BEKLEYÝÞ Murat okuldan dönmüþ, odasýna çekilmiþti. Derin düþünceler içinde kitaplarýný, defterlerini karýþtýrýyordu. Bir gün önce üzdüðü annesinin aðlamaklý yüzü gözünün önünden gitmiyordu. Þunu da isterim, bunu da isterim diye tepinmesi doðru muydu? Tek gelirleri temizlik iþlerinden alýnan paraydý. O da her gün olmuyordu. Parasý olsa ondan esirger miydi hiç? Hangi güçle alacaktý? Baþkalarýyla yarýþacak durumlarý mý vardý? Ne yapsaydý da annesinin gönlünü alsaydý?.. Bir yandan bunlarý, bir yandan da renk renk giysileri düþünüyordu. Annesi, temizlik iþinden akþam olurken döndü. Yorgundu, gözleri yuvasýna çekilmiþti. Dizleri sýzlýyor, tabanlarý yanýyor, göðüs kafesinden hýrýltýlar çýkýyordu. Yarý ak saçlarý daðýnýktý. Yüzünde derin üzüntülerin izleri vardý. Çiçek desenli, mor giysisi topuklarýna kadar uzanýyordu. Elinde büyükçe bir paket vardý. Dýþarýda esen rüzgâr, içeriye bir ýslýk sesi gibi geliyordu. 5
Ayakkabýlarýný çýkardýktan sonra sevindirici bir yüz anlatýmýyla bir elindeki pakete baktý, bir içeriye. Sonra oðluna seslendi: Murat, Murat!.. Murat, annesinin geldiðini fark etmiþti. Duymazlýktan geldi. Annesi, biliyordu küçük beyin huyunu. Ýsteði yerine getirilmedi mi hemen küserdi. Aklýnca akþamki küskünlüðünü sürdürüyordu. Almýþtý iþte, paketin içindeydi istedikleri. Gelsin, görsün de bir daha mýzmýzlanmasýndý. Görsün de bir daha sesini çýkarmasýndý. Sesini yükselterek üsteledi: Sana diyorum, oðlum! Duymuyor musun? Annesinin sesi, gönül alacaðý ya da bir sürpriz yapacaðý sýralarda öyle çýkardý. Murat, hemen sezmiþti kendisi için bir þeylerin alýndýðýný. Sezmenin de ötesinde zaten bekliyordu. Annesi önce karþý çýkar, sonra da ne yapar ne eder, alýr getirirdi onun istediðini. Hemen gitmemeli, biraz naz yapmalýydý. Kendine umursamaz bir hava vererek: Efendim anne. Buraya gel. Ýþim var, gelemem. Sonra yaparsýn. Hadi, çabuk! Murat yüzünü ekþiterek: Anne... Annesi, buyurucu bir sesle üsteledi: Üzme beni. Çabuk gel dedim sana! 6
Ýnsan kimi zaman çeliþik duygularýn gelgitleri arasýnda bocalar, düþündüklerinin tersi bir tutum içine girerdi. Murat, annesi gelmeden önce düþündüklerini unutuvermiþti. Sýkýntýlý bir soluyuþla kitaplarý, defterleri bir kenara fýrlattý. Sonra kalktý, annesinin yanýna varýp dikildi. Kýrgýn bir yüzle baþýný önüne eðdi. Bir sürü ödevim var. Rahat býrakmýyorsun ki insaný. Ödev... Her sözün baþý ödev! Ne zaman yanýna çaðýrsa ya da bir yere gönderecek olsa bahane hazýrdý. Gözlerini gözlerine dikerek: Ödev mi dedin? Ben dýþarý çýkarken oturmamýþ mýydýn baþýna? Beþ saattir nasýl bitmez ödevmiþ bu böyle? Murat, sýkýntýlý bir soluyuþla annesine çýkýþtý: Aman anne! Baþlama yine. Babasý öleli huyu çok deðiþmiþti. O uyumlu Murat gitmiþ, baþka bir Murat gelmiþti sanki. Ýkide bir sorun çýkarýp annesini üzer olmuþtu. Mýzmýzlanmasý, huysuzlanmasý, naz yapmasý bitmiyordu. Çoðu zaman ne isteyip ne istemediðini kendisi de bilmiyordu. Son günlerde her sözün içinde Aman anne!.. Baþlama yine anne! diye homurdanmasý sinirine dokunur olmuþtu olmasýna ya, yüreðini geniþ tutmaya çabalýyordu. Ne oluyordu bu çocuða? Bu gidiþle sorun olacaða benziyordu. Onu tepeden aþaðý süzdükten sonra çýkýþtý. Aaa Murat! Fazla ileri gitmeye baþladýn. Dur bakalým bunun arkasýndan neler çýkacak. Murat, hafif sivri baþlý, kumral saçlý, çakýr gözlü, ince yüzlü, çelimsiz bir çocuktu. Üstündeki rengi solmuþ siyah pantolon, çubuk desenli pembe gömlek, yeþil kazak içinde kaybolup gitmiþti. 7
Kulaðýný kaþýyormuþ gibi yaparak baþýný anlamlý anlamlý salladý: Görürsün anne, yakýnda görürsün, dedi. O bakýþ, o baþ sallayýþ neydi öyle? Bu bir tehdit miydi, baþka bir þey mi? Ne demek istiyordu? Üstüne gitmek geçti içinden, gitmedi, zamana býraktý. Ýyi, görelim bakalým, dedi. Bir elindeki pakete baktý, bir Murat a. Yüzüne acý bir sevecenlik yayýldý. Bak, senin için neler aldým. Murat, baþtan anlamýþtý annesinin istediklerini aldýðýný; ama omzunu oynattý, baþýný kaldýrýp bakmadý bile. O hep önce böyle yapardý böylesi durumlarda. Nazlanýr, baþýný geriye atar, sonra da keyfinden, sevincinden geçilmezdi. Bunu biliyordu annesi. Omuz oynatmak da ne oluyor öyle? Aç bakalým paketi, bir gör ne var içinde. Annesinin eli boþlukta kalmýþtý. Ýki üç kez ýsrar etti. Murat ýn yerinden bile kýpýrdamadýðýný görünce inadýnýn tuttuðunu anladý. Ýçini çekerek bir süre sustuktan sonra dokunaklý bir sesle, Madem açmayacaksýn, ben açayým öyleyse, dedi. Gözleri Murat ýn üstünde, ince parmaklarýný ustaca kullanarak paketi açtý. Ýçinden lacivert bir montla, gri renkli bir pantolon çýkardý, ýþýða tuttu. Þu mont, þu da pantolon. Sevdiðin renklerden aldým, dedi. Uzandý, elindekileri Murat ýn üstüne tutmak istedi. 8
Þöyle dur da üstüne tutayým, nasýl duracak bir göreyim. Yeniydi montla pantolon. Renkleri ýþýkta pýrýl pýrýl pýrýldýyordu. Elini uzatsa deðecekti. Ne duruyordu? Alýp giyseydi ya... Yoo, yoo... Annesi, onlarý isteyerek almamýþtý ki. Ýyi ama haklý deðil miydi o? Neler düþünmüþtü? Ne diyecekti ona? Yok yok, þimdi olmazdý. Olsa bile o giysileri içine sine sine nasýl giyerdi? Kararsýzlýk içinde elinin tersiyle iterek geri çekildi. Annesi, onun içinden geçenleri yüzünden okuyordu. Üsteledi: Yüzünü ekþitme. Bir þey aldýðým zaman hep böyle yaparsýn zaten. Sonra da sevincinden... Ýstemem anne, istemem... Annesi, Murat a dik dik bakarak: Ýlle de Yalçýn ýn üstündekilerden isterim diye ter ter tepinen sen deðil miydin? Aldým iþte. Babasý, Yalçýn a çeþit çeþit giysiler, çizmeler, botlar, oyuncaklar almýþtý. Hele o kýrmýzý bisiklet... Gördükçe iç geçiriyordu. Onlarla yarýþacak durumlarý mý vardý? Bunu neden düþünmemiþ de boylarýný aþan þeyler istemiþti? Ýç çekerek gözlerini annesine dikti. Bir an dokunaklý bir bakýþla baktýktan sonra baþýný önüne eðdi: Düþündüm ki, sen haklýsýn anne. Onca sýkýntýnýn içinde bunlarý istememeliydim. Ýsterim de isterim diye direten o deðil miydi? Akþamdan bu yana ne deðiþmiþti? Ne diyordu bu çocuk? Oðlunun sesi 10
kulaðýna öyle deðiþik, öyle dokunaklý gelmiþti ki... Yüreði titredi, içi bir hoþ oldu, elindeki giysiler öylece kaldý. Sen, sen bunlarý düþünür müydün oðlum? Kim verdi bu aklý? Birinin akýl vermesi mi gerekiyordu? Onun aklý yok muydu? Murat kaþýný indire kaldýra çakýr gözlerini boþluða dikti. Kimse vermedi. Kendim para kazanmaya baþlayýnca alacaðým. Götür onlarý, aldýðýn yere geri ver. Büyüyecek de, para kazanacak da... Annesi onun sözlerini çocukça buldu, yarý alaylý gülümsedi: Ohooo! Ölme eþeðim ölme! Para kazanmak için ille de büyümek mi gerekirdi? Çocuklarýn yapacaðý iþler yok muydu? Görmüyor muydu sokak satýcýsý çocuklarý, ayakkabý boyacýsý çocuklarý? Gülsün, alay etsindi bakalým annesi. Para kazanmak nasýlmýþ yakýnda görecekti. Alýnmýþtý. Kendine güvenli bir sesle baþýný sallayarak, Çocuklarýn da yapacaðý iþler var anne. Büyümemi beklemeye gerek yok, dedi. Ýnadý bir tuttu mu dediðini yapardý Murat. Sultan Kadýn ne yaptýysa aldýklarýný oðluna giydiremedi. Umarsýz, aldýðý yere geri verdi. Oradan da Güler Hanýmlara gitti. Saçýný geriye toplamýþ, baþýný gelin duvaðýna benzer bir örtüyle örtmüþtü. Solgun yüzüne derin bir kaygý yýðýlmýþtý. Bedeni gergindi. Beline ince bir sýzý çökmüþtü. Önünde kova, elinde bez, bir yandan yer siliyor, bir yandan da Güler Haným a iç döküyordu: 11
Sorma hanýmcýðým. Mýzmýzlanmasý, hýrçýnlýðý bitsin diye yok halimle dün mont, pantolon aldým. Beyimiz bu kez de istemem diye tutturmaz mý? Güler Haným, kendini beðenmiþ varlýklýlardan deðildi. Alçakgönüllü, halden anlayan biriydi. Yüzü de adý gibiydi. Gülücükler eksik olmazdý. Sultan Kadýn ý küçük görmezdi. Birbirlerine iyice alýþmýþlar, içli dýþlý olmuþlardý. Temizliði birlikte yapar, kahveyi birlikte içerlerdi. Onun sorunlarýnýn çözümünde hep yardýmcý olur, ona güç verirdi. Elinde bez, dolaplarýn tozunu alýyordu. Baþýný sallayarak güldü: Bak hele bak!.. Niye öyle yaptý acaba? Ýki gün önce aramýzda giyecek tartýþmasý çýktý ya. Ona alýnmýþ olmalý. Alsan bir türlü, almasan bir türlü... Çocuktur bunlar. Çoðu zaman ne istediklerini bilmezler. Sýkma canýný, geniþ tut yüreðini. Sultan Kadýn durdu, eteðini topladý. Elinin tersiyle alnýna sarkan saçýný düzeltti, terini sildi. Dokunaklý bir yüzle Güler Haným a baktý: Ýnsan her zaman dayanýklý olamýyor ki, dedi. Yutkundu, gözleri puslandý, aðlayacak gibi oldu. Kimi sözler vardýr ki, insanýn içine oturur, batar ince yerlerine. Ne dedi biliyor musun? Ne dedi? Kendim para kazanmaya baþlayýnca alacaðým bunlarý. Götür, geri ver, dedi. Ýçime oturdu bu sözü. Gece boyunca gözümü kýrpmadým. Ya, iþte böyle hanýmcýðým. 12
Güler Haným baþýný sallayarak güldü. Bak sen! Demek öyle dedi ha? Bir görürsem ýsýracaðým onun elma yanaklarýný. Güler Haným ýn, oðluna iliþkin sözü, Sultan Kadýn ýn hoþuna gitmiþti. Hiç güleceði yokken güldü. Isýr Güler Teyze si, ýsýr. Öyle bir ýsýr ki, yüzünde iz kalsýn, dedi. Ýþlerini yaparlarken güldüler, gülüþtüler, þakalaþtýlar. Sultan Kadýn iç sýkýntýlarýndan uzaklaþtý. Rahatlamýþtý oradan ayrýlýrken. 13