TÜRKİYE ÇEVRESİ DENİZLERDE DEPREŞİM DALGASI OLUŞMA OLASILIĞI BULUNAN BAZI BÖLGELER



Benzer belgeler
EGE DENİZİ DEPREMİ

16 NİSAN 2015 GİRİT (YUNANİSTAN) DEPREMİ

İNM Ders 1.2 Türkiye nin Depremselliği

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE.

17 EKİM 2005 SIĞACIK (İZMİR) DEPREMLERİ ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU

:51 Depremi:

11 MART 2011 BÜYÜK TOHOKU (KUZEYDOĞU HONSHU, JAPONYA) DEPREMİ (Mw: 9,0) BİLGİ NOTU

:51 Depremi:

T.C. BAŞBAKANLIK AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI DEPREM DAİRESİ BAŞKANLIĞI AYLIK DEPREM RAPORU

7. Türkiye nin Sismotektoniği SİSMOTEKTONİK DERSİ (JFM 439)

Boğaziçi Üniversitesi. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü. Ulusal Deprem İzleme Merkezi

FAYLARDA YIRTILMA MODELİ - DEPREM DAVRANIŞI MARMARA DENİZİ NDEKİ DEPREM TEHLİKESİNE ve RİSKİNE FARKLI BİR YAKLAŞIM

HELLENİK VE KIBRIS YAYI DEPREMLERİNİN KAYNAK PARAMETRELERİ VE TARİHSEL DEPREMLERLE İLİŞKİLİ TSUNAMİ SİMÜLASYONLARI

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 21 TEMMUZ 2017 GÖKOVA KÖRFEZİ- AKDENİZ DEPREMİ

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 21 TEMMUZ 2017 GÖKOVA KÖRFEZİ - AKDENİZ DEPREMİ

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 12 HAZİRAN 2017 KARABURUN AÇIKLARI- EGE DENİZİ DEPREMİ

T.C. BAŞBAKANLIK AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI DEPREM DAİRESİ BAŞKANLIĞI AYLIK DEPREM RAPORU

Şekil :51 Depremi Kaynak Spektral Parametreleri

24 MAYIS 2014 GÖKÇEADA AÇIKLARI - EGE DENİZİ DEPREMİ BASIN BÜLTENİ

MÜREFTE-ŞARKÖY DEPREMİ: GANOS FAYI'NIN 9 AĞUSTOS 1912 DEPREMİNDE ATIMI, KIRIK UZUNLUĞU, BÜYÜKLÜĞÜ, KARAKTERİ VE AYNI YÖREDE OLAN TARİHSEL DEPREMLER

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 21 TEMMUZ 2017 GÖKOVA KÖRFEZİ- AKDENİZ DEPREMİ

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ

EN BÜYÜK OLASILIK YÖNTEMİ KULLANILARAK BATI ANADOLU NUN FARKLI BÖLGELERİNDE ALETSEL DÖNEM İÇİN DEPREM TEHLİKE ANALİZİ

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 20 ŞUBAT 2019 TARTIŞIK-AYVACIK-ÇANAKKALE DEPREMİ

8. KIYI MÜHEND SL SEMPOZYUMU

MADEN TETKĐK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

12 HAZİRAN 2017 (15:28 TSİ), Mw=6.2 İZMİR KARABURUN (EGE DENİZİ) DEPREMİ SİSMOLOJİK ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ

SİSMOTEKTONİK (JFM ***)

BASIN DUYURUSU. 10 Haziran 2012 FETHİYE KÖRFEZİ Depremi

İZMİR VE ÇEVRESİNİN ÜST-KABUK HIZ YAPISININ BELİRLENMESİ. Araştırma Görevlisi, Jeofizik Müh. Bölümü, Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir 2

DOĞU KARADENİZ BÖLGESİ VE CİVARININ DEPREMSELLİĞİ

GÜNEY MARMARA BÖLGESİ NDE TARİHSEL VE ALETSEL DÖNEMLERDE OLUŞAN DEPREMLERİN SİSMOLOJİK VE JEOLOJİK İNCELEMESİ GİRİŞ

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 25 MART 2019 YAĞCA-HEKİMHAN MALATYA DEPREMİ BASIN BÜLTENİ

MARMARA DENİZİNDE TARİHSEL DEPREMLER: YERLERİ, BÜYÜKLÜKLERİ, ETKİ ALANLARI VE GÜNCEL KIRILMA OLASILIKLARI

GEOTEKNİK DEPREM MÜHENDİSLİĞİ KAYNAKLAR 1. Steven L. Kramer, Geotechnical Earthquake Engineering (Çeviri; Doç. Dr. Kamil Kayabalı) 2. Yılmaz, I.

Elazığ ve Çevresindeki Sismik Aktivitelerin Deprem Parametreleri İlişkisinin İncelenmesi

T.C. BAŞBAKANLIK AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI DEPREM DAİRESİ BAŞKANLIĞI AYLIK DEPREM RAPORU

KAFZ genellikle geniş, çok sayıda bazen paralel bazen de saç örgüsü şeklindeki kollardan oluşan bir sağ yönlü doğrultu atımlı faydır.

19 Mayıs 2011 M w 6.0 Simav-Kütahya Depreminin Kaynak Parametreleri ve Coulomb Gerilim Değişimleri

BÖLÜM YEDİ DEPREM TÜRLERİ

Yeryüzünden kesit 11/6/2014 DEPREM HAREKETİ

Deprem bir doğa olayıdır. Deprem Bilimi ise bilinen ve bilinmeyen parametreleriyle, karmaşık ve karışık teoriler konseptidir

26 ARALIK 2004 HİNT OKYANUSU DEPREŞİM DALGASININ BENZETİMİ

BÖLÜM BEŞ LEVHA SINIRLARI

DEPREMLER - 2 İNM 102: İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İÇİN JEOLOJİ. Deprem Nedir?

BÖLÜM ON TÜRKİYE DE DEPREMSELLİK

KUZEY ANADOLU FAYI NIN GÜNEY MARMARA KOLLARI ve BÖLGENİN TEKTONİK YAPISI

EGE BÖLGESİ DEPREŞİM DALGALARI TEHLİKE RAPORU

2007 EĞİRDİR DEPREMLERİNİN SİSMOLOJİK YÖNTEMLERLE ARAŞTIRILMASI

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE.

DEMRE VE ÇEVRESİNİ ETKİLEYEN TARİHSEL DEPREMLER

ŞİLİ DE 8.8 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM

KAZ DAĞI YÖRESİNDE DEPREM AKTİVİTESİ VE RİSKİ *

JEO156 JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ

NEOTEKTONİK EGE GRABEN SİSTEMİ. Doç.Dr. Yaşar EREN

25 OCAK 2005 HAKKARİ DEPREMİ HAKKINDA ÖN DEĞERLENDİRME

25 NİSAN 2015 NEPAL-KATMANDU DEPREMİ (M=7.8)

2010 DARFIELD VE 2011 CHRISTCHURCH DEPREMLERİ VE SONUÇLARI

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

03 ŞUBAT 2002 SULTANDAĞI DEPREMİ (Mw=6.2) VE BÖLGEDEKİ TEKTONİK REJİM

NETWORK DESIGN AND OPTIMIZATION FOR DEFORMATION MONITORING ON TUZLA FAULT-IZMIR AND ITS VICINITY

TÜRKİYE VE ÇEVRESİNDEKİ DEPREMLERİN ( ) BÖLGESEL MOMENT TENSOR KATALOĞU

DOĞU ANADOLU BÖLGESİ VE CİVARININ POISSON YÖNTEMİ İLE DEPREM TEHLİKE TAHMİNİ

MARMARA DENİZİ NDE TSUNAMİ SENARYOLARININ MODELLENMESİ

Prof. Dr. Semir ÖVER

Normal Faylar. Genişlemeli tektonik rejimlerde (extensional tectonic regime) oluşan önemli yapılar olup bu rejimlerin genel bir göstergesi sayılırlar.

23 EKİM 2011 VAN DEPREMİ (M W =7.2) HAKKINDA ÖN RAPOR

DALGALAR NEDEN OLUŞUR? Rüzgar Deniz Araçları (Gemi, tekne vb) Denizaltı Heyelanları Depremler Volkanik Patlamalar Göktaşları Topografya ve akıntılar

28 ARALIK 2013 ANTALYA KÖRFEZİ - AKDENİZ DEPREMİ

Gökova Körfezi depremlerinin kaynak parametreleri ve Rodos-Dalaman bölgesinde tsunami riski

BANDIRMA KÖRFEZİ, GEMLİK KÖRFEZİ VE İZMİT KÖRFEZİ SIĞ SİSMİK GÖRÜNTÜLERİ

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü

Şekil 6. Kuzeydoğu Doğrultulu SON-B4 Sondaj Kuyusu Litolojisi

Deprem Mühendisliğine Giriş. Onur ONAT

23 Ekim 2011 Van ve 09 Kasım 2011 Edremit (Van) Depremleri

DEPREMLER - 1 İNM 102: İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İÇİN JEOLOJİ. Deprem Nedir? Oluşum Şekillerine Göre Depremler

TÜRKİYE KIYILARINDA DEPREŞİM DALGASI (TSUNAMİ) İZLERİ

Deprem Tehlike Yönetimi (INM 476)

FAYLAR FAY ÇEŞİTLERİ:

Marmara Bölgesi nin Depremselliği ve Deprem Ağının Önemi

EN BÜYÜK OLASILIK YÖNTEMİ KULLANILARAK BATI ANADOLU NUN FARKLI BÖLGELERİNDE ALETSEL DÖNEM İÇİN DEPREM TEHLİKE ANALİZİ

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar

80. YILINDA 1935 MARMARA

DALAMAN (MUĞLA) KIYILARINDA TSUNAMİ RİSKİ. Dr. Eşref ATABEY Jeoloji Yüksek Mühendisi

Deprem Tehlike Yönetimi ( )

JEOLOJİ İÇ KUVVETLER

Karasu Nehri Vadisinin Morfotektonik Gelişiminde Tiltlenme Etkisi

KÜTAHYA YÖRESİNİN DEPREMSELLİĞİ

AYLIK DEPREM RAPORU Şubat

27 KASIM 2013 MARMARA DENİZİ DEPREMİ

TÜRKİYE VE ÇEVRESİNDE TARİHSEL TSUNAMİLER

Deprem Kaynaklarının ve Saha Koşullarının Tanımlanması. Dr. Mustafa Tolga Yılmaz

HASAR VE CAN KAYBININ OLDUĞU DEPREMLERİN İSTATİSTİKİ DEĞERLENDİRMESİ ( )

30 TEMMUZ 2015 TUZLA AÇIKLARI (ADANA - AKDENİZ) DEPREMİ (ML=5,2) BİLGİ NOTU

SENOZOYİK TEKTONİK.

Kastamonu İlinin Depremselliği ve Deprem Tehlikesi. Bülent ÖZMEN. Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Deprem Araştırma Dairesi

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Sınırlarında Deprem Tehlike ve Riskinin Belirlenmesi

05 AĞUSTOS 2012 ORTABAĞ-ULUDERE (ŞIRNAK) DEPREMİ BİLGİ NOTU

KONYA DA DEPREM RİSKİ

Transkript:

TÜRKİYE ÇEVRESİ DENİZLERDE DEPREŞİM DALGASI OLUŞMA OLASILIĞI BULUNAN BAZI BÖLGELER Bedri ALPAR( 1 ), Uğur KURAN( 2 ), Ahmet C. YALÇINER( 3 ), Yıldız ALTINOK( 4 ) Giriş Depreşim dalgası olaylarının başlıca nedenleri deprem, sualtı heyelanları, volkanik patlamalar veya krater çökmeleri, denizaltı ya da kıyılarda zemin kaymaları, meteor çarpmaları, patlatmalardır. Tarihsel veriler M.Ö. 1500 yılından günümüze kadar geçen 3500 yıllık süre içinde Türkiye kıyılarında yüzden fazla depreşim dalgası etkilerinin olduğunu göstermektedir. İç denizlerde de tsunami oluşabilir. Tarihsel kayıtlarda Karadeniz de 20 kadar tsunami olayına rastlanmıştır. Karadeniz kıyılarında etkili olan depreşim dalgaları arasında bazı kıyılarda dalga tırmanmasının 10 metreye vardığı görülse bile genel olarak bunların şiddetleri fazla olmamıştır (Ranguelov, 1996). İlk bilinen tsunami M.Ö. 1. yüzyılda Varna kuzeyinde Kavarna dadır. Benzer bir tsunami 104 senesinde bir Yunan kolonisi olan Calatis i (Mangalia) vurmuştur. 853 depreminde Varna da sular 6.5 km kıyı içine sokulmuş, nehir boyunca 30 km ilerlemiştir. 31 Mart 1901 depremi Varna da 3 m boyunda depreşim dalgaları oluşturmuştur. 1927 Kırım tsunamisinin dalga yüksekliği 0.8 metre olarak rapor edilmiştir. Depreşim dalgalarının kaynakları %90 oranda deniz içindeki depremlere bağlı olsa da, farklı durumlar yaşanabilmektedir. Merkez üstü deniz ortamında olmamasına rağmen 1939 Erzincan depremi sırasında Rus mareografları tarafından Karadeniz de depreşim dalgalarının oluştuğu saptanmıştır. Karadeniz de gözlenen depreşim dalgalarının genellikle Kırım ve Anadolu da oluşan depremler sırasında özellikle 2000 metre ( 1 ) Prof. Dr., İstanbul Üniversitesi, Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü, İstanbul ( 2 ) Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Deprem Araştırma Dairesi Başkanlığı, Ankara ( 3 ) Doç. Dr., Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İnşaat Müh. Bölümü, Deniz Müh. Araştırma Merkezi, Ankara ( 4 ) Prof. Dr., İstanbul Üniversitesi, Jeofizik Mühendisliği Bölümü, İstanbul derinliğe kadar ulaşan yamaç bölgelerinde ortaya çıkabilen sualtı heyelanlarına bağlı olarak geliştikleri düşünülebilir (Yalçıner ve diğ., 2004). Bir iç deniz olan Marmara Denizi nde yaşanmış ve sayıları otuzu aşan tsunamiler ile ilgili depreşim dalgası modellemeleri değişik çalışmalara konu olmuştur (Ambraseys, 2002; Yalçıner ve diğ., 2002; Hébert ve diğ., 2005). Marmara kıyılarında en fazla etkilenen alanlar Kapıdağ Yarımadası (120/128), İzmit Körfezi (358, 447, 553, 557, 740, 989, 1754, 1999), İstanbul (477/480, 553, 557, 740, 989, 1344, 1509, 1646, 1766, 1894), Trakya kıyıları (1344), Mudanya (1766, 1763), Marmara Adası (1935) bölgeleridir (Soysal, 1985; Altınok ve diğ., 2000, Yalçıner ve diğ., 2002). Depreşim dalga gözlemlerinin belli yerlerde daha fazla olması yerleşimlerin yoğunluğu ve dolayısıyla tanıkların daha fazla olmasıyla ilgilidir. Yerleşimin fazla olmadığı ve tarihsel kayıtlara geçmemiş yerlerde yapılan hendek çalışmalarında rastlanılan tsunami tortulları bu düşünceyi desteklemektedir. Elde mevcut tarihsel verilerden bir değerlendirme yapacak olursak; her Marmara depreminin depreşim dalgasına neden olmadığı, günümüze nakledilen vakaların kısmen küçük ölçekli su hareketleri şeklinde, kısmen ise kıyılarda büyük dalga yükselimlerine neden olabilecek şekilde orta şiddette olduğu değerlendirilebilir. Marmara Denizi nde oluşan önemli yakın-alan depreşim dalgalarının esas nedeninin özellikle deprem sırasında oluşabilen sualtı heyelanları olduğu düşünülebilir. Deprem sırasında geometrik olarak Kuzey Anadolu fay kuşağının kuzey koluna bağlı ve kıta yamaçlarının morfolojileri ile bütünleşik olan dekolmanlar harekete geçmekte ve kıta yamaçları üzerinde önemli sualtı göçmeleri oluşturmaktadır. Marmara Denizi içinde kaydedilen sismik kesitlerde kıta yamaçları üzerinde önemli heyelan yapıları gözlenmiştir. Bunların en belirgin olanları Tuzla Körfezi açıklarında, Armutlu Yarımadası kuzey sahillerinde ve Batı Tekirdağ çukurluğunda olanlardır (Yalçıner ve diğ., 2001; Altınok ve diğ., 2003). TMH - TÜRKÝYE MÜHENDÝSLÝK HABERLERÝ SAYI 438-2005/4 33

Bu sualtı heyelanlarının yarattığı depreşim dalgaları en fazla 5 dakika içinde ulaşabildikleri yakın kıyı alanlarında etkili olabilmektedir. Türkiye nin Ege ve Akdeniz kıyılarında da önemli ve zarar verici tarihsel tsunamilerin oluştuğu bilinmektedir (Ambraseys, 1962; Altınok ve Ersoy, 2000; Altınok ve diğ., 2005). Akdeniz genelinde M.Ö. 1300 yılından günümüze kadar 300 den fazla tsunami oluşmuştur. Bunların en şiddetlileri Güney İtalya ve Doğu Akdeniz de yer alır. İtalya daki depreşim dalgalarının yarıya yakını volkanik kökenlidir. Akdeniz depremlerinin %7 si hasar yaratabilen depreşim dalgaları oluşturmaktadır. Bu oran Ege Denizi nde %30 a kadar çıkmaktadır ve bu deniz için 70 kadar tsunami hadisesi tarihsel kayıtlardan bilinmektedir. Bu çalışmada, Türkiye ve denizlerinde kaydedilmiş makro düzeyde (M>5) olan depremlerin Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Jeofizik Anabilim Dalı tarafından hazırlanmış olan veri tabanları sınıflandırılarak incelenmiştir. Depreşim dalgası oluşturması olası depremlere ilişkin veriler mevcut tektonik bilgiler ışığında mekan dağılımlarına göre gruplandırılmış, olası sismik boşluklar belirlenmiş, öncelikle Ege Denizi, güneyindeki Helenik dalma batma kuşağı, Kaş, Antalya ve Doğu Akdeniz yörelerinde etkili olabilecek depreşim dalgalarını oluşturabilecek olası aktif bölgeler hakkında değerlendirmeler yapılmıştır. Deprem Verilerine Göre Depreşim Dalgalarına Kaynak Oluşturabilecek Aktif Bölgeler Kandilli Rasathanesi nin aletsel dönem verileri değerlendirilerek hazırlanan ve Türkiye çevresinde 23-42 Doğu boylamları ile 30-48 Kuzey enlemleri arasında kalan bölgede oluşan depremlerin merkezlerini gösteren haritalar deprem büyüklüklerine göre sınıflandırılarak hazırlanmıştır (Çizim 1). Burada en belirgin özellik, büyük depremlerin kuzeyde Avrasya plakası, güneyde Afrika ve Arap plakaları, doğuda Doğu Anadolu bloğu ve batıda Ege bloğu tarafından çevrilmiş Anadolu plakasının sınırları boyunca dizilim göstermesidir. Bu haritalarda deniz alanlarında yer alan deprem merkezlerinin bulunduğu bölgeler olası depreşim dalgası oluşturan bölgeler olarak dikkate alınmalıdır. Bu konuda isabetli yorumlar yapabilmek için Çizim 1 - Türkiye Çevresinde Oluşan Depremlerin Büyüklüklerine Göre Dağılımı bölgelerin genel tektonik özelliklerinin, dip yapılarının ve morfolojilerinin detaylı bir biçimde bilinmesi gereklidir. Ege Denizi ve Doğu Akdeniz in Genel Yapısal Özellikleri Ege Denizi Batı Anadolu da gözlenen K-G gerilme rejiminin ürünüdür. Kuzey Ege çukurluğunda ayrıca Kuzey Anadolu fay kuşağının da etkisi vardır. Ege de hakim olan belli başlı tektonik kuvvetler; Helenik yayı boyunca dalan levhanın çekme kuvveti, yay ardı gerilmenin yarattığı kuvvet ve Anadolu levhasının batıya kaçmasıyla ilişkin kuvvetlerdir. Böyle bir rejim üst Miyosen den beri süregelen aktif tektonik hareketlere neden olmaktadır. Oluşan deformasyonlar sonucu incelen ve çöken kabuk üzerine günümüz Ege Denizi yerleşmiştir. Ege tektoniğinin en belirleyici özelliği birbirleriyle ilişkili birkaç on kilometre uzunluğundaki yapılardan oluşmuş, büyük atımlı normal veya listrik fayların temsil ettiği uzantılardır. Bu fay uzantıları Kuzey Ege de Türkiye tarafında KD-GB, Yunanistan tarafında KB-GD, Orta Ege de KB-GD, Girit havzasında D-B ve KB-GD doğrultusundadır. Batı Anadolu kıyılarında genelde D-B doğrultusunda normal faylarla sınırlanmış graben havzaları yer alır. Sismik veriler Ege havzalarında oluşan çökmelerin yüksek atımlı normal faylarla sınırlandığını ve K-G gerilme rejiminin günümüzde de devam ettiğini göstermektedir. Su altında kalmış gerilme yapıları ve graben sistem- 34 TMH - TÜRKÝYE MÜHENDÝSLÝK HABERLERÝ SAYI 438-2005/4

leri Ege Denizi nin karmaşık taban jeomorfolojisine neden olmaktadır. Akdeniz kıyılarımızın tektonik yapısı Alpin kıvrım kuşağı genel nitelikleri yanında kendine özgü jeolojik özellikleri de içerir. Kuvaterner dışında kalan bütün stratigrafik seriler son 70-80 milyon yıl boyunca çeşitli orojenik evreler geçirmiş, dolayısıyla birkaç kez kıvrılmış, kırılmış, ileri derecede deforme olmuştur (Ketin, 1983). Türkiye nin en genç kıvrımlı dağlarının oluşması Pliyosen başlarında tamamlamıştır. Kuvaterner de oluşan bugünkü görünüm, genel anlamda Türkiye için Neotektonik dönemin başlangıcı olan Orta Miyosen den günümüze kadar süren, deformasyonları henüz dengelenmemiş blok hareketleri ve faylanmalar ile belirginleşen neotektonik safhanın bir eseridir. Anadolu bloğunun batıya kaçması neticesinde Akdeniz Bölgesindeki en önemli faylardan olan Doğu Anadolu Fayı oluşmuştur. Bu harekete cevap olarak, Helen Yay sisteminin doğu yarısı doğrultu atımlı faylanmaya dönüşmüştür (Le Pichon ve Angelier, 1979). Helen ve Kıbrıs dalma-batma kuşakları arasında ve Güney Ege de Tortoniyen den başlayarak yoğunlaşan volkanizma ve artan topografik yükselimlerin ardından yanal yönde yayılmalar başlamıştır. Neotektonik safhada meydana gelen bu büyük ölçüdeki deformasyonlar, bu kesiminde yerkabuğunun isoztatik dengeden uzak olması ve süregelen sıkıştırma kuvvetleri Türkiye nin aktif bir deprem alanı olmasının da başlıca nedenlerini teşkil eder. Kuzeyde Avrasya, güneyde Afrika ve Arap Plakaları, doğuda Doğu Anadolu Bloğu ve batıda Ege Bloğu tarafından çevrilmiş Anadolu Plakasının yıllık 23 milimetrelik hızla batıya hareket etmesi ile günümüzde Ege Bloğu; Rodos-Girit Adaları ile Mora Yarımadası nın güneyini izleyen Helenik dalma batma zonu boyunca Afrika Plakasının üstüne yıllık 35 milimetrelik bir hızla binmektedir (Ambraseys ve Jackson, 1998; Kelling ve diğ., 1987; Barka ve Reilinger, 1997; Ergün ve Oral, 2000). Ege Denizi ve Doğu Akdeniz de Tsunami Oluşabilecek Bölgelerin Araştırılması Ege Denizi ve Akdeniz de depreşim dalgasına oluşmasına yol açabilecek yerlerin bulunmasına amaçlı ayrıntılı deniz araştırmaları yapılmış değildir. Bölge ile ilişkili yapılmış olan sismolojik ve jeofizik çalışmaların sonuçları değerlendirildiğinde, Batı Anadolu genişleme bölgesi, Ege Denizi, Helenik dalma batma zonu, başta Antalya, Fethiye ve Kaş yöreleri ile İskenderun Körfezi olmak üzere Doğu Akdeniz Miyosen den beri, Kuzey Anadolu Fayı, Doğu Anadolu Fayı ve Ege Hendeği nin kontrolünde gelişen hareketler sonucunda parçalanarak şekil değiştiren aktif sismik bölgeler olduğu ortaya çıkar. Böyle bir sismojenik ortamda ve diğer tarihsel kayıt ve verilere göre ortalama bir insan ömrü içinde Türkiye kıyılarında 2 kez depreşim dalgası gözleme şansı vardır. Bu nedenle kıyılarımızda oluşabilecek olası depreşim dalgalarının kayıtları, fiziksel parametreleri ve bu dalgaların hangi kıyılarda ne biçimde davranacağı çok sık gözlemlenemeyeceğine göre, olası sonuçlar ancak doğru giriş parametreleri belirlenerek yapılacak sayısal modellemeler ile anlaşılabilir. Depreşim dalgası modelleme sürecinin birinci basamağı söz konusu dalganın oluşumunun modellenmesidir. Dalganın ilk biçimi onu yaratan etkenlere doğrudan bağlıdır. Bu etkenler çoğu zaman depremlerle ilişkilidir. Tsunami dalgası oluşumu jeofizik, jeoloji, sismoloji, geoteknik, dalga mekaniği ve hidrodinamik alanlarında çalışan uzmanları ortak ilgilendiren bir konu olduğundan, geniş kapsamlı bir işbirliğini gerektirir. Deniz tabanındaki bir fayın kırılması ya da bir sualtı heyelanı veya göçme gibi kütle hareketlerinin oluşması sırasında deniz ortamına geçen enerjinin oluşturduğu akıntılar ve su düzeyi değişimleri, başlangıç dalgasının özellikleri üzerinde etkilidirler. Başlangıç dalgası, yakın kıyı veya uzak alan modelleme işlemlerinde başlangıç koşulu olduğundan yer ve biçim olarak doğru tanımlanması gereklidir. Tarihte yaşanmış ve gelecekte yaşanabilecek olası depreşim dalgalarının oluşabilecekleri yerlerin saptanması için deprem merkezlerini içeren veriler çok önemlidir. Bu çalışma kapsamında Kandilli Rasathanesi, Jeofizik Anabilim Dalı verileri (Çizim 1) kullanılarak, Türkiye batı ve güney kıyılarını doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemesi olası depreşim dalgalarının tahmin edilen oluşma bölgeleri oluşturulmuştur. Ege Denizinde 8 ayrı alanda yoğunlaşma gösteren bölgeler Kuzey Ege çukuru ile orta Ege çukurlarında gruplaşmalar göstermektedir (Çizim 2). Akdeniz kıyılarını doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemesi olası depreşim dalgalarının tahmin edilen oluşma bölgeleri ise Helenik yay üzerinde ve Kıbrıs adası çevresinde 10 farklı bölgede yoğunlaşmalar göstermektedir (Çizim 3). Tarihsel tsunami kaynaklarının bu bölgeler içinde oluştuğu kuvvetle muhtemeldir ve gelecekte ortaya çıkabilecek olası depreşim dalgalarının kaynaklarının da yine bu bölgelerde oluşabileceği beklenebilir. Ege Denizi ndeki deprem merkezlerinin dağılımları ve olası depreşim dalgası oluşum bölgeleri, Kuzey Ege de Saros Körfezi nden başlayıp güney batıya yönelen ve Kuzey Ege çukurluğunu izleyen fay kuşağı (Bölge 1-4), Midilli adasının batısı (Bölge TMH - TÜRKÝYE MÜHENDÝSLÝK HABERLERÝ SAYI 438-2005/4 35

Çizim 2 - Ege Kıyılarını Doğrudan veya Dolaylı Olarak Etkilemesi Olası Depreşim Dalgalarının Son Yüzyıldaki Deprem Merkezleri Kullanılarak Tahmin Edilen Oluşma Bölgeleri Çizim 3 - Türkiye nin Akdeniz Kıyılarını Doğrudan yada Dolaylı Olarak Etkilemesi Olası Depreşim Dalgalarının Son Yüzyıldaki Deprem Merkezleri Kullanılarak Tahmin Edilen Oluşma Bölgeleri 6 ve 7), Karaburun yarımadası güney ve batısı, (Bölge 5-8), Santorini, Astypalaea ve Amorgos adaları üçgeni içinde kalan bölge (Bölge 19) ve Rodos adasının kuzeyi (Bölge 11 ve 12) olarak sayılabilir. Akdeniz de ise, Girit ve Rodos un Güneyinden Akdeniz in en derin yerini geçerek Fethiye Körfezi ne yönelen Girit hendeği ya da Helen yayı (Bölge 9, 10, 13) tektonik özellikleri nedeniyle depreşim dalgası oluşturması bakımından en riskli alanların başında gelmektedir. Kaş açıkları (Bölge 14), Kıbrıs hendeği üzerinde Antalya ile Kıbrıs adası arası (Bölge 15), Kıbrıs adasının batısındaki yanal atımlı faylanma bölgesi (Bölge 16), Kıbrıs adasının güneydoğusunda Kıbrıs hendeğinin kuzeydoğu uzantısı (Bölge 17) ve İskenderun Körfezi güneyi (Bölge 18) Akdeniz deki diğer olası depreşim dalgası oluşum bölgeleri olarak değerlendirilmiştir. Sonuç Ege ve Akdeniz için olası depremler belirlediğimiz bölgelerde ve bu bölgelerde yer alan muhtemel sismik boşlularda yer alabilecektir. Bölgede bilinen fayların karakterleri ileride oluşacak depremlerin depreşim dalgası oluşturabilecek nitelikte fay hareketine neden olabileceğini göstermektedir. Ancak oluşacak fayın doğrultu, atım özellikleri, deprem bölgesinde heyelana dönüşebilecek taban eğimi 36 TMH - TÜRKÝYE MÜHENDÝSLÝK HABERLERÝ SAYI 438-2005/4

ve zemin malzemesinin bulunup bulunmaması depreşim dalgasının oluşumu için önemli parametrelerdir. Bu veri eksikliklerine rağmen eldeki mevcut jeolojik bilgiler ve jeofizik veriler değerlendirildiğinde, bu bölgelerin hemen hepsinde, ancak öncelikli olarak Güney Ege ve Akdeniz deki bölgeler içinde, düşey atımlı faylanma beklemek yanlış olmayacaktır. Sismik kesitlerde Doğu Akdeniz havzası içinde gözlenen onlarca km uzunluğunda geniş heyelan depoları, killi yamaç sistemlerinin Messiniyen sonrası ilerlemeleri sırasında tekrarlı bir biçimde oluşan sualtı heyelanlarının sonucudur. Bölge tektoniğinde önemli yeri olan büyüme faylarının neden olduğu yamaç dikleşmesi, depremler ve gaz göçmeleri bu çökellerin sualtı heyelanları şeklinde kaymalarına ve dolayısıyla depreşim dalgalarının oluşmasına neden olurlar. Depreşim dalgası hareketinin modellenmesi çalışmalarında, deniz taban hareketine bağlı olarak tanımlanan başlangıç dalgası özellikleri kullanılarak sayısal çözüm yolu ile dalganın denizde ve sığ sularda ve karadaki dalga hareketlerinin hesaplanmasıdır. Çok sığ sularda ve karada tsunami hareketi, su kütlesinin çok şiddetli akıntılar biçimde davranması olduğundan, başka parametrelerin etkilerini de kapsamakta olup daha karmaşık bir çözüm yolu gerektirir. Değişik nümerik modeller (örneğin AVI NAMI, TUNAMI-N2, TUNAMI-F1 ve TWO LAYER) kullanılarak faylar veya denizaltı heyelanları sonucu depreşim dalgası oluşumu, bu dalgaların uzak alanda yayılması, yakın kıyı hareketleri ve kıyılarda yarattığı düşey ve yatay su düzeyi değişimlerinin hesaplanması güncel çalışmaların temelini oluşturmaktadır. Kaynaklar Altınok, Y., Ersoy, Ş. 2000. Tsunamis observed on and near Turkish coasts. Natural Hazards, 21, 185-205. Altınok, Y., Yalçıner, A.C., Alpar, B, Ersoy, Ş., 2000. Tarihsel veriler ışığında Marmara Denizinde depreşim dalgaları (tsunamiler). III. Ulusal Kıyı Mühendisliği Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Çanakkale, Cilt 1, 33-44. Altınok, Y., Alpar, B., Yaltırak, C., 2003. Şarköy-Mürefte 1912 earthquake s tsunami, extension of the associated faulting in the Marmara Sea. Turkey, Journal of Seismology, 7(3), 329-346. Altınok, Y., Alpar, B., Özer, N., Gazioğlu, C., 2005. 1881 and 1949 Earthquakes at the Chios Cesme Strait (Aegean Sea) and their relation to tsunamis. Natural Hazards and Earth System Sciences, 5, 717 725. Ambraseys, N.N., 1962. Data for the investigation of seismic sea waves in the eastern Mediterranean. Bulletin of the Seismological Society of America, 52(4), 895-913. Ambraseys, N.N., Jackson, J, A. 1998. Faulting associated with historical and recent earthquakes in the Eastern Mediterranean region. Geophysical Journal International-Oxford, 133, 390-406. Ambraseys, N.N. 2002. Seismic sea-waves in the Marmara Sea region during the last 20 centuries. Journal of Seismology, 6, 571-578. Barka, A., Reilinger, R., 1997. Active tectonics of the Eastern Mediterranean region: deduced from GPS, neotectonic and seismicity data. Annali di Geofisica, 40(3), 587-609. Ergün, M., Oral, E.Z., 2000. Doğu Akdeniz in genel tektonik elementleri ve etkileri. Batı Anadolu nun Depremselliği Sempozyumu (Bad-Sem 2000), 24-27 Mayıs 2000, Izmir. Bildiriler, 20-29. Hébert, H., Schindelé, F., Altınok, Y., Alpar, B., Gazioğlu, C., 2005. Tsunami hazard in the Marmara Sea (Turkey): a numerical approach to discuss active faulting and impact on the Istanbul coastal areas. Marine Geology, 215, 23-43. Kelling, G., Gökçen, S.L. Floyd, P.A., Gökçen, N., 1987. Neogene tectonics and plate convergence in the eastern Mediterranean: New data from southern Turkey. Geology, 15, 425-429. Ketin, İ., 1983. Türkiye Jeolojisine Genel Bir Bakış. İTÜ Kütüphanesi, Sayı 1259, 591s. Le Pichon, X., Angelier, J., 1979. The Hellenic arc and trench system: a key to the tectonic evolution of the Eastern Mediterranean area. Tectonophysics, 60, 1-42. Ranguelov, B., 1996. Earthquakes and tsunami hazards in the Black Sea. Abstract of the Congress of the Balkan Geophysical Society, September 23-27 1996, Athens, 44-45. Soysal, H. (1985). Tsunami (deniz taşması) ve Türkiye kıyılarını etkileyen tsunamiler. İ.Ü., Deniz. Bilimleri Coğrafya Enstitüsü Bülteni, 2, 59-67. Yalçıner, A.C., Alpar, B., Özbay, İ., Altınok, Y., Imamura, F. 2001. Tsunami generation and coastal amplification in the Sea of Marmara. NATO Advanced Research Workshop, Book of Abstracts, Istanbul, pp. 138-146. Yalçıner, A.C., Alpar, B., Altınok, Y., Özbay, İ., Imamura, F. 2002. Tsunamis in the Sea of Marmara: Historical documents for the past, models for the future. Marine Geology, 190, 445-463. Yalçıner, A.C., Pelinovski, E., Talipova, T., Kurkin. A., Kozelkov, A., Zaitsev, A. (2004). Tsunamis in the Black Sea: comparison of the historical, instrumental, and numerical data. Journal of Geophysical Research-Oceans, 109 (C12): Art. No. C12023. TMH - TÜRKÝYE MÜHENDÝSLÝK HABERLERÝ SAYI 438-2005/4 37