2015 Genel Seçim Sonuçları ve Türkiye Ekonomisi



Benzer belgeler
MAKROEKONOMİ BÜLTENİ OCAK 2018

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ MAYIS 2018

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ TEMMUZ 2018

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ MART 2018

ULUSLAR ARASI GELİŞMELER

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

7. Orta Vadeli Öngörüler

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Mart Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. STANDART EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

7. Orta Vadeli Öngörüler

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Sayı: Ocak 2014 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Toplantı Tarihi: 21 Ocak 2014

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

İŞGÜCÜ PİYASALARINDA MEVSİMLİK ETKİLER AZALIYOR

7. Orta Vadeli Öngörüler

PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 14 Mayıs 2007

SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Aralık Toplantı Tarihi: 24 Kasım 2015

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara

İDARE MERKEZİ ANKARA, 27 Ocak 2015

BASIN DUYURUSU 2 Ekim 2014

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

7. Orta Vadeli Öngörüler

NUROLBANK 2011 YILI ÜÇÜNCÜ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş YILI İKİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Toplantı Tarihi: 17 Temmuz 2014

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Eylül Toplantı Tarihi: 14 Eylül 2017

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18

BASIN DUYURUSU 31 Aralık 2014

Sayı: Mart PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 19 Mart 2008

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar

2016 Ocak Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Erdem BAŞÇI Başkan. 26 Ocak 2016 Ankara

Makro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı.

Ekonomi Bülteni. 9 Mayıs 2016, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Ekonomi Bülteni. 20 Şubat 2017, Sayı: 8. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ocak 2012, No: 20

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Sayı: Mayıs Toplantı Tarihi: 25 Mayıs 2006

BASIN DUYURUSU 30 Nisan 2015


Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ekim 2014

Ekonomi Bülteni. 28 Aralık 2015, Sayı: 41. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2013 YILI İLK YARI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

MESLEK KOMİTELERİ DURUM TESPİT ANKETİ

7.36% 7.0% 15.8% 9.6% % Haziran 18 Mayıs 18 Haziran 18 Temmuz 18

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Aralık 2011, No:16

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

BASIN DUYURUSU ŞUBAT AYI ENFLASYONU, İLERİYE YÖNELİK BEKLEYİŞLER VE FAİZ ORANLARI

AVİVASA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI ESNEK PERFORMANS ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ FAALİYET RAPORU (AVP)

İDARE MERKEZİ ANKARA, 28 Ocak 2014

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

1- Ekonominin Genel durumu

DÜNYA EKONOMİSİ. FED in faiz artırımı sürecine yönelik zamanlamayı fiyatlandırmakla güçlük çeken küresel piyasalar,

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

MESLEK KOMİTELERİ DURUM TESPİT ANKETİ

Ekonomi Bülteni. 10 Ekim 2016, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 22 Ekim 2008

Ekonomi Bülteni. 19 Aralık 2016, Sayı: 49. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

1- Ekonominin Genel durumu

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Temmuz 2014

Ekonomi Bülteni. 27 Temmuz 2015, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İSTANBUL EKONOMİK ARAŞTIRMALAR DERNEĞİ

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

Ekonomi Bülteni. 01 Aralık 2014, Sayı: 48. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TÜRKONFED KOBİ PERSPEKTİFİ MAYIS 2016

5.21% 4.6% 21.6% 11.1% % Ekim 18 Eylül 18 Ekim 18 Kasım 18

Sayı: Mayıs PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 18 Mayıs 2010

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 87

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Ekim Toplantı Tarihi: 21 Ekim 2015

MESLEK KOMİTELERİ DURUM TESPİT ANKETİ

2014 NİSAN AYI ENFLASYON RAPORU

03 OCAK OCAK Yurtiçi Piyasalar Enflasyon Verisine Odaklandı

Türkiye de işsizler artık daha yaşlı

GÜNLÜK BÜLTEN 04 Nisan 2014

7 Kasım Yoğun Veri Akışının Olduğu Bir Haftayı Geride Bırakıyoruz. Haftalık Ekonomik Takvim

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Transkript:

2015 2015 Genel Seçim Sonuçları ve Türkiye Ekonomisi Hazırlayan: Doç. Dr. Metin Özdemir BUSİAD Ekonomi Danışmanı BUSİAD Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği

1.Giriş 07.06.2015 tarihinde yapılan 25.Dönem Milletvekili Genel Seçimi, gerek Türkiye nin mevcut anayasal sisteminin geleceği gerekse Türkiye ekonomisinin izleyeceği yol açısından önemli bir dönemeci ifade ediyordu. Seçimlerden alınan sonuçlar, 03.11.2002 seçimleri ile başlayan AKP hükümetleri döneminin sonuna gelindiğini ortaya koymaktadır. Bu anlamda hiçbir partinin, tek başına iktidar olacak milletvekili sayısına ulaşamadığı görülmektedir. Tablo 1 2011 2015* Oy oranı (%) Milletvekili Sayısı Oy oranı (%) Milletvekili Sayısı AKP 49.90 327 40.85 258 CHP 25.90 135 24.96 132 MHP 12.90 53 16.28 80 HDP 6.58 35 13.11 80 *Kesin olmayan sonuçlar Şekil 1 1 BUSİAD Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği

Seçim sonuçlarının en dikkat çekici özelliği, 2011 seçimlerine bağımsız adaylar ile giren HDP nin, 2015 seçimlerine parti olarak katılım kararı sonrasında, %10 luk barajı aşma başarısını göstererek parlamentoda parti olarak bulunma imkânını elde etmesidir. Bu durum, yeni parlamentonun dört partiden oluşması yanında, HDP nin MHP ile aynı düzeyde temsil gücüne kavuşmasını beraberinde getirmiştir. Seçim sonuçlarının bir diğer dikkat çekici özelliği, iktidar partisi AKP nin %40.85 düzeyinde aldığı oyla; seçimin en yüksek oy alan partisi olmasına rağmen, ülke düzeyinde aldığı oylarda kaydettiği azalmadır (Şekil 1). Bunun yanında Tablo 1 in verileri, MHP ve HDP oylarında artış yaşandığını buna karşın CHP oylarında ise azalış olduğuna işaret etmektedir. 2.Seçim ve Büyüme Performansı Arasındaki İlişki Kuşkusuz, seçmenlerin oy verme davranışı üzerine siyaset bilimi ve sosyoloji gibi farklı disiplinlerin ortaya koyduğu teorik-kavramsal çerçeve ve açıklamalar mevcuttur. Bununla birlikte, iktisatçılar tarafından yapılan çalışmalar, seçmenlerin oy verme davranışında hükümetlerin gösterdiği makroekonomik performansın belirleyici olduğunu ortaya koymaktadır. Bu bağlamda seçmenler değerlendirme yaparken, özellikle yakın geçmişe bakmakta ve büyümeye enflasyondan daha fazla ağırlık vermektedirler 1. Şekil 2 AKP Oy Oranları-Büyüme Oranları İlişkisi Büyüme Oy Oranı 03.11.2002 Genel S. 28.03.2004 Yerel S. 22.07.2007 Genel S. 29.03.2009 Yerel S. 12.06.2011 Genel S. 30.03.2014 Yerel S. 07.06.2015 Genel S. 90 70 50 30 34,4 41,7 46,6 38,8 49,9 44,1 40,9 10-10 0,8 5,9 6-4,5 8,9 2,9 2,5 1 Ali T.Akarca and A.Tansel (2006), Economic Performance and Political Outcomes: An Analysis of the Turkish Parliamentary and Local Election Results Between 1950 and 2004, Public Choice, 129(1), pp.77-105. Levent Çinko (2006), Seçmen Davranışları ile Ekonomik Performans Araındaki İlişkinin Teorik Temelleri ve Türkiye Üzerine Genel Bir Değerlendirme, SBF Dergisi, 61(1), ss.103-116. 2 BUSİAD Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği

Bu yönüyle, seçim öncesi Cumhurbaşkanlığı-Hükümet tarafından özellikle ekonominin büyüme performansı ile ilgili olarak TCMB yönetimi ve para politikasına yöneltilen eleştirilerin, seçmenlerin iktisadi oy verme davranışına ilişkin endişelerden kaynaklandığı değerlendirmesini yapmak mümkündür. Nitekim AKP hükümetlerinin 2002 yılından bu yana gerek genel gerekse yerel seçimlerde aldıkları oy oranları ile büyüme oranı arasında yüksek düzeyde bir ilişki gözlenmektedir 2 (Şekil 3). Şekil 4 2 İlişkiyi ortaya koyan Mahfi Eğilmez in analizi 2015 seçimleri ile uyarlanmıştır. http://www.mahfiegilmez.com/2015/05/iktidar-partisinin-oy-oran-ile.html 3 BUSİAD Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği

Şekil 5 Seçmen davranışları ile makroekonomik performans arasındaki ilişkinin gözlenebileceği bir diğer değişken TÜİK tarafından açıklanan tüketici güven endeksidir. Büyüme ve iç talep açısından öncü bir gösterge olma niteliği taşıyan endeksin 2004 yılından günümüze seyri incelendiğinde, AKP nin aldığı oy oranları ile endeksin seyri arasında bir ilişki tespit edebilmek mümkündür (Şekil 4). Mayıs 2015 itibariyle 64 seviyesini gören endeks değeri, 2007-08 küresel krizindeki değerinin de altına inmiş gözükmektedir. AKP nin %49,9 ile en yüksek oy oranına ulaştığı 2011 seçimlerine ait temel makroekonomik büyüklüklerin düzeyi ile 2015 seçimlerinde ilgili büyüklüklerin aldığı değerler karşılaştırıldığında da, makroekonomik performansta önemli bir bozulmanın yaşandığı ortaya çıkmaktadır (Şekil 5). Bu haliyle, son üç yılda Türkiye ekonomisinin potansiyelin altında bir büyüme performansı sergilemesi ve ekonominin orta gelir tuzağına saplandığı yönündeki tartışmalar, seçmenler nezdinde iktidar partisi aleyhine karşılığını bulmuştur. 3. Koalisyonlar ve Büyüme Performansı Seçimler öncesinde, gerek uluslar arası gerekse yurtiçi piyasalarda dikkate alınan baz senaryo, AKP hükümetinin tek başına iktidarına yetecek milletvekili sayısına (276-<330) ulaşacağı ancak anayasal sistemin geleceği ve otoriterleşmeye ilişkin oluşan kaygılar nedeniyle, anayasayı değiştirecek milletvekili sayısının ( 330) altında kalacağı yönündeydi. Bununla birlikte, seçimlerden sonra ortaya çıkan parlamento aritmetiğinin koalisyonu zorunlu kılması sonrasında (erken seçim ihtimalini de unutmadan), daha önceki koalisyon dönemlerinde ortaya konulan makroekonomik performans üzerinden ekonominin geleceği ile ilgili risklerin sorgulanmaya başlandığı görülmektedir. 4 BUSİAD Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği

Şekil 6 Sadece Türkiye değil, genel olarak gelişmekte olan ülkeler düzeyinde koalisyonlara yönelik olumsuz tutumun iktisadi temelinde iki argümanın bulunduğu görülmektedir: İlk olarak koalisyonlar, ortalama olarak tek parti iktidarına nazaran daha kısa hükümet ömrüne sahip olmaları nedeniyle popülizme açık ve reformlar açısından zayıf bir niteliğe sahiptir. İkinci ve buna bağlı olarak koalisyonlar, yapısal sorunların çözümü için gerekli iradenin oluşturulamaması ve ekonominin düşük bir performansa takılıp kalması riskini taşımaktadırlar. Türkiye ekonomisinin uzun vadeli büyüme performansı üzerinden değerlendirildiğinde, tek parti hükümetlerine nazaran koalisyon hükümetlerinin gösterdiği büyüme performansının özellikle, 1990 lı yıllara ait dönemlerde gözle görülür bir düşüş sergilediği anlaşılmaktadır (Şekil 6). Bununla birlikte, potansiyel büyüme oranımız olan %4,6 üzerinden değerlendirdiğimizde koalisyon dönemlerindeki performansın tek parti iktidarlarından anlamlı düzeyde farklılaşmadığını vurgulamak gerekmektedir. Büyümenin genel düzeyinden ziyade, sürdürülebilirliği ve istikrarı açısından önemli olan büyüme oynaklığı dikkate alındığında ise, özellikle 1990 lı yıllara ait koalisyonlarda, 1970 li yıllara ait koalisyonlara ve tek parti hükümeti dönemlerine nazaran oynaklığın önemli ölçüde olumsuz yönde farklılaştığı tespitini yapmak gerekmektedir (Şekil 7). Bu açıdan ele alındığında, olası bir koalisyon hükümetinin iktisat politikaları açısından doğuracağı sonuçları mevcut politika ortamının temel dinamiklerinden bağımsız düşünmek mümkün değildir. 5 BUSİAD Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği

Şekil 7 4. Politika Ortamı, Koalisyonlar ve Ekonominin Temel Sorunları 1990 lı yıllara ait politika ortamı dikkate alındığında; siyaset sınıfının popülist ve basiretsiz davranışları ötesinde, ekonomi için güçlü bir politika çerçevesinin olmadığını belirtmek gerekir. Bu bağlamda, yüksek enflasyon, sürdürülemez kamu borçlanma dinamikleri, gevşek maliye politikasına bağımlı bir para politikası, sağlıksız bankacılık sisteminin varlığı söz konusudur. Bu yapı, 1994 ve 2000-01 krizlerini üretmiş ve toplum ve iş dünyası ciddi bedel ödemiştir. 2000-01 krizi sonrası dönemde ise Derviş programının takip edilmesiyle, enflasyon hedeflemesiesnek-dalgalı kur-bağımsız merkez bankası ve sıkı mali disiplin ile dünya ekonomisinin sunduğu imkânlar da kullanılarak önemli bir makroekonomik performans sergilenmiştir. Ancak 2007-08 küresel finansal krizini takip eden dönem ve özellikle Mayıs 2013 sonrası sergilenen makroekonomik performans ve kaynak tahsisi tercihleri, Türkiye ekonomisini büyüme (cari açık) ve enflasyon arasında sıkışan bir yapıya sürüklemiştir. Daha ötesinde bu yapı, dünya ekonomisinin uzun süreli bir durgunluk (secular stagnation) salınımına girdiği bir konjonktürde ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, olası bir koalisyon hükümeti önünde, temel makroekonomik büyüklükler itibariyle yer alan manzara, temel sorun aynı olsa da 1990 lı yılların politika ortamından belirgin farklılıklar taşımaktadır: Enflasyon, uzun süredir %5 hedefinin üzerinde seyretmekte ve dinamiği itibariyle aşağı doğru belirgin bir katılık göstermektedir (Şekil 8). 6 BUSİAD Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği

Şekil 8 Büyüme ve kişi başına gelir düzeyi, son üç yıldır potansiyelin altında bir aralıkta salınmaktadır (Şekil 9). Şekil 9 Büyümenin kaynakları açısından Türkiye ekonomisi tüketime dayalı bir yapı sergilemekte ve son üç yıldır yatırımlarda belirgin bir durgunluk gözlenmektedir (Şekil 10).Daha önemlisi imalat sanayinin büyüme ve istihdamdaki payı önemli ölçüde azalmaktadır(şekil 11). 7 BUSİAD Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği

Şekil 10 Şekil 11 8 BUSİAD Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği

Şekil 12 İhracat, belirli bir politika tercihi olarak değil konjonktürün gereği olarak büyümeye katkı veren bir rol üzerinden benimsenmektedir. Son dönemlerde her ne kadar parite ve ihraç pazarlarımızdaki daralmaların etkisi olsa da ihracatımızda ciddi azalış gözlenmektedir (Şekil 12). Özel sektörün borç stoğu, önemli ölçüde birikmiş ve kur artışları ve büyüme performansındaki azalma karşısında şirketler kesiminin riskini artmıştır (Şekil 13). Şekil 13 9 BUSİAD Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği

Türkiye ekonomisi için 2015 yılına ait yapılan tahminlerde, petrol fiyatlarındaki düşüşün cari açığı olumlu etkileyeceği ve yılın ilk yarısında enflasyon oranlarında meydana gelecek düşüş ile büyüme için uygun bir iklimin oluşacağı beklentisi hâkimdi. Ayrıca, TCMB nin yılın ilk yarısında, FED in faiz artırımı öncesinde yapacağı faiz indirimleri ile büyümeye katkı sağlayacağı düşünülüyordu. Ancak, Ocak ayının ikinci yarısından itibaren TCMB nin para politikasına ilişkin tartışmalar sonucunda yaşanan kur türbülansı ile 2015 yılı büyüme performansına ilişkin olumsuz bekleyişlerin güçlendiği görülmektedir. Şekil 14 Şekil 15 10 BUSİAD Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği

Koalisyon hükümetlerinin, politikaların koordinasyonu ve kredibilitesi açısından, tek parti hükümetlerine nazaran dezavantaj sahibi olduğu yönünde argümanlar da mevcuttur. Ocak 2015 sonrası yapılan politika tartışmaları dikkate alındığında, özel sektörün ve piyasaların ihtiyaç duyduğu güven ortamı, kurumların bağımsızlığı ve kalitesi, uygun büyüme ikliminin yaratılması gibi hususların tek parti iktidarı altında da zedelenebileceği anlaşılmaktadır. Nitekim Türkiye ekonomisine gelen doğrudan yabancı sermayenin payında özellikle son üç yılda gözlenen azalışlar(şekil 14) ve reel sektörün güveniyle, yatırımlar arasında gözlenen yakın ilişki bu argümanı destekleyen bir görünüme sahiptir (Şekil 15). 5. Sorun Koalisyonun Ötesinde: Büyüme Rejimi Yukarıda ortaya konulan göstergeler ve argümanlar temelinde, olası bir koalisyon hükümeti önündeki asıl sorunun, mevcut büyüme rejimi ve tek sektöre dayalı kaynak tahsisinin sınırlarına gelindiği gerçeğidir. Türkiye ekonomisi, 1989 yılından bu yana esas olarak sermaye girişlerine dayalı bir büyüme rejimine sahiptir (Şekil 16). Şekil 16 11 BUSİAD Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği

Şekil 17 Para ve maliye politikası kullanılarak belirli bir süre büyüme sağlansa da ekonomi, uzun vadeli kaynak tahsisi tercihlerinde bir değişimi zorunlu kılmaktadır. Buna bağlı olarak 1990 lı yıllardan belirgin bir biçimde farklılaşan temel olgu, ekonominin önemli ölçüde daha az tasarruf ettiği ve büyümenin finansmanı için sürekli dış kaynak girişine ihtiyaç duyduğu gerçeğidir (Şekil 17). Mevcut durumda, dünya ekonomisinin büyüme motorları olan ABD (FED), AB (ECB) ve Japonya (BoJ) merkez bankalarının para politikaları ayrışma yönünde hareket etmektedir. FED in hâlihazırda faiz artırımı ile ilgili belirsizlik sürse de genel eğilim yıl içinde sıkılaştırmaya başlayacağı yönündedir. ECB ve BoJ ise ekonomilerini büyütmek ve enflasyon dinamiği oluşturabilmek için gevşek para politikalarını sürdürmektedirler. Türkiye ekonomisinin yukarıda ortaya konulan görünümü bu haliyle, küresel risk iştahındaki dalgalanmalara karşı kırılgan bir yapının hâkim olmasını beraberinde getirmektedir. Bu durum, önümüzdeki dönemde dış finansman bulma imkânlarının daralması ve finansman maliyetinin yükselmesi şeklinde koalisyon için bir kısıt koşulu olarak kendini gösterecektir. 12 BUSİAD Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği

6. Seçim Sonuçlarına Piyasaların ve Özel Sektörün Kısa Vadeli Reaksiyonu 2015 genel seçimlerinin hemen ardından piyasalar tarafından verilen reaksiyonlar dikkate alındığında, temel eğilimin erken seçimin önemli riskler barındırdığı ve bir koalisyon hükümetinin kurulması gerektiği yönünde gerçekleştiği görülmektedir. BIST 100 endeksi, ilk gün %8,2 lik düşüşün ardından 75.000 e indiği seçim öncesi 81.943 düzeyinden kapanan endeksin toparlanarak ilk üç günlük kaybı %2,80 düzeyinde sınırladığı görülmüştür. Tahvil faizleri ise son işlem gününde %9,88 olan düzeyinden ilk 3 gün sonunda 31 baz puanlık artışla %10,19 düzeyine yükselmiştir. Seçimden önceki son işlem gününde 2,65 düzeyinde olan Dolar/TL ilk gün 2,80 in üzerini görmüştür. Ancak, TCMB nin döviz depo faiz oranlarını indirmesi sonucunda kur 2,75 seviyelerine gerilemiş ve ilk üç günlük kayıp %3 düzeyinde gerçekleşmiştir. TCMB nin bu müdahalesinin, piyasalar tarafından seçim öncesi dönem hatırlandığında, pozitif bir algılama doğurduğunu belirtmek gerekir. Finansal piyasalar açısından, seçim sonuçlarının ortaya koyduğu belirsizlik algısının kısa vadede, sınırlı ölçüde reaksiyon gördüğü ve sonuçların özellikle faizler açısından seçim öncesinde fiyatlandığını söylemek mümkündür. Ancak orta vadede belirsizlik algısını güçlendirecek her gelişme, fiyatlama davranışlarında değişikliği ve oynaklığı beraberinde getirebilecektir. Seçimin ardından özel sektör kuruluşlarından gelen açıklamalar, partiler arasında uzlaşmanın gerekliliği ve hükümetin kurulması yönündeki beklentinin dile getirilmesi şeklinde pozitif yönde gerçekleşmiştir. Özel sektör kuruluşlarının, farklı koalisyon tercihleri olabileceği ihtimali doğal olarak mevcuttur. Ancak üzerinde açık bir biçimde uzlaşılan olgu, hükümet kurulamamasının ve buna bağlı olarak olası bir erken seçimin önemli maliyetleri olacağı yönünde oluşan ortak iradedir. 7. Koalisyon Alternatifleri Yeni oluşan parlamento aritmetiği üzerinden (ve erken seçim olasılığını ve partilerin seçim öncesi ve sonrası angajmanlarını bir ölçüde ihmal ederek) ortaya konulabilecek muhtemel ve başlıca koalisyon alternatiflerini şöyle sıralamak mümkündür: 1. AKP-MHP: 258+80=338 2. AKP-CHP: 258+132=390 3. AKP-HDP: 258+80=338 4. CHP-MHP-HDP: 132+80+80=292 Kuşkusuz, farklı kriterler üzerinden alternatiflerin birbirlerine göreli olarak avantaj ve dezavantajlarını değerlendirmek mümkündür. Mevcut durumda, (diğer koşullar bir yana), ortaya çıkan eğilimler, gerek iç gerekse dış dünya açısından ilk iki alternatifin ağırlık kazandığı bir görünüm sunmaktadır. 13 BUSİAD Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği

8.Genel Değerlendirme 07.06.2015 tarihinde yapılan 25.Dönem Milletvekili Genel Seçiminin, hiçbir partinin, tek başına iktidar olacak milletvekili sayısına ulaşamadığı bir parlamento aritmetiği ortaya koyduğu ve bir koalisyon hükümetinin kurulmasını gerekli kıldığı görülmektedir. Seçim öncesi dönemde Türkiye ekonomisinin temel sorunu, mevcut büyüme rejimi ve kaynak tahsisi tercihlerinin sınırına dayandığı ve büyümenin potansiyel düzeyinin altında belirli bir süre kalabileceği gerçeğidir. Bu durum, dünya ekonomisinin de belirgin bir durgunluk salınımına girdiği bir konjonktür ile örtüşmektedir. Seçime katılan partilerin seçim beyannamelerinde, bir öncelik olarak ekonominin büyüme performansının önemine yönelik değerlendirmelerin yer aldığı görülmektedir. Olası bir koalisyon hükümetinin niteliği ne olursa olsun, orta vadede büyümenin öncelik kazanacağı ve dengeli bir politikanın izlenebileceği değerlendirilebilir. Ancak, daralan ve maliyeti artacak olan dış finansman olanaklarının bir kısıt oluşturduğu belirtilmelidir. Bu durum, Türkiye ekonomisini dış şoklara karşı kırılgan bir yapıda tutmaktadır. İhmal edilmemesi gereken önemli bir faktör; anayasal sistemin işleyişi, hukukun üstünlüğü, kurumların bağımsızlığı gibi konularda seçimlerin ardından ortaya çıkan normalleşme ve restorasyon beklentisinin hangi düzeyde karşılanacağıdır. Politik düzlemde söz konusu beklentilere yönelik olumlu gelişmelerin ne tür yansımalara sahne olacağı ve aktörlerin davranışlarının ne yönde gelişeceği, ekonominin geleceği açısından önemli bir belirleyicidir. Bu anlamda, Türkiye ekonomisi için politik risk fiyatlamasının geçmişe göre daha yüksek olacağı bir döneme girildiğini söylemek mümkündür. HAZIRLAYAN: Doç. Dr. Metin ÖZDEMİR 14 BUSİAD Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği