PARAGRAF SORULARINDA TEHLİKELİ YAPILAR as to ile ilgili the only tek involve içermek gerektirmek related to ile ilgili only sadece include içermek concerning ile ilgili merely sadece exclude hariç tutmak regarding ile ilgili solely sadece be involved in ilgilenmek as regards ile ilgili simply sadece be interested in ilgilenmek is that şudurki unprecedented unique eşsiz be engaged in ilgilenmek eşi görülmemiş is of sahiptir difficult zor through aracılığı ile sayesinde challenging too (aşırı) çok beyond ötesinde difficulty zorluk no hiç by doing yaparak challenge zorluk güçlük any (+) herhangi bir without doing yapmaksızın obstacle engel a number of bir çok by x x tarafından trouble sorun the number of ın sayısı over üstünde issue konu sorun few çok az under altında a few bir kaç over------- aşırı--- help yardım,yardım etmek little çok az under----- yetersiz---- az---------- allow zor olanak tanımak a little biraz enable mümkün kılmak as of den sonra other than den başka prior to den once because of den dolayı rather than den ziyade long before uzun zaman once 1 due to den dolayı more than den fazla before long çok geçmeden owing to den dolayı less than den az on account of den dolayı show that işaret etmek, göstermek including x x dahil indicate that işaret etmek, partly kısmen excluding x x hariç demonstrate that göstermek in part kısmen except that hariç reveal that işaret etmek, largely büyük oranda except for x x hariç suggest that göstermek mostly çoğunlukla capable of yapabilir damage zarar,zarar vermek play role in rol oynamak
incapable of yapamaz devastate yok etmek play part in rol oynamak able to do yapabilir destroy yıkmak take part in katılmak unable to do yapamaz detrimental zararlı make up mind karar vermek manage to do yapabilir harmful zararlı bear in mind akılda bulundurmak adequate yeterli adverse olumsuz keep in mind akılda bulundurmak inadequate yetersiz beneficial faydalı sufficient yeterli benefit from faydalanmak take into account take into consideration hesaba katmak,göz önüne almak hesaba katmak,göz önüne almak insufficient yetersiz protect korumak pat attention to dikkat etmek deficiency yetersizlik prevent önlemek draw attention o dikkat çekmek deficient yetersiz cause sebep olmak call attention to dikkat çekmek exist var olmak give rise to sebep olmak extinct yok olmak,yok bring about sebep olmak minor önemsiz present var, mevcut lead to sebep olmak major önemli absent yok trigger tetiklemek minority azınlık presence varlık initiate başlatmak majority çoğunluk absence yokluk result in stop halt durdurmak durmak durdurmak durmak result from ile sonuçlanmak den kaynaklarmak crucial vital essential önemli önemli excessive aşırı pivotal önemli cease durmak in excess of den fazla critical önemli önemli,gerekli come to an end sona gelmek main ana,önemli put an end to son vermek precaution önlem indispensible vazgeçilmez find foundfound measure önlem bulmak take precaution önlem almak lose kaybetmek find out bulmak take measure önlem almak loss kayıp figure out bulmak lost kaynolmuş identify tanımlamak come into being ortaya çıkmak lack yoksun olmak determine belirlemek emerge ortaya çıkmak lacking yoksun constantly continually devamlı, sürekli devamlı, sürekli serve hizmet etmek continue devam etmek provide sağlamak go on devam etmek 2
invariably herzaman supply sağlamak keep on devam etmek always herzaman source kaynak carry on devam etmek never asla resource kaynak carry out yürütmek,yapmak conduct yürütmek,yapmak exceed aşmak geçmek largely büyük oranda surpass aşmak geçmek widely yaygın şekilde considerably önemli derecede outnumber sayıca aşmak commonly yaygın şekilde significantly önemli derecede outgrow daha büyük olmak mostly çoğunlukla substantially önemli derecede outweigh ağır basmak heavily yoğun biçimde fundamentally temelden,esas olarak 4 is superior to 3 4, 3 den büyük profoundly derinden 3 is inferior to 4 3,4 den küçük to do with ilgisi olmak dramatically önemli derecede drastically önemli derecede consume tüketmek outstanding dikkat çeken sharply keskin şekilde deplete tüketmek spectacular harika steeply keskin şekilde use up tüketmek startling göz alıcı exhaust tüketmek superb harika considerable önemli run out of tükenmek, tüketmek significant önemli wipe out yok etmek increasingly artan şekilde substantial önemli die out yok olmak more and more artan şekilde fundamental temel eradicate yok etmek profound temel eliminate yok etmek regard consider düşünmek görmek düşünmek görmek dramatic drastic şiddetli şiddetli reduce azaltmak think düşünmek sharp keskin increase artmak deem düşünmek notable dikkate değer decrease azalmak view görmek remarkable dikkate değer go up decline yükselmek gerileme, gerilemek necessarily illaki, mutlaka WORSEN kötüleştirmek necessary contradiction çelişki adversely gerekli olumsuz şekilde finally contradictory çelişkili underestimate hafife almak in the end sonunda sonunda 3
coherence tutarlılık overestimate abartmak at last coherent tutarlı exaggerate abartmak eventually irrelevant ilgisiz recognize THAT controversial tartışmalı controversy tartışma overcome tanımak,kabul etmek yenmek,üstesinden gelmek ultimately no sonunda sonunda, sonunda debate tartışma cope with başa çıkmak no more artık değil disagreement anlaşmazlık deal with agreement anlaşma handle commonsense ortak fikir tackle ele almak çözmek ele almak çözmek ele almak çözmek no longer not now hiç artık değil artık değil solve çözmek avoid sakınmak,kaçınmak similarity benzerlik solution to çözüm ignore göz ardı etmek similar to benzer clue to ip ucu overlook göz ardı etmek identical to benzer come up with bulmak uniform benzer likely muhtemel,olası uniformity benzerlik unlikely muhtemel değil different from farklı depend on distinct from farklı rely on count on dayanmak bağlı olmak güvenmek,bel bağlamak güvenmek,bel bağlamak like unlike contrary to gibi aksine aksine relation ilişki based on dayanmak in contrast to aksine relationship ilişki correlation ilişki reluctant isteksiz conclude that sonucuna varmak relevance ilişki keen istekli prove that ispatlamak connection bağlantı willing istekli reveal that açıklamak interaction etkileşim unwilling isteksiz association ilişki eager istekli extremely oldukça difference farklılık enthusiastic istekli fairly oldukça distinction tend to do ayırım eğiliminde olmak ADOPT benimsemek FACE karşı karşıya olmak propose that teklif etmek previously önceden 4
intend to niyet etmek suggest that determined to do decided to do yapmaya kararlı yapmaya kararlı önermek, göstermek formerly önceden advise tavsiye etmek initially başlangıçta offer that teklif etmek subsequently daha sonra afterwards ardından turn into dönüşmek expect ummak in the wake of ardından convert into / to dönüştürmek anticipate ummak as of ardından transform into dönüştürmek expected beklenen experience yaşamak, geçirkmek revolutionize köklü değişiklik yapmak unexpected beklenmedik go through yaşamak, geçirkmek overturn altüst etmek undergo yaşamak, geçirkmek all hepsi approve that onaylamak completely tamamen inevitable kaçınılmaz disapprove onaylamamak fully tamamen unavoidable kaçınılmaz accept kabul etmek totally tamamen avoidable kaçınılabilir reject reddetmek entirely tümüyle inescapable kaçınılmaz refuse reddetmek wholly tümüyle turn down reddetmek thoroughly tamamen notice that farketmek decline reddetmek realize that farketmek achieve clear that açık, belli accomplish başarmak, ulaşmak başarmak, tamamlamak study explore araştırmak araştırmak apparent that açık belli succeed başarmak find that bulmak evident that açık belli complete tamamlamak discover that keşfetmek advance ilerleme, ilerlemek determine belirlemek effect etki look for aramak advancement ilerleme impact etki observe that gözlemek improve ilerlemek influence etki,etkilemek improvement ilerleme affect etkilemek maintain sürdürmek progress ilerleme, ilerlemek retain tutmak progression ilerleme the rest geri kalan sustain sürdürmek growth büyüme remnant geri kalan remain kalmak vulnerable to savunmasız confined to e sınırlı favorable olumlu,elverişli 5
susceptible to savunmasız restricted to e sınırlı unfavorable olumlusuz,elverişsiz sensitive to hassas limited to e sınırlı suitable uygun unsuitable uygun değil sensible mantıklı immediately hemen feasible gerçekleştirilebilir logical mantıklı urgently acilen viable gerçekleştirilebilir rational mantıklı suddenly aniden reasonable mantıklı suffer çekmek wise akıllıca concerned with ilgili recover iyileşmek sound mantıklı concerned about endişeli get over iyileşmek,atlatmak illogical mantıksız worried about endişeli get rid of kurtulmak irrational mantıksız anxious about endişeli unreasonable mantıksız uneasy about huzursuz make up oluşturmak unwise akılsızca account for oluşturmak unsound mantıksız FAIL TO DO yapamamak be made up of den oluşmak LAST sürmek, devam etmek groundless yersiz FORM oluşturmak be made up from be composed of den oluşmak den oluşmak pointless anlamsız consist of den oluşmak useless faydasız outcome sonuç there is no use in there is no point in there is no sense in in use anlamı yok result sonuç define tanımlamak anlamı yok consequence sonuç definite kesin anlamı yok consequently sonuç olarak indefinite belirsiz kullanımda as a result sonuç olarak finite sınırlı as a consequence of out of use kullanım dışı as a result of ın sonucu olarak ın sonucu olarak infinite sınırsız outdated modası geçmiş proportion oran miktar in favor of in lehinde amount miktar inspire ilham vermek support desteklemek be inspired etkilenmek be opposed to e karşı UNDERMINE zayıftalmak 6
encourage teşvik etmek disappoint discourage caydırmak disappointing encouraging umut verici disappointed discouraging umut kırıcı disillusioned let down uğratmak uğratıcı uğratmış uğratmış uğratmak exact precise exactly precisely nearly tam tam tam olarak tam olarak yaklaşık stem form den gelmek fall short of başarız olmak almost yaklaşık drive from den gelmek fall through başarız olmak roughly yaklaşık come form den gelmek virtually hemen hemen yaklaşık arise from result form den ortaya çıkmak den kaynaklanmak defect kusur,hata failure başarısızlık waste israt etmek fault kusur a waste of time zaman israfı huge büyük at fault kusurlu time-saver zaman kazandıran immense büyük shortcoming eksiklik time-saving zaman kazandıran enormous büyük imperfection kusur tremendous büyük gigantic büyük differ farklı olmak timeconsuming timeconsumer zaman kaybettiren zaman kaybettiren massive büyük vary değişmek weaken zayıflatmak range değişmek strengthen güçlendirmek pleased memnun distinguish ayrım yapmak enhance artırmak,iyileştirmek delighted memnun discriminate ayrım yapmak empower güçlendirmek satisfied contented memnun memnun make distinction glad memnun particularly especially rich zengin notably prosperous zengin specifically ayrım yapmak özellikle, bilhassa özellikle, bilhassa özellikle, bilhassa özellikle, bilhassa enforce introduce introduction advent güçlendirmek,yürürlüğe koymak ortaya çıkarmak ortaya çıkma ortaya çıkma well-off zengin set up kurmak better-off daha zengin come to fore found kurmak well-being refah come to prominence establish kurmak 7
interfere with intervene in interrupt müdahale etmek zormak müdahale etmek zormak müdahale etmek zormak WIDESPREAD yaygın claim that iddia etmek PREVALENT yaygın argue that scarce kıt hold that intervention müdahale scarcity kıtlık maintain that iddia etmek iddia etmek iddia etmek interruption müdahale allege that iddia etmek hardly neredeyse hiç indifferent to umursamaz rarely nadiren seem that gibi görünmek barely neredeyse hiç appear that mainly başlıca scarcely neredeyse hiç disappear primarily principally chiefly focus on concentrate on give priority to başlıca başlıca başlıca odaklanmak ATTRIBUTE X TO Y x i y ye bağlamak vanish aware of görünmek,ortaya çıkmak gösden kaybolmak gözden kaybolmak farkında olmak BREAKTHROUGH buluş unaware of farkında olmamak odaklanmak contemporary çağdaş BOOST artırmak öncelik vermek inhabitant settler enjoy sahip olmak dweller possess own boast sahip olmak sahip olmak sahip olmak resident citizen neighbor biryerde yaşayan,sakin biryerde yaşayan,sakin biryerde yaşayan,sakin biryerde yaşayan,sakin yurttaş komşu belong to ait olmak spectator izleyici audience dinyeyici OWE TO borçlu olmak counterpart benzer emsal SIGNIFY göstermek, anlamına gelmek familiar with aşina CONTRIBUTE TO** unfamiliar with aşina değil CONTRIBUTE TO** katkıda bulunmak SEBEP OLMAK 8