapılan değişikliğin suç olabilmesi için belgenin düzenleyicisinin sonradan değişiklik yapmaya yetkili olmaması gerekir. Yasa veya taraflardan biri diğerine bu konuda, yani belge üzerinde değişiklik yapma konusunda yetki vermişse suç gerçekleşmez. Eğer değişiklik, belgeyi düzenleyen kamu görevlisi dışındaki kişiler tarafından gerçekleşmişse sözü edilen maddenin 1. fıkrası gündeme gelecektir. Suçun unsurları itibariyle oluşması için belgede yapılan sahteciliğin aldatma yeteneğini taşıması gerekir. 3-Sahte resmi belgeyi kullanmak: Kullanma, belgenin amacına uygun olarak ilgili bir kişi, yer veya dairede mevzuat gereği zorunlu olması nedeniyle ibraz edilmesi veya işleme konulması şeklinde gerçekleşebilir. Örneğin; sahte vekaletname sunularak tapuda şerh yapılması gibi,... 21- Artuk/Gökçen/Yenidünya, age s.5636 22- Durmuş Tezcan/ Mustafa Ruhan Erdem, Murat Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, Seçkin yayınevi, 5. Baskı 2007, s. 638

Fail resmi belgeyi sahte olarak düzenleyip kullanabileceği gibi başkası tarafından sahte olarak düzenlenen belgeyi sahte olduğunu bilerek kullanmak suretiyle işleyebilir. Maddenin birinci fıkrasında düzenlenen suç herkes tarafından işlenilebilen bir suçtur. Resmi belge düzenlendiğinde veya değiştirildiğinde suç tamamlanır. Düzenleyen veya değiştiren kişi yönünde suçun oluşması için ayrıca kullanmak gerekli değildir. Resmi belgede sahtecilikte kullanma, öge veya ağırlatıcı neden olmadığından sahteciliği yapan ile kullanan aynı kişi ise tek bir sahtecilik suçu, bu sahteciliği yapan ile kullanan farklı kişilerse ayrı suç söz konusu olur. Örneğin: sahte nüfus cüzdanı düzenleyip üzerinde taşıyan kişi, düzenlemekle suçu tamamlamıştır. Bu kişi bu sahte nüfus cüzdanını polise ibraz edip kullanmışsa, bu durumda sanığa tek suçtan ceza verilecek ancak suç, en son kullanma anında gerçekleşecek ve zamanaşımı da bu tarihten itibaren hesaplanacaktır. B- Kamu görevlisinin Resmi Belgede Sahteciliği: TCK'nun 204. maddesinin 2. fıkrasındaki kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçu düzenlenmiştir. Buna göre kamu görevlisinin görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenlemesi, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmesi, gerçeğe aykırı olarak belge düzenlemesi veya sahte resmi belgeyi kullanması şeklinde işlenmektedir. Bu fıkradaki suçun faili, bir resmi belgeyi düzenlemeye yetkili olan kamu görevlisidir. Bu suçu işlemek için sadece kamu görevlisi olmak yetmez, fail aynı zamanda suça konu sahte belgeyi düzenlemeye de yetkili olmalıdır. Bu fıkradaki suç özgü suçtur. Failin mutlaka kamu görevlisi olması gerekir. Suçu oluşturan eylemler bakımından 204. maddenin 1 ve 2. fıkraları arasında fark yoktur. Fark, sanık açısındandır. 2. fıkradaki suçu ancak görevi gereği resmi belgeyi düzenlemeye yetkili olan kamu görevlisi işleyebildiği halde, 1. fıkradaki suç kamu görevlisi olmayan kimseler ile kamu görevlisi olup da belge düzenlemeye yetkili olmayanlar tarafından işlenebilir. Görüldüğü gibi yasa koyucu kamu görevlisinin suçu işleme konusunda daha çok olanağa sahip olması, kamu görevlileri tarafından işlenen sahtecilik suçlarının saptanmasının zorluğu ve kamunun onlar tarafından düzenlenen belgelere duyduğu güvenin yüksek olması hususlarını gözeterek kamu görevlileri tarafından işlenen resmi belgede sahtecilik suçlarının yaptırımını fazla tayin etmiştir. TCK.nun m.204/1'e göre, kamu görevlisi olmayan bir kişi tarafından sahte resmi belge düzenlenmesi ya da belgede değişiklik yapılması da resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturmaktadır. (23)... 23-...Enerjikent Konut Yapı Kooperatifi başkanı olan sanığın, kooperatif üyeleri tarafından kooperatif lehine verilen ve müştekilerce ödeme yapılan bedelsiz kalan senet üzerinde, tahrifat yaparak üçüncü bir kişiye ciro edildiğinin iddia olunması karşısında; 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 62/son maddesi uyarınca; kooperatif yönetim kurulu üyeleri ile memurlarının kooperatifin para ve malları ile evrak ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlar nedeniyle kamu görevlisi gibi cezalandırılacağı cihetle; eylemin sübuta ermesi halinde 5237 sayılı TCK'nun 204/2. maddesinde yazılı memurun resmi belgede sahteciliği ve bu suça iştirak" suçunu oluşturup oluşturamayacağına ilişkin delilleri takdir ve değerlendirme görevinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması..., 11.CD. 30.09.2015, 6565/28955 04.11.1999 gün 23866 sayılı Resmi Gazetede yayımlanıp 04.02.2000 tarihinden geçerli olan ve suç tarihinde yürürlükte bulunan 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun geçici 6. maddesinin 6. fıkrasında belirtilen "Gümrük müşavirleri ve gümrük müşavir yardımcıları,

Kamu görevlisi, kamu görevlileri tarafından gerçekleştirilen belgede sahtecilik suçunda aldatma niteliği gerçekleşmemişse, görevi kötüye kullanma suçu gündeme gelecektir. TCK.nun 204. maddenin 2. fıkrasında aynı maddenin 1. fıkrasında sayılan seçimlik hareketler dışında uygulamada fikri sahtecilik veya içerik sahteciliği olarak tanımlanan gerçeğe aykırı belge düzenlemek fiiline de yer verilmiştir. TCK.nun 204. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, sahte belge düzenlemek ve gerçek belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek maddi sahtecilik olarak kabul edilirken kamu görevlisinin düzenlemeye yetkili olduğu belgeyi gerçeğe aykırı olarak olarak düzenlemesi ile fikri sahtecilik (içerik sahteciliği) olarak kabul edilmiştir. Kamu görevlisi, kamu görevini yaptığı sırada bir belgenin sahte olarak düzenlenmesi ya da geçerli olan belgenin değiştirilmesi değilde, doğru olmayan beyanları doğru ve önünde gerçekleşmiş gibi düzenlerse yada belgenin düzenlenmesi sırasında tutanağı yazmakla görevli olduğu ifadeleri değiştirirse fikri sahtecilik suçunu işlemiş olur. Yani bu durumda dış görünüş itibariyle belgede hiçbir yolsuzluk yoktur. Sahtecilik belgenin özünde ve içeriğindedir. Yani belge şeklen doğru, ancak içeriği sahtedir. Örneğin; Yargıç, mahalline gitmediği halde gidip keşif yapmış gibi tutanak düzenlemesi, zabıt katibi veya noterin, kasten tutanağa yanlış yazması gibi. Sahte ile gerçeğe aykırı kavramları aynı şey değildir. Bir belge gerçeğe aykırı olabilir ise de sahte olmayabilir. Zira belgeyi düzenleyen buna yetkili ise kural olarak artık sahte bir belgeden söz edilemez. Ancak sahte olmayan bir belgenin gerçeğe aykırı olması olanaklıdır. Örneğin noter tarafından düzenlenen vasiyetname sahte olmayabilir ise de gerçeğe aykırı olabilir. Bu sahtecilik şekli ise fikri sahtecilik olarak tanımlanır.... görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı fiillerinin niteliğine göre Türk Ceza Kanunu'nun Devlet memurlarına ait hükümleri uyarınca cezalandırılır" hükmü karşısında, gümrük müşaviri olan sanık O. T. ve şirket çalışanı olan diğer sanığın, bir kısım aylık tespit raporlarını, eylül 2009 dönemine ait aylık genel raporu sahte olarak düzenledikleri iddia olunarak açılan kamu davasında, sanık Osman Türk'ün memuriyet sıfatına bağlı olarak üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunun tavsifi yapılırken, atılı suçun 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 204/2.maddesinde belirtilen suçu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve değerlendirme yetkisinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması..., 21. CD. 06.10.2015, 11615/3547...Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 10.08.2010 tarihli iddianamesi suç tarihinde Özel Boncuk Denizcilik ve Gemi Adamları Kursu müdürü olan sanığın, Milli Eğitim Müdürlüğüne ibraz ettiği, gerçekte işyerinde eğitici olarak görevli olmayan katılan ile kursta görevli olduğuna dair 21.04.2009 tanzim, 21.04.2010 bitim tarihli iş sözleşmesi formundaki imzanın katılanın eli ürünü olmadığı ve sahte düzenlendiğinin iddia olunması karşısında; kurs müdürü olduğu belirtilen sanığın kurstaki görev ve ünvanlarının tespitinden sonra suç tarihinden önce 14.02.2007 gün ve 26434 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 9/b maddesi gereğince 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca bu sanık hakkında soruşturma izni alınması ve izin koşulunun gerçekleşmesi halinde aynı Yasanın 9/son madde ve fıkrası da dikkate alınmak suretiyle eylemlerinin TCK'nun 204/2. maddesindeki memurun resmi belgede sahteciliği suçunu oluşturup oluşturmayacağına dair delilleri değerlendirme görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait bulunduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması..., 11. CD. 04.06.2015, 11823/26707

Farkları şudur: - Maddi sahtecilik, herkes tarafından gerçekleştirildiği halde, fikri sahtecilik sadece bir kamu görevlisi tarafından görevini yerine getirirken ve bu görevin gereği olarak resmi belge düzenlenirken yapılabilir. - Maddi sahtecilik resmi veya özel her türlü belgeler üzerinde gerçekleştirilebildiği halde fikri sahtecilik yalnızca resmi belgelerde işlenebilir. Özel belgenin içeriği itibariyle gerçeği ifade etmemesi halinde belki cezalandırılmayan bir muvazaa veya başka bir suç oluşabilir ama hiçbir zaman belgede sahtecilik suçu gerçekleşmez. - Maddi sahtecilikle daha önceden var olan gerçek bir belge bulunması gereklidir. Oysa fikri sahtecilikle fail, doğrudan doğruya sahte belgeyi üretmekte ve sahtecilik yazının yazıldığı anda işlenmektedir. C-Suçun Nitelikli Hali: TCK'nun 204. maddesinin 3. fıkrasında sahteliği kanıtlanıncaya kadar geçerli resmi belgelerin sahte olarak düzenlenmesi cezayı artırıcı neden olarak kabul edilmiştir. Resmi belgeler kanıtlama gücü bakımından; 1) Sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belgeler, 2) Aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgeler olarak ikiye ayrılır. 204. maddenin 1 ve 2. fıkrasındaki resmi belgeler aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belgelerdir. Sahteliği kanıtlanıncaya kadar geçerli olan belgeler yasada açıkça gösterilmelidir. Başka bir anlatımla belgelerin bu niteliklerinin yasada açıkça gösterilmesi gerekir. Sahteciliği kanıtlanıncaya kadar geçerli olan belgelerin kanıtlama gücü ve dolayısıyla yaptırımları daha fazladır. Bu belgeler: a) HMK'nun 204. maddesi uyarınca (davacı ve davalısı bulunan hasımlı) mahkeme ilamları, b) CMK'nun 222. maddesi uyarınca duruşma tutanakları, c) İcra ve İflas Kanununun 38. maddesinde açıklanan ilam niteliğini taşıyan belgeler, d)- Noterlik Kanunu'nun 82. maddesi uyarınca noterlerce resen düzenlenen belgeler, e)- 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 178. maddesi gereğince seçim kurullarınca düzenlenen tutanaklar, f)- Umuru Belediye'ye ait Ahkamı Cezaiye Hakkında 486 sayılı Kanunun bazı maddelerini değiştiren 1608 sayılı Kanunun 6. maddesi gereğince düzenlenmiş tutanaklar, g)- Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 20. maddesinde belirtileri kaçakçılığa ilişkin tutanaklar, Aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belgelere, sahte olarak düzenlenen lise diploması, tapu kütüklerinde yapılan sahtecilikler sahte veraset ilamı, pasaport, sürücü belgesi, nüfus cüzdanı iş deneyim belgesi, vs. girer. Buna karşılık, sahte olarak düzenlenen mahkeme ilamları imza sürküleri, genel vekaletnameler, vs. sahteliği kanıtlanıncaya kadar geçerli belgelere örnek gösterilebilir. RESMİ BELGENİN DÜZENLENMESİNDE YALAN BEYAN Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu 5237 sayılı TCK'nun 206. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde şöyledir. (I) Bir resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.

Bu suç sahtecilik suçunun bir türüdür. Bu suç ile yalan beyanla oluşturulan sahte resmi belge nedeniyle, resmi belgenin doğruluğuna ve gerçekliğine olan kamu güveni korunmak istenmiştir. Suçun faili herhangi bir kişi olabilir. Suçun gerçekleşmesi için yalan beyana dayanılarak belge düzenlenmesi gerekir. Resmi belge kamu görevlisi tarafından görevi gereği düzenlenen belgedir. Maddede yazılı suçun oluşması için yalan beyan, resmi belge düzenlemeye yetkili kamu görevlisince yapılması, failin de yaptığı açıklamanın resmi bir belgeye esas olduğunu bilerek hareket etmesi gerekir. Suç, failin resmi belge düzenleme yetkisine sahip bulunan kamu görevlisine yalan beyanda bulunması ile işlenir. Ayrıca genel veya özel zararın meydana gelmesi gerekmez. Yalan beyan yazılı veya sözlü olabilir. Beyan, sıfata, ikamete, hüviyete vs ilişkin olabilir. Memura yalan beyanda bulunmak suçunun oluşması için, yazılı veya sözlü beyan üzerine düzenlenen resmi belgenin, konusunu tek başına, başka bir belgeye, araştırmaya gerek kalmadan ispat edici güce sahip olması gerekir. Beyanı alan memur, doğruluğunu araştırıp, buna kanaat getirdikten sonra belgeyi düzenlemek durumunda ise, yani belge kişinin beyanı yanında memur tarafından yapılacak inceleme ve araştırma sonucunda meydana getirilecek ise suç oluşmayacaktır. 11.CD. 06.02.2014, 19106/2007 Yalan beyan resmi belgenin düzenlenmesi sırasında yapılmalıdır.... yalan beyanda bulunma suçunun oluşabilmesi için sanığın resmi belge düzenleme yetkisine sahip kamu görevlisi olması gereklidir... 11. CD, 25.09.2007, 6660/5847 O halde kendisine yalan beyanda bulunulan kişi kamu görevlisi değilse veya kamu görevlisi olmasına rağmen resmi belge düzenleme yetkisine sahip değilse 206. maddede yazılı suç oluşmayacaktır. Failin herhangi bir soruşturmayı engellemek amacıyla yaşayan (gerçek) bir kişinin kimlik bilgilerini kullanması halinde TCK.nun 268, hayali bir kişiye ait bilgileri kullanması halinde 206. madde unsurları oluşur. Kişinin susma hakkının bulunması, kimliği hakkında doğru söylemek yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Ancak sanık kimlik bilgileri dışındaki hususlarda yalan beyanda bulunma eylemi suç oluşturmaz. Beyanın resmi belgeye dayanak oluşturmaması ya da ortada bir suç soruşturması bulunmaması durumunda bir kişinin kimlik bilgileri ve adresi hakkında kamu görevlisine yalan beyanda bulunması Kabahatler Kanunu kapsamına girer. (5226 sk. m.40) Resmi belgenin düzenlenmesi sırasında yalan beyan suçunun oluşması için, kişinin açıklamaları üzerine yetkili bir kamu görevlisi tarafından resmi bir belgenin düzenlenmesi ve düzenlenen resmi belgenin, beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gerekir. Yalan beyanın tek başına kanıtlama gücünün bulunmadığı, bu beyana rağmen görevlinin, beyan edilen hususların doğruluğunu araştırıp da belgeyi sonra düzenlemesinin gerekli olduğu takdirde, belgeye dayanak oluşturan bilgi yalan beyan olmayıp görevlinin araştırması sonucu ulaştığı bilgi olduğundan yine beyan olunan bilgiler ilgili memur ya da makamın başkaca araştırma yapmasını, belge incelemesini gerektirirse veya yalan beyan üzerine memurun kandırılamaması neticesinde doğru şekilde belge oluşturulması durumunda anılan suçun oluşmayacağı açıktır. 5326 sayılı Kabahatler Kanunu nun Kimliği bildirmeme başlığını taşıyan 40. maddesinin birinci fıkrası Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişiye, bu görevli tarafından elli Türk Lirası idari para cezası verilir. 2. fıkrası ise,... bu

kişi kimliği açık bir şekilde anlaşılıncaya kadar gözaltına alınır ve gerekirse tutuklanır. hükmünü taşımakta olup, bu kabahat fiili ile 5237 sayılı TCK nun 206. maddesinde düzenlenen suç arasındaki fark, beyanın resmi belge düzenlenmesi sırasında yapılıp yapılmadığıdır. Kamu görevlisinin görevi nedeniyle resmi belge düzenlediği sırada yalan beyanda bulunulması halinde TCK nun 206. maddesi uygulanacaktır. Resmi belge düzenlenmesi sırasında olmayıp da kamu görevinin gereği gibi yerine getirilebilmesi için, kamu görevlisinin göreviyle bağlantılı olarak sorması durumunda, kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunulması veya kimlik ve adresle ilgili bilgi vermekten kaçınılması halinde Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesi uyarınca idari para cezası verilmesi gerekir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; olay tarihinde görevli polis memurları tarafından durumundan şüphelenilen ve kovalamaca sonunda yakalanan sanığın üzerinde kimlik bulunmadığını beyan ederek, görevlilere Kenan Biradlı nın kimlik bilgilerini vermesi üzerine "...gerekli inceleme yapılmak ve kimlik tespiti amacıyla aldırılan doktor raporuyla birlikte Şehremini Polis Merkez Amirliğine teslim edildiğine dair..." düzenlenen tutanağın Kabahatler Kanunu'nun 40/2. maddesinin uygulanmasına ilişkin olması nedeniyle 5237 sayılı TCK nun 206. maddesinde düzenlenen suçun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması... 14.05.2015, 761/26400 TCK.nun 211. maddesi resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu açısından uygulanamaz. Zira sözü edilen maddenin uygulanması ancak gerçek bir durumun belgelenmesi halinde olanaklıdır. (24) ÖZEL BELGEDE SAHTECİLİK Özel belgeler, resmi belge sayılmasını gerektiren unsurları taşımayan belgelerdir. Başka bir anlatımla belge vasfını taşımakla birlikte resmi belgeler dışındaki belgelerdir. Belge kavramı ve unsurları ile ilgili yaptığımız genel açıklamalar özel belgeler için de geçerlidir. Özel belgelere örnek olarak, kredi sözleşmesi, teminat mektubu, sigorta giriş bildirimi, kira sözleşmesi, tahliye taahhüdü, dilekçe ve ihtar yazısı vs. sayılabilir. TCK.nun 207. maddesinde düzenlenmiş anılan maddede, (1) Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Bir sahte özel belgeyi bu özelliğini, bilerek kullanan kişi de yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır denilmektedir. Suçun konusu özel belgedir. Suçun tamamlanabilmesi için, özel belgeyi sahte olarak düzenlemek veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek gibi iki seçimlik hareketin dışında düzenlenen sahte özel belgeyi kullanmak gerekir. TCK.nun 207. maddesi bu konuda açık hüküm içermektedir. Kullanmadan Amaç: Özel belgenin işlevine uygun ve varlık nedeni doğrultusunda, herhangi bir hukuki ilişkide dikkate alınmasını sağlamaktır. Kullanma iradi ve bilinçli eylem sonunda olmalıdır. Arama sonunda özel belgenin elde edilmesi kullanma sayılmaz. TCK.nun 207. maddesi anlamında kullanma belge sahte olmasaydı hangi amaca hizmet edecek idi ise, o amacın elde edilmesine yönelik bir faaliyette bulunulması anlamına gelir. (25)... 24-Aynı fikirde Tezcan/Erdem/Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, Seçkin Yayınevi, 8. Baskı. 2012, s.691 25- Nevzat Toroslu, Özel Kısım, Ekim 2005, s. 242-243