T.C. ADALET BAKANLIĞI

Benzer belgeler
CEZA MUHAKEMESİNDE KATILAN

KOVUŞTURMA ve SONRASI Tanık, polise veya savcıya ifade vermek zorunda mıdır?

Dr. SEYİTHAN GÜNEŞ Emekli Hakim HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

Adli Yadım Bürosu ADLİ YARDIM BÜROSU

KADIN VE AİLE BİREYLERİNİN ŞİDDETTEN KORUNMASINA DAİR KANUN TASARISI. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

CEZANIN ERTELENMESİ VE HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARLARI. Stj. Av. Müge BOSTAN ERYİĞİT HUKUK BÜROSU/ANKARA

FASIL 23 YARGI VE TEMEL HAKLAR

Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Kongresi Eylül 2009 Ankara

FETHİYE. Tübakkom 10. Dönem Sözcüsü. Hatay Barosu.

25-26 HAZİRAN 2013/ANKARA KADINLARIN EV İÇİ ŞİDDETTEN KORUNMASI MATRA PROJESİ ÇALIŞTAYI ÇALIŞMA GRUBU SONUÇLARI

A. Giriş. B. Olumlu Unsurlar

ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2010


ÖNSÖZ 3 EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YAZISI 5 İÇİNDEKİLER 7-12 KANUNLAR VE KAYNAKLAR BİRİNCİ BÖLÜM Genel Bilgiler Dersin adı ve konusu 17

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2012/33 Ref: 4/33. Konu: ÇEK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN YAYINLANMIŞTIR

8 Nisan 2016 CUMA Resmî Gazete Sayı : YÖNETMELİK

2- Dâvanın, her biri hakkında aynı sebepten neşet etmesi. hükmü öngörülmüş. iken,

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE

Karşılaştırmalı Hukuk Işığında KAMU DAVASININ AÇILMASINDA CUMHURİYET SAVCISININ TAKDİR YETKİSİ

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

Cezalar Hakkında Bilgi (Information About sentences)

SUÇ İŞLEMEDEN YAŞAM. BİZ YARDIM EDİYORUZ. SUÇLU MAĞDUR EŞİTLEMESİ

SAVCILARIN ROLÜNE DAİR İLKELER

TİCARET ŞİRKETLERİNİN GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞINCA DENETLENMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU İKİNCİ DAİRE KARARI Esas No 2013/149. Karar No 2013/1034

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun bu hükmünden yola çıkarak, İçişleri Bakanlığının emniyet ve asayişi sağlamada, yürütme organları olarak

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

Kanun No: Ceza Muhakemesi Kanunu. Kabul Tarihi: R.G. Tarihi: R.G. No: Tazminat isteyemeyecek kişiler

Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

Sayı: 32/2014. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

İÇİNDEKİLER. Giriş 1 SORUŞTURMA EVRESİ. 1. SORUŞTURMA KAVRAMI ve SORUŞTURMANIN AMACI 3 2. SORUŞTURMANIN YÜRÜTÜLMESİNDEN SORUMLU MERCİ

5237 TCK DEĞĠġĠKLĠK TASARISI Cinsel Suçlarla Ġlgili Bölüm. Önerilen DeğiĢiklik Cinsel saldırı (Tasarı Madde 42)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE ROMANYA ARASINDA HUKUKÎ KONULARDA ADLİ YARDIMLAŞMA ANLAŞMASI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR. Başvuru Numarası: 2013/8492. Karar Tarihi: 8/9/2014 İKİNCİ BÖLÜM KARAR

İTİRAZ USULLERİ. BMMYK Kasım 2014

BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Macaristan Savcılığı İşbirliği ile Avrupa Konseyi Tarafından Düzenlenen AVRUPA SAVCILARI KONFERANSI 6.OTURUMU

BALIKESİR SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MEMUR DİSİPLİN YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak, Tanımlar

Birleşmiş Milletler Avukatların Rolüne İlişkin Temel İlkeler Bildirgesi (Havana Kuralları)

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır.

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

Av. Ülkercan Özbey İlhan Ankara Barosu CMK ve Gelincik Merkezi Üyesi

HUKUK VE ADALET DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI (Ortaokul 6, 7 veya 8. Sınıf)

İlgili Kanun / Madde 818 S.BK /125 İŞ KAZASI ZAMAN AŞIMININ BAŞLANGICININ MALULİYET ORANIN KESİN OLARAK TESPİT EDİLDİĞİ TARİH OLDUĞU

BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar, İlkeler, Esaslar

YILDIRIM v. TÜRKĐYE KARARIN KISA ÖZETĐ

Yasemin BABA Türk Ceza Kanunu nda Etkin Pişmanlık İSTANBUL ARŞİVİ

CEZA MUHAKEMESİNDE SES VE GÖRÜNTÜ BİLİŞİM SİSTEMİNİN KULLANILMASI HAKKINDA YÖNETMELİK. (Resmi Gazete: 20 Eylül 2011, sayı: 28060) BİRİNCİ BÖLÜM

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

MADDE 2 : Bu Yönetmelik, Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince müdafi veya vekil görevlendirilmesi ile bu kişilere yapılacak ödemeleri kapsar.

İCRA VE İFLÂS KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN. Kanun No Kabul Tarihi :

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27

AYLIK FAALĠYET RAPORU (01/01/ /01/2012) ĠÇĠNDEKĠLER

Savcıların Mesleki Sorumluluk Standartları ile Temel Görev ve Hakları Beyannamesi*

DENETİMLİ SERBESTLİK HİZMETLERİ KANUN. BİRİNCİ KISIM Amaç, Kapsam, Tanımlar, İlkeler ve Yükümlülükler. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı HATA BİLDİRİM FORMU (Usulsüzlük, Yolsuzluk, Etik Kural İhlali)

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2007

YÖNETMELİK. MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununa dayanılarak hazırlanmıştır.

T.C ÇAYIROVA BELEDİYESİ HUKUK İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ

İcra Suçlarında Dava Açma Yöntemi Şikâyet Hakkının Düşmesi

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

KESİN SÜRE VERİLİRKEN GİDERLERİN KALEM KALEM AÇIKLANMASI GEREKTİĞİ

Av. Ece KAVAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Hukuk Birimi

CEZA USUL HUKUKU DERSİ (VİZE SINAVI)

TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Kamulaştırma, Mülkiyet Hakkının Korunması, Ek Protokol - 1

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ ETİK DAVRANIŞ İLKELERİ VE ETİK KOMİSYON YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Çek Kanunu neleri getiriyor? Gönderen : abana - 21/03/ :39

CEZA MUHAKEMESİ KANUNU

Cansu KOÇ BAŞAR ROMA STATÜSÜ BAĞLAMINDA İNSANLIĞA KARŞI SUÇLARDA DEVLET POLİTİKASI

Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesinin Uygulanması

Mevzuat Kroniği CEZA HUKUKU

Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi

İÇİNDEKİLER. Bölümler ve Bölüm Yazarları Ön Söz Teşekkür İçindekiler Editörlerin Öz Geçmişleri Yazarların Öz Geçmişleri I. BÖLÜM ADLİ SOSYAL HİZMET 1

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK)

Savcıların Mesleki Sorumluluk Standartları ile Temel Görev ve Hakları Beyannamesi

İçindekiler. I. BÖLÜM GENEL OLARAK İCRA ve İFLÂS SUÇLARI ve YARGILAMA USULÜ

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GENEL KURUL. Çeviren: Dr. Ahmet ULUTAŞ* 8 Ekim 2013 A/HRC/RES/24/12 Dağıtım: Genel İNSAN HAKLARI KONSEYİ 1

DEVLET MEMURLARININ ŞİKAYET VE MÜRACAATLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUN DA BELİRLENEN İLKELER

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI MERSİN AKDENİZ BELEDİYESİ 2012 YILI DENETİM RAPORU

SAYILI KANUN

MÜKERRİR HÜKÜMLÜLERİN İNFAZINDA MÜDDETNAME HESAPLAMALARI:

12 Mart 2016 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : YÖNETMELİK

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü30 Mayıs 2009 CUMARTESİResmî GazeteSayı : ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

İYİ İDARE YASASI İÇDÜZENİ. BİRİNCİ KISIM Genel Kurallar. İKİNCİ KISIM İyi İdarenin İlkeleri

T.C. TÜRKİYE İŞ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HATA, USULSÜZLÜK VE YOLSUZLUKLARIN BİLDİRİLMESİNE DAİR YÖNERGE

Doğal Gaz Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik

Sayı: 27/2013 İYİ İDARE YASASI. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

Sayı: Ankara, 24 /03/2014 ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA

Transkript:

T.C. ADALET BAKANLIĞI İç Denetim Birimi Başkanlığı CEZA ADALET SİSTEMİNDE MAĞDUR HAKLARI İNCELEME RAPORU HAZIRLAYANLAR İsmail TAMER Hâkim Bakanlık İç Denetçisi Erdinç YILMAZ Hâkim Bakanlık İç Denetçisi RAPOR TARİHİ RAPOR NO 10 Temmuz 2013 2013 / 03

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM GENEL BİLGİLER A. İNCELEMEYE İLİŞKİN GENEL BİLGİLER 1 1. Konu 1 2. Amaç 1 3. Yöntem 1 B. MAĞDUR HAKLARINA İLİŞKİN KAVRAM VE DÜZENLEMELER 3 1. Genel Olarak Mağdur Kavramı 3 2. Viktimoloji de Mağdur Kavramı 3 3. Ceza Hukukunda Mağdur Kavramı 3 4. Suçtan Zarar Gören ve Mağdur Kavramı 4 5. Türk Ceza Adalet Sisteminde Mağdur Haklarının Tarihçesi 4 6. Uluslararası Alanda Yapılan Çalışmalar 5 a. Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Tüzüğü 5 b. Birleşmiş Milletler Suçtan ve Yetki İstismarından Mağdur Olanlara Adalet Sağlanmasına Dair Temel Prensipler Deklarasyonu 6 c. Savcıların Rolüne Dair Yönerge 6 d. Avrupa Konseyi Sözleşmesi 7 e. Avrupa Konseyinin Mağduriyetin Önlenmesi Konusunda R(87) 21 Sayılı Tavsiye Kararı 7 f. Avrupa Konseyi nin R(85) 11 Sayılı Ceza ve Usul Hukukunda Mağdurun Durumuna İlişkin Tavsiyesi 8 g. XIX. Avrupa Konseyi Kriminoloji Konferansı 8 7. Karşılaştırmalı Hukukta Mağdur Hakları 8 a. Almanya da Mağdur Hakları 8 b. Amerika Birleşik Devletleri nde Mağdur Hakları 13 İKİNCİ BÖLÜM CEZA ADALET SİSTEMİNDE MAĞDUR HAKLARININ İYİLEŞTİRİLMESİ A. MAĞDUR HAKLARININ MEVZUATIMIZDAKİ PERSPEKTİFİ 15 1. Ceza Muhakemesi Kanunu nda Mağdur Hakları 15 2. Türk Ceza Kanunu nda Mağdur Hakları 19 3. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun da Mağdur Hakları 21 4. Çocuk Koruma Kanunu nda Mağdur Hakları 21 5. Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu nda Mağdur Hakları 26 6. Tanık Koruma Kanunu nda Mağdur Hakları 28 I

7. Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun da Mağdur Hakları 29 8. Basın Kanunu nda Mağdur Hakları 34 9. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu nda Mağdur Hakları 34 10. 5233 Sayılı Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Kanun da Mağdur Hakları 34 B. MEVZUAT VE UYGULAMADAN KAYNAKLANAN AKSAKLIKLAR 35 1. Mevzuattan Kaynaklanan Aksaklıklar 35 a. Ceza Muhakemesi Kanunu ndan Kaynaklanan Sıkıntılar 35 b. Türk Ceza Kanunu ndan Kaynaklanan Sıkıntılar 39 c. Suç Mağdurlarını Koruma Kanunu Bulunmaması 40 d. Üçüncü Defa Cinsel Saldırı veya İstismar Suçu İşleyenlerin Özel Bir Sicile Kaydının Yapılması İçin Yasal Düzenleme Yapılması 43 2. Uygulamadan Kaynaklanan Aksaklıklar 44 a. Kolluk Görevlilerinin Yaklaşımı 44 b. Rapor Alınma Sürecinde Yaşananlar 45 c. Adliyelerin Fiziksel Kapasite Sorunu 46 d. Mağdurlarla İlgilenecek Birimin Oluşturulmaması 47 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TESPİT EDİLEN SORUNLAR VE GELİŞTİRİLEN ÖNERİLER 49 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM SONUÇ VE KANAAT 58 II

BİRİNCİ BÖLÜM GENEL BİLGİLER A) İNCELEMEYE İLİŞKİN GENEL BİLGİLER 1. Konu Ceza adalet sisteminde mağdur haklarıyla ilgili uygulama ve aksaklıkların tespiti ve yaşanılan sorunların giderilmesi amacıyla mağdurların ceza yargılaması sırasında karşılaştıkları problemlerin irdelenmesine yönelik gerçekleştirilen danışmanlık faaliyetidir. 2. Amaç Bu danışmanlık faaliyetiyle, ceza adalet sisteminde mevzuat ve uygulama kaynaklı mağdur haklarıyla ilgili sorunların saptanarak bunların iyileştirilmesine yönelik rapor hazırlanması amaçlanmıştır. 3. Yöntem Öncelikle konuyla ilgili mevzuatı oluşturan; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 765 sayılı Türk Ceza Kanunu (Mülga) 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu (Mülga) 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun (Mülga) 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun 5187 sayılı Basın Kanunu 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu 5233 sayılı Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Kanun Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanuna İlişkin Uygulama Yönetmeliği

Ceza Adalet Sisteminde Mağdur Hakları/İnceleme Raporu - 2 Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usûl ve Esaslar Hakkında Yönetmelik Çocuk Koruma Kanununa Göre Verilen Koruyucu ve Destekleyici Tedbir Kararlarının Uygulanması Hakkında Yönetmelik 27035 sayılı Resmi Gazete de 25.10.2008 tarihinde yayımlanan Danışmanlık Tedbiri Kararlarının Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ İncelenmiş, Daha sonra; Bakanlık birim amirleri, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı, Akademisyenler, Türkiye Barolar Birliği Başkanı ile Ankara Barosu bünyesinde mağdur haklarıyla ilgili kurul yöneticileri, İle görüşülmüş, İktiza eden sair bilgi ve belgeler temin edilmiş, Diğer yandan mağdur hakları alanında Prof. Dr. Sayın Füsun Sokullu-Akıncı nın kaleme aldığı Viktomoloji (Mağdurbilim), Doç. Dr. Sayın Halil İbrahim Bahar ın editörlüğünü yaptığı Suç Mağdurları isimli kitaplar, Sayın Z. Ferda Demirbaş tarafından yazılan 2006 tarihli Aile Bireylerine Karşı Fena Muamele, Sayın Mehmet Rıfat Bacanlı tarafından tanzim kılınan 2007 tarihli Ceza Muhakemesinde Mağdurun Korunması isimli yüksek lisans tezleri, Yard. Doç. Dr. Sayın Bayram Erzurumluoğlu tarafından tanzim edilen 11.04.2009 tarihli Avrupa Birliği Normlarında Mağdur Haklarının Korunması, Doç. Dr. Sayın Faruk Turhan tarafından kaleme alınan mağdur hakları bakımından 1412 sayılı Yasa yla 5271 sayılı Yasa nın karşılaştırılması, Yard. Doç. Dr. Sayın Fatma Karakaş Doğan tarafından düzenlenen 2011 tarihli Suçtan Doğan Mağduriyetin Devlet Tarafından Giderilmesi ve Suç Mağdurlarına Yardım Hakkında Kanun Tasarısı, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Alaplı Meslek Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Sayın Leyla Çakıcı Gerçek tarafından yazılan Şüpheli ve Mağdur Üzerine Bir Araştırma, Prof. Dr. Nur Centel tarafından 1997 tarihinde çevrilen Ceza Muhakemesinde Cinsel Suç Mağduru Küçüklerin Korunması, Dr. Kara Harp Okulu Askeri Ceza Hukuku öğretim görevlisi Sayın Olgun Değirmenci tarafından 2008 tarihinde tanzim edilen Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukukunda Mağdur Hakları, Sayın Özkan Gültekin tarafından 2012 tarihinde düzenlenen Mağdur Hakları Bakımından Uzlaşma, Doç. Dr. Sayın Tuğrul Katoğlu tarafından yazılan Ceza Hukukunda Suçun Mağduru Kavramının Sınırları, Sayın Vehbi Kadri Kamer tarafından 2008 yılında kaleme alınan Ülkemizde ve Mukayeseli Hukukta Mağdura Yardım, Sayın Veli Kafes

Ceza Adalet Sisteminde Mağdur Hakları/İnceleme Raporu - 3 tarafından 2011 tarihinde tanzim edilen Ceza Hukukunda Mağdurun Zararının Giderilmesi isimli makaleler İrdelenmiş, Danışmanlık konusu ile ilgili yeterli kanaat sahibi olunduktan sonra rapor yazımına geçilmiştir. B) MAĞDUR HAKLARINA İLİŞKİN KAVRAM VE DÜZENLEMELER 1. Genel Olarak Mağdur Kavramı Ceza hukuku bakımından mağdur kanunların, eylem veya ihmal yoluyla ihlal edilmesi nedeniyle, bireysel veya toplu olarak, fiziksel veya ruhsal biçimde yaralanma da dâhil olmak üzere manevi acılar çeken, ekonomik kayba uğrayan veya temel hakları esaslı bir biçimde zayıflayan ve bu suretle zarar gören kimse olarak tanımlanabilir. Mağdur uğradığı haksızlığın sonucu olarak maddi ve/veya manevi zarara uğramaktadır. Bu kavrama hukuk terimi olarak Medeni Kanunun 24 üncü maddesindeki hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse cümlesini örnek olarak verebiliriz. Dilimize Arapça dan giren kelimenin kökeni gudre ve gadr dır. Sözlükte mağdur kelimesi haksızlığa uğramış, zor durumda kalmış, mağduriyet sahibi anlamlarına gelmektedir. 2. Viktimoloji de Mağdur Kavramı Mağdur hakları algısıyla alakalı olarak toplumsal farkındalığın artmasıyla birlikte kriminoloji biliminin alt bir disiplini olan viktimoloji, ceza adalet sisteminde mağdur haklarını ifade eden müstakil bir bilim olarak ortaya çıkmıştır. Viktimoloji sözcüğü Latince victima ve Yunanca logos sözcüklerinden oluşmaktadır. Mağduru psikolojik, sosyal ve hukuksal boyutlar arasındaki ilişkiler kapsamında inceleyerek mağduriyetinin giderilmesini sağlamak için gerekli şartları ortaya koymayı amaçlamaktadır. Viktimoloji, mağdur tipolojisinin suç sebepleriyle olan bağlantısı, suç korkusu, suçu önleme, suçun mağdurlar üzerindeki etkileri, mağdurun suçtaki rolü ve sorumluluğu, korumaya, desteğe ve giderime ilişkin olarak mağdurun gereksinimleri üzerinde durmaktadır. 3. Ceza Hukukunda Mağdur Kavramı Klasik ceza hukuku yaklaşımı, devletin suç failini cezalandırma yetkisine tek başına sahip olması açısından, suç sebebi ile devletle bireyler arasında doğan ilişkide mağduru dışlamış ve bu ilişkinin sadece devletle suçlu arasında doğduğunu kabul etmiştir. Bu görüş devleti suçun doğal mağduru olarak kabul etmiş, suçlu devlet ilişkisi de bu esasa dayanarak izah edilmek istenmiştir. Modern ceza hukuku anlayışında ceza ve güvenlik tedbirleri olarak öngörülen ikili yaptırım sistemi yanında mağdurun korunması yaklaşımı iyice belirginleşmiştir. Ceza adalet sisteminde üzerinde ittifak edilen mağdur tanımı bulunmamaktadır. Kriminolojide mağdur, failin eyleminden dolayı zarar görmüş acı çekmiş veya ölmüş kişidir. Mağdur kavramı doktrinde

Ceza Adalet Sisteminde Mağdur Hakları/İnceleme Raporu - 4 suçun konusunun ait olduğu kişidir. veya her suçun tabii ve zorunlu mağdurunun devlet olduğu söylenir. şeklinde ifadeler ile açıklanmaya çalışılmıştır. Sadece gerçek kişiler suçun mağduru olabilir. Tüzel kişiler, bir suçtan ancak zarar gören konumundadır. Bu itibarla suçtan zarar gören ile mağdurun aynı şey olmadığını da belirtmek gerekir. Suçtan zarar gören kavramı aşağıda ayrıntılı olarak açıklanacağı üzere mağdura göre daha geniş bir kavramdır. 4. Suçtan Zarar Gören ve Mağdur Kavramı Ceza adalet sisteminde mağdur ile birlikte kullanılan bir diğer kavram suçtan zarar gören kavramıdır. Suçun işlenmesiyle hukuken korunan menfaatleri doğrudan veya dolaylı ihlal edilen kimse, suçtan zarar gören olarak tarif edilebilir. Suçtan zarar gören mağdurdan farklı bir anlam içermektedir. Mağdur eylemden ilk etkilenendir. Suçtan zarar gören ise, eylem nedeniyle hakkı zedelenen ve hak ileri sürebilecek kimsedir. Suçun mağduru, suçtan doğan ceza ilişkisinin tarafı olduğu halde, kimi zaman suçtan zarar gören suçun dolaylı sonucu olarak ortaya çıkabilmektedir. Örneğin adam öldürme fiilinde, mağdur ölen kişi olduğu halde, suçtan zarar gören bu ölüm olayı nedeni ile hakları ve hukuki çıkarları zedelenen eş ve/veya çocuk gibi kişi veya kişilerdir. Suçtan zarar gören kavramı sayesinde Ceza muhakemesi hukuku içinde bu kişilere bazı hak ve yetkiler tanınmaktadır. Örneğin Ceza Muhakemesi Kanunu nun 2, 127, 131, 153, 170, 171, 172, 173, 181, 237, 238, 239 ve 253 üncü maddeleri gibi 5. Türk Ceza Adalet Sisteminde Mağdur Haklarının Tarihçesi Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra 1926 senesinde 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 825 sayılı Ceza Kanunun Mevki Meriyete Vaz ına Dair Kanun ve 1929 yılında 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu kabul edilmiştir. Ancak bu yasalar mağdur haklarının korunması bağlamında yeterlilikten uzak bir bakış açısına sahiptiler. Nitekim anılan yasalar suç mağduru olarak tüm toplumu gören bir bakış açısına sahip olduklarından suçun mağdurunun uğradığı zararın giderilmesi ile ilgilenmemişler, mağdur haklarını görmezden gelerek toplumu suçludan korumaya yoğunlaşmışlardır. Ceza adalet sisteminde insan hakları bağlamında ilk köklü iyileştirme 1992 yılında 3842 sayılı Kanun la 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu nda yapılan değişiklik ile olmuştur. Bu değişiklikle sanık hakları, delillerin hukukiliği, delilden sanığa gidilmesi kavramları usul hukukumuza yerleşmiştir. Ancak mağdur hakları bakımından yeni bir düzenleme bu değişiklik içinde maalesef yer almamış, adeta mağdur hakkı yok sayılmıştır. Mağdur haklarının korunmasına yönelik düzenlemeler ceza adalet sistemimize 2004 yılında hazırlanan ve 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile girmiştir. Yine bu yasalardan sonra yürürlüğe giren 5395 sayılı Çocuk

Ceza Adalet Sisteminde Mağdur Hakları/İnceleme Raporu - 5 Koruma Kanunu, 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu, 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu, 5233 sayılı Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Kanun, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ve Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmelik ile mağdur hakları konusunda uluslararası standartlarda düzenlemeler yapılmıştır. 6. Uluslararası Alanda Yapılan Çalışmalar a. Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Tüzüğü Uluslararası Ceza Mahkemesi nin kurulması için ilk çalışmalar 1998 yılında Birleşmiş Milletlerin önderliğinde Roma'da toplanan bir konferansta başlamıştır. 17 Temmuz 1998'de Uluslararası Ceza Mahkemesini kuran Roma Statüsü 7 ret oyuna karşılık, 120 kabul oyuyla ve oyçokluğu ile (21 çekimser) kabul edilmiştir. Roma Statüsü suçları, mahkemenin nasıl çalışacağını ve devletlerin mahkeme ile işbirliği için ne yapmaları gerektiğini tanımlamaktadır. Statü gereğince Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin faaliyete geçebilmesi için 60 ülkenin onayı beklenilmiş ve 11 Nisan 2002 tarihinde söz konusu 60 onaya ulaşılmıştır. 15 Temmuz 2008 tarihi itibariyle Roma Statüsü 139 devlet tarafından imzalamış ve 107 devlet tarafından onaylanmıştır. Roma Statüsünü imzalamak onaylamak anlamına gelmemektedir. Uluslararası Ceza Mahkemesi, savaş suçları, insanlığa karşı işlenen suçlar, soykırım suçları ve saldırı suçlarına bakan uluslararası bir mahkemedir. 1 Temmuz 2002 tarihinde kurulmuş ve 11 Mart 2003 tarihinde çalışmaya başlamıştır. Mahkeme binası Ev Sahipliği Anlaşmasının yapıldığı Hollanda'nın Lahey kentinde bulunmaktadır. Ülkemiz bu anlaşmayı henüz imzalamamıştır. Avrupa Konseyinde bu anlaşmayı imzalamayan tek ülke Türkiye dir. İmza atmayan diğer ülkeler Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Çin, Hindistan ve Pakistan dır. Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve Rusya bu mahkemeye açıkça karşı çıkmaktadırlar. Uluslararası Ceza Mahkemesinin kurulmasına ilişkin Roma Statüsü nde mağdurun haklarını korumaya, zararının giderilmesine ve muhakemenin aşamalarında görüş ve taleplerini ortaya koyabilmesine olanak tanınmıştır. Uluslararası Ceza Mahkemesinin yargı yetkisine giren suçlarda, mağdurun soruşturmanın başlatılması için savcıyı harekete geçirebileceği kabul edilmiştir. Yine Tüzük te mağdurlara tazminat ödenmesi konusu ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Tazminatın doğrudan mahkûm tarafından ya da mahkeme fonu tarafından karşılanması imkânı sağlanmıştır.

Ceza Adalet Sisteminde Mağdur Hakları/İnceleme Raporu - 6 b. Birleşmiş Milletlerin 29 Kasım 1985 tarihli 40/34 sayılı Suçtan ve Yetki İstismarından Mağdur Olanlara Adalet Sağlanmasına Dair Temel Prensipler Deklarasyonu 26 Ağustos ile 6 Eylül 1985 tarihleri arasında Milano da toplanan Suçların Önlenmesi ve Suçluların İyileştirilmesi konulu 6. kongresinde yayınlanan Suç ve Nüfuzun Kötüye Kullanılması Sonucu Mağdur Olanların Haklarının Temel Prensiplerine İlişkin Deklarasyon un Birleşmiş Milletler Kongresi tarafından kabul edilmesi tavsiye edilmiştir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 29 Kasım 1985 tarihli 40/34 sayılı kararıyla anılan deklarasyonu kabul etmiştir. Mağdurun Magna Cartası olarak kabul edilen Birleşmiş Milletler Deklarasyonunda mağdurun dört temel hakkı şöyle sıralanmıştır. Bunlar; 1-Ceza muhakemesinde adil muameleye tabi tutulma, 2-Uğranılan zararların fail tarafından giderilmesi, 3-Uğranılan zararların resmi, özel devlete ait ve yerel fonlardan karşılanması, 4-Yardım ve uygun tedavi hakkı için devletlerin belirli önlemleri almasıdır. Üye devletlerin yetki istismarını suç olarak yasaklayan ceza kanunlarının eylem veya ihmal yoluyla ihlal edilmesi nedeniyle, bireysel veya toplu olarak, fiziksel veya ruhsal biçimde yaralanma da dâhil olmak üzere manevi acılar çeken, ekonomik kayba uğrayan veya temel hakları esaslı bir biçimde zayıflayan ve bu suretle zarar gören kimseye mağdur deneceği bildirgede açıklanmıştır. Fail ile mağdur arasındaki ailevi ilişki ne olursa olsun, suçun failleri tespit edilmemiş, yakalanmamış, kovuşturulmamış veya mahkûm edilmemiş de olsa bir kimse bu bildiri bakımından mağdur kabul edilebilir. Mağdur teriminin ayrıca mümkünse mağdurun ailesini veya doğrudan bakmakla yükümlü olduğu kişileri ve zor durumunda mağdura yardımcı olmaktan veya mağduriyeti önlemekten ötürü zarar gören kişileri de kapsayacağına anılan deklarasyonda yer verilmiştir. c. Savcıların Rolüne Dair Yönerge Bu yönerge 27 Ağustos - 7 Eylül 1990 tarihleri arasında Havana da toplanan Suçların Önlenmesi ve Suçluların Islahı Üzerine Sekizinci Birleşmiş Milletler Konferansı tarafından kabul edilmiştir. Yönergede savcılara, görev yaptıkları makamın gerektirdiği idealler ve ahlaki ödevler ile anayasa ve yasalarda sanıkların ve mağdurların haklarını korumak için getirilen hükümler ve ulusal ve uluslararası hukuk tarafından tanınmış insan hakları ve temel özgürlükler konusunda gerekli eğitim ve öğretim verileceğine işaret edilmiştir. Yine savcıların zanlının ve mağdurun durumunu gereği gibi dikkate alacaklarına vurgu yapılmıştır. Anılan yönergede savcıların mağdurların kişisel menfaatlerini etkileyen hususlarda onların görüş ve düşüncelerini dikkate alarak mağdurları Suçtan ve Yetki İstismarından Mağdur

Ceza Adalet Sisteminde Mağdur Hakları/İnceleme Raporu - 7 Olanlara Adalet Sağlanmasına Dair Temel Prensipler Bildirisi'ne göre sahip oldukları haklardan haberdar ederek mağdurun bilgi edinme hakkını korumaları sağlanmıştır. d. Avrupa Konseyi Sözleşmesi Avrupa Konseyi çerçevesindeki ilk çalışma, 1977 tarihli Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin Suç Mağdurlarına Tazminat Ödenmesi Hakkındaki 27 sayılı Tavsiye Kararı dır. Tavsiye kararıyla suçtan zarar görenin herhangi bir şekilde tazminat alamaması halinde, devletin bir suç sonucu bedenen ciddi olarak yaralanan kişiye veya suç dolayısıyla ölen şahsın bakmakla yükümlü olduğu kimselere, tazminat ödenmesine katkıda bulunması gerektiği vurgulanmıştır. Bedensel yaralanmaya yol açan suçlarla ilgili olarak kasten islenen şiddet suçları dolayısıyla, sanık hakkında kamu adına takibat yapılmasa dahi, mağdurun en azından tazminat kapsamına alınması gerektiği belirtilmiştir. Bu tavsiye kararına dayanarak yapılan çalışmalar sonucu Şiddet Suçları Mağdurlarının Zararlarının Tazmin Edilmesine İlişkin Avrupa Sözleşmesi ortaya çıkmıştır. Şiddet Suçu Mağdurlarının Zararlarının Devlet Tarafından Giderimi İçin Avrupa Konseyi Sözleşmesi 24 Kasım 1983 tarihinde imzaya açılmış ve 1 Şubat 1988 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Sözleşme Danimarka, Lüksemburg, Hollanda ve İsveç tarafından kabul edilip onaylanmıştır. Almanya, İngiltere, Fransa, Norveç, Yunanistan tarafından da imzalanmıştır. Türkiye Sözleşmeyi 24.04.1985 tarihinde imzalamakla beraber, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından henüz onaylamadığı için iç hukuk metni hâline gelmemiştir. Anılan sözleşme gereği beden bütünlüğüne ve sağlığına karşı islenen şiddet suçlarında failin bulunmasına rağmen ekonomik gücünün yetersiz olması nedeniyle mağdurun zararlarının giderilmemesi durumunda, mağdurun uğradığı kayıplar devlet tarafından karşılanacaktır. e. Avrupa Konseyinin Mağduriyetin Önlenmesi Konusunda R(87) 21 Sayılı Tavsiye Kararı Bu karara göre mağdurların ihtiyaçlarının tespiti ve mağduriyetin giderilmesi çalışmalarının yürütülmesinin sağlanması, mağdur ihtiyaçları konusunda kamuoyunun bilincinin arttırılması, mağdurların ve ailelerinin acil ihtiyaçlarının karşılanması için yardım almalarının olanaklı hale getirilmesi, mağdurlara tıbbi, psikolojik, sosyal ve maddi yardımların ulaştırılması, mağdurlara yardım hizmetlerinin geliştirilmesi, mağdurlara gönüllü yardım edecek kişi ve kuruluşların cesaretlendirilmesi, mağdurların elde edebileceği yardım hizmetleri konusunda kamuoyunun bilgilendirilmesi, mağdurlara yardım hizmetlerinin düzenlenmesinin isteklendirilmesi, kamuoyu ve mağdurlara mağduriyetin önlenmesi için bilgi ve tavsiye verilmesi, özellikle korunması zor grupların mağduriyetlerinin önlenmesi konusunda özel çaba, program ve politikaların oluşturulması, uzlaşma ve aracılık denemelerinin cesaretlendirilmesi, önleyici programların ve yardımların değerlendirilmesinin sağlanması tavsiye edilmektedir.

Ceza Adalet Sisteminde Mağdur Hakları/İnceleme Raporu - 8 f. Avrupa Konseyi nin R(85) 11 Sayılı Ceza ve Usul Hukukunda Mağdurun Durumuna İlişkin Tavsiyesi Bu tavsiye kararı ile mağdurun uğradığı zararın tazmini, muhakeme ve infaz aşamalarında kendisinin bilgilendirilmesi, kişisel durumu, hakları ve onuru tam olarak dikkate alınarak sorgulanması, özel yaşamını ve onurunu olumsuz yönde etkileyecek yayınların gerektiği ölçüde sınırlandırılması, kendisi ve ailesine suçlu tarafından verilebilecek gözdağı ve misillemelerden etkili bir şekilde korunması gibi mağdurların durumlarını iyileştiren önerilere yer verilmiştir. g. XIX. Avrupa Konseyi Kriminoloji Konferansı 26-29 Kasım 1990 tarihleri arasında Strasbourg da düzenlenen Yeni Sosyal Stratejiler ve Ceza Adalet Sistemi konulu XIX. Avrupa Konseyi Kriminoloji Kongresi nde benimsenen sonuç ve tavsiyeler arasında, suçtan doğan mağduriyetin giderilmesine ilişkin hususlar yer almıştır. 7. Karşılaştırmalı Hukukta Mağdur Hakları a. Almanya da Mağdur Hakları Taıex projesi kapsamında Almanya nın Köln ve Bonn şehirlerine gerçekleştirilen ziyaret çerçevesinde, Gençlik Mahkeme Yardım Merkezi yetkilisi, Köln Çocuk Mahkemesi Hâkimi, Adalet Bakanlığı nda görevli hâkim ve mağdurlarla ilgili faaliyet yürüten mağdur destek birimi yetkilileri ile görüşmeler yapılmıştır. Almanya da polis merkezlerinde mağdurlarla ilgilenmek üzere görevlendirilmiş polis memurlarının bulunduğu, polisin suç mağdurlarını durumuna uygun olan mağdur yardım organizasyonlarına yönlendirdiği yetkililerce ifade edilmiştir. Bu görüşmelerden edinilen bilgiler ışığında Alman Hukukuna göre suç mağdurlarının durumu açıklanacak olunursa; Almanya da mağdur hakları, Ceza Usul Kanunu, 1986 yılında yürürlüğe giren Mağdur Tazmin Kanunu, Şiddet Mağdurlarını Koruma Kanunu ve 3 Mayıs 2013 tarihinde yürürlüğe giren Cinsel Suç Mağdurlarının Haklarının Güçlendirilmesi Kanunu nda düzenlenmiştir. Almanya da suç sonrası sivil toplum örgütleri soruşturma, kovuşturma ve infaz aşamasında mağdurların ekonomik, psikolojik ve sosyal yönden daha fazla zarar görmemesi için çaba sarf etmektedir. Mağdur hakları Ceza Usul Yasası na göre şöyle sıralanabilir. Mağdurların beyanları gerek soruşturma ve gerekse kovuşturma makamlarınca tanık sıfatıyla alınmaktadır. Mağdurun verilen kararı temyiz etme hakkı bulunmamakla birlikte mahkemece sanığın beraatına karar verilmesi halinde mağdurun aynı mahkemeden verilen kararı gözden geçirilmesini isteme hakkı vardır, mahkemenin bu talebi karşılayarak yeniden dosyayı ele alma zorunluluğu söz konusu değildir. Mağdurlar dava hakkında bilgi alma hakkına sahiptirler. Mağdurlara ifade öncesi haklarının bildirilmesi zorunludur. 2009 yılından itibaren mağdurlara haklarının en kısa sürede ve anlayacağı dilde yazılı olarak bildirilmesi gerekmektedir. Polis merkezleri tarafından mağdurlara bu haklarını bildirmek amacıyla ayrı ayrı dillerde broşürler hazırlanmıştır. Kanunda

Ceza Adalet Sisteminde Mağdur Hakları/İnceleme Raporu - 9 bu hakların kim tarafından bildirileceği açıkça belirtilmediğinden ve mağdurlarla ilk ilişkiye giren polis olduğundan bu bildirim polis tarafından yerine getirilmektedir. Yine bazı suçlarda polisin mağduru, mağdur haklarıyla ilgilenen organizasyonlar hakkında bilgilendirme zorunluluğu bulunmaktadır. Köln de mağdurlarla ilgili faaliyet yürüten 32 organizasyonun mevcut olduğu ifade edilmiştir. Aile içi şiddet suçlarında hangi organizasyonun bu suç mağdurları ile ilgilendiğini polisin mağdura bildirme zorunluluğu bulunmaktadır. Bilgi alma hakkı çerçevesinde özellikle ağır cezalık suçlarda mağdurun güvenliği ile ilgili sıkıntıların mevcut olması halinde, şüpheliye veya hükümlüye hürriyeti kısıtlayıcı önlemler uygulanıp uygulanmadığı, uygulanmışsa tamamlanıp tamamlanmadığı ya da infaz rejiminin gevşetilmesi veya infaza ara verilmesi kural olarak mağdura bildirilmek zorundadır. Mahkemece verilen nihai karar mağdura tebliğ edilmemekte ancak mağdurun yazılı talep etmesi halinde bilgi edinme hakkı çerçevesinde karar mağdura da tebliğ edilmektedir. Mağdur davanın her aşamasında kendini avukatı ile temsil ettirme hakkına sahiptir. Bu durumda avukatlık ücretini mağdur kendisi karşılamaktadır. Ekonomik durumu iyi olmayan mağdurun ağır ceza gerektiren bazı davalarda dilekçe ile avukat talep etme hakkı bulunmaktadır. Bu gibi durumlarda devlet tarafından görevlendirilen avukatın ücreti mahkûmiyet halinde sanık tarafından, sanığın beraat etmesi halindeyse mağdurdan tahsil edilmektedir. Buna karşın cinayet, cinsel saldırı gibi ağır ceza gerektiren bazı davalarda mağdura devlet tarafından bir avukat zorunlu olarak görevlendirilmekte, sanığın beraat etmesi durumunda dahi bu avukatın ücreti devlet tarafından karşılanmaktadır. Şu hususu özellikle belirtmek gerekir ki bizde olduğu gibi 18 yaşından küçük mağdurlara zorunlu vekil atanması yönünde bir uygulama Almanya da söz konusu değildir. Mağdurlara tanınan bir başka hak ise, Alman Ceza Usul Kanunun 68/a maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre mahkemece mağdura itinalı soru sorulması gerekmektedir. Mağdurun şahsi yaşamı içerisindeki olayların zaruret olmadıkça onurunu kıracak ve onu yaralayacak şekilde kendisine sorulmayacağı hüküm altına alınmıştır. Alman Ceza Usul Kanunun 68/2 maddesi mağdurun ismi dışındaki kimlik bilgilerini özellikle ikamet adresini bildirmek zorunda olmadığını düzenlemektedir. Mağdurun can güvenliğini ve hayat bütünlüğünü tehdit eden olguların mevcudiyeti halinde tüm kimlik bilgilerini gizleyebilme hakkı da söz konusudur. Mağdur duruşma sırasında da ayrıca korunabilmektedir. Özellikle cinsel saldırı davalarında, mağdur çocuğun sanıkla aynı duruşma salonunda bulunması risk taşıyorsa, (söz konusu durum doktor raporu ile tespit edilmek şartıyla) sanık duruşma salonundan çıkartılarak, sanığın yokluğunda ve kapalı yargılamada mağdurun beyanı tespit edilebilmektedir. Yine Alman Ceza Usul Kanunun 171/b maddesi uyarınca duruşmalar kamuya açık olmasına rağmen mağdurun seyirciler önünde her şeyi yeniden anlatması sağlığı açısından riskli ise duruşma kapalı yapılabilmektedir. Esas duruşmada sorgulanmak istemeyen mağdurun talebi halinde, savunmasını video kayıt sistemi ile soruşturma aşamasında sorgu hâkimiliğine yapabilmesi söz konusudur. Ancak bunun için sanık ve sanık avukatının rızası gerekmektedir. Reşit olmayan

Ceza Adalet Sisteminde Mağdur Hakları/İnceleme Raporu - 10 çocukların cinsel istismarında ise bu rızaya gerek yoktur. Mağdurun beyanı telekonferans sistemi ile de alınabilmektedir. Bu hükümlerin temel amacı mağdurun yargılama sırasında mükerrer mağduriyetinin önüne geçmek ve mümkün olduğu kadar az dinlenilmesini sağlamaktır. Mağdurun 18 yaşından küçük, sanığın ise 18 yaşından büyük olduğu bazı davalarda, savcının sanık hakkındaki davayı mağduru korumak amacıyla Gençlik Mahkemesine açabilme hakkı bulunmaktadır. Kanunda belirtilen bazı suçlar bakımından (örneğin hakaret suçu gibi) savcılık makamının davayı düşürme yetkisi bulunmaktadır. Suçtan zarar görene bu durumda şahsi dava açma hakkı tanınmıştır. Savcılık kesin hüküm ortaya çıkıncaya kadar şahsi davanın her aşamasında davaya katılabilme hakkına sahiptir. Mağdurun ceza davası içinde şahsi haklarını ileri sürme hakkı bulunmaktadır. Alman Ceza Usul Kanununa göre şahsi hak (tazminat) davası ile ceza davası bir arada yürütülebilmektedir. Ancak bu mutlak bir kural olmayıp, dosyanın kapsamı ve şahsi hak talebinin ceza davasını uzatabileceğinin düşünülmesi durumunda, hâkim şahsi hak davasının bu davadan ayrılmasına karar verebilmektedir. Yetişkinlerin tabi olduğu ceza davalarında şahsi hak talebi her zaman mümkün iken, gençlerin tabi olduğu ceza davalarında bu her zaman mümkün olmayıp, ancak cinayet, cinsel saldırı, alıkoyma gibi ağır suçlarda söz konusu olabilmektedir. Mağdurun ceza davasına katılma hakkı da vardır. Katılımcı Ceza Davası olarak isimlendirilen ve savcı tarafından açılıp ağır cezayı öngören bu tür davalara, örneğin cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlarda mağdurun ve/veya adam öldürme suçlarında öldürülen kişinin aile yakınlarının aktif katılımı mümkün olabilmektedir. Bu şekilde mağdur esas duruşmaya katılma hakkını kazanarak, kapalı yargılamada bulunma hakkına sahip olabilmekte, ayrıca savcıdan bağımsız olarak delil önerebilip avukat tutabilmekte, cezalandırma talebinde bulunabilmektedir. Bu tür davalarda mağdur, mahkûmiyet kararı dışında verilen beraat kararları ile ilgili yasa yollarına da başvurabilmektedir. Mağdur hakları, Mağdur Tazmin Kanunu çerçevesinde değerlendirilecek olursa; Öncelikle Alman Hukukuna göre suç mağdurlarına devlet tarafından tazminat ödenmesi söz konusu değildir. Ancak kasıtlı şiddet suçunun mağduru kendisinde oluşan zararı suç failinden çeşitli nedenlerle tazmin edememesi durumunda zarar devlet tarafından karşılanmaktadır. Devlet kasıtlı suçlardan dolayı meydana gelen tedavi giderlerini karşılamaktadır. Taksirli suçlar yönünden ise, taksirli suçun genel tehlike yaratabilecek nitelikte olması halinde tedavi giderleri devlet tarafından karşılanmaktadır. Devletin kasıtlı suçtan dolayı çalışamayacak şekilde özre sahip olan mağdura maaş bağlaması söz konusu olmaktadır. Bu yasa ile eşi öldürülmüş dul kadınlar ile çocuklarına da devlet tarafından ödeme yapılabilmektir. Mağduru Şiddetten Koruma Kanunu ile suç mağdurlarının bedensel yaralanma, cinsel saldırı ve istismar suçlarıyla ilgili aile mahkemesi tarafından failin, mağdura ve eve

Ceza Adalet Sisteminde Mağdur Hakları/İnceleme Raporu - 11 yaklaşmaması, mağdura belli süre başka bir konut tahsis edilmesi gibi kararlar verilerek mağdur korunmaya çalışılmaktadır. 03 Mayıs 2013 yılında yürürlüğe giren Cinsel Suç Mağdurlarının Haklarının Güçlendirilmesi Kanunu yla 18 yaşından küçüklere karşı işlenilen cinsel istismar suçlarında dava zamanaşımı süresinin suç mağdurunun 18 yaşını ikmal etmesi tarihinden itibaren işlemeye başlatılacağı hükme bağlanmıştır. Ayrıca, suç mağdurları reşit olduktan sonra da bunlar hakkında video kayıt sistemi ile sorgulanma ve gençlik mahkemelerinde yargılanma hakkı getirilmiştir. Mağdurlarla ekonomik ve sosyal yönlerden ilgilenen sivil toplum örgütleri irdelenecek olursa; Bunlardan ilki yetkilisiyle görüşme gerçekleştirilen Terazi adı verilen kuruluştur. Söz konusu organizasyon devletin teşviki ile 1986 yılında Köln şehrinde kurulmuştur. Dernek hem yetişkinlere hem de gençlere yönelik faaliyette bulunmaktadır. Bu oluşum devlete bağımlı olmadan çalışmakla birlikte finansmanını eyalet yönetimi ile Köln Belediyesi karşılamaktadır. Ayrıca belirtmek gerekir ki savcılık ve gönüllü kuruluşların da söz konusu organizasyona maddi desteği bulunmaktadır. Adalet Bakanlığı internet sayfasında bu dernekle ilgili bilgiler bulunmaktadır. Bu derneğin denetimi Adalet Bakanlığı tarafından yapılmaktadır. Suçlu mağdur uzlaşmasını sağlamak amacıyla faaliyet gösteren dernek mağdurda oluşan zararların tarafsız bir uzlaştırıcı yardımıyla çözülmesini sağlamaktadır. Dosyanın soruşturma makamlarınca Terazi isimli bu derneğe gönderilmesi üzerine fail mektupla davet edilmektedir. Suç failinin müracaat etmesi halinde, uzlaşmaya yatkınlığı değerlendirilmekte, suçlunun mağdurun zararını telafi etme isteğinin varlığı araştırılmakta, bu koşulların failde mevcut olması halinde bu kez mağdurun katılımı ile başka bir toplantı yapılmaktadır. Toplantıda mağdurun da görüşü alınmakta, her iki tarafın istekli olması halinde bu kez suçlu ve mağdurun katılımı ile üçüncü bir toplantı yapılmaktadır. Bu aşamada tüm soruşturma işlemleri durmaktadır. Tarafların uzlaşmaları halinde suç failinin mağdura ödeyeceği maddi tazminat miktarı ortaklaşa belirlenmekte, maddi tazminata karar verildiği durumlarda tazminat ödemesi sona erinceye kadar dosya dernekçe takip edilmektedir. Tazminat ödemesi sona erince sonuç soruşturma makamlarına bildirilmektedir. Uzlaşma sonucu daha hafif ceza yaptırımını gerektiren davaların sona ermesine karşın ağır cezalar gerektiren suçlarda hâkime takdiri indirim yapma imkânı getirilmiştir. Uzlaşmanın mümkün olmaması halinde dosya soruşturma makamına iade edilmektedir. 2012 yılı verilerine göre Köln şehrinden Terazi Derneğine gelen genç suçlulara ait 440, yetişkin suçlulara ait 780 adet dosyanın uzlaşma ile sonuçlandırıldığı ifade edilmiştir. Bu oran derneğe gelen dosyaların %65 nin uzlaşma ile neticelendirildiğini göstermektedir. Derneğe gelen dosyaların yüzde doksanı savcılığın, %10 nu ise mahkemenin gönderdiği dosyalar oluşturmaktadır. Bu %10 luk dilim içinde mağdur veya sanığın doğrudan müracaatı ile gelen dosyalar da vardır. Tüm ülke çapında bu derneğe benzer 120-130 civarında sivil organizasyonun bulunduğu dile getirilmiştir. Almanya da Adalet Bakanlığı ile sözleşme yapmak suretiyle mağdur ve fail arasında uzlaşmayı sağlayan organizasyonları denetleyen, bu tür organizasyonlara sertifikasyon veren,

Ceza Adalet Sisteminde Mağdur Hakları/İnceleme Raporu - 12 bunların çalışanlarının eğitimini sağlayan ve bu alanda standartlar geliştiren, mağdur hakları konusunda kamuoyunu bilgilendiren organizasyonların bulunduğu yetkililerce anlatılmıştır. Bir diğer sivil toplum kuruluşu ise yetkili temsilcisi ile görüşme gerçekleştirilen Beyaz Çember isimli mağdur yardım organizasyonudur. Söz konusu derneğin amacı, suç sonrası ilgisiz kalan mağdurların sorunlarıyla ilgilenmektir. Beyaz Çember isimli organizasyon 36 yıl önce kurulmuş olup, ülke çapında 420 şubesi ve 3000 gönüllü çalışanı bulunmaktadır. Bu dernekte çalışanlarından sadece 80 kişinin maaş aldığı, geri kalan çalışanlarının gönüllü olarak görev yaptığı ve bu şekilde maddi kaynakların %80 inin mağdurlara harcandığı, gönüllü olarak çalışanlar arasında öğretmen, emekli savcı, doktor gibi meslek sahiplerinin bulunduğu, yine ülke çapında elli beş bin üyesi bulunan derneğin gelirinin büyük kısmının bu üyelerden alınan aidatlardan oluştuğu, mahkemeler tarafından verilen para cezalarının hâkim kararı ile derneğe verilebildiği, zira Almanya da mahkemelerce verilen para cezalarının bir kısmının hâkim kararı ile bu ve buna benzer gönüllü kuruluşlara gelir olarak aktarıldığı, ülke çapında Beyaz Çember derneğine ücretsiz telefonla ulaşım olanağının bulunduğu, kolluk güçlerinde bu tür mağdur organizasyonlarının broşürlerinin bulunduğu ve broşürler vasıtası ile mağdurların bu ve benzeri yardım organizasyonlarına yönlendirildiği, organizasyonun en önemli işinin mağdurlarla diyaloğa geçip, onları dinlemek olduğu, mağdurları dinlemek suretiyle onların yalnız kalmalarının önüne geçildiği, Köln Polis Merkezinde Beyaz Çember derneğine ayrılmış bir odanın bulunduğu ve burada mağdurlarla buluşulduğu, bunun yanı sıra dışarıda veya mağdurun ikametinde de mağdur ile buluşulup söz konusu görüşmelerin yapılabildiği, zira derneğin kaynaklarını, mağdurlar için kullanmak amacıyla, bina ve buna benzer yerleri edinme yoluna gidilmediği, mağdurlarla birlikte ilgili makamlara gidilip onlara yardımcı olunduğu, yine dernek görevlilerinin mağdurlarla birlikte mahkemeye giderek, mahkeme öncesi mağduru duruşmaya hazırladığı ve hatta mahkemece izin verildiğinde duruşmaya mağdurun yanında girilebildiği, derneğin suç mağduru olmuş kişilere olayın sıcağı sıcağına maddi yardımda bulunabildiği, örneğin hırsızlık mağduru olup evine gidebilecek parası bulunmayan kişilere evlerine gitmeleri için gerekli ulaşım ücretini verebildiği, yine ödeme gücü olmayan kişilere ilk danışmanlık olarak avukatla görüşme imkânı sağlayarak 150 Euro ödeme yapabildiği, mağdurun terapiye ihtiyacı olması durumunda ilk 5 seansın devlet tarafından karşılandığı, terapinin devam etmesi gerektiği durumlarda geri kalan seans ücretlerinin bu tür dernekler tarafından karşılanabildiği ve Almanya da her suç çeşidiyle ilgili mağdur yardım kuruluşlarının mevcut olduğu beyan edilmiştir. Bir başka kuruluş ise Gençlik Mahkeme Yardım Merkezi olarak isimlendirilen organizasyondur. Her ne kadar bu organizasyonun mağdurlarla birebir ilgisi olmasa da, mağduriyeti önlemenin en iyi yolu suç işlenmesini önlemek düsturundan hareket edilerek oluşturulan söz konusu organizasyon, devlet desteği ile belediyeler bünyesinde kurulmuştur. Söz konusu organizasyon Anayasa, Sosyal Kanun ve Gençler Mahkeme Kanunu nda yer alan hükümler çerçevesinde tesis edilmiştir. Gençlik yardım merkezinin bir görevlisi gençlerle ilgili davada yer almak zorundadır. Bu birimin amacı suç işlemiş gencin yeniden suç işlemesini engellemektir. Suç işlendikten sonra mahkeme suç failinin bu birime müracaatını sağlamaktadır.

Ceza Adalet Sisteminde Mağdur Hakları/İnceleme Raporu - 13 Birim, çocuğun durumunu saptamak bakımından gerekli araştırmayı yaptıktan sonra, hangi yaptırımın sanık için daha uygun olduğu konusunda yargılamayı yapan mahkemeye öneride bulunmaktadır. b. Amerika Birleşik Devletleri nde Mağdur Hakları Amerika Birleşik Devletleri nde mağdur tanımı şu şekilde yapılmıştır. Suçun işlenmesinden dolayı doğrudan fiziksel, duygusal veya maddi zarar görmüş olan kişilere mağdur denilmektedir. Mağdurun on sekiz yaşın altında veya ehliyetsiz ya da müteveffa olması nedeniyle soruşturma makamları önünde temsili ise eş, yasal vasi, ebeveyn, çocuk, kardeş, başka bir aile üyesi veya mahkemece belirlenen diğer bir kişi tarafından sağlanmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri nde federal Suç Mağdurları Yasası bulunmaktadır. Adalet Bakanlığı bünyesinde Mağdur Hakları Ofisi mağdurlara yardımcı olmaktadır. Adalet Bakanlığı tarafından burada görevli personelin kullanımı için Mağdur ve Tanık Yardımı Kılavuzu hazırlanmıştır. Mağdurlara bu kılavuz çerçevesinde destek ve yardım hizmeti sağlanmaktadır. Mağdur hakları ofisinde görev yapan personel adliyelerde savcılık birimine bağlı olarak vazife yapmaktadır. Hazırlanan kılavuz çerçevesinde mağdurlara sağlanan haklar şu şekilde özetlenebilir. Bakanlık personelinin suç mağdurları karşısındaki sorumlulukları, suçun işlenmesinden hemen sonra mümkün olan en kısa zamanda başlamaktadır. Bir suçun soruşturma ve kovuşturmasında görev yapan bakanlık personeli mağdur ve tanıkların mahremiyetle ilgili endişelerini dikkate alarak hareket etmekle mükelleftir. Soruşturmada görevli bakanlık personeli mağdurun özel bilgilerinin kamunun erişimine açılmasına veya bağlantısı olmayan işlemlerde kullanımına karşı gereken özeni göstermek, gerekli tedbirleri almak zorundadır. Ancak gerekli durumlarda mağdurların kişisel bilgileri soruşturma görevlileri, ceza infaz kurumları, şartlı tahliye kurumları, mahkeme ve savunma ile paylaşılabilir. Bu durumda mağdur bilgilendirilir. Bakanlık personeli, mağdur ve tanıklara ilişkin kişisel veya gizli bilgileri basına veya kamuya iletmekten kaçınmak zorundadır. Bunun için tüm tedbirler alınmalı, gerekli tüm çabalar gösterilmelidir. Kişisel bilgi olarak bireyin adı, adresi, irtibat bilgileri, kimlik bilgileri veya mağdurun kimliğini açığa çıkarabilecek diğer bilgi ve materyaller sayılabilir. Bakanlık personeli soruşturma ve yargılama süreçlerinde çocuk mağdur ve tanıkların ifade verirken, maruz kaldıkları suçu yeniden hatırlamaları nedeniyle yaşayabilecekleri travmanın farkında olmalıdır. Personelin birincil görevi bu travmanın yaşanmaması veya etkisinin azaltılması için gerekli tedbirleri almak, bu yolda verebileceği azami desteği vermektir. Suç mağdurları ve tanıklardan sorumlu bütün bakanlık görevlileri mağdur ve tanık yardımı kılavuzu çerçevesinde mağdur hakları ve hizmetleri konusunda temel bir eğitim alırlar. Temel eğitimden sonra ayrıca dönemsel olarak personelin eğitimlerine devam edilir. Bu şekilde personelin mağdur hakları algısı ve motivasyonu sürekli taze ve zinde tutulur.

Ceza Adalet Sisteminde Mağdur Hakları/İnceleme Raporu - 14 Görevli personelin mağdurlarla olan münasebetlerinde Mağdur ve Tanık Yardımı Kılavuzuna uygun davranıp davranmadıklarının izlenmesinden suç mağdurları ofis müdürü sorumludur. Suç mağdurları ofisi, kılavuz uygulamasıyla ilgili verileri içeren Yıllık Uygunluk Raporunu izleyen mali yılın 20 Nisan tarihine kadar Adalet Bakanlığına iletmek zorundadır. Her birim kılavuza uygunluğu sağlayacak performans tedbirleri ve bu tedbirlere temel olan kuralları geliştirip uygulamakla yükümlüdür. Uygunluk tedbirlerinin uygulanışı yıllık uygunluk raporuna dâhil edilir.

Ceza Adalet Sisteminde Mağdur Hakları/İnceleme Raporu - 15 İKİNCİ BÖLÜM CEZA ADALET SİSTEMİNDE MAĞDUR HAKLARININ İYİLEŞTİRİLMESİ A) MAĞDUR HAKLARININ MEVZUATIMIZDAKİ PERSPEKTİFİ 1. Ceza Muhakemesi Kanunu nda Mağdur Hakları 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu mağdur hakları açısından düzenleme içermemekteydi, anılan yasanın yürürlük tarihi itibarıyla mağdur hakları konusunda düzenleme yapması da beklenemezdi. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile suç mağdurlarının haklarında 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu na nazaran çok önemli iyileştirmeler yapılmıştır. 5271 sayılı Kanun la mağdur hakları bakımından mevzuatımıza getirilen temel düzenlemeler şöyle sıralanabilir; Ceza Muhakemesi Kanunu nun adlî kontrol hükümlerini düzenleyen 109 uncu maddesinde bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada, tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebileceği, adlî kontrolün şüphelinin maddede sayılan bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutulmasını içerebileceği söylendikten sonra adli kontrole ilişkin getirilen yükümlülüklerden bir tanesi Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim tarafından miktarı ve ödeme süresi belirlenecek parayı suç mağdurunun haklarını güvence altına almak üzere aynî veya kişisel güvenceye bağlamak şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemenin devamı niteliğinde 113 ve 114 üncü maddelerde hâkim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı şüpheli veya sanığın rızasıyla güvencenin mağdurun haklarını karşılayan veya nafaka borcuna ilişkin bulunan kısımlarının, istedikleri takdirde, mağdura veya nafaka alacaklılarına verilmesini emredebileceği, soruşturma ve kovuşturmanın konusunu oluşturan olaylar nedeniyle, mağdur veya nafaka alacaklısı lehinde bir yargı kararı verilmiş ise, şüpheli veya sanığın rızası olmasa da ödemenin yapılmasının emredilebileceği düzenlenmiştir. Kamu davasının ertelenmesi anılan Yasa nın 171 inci maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde ile uzlaşma hükümlerini düzenleyen 253 üncü maddesinin on dokuzuncu fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere, Cumhuriyet savcısına soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olup üst sınırı bir yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yeterli şüphenin varlığına rağmen kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine karar verebilme imkânı tanınmıştır. Suçtan zarar görene anılan karara 173 üncü madde hükümlerine göre itiraz edebilme hakkı getirilmiştir. Kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar

Ceza Adalet Sisteminde Mağdur Hakları/İnceleme Raporu - 16 verilebilmesi için, uzlaşmaya ilişkin hükümler saklı kalmak üzere şu koşulların birlikte gerçekleşmesi zorunludur. Bunlar; a) Şüphelinin daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezası ile mahkûm olmamış bulunması, b) Yapılan soruşturmanın, kamu davasının açılmasının ertelenmesi halinde şüphelinin suç işlemekten çekineceği kanaatini vermesi, c) Kamu davasının açılmasının ertelenmesinin, şüpheli ve toplum açısından kamu davası açılmasından daha yararlı olması, d) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesidir. Erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmediği takdirde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilir. Erteleme süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde kamu davası açılır. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Mağdurun mükerrer mağduriyetler yaşamasını önlemek için kişisel bilgileri gizli tutulmalıdır. Bu kapsamda 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu nun 209/2 nci maddesi ile bu imkân kısmen tanınmıştır. Bu düzenleme göre sanığa veya mağdura ait kişisel verilerin yer aldığı belgelerin, ilgilinin açıkça istemesi halinde kapalı oturumda okunmasına mahkemece karar verilebilecektir. Bu düzenleme ile mağdurun kişisel bilgileri en azından kamuoyundan gizlenmiş olacaktır. Ceza Muhakemesi Kanunu nun 231 inci maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması düzenlenmiştir. Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonucunda hükmolunan ceza iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için; a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması, b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, Gerekir.

Ceza Adalet Sisteminde Mağdur Hakları/İnceleme Raporu - 17 Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşulunu derhal yerine getiremediği takdirde sanık hakkında mağdura veya kamuya verdiği zararı denetim süresince aylık taksitler halinde ödemek suretiyle tamamen gidermesi koşuluyla da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilecektir. Böylelikle sanığın mağdura verdiği zararı tazmin etmesi amaçlanmıştır. Anılan Kanunu nun 233 üncü maddesi ile mağdurların savcılığa veya mahkemeye çağrılma usulü belirlenmiştir. Mağdurlar Cumhuriyet savcısı veya mahkeme başkanı veya hâkim tarafından çağrı kâğıdı ile çağırılıp dinlenebilecek, bu suretle yapılacak çağrıda tanıklara ilişkin hükümler uygulanacaktır. 5271 sayılı Yasa nın 234 üncü maddesinde mağdur hakları düzenlenmiştir. Bu haklar soruşturma ve kovuşturma olmak üzere iki ana başlık altında açıklanmıştır. Soruşturma evresinde mağdur; 1- Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısından istedikleri delillerin toplanmasını isteme hakkına sahiptir. Mağdur Cumhuriyet savcısının re sen topladığı delillerin yanında toplanmasını istediği delilleri Cumhuriyet savcısına bildirebilecektir. 2- Soruşturmanın gizlilik ve amacını bozmamak şartıyla Cumhuriyet savcısından belge örneği isteyebilecektir. Bu hak mağdurun yapılan soruşturmadan bilgi sahibi olması bakımından son derece önemli bir haktır. 3- Vekili bulunmaması durumunda, cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme hakkına da sahiptir. Bu koşulların varlığı halinde mağdura re sen avukat görevlendirilmemesi sanıklarla silahların eşitliği bakımından bir eksiklik olarak göze çarpmaktadır. 4- Yine 153 üncü maddeye uygun olmak koşuluyla vekili aracılığı ile soruşturma belgelerini ve el konulan ve muhafazaya alınan eşyayı inceletme hakkına sahiptir. 5271 sayılı Yasa nın 153 üncü maddesi sanık müdafiinin dosyada bulunan belgeler ile el konulan ve muhafazaya alınan eşyayı inceleme yetkisini düzenlemiştir. Mağdur vekiline de bu düzenlemeye paralel olarak soruşturma belgelerini ve el konulan ve muhafazaya alınan eşyayı inceleme yetkisi verilmiştir. 5- Cumhuriyet savcısının, kovuşturmaya yer olmadığı yönündeki kararına kanunda yazılı usule göre itiraz hakkını kullanabilecektir. Kovuşturma evresinde mağdur; 1- Duruşmadan haberdar edilme hakkına sahiptir. Mağdura tanınan bu hak nedeniyle yargılamayı yapacak olan mahkeme, çıkaracağı davetiye ile mağduru duruşmadan haberdar etmek zorundadır.

Ceza Adalet Sisteminde Mağdur Hakları/İnceleme Raporu - 18 2- Yargılama aşamasında mağdur istemi halinde kamu davasına müdahil olabilecektir. 3- Yine tutanak ve belgelerden vekili aracılığıyla örnek isteyebilecektir. 4- Mahkemede dinlenilmesini istedikleri tanıkların davetini isteme hakkı da mağdurlara verilmiştir. 5- Vekili bulunmaması halinde, cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme hakkına sahiptir. 6- Davaya katılmış ise, davayı sonuçlandıran kararlara karşı kanun yollarına başvurabilecek, davaya katılmamış ise bu yola başvuramayacaktır. 7- Mağdur on sekiz yaşını doldurmamış yahut sağır veya dilsiz ya da meramını ifade edemeyecek derecede malûl olur ve bir vekili de bulunmazsa, bu durumda mahkemece istemi aranmaksızın re sen bir vekil görevlendirilecektir. Mağdurlara tanınan bu haklar, suçun mağdurlarına anlatılıp açıklanmak ve tutanağa yazılmak zorundadır. Yasanın 236 ncı maddesinde mağdur ile şikâyetçinin dinlenme usulü düzenlenmiştir. Bu madde ile mağdurların korunmasını sağlamaya yönelik olarak yeni bir anlayış getirilmiştir. Anılan maddede mağdurun tanık olarak dinlenmesi halinde, yemin hariç, tanıklığa ilişkin hükümlerin uygulanacağı, işlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuş çocuk veya mağdurun, maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunluluk arz eden haller saklı kalmak kaydıyla soruşturma veya kovuşturmada tanık olarak bir defa dinlenebileceği, mağdur çocukların veya işlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuş olan diğer mağdurun tanık olarak dinlenmesi sırasında psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman bir kişi bulundurulacağı, bunlar hakkında bilirkişilere ilişkin hükümler uygulanacağı düzenlenmiştir. Ceza Muhakemesi Kanunu nun 52/3 üncü maddesi uyarınca tanıkların dinlenmesi sırasında görüntü ve/veya ses kaydı yapılabilir. Ancak tanık çocuk ise veya duruşmaya getirilmesi mümkün olmayan ve tanıklığı maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunlu olan kişilerin dinlenilmesinde bu kayıt zorunludur. Bu düzenlemeler ışığında mağdur çocuk soruşturma veya kovuşturma aşamalarında kural olarak bir kere dinlenebilecek, tanık sıfatıyla ifadesinin alınması sırasında yanında bir uzman olacak ve bu dinleme kayda alınacaktır. Mağdur çocuğun tekrar dinlenilmesi gerektiği takdirde mahkeme tarafından bu kayda başvurulacak, böylece çocuk yeniden ifade vermek zorunda kalmayacak ve psikolojik olarak tekrar yıpratılmayacaktır. Mağdur çocukların veya işlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuş olan diğer mağdurun tanık olarak dinlenmesi sırasında psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman bir kişi bulundurulacağı ve bunlar hakkında bilirkişilere ilişkin hükümler uygulanacağı 5271